Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İletişim alanında, dünyanın en önemli ödül organizasyonlarından biri olarak gösterilen ve her yıl küresel ölçekte binlerce başvurunun değerlendirildiği Davos Communication Awards (Davos İletişim Ödülleri) sahiplerini buldu.
‘Beyin göçünü beyin gücüne dönüştürmek’ amacıyla, 2024 yılında Sabancı Topluluğu tarafından hayata geçirilen Sabancı Gençlik Seferberliği, Davos İletişim Ödülleri’nde “En İyi Kurumsal Sosyal Sorumluluk / ESG” kategorisinde Gümüş Ödül’ün sahibi oldu. Söz konusu ödül, İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen törenle, Sabancı Holding Kurumsal Marka Yönetimi ve İletişim Bölüm Başkanı Filiz Karagül Tüzün’e takdim edildi. Bu yıl 30 farklı kategoride ödüllerin verildiği organizasyonda Sabancı, Türkiye’den ödüle layık görülen tek Topluluk oldu.
“GERÇEK BİR SEFERBERLİK RUHUYLA HAREKET EDİYORUZ”
Sabancı Gençlik Seferberliği’nin, Sabancı’nın gençlere olan inancının ve güveninin en güçlü göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Filiz Karagül Tüzün, “Bu proje ile, Sabancı’nın 100 yıllık tecrübesini ve bilgi birikimini, gençlerin geleceği dönüştürme gücü ile bir araya getiriyoruz. Gençlerimizin, ülkemiz ve kendileri için değer üretebilen ve ürettiği değere sahip olan yeni liderler, girişimciler ve araştırmacılar olmasını istiyoruz. Henüz projeyi duyurmamızın üzerinden bir yıl bile geçmedi. Buna rağmen, bugün itibarıyla 10 merkezimiz faal olarak gençlerimize destek veriyor. Bugün özellikle iletişim dünyasında, şirketlerin en büyük meydan okuması, sadece sözlerinde durmak değil. Sözden aksiyona geçerken, verdikleri sözleri tutarken, bunu en hızlı şekilde yapmak. Bizim bunu başarabilmemizin en önemli unsuru da, bu projeyi sadece bir kampanya olarak görmememiz; gerçek bir seferberlik ruhuyla hareket etmemizdir. Bunun sağlanmasında, CEO’muz Cenk Alper başta olmak üzere, tüm Yürütme Kurulumuzun, Topluluk şirketleri yöneticilerimizin ve tabii ki Sabancı Gönüllüleri’nin müthiş emeği, özverisi var. Hepsine şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
11 AYDA 10 BİNİN ÜZERİNDE BAŞVURU GELDİ
“Bütün ümidim gençliktedir” diyen Ulu Önder Atatürk’ün izinde, Türkiye çapında yeni bir sosyal girişim modeli olarak ele alınan Sabancı Gençlik Seferberliği kapsamında bugüne kadar biri online olmak üzere toplam 10 Teknoloji ve Etki Merkezi açıldı.
2024 yılında başlatılan proje kapsamında 2026 yılı sonuna kadar Türkiye’nin pek çok bölgesini kapsayacak Sabancı Teknoloji ve Etki Merkezleri Ağı kurulacak.
Bu merkezlerde gençler, mentorluk, eğitim ve proje geliştirme fırsatlarına erişecek; dijital teknolojiler, enerji ve iklim teknolojileri, malzeme teknolojileri, mobilite çözümleri gibi farklı alanlarda fikirlerini hayata geçirme imkânı bulacak.
Toplam 3 yıllık dönemin sonunda yurt içinde 34 ilde ve 35 üniversitede, yurt dışında ise en az 2 merkezde ve 2 üniversitede olunması; projenin sonunda en az 30 bin gence ulaşılması hedefleniyor.
Mayıs 2024’te başlatılan Sabancı Gençlik Seferberliği’ne Türkiye’nin 79 farklı ilinden 18-34 yaş aralığındaki üniversite öğrencilerinden, girişimcilerden, akademisyenlerden ve farklı meslek gruplarında çalışanlardan 11 ayda 10 binin üstünde başvuru geldi.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) internet sitesinde yayınlanan açıklama aşağıda bulunuyor:
Özelleştirme kapsam ve programında bulunan Maliye Hazinesi adına kayıtlı;
- Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, Yukarısöğütönü Mahallesi, 26298 ada 1 parsel numaralı, 24.411,52 m2 yüzölçümlü taşınmazın,
özelleştirme ihalesinin nihai pazarlık görüşmesi İdaremizde belirtilen tarih ve saatte yapılacaktır.
Türkiye ekonomi gundemi/Açıklanması beklenen ekonomik veriler
Saat Veri Dönem Tahmin Önceki
------ ----------------------------------- ----- ------ ------
10:00 Cari işlemler dengesi Şubat -4.25 -3.79 milyar usd
10:00 Toplanan İnek Sütü Miktarı (Yıllık) Şubat +2.3%
10:00 Tavuk Eti Üretimi (Yıllık) Şubat +14.9%
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Creavit, sürdürülebilirlik vizyonunu daha da ileriye taşımaya olanak verecek önemli bir dönüm noktasını paylaşmaktan gurur duyuyor. Firma, Ticaret Bakanlığı'nın 30 Temmuz'da duyurduğu Responsible® - Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Destek Programı'na kabul edilerek sürdürülebilirlik hedeflerine bir adım daha yaklaştı. Creavit, danışman firması KPMG ile birlikte programın ilk toplantısını gerçekleştirerek bu önemli sürecin başlangıcını yaptı. Responsible® Programı kapsamında, "Mevcut Durum Analizi ve Sürdürülebilirlik Yol Haritası" çalışmalarına başlandı ve sürdürülebilir üretim hedeflerine bir adım daha yaklaşıldı. Bu sürecin, Creavit ve Creavit Ar-Ge Merkezi'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşmasında büyük katkı sağlaması bekleniyor.
Creavit Genel Müdürü Ahmet Sağlam konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Creavit olarak 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, 2030'a kadar karbon emisyonlarımızı %50 azaltmayı planlıyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği yatırımları ve döngüsel ekonomi uygulamalarımız bu hedefin temel taşlarını oluşturuyor" dedi.
Sürdürülebilirliği, ekolojik ve ekonomik açıdan bütüncül bir yaklaşımla ele alan Creavit üretim süreçlerinde yenilenebilir enerji kullanıyor, su ve enerji tasarrufu sağlayan sistemler geliştiriyor. Aynı zamanda, karbon ve su ayak izini minimize etmek için ileri dönüşüm teknikleri uyguluyor. Üretimde sıfır atık hedefiyle ilerleyerek atık çamur, sır ve kırık seramikleri tekrar üretim sürecine dahil eden firma, güneş enerjisi santralinde yıllık 4 milyon kWh yeşil enerji üretiyor, atık ısı geri kazanım sistemleriyle enerji kayıplarını önlüyor.
"Üretim tesislerimizde uluslararası yenilenebilir enerji sertifikaları ile tükettiğimiz elektriğin karbon emisyonunu sıfırlıyoruz. Mevcut güneş enerji sistemimizle 1476 haneye yetecek kadar elektrik üretirken, karbon salınımını yıllık 2.104.900 kg azaltıyoruz. Ayrıca, atık ısı geri kazanım sistemlerimizle yılda 1,5 milyon kg karbon salınımını önlüyoruz" diyen Ahmet Sağlam, Creavit olarak üretimde sıfır atık hedefiyle ilerlediklerini şu sözlerle dile getiriyor: "Arıtma çamuru ve atık sır gibi malzemeleri yeniden kullanarak yılda 250 ton malzemeyi geri kazandırıyoruz. Seramik kırıklarını üretimde tekrar değerlendirerek hammadde israfını önlüyoruz. Su geri kazanımı sayesinde de günlük 350 ton temiz deşarj suyunu üretim ve temizlik faaliyetlerinde kullanmayı hedefliyoruz. Üretim sahamızda bulunan hayvan rehabilitasyon merkezi ile doğaya ve canlılara olan sorumluluğumuzu da yerine getiriyoruz."
2025 itibarıyla enerji ihtiyacının %50'sini yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı ve karbon emisyonunu minimize etmeyi planlayan Creavit, kolay temizlenebilir yüzeye sahip ürünler geliştirerek su ve kimyasal kullanımını azaltmaya, Ultra Clean Hijyen sır ile hijyen standartlarını en üst seviyeye çıkartmaya, biyoçeşitliliğe katkıda bulunmak amacıyla üretim sahasında çevresel projeler yürütmeye devam ediyor. Creavit Türkiye, çevre dostu üretim yöntemleri ve sürdürülebilirlik anlayışıyla geleceğe daha yeşil adımlar atıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yeni Pirelli P Zero, tanınmış 'Tyre Reviews' platformu tarafından Ultra Yüksek Performanslı (UHP) lastikler üzerinde gerçekleştirilen karşılaştırmalı testte gücünü tescilledi. Ürünün resmen pazara sunulmasından sadece birkaç gün sonra testlerde elde ettiği bu başarı, lansmanda duyurulan yeni performans ve güvenlik özelliklerini de teyit ediyor.
Testler doğal koşullarda hem kuru hem de ıslak zeminlerde gerçekleştirildi. P Zero test edilen tüm lastikler arasında kuru ve ıslak zeminde yolu kavrama, suda kızaklama direnci, konfor ve düşük gürültü seviyeleriyle öne çıktı. Sonuçlar, yeni lastiği tanımlayan özelliklerden ikisi olan güvenlik ve performans arasında mükemmel bir denge sağlandığını ortaya koydu.
Yeni P Zero kuru zeminlerde denge, kavrama ve üstün frenleme açısından rakiplerine kıyasla en iyi performansı gösterdi. Islak zeminde frenleme testlerinde de birinci olan yeni lastik, özellikle virajlarda sağladığı mükemmel kavramasıyla suda kızaklama testlerinde en iyi performansı gösterenler arasında yer aldı.
Yeni P Zero testler sırasında vurgulanan sportif performansının yanı sıra konforuyla da öne çıkarken son derece sarsıntısız ve sessiz bir sürüş deneyimi sundu.
Tyre Reviews tarafından yapılan karşılaştırmalı test hakkında detaylı bilgiye ve makalenin tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: Tyre Reviews.
Yeni P Zero
Beşinci nesil P Zero'da, Pirelli tarafından geliştirilen yapay zeka sistemleri ve tescilli algoritmalara dayalı yenilikçi geliştirme teknolojileri sayesinde elde edilen önemli iyileştirmeler öne çıkıyor. Pirelli'nin Ar-Ge mühendisleri, tasarım sürecinin başlarından itibaren lastiğin yapısına ve sırt desenine odaklanırken frenleme ve aşınma oranını iyileştirmek için kanalları ve temas alanını yeniden ele aldı. Böylece lastiğin kullanım ömrü boyunca tutarlı performans sağladı.
Yeni P Zero ürün yelpazesindeki lastiklerin çoğu, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçlar için özel olarak geliştirilen ve sürüş menzilini %10'a[1] kadar artırmaya yardımcı olan Elect teknoloji paketi başta olmak üzere Pirelli'nin çeşitli uzmanlık alanlarını da içeriyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TAG Heuer, efsaneleşmiş reklamlarının izinden giden yeni kampanyası "Designed to Win"i lanse ediyor. Markanın temel değerlerini özümseyerek, zihinsel gücün, kritik anlarda yüksek performans sergilemenin, dayanıklılığın, disiplinin ve zafer yolundaki amansız arayışın öyküsünü anlatan kampanya, TAG Heuer'in avangart inovasyonun ön saflarında yer almasının 165. yılında ilham verici bir özet sunuyor.
Yeni koleksiyon; 1990 yılındaki ünlü bir röportajında, "İkinci ya da üçüncülük için değil, birincilik için tasarlandım," cümlesiyle tarihe kazınmış TAG Heuer elçisi Ayrton Senna'dan doğrudan esinleniyor.
Bu yol gösterici felsefe, TAG Heuer tarihinin sıradaki bölümüne rehberlik ediyor.
Herkese; bilginin ötesindeki icatları gerçekleştirme, elinden gelenin en iyisini başarma, fiziksel kapasitesinin ötesine geçme ve korkularını yenme gücü veren yeni idealler, bugün TAG Heuer'in merkezinde yer alıyor ve şirketin geleceğine yön veriyor.
Esasen TAG Heuer, insanların sınırlarını aşma ve en çılgın tutkularına ulaşma konusundaki olağanüstü potansiyelini kutluyor. "Designed to Win", TAG Heuer evreninde çok önem taşıyan "kairos"un -gerçeğin tanımlayıcı ve kritik anının- temelini özetliyor.
Çok Önemli Bir Evrim
Saatçilik sektörünün en büyük pazarlama güçlerinden biri kabul edilen TAG Heuer, etkili ve akılda kalıcı reklam kampanyaları geçmişine ve sıklıkla taklit edilse de hiçbir zaman kopyalanamayan dinamik bir stratejiye sahip.
1920'lerde Olimpiyat oyunlarında varlık göstermesi ve Jack Heuer'in 1969'da bir Formula 1® aracında ilk logonun doğmasına yol açan vizyoner fikirleri ve motor sporları ile arasındaki güçlü bağ da dahil, spor ve zaman ilişkisinde lider rolünü üstlenmesinden 1971'de ilk takım ortaklığına, şirket her zaman yaratıcılığın ön saflarında varlık gösterdi ve iletişimin sınırlarını zorladı. Jack Heuer'in 1960'larda New York'ta Ries, Cappiello & Calwell ile ilk basılı kampanyalarını tasarlaması için anlaştığı andan itibaren, TAG Heuer'in tanınmasını sağlayan güçlü karelerin gelişi müjdelenmişti.
Şirket 1990'da, markayı 90'lar boyunca inanılmaz bir hızda büyüten güçlü bir platform oluşturup günümüze kadar gelmiş "Don't Crack Under Pressure" (Baskı Altında Kırılmama) sloganını duyurdu.
Renkli TAG Heuer logosuyla tamamlanmış siyah-beyaz fotoğraflarda; bir bisikletçi, eskrimci, okçu ve kayakçının yanı sıra Ayrton Senna ile Michael Schumacher gibi yarışçıların da kariyerlerinin önemli anları ölümsüzleştirildi.
1995 senesi, TAG Heuer'in yükselişindeki bir sonraki adıma, kendilerini olağanüstü koşullara sokan sporcuların ikonik karelerinin tanıtıldığı "Success, It's a Mind Game" kampanyası ile tanıklık etti. Paha biçilmez vazolarla çevrili bir çukura son vuruşu yapan bir golfçü, savaş uçağıyla yarışan bir Formula 1® arabası, şelalenin tepesinde rekabet eden denizciler, binadan binaya atlayan bir binici ve uçurumun kenarında hücuma hazırlanan bir ragbi takımının tamamı, göz alıcı kareler yarattı.
1998'de "Inner Strength", 2002'de "What Are You Made Of" ve 2014'te "In Theory" gibi diğer kampanyalar da markanın gelişimini sürdürürken, dünya çapında arzu edilebilirliğini artırarak müşteri kitlesini büyüttü.
Yeni Bir Dönem
"Designed to Win", yenilikçiliği ve işlevsel tasarımıyla İsviçre saatçiliğinin en etkin oyuncularının başında gelen TAG Heuer'in yeni kimliğini temsil ediyor. Performanslarını TAG Heuer kronograflarına göre ölçmüş ünlü sporcular tarafından şirketin tarihine zaman içinde işlenen başarı fikri de bu yaratma duygusuyla ilintili.
Bireysel zafer hissinin ötesinde, birlikte kazanmanın çağrışımları vardır: şampiyonada mücadele eden bir takım veya devrim niteliğinde yeni bir proje üzerinde çalışan iş birlikçiler... Ve başarı mutlak değildir, bu bireysel performansımızı yeni boyutlara taşıyacak bir zafer de olabilir.
Marka kimliğinin geçmişten beri bir parçası olmuş güçlü siyah-beyaz görseller, özel bir etki yaratan renkli ürün ve logolar ve yarışçının vizyonuna odaklanma gibi unsurları kullanan TAG Heuer elçileri, muhteşem fotoğraflarda boy gösteriyor.
Ödüllü aktör Ryan Gosling, dört kez Olimpiyat madalyası kazanan engelli koşucusu ve sprinter Sydney McLaughlin-Levrone, üç Olimpiyat şampiyonluğu bulunan yüzücü Summer McIntosh ve birçok kez European Tour şampiyonluğunu elde etmiş golfçü Tommy Fleetwood'un profesyonel kariyerlerinin önemli anları, TAG Heuer imzalı karelerde gözler önüne seriliyor.
Diğer görsel materyaller, Formula 1® ve Automobile Club de Monaco ile resmi ortaklıklarına atıfta bulunarak, araçların pistte ve Monaco sokaklarında mücadele ettikleri anları gösteriyor.
Ayrıca, üç kez Formula 1® Dünya Pilotlar Şampiyonu ünvanını kazanmış Ayrton Senna ve dört kez Formula 1® Dünya Pilotlar Şampiyonu olmuş Max Verstappen de 2025'te spora Formula 1®'in Resmi Zaman Tutucusu sponsorluğuyla geri dönen TAG Heuer ve Formula 1® arasındaki güçlü bağın kutlamasında yer alıyor. Diğer fotoğraflar, şirketin Formula 1® ve Automobile Club de Monaco ile resmi ortaklıklarına bir gönderme yaparak pistte ve Monaco sokaklarında pozisyon için mücadele eden arabaları gösteriyor.
Marka elçisi ve Hollywood yıldızı Ryan Gosling'in seslendirmesi ve "Designed to Win"in anlamını ortaya koyan senaryosuyla TAG Heuer'in yeni ruhunu tanıtan film ise muhteşem kareleri tamamlıyor. Dünyanın dört bir yanındaki insanların TAG Heuer'in yeni kazanma zihniyetiyle tanışıp bağ kurmasını sağlayan kampanya; çok değerli, global bir medya kampanyasının parçası olacak.
TAG Heuer CEO'su Antoine Pin, "Şirketin 165. yılını kutladığımız 2025, bizim için son derece önemli bir sene. Yıl boyunca sunduğumuz olağanüstü ürünler ve Formula 1® ile kurduğumuz harika ortaklık, bugün TAG Heuer'in kimliğini yeniden hayal etmemize mükemmel bir fırsat tanıyor," diyor ve ekliyor: "En iyi performansımızı sergilerken yararlandığımız güç ve dayanıklılık ile disiplin ve çaba hislerini kapsayan 'Designed to Win', TAG Heuer'in heyecan verici yeni bir döneme başladığına ilişkin yeni bir slogan ve tanımlayıcı bir felsefe niteliği taşıyor."
TAG Heuer Pazarlama Müdürü George Ciz de düşüncelerini şöyle aktarıyor: "TAG Heuer ve DDB Paris'te inanılmaz bir ekiple 'Designed to Win'i hayata geçirmek harika bir deneyimdi. Bu kadar güçlü bir reklam kampanyası geçmişi ve saatçilik sektörünün pazarlama ve iletişiminde öncü stratejiler geliştirme konusundaki itibarımızla özel bir şey yaratmamız gerektiğini biliyorduk. Harika elçilerimizi ve ortaklarımızı bu çarpıcı görüntülerin merkezine koymak ve onların başarılarını kutlarken başkalarına ilham vermek, TAG Heuer'i eşsiz kılan şeyin özünü oluşturuyor."
TAG Heuer tasarımlarını; resmi satış noktaları TAG Heuer İstinye Park, TAG Heuer Galataport, Quadran İzmir İstinye Park ve Quadran Land of Legends Antalya butiklerinden ya da quadran.com.tr web sitesi üzerinden uluslararası garantisi ile birlikte satın alabilirsiniz
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hayat Kimya Ar-Ge Merkezi'nde gerçekleşen gezide, öğrenciler şirketin yürüttüğü araştırma ve geliştirme çalışmalarına dair kapsamlı bilgi alma imkânı buldu. Laboratuvarları inceleyen öğrenciler, devam eden projelerin detaylarını alanının uzmanlarından dinleyerek teorik bilgileri uygulama alanlarında gözlemledi.
Yenilikçi teknolojilerin üretim süreçlerine nasıl dahil edildiğini paylaşan uzmanlar, öğrencilerin bilimsel düşünme becerilerine katkı sağlayacak bilgiler aktardı. Akademik başarılarıyla öne çıkan Enka Okulları öğrencileri, bu ziyaretle bilimsel çalışma süreçleri ve sürdürülebilirlik odaklı Ar-Ge faaliyetleri hakkında kapsamlı bilgi edindi.
Hayat Kimya Deterjan Kategorisi İleri Ar-Ge Müdürü Okan Yüzüak, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada şunları belirtti: "Gençlerin teknolojiye ve bilimsel araştırmalara gösterdiği ilgi bizleri son derece memnun ediyor. Bu tür deneyimlerin, onların kariyer seçimlerinde ilham verici kilometre taşları olduğuna inanıyorum. Hayat Kimya olarak, geleceğin bilim insanlarını yetiştirme sürecine katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Elektrik enerjisi sektöründe çalışan ya da bu sektörde çalışmak isteyen kadınlara yönelik ilham dolu bir yolculuk başlatan “Kadınlar için Enerji Okulu”, çalışan kadınların liderlik yolculuğuna katkı sunmayı, sektörde çalışmak isteyen kadınlara da iş imkânı sağlamayı hedefliyor.
Enerji sektöründe kadın istihdamının artırılarak kadınların güçlenmesi amacıyla T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Reges Elektrik iş birliği ile “Kadınlar için Enerji Okulu” projesini başladı. İstanbul Kültür Üniversitesi’nin de akademik ev sahipliğinde düzenlenen “Kadınlar için Enerji Okulu”, 10 Nisan’da ilk eğitimini gerçekleştirdi.
Toplam 40 kadının eğitim alacağı “Kadınlar için Enerji Okulu” projesinin 10 Nisan’da gerçekleşen açılışına, Reges Elektrik Genel Müdürü Enver Altuncu ve Finans Direktörü Dr. Cansu Ünal Öngören ile İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Burcu Yavuz Tiftikçigil’in yanı sıra davetlilerle eğitim alacak öğrenciler katıldı.
Kadınların Profesyonel Hayata Katılmasını Sağlamak, Sorumluluğumuz
Projenin hedefini enerji sektöründe kadın-erkek istihdamı arasındaki farkın azaltılması ve kadınların güçlendirilmesi olarak belirten Reges Elektrik Finans Direktörü Dr. Cansu Ünal Öngören, kadınların sektördeki varlığını teşvik etmek ve onlara destek olabilmek amacıyla projeyi başlatmaya karar verdiklerini dile getirdi.
Dr. Cansu Ünal Öngören, şunları aktardı: “Reges Elektrik olarak enerji sektöründe kadınların iş gücündeki temsilinin artırılması, toplumsal hayattaki yerlerinin güçlendirilmesi ve kadınların profesyonel yaşamda daha fazla söz sahibi olmaları adına kendimizi sorumlu hissediyoruz. Buradan yola çıkarak başlattığımız projeye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İstanbul Kültür Üniversitesi’nden destek almak, son derece gurur verici. Bu proje için uzun vadeli hedeflerimiz var. Her yıl düzenleyeceğimiz eğitim programları ile binlerce kadına ulaşıp bu eğitimlerin gelenekselleşmesini temenni ediyoruz. Sürdürülebilir kalkınma yolunda kadınların, ekonomiye daha çok katkı sağlaması amacıyla projemizin kapsamını genişleterek tüm Türkiye'ye yaymayı hedefliyoruz.”
“Kadın ve Erkek İstihdamı Arasındaki Farkı Azaltmayı Planlayan Projeleri Desteklemeye Devam”
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe de “İstanbul Kültür Üniversitesi olarak bu projenin eğitim destekçisiyiz. Eğitimler üniversitemizde, akademisyenlerimizin katkısıyla gerçekleştirilecek. Reges Elektrik, mezunlarımızın kurduğu bir şirket. Bize ulaşıp enerji sektörünün erkek egemen yapısından ve özellikle üst yönetimde kadın temsilinin çok az olduğundan bahsettiler. Kadınların bu sektörde daha fazla yer alması ve üst pozisyonlara gelebilmesi için neler yapabileceğimizi konuştuğumuz bir tanışma toplantısı düzenledik. Bu toplantının ardından da proje ortaya çıktı. Proje kapsamında, enerji sektöründe çalışan ya da bu alanda kariyer yapmayı düşünen öğrenci ve profesyonellere yönelik 5 haftalık bir eğitim programı planladık. Katılımcılar üniversitemizde ağırlanacak ve dersleri burada alacak. Böylece sektörde daha fazla kadının güçlü pozisyonlarda yer almasını amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
Beş Haftalık Eğitimler Sonucu Staj ve İş İmkânı
“Kadınlar için Enerji Okulu” projesi kapsamında toplam 5 hafta sürecek eğitimin ardından kadınlara sertifikaları verilecektir. AB Yeşil Mutabakatı’ndan Türkiye’deki elektrik piyasasına genel bakışa, elektrik piyasası fiyatlandırma mekanizmaları ve elektrik piyasasında tarifelerde EPİAŞ piyasalarına ve Elektrik piyasasında depolama, toplayıcılık faaliyetleri ile YEKA, YEKDEM, YEK-G konularına kadar geniş bir kapsamda gerçekleşecek eğitimlerin sonunda yapılacak olan sınavda, başarı sağlayan katılımcılardan birinciye Reges Elektrik çatısı altında iş imkânı sunulurken, ikinci olan katılımcıya ise staj imkânı tanınacaktır.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.