Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Hilton, The Ritus Hotel İstanbul Sultanahmet’in açılışını duyurarak Tapestry Collection by Hilton markasını Türkiye’de ilk kez misafirlerle buluşturuyor. İstanbul’un tarihi yarımadasının tam kalbinde konumlanan otel, yüzyıllara dayanan kültürel mirası çağdaş tasarımla harmanlayan, zarif ama ulaşılabilir bir konaklama deneyimi sunuyor.

Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının izlerini taşıyan Sultanahmet semtinden ilham alan The Ritus Hotel, adını Latince’de “ritüel” anlamına gelen Ritus kelimesinden alıyor. Mimari detayları ve sembolik atmosferi, otelin hemen yanındaki tarihi Hipodrom’dan esinlenerek şekillendi.

44 özenle tasarlanmış odası, gün boyu hizmet veren seçkin restoranı, şık lobi barı ve spor salonuyla otel; hem özgün deneyimler arayan hem de kültürel zenginliği modern konforla buluşturmak isteyen gezginler için tasarlandı. Binanın özgün cephesi ve pencere detayları korunurken, iç mekânlarda koyu ahşap zeminlerle açık tonların uyumu yakalanarak sıcak ve davetkâr bir atmosfere sahip.

The Ritus Hotel Istanbul Sultanahmet, tekstil ve turizm alanlarında uzun yıllara dayanan deneyime sahip iki girişimcinin ortak yatırımı olarak hayata geçirildi. Otelin yatırımcı ortakları İsmail Dark (Darkhill Hotel) ve Bayram Karataş (Hampton by Hilton Istanbul Old City & Lunet Old City Hotel), daha önceki otelcilik deneyimleri ve vizyoner yaklaşımlarıyla projeye hayat verdi.

İstanbul turizminin kalbi sayılan Sultanahmet’te hayata geçirilen bu proje, Türkiye’de Tapestry Collection by Hilton markasını ilk kez misafirlerle buluşturuyor.

Yaklaşık 45 kişilik kadrosu ile, hem bölge istihdamına katkı sağlıyor hem de tarihi yarımadada kaliteli ve özgün bir konaklama deneyimi sunarak Türkiye turizmine değer katmayı hedefliyor.

Hilton Kıta Avrupası Kıdemli Başkan Yardımcısı David Kelly, “Türkiye’de 70 yıla dayanan köklü bir geçmişimiz var. Tapestry Collection markamızın ülkedeki ilk otelini açmak, bu yolculukta heyecan verici bir adım. Yaşam tarzı otellerimize olan talep giderek artarken, The Ritus Hotel Istanbul Sultanahmet’in portföyümüze katılmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Burası, dünyanın en canlı şehirlerinden birinde misafirlerimize özgün bir deneyim sunacak,” dedi.

Otelin Genel Müdürü Emre Kaşıkara ise şunları söyledi: “The Ritus Hotel’in açılışıyla Türkiye’deki ilk Tapestry Collection by Hilton otelini hayata geçirmekten büyük gurur duyuyoruz. Burası yalnızca bir konaklama noktası değil; geçmişin hikâyeleriyle bağ kurabileceğiniz, yavaşlayabileceğiniz ve İstanbul’un en tarihi semtlerinden birinde kendinizi evinizde hissedebileceğiniz bir otel. Özenle seçilmiş ritüeller, rafine tasarım anlayışı ve Sultanahmet’in kendine özgü ruhuyla, misafirlerimize unutulmaz ve anlamlı bir konukseverlik deneyimi sunuyoruz.”

Yerelden İlham Alan Gastronomi Deneyimi

Ritüel temelli misafirperverlik anlayışıyla şekillenen The Ritus Hotel, geleneksel Türk kültürünü deneyimin her aşamasına taşıyor. Geleneksel Türk kahvesi sunumundan simgesel mutfak ritüellerine kadar otel, Roma ve Osmanlı dönemlerindeki kutlama geleneklerinden ilham alıyor. Bunlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri, Hipodrom’da zafer ve yeniden doğuşu simgeleyen törenlerden esinle sunulan, tereyağı ve balla servis edilen sıcak zeytinli ekmek. Bu özel sunum, mevsimlik ve yerel ürünlerin öne çıktığı zengin açık büfe kahvaltının bir parçası olarak misafirlere sunuluyor.

Öğle ve akşam yemeklerinde ise menüler alakart olarak servis edilirken, her tabak, geleneksel lezzetlerden ilhamla hazırlanıyor ve en taze yerel ürünlerle sunuluyor. The Ritus Hotel Istanbul Sultanahmet’teki gastronomi deneyimi yalnızca bir öğün değil; İstanbul’un zengin mutfak mirasıyla kurulan bir bağ, kültürel anlatımın bir parçası ve bulunduğunuz yere dair hissi güçlendiren özel bir yolculuk.

Sanatla İç İçe Bir Anlatı

Hikâyesini görselliğe de taşıyan The Ritus Hotel, ünlü Türk ressam İsmail Acar’ın orijinal eserlerini sergiliyor. Acar’ın Osmanlı mirasını çağdaş bir yorumla yeniden ele alan çalışmaları, otelin çeşitli alanlarında yer alıyor. Eserlerde, sultanın ihtişamlı ziyafeti, Sultanahmet Meydanı’nda düzenlenen okçuluk törenleri ve saray mutfağının görkemli gelenekleri gibi temalar öne çıkıyor.

Bu sanat eserleri yalnızca görsel bir zenginlik sunmakla kalmıyor; misafirleri İstanbul’un tarihine, günümüzden bir bakışla derinlikli bir diyaloğa davet ediyor. Acar’ın sanatsal dili, otelin zamanlar arası köprü kurma misyonuyla bütünleşerek kültürel bağlamı güçlü, sanat odaklı bir deneyim yaratıyor.

The Ritus Hotel, yalnızca klasik turistik gezi anlayışıyla yetinmeyen, derinlikli ve anlamlı deneyimler arayan gezginler için tasarlandı. Misafirlerini gizli avlular, aile işletmelerindeki yerel lezzetler ve İstanbul’un çok katmanlı hikâyeleriyle buluşturacak bir keşif noktası olarak konumlanıyor.

Ayrıca The Ritus Hotel Istanbul Sultanahmet, Hilton’un 24 ayrı markasını kapsayan ödüllü sadakat programı Hilton Honors®?’a dahil. Hilton Honors üyeleri, Hilton’un resmi kanallarından rezervasyon yaptıklarında; puan ve nakit esnekliği sunan ödeme sistemi, sadece üyeye özel indirimler ve ücretsiz standart Wi-Fi gibi ayrıcalıklardan faydalanabiliyor. Aynı zamanda mobil uygulama üzerinden check-in yapma, oda seçme ve dijital anahtar ile odaya erişim gibi dijital kolaylıkları da kullanabiliyorlar.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

EY’ın (Ernst&Young) Küresel Siber Güvenlik Araştırması’nın siber güvenlik fonksiyonlarının iş dünyasındaki rolünü tekrar tanımladığı yeni versiyonu yayımlandı. Araştırmaya göre, günümüzde siber güvenlik artık sadece riskleri yöneten bir koruma aracı değil; dahil olduğu stratejik girişimlere küresel çapta %11 ila %20 arasında değer kazandıran ve proje başına ortalama 36 milyon ABD doları finansal katkı sağlayan kritik bir fonksiyon olarak konumlanıyor.

Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi EY tarafından gerçekleştirilen, küresel çapta 19 ülkeden üst düzey yöneticinin ve bilgi güvenliği yöneticilerinin (CISO) görüşlerinin alındığı Küresel Siber Güvenlik 2025 Araştırması'na göre, siber güvenlik fonksiyonları iş dünyasında stratejik bir değer bileşenine dönüşüyor.

Siber güvenlik dahil olduğu stratejik girişimlere değer kazandırıyor

Araştırma, siber güvenliğin yalnızca bilgi teknolojileri içinde sınırlı kalan bir koruma mekanizması olmaktan çıkarak, geniş çaplı dijital dönüşüm; bulut tabanlı BT altyapısına geçiş ve yapay zekânın hızla benimsenmesiyle birlikte şirketlerin büyüme stratejilerinin ayrılmaz bir bileşeni haline geldiğini ortaya koyuyor. Siber güvenlik; özellikle teknoloji adaptasyonu ve inovasyon (%55), marka itibarının güçlendirilmesi (%54), müşteri deneyimi (%48), yeni pazarlara açılım ve ürün geliştirme (%36) gibi alanlarda risklere karşı korunmada şirketlere doğrudan değer kazandırıyor.

Araştırma sonuçları, küresel çapta siber güvenliğin dahil olduğu her kurumsal stratejik girişime %11 ve %20 arasında doğrudan katkı sağladığını ve bu katkının proje başına ortalama 36 milyon ABD doları düzeyinde olduğunu ortaya koyuyor. Siber güvenliğin yatırım geri dönüşü sağlayan bir kaldıraç haline gelmesi, üst düzey yöneticilerin gündeminde bu alana verilen önemi her geçen gün artırıyor. EY’ın son araştırmasına göre, yıllık geliri 20 milyar ABD dolarını aşan şirketlerde ise siber güvenliğin proje başına sağladığı katkı 154 milyon ABD dolarına kadar çıkabiliyor.

CISO’ların karar süreçlerine erken aşamada dahil edildiği şirketler avantaj elde ediyor

Araştırmanın dikkat çeken bir diğer bulgusu ise bilgi güvenliği yöneticilerinin (CISO’ların) erken aşamada şirketin karar süreçlerine dahil edilmesinin, iş değerini önemli ölçüde artırması olarak öne çıkıyor. Ancak araştırmaya katılan yöneticilerin yalnızca %13’ü, şirket içerisinde stratejik kararların alınmasında CISO’ların sürece erken aşamada dahil edildiğini belirtiyor. Bu durum, siber güvenliğin potansiyelinden henüz tam anlamıyla faydalanılamadığına işaret ediyor.

Araştırmada öne çıkan bir diğer kavramsal ayrım ise gelişmiş siber güvenlik fonksiyonlarına sahip (Secure Creators) olarak tanımlanan şirket grubudur. Bu grup, siber güvenliği iş stratejilerine daha erken entegre eden, yapay zekânın uygulanmasında ve dijital dönüşüm süreçlerinde güvenlik odaklı hareket eden ve müşteri deneyimi başta olmak üzere birçok alanda sürdürülebilir başarıyı yakalayan şirketlerden oluşuyor. Ayrıca bu şirketler, daha düşük bütçelerle yüksek verimlilik elde ederken, aynı zamanda marka güveni ve dış paydaş algısında da belirgin avantajlar sağlıyor.

Siber güvenlik alanında yapay zekâ ile şirketler maliyet tasarrufu elde ediyor

Siber güvenlik alanında yapay zekâ destekli otomasyonun yaygınlaşması süreci bir adım öteye taşıyor. Araştırmaya göre; tehdit algılama ve yanıt verme sürelerini ortalama %28 oranında azaltan bu teknolojiler sayesinde, şirketler küresel çapta yıllık ortalama 1.7 milyon ABD doları maliyet tasarrufu elde ediyor. Elde edilen bu kazanımların büyük bir kısmı ise yeniden inovasyona ve teknoloji yatırımlarına yönlendiriliyor. Bu durum, siber güvenlik fonksiyonlarının bir maliyet merkezi olmanın ötesinde, işin sürdürülebilirliğine katkı sağlayan stratejik iş birimlerine dönüştüğünü gösteriyor.

Günümüzün dijital çağında siber güvenlik, kurumların stratejik öncelikleri arasında ön plana çıkıyor. Geleneksel risk yönetimi anlayışından uzaklaşarak, iş süreçlerinin ve dijital dönüşümün ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Yapay zekâ ve otomasyonun sunduğu avantajlar sayesinde siber güvenlik yatırımları, şirketlerin rekabet gücünü artırırken, operasyonel başarı ve sürdürülebilir büyüme için de güçlü bir temel oluşturuyor.

Sonuç olarak, araştırmada CISO'ların siber güvenliğin kurum genelinde kilit bir unsur olmasını sağlamak için atabilecekleri üç adım ise şöyle sıralanıyor:

CISO’ların çalışma şeklinin, yalnızca kendi fonksiyonları içinde teknik uygulayıcılar olmasının ötesinde organizasyonda siber güvenlik işlevini kurumsal hedeflerle uyumlu hale getirmek için stratejik bir konuma getirilmesi.
Siber güvenlik alanındaki bütçe ihtiyaçlarının ve dağılımın yeniden gözden geçirilmesi.
Yönetim kurulunda güven oluşturmak için yapay zekânın benimsenmesinin kolaylaştırılması.
 

EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve Siber Güvenlik Hizmetleri Lideri Ulvi Cemal Bucak, araştırmayla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Günümüz dijital çağında siber güvenlik, artık yalnızca riskleri yöneten bir yapı olmaktan çıkarak, işletmelerin stratejik hedeflerine doğrudan katkı sağlayan, büyüme ve dijital dönüşüm süreçlerinde aktif rol üstlenen kritik bir iş fonksiyonu konumuna geldi. EY Küresel Siber Güvenlik 2025 Araştırması’na göre, CISO’ların stratejik karar alma süreçlerine erken aşamada dahil edilmesi ise, siber güvenlik yatırımlarının kurumlara yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda somut finansal değer olarak geri dönmesini mümkün kılıyor. Günümüzün karmaşık risk ortamında, kuruluşlar için kapsamlı ve güvenilir siber güvenlik stratejileri ve operasyonları oluşturmanın öneminin bilinciyle, biz de EY olarak siber güvenlik alanına yönelik yatırımlarımızı ve iş birliklerimizi sürdürüyoruz. Buna örnek olarak, EY ile CrowdStrike arasında kurulan stratejik iş birliğini gösterebiliriz. Bu gibi iş birliklerimizle, teknolojiyi ve danışmanlık profesyonellerimizin gücünü bir araya getirerek, sektöre entegre ve çevik bir siber güvenlik yaklaşımı kazandırmayı hedefliyoruz. Bu alanda sektörde yeni bir standart oluşturan bu iş birliği, kurumların siber risklere karşı daha güçlü ve proaktif adımlar atmasına imkân tanıyor.”

EY Hakkında

Dünya çapında 150’den fazla ülkede danışmanlık, denetim, güvence, kurumsal finansman, strateji ve vergi alanlarında çözümler sunan EY (Ernst & Young), sunduğu hizmet kalitesiyle finansal piyasalarda ve dünya genelinde faaliyet gösterdiği tüm ekonomilerde güven oluşturulmasına katkı sağlıyor. Profesyonel ekipleri, uzun yıllara dayanan deneyimi, sahip olduğu teknoloji, veri ve altyapı sayesinde şirketlerin gelişmesine ve dönüşmesine destek oluyor.

 

Şirketler, çalışanlar ve toplum için uzun vadeli değer yaratmayı amaçlayan EY, aynı zamanda daha iyi bir çalışma dünyası oluşturmayı hedefliyor. Bağımsız denetim, güvence, danışmanlık, hukuk, kurumsal finansman, strateji, teknoloji ve vergi hizmetlerinin yanı sıra birçok sektörde iş dünyasının karşılaştığı finansal ve operasyonel verimsizliklere karşı yeni çözümler ve dönüşüm yolları bulmak adına en doğru soruları sorarak en doğru cevapları arıyor.

 

EY adı küresel bir organizasyonu temsil eder ve Ernst&Young Global Limited’in, her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan bir veya daha fazla üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst&Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır.

 

Daha fazla bilgi için: ey.com

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyanın en büyük uluslararası havayolu Emirates, YouGov’un 2025’in En Çok Tavsiye Edilen Global Markaları sıralamasında zirvede yer aldı. Bu başarıyla havayolu, uzun yıllardır sürdürdüğü “İyisiyle Uçun” vaadini kanıtlar nitelikte bir sonuç elde etti. Emirates, global listede ilk 10’da yer alan tek havayolu oldu.

YouGov’un En Çok Tavsiye Edilen Markalar sıralaması, bir şirketin müşterilerinin yüzde kaçının bu markayı bir arkadaşına veya yakın çevresine tavsiye edeceğini ölçerek belirleniyor. Bu yıl Emirates, kendisine en yakın markaya önemli bir fark atarak %88,4 ile etkileyici bir skor elde etti. YouGov BrandIndex verileriyle oluşturulan bu skorlar, 1 Haziran 2024 ve 31 Mayıs 2025 tarihleri arasında marka performanslarının günlük olarak takip edildiği 28 pazarda bir milyondan fazla müşteriyle yapılan anketlere dayanıyor. Global ilk 10 markaya ait olumlu Tavsiye Skorları, markaların pazar başına mevcut müşteri tabanlarının büyüklüklerine göre ağırlıklandırılarak hesaplanıyor.

Emirates Başkanı Sir Tim Clark konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bu başarı, dünyanın dört bir yanındaki yolcularla kurduğumuz güçlü bağın ve onların bize duyduğu sadakatin bir göstergesi. Yolcularımız, yalnızca varış noktalarına ulaşmak için değil; bunu özenli, güvenilir ve mükemmel bir şekilde gerçekleştireceğimize inandıkları için de bizi tercih ediyor. Emirates'in her zaman yolcularımızın tavsiye etmekten gurur duyduğu bir marka olmaya devam etmesi için halihazırda olağanüstü olan deneyimimizi geliştirmeye ve seyahatte yeni standartlar belirlemeyi sürdüreceğiz."

Emirates, yolcularını her zaman operasyonlarının merkezinde tutarak, her seferinde unutulmaz bir yolculuk deneyimi yaşamalarını sağlıyor. Sürekli olarak en iyi ürünlere ve olağanüstü imza niteliğindeki hizmetlerine yatırım yapan havayolu, havada ve yerde dünya standartlarında bir seyahat deneyimi sunuyor.

2025’in ilk yarısında Emirates, üç yeni seyahat noktasına başlattığı seferlerle global uçuş ağını genişletti ve sıradaki durağını ise Hangzhou olarak belirledi. Havayolu aynı zamanda Asya, Afrika ve Avrupa’da yeniden tasarlanan dokuz seyahat mağazasının açılışını gerçekleştirdi ve en yeni uçak modeli olan A350’yi 10 farklı uçuş noktasında hizmete sundu. Emirates ayrıca seyahati herkes için erişilebilir kılma hedefi doğrultusunda önemli bir adım atarak dünyanın ilk Otizm Sertifikalı Havayolu™ unvanını aldı.

Ve Emirates hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor.

 

2025 Aralık ayı itibarıyla havayolu, en yeni iç mekânlarla donatılmış Boeing 777, A380 ve A350 uçaklarıyla 70’ten fazla şehre hizmet verecek. Bu rakam, Emirates’in toplam uçuş ağının neredeyse %50’sine karşılık geliyor. Havayolu ayrıca 2 milyondan fazla Premium Ekonomi koltuğu sunarak, daha fazla yolcunun Emirates’in en yeni nesil premium uçuş deneyiminden yararlanmasını sağlayacak.

 

Emirates, daha önce de YouGov tarafından, 92,6 puan ile 2024 Tavsiye Skorları sıralamasında BAE'de en çok tavsiye edilen marka olarak seçilmişti. YouGov'un 2024 yılında yayınladığı ABD’deki havayolları raporunda ise Emirates, ABD’de uçuş yapan havayolları arasında yolcuların oylarıyla en yüksek memnuniyet oranına sahip havayolu oldu ve ABD’li Y kuşağı ile Z kuşağının en çok tercih ettiği ilk 10 havayolu arasında yer aldı.

 

Uluslararası bir çevrim içi araştırma ve veri analizi firması olan YouGov, temel ölçüm aracı YouGov BrandIndex'i kullanarak erişilebilir ve tarafsız pazar araştırmalarına ve tüketici eğilimleri anketlerine öncülük ediyor.

 

Emirates Hakkında:

Emirates, dünyayı global merkezi olan Dubai aracılığıyla birbirine bağlayan, dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden biridir. Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Modern, verimli ve rahat uçaklarıyla 1987 yılından beri Türkiye’deki yolcularını Dubai üzerinden dünyaya bağlıyor. Emirates, ikonik çift katlı süperjumbo Airbus A380, geniş gövdeli Boeing 777 - 300ER ve yeni nesil A350 uçakları ile İstanbul Havalimanı’ndan haftada toplam 21 sefer gerçekleştiriyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, ulusal ve uluslararası düzeydeki başarılarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Vodafone Türkiye, uluslararası arenada 2008’den bu yana müşteri deneyimi yarışmaları düzenleyen Awards International’ın Türkiye’de bu yıl beşincisini gerçekleştirdiği Türkiye Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde (TCXA’25) 4 Altın ve 4 Gümüş olmak üzere toplam 8 ödüle birden layık görüldü.

 

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:

 

“Vodafone olarak, iyi bir müşteri deneyiminin, müşterilerimizle kurduğumuz tüm etkileşimlerde içten, çözüm odaklı ve destekleyici bir yaklaşımla, onlara güvenilir yol arkadaşları olduğumuzu hissettirmekten geçtiğini biliyoruz. Müşteri deneyiminin, tek başına ele alınabilecek bir olgu olmadığının, müşteri-çalışan-ekosistem üçlüsünün bir bileşeni olduğunun farkındayız. Bu bilinçle, müşterilerimize rastlantılarla dolu belirsiz bir deneyim yerine, onların ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan, üzerine düşünülmüş ve hatırlanan deneyimler sunabilmek için 5 yıl önce şirket çapında müşteri odaklı bir kültürel dönüşüm başlattık.

 

Bu dönüşümü geçtiğimiz Kasım ayında müşterilerimizle de Vodafone Memnuniyet Merkezi adı altında paylaştığımız bir olgunluğa eriştik. “Vodafone’la Oldu Bilin” mottosuyla başlattığımız bu yeni dönemde müşterilerimize harcamalarını kontrol altında tutacağı çözümler ve bütçe dostu teklifler sunuyor; sağladığımız avantajlarla gönüllerini kazanıyor; problemlerini ilk temasta çözüyor; vadettiğimiz deneyimi yaşatamazsak bunu telafi etmeyi hedefliyoruz.

 

Bu yeni dönemde müşterilerimizin değişen beklentilerini öngörerek onlara sade, akıllı ve güvenilir bir deneyim sunma hedefiyle hareket ediyor; teknolojiyi, tasarımı ve iç görüyü bir araya getiren projeler hayata geçiriyoruz. Bu anlayışla hayata geçen çalışmalarımızın, sektörün en saygın platformlarında ödüllerle onurlandırılması da bizleri hem gururlandırıyor hem de doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu başarıda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza ve güvenleriyle bize yön veren tüm müşterilerimize içtenlikle teşekkür ediyor; müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarımızı aynı motivasyonla sürdürmeye devam ediyoruz.”

 

Müşteri deneyiminde fark yaratan programlar

 

Vodafone, müşterileri stratejisinin odağına koyduğu “Vodafone’la Oldu Bilin” stratejisi ile “Her Şeyin Kalbinde Müşteriler” ve “En İyi Müşteri Odaklı Kültür” kategorilerinde, Müşteri Hizmetleri ve Bilgi Teknolojileri ekiplerinin liderliğinde yürütülen, müşterilerin tüm kanallardaki ayak izlerini takip ederek ihtiyaç ve taleplerini daha etkin yönetme imkânı veren “Müşteri Etkileşimi Geçmişi” projesi ile “Müşteri Deneyiminde En İyi Çok Kanallı Deneyim” kategorisinde ve müşteri taleplerini en kısa sürede çözümlemeyi hedefleyen “Çözüm Merkezi” projesi ile “En İyi Şikayet Yönetimi” kategorisinde Altın ödülü kucakladı.

 

Vodafone kişisel dijital asistan TOBi ile gerçekleştirilen “aşım iade” projesi ile “En İyi Teknoloji Kullanımı” kategorisinde, genç müşterileri FreeZone’luları Vodafone Pay dünyasıyla birleştiren “Vodafone Pay x FreeZone Cashback” projesi ile “En İyi Ürün veya Hizmet Geliştirme” kategorisinde, müşterilerin sesine kulak vererek yurtdışı internet deneyimlerini iyileştirme hedefiyle hazırlanan “Pürüzsüz Roaming” projesi ile “Müşteri İç Görüsü ve Geri Bildirimlerinin En İyi Kullanımı” kategorisinde ve hem mobil hem de kurumsal çözüm hizmetlerini tek bir platformda birleştiren "RedKonsol” projesi ile “En İyi B2B Deneyimi” kategorisinde Gümüş ödül aldı.

 

Memnuniyet anketlerinde 25 puanlık artış

 

Vodafone’un bu ödüllü projeleri, iş ve memnuniyet sonuçlarıyla da başarısını tescilliyor. Son 1 yılda müşterilere yöneltilen memnuniyet anketlerinde 25 puanlık artış görülürken, Vodafone'u çevresindekilere tavsiye edeceğini söyleyen müşterilerin oranı 13 puan arttı.

 

Vodafone Memnuniyet Merkezi dönemiyle başlatılan projeler kapsamında müşterilere sağlanan somut faydaların bu artışa çok büyük katkısı oldu. 1000 TL’ye kadar tarife aşımının iade edildiği aşım iade projesinden 500 bine yakın müşteri yararlanırken, Yurt Dışına Hoş Geldin paketi sayesinde, yurt dışına çıktığında sevdikleriyle ücretsiz haberleşebilen müşterilerimiz 45 bin GB mobil interneti ücretsiz kullandı.

 

Vodafone Pay Cashback kampanyasıyla tüm müşteriler 3500 TL’ye kadar, Freezone’lular ise 5000 TL’ye kadar nakit iade almaya başladılar. Tüm bu ve dahası kampanyalarla müşterilere sağlanan toplam fayda 422 milyon TL’yi aştı.

 

 

Vodafone hakkında

Vodafone, Avrupa ve Afrika’nın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden biridir. 15 ülkede 340 milyonu aşkın müşteriye mobil ve sabit iletişim hizmetleri sunuyor, 40’tan fazla ülkede daha mobil ağlarda iş ortaklıkları yürütüyoruz. Aynı zamanda, dünyanın en büyük Nesnelerin İnterneti (IoT) platformlarından birine sahibiz. Afrika’da, finansal teknoloji kurumlarımız, 7 ülkede yaklaşık 88 milyon kişiye hizmet veriyor ve diğer hizmet sağlayıcılardan daha fazla işlem yönetiyor.

Herkesi bağlantıda tutma hedefiyle, bireylerin ve kurumların yaşam kalitesini artıran, kapsayıcı ve sürdürülebilir toplumların ilerlemesine yardımcı olan teknolojileri sunuyoruz. 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak ve çevresel etkimizi azaltmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Daha fazla bilgi için www.vodafone.com adresini ziyaret edebilir, @VodafoneGroup X hesabımızı takip edebilir ve www.linkedin.com/company/vodafone adresinden LinkedIn bağlantısı kurabilirsiniz.

  

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kaspersky, önümüzdeki on yılın en tartışmalı teknolojik zorluklarından biri olarak görülen kuantum bilişimin yükselişini ve dijital güvenlik üzerindeki potansiyel etkisini ele aldı. Ayrıca siber güvenlik topluluğunun derhal harekete geçmesini gerektiren başlıca kuantum tehditleri ortaya kondu.

Klasik bilgisayarlar fiziksel sınırlarına yaklaştıkça performanslarındaki artış yavaşlıyor. Bu da karmaşık hesaplamalara dayanan alanlardaki ilerlemeyi kısıtlıyor. Kuantum bilgisayarlar, belirli problemleri klasik sistemlerden çok daha hızlı çözme potansiyeli sunuyor. Ancak şimdilik pratik kullanımları dar ve deneysel alanlarla sınırlı kalmış durumda.

Bununla birlikte, uzmanlar önümüzdeki on yıl içinde tamamen hataya dayanıklı bir kuantum bilgisayar üretebleceğimizi tahmin ediyor. Bu gelişme önemli ilerlemelerin kilidini açabilir, ancak aynı zamanda yeni siber güvenlik tehditlerini de ortaya çıkarabilir. Bu aciliyeti işaret eden Deloitte'un 2024 Küresel Siber Gelecek Araştırması, kuruluşların %83'ünün kuantum bilişim risklerini halihazırda değerlendirdiğini veya ele almak için adımlar attığını bildirerek özel sektörde artan farkındalığı ve proaktif stratejileri ortaya koyuyor.

Kaspersky, gelişen tehdidin kapsamını daha iyi anlamak için siber güvenlik topluluğunun harekete geçmesini gerektiren kuantumla ilgili en acil üç riski belirledi:

İlk üç risk

Kuantum bilgisayarlar, şu anda sayısız dijital sistemdeki verileri koruyan geleneksel şifreleme yöntemlerini tehlikeye atmak için kullanılabilir ve küresel siber güvenlik altyapıları için doğrudan tehdit oluşturabilir. Tehditler arasında hassas diplomatik, askeri ve finansal iletişimlerin dinlenmesi ve deşifre edilmesinin yanı sıra özel görüşmelerin gerçek zamanlı olarak deşifre edilmesi de yer alır. Bunlar kuantum sistemlerinin klasik makinelerden çok daha hızlı bir şekilde üstesinden gelebileceği ve güvenli görüşmeleri dinlemeye açık hale getirebileceği bir durum.

Şimdi sakla, şifresini sonra çöz: Önümüzdeki yılların en önemli tehdidi
Tehdit aktörleri, kuantum yetenekleri geliştiğinde şifrelerini çözmek amacıyla şifrelenmiş verileri bugünden topluyor. Bu "şimdi sakla, şifresini sonra çöz" taktiği, diplomatik alışverişler, finansal işlemler ve özel iletişimler de dahil olmak üzere hassas bilgileri ilk iletildikleri tarihten yıllar sonra ifşa edebilir.

Blok zinciri ve kripto para birimlerine sabotaj
Blok zinciri ağları kuantum tehditlerine karşı bağışık değildir. Bitcoin'in eliptik eğri kriptografisine (ECC) dayanan Eliptik Eğri Dijital İmza Algoritması (ECDSA) özellikle bu alanda savunmasızdır.

Potansiyel riskler arasında Bitcoin, Ethereum ve diğer kripto paraları tehdit eden dijital imzaların taklit edilmesi; kripto cüzdanlarını güvence altına alan ECDSA'ya yönelik saldırılar ve blok zinciri işlem geçmişinin kurcalanarak güven ve bütünlüğün zedelenmesi yer alıyor.

 

3. Kuantuma dirençli fidye yazılımı: Yeni bir cephe

İleriye bakıldığında, gelişmiş fidye yazılımı geliştiricileri ve operatörleri, kendi kötü amaçlı yüklerini korumak için kuantum sonrası kriptografiyi benimseme yoluna gidebilir. "Kuantuma dirençli" olarak adlandırılan fidye yazılımları hem klasik hem de kuantum bilgisayarlar tarafından şifre çözme işlemine direnecek şekilde tasarlanırsa, fidye ödemeden kurtarmayı neredeyse imkansız hale getirebilir.

Şu anda kuantum bilişim, mevcut fidye yazılımları tarafından kilitlenen dosyaların şifresini çözmek için bir yol sunmuyor. Veri koruma ve kurtarma hala geleneksel güvenlik çözümlerine, kolluk kuvvetleri, kuantum araştırmacıları ve uluslararası kuruluşlar arasındaki işbirliğine dayanıyor.

Kuantuma güvenli savunmalar oluşturma zamanı

Kuantum bilgisayarlar henüz doğrudan bir tehdit oluşturmuyor. Ancak tehdit oluştuğunda yanıt vermek için çok geç olabilir. Kuantum sonrası kriptografiye geçiş yıllar alacağından, hazırlıklara bugünden başlamada fayda var.

Bu nedenle siber güvenlik topluluğu, BT şirketleri ve hükümetler önümüzdeki riskleri ele almak için koordine olmalıdır. Politika yapıcılar kuantum sonrası algoritmalara geçiş için net stratejiler geliştirmelidir. İşletmeler ve araştırmacılar yeni güvenlik standartlarını şimdiden uygulamaya başlamalıdır.

Kaspersky META ve APAC Global Araştırma ve Analiz Ekibi Başkanı Sergey Lozhkin, şunları söylüyor: "En kritik risk aslında gelecekte değil, günümüzde yatıyor. Uzun vadede değeri olan şifrelenmiş veriler, gelecekteki şifre çözme nedeniyle şimdiden risk altında. Bugün alacağımız güvenlik kararları, dijital altyapımızın onlarca yıl sürecek dayanıklılığını belirleyecektir. Hükümetler, işletmeler ve altyapı sağlayıcıları bu duruma hemen uyum sağlamaya başlamazsa, geriye dönük olarak düzeltilemeyecek sistemik güvenlik açıkları riskiyle karşı karşıya kalabilirler.”

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Bugüne kadar bir milyardan fazla cihazı yeni ortaya çıkan siber tehditlere ve hedefli saldırılara karşı koruyan Kaspersky'nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünyanın dört bir yanındaki bireyleri, işletmeleri, kritik altyapıları ve devletleri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşüyor. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, kişisel cihazlar için lider dijital yaşam koruması, şirketler için özel güvenlik ürünleri ve hizmetlerinin yanı sıra sofistike ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için Cyber Immune çözümlerini içeriyor. Milyonlarca bireyin ve 200 binden fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli şeyleri korumalarına yardımcı oluyoruz. www.kaspersky.com adresinde daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

GNC Makina tarafından Türkiye’nin en yetenekli CNC operatörlerini seçmek adına hayata geçirilen CNC Masters yarışmasında final heyecanı yaşandı. Türkiye’nin farklı şehirlerinden başvuran yüzlerce operatör arasından ayrışan finalistler büyük ödül için kıyasıya mücadeleye girdi.

 

CNC operatörlerinin yarıştığı ve Türkiye genelinde yoğun ilgi gören CNC Masters, teknik eğitim, uygulamalı üretim ve jüri değerlendirmesi olmak üzere üç aşamada gerçekleşti. Finalist operatörler, CNC tezgâhları başında yeteneklerini ortaya koyarken, organizasyon sonunda en başarılı üç isim ödüllerine kavuştu.

 

CNC operatörlüğü mesleğinin sanayi sektörü için önemine dikkat çekmek ve mesleki gelişimi teşvik etmek amacıyla düzenlenen yarışma, 25 Mayıs - 28 Haziran tarihleri arasında üç aşamada gerçekleştirildi. İlk etapta online başvurularla başlayan yarışma süreci, GNC Akademi’de düzenlenen teknik eğitimler ve ardından sahada uygulamalı üretim performansıyla devam etti. Sürecin sonunda Türkiye’nin dört bir yanından gelen operatörler, CNC tezgâhı başında yeteneklerini jüri karşısında gösterdi.

 

Dereceye giren finalistler hem para ödülü hem de teknik ekipman kazandı

 

Yarışmanın büyük finali GNC Makina ofisinde gerçekleşti. Finalistler eşit şartlar altında kendilerine verilen parçayı 3 saatte Nakamura Tome SC100x2 tezgahının tüm özelliklerini kullanarak işledikleri ürününü elde etmek için mücadele gösterdi.

 

Sektörün önde gelen isimlerinden oluşan jüri üyelerinin detaylı değerlendirmeleri sonucunda birinci Hakan Soylu 50.000 TL, Efe Tosun 30.000 TL, Ferdi Cüci ise 20.000 TL’lik ödülün sahibi oldu. Ayrıca ilk üçe giren finalistlere, mesleki gelişimlerini destekleyecek çeşitli teknik ekipman hediyeleri de verildi.


Tek kadın finalist ödülle onurlandırıldı


CNC Masters’ta bu yıl dikkat çeken isimlerden biri, yarışmanın tek kadın finalisti Helin Kınık oldu. Teknik yeterliliğiyle finale kalmayı başaran Kınık, üretim sürecindeki performansıyla jüri değerlendirmesinde öne çıktı. Sektörde kadın çalışanların görünürlüğünü artırma hedefi doğrultusunda, Helin Kınık’a “CNC Masters Cesaret Ödülü” takdim edildi.

 

“CNC Masters, görünmeyen kahramanları görünür kıldı”

 

CNC Masters’ın sektöre sunduğu katkıyı değerlendiren GNC Makina Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Çetinkaya, “CNC Masters, üretimin arkasındaki gerçek kahramanları sahneye taşıyan, yalnızca bir yarışma değil; aynı zamanda stratejik bir yetenek yatırımına dönüşen bir organizasyon oldu. Operatörlük mesleğinin teknik yeterliliğinin ötesine geçen bir vizyonla bu yarışmayı tasarladık. Gençleri üretim teknolojileriyle tanıştırmak, onları görünür kılmak ve mesleki itibarı artırmak en temel hedefimizdi. GNC Makina olarak bu organizasyonu her yıl daha da büyüterek geleneksel hale getirmeyi arzuluyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

CNC Masters yarışması hakkında açıklamalarda bulunan GNC Makina Genel Müdürü Gökhan Yıldız,“CNC Masters yarışması, sektörümüzdeki yetenek havuzunu keşfetmek ve geliştirmek adına attığımız önemli bir adımdır. Operatörlerimizin emekleri ve ustalıkları, Türkiye sanayisinin gücünü ve geleceğini şekillendiriyor. Bizler de GNC Makina olarak, bu tür organizasyonlarla mesleğin değerini daha da yükseltmeyi ve genç nesillere ilham vermeyi sürdüreceğiz.” İfadelerin kullandı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Samsung’un amiral gemisi M9 modeli, Smart Monitör’lere sürükleyici QD-OLED teknolojisini tanıtıyor, güncellenmiş M7, yapay zeka destekli keşif araçları sunuyor.

 

Samsung Electronics Türkiye, güncellenmiş ve M7 (M70F modeli) ile birlikte amiral gemisi Smart Monitör M9'u (M90SF modeli) içeren en son Smart Monitör serisini duyurdu. M9'a QD-OLED teknolojisinin ve tüm serideki gelişmiş AI özelliklerinin sunulmasıyla, yeni teklifler iş ve eğlence için daha kişiselleştirilmiş ve bağlantılı bir ekran sağlıyor. Samsung Electronics Görsel Ekran İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Hoon Chung,”Smart Monitör serisi, insanların nasıl çalıştığına, izlediğine ve oynadığına bağlı olarak gelişmeye devam ediyor" dedi. "QD-OLED ve AI destekli geliştirmelerin tanıtımıyla M9, hepsi tek ve çok yönlü bir ekranda daha duyarlı ve rafine bir ekran deneyimi sunuyor.”

 

Smart Monitör M9: OLED Picture, Akıllı Performans

Smart Monitör M9, Smart Monitör serisinde ilk kez QD-OLED teknolojisini tanıttı. 32 inç 4K QD-OLED paneli, üretkenlik, akış ve oyun genelinde daha sürükleyici bir görsel deneyim sunarak derin kontrast ve canlı renkler sunuyor. Samsung OLED Safeguard+, yanma riskini azaltmak için tasarlanmış tescilli bir soğutma sistemi ile zaman içinde ekran bütünlüğünün korunmasına yardımcı oluyor. M9 ayrıca yansımaları en aza indirmek ve parlak aydınlatma koşullarında bile tutarlı görünürlük ve konfor sağlamak için Glare-Free ekrana sahip. M9, içeriğe ve çevreye bağlı olarak görüntü ve ses kalitesini gerçek zamanlı olarak geliştirmek için birlikte çalışan AI Picture Optimizer, 4K AI Upscaling Pro ve Active Voice Amplifier (AVA) Pro tarafından destekleniyor. Kullanıcılar izliyor, oluşturuyor veya çoklu görev yapıyor olsun, ekran optimize edilmiş performans sunmak için otomatik olarak uyarlanıyor.

 

M9, 165Hz yenileme hızı, 0,03ms yanıt süresi ve NVIDIA G-SYNC uyumluluğu ile M9, yüksek performanslı kullanım için akıcı ve hızlı hareket eden görselleri destekliyor. Ayrıca, birinci sınıf estetiği işlevsel formla birleştirerek her türlü çalışma alanını tamamlayan modern bir görünüm yaratan ince bir metal tasarıma sahip. Hassas ve güvenilir renk performansıyla Smart Monitor M9, Pantone Onaylı sertifikasyona sahip. Bu sertifika, kullanıcılara M9'un titiz test standartlarını geçtiğini ve Pantone'un kütüphanesinden 2.100'den fazla rengi ve 110'dan fazla Ten rengi tonunu kopyalayabildiğini gösteriyor. Parlak QD-OLED ekranıyla eşleştirilen monitör, görsellerin içerik oluşturucuların amaçladığı gibi görünmesini sağlayarak her uygulama için güven ve netlik sağlıyor.

 

Smart Monitör M7: Yapay Zeka İşlevselliğine ve Gelişmiş Bağlantıya Sahip Çok Yönlü Ekranlar

Yeni Smart Monitör M7, Samsung'un akıllı monitör deneyimini daha geniş bir kitleye genişleterek canlı görüntü kalitesine ve yerleşik AI özelliklerine sahip 32 inç 4K UHD ekranlar sunuyor. Samsung'un gelişmiş VA panel teknolojisi ile donatılmış her iki model de keskin ayrıntılar ve zengin kontrast sunarak günlük üretkenlik, akış ve daha fazlası için uygun. Her iki ekran Click to Search dahil olmak üzere yapay zeka destekli keşif araçlarını destekliyor. Bu özellikler, kullanıcıların içeriği keşfetmesine, bilgi almasına ve ekranlarıyla daha sezgisel bir şekilde etkileşime girmesine yardımcı olurken, Tizen OS Home önerileri kişiselleştiriyor ve sık kullanılan hizmetlere ve girdilere erişmeyi kolaylaştırıyor. Esneklik için tasarlanan her iki model de SmartThings ile entegre bir şekilde Samsung cihazları arasında Çoklu Kontrolü destekliyor ve yan yana çalışma veya eğlence için Çoklu Görünüm sunuyor. Microsoft 365 erişimi ile kullanıcılar, PC olmadan belgeleri doğrudan monitörden oluşturabiliyor ve düzenleyebiliyor, bu da diziyi modern çalışma kurulumları için pratik bir çözüm haline getiriyor.

 

Sürekli Destek ve Kullanılabilirlik

32 inç ekran boyutlarında mevcut olan Smart Monitör M9 ve M7, 25 Haziran - 25 Temmuz 2025 tarihlerinde ön sipariştedir.

 

Samsung'un Smart Monitör serisi hakkında daha fazla bilgi almak için https://www.samsung.com/tr/ adresi ziyaret edilebilir.