Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
12 Temmuz'da gerçekleştirilen ilk genel kurul toplantısıyla kurulan JENDER (JENERATÖR SANAYİCİLERİ VE GÜÇ SİSTEMLERİ DERNEĞİ), Türkiye jeneratör imalat sanayisinin gücünü ve potansiyelini tüm dünyaya duyurmayı hedefliyor. Sektörün lider firmalarının çalışmalarıyla kurulan Jender, "Kesintisiz Enerji ve Gücün Kaynağı" olarak, 1.5 milyar dolarlık ciroya sahip ve 180'e yakın ülkeye ihracat yapan Türkiye jeneratör ve güç sistemleri imalat sektörünü temsil etmektedir.
16 Mayıs 2024 tarihinde Kurulan JENDER, Genel Kurul Toplantısı ile 12 Temmuz’da ilk Yönetim Kurulunu oluşturdu.
Sektörün Gücü ve Hedefleri
Türkiye jeneratör imalat sanayisi, dünya dizel jeneratör sektörünün %6'sını gerçekleştirmekte olup, 75-375 kVA güç aralığında dünya genelinde ikinci sırada yer almaktadır. Dünyanın en büyük jeneratör üreticileri arasında bulunan Jender üyesi Türk jeneratör üreticileri, dünya genelinde rekabetçi bir konuma sahiptir. Türkiye'de 20'den fazla ana üretici, 10.000 kişiye direkt, 40.000 kişiye ise dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır. Toplamda 1.000'den fazla üretici ve tedarikçi ile sektör, 100.000'den fazla kişiye iş imkanı sunmaktadır.
Sektörün hedefi, Türk markalı jeneratörleri dünya genelindeki 200 ülkeye ulaştırmaktır. Şu anda, global pazarda 800 milyon USD'lik yurt içi ve ihracat satışı ile %5'lik bir paya sahiptir. Türkiye'nin toplam ihracatının %2,4'ü, dizel jeneratör ihracatı ile karşılanmaktadır.
JENDER'İN MİSYONU;
Jender, Türkiye'deki jeneratör üreticilerinin küresel pazarlardaki potansiyelini ortaya çıkarmak, Türk markası algısını güçlendirmek ve bu üreticileri daha etkin oyuncular olarak konumlandırmak amacıyla kurulmuştur. Ana amacımız, yüksek ihracat potansiyeli ile ülkemizin cari dengesine pozitif katkı sağlayan jeneratör, kojenerasyon, trijenerasyon, yenilenebilir enerji bağlantılı hibrit sistemler, gazlı ve hidrojen yakıtlı güç sistemleri, elektrik depolama, alternatör, konteyner, kontrol sistemleri ve diğer güç sistemleri ana bileşenlerini üreten firmaları bir çatı altında toplayarak;
Sektörün sorunlarına çözümler bulmak,
Kalite ve kapasite gelişimini sağlamak, Türk malı itibarını artırıp katma değerli ürün ve hizmet sunma, net ihracat kabiliyetini geliştirmek,
Sektör ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında bulunan kamu, kurum ve ilgili diğer kuruluşlarla iş birliğinde bulunmak,
Teknik ve düzenleyici mevzuat ve standartların gelişimine katkıda bulunmak,
Sektörün gelişimine dair eğitim, sertifikasyon, çalıştay, kongre vb. etkinlikler düzenlemek.
Jender olarak, Türkiye jeneratör ve güç sistemleri imalat sektörünün gelişimi ve dünya pazarındaki etkinliğini artırmak için var gücümüzle çalışacağız.
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Rıdvan Özer'in Mesajı
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Rıdvan Özer, “Jender olarak, Türkiye jeneratör ve güç sistemleri imalat sektörünü dünya çapında en iyi şekilde temsil etmek ve Türk markalı jeneratörlerin kalitesini ve itibarını artırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hedefimiz, sektörümüzü küresel pazarlarda daha rekabetçi bir konuma taşımak ve ülkemizin ekonomik dengesine pozitif katkı sağlamaktır.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çalışan odaklı kurum kültürü doğrultusunda şirket, çalışanlarının iş ve özel hayat dengesini sağlama amacıyla, sektörde ilkler arasında yer alan Esnek Yan Haklar Sistemi (Bee Flexible) ile çalışanlarına yan haklarını istedikleri gibi kişiselleştirme ve esnetme fırsatı sunuyor. Bu sayede çalışanlar, temel ve standart yan haklarının yanı sıra tatil çekinden, alışveriş kartlarına kadar pek çok ekstra seçenek arasından kendilerine özel bir paket oluşturabiliyorlar. Bu pakete son olarak, çalışanların fiziksel sağlıkları için yaptıkları harcamaların karşılanması da dahil edildi.
Esnek Cuma ile Hafta Sonuna Erken Başlangıç
Çalışan esenliğini ve mutluluğunu sürdürülebilir kılmak amacıyla değişen koşullara ve ihtiyaçlara göre pek çok yenilikçi modeli hayata geçirmeye devam eden şirket, son olarak her yıl yaz aylarında hayata geçirdiği “Esnek Cuma” uygulamasını devreye aldı. Çalışanlar bu uygulama ile Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında hafta sonuna erken ve keyifli bir başlangıç yapmak adına Cuma günleri mesailerini saat 15:00'te tamamlıyorlar. Böylece çalışanlar ofisten eve dönerken trafiğe takılmıyor, yenilenmek ve sevdikleriyle güzel vakit geçirmek için hafta sonuna daha erken başlayabiliyorlar. Yanı sıra, çalışanların yaz aylarında daha esnek çalışma koşullarına sahip olmaları için ek uygulamalar da sunuluyor. Çalışanlar Temmuz ve Ağustos aylarında 4 hafta istedikleri yerden çalışabiliyorlar. Bununla birlikte, şirket çalışanları yıl boyunca ayda 10 gün uzaktan çalışma imkanına sahipler.
Şirket, çalışanlarına yasal izinler dışında ek izinler de sunarak sağlıklı bir iş ve özel yaşam dengesi kurulmasını hedefliyor. Bu kapsamda, yasal izinlerine ek olarak ilk 5 yıl için ilave 1 hafta yıllık izin sağlanıyor. “Boehringer Ingelheim’da Yeniyim” izniyle ise yeni işe başlayan tüm çalışanlar bir yılını doldurmalarını beklemeden 10 günlük esenlik & iş yaşam dengesi iznine sahip olabiliyorlar. Bununla birlikte, yeni baba olan çalışanlara da babalık izni sağlanıyor. Yeni baba olan çalışanlar yasal izinleri dışında 20 iş gününe kadar tam ücretli babalık iznine sahip oluyorlar.
Yanı sıra, çalışanların özel hayatlarında ihtiyaç duyduğu alanlarda hayatlarını kolaylaştırmak adına ‘’Çalışan Destek Programı’’ uygulaması da hayata geçirildi. Bu program kapsamında çalışanlar psikolojik danışmanlık, veteriner danışmanlığı, ev/bahçe bitkileri bakımı gibi birbirinden farklı alanlarda ihtiyaç duydukları konularda ücretsiz danışmanlık hizmetinden online olarak yararlanabiliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Anadolu Efes’in başarılı basketbolcusu Shane Larkin ve İstanbul merkezli lüks sokak giyim markası Les Benjamins markasının kurucusu ve kreatif direktörü Bünyamin Aydın, Kadıköy Caddebostan Sahili’nde bir basketbol sahasını yeniden tasarlayarak yenilikçi bir projeye imza attı.
Shane Larkin ve Bünyamin Aydın iş birliğinde gerçekleştirilen “Carpet Court” basketbol sahası açılış etkinliği, 31 Temmuz Çarşamba akşamı gerçekleşti. Caddebostan basketbol sahası yenileme projesinin açılışına, spor ve sanat dünyasından birçok önemli isim katılım gösterdi.
Kadıköy Caddebostan Sahili’nde yer alan basketbol sahası yenileme projesinde, Aydın’ın etnik tasarımları basketbolun dinamik enerjisiyle harmanlanıyor. Bu eşsiz tasarım, gençleri spora teşvik ederken İstanbul’a yeni bir kültürel ziyaret merkezi kazandırıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Anadolu Yakası Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün destekleriyle gerçekleşen projede hem vatandaşlar hem de yabancı misafirler bu alanda keyifli vakit geçirip, çeşitli etkinlikler ve turnuvalar sayesinde farklı deneyimler yaşayacak.
Bünyamin Aydın ve Shane Larkin iş birliğinde gerçekleştirilen basketbol sahası projesi, İstanbul’da basketbol kültürünün gelişimine katkı sağlamayı ve uluslararası bir konsept alanı yaratmayı hedefliyor.
Bünyamin Aydın, markasının da DNA’sını oluşturan tasarımlarında kullandığı etnik motifleri çağdaş yorumlarla birleştirerek basketbolu kültürel miras ve moda anlayışıyla buluşturuyor. Avrupa’nın en önemli basketbolcularından biri olan Shane Larkin, bu misyonun kilit figürü olarak öne çıkıyor. Türkiye topraklarından çıkan özel motifler ve moda anlayışı, Türkiye ile özel bir bağı olan ve bu bağı güçlendirmek isteyen bir sporcu ile birleşerek sosyal bir amaca hizmet ediyor.
Aydın bu proje için düşüncelerini “Bir basketbol sahası tasarlamak her zaman hayalimdi ve bunu Shane Larkin ile birlikte gerçekleştirmek projeyi daha da özel kılıyor. İstanbul'daki basketbol topluluğu için Carpet Court açılışı konusunda gerçekten heyecanlıyım.” sözleriyle aktardı.
ABD doğumlu ve aynı zamanda Türk vatandaşı da olan başarılı basketbolcu Shane Larkin, Türkiye ile özel bağları sayesinde projeye anlamlı bir katman ekliyor. Larkin proje hakkında “Harika bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. İstanbul’da geçirdiğim zaman boyunca, bu şehrin ve Türkiye’nin kültürüyle derin bir bağ kurdum. Bu basketbol sahası, sadece spor yapmak için bir alan olmanın ötesinde; kültürlerin bir araya gelmesi, İstanbul’da görülecek yerler listesinin bir parçası, gençlerin bir arada spor yapabilmesi ve birbirinden ilham alması için bir merkez olacak. Bünyamin Aydın ile birlikte çalışarak, basketbolun enerjisini ve dinamizmini bu eşsiz kültürel motiflerle birleştirmek, sporu ve kültürü bir araya getirmenin harika bir yolu oldu. İstanbul halkının burada keyifli vakit geçirmesini ve gençlerin basketbol oynarken yaşadıkları eşsiz deneyimleri görebilmek için sabırsızlanıyorum.” dedi.
Bünyamin Aydın ve Shane Larkin’in birlikte tasarladığı basketbol sahası yenileme projesi, basketbola olan ilgiyi artırmayı, gençlerin spora katılımını teşvik etmeyi ve herkes için canlı bir kültürel deneyim sunmayı amaçlıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın önde gelen premium ev aletleri üreticisi Miele, Türkiye operasyonlarında üst düzey bir atama gerçekleştirdi. Miele Türkiye Pazarlama Direktörü görevine Hande Çokçetin Tiryaki getirildi. Kariyerine 3M Türkiye Pazarlama Koordinatörü olarak başlayan Tiryaki, 2012-2024 yılları arasında Colgate-Palmolive bünyesinde pazarlama alanında farklı departmanlarda çalışmalarını sürdürdü. Son olarak Kişisel Bakım Ürünleri kategorisinde Afrika-Avrasya bölgesinden sorumlu Pazarlama Direktörü olarak görev aldı. Pazarlama sektöründe 15 yıllık deneyime sahip Hande Çokçetin Tiryaki, Miele Türkiye Pazarlama Direktörü olarak göreve başladı.
Hande Çokçetin Tiryaki, 2009 yılında TED Kolejinden mezun oldu. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladıktan sonra, Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme yüksek insansı yaptı.
Miele Türkiye Hakkında: Miele dünyanın önde gelen premium ev aletleri üreticilerindendir. Ürünleri arasında pişirme, fırınlama ve buharda pişirme gereçleri, soğutma ürünleri, kahve makineleri, bulaşık makineleri, çamaşır ve zemin bakım ürünleri yer almaktadır. Bu yelpaze; ticari kullanım amaçlı bulaşık makinelerinin, endüstriyel çamaşır makinelerinin ve kurutucuların yanı sıra tıbbi uygulamalar ve laboratuvar uygulamalarında kullanılan yıkama-dezenfekte ve sterilizasyon cihazlarının (Miele Professional) eklenmesiyle genişler. 1899 yılında kurulan şirketin Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Çin, Romanya ve Polonya'da birer tane olmak üzere sekiz üretim tesisi bulunmaktadır. 11.200’ü Almanya'da olmak üzere tüm dünyada 22.300 çalışanı bulunan şirketin sahipleri şu anda dördüncü nesli temsil etmektedir. Şirket merkezi Almanya’nın Westphalia bölgesindeki Gütersloh şehrindedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İklim değişikliği ve ülkelerin tutumlarını yansıtan araştırmaya göre küresel ısınmanın sorumlusu insanların duyarsızlığı. Ancak bu konuda ülkeler arasında fikir ayrılığı uçurumu var. Finlandiya’nın %64’ü küresel ısınmanın artışında insanı temel problem olarak görürken Nijerya’nın sadece %17’si bu görüşe katılıyor. Türkiye’de ise katılımcıların %39’u küresel ısınmada insan davranışlarının, %35’i endüstrilerin, %17’si ise doğal sebeplerin payı olduğunu düşünüyor.
BAREM’in global ortağı WIN International, dünya çapında 39 ülkeden 33.866 katılımcının görüş ve düşüncelerine dayanarak iklim değişikliğini merkezine alan kapsamlı bir araştırma yayınladı. Türkiye ayağı BAREM tarafından gerçekleştirilen araştırma, küresel ısınmada hem suçun hem sorumluluğun insanda olduğunun global bir gerçek olarak kabul edildiğini ortaya koyuyor.
Küresel ısınmanın arkasında “insan” var
Araştırma, küresel ısınmadan insan davranışının sorumlu olduğuna inananların dünya genelinde neredeyse yarıya (%41) ulaştığını vurguluyor; ardından %33 ile endüstri ve %16 ile doğal sebepler geliyor. Katılımcıların görüşleri ülkelere göre incelendiğinde; Finlandiya’nın %64’ü küresel ısınmanın artışında insan davranışlarını temel problem olarak görürken Nijerya’nın sadece %17’si bu görüşe katılıyor. Devam eden krizin endüstri kaynaklı olduğuna İran nüfusunun yarısından fazlası inanırken (%52), Laos’un %12’lik bir kesimi bu faktörün önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Türkiye’de ise katılımcıların %39’u küresel ısınmada insan davranışlarının, %35’i endüstrilerin, %17’si ise doğal sebeplerin küresel ısınmada payı olduğunu düşünüyor.
İklim kriziyle mücadele için tüm dünya geri dönüşümü benimsiyor
İklim kriziyle mücadele konusunda ise araştırmadan çıkan dikkat çekici veriler ise şöyle sıralanıyor: Eğitim derecesi arttıkça iklim değişikliğiyle mücadele için alınan önlemlere katılım sağlama oranında da yükseliş yaşanıyor. Dünya genelinde, kadın ve erkekler sırasıyla %67 ve %71 gibi yakın oranlarla, geri dönüşümün (%64) en çok tercih edilen aksiyon olduğunu söylüyor. Hızlı moda ürünleri satın almamak da %29 ile ikinci sırada yer alıyor. Avrupa, geri dönüşüme istekli olma oranlarının daha yüksek olduğunu (%72) bildirirken, MENA bölgesinin yalnızca %46'sı aynı düşünceyi paylaşıyor. Hızlı modadan vazgeçmeye hazır olma konusunda Afrika kıtası %4 ile dünyadaki en düşük orana, Avrupa ise çok daha yüksek bir oran olan %43’e sahip. Nijerya (%90), Güney Kore (%89) ve İrlanda (%80) iklim değişikliğiyle mücadelede geri dönüşümün öncelik olduğu görüşünde. Öte yandan geri dönüşümün en etkili aksiyon olduğunu düşünmeyen ülkelerin başında da Endonezya (%12) ve Pakistan (%19) geliyor. Türkiye’de ise; geri dönüşümü destekleyenlerin oranı %60 olurken ikinci sıradaki çözüm %42 oranla vejetaryen beslenmek. Globalde ise vejetaryen beslenmeyi iklim krizi mücadelesi için çözüm olarak gören kesim %12.
Hükümete duyulan güven Afrika’da %70, Avrupa’da %33
Toplum iklim değişikliği için alınması gereken aksiyonlar konusunda hükumetlerden görüş ve rehberlik bekliyor. Bu kapsamda, çevreyi korumak için gerekli önlemleri alan ilgili devlet kurumlarına olan güven küresel olarak 2023'te %39 iken 2024'te %44'e yükseldi. Hükümete duyulan güven %70 ile Afrika'da ve %65 ile APAC ülkelerinde en yüksek seviyede iken sırasıyla %33 ve %32 ile Avrupa ve Amerika'da en düşük seviyede. Hükümetin çevre için harekete geçtiğine dair inancı en yüksek olan ülke Vietnam (%94) iken, hükümete güvenin en düşük olduğu ülke Paraguay’da bu oran 2023'te %15 iken bir yıl içinde %6'ya kadar düştü.
Türkiye’de fikir ayrılığı var
Araştırmanın Türkiye ayağına bakıldığında ise fikir ayrılığı söz konusu; ülkenin %42’si hükümetin çevreyi korumak adına gerekli aksiyonları aldığı görüşündeyken %54’lük bir kısmı buna katılmadığını belirtiyor.
Araştırma künyesi: Çalışmada 39 ülkede 33,866 kişiyle görüşüldü. Araştırma Türkiye’de 26-30 Ocak 2024 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle Türkiye temsili bir örneklemde 523 kişi arasında gerçekleştirildi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Son yıllarda Türkiye'de yaşanan sıcaklıklar ve aşırı hava olayları, tarım sektöründe verim kaybına ve gıda üretiminde aksamalara neden olmaya devam ediyor. İklim krizinin tetiklediği bu durum, sürdürülebilir gıda sistemlerinin oluşturulması gerekliliğini daha da belirgin hale getiriyor.
İklim krizi bilinci güçleniyor
Toplumun iklim değişikliğine dair bilgi seviyesi, görüş ve davranışlarına yönelik olarak Yuvam Dünya Derneği ve KONDA iş birliğiyle "Türkiye'de İklim Krizi Algısı" araştırması yapıldı. Araştırmaya göre; 2023 yılında yüzde 65'lik bir kesim iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu belirtirken bu yıl bu oran 19 puan artarak yüzde 84'e çıktı. Geçen seneye kıyasla artan büyük endişe ise "gıdaya erişimde zorlanmak"
Araştırma ayrıca iklim değişikliği konusunda kendisini sorumlu hissedenlerin hem daha endişeli hem de gelecekteki tehditleri daha ciddi algıladığını ortaya koyuyor. Bu grup; geri dönüşüm yapma, plastik kullanımını azaltma ve sürdürülebilir markaları tercih etme gibi çevreci uygulamalara daha fazla yöneliyor. Araştırma sonuçları, iklim değişikliğiyle ilgili endişeler ve pratik eylemlerin güçlü bir bağlantısı olduğunu ortaya koyuyor.
Sürdürülebilir gıda sisteminin anahtarı teknoloji ve inovasyon
BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün açıkladığı veriler, 2050'de dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşacağını gösteriyor. Açıklanan rakamlar artan nüfusu beslemek için yaklaşık 25 yılda gıda üretiminin yüzde 60 oranında artması gerektiğini ortaya koyuyor.
Gıda israfının önlenmesi bu süreyi uzatabilse de tek başına kalıcı bir çözüm sunmadığından, tüm dünya sürdürülebilir bir gıda sistemi yaratmanın ve gıda üretimini artırmanın anahtarı olarak teknoloji ve inovasyonı konuşuyor. Bitki bazlı ve laboratuvar ortamında üretilen besinler 'yeni gıda' adıyla, giderek daha fazla dünya gündemine giriyor. Üretilecek yeni gıdaların, yüksek besleyicilik değerinin yanında sürdürülebilir, üretimi kolay ve tüketicinin kolay erişebileceği sağlıklı gıdalar olması gerekliliği ifade ediliyor. Ayrıca üretimde verimliliği artıracak akıllı tarım teknolojileri ve dikey tarım gibi yenilikçi yöntemler üzerine çalışmalar devam ediyor.
"Sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir gereklilik"
Sürdürülebilir gıda sistemleri oluşturmak için sadece yasal düzenlemeler ve üretim yöntemlerinin geliştirilmesinin yeterli olmadığının altını çizen TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar; "Ülkemizde faaliyet gösteren gıda üreticisi şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda duyarlı davranarak projeler geliştirdiklerini gözlemliyoruz. Toplumumuzun iklim krizi konusundaki bilinci güçleniyor ancak günlük pratiklerin de bu bilinçle yeniden gözden geçirilmesi ve sürdürülebilirlik hedefleriyle ters düşecek uygulamaların terk edilmesi oldukça önemli. Çünkü sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir gereklilik. Bizler bu bilinçle 2014 yılında başlattığımız Sürdürülebilir Gıda Zirvesi'nin 10.'sunu bu yıl 21-22 Kasım'da gerçekleştireceğiz. TÜGİS olarak, toplumsal ve sektörel gelişim için sürdürülebilirlik alanındaki öncü çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin öncü fintek girişim kurucusu Insha Ventures, Türkiye’nin ilk API pazaryeri FLYP’ı hayata geçirdi. Dijital finansal hizmetlerde ihtiyaç duyulan tüm servislerin tek bir platformda toplandığı FLYP’ta şirketler, iş modeline uygun finansal çözümleri bir arada bulabilecek. Fintek sektöründe rekaberliği öne çıkaracak ilk iş birliğini Sipay ile yapan FLYP, ilerleyen dönemde hem Sipay’in sunduğu tüm API’leri hem de sektörün API’lerini bu platformda buluşturacak.
Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından hayata geçirilen fintek girişim kurucusu Insha Ventures, sektörde bir ilke daha imza attı. Fintekleşmek isteyen şirketlerin ihtiyaç duyduğu tüm API’lerin ve teknolojik çözümlerin tek bir platformda toplandığı FLYP ile tüm firmalar, finansal hizmetlerle müşterilerini buluşturabilecek. Bu adımıyla API pazaryeri olan FLYP, ilk iş birliğini sektörün öncü markalarından Sipay ile gerçekleştirdi. Sipay’in sunduğu tüm API’lerin listelendiği platformda, önümüzdeki dönemde hem Sipay’in hem de sektör oyuncularının yüzlerce API’si yer alacak.
Şirketlerin fintek olmak için ihtiyaç duyacağı finansal servisler tek platformda
Insha Ventures Genel Müdürü Hasan Sami Bayansar, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Albaraka Türk’ün yurt dışındaki servis modeli bankacılığı tecrübesi ve bu tecrübeden hareketle geliştirdiği API’leri, Insha Ventures’ın teknoloji alanındaki başarılı süreciyle birleştirerek FLYP’ı Türkiye’nin ilk API pazaryeri olarak konumlamaktan dolayı heyecanlıyız. Arayüz geliştiricilerin ihtiyacı olan tüm servisleri tek bir platformda toplayarak; zaman, efor ve maliyetten tasarruf etmelerini sağlayan FLYP ile her sektöre uygun hizmet parçalarını bir araya getirerek şirketlerin finansal çözümler sunmasını sağlayacağız. Sektörde sıkça konuştuğumuz servis modeli bankacılık, arayüz sağlayıcılığı ve temsilcilik mantığıyla ihtiyaç duyulan parçaları API sunan firmalarla iş birliği yaparak bir araya getirecek ve böylece kişiselleştirilmiş bir finansal çözüm sunmak üzere faaliyetimizi sürdüreceğiz.”
İlk iş birliğini Sipay ile hayata geçirdi
FLYP’ın sektörde rekaberliği artıracak bir adım olduğuna da vurgu yapan Bayansar, sözlerine şöyle devam etti: “FLYP özelinde sektörümüzün lider kuruluşlarından Sipay ile yola çıkmaktan ötürü son derece mutluyuz. İş ortaklarımızla stratejik bir şekilde ortak hedeflere odaklanarak, deneyimlerimizi paylaşıyor, sinerji oluşturuyoruz. Bu sayede, hem girişimlerin daha hızlı büyümesine yardımcı oluyor hem de sektörün gelişmesine katkıda bulunuyoruz. FLYP tarafında çok yakında açıklayacağımız yeni gelişmelerimiz de olacak.”
Muşabak: “Tüm servislerimizi bu platforma taşıyacağız”
Sipay Türkiye CEO’su Semih Muşabak ise iş birliğine ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Günümüzde işletmeler, geleneksel POS cihazlarının ötesinde; iş modellerine, bayilerine, müşterilerine sunabilecekleri ve kendileri için yeni gelir kaynağı sağlayacak yenilikçi ödeme çözümleri bekliyor. Bireyler ise açık bankacılık ve yapay zekâ uygulamalarıyla birlikte tüm finansal ihtiyaçlarını kişiselleştirilmiş olarak tek noktadan yönetebilmeyi istiyor. Bu gelişim hızında her ölçekten şirketin bir fintek şirketi gibi hareket etmesi kaçınılmaz. Sipay’in vizyonu ile de çok örtüşen FLYP ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği, bu dönüşümün öncüsüdür. Gelecekte iş birliğimizi genişleterek tüm servislerimizi bu platformda sunacağız.”
FLYP Nedir?
Fintek’lerin ihtiyaç duyduğu pek çok finansal teknoloji API’si ve altyapısını tek bir platformda sunan ‘fintech as a service’ platformu FLYP, fintek girişimlerini hız, verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor. Girişimcilerin ürün geliştirme ve ticarileşme aşamasında kaybettikleri süreyi minimuma indiren FLYP, girişimlere bir yandan servis sağlarken diğer yandan ihtiyaç duydukları teknoloji, altyapı ve yatırım süreçlerine destek oluyor. FLYP ayrıca girişimlerin ihtiyaç duyabilecekleri tüm danışmanlık hizmetlerini de tek bir çatı altında sunmayı hedefliyor.
Detaylı Bilgi İçin:
Natus İletişim
Cansu Aslan
[email protected]
0539 588 74 25
Natus İletişim
Ayşe Ekin Gündüz
[email protected]
0554 797 55 81
Natus İletişim
Nazlı Tuğrul Yüksel
[email protected]
0532 634 58 60
Insha Ventures Hakkında:
Insha Ventures, Albaraka Türk tarafından hayata geçirilmiş, finansal teknoloji alanındaki bilgileri ve kapsamlı piyasa deneyimleri ile Türkiye'nin ilk fintek girişim kurucusu olarak faaliyet göstermeye başlayan bir şirkettir. Bünyesinde; cep POS çözümü Alneo, zincir marketleri, para transfer ve fatura ödeme merkezlerini ATM’ye çeviren NakitBasit, uzaktan müşteri edinim servisi KimlikBasit, sanal POS ürünü PosBasit, online tahsilat platformu Kozmos ve finteklerin ihtiyaç duyduğu pek çok finansal teknoloji API’si ve altyapısını tek bir platformda sunan FLYP bulunuyor. Insha Ventures ayrıca, kurucusu olduğu senet sistemini dijital ortama taşıyan Semosis’in hissedarları arasında bulunuyor.
Sipay Hakkında:
Sipay, 2019 yılında kurulan, işletmelerin ve bireylerin finansal ihtiyaçlarına uygun ürün ve servisler tasarlayan yenilikçi bir finansal teknoloji kuruluşudur. Sipay, şirketlerin tüm finansal görünümünü tek yerden takip edip yönetebilmelerine imkân sunarken, tüm finansal seçeneklere tarafsız erişim sağlar. Böylece bugünü yönetme ve yarına hazırlanma zorluğuyla karşı karşıya kalan şirketlerin en doğru kararları vermesine olanak tanır.
Kullanıcılarına geniş bir yelpazede güncel, hızlı, kolay, güvenli ve inovatif ödeme çözümleri sunan Sipay, aynı zamanda müşteri odaklı yaklaşımı ile sektöre öncülük eder.
Global bir fintek lideri olma yolunda hızla ilerleyen Sipay, 2023 yılında Deloitte Teknoloji Fast 50’de Türkiye’nin en hızlı büyüyen fintek şirketi ünvanı almasının yanında Teknoloji Fast 500 EMEA listesinde de 187. sırada yer alır. Ayrıca Sipay, her yıl gerçekleştirilen ve en iyi iş verenlerin açıklandığı Great Place to Work araştırmasında sertifika almaya hak kazanmıştır.
Daha fazla bilgi için: www.sipay.com.tr
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.