Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Güray Gayrimenkul Geliştirme İnşaat A.Ş; yatırımcısı olduğu Sheraton İstanbul Esenyurt’un elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak üzere ilk adımı attı. CK Enerji Boğaziçi Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan Sheraton Hotel Esenyurt, yıllık 10 bin MWh’lik toplam elektrik tüketiminin tamamını yeşil enerji kaynaklarından temin edecek.
Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak, karbon salınımını sıfırlamak için harekete geçen Güray Gayrimenkul Geliştirme İnşaat A.Ş, yatırımcısı olduğu Sheraton İstanbul Esenyurt’un elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayacak. CK Enerji Boğaziçi Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan Sheraton İstanbul Esenyurt’un, yıllık 10 bin MWh enerji tüketimini yeşil enerjiden karşılayacak. Sheraton İstanbul Esenyurt’un Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası, CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac tarafından Güray Gayrimenkul Geliştirme İnşaat A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Gürel Aydın’a takdim edildi.
“İŞ ORTAKLARIMIZLA TEMİZ BİR GELECEĞE KATKI SUNMAK EN BÜYÜK ÖNCELİĞİMİZ”
Tören sonrasında konuşan CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, iş dünyasının ve özellikle otelcilik sektörünün çevre dostu adımları atmasının sürdürülebilir bir gelecek için büyük önem taşıdığına işaret etti. Aytac, “Konaklama sektöründe elektrik tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklardan karşılayan tesisler, tüketiciler tarafından artık daha çok tercih ediliyor. Güray Gayrimenkul Geliştirme İnşaat A.Ş yöneticilerini, Esenyurt’taki tesislerinde attıkları bu adım nedeniyle takdir ediyor ve bu yolda kendilerine destek olmaktan mutluluk duyuyorum. Müşterilerimizin sürdürülebilir enerjiye erişimini kolaylaştırmak, iş ortaklarımızla birlikte temiz bir geleceğe katkı sağlamak en büyük önceliğimiz” değerlendirmesinde bulundu.
“I-REC SERTİFİKASI İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEĞE KATKI SAĞLAMAY DEVAM EDİYORUZ’’
Güray Gayrimenkul Geliştirme İnşaat A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Gürel Aydın ise, ‘’Sürdürülebilirlik ve çevre dostu turizm anlayışı doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında, önemli bir adımı daha hayata geçirmiş bulunuyoruz. CK Enerji aracılığıyla Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) almaya hak kazanmanın gururunu yaşıyoruz. Bu sertifika ile birlikte, otelimizde tüketilen elektrik enerjisinin tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı belgelendi. Aynı zamanda karbon ayak izimizi azaltma konusundaki kararlılığımızın da güçlü bir göstergesi olan I-REC sertifikası, çevresel sorumluluğumuzun bir yansımasıdır. Sürdürülebilirlik bizim için yalnızca bir hedef değil, aynı zamanda tüm faaliyetlerimize yön veren temel bir ilkedir. I-REC sertifikası ile misafirlerimize sadece konforlu ve keyifli bir konaklama deneyimi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevreye duyarlı bir yaklaşım sergileyerek doğaya saygılı bir konaklama imkânı sunuyoruz. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma misyonumuz doğrultusunda, sürdürülebilir turizm anlayışımızı her geçen gün daha da geliştirerek bu alandaki çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. CK Enerji iş birliğiyle alınan I-REC sertifikası, yalnızca çevre dostu enerji tüketimini belgelendirmekle kalmayıp, turizm sektöründe sürdürülebilirlik alanında örnek olma hedefimizin de bir parçası niteliğindedir. Bu süreçte emeği geçen başta Genel Müdürümüz Özdoğan Karagedik olmak üzere, tüm çalışma arkadaşlarımıza ve bize rehberlik yapan CK Enerji’ye teşekkür ederiz” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ SERTİFİKASI NEDİR?
Son yıllarda giderek yaygınlaşan I-REC (Yenilebilir Enerjisi Sertifikası), RECs International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası sertifikasyon sistemi. Uluslararası bağımsız bir kuruluş olan IREC Foundation tarafından verilen ve denetlenen bu sistemde, yenilenebilir enerji tesislerinde (güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal ve biokütle) üretilen her 1 MWh elektrik karşılığında bir sertifika oluşturuluyor. Yetkili enerji şirketleri de bu sertifikayı talep eden müşterilerinin elektrik enerjilerini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasına destek veriyor.
SERTİFİKAYA SAHİP OLAN ŞİRKETLER ÇEŞİTLİ AVANTAJLAR ELDE EDİYOR
Üretilen her birim elektriğin, kaynağından başlayarak takip edilmesi ve nihai tüketiciye kadar izlenebilmesini sağlayan bu sistem sayesinde tüketiciler bilinçli ve güvenilir bir seçim yapabiliyor. Aynı zamanda yeşil enerji kullanımının karbon salınımının azaltılmasına yönelik olumlu bir adım olması nedeniyle tüketici davranışını yeşil enerji kullanan tesisler için pozitif yönde etkileyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki firmalar, satın aldıkları ürünleri üreten tesislerin yenilenebilir enerji sertifikası almasını şart koşarken buna karşılık çeşitli avantajlar da sağlıyor.
CK Enerji Yatırım A.Ş. (CK Enerji) hakkında:
Türkiye’nin üç bölgesinde, yedi ilde 8,4 milyon elektrik tüketicisine hizmet veren CK Enerji’nin yılda 40 milyar kilovatsaatlik elektrik dağıtım ve satış gücü bulunmaktadır. CK Enerji bünyesinde toptan elektrik satışı alanında CK Enerji Ortaklığı Toptan Elektrik Satışı A.Ş.’nin yanı sıra elektrik dağıtımı alanında Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş., Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. ve perakende elektrik satışı alanında ise CK Akdeniz Elektrik Perakende Satış A.Ş., CK Boğaziçi Elektrik Perakende Satış A.Ş. ve CK Çamlıbel Elektrik Perakende Satış A.Ş. bulundurmaktadır. Dünyanın en hızlı büyüyen enerji piyasasına sahip Türkiye'nin lider enerji şirketi olmanın gururunu taşıyan CK Enerji, “Her An Sizinle” sloganıyla işgücüne, teknik altyapısına ve elektronik donanımına yatırım yapmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çolakoğlu Metalurji, dijital dönüşüm vizyonunun bir parçası olarak yenilediği web sitesiyle uluslararası arenada önemli bir başarıya imza attı. Şirketin yeni web sitesi, MUSE Creative Awards 2025 kapsamında "Web sitesi" kategorisinin "Üretim" alt kategorisinde Altın Ödüle layık görüldü.
Her yıl dünya çapında binlerce başvurunun değerlendirildiği, dijital dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen ve bu yıl 10. yıl dönümünü kutlayan MUSE Creative Awards, dünyadaki en yaratıcı projeleri, tasarım mükemmeliyetini ve dijital inovasyonu ödüllendirerek, yenilikçi projeleri öne çıkarıyor.
Türkiye'nin önde gelen çelik üreticisi Çolakoğlu Metalurji'nin 80. yılını kutladığı bu özel senede, "Hayatın Merkezinde Çelik, Çeliğin Merkezinde Çolakoğlu Var''mottosuyla çıktığı dijital dönüşüm yolculuğunda tasarlanan web sitesi; kullanıcı odaklı, modern ve sade tasarımı, güçlü görselleri ile jüri tarafından beğeniyle karşılandı.
Çolakoğlu Metalurji'nin ödüllü web sitesi tasarlanırken farklı departmanlardan uzmanlarla atölyeler yapılarak içerik ve kullanıcı deneyiminde yüksek verim sağlandı.
Şirketin, sektördeki güçlü konumunu ve müşteri odaklı yaklaşımını dijital platformda da en iyi şekilde yansıtmaya devam edeceklerinin altını çizen Çolakoğlu Metalurji İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü Kazım Selim Özkan, ödülle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızın uluslararası çapta ödüllendirilmesi bizim için gurur verici ve doğru yolda ilerlediğimizin bir göstergesi. Çeliğin hayatın her alanındaki kritik rolünü ve markamızın sektördeki liderliğini en iyi şekilde yansıtan bir web sitesi oluşturduk. Görsel anlatım, web tasarımında öne çıkan unsurlardan biri oldu. Arayüz tasarımı, bilgi mimarisi ve görsel unsurlar, kullanıcı yolculuğunu destekleyecek özellikte. Tasarım ve geliştirme süreci Gricreative tarafından gerçekleştirilen web sitemizin, global düzeyde takdir edilmesinden büyük mutluluk duyuyor, kazanılan başarının Çolakoğlu Metalurji'nin sektördeki öncü ve yenilikçi kimliğinin yeni bir yansıması olduğuna inanıyoruz. Bu ödül, kullanıcı odaklı ve yenilikçi yaklaşımımızın sonucu olarak, Çolakoğlu Metalurji'nin dijital dönüşümdeki başarısını tescillemiş oldu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Magdeburger Sigorta, güçlü acente ağı ile başarılarını birlikte kutlamaya devam ediyor. 2024 yılının ikinci yarısında düzenlenen kampanya kapsamında üstün başarı gösteren acenteler ile 10-13 Nisan tarihleri arasında Dubai'de gerçekleşen seyahat, eşsiz deneyimlerin yaşandığı özel bir organizasyon oldu.
Magdeburger Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu'nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen seyahate İç Sistemler Genel Müdür Yardımcısı İlge Yazgan, Türkiye Bölgeler Acenteler Satış Koordinatörü Erhan Toklu, İş Geliştirme ve Strateji Koordinatörü İlknur Öztürk ile Doğu Bölgeler Satış Koordinatörü Nihan Bakmaz da katıldı.
Ceyhan Hancıoğlu: Birlikte büyümeye odaklanıyoruz
Magdeburger Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, organizasyonla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Başarılarımızda en büyük paya sahip olan acentelerimize teşekkür etmek ve onları teşvik etmek bizim için büyük önem taşıyor. Bu organizasyon, birlikte elde ettiğimiz başarıları kutlamak adına anlamlı bir vesile oldu. Magdeburger Sigorta olarak biz, yalnızca finansal hedeflere değil, birlikte büyümeye, birlikte gelişmeye de odaklanıyoruz. Bu tarz etkinliklerle hem bağlarımızı kuvvetlendiriyor hem de iş birliklerimizi daha ileriye taşımak için ilham alıyoruz. 2024 yılındaki güçlü performansımızı 2025'te de sürdüreceğiz. Buna vesile olan tüm acentelerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ediyorum."
Seyahat sıra dışı unutulmaz bir deneyim sundu
Düzenlenen seyahat boyunca, katılımcılar lüksün başkenti Dubai'nin simge yapılarıyla tanışma ve unutulmaz anılar biriktirme fırsatı buldu. Burj Khalifa, Burj Al Arab, Palmiye Adaları gibi ikonik noktaların yanı sıra; Gelecek Müzesi (Museum of the Future) ziyareti, dünyaca ünlü La Perle gösterisi, dünyanın en büyük alışveriş merkezi Dubai Mall, çölde safari turu ve bedevi çadırlarında gün batımı etkinlikleri ile acentelere sıra dışı bir deneyim sunuldu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Odeabank'ın toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekmeyi amaçlayan ve aynı isimli kitap projesinden uyarlanan Eşit Masallar tiyatro oyunu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda izleyicilerle buluşuyor. Klasik masalları eşitlik bakış açısıyla yeniden yorumlayan bu özel oyun, çocukları eğlenceli olduğu kadar düşündürücü bir yolculuğa davet ediyor. "Eşit Masallar", çocukların hayal gücünü zenginleştirirken, onlara yeni bir perspektif kazandırıyor.
Çocuklar, "Eşit Masallar" ile Sindirella'dan Rapunzel'e, Kırmızı Başlıklı Kız'dan Kurbağa Prens'e kadar pek çok tanıdık kahramanın yeni maceralarına tanıklık edecek. Toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik, doğa ve çevre gibi önemli değerleri eğlenceli bir anlatımla işleyen bu özel tiyatro oyunu, izleyicileri masalların bilindik dünyasında sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Çocuklar "Eşit Masallar"ı izlerken, kahramanların eşitlikçi bakış açılarıyla daha adil ve yaşanabilir bir dünya için verdikleri mücadeleye ortak olacak.
23 Nisan'a özel etkinlikler kapsamında "Eşit Masallar", 20 Nisan Pazar günü Ataşehir Belediyesi İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi'nde saat 11.30 ve 13.00'te, 21 Nisan Pazartesi ise Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde saat 11.00 ve 13.00'te, 26 Nisan Cumartesi günü Üsküdar Belediyesi Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi'nde saat 12.00 ve 14.00'te ücretsiz olarak sahnelenecek
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'ne (ITU) bağlı, Yerleşik Yapay Zekâ Odak Grubu'nun ilk toplantısı Turkcell ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleşti. Etkinliğe Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ile ITU Standardizasyon Bürosu Direktörü Seizo Onoe'nin yanı sıra dünya genelinden 100'ü aşkın sektör temsilcisi katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, "Bu etkinliğe ev sahipliği yapmak, sadece Türkiye'de değil global ölçekte de dijital dönüşüme liderlik etme vizyonumuzun da bir yansıması" dedi.
Türkiye'nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) bünyesinde kurulan Telekomünikasyon Ağları için Yerleşik Yapay Zekâ Odak Grubu'nun (ITU-T Focus Group on AI-Native Network, FG-AINN) ilk yüz yüze toplantısına ev sahipliği yaptı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ile ITU Standardizasyon Bürosu Direktörü Seizo Onoe'nin de katıldığı zirvede yapay zekâ temelli şebekeler hakkında çalıştaylar gerçekleştirildi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, iletişim teknolojilerinin geleceğini şekillendirmek amacıyla düzenlenen zirvenin ev sahibi olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Koç, "Telekomünikasyon ağlarına yapay zekâ entegrasyonuyla daha akıllı, daha etkin ve daha verimli dijital altyapılar kurmayı hedefliyoruz. Otonom karar mekanizmalarıyla donatılmış, sıfıra yakın gecikmeye sahip ve bütünsel bağlantı halinde çalışan ağlar, yakın geleceğin telekom standartları olacak. Yapay zekâ tabanlı telekomünikasyon ağlarına dair küresel sektör temsilcilerini, akademisyenleri ve standartlaştırma uzmanlarını ülkemizde ağırlamaktan dolayı mutluyuz. Bu toplantının ülkemizde gerçekleşmesi tesadüf değil. Turkcell olarak yenilikçi haberleşme altyapıları üzerine yoğun bir çalışma içindeyiz. Güncel telekomünikasyon standartlarını bir adım ileriye götürmenin yollarını düşünüyor, araştırıyor, çalışıyoruz. Yapay zekâ, kuantum, 6G gibi dönüştürücü teknikler de önümüzü açıyor. Kurucu üyesi olduğumuz ve aynı zamanda başkanlığını yürüttüğümüz bu uluslararası oluşumun ilk yüz yüze toplantısına katılımları ve katkılarından dolayı BTK Başkanı Sayın Ömer Abdullah Karagözoğlu ve ITU Standardizasyon Bürosu Direktörü Seizo Onoe başta olmak üzere tüm konuklara çok teşekkür ediyorum" dedi.
"Kuantum sonrası döneme hazırlanıyoruz"
Etkinliğin 14 Nisan Dünya Kuantum Günü'nde gerçekleşmesinin önemine de değinen Ali Taha Koç şu ifadelerde bulundu: "Kuantum teknolojileri, iletişimin geleceğinin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayacak. Turkcell olarak, Türkiye'nin kuantum yolculuğunda en ön safta yer almaktan gurur duyuyoruz. Telekomünikasyon sektörünü kuantum sonrası döneme hazırlayacak kriptografi çözümlerinin geliştirilmesine yönelik GSMA (Uluslararası GSM Birliği) bünyesinde kurulan çalışma grubuna Türkiye'den katılan ilk ve tek şirketiz. Uluslararası teknoloji ekosisteminin paydaşları ile iş birliği içinde, iletişim ve bağlantı teknolojilerinin geleceğini tasarlamaya devam edeceğiz. Turkcell olarak güçlü altyapı ağımızla, insanlarımızın sağlam bağlarla birbirine ve hayata bağlanmasına öncülük etmeyi sürdüreceğiz."
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) Telekomünikasyon Standardizasyon Bürosu Direktörü Seizo Onoe ise konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: "Yapay zekâ uygulamaları, küresel iletişim ve ağ altyapılarına hızla entegre oluyor. Bu dönüşüm sürecinin sağlıklı, güvenilir ve verimli şekilde ilerleyebilmesi için, tüm paydaşların üzerinde uzlaştığı uluslararası standartlara duyulan ihtiyaç her zamankinden daha fazla. ITU bünyesinde kurulan Yapay Zekâ - Yerel Ağlar Odak Grubu'nda, alanında öncü kuruluşlar ve uzmanların ortak çalışmalara imza atmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu iş birliği, geleceğin ağlarını şekillendirmede kritik bir rol oynayacak."
BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Yapay zekâ destekli ağlara geçiş, yalnızca teknolojik bir sıçrama değil, aynı zamanda tüm sektörleri dönüştürecek bir paradigma değişimidir. Bugün burada İstanbul'da, yapay zekâ odaklı ağların tanımı ve çerçeveleri, potansiyel etkilerini vurgulayan kullanım senaryoları, teknik spesifikasyonlar ve uygulama önerileri üzerinde ilerlemeyi amaçlıyoruz. Turkcell'in ev sahipliğinde bir araya gelerek bu dönüşümün çerçevesini birlikte çizmekten büyük heyecan duyuyoruz. Amacımız, yapay zekâyı ağların merkezine yerleştiren, otonom, uyumlu ve geleceğe hazır sistemleri birlikte inşa etmek."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Mannheim’de bulunan deposu ve ofisi ile uzun yıllardır Almanya’da da faaliyet yürüten Intermax Logistics, bu ülke ile Türkiye arasındaki taşımalarını artırmaya odaklandı. Özellikle ADR’li taşımacılıktaki uzmanlığıyla da bilinen şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Çelikel, “Almanya’daki yatırımlarımızı ve hatlarımızı güçlendirdik. Almanya varışlı ve çıkışlı taşımalarımızı son 1 yılda yüzde 10 artırdık.” dedi.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu yılın ilk 3 ayında Türkiye’nin dış ticaretinin yüzde 7,7’si Almanya ile gerçekleşti. İki ülkenin ticaret hacmi Ocak-Mart aylarında 11,8 milyar doları buldu. Bu dönemde Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke olan Almanya, ithalatta ise üçüncü sırada yer aldı.
Taşımalarının önemli bir bölümünü Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında gerçekleştiren Intermax Logistics, Almanya varışlı ve çıkışlı hatlarını güçlendirmeye devam ediyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Çelikel, Almanya taşımalarına yönelik yatırımlarını artırdıklarını dile getirdi.
“Parsiyel ve ADR’li taşımacılıktaki gücümüzü pekiştirdik”
Sadece Türkiye-Almanya hattında değil, Almanya ile başta Hollanda, Belçika ve İtalya olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri arasındaki taşımacılıkta da etkinliklerini artırmayı hedeflediklerini belirten Çelikel, Almanya hatlarında lojistik altyapılarını ve ağlarını güçlendirmeye odaklandıklarını vurguladı.
Çelikel, “Almanya taşımalarımızı, son 1 yılda yüzde 10 artırdık. Bu artış doğrultusunda yakın zamanda filomuza yeni araç yatırımı gerçekleştirdik. Almanya’yı, Avrupa içi taşımalarımız için de stratejik bir merkez olarak görüyoruz. Almanya’daki şirketimiz ve depomuz bizim en stratejik yatırımlarımızın başında geliyor. Bu yatırımlarımız sayesinde, Türkiye-Almanya hattında parsiyel ve ADR’li ürün taşımacılığındaki gücümüzü pekiştirdik. Kimya, tekstil, otomotiv, frigo ve elektrik-elektronik ürünlerinin taşınmasındaki çözümlerimiz de büyük ilgi görüyor.” bilgilerini paylaştı.
Mannheim’daki depo ile maliyet avantajı sağlıyor
Hemen her sektöre hizmet verebildikleri Mannheim’daki depoları sayesinde, müşterilerine maliyet avantajı sağladıklarının altını çizen Çelikel, “Almanya ile Hollanda, Belçika, İtalya, Fransa, İspanya, Bulgaristan, Sırbistan ve Romanya arasında da taşımacılık yapıyoruz. Böylece araçlarımızı ve sürücülerimizi maksimum verimlilikte kullanıyoruz. Müşterilerimizin beklentilerine doğru karşılık vermek, uzmanlığımızı onların ticaretine en doğru şekilde yansıtmak bizim önceliğimiz.” diye konuştu.
Yüksek kalitede servis sunuyor
Çelikel, özmal araçlarıyla birlikte 600 kadar araca doğrudan erişebildiklerini vurguladı. Araçlarının 400 kadarı ADR’li ve ısı kontrollü olduğu için özellikle kimya, ilaç, gıda ve kozmetik taşımalarında iddialı olduklarını dile getiren Çelikel, “Sürdürülebilirlik merkezli uygulamalarımız kapsamında aldığımız EcoVadis Rozeti ve AB Yeşil Mutabakat’a uyumlu lojistik hizmetlerimiz, Avrupa’daki etkinliğimizi artırmamıza katkı sağlıyor. Avrupa standartlarına uygun, yüksek kalitede servis sunuyoruz.” değerlendirmesinde de bulundu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İhracat odaklı büyüme stratejisini başarıyla gerçekleştiren Durak Tekstil, hedef pazarlarında pozisyonunu sürekli güçlendiriyor. Dikiş ve nakış ipliklerinde verimlilik, fonksiyonellik ve sürdürülebilirlik kriterlerini karşılayan çözümlere sahip olan firma, yaptığı AR-GE çalışmalarıyla markasını inovasyon kavramıyla bütünleştiriyor.
Endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinin önde gelen üreticilerinden Durak Tekstil, 20-23 Mayıs tarihleri arasında Almanya Köln’de düzenlenecek Interzum 2025’te Salon 10.1 Stant No A024 B025’te küresel mobilya ve iç dekorasyon sektörüne yönelik yenilikçi çözümlerini sunacak. Firma, birçok farklı uygulama alanına hitap eden, teknolojik, sürdürülebilir ve verimli iplikleriyle hedef pazarlarında varlığını güçlendirmeye, potansiyel yeni pazarlara ulaşmaya ve yeni iş birlikleri oluşturmaya odaklanıyor.
İhracat odaklı büyüme stratejisini güçlü adımlarla sürdürdüklerini söyleyen Durak Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yiğit Durak, Interzum fuarının kendi alanında dünya çapında önemli bir etkinlik olduğunun altını çizdi. “Küresel sektörün buluştuğu güçlü bir platform olduğu için Interzum fuarlarının her edisyonunu yakından takip ediyoruz ve uzun yıllardır ara vermeden katılıyoruz” diyen Durak, sözlerini şöyle sürdürdü; “Fuar bağlamında öncelikli hedefimiz Avrupa pazarında marka bilinirliğimizi ve satışımızı artırmak, ürünlerimizi fonksiyonel özellikleriyle güçlü bir şekilde tanıtmak. Sektör ve paydaşlarımızla ilişkilerimizi güçlendirmek küresel bir markaya dönüşme sürecinde temel noktamızı oluşturuyor.”
Otomotivden hazır giyime, nakıştan dış mekân ürünlerine kadar birçok sektöre hizmet verdiklerini hatırlatan Durak, toplam iş hacimlerinde yatak endüstrisinin %25’lik bir paya sahip olduğunun altını çizdi. Durak; “Dikiş ve nakış işleri açısından yatak, kapitone ve mobilya sektörü çok güçlü olduğumuz pazarlardır. Sürdürülebilir, teknik ve verimli ipliklerimiz bu segmentteki üreticilerin tercih ettiği ürünlere dönüşmüş bulunuyor ve hala yeni pazarlara ulaşmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde yatak endüstrisi öncelikli segmentlerimizin başında olmaya devam edecektir. Bu segmentteki dönüşümleri de yakından takip ederek ihtiyaç duydukları yenilikçi iplikleri sunmaya odaklanıyoruz. Interzum fuarı bu bağlamda sektördeki yeni trendleri görmek açısından da bizler için çok yararlı olacak” dedi.
AR-GE çalışması ürünlere ihracat pazarları daha hızlı yanıt veriyor
Yiğit Durak firma merkezinde kurulu AR-GE ve Tasarım Departmanlarına sahip olduklarını ve burada kesintisiz yenilikçi çalışmaların yapıldığını ifade etti. Ürün geliştirme sürecinde kamu, üniversiteler ve sektör paydaşları ile iş birliği içinde çalıştıklarını belirten Durak, bu ürünlerin gerekli uluslararası geçerliliğe sahip sertifika ve belgeleri alarak global pazara sunulduğunu anlattı. Durak şunları dile getirdi; “Son yıllarda geliştirdiğimiz iplikler sadece Türk tekstil endüstrisi için değil, küresel pazar baz alınarak tasarlandı. Bu yenilikçi ürünlerimiz özellikle gelişmiş ve teknik çözümler talep eden pazarlarda daha hızlı kabul görüyor ve talep ediliyor. Örneğin yanmaya dirençli aramid ipliklerimiz açısından ABD ve Avrupa yatak endüstrileri çok büyük bir potansiyele sahip. Benzer şekilde, yataklarda deri kalıntıları ve kanla beslenen böceklerin yaşamasını ve üremesini engelleyen Bug Safe ipliğimiz için gelişmiş yatak endüstrilerinden çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Interzum 2025 fuarında yatak endüstrisine hitap eden yeni ürünlerimizle sektöre yeni bir soluk getireceğiz.”
Interzum 2025’te başta Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinden gelen üreticilerle potansiyel iş birlikleri oluşturmayı istediklerini belirten Durak, Turquality Programı’na dahil olmanın verdiği güçle hedef pazarlarda stratejik yatırımlar ve büyümeler elde edeceklerini kaydetti. “Avrupa pazarı için Avusturya ve Polonya ofislerimizi açarak, kıta Avrupası’nda lojistik anlamında elimizi güçlendirdik” diyen Durak, bunun yanı sıra ABD için de benzer bir sürecin yaşandığına değindi. ABD’nin aslında kıta büyüklüğünde bir pazar olmasına dikkat çeken Durak, burada kurdukları lojistik şirketinin uzun vadede çok geniş bir alana hizmet vererek başarılı sonuçlar alacağını dile getirdi. Durak, ayrıca Afrika ve Asya pazarlarına ilişkin de hedefler belirlediklerini, Interzum fuarında bu bölgelerden ziyaretçilerle görüşmek için heyecan duyduklarını vurguladı.
Durak Tekstil teknoloji, sanat ve sürdürülebilirlikte bilinen bir markaya dönüşecek
Marka bilinirliğine dönük pazar çalışmalarının hızlandığına dikkat çeken Yiğit Durak, Interzum 2025’te yenilikçi ürünlerle yer almanın bu noktada katkı sağlayacağını paylaştı. Durak Tekstil’in teknik ve fonksiyonel çözümlerin yanı sıra sürdürülebilir ve verimlilik odaklı ipliklerle de üreticiler için tercih edilen bir partnere dönüştüğünü söyleyen Durak, tasarım ve sanat çalışmaları için güçlü bir portföye sahip olduklarını vurguladı. Fuarda sadece üreticilerle değil, üniversiteler, laboratuvarlar ve sektörel medya ile de buluşmayı hedeflediklerini anlatan Durak, önümüzdeki dönemde Interzum inovasyon ödüllerine de katılmak için çalışmalar yaptıklarını açıkladı.
Sektördeki diğer üreticilerle aralarındaki farkı ‘beklentilerin ötesine geçmek’ olarak tanımlayan Yiğit Durak, inovasyon, servis, sorun çözme hızı, sürdürülebilirlik, firmanın kurumsal kültürü ve marka algısı gibi konularda öne çıktıklarını sözlerine ekledi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Özel güvenlik sektöründe sivil toplum kuruluşu olarak üstlendiği misyonu kararlılıkla sürdüren GÜSOD, sektörün gelişim sürecine destek sağlamak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve bu alandaki diğer sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliklerine devam ediyor.
Dernek bünyesinde faaliyet gösteren özel güvenlik şirketlerinde 60 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam edildiğini açıklayan GÜSOD Başkanı Turgay ŞAHAN, "Derneğimiz, özel güvenlik sektöründe hizmet veren özel güvenlik görevlilerinin yüksek seviyede eğitim almaları ve sektör standartlarının yükseltilmesi konusunda çalışmalar yapmayı sürdürüyor. Diğer yandan, üye şirketlerimiz aracılığıyla teknolojik gelişmelerin özel güvenlik sektörüne entegrasyonunu sağlayacak çalışmalara katkıda bulunmaya da devam ediyoruz." dedi.
Üye şirketler son teknolojik gelişmeleri sektöre kazandırıyor
GÜSOD üyesi şirketlerin son teknolojik gelişmeleri takip ettiklerinin altını çizen ŞAHAN, "Üye şirketlerimiz; karmaşık güvenlik ihtiyaçlarına sahip havalimanları, topluluklarla sağduyulu iletişim geliştirmenin önemli olduğu hastaneler ve insanların ihtiyaçlarını karşıladığı, sosyalleştiği AVM'ler gibi lokasyonlarda oldukça zor operasyonlara başarıyla imza atmaya devam ediyor. Üyelerimizin bu mekanlarda kullandıkları son teknoloji kamera sistemleri, video analitik yazılımları, x-ray, metal kapı dedektörleri, kişi sayaç ve yoğunluk tespit sistemlerinin güvenlik hizmetlerini en üst seviyeye taşıdığını söyleyebilirim. Üyelerimiz, ayrıca kullandıkları parmak izi tarayıcıları, yüz tanıma sistemleri ve iris tarama gibi biyometrik güvenlik çözümleriyle de fiziksel güvenliği artırıyor ve kimlik doğrulama süreçlerini güçlendiriyor. Önümüzdeki dönemde, sektördeki teknolojik donanımlarla birlikte özellikle yapay zekâ başta olmak üzere drone kullanımı ve biyometrik güvenlik sistemlerinin ön planda olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin sektörümüzde daha fazla benimsenmesi gerekiyor." açıklamasında bulundu.
Daha etkin teknoloji kullanımı için özel güvenlik görevlilerinin nitelikli bir eğitimden geçmeleri gerekiyor
Teknoloji kullanımının önemine dikkat çeken Turgay ŞAHAN, "Önümüzdeki yıllarda gelişmiş alarm ve algılama sistemleri, gürültü filtreleme yetenekleri, daha hassas sensörleri ve hızlı tepki süreleriyle öne çıkma potansiyeline sahip. Tüm bu faktörlerin üye şirketlerimiz aracılığıyla sektörümüzde ağırlıklı olarak kullanılmasıyla birlikte, daha etkili ve güçlü bir güvenlik altyapısı oluşturulacağına inanıyoruz. Ancak, bu teknolojik gelişmelerin başarıyla uygulanması için güvenlik profesyonellerinin eğitilmiş olmaları ve gizlilik konularına özen göstermeleri gerekiyor. Bu nedenle sektörümüzün en büyük kaynağı olan özel güvenlik görevlilerinin nitelikli bir hizmet verebilmeleri için alacakları eğitimlerin içine bu konuların da dahil edilmesi gerekiyor." şeklinde sözlerini sürdürdü.
GÜSOD üyeleri CoESS bünyesinde aktif olarak görev alıyor
GÜSOD olarak 2000'den beri Confederation of European Security Services, CoESS Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu'nun asli üyesi olduklarının ve 'Maritime Security' çalışma komitesinin kuruluşunda öncü rol üstlenerek bu komitede ilk başkanlık görevini yerine getirdiklerini açıklayan ŞAHAN, "CoESS, Avrupa özel güvenlik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet göstermekte. Kurum, Avrupa Birliği ülkelerinde özel güvenlik sktörü faaliyetlerini ilgilendiren tüm alanlarda aktif rol oynamayı sürdürüyor. Konfederasyon, Avrupa'da faaliyette bulunan 45.000'in üzerinde özel güvenlik şirketini temsil ediyor. Bu yapıya 18'i AB üyesi olmak üzere 23 ülke üye. CoESS üyesi şirketlerde çalışan özel güvenlik görevlisi sayısı 2 milyondan fazla, Avrupa özel güvenlik sektörünün yıllık cirosu ise 40 milyar Euro'ya ulaşmış durumda." açıklamasında bulundu.
Özel güvenlik sektörü işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunabilir
Sektörel verilere de değinen Turgay ŞAHAN, "Ülkemizde; 548 eğitim kurumu, 361 belediye şirketi, 73 alarm izleme merkeziyle birlikte 100 bini aşkın yerde görev yapan 371 bin özel güvenlik görevlisi bulunuyor. Ülke genelinde 1.684 özel güvenlik şirketi ve 539 özel güvenlik eğitim kurumu faaliyette bulunmakta… Özel güvenlik sektörü 2024'te Avrupa'da 40 milyar Euro büyüklüğe erişti, bu hacmin 2025'te Türkiye'de 5 milyar Euro'ya ulaşması bekleniyor. Özel güvenlik sektörünün Türkiye'de hızla büyümesine rağmen bu alandaki istihdam açığı giderek artıyor. 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 750 bin kişinin özel güvenlik görevlisi kimliği sahibi olmasına rağmen aktif olarak 371 bin özel güvenlik görevlisi hizmet veriyor. Özel güvenlik sektörü Türkiye'de işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunabilecek bir potansiyele sahip. Bunun sağlanabilmesi için sektördeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi, özlük hakları konusunda düzenlemeler yapılması ve maaşların düzenlenmesi gerekmekte…" dedi.
GÜSOD, sektöre öncülük etmeye devam edecek
ŞAHAN, "İçinde bulunduğumuz yıl ve sonrasında orta ve uzun vadede sektörümüzdeki gelişmeler hızla devam edecek. Bu sebeple özel güvenlik sektörü olarak yeni iş modellerine ve devamlılığına ihtiyaç duymaktayız. Bundan dolayı artık önceliğimiz; risk değerlendirmelerine ve kategorilerine göre hizmet anlayışı, daha çok bütünleşmiş hizmet modelleri, dijital dünyanın araçlarını kullanarak elektronik güvenlik hizmetleri, insan odaklı çalışmaya dayanan iş geliştirme modelleri ve daha çok yasal haklar… Tüm bunları yapabilmek için GÜSOD olarak stratejilerimizi sektöre öncülük edecek şekilde bir yol haritasıyla ortaya koymaya devam edeceğiz." dedi.
Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) hakkında:
GÜSOD; özel güvenlik sektörünün doğru çalışma ilkelerini ve asgari standartlarını oluşturmayı amaç edinmiş özel güvenlik şirketlerinin yöneticileri tarafından 25 Ekim 1994 tarihinde İstanbul'da kurulmuştur. Sektörün en eski ve öncü sivil toplum kuruluşudur. GÜSOD, bünyesindeki özel güvenlik şirketlerinde 60 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam edilmektedir. Özel güvenlik sektöründe gerçekleşen cironun yüzde 25'i GÜSOD üyesi şirketlere aittir. GÜSOD; 2000 yılından bu yana Avrupa'da 23 ülkenin (bu ülkelerin 17'si AB üyesidir) üye olduğu Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu'nun (Confederation of European Security Services (CoESS) asli üyesidir. GÜSOD; Konfederasyon bünyesinde aktif olarak faaliyetlerini sürdürmekte, ülkemizde sektör standartlarının gelişim sürecine katkı sağlamaktadır. GÜSOD üyeleri; Bantaş Nakit ve Kıymetli Mal Taşıma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Brink's Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Çetin Grup, Desmer Güvenlik Hiz. Tic. A.Ş., G4S Güvenlik Hizmetleri A.Ş., ISS Proser Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Loomis Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Pronet Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Securitas Güvenlik Hizmetleri A.Ş., TAV Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Tepe Savunma ve Güv. Sis. Sanayi A.Ş.'dir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.