Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 3-6 Eylül 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 'Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı WorldFood İstanbul'; 32. yılında bir rekora daha imza atıyor. İstanbul TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi'nde kapılarını açan fuarın, bu yılki ziyaretçi profilinin oldukça genişlemesi bekleniyor. 2023 yılında 73 ülkeden 800'den fazla yabancı satın almacıyı ağırlayan fuar; bu yıl 80 ülkeden 900'ü aşkın satın alım heyetini misafir edecek. Bu durumun, Türk gıda sektörü için yeni iş ve ortaklık fırsatları yaratma, pazar payını artırma ve sektör temsilcilerinin uluslararası iş birlikleri kurma açısından büyük bir önem taşıdığını vurgulayan İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, fuarda 20 binden fazla uluslararası ziyaretçiyi ağırlayarak rekor kırmayı hedeflediklerini söyledi. WorldFood İstanbul'un, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın önde gelen gıda fuarlarından biri olma yolunda ilerlediğini belirten Taycı, "Bu fuarı; Gulfood, Anuga, SIAL Paris, veya Tayfex gibi uluslararası düzeyde bilinen bir etkinlik haline getirmek istiyoruz. 'Türkiye Gıda Platformu' çatısı altında; tüm ihracatçı birlikleri, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), ETÜDER ve diğer sektör temsilcileriyle birlikte bu hedefe odaklandık." diye konuştu.
 
SEKTÖRDEKİ ZORLUKLARA RAĞMEN İYİMSERLİK HAKİM
 
Kazım Taycı, sektörün karşı karşıya olduğu zorluklara da dikkat çekti. "Çiftçimizin ve ihracatçımızın ciddi ekonomik sıkıntıları var. Ancak, biz gıda üreticileri ve ihracatçıları olarak tüm bu zorluklara rağmen mücadelemizi sürdüreceğiz. Etrafımızda birçok olumsuz gelişme yaşanırken bile iyimser düşünerek geleceğe umutla bakıyoruz." dedi. İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, fuarın uluslararası alandaki etkisine de değinerek, "Bize gelen ilk göstergeler, yurt dışından da katılımcı sayısının oldukça iyi olacağı yönünde. Yurt dışındaki kontaklarımız ve temaslarımız neticesinde birçok yabancı firmanın fuara katılım sağlayacağını teyit ettik. Bu nedenle heyecanlıyız ve ümitliyiz." ifadelerini kullandı.
 
GIDA SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İNOVASYON
 
WorldFood İstanbul, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve inovasyon temalarını da ön plana çıkarıyor. Kazım Taycı, "Gıda sektörü, sürdürülebilir üretim ve yenilikçi çözümlerle büyüme potansiyeline sahip bir alan. Fuarda, enerji tasarruflu ve çevre dostu ürünlerin sergilenmesi, sektörümüzde bu yöndeki farkındalığı artıracak." şeklinde konuştu. Taycı, Türk gıda sektörünün gelecekteki hedeflerine ulaşması için sürdürülebilir üretim modellerinin ve çevreye duyarlı teknolojilerin kullanılmasının da önemine vurgu yaptı. "Gıda sektörü, sadece bugün değil, gelecek nesiller için de önemli. Sürdürülebilir üretim, çevre dostu çözümler ve inovasyon, bu alandaki büyüme ve rekabet gücümüzü artıracaktır." dedi.
 
TÜRKİYE'NİN İHRACAT HEDEFLERİ VE WORLDFOOD İSTANBUL'UN ROLÜ
 
Türkiye'nin gıda ihracatındaki hedeflerine ulaşması açısından WorldFood İstanbul'un büyük bir rol oynayacağını belirten İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, "Fuarın hem öncesinde hem de sonrasında gerçekleştirilecek etkinlikler ile ürünlerimizin tanıtımı ve yeni iş birliklerinin geliştirilmesi konusunda önemli fırsatlar elde edeceğiz." diye konuştu. Taycı, fuarın İstanbul'a ve Türkiye'ye olan katkılarının da altını çizerek, "İstanbul'a böyle büyük bir fuarı kazandırmak ve hediye etmek istiyoruz. Her yıl katılımcı firma sayısının arttığı fuarda bu yıl yaklaşık 300 İHBİR üyesi firmamız fuara katılım sağlayacak. Kendi şehrimize gelen bu fuarı, en iyi şekilde değerlendirmek için elimizden geleni yapacağız." ifadelerini kullandı.
 
 
WorldFood İstanbul Fuarı hakkında:
 
Tarih ve Yer: 3-6 Eylül, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi - İSTANBUL
 
o Katılımcılar: 80 ülkeden, 861 yerli ve 373 yabancı firma
o Ziyaretçi Sayısı: 20 binden fazla uluslararası ziyaretçi hedefleniyor
o Uluslararası Katılımcılar: 80 ülkeden 900'ü aşkın satın almacı bekleniyor
o Önceki Yıllar: 2023'te ziyaretçi sayısı %67 artarken, katılımcıların %30'u uluslararasıydı.
 
WorldFood İstanbul, Türkiye'nin gıda sektöründe küresel çapta bir marka haline gelme hedefi doğrultusunda büyümeye devam ediyor. Sürdürülebilir üretim, inovasyon ve yeni iş birlikleri yaratma konusunda önemli fırsatlar sunan bu fuar, sektörün geleceği için kritik bir rol oynuyor.
 

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Son 10 yıldır Kuzey Amerika ve İngiltere'de yaptığı global projelerle HAVAS CX Network bünyesinde pazarlama otomasyonu ve web geliştirme alanında global bir üretim merkezi olarak çalışmalarını sürdüren HAVAS CX İstanbul, Mükemmeliyet Merkezi Ofislerinden biri olmaya hak kazandı.
 
HAVAS CX Istanbul, 2014 yılından bu yana devam eden başarılı global hizmetlerinin sonucu olarak, herhangi bir konuda dünyada en iyi hizmeti kendi ülkesi dışındaki ofis ve müşterilere verebilecek olan organizasyonlar olan Mükemmeliyet Merkezi Ofislerinden biri oldu. Şirket, bundan böyle Kıta Avrupası içinde yazılım ve pazarlama teknolojileri alanında hizmet verecek.
 
HAVAS CX İstanbul; Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Portekiz pazarlarından oluşan HAVAS CX Avrupa organizasyonunda Martech, MarOps ve Dijital Tecrübe platformları geliştirmekten sorumlu olacak.
 
Bütün dünyada çok az sayıda ofisin yetkilendirildiği bu alanda daha da fazla hizmet üretme şansı yakaladıklarını ifade eden HAVAS CX İstanbul Global Projeler Sorumlusu Elif Cerit Soylu, “Yeni konumlandırmamızla network ajanslarımızla küresel ölçekte değer üretmekle beraber küresel pazarda elde ettiğimiz know-how'ı ülkemizde yenilikçi ve etkili çözümler için kullanmaya devam edeceğiz. Büyüme stratejimizin temel taşlarından biri olan Mükemmeliyet Merkezi Ofisi yaklaşımının hem iç yeteneklerimizi ciddi anlamda güçlendireceğini hem de farklı rekabet alanlarında ve ölçeklendirmede bizi bir adım öne taşıyacağına inanıyorum” dedi.
Havas CX İstanbul hakkında
Havas CX, Havas Grubu genelindeki küresel yetenek havuzundan en güçlü CX uzmanlarını bir araya getirerek, müşteri yolculuğunun her aşamasında anlamlı deneyimler sunmayı amaçlayan uluslararası bir ağ. İstanbul ofisi, global projelerde çalışan, işletmeleri dönüştürmek için kullanıcı odaklı teknoloji ve deneyim odaklı tasarımla dijital platformlar oluşturan bir dijital uzmanlık merkezi. Türkiye'den, Dünya çapında uzaktan çalışan bir ekiple yönettiği teknoloji ve, pazarlama otomasyonu hizmetler ile, milyonlarca kişi için dijital tüketici tecrübeleri yaratıyor. Ekibin hizmet verdiği Türkiye'de dahil 20 ülke var.
https://tr.havas.com/havas-cx
https://havascx.com/

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İklimlendirme sektörünün öncü markası DemirDöküm, yeni yapılan ve yapımı devam eden projelerde ilk tercih olmaya devam ediyor. Çevreye duyarlı, üstün teknolojiye sahip ürünleriyle öne çıkan DemirDöküm, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde yükselen 4 karma yaşam projesinde 2.000'e yakın dairenin ısı konforunu MaxiPremix ile sağlayacak.

DemirDöküm, geniş ürün gamıyla yeni yükselen konut, iş yeri ve konsept projelerin gözdesi olmayı sürdürüyor. Türkiye'nin yanı sıra 40'a yakın ülkede ısı konforuyla özdeşleşen DemirDöküm, Marmara ve İç Anadolu Bölgesi'nde yükselen dört karma yaşam projesinin daha ilk tercihi oldu.

İklimlendirme sektöründe ilk kombi, yoğuşmalı kombi, şofben ve radyatör üreticisi unvanına sahip olan şirket, kullanıcılarına yüzde 108 verimlilik sağlayan MaxiPremix kaskad kazanı ile Ankara ve İstanbul'un yeni yıldız projelerinde yer aldı. Ankara'nın yeni gözdesi Velux Ankara, İstanbul'un yükselen değeri Flat 24, Başakport ve Ferko Line'da yaklaşık 2.000 yaşam alanı DemirDöküm konforuyla ısınacak.

ISINMA İHTİYACINA GENİŞ ÇÖZÜM

Toplu konut projelerinde tüm ihtiyaçlara üstün teknolojilerle geliştirdiği geniş ürün gamıyla yanıt veren DemirDöküm'ün yeni nesil yoğuşmalı kazanı MaxiPremix, ergonomik tasarımı ve kompakt boyutlarıyla öne çıkıyor. Bireysel konutlar, rezidanslar, merkezi sistemle ısınan binalar, alışveriş merkezleri, işletmeler ve hastaneler gibi alanlarda kullanılmak üzere geliştirilen ürünün 100 ve 150 kW kapasite seçenekleri bulunuyor. Hem hermetik hem de standart bacaya montaja uygun olarak geliştirilen MaxiPremix, MiPro kontrol paneli ile 7 cihaza kadar kaskad yapabilme imkânıyla yüksek kapasite ihtiyaçlarına en uygun çözümü sunuyor.

Sahip olduğu özelliklerle eski nesil kazanlara kıyasla ilk yatırım ve işletme maliyetinde önemli avantajlar sunan MaxiPremix, sıralı çalışma veya gerekli kapasiteyi tüm cihazlara paylaştırma özellikleri ile maksimum verim ve sistem ömrü sağlıyor. Karmaşadan arındırılmış, fonksiyonel ve kolay kullanımıyla tüketici dostu olan MaxiPremix, DemirDöküm güvencesindeki yüksek hizmet kalitesi ile satış sonrası hizmetlerde de kullanıcılarına kazandırmayı hedefliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 2023'ün ikinci yarısında yeniden yapılandırma faaliyetlerinde artış
Araştırma katılımcılarının %71'i, 2023'ün ikinci yarısında ilk yarısına kıyasla daha fazla kredi portföyü yapılandırmasının olduğunu belirtiyor. Buna ek olarak, katılımcıların %67'si bu yapılandırma artış oranının %25'e kadar çıktığını söylüyor. %4'e tekabül eden Avusturya ve Polonya'daki katılımcılar ise bu artışı daha yüksek oranda yaşadıklarını belirtiyor. Öte yandan, katılımcıların %17'si (özellikle Hırvatistan, Yunanistan ve Çekya) yeniden yapılandırma faaliyetlerinde azalma gözlemlediğini söylüyor.
 
2024 yeniden yapılandırma yılı olacak
Mevcut ekonomik, politik ve kültürel durumlar değerlendirildiğinde; 2024 yılının çok sayıda yeniden yapılandırma faaliyetinin gerçekleşeceği bir yıl olacağı anlaşılıyor. Katılımcıların %47'si, yeniden yapılandırma faaliyetlerinin en çok 2024'ün ikinci yarısında gerçekleşmesini ve ardından yapılandırmada bir düşüş eğilimi yaşanılacağını düşünüyor. Yılın sonuna doğru yavaş ama istikrarlı bir toparlanmayla birlikte düşen faiz oranları ve işletmelerin piyasaya uyum sağlama kapasitelerinin artmasıyla yeniden yapılandırma işlemlerinde azalma eğilimi bekleniyor.
 
Araştırma sonuçlarına göre, şirketleri yeniden yapılandırma işlemlerine yönelten üç önemli başlık göze çarpıyor. Yaşanan olumsuzluklar arasında ilk sırada maliyet kaynaklı baskılar yer alıyor. Azalan satışlar ise en sık belirtilen ikinci olumsuzluk olurken, yüksek faiz oranları ve yeniden finansman zorluğu gibi finansman sorunları arasında üçüncü sırada yer alıyor.
 
Sektörlerde yaşanan yeniden yapılandırma faaliyetleri
EY Yeniden Yapılandırma Araştırması'nda, gerçekleşen ve beklenen yeniden yapılandırma faaliyetleri arasında 5 önemli sektör yer alıyor. Bu sektörlerin; en yüksek yeniden yapılandırma işlemi beklentisine göre sırasıyla inşaat, tarım, gayrimenkul, imalat ve perakende sektörleri olduğuna dikkat çekiliyor.
 
En yüksek yeniden yapılandırma faaliyetine sahip sektörlerin başında yer alan inşaat sektörünün sorunları arasında artan malzeme maliyetleri, enerji, işçilik giderleri ve yüksek faiz oranları öne çıkıyor.
 
İkinci sırada yer alan tarım sektörü ise özellikle Ukrayna'daki Karadeniz limanlarının yeniden açılmasıyla birlikte ürün fiyatlarında düşüşler yaşanırken gübre, yakıt ve enerji maliyetlerinin yüksekliğinden olumsuz etkileniliyor. Bu durum, kar marjlarının daralmasına ve nakit akışının olumsuz etkilenmesine, dolayısıyla likidite baskısının artmasına sebep oluyor.
 
2024'ün ilk yarısındaki yeniden yapılandırmalar açısından üçüncü en aktif sektörün gayrimenkul sektörü olması bekleniyor. Bu sektörün artan faiz oranlarından dolayı düşen varlık değerlemelerinden ve azalan talepten olumsuz etkilendiği görülüyor. Ancak, bazı ülkelerde devlet tarafından alınan talep artırıcı önlemler ve gayrimenkul geliştiricilerinin varlıklarını kiralama stratejilerine yönelmesi sektördeki toparlanmayı hızlandırabilir.
 
Yeniden yapılandırma çözümleri
Ankete göre 2023'ün ikinci yarısında da "yeniden düzenleme ve vade uzatma" stratejisi borç yapılandırması için en yaygın çözüm olmaya devam ederken, "varlık satışları" ikinci sırada yer alıyor. Diğer bir çözüm olan "yeniden finansman" işlemlerinin sayısı da artıyor.
 
Bununla birlikte, likidite rezervlerinin piyasa baskılarına uzun süre maruz kalmasından dolayı iflasların artmaya devam ettiği görülüyor. Bunun nedeni, işletmelerin çeşitli hükümet destekleri alırken iş modellerini piyasalardaki yeni normlara göre uyumlamak adına proaktif adımlar atamamış olması olarak belirtiliyor. Bu doğrultuda, bankaların ödeme sıkıntısı içinde olan şirket borcu satışlarının, 2023'ün ilk ve ikinci yarısında giderek daha yaygın bir araç haline geldiği görülüyor.
 
Yeni finansman kaynakları: Mevcut bankalar ve hissedarlar ön planda
2023'ün ikinci yarısındaki yeniden yapılandırma süreçlerinde, yeni finansman kaynakları açısından, mevcut kreditör ve hissedarlar en önde gelen finansman sağlayıcıları olmaya devam etti. Yeni kreditör ve yeni hissedarlar finansman kaynakları arasında 3. ve 4. sırada yer aldı. Beklendiği üzere, özellikle COVID-19 pandemisi sırasında uygulamaya konulan devlet destek programlarının sona ermesiyle birlikte, devlet organlarının bu süreçlerdeki rolünün azaldığı gözlemleniyor.
 
Diğer yandan, tedarikçi kredisinin yeniden yapılandırma süreçlerinde giderek daha önemli hale gelmesinin sebebi olarak; uzun süren enflasyonist baskıların girdi maliyetlerini artırması olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, finansal zorluklar yaşayan şirketlerin borçlarına veya bu tür şirketlerin hisselerine yatırım yapan özel yatırım fonlarının (distressed funds) ticari bankaların sağlayamayacağı esnek koşullarda finansman sağlayarak, yeniden yapılandırma işlemlerinde giderek daha önemli bir rol üstlendiği belirtiliyor.
 
Yeniden yapılandırma uygulamaları
EY Yeniden Yapılandırma Nabzı Araştırması ile ilgili olarak, EY Türkiye Şirket Ortağı, Orta, Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya Sermaye Borç Danışmanlık Lideri Orçun Makal şunları söyledi:
 
"Araştırma sonuçlarına göre, 2024'ün ilk yarısında 2023'ün ikinci yarısına kıyasla yeniden yapılandırma işlemlerinin sayısında bir artış gözlemleniyor. Yeniden yapılandırma işlem sayısındaki artışın devam eden maliyet kaynaklı baskılar, azalan talepler ve yüksek faiz oranları nedeniyle 2024'ün ikinci yarısında da devam etmesini bekliyoruz. Yeniden yapılandırma işlemlerinin en çok inşaat, tekstil, gayrimenkul ve tarım sektörlerinde gerçekleşebileceğini ve işlem sayılarının artmasına karşın işlemlerin kredi hacimlerinde düşüş beklendiğini söyleyebiliriz."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Türkiye'nin mavi yaka ve ara kademede önde gelen istihdam platformu Eleman.net, 2 bin 452 kişiyle gerçekleştirdiği anket sonucunda çalışanların görev tanımları dışında karşılaştığı işlerle ilgili verileri ortaya koydu. Eleman.net'in "İş yerinde görev tanımınız dışında iş yapıyor musunuz?" sorusunu çalışanların yüzde 50'si "Evet" olarak cevapladı. Aynı soruya çalışanların yüzde 29'u "Bazen", yüzde 20'si ise "Hayır" yanıtını verdi. Görev dışında işlerle meşguliyet oranı kadınlarda yüzde 54, erkekler de yüzde 46 oldu.
Büyük çoğunluk her gün görev dışı işle karşılaşıyor
Anketin "Görev tanımınız dışındaki işleri ne sıklıkla yapıyorsunuz" sorusunu katılımcıların yüzde 37'si "Hemen hemen her gün", yüzde 25'i ise "Haftada birkaç kez" diye cevapladı. Aynı soruda "Ayda birkaç kez" yanıtının oranı yüzde 11, "Çok nadiren" yanıtının oranı ise yüzde 27 oldu.
Kadınlara daha fazla temizlik işi veriliyor
Anket sonuçlarına göre, mevcut görevi dışında çalışanların yüzde 51'i başka bir departmana destek sağlama işini yapıyor. Bunun dışında çalışanların en çok yaptığı görev dışı işlerde yüzde 20 oranında temizlik ve düzenleme işleri, yüzde 15 oranında dosya ve evrak işleri ve yüzde 14 oranında idari işler yer alıyor.
Erkeklerin yüzde 59'u başka bir departmana destek sağladıklarını ifade ederken, kadınların yüzde 43'ü bu durumla karşılaştığını belirtiyor. Kadın çalışanlar arasında temizlik ve düzenleme işleri yapma oranı yüzde 27 olurken erkeklerde yüzde 13 oranında gerçekleşiyor.
Katılımcıların yüzde 28'si olumsuz etkilendiğini belirtiyor
Anket sonuçları, görev tanımları dışındaki işlerin çalışanlar üzerindeki etkilerini de ortaya koyuyor. Çalışanların yüzde 28'i iş yükünün artması ve stres seviyesinin yükselmesi gibi olumsuz etkiler yaşadığını belirtirken, yüzde 27'si bu durumun yeni şeyler öğrenme ve farklı deneyimler kazanma fırsatı sunduğunu ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 7'si motivasyonlarının olumsuz etkilendiğini bildirirken, yüzde 10'luk bir kesim bu durumun kendileri üzerinde hiçbir etkisi olmadığını belirtiyor.
Çalışanların yüzde 45'i görev dışı iş yapmaktan memnun
Çalışanlara görev tanımları dışında iş yapmaktan memnun olup olmadıkları sorulduğunda, yüzde 45'i bu durumun kendilerine farklı bir deneyim sunduğunu ve memnun olduklarını belirtiyor. Ancak yüzde 38'lik bir kesim, bu durumun asıl işlerine odaklanmalarını zorlaştırdığını ifade ediyor. Yüzde 17'lik bir kesim ise kararsız olduğunu belirtiyor.
Cinsiyet dağılımına göre bakıldığında, erkek çalışanların yüzde 47'si görev tanımları dışında iş yapmaktan memnun olduğunu, yüzde 38'i ise bu durumun asıl işlerine odaklanmalarını zorlaştırdığını ifade ediyor. Yüzde 15'i ise kararsız olduğunu belirtiyor. Kadın çalışanların ise yüzde 42'si ek görev yapma durumunu olumlu karşılarken, yüzde 39'u asıl işlerine odaklanmada zorluk yaşadığını belirtiyor. Kadınların da yüzde 19'u kararsız olduğunu ifade ediyor.
"Firmalar çok yönlü çalışan edinmeyi tercih ediyor"
Anket sonuçlarını değerlendiren Eleman.net CEO'su Levent Dicle, "Yüzde 50 gibi yüksek oranda çıkan görev tanımı dışında farklı işler yapma sonucu, firmaların çalışan tercihini de ortaya koyuyor. Artık firmalar farklı sorumlulukları bir arada yürüten, alanı dışındaki işlere de katkı sunan çalışanlar edinmeyi amaçlıyor. Dijitalleşmenin de bir getirisi olarak birçok iş günümüzde daha kısa sürelerde tamamlanabiliyor. Bu sebeple kalan sürede çalışanlardan firmanın diğer ihtiyaçlarına da cevap vermesi bekleniyor. İstihdam tercihlerinde de çok yönlülük, şirketin farklı ihtiyaçlarına çözüm sunma, aynı anda birkaç işi sürdürme gibi özellikler öne çıkıyor."

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Covid 19 pandemisi sonrası bahçeli evlere olan ilgi arttı. Şehir hayatının kalabalığından ve stresinden uzaklaşmak isteyenler müstakil evlerinin bahçelerinde doğayla iç içe vakit geçirmeyi tercih ediyor. Üstelik birçok insan bahçesinin peyzaj işleriyle de yakından ilgileniyor.
Anadolu Grubu'nun otomotiv çatısı altında faaliyetgösteren şirketi Anadolu Motor, distribütörlüğünü yaptığı Honda Güç Ürünleri markasının yeni nesil bahçe ekipmanları ile bahçe işlerinizi kolaylaştırıyor.
Honda, ürün gamı içinde bulunan; akülü çim biçme makineleri, tırpanlar ve çit biçme makineleri ile zorlu bahçe koşullarında dahi işlerinizi keyifli hale getiriyor.
Akülü çim biçme makinesi ile çim biçme işlemine çevreci ve konforlu yaklaşım
Honda'nın kullanıcı dostu olan akülü çim biçme makineleri, akülü işlevi sayesinde kablolarla uğraşmadan rahat çalışma imkânı sağlıyor. 4 zamanlı motor teknolojisi sayesinde yüksek yakıt sarfiyatı sağlayan Honda akülü çim biçme makineleri, kullanıcılarına uzun yıllar hem ekonomik hem de çevre dostu bir seçenek sunuyor.
Hondabenzinli çim biçme makineleri, titreşimi azaltılmış dizaynı ve kendi yürür çim biçme yapısının sağladığı kullanım kolaylığı ile en ağır çalışma koşullarında dahi yorulmadan çalışmanızı sağlıyor.
Elektrikli motoru sayesinde piyasadaki muadillerine göre daha sessiz çalışan Honda akülü çim biçme makineleri, gürültüden kaynaklı performans kayıplarını önleyip, kullanıcılarına konforlu ve keyifli kullanım avantajı sunuyor.
Honda tırpan, zor işleri kolaylaştırıyor!
Peyzaj düzenlemesinde kullanılan Honda benzinli tırpan makineleri de hem profesyonel bahçıvanlar hem de bireysel bahçe sahipleri tarafından tercih edilen pratik bahçe makineleri arasında yer alıyor. Uzun saplı ve kıvrımlı bir bıçağa sahip olan Honda tırpanlar, erişilmesi zor olan alanlardaki otları ve çimleri kolaylıkla kesmenizi sağlıyor. Özellikle bahçelerdeki yabani otların temizlenmesinde oldukça etkili bir çözüm sunuyor.
Honda tırpan makineleri, 4 zamanlı motoru sayesinde üstün performans ve yüksek yakıt sarfiyatı sağlıyor. Sessiz çalışma özelliğiyle de gürültüden kaynaklı performans kayıplarını önleyip, konforlu ve keyifli kullanım avantajı sunuyor.
Bahçenizdeki çitleri keserken şekil vermek sizin elinizde
Honda çit biçme makineleri de bahçe peyzaj çalışmalarında önemli rol oynuyor. Bahçenizin sınırlarını belirleyen çitlerin kesiminde kullanacağız Honda çit biçme makineleri, budama işlemlerini de kolaylaştırıyor. Üstelik kesim esnasında çitlere istediğiniz şekli vermenize de yardımcı oluyor.
Kullanımı oldukça kolay olan Honda çit biçme makineleri, hem amatör hem de profesyonel kullanıcıların iş yükünü azaltıyor. Özel tasarlanmış dekompresör sayesinde ip çekme işlemi için sınıfındaki diğer makinelerden ortalama yüzde 65 daha az güce gereksinim duyuyor.
Piyasadaki muadillerinden ortalama yüzde 40 daha az yakıt ve yüzde 90 daha az yağ tüketen 2 zamanlı Honda çit biçme makineleri, düşük emisyon değerleri ile sınıfının en çevreci ürünü olarak tanımlanıyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 
Yapay zeka gibi araçların benimsenme hızı ve potansiyeli, siber saldırganların etki alanlarını genişletirken, siber tehdit ortamını da daha riskli hale getirerek veri ihlallerini daha maliyetli kıldı. IBM tarafından yayımlanan Cost of Data Breach 2024 raporu, bu yıl bir siber güvenlik ihlalinin şirketlere ortalama maliyetinin 4,88 milyon doları bulduğunu gösterdi. 5 milyon dolara yaklaşan maliyetler, bulut dönüşümünde hız kazanan, yapay zeka gibi araçları iş süreçlerine entegre eden işletmelerin mevcut BT altyapılarının güvenlik seviyesini ölçmeyi de kritik konulardan birine dönüştürdü. Tüm bu gelişmeler, siber güvenlik ihlallerinin %72'sini engelleyebildiği bilinen ve BT sistemlerinin güvenlik kapasitesini ölçmenin endüstri standardı halini alan sızma testlerine (pentest) yönelik talebi artırdı.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Privia Security Siber Güvenlik Takım Lideri Anıl Mamak, "Ticaret savaşları, jeopolitik gerilimler, diplomatik kutuplaşmalar ve teknolojide görülen çığır açıcı ilerlemeler, siber güvenlik risklerini liderlerin ajandalarında ilk sıraya yerleştirdi. BT altyapılarının güvenlik açıklarını saldırganlardan önce tespit ederek 4 saldırıdan yaklaşık üçünü engellemeyi mümkün kılan sızma testleri, aynı zamanda operasyonel teknoloji ve nesnelerin interneti altyapılarının potansiyel risklerini açığa çıkarmakta da standarda dönüşen bir yöntem" dedi.
5 şirketten üçüne göre sızma testleri bulut güvenliği için kritik
Ponemon Enstitüsü tarafından ve proaktif güvenlik önlemlerini değerlendiren bir raporda, 5 şirketten üçünün, İngilizcede pentest veya penetration test olarak anılan sızma testlerini bulut güvenliği süreçlerinin kritik bir unsuru olarak değerlendirdiği görüldü. Telekomünikasyon, sağlık, finans ve enerji gibi, hassas verilerin yoğun olduğu, kritik sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin yeni teknolojileri çok hızlı benimsediğine dikkat çeken Anıl Mamak, "Benimsenen her yeni teknoloji; IT, OT ve IoT altyapıları için yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Özellikle büyük ölçekli BT altyapılarına sahip işletmeler için internete bağlı her cihaz, bir güvenlik riskine dönüşebiliyor. 2018'den bu yana sızma testi ve Red Team çözümlerinde uzmanlaşan Privia Security olarak, TSE, SOME Rehberi, BDDK Sızma Testleri Genelgesi gibi ulusal; NIST, OSSTMM, ISSAF ve OWASP gibi uluslararası metodolojik yaklaşımları temel alarak, proje başlangıcında belirlediğimiz takvim dahilinde işletmelerin tüm teknoloji varlıklarını teste tabi tutuyoruz. Elde ettiğimiz sonuçları endüstri standardı yaklaşımlarla raporluyor ve şirketlerin güvenlik risklerini siber saldırganlardan önce tespit etmelerine aracılık ediyoruz" diye konuştu.
Sözlerine aşağıdaki yaşanmış örneği de ekleyen Mamak:
''Sızma testleri, olan veya oluşabilecek güvenlik zafiyetlerinin büyük bir sorun haline gelmeden önce tespiti konusunda faydalı bir yaklaşım. Bazen çok göz önünde olmayan bir cihaz tüm sistemin ele geçirilmesine sebep olabiliyor. Bunun örneklerini sızma testlerinde sıklıkla görüyoruz. Örneğin bir kurumda yaptığımız sızma testlerinde, kuruma ait kiosk cihazlarında çok basit ama tüm kurum ağını etkileyen bir zafiyet keşfetmiştik. Kiosk ekranlarında normalde sadece kullanılan uygulamanın görüntüsü olur ve işletim sistemine direkt erişmemiz engellenir. Sızma testi yaptığımız kuruma ait tüm kiosk'larda basit sayılabilecek bir tuş kombinasyonu ile işletim sistemi ekranına geçiş yapılabildiğini fark ettik ve işletim sistemine geçiş yaptığımızda kiosk'un kurulumunu yapan firmanın kiosk'a teamviewer bağlantısı ile uzaktan bağlandığını gördük. İşletim sistemi ekranına eriştiğimizde teamviewer ekranı açıktı. Buradan teamviewer bağlantı bilgilerini aldık ve kiosk'a direkt kurum ağına bağlı olmaya gerek kalmadan bağlandık. Bir Windows işletim sisteminde kullanıcı kimlik bilgilerini almanın birçok yöntemi var. Biz de bu yöntemlerden birini kullanarak kiosk'daki Windows'un yönetici hesabının kimlik bilgilerini elde ettik ve bu yönetici hesabının aynı zamanda kurum içerisindeki birçok sunucuda ve kuruma ait tüm kiosk'larda kullanıldığını tespit ettik. Bir kiosk'tan yola çıkarak kurumdaki tüm hesapları ele geçirebildik ve bu hesaplarla kurumdaki her sunucuya erişimimiz oldu. Sızma testinde tespit edilen bu zafiyet kiosk'u kullanan kötü niyetli herhangi biri tarafından da tespit edilebilirdi ve sonuçları kurum için çok ağır olabilirdi. Bizim zafiyeti tespit ettiğimiz kiosk kurumun içinde bile değildi. Kurum binasının dışında kurumun giriş kapısının yanındaydı ve herkes kullanabiliyordu. Bunun gibi sayısız örnek verebiliriz bizzat deneyimlediğimiz ve tespit ettiğimiz.''
"Konu sadece güvenlik değil, uyumluluk"
PCI DSS ve HIPAA gibi küresel standartların, hassas veri barındıran finans ve sağlık gibi sektörlerde faaliyet gösteren büyük ölçekli şirketler için sızma testlerini zorunlu kıldığını dile getiren Anıl Mamak, "Güvenlik açıklarını tespit etmeye yönelik yetkilendirilmiş ve kontrollü bir saldırı simülasyonu anlamına gelen sızma testleri, ihlal risklerini ortaya çıkarmanın ötesinde, şirketlerin güvenlik postürlerini güçlendirmek ve yasal uyum gereksinimlerini karşılamak için de önemli bir gereksinime dönüştü. Yalnızca ihlal maliyetlerini değil, regülatif maliyetleri de göze almak istemeyen işletmeler, düzenli olarak sızma testi yaptırıyor. Sızma testi ve Red Team çözümlerinin yanı sıra SOC ve MDR ile EKS Scada alanlarında da uzmanlık geliştiren, Ar-Ge çalışmalarıyla ülkemize yerli siber güvenlik ürünleri de kazandıran Privia Security olarak, sosyal mühendislik testleriyle başlayan pentest sürecimiz DNS güvenliğine, web uygulamalarına, kablosuz ağlara, cloud altyapılarına ve sanallaştırma sistemlerine kadar uzanıyor. Toplamda sekiz evrede gerçekleştirdiğimiz testlerin sonunda işletmelerin siber güvenlik ekiplerini riskler konusunda bilgilendiriyor ve önlemler konusunda danışmanlık sağlıyoruz" diye konuştu.
"Sızma testi için doğru hizmet sağlayıcıyı seçmek önemli"
Siber tehdit ortamının daima geliştiğini, siber saldırganların yapay zeka gibi araçlarla çok daha hızlı hareket edebildiğini vurgulayan Privia Security Siber Güvenlik Takım Lideri Anıl Mamak, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: "Ölçeği günden güne artan bir tehdit ortamında işletmelerin bu dinamizme uyum sağlayabilecek teknoloji ortaklarıyla çalışması da önem kazanıyor. Sızma testi hizmeti alınan danışmanlık şirketinin işletmenin tüm dijital varlıklarını en güncel saldırı vektörleriyle test etmesi, siber saldırganların ve kurbanların davranış biçimlerine dair derin bilgi birikimine sahip olması ve raporlamada eyleme geçirilebilir içgörüler sunması, bu iş için ayrılan bütçenin verimliliğini artırıyor. 2018'den bu yana güçlü, tecrübeli ve yetenekli ekibiyle kurumlara özel sızma testi hizmetlere sunan Privia Security, hem akademik perspektifte sahip olduğu bilgi birikimi hem de sahada edindiği deneyimlerle, hizmet sunduğu tüm alanlarda başarısını kanıtlamış bir teknoloji ortağı olarak 7/24 hizmet anlayışıyla çalışmayı sürdürüyor."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
  
 Yenilenebilir enerji sektörünü bir araya getiren Kuzey Amerika'nın alanında en büyük fuarı RE+ 2024, 9-12 Eylül tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nin Kaliforniya eyaletinin Anaheim şehrinde kapılarını açıyor. Bu yıl 20'ncisi düzenlenecek RE+ 2024'e deneyimli kadrosu ve son teknolojiye sahip ürünleriyle katılmaya hazırlanan HT Solar, fuarda yapacağı anlaşmalarla ihracat hacmini artırarak Türkiye ekonomisine yaptığı önemli katkılarını sürdürmeyi hedefliyor.

HT Solar, yeni açacağı üretim merkezlerini tanıtacak

Yıllık 2 GW'lık güneş paneli üretim kapasitesiyle başta ABD ve Avrupa olmak üzere birçok ülkeye Türkiye'de ürettiği panelleri ihraç eden HT Solar, Kuzey Amerika'nın en kapsamlı yenilenebilir enerji etkinliğine; yeni nesil TOPCon güneş paneli ve güneş hücreleri ile katılacak. HT Solar, partner firması Fellow Enerji ile geliştirdiği esnek paneli de RE+ 2024 aracılığıyla ilk kez ABD'de sergileyecek. HT Solar, bu fuarda Türkiye'de açmayı planladığı TOPCon güneş hücresi üretim tesisinin ve ABD'de kurmayı planladığı yeni panel üretim tesisinin de tanıtımını gerçekleştirecek.
HT Solar Enerji Satış ve Pazarlama Direktörü Emre Kulaç, RE+ 2024 fuarına katılımları ile ilgili yaptığı açıklamada, ABD'ye yılda 1 GW'tan fazla güneş paneli ihraç ettiklerini vurgulayarak şunları söyledi:
"Yenilenebilir enerjiye dayalı daha temiz bir geleceğe katkı sunmak için 2016 yılından bu yana Türkiye'de ürettiğimiz güneş panellerini dünyaya ihraç ediyoruz. Bugün Türkiye'de 2 GW ve dünya genelinde ise 8 GW'lık bir kurulu güce ulaşırken yılda yaklaşık 400 milyon doları aşan ihracat rakamımızla Türkiye'ye ekonomik anlamda katma değer kazandırıyoruz. Yıllardır Bloomberg New Energy Finance tarafından güneş paneli üreticileri için hazırlanan prestijli TIER-1 listesinde yer alan bir firma olarak RE+ 2024'te yapacağımız görüşmelerle ihracat rakamlarımızı daha da artıracak yeni iş birlikleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. 2018 yılından beri globalde en iyi performans gösteren panel üreticilerini belirleyen Kiwa PVEL Top Performans listesinde yer alarak ürünlerimizin kalitesini kanıtlarken, geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 listesinde de yedi testin hepsinden başarıyla geçen Türkiye'deki tek, dünya çapında ise dokuz firmadan biri olmayı başardık. Yüksek kalitesi ve verimliliği tescillenen panellerimizle müşterilerimizin ihtiyaçlarını en güvenilir şekilde karşılamayı sürdürüyoruz. Bu fuardan elde edeceğimiz verimli sonuçlar ile hem dünyamızın geleceğine hem de Türkiye'mizin ekonomisine can katacağız."
HT Solar Enerji Satış ve Pazarlama Direktörü Kulaç, "RE+ 2024'te ayrıca Türkiye'de ve ABD'de kuracağımız yeni üretim tesislerinin de tanıtımını yapacağız. Yakında faaliyete geçecek bu iki tesisimiz dünyanın önde gelen güneş paneli üreticileri arasında konumumuzu daha da güçlendirecek ve gelecek nesillere daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakma hedefimize bir adım daha yaklaşacağız" diye de ekledi.
 
HT Solar, RE+ 2024'te TOPCon ve Esnek Panel Çözümlerini Sergiliyor
HT Solar'ın RE+ 2024 fuarında sergileyeceği TOPCon teknolojisine sahip güneş panelleri, kullanıcılara yüksek performanslı ve daha verimli enerji üretimi fırsatı sunuyor. Üst düzey anti-PID özelliği, çift yönlü enerji üretim performansı, mükemmel düşük ışık performansı ve daha düşük güç kaybı gibi özelliklere sahip TOPCon paneller günümüzün en ileri güneş paneli teknolojisi konumunda bulunuyor. Öte yandan HT Solar, PERC panellere kıyasla TOPCon güneş panellerinden yüzde 2 daha fazla enerji üreterek yatırımcılarına daha fazla kazanç sağlama avantajı sunuyor.
Partner firması Fellow Enerji ile esnek panellerin Türkiye'de seri üretimini başlatan ilk firma unvanını kazanan HT Solar, bu ürünü hem Türkiye'de hem de global pazarda satışa sunarak güneş panellerinin kullanım alanlarını genişletiyor. Diğer panellere göre çok daha hafif ve kurulumu kolay olan esnek paneller; başta statik açıdan yetersiz çatılar ve membran çatılar olmak üzere bungalov, karavan, tekne, yat, otobüs ve araba gibi platformlara yönelik geliştirildi. HT Solar estetik görüntüsü ile birçok şekil ve yüzeye uyum sağlayan esnek panellerini, RE+ 2024 ile ilk kez Kuzey Amerika'da sergileyecek.