Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akademi dünyasından ve sanayicilerden yetkin isimlerin oluşturduğu İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri jürisinin titiz değerlendirmeleri sonucu jüri özel ödülleri de dahil olmak üzere 6 kategoride 26 sanayi kuruluşuna ödül verildi.
Yeni nesil bebek mendili Newipe®, kompostlanabilir ve biyoçözünür özellikteki kumaşı, %100 doğal içeriği, %100 geri dönüştürülebilir özellikteki ambalajı ve karbon ayak izini azaltan çevre dostu üretim teknolojisi ile İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri'nde "Çevre Dostu Ürün" kategorisinde jüri özel ödülünü kazandı.
Ödülü İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın elinden alan Sapro Genel Müdürü Murat Gönül, "Bu ödül, Sapro'nun çevreye duyarlı üretim anlayışını ve sürdürülebilir ürünlere olan bağlılığını teyit ediyor. Tamamı doğal içerikler ve yeni nesil viskon kumaş ile sürdürülebilir bir şekilde ürettiğimiz, Yeni Nesil Bebek Mendili Newipe®, doğa döngüsüne entegre olarak çevresel dengenin korunmasına yardımcı oluyor. Bitkisel kökenli, %100 biyolojik olarak parçalanabilen ve kompostlanabilen yapısıyla sürdürülebilirlik adına yepyeni bir sayfa açan ürünümüz, %100 geri dönüşümlü ambalajıyla da öne çıkıyor. İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenen bu önemli projede elde ettiğimiz başarı, doğru bir sürdürülebilirlik stratejisi uyguladığımızın en büyük kanıtlarından biri." açıklamasında bulundu.
"Çevresel sürdürülebilirlik bilinciyle hareket ediyoruz."
2022'de, 30 milyon Euro yatırımla Newipe® Yeni Nesil Viskon kumaşı hayata geçirdiklerini vurgulayan Gönül, "Çevre dostu ürün kategorisinde ödüle layık görülen Newipe®, doğada hızlı çözünen ve plastik içermeyen doğal yapısıyla çevreye ve geleceğe dost bir ürün. Çevresel sürdürülebilirlik bilinciyle geliştirdiğimiz ürünümüz %100 yenilenebilir bitki lifleri içeriyor. Geri dönüştüğünde çevreye zarar vermeyecek, toksik olmayan bileşenlere parçalanabiliyor ve dağıldığında kolayca organik maddeye dönüşebiliyor. Newipe®, diğer viskon kumaşlarla kıyaslandığında, bileşenlerinin bir kısmı herhangi bir ön işleme tabi tutulmadan üretim prosesine alındığı için karbon emisyonu azaltılarak üretiliyor, biyolojik olarak doğada daha hızlı şekilde tamamen parçalanabiliyor ve kompost olabiliyor." şeklinde sözlerine devam etti.
"Sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz."
Kısa süre önce Newipe®'ın kompostlanabilir özelliğinin yapılan testler sonucunda 'TÜV OK Compost Home' ve 'TÜV OK Compost Industrial' sertifikaları ile tescillendiğini belirten Murat Gönül, "Türkiye'nin kendi alanında en fazla sürdürülebilirlik yatırımı yapan firmaları arasında yer alıyoruz. Tesisimizde yenilenebilir ve sıfır emisyon üreten kaynaklardan elde edilen %100 Yeşil Enerji kullanıyoruz. Son 3 yılda Lotus kumaş üretiminde kapasitemizi %100, ıslak mendil üretiminde %40 arttıran hat yatırımının yanı sıra, son teknoloji ile tasarlanmış akıllı depo yatırımı ve yine üst düzey hijyen seviyesinde arıtma sağlayan, Türkiye'nin sayılı endüstriyel hijyenik su arıtma tesislerinden birini kurarak, planladığımız tüm yatırımları hayata geçirdik. Kurumumuz, bu alandaki hedeflerimiz paralelinde yeni çalışmalar yapmaya devam edecek." açıklamasında bulundu
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin köklü lojistik şirketlerinden Horoz Lojistik, taşımacılık ve lojistik alanında faaliyet gösteren Fransız şirketi Bolloré Logistics ile 2000 yılında ortak olarak kurduğu Horoz Bolloré Logistics Taşımacılık A.Ş.'deki hisselerini satmak üzere önemli bir adım attı.
Horoz Lojistik Yönetim Kurulu'nun 12 Haziran 2024 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı bildirimde, Horoz Bolloré Logistics Taşımacılık A.Ş.'nin %47,95'ine denk gelen hissesinin yaklaşık 16.270.459 ABD doları karşılığında Bolloré Logistics'e devredileceği duyuruldu.
Hisse devrine ilişkin Horoz Lojistik yönetiminden yapılan açıklamada, "Horoz Lojistik olarak, Horoz Bolloré Logistics şirketindeki hisselerimizin Bolloré Logistics'e devri, şirketimizin mali yapısını güçlendirecek ve kaynaklarını artıracak bir adım olarak görülmektedir. Bu satış işlemi, şirketimize önemli bir nakit girişi sağlayacak olup, operasyonel faaliyetlerimizde herhangi bir kesintiye yol açmayacaktır. Uluslararası deniz ve hava taşımacılığı (forwarding), proje kargo taşımacılığı ve dahili konteyner taşımacılığı hizmetlerimiz, Horoz Lojistik Kargo Hizmetleri Tic. A.Ş. bünyesinde yapılması planlanmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Horoz Lojistik tarafından KAP'a yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
2000 yılında Fransız taşımacılık ve lojistik alanında faaliyet gösteren Bolloré Logistics ile ortak olarak kurduğumuz, %47,95 payına sahip olduğumuz ve uluslararası deniz ve hava taşımacılığı (forwarding), proje kargo taşımacılığı ve dahili konteyner taşımacılığı alanlarında faaliyet gösteren Horoz Bolloré Logistics Taşımacılık A.Ş.'nin hisselerinin satılması için 04.03.2024 tarihinde bağlayıcı bir ön teklif imzalandığı hususunda izahnamemizde bilgi paylaşılmıştı. Bu pay devir işlemi, izahnamemizde de yer verdiğimiz üzere, Bolloré Logistics grubunun global bazda CMA CGM tarafından satın alınmasının bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.
Yönetim Kurulumuzun 11.06.2024 tarihli kararıyla; bugün, Şirketimiz, Horoz Bollore Logistics Taşımacılık A.Ş.'nin %47,95'ine denk gelen payının Bolloré Logistics'e satışına yönelik Hisse Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Sözleşme uyarınca;
- Horoz Bolloré Logistics Taşımacılık A.Ş.'de sahip olduğumuz Horoz Bolloré Logistics Taşımacılık A.Ş sermayesinin %47,95'ine denk gelen 31.03.2024 tarihli ara dönem finansal rapora göre toplam 61.878.690 TL nominal değerli paylar, bedeli pay devir işlemlerinin tamamlandığı tarihte ("Kapanış Tarihi") nakden ve peşin olarak tahsil edilmek üzere ve Kapanış Tarihi esas alınarak hazırlanacak bağımsız denetimden geçmiş finansal tablolardaki net borç ve net işletme sermayesi tutarları üzerinden uyarlamaya tabi olmak koşulu ile 16.270.459 ABD Doları karşılığında Bolloré Logistics'e devredilmesi hususunda anlaşılmıştır.
- Devir işlemleri, başta Rekabet Kurumu'ndan izin alınması dahil belirli kapanış koşullarına tabi olacaktır.
- İşlemlerin önümüzdeki 3 ay içerisinde tamamlanması öngörülmektedir.
- Pay devri yapılan şirketin 31.03.2024 tarihi itibarıyla satış amacıyla elde tutulan maddi duran varlıklar altında sınıflandırılması nedeniyle, söz konusu hisse satışı, Şirketimizin satış hacmi ve cirosunu olumsuz bir şekilde etkileyecek bir işlem olmayıp şirket kaynaklarını artırıcı etki gerçekleştirmesi beklenmektedir. Uluslararası deniz ve hava taşımacılığı (forwarding), proje kargo taşımacılığı ve dahili konteyner taşımacılığı hizmetlerinin sağlanmasına Horoz Lojistik Kargo Hizmetleri Tic. A.Ş. bünyesinde Hisse devir işlemi sonrası devam edilecektir.
- Yukarıda belirtilen nominal değerler ve Hisse Devir Sözleşmesi'nde ortaya çıkan tutarlar Şirketimiz iş planında ve net nakit/borç hesaplamalarında halka arz hazırlık sürecinde söz konusu hisse devir sözleşmesi imzalanmamış olduğu için dikkate alınmamış olup, Hisse Devir işlemi ile oluşacak nakdin ek kaynak olarak şirket finansallarına girmesi planlanmaktadır
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’den dünya çapında öncü girişimlerin doğması için 2017 yılından bu yana girişimci adaylarına ve startuplara iş fikirlerini gerçekleştirmelerinde destek olan Hamdi Ulukaya Girişimi’nde Ağustos 2023’de başlayan yeni dönem başvurularının ardından yapılan değerlendirmeler tamamlandı ve Startup Destek Programı’na katılmaya hak kazanan 5 girişim açıklandı.
Girişimciliği tüm Anadolu’ya yaymayı ve sosyal problemlere duyarlı girişimci liderler yetiştirmeyi amaçlayan Hamdi Ulukaya Girişimi’ne katılmaya hak kazanan beş girişim şu şekilde:
Buse Berber Örçen ve Arda Örçen tarafından kurulan ve doğada bulunan molekülleri geliştirdiği mikrokapsül teknolojisini kullanarak tarım, gıda ve kimya sektörü için biyolojik koruyucular geliştiren “Nanomik Biyoteknoloji”;
Olcay Silahlı ve Hasan Arda Eren tarafından kurulan ve teknoloji tabanlı bütünsel atık yönetim çözümleri ile atık oluşumunu kaynağında önleyen, oluşan atıkların en yüksek çevresel, sosyal ve ekonomik fayda ile döngüsel ekonomiye kazanımını sağlayan “Fazla”;
Berkan Mifleh, Merve Yetiş ve Elif Özcü tarafından kurulan ve gıda artıkları ve yan ürünlerini sağlıklı atıştırmalıklara dönüştüren bir gıda teknolojisi girişimi “Malty”;
İsa Korkmaz, Emrah Arslan ve Ceren Tuna tarafından kurulan ve kullanıcılarına online uçak bileti alma kolaylığında lojistik hizmeti vererek, 130'dan fazla ülkeye anında kargo teklifi alıp, teklifleri karşılaştırarak, gönderim, depolama ve ikmal operasyonlarını yönetmelerini sağlayan “Navlungo”;
Batuhan Ergör ve Mehmet Ergör tarafından kurulan ve sağlık ve gıda endüstrilerinde el hijyeni izlemesini yapay zeka destekli platformu YIKA ile dijitalleştiren “ERG Controls”.
Bir yıl sürecek Startup Destek Programı kapsamında belirlenen kriterler doğrultusunda uluslararası bir jüri tarafından seçilen 5 girişimin kurucuları, ABD’de uluslararası yatırımcılarla buluşarak iş fikirlerini sunma ve global pazara erişim fırsatı yakalayacak. Hamdi Ulukaya Girişimi program kapsamında ayrıca girişimcilere alanında uzman ve bulunduğu sektöre yön veren isimlerin mentorluğundan yararlanma imkanı sunacak. Katılımcılar Chobani başta olmak üzere küresel çapta başarılı şirketlerdeki yöneticilerden oluşan bir ağa katılma imkanı da bulacak olan girişimcilere ayrıca bulundukları sektörlere yönelik profesyonel pazar araştırması desteği de sağlanacak. Pazar araştırmasından elde edilen sonuçlar çerçevesinde girişimcilere yeni iş geliştirme yöntemlerinin Hamdi Ulukaya Girişimi ile birlikte uygulanması için güçlü olanaklar sunulacak.
Hamdi Ulukaya Girişimi hakkında:
Hamdi Ulukaya Girişimi, ABD’nin son 10 yılda en hızlı büyüyen gıda şirketlerinden Chobani’nin kurucu ve CEO’su Hamdi Ulukaya tarafından 5 milyon dolar yatırımla Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini harekete geçirmek ve Anadolu’dan bir dünya markası çıkarmak amacıyla 2017 yılında başlatılan bir girişimci destek programıdır.
Chobani'nin toplumsal destek hareketlerinden biri olan Hamdi Ulukaya Girişimi, toplumu olumlu yönde dönüştürme gücüne sahip olan girişimcilere destek vermek misyonu üzerine kurulmuştur. Programda yalnızca finansal başarılar değil, aynı zamanda sosyal faydayı gözeten girişimciler de desteklenmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın lider güzellik ve kozmetik markalarından Avon, 2024 yılının Şubat ayında yerel ve global hukuk yeteneklerini güçlendirmek için global hukuk ekibindeki liderlik rollerinde değişiklikler yaptı. Bu değişiklikler kapsamında; Avon Türkiye Hukuk Direktörü Ege Ergin, global çoklu kanal ekibine dahil oldu. Ege Ergin, Türkiye'deki mevcut rolünü koruyarak, aynı zamanda, Avon'un global çoklu kanal ekibine hukuki alanlarda destek verecektir.
Ege Ergin kimdir?
Ocak 2023'te Avon'a ailesine katılan Ege Ergin, Avon'a katılmadan önce kariyerine prestijli hukuk bürolarında çalışarak başladı. Birleşme ve satın alma projeleri, halka arzlar, şirketler hukuku, iş hukuku ve fikri mülkiyet gibi çeşitli hukuk alanlarında çalışan Ege Ergin, daha sonra kariyerine uluslararası bir atıştırmalık şirketinin Hukuk ve Uyum departmanında şirket içi avukat olarak çalışmaya başladı. Ergin, kariyerinde anti-tröst soruşturmaları, toplu iş sözleşmeleri, veri gizliliği uyum projeleri gibi şirketlerin kurumsal yönetimi ve etik ve uyum programları gibi birçok önemli projede yer aldı. Ege Ergin, İstanbul Alman Lisesi'nden mezun oldu ve lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. Daha sonra Hukuk Yüksek Lisansı'nı Londra Üniversitesi Queen Mary'de üstün başarıyla tamamladı. Ergin, aynı zamanda evli ve bir kız çocuğu annesi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın bir numaralı mayonez markası Hellmann’s, tüm dünyanın heyecanla beklediği en büyük futbol organizasyonlarından UEFA EURO 2024™ resmi sponsoru oldu. Bu sponsorluk kapsamında Hellmann’s tüm futbolseverleri Haziran ve Temmuz aylarında Yapı Kredi Bomontiada’da düzenlenecek keyif dolu etkinliklerine bekliyor.
Danışmanlık firması Kantar Worldpanel tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre restoran sektörü, yoğun futbol sezonu gibi özel anlarla ilgili deneyimler sunarak tüketicileri cezbetmek için çok önemli bir fırsat yakalıyor. Maç günlerinde bar ve restoranlardaki tüketim önemli ölçüde artıyor ve bu da konaklama sektörünü büyütmek adına önemli bir adım haline geliyor. Bu iç görüden yola çıkarak tüm dünyada futbolseverlerin heyecanla beklediği UEFA EURO 2024™ resmi sponsoru olan Hellmann’s lezzetli sosları ile futbolseverlere maç keyfini dolu dolu yaşatacak.
Dünyanın bir numaralı mayonez markası ve UEFA EURO 2024™ resmi sponsoru Hellmann’s, 14 Haziran’da başlayıp 14 Temmuz’a kadar devam edecek etkinliklerde futbolseverleri sahaların ilk 11’leriyle buluşturacak. Yapı Kredi Bomontiada’da kurulan özel alanda en heyecanlı 6 maç, Hellmann’s lezzetleriyle unutulmaz bir deneyime dönüşecek. Girişin ücretsiz ve herkese açık olduğu bu özel etkinlikler, maç coşkusunu sonuna kadar hissettiren farklı deneyim alanlarıyla da yaz akşamlarının vazgeçilmez aktivitesi olacak.
Etkinlikler, merakla beklenen UEFA EURO 2024™’ün en heyecanlı karşılaşmaları ile futbol coşkusunu katlayacak. 26 Haziran’da turnuvanın en heyecanlı maçlarında Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçı, Ceyhun Yılmaz moderatörlüğünde ve milli takımımızın efsanevi ismi Nihat Kahveci söyleşisiyle tam bir futbol şölenine dönüşecek.
Hellmann’s’ın dolu dolu lezzetleriyle keyfi katlanacak maç günleri hakkındaki detaylar ve sezon boyunca farklı lokasyonlarda beraber lezzetli bir maç heyecanı yaşamak için Instagram’da hellmannsclub hesabını takipte kalabilirsiniz.
Unilever Ev Dışı Tüketim hakkında
Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olan Unilever’in ev dışı gıda sektöründe hizmet veren markası Unilever Ev Dışı Tüketim, 300’ü aşkın şeften oluşan ekibi ile gastronomi sektörüne; lezzet, kolaylık ve besin değerini tutarlı ve yüksek standartlarla dengeleyen yemek çözümleri sunuyor. Gıda hizmetleri profesyonellerinin oluşturduğu küresel ağı ile en iyi sürdürülebilir malzemelerin tedarik edilmesi, kaliteli ürünler geliştirilmesi, ilham verici ve dünyadaki trendlerle uyumlu tarifler yaratılması, şeflere ihtiyaç duydukları eğitim ve desteğin verilmesi konularında çalışmalar yapıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Balparmak AR-GE Merkezi, baldaki hilelerle (taklit ve tağşiş) mücadeleye karşı geliştirdiği öncü metotlarıyla bilim dünyasına yol gösteriyor. Bilim dünyasının katıldığı ve Romanya’da gerçekleşen 6. Uluslararası Arı Ürünleri Kongresi ve Uluslararası Bal İhtisas Komisyon Toplantısında ülkemizi temsilen beş sunum yapan Balparmak, baldaki hileyi 25 dakikada belirleyen yeni metodu ile Uluslararası Bal İhtisas Komisyonu’nun çalışma grubu lideri oldu. Balparmak AR-GE ve Kalite Direktörü Dr. Emel Damarlı, “Bu gelişme, Balparmak AR-GE Merkezinin bilir kurumu olma hedefi yolundaki çalışmaları için önemli bir adım oldu” dedi.
Dünya arıcılık sektörünün en önemli sorunlarından biri de balda yapılan hileler. Taklit ve tağşiş olarak literatüre geçen bu önemli problemin tespit edilmesi ciddi bilimsel teknolojik alt yapı ve tecrübeyle donatılmış uzmanlık gerektiriyor. Rengine, kokusuna, görüntüsüne bakarak anlaşılmayan baldaki sahteciliği tespit etmenin tek yolu ise detaylı analizdir. Türkiye'nin ilk Avrupa'nın dördüncü en kapsamlı arı ürünleri ihtisas laboratuvarı olan Bal ve Diğer Arı Ürünleri Araştırma ve Kalite Kontrol Laboratuvarını içinde barındıran Balparmak AR-GE Merkezi, dünyada ilkleri gerçekleştirdiği yeni analiz metotlarının tespitiyle dünya laboratuvarlarına da destek veriyor. Balparmak AR-GE Merkezi uzmanları, katıldıkları kongre ve etkinliklerde bilimsel sunumlarla, geliştirdikleri yenilikçi analiz yöntemlerini tüm bilim dünyasıyla paylaşıyor.
Bu yıl Romanya’da gerçekleştirilen 6. Uluslararası Arı Ürünleri Kongresi ve Uluslararası Bal İhtisas Komisyonu Toplantısı’nda yapılan 35 tane sunumun 5’i Balparmak AR-GE Merkezi uzmanları tarafından gerçekleştirildi. Yapılan sunumların üçü özellikle bal ve diğer arı ürünlerinde taklit ve tağşişin belirlenmesine yönelik metot geliştirme çalışmalarından oluştu. Balparmak, AR-GE Merkezi’nde geliştirilen analiz yöntemlerinin başarısı sayesinde Uluslararası Bal İhtisas Komisyonu’nun bal ve arı ürünlerinde taklit ve tağşişin belirlenmesi konusundaki çalışma grubunun lideri oldu. Balparmak Analitik AR-GE Müdürü Dr. Emir Akyıldız bu görevi üstlendi. Farklı ülkelerden akademisyenlerin ve özel sektörün temsilcilerinin yer aldığı Uluslararası Bal İhtisas Komisyonu, bilimsel çalışmalarını Codex Alimentarius, ISO, Avrupa Regülasyonları gibi önemli birimlere gönderiyor.
Balda yapılan hilelerle mücadele kapsamında geliştirdikleri yeni metotlarla bala ilave edilen hileleri 25 dakika içinde tespit edebildiklerini belirten Balparmak AR-GE ve Kalite Direktörü Dr. Emel Damarlı, “Bu gelişme, Balparmak AR-GE Merkezinin bilir kurum olma hedefi yolundaki çalışmaları için önemli bir adım oldu. Bu gelişme ile Balparmak AR-GE Merkezi tüm dünyada taklit-tağşiş konusundaki mücadelenin liderliğini aldı. Artık Balparmak AR-GE Merkezini tüm bilim dünyası tanıyor diyebiliriz. Bu Balparmak markamız için olduğu kadar ülkemiz için de gurur verici bir gelişmedir” dedi.
Arı sütünde doğru parametrelere bakılmasını sağladık
Uluslararası Arı Ürünleri Kongresi ve Uluslararası Bal İhtisas Komisyonu Toplantısı’nda gerçekleştirilen sunumlardan bir diğeri ise, son dönemde gündemde olan arı sütü konusu oldu. Arı sütünün fonksiyonel faydaları ve kalite göstergeleri açısından incelendiğini belirten Damarlı, “Arı sütünün kendine özgü çok farklı ana proteinleri var. Biz buna MRJP diyoruz. Aslında bu proteinlere bakılması gerektiği yönünde bir sunum yaptık ve burada geliştirdiğimiz metodu paylaştık” şeklinde konuştu.
Türk Çam balı, Türkiye’nin ihracatının önünü açabilecek tüm dünyada çok değerli bir bal çeşidi.
Türkiye’ye özgü bir bal çeşidi olan ve yüzde 92’si Türkiye’nin Ege kıyılarındaki Kızıl Çam ormanlarından elde edilen Türk Çam balının tüm dünyada tanınması için coğrafi işaretinin alınması amacıyla ciddi bir çaba içinde olduklarını belirten Damarlı, “Türk Çam Balı, Türkiye’nin ihracatının önünü açabilecek önemli ve ülkemize özgü endemik bir bal türüdür. Bu kıymetli balın tüm dünyada hak ettiği değere ulaşması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Ayrıca bilimsel tarafta da Çam Balının ihracatta önünü açmak için de mücadele veriyoruz. Örneğin standartta her bal için kullanılan C4 metodunun ürün hazırlığı aşamasında çam balına özel bir metot uygulanması gerektiğini tespit ederek Balparmak Türk Çam Balı Tespit Metodu adını verdiğimiz bir metot geliştirdik. Artık dünya referans laboratuvarları bu yeni geliştirdiğimiz metot ile doğal Türk Çam Balı ihracatında çok büyük bir sıçrama noktası oluşturduk” şeklinde konuştu.
Balda yeni analiz metotlarına ihtiyaç var
Balın taklit ve tağşiş edilmesi en kolay gıda ürünü olduğunu vurgulayan Damarlı, “Balda yeni analiz metotlarına çok büyük ihtiyaç var. Bu nedenle biz doğal balın peşinde koşuyoruz, yeni taklit ve tağşiş belirleme metotları geliştiriyoruz. Bu konuda dünyada yapılan çalışmaların ötesinde çalışmalar yapıyoruz. Diğer yandan arı sütü çok kıymetli bir ürün. Çünkü yayınlanan pek çok bilimsel araştırma sonuçları bize arı sütünün takviye edici gıda olarak fonksiyonel özelliklerini anlatıyor. Bu ürünün tağşişini engellemek için toplam proteine değil ana proteinlere bakmak lazım diyoruz. Burada da yeni bir yaklaşım getiriyoruz ve doğru arı sütünü seçmeleri ve kullanmaları için tüketicileri yönlendirmeye çalışıyoruz. Polen ise, tam gıda (superfoods) olarak adlandırılıyor son dönemde. Çünkü bütün besleyici değerleri dengeli olarak içeriyor. dedi.
Sektör temsilcilerine 4 farklı sözlü sunum
Uluslararası Bal İhtisas Komisyonu’nun bal ve diğer arı ürünlerinde taklit ve tağşişin belirlenmesi konusundaki çalışma grubunun liderliğini de üstlenen Balparmak AR-GE ekibi Türkiye’de de bilim insanları ve sektör temsilcileriyle buluşarak onlara geliştirdiği analiz yöntemlerini anlatıyor. Thermo Scientific TR distribütörü RedoksLab ın organize ettiği “Foodomic” seminerine de katılım sağlayan Balparmak AR-GE ekibi sektör temsilcileri ile İstanbul Ataşehir’de bir araya geldi. Balparmak Analitik AR-GE Müdürü Dr. Emir Akyıldız’ın yaptığı dört ayrı sözlü sunum ile tüm katılımcıları Balparmak’ın öncü analiz yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Arı ürünlerinde gıda güvenliğini tehdit eden başlıca konuların taklit, tağşiş ve kalıntılar olduğuna dikkat çekilen sunumlarda, bu durumların tespitine ilişkin bilgilendirmeler yapıldı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Çevreci ve sürdürülebilir bir iç mimari yaklaşımıyla tasarlanmış ilk mağazasını kısa süre önce Cevahir AVM’de açan Lee ve Wrangler markaları sürdürülebilirlik yolunda attığı adımlara bir yenisini daha ekledi. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda gençleri destelemek için Lee ve Wrangler, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü öğrencileri Yaren İştenoğlu ve Beril Ortaç ile ilham verici bir iş birliğine imza attı. Öğrencilerin el sanatları tekniğinden esinlenerek ileri dönüştürdükleri kıyafetler, Lee ve Wrangler mağazalarının vitrininde yerlerini aldı.
Atık Denimlerden İleri Dönüştürülmüş Kıyafetler
Altı haftalık proje sürecinde öğrenciler, Kintsugi, Sashiko ve Siyanotip isimli el sanatları tekniklerinden yararlandı. Beril Ortaç’ın denim kırpıklarından ileri dönüştürerek yarattığı kıyafette, ilhamını Japon zanaat teknikleri Kintsugi ve Sashiko’dan aldı. Kırılan seramikleri altınla onarma sanatı Kintsugi kusurları güzelliğe dönüştürme yaklaşımını benimserken, geleneksel dikiş tekniklerinden biri olan Sashiko ise koleksiyona ait parçaların yapısına da yansıyan birlik ve beraberliği simgeliyor. Yaren İştenoğlu’nun faydalandığı, kağıt ya da kumaşa mavi-beyaz eserler oluşturma olanağı tanıyan Siyanotip yöntemi ise 1800’lü yıllarda mimar ve mühendislerin büyük planlarını kopyalamak için geliştirildi.
Bir Ay Boyunca Sergilenecek
Kintsugi & Sashiko ve Siyanotip teknikleriyle eşsiz sürdürülebilir tasarımları hayata geçiren öğrencilerin eserleri, Lee ve Wrangler’ın İstinye ve Cevahir AVM mağazalarının vitrinlerinde bir ay boyunca sergileniyor.
Lee Hakkında:
H.D LEE tarafından kurulmuştur. Yaklaşık 130 yıldır ihtiyaca yönelik tasarım ve işçiliği, hareketten ilham alan yenilikleri, çok yönlü tasarım ve mükemmel fit uzmanlığı ile gelecek nesillere ve geleceğin efsanelerine ilham vermeye devam edecek.
Wrangler Hakkında:
Kökeni 1904 yılına, Greensboro, Kuzey Karolina'ya dayanan Wrangler, 1947'de kovboyların ve çiftçilerin zorlu talepleri için yaratılan ürünlerle doğdu. Denim, 1950'lerde büyüyen gençlik hareketinin üniforması olarak benimsendiğinde, Wrangler ergen tavrıyla eşanlamlı hale geldi. 75 yıllık öncü ruhuna sahip bir denim markası olan Wrangler, oyunun kurallarını değiştiren çok sayıda ilke imza atmıştır. Daha yakın bir zamanda Wrangler, WeCare şemsiyesi altında, geleneksel denim kumaştan en az yüzde 90 daha az su ile yapılan sürdürülebilir kumaşlar olan Indigood® dahil olmak üzere çok sayıda yenilik geliştirdi. Wrangler, EMEA’da (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) 47 ülkede tanınmaktadır ve dünya çapında 110'dan fazla ülkede satılmaktadır. Wrangler, bayi kanalları, full sahiplik, ortak mağazalar, e-ticaret, önemli büyük mağazalar ve bağımsız şirketler dahil olmak üzere çok çeşitli toptan ve perakende dağıtım kanallarında temsil edilmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Alpine, Fransız uzmanlığı ile markanın üç temel dayanağı olan; performans, çeviklik ve hafiflik yaklaşımıyla geliştirdiği ilk elektrikli spor otomobili A290 ile yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. 13 Haziran tarihinde, dünyanın en büyük dayanıklılık yarışı olan Le Mans 24 Saat Yarışları’nın açılış gününde ilk sportif 5 koltuklu şehir otomobilinin tanıtımını gerçekleştiren Alpine, tamamen elektrikli Dream Garage dünyasının açılışını yapıyor.
Alpine A290, Alpine A110'da beğenilen tüm unsurları şehirli bir spor otomobile dahil ediyor. Alpine DNA'sına mükemmel uyum sağlayacak şekilde geliştirilen A290, kompakt ve çevik bir otomobil olmakla birlikte yüksek performans ve konfor sunuyor.
Sahip olduğu üstün tasarımı, üst düzey teknik özellikleri, eksiksiz bağlantı ve sürüşü kişiselleştiren çok sayıda seçeneğiyle Alpine A290, elektrik çağını kucaklamak için tasarlanan yeni nesil gerçek bir Alpine. Bu otomobil; performansa ya da tasarıma daha fazla odaklanan yeni nesil müşteri kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.
MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “A290, Alpine’in sportif ruhunu şehrin sokaklarına taşıyan beş kapılı ve yeni hot hatch bir model. Kompakt ölçüleri ile size şehir içinde konforlu ve pratik bir sürüş deneyimi yaşatırken, aynı zamanda kendinizi Alpine’in heyecan verici dünyası içerisinde bulmanızı sağlıyor. Tıpkı A110’da olduğu gibi A290’da da aerodinamiğe büyük bir önem verildi. Tamamen alüminyumdan oluşan gövdesi ve özel tasarımı, sınıfının en çevik modellerinden biri olma özelliğini taşımasını sağlıyor. 380 kilometreye kadar menzili bulunan Alpine’in ilk elektrikli modeli A290, elektrifikasyonun otomotiv dünyasında geldiği konumun önemini bir kez daha vurguluyor. Yakın gelecekte yarış pistlerinde de göreceğimiz elektrikli otomobillerin ilk temsilcilerinden olacak bu model, OYAK’ın da girişimi ve destekleri ile 2025 yılının ikinci yarısında Türkiye’deki kullanıcıları ile buluşacak.” dedi.
Sportifliğin Saf İfadesi Olan Dış Tasarım
Alpine A290, 4 metreden kısa olan küçük bir şehir otomobili olmasına rağmen, sahip olduğu gövde orantılarıyla kaslı bir görünüm sergiliyor. AmpR Small platformu, Antony Villain liderliğindeki Alpine tasarım ekibinin modele mükemmel bir temel kazandırmasını mümkün kılarken, iz genişliğinin 60 mm artırılması bu etkiyi daha da güçlendiriyor. Bu sayede A290, harekete geçmeye hazır kaslı bir hot-hatch tavrı ortaya koyuyor. Uzunluğu 3.990 mm, genişliği 1.820 mm, yüksekliği 1.520 mm ve aks mesafesi 2.530 mm olan A290 oldukça kompakt boyutlara sahip.
A290, Jean Rédélé geleneğine bağlılığını sürdüren bir tasarıma sahip. Alpine’in tüm modellerinde bulunan dört farlı ön cephe, benzersiz ışık imzasıyla uzak mesafeden bile tanınabilirken, ralli otomobillerini anımsatan X şeklindeki desenler dikkat çekiyor.
Geniş çamurluklar, onları vurgulayan gövde rengi kenarlara sahip yan marşpiyeler, alüminyum veya belirli versiyonlarda standart olarak anodize mavi tavan kenarları ve ince düşünülmüş diğer birçok detay; A290’ın dış tasarımına güçlü bir ifade kazandırıyor. Ön kısımda Alpine yazısı yer alırken; özel spor tamponda tipik bir kar tanesi motifi bulunuyor.
A290’ın gövde tasarım sürecinin her aşamasında, elektrikli menzili en üst düzeye çıkartmak üzere aerodinamik faktörler göz önünde bulunduruldu. Maksimum verim elde etmek için geniş yan marşpiyeler, difüzör, kanatçıklar ve arka aydınlatmaların şeklinin yanı sıra tampondaki hava girişleri de özel olarak tasarlandı.
Alpine A290, yeni Alpine Vision Mavi de dahil olmak üzere dört gövde rengi içeriyor. Ayrıca Deep Siyah, Nival Beyaz ve Matt Tornado Grisi renklerinde de sunuluyor.
İç Tasarım: Kokpit Atmosferi
A290, 5 koltuğa, 5 kapıya ve 326 litrelik bir bagaja sahip canlı küçük sınıf bir otomobil. Kokpit, Deep Mavi seçeneğiyle Alpine dünyasına özgü sportif bir görünüm sergiliyor. Nappa deri ile kaplı üç kollu spor direksiyon simidi, A290’ın sportif karakterini vurgulamak ve ele daha iyi oturmasını sağlamak üzere kalın bir şekilde tasarlandı. Direksiyon simidinin solunda şarj için rejenerasyon seviyesini ayarlayan RCH döner düğme, sağında çeşitli sürüş modları ve hemen dikkat çeken kırmızı OV sollama düğmesi ile Formula 1 dünyasından ilham alan birkaç özel düğme içeriyor. Direksiyon; sürüş yardımcıları, telefon, sesli asistan ve gösterge ekranı modu için kontrollere ek olarak özel bir ses kumandası modülü de içeriyor.
Spor pedallar ve ayak desteği, A290'ın sportif sürüş pozisyonunun ergonomisini tamamlıyor. Sürücüye doğru eğimli 10,1 inç orta ekran ve fiziksel klima kontrolleri; sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan kontrol edebilmesini sağlayacak ergonomiyle tasarlandı. Çevre dostu malzemelerden üretilen döşemeler, sürdürülebilirliğe olan bağlılığı yansıtıyor. İlk donanım seviyesinde koltuklar, silika grisi kontrast dikişlerle kombin edilmiş %100 geri dönüştürülmüş koyu mavi kumaş ile kaplanırken; ön konsol, orta konsolun yanları ve kapı panelleri gözenekli kumaşla kaplandı. Sırtlığın üst bölümüne ise elektrikli ok şeklinde bir A logosu yerleştirildi. GT Premium ve GTS versiyonlarında koltuklar, ön konsol ve kapı panelleri Deep Mavi ve Eevee Gri renk Nappa deri ile kaplandı. Deri koltuk başlıklarına Alpine kabartması, koltuk sırtlığının ortasına ise A290 logosu işlendi.
Platform Ve Dinamik Özellikler: Erişilebilir Sportiflik
Alpine A290, segmentinin en iyi performans seviyesine sahip otomobillerden biri. 220 HP'ye kadar güç, 300 Nm tork ve sadece 1.479 kg ağırlığı ile 0-100 km/s hızlanma süresi sadece 6,4 saniye. Sadece 3,99 metre uzunluğundaki bu 5 kapılı, 5 kişilik şehir otomobili; konfor ve pratiklik özelliklerini koruyor. 326 litrelik cömert bagaj hacmi ve 10,20 metre dönüş çapı ile günlük kullanım kolaylığı sağlıyor.
Tamamen alüminyum tasarımı ve batarya boyutu seçimi, ağırlığı son derece rekabetçi bir değer olan 1.479 kg'da tutmaya yardımcı oluyor. Düşük ağırlık merkezi A290'ın gövde salınımlarını sınırlıyor. Bu sınıfta nadir olan çok kollu arka süspansiyon, tekerlek konumunun hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlayarak A290'a sınıfının en iyi yol tutuşunu sağlıyor.
A290'ın 26 sürüş destek sistemi (ADAS); geri manevrada otomatik acil durum freni, acil durum şerit düzeltmesi, güvenli yolcu çıkışı ve sürücünün dikkatini izleme özelliklerini içeriyor. Direksiyonun sol tarafında bulunan yeni My Safety Switch düğmesi, sürücünün ADAS ayar tercihlerini tek bir hareketle seçmesini sağlıyor. Ayrıca dur-kalk işlevine sahip adaptif hız sabitleme ve iki tekerlekli araçları sollamaya izin veren şeritten çıkma sistemi de A290'da standart özellikler olarak bulunuyor.
Güç-Aktarma Sistemleri: Performans Ve Verimlilik
Versiyona bağlı olarak Alpine A290'ın motoru baz versiyonda 180 HP; GT Premium, GT Performance ve GTS'de ise 220 HP olmak üzere iki farklı güç seviyesine sahip. Kademeli hızlanma pedalı tepkisi, elektromotorunun yüksek güç ve tork seviyelerine rağmen A290'ı kontrolü kolay bir spor otomobile dönüşmesini sağlamak için ayarlandı. A290'ın geliştirme mühendisleri, çekiş gücünü en üst düzeye çıkarmak amacıyla fren müdahalesine ek olarak; optimum tork dağılımını hassas bir şekilde ayarlamayı mümkün kılan gelişmiş tork yönetim sistemi Alpine Torque Technology'yi geliştirdi.
Elektrikli otomobillerde doğal motor gürültüsü olmadığından, sürüşe eşlik edecek ve güç aktarma sistemindeki stres hakkında doğrudan bilgi sağlayacak bir geri bildirim ses sisteminin oluşturulması, hissi artırmaya ve sürüş deneyimini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Akustik uzmanları ve müzisyenlerle çalışan Alpine ekipleri, motorun ürettiği seslere dayanarak farklı frekans ve yoğunluklarda iki farklı Alpine Sürüş Sesi tonu oluşturdu. Bu sesler, A290 için özel olarak tasarlanan Devialet ses sistemi aracılığıyla yayılıyor. İlk ses olan Alternatif Ses, günlük kullanım için tasarlanan hafif, sportif bir ton sunuyor. İkinci ses olan Alpine Sesi, A290'a uygun benzersiz bir sportif ses deseni ile sürüş aşamalarını yapılandırmaya yardımcı oluyor. Her iki Alpine Sürüş Sesi de sürüş modlarından bağımsız olarak çalışıyor ve devre dışı bırakılabiliyor. Ayrıca yayaları elektrikli bir aracın gelişine karşı uyarmak için 30 km/s hıza kadar zorunlu olan akustik araç uyarı sistemi veya AVAS da yine benzersiz bir Alpine sesiyle tasarlandı.
Teknoloji: Sürükleyici Bir Dijital Deneyim
Direksiyonun arkasındaki 10,25 inç gösterge ekranı ve sürücüye dönük 10,1 inç merkezi bilgi-eğlence ekranı, özel grafikleri, arayüzleri ve işlevleriyle A290'ın atmosferine katkıda bulunuyor. Bu sürükleyici dijital deneyim, A290 kokpitinin sportif şıklığına uygun benzersiz görsel temalarla da yansıtılıyor. Hız göstergesinin alt kısmındaki sürüş modu simgesinin görsel teması seçilen sürüş moduna bağlı; Normal, Spor (dağ çizgisi kırmızı görünüyor), Eko (dağ çizgisi yeşil görünüyor) ve Kişisel olarak değişebiliyor.
Elektrikli rota planlama işleviyle Google Haritalar GPS navigasyon ve Google Asistan sesli asistan tüm donanım seviyelerinde standart olarak sunuluyor. Çok sayıda uygulama Google Play içeriği olarak sunuluyor. Android Auto ve Apple CarPlay üzerinden akıllı telefonlar entegre sisteme kablolu veya kablosuz olarak bağlanabiliyor. Alpine Telemetrik fonksiyonu, Canlı Veriler, Koçluk ve Yarış olmak üzere A290'a dayalı üç ana hizmet kategorisine erişim sağlıyor.
Batarya Ve Şarj: Kapsamlı Bir Ekosistem
Alpine A290, standart olarak yaklaşık 380 km'ye kadar WLTP menzili sağlayan 52 kWsa batarya ile sunuluyor. A290'ın 100 kW DC hızlı şarj sistemi ile batarya, %15'ten %80'e şarja 30 dakika ulaşabilirken, 15 dakika şarj ile de 150 km'ye kadar WLTP menzil sağlıyor. AC şarj noktasında entegre 11 kW şarj cihazı ile bataryanın %10'dan %80’e ulaşması için 3 saat 20 dakika şarj etmek, %50'den %80'e ulaşması için 1 saat 20 dakika şarj etmek ve 70 km WLTP menzile ulaşması için ise 1 saat şarj etmek yeterli oluyor. Şarj cihazı, V2L (araçtan cihaza) işlevine olanak sağlayan çift yönlü kullanım özelliğini de içeriyor. Ayrıca V2G (araçtan şebekeye) ile de uyumlu olup, Mobilize Power hizmetini üzerinden evde şarj tasarrufu da sağlıyor.
Alpine A290, 2025 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye’de satışa sunulacak.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.