Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Altın Soluklandı, Gözler PCE Verisinde!
ABD ile Avrupa Birliği arasındaki ticaret ilişkilerinin iyileşeceğine dair beklentiler, yatırımcıların güvenli liman talebini zayıflattı.
Bu gelişme, altındaki düşüş eğilimini desteklemeye devam ediyor.
Öte yandan, Orta Doğu ve Ukrayna’daki çatışmaların şiddetlenmesi ve Cuma günü açıklanacak olan ABD PCE enflasyon verisi, piyasaların temkinli duruşunu sürdürüyor.
Altın, günü 3.341 dolar/ons seviyesinde, %0,02 düşüşle tamamladı.
Gümüş, yatay hareket etti. Seansı 33,49 dolar/ons seviyesinden tamamlayan beyaz maden, gün içerisinde belirgin bir yön arayışı sergilemedi.
Platin, geçen hafta iki yılın en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra düşüşünü sürdürdü. Yüzde 0,25 kayıpla 1085 dolar/ons ile günü tamamladı.
Paladyum fiyatları da negatif bölgede kalmaya devam etti.
Yatırımcıların risk iştahındaki azalma ile birlikte, fiyatlar 985 dolar/ons seviyesine geriledi. Günlük kayıp %0,08 düzeyinde gerçekleşti.
Troy Kıymetlı Maden Tıc. A.Ş
www.goldtakas.com www.troypm.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bankacılık sektöründe teknolojik dönüşümün yönünü ve yatırım önceliklerini ortaya koyan KPMG'nin Bankacılık Teknoloji Araştırması'na göre her 10 banka yöneticisinden 9'u veriye dayalı içgörüler ve kişiselleştirme konularını en önemli yatırım önceliği olarak görüyor. Ayrıca bankaların neredeyse tamamı 2025 yılında internet ve mobil bankacılığa yatırım yapmayı planlıyor. Veri gizliliğini koruma ve müşteri varlıklarını güvence altına alma söz konusu olduğunda ise katılımcıların yüzde 73'ü bir siber saldırıya karşı yeterince hazırlıklı olduklarını söylüyor.
KPMG'nin banka yöneticilerinin katılımıyla, finans sektöründe teknolojik dönüşümün yönünü ve önceliklerini ortaya koyan “2025 Bankacılık Teknoloji Araştırması” yayımlandı. Araştırma kapsamında yapılan ankete katılan kurumlar arasında küresel ölçekli finans devlerinden bölgesel ve yerel bankalara kadar geniş bir yelpaze yer aldı. Araştırma, ekonomik ve düzenleyici belirsizliklerin arttığı bir dönemde bankaların teknoloji yatırımlarını nasıl şekillendirdiğine ışık tutuyor.
Araştırmaya göre banka yöneticilerinin yüzde 91'i veriye dayalı içgörüler ve kişiselleştirme konularını en önemli yatırım önceliği olarak belirtirken bunu sırasıyla güvenlik ve dolandırıcılık önleme (yüzde 89), müşteri şikayetleri ve ihtilaflar (yüzde 88), operasyonel verimlilik ve otomasyon (yüzde 88) ile düzenleyici uyumluluk ve risk yönetimi (yüzde 85) takip etti. Bankaların neredeyse tamamı ise 2025 yılında internet bankacılığına (yüzde 96), mobil bankacılığa (yüzde 95) ve e-posta ile SMS bankacılığına (yüzde 95) yatırım yapmayı planlıyor. Katılımcıların yarısı, dijital kanallarını modernleştirmenin daha iyi kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sunmak açısından önemli olduğu konusunda hemfikir. Yüzde 52'si ise sundukları hizmetleri geliştirme motivasyonu olarak fintech rakiplerinin ortaya çıkışını gösteriyor.
GenAI hem fırsat hem de endişe kaynağı
Yapay zekâ da sektörde dile getirilen birçok konunun merkezinde yer alıyor. Bankalar bir yandan yapay zekâ planlarını hızla hayata geçirirken diğer yandan bu yatırımların değerini daha net belirlemeye çalışıyor. 2025 yılının en önemli yatırım öncelikleri arasında yer alan üretken yapay zekâ (GenAI); dolandırıcılık tespiti ve önlenmesi ile siber güvenlik çalışmalarında umut vadeden bir araç olarak öne çıkıyor. Ancak yine de müşteriyle doğrudan etkileşim kuran GenAI çözümlerinin üretime alınması konusunda sektörde hâlâ bir çekingenlik söz konusu.
Veri modernizasyonu gündemdeki önemini koruyor
GenAI, bankaların kurumsal veri yönetimi uygulamalarını yeniden gündeme taşısa da veriden daha geniş bir değer elde etme hedefi bir süredir zaten gündemdeydi. Yoğun şekilde düzenlenen bankacılık sektörü için verileri modernleştirmedeki temel zorluklar büyük ölçüde veri gizliliği ve riskle ilgili endişeler (yüzde 93), veri kalitesi (yüzde 89) ve eski sistemler veya entegrasyon karmaşıklığı (yüzde 81) olarak öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 68'i veri yönetimi konusunda hedef durum vizyonu oluşturmuş durumda ve yüzde 65'i bu vizyonun uygulanabilirliği için yol haritası ile fonlama modeline sahip.
Siber risklerle mücadele için bütçeler artıyor
Veri gizliliğini koruma ve müşteri varlıklarını güvence altına alma söz konusu olduğunda, katılımcıların yüzde 73'ü bir siber saldırıya karşı yeterince hazırlıklı olduklarını söylüyor. Yine de yüzde 89'u siber risklerle mücadele için bütçelerini artırıyor. Çoğu banka (yüzde 82), güçlü güvenlik önlemleri uyguladığını, düzenli denetimler yaptığını (yüzde 77) ve çalışanlara veri güvenliği konusunda eğitim verdiğini (yüzde 73) belirtiyor. Ancak bankaların sadece yarısından azı, veri ve siber güvenlikle ilgili düzenleyici belirsizliklerle başa çıkmaya hazır olduklarını düşünüyor.
“Bankalar büyümenin anahtarını teknolojide arıyor”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Bankacılık ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Kerem Vardar, “Bu araştırmamız bankacılık sektör liderlerinin önceliklerini her yıl belirleyen bir gösterge niteliği taşıyor. 2025'te sektörün odağına aldığı konu ise bankacılığın ilerlemesini sağlayan ve ekonomik ya da düzenleyici belirsizliklere rağmen büyümenin anahtarı olan teknoloji. Dünyanın önde gelen finans kuruluşlarından bölgesel ve yerel bankalara kadar uzanan bir yelpazede, stratejiden bilgi teknolojilerine kadar çeşitli alanlarda görev yapan yöneticilere teknoloji olgunluklarını değerlendirmelerini, öncelikli yatırım alanlarını belirlemelerini ve büyük operasyonel ve müşteri değeri yaratma potansiyeline sahip yeni teknoloji paradigmalarına ne kadar hazır olduklarını sorduğumuz bir çalışma gerçekleştirdik. Elde edilen veriler, sektörün güvenlik, dolandırıcılığı önleme, risk yönetimi ve müşteri deneyimi gibi öncelikli ihtiyaçlar ile kısa vadede kullanıcıya fark yaratmayan ama uzun vadede kurumsal teknolojiyi güçlendiren platform modernizasyonu gibi arka plandaki dönüşümler arasında denge kurmaya çalıştığını gösteriyor.” dedi.
KPMG Hakkında
KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 143 ülkede 265 binin üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv; endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlıyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa ofisleriyle, 1982 yılından beri yaklaşık 1.700 çalışanıyla her sektörden 4 binin üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet veriyor. 2020 yılında küresel ağın Lighthouse lisansını alarak yeni teknolojilerde dünyadaki mükemmeliyet merkezleri arasına giren KPMG Türkiye, müşterilerine değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için www.kpmg.com.tr adresine başvurabilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin önde gelen yenilikçi gıda üreticilerinden Durukan Şekerleme, global pazarlarda büyüme hedefi doğrultusunda yatırımlarına hız verdi. Şirket, ABD pazarındaki etkinliğini artırmak ve ihracat faaliyetlerini geliştirmek amacıyla ‘MAGICAL CONFECTIONS LLC unvanlı yeni bir şirket kurduğunu açıkladı.
Şekerleme sektöründe 40 yıllık tecrübeye sahip olan Durukan Şekerleme, küresel büyüme stratejisi kapsamında yurt dışı yatırımlarına aralıksız devam ediyor. Şirket, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklama ile ABD pazarındaki etkinliğini artırmak amacıyla ‘MAGICAL CONFECTIONS LLC’ unvanlı yeni bir şirket kurduğunu bildirdi.
KAP açıklamasında; söz konusu şirketin yerel makamlarca tescilinin 19 Mayıs 2025 tarihinde tamamlandığı belirtildi. 1 milyon dolar sermaye ile kurulan şirketin yüzde 85’i Durukan Şekerleme’ye, yüzde 15’i ise ABD’de yerleşik bir gerçek kişiye ait olacak. MAGICAL CONFECTIONS LLC, ABD’de şekerleme, çikolata ve diğer tatlı ürünlerin üretimi, satışı ve dağıtımı alanında faaliyet gösterecek. Şirket, bu yatırım hamlesi ile yurt dışı satışlarını artırmayı ve ABD pazarında daha etkin bir yapı kurmayı hedefliyor.
“Global pazarlarda büyüme yolunda önemli bir yatırım hamlesi”
ABD’de gerçekleştirdikleri yatırımın önemine ilişkin değerlendirmede bulunan Durukan Şekerleme Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Durukan, “Başarılı bir şekilde tamamladığımız 2024 yılının ardından 2025 yılına da hızlı bir başlangıç yaptık. Yenilikçi ve lezzetli şekerleme ürünlerimizi dünyanın dört bir yanında tüketiciler ile buluşturmaya devam ediyoruz. Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa, Amerika, Asya, Rusya ve Türki Cumhuriyetler dahil olmak üzere 28 ülkeye olan ihracatımız ile her geçen gün yurt dışı pazarlarda gücümüze güç katıyoruz. Hedefimiz; global pazarlarda büyüme stratejimiz kapsamında emin adımlarla ilerlemek. Şirketimizin yurt dışı pazarlarda etkinliğini artırmak, ihracat faaliyetlerini geliştirmek ve global operasyonel kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla; İngiltere ve Galler'deki yatırımımızın ardından bu yıl yeni bir yatırım hamlesi daha gerçekleştirdik. ABD’de kurduğumuz yeni şirket, global pazarlardaki büyümemizi ve ihracat faaliyetlerimizi destekleyecek ve gücümüzü pekiştirecektir. Bu yatırım hamlesini, şirketimizin yurt dışı satışlarının artması ve ABD pazarındaki büyüme potansiyelimiz açısından oldukça önemsiyoruz. Kurulan bu şirket vasıtasıyla, özellikle ABD pazarında daha etkin bir yapı kurulmasını, lojistik ve dağıtım süreçlerinin optimize edilmesini, yurtdışı satışların artırılmasını hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde de global açılım kapsamında yatırımlarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KAGİDER 12. Olağan Genel Kurulu’nu 26 Mayıs 2025 Pazartesi günü gerçekleştirdi. Genel Kurul’un ardından gerçekleştirilen ilk Yönetim Kurulu toplantısında Esra Bezircioğlu 2025-2027 dönemi KAGİDER Başkanı olarak seçildi.
Türkiye’de kadın girişimciliğini ve kadın istihdamını yaygınlaştırmak, kadının her alanda güçlendirilmesini desteklemek için 23 yıldır çalışan KAGİDER’in (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) 12. Olağan Genel Kurul’u 26 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirildi.
Genel Kurul’da yapılan seçim sonucunda 2025-2027 dönemi KAGİDER Yönetim Kurulu belirlendi. Yeni dönemde KAGİDER Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor:
Asil üyeler; Esra Bezircioğlu, Selma Akdoğan, Şila Gök, Beylem Leblebici Birsen, Beyza Beyzade Berkol, Gülin Yücel, Manolya Tanla, Neşecan Çekici, Özlem Demirci Duyarlar
Yedek üyeler; Rima Erdemir Gürgen, Av. Zeynep Yağmur, Av. Zeynephan Gemicioğlu, Özgül Öztürk, Burcu Atılgan, Pınar Kamçı, Hazal Çetin, Zeynep Karamehmet Gönenç, Eser Bayraktar
Genel Kurul’un ardından yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında alınan karar doğrultusunda, 2025-2027 dönemi için Esra Bezircioğlu KAGİDER Başkanı, Şila Gök KAGİDER Başkan Yardımcısı, Selma Akdoğan ise KAGİDER Başkan Yardımcısı ve Sayman olarak oybirliğiyle seçildi.
KAGİDER’in yeni dönem başkanı Esra Bezircioğlu, yeniden başkanlık görevini üstlenmenin onurunu ve sorumluluğunu şu sözlerle ifade etti: “2025-2027 döneminde KAGİDER Başkanlığı görevini bir kez daha üstlenmekten büyük bir onur duyuyorum. Yeni Yönetim Kurulumuzla birlikte, kadınların girişimcilik ekosisteminde daha güçlü, daha görünür ve daha etkili olmaları için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
KAGİDER’in geçtiğimiz dönem vizyonuna değinen Bezircioğlu, “2023-2025 döneminde vizyonumuzu ‘İlham’, ‘Cesaret’ ve ‘Destek’ ilkeleri üzerine kurmuştuk. Bu ilkeleri sahaya taşıyarak, girişimci kadınlara dokunan birçok somut adım attık. Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediğimiz etkinlikler, eğitim programları ve rol model paylaşımlarıyla ilham verdik. Kadınların ekonomik yaşamda daha güçlü bir şekilde yer alabilmesi için politika geliştirme süreçlerinde aktif rol üstlendik; cesaretlerini büyütmek için onların sesini karar alma mekanizmalarına taşıdık. Destek ayağında ise finansmana erişimden mentorluk ağlarına, dijital ve yeşil dönüşümden ihracata kadar uzanan kapsamlı programlarla kadın girişimcilerin işlerini büyütmelerine katkı sağladık” diye konuştu.
YENİ DÖNEMDE; DÖNÜŞTÜRÜYORUZ, BİRLEŞTİRİYORUZ, GÜÇLENDİRİYORUZ
KAGİDER’in yeni dönemdeki hedefleri ile ilgili de açıklama yapan Esra Bezircioğlu şunları söyledi: “Yeni dönemimizde iş dünyasını dönüştüren, birleştiren ve güçlendiren bir hareketin odağında olacağız. İş dünyası artık yalnızca rekabet değil, iş birliği isteyen bir yapıya evriliyor. KAGİDER olarak, potansiyeli görünür kılmak, dayanışmayı güçlendirmek ve birlikte üretmenin gücünü ortaya koymak için çalışmaya devam edeceğiz.
Dönüştürüyoruz. Çünkü iş yapmak sadece verim değil, aynı zamanda değer üretmektir. Çünkü başarı sadece sonucu değil, süreci de kapsamalıdır. Birleştiriyoruz. Çünkü birlikte üretmenin gücüne inanıyoruz. Çünkü güçlü network’lerin birleştirici gücüne inanıyoruz. Çünkü çok seslilik bizi ileriye taşır. Güçlendiriyoruz. Çünkü potansiyeli görünür kılmak, en büyük gelişim alanıdır. Çünkü dayanıklılık, dayanışmayla mümkündür.
Bu yolculukta yerelden küresele, fikirden etkiye, vizyondan harekete geçiyoruz. Gelecek dönemde sadece işin içinde değil, işin doğasını değiştiren bir yaklaşımın merkezindeyiz. Çünkü biz bugüne kadarki icraatlerimizle toplumda karakterini sağlam ve saygın temeller üzerine oturtmuş bir STK’yız. Ve bu karakter gün geçtikçe kök salıyor, demleniyor, yenileniyor ve büyüyor. Yeni dönemde de aynı kararlılıkla, yerelde, ulusalda ve dünyada kadınların ekonomik hayattaki yerini güçlendirmek ve fırsat eşitliğini her alanda yaygınlaştırmak için çalışmaya devam edeceğiz. Yolumuz uzun, hedefimiz büyük.”
2025-5-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,9382 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 44,2552 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 52,7534 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 47,3412 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 4161,94 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 4141,13 |
2025-5-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 38,9506 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 44,1642 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 52,6807 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 47,2072 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 4148,22 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 4127,48 |
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
stanbul Sanayi Odası (İSO), sanayi sektörünün devler ligini belirleyen ve 1968 yılından bu yana aralıksız yapılan “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2024 yılı sonuçlarını Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonunda düzenlenen toplantıda açıkladı. Bu sene 57.yılını geride bırakan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nın 2024 yılı sonuçları, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları İrfan Özhamaratlı ve Cemal Keleş’in katılımı ile açıklandı.
TÜPRAŞ yine zirvede
Türkiye sanayisinin check up’ını ortaya koyan ve küresel ölçekte yaşanan gelişmeler ile Türkiye’de uygulanan dezenflasyon programının sanayi sektörünün performansına yönelik etkilerini ortaya koyması açısından oldukça önem taşıyan araştırmayı açıklayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “İSO 500 çalışmasında 2024 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluş, 651,6 milyar lira ile uzun yıllardır olduğu gibi yine TÜPRAŞ oldu. İkinci sırada 356 milyar lira ile “Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.”, üçüncü sırada da 201,6 milyar lira ile “Star Rafineri A.Ş.” yer aldı. Her iki kuruluşun da geçen seneki sıralarını korumuş oldukları dikkat çekiyor. Böylece geçen yıla göre İSO 500’ün ilk üç sırasının değişmemiş olduğunu görüyoruz. Buna karşılık 2024’te İSO 500’ün ilk 10’unda yer alan şirketlerde 2023 yılına göre iki değişiklik oldu. Geçen yıl ilk 10’da yer almayan İskenderun Demir Çelik ve Hyundai Motor Türkiye Otomotiv ilk 10’a yükselme başarısını gösterdi” dedi.
Üç temel veride olumsuz sonuçlar var
İSO 500’ün 2024 yılı sonuçlarına bakıldığında üç temel veride tarihi olumsuz sonuçlarla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi: “Birincisi, İSO 500’ün üretimden net satışları üç yıldır üst üste reel olarak geriliyor. İkincisi; sanayicinin elde ettiği karın önemli bir kısmını finansman giderlerine ayırmak zorunda olduğu gerçeği, bu yıl çok daha ağır bir noktaya gelmiş durumda. Maalesef “Sanayici kazandığı paranın yarısını finansmana ayırıyor” sözleri bu yılki sonuçları açıklamaya yetmiyor. Çünkü son yıllarda ilk kez sanayiciler kazandıkları paranın neredeyse tamamını finansman giderlerine ayırmak zorunda kaldılar. Üçüncü olarak 2024’te karlılık rasyolarının son 10 yıl ortalamasının çok altında kaldığını gösteren iki veriye daha dikkat çekerek devam etmek istiyorum. İSO 500’ün faaliyet karlılığı 2014-2023 döneminde yüzde 10,4 düzeyinde iken, 2024’te yüzde 6,2’ya gerilemiş durumda. Benzer şekilde satış karlılığının da geçtiğimiz 10 yılda ortalama yüzde 7,1 düzeyinde iken, 2024’te yüzde 2,6’ye gerilemesi de bize göre geçtiğimiz yılın dikkatle değerlendirilmesi gereken verileri arasında öne çıkıyor.”
Sanayi sektörü 2024 yılını büyümesiz kapattı
Reel büyüme, kârlılık, finansman giderleri başta olmak üzere birçok parametrede sanayicinin İSO 500 tarihinin en zorlu yıllarından birini geçirdiğini vurgulayan Bahçıvan “OVP sürecinde en büyük fedakarlığı yapmasına karşın, 2024 yılını neredeyse büyümesiz kapatması, sanayi sektörünün durumunun en somut göstergesi olarak görülmelidir. Bu nedenle OVP eğer başarılı olacaksa, programın en büyük yükünün sanayinin omuzlarında olduğu gerçeğini de konuşmalıyız. Sanayiciler olarak iki yıla yakın süredir uygulanmakta olan OVP’ye olan güvenimizi ve inancımızı bugün de yineliyoruz. Yine her fırsatta üzerine titrememiz gerektiğini söylediğimiz “finansal istikrar” konusunda, OVP hedeflerini, kararlarını ve uygulamalarını çok önemli bir referans olarak almayı sürdürüyoruz. Fakat geldiğimiz noktada önümüzdeki dönemde programın hedeflerinden uzaklaşıldığı algısının oluşmaması temel bir anlayış olmalıdır” dedi.
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisini rehber alıyoruz
İSO 500 verilerinin ülkemizin üretimden uzaklaşan bir döngünün içine girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerçeğini bize net bir şekilde gösterdiğini ifade eden Bahçıvan “Bunu kırmak, tersine çevirmek elimizde. Bu görev ise sadece sanayicilerin değil herkesin görevi olmalı. Çünkü sanayi sektörü ve üretim, küresel gerilimlerin ve korumacılığın alabildiğine yükseldiği bu dönemde ülkemiz için hayati önemdedir. Türkiye üretimden daha fazla uzaklaşma döngüsüne girmeden teknolojiye ve ihracata dayalı nitelikli üretim anlayışıyla rekabetçi kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeyi ve refahı en önemli stratejik hedef olarak ortaya koymalıdır. Diğer yandan jeopolitik gerilimlerin dört bir yanımızı sardığı bu coğrafyada gelişmiş bir sanayi altyapısının, ülkemizin her yönden savunması açısından da hayati önemde olduğunu unutmayalım. Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan “Yüksek Teknoloji, Dijital Ekonomi, Yeşil Dönüşüm, Küresel Entegrasyon ve Yapısal Dönüşüm” gibi çok önemli 5 temel amaç üzerine inşa edilen ve kısa bir süre önce detayları kamuoyu ile paylaşılan “2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi”ni, sanayimizin en çok ihtiyaç duyduğu vizyon olması itibarı ile heyecanla beklediğimizi ifade etmek istiyorum. İSO Stratejik Dönüşüm Merkezi’ndeki çalışmalarımızda da Cumhurbaşkanlığımızın açıkladığı bu yeni stratejiyi rehber olarak alacağımızı söylemek istiyorum” dedi.
OECD, yayımladığı Çelik Görünümü 2025 (Steel Outlook 2025) raporunda, ülkelerin, çelik sektöründeki piyasa istikrarının ve adil rekabetin daha fazla bozulmasını önlemek için çelikte artan aşırı kapasiteyi tetikleyen politikaları acilen ele alması çağrısı yaptı.
Rapora göre, küresel çelik talebindeki zayıf büyümeye rağmen kapasite artışı devam ediyor ve aşırı kapasitenin 2027 yılına kadar 721 milyon tona (mmt) ulaşması bekleniyor. Bu miktar, OECD ülkelerinin 2024'teki toplam çelik üretiminin yaklaşık 290 mmt üzerinde. Raporda, bazı OECD dışı ekonomilerde verilen yüksek sübvansiyonlar ve diğer politika bozulmalarının bu dengesizliğin temel itici gücü olduğu vurgulanıyor. Bu durum, piyasa istikrarı, istihdam, tedarik zincirleri ve karbonsuzlaşma çabaları açısından ciddi riskler barındırıyor.
Çin, bu gelişmelerde öne çıkan ülke. Çin’deki çelik sübvansiyon oranı, firma gelirlerinin yüzdesi olarak hesaplandığında, OECD ülkelerinin ortalamasının 10 katı seviyesinde. Çin'in çelik ihracatı 2020’den bu yana iki katından fazla artarak 2024’te 118 milyon ton ile rekor seviyeye ulaştı. Bu ihracat artışı, OECD ülkelerindeki çelik piyasalarında ciddi bozulmalara neden oldu ve 2023’ten bu yana anti-damping önlemlerinde beş kat artışa yol açtı.
Bu gelişmelerin sonucunda, OECD ülkelerindeki çelik firmalarının kârlılığı tarihsel olarak düşük seviyelere geriledi. 2013-2021 yılları arasında Küresel Çelik Aşırı Kapasite Forumu (GFSEC) üyesi ülkelerde yaklaşık 113.000 kişinin bu sektörde işini kaybettiği tahmin ediliyor. Ayrıca, aşırı kapasite sorunu karbonsuzlaşma yatırımlarını da tehlikeye atıyor. 2025-2027 arasında devreye alınacak yeni kapasite artışlarının %40’ının hâlâ yüksek emisyonlu entegre üretim yöntemleri olan yüksek fırın/oksijen fırını (BF/BOF) süreçlerine dayanacağı öngörülüyor.
Rapor, üç temel alanda hedefli uluslararası eylem çağrısında bulunuyor:
Yapısal reformlar: Aşırı kapasiteyi körükleyen piyasa bozucu sübvansiyon ve desteklerin ortadan kaldırılması.
Şeffaflığın artırılması: Hükümet desteklerinin ve kapasite gelişmelerinin daha fazla açıklanması; böylece uluslararası eşgüdüm ve eşit rekabetin sağlanması.
Uluslararası iş birliği: Düşük karbonlu teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının hızlandırılması; düşük verimli aşırı kapasitenin azaltılması ve karbonsuzlaşma politikalarının en iyi uygulamalarının paylaşılması.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı
İstanbul’da “Yasa Dışı Bahis” suçuna yönelik Papara A.Ş.'ye bugün (27 Mayıs) düzenlediğimiz eş zamanlı operasyonlarda; örgüt elebaşının da içerisinde bulunduğu 13 şüpheli yakalandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu;
Papara sistemlerinde “Yasa Dışı Bahis” amacıyla suç geliri finansının sağlanması için vatandaşlarımız adına hesapların açılarak suçtan elde edilen para transferlerini kolaylaştırıldıkları tespit edildi.
MASAK raporlarında yapılan analizler sonucu;
26 bin 12 kişi adına açılan Papara hesapları üzerinden yasa dışı bahis oynatıldığı ve 12 Milyar 879 Milyon 558 bin TL işlem tutarının bulunduğu,
Bu hesaplarda toplanan paraların 274 farklı hesaba aktarıldığı ve
Bu hesaplardan 4 farklı yasa dışı bahis sitesiyle ilişkili 5 şahsa ait kripto cüzdan hesaplarına aktarıldığı tespit edildi.
Papara A.Ş.’nin de olduğu 10 adet şirket, şüphelilere ait banka ve kripto varlık hesapları, 6 adet deniz aracına, 74 adet araca ve 8 adet konut olmak üzere yaklaşık 5 Milyar TL’lik mal varlığına el konuldu.
İstanbul Valimizi, operasyonları koordine eden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızı, operasyonları gerçekleştiren İstanbul İl Emniyet Müdürümüzü, Kahraman Polislerimizi ve MASAK çalışanlarımızı tebrik ediyorum.
Yasa dışı bahis, sadece bireylerin değil, toplumun geleceğini de tehdit eden bir suçtur.
Vatandaşlarımızın güvenliği için yasa dışı bahis ve siber dolandırıcılıkla mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz.
https://x.com/aliyerlikaya/status/1927263781534535681?s=46
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.