Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin küresel sağlayıcısı Vertiv, Great Lakes Data Racks & Cabinets şirketler grubunu 200 milyon dolar karşılığında satın almak üzere bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Great Lakes Data Racks & Cabinets şirketler grubunu 200 milyon dolara satın almak üzere anlaşma imzaladığını açıkladı. Great Lakes, günümüz veri merkezlerinin temelini oluşturan yenilikçi ve özelleştirilmiş veri rafları ile entegre altyapı çözümleri tasarlayıp üretiyor.

Satın alma bedeli, maliyet sinerjileri ve çapraz satış fırsatları da dahil olmak üzere, 2026 yılı için beklenen faiz, vergi, amortisman ve itfa öncesi kârın (EBITDA) yaklaşık 11,5 katına karşılık geliyor. Bu satın almanın, Vertiv’in kurumsal, edge, colocation ve hiper ölçekli yapay zeka bilgi işlem pazarlarına yönelik optimize edilmiş, ön tasarımlı ve geleceğe hazır yapay zekâ kabinet çözümleri sunma kapasitesini önemli ölçüde artırması bekleniyor.

1985 yılında kurulan ABD merkezli Great Lakes, ABD ve Avrupa’da üretim ve montaj tesisleri işletiyor. Portföyünde standart ve özel tasarım kabinetler, entegre kabinler, depreme karşı dayanıklı kabinler ile hem yenileme (retrofit) hem de yeni projeler (greenfield) için geliştirilmiş gelişmiş kablo yönetim erişim seçenekleri bulunuyor. Bu satın alma, Vertiv’in uçtan uca kritik dijital altyapı çözümleri portföyünü güçlendirerek, sektörün en kapsamlı ürün ve hizmet setini sunma taahhüdünü güçlendiriyor.

Vertiv CEO’su Gio Albertazzi, “Great Lakes, günümüzde giderek önem kazanan yüksek yoğunluklu yapay zekâ altyapılarında vazgeçilmez olan, kapsamlı, yüksek kaliteli ve yenilikçi kabinet çözümleri sunan lider bir üreticidir. Bu satın alma ile Vertiv, teknoloji çözümleri alanındaki konumunu daha da güçlendirecek. Birleşen yeteneklerimiz sayesinde, karmaşık yapay zekâ teknolojilerinin zorluklarını aşan, kapsamlı ve mühendislik odaklı altyapı çözümleri sunabiliyoruz.” dedi.

Great Lakes’in uzmanlığının Vertiv’in mevcut ürün portföyüyle birleşmesi, müşterilere birçok avantaj sunuyor. Bunlar arasında altyapı tedarikinin birleştirilmesi, önceden tasarlanmış çözümlerle daha hızlı kurulum, Vertiv’in güç ve soğutma çözümlerinin fabrika entegrasyonu sayesinde operasyonel verimlilikte artış, yapay zekâ ve edge bilişim uygulamaları için geliştirilmiş ölçeklenebilirlik ve Vertiv’in küresel servis ağı ile kapsamlı destek yer alıyor.

Satın alma işleminin 2025’in üçüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Vertiv'in çözüm portföyü hakkında daha fazla bilgi için Vertiv.com adresini ziyaret edebilirsiniz.


# # #

Vertiv Hakkında

Vertiv (NYSE: VRT) müşterilerinin hayati uygulamalarının sürekli ve en iyi şekilde çalışmasını, iş gereksinimleriyle birlikte büyümesini sağlamak için donanım, yazılım, analitik ve devam eden hizmetleri bir araya getiriyor. Vertiv, buluttan ağın ucuna kadar uzanan bir güç, soğutma ve BT altyapısı çözümleri ve hizmetleri portföyüyle günümüzün veri merkezlerinin, iletişim ağlarının ve ticari ve endüstriyel tesislerinin karşılaştığı en önemli zorlukları çözüyor. Genel merkezi ABD’de Ohio Westerville’de bulunan Vertiv, 130’dan fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Daha fazla bilgi ve Vertiv’den en son haberler ve içerik için Vertiv.com’u ziyaret edebilirsiniz.

İleriye Dönük İfadeler

Bu metin, 1995 tarihli Özel Menkul Kıymetler Dava Reformu Yasası, Menkul Kıymetler Dava Reformu Yasası, Menkul Kıymetler Yasası’nın 27. Bölümü ve Menkul Kıymetler Borsası Yasası’nın 21E Bölümü anlamında ileriye dönük beyanlar içermektedir. Bu ifadeler sadece bir tahmindir. Fiili olaylar veya sonuçlar, burada belirtilen ileriye dönük beyanlardakilerden önemli ölçüde farklı olabilir. Okuyucular, bunların ve vertiv ve operasyonlarıyla ilgili en son Yıllık Rapfor ve Form 10-Q ile ilgili müteakip Üç Aylık Raporlar dahil olmak üzere Vertiv7in Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ile yaptığı dosyalara yönlendirilir, Vertiv’in yeni bilgiler, gelecekteki olaylar veya başka nedenlerle ileriye dönük beyanlarını güncelleme veya değiştirme yükümlülüğü yoktur ve bunlara yönelik herhangi bir yükümlülüğü açıkça reddeder.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mr Usta CEO'su Yunus Emre Kalkan, hizmet sektöründe yapay zekaya öncelik verdiklerini belirterek arızaların tespiti, olası problemlerin önceden öngörülmesi ve basit sorunların yapay zeka desteğiyle hızlıca çözüme kavuşturulması üzerine çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.
Girişimcilik ekosisteminde yapay zekânın etkisi her geçen gün daha da artarken, geleneksel sektörlerde faaliyet gösteren şirketler de bu dönüşüme hızla ayak uyduruyor. Mr Usta, ustalık gerektiren işlemlerde hizmet verenlerin dijitalleşmesini sağladıktan sonra yapay zeka desteğiyle tüm süreçleri dönüştürmeyi amaçlıyor.
''Yapay zeka olası arızaları önceden tespit edebilir''
Yenilikçi yapay zeka vizyonlarına ilişkin Mr Usta CEO'su Yunus Emre Kalkan, şunları söyledi: ''Amacımız, hem bireylerin hem de kurumların hizmet ihtiyaçlarını karşılamak için yapay zekâ teknolojilerini aktif şekilde kullanmak. Örneğin, bir klimadaki arızanın sebebini tespit etmek ya da bu arızayı önceden tahmin edebilmek için yapay zekâ tabanlı çözümler geliştirmek üzerine çalışıyoruz. Aynı yaklaşımı elektronik cihazların bakım zamanlarını belirlemede de sergiliyoruz. Cihazın ne zaman arıza vereceğini, ömrünü tamamlayıp tamamlamadığını, hatta bakım ve onarım yerine yenisinin alınmasının daha mantıklı olup olmadığını dahi yapay zeka sistemleriyle analiz edebilmeyi önümüze koyuyoruz.''
''Ustalığı da dijitalleştirmek istiyoruz''
Ustalığı da dijitalleştirmek istediklerini belirten Kalkan, ''Bir arıza ortaya çıktığında, usta fiziksel olarak sahada yer almasa bile, yapay zekâ sayesinde kullanıcılar basit problemleri kendi başlarına çözebilecek duruma gelebilir. Örneğin, bir evde "elektrik yok" şikâyeti oluştuğunda, yapay zekâ, mevcut verilere dayanarak sadece bir şartelin kapalı olduğunu ve evin diğer bölümlerinde elektriğin olduğunu fark edip, kullanıcıya yönlendirme yapabilir. Böylece hayatın kesintiye uğramadan hızla devam etmesini sağlayabiliriz. Bu noktada, çeşitli ön analizlerin ve müdahalelerin yapay zekâ desteğiyle yapılması hem zamandan tasarruf sağlayacak hem de sürdürülebilirliğe katkı sunacak'' diye konuştu.
 "Şeffaf ve ölçülebilir hizmet yönetimi sağlıyoruz''
Büyüme stratejilerini yapay zeka ile şekillendirdiklerini aktaran Kalkan, sundukları yenilikçi hizmetler için şunları söyledi: ''Uzaktan arıza ve ihtiyaç tespiti sistemlerimizle kullanıcı taleplerine ön değerlendirme ve çözüm önerileri sunuyoruz. Kurumsal müşterilerimiz için yapay zekâ destekli analizlerle olası arızaları önceden tespit edip bakım süreçlerini çok daha verimli hale getiriyoruz. ITO sistemlerimiz sayesinde hem kullanıcılar hem de kurumlar için şeffaf ve ölçülebilir hizmet yönetimi sağlıyoruz.''
 

Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

[21 Temmuz 2025] -
 Meta, Facebook’ta orijinal içerik üreticilerini desteklemek ve görünürlüklerini artırmak amacıyla, tekrar eden ve özgün olmayan içeriklere karşı yeni adımlar attığını duyurdu. Bu uzun
 vadeli girişim ile
 şirket, özgün içerik üreticilerinin öne çıkmasını sağlamayı hedefliyor.

2025’in ilk yarısında
 Meta, sahte etkileşim veya spam içeriklerle öne çıkan yaklaşık 500.000 hesap için aksiyon aldı. Bu kapsamda bu hesapların yorumlarının sıralaması düşürüldü, içeriklerinin erişimi azaltıldı ve gelir elde etmeleri engellendi. Ayrıca büyük içerik üreticilerini
 taklit eden yaklaşık 10 milyon sahte profil kapatıldı.

Meta, Akış’ı iyileştirmek
 ve sonucunda özgün içerik paylaşan içerik üreticilerini desteklemek amacıyla özgün olmayan içerikleri azaltmaya yönelik daha güçlü önlemler uygulamaya başladı. Şirket, özgün olmayan içeriği; başka bir içerik üreticisinin video, fotoğraf veya gönderilerinin
 izinsiz ve tekrarlı şekilde paylaşılması, yani üreticinin emeğinin ve yaratıcılığının sahiplenilmesi olarak tanımlıyor.

Meta, içerikleri
 tepki videosu çekerek, yorum ekleyerek ya da kendi bakış açısıyla bir akıma katılarak paylaşan üreticileri desteklemeye devam ederken, izinsiz paylaşımlara karşı kararlı adımlar atmayı sürdürüyor. Yeni önlemler kapsamında, başkalarının içeriklerini tekrar
 eden ve izinsiz kullanan hesaplar belirli bir süre boyunca Facebook’un para kazanma programlarından yararlanamayacak ve paylaştıkları tüm içeriklerin erişimi azaltılacak. Ayrıca Meta’nın sistemleri, kopya videoları tespit ettiğinde, orijinal içerik üreticilerinin
 hak ettikleri görünürlüğü sağlayabilmek için kopyaların dağıtımını sınırlayacak. Meta, aynı zamanda kopya videolara, izleyicileri orijinal içeriğe yönlendiren bağlantılar eklemeyi de test ediyor.

Meta’dan içerik üreticileri
 için ipuçları

Meta, Facebook’ta
 içeriklerin daha geniş kitlelere ulaşması için içerik üreticilerine bazı temel önerilerde bulunuyor:
•
•
• Orijinal içerik paylaşın: Sayfalar
• ve profiller, büyük oranda kendi ürettiğiniz içerikten oluştuğunda daha fazla erişim elde eder.
•
•
•
• Katkıda bulunan dokunuşlar
• yapın: Kullanma
• hakkınız olan içerikleri kendi yaratıcı düzenlemeleriniz, seslendirme veya yorumlarınızla zenginleştirin.
•
•
•
• Özgün hikayeler anlatın: İzleyiciler,
• özgün hikayelerle daha kolay bağ kurar.
•
•
•
• Filigranlardan kaçının: Görünür
• üçüncü taraf filigranlar ve başka uygulamalardan alınmış içerikler performansı olumsuz etkiler.
•
•
•
• Anlamlı ve alakalı
• açıklamalar ekleyin: İçeriğe
• uygun ve sade başlıklar ve etiketler tercih edin. Link içermeyen, büyük harf kullanımının az olduğu ve en fazla beş etiket barındıran açıklamalar daha iyi sonuç verir.
•

İçerik üreticilerinin
 sorunsuz bir şekilde uyum sağlayabilmesi için önümüzdeki aylarda kademeli olarak devreye alınacak bu değişikliklerle Meta, Facebook’un orijinal içeriklerin değer gördüğü ve içerik üreticilerinin emeklerinin karşılığını aldığı bir platform olmasını sağlamak
 amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Meta, içerik üreticileri için Profesyonel Pano’da gönderi özelinde içgörü sağlayan bir özelliği de kullanıma sundu.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin ilk lisanslı dijital bankası Hayat Finans, birikimlerini değerlendirmek isteyen herkes için eşit avantajlar sunan yenilikçi ürünü Hayat Avantajlı Hesap’ı tanıttı. 50.000 TL ile 2.000.000 TL arasında bakiyesi olan tüm bireysel kullanıcılara hesap açılışında %92 kâr paylaşım oranı sunan bu katılma hesabı, kullanıcılarının banka ürünlerini kullanımına bağlı olarak ek avantajlar da sağlıyor.

 

Hayat Finans, dijital ve finansal kapsayıcılık vizyonuyla, birikim miktarı fark etmeksizin herkese eşit ve Hayat Finans ürünlerini aktif kullandıkça avantajlar sunan “Hayat Avantajlı Hesap” ürününü hayata geçirdi. Hayat Avantajlı Hesap, 50.000 TL gibi mütevazı birikimlerden 2.000.000 TL’ye kadar olan tutarlara aynı yüksek kâr paylaşım oranını sağlayarak, her gelir grubundan kullanıcıya eşit fırsatlar sunuyor. Hesap açılışında tüm kullanıcılar “Altın” derecesiyle başlıyor ve banka ürünlerini kullanım sıklığına bağlı olarak bu konumda kalarak avantajlardan yararlanmaya devam edebiliyor. Minimum 32 gün vade ile açılabilen hesapta, 32 ila 365 gün arasında esnek vade seçenekleri sunuluyor. Kullanıcılar, belirlenen limitler dahilinde diledikleri kadar hesap açabiliyor ve vade sonunda 2.000.000 TL’ye kadar olan birikimleriyle kâr elde edebiliyor.

 

Daha adil bankacılık

Küçük ya da büyük her birikime değer veren bir anlayışın ürünü olan Hayat Avantajlı Hesap, sadece yeni müşterilere değil, Hayat Finans ürünlerini aktif kullandığı sürece tüm kullanıcılarına avantajlar sunuyor. Kullanıcılar banka ürünlerini kullandıkça yüksek kâr paylaşım oranı ve ek fırsatlardan sürekli olarak yararlanabiliyor. Bu yaklaşım katılım bankacılığında bir ilki temsil ederken, kullanıcılar için bankacılığı daha adil ve sürdürülebilir hale getiriyor.

 

“Katılım bankacılığında eşitlik ilkesiyle fark yaratıyoruz”

Hayat Finans Genel Müdürü Galip Karagöz, Türkiye’nin ilk dijital bankası olarak ayrıcalıklı avantajları her gelir grubundan kullanıcılara sunarak, dijital ve finansal kapsayıcılığı arttırmakta kararlı olduklarını belirterek şunları söyledi: “Hayat Finans olarak, kullanıcılarımızın her birikimini değerli görüyor ve Hayat Avantajlı Hesap ile küçük birikimlere bile yüksek kâr paylaşım oranı sunuyoruz. 50.000 TL’den başlayan bu yenilikçi ürünle, tüm kullanıcılarımıza hem hesap açılışında hem de ürün kullanımına göre sonrasında %92 kâr paylaşım oranı sağlayarak, katılım bankacılığında fark yaratmayı hedefliyoruz.”

50.000 TL’den başlayan ve 2 milyon TL’ye kadar olan birikimlerle yüksek kâr paylaşım oranı fırsatından yararlanmak isteyenler, aşağıdaki linkten detaylı bilgiye ulaşabilir.

 

Hayat Avantajlı Hesap

 

 

Hayat Finans kimdir?

Hayat Holding’in bankacılık yatırımı olan Hayat Finans’ın 21 Eylül 2023 tarihinde faaliyete geçmesiyle birlikte Türkiye’de dijital bankalar dönemi resmen başlamış oldu. Türkiye’nin lisanslı ilk dijital bankası olan Hayat Finans; şubesiz olmanın getirdiği maliyet avantajını müşterilerine yüksek kâr payı, masrafsız bankacılık işlemleri ve düşük maliyetli finansman olarak yansıtıyor. Aynı zamanda bir katılım bankası olan Hayat Finans’ın arkasında Türkiye’nin en köklü global şirketler grubu Hayat Holding var. 88 yıllık tecrübesiyle Hayat Holding; Molped, Molfix, Papia, Bingo, Evony gibi hızlı tüketim markalarının yanı sıra farklı sektörlerde yüzden fazla ülkede milyarlarca kişiye kaliteli Türk markalarını sunuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Sürdürülebilir üretim hattının yeni lokomotifi olan filtrasyon sektörü, 28-30 Ağustos İstanbul’da bir araya gelmeye hazırlanıyor. “Sürdürülebilir Yaşam İçin Temiz Çözümler” temasıyla ilk kez gerçekleştirilecek olan fuarda 15’ten fazla ülkeden profesyoneller yer alacak. Şirketler, karbon ayak izini azaltan çözümlerini, geri dönüştürülebilir malzemelerle geliştirilmiş ürünlerini ve enerji verimliliği sağlayan teknolojilerini sergileyecek. Aynı zamanda Türkiye’nin filtrasyon sektöründeki mühendislik gücü ve üretim kapasitesi ortaya konacak.


Yenilikçi ve çevre dostu çözümleriyle sürdürülebilir üretim hattının yükselen lokomotifi filtrasyon sektörü, Türkiye’de buluşuyor. 28-30 Ağustos 2025’te İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek İstanbul Filtre Endüstrisi, Teknolojileri ve Yan Sanayi Fuarı’nın (IFTEX 2025), Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya başta olmak üzere 15’ten fazla ülkeden sektör profesyonellerini ağırlamaya hazırlanıyor. “Sürdürülebilir Yaşam İçin Temiz Çözümler” temasıyla gerçekleştirilecek fuardaki katılımcılar, karbon ayak izini azaltan çözümlerini, geri dönüştürülebilir malzemelerle geliştirilmiş ürünlerini ve enerji verimliliği sağlayan teknolojilerini sergileyecek.

“Türkiye’nin filtrasyon sektöründeki mühendislik gücünü ve üretim kapasitesini gösterecek”

Uluslararası etkinlik ve sergi organizasyonu şirketi B2B Fairs Genel Müdürü Barış Salur, düzenledikleri fuara ilişkin şu açıklamada bulundu: “Organizasyonunu üstlendiğimiz IFTEX 2025, dünyanın buluşma noktası konumundaki İstanbul’da, filtrasyon sektörüne yönelik global çapta gerçekleştirilecek ilk fuar. IFTEX, Türkiye’nin filtrasyon sektöründe sahip olduğu mühendislik gücünü ve üretim kapasitesini, yeni nesil filtre çözümleriyle ortaya koyacak. Sektörün inovasyon potansiyelini uluslararası pazara taşıyacak önemli bir platform olacak.”

“Sürdürülebilir Yaşam İçin Temiz Çözümler” temasıyla ilk kez düzenlenecek IFTEX 2025’te otomotiv, sağlık, gıda & içecek, enerji, petrokimya ve bina teknolojileri olmak üzere farklı endüstriyel alanlarda kullanılan yüksek performanslı filtrasyon sistemlerine odaklanılacak. Katılımcılar, yeni malzeme teknolojileri, akıllı sensör destekli sistemler ve düşük karbon ayak izine sahip üretim süreçleriyle tanışacak.

Fuar, sektöre ticari işbirlikleri ve yeni teknolojilerin transferi açısından ivme kazandıracak

Bu fuarla birlikte profesyonellerin sektörün sesi olarak görebileceği ve global şirketlerle bir araya gelebileceği bir zemin hazırladıklarını aktaran B2B Fairs Genel Müdürü Barış Salur, fuara ilişkin ayrıntıları şöyle paylaştı: “Global bir fuar olmak için yola çıktığımız ve organizasyonunu yaptığımız IFTEX 2025, Türkiye’yi dünya filtrasyon tedarik zincirinde daha görünür ve etkili kılmayı amaçlıyoruz. Özellikle Almanya, İtalya, Çin, Hindistan ve Afrika’dan yoğun katılım beklerken; hedef pazarımız hem gelişmiş ekonomilerde Türkiye’nin konumunu güçlendirmek hem de gelişmekte olan bölgelerde yeni iş fırsatları yaratmak.

IFTEX 2025, sektöre bilgi paylaşımı, ticari işbirlikleri ve yeni teknolojilerin transferi açısından büyük bir ivme kazandıracak. Türk üreticilerin küresel oyuncularla buluşarak ihracatlarını artırmalarına, marka bilinirliklerini yükseltmelerine ve rekabetçiliklerini güçlendirmelerine olanak tanıyacak. Ayrıca, sektöre dair standartların yükselmesi ve daha sürdürülebilir üretim yaklaşımlarının benimsenmesi için bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.”

Fuardaki ana mesaj, “sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim” olacak

Bu fuarın İstanbul’u filtrasyon sektöründe bölgesel merkezi haline getiren ve her yıl düzenli olarak büyüyen bir platform olmasını hedeflediklerine dikkat çeken B2B Fairs Genel Müdürü Barış Salur, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hem Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki rolünü güçlendirmek hem de sektöre yön veren inovasyonların tartışıldığı, referans niteliğinde bir etkinlik haline gelmek için çalışıyoruz. Fuar boyunca sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim en önemli mesajlarımızdan biri olacak. Katılımcı şirketler, kendi stantlarında karbon ayak izini azaltan çözümlerini, geri dönüştürülebilir malzemelerle geliştirilmiş ürünlerini ve enerji verimliliği sağlayan teknolojilerini sergileyecek. Böylece ziyaretçiler, şirketlerin hazırladığı bu yenilikçi ve çevre dostu uygulamaları deneyimleyerek, filtrasyonun yalnızca bir endüstriyel ihtiyaç değil, aynı zamanda bir çevresel sorumluluk olduğunu daha iyi kavrayacak.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

44 yıllık deneyimiyle elektronik bileşen sektörünün güvenilir ve öncü firması Empa Elektronik, IDEF 2025 fuarında Türkiye’nin ve dünyanın savunma sanayi devleriyle buluşacak. Fuarda Empa’nın savunma sanayine yönelik ürün ve hizmetlerinin yanı sıra özgün olarak geliştirdikleri yapay zekâ destekli hedef tespit/takip gibi uygulama örneklerini tanıtacaklarını söyleyen Empa Elektronik CEO’su Murat Sarpel, “Hedefimiz, savunma sanayi firmalarına ve sektör profesyonellerine bu alandaki çözümlerimizi anlatarak projelerinde verebileceğimiz destekleri gösterebilmek. Ayrıca fuar kapsamında düzenlenen oturumlarda gerçekleştireceğimiz sunumlarla sektörün gelişimine sunduğumuz katkıyı bir adım ileri taşımak istiyoruz” dedi.

 Yarı iletkenler, güç elektroniği, elektromekanik ve diğer bileşen çözümlerinden oluşan geniş bir ürün yelpazesiyle kapsamlı teknolojik çözüm tedarik hizmeti sunan Empa Elektronik, IDEF 2025 - 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda, savunma sanayine yönelik ürün ve hizmetlerinin yanı sıra özgün olarak geliştirdiği yapay zekâ destekli hedef tespit/takip gibi uygulama örneklerini tanıtacak. 22-27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan IDEF 2025’te, 8. Salon 8-C07 numaralı standında ziyaretçilerini ağırlayacak olan Empa, ayrıca fuar etkinlikleri kapsamında “Kritik Bileşenlerden Uçta Yapay Zekâ Destekli IoT Sistemlerine: Empa Yeni Nesil Ar-Ge Modeli’nin Projeleri Hızlandırıcı Etkisi” ve “Empa’nın Uzay ve Havacılık alanındaki çözümleri ve özgün uygulama örneğimiz: AMD Tabanlı Gelişmiş Gözetleme Platformu” başlıklı sunumları gerçekleştirecek.
“Havada, karada, uzayda, denizde, teknolojinin olduğu her yerdeyiz”
Empa Elektronik CEO’su Murat Sarpel, endüstriyel elektronikten e-mobiliteye, beyaz eşya ve küçük ev aletlerinden akıllı enerji ve LED’li aydınlatmaya kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren Empa Elektronik’in gelirlerinin yarısından fazlasını savunma sanayi projelerinden elde ettiğini söyledi. Türkiye’de savunma sanayi alanında özgün projeler tasarlayarak üreten bütün firmalara ürün, hizmet ve Ar-GE desteği sağladıklarını belirten Sarpel, “Özgün uçak ve silahlı insansız hava aracı (SİHA) geliştirme projelerinden milli ana muharebe tankımız ALTAY’a, yerli uydumuz İmece’den Aselsan’ın geliştirdiği radar, hava ve deniz platformlarına kadar çok sayıda projede yer alıyoruz. Kısaca ülkemizin savunma sanayinde aktif olduğu her alanda; havada, karada, uzayda, denizde, teknolojinin olduğu her yerdeyiz dedi.
Savunma sanayi alanında büyük deneyimi olan ve her geçen gün yeni projelere imza atan bir şirket olarak IDEF 2025’te yer almayı çok önemsediklerini ifade eden Sarpel, “Bu fuarın Türkiye ve bölge ülkelerdeki firmalara, Empa’nın hizmetlerini uygun bir şekilde anlatabileceği bir organizasyon olduğuna inanıyoruz. Bu yıl ikinci kez katılacağımız IDEF’de, savunma sanayine yönelik hazır ürünlerimizin yanında özgün olarak geliştirdiğimiz yapay zekâ destekli hedef tespit/takip gibi uygulama örneklerini tanıtmayı planlıyoruz” diye konuştu.
“Sektöre katkımızı bir adım ileri taşımak istiyoruz”
Empa’nın, dünyada alanında söz sahibi iş ortağı ve partner şirketlerinden temsilcilerinin de Empa standında bulunarak ziyaretçilere destek olacağını ifade eden Murat Sarpel, şöyle devam etti:
“Hedefimiz, savunma sanayi firmalarına ve sektör profesyonellerine bu alandaki çözümlerimizi anlatarak projelerinde verebileceğimiz destekleri gösterebilmek. Ayrıca fuar etkinlikleri kapsamında gerçekleştireceğimiz “Kritik Bileşenlerden Uçta Yapay Zekâ Destekli IoT Sistemlerine: Empa Yeni Nesil Ar-Ge Modeli’nin Projeleri Hızlandırıcı Etkisi” ve “Empa’nın Uzay ve Havacılık alanındaki çözümleri ve özgün uygulama örneğimiz: AMD Tabanlı Gelişmiş Gözetleme Platformu” başlıklı iki sunum, bizim için ayrı bir önem taşıyor. ‘Yeni nesil Ar-Ge’ yaklaşımıyla içinde yer aldığı tüm sektörlerin gelişimine büyük destek sunan bir şirket olarak, IDEF 2025’teki etkinliklerimizle savunma sanayine katkımızı bir adım ileri taşımak istiyoruz.”
Tasarım ve geliştirme süreçlerine bütüncül yaklaşım
23 Temmuz Çarşamba günü saat 14.45’te, Empa Elektronik Teknoloji Direktörü Alper Çoban tarafından gerçekleştirilecek olan ‘’Kritik Bileşenlerden Uçta Yapay Zekâ Destekli IoT Sistemlerine: Empa Yeni Nesil Ar-Ge Modeli’nin Projeleri Hızlandırıcı Etkisi” başlıklı sunumda, Empa'nın Yeni Nesil AR-GE modeli ile elektronik tabanlı projelerde tasarım ve geliştirme süreçlerine getirdiği bütüncül yaklaşım ele alınacak. Etkinlikte katılımcılar, siber güvenlik ve uçta yapay zekâ entegre IoT sistemleri ile kritik elektronik bileşen tedarikini tek bir çerçevede birleştiren Empa’nın savunma ve havacılıktan endüstriyel otomasyona, e-mobiliteden enerji çözümlerine kadar geniş bir yelpazede projelerin verimliliğini artırmayı hedefleyen Ar-Ge çalışmaları yakından tanıma imkanı elde edecek. ‘Accelerator Workshops’ ve modüler PoC yaklaşımı ve sektörler arası işbirlikleriyle ürün yaşam döngüsünü optimize etmeye odaklanan Empa’nın, mühendislik süreçlerinde sağladığı esneklikle yenilikçi çözümlerin hayata geçirilmesine sunduğu katkı anlatılacak.
Yenilikçi gözetleme çözümü
24 Temmuz Perşembe saat 14.00’te Empa Elektronik Pazarlama Direktörü Cem Özdere tarafından gerçekleştirilecek olan “Empa’nın Uzay ve Havacılık alanındaki çözümleri ve özgün uygulama örneğimiz: AMD Tabanlı Gelişmiş Gözetleme Platformu” başlıklı sunumda ise gerçek zamanlı görüntü işleme, yapay zekâ destekli nesne takibi ve hassas motor kontrolü bir arada sunan AMD Gelişmiş Gözetleme Platformu ziyaretçilere tanıtılacak. Ekinlikte ziyaretçiler ayrıca Empa’nın üç farklı AMD Kria kartının entegre çalışmasıyla geliştirilen yenilikçi gözetleme çözümünü deneyimleme fırsatı yakalayacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Huawei, yapay zekâyı kampüs ağlarından veri merkezlerine ve uçtan uca ağ güvenliğine kadar entegre ederek yeniden yapılandırdığı yeni nesil ağ çözümü Xinghe Akıllı Ağ Teknolojisini tanıttı.

 

Eğitim ve sağlık gibi toplumun temel hizmet alanlarına odaklanan bu yeni teknoloji, ağların sadece bağlantı sağlayan sistemler olmanın ötesine geçerek karar alabilen, hizmetleri optimize edebilen ve tehditlere karşı kendini koruyabilen bir yapıya evrilmesini sağlıyor.

 

Huawei’in tanıttığı Xinghe Akıllı Ağ, kampüslerde yapay zekâ destekli, deneyim odaklı bir bağlantı ortamı sunarken; veri merkezlerinde sıfır paket kaybı ve yüksek verimlilikle çalışan ağ performansına imkân tanıyor. Ayrıca uçtan uca yapay zekâ tabanlı ağ güvenliği sayesinde tehditlere karşı bütünsel bir koruma sağlanıyor. Eğitim kurumları ve sağlık hizmetleri için tasarlanan bu çözüm, sektörel ihtiyaçlara özel mimarisiyle dikkat çekiyor.

 

Kampüs ağlarında Wi-Fi 7 teknolojisi, Huawei’in geliştirdiği yüksek yoğunluklu ağ yapısı ve akıllı konumsal algılama yetenekleri ile birleşerek hem eğitim ortamları hem de sağlık hizmetleri için ideal koşullar yaratıyor. Diğer yandan, fiber üzerinden her odaya 10G hızında özel bant genişliği sağlayan Pasif Ethernet Tümüyle Optik Mimarisi, kablolamada %75, yönetim düğümlerinde ise %90 oranında azalma sağlıyor. Bu da yüksek bant genişliği, sade yapı ve kolay bakım avantajlarıyla güçlü bir ağ temeli sunuyor.

 

Ağın yönetiminde dijital haritalama ve yapay zekâ destekli otonom bakım sistemleri öne çıkıyor. Huawei’nin geliştirdiği büyük model tabanlı ağ AI desteği sayesinde, 10 bin kullanıcıya sahip bir kampüs sadece tek bir kişiyle yönetilebiliyor. Arıza tespitleri saniyeler içinde gerçekleştirilebiliyor ve bu da klasik ağ yönetimini otonom sürüş modeline dönüştürüyor.

 

Veri merkezleri tarafında ise Huawei'in iLossless algoritması sayesinde ağ içinde sıfır paket kaybı yaşanıyor ve bu durum bilgi işlem performansını %17 oranında artırıyor. Ayrıca NSLB algoritması, ağın iletim verimliliğini %98’e çıkararak yapay zekâ model eğitiminde %10 daha fazla verimlilik sağlıyor.

 

Güvenlik tarafında ise Huawei’nin sunduğu yapay zekâ destekli entegre savunma sistemi; bulut, uç ve uç nokta arasında güçlü bir bağ kurarak bilinmeyen tehditlerin tespit oranını önemli ölçüde artırıyor.

 

Huawei Veri İletişimi Birimi, bugün itibarıyla dünya genelinde 70 binden fazla eğitim kurumu ve 10 binden fazla sağlık kurumunun yüksek kaliteli ağ altyapılarına kavuşmasına katkı sundu. Şirket, 3.000’den fazla iş ortağıyla birlikte çalışarak dijital dönüşüm yolculuğunda eğitim ve sağlık sektörlerinin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kaspersky Managed Detection and Response uzmanları, Güney Afrikalı bir kuruluşa yönelik bir siber casusluk saldırısını gözlemliyor ve bunu Çince konuşan APT41 grubuyla ilişkilendiriyor. Tehdit aktörü Güney Afrika'da sınırlı faaliyet gösteriyor olsa da, bu olay saldırganların bölgedeki ülkelerden birindeki kamu BT hizmetlerini hedef aldığını ve kimlik bilgileri, dahili belgeler, kaynak kodu ile iletişim dahil olmak üzere hassas kurumsal verileri çalmaya çalıştığını ortaya koyuyor.

 

APT (Gelişmiş Kalıcı Tehdit), çoğu siber suç faaliyetini oluşturan olayların aksine, belirli kuruluşlara karşı özel tasarlanmış, gizli ve devam eden saldırılar gerçekleştirmesiyle bilinen bir tehdit kategorisi olarak adlandırılıyor. Güney Afrika'daki saldırı sırasında gözlemlenen saldırı teknikleri, Kaspersky'nin saldırıyı yüksek ihtimalle Çince konuşan APT41 grubuna atfetmesini sağlıyor. Saldırının birincil hedefi, bu tehdit aktörü için alışıldık bir amaç olan siber casusluk. Saldırganlar, kuruluşun ağında ele geçirdikleri makinelerden hassas verileri toplamaya çalışıyor. APT41'in Güney Afrika bölgesinde oldukça sınırlı faaliyet göstermesi dikkat çekici. APT41 siber casusluk konusunda uzmanlaşmış bir grup ve telekomünikasyon sağlayıcıları, eğitim ve sağlık kurumları, BT, enerji ve diğer sektörler de dahil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki kuruluşları hedef alıyor. Grubun en az 42 ülkede faaliyet gösterdiği biliniyor.

 

Kaspersky uzmanlarının analizine göre, saldırganlar internete açık bir web sunucusu aracılığıyla kurumun ağına erişim sağlamış olabilirler. Saldırganlar, profesyonel terimde kayıt defteri boşaltma olarak bilinen bir kimlik bilgisi toplama tekniği kullanarak biri tüm iş istasyonlarında yerel yönetici haklarına sahip, diğeri etki alanı yöneticisi ayrıcalıklarına sahip bir yedekleme çözümüne ait olmak üzere iki ayrı kurumsal etki alanı hesabını ele geçirdi. Bu hesaplar saldırganların kurum içindeki diğer sistemleri de ele geçirmesine olanak sağladı.

 

Veri toplamak için kullanılan hırsızlardan biri, verileri dışa aktarmak ve şifresini çözmek için değiştirilmiş bir Pillager yardımcı programıydı. Saldırganlar kodu çalıştırılabilir bir dosyadan Dinamik Bağlantı Kitaplığına (DLL) derlediler. Bununla tarayıcılardan, veritabanlarından ve yönetim araçlarından kaydedilmiş kimlik bilgilerinin yanı sıra proje kaynak kodu, ekran görüntüleri, aktif sohbet oturumları ve verileri, e-posta yazışmaları, yüklü yazılım listeleri, işletim sistemi kimlik bilgileri, Wi-Fi kimlik bilgileri ve diğer bilgileri toplamayı amaçladılar.

 

Saldırı sırasında kullanılan ikinci hırsızlık aracı Checkout oldu. Bu araç kayıtlı kimlik bilgileri ve tarayıcı geçmişine ek olarak, indirilen dosyalar ve tarayıcıda depolanan kredi kartı verileri hakkında da bilgi toplayabiliyordu. Saldırganlar ayrıca RawCopy yardımcı programını ve Mimikatz'ın Dinamik Bağlantı Kitaplığı (DLL) olarak derlenmiş bir sürümünü kayıt dosyalarını ve kimlik bilgilerini dökmek, ayrıca ele geçirilen ana bilgisayarlarda Komuta ve Kontrol (C2) iletişimi için Cobalt Strike'ı kullandılar.

 

Kaspersky Managed Detection and Response Lider SOC Analisti Denis Kulik, şunları söyledi: "İlginç bir şekilde, saldırganlar Cobalt Strike'ın yanı sıra C2 iletişim kanallarından biri olarak kurbanın altyapısındaki SharePoint sunucusunu seçtiler. Bu sunucuyla bir web kabuğuna bağlı özel C2 aracıları kullanarak iletişim kurdular. SharePoint'i altyapıda zaten mevcut olan ve şüphe uyandırması muhtemel olmayan bir dahili hizmet olduğu için seçmiş olabilirler. Ayrıca bu durum, muhtemelen meşru bir iletişim kanalı aracılığıyla veri sızdırmak ve güvenliği ihlal edilmiş ana bilgisayarları kontrol etmek için en uygun yolu sundu. Genel olarak kapsamlı uzmanlık ve tüm altyapının sürekli izlenmesi olmadan bu tür sofistike saldırılara karşı savunma yapmak mümkün değildir. Kötü niyetli faaliyetleri erken bir aşamada otomatik olarak engelleyebilen çözümlerle tüm sistemlerde tam güvenlik kapsamı sağlamak ve kullanıcı hesaplarına aşırı ayrıcalıklar vermekten kaçınmak çok önemlidir,"

 

Benzer saldırıları azaltmak veya önlemek için Kaspersky kuruluşların aşağıdaki en iyi uygulamaları takip etmeleri tavsiye ediyor:

 

Olayların zamanında tespit edilmesini sağlamak ve olası hasarı en aza indirmek için güvenlik aracılarının istisnasız olarak kurum içindeki tüm iş istasyonlarında konuşlandırıldığından emin olun.
Hizmet ve kullanıcı hesabı ayrıcalıklarını gözden geçirin ve kontrol edin. Özellikle altyapı içinde birden fazla ana bilgisayarda kullanılan hesaplar için aşırı hak atamalarından kaçının.
Şirketi çok çeşitli tehditlere karşı korumak için, her büyüklükteki ve sektördeki kuruluşlar için gerçek zamanlı koruma, tehdit görünürlüğü, araştırma ve EDR ve XDR'nin yanıt yeteneklerini sağlayan Kaspersky Next ürün serisindeki çözümleri kullanın. Mevcut ihtiyaçlarınıza ve kaynaklarınıza bağlı olarak, en uygun ürün katmanını seçebilir ve siber güvenlik gereksinimleriniz değişirse kolayca başka bir ürüne geçebilirsiniz.
Tehdit tanımlamadan sürekli koruma ve düzeltmeye kadar tüm olay yönetimi döngüsünü kapsayan, Kaspersky'nin Compromise Assessment, Managed Detection and Response (MDR) ve/veya Incident Response gibi yönetilen güvenlik hizmetlerini benimseyin. Bunlar siber saldırılara karşı korunmaya, olayları araştırmaya ve şirkette siber güvenlik çalışanı olmasa bile ek uzmanlık elde etmeye yardımcı olurlar.
InfoSec profesyonellerinize kurumunuzu hedef alan siber tehditler hakkında derinlemesine bir görünürlük sağlayın. En yeni Kaspersky Tehdit İstihbaratı, tüm olay yönetimi döngüsü boyunca zengin ve anlamlı bir bağlam sağlar ve siber riskleri zamanında tespit etmelerine yardımcı olur.
Olayın ayrıntılı analizini Securelist'te bulabilirsiniz.

 

Kaspersky Managed Detection and Response hizmeti, şüpheli etkinlikleri izler ve kurumların saldırının etkisini en aza indirmek için hızlı bir şekilde yanıt vermesine yardımcı olur. Bu hizmet, Fortune Global 500 kuruluşları için olay müdahalesi, yönetilen tespit, SOC danışmanlığı, kırmızı ekip, sızma testi, uygulama güvenliği ve dijital risklerin korunması gibi her yıl yüzlerce bilgi güvenliği projesi sunan bir ekip olan Kaspersky Security Services'in bir parçasıdır.

 

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Bugüne kadar bir milyardan fazla cihazı yeni ortaya çıkan siber tehditlere ve hedefli saldırılara karşı koruyan Kaspersky'nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünyanın dört bir yanındaki bireyleri, işletmeleri, kritik altyapıları ve devletleri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşüyor. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, kişisel cihazlar için lider dijital yaşam koruması, şirketler için özel güvenlik ürünleri ve hizmetlerinin yanı sıra sofistike ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için Cyber Immune çözümlerini içeriyor. Milyonlarca bireyin ve 200 binden fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli şeyleri korumalarına yardımcı oluyoruz. www.kaspersky.com adresinde daha fazla bilgi edinebilirsiniz.