Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
   
Chery'nin SmartMi Tech ile gerçekleştirdiği internet merkezli felsefesinin sinerjisinden doğan markası iCAR, ilk modeli olan V23 ile elektrikli araç çağına yepyeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. OMODA ve JAECOO markaları gibi yeni enerji araçlarına yönelik giderek artan rekabet ortamında iCAR, V23 modelinin kutu şeklindeki tasarımı ve premium donanımlarıyla kullanıcıların kalbini kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda modüler tasarım, resmi kişiselleştirme kitleri ve ortak yaratım ekosistemi sayesinde elektrik çağında kişiselleştirilmiş modifikasyonu yeniden tanımlıyor ve kullanıcıların modüler parçalarla hayalindeki otomobilleri bir araya getirmelerine olanak tanıyor.
2025 Şangay Otomobil Endüstrisi Fuarı'ndaki küresel tanıtımdan bu yana iCAR, dünya genelinde genç yaşam tarzına öncülük etmek için net bir marka konumlandırması oluşturdu. Bu konsept sadece ürünün tasarımına değil, markanın gelişimine de yansıyor ve elektrikli çağda yeni bir ekosistem yaratma amacı taşıyor. iCAR'ın "Off-Road Tarzı" serisinin ilk modeli olarak V23, klasik SUV tarzını retro estetik ve modern teknolojik unsurlarla birleştirerek bu vizyonu hayata geçiriyor ve kendini ifade etmek isteyen yeni nesillere de hitap ediyor.
Modüler yapı parçalarıyla sınırsızca kişiselleştirebilir!
V23'ün evrimsel modifikasyon olanakları doğuştan geliyor. Kompakt boyutlarıyla öne çıkan iCar modeli, (4220 mm × 1915 mm × 1845 mm) kişiselleştirme kolaylığı adına standart arayüzlere sahip. V23'ün tavan rayları, kamp ve spot aydınlatmalar için modüler eklemelere olanak tanırken bireysel ayarlamalar için çok sayıda ¼ vida arayüzü ayrılmış durumda. Tamponlardaki pratik bağlantı elemanları ve yana doğru açılan bagaj kapağına harici ek bagaj sabitleme olanağı da iCar V23'ün modüler yapısını destekler nitelikle özellikler olarak kendine yer buluyor.
Gençleri ve genç düşünenleri hedefliyor!
Chery'nin teknolojik uzmanlığı ile SmartMi Tech'in internet merkezli felsefesinin sinerjisinden doğan iCAR, OMODA ve JAECOO markaları gibi kendine özgü yenilikçi bir DNA'ya sahip. Bir yandan, Chery'nin ürün kalitesinde kendini gösteren ve sürekli olarak inovasyonla geliştirilen teknolojik "yoğun güç" var; diğer yandan, ideolojik bir öz taşıyan kültürel bir "yumuşak güç " de barındırıyor. Chery'nin internet tabanlı bir felsefeye dayanan ilk yenilikçi markası olan iCAR, stratejik olarak dünya genelinde gençleri ve genç düşünen kişileri hedefliyor; kişiselleştirilmiş deneyimlere ve duygusal değerlere değer veren, macera dolu bir yaşam için tükenmez bir tutku sergileyen, aynı zamanda avangart estetiğin öncülüğünü yapan ve çağdaş Trendy Inborn Players'ı birlikte yeniden tanımlayan kişileri. Kamp, balık tutma, yürüyüş, tırmanma ve koşu gibi açık hava aktiviteleri gençlik yaşam tarzlarının bir parçası haline geldi.
iCar V23 elektrikli çağa yepyeni ve kişiselleştirebilir bir ekosistem sunuyor!
V23 sıradan bir otomobil değil, çok daha fazlasını bünyesinde barındırıyor. Tamponlar, iç döşemeler ve bilgi-eğlence temaları gibi bileşenler özgürce yeniden yapılandırılabiliyor. Böylece mobil bir "yaratıcı platform" görevi de görüyor. Fabrika standardında arayüzler, 100'ün üzerinde ilave aksesuar ve yenilikçi üçüncü taraf şirketlerle yapılan ortaklıklar dinamik bir ekosistem oluşturuyor. Seyahat amaçlı modifikasyon kitlerinden mat yeşil kaplamalara ve arazi tipi AT lastik setlerine kadar, profesyonel modifikasyonlar "sadece meraklılara özel" olmaktan çıkıyor ve halkın erişebildiği bir tüketici seçeneği haline geliyor. iCAR, iş birliğine dayalı ekosistem üzerinden otomotiv sektöründeki geleneksel engelleri ortadan kaldırarak, "oyun alanını" rekabetçi bir atılım olarak kullanıyor. Kullanıcı odaklı bu yaklaşım, "bin kullanıcı için bin araç" anlayışına yeni bir yaklaşım getiriyor. Marka, kişiselleştirme ve işlevsellik konusundaki ikili talebi karşılamak üzere kapsamlı modifikasyonlar ve dış mekan ekipmanları dâhil kapsamlı bir servis sistemi kurmayı planlıyor.
Üç yılda 100'den fazla ülkeye yayılacak!
Alternatif tahrik teknolojisine sahip akıllı araçlara yönelik pazarın günümüzde giderek geliştiği, giderek daha fazla yeni marka ve modelin piyasaya sunulduğu yaygın olarak kabul ediliyor. Ancak ürün tasarımlarının homojen olmaması ve tekrarlayan tasarımlar nedeniyle tüketicilerin satın alma ilgisinde önceki yıllara göre düşüş yaşanıyor ve bu durum tüketicilerde karar yorgunluğuna yol açıyor. Son veriler, J-Tarzı araç modellerinin son yıllarda güçlü bir satış ivmesi gösterdiğini ve güçlü bir pazar talebine sahip olduğunu gösteriyor. Tüketici talepleri salt fayda ulaşımının ötesine geçiyor ve giderek daha fazla duygusal etkileşime odaklanıyor. Bu da önemli bir katalizör olarak öne çıkıyor. iCAR, estetik tasarımı ve teknolojik inceliği ustalıkla bir araya getirerek retro-klasik öğeleri avangard trendlerle buluşturuyor. Bu stratejik birleşme, zamanın ötesinde, zamansız, ikonik modeller yaratırken ürün kategorilerinde sürekli yeniliği teşvik ediyor. iCAR, başarılı ürünler geliştirmeye önem veriyor ve müşteri öngörülerini yorumlama, ürün tanımlarını optimize etme, çevrimiçi trafik edinme ve maliyet etkinliği alanlarındaki yeteneklerini sürekli olarak geliştiriyor. Şirket, araç geliştirme sürecine duygusal etkiyi yerleştirerek, internet tabanlı bir felsefeyi geleneksel üretim uzmanlığıyla birleştiren bir otomotiv girişimine hızla dönüştü. Bilindiği üzere iCAR'ın ürün yelpazesinde, off-road becerileri, teknik odaklı tasarımlar ve türler arası morfolojik konseptler de dahil olmak üzere çeşitli tasarımlara sahip hem batarya elektrikli araçlar (BEV'ler) hem de uzun menzilli elektrikli araçlar (REEV'ler) yer alıyor. iCAR, üç yıl içinde küresel varlığını 100'ün üzerinde ülkeye yaymayı ve dünya genelinde 2 binin üzerinde uzmandan oluşan bir ağ kurmayı planlıyor. Bu stratejik genişlemenin amacı, dünya çapında daha fazla sayıda kullanıcıya daha kapsamlı, özelleştirilmiş ürünler ve keyifli yaşam tarzı deneyimleri sunmak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Fark yaratan yeni nesil tasarımları, inovatif ürünleri ve teknolojideki üstün gücüyle seramik sektörünün lider şirketi NG Kütahya Seramik, ABD'de sektörün en prestijli etkinliklerinden biri olan Coverings 2025'te yerini aldı. Marka, fuarda zarafet ve estetiği harmanlayan en yeni koleksiyonlarıyla teknoloji, sürdürülebilirlik ve fonksiyonellik açısından sektöre öncülük eden çözümlerini tanıtıyor
 
Zarafet ve estetiği kusursuz bir uyumla harmanlayan NG Kütahya Seramik, sektörünün en prestijli etkinliklerinden biri olan Coverings 2025'te yer aldı. 29 Nisan- 2 Mayıs 2025 tarihleri arasında, ABD'nin Florida eyaletinde Orlando'daki Orange County Kongre Merkezi'nde düzenlenen bu global fuarda, NG Kütahya Seramik ziyaretçilerini 1672 numaralı standında ağırlıyor.
Dünya sahnesinde Türk tasarım gücü
NG Kütahya Seramik, fuarda sergilediği en yeni koleksiyonlarıyla yalnızca estetik değil; aynı zamanda teknoloji, sürdürülebilirlik ve fonksiyonellik açısından da sektöre öncülük eden çözümler sunuyor. Yeni ürün grupları, doğal taş ve mermerin en rafine yorumlarıyla dikkat çekiyor. Göz alıcı yüzey dokuları, iç ve dış mekanlara yönelik mimari uygulamalarda ilham kaynağı oluyor.
Coverings 2025 kapsamında, NG Kütahya Seramik ürünlerinin yanı sıra, markanın alt markaları arasında yer alan NG Stone'un 160x320 ve 80x320 cm büyük ebatlı porselen slab koleksiyonları ile ultra ince yapısıyla öne çıkan NG Slim'in 3 mm kalınlığındaki serileri de ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Hem geniş hacimli hem de minimalist projelere hitap eden bu özel gruplar, estetikle birlikte yüksek teknik performans sunuyor.
Ayrıca, NG Stone, Amerika merkezli bağımsız bir kuruluş olan NSF International tarafından verilen gıda temas sertifikasını almaya hak kazanarak bu belgeyi elde eden Türkiye'nin ilk seramik markası olma ünvanını taşıyor. Bu sertifika, ürünlerin gıda temasına uygunluğunu ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretildiğini belgeliyor.
Global ziyaretçilere açık davet
Dünyanın dört bir yanından sektör profesyonellerini bir araya getiren Coverings, NG Kütahya Seramik için uluslararası iş birliklerinin geliştirildiği ve Türk seramiğinin küresel ölçekte tanıtıldığı önemli bir platform niteliği taşıyor. Marka, bu yılki fuar temasında "Zarafet ve estetiği kusursuz bir uyumla harmanladık" mesajını ön plana çıkarıyor.
Amerika'da stratejik genişleme: NG Kütahya USA mağaza açılışı
NG Kütahya Seramik'in Amerika pazarındaki varlığı yalnızca fuar katılımıyla sınırlı kalmıyor. Marka, 16 Nisan 2025 tarihinde Florida'nın Doral bölgesinde açtığı yeni mağazasıyla Amerika'daki fiziksel yapılanmasını da resmen başlatmış bulunuyor. NG Kütahya USA adıyla faaliyet gösteren yapı, toplam 3.500 m² alanıyla hem showroom hem de depo olarak hizmet veriyor.
Mağazada, NG Stone koleksiyonuna ait 160x320 ve 80x320 cm ölçülerinde büyük ebatlı plakalar ile dış mekân kullanımına uygun 2 cm kalınlığında ürün grupları sergileniyor. Ayrıca, 120x120, 80x80 ve 60x120 cm gibi farklı ebatlarda, 3 mm, 6 mm ve 12 mm kalınlık alternatiflerine sahip seriler de mimar ve profesyonel kullanıcılarla buluşuyor. NG Kütahya USA, yalnızca bir satış noktası değil; aynı zamanda mimari vizyonun güçlü bir tamamlayıcısı olarak konumlanıyor.
Amerika pazarında güçlü bir yatırımın göstergesi
Coverings 2025'teki fuar katılımı ile NG Kütahya USA mağaza açılışı birlikte değerlendirildiğinde, NG Kütahya Seramik'in Amerika pazarındaki uzun vadeli yatırım stratejisi açıkça görülüyor. Marka, estetik gücü, yüksek üretim kapasitesi ve yenilikçi tasarım anlayışıyla Amerika'daki mimari ve inşaat projelerinde güçlü bir çözüm ortağı olmayı hedefliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Yeni web sitesi, baştan sona optimize edilen kullanıcı deneyimiyle öne çıkıyor. Sayfa yüklenme süresi ve erişilebilirlik konularında yapılan iyileştirmeler sayesinde ziyaretçiler, aradıkları ürünlere çok daha hızlı ulaşıyor. Yeni web sitesinde, sepete eklemeden, ödeme adımına kadar olan süreçler yeniden tasarlanarak alışverişin her aşaması daha akıcı hale getirildi. Kullanıcılar, daha hızlı alışveriş ve daha az bekleme süreleri ile alışverişlerini tamamlayabilecek.
Kullanıcı dostu ürün ve sipariş ekranlarıyla, kişiselleştirilebilir yapısıyla hem görsel hem de işlevsel açıdan yepyeni bir deneyim sunan yeni web sitesi, sipariş sonrası süreçlerde de büyük bir dönüşümüne imza attı.
Kullanıcıların sipariş durumlarını anlık olarak takip edebilmelerine olanak sağlayan web sitesi, alışveriş sürecine duyulan güveni de pekiştirecek. E-ticaret deneyimini bir üst kademeye taşıyan Shopify altyapısı ile Koza Home, müşterilerine daha güvenli hızlı ve memnuniyet odaklı bir hizmet sunmayı hedefliyor.
Shopify'ın sunduğu geniş 3. parti uygulama ağı sayesinde, yenilikçi çözümlerle operasyonel süreçler ve kullanıcı deneyimi daha verimli hale getirildi.
Koza Home'un yeni dijital yüzü, markanın güçlü tasarım vizyonunu modern teknolojiyle buluştururken, kullanıcı odaklı yaklaşımını da bir kez daha ortaya koyuyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Türkiye demir ve demir dışı metaller sektörü, mart ayında yüzde 5,4 artış göstererek 1,1 milyar dolarlık ihracata imza attı. Türkiye çelik sektörü de bu ayda yüzde 5,6 artış ile 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği'nin (ADMİB) mart ayı demir ve demir dışı metaller ihracatı ise yüzde 2 artışla 68 milyon dolar, çelik ihracatı yüzde 9 oranında artışla 194 milyon dolar oldu.
Yılın ilk çeyreğinde Türkiye geneli demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 5,6 oranında artış ile 3,2 milyar dolar olmuş, çelik sektöründen yapılan ihracat ise geçen yıla oranla yüzde 2 oranında artış ile 4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
ADMİB'ten yapılan ihracat rakamları incelendiğinde ise, Ocak-Mart döneminde demir ve demir dışı metaller sektöründen yapılan ihracat yüzde 3,2 artış ile 195 milyon dolar olarak gerçekleşirken, çelik sektöründen yapılan ihracat ise yüzde 22 oranında artış ile 533 milyon dolar oldu.
"Pazar çeşitliliğimizi artırmaya devam edeceğiz"
Sektörünün mart ayına ilişkin ihracat performansını değerlendiren ADMİB Başkanı Fuat Tosyalı, mart ayı itibariyle demir-çelik sektörünün hem ülke geneli hem de Akdeniz'de başarılı bir performansa imza attığını söyledi. Avrupa ve Afrika pazarlarındaki ülkelerde genel olarak bir başarı yakaladıklarına dikkat çeken Tosyalı, ABD pazarında Akdenizli ihracatçıların gösterdiği performansa değinerek, "Geçen yıl aynı ayda 2,8 milyon dolar olan ihracatımız, bu ay 11,5 milyon dolar seviyesine yaklaştı. Bu pazarda da istikrarlı bir performans göstermek istiyoruz. Pazar çeşitliliğimizi artırmaya devam edeceğiz. Üye firmalarımıza yeni iş bağlantıları sağlayacak etkinlikler düzenlerken, inovatif ve çevre dostu ürünler geliştirerek sektördeki konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Akdeniz'den ABD'ye yüzde 309'luk ihracat artışı
Mart ayında Türkiye geneli demir-çelik ihracatında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke Romanya oldu. Bu ülkeyi sırasıyla İtalya, Almanya, ABD ve Bulgaristan izledi. İlk 10 pazar içinde İtalya'ya yüzde 47, Yunanistan'a yüzde 29, Bulgaristan'a yüzde 19 ve Romanya'ya yüzde 14'lük artışlar kaydedildi.
ADMİB'in Mart ihracatında da zirvenin sahibi Romanya oldu. Bu ülkeyi sırasıyla İtalya, Irak, Mısır ve Fas takip etti. İlk 10 pazar içinde Lübnan'a yüzde 442, ABD'ye yüzde 309, İtalya'ya yüzde 117'lik artışlar dikkat çekti.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Zülfikarlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren TP Petrol Dağıtım A.Ş yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Düzenlenen açılış törenine Zülfikarlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İsfendiyar Zülfikari, Enerji Grup Başkanı Çağdaş Demirağ, TP Petrol Dağıtım A.Ş. üst düzey yöneticileri ve çok sayıda Ankaralı da katılım sağladı.
Zülfikarlar Holding Enerji Grup Başkanı Çağdaş Demirağ, açılışta yaptığı konuşmada, "Akaryakıt sektörünün yerli markası olarak, Türkiye'nin dört bir yanında Türkiye Petrolleri bayrağını gururla dalgalandırmaya devam ediyoruz. Sektördeki uzun yıllara dayanan deneyimimiz ışığında iddialı hedeflere yürüyoruz. Tüm faaliyet alanlarımızda öngördüğümüz yatırımlarımız planladığımız şekilde devam ediyor. En önemli hedeflerimizin başında ülkemizin her köşesindeki araç kullanıcılarını yüksek kaliteli ürün ve hizmetlerimizle buluşturmak geliyor. Bu hedefle paydaşlarımızla birlikte el ele vererek Türkiye Petrolleri'ni daha da güçlendirmek için çalışıyoruz. Sürdürülebilir hedeflerimiz doğrultusunda 2025 yılı operasyonel verimliliğimizi ve birim karlılığımızı artıracağımız bir yıl olacak" dedi.
Müşteri deneyimini daha üst seviyeye taşımayı hedefledikleri akaryakıt istasyonlarına bir yenisini daha eklediklerini belirten Demirağ, "Akaryakıt istasyonları artık bir yaşam alanına dönüşmüş durumda. Geniş ve ferah bir alana konumlanmış istasyonumuzda kaliteli akaryakıt ve LPG ürünlerimiz bir yana, oto yıkama ve zengin içerikli T7/24 marketimize kadar pek çok hizmetle istasyonumuzda müşteri deneyimini üst seviyeye taşıyoruz" diye konuştu.
Türkiye genelindeki 800'ü aşkın akaryakıt istasyonunda sağlığa, emniyete ve çevreye duyarlı bir şekilde hizmet veren, kaliteli ürünlerini müşterileriyle buluşturan Türkiye Petrolleri, akaryakıt sektörünün en hızlı büyüyen markaları arasında yer alıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, RF 75-300mm F4-5.6 telefoto zum lensini kullanıma sundu. EOS R Sistemi fotoğraf makinesiyle doğa ve spor fotoğrafçılığına başlayan kullanıcılar için ideal bir seçenek olan bu lens, hafif ve kullanımı kolaylığı sunmasıyla öne çıkıyor.

 

RF 75-300mm F4-5.6, kullanıcılarına olağanüstü erişim kapasitesi ve esnek zum aralığıyla fiziksel olarak yaklaşılamayacak konuların fotoğraflarını ve videolarını çekerken yaratıcı özgürlük sağlıyor. Böylece kullanıcılar vahşi hayvanları ve kuşları rahatsız etmemek için aralarındaki mesafeyi koruyabiliyor veya bir spor etkinliğini kenardan fotoğraflarken doğrudan aksiyona odaklanabiliyor. Hızlı tepki vermeyi mümkün kılan aerodinamik tasarımlı büyük zum halkası, zum aralığı genelinde işlem yapmak için çeyrek turdan sadece biraz daha fazla çevirmeyi gerektiriyor.

 

300 mm'de 1,5 m'ye kadar yakınlaşarak kareyi detaylarla doldurabilen RF 75-300mm F4-5.6 lens, hayvan ve insan portreleri için pratik bir çözüm sunuyor. Uzun zumu ve geniş, yedi ağızlı diyaframı net bir konuyla bulanık arka plan arasında mükemmel bir ayrım sağlayarak ortaya zarif bir görünüm çıkarıyor.

 

Ayrıca bu klasik giriş seviyesi, tam kare 75-300 mm lens, Canon'un geliştirilmiş RF yuvasına sahip tüm fotoğraf makinelerinde kullanılabiliyor. EOS R100 gibi bir APS-C gövde ile eşleştirildiğinde, uzaktaki konuları daha da yakınlaştırmak için 120-480 mm aralığında daha güçlü bir etkili erişim sağlıyor.

 

Bununla birlikte geniş telefoto kapsamına rağmen sadece 507 g ağırlığında olmasıyla ve geri çekildiğinde 146,1 mm uzunluğuna sahip yapısıyla kompakt ve rahat bir kullanım sunuyor. Sınıfının en hafif lenslerinden biri olarak yerel spor karşılaşmalarından erişilmesi zor yerlerdeki doğa koruma alanlarına kadar her yerde aktif rol oynuyor.

 

Böylece RF 75-300mm F4-5.6'nın çok yönlü odak uzaklığı aralığı, uygun fiyatı ve olağanüstü taşınabilirliği, herkesin erişim alanını genişletebilmesini ve tutkularını daha ileriye taşıyabilmesini sağlıyor.

 

RF 75-300mm F4-5.6 - Temel Özellikler:

 

• Tam Kare EOS R Sistemi fotoğraf makineleri için esnek 75-300 mm odak uzaklığı aralığı, APS-C modellerde 120-480 mm eşdeğeri görünüme kadar genişler.

• Kareyi dolduran detaylar için 300 mm'de 1,5 metre minimum netleme mesafesi

• Kompakt ve hafif tasarım: Saklama boyutu sadece 146,1 mm uzunluğunda ve yaklaşık 507 g ağırlığındadır.

• Harika arka plan bulanıklığı için 7 ağızlı dairesel diyafram

• Işık lekeleri ve mercek parlamalarını azaltan Super Spectra kaplama

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bir AbbVie divizyonu olan Allergan Aesthetics Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Atakan Ertuğrul oldu. Sağlık sektöründe 17 yılı aşkın deneyime sahip olan Ertuğrul, Allergan Aesthetics’in Türkiye operasyonlarına liderlik edecek.

 

Atakan Ertuğrul, 1 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla bir AbbVie divizyonu olan Allergan Aesthetics’in Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Atakan Ertuğrul, sağlık sektöründeki 17 yılı aşkın deneyimiyle, kritik departmanları yönetme ve geliştirme alanlarında uzun yıllara dayanan deneyimiyle Allergan Aesthetics’in Türkiye operasyonlarına stratejik liderlik edecek.

 

Atakan Ertuğrul, Sabancı Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak başladığı kariyerine 2008 yılından itibaren çeşitli ilaç ve hızlı tüketim ürünleri firmalarında ülke ve bölge pazarlama yöneticiliği rollerinde devam etti. 2017 yılında Allergan’a katılan Ertuğrul, Medikal Estetik Kıdemli Pazarlama Müdürü ve Vücut Şekillendirme Kıdemli Satış & Pazarlama Müdürü görevlerini başarıyla yürüttü. 2019-2020 yılları arasında Hollanda’da Dale Carnegie’de İş Danışmanı ve Eğitmen olarak görev aldı. 2021 yılında Allergan Aesthetics Türkiye ekibine AMI Lideri olarak yeniden katılan Atakan Ertuğrul, 2022’de ise Pazarlama Direktörlüğü görevine atandı. 2024 yılında Orta Avrupa ve Baltık Ülkeleri (CEBA) Ülke Müdürü olarak atanan Ertuğrul, bu dönemde aynı zamanda Allergan Aesthetics Geniş Avrupa Yönetim Ekibi’nde yer aldı. Bu görev kapsamında çalışmalarını Prag, Çekya merkezli olarak sürdüren Ertuğrul, yeni görevine Türkiye’ye dönerek devam edecek.

 

Atakan Ertuğrul 2004 yılında Sabancı Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik programından mezun olmuştur. 2007 yılında Sabancı Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve 2020 yılında da Vrije Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans programlarını tamamlamıştır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

LinkedIn ev sahipliğinde “Yapay Zekâ Çağında İnsanın Gerçek Gücünü Keşfetmek” temasıyla düzenlenen LinkedIn Connect İstanbul; Türk iş dünyasının önde gelen isimlerini ve farklı sektörlerden uzmanları bir araya getirdi. 29 Nisan’da Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul’da düzenlenen buluşmada, yapay zekâ etkisinde dönüşen iş dünyası konuşuldu. Etkinliğin açılış konuşmasını Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç yaptı. LinkedIn Global Elçisi Sankar Venkatraman’ın sunum yaptığı etkinliğe; Togg CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, NTT DATA Orta Doğu, Türkiye ve Afrika İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Bahri Danış gibi isimler panelist olarak katıldı.

Turkcell iş birliğiyle düzenlenen LinkedIn Connect İstanbul, “Yapay Zekâ Çağında İnsanın Gerçek Gücünü Keşfetmek” temasıyla, 29 Nisan’da Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul’da gerçekleşti. İş dünyasının yapay zekâ etkisindeki dönüşümünü merkeze alan etkinlikte, Türk iş dünyasının önemli isimlerinin yanı sıra farklı ülkelerden uzmanlar konuşmacı olarak yer aldı.

Etkinlik, Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç’un açılış konuşmasıyla başladı. İnsanlık tarihinin en önemli değişimlerinden birinin yaşandığına dikkat çeken Koç, “Teknolojik olduğu kadar ekonomik ve sosyolojik olarak da bir dönüşüme tanık oluyoruz” dedi.

“Yapay Zekâ artık sadece bir teknoloji değil, bir çağın adı” mesajı veren Turkcell Genel Müdürü sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Herkesin, her şeyin, her an ve her yerde birbiriyle bağlantılı olacağı bir çağın ön gösterimindeyiz. Dolayısıyla yarının sorularına dünün yöntem ve önermeleriyle yanıt bulmak mümkün değil. Fakat bu değişim atmosferinde, temelde değişmeyen bir unsur var; insan. Yapay zekâ, insanlığın elini güçlendiren bir araç olabilir ama o aracı anlamlı ve doğru şekilde kullanan, yön veren bizleriz. Bugünün en büyük ihtiyacı, insanı daha derinden anlamak. İnsanın gerçek gücünü keşfetmenin yolu, önce insanı keşfetmekten geçiyor.”

“Çocuklarımızın sahip olacağı meslekler henüz keşfedilmedi”

Bu çağı tanımlayan temel paradigmanın “Holistic Connectivity/Bütünsel Bağlantı” olduğunu belirten Turkcell Genel Müdürü, tüm sistemlerin birbirine “akılla” bağlandığını ifade etti. Bu akıllı bağın arkasında karmaşık yazılımlar olduğunu söyleyen Dr. Koç, “Bütünsel Bağlantı döneminde tüm iş yapış şekilleri yeniden tanımlanırken yeni iş kolları da doğuyor. Sanal gerçeklik tasarımcılığı, yapay zekâ ve makine öğrenimi mühendisliği gibi meslekler öne çıkarken, gelecekte çocuklarımızın meslekleri belki de henüz keşfedilmedi” dedi.

Uzman isimlerden geleceğin iş trendleri

İş dünyasının dinamiklerinin ele alındığı panellerde, ilham verici içerikler ve güncel yaklaşımlar katılımcılara uzman isimlerce aktarıldı. LinkedIn Global Elçisi Sankar Venkatraman, iş gücü dönüşümüne dair trendleri, yapay zekânın insan kaynakları üzerindeki etkilerini ve geleceğin liderlik yaklaşımlarını ele alan sunumuyla dikkat çekerek şunları söyledi: “Yapay zekâ, çalışma şeklimizi dönüştürüyor ve küresel iş gücünü yeniden şekillendiriyor. Yapay zekâ çağında, insan yeteneği hâlâ en önemli ayırt edici unsur olmaya devam ediyor. Yapay zekâ, insan potansiyelinin yerini alan değil onu geliştiren ve destekleyen güçlü bir araç olarak görülmeli. Yeni dönemde işletmelerin başarısı yalnızca teknolojileriyle değil, geliştirdikleri yeteneklerle şekillenecek. Bu potansiyeli tam anlamıyla ortaya çıkarmak için, yapay zekânın insan odaklı becerilere öncelik verilerek etkin şekilde kullanılması çok önemli.”

Etkinliğin CEO Paneli'nde ise Togg CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, NTT DATA Orta Doğu, Türkiye ve Afrika İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Bahri Danış, dönüşen yetenek dünyasına dair deneyimlerini ve kurumlarının stratejilerini paylaştı.

“Yapay zekâ, teknolojiyi demokratikleştiriyor”

Togg CEO’su Gürcan Karakaş, özetle şu mesajları verdi: “Artık otomobiller, dört tekerlek üstünde giden birer yazılım haline gelmeye başladı. Biz de Togg olarak 60 yıllık bir hayali hayata geçiriyoruz. Bununla da kalmıyor o hayalin bir parçası oluyoruz. Bugün bizim akıllı cihazımıza oturduğunuzda yapay zekânın geliştirdiği müzikten tutun, yolculuğunuzun bir dijital sanat eserine dönüştürmesine ya da görme engelli bir misafiriniz varsa ona etrafı anlatabilecek bir algoritma zincirine kadar, şu an aktif şekilde kullanılıyor. Yapay zekânın bana göre en önemli yönlerinden biri, teknolojinin demokratikleşmesi, eşitleyici etkisidir. Her boyutta bize kolaylıklar sunuyor, fayda sağlayacak imkânları gösteriyor.”

Elektriğin icadı ile benzer etki…

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, bu mali yıl içinde yapay zekâya toplam 82 milyar dolar yatırım yaptıklarını belirterek şöyle dedi: “Bir başka deyişle yapay zekâ teknolojisine haftada yaklaşık bir buçuk milyar dolar yatırım yapıyoruz. Bunun da en büyük sebebi aslında yapay zekâyı bir ürün olarak değil aslında bir platform, bir altyapı teknolojisi olarak görüyoruz. Nasıl ki elektriğin icadıyla birlikte dünyada inanılmaz değişiklikler, inanılmaz kırılımlar olduysa, yapay zekânın da buna çok benzer bir süreçten geçeceğini düşünüyoruz. Yapay zekâ teknolojisinin hem platform hem ürün olarak Türkiye'nin gayri safi milli hasılasına, 2030 yılına kadar %14'lük bir katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz.”

İnsan odaklı yetkinlikler önemini koruyor

LinkedIn Connect İstanbul’da paylaşılan veriler, iş gücü dönüşümünün ülkemizdeki yansımalarını da ortaya koydu. Türkiye’de iş dünyasındaki dönüşümün temelinde teknoloji yer alsa da insan odaklı 9 yetkinliklerin önemini koruduğu görüldü. Yapay zekâ kullanımı, büyük veri analizi, teknolojik okuryazarlık ve siber güvenlik uzmanlığı gibi beceriler de en çok talep gören nitelikler oldu. LinkedIn Learning Türkiye verileri, eğitimde de dikkat çekici eğilimlere işaret ediyor. Eğitim içeriklerinde veri ve analitik becerilere güçlü bir vurgu yapılırken, daha fazlasını yapmaktan çok önemli olana odaklanma anlayışının öne çıktığı görülüyor. İletişim ve kişilerarası etkileşim becerilerine yönelik yoğun ilgi dikkat çekerken, yeni teknolojiler ve yapay zekâ okuryazarlığı da önem kazanan becerilerden. Ayrıca duygusal zekâ ve zihinsel sağlık konularına yönelik ilgi de artıyor.

İşe alım süreçlerinde yapay zekâ kullanımı artışta

İşe alım süreçlerindeki rolü de giderek artan yapay zekâ, aday deneyimini geliştirirken, işe alım sürecini hızlandırıyor. LinkedIn’in “İşe Alımın Geleceği 2025” raporuna göre şirketlerin %37’si üretken yapay zekâ (Gen AI) araçlarını aktif olarak entegre ediyor ya da test ediyor; bu oranın ise bir yıl öncesine göre %10 artış gösterdiği vurgulanıyor. Yapay zekâ, beceri analiziyle deneyim yerine yetkinliğe odaklanan işe alım yöntemlerini desteklerken, işe alım ekiplerinin iş yükünü %20 azaltarak verimliliği de artırıyor.

Şirketlerin %36’sı çalışanların kariyer gelişimini destekliyor

LinkedIn’in İşyeri Öğrenme Raporu'nda sunulan verilere göre, şirketlerin sadece %36’sı, çalışanlarının kariyer gelişimini önceliklendiren programlara sahip. Bu şirketler, çalışan bağlılığı ve performans açısından daha iyi sonuçlar elde ediyor. Yapay zekâ, beceri boşluklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarken; iç mobiliteyi teşvik eden şirketler, çalışanların farklı rollerde deneyim kazanmasına olanak tanıyor. Bu şirketlerin diğer şirketlere kıyasla daha başarılı sonuçlar elde etmesi ise dikkat çekici bir veri olarak öne çıkıyor.

İşe alım trendleri, yetkinlik gelişimi ve iş gücü hareketliliğine ilişkin güncel veriler

LinkedIn Global İçgörüler Direktörü Francesca Felet ise Türkiye ve EMEA bölgesine dair işe alım trendleri, yetkinlik gelişimi ve iş gücü hareketliliğine ilişkin güncel veriler ve içgörüler sundu. CHRO Paneli’nde, LinkedIn Türkiye, Güneydoğu Avrupa Başkan Burak Kuralkan moderatörlüğünde, yapay zekâ çağında insan merkezli kurum kültürünün nasıl korunabileceği masaya yatırıldı. LinkedIn EMEA & LATAM Yetenek Kazanımı Başkanı John McCall, hızla gelişen yetenek piyasasında güçlü bir Çalışan Değer Önermesi (EVP) oluşturmanın önemini ve LinkedIn’in bu alandaki yaklaşımını katılımcılarla paylaştı. LinkedIn EMEA & LATAM Yetenek Gelişimi Başkanı Eileen Oliver Free liderliğinde gerçekleşen oturumda ise yapay zekâ destekli sürekli öğrenme stratejilerinin, yetenek gelişimine katkıları ele alındı.