Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bunge Gıda Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında gerçekleştirilen iş birliği kapsamında kurulan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün yeni dönem eğitimlerinin ilki 1 Temmuz tarihinde başladı. Kadın zeytin çiftleri yetiştirme, iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerinin paylaşıldığı eğitimlerin yeni dönemine 23 kadın çiftçi katıldı.

 

Komili’nin ‘Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye’ çatısı altında gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik faaliyetleri kapsamında Bunge Gıda Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğiyle hayata geçen Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün yeni dönem eğitimlerinin ilki 1 Temmuz tarihinde başladı. Kadın zeytin çiftleri yetiştirme, iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerinin paylaşıldığı Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitü’nün Ayvalık Ticaret Odası’nda gerçekleşen yeni dönem eğitimlerine 23 kadın çiftçi katıldı.

 

Haziran 23’te eğitimlerine başlayan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nde 2023 yılı boyunca 127 kadın zeytin çiftçisi eğitim alarak zeytin yetiştiriciliği sertifikasına sahip olurken proje kapsamında beş yılın sonunda en az 600 kadın çiftçiye eğitim verilmesi hedefleniyor.

 

Eğitimler kapsamında ‘Zeytincinin Başucu Rehberi’ kitabı hazırlandı

Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitü’nün düzenlediği ‘Kadın zeytinciler için zeytin yetiştiriciliği, zeytinyağı üretimi ve girişimcilik’ eğitim programına katılan kadın zeytin çiftçilerinin eğitimini desteklemesi için ‘Zeytincinin Başucu Rehberi’ kitabı hazırlandı. Balıkesir Üniversitesi, Edremit Zeytincilik Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Tuba Öncül Abacıgil tarafından derlenen ‘başucu rehberinde’ eğitimlerde verilen bilgilerin güncel veriler ve görsellerle yer alması sağlandı.

 

“Anadolu’nun verimli topraklarını, eğitimli kadın çiftçilerle beslemek istiyoruz”

Zeytinyağı ve yarattığı kültür bu topraklarda ‘Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye’ kurulan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü ile gurur duyduklarını belirten Komili Pazarlama ve Ticari Pazarlama Lideri Dr. Pınar Okay açıklamasında; “Eğitimlerimize kadın çiftçilerimizin gösterdiği ilgiden çok mutluyuz. Komili olarak Anadolu’nun en bereketli topraklarının bin yıllardır en kadim üyesi zeytin ağaçlarımızın ve meyvesinin şifa kaynağı zeytinyağının değerine inanıyoruz. Bu bakış açısı ile eğitimlerine Haziran 23’te başlayan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü ile Anadolu’nun verimli topraklarını eğitimli kadın çiftçilerle beslemek istiyoruz. Biliyoruz ki zeytin çiftçiliği bu topraklarda bin yıllardır yapılıyor. Enstitü ile bizim arzumuz hedefimiz; iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerini daha fazla kadın zeytin çiftçimize öğretmek onları bu yolda yetiştirmek. Eğitimlerimize ilgi gösteren kadın çiftçilerimiz ile hep yanımızda olan tüm eğitmenlerimiz başta olmak üzere doğayı ve biyoçeşitliliği koruyabilmek adına bize katkı sunan değerli bilim ekiplerimize katkıları için teşekkür ediyorum” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyanın lider yetenek şirketi Randstad, 2024 Yetenek Trendleri raporunu yayınladı. Rapora göre önümüzdeki dönemde yapay zeka alanındaki gelişmeler, kurumlarda yeteneğin işlenme biçimini etkileyecek. Randstad Türkiye Genel Müdürü Ufuk Gedikli, İK yöneticilerinin rutin iş yükünü üretken yapay zeka uygulamalarına aktararak, yetenek geliştirmeye daha fazla odaklanabileceklerini ifade etti.

 

Randstad’ın 2024 Yetenek Trendleri raporu iş dünyasındaki değişimin, salgından bu yana hızlandığını ortaya koyuyor. Son dönemde ortaya çıkan ve mevcut trendlerin birçoğu hızla değişime uğrarken, iş hayatına bakış açısı ve iş yapma şekilleri de yenileniyor. Çalışma hayatında esneklik beklentisi, mevcut yetenek arzının güncel taleple örtüşmemesi ve birden fazla kuşağı içinde barındıran iş ortamları, şimdi de yapay zekanın üretken ve diğer formları nedeniyle dönüşüme uğruyor. Tüm bu faktörler iş hayatının ve yetenek yönetiminin geleceği yazılırken; yeni fikirlere, yeni düşünce şekillerine ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor.

Tepe yöneticilerinin yüzde 72’si, beceri açığının işletmeleri için büyük zorluk yaratacağı kanaatinde

Randstad tarafından yapılan 2024 Yetenek Trendleri araştırmasında, küresel olarak 21 pazarda 1,076 tepe yöneticisi ve insan sermayesi liderinin görüşlerine başvuruldu. Araştırma, işverenlerin günümüz zorlu ortamlarında işletmelerinin ihtiyaç duyduğu becerilere ulaşma konusundaki endişelerinin arttığını ortaya koydu. Ankete katılanların neredeyse üçte ikisi (%72), beceri açığının yakın gelecekte işletmeleri için daha büyük zorluklar yaratacağını bildirdi; bu oran geçen yıla göre artarak %64'e ulaştı ve 2019'dan beri en yüksek seviyede oldu. Dahası, katılımcıların %77'si artan otomasyonun işgücü planlamasını etkilediğini ve organizasyonlarında gereken yeteneği değiştirdiğini söyledi, bu da Yetenek Trendleri araştırmasının geçmişinde kaydedilen en yüksek seviyesine ulaştı.

Yeni çağda yapay zeka ve insan zekası birlikte çalışarak iş gücünü optimize edecek

Yapay zeka ve insan zekasının bir arada çalışarak optimize edilmiş bir iş gücü elde etme çağı olması beklenen bu dönemde, inovasyon ve fikir geliştirme fonksiyonları eskisine göre çok daha erişilebilir olacak. Ayrıca pek çok kurumda yapay zeka kullanımının yetenek yönetimi yaşam döngüsünde hızla arttığı gözlemleniyor. Giderek daha fazla sayıda kuruluş, üretken yapay zeka kullanarak iş tanımları yazma, beceri ontolojileri oluşturma, adayları bulma ve taramanın yanı sıra mülakat programlama gibi zaman alan işleri yönetebiliyor. Kuruluşların bir bölümü ise bünyelerindeki yetenek hareketliliğini ilerletmek, yüksek potansiyelli yetenekleri belirlemek ve öğrenme ve geliştirme planları oluşturmak için teknolojiden yararlanıyor. Randstad'ın desteklediği birçok önde gelen organizasyon, yapay zeka stratejilerine büyük yatırımlar yapmış durumda.

Beceri odaklı dönüşen kurumlarda teknoloji ve yapay zeka, işgücü planlamasında giderek daha önemli hale gelecek

Teknoloji ve yapay zeka, işgücü planlamasında giderek daha önemli hale gelecek, çünkü beceri ihtiyaçları giderek daha öngörülmez hale geliyor, beceri arzı talebe yetişemiyor ve işverenler kurumlarını beceri odaklı organizasyonlara dönüştürüyor. Bu dönüşüm aşamasında, işverenler stratejilerini değil, aynı zamanda beş B üzerinden düşünecek: Becerileri satın almak, becerileri geliştirmek, becerileri ödünç almak, becerileri terketmek (yeniden öğrenmek) ve botları (yapay zeka) bir beceri olarak düşünmek.

İnsan sermayesi liderleri, teknolojinin potansiyelini etik bir şekilde maksimize etmenin zorluğuyla karşı karşıya.

 

Yetenek liderlerinin yüzde 56’sı dijital dönüşüme ayak uyduramadıklarını söylüyor

Bu yılın Yetenek Trendleri araştırması, yetenek liderlerinin kendilerini hazırlıksız hissettiklerini gösteriyor; %56'sı dijital dönüşümün çok hızlı ilerlediğini ve ayak uyduramadıklarını belirtiyor. Ancak teknolojinin ötesinde, yetenek liderlerinin ileriye dönük karşılaşmayı bekledikleri iki başlıca zorluk beceriye dayalı: Zor bulunan becerilerin talebinde artan rekabet (%34) ve özel becerilerin giderek azalması (%32). Tüm bu gelişmeler olurken, bu yıl İK'nın daha azla daha fazla yapması, yani verimli olması bekleniyor (%64).

 

Randstad Türkiye Genel Müdürü Ufuk Gedikli, yapay zeka alanındaki gelişmelerin kurumlarda yeteneğin işlenme biçimini etkileyeceğini ifade etti. Gedikli, her yıl güncel içgörüleri ortaya koyan Yetenek Trendleri raporunda sözü edilen endişelerle başa çıkma yöntemleri önerdi. Gedikli’ye göre, kurumların merkezindeki teknolojiyi ve çalışanları güçlendirmenin ve potansiyellerini açığa çıkarmak için üç alana odaklanılabilir:

 

- Teknolojiyi etkinleştirme: Teknolojinin, yetenek stratejileriniz konusunda önceden imkansız olanları mümkün kılabilme yollarını keşfetme ve anlama

- Yetenek yetkinliği: Yetenek devrimini benimseme, kariyer yolculukları boyunca yetenekleri işe almayı ve geliştirmeyi yeniden düşünme, özellikle de hedeflere, hangi işlerin temel ve etkili olduğuna ve işgücünü sürekli akış halinde tutmanın yollarına özel bir vurgu yapma

- Güçlendirici deneyimler: Sadece yetenek beklentilerini karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda insanları sürekli olarak yüksek oranda katılıma ve sürekli çaba göstermeye istekli hale getiren kültürler ve çalışan deneyimleri oluşturma.

 

Çalışanlara kültür, amaç ve öğrenme isteğini aşılamak için koordineli bir çaba sayesinde hızla değişen bir pazarın dinamikleri için hazır ve katılımcı bir işgücü elde edilmesini sağlar. Kurumlar için kalıcı başarının anahtarı, insan potansiyelini belirlemekte ve yatırım yapmaktadır. Raporun tamamına erişmek için www.randstad.com.tr

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Türkiye'nin köklü holdinglerinden Sinpaş güvencesiyle, her gelir grubundan müşterilerini faizsiz finansman desteği ile buluşturan Sinpaş Yapı Tasarruf Sandığı, 2024 yılının ilk 6 ayını değerlendirmek adına tüm şubelerinin katılım gösterdiği bir etkinlik düzenledi.
Başarılı şubeler ödüllendirildi
Organizasyona Türkiye genelindeki 72 şubenin yöneticileri ve bölge müdürleri katıldı. İlk 6 aylık değerlendirme sonucunda başarı gösteren şubeler, Sinpaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik ve Sinpaş Yapı Tasarruf Sandığı Genel Müdürü Merve Onarlı tarafından takdim edilen plaket ile ödüllendirildi.
Programda, Eğitmen ve Yazar Hülya Mutlu ile Sinpaş Genel Müdürü Merve Onarlı, açık mikrofon oturumunda kurumsal değerler ve markanın büyüme yolculuğundaki deneyimlerini paylaştı. Açık ve yatay iletişimin önemi, güven, şeffaflık ilkeleri ile büyüyerek birlikte zirveye ilerlemenin adımları ve hedeflerin konuşulduğu etkinliğin ardından, satış ekipleri Hülya Mutlu ile "Psikolojik sermaye yatırımı" seminerine katıldı.
"Bir araya geldiğimiz organizasyonlar, çok kıymetli"
Her daim insan kaynağına verdikleri değere odaklandıklarının altını çizen Sinpaş Yapı Tasarruf Sandığı Genel Müdürü Merve Onarlı, "Hizmete başladığımız ilk günden beri, çalışanlarımızın kendini değerli hissettiği ve aynı zamanda yeterliliklerini geliştirmelerine destek olan bir anlayışla ilerliyoruz. Bu gibi etkinliklerin de bu değeri beslediğini düşünüyorum. Bir araya geldiğimiz organizasyonlar; farklı şehir ve bölgelerde çalışan satış ekipleri arasında bağ kurma, kurum kültürünü aşılama, aidiyet duygularını güçlendirme ve motivasyon açısından çok kıymetli" açıklamasında bulundu.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Goodyear Tire & Rubber Company 2023 yılı kurumsal sorumluluk performansı raporunu yayınladı. Şirketin son raporu, Goodyear'ın iç ve dış paydaşları için değer yaratmaya nasıl yardımcı olduğunu detaylandırıyor. Raporda ayrıca Goodyear'ın kısa ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda kaydettiği ilerleme de özetleniyor.

 

Sürdürülebilirlik konusuna, müşterilerine ve diğer paydaşlarını değer sunma konusundaki kararlılıklarının sarsılmaz olduğuna dikkat çeken Goodyear CEO’su ve Başkanı Mark Stewart “2023 kurumsal sorumluluk raporumuz, yeni inovasyonlar ve malzemeler keşfetmekten, kurumsal sorumluluk hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olacak yeni stratejiler belirleyip uygulamaya ve içinde yaşadığımız ve çalıştığımız toplumlara geri vermeye kadar, dünyanın dört bir yanındaki çalışanlarımızın daha iyi bir gelecek inşa etmeye nasıl yardımcı olmaya devam ettiklerini göstermektedir” dedi.

 

2023 raporu, şirketin 2022 yılının sonlarında Küresel Raporlama Girişimi - Global Reporting Initiative (GRI) standartlarına uygun olarak gerçekleştirdiği çifte önemlilik değerlendirmesinin ardından belirlediği yüksek öncelikli konular - İklim - Dekarbonizasyon, Adaptasyon ve Esneklik; Döngüsellik; İnsan ve İşçi Hakları; Tedarik Zinciri Yönetişimi ve Şeffaflık- hakkında ilk kez raporlama yaptığına işaret ediyor. Raporda öne çıkan bazı başlıklar şu şekilde:

 

2050'ye kadar Net Sıfır Değer Zinciri Emisyonuna Doğru İlerleme

Goodyear, çevresel etkilerini azaltmak amacıyla çalışmalarına devam etti. Şirket, 2023 yılında Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı (GHG) emisyonlarını 2019 referans değerine kıyasla yüzde 21,9 oranında azalttı. Buna ek olarak Goodyear, küresel üretim operasyonlarında yenilenebilir elektrik kullanımını yüzde 37'ye çıkardı.

 

Ürün Geliştirme ve Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı

Şirket, yüzde 70 sürdürülebilir malzemeden üretilen bir tüketici lastiği olan EcoReady'nin Aralık 2023'te Amerika Birleşik Devletleri'nde piyasaya sürülmesiyle yüzde 100 sürdürülebilir malzemeden üretilen bir lastik sunma yönündeki 2030 hedefine ulaşma yolunda adımlar atmaya devam etti*. EcoReady, petrol bazlı yağı azaltmak için soya fasulyesi yağı, çöp sahasına giden atıkları azaltmak için yüksek kaliteli pirinç kabuğu külü silika ve sürdürülebilir kaynaklı doğal kauçuk ile tasarlandı.

 

İlham Veren Bir Kültürü Teşvik Etmek

Goodyear, çeşitlilik içeren ve kapsayıcı bir kültürü destekleyen entegre yetenek yönetimi ve öğrenme gelişimi çözümleriyle çalışanlarının tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı oluyor. Şirketin sekiz Çalışan Kaynak Grubu (ERG) bunun bir örneği. 2023 yılında Goodyear'ın ERG'lerindeki iş ortağı üyeliği yaklaşık yüzde 15 oranında arttı. Ayrıca, şirketin Küresel Gönüllülük Haftası'na ortakların katılımında yıldan yıla yüzde 20'lik bir artış oldu.

 

Sürdürülebilir Kaynak Kullanımı Taahhüdü

Goodyear, kaynak kullanımını çevresel ve sosyal etkileri azaltmaya yardımcı olacak şekilde yönetmeye kararlı. Şirket, 2023 yılında Küresel Sürdürülebilir Doğal Kauçuk Platformu ile yaptığı çalışmalarla, Endonezya'da yaklaşık 5.000 çiftçiye tarımsal uygulamalarını geliştirmelerine yardımcı olmak için eğitim veren bir Yetenek Geliştirme Projesi'nin finanse edilmesine yardımcı oldu.

 

Goodyear'ın 2023 raporu GRI Standartları referans alınarak hazırlandı. Goodyear'ın 2023 Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyon verileri üçüncü taraflarca doğrulanmıştır.

 

2023 Goodyear Kurumsal Sorumluluk Raporu’na, Goodyear Kurumsal Sorumluluk web sitesinden ulaşmak mümkün.

 

*Goodyear, şu anda sürdürülebilir malzemeyi, biyolojik kökenli (biyolojik kökenli materyal (Kaynak: ISO 14021)); yenilenebilir; veya geri dönüştürülmüş (geri kazanılmış [geri dönüştürülmüş] materyalden yeniden işlenmiş materyal (Kaynak: ISO 14021)) materyal olarak tanımlamaktadır; veya kaynak tasarrufunu ve/veya emisyon azaltımlarını teşvik etmek için tasarlanmış diğer uygulamaları kullanarak üretilen veya bu tür uygulamalara katkıda bulunan, ISCC PLUS kütle dengesi (değer zincirinde döngüsel ve/veya biyolojik bazlı materyalin miktarını ve sürdürülebilirlik özelliklerini takip etme yeteneğimizi doğrulayan bir sertifikasyon ve doğrulanabilir muhasebe temelinde atfetme olarak tanımlanan) malzeme olarak tanımlamaktadır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kurulduğu 1981 yılından bu yana iş dünyasına vergi, denetim, danışmanlık ve dijital hizmetler alanlarında hizmet veren PwC Türkiye, yönetim kadrosunu yeni atanan şirket ortakları ile güçlendirmeye devam ediyor. Büyüme hedefleri doğrultusunda yedi yeni şirket ortağını yönetim ekibine dahil eden PwC Türkiye’nin ortak sayısı son katılımlarla 75’e yükseldi.

PwC Türkiye’nin yeni şirket ortakları şu şekilde sıralanıyor; Danışmanlık Hizmetleri: Caner Dişcigil, Denetim Hizmetleri: Baran Yılmaz, Mehmet Önal, Özge Arslan Yılmaz ve Yelda Sefil, Vergi Hizmetleri: Burcu Esin Can, Hukuk ve Uyum Bölümü: İlke Fadıllıoğlu

PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, yeni atamalar konusundaki değerlendirmesinde şunları söyledi:

“PwC Türkiye olarak müşterilerimize kesintisiz ve kaliteli hizmet vermek için her geçen gün kadromuzu güçlendiren adımlar atmaya devam ediyoruz. Vergi, denetim, danışmanlık ve dijital hizmetler alanında yaptığımız yatırımlarla hedeflerimizi her geçen gün yükseltiyoruz. Bu vesileyle halihazırda şirketimizde çeşitli pozisyonlarda çalışan arkadaşlarımıza şirket ortaklarımız arasına katılmalarından dolayı yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Uzman kadromuz, iş dünyasına sunduğumuz nitelikli hizmetlerimiz ve çözümlerimizle ülkemizin ekonomik gelişimine, istihdamına ve Türk şirketlerinin ve sektörlerinin güçlenmesine yönelik çok yönlü katkılarımızı sürdüreceğiz.”

Dünyada 151 ülkede 364 binden fazla çalışanıyla faaliyet gösteren PwC, Türkiye’deki hizmetlerini beş ofisinde, yaklaşık 2800 kişilik profesyonel kadrosu ile sürdürüyor.

Yeni şirket ortakları cv:

Baran Yılmaz

Baran, İstanbul Erkek Lisesi ve Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2009 yılında PwC Türkiye Denetim bölümüne katıldı. 2016-2018 yılları arasında PwC Amsterdam Ofis’te denetim müdürü olarak görev aldı. İnşaat&Mühendislik ve Parakende&Tüketici Ürünleri sektörlerinde faaliyet gösteren müşterilerin denetimlerinde uzmanlık sahibi olan Baran, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, Sermaye Piyasası Mevzuatı, işletme birleşmeleri ve konsolidasyon konularında önemli tecrübe sahibidir. PwC Türkiye Güvence Hizmetleri Risk ve Kalite ekibi üyesi olan Baran aynı zamanda Kalite Yönetim Sistemleri liderliğini sürdürmektedir. Baran, SMMM, SPK Bağımsız Denetim ve KGK Denetçi Lisanslarına sahiptir.

Caner Dişcigil

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra PwC Türkiye’ye 2011 yılında katılan Caner Dişcigil, kariyeri boyunca çok sayıda birleşme ve devralma işleminde danışman olarak görev almış ve bu işlemlerin uçtan uca yönetilip sonuçlandırılmasında önemli roller üstlenmiştir. Caner, birçok yerli ve uluslararası müşteriye yatırımcı / hedef şirket tespit etme, iş planı incelemesi ve müzakere süreçlerinin yönetilmesi gibi alanlarda danışmanlık yapmıştır. Sağlık, teknoloji ve lojistik sektöründe gerçekleşen işlemlerde uzmanlaşan Caner, şirket ortağı olarak yeni rolünde müşterilerine değer katmaya devam edecektir.

İlke Türeyen Fadıllıoğlu

2007 yılında Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan İlke Türeyen Fadıllıoğlu, 2008 yılında avukatlık ruhsatını aldı ve İstanbul Barosuna kabul edildi. PwC Türkiye'ye katılmadan önce, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. ve Türkiye'nin önde gelen hukuk bürolarında avukat olarak görev aldı ve 2012 yılında, PwC Türkiye'de, kıdemli avukat olarak çalışmaya başladı. Özellikle şirket yapılandırmaları, şirketlerin kurumsal yönetim ilkelerine uyumu konularında deneyimli olan Fadıllıoğlu, bugüne kadar Türkiye’nin birçok önde gelen firmasına bu gibi uyum ve yapılandırma projeleri konusunda destek verdi. 2023 yılında, PwC Türkiye hukuk müşavirliği direktörü olarak atandı. Yeni rolünde PwC Türkiye'nin hukuk işlerinden sorumlu ortağı olarak görev yapacak olan Fadıllıoğlu, PwC değerlerine uygun hukuki stratejiler geliştirmeye ve çözüm odaklı hukuk hizmetleri sunmaya devam edecektir.

Mehmet Önal

2004 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünden mezun olan Mehmet Zeki Önal, aynı sene PwC Türkiye Risk, Süreç ve Teknoloji Hizmetleri bölümüne katıldı. Çalışma hayatı devam ederken aynı bölümde "operasyonel risk yönetimi için bilgi teknolojileri kontrol listesi" konusunda tezli yüksek lisansını tamamladı. Finans sektörü başta olmak üzere farklı sektörlerde, bilgi teknolojileri, bilgi sistemleri, iş yapıları ve iç sistemler (risk yönetimi, iç kontrol, iç denetim) üzerinde denetim, güvence ve danışmanlık projelerinde görev alan Mehmet, bu alanlardaki çeşitli yerel ve global mevzuat, standartlar ve çerçeveler konusunda tecrübe sahibidir. Risk, süreç, kontrol, organizasyon, yönetişim ve uyum konularında deneyimi bulunan Mehmet, PwC Türkiye'nin Finansal Sektör ve Bilgi Teknolojileri Risk Hizmetleri alanlarına liderlik edecek. Mehmet aynı zamanda BDDK ve SPK Bilgi Sistemleri Bağımsız Başdenetçisi lisanslarına sahip.

Özge Arslan Yılmaz

2008 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olan Özge Arslan Yılmaz, aynı sene PwC Türkiye Bağımsız Denetim Hizmetleri bölümüne katıldı ve 2011-2013 yıllarında PwC Düsseldorf ofisinde çalıştı. Finansal hizmetler sektöründe faaliyet gösteren müşterilerin denetimlerinde ve muhasebe danışmanlık projelerinde uzmanlaşan Arslan Yılmaz, aynı zamanda PwC Türkiye Muhasebe Danışmanlık Ekibinde yer almaktadır. Türkiye/Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Sermaye Piyasası Mevzuatı, konsolidasyon, finansal araçlar ve enflasyon muhasebesi konularında önemli tecrübe sahibi olan Özge Arslan Yılmaz, SMMM, SPK Bağımsız Denetim, KGK Bağımsız Denetçi ve US CPA lisanslarına sahiptir. İleri düzeyde almanca ve ingilizce bilmektedir.

Yelda Sefil Başarır

2009 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi, Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümünden mezun olan Yelda Sefil Başarır, PwC Türkiye Bağımsız Denetim Hizmetleri bölümüne katıldı. Yelda, Aralık 2013’den beri PwC Türkiye Sermaye Piyasaları ve Muhasebe Danışmanlığı biriminde görev almaktadır. Yelda, Uluslararası Sermaye Piyasası işlemleri ve Finansal Raporlama ile ilgili olarak şirketlere danışmanlık vermektedir. Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının anlaşılması ve farklı platformlarda uygulanması, halka arz, borçlanma araçları ihracı, konsolidasyon ve enflasyon muhasebesi konularında, tecrübe sahibi olan Yelda, Serbest Muhasebesi Mali Müşavirlik lisansına sahiptir.

PwC Hakkında
PwC’de amacımız, toplumda güven oluşturmak ve önemli sorunlara çözüm üretmektir. Biz, danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri alanında kaliteli hizmet sunmaya odaklanmış, 151 ülkede 364.000’i aşkın çalışanın oluşturduğu bir topluluğuz. 1981’den bu yana Türkiye’de iş dünyasına hizmet sunan PwC olarak; İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Eskişehir’deki yaklaşık 2.800 kişilik profesyonel kadromuz ile müşterilerimizin aradığı değeri yaratmak için çalışıyoruz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye girişimcilik ekosistemindeki son yatırım haberlerinden biri, oyun sektöründen geldi. Yerli mobil oyun şirketi Grand Games, Earlybird Digital East Fund liderliğinde, 3 milyon dolar tohum öncesi yatırım aldı. Laton Ventures’un da katılımcıları arasında yer aldığı yatırım turu, Earlybird’ün Türkiye’de Peak Games’ten sonraki ilk oyun sektörü yatırımı oldu.

“İnovasyon ve kaliteli üretimle farklılaşacağız”

Daha önce Good Job Games ve Moon Active gibi sektörün önde gelen oyun şirketlerinde çalışan, Zen Match, Wonder Blast gibi oyunlarda lider pozisyonlarda görev alan Bekir Batuhan Çelebi, Mustafa Fırtına ve Mehmet Çalım tarafından kurulan Grand Games, milyonlarca kişi tarafından oynanacak uzun ömürlü mobil oyunlar geliştirme hedefiyle yola çıktı.

Oyun sektöründeki şirket sayısının son 5 yılda çok arttığını, ancak başarılı oyunların sayısının azaldığını belirten Grand Games Kurucu Ortağı Bekir Batuhan Çelebi, “Oyun sektörü yükselişte olsa da inovatif ve kaliteli üretimlere çok az rastlanıyor. Grand Games olarak hissiyat odaklı yaklaşımımız ile şans ve sosyal rekabet üzerine odaklandığımız yüksek kalitede oyunlar geliştireceğiz. Yazılım, ürün geliştirme, sanat ve pazarlama gibi alt disiplinlerden çok tecrübeli insanlar barındıran ekibimiz ve stratejimiz ile başarılı olacağımıza inancımız tam” dedi.

İlk oyun yayınlandı, yeni oyunlar yolda

Hızlı üretmenin ve kullanıcılardan hızlı geri dönüşler almanın gücüne inanan Grand Games ilk oyunlarını yayına aldıklarını açıkladı. iOS ve Android platformunda yayında olan Magic Sort! oyununu ABD’de soft launcha çıkartarak ilk oyunlarını oyunseverlerle buluşturdu. Yeni oyunlar konusunda da ipuçları veren Bekir Batuhan Çelebi: “Grand Games olarak ilk aylarımızda Puzzle oyunlarına odaklandıktan sonra sosyal rekabet ve etkileşimi bambaşka bir noktaya taşıyacak amiral gemisi oyunumuzu da 2025’in başlarında yayınlamayı planlıyoruz” dedi.

Earlybird’ün Türkiye’deki ikinci oyun yatırımı

Earlybird Digital East Fund liderliğinde gerçekleştirilen tohum öncesi yatırım turuna, Laton Ventures ve de katıldı. Avrupa’daki teknoloji yenilikçilerini hedefleyen Earlybird, daha önce Türkiye’de, Haziran 2020'de Zynga'ya 1,8 milyar dolara satılan ve Türkiye'nin ilk unicorn'u olan Peak Games’e de yatırım yapmıştı. Grand Games yatırımı, Earlybird’ün Türkiye’deki ikinci oyun yatırımı oldu.

Türkiye’nin uygulama mağazalarında zirveyi zorlayan ve dünya çapında sevilen mobil oyunlar geliştirme konusunda oldukça başarılı bir geçmişinin olduğunu dile getiren Earlybird Digital East Fund’tan Oğuzhan Özer, “Türkiye'deki oyun ekosisteminin on yılı aşkın süredir devam eden gelişimine ve özellikle Peak Games'in satın alımından sonra küresel çapta bir merkez haline gelmesine tanıklık ettik. Sektörün zorluklarını da bilen seçici bir yatırım firması olarak Grand Games'i bizim için farklı kılan şey ekiplerinin kalitesi ve vizyonları oldu. Bu heyecan verici yolculuklarında onları desteklemekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Yatırım turunun katılımcıları arasında yer alan Laton Ventures Kurucusu Görkem Türk ise “Oyun sektörünün önde gelen isimlerinin desteğiyle kurulan Laton Ventures olarak; küresel ölçekte başarıya ulaşmış şirketlerin kültürüyle yetişen vizyoner kurucuların kurduğu Grand Games’in yeni başarı hikayeleri yazacağına inancımız tam” şeklinde konuştu.

“Hedefimiz Türkiye’den yeni bir unicorn çıkarmak”

Aldıkları yatırımı kendileri gibi oyun ekosistemini değiştirme ile ilgili tutkulu insanlardan bir ekip kurmak için kullanacağını belirten Grand Games Kurucu Ortağı Bekir Batuhan Çelebi, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Hedefimiz, Peak Games ve Dream Games gibi, oyun ekosisteminde unicorn statüsüne erişmiş şirketlerin arasında yer almak. Bu yolculukta bize inanan ve destek veren tohum öncesi yatırımcılarımıza teşekkür ederiz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 Yapay zeka teknolojilerinin kuruluşlar ile işletmeler arasındaki hızla entegrasyonu, yapay zeka için optimize edilen bilgi teknolojisi (BT) altyapılarının enerji talebinde ve kullanımında çarpıcı bir artışa yol açması bekleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, 2026 yılına kadar yapay zeka endüstrisinin katlanarak büyümesi, 2023'teki elektrik talebinin en az 10 katını tüketmesi öngörülüyor. BT alanında liderlik eden yöneticiler ve veri merkezi tesis operatörleri, bu zorlukları hafifletmek için son teknoloji enerji verimliliği çözümleri ve iyileştirilmiş soğutma sistemleri gibi enerji kullanımını azaltacak önlemler alıyor.
 
Yalnızca Avrupa Birliği'ndeki (AB) atık ısı miktarının yaklaşık 2.860 TWh/yıl olduğu bilinirken, bu rakamın AB'nin konut ve hizmet sektörü binalarındaki toplam ısı ve sıcak su enerji talebine neredeyse eşit olduğu belirtiliyor. Veri merkezlerinden gelen atık ısı akışının kesintisiz olması ise güvenilir bir temiz enerji kaynağını beraberinde getiriyor.
 
"Bir sonraki nesil için sürdürülebilir veri merkezlerinin taslağını oluşturuyoruz"
 
Danfoss İklimlendirme Çözümleri Başkanı Jürgen Fischer, HPE ile gerçekleştirilen iş birliğiyle ilgili "Bu stratejik ortaklıkla, müşterilerimizle birlikte veri merkezi endüstrisini dönüştürüyor ve karbondan arındırma konusunda devrimsel bir örnek sunuyoruz. Bu sektörler arası iş birliğimizle, mevcutta bulunan teknolojileri kullanarak bir sonraki nesil için sürdürülebilir veri merkezlerinin taslağını oluşturuyoruz" diye konuştu.
 
Danfoss İklimlendirme Çözümleri Türkiye OEM ve Gıda Perakendesi Ülke Satış Direktörü Sertan Genç ise "Karbondan arındırma ortağı olarak Danfoss ile HPE, Avrupa genelinde veri merkezleri için kullanılmayan en büyük enerji kaynaklarından biri olan fazla ısıdan yararlanmak için iş birliği yaptı. Stratejik ortaklık, Danfoss'un enerji verimli çözümlerden oluşan geniş ürün portföyünden yararlanarak inovasyonu ve karbondan arındırmayı destekliyor. Danfoss'un yenilikçi çözümleri, veri merkezlerinden açığa çıkan atık ısıyı yakalayarak yenilenebilir ısıtma enerjisi sağlamak üzere hem yerinde hem de komşu binalarda ve endüstrilerde çeşitli uygulamalarda kullanılan ısı geri kazanım modülleri ve veri merkezi soğutma verimliliğini yüzde 30'a kadar artıran Turbocor® yağsız kompresörleri içeriyor" ifadelerini kullandı.
 
HPE'nin ölçeklenebilir Modüler Veri Merkezi (MDC), az yer kaplayan ve yüksek yoğunluklu (kW/rack) konteynerler şeklinde tasarlandı. Bu modüler veri merkezi, ağır sanayinin tamamen olmadığı neredeyse her yere konumlandırılabiliyor ve direkt sıvı soğutma gibi teknolojileri içererek toplam enerji tüketimini yüzde 20 oranında azaltıyor.
 
Modülerliğin faydaları ve çevikliği
 
HPE'nin Modüler Veri Merkezi, enerji verimliliğini yüzde 20'nin üzerinde artırmak, enerji üretimini ve dağıtımını optimize etmek için doğrudan sıvı soğutma (DLC) teknolojilerini içeriyor ve bu da kayda değer enerji tasarrufu sağlıyor. Kompakt tasarım, enerji ve soğutma sıvısı taşıma mesafesini azaltarak enerji kaybını en aza indiriyor, giriş ve çıkıştaki sıcaklık farkını maksimuma çıkararak atık ısının yakalanmasını sağlıyor. Ayrıca MDC'nin çevikliği ve ağır endüstriyel malzemelerin hariç tutulması, maliyetli ve geleneksel yapı malzemelerine olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor, pazara sunma süresini önemli ölçüde azaltıyor.
 
Dağıtım, geleneksel veri merkezlerine göre üç kat daha hızlı gerçekleştirilebiliyor, bu süre 18 aydan altı aya kadar düşüyor. Ayrıca MDC'lerin azaltılmış arazi alanı ve esnekliği, veri üretim sahalarının yakınına yerleştirilmesine olanak tanıyor. Böylece karmaşık ağ çözümleri ve veri aktarımıyla ilişkili enerji etkisini ve darboğazları azaltırken, aynı zamanda hem gelişmiş veri yönetişimini hem de güvenliğini destekliyor.
 
HPE'nin modüler veri merkezleri, geleneksel tuğla ve harç veri merkezlerinin en modern tasarımlarıyla tipik olarak ilişkilendirilen 1.3 ila 1.4 PUE'ye (Power Usage Effectiveness) kıyasla 1.1 PUE sunuyor. HPE Cray Supercomputing EX4000 gibi en yüksek enerji talep eden mimarileri yönetebilen HPE'nin modüler veri merkezi, süper bilgi işlem ve üretici yapay zeka gibi kritik ve yüksek hesaplama gücü gerektiren iş yükleri için uygun mimarisiyle öne çıkıyor. Böylece bilim insanlarının, üniversitelerin ve işletmelerin daha hızlı sonuçlar elde etmelerini sağlıyor.
 
Yonga setinden soğutucuya: Karbondan arındırmada inovasyonu yönlendirme
 
HPE IT Sürdürülebilirlik Hizmetleri-Veri Merkezi Isı Geri Kazanımı, Danfoss'un kendi merkez kampüsünde Danimarka'da ısının yeniden kullanım teknolojisini nasıl kullandığından ilham alınarak geliştirildi. Burada ısı, Danfoss'un yerinde veri merkezinden geri kazanılıyor, bir ısı pompası ile güçlendiriliyor ve çevredeki binalarda alan ısıtması sağlamak için yeniden kullanılıyor. Isı, ayrıca yerel sakinlere yenilenebilir bir ısı kaynağı sağlayabiliyor. Isının yeniden kullanılması, Danfoss'un kendi karbondan arındırma stratejisinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor ve bu sonuç, Danfoss'un 2022'de Nordborg'daki 250 bin metrekarelik kampüsünün enerji sisteminde karbon nötrlüğüne ulaşmasına yardımcı oldu.
 
Yeni ölçeklenebilir modüler veri merkezi teklifi, veri merkezlerinin yüzde 30 daha verimli soğutulmasını sağlarken, fazla ısıyı geri kazanarak ve yeniden kullanarak Danfoss teknolojilerinden yararlanıyor. Bu teknolojiler arasında ısı pompaları ve soğutucular için Turbocor® kompresörleri, ısı eşanjörleri, ısı yeniden kullanım modülleri, sürücüler ve pompa sistemleri bulunuyor. Bu modüler çözüm, birlikte sorunsuz çalışan bileşenlere sahip olup, bir hava soğutmalı uçtan buluta modüler veri merkezinden ısı geri kazanımını sağlayan su-su ısı pompası ve hidronik ısı geri kazanım ısı eşanjörü içeren iki teknoloji yığını seçeneği içeriyor. Ayrıca Danfoss, holistik "Azalt, Yeniden Kullan, Kaynağı Yenile" yaklaşımının bir parçası olarak, HPE ile kullanım ömrünü tamamlamış BT varlıklarını HPE Varlık Geri Dönüşüm Hizmetleri aracılığıyla emekliye ayırıyor. Bu döngüsel ekonomi çözümü, teknolojinin yenilenmesini ve yeniden kullanılmasını sağlarken, bu varlıklardan ekonomik değer elde edilmesini sağlıyor.