Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global kurumsal iş uygulamaları şirketi IFS, IFS Cloud 25R1 sürümüne yeni endüstriyel yapay zeka destekli özellikler ekledi. Endüstrilerin dönüşümsel büyüme sağlamasına, otonom operasyonlarını hızlandırmasına ve karlı sürdürülebilirliği hayata geçirmesine yardımcı olmak üzere özel tasarlanmış 200’ün üzerinde yapay zeka tabanlı yetkinlik, IFS Cloud 25R1 sürümünde tanıtıldı.
Global cloud tabanlı Endüstriyel Yapay Zeka destekli kurumsal iş uygulamaları şirketi IFS, IFS.ai ile güçlendirilmiş yeni Endüstriyel AI özelliklerini içeren IFS Cloud 25R1 sürümünü duyurdu. Bu sürüm, Endüstriyel AI ve sürdürülebilirlik odaklı yenilikler sunarak, varlık ve servis yönetimi gibi alanlarda da büyük değer yaratan bağımsız AI yetenekleri sunuyor. IFS, Endüstriyel AI ile endüstriyel dönüşümü hızlandırmayı ve bu alandaki gelişmeleri müşteri odaklı bir yaklaşımla sunmayı sürdürüyor. Yeni sürümdeki özellikler, Endüstriyel AI’ın şirketlere nasıl değer katabileceğini ve operasyonel verimliliği artırabileceğini gösteriyor.
“Endüstriyel devrimi yapay zeka ile güçlendirmek istiyoruz”
Konuya ilişkin açıklama yapan IFS Ürün Müdürü Christian Pedersen, şu ifadeleri kullandı: “Endüstriyel AI’ı, gerçek dünyadaki endüstriyel zorlukları çözmek amacıyla sunuyoruz. IFS.ai, sadece gelecekteki potansiyeli değil, aynı zamanda şu anda dünyanın en büyük endüstriyel şirketlerinin ihtiyaçlarına yanıt veren çözümler sunuyor. IFS’in sürekli büyüyen başarısı, müşterilerin bizi tercih etmesinin ana nedenidir. Bu sürümle, müşterilere özel ve hızlı bir şekilde uygulanabilir çözümler sunmayı hedefliyoruz.”
IFS Cloud, 200'ün üzerinde endüstriyel yapay zeka destekli yetenekleriyle iş süreçlerini otomatikleştiriyor ve varlık yaşam döngüsünün her aşamasında kullanılmasını sağlıyor. Bu sayede tedarik zincirinden servis süreçlerine kadar birçok alanda verimlilik artışı sağlanabiliyor.
IFS Cloud 25R1 sürümüne eklenen yeni yeteneklerin özellikleri şöyle;
IFS.ai Talep Tahmini ve Stok yenileme: Yedek parça taleplerine dayalı olarak talep planlamasını hızlandırır ve envanter yönetimini optimize eder. Bu özellik, güvenlik stoğu, yeniden sipariş noktaları ve optimal parti boyutlarını hesaplayarak verimliliği artırır.
IFS.ai XD Entegrasyonu ve Görselleştirme: 2D ve 3D veriler, endüstriyel yapay zeka destekli veri haritalama ile IFS Cloud’a entegre edilerek derinlemesine içgörüler sunar. Bu sayede, bakım ve mühendislik ekipleri daha hızlı ve etkili kararlar alabilir.
IFS.ai ile Belgelerden Veri ve İş Akışı Üretimi: Taşeron bakım raporlarından veri ve öneriler çıkararak bakım süreçlerini daha verimli hale getirir ve izleme işlemlerini kolaylaştırır.
IFS.ai Özet Tedarik Zinciri Operasyonları: Yapısal olmayan verilerden içgörüler elde ederek, kritik tedarik ve üretim süreçlerinde daha iyi görünürlük sağlar. Bu, makroekonomik değişimlere karşı direnç kazandırır ve kontrol imkanı sunar.
IFS.ai Copilot Satış Teklifi: Müşteri hizmetleri verimliliğini artırır, satışları iyileştirir ve sipariş hatalarını azaltarak gelir artışı sağlar.
IFS.ai Copilot Sevkiyat Siparişi: Tedarik zinciri süreçlerini iyileştirir, otomatik taşıma seçimleri yaparak satış ekibi verimliliğini artırır.
IFS.ai Copilot Müşteri Siparişi: Sipariş süreçlerinde önemli olayları özetleyerek, tedarik zinciri analizini güçlendirir ve karar alma süreçlerini hızlandırır.
IFS.ai Operasyon Süresi Tahmini: AI/ML kullanarak operasyonel verimliliği artırır, gecikme maliyetlerini azaltır ve müşteri memnuniyetini yükseltir.
IFS.ai Emisyon Yönetimi: Scope 1 ve 2 emisyonlarını hesaplama ve raporlama desteği sunarak, müşterilerin emisyonlarını doğru şekilde takip etmelerini sağlar.
IFS Hakkında
IFS, dünya genelinde üretim, dağıtım, servis ve bakım-onarım yapan şirketler için endüstriyel yapay zeka entegre Kurumsal İş Uygulamaları (ERP/EAM/FSM) sunar. Uzman olduğu sektörlerde hizmet verdiği şirketlerin, uçtan uca tüm ihtiyaçlarını yıllar içinde geliştirdiği uzman çözümlerle karşılamayı amaçlayan IFS, 7000’den fazla çalışanı ve büyüyen ekosistemiyle sayısız müşteriye hizmet vermektedir. IFS, hizmet verdiği şirketlerin dijital dönüşümün avantajlarından faydalanarak kaynaklarını en iyi şekilde kullanabilmesini ve sürdürülebilir başarılar kazanmasını hedefler.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin seramik sektöründeki global markası NG Kütahya Seramik ve yapı malzemeleri alanında 30 yıldır yerli ve yabancı birçok markanın ana bayiliğini yürüten Mehmet Ceylan Yapı A.Ş, güçlerini İzmir’de birleştirdi. Bu önemli iş birliği ile, iki markanın sinerjisi Ege Bölgesi’nin yapı sektörüne önemli bir güç katacak.
Bu kapsamda NG Kütahya Seramik’in yenilikçi tasarım anlayışı ve ileri teknolojiyle ürettiği NG Stone ve NG Slim markalarının büyük ebatlı porselen karo ve porselen slab koleksiyonları, Mehmet Ceylan Yapı’nın bölgesel gücü, mağazaları ve etkin satış ağı ile Ege Bölgesi müşterileriyle buluşacak.
Lansman, Ege Bölgesi iş dünyasını ve mimari çevreleri bir araya getirdi
Stratejik iş ortaklığının kamuoyuna duyurulduğu lansman galası, 23 Mayıs 2025 Cuma akşamı Kaya İzmir Thermal Hotel’de 1400 kişinin katılımıyla gerçekleşti. İzmir yapı sektörünün önde gelen paydaşlarını buluşturan bu önemli etkinliğe, NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Dr. Tanzer Polat Yılmaz, Mehmet Ceylan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ceylan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Ceylan başta olmak üzere iş dünyasından, mimari çevrelerden ve basın temsilcilerinden pek çok seçkin davetli katıldı.
Erkan Güral: “Yenilikçi ürünlerimizi ve kalitemizi Ege Bölgesi’nde daha geniş kitlelere ulaştıracağız”
NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, yaptığı konuşmada yalnızca seramik üretmekle kalmayıp, aynı zamanda yaşam alanlarına değer kattıklarını vurguladı. Özellikle dünyanın en büyük ebatlı porselen karo ve porselen slab koleksiyonlarını üreterek sektörde inovasyonun öncüsü olduklarını belirtti. Mehmet Ceylan Yapı iş birliğiyle, NG Kütahya Seramik’in yenilikçi ruhunu ve kalite anlayışını daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini ifade eden Güral, “Bugün bu yeni iş birliğiyle İzmir’deki varlığımızı daha da güçlendiriyoruz. İzmir yapı sektörü, Türkiye’nin en dinamik pazarlarından biri. Modern mimari projeler, kentsel dönüşüm çalışmaları ve sürdürülebilir yaşam alanlarına yönelik artan talep, bu şehri sektörümüz açısından bir cazibe merkezi haline getiriyor. Bu dinamizme katkıda bulunmak ve İzmir’in estetik ile fonksiyonel ihtiyaçlarına en iyi çözümleri sunmak için buradayız. Yeni iş ortağımızın, müşterilerimize en iyi hizmeti sunacağına olan inancımız tamdır,” dedi.
Mehmet Ceylan: “NG Kütahya Seramik ile kurduğumuz sinerji, yapı sektörüne büyük katkı sağlayacak”
Mehmet Ceylan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ceylan, lansmanda yaptığı konuşmada, İzmir'de yapı malzemeleri sektöründe yerli ve yabancı birçok markanın ana bayiliğini üstlendiklerini ifade etti. Türkiye’nin ve dünyanın alanında önde gelen markalarıyla güvene ve itibara dayalı iş ortaklıkları yürüterek sektörde 30 yılı geride bıraktıklarının altını çizen Ceylan, “İzmir’in merkezi lokasyonlarında çok önemli mağazalarımız bulunuyor. Konut projelerinde önemli bir iş ortağıyız ve perakende alanında da oldukça güçlüyüz. Bu nedenle, Türkiye’de ve dünyada başarısını kanıtlamış, kendi sektöründe lider markalarla iş birliği yapmayı önemsiyoruz. NG Kütahya Seramik ile kurduğumuz sinerjinin, bölge yapı sektörüne büyük katkı katacağına inanıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Ömer Ceylan: “NG Kütahya Seramik’i ona yakışır şekilde temsil edeceğiz”
Mehmet Ceylan Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Ceylan yaptığı konuşmada, bugün itibarıyla dört farklı mağaza ve 50 bin metrekarelik depolama alanıyla, Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’ye hizmet verdiklerini belirtti. Uzun zamandır bekledikleri bir iş birliği olduğunu ifade eden Ceylan “NG Kütahya Seramik’in güçlü marka değerinin ürün portföyümüzde yer alması, satışlarımızı olumlu yönde destekleyecektir. Bu markayı, ona yakışır şekilde temsil edeceğiz,” dedi.
Sergilenen büyük ebatlı özel ürünler, Derya Uluğ ve Altay konseri beğeni topladı
NG Kütahya Seramik, kokteyl ile başlayan lansman galasında NG Stone ve NG Slim markalarının büyük ebatlı porselen karo ve porselen slab koleksiyonlarını kokteyl alanında sergiledi ve mekân içinde kurulan özel tanıtım alanlarında ziyaretçiler, NG markalarının yüksek kaliteli ürünlerini yakından inceleme fırsatı buldu. Sergilenen bu koleksiyonların davetlilerden tam not aldığı lansman galası, ünlü sanatçı Derya Uluğ ve Altay’ın sahne performansıyla renklendi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için sanayi odaklı politikaların kararlılıkla uygulanması gerektiğini söyleyen PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, “Sanayi Odaklı Politikalar, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesinin anahtarıdır” dedi. Artan enerji maliyetlerinin başta plastik sektörü olmak üzere Türk sanayisini olumsuz yönde etkilediğini belirten Karadeniz, sanayide dijital dönüşüm ve yatırım ortamının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
Türkiye ekonomisi, stratejik coğrafi konumu, güçlü üretim altyapısı ve genç, dinamik nüfusu sayesinde büyük bir büyüme potansiyeline sahip. Bu potansiyelin hayata geçirilmesinde ise sanayi sektörü kilit rol üstleniyor. Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, sanayi sektörünün ihracat kapasitesi, yüksek katma değer üretimi ve istihdam yaratma gücüyle Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının temel taşı olduğunu vurguladı.
Sanayinin sadece üretim değil aynı zamanda ihracat gelirleri, teknoloji transferi ve istihdam açısından da Türkiye'nin ekonomik istikrarında belirleyici bir güç olduğunu söyleyen Karadeniz, “Ancak bu güçlü yapıya rağmen sektörümüz, son dönemde ciddi makroekonomik sorunlarla mücadele ediyor” dedi.
“Enerji maliyetleri ve dalgalanmalar sanayiyi zorluyor”
Çatı kuruluş PLASFED Başkanı, özellikle yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enerji maliyetlerindeki keskin artış ve küresel tedarik zincirindeki kırılmaların, sanayi üretimini ve dış pazarlardaki rekabetçiliği olumsuz etkilediğini belirtti. Plastik sanayisinin bu sorunlardan doğrudan etkilendiğini ifade eden Karadeniz, “Enerji maliyetleri, son beş yıl içinde sektörümüzün en belirleyici maliyet kalemi haline gelmiştir. Bu durum hem üretim kapasitemizi hem de ihracat gücümüzü zayıflatıyor” diye konuştu.
Karadeniz’e göre, bu zorlukların aşılması ve sanayi sektörünün yeniden ivme kazanabilmesi için enerji maliyetlerinin sanayi lehine yeniden düzenlenmesi, yüksek katma değerli üretime geçişin teşvik edilmesi, sanayide dijital dönüşüm ve teknolojik yeniliklerin desteklenmesi ile yatırım ortamının güvenilir ve öngörülebilir hale getirilmesi gerekiyor.
“Sanayi, ekonominin ve sosyal refahın temel taşıdır”
Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için sanayi odaklı politikaların kararlılıkla hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden Karadeniz, sanayiye dayalı kalkınmanın sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal refah için de vazgeçilmez olduğunun altını çizdi.
Karadeniz, PLASFED olarak, plastik sanayisinin sesi olmaya ve sektörün karşılaştığı sorunların çözümü için tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
“KOBİ’ler finansmana daha kolay ulaşmalı”
Sanayicilerin finansmana erişim konusunda yaşadığı zorluklara da değinen Karadeniz, özellikle KOBİ ölçeğindeki işletmelerin uygun maliyetli ve uzun vadeli finansman kaynaklarına ulaşmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Üretim süreçlerini modernize etmek ve küresel rekabet gücünü artırmak isteyen sanayi kuruluşlarının, finansal destek mekanizmalarıyla daha etkin şekilde buluşturulması gerektiğini vurgulayan Karadeniz, “Finansmana erişim sorunu çözüldüğünde, sanayimizin yenilikçi kapasitesi daha da artacak, bu da Türkiye ekonomisinin büyüme hızına doğrudan yansıyacaktır” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’de Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen MG markasının premium sedan modeli yeni MG7 Türkiye’de yollara çıktı. Passion ve Excellence olmak üzere iki donanım seviyesi ve 170 PS güç üreten 1.5L turbo motoru ile MG7, 2 milyon 470 bin TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye’de satışa sunuldu. Segmentinin en iddialı modellerinden biri olmaya aday MG7, üstün performansı, şık ve aerodinamik “Fastback” sedan tasarımı, sportif detayları, ileri teknolojileri ve geniş yaşam alanıyla lüks sedan segmentine yeni bir soluk getiriyor. Hem tasarımı hem de donanımıyla fark yaratan model, sürüş deneyimini ileriye taşıyan gelişmiş asistan sistemleriyle konfor ve güvenliği bir arada sunuyor. Doğan Trend Grubu Otomotiv Markaları Genel Müdür Yardımcısı Uğur Sakarya, “Ülkemizde kullanıcıların sedan modellere olan talebi ve ilgisi devam ediyor. Bu senenin ilk 4 ayında sedan segmenti %23 pazar payı elde etti. Sedan segmentinde müşteriler iç hacim, performans, donanım, güvenlik gibi tüm alanlarda beklentilerini karşılayacak doğru ve güçlü ürünleri arıyor. D sedan segmentinde konumlanan MG7 boyutları, gelişmiş donanım seviyesi, ileri teknolojisi, üstün güvenliği, benzersiz sürüş dinamiği, verimli ve güçlü motoru ile kullanıcıların tüm beklentilerini karşılayacak bir model. Uzun süredir büyük bir heyecanla beklenen MG7’yi kullanıcılarımızla en kısa sürede buluşturabilmek adına yoğun çaba gösterdik. Bugün ise segmentinde fark yaratan MG7’nin Avrupa’daki ilk lansmanını Türkiye’de gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Türkiye’de Doğan Trend Otomotiv’in temsil ettiği MG markasının iddialı “Fastback” sedan modeli yeni MG7 Türkiye’de 2 milyon 470 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. Yenilikçi tasarımı, yüksek performansı ve premium donanımıyla MG7, markanın lüks sedan segmentindeki iddialı temsilcisi olarak öne çıkıyor. Ülkemiz yollarına Passion ve Excellence donanımlı versiyonları ile adım atan model, yüksek teknolojisi, şık tasarım detayları, kapsamlı sürüş destek sistemleriyle dikkat çekiyor. MG7, gelişmiş bilgi-eğlence sistemi ve geniş yaşam alanıyla konforu yeniden tanımlıyor. 170 PS güç ve 275 Nm tork üreten 1.5L turbo motoru ile MG7, güçlü ve akıcı bir sürüş sunarak premium sedan segmentinin önemli oyuncularından biri olarak konumlanıyor.
Heyecan Verici Tasarım!
Yeni MG7, markanın köklü yarış mirası ile günümüzün modern tasarım trendlerini bir araya getiren benzersiz bir görünüm sunuyor. 4884 mm uzunluğa, 1889 mm genişliğe ve 1447 mm yüksekliğe sahip olan model, 2778 mm’lik aks mesafesi ile iç mekânda ferah ve geniş bir yaşam alanı sunuyor. Yeni model, kırmızı fren kaliperleri, çerçevesiz kapı tasarımı gibi detayları ve aerodinamik gövde yapısı ile güçlü ve dinamik bir duruş sergiliyor.
Üst Seviye Donanımlar!
Yeni MG7’nin giriş seviyesi olan Passion donanımından itibaren; 18'' alüminyum alaşım jantlar ve kırmızı fren kaliperleri, 4 egzoz çıkışı ve ayarlanabilir egzoz sesi, LED farlar, LED stop lamba grubu, 33’’ UniScreen, kablosuz telefon şarjı, geri görüş kamerası, elektrikli ayarlanabilir sürücü koltuğu ve MG Pilot Teknolojik Sürüş Destek Sistemleri standart olarak sunuluyor. Sürüş deneyimini en üst seviyeye çıkartmak için ise; sürüş modu seçimi, direksiyonda Super Sport Mode'a geçiş düğmesi, F1 Vites Kulakçıkları gibi özellikler yer alıyor. MG markası, MG7 Passion için lansmana özel anahtar teslim fiyatı 2.470.000 TL olarak belirledi.
Excellence donanımlı versiyonda ise Passion donanımlı versiyonun özelliklerine ek olarak; 1.8m2 elektrikli açılabilir panoramik cam tavan, 19” alüminyum alaşım jantlar ve kırmızı fren kaliperleri, aktif spoiler, ön sis farları, 360 kamera, elektrikli bagaj kapağı, otomatik katlanan yan aynalar, sürücü koltuğu ve yan aynalarda hafıza fonksiyonu, elektrikli ayarlanabilen ön yolcu koltuğu, ısıtmalı ön koltuklar, ambiyans aydınlatma gibi zengin donanımlar bulunuyor. MG7 Excellence siyah ve yeşil iç döşeme seçenekleriyle tercih edilebiliyor. Versiyonun opsiyon listesinde ise Head-up Display ve 9 Hoparlörlü BOSE premium ses sistemi yer alıyor. Kullanıcılar, MG7 Excellence’a lansmana özel 2.690.000 TL fiyatı ile sahip olabilecek. Ayrıca MG markası toplam değeri 110.000 TL olan bu opsiyonel donanımları sınırlı bir süre için MG7 sahiplerine hediye edecek.
Kırmızı Alcantara döşemesiyle dikkat çeken MG7 Excellence Red Edition’ın, ön koltuk başlıklarında yer alan MG logosu benzersiz iç ambiyansını tamamlıyor. MG7 Excellence Red Edition için de lansmana özel, sınırlı bir süre için Head-up Display ve 9 Hoparlörlü BOSE ses sistemi hediye edilecek. MG7 Excellence Red Edition için anahtar teslim fiyatı 2.770.000 TL olarak belirlendi.
MG7: Lüksün, Teknolojinin ve Performansın Zirvesi!
MG7, geniş ve konforlu kabiniyle her yolculuğu benzersiz bir deneyime dönüştürüyor. Özel bir tasarıma sahip Heritage koltuklar mükemmel kavrama sağlarken, elektrikli ayarlanabilen ön koltuklar ısıtma fonksiyonu ile sunuluyor. Hafızalı sürücü koltuğu ve yan aynalar konforu artırıyor ve 360 derece kamera sayesinde park etmek kolaylaşıyor. 9 hoparlörlü BOSE premium ses sistemi ve açılabilir panoramik cam tavan, MG7'nin kabininde üst düzey bir konfor ve premium bir atmosfer sunuyor. Sürücü odaklı kokpit tasarımı doğrultusunda MG7, dokunmatik ekran ve dijital gösterge panelinin geniş tek bir ekran olarak tasarlandığı yenilikçi UniScreen teknolojisini de standart olarak sunuyor. Ayrıca ambiyans aydınlatma iç mekânda konfor ve ferahlık hissini artırıyor.
MG7’nin tüm versiyonları verimli 1.5L turbo benzinli motor ve kusursuz vites geçişleri sağlayan 7 ileri ıslak tip çift kavramalı şanzıman kombinasyonu ile sunuluyor. 170 PS güç ve 275 Nm tork üreten ve VTGI teknolojisi ile donatılan turbo motor, her devirde anında tepki, sürekli ve kesintisiz güç çıkışı, gelişmiş yakıt yönetimi ve yüksek hızlarda yüksek tork sunarak performanstan ödün vermeden maksimum verimlilik sağlıyor. Güç-aktarma sistemi, her devir ve hız aralığında turbo beslemenin de desteği ile ani güç gerektiren durumlarda kesintisiz bir performans sağlıyor. 7 ileri çift kavramalı şanzıman, hızlı vites değişimi ve yumuşak geçişleri ile performans, konfor ve verimliliği aynı bir arada sunuyor. MG7, 7 lt/100 km’lik karma yakıt tüketim değeri ile sınıfında iddialı bir verimlilik verisine imza atıyor. Bununla birlikte aktif spoyler, sürüş dinamiğini mükemmel şekilde desteklerken modele muhteşem bir görsellik katıyor. MG7, sahip olduğu sürüş modu seçme özelliği sayesinde, farklı yol koşullarında sürücünün ihtiyacı olan sürüş deneyimini elde etmesini sağlıyor. Dinamizm ve konforu bir arada sunan MG7, Türkiye’deki lüks sedan pazarına yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor.
Her Yol Koşulunda Maksimum Güvenlik!
MG7, tüm MG ürün gamında olduğu gibi üst düzey bir güvenlik sunuyor. Yüksek mukavemetli çelik gövde yapısına sahip MG7’nin tüm versiyonlarında, 6 hava yastığı bulunuyor. MG Pilot Teknolojik Sürüş Destek Sistemleri kapsamında tüm donanım seviyelerinde yer alan; Adaptif Hız Sabitleyici, Otomatik Acil Fren Sistemi, Ön Çarpışma Uyarısı, Şerit İhlal İkazı, Şerit Takip Desteği, Acil Durumda Şeritte Tutma Sistemi, Sürücü Monitörü: Sürücü Dikkat Dağınıklığı ve Yorgunluk Uyarısı da sürüş güvenliği ve konforunu en üst seviyeye çıkartıyor.
MG Türkiye Hakkında:
İngiliz MG, 1924 yılında kurulduğundan itibaren dünya otomotiv tarihine geçen ikonik otomobiller üretmiştir. 100 yıl boyunca sayısız yarış başarısı ve hız rekorları bulunan marka, 2007 yılından bu yana SAIC bünyesine dahil olmuştur. 2019 yılında elektrikli otomobillerle Avrupa’ya yeniden giriş yaptı. MG’nin Türkiye temsilciğini Doğan Trend Otomotiv sürdürmektedir. 2023 senesinde ODMD tarafından Türkiye’nin en hızlı büyüyen markası ödülüne layık görülmüş ve yine aynı yıl MG’nin global anlamda en başarılı ülkesi ünvanını almayı başarmıştır. MG, ülke genelinde 39 yetkili satıcı ve servisiyle müşterilerine hizmet sunmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yeşil üretim odağıyla hayata geçirilen tesis, Türkiye’nin üretim gücüne ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlıyor.
Halihazırda Kocaeli’de ve Konya’da yer alan toplam 5 üretim tesisi ve 3’ü yurt dışında olmak üzere toplam 11 çelik servis merkeziyle bine yakın kişiye istihdam sağlayan Türkiye’nin lider vasıflı çelik üreticilerinden Hasçelik, Bilecik Osmaneli’nde 150 milyon Euro yatırımla hayata geçirdiği yeni üretim tesisinde ilk dökümünü başarıyla aldı.
Geçtiğimiz yıl temeli atılan ve kısa sürede tamamlanan tesis hem teknolojik altyapısı hem de çevreci üretim modeliyle sektörde dikkat çekici bir dönüşümü temsil ediyor. Hasçelik, yeni nesil çelikhane tesisinde 10 Mayıs 2025 itibarıyla ilk üretimini başarıyla gerçekleştirdi. Sadece hurda bazlı üretim anlayışıyla tasarlanan tesis, çevresel sürdürülebilirliği odağına alırken, Türkiye'nin sanayi üretimi ve ithal ikame hedeflerine doğrudan katkı sunmayı amaçlıyor.
Hasçelik Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Adnan Naci Faydasıçok, ilk üretimin şirketin dönüşüm yolculuğunda stratejik bir eşik olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Osmaneli’ndeki çelikhanemiz sadece kapasitemizi artırmakla kalmıyor; sürdürülebilir üretim anlayışımıza da yeni bir ivme kazandırıyor. Tamamen hurda metalden üretim yaparak çevresel ayak izimizi azaltacak, geri dönüşüm ekonomisine katkı sağlayarak Türkiye’deki vasıflı çelik üretiminde dönüşümün ilk adımı olacak. Hem ülkemiz için hem de şirketimiz için hayırlı olmasını diliyoruz.”
TÜRKİYE’DE İLK: HURDA ÖN ISITMA TEKNOLOJİSİ
Yeni çelikhane, Tenova & SMS gibi dünyaca lider markaların iş birlikleriyle hayata geçirildi ve dünyada sürdürülebilir proses teknolojileriyle öne çıkan Consteel® elektrik ark ocağı sistemi ile donatıldı. Bu sistem sayesinde hem enerji verimliliği artırılıyor hem de karbon salımı ciddi ölçüde azaltılıyor.
Tesis aynı zamanda Türkiye’de ilk kez hurda ön ısıtma teknolojisi ile beraber EAO altı elektro manyetik karıştırıcı sisteminin kullanıldığı üretim modeliyle, yeşil çelik üretimi için teknik altyapıda bir ilke imza atıyor. Dijital otomasyon ve kontrol sistemleri, ısı geri kazanımı ve düşük emisyon teknolojileriyle çevreci ve güvenli bir üretim ortamı sağlanıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK STRATEJİSİNİN TEMEL AYAĞI
Hasçelik, karbon ayak izini azaltmayı yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı tutmuyor; aynı zamanda entegre edeceği GES yatırımlarıyla Kapsam2’de bulunan enerji ihtiyacını temiz kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Bununla beraber proses ve atık sularını geri kazandığı arıtma tesisleri sayesinde su ayak izini sıfırlayan şirket, çevresel sürdürülebilirlikte somut sonuçlar elde ediyor.
Bu bütünsel yaklaşım yalnızca çevresel faktörlerle sınırlı kalmıyor; insan kaynakları ve iş sağlığı-güvenliği (İSG) süreçlerini de kapsayan “Çevresel Sosyal Aksiyon Planı” ile sosyal etkilerin de yönetildiği bir sürdürülebilirlik modeli uygulanıyor.
Hasçelik Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Adnan Naci Faydasıçok, şirketin CDP (Karbon Saydamlık Projesi) ve SBTi (Bilim Temelli Hedefler Girişimi) gibi uluslararası sürdürülebilirlik platformlarına aktif katılım gösterdiğini belirterek şunları söyledi:
“Net sıfır emisyon hedefimize kararlılıkla ilerliyoruz. Çevresel etkileri en aza indiren üretim teknolojilerine yatırım yapıyor, enerji verimliliğini merkezimize alıyoruz. Hasçelik olarak sürdürülebilirliği bir tercih değil, zorunluluk olarak görüyoruz. Sürdürülebilirliği ilke edinmiş, özellikle otomotiv endüstrisi gibi sektörler için daha verimli ve sorumlu bir çözüm ortağı haline geliyoruz.
YENİ YATIRIM BÖLGEYE DEĞER KATACAK
Hasçelik’in Bilecik Osmaneli’nde hayata geçirdiği yeni çelikhane yatırımının, sadece sanayiye değil bölgesel kalkınmaya da önemli katkılar sunduğunu söyleyen Faydasıçok, "Yüksek teknolojiye sahip altyapısı ve çevreci üretim modeliyle dikkat çeken tesis, doğrudan ve dolaylı olarak yüzlerce kişiye istihdam sağlayacak. Bölgedeki nitelikli iş gücünü destekleyen ve gençlere yeni kariyer fırsatları sunan bu yatırımla, aynı zamanda yerel ekonomiye kalıcı bir dinamizm kazandırmayı hedefliyoruz. Yeni çelikhanemiz yalnızca sektörel bir büyüme adımı olarak değil, aynı zamanda Bilecik’in sosyoekonomik gelişimine katkı sunacak stratejik bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Eğitim kurumlarıyla iş birlikleri, teknik gezi programları ve mesleki gelişimi teşvik eden projeler aracılığıyla da bölgedeki insan kaynağının niteliğini artırmayı amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK BİR ÜRETİM HAMLESİ
Hasçelik, Bilecik Osmaneli’ndeki bu yatırımla enerji verimliliği yüksek, çevre dostu ve ileri teknolojiye dayalı vasıflı çelik üretiminde yeni bir dönem başlatıyor. Şirket, hurda çelikten başlayarak vasıflı parlak çelik üretimine kadar uzanan uçtan uca entegre üretim sistemiyle, vasıflı çelikte sürdürülebilir ve yüksek kaliteli çözümler sunma gücüne erişiyor. Bu sayede kaliteli vasıflı çeliğin başta otomotiv sektörü olmak üzere makine-imalat sanayi, enerji, maden, hidrolik ve havacılık gibi birçok sektöre erişimi sağlanarak uluslararası alanda rekabetçi olmalarına katkıda bulunulacak.
Hasçelik, dışa bağımlılığı azaltarak Türkiye’nin sanayi gücünü daha rekabetçi ve dirençli bir yapıya kavuşturmayı; aynı zamanda ihracat pazarlarında büyüyerek cari dengeye pozitif katkı sunmayı hedefliyor.
Bu yatırım hem sektörel dönüşümün hem de ülkemizin kalkınma hedeflerinin somut bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Bilgi Notu:
Hasçelik, yarım asrı aşkın süredir mühendislik çeliklerinin kullanıldığı tüm sektörlerde paydaşlarının ihtiyaçlarına çözüm ortağı yaklaşımıyla yanıt veren, Türkiye’nin lider vasıflı çelik üreticisidir.
Sıcak haddelenmiş vasıflı çelik ve soğuk işlem görmüş parlak çeliklerin yanı sıra, ithal dikişsiz boru ve öğütücü bilya, krom kaplı mil üretim ve satışını da gerçekleştiren Hasçelik’in Türkiye’de 6 üretim tesisi ve 8 çelik servis merkezi bulunmaktadır.
Yurt dışında 3 ülkede aktif operasyon yürütmekte; ürünlerini 67 ülkeye ihraç etmektedir.
Otomotiv, makine imalatı, denizcilik, tarım makineleri ve beyaz eşya gibi stratejik sektörler için Türkiye’nin modern tesislerinde üretim gerçekleştiren Hasçelik, “çeliğin değer yolculuğunu” başlatan güvenilir bir sanayi çözüm ortağıdır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Otomotiv sektörünün nitelikli iş gücü açığını kapatmaya yönelik çalışmalarını sürdüren Delphi, eğitim kurumlarına verdiği desteklere devam ediyor. Bu kapsamda Fırat Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda yeni bir yedek parça laboratuvarı açan Delphi, öğrencilere uygulamalı eğitim olanağı sunmak üzere Delphi markalı yedek parçalar, araçlara uygun ekipmanlar ve destekleyici teknik donanımlar sağladı. “Delphi Geleceğe Hazırlıyor” projesi kapsamında açılan 7’nci laboratuvar, eğitim kurumları ile sanayi arasında köprü kurmayı hedefliyor. Gençlerin sektörde öne çıkabilmesi için uygulamayla desteklenen bir eğitim almalarına katkı sağlamak istediklerini söyleyen Delphi Türkiye, Kafkasya, Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, “Delphi olarak, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek eğitime olan desteğimizi artırma hedefindeyiz. Bu projeyle eğitim ve sanayi arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi ve gençlerimizin mesleki gelişimini daha sağlam temellere oturtmayı amaçlıyoruz” dedi.
Geliştirdiği yüksek teknolojili ürünleriyle otomotiv sektörüne referans niteliğinde ürünler kazandıran Delphi Türkiye, gelecek nesillerin eğitimine yatırım yapmanın bilinciyle sektör için büyük önem taşıyan eğitim konusunda çalışmalarını sürdürüyor. 20 ülkedeki 44 noktada yaklaşık 13 bin çalışanıyla yakıt sistemleri, satış sonrası çözümler ve bileşenler sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren PHINIA’nın bünyesinde çalışmalarına devam eden Delphi Türkiye, sektörün ihtiyacı olan yetişmiş insan gücünü artırmak için eğitim programlarını genişletiyor. Şirket, bu kapsamda Fırat Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’na yeni bir yedek parça laboratuvarı kazandırdı. Satış sonrası yedek parça ve servis çözümleri alanında küresel çapta faaliyet gösteren şirket, “Delphi Geleceğe Hazırlıyor” projesi kapsamında hayata geçirdiği 7’nci laboratuvarı Elazığ'da açtı.
Gençlerin gelişimini daha sağlam temellere oturtmayı amaçlıyoruz!
Delphi’nin yeni yedek parça laboratuvarının açılışına Fırat Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Latif Özler, Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Benli, Phinia Delphi Turkey Otomotiv Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ Türkiye, Kafkasya, Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, şirket yetkilileri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Açılışta konuşan Delphi Türkiye, Kafkasya, Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, “Bugün burada olmak bizler için büyük bir gurur. Gençlerimizin sektörde öne çıkabilmesi için uygulamayla desteklenen bir eğitim almalarına katkı sağlamak istiyoruz. Delphi olarak, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek eğitime olan desteğimizi artırma hedefindeyiz. Bu projeyle eğitim ve sanayi arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi ve gençlerimizin mesleki gelişimini daha sağlam temellere oturtmayı amaçlıyoruz” dedi. Delphi ile teknik meslek okulları arasında kurulan bu anlamlı iş birliği, öğrencilerin sektöre daha donanımlı bireyler olarak hazırlanmasına katkı sağlıyor. Delphi, bu projeyle yalnızca teknik ekipman desteği sunmakla kalmıyor; aynı zamanda uygulamalı eğitim imkanlarıyla da gençleri geleceğe hazırlamayı hedefliyor.
Öğrenciler sektöre dair bilgi edinecek!
Elazığ’daki yeni laboratuvarda, öğrencilere uygulamalı eğitim olanağı sunmak üzere Delphi markalı yedek parçalar, araçlara uygun ekipmanlar ve destekleyici teknik donanımlar temin edildi. Ayrıca Delphi’nin genel ürün portföyünü kapsayan bir seminer düzenlenerek öğrencilerin sektöre ve Delphi’nin sunduğu ürün ve hizmetlere dair bilgi edinmeleri sağlandı. Delphi, bugüne kadar İstanbul’da Başakşehir ve Pendik BİST Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri, Şişli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İzmir’de Bornova Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu ve Kahramanmaraş Dulkadiroğlu MESEM gibi farklı eğitim kurumlarında hayata geçirdiği laboratuvarlarla gençlerin teknik becerilerini geliştirmeye katkı sağlıyor.. “Delphi Geleceğe Hazırlıyor” projesi, eğitim kurumları ile sanayi arasında köprü kurmaya devam ederken, geleceğin uzmanlarını bugünden desteklemeyi hedefliyor.
Delphi Hakkında
Bir PHINIA Inc. markası olan Delphi, günümüzde ve gelecekte daha fazla bilgi paylaşımı sağlamak için yeni nesil yetenekleri, pazardaki ilk yenilikleri, pazardaki lider ürünleri ve akıllı servis çözümlerini destekleyen bir küresel satış sonrası pazarı lideridir. Dünyanın dört bir yanındaki teknisyenlerin, araçların ömürleri boyunca daha temiz, daha iyi olmasına, daha uzun yol yapmasına ve doğru şekilde çalışmasına yardımcı olmalarını sağlamaya hazırlamak için çözümler geliştirme konusunda kararlıyız. Daha fazla bilgi için www.delphiautoparts.com adresini ziyaret edin.
PHINIA Hakkında
PHINIA, bağımsız bir yakıt sistemleri ve satış sonrası premium çözümler ve bileşenler sağlayıcısıdır.
100 yılı aşkın üretim uzmanlığı ve sektör ilişkileri ile markalarımız arasında Delphi, Delco Remy® ve Hartridge yer alır. Verimli ve sürdürülebilir olması için pazarın ihtiyaçlarını karşılayarak ve daha temiz bir yarın için yenilikçi ürünler ve çözümler geliştirerek karbon nötr ve karbonsuz bir geleceğe doğru yolculuğumuza güç veriyoruz. PHINIA'nın merkezi Auburn Hills, Michigan, ABD'dedir ve 20 ülkedeki 44 lokasyonda 12.900 çalışana sahiptir. Daha fazla bilgi için www.phinia.com adresini ziyaret edin. (Delco Remy®, General Motors Corporation'ın tescilli markasıdır ve BorgWarner PDS (Anderson) LLC. firmasına lisans verilmiştir.)
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü olan kimyanın 2024 yılı ihracat yıldızları belli oldu. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) her yıl düzenlediği “İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”nin onuncusu, bu yıl 23 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirildi. 2024 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Tören’inde 36 kategoride toplamda 180 ödül sahiplerini buldu.
2024 yılında gerçekleştirdiği 30,8 milyar dolar ihracat ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren sektörleri arasında ikinci sırayı alarak başarısını sürdüren kimya sektörü, 16 alt sektörüyle birlikte 231 ülke ve bölgeye ihracat yaparak TİM verilerine göre Türkiye’nin toplam ihracatından yaklaşık yüzde 13,6 pay aldı.
Kimya sektöründeki üye firmalarını başarılı ihracatlarından dolayı onurlandırmak ve teşvik etmek amacıyla İKMİB tarafından bu yıl 10’uncusu düzenlenen 2024 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni, 23 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirildi. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev sahipliğinde gerçekleşen törene, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar ve ödül alan firma temsilcileri katıldı. Ödül Töreni’nde kimyanın alt sektör ve ürün gruplarında toplam 36 kategoride ilk 5’e giren 180 firma ödül almaya hak kazanırken, ilk 3’e giren ihracatçı firmaya plaketleri törenle takdim edildi.
Ağar: ”Kimya sektörü vizyoner yaklaşımı, üretim gücü ve ihracat kabiliyetleri sayesinde ülkemizin küresel değer zincirlerinde daha stratejik bir konuma yükselmesine güçlü katkı sundu”
T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, kimya sektörünün başlı başına çok katmanlı bir sektör olmanın ötesinde, birçok imalat sektörünün de temel yapı taşı niteliğinde olduğunu vurgulayarak, “Dünya üzerinde üretilen kimyasal ürünlerin %80'inden fazlasının diğer sektörlerde aramalı veya ham madde olarak değerlendirdiğini doğrudan ve dolaylı etkileriyle küresel ekonomiye yaklaşık 5.7 trilyon dolarlık katkı sağladığını, yine dolaylı olarak dünya üzerinde 120 milyon kişiye ihtişam sağladığına dikkat aldığımızda sektörün ülke ekonomileri için taşıdığı değeri kolayca görebiliyoruz. Kimya sektörü küresel ticaret ve üretimde ne denli bir öneme sahipse, ülkemiz ekonomisi için de aynı derecede bir öneme sahip. Sektörümüz geçen yıl küresel ekonomiyle yaşanan belirsizlik ortamı ve enerji ham madde fiyatlarındaki dalgalanmalardaki zorluklara rağmen, ihracatımızdaki öncü rolünü güçlü bir şekilde devam ettirmeyi başardı. Yaklaşık 31 milyar dolarlık ihracat hacmi ile Türkiye'nin en çok ihracat yapan ikinci sektörü konumunda olan sektörümüz, vizyoner yaklaşımı, üretim gücü ve ihracat kabiliyetleri sayesinde ülkemizin küresel değer zincirlerinde daha stratejik bir konuma yükselmesine güçlü katkı sundu. Plastikten ve kauçuktan mamül eşyalar sektörümüzün, ekonomimize sağladıkları 10 milyar dolara yakın döviz girdisiyle, kimya sektörünün ihracatındaki lokomotif ürün grubu özelliğini korumaya devam ediyor. Türkiye, 2025 yılı itibarıyla Avrupa'nın en büyük 2. dünyanın ise en büyük 6. plastik üreticisi. İleri teknoloji ve katma değeri yüksek ürünler kategorisinde yer alan sağlık sektörümüz, yani ilaç ve tıbbi cihaz sektörlerimiz, ülkemizin stratejik öncelikleri arasında yer alıyor. İlaç ve tıbbi cihaz sektörlerimizin yerli kabiliyetlerimizi daha da geliştirerek 2 milyar 200 milyon dolarlık ilaç ihracatımızı ve 1 milyar 400 milyon dolarlık tıbbi cihaz ihracatımızı daha da artıracağımıza yürekten inanıyoruz. Bugün ödülleri takdim edilecek olan ihracatçılarımızı yine canı gönülden tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Pelister: “2030 yılında kimya ihracatında 50 milyar dolar seviyesini aşmak için vizyoner adımlar atarak geleceğe hazırlanıyoruz”
2024 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nin açılış konuşmasını gerçekleştiren İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Bu yıl 10’uncusunu düzenlediğimiz İKMİB İhracatın Yıldızları ödül törenimizde, Türk kimya sektörümüzü küresel ticarette başarıyla temsil eden kimya ihracatçılarımızı ödüllendirmek için bir araya geldik. İKMİB çatısı altında kimya ihracatımızı emin adımlarla güçlü bir geleceğe taşımak için dünyanın dört bir yanında bayrağımız dalgalandıran ve ödüle layık görülen kimya ihracatçılarımızı gönülden kutluyoruz. 2024 yılında 30,8 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü olurken, ihracatın yıldızı olan kimya firmalarımızın öncülüğünde dünya ekonomisi ve küresel ticaretteki tüm zorluklara rağmen başarımızı sürdürdük. 2025 yılına da yüksek bir motivasyon ile başlayarak yılın ilk 4 ayında 10,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Biz de İKMİB olarak stratejik öneme sahip ürünleriyle 27 ana sektöre dokunan, 16 alt sektörüyle de Türk sanayisine ve ihracatına lokomotif olan kimya sektörümüzün gücüne güç katmak için dünyanın dört bir yanını odağına alan nitelikli faaliyetlerimize hızla devam ediyoruz. 2025 yılı için belirlediğimiz 35 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşmak için de gece gündüz demeden küresel ticaretin kalbinin attığı her platformda Vizyon 2030 stratejimiz kapsamında kurguladığımız yol haritamız doğrultusunda ilerliyoruz. Kimya sektörümüz için 2030 yılında 50 milyar doları aşmayı arzu ettiğimiz ihracat hedefimiz için vizyoner adımlar atıyor ve bugünden geleceğe hazırlanıyoruz.” dedi.
Pelister: “Kimya Teknoloji Merkezi ile geleceğin kimyasının buluşma noktası olacak yeni
bir ekosistemin kapısını araladık”
Vizyon 2030 stratejileri doğrultusunda Kimya Teknoloji Merkezi hamlesiyle önemli bir eşikten geçtiklerini ifade eden Pelister, “165 milyon TL yatırımla hayata geçirdiğimiz Kimya Teknoloji Merkezi’nde, modern donanıma sahip laboratuvarlarımızda Türkiye’de daha önce gerçekleştirilemeyen 39 test yapılıyor. Toplamda 209 farklı testin devreye alınması, bunlardan 100’ünün yakın zamanda uluslararası akreditasyonla belgelendirilmesiyle esasında geleceğin kimyasının buluşma noktası olacak bir ekosistemin kapısını araladık. Çünkü Bizim yerli ve milli imkanlarla test ve belgelendirme hizmeti sunacak, Türkiye’de bu alanda ilklere imza atacak, kimyada yenilikçi ürünlere kuluçka vazifesi görecek
ve özellikle kimya ihtisasına sahip bir teknoloji merkezine ihtiyacımız vardı. Sadece test ve laboratuvar hizmetleriyle değil, aynı zamanda kuluçka merkezimizden doğacak start-up projeleri, yerli teknolojiler, sertifikasyon hizmetleri ve danışmanlıklarla birlikte, Kimya Teknoloji Merkezi’nin inovasyonun kalbi olacağına inanıyoruz. İKMİB üyelerimizin nispi aidatlarıyla bir hayali gerçeğe dönüştürdüğümüz Kimya Teknoloji Merkezimizi destekleyen, hızla hizmet almaya başlayan kıymetli üye firmalarımıza teşekkür ediyorum. İkinci hedef adımımız ise Türkiye Kimya Ajansı’nı kurmak. Ardından bunu taçlandıracak son adımız ise Türkiye’de yine ilk olacak bir Kimya Bilim Şehri kurmak. Önümüzdeki dönemde Türk kimya ihracatını küresel ticarette bir üst lige taşmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD), 22. Olağan Genel Kurulu’nda Oya Narin oy birliğiyle yeniden başkan seçildi. Yeni yönetimin de belirlendiği Genel Kurul’da konuşan Oya Narin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın turizmi "stratejik sektör" olarak tanımlamasına dikkat çekerek, gelecekte sektörde öne çıkacak öncelikli alanlara vurgu yaptı.
TTYD 22. Olağan Genel Kurulu, 23 Mayıs 2025 Cuma günü Radisson Collection Hotel Vadistanbul’da gerçekleştirildi. Türkiye turizm sektörünün önemli isimlerinin katıldığı toplantıda, Başkanlık, Yönetim Kurulu, Denetim ve Disiplin Kurulları belirlendi.
Seçim sonucunda Oya Narin, oy birliğiyle yeniden başkanlığa seçildi. 14 kişilik yeni Yönetim Kurulu ise şu isimlerden oluştu: Ali Güreli, Naile Göçen Çukurova, Şerife Ercantürk, Mehmet Tevfik Nane, Hediye Güral Gür, Kaan Kavaloğlu, Banu Dedeman, Pelin Akın Özalp, Saim Emre Doruk, Ahmet Mete Vardar, Ömer Tosun, Mehmet Erdoğan, Mehmet Göçen ve Ayla Heyfegil.
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerine Hediye Güral Gür, Ali Güreli, Naile Göçen Çukurova ve Mehmet Tevfik Nane getirildi. 9 kişilik Yedek Yönetim Kurulu ise Aslı Çetinceviz, Ece Gürçay, Leyla Öner Günçavdı, Alper Aksoy, Ziya Alper Önder, Kasım Zoto, Erdem Tavas, Zeynep Silahtaroğlu ve Koza Yazgan’dan oluştu.
“Turizmin ‘stratejik sektör’ olarak tanımlanması önemli bir dönüm noktası”
TTYD Başkanı Oya Narin, Genel Kurul konuşmasında derneğin geçmiş dönemdeki faaliyetlerini değerlendirerek, sektörün ülke ekonomisine sağladığı katkıya dikkat çekti. Türkiye turizminin küresel ölçekte güçlü bir konuma ulaştığını belirten Narin, sektörün istihdam, döviz girdisi ve yerel kalkınmadaki rolünün altını çizdi.
“2024 yılı, Türkiye turizmi açısından son derece önemli bir yıl oldu. Ülkemiz 62,2 milyon ziyaretçi ağırlayarak 60,5 milyar dolar gelir elde etti. Bu performansla, dünyada turist sayısında 5’inci, turizm gelirlerinde ise 7’nci sıradaki yerimizi koruduk. Küresel ölçekte artan rekabet ortamında bu tabloyu, sektörümüzün dayanıklılığı ve dinamizminin bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz.
Bugün turizm, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Cari açığın kapatılmasına ise net 56,3 milyar dolarlık katkı sunuyor. Orta Vadeli Program'da önümüzdeki üç yıl için sırasıyla 64, 69 ve 74 milyar dolarlık turizm geliri hedeflenmiş durumda. Bu hedefler, sektörümüzün makroekonomik rolünün altını bir kez daha çiziyor” dedi.
“Cumhurbaşkanımızın turizmi ‘stratejik sektör’ olarak tanımlaması turizm vizyonun en güçlü dayanak noktasıdır” diyerek sektör adına şükranlarını sunan Oya Narin, TTYD’nin 2033 yılında yıllık 135 milyar dolar turizm geliri hedefine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Türkiye’nin dünya turizmindeki başarsını kalıcı kılmak ve yeni küresel dinamiklere uyum sağlayabilmek için artık yeni bir sıçramaya ihtiyacımız var. Biz, TTYD olarak bu yeni dönemi turizmde ‘üçüncü kalkınma hamlesi’ olarak tanımlıyor ve buna uygun bir vizyonla yolumuza devam ediyoruz. Bu vizyonun hayata geçebilmesi için dönüşümün, güçlü finansal enstrümanlar, yenilikçi yatırım modelleri ve uzun vadeli bir stratejiyle yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Özellikle krediye erişim alanında yaşanan daralma, sektörde büyüme ve dönüşümü zorlaştırıyor. Turizmin rekabetçi konumunu koruyabilmek için işletme sermayesinin desteklenmesi ve yatırımlar için finansal olanakların güçlendirilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyoruz.
Bugün, Suudi Arabistan’ın turizm sektörü için 800 milyar dolarlık bütçe ayırması, 460 kilometrelik sahil şeridine yönelik dev projeleri ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Mısır gibi ülkelere yönelen sermayesi, küresel ölçekte turizmde rekabetin ne denli sertleştiğini ortaya koyuyor. Turizmin devlet ölçeğinde kalkınma stratejilerinin merkezine yerleştirildiği bu yeni denklemde, Türkiye’nin mevcut konumunu koruyabilmesi ve daha da ileri taşıyabilmesi için yeni bir vizyonun şart olduğuna inanıyoruz. 2020’de yayımladığımız Turizmde Dönüşüm Senaryoları raporunda çizdiğimiz yol haritası, bugün hâlâ geçerliliğini ve önemini koruyor. Türkiye’nin 135 milyar dolarlık gelir hedefine ulaşabilmesi; turizmin 12 aya ve ülke geneline yayılması, uzun süreli konaklamaya uygun rezidans modelleriyle fiziki dönüşüm sağlanması, markalaşma temelli yatırımların teşvik edilmesi ve sağlık ile üçüncü yaş gibi özel ilgi alanlarına stratejik yönelimle mümkün olabilir. Bu dönüşüm sayesinde, Türkiye hem turizm gelirlerinde hem de yatırım çekme kapasitesinde yeni bir eşiğe ulaşacaktır.
Turizmde önümüzdeki dönem öncelikli alanlar
Bugün ülkemizin toplam yatak kapasitesi 2 milyonun üzerindedir. Ancak bu kapasitenin yalnızca 157 bini markalı tesislerden oluşmakta; bunun 89 bini yerli, 68 bini ise yabancı markalara aittir. Bu tablo, markalaşma açısından halen önemli bir gelişim alanı bulunduğunu ortaya koyuyor.
Markalaşma, hizmet kalitesinden küresel rekabet gücüne kadar pek çok başlıkta turizmin katma değerini artıran en önemli unsurlardan biri. Bu alanda, uluslararası markaların sektöre kazandırdığı deneyim ve standartlar elbette değerli. Aynı zamanda, Türkiye’nin turizmdeki birikimini yansıtan ve özgün hizmet anlayışıyla öne çıkan yerli markalarımızın da güçlenerek büyümesi büyük önem taşıyor. Türkiye gibi turizmde öncü bir ülkede, bu iki yapının birbirini tamamlayacak şekilde gelişmesi gerektiğine inanıyoruz.
Yerli markalarımızın hem içeride güçlenmesini hem de küresel ölçekte daha görünür hale gelmesini destekleyecek politika ve teşvik mekanizmalarının, sektörümüzün uzun vadeli rekabetçiliği açısından kritik olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda, turizm sektörüne de üretim ve sanayi alanlarında uygulanan ihracat odaklı destek modellerine benzer yapısal mekanizmaların hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu vizyon doğrultusunda, yatırım alanlarını çeşitlendirerek turizmin tüm yıla yayılmasını sağlamak da önümüzdeki dönemin öncelikli gündem başlıkları arasında yer alıyor. Yüksek katma değerli segmentlerin - özellikle sağlık, wellness ve tematik turizm alanlarının - daha güçlü biçimde desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemizin güçlü sağlık altyapısı, termal kaynakları ve coğrafi avantajları bu alanda önemli bir potansiyel sunmaktadır.
Yerli turist hareketliliği sektörün ana damarlarından biri olmaya adaydır
Turizmde sürdürülebilirliği güçlendiren bir diğer unsur da iç turizmdir. Yerli turist hareketliliği, bugün artık yalnızca bir yan unsur değil; sektörün ana damarlarından biri olmaya adaydır. 2023’te 61,5 milyon seyahat ve 8,8 milyar Euro harcamayla ulaşılan hacim, 2024’ün ilk 9 ayında daha da artmış; seyahat sayısı %9 oranında artarak 67 milyona, harcamalar da 12,8 milyar Euro’ya ulaşmıştır. Özellikle termal ve jeotermal bölgeler, kültürel festivaller ve doğa odaklı destinasyonlar iç pazar için güçlü bir potansiyel oluşturmaktadır.
Biz de iç turizmi, sektörün dayanıklılığını artıran ve toplumsal faydayı büyüten bir alan olarak değerlendiriyoruz. TTYD, artık yalnızca bir temsil kuruluşu değil; aynı zamanda bir fikir üretim merkezi, bir düşünce platformu konumunda bulunuyor. TTYD olarak, kamu-özel sektör iş birliği kapsamında birlikte çalışmaya devam ederek, turizmde ileriye dönük nice başarılara daha imza atacağımıza gönülden inanıyorum. TTYD 22. Olağan Genel Kurulu’na katılım gösteren tüm üyelerimize ve katkı sunan paydaşlarımıza gönülden teşekkür eder, yeni dönemin ülkemiz ve sektörümüz için hayırlı olmasını dileriz.”
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.