Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yapay zeka destekli projelerde genç profesyonellerin aktif rol almasına önem veriyoruz. Dicle Üniversitesi ile yaptığımız iş birliği neticesinde, son 2 yılda birimimizde 4 genç yetenek arkadaş yapay zeka uzmanı olarak çalışmaya başladı."
Elektrik dağıtım sektöründe Ar-Ge çalışmalarıyla öne çıkan Dicle Elektrik, kurduğu yapay zeka birimi ile enerji verimliliğini artıran ve operasyonel mükemmeliyete olanak tanıyan projelere imza atıyor. Dicle Elektrik; özellikle enerji kayıplarının önüne geçen ve çalışma saatlerinde tasarruf sağlayan bu projelerle, elektrik dağıtım sektöründe teknolojiyi en efektif kullanan şirketler arasında yer alarak katma değer sağlıyor.
Dicle Elektrik bünyesinde faaliyet gösteren yapay zeka birimi, veri altyapısının kurulması ve bakımı, analitik modellerin geliştirilmesi, yapay zeka uygulamaları, veri güvenliği ve gizliliği, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, eğitim ve yenilikçi teknolojilerin takibi gibi konularda önemli başarılar elde etti. Bu kapsamda dikkat çeken projeler arasında 'Aydınlatma Arıza Tespit Sistemi öne çıkıyor. Sistem, gündüz yanan aydınlatmaları tespit ederek enerji kayıplarının önüne geçiyor. Trafo Arıza Tespit Sistemi ise trafolardaki aşırı yüklenmeleri engelleyerek vatandaşların cihazlarının zarar görmesinin önüne geçiyor. Yapay zeka çalışmaları önemli tasarrufları da beraberinde getiriyor. Örneğin aydınlatma sistemlerinde meydana gelen SEYT (Saatlik En Yüksek Tüketim) dengesizlikleri, saatlik kontroller sayesinde önleniyor. Bu sayede, her bir armatür için mobil uygulama üzerinden gelen yaklaşık 4.500 TL'lik cezaların önüne geçilebiliyor.
Veri sızıntıları tespit ediliyor
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, yapay zeka sayesinde operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırdıklarını ifade ederek; "Yapay zeka teknolojileriyle müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmayı hedefledik. Maliyetlerimizi düşürdük ve manuel olarak yürütülen süreçleri otonom hale getirdik. Bu alandaki çalışmalarımızla aydınlatma tahakkukunu artırarak şirketimizin kar marjını artırırken veri sızıntılarının da önüne geçtik. Sahadaki çalışma arkadaşlarımızın emeklerini daha verimli hale getirirken standartların dışında iş yapan arkadaşlarımızın ise tespitini daha kolay yapar hale geldik." açıklamalarında bulundu.
Veriler akıllı yazılımlarla toplanıyor
Arvas, veri toplama süreçlerini de tamamen otomatik hale getirdiklerini belirterek; "Sahada aktif olarak hizmet verdiğimiz 2,4 milyon aboneden yaklaşık olarak yarısı, OSOS (Otomatik Sayaç Okuma Sistemi'nden yararlanıyor. Bu sayede enerji altyapısındaki anormal durumları hemen tespit ediyor, gerekli müdahaleye hızlı başlamak amacıyla akıllı sensörler ve veri analitiği yazılımlarını kullanıyoruz. Bu sistemle arıza süreleri kısaltırken enerji kayıplarını da önemli ölçüde azaltıyoruz. Yine bu sayede düzenli ödeme alışkanlığına sahip abonelerin nicel olarak arttırılmasını da hedefliyoruz." dedi. Arvas, açıklamalarında sahada toplam 1.2 milyon sayaç ve 300 bin modemin yer aldığını, yaklaşık olarak 250TB veri bulunduğunu ve bu verilerin günlük büyüme oranının 100GB olduğunu da belirtti.
Sayaç ve mühür tespitinde iş yükü yüzde 50 azaldı
Yapay zeka teknolojilerini hukuki veri analizinde de kullanan Dicle Elektrik, 'Dava Değerlerinin PDF Üzerinden Okutulması' projesiyle büyük bir verimlilik sağladı. Yaklaşık 42.000 dosyanın işlenmesi sonucunda toplam 1.050 saatlik iş yükü kazanıldı ve her bir personel için 175 saatlik zaman tasarrufu elde edildi. Şirket ayrıca dava kazanma ve kaybetme olasılıklarını yapay zeka ile analiz ederek stratejik karar alma süreçlerini de güçlendirdi. 'İç Kontrol Sayaç ve Mühür Tespiti' projesiyle ise saha personelinin gücü daha verimli kullanıldı. Böylelikle ofis personelinin iş yükü %50 oranında azaltıldı.
Diğer yandan 'Kesme Açma Fotoğraf Kontrolü' projesiyle manuel inceleme gereksinimi büyük ölçüde azaltılarak, aylık ortalama 40.000 fotoğrafın yerine 4.000 fotoğrafın dijital olarak incelenmesi sağlandı. Bu dönüşümle birlikte kesme işlemlerinin kalitesinde %98 oranında bir artış elde edildi.
Genç yetenekler yapay zeka uzmanı oluyor
Dicle Elektrik'in genç mühendis ve teknoloji uzmanlarına çeşitli fırsatlar sunarak potansiyellerini geliştirmelerine yardımcı olduklarını da kaydeden Arvas, "Yapay zeka destekli projelerde genç profesyonellerin aktif rol almasına önem veriyoruz. Dicle Üniversitesi ile yaptığımız iş birliği neticesinde, son 2 yılda birimimizde 4 genç yetenek arkadaş yapay zeka uzmanı olarak çalışmaya başladı. Enerji altyapısının yönetimi ve veri analizi gibi alanlarda yer alan genç yetenekler, yenilikçi yaklaşımlarıyla hedeflerimize katkı sağlıyor. Uyguladığımız bu stratejiyle genç profesyonellerin enerjinin geleceğinde söz sahibi olmasını sağlıyoruz." dedi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Günümüzde teknoloji ve sosyal medya, yemek kültürünü yeniden şekillendiriyor; geleneksel tariflerin tekrar keşfedilmesine ve dünya mutfağının tanıtılmasına yardımcı oluyor. Bir şefin elleri arasında hayat bulan her bir tabak ise Canon kameralar sayesinde bir yemekten çok daha fazlasına dönüşüyor; izleyicilere malzemelerin tazeliğini, renklerin canlılığını ve lezzetin derinliğini aktarıyor.
Yemek fotoğrafçılığı ve videografisinde Canon; EOS R50, PowerShot V10 ve G7 X Mark III modelleriyle içeriklere lezzet katarken Adını Duyur kampanyasıyla da (Make Your Mark) içerik üreticileri için yaratıcılığın önemini vurguluyor. Kampanyanın yemek kategorisindeki temsilcileri olan Elif Özarar, Araz Aknam ve Sefa Okyay Kılıç, Canon'un vlog dünyası ürünleriyle içeriklerini bir üst seviyeye çıkarıyor; yaratıcılıklarıyla bariyerleri aşarak mutfaktaki yeteneklerini ortaya koyuyor.
Adını Duyur kampanyası, içerik üreticilerinin seslerini duyurmalarını ve kendilerini ifade etmeleri için büyük bir fırsat sunuyor. Canon, bu kampanya ile içerik üreticilerine hem ilham veriyor hem de potansiyellerini keşfetmeleri ve en iyi versiyonlarını ortaya çıkarmak için teşvik ediyor.
Yemek yapmak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı!
PowerShot V10, kompakt tasarımı ile mutfakta yer kaplamadan tezgâh üstünde kolayca yer edinebiliyor. 211g ağırlığı ve boyutu sayesinde yemek yapım aşamalarını farklı açılardan çekmek için ideal bir kullanıcı deneyimi sunuyor. İçeriğinde bulunan stereo mikrofon sayesinde yemek yaparken verdiğiniz bilgileri veya mutfakta çıkan sesleri net bir şekilde kaydediyor.
Yemeklere kendi benzersiz dokunuşunu yapan Sefa Okyay Kılıç, PowerShot V10 ile lezzet ve pratikliği bir araya getirerek herkesi kendine hayran bırakıyor. "Sıra dışı lezzetler oluşturmak için içeriklerimi üretirken PowerShot V10 sayesinde mutfağımın hem şefi hem de kameramanı oldum. Detay çekimler yaparken kameranın dahili standı ve döndürülebilen ekranıyla hem ellerimi serbest bırakabiliyor hem de içeriğimi izleyebiliyorum." diyen Sefa Okyay Kılıç, deneyimlerini paylaştı.
Yaratıcılığınızı özgür bırakan 4K mutfak sanatı
PowerShot G7 X Mark III, yemeklerin tüm detaylarını kusursuz şekilde yansıtmak isteyenlerin 4K çekim kalitesi ve 20.1 megapiksellik sensörüyle mutfaktaki en büyük destekçisi oluyor. Özellikle yemeğin her aşamasının yansıtıldığı tarif çekimlerinde büyük fark yaratan PowerShot G7 X Mark III, hızlı ve hassas otomatik odaklama özelliği sayesinde hareket halindeki yemek hazırlıklarını bile net bir şekilde kaydedebiliyor.
Sağlıklı yemekleri monotonluktan çıkarıp adeta bir lezzet festivaline dönüştüren Elif Özarar, PowerShot G7 X Mark III'ün kompakt yapısıyla yemek hazırlığı aşamasında içeriğini kolayca yönetebiliyor. Özarar, "Yemeklerin pişirilme sürecinde her anı kusursuz yansıtabilmemi sağlayan PowerShot G7 X Mark III'ün üstün çekim kalitesi tüm detayları mükemmel bir şekilde yakalıyor ve tarif çekimlerimde büyük bir fark yaratıyor." diyerek duygularını paylaştı.
Yakın çekimle odak noktası her zaman sizin elinizde
EOS R50, yakın çekimlerdeki profesyonelliğiyle malzemelerin tazeliğini ve yemeğin kokusunu adeta hissetmenizi sağlıyor. Yakın çekimlerde sergilediği olağanüstü performansla birlikte Dual Pixel CMOS Otomatik Odaklama II özelliğini birleştirerek yemek esnasındaki hızlı el hareketlerini algılayıp net bir şekilde takip edebiliyor. Ayrıca 24,2 Megapiksel APS-C Boyutlu Sensörü ve ultra geniş açı özelliğiyle de geniş mutfak alanlarını veya büyük grup yemekleri tek bir çekimde kolaylıkla kaydedebiliyor.
Şef kimliğiyle ve sunduğu görsel şölenle, yemek tariflerine bambaşka bir boyut kazandıran Araz Aknam, "EOS R50'nin en beğendiğim özelliklerinden biri yakın çekimlerdeki olağanüstü performansı oldu. Yaptığım yemeğin her detayını çekerken tüm detaylara odaklanması ve 4K çekim yapması içeriklerime ayrı bir profesyonellik kattı." diyerek duygularını ifade etti.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye genelinde 17 bin parçalık portföyünü 36 bayisi aracılığıyla hem ülke içine hem de 50'den fazla ülkeye ulaştıran Günsan Elektrik, ülke genelinde düzenlediği elektrikçi seminerlerine devam ediyor. Ankara, Konya, İzmir ve Adana'da iş ortakları ve elektrikçilerle bir araya gelen Günsan Elektrik, Türkiye çapında elektrikçilerin ve tüm iş ortaklarının bir araya geldiği avantajlı online platformu GEP CLUB'ın yenilikleri ve pratik montaj özellikleri ile ön plana çıkan GEO serisi hakkında katılımcılara bilgi verdi.
GEO serisi, pratik montaj imkanıyla zaman tasarrufu sağlıyor
Ürün gruplarıyla ilgili teknik konularda katılımcıların sorularının yanıtlandığı ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunulan seminerlerde, ilk olarak Günsan Elektrik'in elektrik ihtiyaçlarına daha konforlu ve pratik bir çözüm sağlamak için tasarlanan GEO serisi tanıtıldı. Rakiplerinden farklılaşan plastik şaseli monoblock mekanizması ile çoklu çerçeve montajlarını kolaylaştıran GEO serisi, güvenlik ve montaj kolaylığını bir arada sunarak kullanıcı dostu bir deneyim sağlıyor. Plastik şasenin geçmeli tasarımı, çoklu çerçeveli montajları oldukça basitleştiriyor ve hızlı bir kurulum süreci sunuyor.
Kısa sürede 12 bin üyeye ulaşan GEP CLUB, teknik kaynaklara ev sahipliği yapıyor
Seminerlerde bir diğer tanıtımı yapılan bir diğer konu ise, Günsan Elektrik'in, 2020 yılında online bir platform olarak kurduğu GEP CLUB'ın yenilikleri oldu. Sektörde bir ilk özelliği taşıyan ve kısa sürede Türkiye'nin 81 ilinde 12 bin üyeye ulaşan online platformun yeni özellikleri anlatıldı. Teknik bilgi gerektiren montaj gibi içerikler konusunda zengin bir kütüphane ve birçok eğitim materyali ile gerekli teknik kaynaklara ev sahipliği yapan GEP CLUB'ın kampanya ve e-öğrenimleri hakkında bilgi verildi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çin'in önde gelen otomotiv üreticisi Chery, yeni nesil teknolojilere yatırım yaparak sektörün geleceğine hazırlanıyor. Geliştirdiği yeni nesil hibrit teknolojisiyle donatılan Chery ARRIZO 8 PHEV, güç ve yakıt tüketimini mükemmel bir şekilde dengelemek üzere ultra hibrit bir sistemle entegre edilen hibrit sisteme özel beşinci nesil 1.5 TGDI motorla sunuluyor. NEDC koşullarında 100 kilometrede sadece 4.2 litre yakıt tüketimi değeriyle dikkatleri üzerine çeken ARRIZO 8 PHEV, aynı sınıftaki içten yanmalı motora sahip araçlara göre önemli bir tüketim avantajı sağlıyor. 127 kilometreye kadar tamamen elektrikli menzil sunan ARRIZO 8 PHEV, bu sayede çoğu kullanıcının şehirlerdeki günlük işe gidip gelme ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılıyor. Bununla birlikte modelin toplam menzili 1463 kilometreye kadar ulaşıyor. Böylece ARRIZO 8 PHEV, batarya veya yakıt seviyesi endişesi olmadan uzun mesafeli seyahatlere imkân sağlıyor.
Çin'in en büyük otomotiv üreticilerinden Chery, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevre dostu sürüşü destekleyici çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda marka, çevre dostu, ultra düşük yakıt tüketimi, yüksek performans ve uzun menzil gibi özellikleri bir araya getiren ARRIZO 8 PHEV modelini pazara sundu. Bu araç, çevre dostu mobilitenin standartlarını yeniden tanımlıyor ve üstün performansı ve çok yönlü kullanım özellikleriyle pazarda yoğun ilgi görüyor.
Beşinci nesil 1.5 litrelik TGDI motorla donatıldı!
ARRIZO 8 PHEV, süper hibrit bir sistemle entegre edilen ve güç ile yakıt verimliliği arasında mükemmel bir denge sağlayan hibrit sisteme özel beşinci nesil 1.5 TGDI motorla donatıldı. Bu motor, yüzde 44,5'lik termal verimlilik seviyesiyle daha az yakıtla daha fazla güç üretirken, gereksiz enerji kaybını en aza indirerek enerji tasarrufu ve çevre koruma konusunda yeni bir seviye sunuyor. ARRIZO 8 PHEV, ister günlük işe gidip gelme, ister uzun mesafeli seyahatler olsun, çevreye en az etkiyle keyifli bir sürüş deneyimi sunuyor. ARRIZO 8 PHEV, NEDC koşullarında 100 kilometrede sadece 4.2 litre yakıt tüketimi değeriyle, aynı sınıftaki içten yanmalı motora sahip araçlardan önemli ölçüde daha düşük tüketime sahip. Bu da özellikle araç yürütme maliyetleri konusunda endişe duyan kullanıcılar için önemli bir avantaj sağlıyor. İster günlük şehir içi sürüşler olsun isterse de uzun yolculuklar, ARRIZO 8 PHEV ultra düşük yakıt tüketimi değeriyle önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlayarak çevre dostu seyahatleri daha ekonomik ve pratik hale getiriyor.
Üst düzey performans yüksek verimlilikle buluşuyor!
ARRIZO 8 PHEV sadece çevre dostu olmasıyla değil, aynı zamanda performansıyla da öne çıkıyor. Süper hibrit DHT ile desteklenen motor; 115kW maksimum güç ve 220 Nm maksimum tork sağlıyor ve böylece üstün bir performansı kullanıcının hizmetine sunuyor. Bununla birlikte model, tamamen elektrikli sürüş modunda elektrikli araçlara rakip, sessiz ve verimli bir sürüş deneyimi sunuyor. Tahrik motoru 150 kW'lik maksimum gücü kullanıma sunarken, EV modunda mekanik verimlilik yüzde 98'e kadar çıkıyor. Böylece hem aracın performansı hem de enerji verimliliği artıyor. Menzil, bir şarj edilebilir hibrit aracın kapasitesi açısından çok belirleyici bir role sahip. Bu noktada ARRIZO 8 PHEV, 127 kilometre tamamen elektrikli sürüş menziliyle etkileyici bir değer sunuyor. Bu sayede araç, çoğu şehirli kullanıcının günlük işe gidip gelme gereksinimine cevap veriyor. Aracın toplam menzili ise 1463 kilometreye kadar uzanıyor. Böylece batarya veya yakıt seviyesi endişesi olmadan uzun yolculuklarda bile keyifli bir sürüş sunuyor. Ayrıca model hızlı şarj teknolojisine de sahip. Bu da bataryanın sadece 19 dakikada (25°C'de) yüzde 30'dan yüzde 80'e şarj olmasını sağlayarak, şarj süresini önemli ölçüde azaltıyor ve rahat bir kullanıcı deneyimi sağlıyor.
Her türlü kullanım ihtiyacı için bir çözümü var!
Üstün performansı ve çeşitli sürüş modları ile öne çıkan ARRIZO 8 PHEV, farklı kullanım senaryolarına kolayca uyum sağlıyor. Sıfır emisyonlu sürüş için günlük şehir içi kullanımlarda tamamen elektrikli sürüş modu devreye giriyor. Seçim yapma olanağı sunan farklı sürüş modları, hafta sonu gezilerinde daha keyifli bir uzun mesafe sürüş deneyimi sağlıyor. Ayrıca ARRIZO 8 PHEV, yüksek performansı ve lüks iç mekanıyla iş seyahatlerine prestij ve kolaylık katıyor. Hızlı şarj teknolojisi, acil durumlarda güçle ilgili endişeleri azaltarak endişesiz bir seyahat sağlıyor. Chery, küresel çevre dostu sürüş çabalarına uygun olarak ve küresel bir yaklaşımla; enerji tasarrufu, ultra düşük yakıt tüketimi, üstün performans ve gelişmiş menzili bir araya getiren ARRIZO 8 PHEV ile yeni bir sürüş deneyimi sunuyor. Bu araç sadece şarj edilebilir hibrit standartlarını yeniden tanımlamakla kalmıyor, aynı zamanda çevreyi koruma ve ekonomik verimlilik olmak üzere iki misyonu da etkin bir şekilde yerine getiriyor. ARRIZO 8 PHEV; çevre dostu tasarımından düşük yakıt tüketimine, yüksek performanslı güç sisteminden endişesiz uzun menzil yeteneklerine kadar benzersiz bir rekabet gücü ortaya koyuyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Alıcı ve satıcı arasında ikinci el alışverişi için köprü oluşturan Dolap; ev ve yaşam, elektronik, kadın, erkek, bebek ve çocuk kategorilerinde milyonlarca ürüne ev sahipliği yapıyor. Dolap'ın yayınladığı Sürdürülebilirlik Etki Raporu'na göre, platform sayesinde Türkiye'de her yıl 15 milyondan fazla ürün yeniden hayat buluyor. Bu sayede yılda 50 milyon metreküp su, toplam 10 bin tonun üzerinde metal, plastik ve tekstil tasarrufu sağlanıyor. Önlenen sera gazı emisyonu ise 204 bin ton karbondioksit eşdeğerinde.
Trendyol güvencesi ile ikinci el alışverişe imkan tanıyan Türkiye'nin ikinci el platformu Dolap, Sürdürülebilirlik Etki Raporu'nu yayınladı. Döngüsel tüketim alışkanlığının çevresel ve sosyal etkilerini inceleyen raporda, Türkiye'deki ikinci el pazarına ilişkin çarpıcı veriler yer aldı.
Rapor, Dolap'ın alıcı ve satıcı arasında kurduğu köprüyle sera gazı emisyonu, su tasarrufu ve ekonomik faydalar gibi çeşitli alanlarda kayda değer sonuçlar yarattığını ortaya koyuyor.
Hande İzmirlioğlu: Pozitif etki hedefimizdeki başarımız, döngüsel tüketimde Dolap modelinin işlerliğini gösteriyor.
Dolap kurucularından Hande İzmirlioğlu konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:
"Dolap olarak, ikinci el ürün alışverişi ve sürdürülebilirlik arasında güçlü bir ilişki olduğuna inanıyoruz. Her geçen gün daha fazla kullanıcımızın döngüsel tüketim alışkanlıklarını benimsemesi bizleri gelecek için umutlandırıyor. İkinci el ürün kullanımının yaygınlaşmasıyla, çevresel etkiyi azaltırken bir yandan da özellikle kadınlar için hayati değer taşıyan ekonomik fırsatlar da yaratıyoruz. İlk kez yayınladığımız Sürdürülebilir Etki Raporu, bir başka kullanıcıda yeniden hayat kazanan ürünlerle dünya ve insan için pozitif etki yaratma hedefimizde geldiğimiz noktayı ortaya koyuyor. Buradaki başarı, döngüsel tüketimde Dolap modelinin işlerliğini gösteriyor. İkinci el alışverişin yaygınlaşması ve sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarının teşvik edilmesi konusundaki hedefimizle, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma misyonunu devam ettireceğiz."
Karbon ayak izinde 28 bin dünya turu kadar tasarruf
Her yıl 15 milyondan fazla ürünü yeniden kullanıma kazandıran Dolap, sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarını teşvik ederken, aynı zamanda çevresel etkiyi de azaltıyor. Ürünlerin bir başka tüketicide yeniden hayat bulması, 204 bin ton karbondioksit eşdeğerindeki sera gazı emisyonunun engellenmesine yardımcı oluyor. Bu miktar, Edirne'den Kars'a yapılacak 3 milyon uçak seferine ya da dünyanın etrafını otomobille 28 bin kez dolaşmaya karşılık geliyor.
20 bin olimpik havuzu dolduracak kadar su tasarrufu
Yeni ürün üretiminin önüne geçmek, karbon ayak izini küçültmenin yanı sıra su gibi sınırlı kaynakların daha az tüketilmesine de katkı sağlıyor. Dolap üzerinden yapılan satışlar, yeni ürün yerine mevcut ürünün döngüsel ekonomiye dahil olması sayesinde yılda 50 milyon metreküp su tasarrufu oluşmasını sağlıyor. 20 bin olimpik havuzu dolduracak kadar suya denk gelen bu rakam, sürdürülebilir su yönetimi açısından oldukça önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor.
Türkiye'ye 10 bin tonluk kaynak katkısı
Metal, plastik ve tekstil hammaddeleri, Dolap üzerinden satışı yapılan ürünlerin temel bileşenlerini oluşturuyor. Ev ve yaşam, elektronik, kadın, erkek, bebek ve çocuk kategorilerinde milyonlarca ürüne ev sahipliği yapan Dolap, bu ham maddelerin kullanımında kayda değer bir azalma yaratıyor. İkinci el tüketimin tercih edilmesi sayesinde 1010 ton metal, 2716 ton plastik ve 7 bin ton tekstil olmak üzere her yıl toplamda 10 bin tonluk hammadde, ülkemizin diğer ihtiyaçlarında kullanılabilir kaynaklar haline geliyor.
254 bin kadının ana gelir kaynağı Dolap
Ürünlerin ekonomik ömrünün uzatılmasına katkıda bulunarak yeniden kullanım için fırsatlar yaratan Dolap, ekonomik açıdan da önemli bir fayda sağlıyor. Dolap platformunda yapılan satışlar, 254 bini aşkın kadının ana gelir kaynağını oluşturuyor. Ev ekonomisini güçlendiren ikinci el ürün satışı sayesinde aynı zamanda tüketiciler de istedikleri bütçeye göre alışveriş yapma imkânı buluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye kabinet sektöründe Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) onaylandığı ilk firma olan Legrand Türkiye Grubu markalarından Estap, EcoLine duvar tipi kabinet serisi ile ofislerin network ağını yüzde 50 daha az yer kaplayarak yönetmesini sağlıyor. Açılabilir yan kapakları sayesinde son teknoloji kullanarak geliştirdiği EcoLine Plus duvar tipi kabinetleri ile de sektördeki farkını ortaya koyuyor.
Türkiye kabinet sektöründe Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) onaylandığı ilk firma olan Legrand Türkiye Grubu markalarından Estap, EcoLine duvar tipi kabinet serisi ile ofislerin network ağını yüzde 50 daha az yer kaplayarak yönetmesini sağlıyor. EcoLine duvar tipi kabinet serisi, şık tasarımı ve gelişmiş özelliklerinin yanı sıra masa altı veya zemin üzerinde kullanım olanağı da sağlayarak kullanıcılarının işlerini kolaylaştırıyor. 65 kilograma varan taşıma kapasitesiyle bilgi ağınızın tüm yükünü taşımaya hazır olan EcoLine serisi, daha etkili bir havalandırma sistemi için birçok özelliği de bünyesinde barındırıyor.
Kullanıcı Dostu Tasarım ve Gelişmiş Fonksiyonlar
Kabin içinde optimum hava sirkülasyonu sağlayan dolaşım sistemiyle cihazların artık daha verimli ve güvenli kullanılmasına olanak tanıyan seri, 3 farklı noktadan önceden açılmış, kırılabilir kablo girişleriyle de çok miktardaki kablo ağı için mükemmel bir çözüm olduğunu kanıtlıyor. Açılabilir yan kapaklarıyla EcoLine Plus yüzde 50 daha az yer kaplayan demonte (Flatpack) ambalajı ve 300 mm x 50 mm ebatlarında üst, alt ve arka kablo giriş noktası ve kırılan noktalar için toz girişini önleyen fırçalı kablo giriş aksesuar seçeneğiyle de kullanıcısıyla buluşuyor.
Üstünlükler EcoLine ve EcoLine Plus'ta Bir Arada
EcoLine ve EcoLine Plus duvar tipi kabinetler, sistem odalarındaki ve ofislerdeki data kablolaması uygulamalarında daha az miktarda "U" boy gerektiren alanlar ve daha az cihaz gereksinimi olan durumlar için ideal çözümler sunuyor. 4 mm temperli komple cam kapı özelliği ile estetik bir tasarıma sahip olan EcoLine serisi, IP 20 koruma seviyesine sahip. Tüm EcoLine duvar tipi rack kabinetler, pinyon ayak ya da tekerlek grubu takılarak zemin üzeri kullanıma uygun hale getirilebiliyor. EcoLine serisi yan kapaklarının sabit olmasıyla montajlı sevk edilebilirken, EcoLine Plus serisi ise yan kapaklarının açılabilir olmasıyla hem montajlı hem de demonte sevk seçenekleriyle kullanıcılara sunuluyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Şirketlerin, "Sistem Entegratörü ve İş Ortağı", "Dağıtıcı", "Türkiye Merkezli Üretici" ve "Uluslararası Merkezli Üretici/Üreticinin Temsilcisi" olmak üzere dört kategoride değerlendirildiği araştırmada, 5 binden fazla işletmeye teknoloji merkezli yönetim ve operasyon çözümleri sunarak yiyecek-içecek ve konaklama sektörlerine değer katan Protel, Türkiye merkezli üreticiler arasında 42'nci sırada yer aldı.
POS sistemleri kategorisinde 2'nci sırada
Donanım kategorisinde 34'üncü sırada bulunan Protel, yazılım kategorisinde 62'nci, hizmet kategorisinde 17'nci, POS sistemleri kategorisinde ise 2'nci sırada yer alarak önemli bir başarıya imza attı.
E-Fatura, E-Defter, E-Arşiv yazılımında 9'uncu sıra gibi önemli bir konumda bulunan Protel, turizm sektörüne yönelik yazılımlarda ise Bilişim 500 Plus kategorisinde 5'inci sırada yer aldı. Şirket, İstanbul şirketleri arasında 89, genel 2023 yılı satış verilerine göre ise ilk 500 bilişim şirketi içinde 113'üncü sırada yer alıyor.
Protein, POS sistemleri kategorisinde 4'üncü sırada
İşletmelere masadan sipariş ve temassız ödemelerden teslimat ve paket servise kadar bütün süreçlerini yönetme imkanı sağlayan; restoran, café ve perakende işletmeleri için en pratik POS sistemini sunarak işletmelerin tüm süreçlerini kolaylaştıran Protel grup şirketlerinden Simpra markasıyla faaliyetlerini sürdüren Protein ise Türkiye merkezli üreticiler arasında 124'üncü sırada bulunuyor. Donanım kategorisinde 42'nci, yazılım kategorisinde 113'üncü sırada olan Protein, POS sistemleri kategorisinde 4'üncü, turizm sektörü yazılımlarında ise 7'nci sırada yer alıyor. İstanbul bazında 230'uncu sırada bulunan Protein, 2023 yılı ilk 500 bilişim şirketi sıralamasında ise 337'nci sırada.
"Kaliteli, sürdürülebilir, son teknoloji çözümler sunmaya devam edeceğiz"
Bu başarıları değerlendiren Protel Pazarlama Direktörü Mehmet Emin Çangal, "Protel olarak 1989 yılından bu yana restoran, kafe, otel, bar, pastane, plaj gibi işletmeler için teknolojik çözümler sunuyor ve sektöre liderlik ediyoruz. Aynı zamanda Simpra ve Payneos markalarımızla da işletmelere uçtan uca hizmet sunuyoruz. Tüm markalarımızla 2024 yılında da büyümeye devam ediyoruz. Şirketlerimizin bu önemli başarısı, teknoloji ve inovasyon alanındaki yatırımlarımızın bir sonucu olarak görülebilir. Türkiye ve dünya pazarlarında öncü konumumuzu korumak ve müşterilerimize sınırsız hizmet sunmak için sürekli kendimizi yeniliyor ve geliştiriyoruz. Bu vizyon, bizi sektördeki yenilikçilik yarışında her zaman bir adım önde tutuyor. Müşterilerimize son teknoloji, kaliteli ve sürdürülebilir çözümler sunmaya; sektördeki etkimizi artırmaya devam edeceğiz" dedi
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Tarımsal sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak adına 350 bin dekar alana ulaşan üretim alanında her yıl yüzlerce çiftçi ile sürdürdüğü sözleşmeli tarım modeli ve onarıcı tarım uygulamalarıyla her zaman çiftçilerin yanında olan ETi, bu alandaki çalışmalarını yeni açılımlarla geliştirmeye devam ediyor.
Bünyesindeki tarımsal üretim geliştirme ekibiyle 10 yıldır Ar-Ge ıslah süreçleri yürüten, bu süreçlerde de buğday ve yulaf tohum ıslahı ile üstün kalite değerlerine uygun tohum geliştirme çalışmaları yapan ETi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen "Özel Sektör Tarımsal Araştırma Kuruluş" yetkisini almaya hak kazandı. İnovasyona verdiği önemle tarımsal araştırma enstitüleri, bilimsel kuruluşlar ve üniversitelerle birlikte yıllardır ıslah projeleri yürüten ETi, Özel Sektör Tarımsal Araştırma Kuruluşu yetkisiyle devlet kurumları ve TÜBİTAK projelerinde ayrıcalıklı tohum tescil süreçlerine dahil olabilecek. Tohum üretimlerinde yüksek kademeli tohum tedariki sağlama hakkı da elde eden ETİ bu sayede tescil süreçlerini hızlandırabilecek.
ETi, Karaduman ve Ramisbey buğdaylarını sözleşmeli üretimde kullanmaya hazırlanıyor
Daha önce "Bisküvilik Buğday Islahı" projesi kapsamında Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (GKTAEM) ile birlikte geliştirilerek tescil ettirilen Karaduman ve Ramisbey buğdaylarının bu yıl sözleşmeli çiftçileriyle hasatlarını gerçekleştiren ETi, bu buğday çeşitlerinin üretim sürecine dahil olması için de çalışmalara başladı.
ETi Türkiye CEO'su Ercan Öz, "Tarımsal ve hayvansal girdilere dayalı bir şirket olarak, ihtiyaç duyduğumuz girdilerin yüksek kaliteli ve sürdürülebilir olmasını çok önemsiyoruz. Bu amaçla yıllardır tarım ekosistemimizi geliştirmek için çalışıyoruz. 'Özel Sektör Tarımsal Araştırma Kuruluşu' yetkisi almamız, bize ve sözleşmeli tarım yaptığımız çiftçilere en iyi kalitede buğday ve yulafı geliştirmek ve üretebilmek için değerli fırsatlar sunacak" dedi.
ETi, buğdayın ve tarımın sürdürülebilirliğine sahip çıkıyor
Sürdürülebilir tarım uygulamaları kapsamında 2011 yılında sözleşmeli tarım modelini hayata geçiren ETi, bundan 10 yıl önce özellikle kendi sözleşmeli tarım üreticilerine dağıtmak üzere tohum üretimini başlatmıştı. Tarımsal Ar-Ge ve Tohum Islah Geliştirme birimini kurarak burada ıslah programı oluşturan ETi, kalite değerlerine hitap edecek melezleme ve tohum geliştirme stratejisi üzerine iş planları geliştirirken, ayrıca ortak çalışmalar yaparak TÜBİTAK destekli Bisküvilik Buğday Islah ve Tohum Geliştirme projeleri de oluşturdu. Bunların yanında hatırlanacağı üzere ETi Burçak ve WWF-Türkiye, 2015-2017 yılları arasında Türkiye'nin Buğday Atlası'nı yayınladıktan sonra 2017 yılında hayata geçirilen Siyez Buğdayını Yaşatma Projesi'ni, 2017-2018 yılları arasında ise Geleceğimiz Buğday eğitim projesini gerçekleştirdi. 2020-2024 yılları arasında Sağlıklı Toprak Hareketi'ni başlatan ETi Burçak ve WWF-Türkiye, bu yıl ise Toprak Gönüllüleri ile Anadolu'yu köy köy gezmeye hazırlanıyor
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.