Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Geride kalan haftada ABD piyasaları; enflasyon verileri, ticaret politikası açıklamaları ve Fed beklentileri çerçevesinde dalgalı bir seyir izledi. Başkan Trump’ın Fed Başkanı Powell’ı görevden almayı planlamadığı yönündeki açıklamasıyla birlikte dalgalanan piyasalar, “böyle bir planımız yok” mesajının ardından yeniden artıya döndü. Ancak hafta sonunda Trump’ın, 1 Ağustos’tan itibaren Meksika ve AB’den ithal edilen ürünlere %30 oranında gümrük vergisi uygulanacağını duyurması risk iştahını yeniden bastırdı. Bu açıklama, AB tarafında misilleme tarifeleri beklentisini gündeme getirirken, özellikle sanayi hisselerinde baskı oluşturdu. Ek olarak, Fed’in açıklamış olduğu Bej Kitap raporunda ise ABD’deki ekonomik faaliyetlerin Haziran-Temmuz arasında sınırlı da olsa artış yaşadığını, ekonomik belirsizliğin deavm etmesi durumunda ise işletmelerin temkinli davranmasına yol açtığını belirtti. Makro tarafta ise Haziran ayına ilişkin enflasyon ve üretim verileri piyasaların odağındaydı. TÜFE, yıllık bazda %2,7 ile piyasa beklentisini karşılarken, manşet enflasyon aylık bazda %0,3 artış gösterdi. Gıda ve enerji hariç çekirdek TÜFE ise %2,9 ile piyasa beklentisinin (%3,0) hafif altında kaldı. Açıklanan veriler, hizmet enflasyonunun hâlâ dirençli olduğunu ancak fiyat artış hızında kademeli bir yavaşlama sinyali olduğunu göstermiş oldu. ÜFE cephesinde ise Haziran ayında aylık değişim olmazken (%0,0), yıllık bazda %2,5’e gerileyerek 2023 sonundan bu yana en düşük seviyeye indi. Enflasyon ve üretim verileri ilk bakışta Fed’in faiz indirimi için alan açtığı izlenimini oluştursa da, piyasa fiyatlamaları bu beklentinin sınırlı kaldığını gösteriyor. ABD Haziran ayı perakende satışları ise %0,6 ile beklentilerin (%0,2) üç katı artış göstererek tüketici harcamalarının gücüne işaret etti. Piyasa verilerine göre Temmuz ayında faiz indirimi olasılığı neredeyse sıfırlanırken, Eylül toplantısında ise sadece %60 civarında bir olasılık fiyatlanıyor. Fed üyeleri, özellikle çekirdek enflasyonun hâlâ hedefin üzerinde seyretmesi nedeniyle temkinli kalmaya devam ediyor. Fed Başkanı Powell, bu hafta yaptığı açıklamada “enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş görmeden faiz indirimi düşünmeyeceğiz” mesajını yineledi. Ayrıca ABD’de 2Ç25 bilanço sezonu devam ediyor. Şuana kadar açıklanan bilançoların %88’i piyasa tahminlerinin üzerinde elde edildi. Genel görünüm itibarıyla, bu hafta ABD piyasalarında yön arayışı devam etti. S&P?500 geçtiğimiz haftayı ?0,6?%, Nasdaq 1,5?% değer kazanımıyla tamamlarken, Dow?Jones ise haftayı 0,1% düşüşle kapattı.
Geçtiğimiz dört gün işlemlere açık olan piyasalarda yön bulma arayışı haber akışlarının da etkisiyle devam etti. TCMB verilerine göre Mayıs ayında cari açık 0,7 milyar dolar ile piyasa beklentisi olan 0,82 milyar doların altında gerçekleşerek Kasım 2024’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi. Altın ve enerji hariç cari denge ise 4,07 milyar dolar fazla vererek Ekim 2024’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Cari dengedeki bu iyileşmede dış ticaret dengesindeki toparlanma ve artan turizm gelirleri etkili oldu. Öte yandan, Ortadoğu’daki gerilimler piyasalar üzerinde baskı oluşturdu. İsrail’in Şam’da Suriye Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı vurmasıyla jeopolitik riskler yeniden alevlendi. Bu gelişmeyle birlikte yerel varlıklarda kritik direnç bölgelerinden kar satışları öne çıktı. Jeopolitik gerginliğin kısa süremesi ardından ise endekste tekrar alışların hız kazandığını gördük. TLREF %45,60 ve net fonlama 310,4 milyar TL fazla ile Mart ayından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Haziran ayı bütçe verilerine göre ise merkezi yönetim bütçesi 54,5 milyar TL açık verdi. Faiz dışı denge 172,7 milyar TL açık verirken, yılın ilk yarısında toplam bütçe açığı 980,5 milyar TL’ye ulaştı. TÜİK’in açıkladığı verilere göre Haziran ayında Türkiye genelinde konut satışları, geçen yılın aynı ayına göre %35,8 artış göstererek 107,723 adede ulaştı. Yılın ilk yarısını kapsayan Ocak-Haziran döneminde ise satışlar, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %26,9 oranında artarak toplamda 691,893 adet olarak gerçekleşti. Ek olarak, Borsa İstanbul’un açıkladığı verilere göre yabancılar Haziran ayında 1,1 milyar dolar net alım gerçekleştirdiler. Böylece, Ocak-Haziran döneminde endekse 1,9 milyar dolar net yabancı girişi oldu. TCMB verilerine göre, brüt rezervler 166,2 milyar dolara, swap hariç net rezervler ise 5,5 milyar dolar artışla 41 milyar dolara yükseldi. Ek olarak, TCMB verilerine göre, yurt dışı yerleşikler 11 Temmuz haftasında hisse senedi piyasasında 178 milyon dolar alım gerçekleştirirken, DİBS piyasasından ise 493 milyon dolar satım gerçekleştirdi. Böylelikle, yıl başından bu yana yabancı yatırıcmıların hisse senedi piyasasında 1.247 milyon dolar alım yaptığını gözlemliyoruz. Hafta genelinde ise endekse para girişleri hız kazandı. BIST 100 endeksi geçtiğimiz haftayı %1,38 ve BIST Katılım 100 endeksi ise %0,36 değer kazandı.
Yurt içi piyasalarda gözler faiz kararına ve 2Ç25 bilanço sezonuna çevrildi.
Küresel piyasalarda tarifelere yönelik yapılan açıklamalar, Trump-Powell arasındaki söylemler, enflasyon ve resesyona yönelik endişeler ve Fed’in faiz indirim sürecine dair beklentiler ana tema olmaya devam ediyor. Tarifelerin yürülüğe konulması beklenen 1 Ağustos tarihi yaklaşırken, Trump’ın gümrük tarifelerine ilişkin söylemleri piyasalar üzerinde “gölge risk” olarak betimlediğimiz etken olarak kalmaya devam ediyor. Bu hafta küresel piyasalarda gözler ABD’de açıklanacak PMI verilerine çevirildi. Ekonomik aktivitenin yönüne dair önemli sinayaller veren PMI verilerinde hizmet PMI’ın 51,5 hizmet PMI verisinin ise 53,1 seviyesinde elde edilmesi bekleniyor. Özellikle imalat tarafında 50 eşiğinin altına inilmesi durumunda küresel büyüme endişeleri yeniden gündeme gelebilirken, hizmet sektöründe olası bir zayıflama da Fed’in faiz indirim planlarının zamanlamasına dair beklentileri etkileyebilir. Haftanın geri kalanında ise ABD’de açıklanacak olan öncü endeksler ve Fed Başkanı Powell’ın konuşması takip edilecek. Temmuz’da faiz indirimi beklentilerinin giderek azaldığı toplantıda Eylül ayında da faiz indirimi olasılığı %60 seviyesine gerilemiş durumda. Konuşmada faiz indirimine ve en önemlisi zamanına ilişkin verebileceği olası mesajlar izlenecek.
Yurt içi piyasalarda ise bu hafta gözler Temmuz ayı faiz kararına çevrilmiş durumda. Endeksin yukarı yönlü hareketini sürdürebilmesi açısından 24 Temmuz’da gerçekleşecek PPK toplantısından çıkabilecek olası beklenti veya üzeri faiz indirimi piyasaların yukarı yönlü ivme kazanmasında önemli olacaktır. Piyasa beklentileri, bu toplantıda 250 baz puanlık bir faiz indirimiyle politika faizinin %43,5 seviyesine çekileceği yönünde. Kuveyt Türk Yatırım Araştırma olarak, Temmuz ayında 300 baz puanlık faiz indirimi yapılmasını bekliyoruz. Ayrıca, Gelecek hafta itibarıyla başlayacak olan 2025 yılı ikinci çeyrek bilanço sezonu, fiyatlamalar üzerinde belirleyici bir rol oynayacaktır. Ek olarak, yıl sonu BIST100 endeks hedefimiz 14.100 olup son kapanışa göre %36’lık bir iskontoya sahip olduğunu hatırlatmak isteriz. Perakende, havacılık ve sağlık sektörlerini beğenmeye devam ediyoruz. Haftanın geri kalanında ise Tüketici Güveni ve Kapasite Kullanım Oranı verileri takip edilecek.
Kuveyt Türk Yatırım
kuveytturkyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Borsa İstanbul’da bilanço dönemi başladı…
§ Haftanın son işlem gününde ABD borsaları, Başkan Trump’ın AB’ye %15-20 oranında yeni gümrük tarifesi getirme talebinde bulunduğuna dair haberlerin ardından karışık bir seyir izledi. S&P 500 ve Nasdaq günü yatay olarak tamamladı. Trump’ın 1 Ağustos’a kadar AB ile ticaret anlaşması sağlanamazsa %30 tarife uygulamaya başlayacağı yönündeki açıklamaları piyasada tedirginliğe yol açtı. Öte yandan Michigan Üniversitesi’nin Tüketici Güven Endeksi temmuzda 61,8’e yükselerek şubat ayından bu yana en yüksek seviyesine çıktı.
§ Yurt içi piyasalarda haftanın son işlem gününde 10.300 destek seviyesinin üzerinde denge arayışının olduğu görüldü. PPK kararı öncesi haftanın son işlem gününde bankacılık endeksinde %0,85 geri çekilme yaşanırken BIST 100 endeksi günü %0,04 kayıpla, Katılım 100 endeksi ise %0,36 değer kazanımıyla tamamladı. Son işlem gününde endekse 859 milyon TL para girişi gerçekleşti. Türkiye’nin 5 yıl vadeli risk primi (CDS) ise 287 baz puana geriledi. TLREF %45,58 ve fonlama maliyeti %46 seviyesinde gerçekleşirken, net fonlama 382,7 milyar TL fazla verdi.
§ TCMB verilerine göre, yurt dışı yerleşikler 11 Temmuz haftasında hisse senedi piyasasında 178 milyon dolar alım gerçekleştirirken, DİBS piyasasından ise 493 milyon dolar satım gerçekleştirdi. Böylelikle, yıl başından bu yana yabancı yatırımcıların hisse senedi piyasasında 1.247 milyon dolar alım yaptığını gözlemliyoruz.
Ne Bekliyoruz...
§ Piyasalar yeni haftaya TCMB faiz kararı öncesinde yüksek volatilite ile başlıyor. Kararın açıklanmasına kadar endekste oynaklığın yüksek seyirde devam etmesini bekliyoruz. Bugün 2Ç25 bilanço sezonu sigortacılık endeksi ile başlıyor. Ayrıca, gün içinde piyasa katılımcıları anketi ve merkezi hükümet borç stoku verileri takip edilecek. TCMB’nin Haziran 2025 dönemine ilişkin yayınlanan Piyasa Katılımcıları Anketi’nde yıl sonu TÜFE beklentisi mart ayından bu yana ilk defa düşüş kaydederek %29,86 seviyesine inmişti. Yurt içi piyasalarda haftanın ana gündem maddesi, Perşembe günü gerçekleştirilecek olan TCMB faiz kararında olacak. Kuveyt Türk Yatırım Araştırma olarak TCMB’nin 300 baz puanlık faiz indirimi yaparak politika faizini %43 seviyesine çekmesini bekliyoruz. Genel olarak, yılın ikinci yarısında faiz indirim döngüsünün başlaması, jeopolitik risklerin zaman zaman gündeme gelmesini ancak etki katsayısının azalacağını öngörüyoruz. Kuveyt Türk Yatırım olarak endeks için yılı 14.100 seviyelerinde tamamlayacağını öngörüyoruz. Buna göre, BIST 100 endeksinin son kapanış fiyatına göre %36 oranında iskontoya sahip olduğunu hatırlatmakta fayda olacaktır.
§ Yeni güne başlarken ABD vadelileri alıcılı, Avrupa vadelileri hafif satıcılı seyrederken Asya borsalarında karışık bir görünüm öne çıkıyor.Trump’ın AB’ye yönelik %30’a varan gümrük tarifesi tehdidi, Fed’in faiz indirimi beklentileri, enflasyonun seyri ve bilanço sezonunun performansı etrafında şekilleniyor. Trump’ın 1 Ağustos’a kadar anlaşma sağlanmazsa tarifeleri devreye sokacağı açıklaması, küresel ticaret gerilimini artırırken, bu durum özellikle sanayi ve ihracat odaklı şirketlerde baskı yaratabilir. Öte yandan, enflasyondaki yavaşlama ve istihdamdaki denge Fed’i Eylül ya da Kasım’da faiz indirimi konusunda harekete geçirebilir. Şirket bilançoları ise 2Ç25’e güçlü başladı. S&P 500 şirketlerinin %83’ü tahminleri aşarken, bu durum teknoloji ve tüketici odaklı hisselere talebi de destekliyor. Genel görünümde küresel borsalar, Trump’ın ticaret hamleleri, Fed’in rotası ve bilanço trendlerinin birleşiminden doğacak kırılgan bir denge içinde ilerlediğini düşünüyoruz.
Ekonomik Takvim
• 10:00- Türkiye Piyasa Katılımcıları Anketi
• 17:30- Türkiye Merkezi Hükümet Borç Stoku
Kuveyt Türk Yatırım
kuveytturkyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
https://api.infovarant.com/media/zt4omrig/varant-buelteni-18_07_2025.pdf
İnfo Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.infovarant.com
İnfo Varant Destek Hattı: 0212 700 37 37
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
“Önce Aşağı Sonra Yukarı”
Haftanın son işlem gününde EURUSD paritesi 1.1625 seviyesinden kapanış gerçekleştirirken,
USDTRY kuru 40.3526 seviyesine kadar yükseldi. Değerli metaller cephesinde ons altın haftayı
3350 dolarda tamamlarken, Nasdaq endeksi tarihi zirvesine yakın olan 23061 seviyesinde
kapanış yaptı. Öte yandan, Wall Street’in uzun süredir en karamsar isimlerinden biri olarak
bilinen Morgan Stanley stratejisti Mike Wilson, ABD hisse senetlerinde bir "boğa piyasası"
oluşmakta olduğunu belirtti; ancak bu yükseliş öncesinde S&P 500 endeksinde %5 ila %10
aralığında bir düzeltme görülebileceğini ve bunun da Trump’ın ticaret politikalarının şirket
bilançolarına yansımasından kaynaklanabileceğini ifade etti. Wilson, bu olası düşüşün kısa
vadeli kalacağını ve şirket kârlarındaki toparlanma ile birlikte yatırımcılar için güçlü bir alım
fırsatı sunacağını öngörüyor. Makroekonomik veri tarafında ise ABD’de Michigan Üniversitesi
tarafından ölçülen tüketici güven endeksi Temmuz ayında 61.8 seviyesine yükselerek piyasa
beklentilerinin üzerine çıktı. Yeni haftada ise piyasaların odak noktasında Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası’nın açıklayacağı faiz kararları yer alacak.
EURUSD:
Düşen kanal formasyonu içerisinde fiyatlamalarını sürdüren EURUSD paritesi, 1.1631 seviyesindeki
ara direnci test etmeye devam ediyor. Ancak bu seviyenin hemen üzerinde kanalın üst
bandı yer almakta, bu da yukarı yönlü hareketin sınırlanmasına neden olabilir. Paritenin bu
bölge üzerinde kalıcı bir kapanış gerçekleştirememesi durumunda teknik satış baskısı artabilir
ve bu da fiyatın 1.1591 destek seviyesine doğru geri çekilmesine yol açabilir.
USDTRY:
40.40 seviyesine doğru toparlanma eğiliminde olan USDTRY paritesi, bu seviyenin üzerinde
kalıcılık sağladığı takdirde yükselişini 40.4206 direnç seviyesine kadar sürdürebilir. Ancak
olası geri çekilmelerde ilk etapta 40.3724 seviyesi destek olarak izlenebilir. Bu seviyenin
altına sarkılması durumunda kısa vadeli zayıflama sinyalleri güç kazanabilir.
ALTIN:
3367 seviyesinde güçlü bir dirençle karşılaşan ons altın, bu bariyerin aşılması durumunda
ivmeli bir şekilde 3389 seviyesine doğru yükselişini sürdürebilir. Aşağı yönlü olası düzeltmelerde
ise 3348 seviyesi kısa vadeli destek olarak takip edilebilir.
NASDAQ:
23100 direnç seviyesinin üzerinde gerçekleşen hacimli kapanış, endekste alım iştahının
sürdüğüne işaret etmekte olup, bu durum endeksin yeniden tarihi zirve seviyelerini test
etmesine zemin hazırlayabilir. Yukarı yönlü hareketin devamında 23150 seviyesi bir sonraki
kritik direnç noktası olarak izlenmelidir
DAX:
Endeksin 24190 seviyesi üzerinde kalıcılık sağlaması halinde, yukarı yönlü hareketin ivme
kazanarak sırasıyla 24256 ve 24306 direnç seviyelerine doğru devam etmesi beklenebilir. Bu
seviyeler kısa vadede ara direnç noktaları olarak öne çıkmaktadır.
Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.sekeryatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Her hafta başında düzenli olarak yayınladığımız Haftalık
Bülten’lerde «Teknik Takibimizde Olan Hisseler»i
paylaşmaktayız. Bu kapsamda yapılan hisse seçiminde
teknik dinamikler baz alınmakta olup, belirtilen işlem
koşullarının gerçekleşmesi durumunda ilgili hisselerin
haftalık bazda BIST 100'e kıyasla haftalık getirilerinin
daha yüksek olacağı öngörülmektedir.
Teknik takibimizde olan hisseler için uygun alım
aralıkları, hedef fiyat ve zarar kes seviyeleri tamamen
teknik analiz dinamikleri göz önünde bulundurularak
belirlenmektedir. Piyasa koşullarındaki genel
değişimlerin bu hisseleri de BETA'ları oranınca
etkilemesi beklenebilir.
Bu Teknik Analiz Bülteni’nde, bu hafta için hazırladığımız
Haftalık Bülten’de yer alan hisselere ilişkin yapılan
teknik analizler yer almaktadır.
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.gedik.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
ABD'de geçen hafta salı günü açıklanan haziran ayı TÜFE rakamı aylık bazda %0,3 oranında artış kaydetti ve yıllık bazda %2,7 olarak kaydedildi. TÜFE son beş ayın en yüksek aylık artışını kaydederken, yıllık TÜFE %2,6 olan piyasa beklentisinin hafif üzerinde (%2,7) gerçekleşti. Çekirdek TÜFE ise piyasa beklentileriyle uyumlu olarak aylık bazda %0,2 oranında artış kaydetti ve yıllık bazda %2,8'den %2,9'a yükseldi. Çarşamba günü açıklanan ÜFE rakamı haziran ayında değişim göstermedi ve yıllık ÜFE %2,5 olan piyasa beklentisinin altında %2,3 olarak açıklandı. ABD Başkanı Donald Trump, tüketici fiyatlarının düşük olduğunu belirterek ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faizi düşürmesi gerektiğini söyledi. Öte yandan hafta içerisinde ABD Başkanı Trump'ın Cumhuriyetçi bazı senatörlerle kapalı oturumda yaptığı bir toplantıda Fed Başkanı Powell'ı görevden almaya yönelik ´farklı yollar aradığına ilişkin ortaya atılan iddia, ABD piyasalarında oynaklığı artıran bir gelişme oldu. ABD Başkanı Trump son aylarda Fed'in faiz indirmesi gerektiği konusunda açıklamalarda bulunurken, Fed Başkanı Powell'ı işini düzgün yapmamakla ve faizleri indirmeyerek hata yaptığı ithamlarıyla sert bir dille eleştiriyor. Geçen hafta bu konudaki haber akışı piyasaları bir miktar rahatsız ederken, ABD Başkanı Trump bu konudaki iddiaları yalanladı. Trump yönetiminin Powell'ın görevi bırakması için çeşitli yollar araması ve Trump'ın Fed başkanına yönelik sürdürdüğü sert eleştirileri piyasalarda tedirginlik yaratırken, önümüzdeki süreçte Trump yönetiminin bu konudaki girişimleri ve açıklamaları piyasaların takibinde yer almaya devam edecektir.
Yeni Haftada Ne Konuşacağız?
ABD'nin ticaret anlaşmalarıyla ilgili mektupları önemini koruyor. 01 Ağustos tarihine kadar sürecin tamamlanması planlanırken, o tarih itibariyle tarifelerin yürürlüğe girmesi bekleniyor. ABD, bazı ülkelere yüksek oranlı tarifelerini açıkladı ve müzakere kapısını da açık bıraktı. Bu nedenle 01 Ağustos gününe kadar olası anlaşmazlıklar durumunda müzakere umudunun devam etmesi önemli olmaktadır. Bu hafta içinde Avrupa Birliği, Güney Kore ve Japonya ile görüşmelerin devam etmesi bekleniyor. Bu ülkelere yüksek oranlı tarifeler açıklamıştı. Fed haftasına doğru zaman daralıyor. Fed'in 29-30 Temmuz tarihlerinde toplantısı olacak. Bu hafta için en majör başlık, Fed Başkanı Powell'ın konuşması olarak görülmektedir. Toplantı öncesi bu haftaki konuşması önemli. Faizler konusunda baskı altında olan Fed Başkanı Powell, bu haftaki konuşmasında bu konuyla ilgili nasıl açıklamalarda bulunacağı merak konusu. ABD Başkanı Trump ve yönetimi, Powell'ı görevden almayacaklarını belirtiyor ancak acil olarak faizlerin inmesi gerektiğinin de altını çiziyorlar. Bu hafta içinde, bu konuyla ilgili haber akışlarının takip edilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer görüşmelerinin 25 Temmuz tarihinde İstanbul'da yapılacağı bildirildi. Yurt içinde, TCMB haftası olacak. Merkezin bu haftaki toplantısında faiz indirimine gidilmesi bekleniyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody's ve Fitch tarafından da, bu hafta Türkiye'nin kredi notu ve değerlendirme raporlarının yayınlanması bekleniyor. Yurt içi piyasalar açısından hareketli bir hafta olacak.
Teknik Takibimizde Olan Hisseler
Bu hafta teknik takibimizdeki hisseler: ANHYT, DOHOL, MAVI, VAKBN
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.gedik.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Neyi Fiyatladık?
ABD Piyasaları, Fed Yöneticisi Christopher Waller’ın temmuz ayında faiz
indirimi yapılabileceğine dair güçlü sinyalleri ve tüketici enflasyon
beklentilerindeki iyileşme, piyasalarda yön arayışını beraberinde getirdi.
Michigan Üniversitesi verilerine göre, bir yıllık enflasyon beklentisi
%5’ten %4.4’e gerilerken, tüketici güveni son beş ayın en yüksek
seviyesine çıktı. Bu gelişmeler tahvil faizlerini aşağı çekerken, bilanço
sezonunun ortasındaki belirsizlik hisse senedi piyasalarında kararsız bir
görünüm oluşturdu. Dow Jones %0.32 gerilerken, S&P 500 %0.01 sınırlı
düşüş gösterdi. Nasdaq ise %0.05 yükseldi.
Avrupa Piyasaları da benzer şekilde yön bulmakta zorlandı. İngiltere FTSE
100 endeksi %0.22 yükselerek pozitif ayrışırken, Fransa CAC 40 yatay
kapandı. Almanya DAX endeksi %0.33, İspanya IBEX ise %0.04 düşüş
kaydetti. Bölge genelindeki bu karışık tablo, küresel faiz görünümü ve
şirket bilançolarının etkisiyle temkinli yatırımcı algısını yansıttı.
Geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul, küresel zayıflıkla haftaya negatif başlasa
da, faiz indirimi beklentileriyle toparlanarak dalgalı bir seyir izledi. BIST
100 endeksi, 19 Mart’tan bu yana kalıcı şekilde aşamadığı 10.380
direncini yine test etti ancak üzerinde kapanış yapamadı.
Neyi Fiyatlayacağız?
Yeni haftaya girerken yurt içi piyasaların odağında 24 Temmuz’daki
TCMB faiz kararı yer alıyor. Enflasyondaki ılımlı seyirle birlikte 250 baz
puanlık indirim beklentisi güç kazanırken, karar metnindeki
yönlendirmeler de sonraki adımlara dair ipuçları verecek. Haftanın diğer
gündemleri arasında tüketici güven endeksi ve piyasa katılımcıları anketi
öne çıkıyor. Ayrıca Cuma günü Moody’s ve Fitch’in kredi notu
değerlendirmelerini açıklayacak. Bankalardan değişiklik beklenmese de
yapılacak açıklamalar yakından izlenecek
Bu hafta veri gündemi yoğun ancak kritik değil. Öne çıkan başlıklar; Batı
ülkelerinden gelecek PMI verileri, ABD konut istatistikleri, İngiltere
perakende satışları ve ECB faiz kararı. ECB'nin faizi sabit tutması
bekleniyor.
NCM Investment Menkul Değerler A.Ş.
https://www.ncminvest.com.tr/
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), günlük araç kiralama pazarına özel yapılan ilk ve en kapsamlı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Yılın ilk çeyreğini kapsayan ve sektörün mevcut durumunu analiz eden rapor, aynı zamanda günlük kiralama pazarının büyüme potansiyelini de ortaya koyuyor. Günlük kiralama sektörü ile ilgili önemli bir eksikliği giderdiklerini söyleyen TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Türkiye’nin ilk günlük kiralama sektör raporunu hazırladık. Buna göre kısa dönem veya diğer adıyla günlük araç kiralama sektörü 2025 yılı 1. çeyrek sonu itibarıyla 186 milyar 700 milyon TL’lik aktif büyüklüğe ulaştı. Sektörün araç parkı 155 bin araç seviyesinde. Operasyonel ve günlük araç kiralama sektörünün toplam araç parkı ise 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 400 bin araca, aktif toplamı ise 478 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Yılın ilk çeyreğinde toplam 12 bin 361 araç alımının gerçekleştiği görülüyor. Sektörün toplam kontrat adedi de ilk çeyrek itibarıyla 797 bin 956 adet olarak belirlendi” dedi. Yaz dönemine ait beklentilerine ilişkin de değerlendirme yapan Kağan Yaşa, “Günlük kiralamada sezonlar doluluk açısından farklılık gösterir. Talebin en yüksek noktaya ulaştığı dönem okulların kapanışı ile başlar ve ağustos ayı sonuna kadar sürer. Sonrasında yaz kiralamalarına bağlı talep düşer ve normal seviyeye döner. Bu yaz sezonu özelinde bakarsak planlamamızı, hazırlıklarımızı etkileyen bazı negatif durumlar yaşadık ve yaşıyoruz. Öncelikle artan maliyetler, uygun finansmana ulaşım zorlukları ve 2. el fiyatlarındaki göreceli düşük artış yatırım tarafında sektörü oldukça zorladı ve zorlamaya devam ediyor. Sezon girişinde yaşanan İsrail-İran gerilimi bizim sektörümüzü oldukça negatif etkiledi. Bu dönemde rezervasyon iptalleri yaşadık. Sonrasında rezervasyon akışı ve doluluk oranlarımızda, beklenen seviyeye ulaşmasa da bir düzelme oldu. Sezonun kalan kısmını değerlendirirsek beklenen doluluk oranlarına yakın seviyelerde ilerleyeceğimizi düşünüyoruz” dedi.
Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), kapsamlı çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Bu kapsamda Türkiye’nin ilk kısa dönem (günlük) kiralama sektörüne ilişkin kapsamlı raporunu hazırlayan TOKKDER, bir ilke imza atmış oldu. TOKKDER’in bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı rapor, günlük kiralama sektörü için bugüne kadar ilk ve tek geniş kapsamlı pazar araştırmasının sonuçlarını paylaştı. Türkiye Günlük Kiralama Sektörünü inceleyen raporun sonuçlarına göre sektörün mevcut durumu analiz edilirken, büyüme potansiyeli de önemli sonuçlar arasındaki yerini aldı.
Sektörün gelişim potansiyelini ortaya koyacak!
TOKKDER üyelerinin katılımı ile günlük kiralama alanında ilk kez böyle bir araştırmanın yapıldığını ifade eden TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Günlük kiralama sektörü ile ilgili önemli bir eksikliği gidermek adına gerçekleştirdiğimiz pazar araştırması sonucunda, Türkiye’nin ilk günlük kiralama sektör raporunu hazırladık. Söz konusu rapor, Türkiye kısa dönem kiralama sektörünün geçmiş iki çeyrekteki performansını gözler önüne sermekle kalmayıp önümüzdeki dönem için de ne kadar önemli bir gelişim potansiyeline sahip olduğunun sinyallerini vermektedir. Bundan böyle, 3’er aylık dönemlerde tekrarlanacak araştırmalar sonucunda yayınlanacak raporlar sayesinde, kısa dönem kiralama sektörünün gelişimini hep birlikte izleme imkânına sahip olacağımızı belirtmek isterim. Bu raporun oluşturulmasında en önemli rolü üstlenen, araştırmaya katılan günlük kiralama şirketlerine, ayrıca NielsenIQ ve ACTECON firmalarına teşekkür etmek istiyorum. Hizmet içeriği her geçen gün daha da gelişen operasyonel kiralama ve hızla büyüyerek uluslararası standartlara günden güne yaklaşan günlük kiralama sektörlerini temsil eden TOKKDER’in, üyelerine, temsil ettiği sektörlere ve ülkemize fayda sağlamak amacı ile yürüttüğü çalışmalar bundan sonra da tüm hızıyla devam edecektir” dedi.
Günlük kiralama ilk çeyrekte 186 milyar TL’lik büyüklüğü aştı!
Günlük araç kiralama sektörünün 2025 yılı 1. çeyrek sonu itibarıyla 186 milyar 700 milyon TL’lik aktif büyüklüğe ulaştığını vurgulayan Kağan Yaşa, “Sektörün araç parkı 155 bin araç seviyesinde. Operasyonel ve günlük araç kiralama sektörünün toplam araç parkı ise 2025 yılının ilk çeyreği itibarıyla yaklaşık 400 bin araca, aktif toplamı ise 478 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Yılın ilk çeyreğinde toplam 12 bin 361 araç alımının gerçekleştiği görülüyor. Sektörün toplam kontrat adedi de ilk çeyrek itibarıyla 797 bin 956 adet olarak belirlendi” diye konuştu. Türkiye günlük kiralama sektörünün mevcut durumunu değerlendiren Kağan Yaşa, şunları söyledi: “Sektörümüzü direkt etkileyebilecek en önemli unsurları, ekonominin seyri, araç fiyatları, finansman maliyetleri ve turizmdeki hareketlilik olarak sayabiliriz. Araç kiralama sektörü, yapısı itibarıyla, sıfır araç maliyetlerinden ve operasyonel işletme giderlerinden doğrudan etkilenen bir sektör. Bu kapsamda, sıfır araç fiyatlarında ve operasyonel işletme giderlerinde yaşanan herhangi bir artış, maliyetlerimizin artmasına sebep oluyor. 2016 yılındaki ÖTV düzenlemesi, sonrasında özellikle 2018 yılından bu yana döviz kurlarında yaşanan artışlar ve son olarak pandemi… Tüm bu gelişmeler sıfır araç fiyatlarının ve maliyetlerimizin bir hayli artmasına sebep oldu. Pandemiyle birlikte küresel çip krizine bağlı olarak tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar da buna eklendi. İstediğimiz zaman istediğimiz araca ulaşmakta zorlandık. Ancak sektörümüz, satın alma ve filo yönetimindeki uzmanlığıyla yarattığı verimliliği müşterilerine yansıtarak fiyat artışını enflasyonun altında tutmak için çaba sarf ediyor.”
Araç tercihlerinde C segmenti önde çıkıyor!
Araştırmanın marka bazlı dağılımına bakıldığında, günlük kiralama şirketlerinin araç parklarının yüzde 23,7’si Renault modellerinden oluşuyor. Renault’dan sonra yüzde 22.1 ile Fiat, yüzde 9,5 ile Hyundai tercih edilen markalar olarak öne çıkıyor. Müşterilerin marka ve model tercihlerinde kiralama kuruluşlarının etkisinin önemine dikkat çeken TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, şu değerlendirmeyi yaptı: “Günlük araç kiralamanın yeni model araçların geniş bir kitle tarafından test edilmesine olanak sağlamak gibi bir misyonu da var. Yeni araç satın almayı düşünen birçok kişi marka ve model tercihlerini, ilgilendikleri araçları öncelikli olarak kiralayıp denedikten sonra belirliyor. Sektörümüzde ağırlıklı olarak orta ve ekonomik segment olmak üzere tüm segmentlere ilgi olduğunu söyleyebiliriz. B segment hatchback otomatik ve C segment sedan otomatik araçlar en çok tercih edilen araçlar. Türkiye mobilite ekosistemi, her geçen gün gelişen altyapısı ve yeni ürünler ile elektrifikasyona hızla hazırlanıyor. İklim değişikliği ile mücadele ve enerji tasarrufu politikaları ile paralel olarak araç kiralama sektörünün filosundaki hibrit ve elektrikli araç sayısının günden güne artmasını bekliyoruz. Eskiden günlük ve kısa dönem araç kiralamanın, maliyetleri yüksek ve yoğun prosedür gerektiren lüks bir hizmet olduğu düşünülürken, günümüzde bir ihtiyaç haline geldi. Kısa dönem araç kiralama hacminin artması, hava yolu trafiği ile çok yakın ilişkili. Bölgesel olarak uçuş noktalarının artması ve bu bölgelere gerek tatil gerekse iş amaçlı seyahat trafiği yaratılması sektörü pozitif yönde etkiliyor. Kongre ve spor etkinlikleri ile ilgili organizasyonların ülkemizde daha sık yapılıyor olması, günlük araç kiralamayı bir nebze mevsimsel etkilerden kurtarıp yılın her ayında talep gören bir hizmet haline getirdi. Bu çerçevede, günlük araç kiralamaya ülkemizin her ilinde artan bir talep olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Elbette yaz döneminde Antalya, Bodrum, Marmaris gibi tatil beldelerimizde talep üst düzeye çıkıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’de ise talep, mevsimsel etkiden uzak olarak, her daim yüksek.”
Çalışan sayısının yüzde 15’ini kadınlar oluşturuyor!
2025 yılının ilk çeyreğinde kontrat adedinin 798 bin adedi bulduğunu söyleyen Kağan Yaşa, “Bu kontrat adetlerine bakarak, rapordaki verilerin yabancı turistler de dahil ne denli geniş bir kitleye hizmet verdiğimizi doğrular nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Yabancı turistlerin ülkemize bu sene de ilgisinin yüksek olmasını bekliyoruz. Bu yıl turizmde arzu edilen hareketliliğin gerçekleşmesi halinde, günlük araç kiralamaya olan talep de bundan olumlu etkilenecek, dolaylı olarak sektörümüzün turizm sektörüne de katkısı artacaktır. Aynı şekilde rapora göre, kısa dönem araç kiralama sektörünün 2025 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 6,2 milyar TL vergi ödediği açıklandı. Sektörümüz tıpkı operasyonel araç kiralama tarafında olduğu gibi, ülke ekonomisine önemli katkı sağlamaya devam ediyor” dedi. Bu araştırmanın, sektörün genel durumu ve gelişimini ölçümleyeceğine vurgu yapan Kağan Yaşa, “Araştırma hem kısa dönem kiralama sektöründe faaliyet gösteren şirketlere kılavuzluk edecek hem de sektörün iş ortaklarına sektörün ne denli güçlü ve gelişime açık olduğunu göstererek, sektöre sundukları ürün ve hizmetleri çeşitlendirmelerini sağlayacak. Sektörümüzde 6 binin üzerinde kişi emek veriyor, bunun yaklaşık yüzde 15’i kadınlardan oluşuyor. Günlük kiralama ofislerimizde ise satış müdürü, satış danışmanı ve araç teslim görevlisi pek çok kadın var. Hepsinin de çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. Grafiğin daha da iyileştirilmesi için sektör oyuncularının daha duyarlı davranması ve pozitif ayrımcılık yapması gerektiği de söylenebilir. Tabii dileğimiz o ki kadınlar tüm sektörlerde her geçen gün daha çok yer alsın” diye konuştu.
Hasar ve kaza durumları için düzenleme şart!
Artan dolandırıcılık vakalarının, tüketicilerin araç kiralama faaliyetine ilişkin güvenini zedelediğini belirten Kağan Yaşa, “Aynı zamanda taklidi yapılan araç kiralama kuruluşlarının da itibar kaybına da yol açmaktadır. Müşterilerimiz ve tüm araç kiralama sektörü bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Bu konuyu İçişleri Bakanlığımıza ve Ticaret Bakanlığımıza aktardık ve önlem alınmasını talep ettik. Bu doğrultuda olumlu gelişmeler de yaşanmaya başlandı. TOKKDER olarak Ticaret Bakanlığımız ile sektörümüze özel bir yönetmelik oluşturulması, kiralama şirketlerine yetki belgesi/ruhsat alınmasına yönelik çalışmalar yürütmekteyiz. Söz konusu yönetmeliğin hayata geçirilmesi halinde sektörümüz adına önemli bir adım daha atılmış olacaktır. Bu tür olumsuz durumlar ile karşılaşılmaması için tüketiciyi uyarmak amacıyla iletişim çalışmalarımız devam ediyor. Sayıları önemli derecede artan sahte araç kiralama sitelerine ve sosyal medya hesaplarına karşı tüketicilerin dikkatli olmasını, kiralama yaptıkları internet sitelerini kontrol etmeden işlem gerçekleştirmemelerini öneriyoruz. TOKKDER web sitesinde yer alan üyelerimizden güvenle araç kiralayabilirler. Ayrıca günlük araç kiralamalarında, motorlu aracı kiralayanın söz konusu motorlu araç ile bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın sahibi olan kiralama şirketi, aracın işleteni kabul edildiğinden, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaktadır. Bu düzenleme günlük araç kiralama sektörü için büyük sorun teşkil etmektedir. Bu sorun ancak kiralamanın ‘Kiralık Araç Bildirim Sistemi (KABİS)’ ve bir sözleşme ile belgelendiği durumlarda, kısa süreli veya uzun süreli kiralama ayrımı yapılmaksızın, sözleşmede belirtilen kiralama süresi boyunca işleten sıfatının sadece aracın kiracısında olması yönünde kanuni bir düzenleme yapılması ile çözülebilecektir” dedi.
Bölgesel gerilim yaz dönemi doluluklarını negatif etkiledi
Yaz dönemine ait beklentilerine ilişkin de değerlendirme yapan Kağan Yaşa, “Günlük kiralamada sezonlar doluluk açısından farklılık gösterir. Talebin en yüksek noktaya ulaştığı dönem okulların kapanışı ile başlar ve ağustos ayı sonuna kadar sürer. Sonrasında yaz kiralamalarına bağlı talep düşer ve normal seviyeye döner. Bu yaz sezonu özelinde bakarsak planlamamızı, hazırlıklarımızı etkileyen bazı negatif durumlar yaşadık ve yaşıyoruz. Öncelikle artan maliyetler, uygun finansmana ulaşım zorlukları ve 2. el fiyatlarındaki göreceli düşük artış yatırım tarafında sektörü oldukça zorladı ve zorlamaya devam ediyor. Sezon girişinde yaşanan İsrail-İran gerilimi bizim sektörümüzü oldukça negatif etkiledi. Bu dönemde rezervasyon iptalleri yaşadık. Sonrasında rezervasyon akışı ve doluluk oranlarımızda, beklenen seviyeye ulaşmasa da bir düzelme oldu. Sezonun kalan kısmını değerlendirirsek beklenen doluluk oranlarına yakın seviyelerde ilerleyeceğimizi düşünüyoruz” dedi.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.