Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Tatil sezonunun açılmasıyla özellikle denize girilecek yerlere olan taleplerde de artış yaşanıyor. Yazın keyfini çıkartmak isteyenler, bulundukları şehirlere en yakın deniz tatili yapabilecekleri yerlere ilgi gösteriyor. Otobüsle ulaşımın kolay olduğu şehirlere olan taleplerde de artış yaşanıyor. Türkiye'nin lider seyahat sitesi ENUYGUN.com verilerine göre büyük şehirlerde yaşayanların en çok talep gösterdikleri tatil yerleri şöyle:
İstanbul'dan Trakya'ya Yüzde 35'ten fazla talep
ENUYGUN.com otobüs verilerine göre İstanbul'da yaşayanlar, yazın kısa tatil rotası olarak Trakya'yı tercih ediyor. Kullanıcıların Gelibolu ve Keşan'a olan seyahat talebi yüzde 35'in üzerinde. Özellikle hafta sonu ve kısa tatiller için ideal bir mesafede bulunan Trakya'nın tatil yerleri doğal plajları, sakin atmosferi ve uygun bütçeli seçenekleriyle öne çıkıyor. Ulaşım kolaylığı, artan sefer sayıları ve bölgedeki konaklama çeşitliliği de bu talebi destekleyen diğer önemli etkenler arasında yer alıyor.
Eskişehir'den Ayvalık'a Yüzde 37'lik artış
İç Anadolu'nun denize kıyısı olmayan şehirlerinden Eskişehir'de yaşayanlar, yaz tatilinde ulaşım bakımından kolaylıkla gidebildikleri Ayvalık'ı tercih ediyor. Ayvalık'a olan talep yüzde 37'nin üstünde artış gösteriyor. Ayvalık, tarihi dokusu, berrak denizi ve gastronomik zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Şehre yakınlığı ve konforlu otobüs seferlerinin artması da tatilcilerin bu rotayı tercih etmesinde önemli rol oynuyor.
Kayseri'den Erdemli'ye artan talep
Kayseri'de yaşayanların talebi Akdeniz'in sıcak sahillerine oluyor. Erdemli'ye yönelik otobüs bileti taleplerinde yüzde 20'nin üzerinde artış yaşanıyor. Özellikle bütçe dostu tatil seçenekleriyle öne çıkan Erdemli, aileler için uygun konaklama alternatifleri, geniş plajları ve ulaşılabilirliğiyle dikkat çekiyor.
Bursa'dan Ayvalık ve İzmir'e yoğun ilgi
Bursalıların yaz tatili tercihinde ise kente yakın bir konumda yer alan Ayvalık ve İzmir ilk sıralarda geliyor. Bursa'dan Ayvalık ve İzmir'e olan talepte %30'dan fazla artış yaşanıyor. Bursa'dan otobüs ile kolay ulaşılabilir olması ve konaklama seçeneklerinin çeşitliliği, bu yönelimi destekleyen faktörler arasında.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Yeşil Mutabakata uyum için Responsible Programı kapsamında yürütülen projede ilk faz tamamlandı. Metsims Sustainability Consulting danışmanlığında gerçekleştirilen sürdürülebilirlik analizi ile Çilek'in mevcut durumu detaylı şekilde ortaya kondu, güçlü alanlar ve gelişim fırsatları belirlendi. Hazırlanan sürdürülebilirlik yol haritası T.C. Ticaret Bakanlığı ile paylaşılırken, bir sonraki faz için stratejik adımlar belirlenerek uygulama sürecine geçiş hazırlıkları başladı.

Responsible Programı Hakkında

Responsible Programı, T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleriyle uyumlu şekilde, ihracatçı firmaların sürdürülebilir dönüşümünü desteklemek amacıyla yürütülüyor. Program, karbon ayak izinin azaltılması, döngüsel ekonomi uygulamalarının hayata geçirilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarının güçlendirilmesi gibi alanlarda firmalara analiz ve yol haritası desteği sağlıyor. Böylece ihracat pazarlarında sürdürülebilir rekabet avantajı kazanılmasına katkıda bulunuluyor.
Neden Önemli?
Çilek, bebek, çocuk ve genç mobilyasında sağlamlık, kalite ve güvenlik kadar çevreye duyarlı üretimi de öncelikleri arasında konumlandırıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı, sanayiden lojistiğe, enerji kullanımından atık yönetimine kadar sürdürülebilir dönüşümü zorunlu kılarken, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarlarından biri olan Avrupa pazarına erişimde uyum süreci stratejik bir önem taşıyor. Üretimde enerji verimliliğinin artırılması, karbon salımının azaltılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir hammadde kullanımı, Çilek'in kalite standartlarıyla birlikte hareket eden önemli çevresel hedefleri arasında yer alıyor.
Sürdürülebilir Gelecek İçin Adım
1996 yılından bu yana 5 kıtada 50'den fazla ülkede sağlam ve güvenli mobilyalar sunan Çilek, Responsible Programı kapsamındaki bu adımı ile sürdürülebilir gelecek için somut bir adım daha atmış oldu. Çocukların güvenle büyüyebileceği odalar tasarlamak kadar, onların geleceği için yaşanabilir bir dünya bırakma hedefi de sürdürülebilirlik yaklaşımının temelinde yer alıyor.
Yeşil Mutabakata uyum sürecinde atılan bu adım; üretimde çevresel etkilerin azaltılmasına katkı sağlarken, global pazarlarda sürdürülebilir rekabet avantajını korumak açısından da önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Türk girişimci Ramazan Hantik’in kurucusu olduğu ve global CEO’luğunu üstlendiği Almanya merkezli HANTECH, Türkiye'de ticari klima sektörüne güçlü bir adım atmaya hazırlanıyor. Otel, restoran gibi büyük ölçekli ticari tesislere yönelik iklimlendirme çözümleri sunmaya başlayacak olan şirket, 2025 yılı sonuna kadar bayi ve servis ağını genişleterek Türkiye’de ticari klima alanında da kalıcı bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyor.
2018 yılında Türkiye pazarına adım atan HANTECH, beyaz eşya, klima, güneş enerjisi panelleri ve piller gibi geniş ürün portföyüyle hızla büyüyen çok alanlı bir teknoloji markası olarak dikkat çekiyor. Almanya, Türkiye, Güney Afrika ve Hong Kong’da operasyonları bulunan şirket, 28 ülkede satış ve pazarlama faaliyetleri sürdürüyor.
Türkiye, global büyüme atağının önemli bir parçası
HANTECH’in bölgesel büyüme stratejisinde kritik öneme sahip olan Türkiye pazarında yeni bayi yapılanmasıyla binlerce kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam yaratılması hedefleniyor.
Türkiye’de hali hazırda 180 bayilerinin olduğunu belirten HANTECH Türkiye Genel Koordinatörü M. Murat Özbakır sözlerine şöyle devam etti; “HANTECH olarak, önümüzdeki dönemde Türkiye ticari klima pazarında önemli bir oyuncu haline gelmeyi amaçlıyoruz. Önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 10 pazar payına ulaşmak için güçlü bir büyüme stratejisi izliyoruz. 2025 yılı sonunda global ciromuz 200 milyon avroyu bulacak ve Türkiye, global büyüme planlarımızın en kritik unsurlarından biri.”
“Yeni reklam kampanyamızla marka değerimize yatırım yapmaya devam ediyoruz”
Türkiye’nin coğrafi konumu ve dinamik pazar yapısıyla HANTECH’in bölgesel büyüme stratejisinde kilit bir rol üstlendiğini belirten Özbakır, “Şu an bayi yapılanmamızı, ticari klima sektörünü de içerisine alacak şekilde genişletiyoruz. Halihazırda Türkiye’de 200’den fazla yeni bayi talebi aldık. Bizim için en öncelikli konu, marka değerimize yatırım yapmak ve markamıza duyulan güveni pekiştirmek. Yatırımlarımıza da bu yönde devam edeceğiz. Yeni reklam kampanyamızda da marka güvenini pekiştirmek ve Türkiye'de kalıcı bir marka değeri yaratmak üzerine odaklandık.” dedi.
Global pazarlarda güçlü ürün ve marka varlığı
HANTECH, klima, beyaz eşya, elektronik ürünler ve enerji çözümleri alanındaki geniş ürün portföyünü 28 ülkede tüketicilerle buluşturuyor. Mühendislik, tasarım ve segmentasyon odaklı yaklaşımı sayesinde farklı pazarlara özel çözümler geliştirirken, güçlü bir global dağıtım ağına sahip. Almanya, Türkiye, Güney Afrika ve Hong Kong’daki operasyonlarını entegre bir yapı içinde yürüten şirket, ürün geliştirme süreçlerinden dağıtıma kadar bütünsel bir yönetim anlayışıyla markasını uluslararası pazarlarda konumlandırıyor. Almanya’da split klima pazarında yüzde 28, nem alıcılarda da yüzde 25’e yakın pazar payına sahip olan HANTECH, 2026’da ABD pazarına giriş yaparak uluslararası varlığını daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Küresel ekonomik dalgalanmalara, teknolojik dönüşümlere ve yeşil dönüşüm beklentilerine karşın üretim, ihracat ve inovasyon odağında güçlü bir duruş sergileyen iklimlendirme sektörü ISK-SODEX'te "Yaşamsal Döngü" teması etrafında bir araya gelecek. Sektör temsilcilerinin yeni pazarlara ulaşmalarına, iş bağlantıları kurmalarına ve mevcut bağlantılarını geliştirmelerine fırsat tanıyan fuar, konferanslar, forum alanı ve etkinlikleriyle de fark yaratacak. Özellikle ithalat baskısı ve nitelikli iş gücü eksikliğinin önemli bir sorun olarak gören iklimlendirme sektörü, ISK-SODEX'te bir araya gelerek hem iş birlikleri geliştirecek hem de bilgi paylaşımına fırsat bulacak.
 
Geleceği şekillendiren platform
ISK-SODEX'in yalnızca bir sergi alanı değil, sektörün geleceğini şekillendiren fikirlerin ve çözümlerin üretildiği bir platform olduğunu belirten SODEX Fuarlar Direktörü Toros Utku, "2025 yılında, sürdürülebilir teknolojilerden döngüsel ekonomiye kadar geniş bir perspektifte yeni iş birliklerine zemin oluşturacağız. Bu yılın ana teması olan "Yaşamsal Döngü", sektörün tüm bileşenlerinin dikkatini, sürdürülebilirliğin merkezine çekecek. Katılımcılar; B2B görüşmeler, konferanslar ve sektörel oturumlar sayesinde hem yeni pazarlara erişme hem de mevcut bağlantılarını güçlendirme fırsatı yakalayacak. Fuarımızın uluslararası ziyaretçi sayısında bu yıl da önemli bir artış bekliyoruz" dedi. ISK-SODEX'in Ortadoğu ve Türkiye pazarı için gerçekleştirdiği iki stratejik hamleye de değinen Utku, "Gerçekleştirdiğimiz stratejik iş birlikleri sayesinde ISK-SODEX markasını küresel ölçekte daha görünür kılacak önemli adımlar atıyoruz. Bu kapsamda, 6-8 Ekim 2025 tarihlerinde Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenecek Saudi Elenex Fuarı'nda ilk kez oluşturulacak 'ISK-SODEX Özel Alanı' ile Türkiye başta olmak üzere Avrupa ve dünyanın dört bir yanından HVAC-R sektör temsilcileri Ortadoğu pazarında güçlü bir vitrine kavuşacak" dedi.
 
Bilgi ve deneyim sunacak
Geride kalan yıllarda mekanik tesisat sektörü açısından çok boyutlu zorlukların yaşandığını ancak aynı zamanda dayanıklılığın ve uyum sağlama kabiliyetinin de öne çıktığını belirten 17. Dönem TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Seçil İskender, "Sektörümüz 2024'te sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularına yöneldi. 2025 ise teknolojik dönüşümün ve uluslararası projelere stratejik yönelimin yılı oluyor. Sektörümüz, dijital ikiz, BIM ve IoT tabanlı sistem entegrasyonlarıyla projelerde hata payını azaltmayı, enerji verimliliğini artırmayı hedefliyor. Bu noktada en büyük destekçilerimizden olan ISK-SODEX nitelikli iş birliklerinin, yeni teknolojilerin ve sürdürülebilir mühendislik anlayışının da gelişimine ciddi katkılar sağlıyor. Özellikle son yıllarda artan uluslararası katılım, Türk mekanik tesisat sektörünün küresel ölçekte tanınırlığını artırırken, bize de yeni ticaret kapıları açıyor. TTMD olarak biz de ISK-SODEX'i sadece bir sergi alanı olarak değil, bilgi ve deneyim platformu olarak görüyoruz" dedi.
 
Uluslararası ziyaretçi artışı önemli bir fırsat
Geçtiğimiz yıl dünyadaki genel ekonomik durum, Avrupa'daki daralma, savaş ortamı ve Türkiye'deki yatırımların yavaşlaması dolayısıyla daha durgun bir yıl yaşadıklarını ve bu etkinin 2025'te de devam ettiğini belirten Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) Başkanı Dr. Nurdan Yücel dış ticaret açığına ve ithalatın artışına dikkat çekerek, "Yerli üreticilerimiz zor koşullarda üretimlerini gerçekleştirmeye devam ederken ithalatın sürekli olarak artıyor oluşuyla sektör sıkıntılar yaşıyor. Bu noktada piyasa gözetim ve denetiminin ve gümrüklerdeki kontrollerin artması ile üreticiler olarak daha rahat nefes alabileceğimizi söyleyebilirim" dedi. ISK-SODEX'in sektörün birlikteliği açısından önem arz ettiğinin altını çizen Yücel, "ISK-SODEX fuarı, biz pompa ve vana sanayicileri için ülkemizdeki en önemli sektörel buluşma noktası. POMSAD olarak fuarın eş-organizatör derneklerinden biri olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. 2023'te 32 üyemiz fuara katılım sağladı; bu yıl ise bu sayının daha da artmasını bekliyoruz. Yabancı ziyaretçi sayısındaki artış, özellikle vize sorunları nedeniyle Avrupa'daki fuar katılımının azaldığı bu dönemde bizim için büyük bir fırsat anlamına geliyor. Üyelerimizi bu büyük buluşmaya dahil etmek için her türlü desteği sunuyoruz çünkü bu fuarın, sektörümüzü geleceğe taşıyan bir kaldıraç olduğuna inanıyoruz" şeklinde konuştu.
 
ISK-SODEX sanayicilerin ilgisinin merkezinde
Döviz ile enflasyon arasındaki dengesizliğin ihracat yapan firmalar açısından rekabette dezavantaj yarattığını belirten Soğutma Sanayi İş İnsanları Derneği (SOSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Türkay Yıldırım, "Kur-enflasyon dengesizliği ve yüksek vergi oranları ihracatçıları zorluyor. Dönüşüm için daha net ve kararlı adımlar şart" dedi. ISK_SODEX fuarının sektörün ilgisinin merkezinde yer aldığını belirten Yıldırım, "Bu fuar sadece ticaretin değil, bilgi paylaşımının, sektörel birlikteliğin ve dönüşüm vizyonunun da bir platformu. 2023 yılında fuar katılım sayımız iki katına çıktı. Hem teknik sunumlar hem de öğrenci yarışmalarıyla etkinliğin farklı boyutlarında yer aldık. 2025 için de hem geleneksel ürünlerimizle hem de sistem yaklaşımıyla sahada olacağız. ISK-SODEX'in bu yılki teması olan 'yaşamsal döngü', soğutma sektörünün yaşamın her alanına dokunduğu gerçeğini bir kez daha görünür kılıyor. Üyelerimizin katılımı yine artacak çünkü fuar, sektörün sadece bugünü değil, geleceği için de önemli katkı sağlıyor" diye konuştu

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Uluslararası danışmanlık, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY; hızla değişen günümüz dünyasında, müşterilerinin ihtiyaçlarına hızlı cevap veren, çevik, dayanıklı ve proaktif bir organizasyon olma taahhüdünü sürdürüyor. Yapay zekâ ve teknolojinin öncülüğünde şekillenen günümüz çağında geleceğin zorluklarına bugünden hazırlanan EY, geçtiğimiz yıl açıkladığı küresel "All in" stratejisiyle birlikte geleceği güvenle şekillendirmeye yönelik yenilikçi adımlar atmaya devam ediyor.
EY'ın küresel stratejisi "All in" geleceği güvenle şekillendirmeyi hedefliyor
EY, küresel stratejisi "All in" ile yaklaşık 400.000 çalışanıyla 150'den fazla ülkedeki küresel ağının gücünden maksimum fayda sağlamayı hedefliyor. Bu kapsamda, 1 Temmuz 2025 tarihi itibarıyla yepyeni bir bölgesel yapılanmayı hayata geçirerek 10 büyük coğrafi bölgede hizmetlerini sürdürmeye devam edecek. Bu yeni yapılanma, EY Global organizasyonu tarafından belirlenen stratejinin dünya genelinde daha etkin uygulanmasını destekleyerek, EY ekiplerinin küresel çapta daha entegre ve bütünsel bir şekilde çalışmalarını sağlayacak. Ayrıca bu yeni yapılanmayla, iş dünyasına daha kapsamlı hizmetler ile hızlı ve etkin çözümler sunulacak.
EY'ın faaliyet gösterdiği 150'den fazla ülkenin yer aldığı yeni coğrafi yapılanma kapsamında, EY Türkiye "Europe Central" bölgesinde yer alacak. Ayrıca, Türkiye dahil 33 ülkenin yer aldığı Europe Central bölgesinin yönetim kadrosunda Türkiye'den de iki yönetici görev alacak. Europe Central Bölge Liderliği görevine Jacek Kedzior atanırken; Metin Canoğulları, EY Türkiye'yi temsilen, Damla Harman ise Europe Central bölgesinin yeni Güvence Hizmetleri Lideri olarak roller üstlenecek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Enerji, gıda ve elektrik dağıtım sektörlerinde faaliyet gösteren Eksim Holding'in yetenek programı Genç Enerji, beşinci dönemini başarıyla tamamladı. 2025 döneminde yaklaşık 9 bin başvuru arasından seçilen 24 genç enerji, holding bünyesinde tam zamanlı olarak iş hayatına başladı. Program kapsamında bugüne kadar toplam 264 genç, Eksim Holding'in farklı sektörlerdeki iştiraklerinde görev almaya başladı.
 
Yenilikçi ve dinamik bir program olan 'Genç Enerji'nin, genç yetenekleri istihdam ederken onlara aynı zamanda güçlü bir gelişim altyapısı da sunduğunu belirten Eksim Holding İnsan Kaynakları Direktörü Mehmet Fatih Korkut şunları söyledi:
 
"Genç Enerji Programı, gençlerimize sadece bir iş sunmakla kalmıyor, onları sürdürülebilir büyüme hedeflerimiz doğrultusunda geleceğin liderleri olarak yetiştiriyor. Başladığı günden bu yana her dönem zenginleşerek büyüyen programımız sayesinde toplamda 264 gencimiz Eksim Holding bünyesine katıldı. Bu yıl aldığımız rekor başvuru sayısı programın gençler nezdindeki itibarını da açıkça ortaya koyuyor. Bu vesileyle gençlerimizi önümüzdeki dönemde açılacak yeni başvuru sürecini takip etmeye davet ediyor; aramıza yeni katılan gençlerimize başarılar diliyorum."
 
Başvuru sayısında yüzde 54'lük artış
 
Yalnızca eğitim değil, doğrudan istihdam sağlayan yapısıyla sektörde örnek bir model oluşturan Genç Enerji Yeni Mezun İşe Alım Programı, enerji, gıda, elektrik dağıtım ve elektrikli araç şarj istasyonları gibi stratejik alanlarda genç yeteneklere geniş bir gelişim ortamı sunuyor. Başvurular her yıl artarken, bu yıl önceki döneme göre başvuru sayısında yüzde 54'lük bir artış yaşandı.
 
"Mezun vermiyor, işe yerleştiriyor"
 
Katılımcılar, genel yetenek ve İngilizce testleri, video mülakat, kişilik envanteri, İK ve iş birimi görüşmeleri gibi çok aşamalı bir seçim sürecinin ardından programa kabul ediliyor. Program sonunda staj deneyimi yerine doğrudan işe başlatılması, Genç Enerji'yi benzerlerinden ayıran en temel özelliklerden biri olurken Ocak ayında başlayarak Mayıs ayında 5 aylık kısa bir sürede sürecin tamamlanması ise programı diğer yetenek kazanımı programlarından ayıran bir diğer temel özellik.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yenilikçi ürünleriyle sigorta sektöründe öne çıkan Fibasigorta, Sürdürülebilir Gelecek Ferdi Kaza Sigortası ile çevresel sürdürülebilirliği somut hizmet haline getirerek iklim krizine karşı çözümün parçası olmayı hedefliyor. Fibasigorta’nın etki odaklı sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda geliştirilen ürün, alışılagelmiş ferdi kaza sigortalarından farklı olarak çevresel etkiyi doğrudan poliçe yapısına entegre ediyor. Bu yönüyle ürün, yalnızca finansal güvence sunmakla kalmayıp, dünyamızın geleceğine de katkı sağlıyor.

Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen ortalama yıllık karbon salımı yaklaşık 4,9 tona denk geliyor. Bu doğrultuda Fibasigorta, her poliçe satışıyla birlikte bir kişinin yıllık karbon ayak izini dengelemeyi hedefliyor. Karbon kredisi temini ve karbon nötr belgelendirme hizmetlerinde cOmmited Danışmanlık ile iş birliği yapan şirket, her poliçeyle birlikte Gönüllü Karbon Azaltım Sertifikası sunuyor. Sigortalının ortalama 5 ton karbon emisyonuna denk düşen karbon kredisi, gönüllü karbon piyasasından satın alınarak uluslararası standartlara sahip projeler aracılığıyla dengeleniyor ve bağımsız kuruluşlar tarafından sertifikalandırılıyor. Bu sayede, bireysel güvencenin yanında çevresel sorumluluk da doğrudan teminat kapsamına dahil ediliyor.

Ürünün ilk altı ayında yaklaşık bin poliçe satışıyla toplamda 5 bin ton karbon emisyonu dengelenirken, bu miktar yaklaşık 3 bin yetişkin ağacın yıllık karbon tutum kapasitesine denk geliyor. Ayrıca, poliçe sahiplerinin yüzde 78’inin karbon nötr kavramıyla ilk kez bu ürün sayesinde karşılaştıkları ifade ediliyor. Karbon emisyonlarının denkleştirilmesi yoluyla çevresel etkileri azaltmayı taahhüt eden ürün, sigortalıların sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları geliştirmesine de katkı sağlıyor. Her poliçeyle birlikte gönderilen karbon nötr sertifikaları ve etki raporları sayesinde sigortalılar çevresel katkılarını aylık olarak da takip edebiliyor.

Fibasigorta Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, karbon dengeleme özelliklerinin diğer sigorta ürünlerine de entegre edilmesini planladıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Çevreye duyarlı sigortacılığın ülkemizdeki ilk örneğini hayata geçirmekten gurur duyuyoruz. Sürdürülebilir Gelecek Ferdi Kaza Sigortası ile hem bireysel güvenceyi hem de çevresel sorumluluğu sigorta kapsamına alıyoruz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için şirketlerin sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz. Bu yıl hedefimiz 5 bin poliçe satışı gerçekleştirmek, gelecek sene ise 50 bin poliçeyle 250 bin ton karbon salımını dengelemeyi hedefliyoruz. Ayrıca, bölgesel iş birlikleri ve yerel iklim projeleriyle etki alanını büyütmeye hazırlanıyoruz.”

cOmmited Genel Müdürü Levent Köseoğlu ise karbon dengeleme süreçlerinin yaygınlaşması için sigorta sektörünün attığı her adımın son derece değerli olduğunu belirterek, “Sürdürülebilirlik misyonunun doğrudan ürün yapısına entegre edilmesi, toplumsal farkındalığı da artıran önemli bir uygulama. Fibasigorta ile yürüttüğümüz bu model, bireysel karbon dengeleme süreçlerini ölçülebilir ve şeffaf hale getirerek, sigortacılığın geleceğinde çevresel sorumluluğun temel bir unsur haline gelebileceğini gösteriyor” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  ING, 30 yılı aşkın süredir 14 ülkede yürüttüğü Uluslararası Yetenek Programı (ITP) ile genç yeteneklere kariyer yolculuklarına cesaretle başlamaları ve geleceğin liderleri arasında yer almaları için güçlü bir zemin hazırlıyor. Bu yıl Uluslararası Yetenek Programı'na 11 binden fazla genç başvurdu. Online değerlendirme sürecini başarıyla geçen 70'ten fazla yetenek, Practica Kampı'na katılarak kariyer hedeflerine bir adım daha yaklaştı. ING Türkiye Genel Müdürlüğünde düzenlenen Practica Kampı'na katılan gençler, ING kültürünü ve çalışmak istedikleri iş kollarını yakından tanıma fırsatı buldu. Farklı iş alanlarından yöneticilerle buluşarak kariyerlerine yön verecek yeni perspektifler kazandı. Kamptaki değerlendirme adımlarını başarıyla tamamlayan gençler ise ING'nin geleceğini şekillendiren yetenekler arasında yerlerini alacak. Genç yetenekler uluslararası eğitimler, sertifikalar ve yerel ile global rotasyonları içeren iki yıllık programa dahil olarak kariyerlerine devam edecek.
Hale Ökmen Ataklı: Gençlerin potansiyellerini keşfetmelerine destek olmayı hedefliyoruz.
Practica Kampı ile ilgili görüşlerini aktaran ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, "Uluslararası yetenek programımız ile merakla keşfeden ve cesaretle ilerleyen gençlerin kariyerlerine sağlam bir başlangıç yapmalarına ve gençlerin potansiyellerini keşfetmelerine destek olmayı hedefliyoruz. Dijitali merkeze alan kurum kültürümüzle, yenilikçi insan kaynakları yaklaşımımızla ve 'Önce kendin olursun, sonra ING'li' anlayışıyla, her gencin liderlik yolculuğunu cesaretle şekillendirebileceği bir çalışma ortam yaratmayı önceliklendiriyoruz. Bu yolculukta onlara ilham vermeyi ve geleceğe sağlam adımlarla ilerleme fırsatını sunmayı amaçlıyoruz. Bu yaklaşımı yansıtan Practica Kampı da bu sene 70'ten fazla genç yetenek ile gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz." dedi