Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Epson, yüksek kapasiteli mürekkep tanklı yazıcıları gelişmekte olan ekonomilerin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirmişti. İnovatif özellikleriyle dikkat çeken yazıcılar, piyasaya sürüldüğü ilk günden itibaren yazıcı pazarındaki ezberleri bozarak iş modellerini dönüştürdü ve pazarında liderliği elde ederek kendini kanıtladı.
Epson, mürekkep püskürtmeli yazıcı pazarının lideri
Günümüzde, yüksek kapasiteli mürekkep tanklı yazıcılar hem ofis hem de evde kullanılan yazıcı pazarında üretimi gerçekleştirilen ünitelerin yaklaşık yüzde 45'ini* oluşturuyor. Epson da geniş ürün yelpazesi ve tecrübesiyle, yüksek kapasiteli mürekkep tanklı yazıcıların küresel pazar payında ilk sırada yer alıyor.
Bu tipteki yazıcılar sayesinde kullanıcılar daha düşük baskı maliyetleriyle karşılaşırken, daha az sıklıkta mürekkep kartuşlarını değiştiriyor. Son dönemde artan çevre bilincinin etkisiyle mürekkep püskürtmeli yazıcılar daha çok tercih ediliyor. Bu tipteki yazıcılar, daha az atık üreterek çevresel kaynakların korunmasına da yardımcı oluyor.
"Açık inovasyon yoluyla faaliyet gösterdiğimiz alanın sınırlarını genişleteceğiz"
Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, "Yüksek kapasiteli mürekkep tanklı yazıcılar, tasarım ve teknik özellikleri açısından geleneksel kartuşlu yazıcı modellerinden ayrılıyor. Düşük baskı maliyetleri ve kartuş değiştirme işleminin oldukça kolay olmasıyla öne çıkan bu tipteki yazıcılarımız, düşük çevresel etkileriyle de dikkat çekiyor. Sürdürülebilirlik, Epson için her zaman en önemli konuların başında gelmiştir. Çevresel sorunlara ve diğer toplumsal meselelere çözümler bulmanın yanı sıra müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerle de sürdürülebilir topluluklar yaratmak konusunda kararlıyız. İnsanları, nesneleri ve veriyi birbirine bağlamak için verimli, kompakt ve hassas teknolojilerimizi kullanıyoruz. Dijitalin tüm olanaklarından faydalanarak yeni fikirler ve yöntemler uyguluyor, bunları hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde; ürünlerin, hizmetlerin ve tedarik zincirlerinin çevresel etkilerini azaltacağız. Ayrıca, döngüsel bir ekonomide sürdürülebilirliğe ulaşacak ve yaratıcı, açık inovasyon yoluyla faaliyet gösterdiğimiz alanın sınırlarını genişleteceğiz." diyor.
*Kaynak: IDC, 2024Q2 araştırması.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Otomotiv sektörünün en prestijli etkinliklerinden biri olan Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı - IAEC, 7-8 Kasım 2024 tarihlerinde Türkiye’nin teknoloji üssü olarak bilinen Bilişim Vadisi'nde, Kocaeli'nin Gebze ilçesinde kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Dokuzuncu kez düzenlenecek konferansta, otomotiv mühendisliğine dair en yeni gelişmeler ve küresel uzmanların değerlendirmeleri, teknik bir bakış açısıyla katılımcılarla paylaşılacak.
IAEC 2024’e Prof. Dr. Aytül Erçil Başkanlık Edecek
Organizasyonu OİB (Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği), OSD (Otomotiv Sanayii Derneği), OTEP (Otomotiv Teknoloji Platformu) ve TAYSAD (Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği) tarafından, SAE (Society of Automotive Engineers) iş birliği ile gerçekleştirilen IAEC 2024’te, konferans başkanlığını Prof. Dr. Aytül Erçil üstlenecek. Konferansın ilk gün ana konuşmasını ise, otomotiv dünyasının saygın isimleri arasında yer alan Uluslararası Motorlu Araç Üreticileri Organizasyonu OICA’nın Genel Sekreteri François Roudier gerçekleştirecek.
Otomotivde Dönüşüm Temaları ve Öne Çıkan Başlıklar
Bu yıl IAEC 2024, otomotiv sektörünün en önemli gündem maddelerine odaklanıyor. Konferansın ana başlıkları arasında "Akıllı Mobilite," "Yapay Zeka," "Alternatif Yakıtlar" ve "Üretimde Dijital Dönüşüm" yer alacak. Sektörün geleceğine yön veren bu başlıkların yanı sıra, otomotiv endüstrisinde inovasyonu teşvik eden start-up iş modelleri ve sektöre ilham veren yetenekli isimler de sahnede olacak.
Sektör İhtiyaçlarına Yönelik Gelişmeler Ele Alınacak
Konferans’da Otomotiv sanayiinin küresel rekabet gücünü artırmak amacıyla mühendislik, Ar-Ge ve inovasyon yeteneklerinin geliştirilmesi, üniversiteler ile sanayi arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi ve ulusal-uluslararası düzeyde mühendislik şirketleri aracılığıyla yeni kaynakların kullanımının teşvik edilmesi gerektiği vurgulanacak. Bu gereksinimlere yanıt olarak IAEC 2024, mühendis kadroları ve araştırmacılara yönelik eğitim ve geliştirme fırsatlarını da ele alacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Huawei Cloud, Türkiye operasyonlarının yönetimini Ray Rui'ye emanet ettiğini açıkladı. Bulut çözümleri ve dijital dönüşüm alanlarında geniş bilgi birikimine sahip olan Ray Rui, Huawei Cloud'un Türkiye'deki projelerini yürütecek. Daha önce Avrupa ve Afrika'da çeşitli üst düzey görevlerde bulunan Rui, şirketin Türkiye'deki bulut bilişim hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar yapacak.
Ray Rui bu görevden önce, Huawei Cloud Avrupa'da Pazarlama ve Çözüm Başkan Yardımcısı olarak görev yaparak, şirketin Avrupa'daki pazarlama stratejilerinin ve çözüm satışlarının gelişimine katkıda bulundu. Aynı zamanda dijital dönüşüm alanında kıdemli bir danışman olarak, Avrupa genelindeki dijital stratejilerin oluşturulmasında aktif bir rol oynadı.
2019-2022 yılları arasında Huawei Cloud Afrika İş Birimi Başkanı olarak, Afrika kıtasındaki bulut çözümlerini yönetti ve bölgenin dijitalleşme çabalarına öncülük etti. Bu dönemde, Huawei Cloud'un Afrika pazarındaki varlığını güçlendirmek için önemli projelere imza attı.
Ray Rui'nin Huawei'deki kariyeri, 2015-2019 yılları arasında Güney Afrika BT Pazarlama ve Çözüm Satış Direktörü olarak görev yaptığı dönemde hız kazandı. Bu pozisyonda, Güney Afrika'daki bulut ve BT çözümlerine yönelik geniş kapsamlı bir sorumluluk üstlendi. Daha sonra, Güney Afrika BT Satış Departmanı Başmühendisi olarak görev yaparak bölgedeki IT altyapısının geliştirilmesine katkı sağladı. Kariyerinin ilk yıllarında ise Çin'de Huawei'in ICT ürünleri ve ana ağ çözümleri üzerine çalışarak yazılım mühendisliği ve proje yönetimi alanlarında derinlemesine tecrübe kazandı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2024 yılında, Süveyş ve Panama Kanalları gibi stratejik geçitlerde yaşanan jeopolitik ve iklim kaynaklı aksaklıklar nedeniyle rotalar uzarken, geçiş süreleri de artış gösterdi. Bu durum, malların varış sürelerinde belirsizlik yaratarak tedarik zincirlerinde gecikmelere neden oldu. Şirketler, bu belirsizliklere karşı ürün stoklarını korumak ve teslimat sürelerini güvence altına almak amacıyla deniz taşımacılığına olan taleplerini artırdı. Sonuç olarak, dünya genelinde deniz ticareti talebi %3, konteyner taşımacılığına olan talep ise %12 oranında yükseldi.
Dijital ikiz teknolojisi, limanlarda artan bu iş yükünü yönetmeye destek olarak operasyonları daha verimli hale getiriyor. Bu teknoloji sayesinde, yüklerin varış ve ayrılışları sorunsuz bir şekilde planlanırken, iş gücü ve enerji verimliliği de en üst düzeyde sağlanabiliyor. Dijital ikiz teknolojisi, limanların dijital bir modelini oluşturarak yük akışını, altyapıyı ve ekipman durumunu gerçek zamanlı olarak izleme olanağı sunuyor.
Enerji tüketimi ve maliyetlerde azalma
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD)'ın verilerine göre 2024 yılında gemilerin ortalama hızlarının %25 artmasıyla enerji tüketimi ve maliyetlerde belirgin bir artış yaşandı. Gemi hızlarındaki bu artış, liman operasyonlarına doğrudan yansıyıp enerji tüketimini yükseltirken, maliyetleri de artırdı. Gemilerin daha uzun rotalarda ve daha yüksek hızlarda seyretmesi, limanlara geliş ve ayrılış zamanlarında dalgalanmalara yol açarak liman operasyonlarını daha yoğun hale gelmesine neden oluyor. Bu durum, limanlarda yük boşaltma, yükleme ve bekleme gibi süreçlerin daha sık gerçekleşmesini gerektiriyor, bu da enerji tüketimini ve maliyetlerini artırıyor. Özellikle vinçler, taşıma araçları ve diğer liman ekipmanlarının daha uzun süre çalışması, operasyon maliyetlerini yükseltiyor.
Dijital ikiz teknolojisi, bu yoğun operasyon temposuna uyum sağlamak ve enerji verimliliğini artırmak için limanlardaki süreçleri optimize ediyor. Akıllı enerji yönetim sistemleriyle limanların enerji tüketimini önemli ölçüde azaltma imkanı sunan bu teknoloji, limanların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına da katkı sağlıyor. Böylece, operasyonel verimlilik ve çevresel sürdürülebilirlik bir arada desteklenmiş oluyor.
Güvenlik ve izleme sistemlerinde yenilik
Dijital ikiz teknolojisi, limanlarda güvenlik yönetimini güçlendiriyor. Akıllı kameralar ile, potansiyel tehditleri önceden tespit ederek liman güvenliğini artırıyor. Özellikle Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz'de yaşanan güvenlik riskleri göz önüne alındığında, proaktif güvenlik çözümlerine duyulan ihtiyaç her geçen gün büyüyor.
Lojistik ve trafik yönetiminde verimlilik artışı
Liman ve lojistik merkezlerindeki dijital ikiz uygulamaları, yük hareketlerini ve trafik akışını optimize ederek teslim sürelerini kısaltıyor. 2024'teki konteyner talep artışı ve Panama Kanalı'nda yaşanan daralma dikkate alındığında, limanlardaki operasyonel esnekliği artırmak büyük önem taşıyor. Dijital ikiz teknoloji sayesinde daha verimli çalışan limanlar taşıma maliyetlerinde de düşüş sağlayabiliyor.
Proaktif Bakım ve Arıza Önleme
Dijital ikizler, liman altyapısındaki ekipmanların durumunu sürekli izleyerek arızaları önceden tespit etme imkânı sunuyor. Bu, operasyonel kesintileri azaltırken bakım maliyetlerinde de önemli ölçüde düşüş sağlıyor. Küresel ticaretin sekteye uğramaması için liman altyapısının dayanıklılığı kritik bir önem taşıyor.
Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 44 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya, "Küresel ticaretin bel kemiği olan limanlar, artan tedarik zinciri baskıları, enerji maliyetleri ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda dijital dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Dijital ikiz teknolojisi, limanların dijital bir kopyasını oluşturarak altyapı, ekipman ve operasyonel süreçlerin gerçek zamanlı izlenmesine ve analiz edilmesine olanak tanıyor. Bu teknoloji sayesinde, limanlar operasyonel verimliliği artırırken, enerji tüketimini optimize ederek sürdürülebilirlik hedeflerine daha hızlı ulaşabiliyor. Aynı zamanda dijital ikiz teknolojisi, liman operasyonlarını daha öngörülebilir ve proaktif hale getiriyor. Bu teknoloji, yük akışlarının yoğun olduğu dönemlerde dahi limanlardaki sıkışıklığı azaltarak yükleme ve boşaltma süreçlerini hızlandırıyor. Ayrıca, ekipman ve altyapının sürekli izlenmesi sayesinde bakım süreçleri de önceden planlanarak operasyonel kesintilerin önüne geçilebiliyor. 2024 itibarıyla gemi hızlarının artması ve rotaların uzamasıyla birlikte limanlardaki trafik yoğunluğu, enerji tüketimi ve lojistik maliyetlerinde artış görülüyor. Dijital ikiz teknolojisi, bu zorlukları yönetmek için güçlü bir araç olarak öne çıkıyor. Yük hareketleri ve ekipman durumu gibi kritik veriler gerçek zamanlı olarak izlenip analiz edilerek, kaynaklar en verimli şekilde kullanılıyor ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlanıyor. Biz de SAMPAŞ Holding olarak, müşterilerimize en yenilikçi ve etkili çözümleri sunarak OSB'lerin dijital dönüşümüne katkı sağlıyoruz" dedi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında iklim kriziyle mücadeleyi önceliklendiren Garanti BBVA'nın, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA işbirliğiyle deniz kirliliğini azaltmak ve önlemek amacıyla Marmara Denizi'nde başlattığı "Mavi Nefes Projesi" başta plastikler olmak üzere deniz çöplerinin toplanmasına ve deniz ekosisteminin korunmasına katkı sağlıyor. Proje kapsamında Eylül 2021-Ağustos 2024 döneminde Marmara Denizi'nde 225 tondan fazla atık toplandı. Tatvan'da faaliyetlerini sürdüren Ahtapot 6, Van Go?lu?'nde Nisan-Ağustos 2024 döneminde 12 ton atık toplarken, Göcek'te faaliyet gösteren TURMEPA 3 teknesi ise 2023 Mayıs ve Haziran aylarında, 2.141 tekneden 579 bin 385 litre atık su toplayarak, 4 milyon 635 bin litre deniz suyunun temiz kalmasına katkı sağladı.
Projenin eğitim ayağında ise Mavi Nefes çevrimiçi eğitimleriyle 8 ilde 73.460 öğrenci ve 4.078 öğretmene, eğitim otobüsüyle 7 ilde 3539 öğrenci ve öğretmene, Mavi Dedektiflerle ise 19 kurumda 403 öğrenci ve öğretmene ulaşıldı. Mavi Nefes Projesi, koruma ve farkındalık eğitimleriyle öğrenci ve öğretmenlerle buluşmaya devam ediyor.
Aldığımız iki nefesten biri denizlerden…
Garanti BBVA'nın TURMEPA'yla yaptığı iş birliğinin genel kapsamı, "aldığımız iki nefesten birini" sağlayan deniz ekosisteminin korunmasını, iyileştirilmesini ve gelecek nesillere en iyi şekilde aktarılmasını içeriyor. Bu kapsamda Mavi Nefes Projesi'nin deniz ekosistemi üzerindeki iyileştirici etkisi deniz altından ve üstünden birbirine paralel şekilde ilerliyor. Deniz altında Saros ve Göcek'te karbon yutağı ve oksijen üreticisi deniz çayırları, mercanlar gibi deniz canlılarının bulunduğu ekosistemlerin doğrudan korunmasına yönelik bilimsel çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca azalma görülen bölgelerde deniz çayırı ekimi, deniz ekosistemi üzerindeki baskıların bilimsel olarak ortaya konulması ve gerekli önlemlerin alınması gibi çalışmalar uzman akademisyen ve profesyonel ekipler tarafından gerçekleştiriliyor.
Mavi Nefes Projesi kapsamında Manisa Celal Bayar Üniversitesi Biyoloji Bölümü/ Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Taşkın yürüttüğü Fethiye Göcek Körfezi'nde "Koy Ve Kıyılarda Deniz Çayırı Posidonia Oceanica Deniz Çayırlarının İzlenmesi, Korunması Ve Ekimi Projesi'nde kısa sürede başarılı sonuçlar ortaya kondu. Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde (ÖÇKB) 1.545 deniz türü tespit edildi. Dokuz istasyonda deniz çayırı Posidonia oceanica türünün yayılışı, genel özellikleri, izlenmesi ve transplantasyonu yapıldı. Posidonia oceanica'nın 6 Mayıs 2024 tarihinde ekimi yapılan alanın 6 Haziran 2024 tarihindeki kontrolünde en az %70 oranında canlılık tespit edildi. Proje boyunca Fethiye-Göcek ÖÇKB'de en az 10.000 Posidonia oceanica fidesinin transplantasyonu hedefleniyor.
İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Dalyan'ın yürüttüğü "Saros Körfezi Deniz Çayırı ve Mercan Koruma, Ekimi ve İzleme Projesi'nde ise biyoçeşitliliğin izlenmesi, önemli deniz türlerinin haritalanması ve Körfez'deki sıcak noktaların belirlenmesi amacıyla 1-10 Temmuz 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen saha çalışmasında 19 farklı istasyonda 23 dalış gerçekleştirildi. Bu dalışlarda Saros Körfezi'nin habitat tipleri belirlendi ve kritik habitatların (deniz çayırları, korallijen habitatlar, taş mercanlar gibi) haritaları oluşturuldu. Saros Körfezi'nde yapılan dalışlar ve incelemeler sonucunda toplam 382 türün bulgusuna ulaşıldı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
WWF'in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Tek Dünya Kentleri Yarışmasının (One Planet City Challenge - OPCC) 2024 küresel kazananları İstanbul ve İngiltere'nin Sunderland kenti oldu. Türkiye ayağını WWF-Türkiye'nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) koordine ettiği, küresel iklim mücadelesinin ulusal finalistleri Antalya, İstanbul ve Kadıköy olarak belirlenmiş; İstanbul ise, iklim uzmanlarından oluşan uluslararası bir jüri tarafından yılın ulusal kazananı olarak iklim öncüsü seçilerek küresel finalistler arasına girmeye hak kazanmıştı.
İddialı iklim hedefleri, cesur liderlik, yaklaşan zorluklarla başa çıkabilme kapasitesi
WWF'in dünya kentlerini iklim açısından güvenli bir gelecek için öncülük etmeye davet ettiği Tek Dünya Kentleri Yarışması (OPCC) iklim krizi ile mücadelede, küresel ısınmayı 1,5 °C'nin altında tutma hedefi doğrultusunda kentlerin eylem ve desteğini harekete geçirmek için tasarlanmış bir girişim. İstanbul ve Sunderland; yarışma kapsamında, uluslararası bağımsız bir jüri tarafından, iddialı iklim hedefleri, liderlik, yaklaşan zorluklarla başa çıkabilme kapasitesi, dengeli ve bütüncül bir iklim eylem planına sahip olmak da dahil olmak üzere bir dizi kriter gözetilerek titiz bir değerlendirme sonucunda küresel kazananlar olarak seçildi.
Jüri değerlendirmesinde dünyanın önde gelen metropollerinden İstanbul'un mülteci akınıyla karşı karşıya olmasının getirdiği zorlukların da göz önüne alındığı vurgulanarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin almış olduğu uluslararası desteği kent sakinleri ve çevreye fayda sağlamak üzere etkili bir şekilde kullanması övgüyle karşılandı. Gerek sera gazı azaltımı gerekse iklim krizinin engellenemeyen etkilerine uyum konularını bütüncül bir biçimde ele alan İstanbul'un iklim eylem planı, enerji ihtiyacı, verimlilik ve ulaşıma odaklanırken kenti "daha iyi biçimde yeniden inşa etmeyi" amaçlayan girişimlerle öne çıkıyor.
Yarışmanın ödül töreni Mısır'ın Kahire şehrinde devam etmekte olan Dünya Kent Forumu kapsamında gerçekleşti. İstanbul'a verilen ödülü İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler aldı. Ödül töreni kapsamında ayrıca, "Emisyon Açığını Kapatmak- WWF'nin OPCC Programındaki Öncü Şehirlerden İklim Eylemi Örnekleri" konulu bir panelde konuşan Prof. Erdinçler İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iklim kriziyle mücadele kapsamında attığı adımlara değindi.
WWF Uluslararası Genel Direktörü Kristen Schuit, yarışma ile ilgili yaptığı açıklamada "Zorluklarla dolu dünyada, kentlerin iklim krizi ile mücadele için harekete geçmelerine ve olumsuz eğilimleri tersine çevirme konusundaki olağanüstü potansiyellerine tanıklık etmek gerçekten ilham verici. İstanbul ve Sunderland, iddialı iklim liderliği ve kararlılıkları sayesinde, gezegenimizin ekolojik sınırlarına saygı göstermeye çabalarken, sürdürülebilir yaşam alanları oluşturma amacıyla şehirlerin mükemmel örnekleri haline geldi" dedi.
Tek Dünya Kentleri Ulusal Kazananı İstanbul neler yapıyor:
" Yaklaşık 20 milyona dayanan nüfusuyla bir mega kent olan İstanbul "Adil, Yeşil, Yaratıcı Şehir ve Mutlu İstanbullu" vizyonu ile çalışmalarına devam ediyor. İstanbul, Türkiye'den C40 Kentleri İklim Liderleri Ağına üye tek şehir olarak "Deadline 2020" taahhüdünü imzaladı ve 2050'de karbon nötr ve dirençli şehir olma hedefini beyan ederek İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı'nı hazırladı.
" Şehrin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama kapasitesini artırma, yeşil ekonomi konusunda ivme kazandırma vizyonunu içeren bu plan, uzun vadede 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor.
" Eylemlerin hayata geçirilmesine yönelik çalışmaları şeffaf, katılımcı ve kapsayıcılık ilkesinde yürütmek adına "İklim İzleme Raporu" kamuoyuyla her yıl paylaşılıyor. İstanbul sera gazı emisyon envanterinde en büyük paya sahip olan sabit enerji sektörü göz önünde bulundurularak, İstanbul Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı hazırlandı ve 2024 yılının Mart ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Söz konusu planda yenilenebilir enerjiye geçiş ve enerji verimliliği konularına odaklanıldı.
" 2021 yılında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Yeşil Şehirler Ağı'na üye olan İstanbul, Yeşil Şehir Eylem Planının hazırlanması çalışmalarını sürdürüyor. Yeşil Şehir Eylem Planı, çevresel kaliteyi ve şehrin dayanıklılığını artırmak için su, enerji, atık altyapısı, ulaşım sistemi, binalar ve yeşil alanlarda iyileştirme ve geliştirmeye yönelik projeler ile sosyal politika eylemlerini içeriyor.
Jüri, Sunderland ile ilgili de kentin tüm sektörlerde iklim eylemine yönelik iddialı, çok boyutlu ve dengeli yaklaşımına dikkat çekti. Sunderland'in kapsamlı İklim Eylem Planı, 2040 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor ve yeşil altyapı, iklim direnci, sel riski yönetimi ve veri destekli azaltım gibi konuları içeren yedi stratejik öncelik içeriyor.
Kazanan şehirler anlamlı ve iddialı iklim eylemleri ile diğer şehirlere ilham oluyor
2011 yılından bu yana iki yılda bir düzenlenen yarışma sera gazı azaltımı ve iklim krizinin engellenemeyen etkilerine uyum için en iyi uygulamaların geliştirilmesini ve yaygınlaştırılmasını teşvik ediyor. İklim uzmanlarından oluşan uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmelerin sonucunda öne çıkarılan kentler Paris İklim Anlaşması doğrultusunda iddialı hedefler belirleyerek küresel çapta diğer şehirlere yol gösteriyor.
OPCC yarışmasına başladığı dönemden bugüne kadar 70 ülkeden 900'den fazla şehir katılırken, bu yıl katılım rekoru kırılarak 359 şehir yarışmaya dahil oldu. Bu yılki raporlama verilerine dayanarak yıllık 160 milyon ton CO2 eşdeğeri emisyon azaltımı yapıldığı tahmin ediliyor. İstanbul ve Sunderland, diğer uluslararası katılımcı kentler arasından iklim verilerinin değerlendirilmesine göre küresel ölçekte öne çıkan şehirler oldu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ankara doğal gaz iç tesisat sektörü, "7. Ankara İç Tesisat Buluşması"nda bir araya geldi. İç tesisat sektörünün en büyük etkinliği olan organizasyon, DemirDöküm'ün Premium sponsorluğunda Meyra Palace Otel'de gerçekleşti.
İklimlendirme sektörünün köklü markalarından DemirDöküm, sektörün gelişimine katkı sağlayan organizasyonları desteklemeye devam ediyor. Başkentgaz ve Odaklı Grup iş birliğiyle düzenlenen "7. Ankara İç Tesisat Buluşması", Meyra Palace Otel'de gerçekleşti.
Doğal Gaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DOSİDER), Makine Mühendisleri Odası, GAZBİR-GAZMER, Ankara Doğalgaz Sertifikalı İş Adamları Derneği (ANDOSİAD) ve Mühendis ve Mimar Kadınlar Derneği (MÜKAD) dahil 300'den fazla sektör temsilcisi etkinlikte buluştu.
"Temiz Enerji" ana temasıyla düzenlenen etkinlikte sektör temsilcileri, doğalgaz sektöründe verimli enerji kullanımını artıran çözümler, çevre dostu yaklaşımlar ve dijitalleşmenin sektördeki rolünü katılımcılarla paylaştı. DemirDöküm Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Dr. Ahmet Bozgeyik, etkinlikte yaptığı konuşmada iklimlendirme sektöründeki güncel trendler ve yasal düzenlemelere ilişkin kapsamlı bir analiz sundu. Bozgeyik, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği odaklı dönüşüm süreçlerinin önemini vurgulayarak, DemirDöküm'ün bu alandaki yenilikçi çözümlerini aktardı.rganizasyonda gaz yakıcı cihazlar, yeni nesil cihazların verimli kullanımı, sertifikalı firmaların dönüşümü, doğalgaz yenileme pazarı ve dijitalleşmenin dönüşümdeki rolü gibi konular ele alındı. Etkinlik, tesisat firmaları, mekanik tasarım ve uygulama firmaları, proje firmaları ile sektöre mal ve hizmet sağlayan firmaların yöneticilerini bir araya getirdi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bupa Acıbadem Sigorta, sağlık sigortaları alanında hayata geçirdiği fark yaratan uygulamalarıyla sigortalılarının yaşamlarının her anına değer katmaya devam ediyor. Bupa Acıbadem Sigorta, kış mevsiminde hastalıklara karşı hazırlıklı olmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için önemli bir adım atıyor. Soğuk havaların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve herkesin sağlık güvencesini artırmak amacıyla Kasım ve Aralık aylarına özel bir indirim kampanyası düzenliyor.
Kışa sağlıkla ve güvende girmek isteyen herkes, Bupa Acıbadem Sigorta’nın iki ay boyunca devam edecek fark yaratan indirimlerinden yararlanabiliyor. Sunulan avantajlı poliçe seçenekleri hem sizi hem de ailenizi daha güvende hissettirmeyi hedefliyor.
Bupa Acıbadem Sigorta’nın başlattığı kampanya kapsamında; yeni poliçe başvurusu yapanlara özel Kişiye Özel Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda (TSS) %25’e varan, Kişiye Özel Sağlık Sigortası’nda %30’a varan indirim fırsatı sunuyor. 31 Aralık 2024 tarihine kadar geçerli olacak bu özel indirim kampanyası, kapsamlı sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırırken bir diğer yandan da tedavi süreçlerinde büyük kolaylık sağlıyor.
İnsan sağlığını her koşulda ön planda tuttuklarını belirten Bupa Acıbadem Sigorta Vekil Genel Müdürü Aslıhan Duymaz; “Bupa Acıbadem Sigorta olarak yaptığımız her işi, attığımız her adımı insan odağında düşünerek hayata geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın kışın getirebileceği sağlık sorunlarına karşı hazırlıklı olarak yeni yıla güvenle girmelerini sağlayacak bu büyük indirim kampanyamızla, daha geniş bir kitleye sağlık güvencesi sunmayı hedefliyoruz. Amacımız, herkesin daha kolay ve kaliteli bir şekilde sağlık hizmetlerine ulaşmasını sağlamak ve bireylerin sağlık ihtiyaçlarını daha uygun fiyatlarla güvenli bir şekilde karşılamalarına olanak tanımak. Bu kampanya ile hem bireylerin hem de ailelerin gelecekteki sağlık risklerine karşı daha güvenli bir adım atmalarını diliyoruz.” diye konuştu.
*Kampanya 01 Kasım 2024 - 31 Aralık 2024 tarihleri arasında geçerlidir. Kampanyalar 5-50 yaş arası için geçerlidir. Kampanya, Bupa Acıbadem Sigorta’nın tüm satış kanallarında geçerli olacaktır.
Buba Acıbadem Sigorta Hakkında:
1992 yılında kurulan Bupa Acıbadem Sigorta, sigortalıların “daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu yaşamalarına yardımcı olmak ve daha iyi bir dünya yaratmak" amacı ile Türkiye’de 1.4 milyonu aşan bireysel ve kurumsal müşterisine; 560’ın üzerinde çalışanı, 7000’e yakın anlaşmalı kurum ve çok sayıda acente, broker ile hizmet veriyor.
Sağlık sigortacılığında uzmanlaşmış tek sigorta şirketi olma özelliği taşıyan Bupa Acıbadem Sigorta, Türkiye’de sektörün büyümesine, farklı yaklaşımları ile hem toplumsal sigorta bilincini hem de sağlıklı yaşamı destekleyen uygulamalar geliştirmeye, sigortacılık ürünlerini ve hizmetlerini toplumun tüm kesimlerine ulaştırmaya odaklanmaktadır. Bupa Acıbadem Sigorta tecrübesini, bilgisini, imkanlarını müşterilerine doğru çözümleri sunmak, olumlu bir deneyim yaşatmak ve onların aileleri ile geleceğe güvenle bakmalarını mümkün kılmak için kullanıyor.
Bupa Acıbadem Sigorta, Ocak 2019 itibarıyla 5 kıtada 50 milyon’dan fazla müşteriye, özel sağlık sigortası hizmetlerinin yanı sıra hastaneleri, diş¸ klinikleri ve yaşlı bakım evleri aracılığıyla entegre sağlık hizmetleri sunan Bupa ailesine katıldı. Global bir marka olarak alanında lider ve pazar belirleyici şirket olma vizyonu ile tüm paydaşlar ve ekosistem için değer yaratmaya devam etmektedir. www.bupaacibadem.com.tr
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.