Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk girişimciliğinin uluslararası arenadaki başarılarına bir yenisi daha eklendi. Emlak sektörünün önde gelen markalarından Vartur, Dubai'nin en prestijli projelerinden biri olan ROVE Home Marasi Drive kapsamında elde ettiği olağanüstü satış başarısıyla birincilik ödülüne layık görüldü. Bu büyük başarı, sadece Vartur'un gücünü değil, Türk emlak sektörünün global pazardaki iddiasını da bir kez daha kanıtladı.
Dubai'nin en önemli inşaat şirketlerinden IRTH tarafından verilen bu ödül, Vartur'un müşteri odaklı yaklaşımı ve uluslararası emlak piyasasındaki profesyonelliğinin bir sonucu olarak öne çıkıyor. Bu ödül, sadece bir satış başarısını değil, aynı zamanda Vartur'un küresel gayrimenkul piyasasındaki güçlü pozisyonunu da gözler önüne seriyor. Şirket, bu zaferiyle yalnızca Dubai'de değil, dünyanın diğer önemli şehirlerinde de yeni başarılara imza atmayı hedefliyor.
"BAŞKA ŞEHİRLERDE DE ZİRVEYİ HEDEFLİYORUZ"
Vartur Dubai Broker'ı Şerif Nadi Varlı, ödül töreninde yaptığı açıklamada, bu başarının kendileri için büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'de bilinen ve güven duyulan bir markayız. Ancak Dubai gibi büyük bir emlak piyasasında bu derece bir başarı elde etmek bizler için çok anlamlı. Bu ödül, sadece Dubai'de değil, dünyanın diğer önemli şehirlerinde de aynı başarıyı tekrarlama cesareti ve motivasyonu sağladı. Diğer büyük şehirlerde de en üst seviyelere ulaşmayı hedefliyoruz."
VARTUR'UN BAŞARISI TÜRK EMLAK SEKTÖRÜNE İLHAM VERİYOR
Vartur'un kazandığı bu prestijli ödül, Türk emlak sektörünün uluslararası arenada rekabet edebileceğini ve dünya çapında büyük projelere imza atabileceğini bir kez daha kanıtladı. Vartur, bu başarıyı daha ileriye taşıyarak, Türk girişimcilerinin uluslararası pazardaki gücünü artırmayı amaçlıyor. Bu önemli başarı, Türk iş dünyasının global ölçekteki etkisini artırırken, Türkiye'nin marka değerine de katkı sunmaya devam ediyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KPMG'nin iş dünyasında üretken yapay zekâ (GenAI) kullanımına ışık tutan ve her üç ayda bir sonuçlarını yayımladığı yeni "Yapay Zekâ ve Dijital İnovasyon" araştırmasına göre üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası (yüzde 52) GenAI teknolojisini kullanırken, işe yeni giren çalışanların yalnızca yüzde 20'si bu teknolojiyi kullanıyor. Üst düzey yöneticiler ayrıca üretken yapay zekâyı insan kaynakları yöneticilerinden (yüzde 41) ve orta düzey yöneticilerden (yüzde 39) de fazla kullanıyor. Ayrıca üst düzey liderlerin çoğuna (yüzde 70) bu teknoloji hakkında zorunlu eğitimler verilirken çalışanlara verilen zorunlu eğitimler yüzde 28'de kalıyor. Üstelik liderlerin yüzde 25'i çalışanlarına bu konuda zorunlu eğitim vermeyi planlamıyor.
KPMG'nin yıllık geliri 1 milyar dolar veya daha fazla olan kuruluşları temsil eden 100 ABD merkezli C-seviyesi ve iş liderinin görüşlerini aldığı Yapay Zekâ ve Dijital İnovasyon araştırmasına göre, iş dünyası liderleri üretken yapay zekâ (GenAI) stratejilerini desteklemek için stratejik yatırımlar yapmaya devam ediyor ve önümüzdeki 12 ay içinde birleşme ve satın alma yoluyla inorganik genişleme için ortalama 37 milyon dolar, veri ve analitik içinse 30 milyon dolar harcama yapmayı öngörüyorlar. Ayrıca yeni teknoloji yeteneklerinin işe alınması ve diğer şirketlerle iş birlikleri için 25'er milyon dolar ve müşteri deneyimi iyileştirmeleri için 24 milyon dolar ortalama harcama yapılması da bekleniyor.
Liderlerin yüzde 44'ü, olumlu sonuçlar alma baskısının ortasında, üretken yapay zekâ teknolojisini kurum genelinde ölçeklendirmeye devam ettiklerini kabul ediyor. Çoğu lider GenAI yolculuklarının araştırma, deneme ve planlama aşamalarını geçmiş olsa da yalnızca yüzde 15'i ölçülebilir iş sonuçları ve somut büyüme elde ettiklerini bildiriyor.
KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri Gökhan Mataracı açıklamasında, "Üretken yapay zekâya yönelik dikkatli yaklaşımlara rağmen, iş dünyası liderleri büyük çoğunlukla bu teknolojinin gerçekten dönüştürücü bir güce sahip olduğunu düşünüyor. Bu teknolojiyi desteklemek için veriye ve yeteneklere yapılan yatırımların, çok daha büyük potansiyelleri ortaya çıkarabileceğini giderek daha fazla görüyoruz. Artık CEO'lar bu dönüşümü yönlendirecek üst düzey liderleri atamaya daha fazla önem veriyor ve yönetimdeki ekiplerin teknolojileri daha fazla benimsemelerini bekliyor. CEO'lar ve yönetim kurulları, yapay zekânın dönüştürücü potansiyelini anlamalarını sağlamak için üst düzey liderlik ekiplerine yapay zekâ eğitimi verilmesini de artık zorunlu kılıyor. Bununla birlikte, eğitimleri iş gücünün geneline yayamayan kuruluşlar, bu teknolojinin sunduğu fırsatları kaçırma riskiyle karşı karşıya." dedi.
Yapay zekâ stratejilerinde liderlik CEO'lar dışındaki yöneticilere kayıyor
GenAI stratejileri kurum genelinde önem kazandıkça, liderlerin yüzde 42'si kurumlarının GenAI girişimlerini denetlemek için yeni liderleri işe almayı planladığını ya da aldığını ifade ediyor ki bu oran bir önceki çeyrekte yüzde 27 idi.
CEO'ların yaklaşık üçte biri (yüzde 31) ise hala kuruluşlarının bu alandaki stratejilerine yön veriyorlar, ancak talepler arttıkça ve kuruluşlar yönetici düzeyinde odaklanma ve gözetim gerektiren daha uzun vadeli stratejiler benimsedikçe bu sorumluluklar C-seviyesi yöneticilerle giderek daha fazla paylaşılıyor. Bilgi teknolojilerinden sorumlu yöneticiler (CIO) bu alanda liderlik etme olasılığı en yüksek ikinci grup (%31) olarak öne çıkarken, ardından operasyonlardan sorumlu yöneticiler (COO) ve İnovasyondan Sorumlu Yöneticiler (her ikisi de yüzde 13) geliyor. Araştırma üst düzey liderlerin çoğuna (yüzde 70) bu teknoloji hakkında zorunlu eğitim verildiğini oraya koysa da çalışanlara verilen zorunlu eğitimler yüzde 28'de kalıyor. Üstelik liderlerin yüzde 25'i çalışanlarına zorunlu eğitim vermeyi planlamıyor.
Yapay zekâ ile ilgili regülasyonlar devam ederken, liderlerin yüzde 67'si bu düzenlemeler karşı temkinli davranıyor, aşırı ve yetersiz düzenlemeleri yaklaşan yönetim değişikliğinin önündeki riskler olarak görüyor. Liderlerin çoğu (yüzde 63), kuruluşlarının gelecekteki uyumluluk gerekliliklerini öngörerek proaktif bir şekilde dahili yapay zekâ politikaları ve yönetişimi uygulamaya koyduğunu söylüyor.
Araştırmadan öne çıkan diğer sonuçlar
Üç ayda bir yapılan araştırmanın dikkat çeken bazı sonuçları ise şu şekilde:
" Liderlerin yüzde 63'ü rekabeti, GenAI yatırım stratejilerini etkileyen en önemli ölçüt olarak görüyor. Bu oran yılın ikinci çeyreğinde yüzde 68'di.
" Gelir, yüzde 51 ile en önemli yatırım getirisi ölçütü olmaya devam ediyor, bunu yüzde 38 ile kârlılık (ikinci çeyrekte yüzde 27) ve yüzde 36 ile verimlilik (ikinci çeyrekte yüzde 40) takip ediyor.
" Üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası (yüzde 52) GenAI kullanırken, işe yeni girmiş çalışanların yalnızca yüzde 20'si GenAI kullanıyor. Bu yöneticiler ayrıca GenAI'yi insan kaynakları yöneticilerinden (yüzde 41) ve orta düzey yöneticilerden (yüzde 39) de daha fazla kullanıyor.
" Liderlerin yüzde 19'u GenAI stratejilerini hayata geçirmek için yeni yönetim kurulu üyelerini işe aldı.
" Liderlerin neredeyse yarısı (yüzde 48) GenAI'nin kullanımı söz konusu olduğunda siber güvenlik ve veri gizliliği konusunda endişe duyuyor. Yüzde 43'ü ise GenAI kullanımı ile ilgili olarak çevresel etki konusunda endişe duyuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Lojistik sektöründe dökme kimyasal taşımacılık ve çevre dostu çözümleriyle öne çıkan TGL, sektöre yetkin, donanımlı sürücüler kazandırmak amacıyla Profesyonel Sürücü Programı’nı hayata geçiriyor. Kadın ve erkek sürücülere tam destek sağlayan programla lojistik sektörüne yeni bir soluk geliyor. TGL, bu programla lojistik sektörünün ihtiyaçlarına çözüm sunarak hem istihdam yaratmayı hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Türkiye lojistik sektörünün lider firmalarından TGL, ülke ekonomisine değer katmak ve sektörde sürdürülebilir bir gelişim sağlamak amacıyla, 30 Kasım Dünya Şoförler Günü’nde hayata geçirdiği “Profesyonel Sürücüler Programı” ile dikkatleri üzerine çekiyor.
TGL İnsan Kaynakları Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Levent Umut Verim, programın önemi hakkında şöyle konuştu: “Lojistik sektörü, ülke ekonomisinin lokomotiflerinden biridir. Bu nedenle, sektörün sürdürülebilirliği ve güvenliğini sağlamak adına nitelikli sürücüler yetiştirmek büyük önem taşıyor. Profesyonel Sürücü Programı ile hem ülkemizi hem de şirketimizi yurt içi ve yurt dışında başarıyla temsil edebilecek bilgi ve donanıma sahip sürücüler yetiştirmek için sorumluluk alıyoruz. Bu programla yalnızca sektördeki ihtiyacı karşılamayı değil, aynı zamanda tam zamanlı iş imkânları sunarak istihdama katkı sağlamayı da hedefliyoruz. 30 Kasım’da hayata geçireceğimiz bu anlamlı program vesilesiyle, tüm sürücülerimizin Dünya Şoförler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor; emekleri ve özverileri için teşekkür ediyorum."
Profesyonel Sürücü Programı, kadın ve erkek sürücü adaylarına yönelik eşit fırsatlar sunarken; gerekli bilgi birikimine sahip, yurt içi ve yurt dışında ülkemizi gururla temsil edebilecek profesyonel sürücüler yetiştirmeyi hedefliyor.
Ülke Ekonomisine Destek, İstihdama Katkı
Lojistik sektöründe uzman, eğitimli ve donanımlı sürücülere olan ihtiyaç her geçen gün artarken TGL bu ihtiyacı karşılamak için büyük bir adım atıyor. Tam zamanlı iş imkânları sunan Profesyonel Sürücü Programı, sektördeki yetenekli sürücü açığını kapatmayı ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Programa Katılım Koşulları
Programda yer almak isteyen adaylarda en az B sınıfı ehliyet, aktif sürüş deneyimi ve en az lise mezunu olma gibi temel koşullar aranıyor. Adayların aynı zamanda takım çalışmasına yatkın, problem çözme yeteneği yüksek ve dikkatli çalışma prensiplerine sahip olması bekleniyor.
Adım Adım Profesyonelliğe
Programa kabul edilen adaylar, TGL'nin İnsan Kaynakları Departmanı tarafından yapılan mülakat ve pratik sürüş testlerinden geçecek. Başarılı olan adaylar, profesyonel sürücü olmaları için gerekli olan C ve CE sınıfı ehliyetler ile SRC3 ve SRC5 belgelerini almaları için TGL’nin finansal desteğiyle eğitim sürecine başlayacak. Bu aşamada adaylara hem teorik hem de pratik eğitimlerle kapsamlı bir hazırlık sunulacak.
Geleceğe Yatırım: Sektörde Sürdürülebilir Gelişim
TGL, lojistik sektörünün güçlenmesi ve sürdürülebilir bir gelecek için “Profesyonel Sürücü Programı” gibi projeleri desteklemeye kararlı. Profesyonel Sürücü Programı’na katılmak isteyen adaylar için 2024 yılı başvuruları başladı. 2025 yılında üç ayda bir yenilenecek olan bu program, lojistik sektörüne olan ilgiyi artırmayı ve farkındalığı yüksek sürücüleri sektöre kazandırmayı hedefliyor. Programa başvurular, TGL’nin internet sitesi üzerinden gerçekleştirilecek. https://panel.basinlistem.com/[email protected]&MailID=41729776&url=https%3a%2f%2ftetglobal.com%2fprofesyonel-suruculer-programi%2f
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en köklü ilaç ve kimya şirketlerinden biri olan Merck, çalışan gelişimini destekleyen yaklaşımlarını her yıl düzenlediği ‘Global Gelişim Haftası’ ile sürdürüyor. Bu yıl Kasım ayı içerisinde gerçekleştirilen bu özel haftada, hem Merck Türkiye hem de global olarak Merck çalışanlarının yetkinliklerini, bilgilerini ve iyi olma hallerini en üst düzeye taşımayı amaçlayan çeşitli eğitimler, toplantılar ve etkinlikler düzenlendi.
“Her çalışan, bir potansiyeldir” mottosuna sahip Merck, bu potansiyeli en üst düzeye çıkarmak ve çalışanlarının yetkinliklerini geliştirmek için kurum içi etkinlikler gerçekleştiriyor. Çalışan odaklı bu yaklaşım doğrultusunda şirket 2019’dan bu yana her yıl ‘Merck Global Gelişim Haftası’nı düzenliyor.
Merck Global Gelişim Haftası kapsamında, hem yerel hem de global düzeyde çalışanların gelişimini destekleyen çok çeşitli eğitim oturumları organize ediliyor. Bu oturumlar, açık iletişimden liderlik yetkinliklerine, yapay zeka uygulamalarından iyi olma haline kadar geniş bir yelpazede bilgi ve beceri kazandırmayı hedefliyor. Merck, şirket içi uzman eğitmenlerin yanı sıra sektörün önde gelen profesyonellerini de bir araya getirerek çalışanlarının yetkinliklerini en üst düzeyde tutmayı amaçlıyor.
Merck Türkiye’den hafta kapsamında çeşitli etkinlikler
Bu özel haftanın Türkiye ayağında, Merck Türkiye Genel Müdürü Şehram Zayer ve İnsan Kaynakları Direktörü Gaye Mescioğlu’nun açılış konuşmaları ile başlayan etkinlikte, “Geleceğin Merck’ezi” projesi tanıtıldı ve gelişim yolculığunda şirket çalışanlarına ışık tutacak yeni global platformun lokal lansmanı yapıldı. Hafta boyunca liderlerle sohbetler, eğitim oturumları ve iyi olma hali etkinlikleri hayata geçirildi.
İyi olma hali gününde, “Günlük Hayatta Dengeyi Bulmak” başlıklı bir webinar düzenlendi, ardından gerçekleştirilen aromaterapi atölyesi ile çalışanlar keyifli ve rahatlatıcı bir deneyim yaşadı.
“Gelişim Planı Hazırlama Eğitimi”, “İleri Bildirim Eğitimi” ve “Duygusal Zeka Eğitimi” konulu oturumlarda ise çalışanların profesyonel gelişimlerine katkıda bulunuldu.
Bu yılki Gelişim Haftası bağış kampanyası ile fark yarattı
Bu yılki Gelişim Haftası, toplumsal faydaya yönelik anlamlı bir sosyal sorumluluk girişimi ile de taçlandırıldı. Çalışan gelişiminin toplumsal faydayla buluştuğu bu girişimde; çatışma ve savaş bölgelerindeki çocukların eğitimine destek sağlamak amacıyla, oturumlara katılan her bir çalışan adına “Visions for Children” sivil toplum kuruluşuna 1’er Euro bağış yapıldı. Merck, global düzeyde gerçekleştirdiği bu bağış kampanyası ile çocukların eğitim yoluyla daha iyi bir geleceğe ulaşmalarına katkı sağlamayı hedefliyor.
Merck Hakkında:
Dünyanın lider bilim ve teknoloji şirketlerinden Merck, Sağlık Hizmetleri, Yaşam Bilimleri ve Elektronikler alanlarında faaliyet göstermektedir. Şirketin yaklaşık 64.000 çalışanı, daha keyifli ve sürdürülebilir bir şekilde yaşamanın yeni yollarını bulmak için her gün milyonlarca insanın hayatında olumlu bir fark yaratmak amacıyla çalışmaktadır. Merck, gen düzenleme teknolojilerini geliştirme ve benzersiz yöntemler keşfetmekten, akıllı cihazlar kullanarak en zorlu hastalıkları tedavi etmeye kadar her alanda varlığını göstermektedir. 66 ülkede faaliyet gösteren şirket için, bilimsel merak ve sorumluluk sahibi girişimcilik teknolojik ve bilimsel gelişimin kilit unsurları olmuştur. Merck, 1668 yılındaki kuruluşundan bugüne bu şekilde büyümüştür. Şirketi kuran aile, halka açık şirketin hisselerinin çoğunluğuna sahip olmayı sürdürmektedir. Merck, Merck adının ve markasının küresel haklarına sahiptir. Bu konudaki tek istisna ABD ve Kanada’dır; Merck’in farklı iş kolları ABD’de ve Kanada’da sağlık alanında EMD Serono, yaşam bilimlerinde MilliporeSigma ve elektronikler konusunda EMD Performance Materials adıyla faaliyet göstermektedir. http://www.merck.com.tr/tr
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Enerji ve kaynak kullanımında %40’a varan tasarruf imkânı sunan akıllı yeşil binalar, ticari gayrimenkullerin kira değerini %12’ye, satış değerini ise %35’e varan oranlarda artırıyor. Denge Değerleme, “Value for Sustainability - Endüstriyel Tesislerde Sürdürülebilirlik Değeri” etkinliğinde, sanayici ve üreticiler için maliyetlerin sürekli arttığı, karbon nötr hedeflerinin yaklaştığı bir dönemde daha da önem kazanan sürdürülebilir tesislerin faydalarını, iş ortakları ile anlatmaya hazırlanıyor.
Gayrimenkul, taşıt, makine ve ekipman gibi tüm maddi duran varlıkların değerlemesini yapan, aynı zamanda gayrimenkul geliştirme ve yatırım danışmanlığı hizmetleri de sunan Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş., endüstriyel tesislerde sürdürülebilir uygulamaların değer bazında sağladığı önemli katkıya dikkat çekecek.
Akıllı yeşil binalar, endüstriyel tesislerin kira değerini %12, satış değerini ise %35’e kadar artırabiliyor. Ayrıca kaynak ve enerji kullanımında %40’a varan tasarruf şansı sunuyor. Öte yandan küresel ticari gayrimenkul yatırımcılarının yaklaşık %36’sı için öncelikli gerekçeler regülasyonları karşılarken mütevazı bir gelir elde etme hedefi olurken, sadece %23’ü taahhütlerin uzun vadede getirisi olduğu inancıyla sürdürülebilirliği temel iş stratejisi olarak görüyor. Bu farkındalıkla ÇEDBİK ve Altensis desteğiyle Minoa Pera’da 4 Aralık’ta düzenlenecek “Value for Sustainability - Endüstriyel Tesislerde Sürdürülebilirlik Değeri” başlıklı etkinlik, sürdürülebilir değerlerin geleceğe nasıl yön verdiğini sektörün uzmanlarıyla ele alacak.
Bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek zirve, Denge Değerleme Yönetim Kurulu Başkanı Baki Budakoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Simla Budakoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başlayacak.
Endüstriyel Tesislerde Sürdürülebilirlik Stratejisi
İstanbul Teknik Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme Programı Öğretim Görevlisi Dr. İlhami Akkum’un “Endüstriyel Tesislerin Sürdürülebilirlik Skoru” başlıklı konuşmasıyla devam edecek olan etkinliğin ilk oturumunda; Denge Değerleme’nin ticari gayrimenkullerde sürdürülebilirlik uygulamaları ve değere sağladığı etkiye yönelik bulguları ve çıkarımları paylaşılacak.
Yeşil dönüşüm ve endüstriyel yansımalarının değerlendirileceği “Endüstriyel Tesislerde Sürdürülebilirlik Faaliyetleri, Sonuçları ve Kurumsal Stratejiler” adlı ikinci panelde moderatörlük koltuğunda TRASTA CEO’su Bülent Görer oturacak. Panelde ENSİA Yönetim Kurulu Üyesi Emre Ata, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Direktörü ve UNSDSN Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Atabarut, Türkiye Varlık Fonu Proje Finansmanı ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Ünay Karpuz ve INTERCON Genel Müdürü Mehmet Ata Ceylan değerlendirmelerde bulunacak.
OSB’lerdeki yeşil dönüşüm ve ticari gayrimenkul projelerinde sürdürülebilirliğe verilen önemin ele alınacağı “Sanayi Alanında Sürdürülebilir Adımlar ve Öngörüler” adlı üçüncü ve son panelin moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Sürdürülebilirlik Editörü Başak Nur Gökçam üstlenecek. Konuşmacı koltuğunda ise Siemens Sürdürülebilirlik ve İş Geliştirme Başkanı Gülşah Öztürk, Altensis Kurucusu Emre Ilıcalı, ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü ve BASF İnovasyon Teknoloji Merkezi EMEA Güney-Doğu Pazar Geliştirme ve Sürdürülebilirlik Direktörü Mübahat Akgün yer alacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dijitalleşmenin toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli bir dönüm noktası olduğu inancıyla 2007 yılından bu yana Habitat Derneği iş birliğiyle ‘Kadın için Teknoloji’ projesini yürüten Teknosa, yeni bir adım atarak, ‘İlham Veren Buluşmalar’ı başlattı. Etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Ben Nasıl Başardım’ panelinin ilk konuğu BigChefs kurucusu Gamze Cizreli oldu.
Projeye katılan kadınlar ile iş hayatında fark yaratan kadınları bir araya getiren Teknosa’nın CEO’su Sitare Sezgin, “17 yıldır sürdürdüğümüz ‘Kadın için Teknoloji’ projemizde ilhamımızı hep kadınlardan aldık, almaya da devam ediyoruz. Kadının yapamayacağı, başaramayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki o görünmez engelleri aşmak için güçlerimizi birleştirelim” dedi.
Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, Türkiye'nin dört bir yanındaki kadınların dijital okuryazarlıklarını artırmak ve teknoloji kullanımında daha aktif hale gelmelerine katkıda bulunmak amacıyla 17 yıldır sürdürdüğü Kadın için Teknoloji projesinde yeni bir adım attı. Teknosa, Habitat Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği proje kapsamında, projeye katılan kadınlar ile iş hayatında fark yaratan kadınları bir araya getirdiği ‘İlham Veren Buluşmalar’ı başlattı. Etkinliğin ilki, İstanbul’daki Facebook İstasyon Habitat Hub’ta yoğun bir katılımla gerçekleşti.
“17 yılda 32 binden fazla kadının hayatına dokunduk”
Açılışta konuşan Teknosa CEO’su Sitare Sezgin, Habitat Derneği ile birlikte Türkiye’nin en uzun soluklu teknoloji projesini yürüttüklerini belirterek, şunları söyledi:
“Bu proje için 17 yıl önce yola çıktığımızda temel motivasyonumuz, ‘daha eşit ve güçlü bir geleceği toplumsal cinsiyet eşitliği ile kurabiliriz’ inancıydı. Biz kadınlar ülke nüfusunun yarısını oluşturuyoruz. Kalkınmamız, başarmamız ancak bizlerin hayatın her alanında eşit fırsatlara sahip olmasıyla mümkün. Teknosa olarak ‘Teknoloji erkek işidir’ algısını yıkmaya çalışıyoruz. Proje kapsamında şimdiye kadar Türkiye’nin dört bir köşesinden 32 binden fazla kadının hayatına dokunduk. Eğitimlerimize katılan kadınlar teknolojiyi kullanarak her türlü bilgiye daha kolay erişiyor, sosyal çevrelerini genişletiyor. İşlerinde ve e-hizmet işlemlerinde teknolojiyi aktif olarak kullanmaya başlıyor. Sosyal medya üzerinden el emeklerini, evde ürettiklerini tanıtmaya, satmaya başlıyor. Proje sayesinde kurulan ilişkiler sadece eğitimle sınırlı kalmıyor, zaman içinde başka iyiliklere de dönüşüyor. Projemizin kadınların dijital dünyaya adaptasyonunda önemli bir işlevi yerine getirdiğine inanıyorum. Proje kapsamında bugün ilkini düzenlediğimiz ‘İlham Veren Buluşmalar’ etkinliğimizi 4 ayda bir farklı şehirlerde hayata geçirerek, büyütmeyi hedefliyoruz. Biz projemizde ilhamımızı hep kadınlardan aldık, almaya da devam ediyoruz. Kadının yapamayacağı, başaramayacağı hiçbir şey yok. Yeter ki o görünmez engelleri aşmak için güçlerimizi birleştirelim.”
“Kadınlar Teknoloji ile Güçleniyor; Sosyal Hayat ve İş Yaşamında Dönüşümün Öncüsü Oluyorlar”
Açılışta konuşan Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu, Kadın için Teknoloji projesi ile ilgili şunları söyledi:
“Teknosa ve Habitat Derneği ortaklığı ile gerçekleştirdiğimiz Kadın için Teknoloji projesi ile 17 yılda 32 binden den fazla kadına ulaşmanın gururunu yaşadığımızı belirtmek isterim. Kadın için Teknoloji Projesi kadınların teknoloji kullanımıyla hem bireysel hayatlarında hem de iş yaşamlarında dönüşüm yaşamalarını hedefliyor. Kadınların dijital becerilerini geliştirmelerini, teknoloji tabanlı iş fikirlerini hayata geçirmelerini ve toplumsal hayata katılımlarını artırmayı amaçlıyoruz. Kadın için Teknoloji projesinin bir alt çerçevesi olarak hayata geçirdiğimiz ‘İlham Veren Buluşmalar’ etkinlikleri, başarılı kadın girişimcileri katılımcılarla bir araya getirerek onlara umut dolu bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor. Bu projede Teknosa ile 17 yıldır ortaklık yapıyoruz ve daha uzun yıllar kadınların teknoloji yetkinliklerini geliştirmek için ortaklığımızı büyüterek çalışmaya devam edeceğimize inanıyoruz.”
Fark yaratan kadınlar anlattı
Etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Ben Nasıl Başardım’ panelinin konuğu BigChefs kurucusu Gamze Cizreli oldu. Cizreli, Teknosa CEO’su Sitare Sezgin’in sorularıyla iş hayatında bir kadın olarak önüne çıkan engelleri nasıl aştığını anlattı. ‘İlham Veren Kadınlar Paneli’nde ise Habitat Derneği’nden Elif Yıldırım Başer’in moderatörlüğünde, Otama Kırkpınar kurucusu Merve Özkorkmaz, Hipokid kurucusu Evren Büyük Kepkep ve Development Minds kurucusu Doç. Dr. Gülgönül Bozoğlu Batı, hikayelerini katılımcılarla paylaştı.
Teknosa, ‘İlham Veren Buluşmalar’ etkinliği katılımcıları için Aydın Nazilli ağaçlandırma sahasına fidan bağışı yaptı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Happy Place to Work Bilim Kurulu, Atasun Optik’i cinsiyet eşitliği, eşit işe eşit ücret, mentorluk programları, mesleki gelişim fırsatları, esnek çalışma düzenlemeleri, kapsayıcı işe alım uygulamaları ve iş yeri kültürü gibi alanlardaki kapsamlı çalışmalarıyla değerlendirdi. Bu süreçte, şirketin kariyer ilerlemesinde eşitliği sağlamaya yönelik gösterdiği çaba da göz önünde bulunduruldu. Bunun sonucunda, Atasun Optik, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık alanındaki uygulama ve politikalarıyla “Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık”, “Profesyonel Gelişim” ve “Yönetimde Kadın” sertifikalarını kazanarak, “Türkiye’nin En Mutlu İşyeri” sertifikasının yanı sıra üç ek sertifika daha kazanmış oldu.
Atasun Optik CEO’su Evren Kutlu: “Happy Place to Work Bilim Kurulu tarafından “Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık”, “Profesyonel Gelişim” ve “Yönetimde Kadın” sertifikalarına uygun görülmemizi sağlayan etkenlerden biri çalışan profilimizi iyi analiz eden insan kaynakları uygulamalarımız ve politikalarımız. Atasun Optik olarak, çalışanlarımıza eşit kariyer fırsatları sunuyor ve “eşit işe eşit ücret” prensibini benimsiyoruz. Liderlik rollerinde kadınların güçlenmesi için koçluk programları ve yetenek merkezleri uygulamalarımızla farklılık yaratıyoruz. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık politikalarımız sayesinde güçlü bir iş yeri kültürü oluşturuyor; tersine mentorluk projeleri, farkındalık çalışmaları ve sosyal kulüplerle bu değerlerimizi pekiştiriyoruz. Şeffaf iletişim ve genç yetenek programlarımızla hem aday hem çalışan deneyimini iyileştiriyoruz. Her yıl yeni yetenekleri aramıza kazandırırken; üniversite iş birlikleri, optisyenlik bölümü öğrencilerine verdiğimiz burslar ve yine optisyenlik bölümlerine yaptığımız bağışlarla da sadece sektöre değil, topluma da katkı sağlıyoruz. Bu çalışmalarımızın sonucunda, Happy Place to Work Bilim Kurulu tarafından “Türkiye’nin En Mutlu İşyeri” dışında üç yeni sertifikaya daha uygun görülmek bizim için gurur kaynağı. Titiz incelemeleri ve değerli takdirleri için kurul üyelerine teşekkür ediyoruz.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kullanıcılar, AVoIP bağlantısından, yüksek kaliteli görsellerden, basit kurulum ve ayarlama sayesinde eşsiz Panasonic uzmanlığından yararlanabilir.
Panasonic Connect Europe, profesyonel ekran serisinin en yeni üyesi olan ilk LED ekranını tanıttı. Panasonic'in 110 inç TL-110AD12AW LED ekranı, kurumsal ortamlar, yüksek öğrenim kurumları, sınıflar ve üniversite amfileri için ideal olmanın yanı sıra olağanüstü performans sunar ve kutudan çıkar çıkmaz kolayca yapılandırılabilir, daha üstün kurulum esnekliği ve bağlantı sağlar.
Hepsi bir arada LED ekran, Panasonic'in IP tabanlı bağlantı ve yapılandırılabilirlik konusundaki köklü ve rakipsiz endüstri bilgisi ve uzmanlığı ile profesyonel ekranlara dair müşteri beklentilerine hakimiyetinden yararlanıyor. Cihaz, 700 cd/m2 parlaklığa ve 1,27 mm piksel aralığına sahip olmakla beraber parlak ortamlarda bile renk sapması olmadan yüksek kaliteli görüntüler sunuyor.
AVoIP'nin Tüm Potansiyelini Ortaya Çıkarmak
Panasonic'in LED ekranlarda bir ilk olan 110 inçlik modeli, çeşitli işlev kartlarıyla sorunsuz AVoIP entegrasyonuna olanak tanıyan birden fazla Intel® SDM yuvasına sahiptir. Böylece, müşterilerin AVoIP'nin tüm potansiyelini ortaya çıkarmasına olanak tanıyarak farklı konumlardaki birden fazla cihaz arasında daha fazla iletişim ve iş birliği sağlıyor.
Panasonic Connect Europe Görsel Sistem Çözümleri Avrupa Pazarlama Müdürü Hartmut Kulessa, şunları paylaştı: "Yüksek kaliteli görseller sunan, kullanımı ve kurulumu kolay olan büyük ekranlara yönelik talebin arttığını görüyoruz. Geleneksel LED ekranların çoğu, diğer cihazlarla uyumlu olmamakla beraber çalıştırılması zor ve zaman alıcı olan karmaşık sistemlere sahiptir. Hepsi bir arada Intel® SDM özellikli 110 inç LED ekranımız, müşterilerin karmaşık proje gereksinimlerini karşılayan eksiksiz, bütünsel, IP tabanlı çözümler ararken daha fazla birlikte çalışabilirlik sağlayarak bu sıkıntıları ele alıyor."
Sürdürülebilirlik ve Verimliliğin Artırılması
Panasonic'in LED ekranı, çevre dostu bir tasarıma ve kurulum ortamına uyacak şekilde otomatik parlaklık ve güç ayarı yaparak güç tüketimini azaltırken cihazın sürekli çalışmasını sağlayan tescilli Ortalama Görüntü Seviyesi (APL) teknolojisine sahiptir. Uzun süreli görüntü çıktısı sağlarken gelişebilecek sorunları ele almak için yanma önleme ve düzeltme teknolojisi ile donatılmış olması, her zaman yüksek kaliteli görseller sağlamasını mümkün kılıyor.
Panasonic'in LED ekranının bakım için önden erişim sağlayan tasarımı, gerektiğinde parçaların değiştirilmesini veya onarılmasını kolaylaştırıyor. Uzaktan yönetim hizmetleriyle uyumluluğu, durumunun gerçek zamanlı olarak izlenmesini mümkün kılıyor. Bu, herhangi bir bakımın önceden planlanmasına olanak tanıyarak gönül rahatlığı sağlar ve gereksiz arıza sürelerini en aza indirir.
Kutudan çıkar çıkmaz esnek kurulum
Panasonic'in 110 inç hepsi bir arada LED ekranının, geleneksel ekranlara kıyasla daha hafif ve daha ince olmasıyla beraber kurulumu da daha kolaydır. Yarı monte edilmiş olarak gönderilir ve böylece kurulum süresini azaltır. Dahil olan montaj donanımı ile, HDMI™ kablosu yoluyla bir oynatma cihazına bağlanarak kolayca kurulabilir ve hemen kullanılabilir. Panasonic'in IP tabanlı bağlantısı kullanılırken, kablolama önemli ölçüde azaltılır ve ölçeklenebilirlik daha da artar.
İlgili Kişi
Önder Kalkancı
Marjinal Porter Novelli
0533 927 23 95
[email protected]
Panasonic Group Hakkında
1918 yılında kurulan ve bugün dünya çapında tüketici elektroniği, konut, otomotiv, endüstri, iletişim ve enerji sektörlerindeki geniş kapsamlı uygulamalar için yenilikçi teknolojiler ve çözümler geliştirmede küresel bir lider olan Panasonic Group, 1 Nisan 2022'de bir holding şirketi olarak hizmet veren Panasonic Holdings Corporation ve şemsiyesi altında konumlandırılmış sekiz şirket ile bir işletim şirketi sistemine geçti. Grup, 31 Mart 2024'te sona eren yıl için 54,12 milyar Euro (8.496,4 milyar yen) konsolide net satış bildirdi. Panasonic Group hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen şu adresi ziyaret edin: https://holdings.panasonic/global/
Panasonic Connect Europe GmbH Hakkında
Faaliyetlerine 1 Ekim 2021 tarihinde başlayan Panasonic Connect Europe, B2B odaklı ve çevik yeni bir organizasyon oluşturdu.400'den fazla çalışanı ve CEO Hiroyuki Nishiuma liderliğindeki işletme, tümü İş Değiştirme, Gelişmiş Toplum ve Yarına Bağlanma vizyonunu sunmak için tasarlanmış yenilikçi ürünler ve entegre sistem ve hizmetlerle müşterilerinin başarısına katkıda bulunmayı hedefliyor.
Merkezi Wiesbaden'de bulunan Panasonic Connect Europe, aşağıdaki iş birimlerinden oluşur:
Toughbook dayanıklı dizüstü bilgisayarlar, iş tabletleri ve elde kullanılan cihazlar yelpazesiyle mobil çalışanların üretkenliklerini artırmalarına yardımcı olan Mobil Çözümler İş Birimi
Medya Eğlence İş Birimi, bünyesinde yüksek parlaklık ve dayanıklılık özelliğine sahip bir dizi projektörün yanı sıra yüksek kaliteli ekranlar sunan Görsel Sistem Çözümleri ile canlı etkinlik çekimi, spor prodüksiyonu, televizyon ve xR stüdyoları için yaygın olarak kullanılan PTZ ve sistem kameraları, kayıt özelliği olan kameralar, Kairos IT/IP platformu, anahtarlayıcılar ve robotik çözümlerden oluşan uçtan uca bir portföyden Akıllı Canlı Prodüksiyon çözümleri sunan Broadcast & ProAV'yi de barındırıyor.
İş ve Endüstri Çözümleri, benzersiz Gemba Süreç İnovasyonu yaklaşımını kullanarak Perakende, Lojistik ve Üretim odaklı özel teknoloji çözümleri sunuyor. Operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini geliştirmek için tasarlanmış olup işletmelerin her gün en iyi performansı sergilemelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Amacı, operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini geliştirmek, işletmelerin her gün en iyi şekilde performans göstermelerine yardımcı olmaktır.
Panasonic Factory Solutions Europe, elektronik üretim çözümleri, robot ve kaynak sistemleri ve yazılım çözümleri mühendisliği dahil olmak üzere çok çeşitli otomatik çözümlerle akıllı fabrikaları gerçeğe dönüştürmeye yardımcı oluyor.
Daha fazla bilgi için lütfen şu adresi ziyaret edin: https://eu.connect.panasonic.com
Lütfen Panasonic Connect Avrupa'nın LinkedIn sayfasını ziyaret edin: https://www.linkedin.com/company/panasonic-connect-europe/
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.