Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Motorlu araçlara kıyasla %70 daha az sera gazı emisyonu salımı yapan bisiklet sektöründeki uluslararası rekabet yeni işbirlikleriyle körükleniyor. Türkiye'nin sanayi ve gelişim odaklı yatırımlarıyla öne çıkan Nahita Holding, önemli bir satın alma hamlesine imza attığını duyurdu. 30 yıldır faaliyet gösterdiği çeşitli sektörlerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmayı misyon edinen holding, global bisiklet üreticisi Accell Group'un Türkiye operasyonlarını devralarak iş dünyasındaki gücünü pekiştirdi.
Nahita Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Temurtaş, konuyla dair şu açıklamada bulundu: "Bisan markamızla başladığımız bisiklet yolculuğunu, şimdi Accell Türkiye ile taçlandırıyoruz. Avrupa'nın en önemli bisiklet üreticilerinden biri ile işbirliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bu ortaklıkla birlikte hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz" dedi.
"Yenilikçi ve çevre dostu ulaşım çözümleri sunmayı sürdüreceğiz"
Bu ortaklıkla Türkiye'yi bisiklet üretiminde bir merkez haline getirme hedefleri doğrultusunda önemli bir adım attıklarını aktaran Nahita Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Temurtaş, "Türkiye'yi bisiklet üretiminde bir merkez haline getirme hedefimiz doğrultusunda önemli bir adım attık. Accell Group'un Türkiye operasyonlarını devralarak sektördeki gücümüzü daha da pekiştirdik. Gelecek dönemde katma değeri yüksek, yenilikçi ve çevre dostu ulaşım çözümleri sunmayı sürdüreceğiz. Bu stratejik adımın Türkiye'de bisiklet üretimi ve AR-GE alanlarında yeni yatırımların önünü açacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu.
"Üç kuşaktır devam eden yönetim anlayışımızla büyüyoruz"
Nahita Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Temurtaş sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Çevreye ve insana duyarlı, sağlıklı ve mutlu nesillerin yetişmesine katkıda bulunmayı önemsiyoruz. Yenilikçi yaklaşımımızla ürün ve hizmet kalitemizi sürekli geliştiriyoruz. Yaptığımız bu yatırım ile ülke ekonomimizin lokomotiflerinden biri olmaya devam ediyoruz. Üç kuşaktır devam eden yönetim anlayışımızla Türkiye'de ve dünyada faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde büyümeye, inovasyonun önünü açmaya ve topluma fayda sunmayı sürdüreceğiz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Nahita Holding, önemli bir satın alma hamlesine imza attığını duyurdu. 30 yıldır faaliyet gösterdiği çeşitli sektörlerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmayı misyon edinen holding, global bisiklet üreticisi Accell Group’un Türkiye operasyonlarını devralarak iş dünyasındaki gücünü pekiştirdi.

Nahita Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Temurtaş, konuyla dair şu açıklamada bulundu: “Bisan markamızla başladığımız bisiklet yolculuğunu, şimdi Accell Türkiye ile taçlandırıyoruz. Avrupa’nın en önemli bisiklet üreticilerinden biri ile işbirliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bu ortaklıkla birlikte hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.

”Yenilikçi ve çevre dostu ulaşım çözümleri sunmayı sürdüreceğiz”

Bu ortaklıkla Türkiye’yi bisiklet üretiminde bir merkez haline getirme hedefleri doğrultusunda önemli bir adım attıklarını aktaran Nahita Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Temurtaş, “Türkiye’yi bisiklet üretiminde bir merkez haline getirme hedefimiz doğrultusunda önemli bir adım attık. Accell Group’un Türkiye operasyonlarını devralarak sektördeki gücümüzü daha da pekiştirdik. Gelecek dönemde katma değeri yüksek, yenilikçi ve çevre dostu ulaşım çözümleri sunmayı sürdüreceğiz. Bu stratejik adımın Türkiye’de bisiklet üretimi ve AR-GE alanlarında yeni yatırımların önünü açacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

“Üç kuşaktır devam eden yönetim anlayışımızla büyüyoruz”

Nahita Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Temurtaş sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Çevreye ve insana duyarlı, sağlıklı ve mutlu nesillerin yetişmesine katkıda bulunmayı önemsiyoruz. Yenilikçi yaklaşımımızla ürün ve hizmet kalitemizi sürekli geliştiriyoruz. Yaptığımız bu yatırım ile ülke ekonomimizin lokomotiflerinden biri olmaya devam ediyoruz. Üç kuşaktır devam eden yönetim anlayışımızla Türkiye’de ve dünyada faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde büyümeye, inovasyonun önünü açmaya ve topluma fayda sunmayı sürdüreceğiz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

ARTCOOL Gallery satışa sunuldu.

Hem enerji verimliliği hem de üstün hava konforu sağlayan bu özel model, ahşap çerçeveli 27 inç FHD LCD ekranı ile kullanıcılarına sıradan bir klimadan çok daha fazlasını, adeta bir sanat eseri görünümünü vadediyor.

LG Electronics’in (LG) son teknolojiyle geliştirdiği yeni nesil ARTCOOL Gallery, bulunduğu ortama sadece fiziksel değil, görsel anlamda da yenilik katıyor. 27 inçlik Full HD ekranı, kullanıcıların diledikleri herhangi bir görseli ya da sanat eserini sergileyerek cihazı kişisel bir tabloya dönüştürüyor. LG ThinQ uygulaması sayesinde kullanıcılar, ister mevsime uygun atmosfer yaratabiliyor, ister telefonlarından en sevdikleri fotoğrafları cihaz ekranına göndererek kendilerine özel bir dijital galeri oluşturabiliyor. Üstelik, akıllı telefon yansıtma özelliği ile telefon ekranınızı klimaya aktarıp daha büyük ekranda içeriklerin keyfini çıkarmaları da mümkün oluyor.



Bu şık cihaz, DUAL Inverter Compressor™ ve 3 yönlü dolaylı hava akışı sayesinde de, hem enerji verimliliğini hem de konforu bir arada sunuyor.

Evin Duvarında Asılı Sanat Eseri: ARTCOOL Gallery

Zarif çerçevesiyle görenlerin bir tablo sandığı ileri teknolojiye sahip bir klima modeli olan ARTCOOL Gallery’nin parlak LCD ekranı sayesinde, kullanıcılar ister aile fotoğraflarını, ister LG’nin sunduğu statik ya da animasyonlu sanat görsellerini seçerek mekanlarına her gün farklı bir atmosfer kazandırabiliyor. LG ThinQ uygulaması ya da akıllı kumandasıyla cihazın kontrolü de oldukça pratik. Kullanıcılar diledikleri yerden cihazın durumunu izleyebiliyor, ayarlarını kolayca yönetebiliyorlar.

Yüksek Verimlilik, Düşük Tüketim
Yeni ARTCOOL Gallery, LG’nin DUAL Inverter Compressor teknolojisi sayesinde geleneksel klimalara kıyasla yüzde 70’e varan enerji tasarrufu sağlıyor. 3 yönlü dolaylı hava akışı, mekâna göre en uygun serinlik dağılımını sağlarken, yalnızca 20 desibel seviyesindeki sessiz çalışma modu, huzurlu bir uyku ortamı sunuyor. Uyku moduna geçildiğinde gizli alt kanat kapanarak gece boyunca maksimum konfor sağlanıyor.

Kullanımı Kolay, Temizliği Pratik
Yeni model, hijyen ve kullanıcı kolaylığını da ihmal etmiyor. AI Dry™ (Yapay Zekâ Destekli Kurutma) özelliği, çalıştırma süresi ve seçilen moda göre cihazın içindeki nemi otomatik olarak tahliye ediyor. Auto Clean+ fonksiyonu ise klima kapandıktan sonra ortamda nem algılandığında devreye giriyor ve 10 ila 60 dakika arasında hava üfleyerek içerideki nemi tamamen ortadan kaldırıyor. Ayrıca, kullanıcılar Freeze Cleaning modu sayesinde cihazın ulaşılması zor iç bölümlerinde biriken toz ve kirleticileri, buz çözme yoluyla kolayca temizleyebiliyor. Bu sayede kötü kokuların ve zararlı bakterilerin önüne geçiliyor.
Cihazın alt ızgarası kolayca çıkarılıp temizlenebiliyor ve montajı kolaylaştıran özel kapağı sayesinde kurulum süreci son derece pratik hale geliyor.
LG ARTCOOL Gallery ile yaşam alanlarında sadece serinlik değil, aynı zamanda kişisel bir sanat deneyimi de kullanıcıları bekliyor. Daha fazla bilgi ve ürünü yakından incelemek için: https://www.lg.com/tr/klima/split-klima/a12ga2/

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Edge Grup, hava, kara, deniz, elektronik harp ve güvenli iletişim alanlarında çığır açıcı çözümlerden oluşan bir portföy sergileyecek.

Dünyanın önde gelen ileri teknoloji ve savunma gruplarından biri olan EDGE, rekabetçi, çok alanlı sistem ve çözümlerini İstanbul’da düzenlenecek Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı 2025'te (IDEF 2025) tanıtacak. İki yılda bir düzenlenen ve bu yıl 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilecek olan etkinlik, EDGE'in küresel güvenlik alanındaki modernizasyon gerekliliklerine ilişkin derin anlayışını sergilemesine ve kilit pazarlardaki genişleyen savunma ortak ağını güçlendirmesine zemin hazırlayacak.

EDGE Uluslararası İşlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Miles Chambers şunları söyledi: "Konvansiyonel ve asimetrik harekât alanları gelişiyor ve misyonumuz, bir ulusun egemenliğini güvence altına almada tercih edilen ortak olmak. IDEF 2025'te, benzersiz modernizasyon zorluklarıyla mücadele eden silahlı kuvvetlere ve güvenlik kuruluşlarına en son teknolojiyi sunabilecek bir konumundayız. Ayrıca, IDEF'e ilk katılımımız EDGE için önemli çünkü BAE ve Türkiye arasında anlamlı bir iş birliğinin önünü açmaya devam ediyor. Türkiye'nin en önemli savunma fuarında iş birliği fırsatlarından yararlanmayı ve karşılıklı fayda sağlayan ortaklıklar kurmayı dört gözle bekliyoruz."

EDGE, hassas akıllı silahlar, kapsamlı bir hava savunma füze sistemi, sektör lideri deniz platformları, görevde kendini kanıtlamış otonom döner kanatlı hava araçları, elektronik harp sistemleri, güvenli iletişim çözümleri ve kritik patlayıcı mühimmatlar da dahil olmak üzere geniş bir yelpazede gelişmiş sistem ve çözümler sunacak.

Fuarda sergilenen hassas akıllı silahlar arasında DESERT STING güdümlü süzülme silahları serisi, uygun maliyetli THUNDER ve RASH hassas güdümlü mühimmat (PGM'ler) aileleri, son derece modüler AL TARIQ uzun menzilli PGM, deniz yüzeyinden yüzeye MANSUP gemi savar füzesi ve SHADOW dolaşma mühimmatı serisi yer alıyor.

Kıyı ve açık deniz koruma alanında en son yetenekleri arayan deniz kuvvetleri için EDGE, 160 ITEP kıyı taktik ve angajman platformunu, isteğe bağlı olarak insansız 170 M-DETECTOR'ı, son teknoloji ürünü FALAJ 3 devriye gemisini ve sağlam FA-400 açık deniz devriye gemisini sergileyecek.

Taktik kara ve deniz istihbarat, gözetleme ve keşif ihtiyaçlarının anlaşılması amacıyla EDGE, çok yönlü ve güvenilir HT-100 insansız helikopterini de tanıtacak.

Gelişen hava tehditlerinin küresel bağlamda öne çıkan kritik gereksinimlerinden biri, gelişmiş hava savunma ve insansız hava araçlarına (İHA) karşı koyma kabiliyetleridir. Bu ihtiyaca yanıt olarak EDGE, doygunluk saldırıları da dahil olmak üzere çok çeşitli tehditlere karşı koymak üzere tasarlanmış, hızla konuşlandırılabilen SKYKNIGHT iç katman hava savunma füze sistemini ve sabit veya mobil kara tabanlı bir sistem olarak gelişmiş karıştırma ve aldatma kabiliyetlerine sahip SKYSHIELD C-UAS çözümünü sergileyecek. Hassas müdahalenin hassas tespit gerektirdiğinin bilincinde olan EDGE, sürekli gözetleme, izleme ve otomatik sınıflandırma kabiliyetleri sunan TAWAQ-S ve TAWAQ-X kara tabanlı 3B gözetleme radarlarını da fuarda sergileyecek.

Elektromanyetik spektrumda üstünlük ve gelişmiş durumsal farkındalık için EDGE, GPS PROTECT anti-jamming sistemini, BORDERSHIELD otonom gözetleme sistemini, kara ve deniz tabanlı MIRSAD-X çok spektral elektro-optik görüntüleyiciyi ve insansız hava araçları (İHA) ve insansız kara araçları için tasarlanmış kompakt, hafif elektro-optik sistemler KASHIF 600 ve KASHIF 700'ü sergiliyor.

En son veri koruma yeteneklerine ihtiyaç duyan kuruluşlar, EDGE'in diğer gelişmiş siber savunma çözümlerinin yanı sıra KATIM GATEWAY veri şifreleme platformunu da fuarın ilgi çekici ürünleri arasında.

Göreve hazır olma ve yeterli mühimmat stokunu sağlama arayışında olan silahlı kuvvetler için EDGE, öldürücü olmayan el bombaları, 40 mm bombaatar mühimmatı, 60 mm, 81 mm ve 120 mm havan mühimmatı ve 155 mm top mermisi dahil olmak üzere en son mühimmat ve piyade sistemleri yelpazesini sergileyecek.

EDGE'in IDEF 2025'teki ilk gösterimi, Türkiye Cumhuriyeti savunma sanayisiyle büyüyen iş birliğinin en son örneğidir. 2023 yılında Türkiye'nin önde gelen savunma şirketleriyle iş ve ticaret ilişkilerini kolaylaştırmak amacıyla MALATH'ı kuran EDGE, akıllı silahlar alanında ortak geliştirme fırsatlarının araştırılması, hava mühimmatlarının üretim ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesi, siber güvenlik sektöründe ortak bir pazara giriş stratejisinin geliştirilmesi ve uygulanması ve EDGE'in güdümlü mühimmat ve yüklerinin gelişmiş Türk İHA'larına entegre edilmesi gibi önemli stratejik anlaşmalara imza atmıştı.

IDEF 2025 ziyaretçileri EDGE'in zengin portföyünü 7. salon, 7-B01A numaralı stantta inceleyebilirler.

EDGE Hakkında

Kasım 2019'da başlatılan BAE'nin EDGE'i, savunma ve ötesinde çevik, cesur ve çığır açıcı çözümler geliştirmek ve değişim ve dönüşüm için bir katalizör olmak üzere kurulan dünyanın önde gelen ileri teknoloji gruplarından biridir. Şirket kendin daha yüksek hız ve verimlilikle çığır açan yenilikleri, ürünleri ve hizmetleri pazara sunmaya, BAE'yi geleceğin endüstrileri için önde gelen bir küresel merkez olarak konumlandırmaya ve sektörde gelecek nesil yüksek vasıflı yeteneklerin gelişmesi için net yollar yaratmaya adamıştır.

EDGE, 4IR teknolojilerinin benimsenmesine odaklanarak, küresel ihracat ve ulusal güvenliğin korunması için egemen yeteneklerin geliştirilmesini yönlendiriyor, ön saflardaki operatörler ve uluslararası ortaklarla çalışıyor ve otonom yetenekler, siber-fiziksel sistemler, gelişmiş tahrik sistemleri, robotik ve akıllı malzemeler gibi ileri teknolojileri benimsemektedir. EDGE, müşterilerinin özel gereksinimlerine göre uyarlanmış, çığır açıcı çözümler geliştirmek amacıyla Ar-Ge, gelişen teknolojiler, dijital dönüşüm ve ticari pazar yeniliklerini askeri yeteneklerle bir araya getirmektedir. Merkezi BAE'nin başkenti Abu Dabi'de bulunan EDGE, 35'ten fazla kuruluşu altı temel kümede bir araya getirmektedir: Platformlar ve Sistemler, Füzeler ve Silahlar, Uzay ve Siber Teknolojiler, Ticaret ve Görev Desteği, Teknoloji ve İnovasyon ve İç Güvenlik.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin yeni nesil internet operatörü TurkNet, küresel oyun ekosisteminin en büyük oyuncularından biri olan Tencent Games ile iş birliği anlaşmasına imza attı. Bu ortaklık ile TurkNetli oyun tutkunları global rakipleriyle aynı altyapı koşullarında ve eşit şartlarda mücadele edebilecek.

 

Sunduğu yüksek hız ve düşük pingli internet deneyimiyle oyun severlerin tercihi olan TurkNet, dünya çapında milyonlarca oyuncusu bulunan ve PUBG Mobile, Honor of Kings, Call of Duty Mobile gibi popüler oyunları yaratan Tencent Games iş birliği ile Türkiye’deki oyun severleri çok daha kesinti pürüzsüz bir oyun deneyimi ile buluşturuyor.

 

Tencent ile kurulan doğrudan bağlantı anlaşması sayesinde TurkNet kullanıcıları, Tencent altyapılı oyunlara daha düşük ping ve daha yüksek bağlantı kararlılığıyla erişebilecek. Böylece TurkNetli oyun tutkunlarının, hem oyun performansı artacak hem de güncellemeler ve içeriklere erişimi hızlanmış olacak.

TurkNet’in, Türkiye’yi dijitalleşme, oyun ve medya içeriklerinde bir merkez haline getirme vizyonuyla global teknoloji devleriyle doğrudan bağlantı anlaşmaları da bulunuyor.

 

TurkNet Steam ve nPerf listelerinde sabit internet pazarında yine zirvede

Diğer yandan, dünyanın en büyük dijital oyun platformu Steam, Türkiye’nin sabit internet pazarında en hızlı internet servis sağlayıcılarını açıkladı. Türkiye genelinde ortalama indirme hızı 45.1 Mbps iken TurkNet 81.8 Mbps ortalama hızla Steam’de bir kez daha ilk sırada yer almayı başardı.

 

TurkNet, global anlamda hem mobil hem sabit ağ operatörleri için kapsamlı ağ testi çözümleri ve analizleri sağlayan nPerf tarafından hazırlanan analizde de 2025'te Türkiye'nin sabit internet pazarında çoğu kategoride lider konumda yer aldı. TurkNet; 165 Mbps ile “En Hızlı İndirme”, 123.7 Mbps ile “En İyi Yükleme”, 17,1 ms ile “En Düşük Gecikme Süresi” ve %75,1 ile “En İyi Tarama Deneyimi” kategorilerinde performansıyla ve liderliğiyle dikkat çekti.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Teknoloji yatırımlarını sürdürülebilir gelecek temelinde de şekillendirmeye devam eden Fibabanka, kurum içi girişimi c0mmited ile Bodrum’daki otellerde karbon nötr konaklama hizmeti sunulması için Bodrum Otelciler Derneği (BODER) ile CARBONKEY projesine imza atmıştı. Bölge ekolojisini destekleyecek ilk karbon nötr turizm projesi, Bodrum’daki otellerde kullanılmaya başladı.

Geleceğin teknolojilerine ilişkin çalışmalarıyla yenilikçi ürün ve hizmetler hayata geçiren Fibabanka, kurum içi girişimi c0mmited ile çevresel sürdürülebilirliğe katkı için de çözümler geliştirmeye devam ediyor. Daha önce Bodrum Otelciler Derneği (BODER) ile ilk karbon nötr turizm projesi olan CARBONKEY’e imza atan c0mmited’ın çözümü, Bodrum’daki anlaşma yapılan otellerde kullanılmaya başlandı.

Anlaşma kapsamında Fibabanka altyapısıyla Bodrum’daki otellerde karbon nötr konaklama hizmeti sunuluyor. Ayrıca, Bodrum’daki karbon önleme/azaltma projelerine kaynak aktarılarak turizmin bölge ekolojisine uyguladığı baskının azaltılması hedefleniyor.

CARBONKEY’in sağladığı çözümle; konaklama sırasında ortaya çıkan her kg CO², uluslararası sertifikalı karbon kredileriyle dengeleniyor. Misafirler, konaklamaları sonrasında dijital sertifikalarını alarak bireysel çevresel ayak izlerini görebiliyor. BODER üyesi tüm oteller, yıllık dengeleme verilerini sürdürülebilirlik raporlarında kamuoyu ile paylaşıyor.

CARBONKEY pilot uygulamasının ilk katılımcıları olarak ‘karbon nötr’ odalar sunmaya başlayanlar arasında Akana Hotel & Suites, Xanadu Island Hotel, Duja Bodrum, Arın Resort & Spa, VeryChic, Mivara Luxury Resort & Spa, La Blanche Hotel Bodrum, Rammos Hotel bulunuyor. 2026 yılına kadar tüm BODER üyesi otellerin projede yer alması planlanıyor.

Fibabanka Hakkında:

2010 yılından bu yana Fiba Grubu bünyesinde yer alan Fibabanka, teknoloji yatırımları ve inovasyon odaklı yaklaşımı ile geleceğin bankacılık hizmetlerini sunan bir teknoloji şirketi olarak konumlanmaktadır. Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı Servis Modeli Bankacılığı alt yapısını geliştiren, Ekosistem ve Platform Bankacılığını en yaygın uygulayan banka olan Fibabanka; alışılagelen bankacılık modellerini, sunduğu uçtan uca dijital ve mükemmel müşteri deneyimine dönüştürerek farklılaştırmaktadır. Hızlı ve kolay bankacılık çözümlerini Fibabanka Mobil ile müşterilerine ulaştıran Banka, onların bulunduğu her yerde ve her anda yanlarında olarak hayatlarına değer katmaktadır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yalıtım sektöründe global bir marka olma vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren ODE Yalıtım, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) her yıl gerçekleştirdiği ve şirketlerin üretimden satışlara göre değerlendirildiği İSO Türkiye'nin İkinci Büyük Sanayi Kuruluşu 2025 listesinde yerini aldı.

Türkiye'nin yüzde 100 yerli sermayeli en büyük yalıtım şirketi ODE Yalıtım, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan “İSO Türkiye'nin İkinci Büyük Sanayi Kuruluşu 2025” sıralamasına bir kez daha girdi.

ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “İSO İkinci 500 listesinde bu yıl da yer alıyor olmak, ODE Yalıtım olarak izlediğimiz stratejik yol haritasının ve ekiplerimizin özverili çalışmalarının bir göstergesi. Kaliteye, inovasyona ve müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemle, hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarında sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. İSO gibi saygın araştırmalarda yer almak, yalnızca operasyonel başarımızı değil, aynı zamanda sektörümüzün gelişimine sağladığımız katkıyı da ortaya koyuyor. Bu başarıda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve bize güvenen paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”

İnovatif ürün gamı, Ar-Ge odaklı üretim anlayışı ve çevre dostu çözümleriyle sektörüne öncülük eden ODE Yalıtım, Türkiye ekonomisine katma değer yaratmaya devam ediyor.
 
İlgili Kişi:?
Ceren Şahin??
[email protected]??
0531 031 87 14??
?
ODE Yalıtım Hakkında?
1985 yılında taahhüt faaliyetleriyle ticaret hayatına başlayan ve 1996 yılında üretici kimliğine kavuşarak, yapı ve teknik yalıtım olmak üzere 2 ana kategoride üretim yapan ODE Yalıtım, bugün 8 modern üretim tesisi, 4 binden fazla ürün çeşidi ve uzman çalışma arkadaşlarıyla yalıtım sektörünün en büyük üreticileri arasında yer alıyor. 2022 ve 2023 yıllarında İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından düzenlenen İhracatın Liderleri Ödül Töreni'nde “Yalıtım Malzemeleri İhracatı” kategorisinde birincilik ödülünün sahibi olan ODE Yalıtım, ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Geleceğe hazırlanan, sürekli kendini geliştiren ve yeniliklere açık, çevre ve topluma karşı sorumluluk sahibi yeteneklerle global bir marka olma vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren ODE Yalıtım'ın, çevre ve enerji dostu sürdürülebilir ürünleri, 6 kıtada, 80'in üzerinde ülkede tercih ediliyor. Türkiye'de yalıtım sektöründe “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu‘nu yayınlayan ilk firma olan ODE Yalıtım, aynı zamanda kamuoyunda yalıtım ve enerji verimliliği bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Çorlu ve Eskişehir tesislerinde ürettiği ısı, su, ses ve yangın yalıtım ürünlerine tüm pazarlarda geçerli, uluslararası onaylı ve Avrupa standartlarıyla uyumlu Çevresel Ürün Beyanı (Environmental Product Declaration - EPD) belgesi alan ilk firma olma özelliğini taşıyor
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), 2025 yılı itibarıyla sayısı 411’e ulaşan yerli yapay zeka girişimiyle büyüyen ekosistemin nabzını bu yıl sekizincisini düzenlediği çalıştayda tuttu. Çalıştayda ele alınan stratejik başlıkların aktarıldığı raporda, yapay zekanın ekonomik etkisi, girişimcilik ekosistemi, istihdam, etik ve Agentic AI (Yapay zeka ajanları) ele alındı. Yapay zekanın Türkiye ekonomisine yıllık %1’e yakın katkı sunabileceği ve yalnızca kamu alanında 4-5 milyar dolarlık tasarruf potansiyeli taşıdığı belirtilen raporda; mevcut durum, öncelikler ve çözüm önerileri kapsamlı şekilde ele alındı.

Yapay zeka alanında farkındalığı artırmak ve ekosistem paydaşları arasında iş birliklerini güçlendirmek amacıyla çalışmalarını sürdüren Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), düzenlediği sekizinci yıl çalıştayının raporunu kamuoyuyla paylaştı. Yapay zekanın Türkiye ekonomisine yıllık yaklaşık %1 katkı sunabileceği, yalnızca kamu sektöründe üretilecek çözümlerle 4 ila 5 milyar dolar arasında tasarruf sağlanabileceği ise raporun dikkat çeken başlıkları arasında yer aldı. 411 yerli yapay zeka girişiminin faaliyet gösterdiği ekosistemde, bu girişimlerin potansiyel toplam değerlemesinin ise 2 ile 4 milyar dolar arasında olduğu belirtildi.

TRAI 8. Yıl Çalıştayı Raporu’ndan öne çıkan başlıklar:

YZ ile kamu hizmetlerinde 5 milyar dolarlık tasarruf mümkün

Yapay zekanın ekonomik etkisi, sadece özel sektörü değil, kamu hizmetlerini de dönüştürüyor. Akıllı yatırımlar sayesinde GSYİH’ye %1-2 oranında yıllık katkı sağlanabilirken, e-Devlet, e-Nabız gibi uygulamaların YZ ile güçlendirilmesi, sağlık, vergi ve denetim alanlarında milyarlarca dolarlık verimlilik potansiyeli yaratıyor.

Türkiye’de YZ girişimleri potansiyel unicorn ama oyun alanı küçük

411 aktif YZ girişiminin bulunduğu Türkiye'de ölçeklenme, yatırım bulma ve globalleşme hala büyük engel. Girişimlerin büyümesi için kamu alım sistemlerinin revize edilmesi, veri paylaşım modellerinin netleştirilmesi ve düzenleyici sistemlerin kurulması gerektiği vurgulanıyor.

Yeni iş arkadaşınız bir yapay zeka ajan olabilir!

“Agentic AI” yani otonom yapay zeka sistemleri, karar alma ve uygulama süreçlerinde insan yerini alan yazılım mimarileriyle iş dünyasında yeni bir çağ başlatıyor. Türkiye bu alanda “erken keşif” aşamasında olsa da, bu teknolojinin gelecek 3 yıl içinde kurumsal hayatı şekillendirmesi bekleniyor.

YZ işleri bitirmiyor, yeniden tanımlıyor: Yeni meslekler yolda

Rutin görevler otomasyona devredilirken, insan odaklı yetenekler, örneğin; analitik düşünme, yaratıcılık, empati gibi, daha değerli hale geliyor. Başarılı ülkeler, sadece teknoloji yatırımı değil, iş gücünün yeniden becerilendirilmesi (reskilling) ve desteklenmesi konularında da ilerleme kaydediyor. Türkiye için bu dönüşüm, eğitimden sosyal güvenliğe kadar kapsamlı bir planlama gerektiriyor.

 

 

Yapay zeka güvenli değilse, güçlü de değildir

Rapor, güvenilir yapay zekanın ancak etik tasarım, şeffaf yönetişim ve paydaş katılımı ile mümkün olduğunu vurguluyor. Ulusal bir etik çerçevenin oluşturulması da öneriler arasında.

Çalıştay Anketinden Öne Çıkanlar

Çalıştaya katılan 134 ekosistem paydaşının katılım sağladığı anketin sonuçları ise şu şekilde:

Verimlilik odaklı beklenti: Katılımcıların 1 numaralı beklentisi açık ara “verimlilik artışı”. Yapay zekaya bir “tasarruf aracı” değil, iş süreçlerini daha akıllıca yürütme ve yeni değer üretme aracı olarak bakılıyor.
Olgunluk seviyesi “işlevsel”: Şirketlerin büyük kısmı yapay zeka olgunluğunu “işlevsel” düzeyde tanımlıyor. Yani teknolojinin artık “deneme” değil, “sonuç” üreten bir faza geçtiği görülüyor. Ancak hala öncülük konusunda eksikler var.
Güven sorunu öne çıkıyor: “Yapay zeka ile ilgili en büyük endişeniz nedir?” sorusuna en çok verilen yanıtlar “dezenformasyon” ve “manipülasyon” oldu. Bu, teknik risklerden ziyade sosyal ve etik risklerin öne çıktığını gösteriyor.
Yeni teknoloji radarda: Üretken yapay zeka araçları (ChatGPT, Gemini, CoPilot vb.) yaygın olarak kullanılıyor. Ancak Agentic AI - yani otonom yapay zeka ajanları - henüz sınırlı ölçekte devrede. Katılımcılar bu teknolojiyi "bir sonraki büyük sıçrama" olarak görüyor.
“Ekosistemin büyümesi, birlikte üretim kültürünün benimsenmesiyle mümkün olabilir”

Çalıştay sonrasında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin yapay zeka alanında küresel rekabette yer alabilmesi için stratejik adımların hızla atılması gerektiğini vurgulayan TRAI Genel Müdürü Can Sinemli, “Bugün elimizde ciddi bir potansiyel olsa da bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için hem koordinasyon hem de uygulama kapasitesini güçlendirmemiz şart. Girişimlerden kamuya, akademiden yatırımcılara kadar herkesin aynı hedefe odaklandığı bir yapıya ihtiyaç var. Özellikle insan kaynağı gelişimi ve uygulamaya dönük projelerin artması, bu sürecin en kritik bileşenleri arasında yer alıyor. Ekosistemin büyümesi ancak birlikte üretim kültürünün benimsenmesiyle mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.

“Etik çerçeve ve düzenleyici yapıların güçlendirilmesi öncelik olmalı”

Yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasının sadece teknik bir dönüşüm değil, aynı zamanda sosyal, hukuki ve etik bir yeniden yapılanma gerektirdiğine dikkat çeken Sinemli, şöyle devam etti: “Gelişen teknolojilerle birlikte yeni risk alanları da doğuyor. Bu nedenle etik ilkelere bağlı, güvenli ve şeffaf yapay zeka sistemleri geliştirmek zorundayız. Toplumun bu dönüşüme duyduğu güveni sağlamak ve sürdürülebilirliği tesis edebilmek için veri hakları, hesap verebilirlik ve adil kullanım gibi başlıklarda net düzenlemelere ihtiyaç var. Mevcut politikaların güncellenmesi ve uygulamada daha kapsayıcı bir denetim mekanizması oluşturulması, Türkiye’nin uluslararası arenada daha güçlü bir yapay zeka oyuncusu olmasını sağlayacaktır.”

 

Raporun tamamına aşağıdaki bağlantıdan ulaşılabilir:

 https://turkiye.ai/wp-content/uploads/2025/06/Trai_8yil_calistayi_raporu.pdf

TRAI Hakkında:

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) Türkiye’de yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemi geliştirmek amacıyla 2017’de kuruldu. Türkiye Yapay Zeka Zirvesi, TRAI Meet-Up, yapay zeka seminerleri ve demo-day gibi yüzlerce etkinlik gerçekleştiren TRAI, kuruluşundan bu yana on binlerce kişiye doğrudan temas etti. TRAI; ekosisteminde yer alan 411 yapay zeka girişiminin akademi, özel sektör ve yatırımcılarla buluşmasına, ortak projeler gerçekleştirmelerine ve yurt dışına açılmalarına yardımcı olmaktadır. (https://turkiye.ai/)

TRAI yapay zeka girişim ekosisteminin bir parçası olmak için https://turkiye.ai/startup-application-form/ adresinden başvurabilirsiniz.