Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  6 Haziran'da Çin'de gerçekleşen ilk satış gününde, HONOR 400 Serisi'nin satış hacmi HONOR 300 Serisi'ne göre yüzde 195, HONOR 200 Serisi'ne göre ise yüzde 138 oranında artış gösterdi. Böylece HONOR, kendi tarihinde önemli bir kilometre taşını daha geride bırakmış oldu.
HONOR 400 Serisi, yalnızca ilk gün satışlarında değil, fiyat-performans dengesinin en dikkat çekici olduğu 2.500 - 4.000 Yuan aralığında da önemli bir başarıya imza attı. Sadece Çin'in en büyük kampanya dönemlerinden biri olan 618 alışveriş festivalinde değil, 2025 yılı başından bu yana piyasaya çıkan tüm yeni ürünler arasında en çok satan model olmayı başardı. Serinin bu başarısı, sadece Çin pazarıyla sınırlı kalmadı. Uluslararası pazarlarda da kullanıcıların büyük ilgisiyle karşılanan HONOR 400 modelleri, ilk satış dönemlerinde önceki nesillere göre iki ila üç kat daha yüksek satış rakamlarına ulaştı.
Üst Düzey Teknoloji ve Tasarım Bir Arada
HONOR 400 Serisi, mat metal orta çerçeve, segmentinde nadir bulunan IP68 + IP69 toz ve suya dayanıklılığı ve 200MP yapay zekâ destekli ultra net ana kamera ile öne çıkıyor.
Serinin Pro modeli olan HONOR 400 Pro, donanım seviyesindeki tek 6X ultra net telefoto portre kamera özelliğini barındırıyor. Bu özellik, markanın amiral gemisi modellerinde yer alan Dawang (King) görüntüleme algoritması ile destekleniyor ve maksimum 50X dijital yakınlaştırma ile "segmentinin telefoto kralı" unvanını taşıyor.
Ayrıca cihaz, AI niyet tanıma motoru sayesinde portre çekimlerinde gerçekçi detaylar ve şeffaf ışık-gölge geçişleri sunarak kullanıcıların üst düzey bir fotoğrafçılık deneyimi yaşamasını sağlıyor.
Yüksek Performanslı Batarya ve Şarj Özellikleri
Pil teknolojisinde ise HONOR 400 Serisi, üçüncü nesil Qinghai Lake bataryasıyla segmentinde dikkat çekici bir yeniliğe imza atıyor. 7.200mAh kapasiteye ve 880Wh/L enerji yoğunluğuna sahip bu batarya, yoğun kullanımda bile kesintisiz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Şarj performansı açısından, HONOR 400 Pro modeli 90W kablolu ve 50W kablosuz hızlı şarj desteği sunarken, HONOR 400 modeli ise 80W kablolu hızlı şarj özelliğiyle geliyor. Böylece kullanıcılar, günlük tempolarına ayak uyduracak güçlü bir enerji altyapısına sahip oluyor.
Yüksek Performans İçin Üstün Donanım
Performans tarafında da serinin iddiası güçlü. HONOR 400, sektörde ilk defa kullanılan dördüncü nesil Snapdragon 7 işlemciden güç alırken, HONOR 400 Pro modeli ise tam performanslı üçüncü nesil Snapdragon 8 işlemciyle geliyor. Bu donanımlar, günlük kullanımda olduğu kadar çoklu görevlerde ve grafik yoğun uygulamalarda da akıcı ve sürükleyici bir deneyim sunuyor.
Göz Konforu Öncelikli Ekran Teknolojisi
Görsel konforu konusunu oldukça ciddiye alan HONOR, bu seride de kullanıcı sağlığını ön planda tutuyor. HONOR Oasis Göz Koruma Ekranı, sektördeki en kapsamlı sekiz farklı göz sağlığı çözümünü bir arada sunarak, uzun süreli kullanımlarda göz yorgunluğunu azaltmayı hedefliyor. Tüm modellerde yer alan yeni nesil MagicOS 9.0 işletim sistemi ise arayüz verimliliği, kişiselleştirme ve çoklu cihaz entegrasyonu gibi alanlarda gelişmiş bir deneyim sağlıyor.
Kullanıcı Deneyimini Önceleyen Marka Yaklaşımı
HONOR 400 Serisi, yalnızca güçlü teknik özellikleriyle değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimine verdiği önemle de markanın teknoloji vizyonunu ortaya koyuyor. Bu başarı, HONOR'un küresel pazarlardaki büyümesini desteklerken, kullanıcıların beklentilerine cevap veren yenilikçi çözümler üretme kararlılığını da bir kez daha gösteriyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Dünya çapında başarılı mobil oyun projelerinde görev almış bir ekip tarafından kurulan yeni mobil oyun stüdyosu Circle Games, BITKRAFT Ventures liderliğinde ve a16z Speedrun, Play Ventures, APY Ventures ve e2vc katılımıyla 7,25 milyon dolarlık tohum yatırımı aldığını duyurdu. Bu yatırım ile stüdyo, mobil bulmaca türünde kaliteli oyunlar geliştirmeye ve bunları etkili biçimde pazarlamaya odaklanacak. Aynı zamanda yatırım sayesinde Circle Games şu anda 12 kişilik olan ekibini büyütecek, ilk oyunları "Sort Express" için içerik ve canlı operasyonlara ağırlık verecek ve yeni bulmaca oyunları için prototipleme sürecine girecek.
Balıkçı: "Hem oyunlar hem de oyuncular daha iyisini hak ediyor"
Konuya ilişkin açıklama yapan Circle Games CEO'su Göktürk Balıkçı, Türkiye'de mobil oyun endüstrisinde çok hızlı bir büyümenin yaşandığını söyleyerek şöyle devam etti; "Geçmiş yıllara kıyasla çok daha güçlü bir yetenek havuzuna sahibiz. Bu da daha kaliteli oyunları daha hızlı inşa etmeyi mümkün kılıyor. Aynı zamanda yapay zekâ kullanımı da kişiselleştirmeden, kreatif üretime, sanattan, koda kadar her alanda ivme kazandı-hem hızı hem de yaratıcılığı artırıyor. Amacımız en iyi yeteneklerle çalışmak, doğru türlere odaklanmak ve her detayına önem verilen oyunlar geliştirmek. Çünkü hem oyunlar hem de oyuncular daha iyisini hak ediyor."
Geçmiş başarıları mümkün kılan deneyimli ekip, tasarım inovasyonu ve yaratıcı kullanıcı edinimi gibi tüm unsurları bir araya getirdiklerini aynı zamanda yeni bir vizyon ve start-up çevikliğiyle hareket ettiklerini söyleyen Balıkçı, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu yatırım, gündelik oyun tasarımında yeni sınırları zorlamamız için gereken kaynakları sağlıyor. Görsel kaliteden oynanış detayına, büyüme performansından kullanıcı memnuniyetine kadar her alanda mükemmelliğe odaklandık. Değerli yatırımcılarımızın desteğiyle, yolculuğumuz daha yeni başlıyor."
"Circle Games, tohum aşamasında gördüğümüz en umut verici stüdyolardan biri" diyen BITKRAFT Ventures Partneri Jasper Brand ise "Derin bilgi birikimi, güçlü oyun sezgisi, hızlı geliştirme hızı ve bugünün mobil oyun pazarında nasıl kazanılacağını bilen net bir vizyona sahipler. İlerlemede yarattıkları inovasyon, dinamik zorluk sistemleri ve oynanabilir reklam stratejileriyle Türkiye'nin bir sonraki büyük gündelik oyun başarısı olma potansiyelleri çok yüksek" diye konuştu.
Türkiye'nin önde gelen oyun stüdyolarından doğan ekip
Circle Games'in kurucu ekibi, son on yılın en başarılı mobil oyunlarını şekillendiren isimlerden oluşuyor. Ekip, Gram Games, Dream Games ve Good Job Games gibi Türkiye'nin önde gelen stüdyolarında edindiği deneyimle bugüne kadar 20'den fazla canlı oyun ve üç farklı soft lansman projesinde görev aldı.
Circle Games'in ilk oyunu olan Sort Express, 2024'ün sonlarında geliştirmeye alındı ve 10 haftadan kısa sürede global lansman seviyesine ulaştı. Hızla büyüyen casual bulmaca kategorisini hedefleyen oyun, seviye içi tempo, engel tasarımı ve zorluk akışı konularında yenilikler sunuyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
  
20. yılını müşterileri ve iş ortaklarıyla birlikte kutlayan Watsons Türkiye, her güne farklı bir güzellik ve kişisel bakım markasının eşlik ettiği WBUS ile güzelliği eğlenceyle buluşturuyor. Yazın favori lokasyonlarında güzellik tutkunlarıyla buluşan WBUS, dj performansları, interaktif oyunlar, deneyim alanları ve lezzetli ikramlarla her yaştan ziyaretçisine keyifli bir yaz festivali atmosferi yaşatıyor.

WBUS Summer Roadshow, Kore Rüzgarıyla Başladı!

Watsons'ın en sevilen kategorilerinden olan K-Beauty konseptiyle başlayan roadshow'un ilk durağı Bodrum Turgutreis Marina oldu. 20'den fazla Kore markasını Türk tüketicilerle buluşturan Watsons; Pure Beauty, Frudia, Haruharu Wonder, Cosrx, SNP, Axis-Y, Banila Co ve Collagen by Watsons olmak üzere Kore'nin sevilen 8 markasını Bodrum'da tatilcilerle bir araya getirdi.
Katılımcıların eğlenceli oyunlar oynayarak orijinal boy ürün kazanma şansı yakaladığı WBUS, 26 Temmuz'a kadar sahillerde enerjiyi yükseltecek. Güzellik ve eğlencenin adresi WBUS'un bir sonraki durağını kaçırmamak için takvimi takip etmeyi unutmayın!

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Kısa vadeli konaklama sektöründe Ando Living ve Lovelystay; gayrimenkul geliştirme, yatırım ve fon yönetimi alanlarında ise OptylonKrea markalarıyla faaliyet gösteren Portekiz merkezli Ando Living Grubu, Portekiz, İngiltere ve Türkiye'de bin 700 turizm konutu yönetiyor. Grup, bu yıl 2 bin 300 turizm konutuna ulaşarak 75 milyon Euro'luk ciro elde etmeyi planlıyor. Ando Living Grubu, yıllık 62 milyon Euro'luk ciro ile bugün Portekiz'de pazar lideri konumunda bulunuyor.
 
Ando Living Grubu Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kodal, grubun temelinin 2006'da kurulan Krea Gayrimenkul ile atıldığını söyledi. "2016'da yurt dışına açıldık ve kısa dönem kiralama sektöründe faaliyet gösteren Fransa merkezli Optylon ile birleşerek markalı gayrimenkul geliştirme, mülk ve yatırım alanlarını faaliyetlerimize dahil ettik" diyen Kodal "Bugüne kadar Merrill Lynch ile ortak Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz yatırımlar dahil dört Avrupa ülkesinde 2 milyar Euro'luk yatırıma imza attık. Ayrıca 2018'de Portekiz'de kurduğumuz ilk Golden Visa fonuyla sektörün öncüsü ve pazar lideri olduk" ifadelerini kullandı.
 
İspanya ve Yunanistan pazarlarına girmeyi hedefleyen Ando Living Grubu, 2028'de yedi Avrupa ülkesinde 5 bin turizm konutu ve 250 milyon Euro'luk ciroya ulaşmayı planlıyor. Ayrıca grup, ilerleyen dönemde Londra'da halka açılmayı da hedefliyor.
 
Pandemiyle devreye giren uzaktan çalışma ve dijitalleşmenin, bireylerin seyahat ve konaklama tercihlerini değiştirdiğine değinen Kodal "Artık tek bir konumda kalmaktan ziyade, o konumun yerel yaşamını deneyimlemeye meraklı bir kitle var. Ando Living markamız, bu noktada devreye girerek konaklayanlara ve yatırımcılarımıza, evlerindeki konfor ve sıcaklığı, zevkli bir tasarım ve dekorasyonla hissettiriyor. Sunduğumuz Clubhouse (Kulüp Binası) konseptimizle, farklı ülke ve kültürlerden gelen, ancak benzer yaşam tarzına sahip bireyleri bir araya getirerek sosyalleşebilecekleri sıcak ve samimi alanlar oluşturuyoruz" diye konuştu.
 
Kulüp Binaları, herkese açık restoran, bar ve konsept mağazalarla çevrili, dinamik yaşam alanları olarak kurgulanıyor. Yeme-içme sektörünün önde gelen yerel markalarıyla yapılan iş birlikleri sayesinde, bu alanlar hem Ando Living ailesi hem de mahalle sakinleri için tercih edilen sosyal ve kültürel buluşma noktalarına dönüşüyor. Ando Living Grubu, Türkiye'deki ilk Kulüp Binasını, 2026'da İstanbul Tomtom Mahallesi'nde hizmete almayı planlıyor.
 
 
 
 
OptylonKrea, Ando Europe Fonu ile cazip fırsatlar sunuyor
 
2018'de Portekiz'de kurduğu ilk Golden Visa fonu ile bu alanda öncü ve pazar lideri olan ve Ando Living Grubu'nun stratejik ve sürdürülebilir büyümesinde kilit rol oynayan OptylonKrea'nın, Türkiye dahil 42 ülkeden 2 binden fazla yatırımcısı bulunuyor. Şirket, bugün 450 milyon Euro'luk özsermayeyi yönetiyor. Bu rakamın 200 milyon Euro'su, Portekiz Golden Visa yatırımcılarından gelen sermayeden oluşuyor. Söz konusu 650 Portekiz Golden Visa yatırımcısı içinde Türkler ilk sırada yer alırken; Amerikalılar yüzde 26'lık payla ikinci sırada bulunuyor. OptylonKrea'nın, yatırım çeşitlendirmesi ve Portekiz'de beş fonda gerçekleştirdiği yatırım danışmanlığı konusundaki deneyimi, yatırımcılar için önemli bir güven unsuru oluşturuyor.
 
OptylonKrea CCO'su Şafak Nervo, gayrimenkul geliştirme tarafında, özellikle Amerika ve Avrupa'dan gelen yoğun taleple Ando Living markalı "turizm konutu" projelerine yönelik ilginin ciddi bir artış gösterdiğini belirtti. Nervo "OptylonKrea, Avrupa'da yatırım yapmayı düşünenler için; 400 bin Euro'dan başlayıp 2,5 milyon Euro'ya kadar uzanan seçeneklerle, tam mülkiyet hakkı, esnek kullanım imkânı ve istikrarlı bir pasif gelir modeli sunuyor. Euro bazında istikrarlı getiri imkânı, bu projeleri yatırımcılar açısından prestijli ve finansal anlamda cazip hale getiriyor" ifadelerini kullandı.
 
Şafak Nervo, Portekiz Hükümeti'nin, gayrimenkul yolu ile Golden Visa alımını durdurduğunu; ancak yatırım fonları aracılığıyla Golden Visa elde etme fırsatının hala devam ettiğini hatırlattı.Nervo "Mart 2024'te yatırımcı almaya başlayan ve kısa dönem konaklama sektörüne odaklanan Ando Europe Fonu aracılığıyla Altın Vize başvurusu yapılabiliyor olması, özellikle Türk yatırımcılar için cazip bir fırsat sunuyor. Ayrıca Ando Europe Fonu'nun, yatırımcıları için yıllık yüzde 7-9 arasında net getiri imkânı sunması bekleniyor. Bu fon, yatırımcılar için sadece finansal fırsatlar değil, aynı zamanda Portekiz Golden Visa programı ile Avrupa'da oturum ve akabinde vatandaşlık sürecinde ilerleme imkânı da tanıyor"diye konuştu.
 
"Yeni kanun tasarısı henüz yasalaşmış değil"
 
Portekiz Hükümeti, Golden Visa başvurularında vatandaşlığa geçiş süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılmasına ilişkin bir kanun değişikliği üzerinde çalışıyor. Konuya değinen Nervo "Söz konusu değişiklik, henüz yasalaşmış değil. Kanun tasarısı, şu anda Parlamento'nun onay sürecinde. Hem yürürlüğe giriş tarihi hem de uygulanma şekli konusunda netleşmiş bir durum bulunmuyor. Geriye dönük uygulanma ihtimaliyle ilgili ise belirsizlik sürüyor. Ancak birçok bağımsız hukukçunun ortak görüşü, mevcut başvuruların kazanılmış haklarının korunacağı yönünde. Bu gelişmeleri yakından ve titizlikle takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
 
Yatırımcılarına çeşitli gayrimenkul yatırım fırsatları da sunuyor
 
OptylonKrea, Golden Visa imkanlarına ek olarak, yurt dışında portföyünü çeşitlendirmek isteyen diğer yatırımcılara da odaklanıyor. Şirket, yurt dışında yatırım yapmak ve Euro bazlı gelir elde etmek isteyen yatırımcılar için çeşitli gayrimenkul yatırım fırsatları sunuyor. Bu kapsamda yatırımcılar dilediklerinde bu gayrimenkullerde konaklama ayrıcalığından faydalanıyor; tercih etmeleri hâlinde ise OptylonKrea, gayrimenkulleri onlar adına işletiyor ve düzenli olarak Euro bazlı gelir elde etmelerini sağlıyor.
 
Son günlerde Portekiz'de vatandaşlık yasasında önerilen bir değişikliği hatırlatan OptylonKrea CCO'su Şafak Nervo, "Golden Visa başvurularında vatandaşlığa geçiş süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılması, yatırımcılarımızın gündeminde önemli bir yer tuttu. Bu noktada belirtmek isterim ki söz konusu değişiklik henüz yasalaşmış değil. Yasa tasarısı şu anda Parlamento'nun onay sürecinde ve hem yürürlüğe giriş tarihi hem de uygulanma şekli konusunda netleşmiş bir durum bulunmuyor. Geriye dönük uygulanma ihtimaliyle ilgili ise belirsizlik sürüyor. Ancak birçok bağımsız hukukçunun ortak görüşü, mevcut başvuruların kazanılmış haklarının korunacağı yönünde. Bu gelişmeleri yakından ve titizlikle takip ediyoruz. Süreç netleştikçe sizleri en güncel ve doğru bilgilerle bilgilendirmeye devam edeceğiz" dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
SMA (Spinal Müsküler Atrofi) genetik geçişli bir kas hastalığı. Akraba evlilikleri SMA riskini arttırmakla birlikte, hastalık akraba olmayan ebeveynler arasında da görülebiliyor. Bunun nedeni ise taşıyıcı olan ebeveynler yoluyla SMA'nın çocuğa aktarılması. Ülkemizde ortalama 50 bireyden birisi SMA hastalığı taşıyıcısı. Ancak taşıyıcılıkta hastalık semptomları görülmediği için genellikle bu durum çocuğa SMA teşhisi konana kadar bilinmiyor. Oysa çocuk sahibi olmaya karar vermeden önce yapılacak olan Taşıyıcılık Tarama Testi ile bunun önüne geçmek mümkün. Bu nedenle taşıyıcılık tarama testleri, önlenebilir bir hastalık olan SMA'nın toplumda görülme sıklığının azalmasında önemli etkiye sahip.
 
Türkiye SMA Vakfının Desteği ile Kuruldu

Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, Türkiye SMA Vakfının desteğiyle kurulan Eskişehir SMA Bölge Laboratuvarında Taşıyıcılık Tarama Programı hızlı ve etkin bir şekilde yürütülecek.
 
Bölgede tarama süreçlerini hızlandıracak olan ve halk sağlığı açısından büyük fayda sağlayacak laboratuvarın açılışı 9 Temmuz 2025 Çarşamba günü Eskişehir'de gerçekleştirildi. Halk Sağlığı Laboratuvarı Binasında gerçekleştirilen açılışa, Eskişehir Valisi Sayın Hüseyin Aksoy'un yanı sıra, Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Erdoğan Öz, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Metin Ünlü, Tepebaşı Kaymakamı Sadettin Yücel, KOSGEB Eskişehir İl Müdürü Tarık Yılmaz, İl Sağlık Müdürlüğünün ve Türkiye SMA Vakfının yönetim kurulu ve idari personel kadrosu katıldı.
 
Hızlı tanı ve müdahale süreçlerine katkı sağlamak amacıyla laboratuvarın kurulmasına destek vermekten dolayı mutluluk duyduklarını belirten Türkiye SMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ece Soyer Demir konuyla ilgili şunları söyledi: "Toplumda SMA farkındalığını arttırmak ve hastaların tedaviye erişimine katkı sunmak için çalışan bir sivil toplum kuruluşu olarak bu laboratuvarın kurulmasına destek olmak bizler için her şeyden önce bir sorumluluk. Ben ve eşim, oğlumuz doğana kadar taşıyıcı olduğumuzu bilmiyorduk. Eğer taşıyıcı oluğumuzu bilseydik hayatımız bugün çok farklı olurdu. SMA hastalığı bizden sandığımız kadar uzak değil. Taşıyıcı ebeveynler için her doğal gebelikte bebeğin yüzde 25 hasta, yüzde 25 sağlıklı, yüzde 50 ise taşıyıcı olma ihtimali var. Taşıyıcılıkta hastalık semptomları görülmediği için genetik analiz yapılmadan SMA taşıyıcısı olup olmadığımızı anlamamız mümkün değil. Bu nedenle SMA hastalığını önlemek için uygulanabilecek en etkili yöntem çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere yapılan bir test ile taşıyıcı olup olmadıklarını belirlemek. Eskişehir Bölge Laboratuvarı bu noktada SMA ile mücadelede önemli bir adım olmuştur."
 
Bir ailenin sağlıklı çocuklarının olması, ebeveynlerin SMA taşıyıcısı olmadığı, doğacak diğer bebeklerinin SMA hastalığı riski taşımadığı anlamına gelmez diyen Doç. Dr. Yaşar Bildirici, taşıyıcılık tarama testi hakkında şu bilgileri verdi: "SMA Taşıyıcılık Taramasının amacı; evlilik öncesi dönemde SMA açısından her ikisi de taşıyıcı çiftleri belirleyerek, ailelere genetik danışmanlık vermek ve SMA hastalığının uzun dönemde görülme sıklığını azaltmaktır. Sağlık Bakanlığı tarafından 81 ilde uygulanan taşıyıcılık testi ücretsiz ve kolayca yaptırılabiliyor. Bölge laboratuvarımız sayesinde, çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler tarama sonuçlarına çok daha hızlı ulaşabilecek. Çocuk sahibi olmaya karar vermeden önce atılacak basit bir adımla SMA'nın uzun dönemde görülme sıklığının azalması mümkün hale gelir."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Ülkemizin açıkladığı net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını yasal zemine taşıyan Türkiye'nin ilk İklim Kanunu Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
 
Sanayi, ulaştırma, enerji, tarım, inşaat gibi yüksek emisyonlu sektörlerde temiz teknolojilerin geliştirilerek kullanımının yaygınlaştırılması, yenilenebilir enerjiye geçiş ve sıfır atık gibi hedeflere sahip olan İklim Kanunu'nda binalar temelinde inşaat sektörünü doğrudan etkileyecek maddeler yer alıyor. İklim Kanunu'nun inşaat sektörüne yapacağı etkileri ele alan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), şu değerlendirmelerde bulundu;
 
'Yeşil yapı' rekabetçi fayda sağlayacak
"Yayınlanan raporlarda global boyutta kaynak kullanımının büyük bir kısmının inşaat sektörü tarafından gerçekleştirilmekte olduğu belirtilmekte, inşaat ve yapı endüstrisinin toplam karbon salımının yüzde 39 düzeyinde bulunduğu ifade edilmektedir. Yürürlüğe giren İklim Kanunu ile birlikte ülkemizdeki bina inşaatlarında karbon ayak izini azaltan inşa teknikleri, dönüştürülebilir/yenilenebilir malzemelerin ve kaynakların verimli kullanımı gibi uygulamalar öne çıkacaktır. İnşaat sektöründe iklim değişikliği adaptasyonunu gerçekleştirmek için enerji verimliliği önlemleri almak, yeni yapı teknolojilerini uygulayabilmek, yeşil binalar inşa etmek ve sürdürülebilir malzemeler kullanmak önem kazanmaktadır. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkilerini değerlendirmek ve buna göre inşaat projelerini planlamak da adaptasyon sürecinin bir parçası olacaktır. Bu durum, inşaat sektörünün sürdürülebilir ve iklime dayanıklı malzemeler kullanmasını, enerji verimli tasarımlar geliştirmesini ve karbon ayak izini azaltan uygulamaları benimsemesini zorunlu hale getirmektedir. Ancak sektördeki dönüşümün hedeflere uygun şekilde hızlı gerçekleşebilmesi için Kanunda çerçevesi çizilen teşviklerin en kısa zamanda detaylarının netleştirilmesi ve vergi avantajları, düşük faizli kredi, hibe gibi yöntemlerle etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. İnşaat sektörümüz düşük karbonlu ve sürdürülebilir inşaat modellerine adapte oldukça firmalarımızın uluslararası finansman, yeşil kredi gibi imkanlara erişimleri ve uluslararası rekabet gücü artacaktır. İlk etapta 'yeşil yapı', inşaat maliyetlerini artırsa da uzun vadede enerji tasarrufu, verimlilik ve bakım gideri düşüşü sayesinde rekabetçi fayda sağlayacaktır.
 
İklim değişikliği inşaat sektörünü yeniden şekillendirirken, sürdürülebilir ve iklim dirençli yapılar inşa etmenin artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Malzeme israfını azaltan ve inşaat sürecini hızlandırarak daha az enerji tüketimi sağlayan modüler ve prefabrik yapı sistemleri gibi sürdürülebilir çözümler yeni ve modern yapı anlayışının temelini oluşturacaktır."
 
Ar-Ge yatırımları artacak
Türkiye Müteahhitler Birliği'nin değerlendirmesinde İklim Kanunu'nun müteahhitlik firmalarının yetkinliklerinin önemini artırdığı hususu da yer aldı. Yapılan değerlendirmede şu ifadelere yer verildi: "Sektörde BIM, enerji izleme sistemleri, yenilenebilir enerji entegre çözümleri gibi "İnşaat 4.0" teknolojilerinin kullanımı yaygınlaşacak; Ar-Ge harcamaları artacaktır. LEED, BREEAM gibi yeşil bina sertifikaları, ekolojik etki değerlendirmeleri, karbon hesaplaması gibi alanlarda yetkinlikler daha kritik hale gelecektir. İklim riski ve afet yönetimi planları, yerel yönetimlerce entegre edilecek; sel, kuraklık gibi risklere karşı iklim dayanımı daha fazla önem kazanacaktır

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Ülkemizin açıkladığı net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını yasal zemine taşıyan Türkiye'nin ilk İklim Kanunu Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
 
Sanayi, ulaştırma, enerji, tarım, inşaat gibi yüksek emisyonlu sektörlerde temiz teknolojilerin geliştirilerek kullanımının yaygınlaştırılması, yenilenebilir enerjiye geçiş ve sıfır atık gibi hedeflere sahip olan İklim Kanunu'nda binalar temelinde inşaat sektörünü doğrudan etkileyecek maddeler yer alıyor. İklim Kanunu'nun inşaat sektörüne yapacağı etkileri ele alan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), şu değerlendirmelerde bulundu;
 
'Yeşil yapı' rekabetçi fayda sağlayacak
"Yayınlanan raporlarda global boyutta kaynak kullanımının büyük bir kısmının inşaat sektörü tarafından gerçekleştirilmekte olduğu belirtilmekte, inşaat ve yapı endüstrisinin toplam karbon salımının yüzde 39 düzeyinde bulunduğu ifade edilmektedir. Yürürlüğe giren İklim Kanunu ile birlikte ülkemizdeki bina inşaatlarında karbon ayak izini azaltan inşa teknikleri, dönüştürülebilir/yenilenebilir malzemelerin ve kaynakların verimli kullanımı gibi uygulamalar öne çıkacaktır. İnşaat sektöründe iklim değişikliği adaptasyonunu gerçekleştirmek için enerji verimliliği önlemleri almak, yeni yapı teknolojilerini uygulayabilmek, yeşil binalar inşa etmek ve sürdürülebilir malzemeler kullanmak önem kazanmaktadır. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkilerini değerlendirmek ve buna göre inşaat projelerini planlamak da adaptasyon sürecinin bir parçası olacaktır. Bu durum, inşaat sektörünün sürdürülebilir ve iklime dayanıklı malzemeler kullanmasını, enerji verimli tasarımlar geliştirmesini ve karbon ayak izini azaltan uygulamaları benimsemesini zorunlu hale getirmektedir. Ancak sektördeki dönüşümün hedeflere uygun şekilde hızlı gerçekleşebilmesi için Kanunda çerçevesi çizilen teşviklerin en kısa zamanda detaylarının netleştirilmesi ve vergi avantajları, düşük faizli kredi, hibe gibi yöntemlerle etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. İnşaat sektörümüz düşük karbonlu ve sürdürülebilir inşaat modellerine adapte oldukça firmalarımızın uluslararası finansman, yeşil kredi gibi imkanlara erişimleri ve uluslararası rekabet gücü artacaktır. İlk etapta 'yeşil yapı', inşaat maliyetlerini artırsa da uzun vadede enerji tasarrufu, verimlilik ve bakım gideri düşüşü sayesinde rekabetçi fayda sağlayacaktır.
 
İklim değişikliği inşaat sektörünü yeniden şekillendirirken, sürdürülebilir ve iklim dirençli yapılar inşa etmenin artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Malzeme israfını azaltan ve inşaat sürecini hızlandırarak daha az enerji tüketimi sağlayan modüler ve prefabrik yapı sistemleri gibi sürdürülebilir çözümler yeni ve modern yapı anlayışının temelini oluşturacaktır."
 
Ar-Ge yatırımları artacak
Türkiye Müteahhitler Birliği'nin değerlendirmesinde İklim Kanunu'nun müteahhitlik firmalarının yetkinliklerinin önemini artırdığı hususu da yer aldı. Yapılan değerlendirmede şu ifadelere yer verildi: "Sektörde BIM, enerji izleme sistemleri, yenilenebilir enerji entegre çözümleri gibi "İnşaat 4.0" teknolojilerinin kullanımı yaygınlaşacak; Ar-Ge harcamaları artacaktır. LEED, BREEAM gibi yeşil bina sertifikaları, ekolojik etki değerlendirmeleri, karbon hesaplaması gibi alanlarda yetkinlikler daha kritik hale gelecektir. İklim riski ve afet yönetimi planları, yerel yönetimlerce entegre edilecek; sel, kuraklık gibi risklere karşı iklim dayanımı daha fazla önem kazanacaktır

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

2025 yılı sonunda global cirosunun 200 milyon avroya ulaşması beklenen Alman teknoloji şirketi HANTECH, duvar tipi klimalar ve ısı pompası ürünleriyle faaliyet gösterdiği Türkiye pazarına ticari klima ürünlerini de sunmaya hazırlanıyor. Türkiye’de güçlü bir büyüme hedefiyle kalıcı bir oyuncu olmak için yatırımlarını sürdüren HANTECH, 180’e ulaşan bayi ve servis ağını da genişletecek.

Türk girişimci Ramazan Hantik’in kurucusu olduğu ve global CEO’luğunu üstlendiği Almanya merkezli HANTECH, Türkiye'de ticari klima sektörüne güçlü bir adım atmaya hazırlanıyor. Otel, restoran gibi büyük ölçekli ticari tesislere yönelik iklimlendirme çözümleri sunmaya başlayacak olan şirket, 2025 yılı sonuna kadar bayi ve servis ağını genişleterek Türkiye’de ticari klima alanında da kalıcı bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyor.

2018 yılında Türkiye pazarına adım atan HANTECH, beyaz eşya, klima, güneş enerjisi panelleri ve piller gibi geniş ürün portföyüyle hızla büyüyen çok alanlı bir teknoloji markası olarak dikkat çekiyor. Almanya, Türkiye, Güney Afrika ve Hong Kong’da operasyonları bulunan şirket, 28 ülkede satış ve pazarlama faaliyetleri sürdürüyor.

Türkiye, global büyüme atağının önemli bir parçası

HANTECH’in bölgesel büyüme stratejisinde kritik öneme sahip olan Türkiye pazarında yeni bayi yapılanmasıyla binlerce kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam yaratılması hedefleniyor.

Türkiye’de hali hazırda 180 bayilerinin olduğunu belirten HANTECH Türkiye Genel Koordinatörü M. Murat Özbakır sözlerine şöyle devam etti; “HANTECH olarak, önümüzdeki dönemde Türkiye ticari klima pazarında önemli bir oyuncu haline gelmeyi amaçlıyoruz. Önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 10 pazar payına ulaşmak için güçlü bir büyüme stratejisi izliyoruz. 2025 yılı sonunda global ciromuz 200 milyon avroyu bulacak ve Türkiye, global büyüme planlarımızın en kritik unsurlarından biri.”

“Yeni reklam kampanyamızla marka değerimize yatırım yapmaya devam ediyoruz”

Türkiye’nin coğrafi konumu ve dinamik pazar yapısıyla HANTECH’in bölgesel büyüme stratejisinde kilit bir rol üstlendiğini belirten Özbakır, “Şu an bayi yapılanmamızı, ticari klima sektörünü de içerisine alacak şekilde genişletiyoruz. Halihazırda Türkiye’de 200’den fazla yeni bayi talebi aldık. Bizim için en öncelikli konu, marka değerimize yatırım yapmak ve markamıza duyulan güveni pekiştirmek. Yatırımlarımıza da bu yönde devam edeceğiz. Yeni reklam kampanyamızda da marka güvenini pekiştirmek ve Türkiye'de kalıcı bir marka değeri yaratmak üzerine odaklandık.” dedi.

Global pazarlarda güçlü ürün ve marka varlığı

HANTECH, klima, beyaz eşya, elektronik ürünler ve enerji çözümleri alanındaki geniş ürün portföyünü 28 ülkede tüketicilerle buluşturuyor. Mühendislik, tasarım ve segmentasyon odaklı yaklaşımı sayesinde farklı pazarlara özel çözümler geliştirirken, güçlü bir global dağıtım ağına sahip. Almanya, Türkiye, Güney Afrika ve Hong Kong’daki operasyonlarını entegre bir yapı içinde yürüten şirket, ürün geliştirme süreçlerinden dağıtıma kadar bütünsel bir yönetim anlayışıyla markasını uluslararası pazarlarda konumlandırıyor. Almanya’da split klima pazarında yüzde 28, nem alıcılarda da yüzde 25’e yakın pazar payına sahip olan HANTECH, 2026’da ABD pazarına giriş yaparak uluslararası varlığını daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

 

HANTECH hakkında:

HANTECH, 2004 yılında Almanya’nın Karlsruhe kentinde kurulan, iklimlendirme sistemleri, elektrikli ev aletleri ve enerji çözümleri alanlarında faaliyet gösteren bir teknoloji markasıdır. Almanya, Türkiye, Güney Afrika ve Hong Kong’daki grup şirketleriyle 28 ülkede ürün ve hizmet sunan HANTECH, yüksek kalite, güvenilir servis ve insan odaklı yaklaşımıyla müşteri memnuniyetini öncelikli hedef olarak benimser. Hantech’in global cirosu 2024 itibarıyla 150 milyon avrodur.