Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Küresel zorlukların devam ettiği çağımızda, jeopolitik ortamın karmaşıklığı dikkatli bir değerlendirme ve proaktif önlemler gerektiriyor. Artan jeopolitik gerilimlerden dalgalanan ekonomik koşullara kadar, işletmeler dikkat gerektiren çeşitli risklerle karşılaşıyor. Bu dinamiklere yanıt olarak ileri görüşlü kuruluşlar kararlı bir şekilde harekete geçiyor, operasyonlarını güçlendiriyor ve uzun vadede dayanıklı kalabilmek için jeopolitik koşullardan kaynaklanan riskleri anlamaya ve çözmeye odaklanıyor.
Jeopolitik risklerin neden olduğu zorlukları çözmenin ne denli kritik olduğunun farkında olan KPMG, "Günümüzün Jeopolitik Risklerinin Yönetimi" isimli raporunu yayımladı. Şirketler için bir finansal hizmetler rehberi olarak hazırlanan bu çalışmada kuruluşların kendine özgü ihtiyaçlarına göre uyarlanmış etkili stratejiler inceleniyor ve günümüzün karmaşık ve belirsiz jeopolitik ortamında yol almak için uygulanabilir veriler ve öneriler sunuluyor. Raporda şirketlere yeni bir jeopolitik risk yönetimi modeli oluşturabilmeleri için şu üç temel alanda adımların atılması tavsiyesinde bulunuluyor:
Jeopolitik risk faktörleri: Şirketler, küresel ayrışma ve çığır açıcı teknolojiler gibi etkili mega eğilimleri analiz ederek jeopolitik risklerin doğasında var olan karmaşıklığın ortasında etkili risk yönetimi stratejileri geliştirebilirler. Rapora göre küresel ayrışmalar nedeniyle dünya, ulusların kısmi ekonomik ayrışmaları ve yeni ekonomik ve siyasi ittifakların ortaya çıkışıyla belirginleşen önemli dönüşümlerden geçiyor. Avrupa'daki barış ortamının bozulması da bu eğilimi körüklüyor. Ayrıca bir süredir dünya genelinde demokrasilerin ve otoriter rejimlerin stratejik politika yönünü güçlü korumacı eğilimlere doğru ilerliyor. Bu mega trendin izleri arasında Avrupa'nın ekonomik izolasyonu veya dünyanın en büyük ekonomileri arasında artan gerilimler de yer alıyor. Diğer yandan çığır açan dijital teknolojiler aracılığıyla toplumların radikalleşmesi ve istikrarsızlaşması da hızlanıyor. Yapay zekâ ve sosyal medya gibi yeni araçlar ve platformlar yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Teknolojilerin ekonomik ve siyasi silah olarak kullanılması, etik olmayan yapay zekâ algoritmaları, sahte haberler, fidye yazılımları, siber saldırılar bunlardan sadece bazıları.
Aynı yöntemler, farklı hedefler: Organizasyonlar, kurulu risk analizi yöntemlerini kullanarak senaryo planlamaya ve dayanıklılık inşa etmeye odaklanabilirler. Böylece jeopolitik riskleri etkili bir şekilde azaltabilir, öncelikli etkenleri belirleyebilir ve etki değerlendirmeleri yapabilirler. Faaliyetlerinde jeopolitik riskler yaygın olsa da şu anda finans sektöründe bunları yönetmek için standart bir yaklaşım bulunmuyor. Jeopolitik risklerin kendine özgü zorluklarıyla başa çıkabilmek için senaryo analizi gibi bilinen risk değerlendirme tekniklerinde bir piyasa standardının bulunmaması bu durumun arkasındaki temel sebep olarak gösteriliyor. Bu nedenle etkili bir jeopolitik risk yönetiminin sağlanmasına yardımcı olmak için özellikle senaryo analizinde disiplinler arası bir ekip oluşturulmasına ve operasyonel boşlukları önlemek amacıyla üst yönetimin katılımıyla güçlü liderliğin gerekli olduğuna dikkat çekiliyor.
Tek kötü strateji stratejinin olmamasıdır: Proaktif risk yönetiminin vazgeçilmez olduğunun altı çizilen raporda benzersiz koşullara göre uyarlanmış ve uzmanlık ve sürekli değerlendirme ile desteklenen stratejilerin belirsizliği güvenle yönetmek için gerekli olduğu belirtiliyor. Jeopolitik riskler ele alırken iki zıt yaklaşım ortaya çıkıyor. Bunlardan biri, şirketi potansiyel risklere karşı korumayı vurgulayan tamamen savunmacı bir strateji. Diğeri ise proaktif katılım ve jeopolitik değişimlerin fırsat olarak algılanması ile karakterize edilen atılgan bir strateji. Savunmacı strateji genel olarak kurumu jeopolitik şoklardan ve risklerden korumayı amaçlarken, atılgan strateji bu risklerden sadece korunmayı değil aynı zamanda bunlardan faydalanmayı da hedefliyor.
“Günümüzün jeopolitik risklerini zamanında yönetecek stratejiler her kuruluşun gündeminde üst sıralarda yer almalı”
Konuyla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye Kurumsal Dayanıklılık Hizmetleri Direktörü Sagi Gün, “Jeopolitik gelişmeler tedarik zinciri stratejilerini daha fazla etkiliyor, yatırım hedeflerini değiştiriyor ve şirketler için maliyetleri artırıyor. Yüksek düzeyde entegre ve karmaşık tedarik zincirleri bir zamanlar serbest ticaret ve ekonomik verimliliğin başarıları olarak görülürken bugün genellikle artan jeopolitik rekabet karşısında stratejik ayarlamalar gerektiren kırılganlıklar olarak görülüyor. Bu zorluklara yanıt olarak teknoloji, enerji, ilaç ve savunma gibi kritik sektörlerde yerli tedarikçilere öncelik veren ulusal sanayi politikalarına doğru gözle görülür bir kayma yaşanıyor. Dayanıklılığı artırmayı amaçlayan bu stratejik yeniden düzenleme, enflasyonist baskıların piyasaların daha önce öngördüğünden daha kalıcı ve yapısal olarak yerleşik hale gelmesine de neden oluyor. İleriyi gören şirketler, günümüzün derinleşmiş zorlukları karşısında kararlı bir şekilde harekete geçme ihtiyacının farkında. Bu nedenle günümüzün jeopolitik risklerini zamanında yönetecek stratejiler her kuruluşun gündeminde üst sıralarda yer almalıdır. Bu araştırmamız, kapsamlı ve geleceğe hazır bir çerçeve kullanarak şirketlere, başarılı ve sürdürülebilir jeopolitik risk yönetimi uygulayabilmeleri için önemli tavsiyeler yer alıyor. Şirketler bu ilkeleri benimseyerek jeopolitik risklerden korunmakla kalmayacak ayrıca bu riskleri büyüme ve dayanıklılık için fırsatlara da dönüştürebilecek.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Son yıllarda hızla büyüyen armatür, valf, vana, musluk ve sıhhi tesisat ekipmanları sektöründe ihracat artışı sürdü. Türkiye’nin toplam ihracatına aralıksız katkı vermeye devam eden Armatür sektöründe ihracat mayıs ayında yüzde 7,33 artışla 382 milyon dolara ulaştı. 2024 yılının Ocak-Mayıs döneminde ise sektörün toplam ihracatı 1 milyar 684 milyon dolara yükselirken, sektörünün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk üç ülke ise sırayla; Almanya, Rusya ve Irak oldu. Sektörün mayıs ayında ihracat birim fiyatı yüzde 4,76 artarak 6,37 dolara yükseldi. Sektörün mayıs ayında ihracatta gösterdiği yükselişe rağmen, yılın ilk 5 ayında geçen yıla oranla yüzde 5’in üzerinde bir azalma yaşandığının bilgisini paylaşan ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, “Son aylarda sabit seyreden kurlar, girdi maliyetlerindeki yükselişin altında gerçekleşti. İhracatçı döviz ve enflasyon arasında sıkışmış bir durumda. Enflasyonla mücadeleden dolayı döviz kuru şu an olması gereken seviyenin çok altında. Fiyat ve maliyet artışları ihracatçının omuzunda ciddi bir yük. İhracatçının her yaptığı ihracat karşılığında yurda getirdiği dövizin belli bir oranının yüksek kurdan bozdurulması ihracatçıya büyük destek olacaktır ve önünü açacaktır.” dedi.
Geçtiğimiz yılı 4 milyar dolar ihracatla kapatan armatür, valf, vana, musluk ve sıhhi tesisat ekipmanları sektöründe, 2024 yılı Ocak-Mayıs dönemi ihracat rakamları açıklandı. Sektör, mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına oranla miktar bazında yüzde 2,46’lık, değer bazında ise yüzde 7,33’lük artışla 382 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 2024 yılının Ocak-Mayıs döneminde ise sektörün toplam ihracatı 1 milyar 684 milyon dolara ulaştı. Yüzde 70'lerde kapasite kullanımının olduğu sektörde, ihracat birim fiyatlarında artış devam ederek, geçen senenin aynı ayına oranla yüzde 4,76 artarak 6,37 (dolar/Kg) oldu. Dernekten yapılan açıklamada, sektörün otomasyon, Ar-Ge, Ur-Ge, yerel yan sanayi, e-ihracat, marka ve belgelendirme alanlarında yatırıma ihtiyacı bulunduğu, KDV destekleri ve kamu alımlarındaki yerlileşme eğilimlerinin sektörün avantajları arasında yer alacağı belirtildi. Sektörün ihracat pazarında; yerli ham madde üretimi, satış artışı, finansman ve teknoloji alanlarında desteklerin beklendiği vurgulandı.
İHRACATTA ZİRVE ALMANYA’NIN
Armatür sektörünün mayıs ayında 44,6 milyon dolarla en çok ihracatı Almanya'ya gerçekleştirdiğini kaydeden ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, Rusya'nın 20,9 milyon dolarla ikinci sırada ve Irak'ın 16,8 milyon dolar ihracatla üçüncü sırada yer aldığını duyurdu. Turhan, geçtiğimiz yıl mayıs ayına kıyasla Ürdün’e gerçekleştirilen ihracatın yüzde 214 artışla 4,9 milyon dolar olarak ciddi bir artış sağladığını kaydetti.
İHRACAT YÜZDE 5’TEN FAZLA AZALDI
Sektörün mayıs ayında ihracatta gösterdiği yükselişe rağmen, yılın ilk 5 ayında geçen yıla oranla yüzde 5’in üzerinde bir azalma yaşandığının bilgisini paylaşan Turhan, “Özellikle son aylarda kurlar neredeyse sabit seyrediyor ve girdi maliyetlerindeki yükselişin altında gerçekleşiyor. Enflasyonun altında olan kurlardaki artış oranı ve seyir dünya pazarında rekabetçiliğimizi maalesef olumsuz etkiledi. Euro/dolar paritesindeki seviyeler de ihracatçı için olumlu gözükmüyor. İSO tarafından yayınlanan Türkiye Sektörel PMI raporu, mayıs ayında talep koşullarının genel anlamda zorlayıcı olmayı sürdürdüğünü ve sektörlerin çoğunluğunda yeni siparişlerin yavaşladığını gösterdi.” ifadelerini kullandı.
EKONOMİ YÖNETİMİNE DESTEK ÇAĞRISI
İhracattaki daralma, artan maliyetler karşısında fiyat belirleme noktasında ciddi sıkıntılar yaşandığını, mevcut pazarlarda rekabetçiliği kaybetmemek için ekonomi yönetiminden üretici ihracatçı için destekler beklediklerini yineleyen Turhan, “İhracatçı döviz ve enflasyon arasında sıkışmış bir durumda. Enflasyonla mücadeleden dolayı döviz kuru şu an olması gereken seviyenin çok altında. Fiyat ve maliyet artışları ihracatçının omuzunda ciddi bir yük. İhracatçının her yaptığı ihracat karşılığında yurda getirdiği dövizin belli bir oranının yüksek kurdan bozdurulması ihracatçıya büyük destek olacaktır ve önünü açacaktır. Artan maliyetler karşısında karlılık oranlarının düşmesi ile fiyatlarımıza yansıttığımız artışlar sonucu ihracatta düşüşler oldu. Çalışan maliyetleri tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzü de ciddi anlamda etkiliyor. Burada SGK prim desteği, elektrik- doğalgaz destekleri, navlun desteği gibi üretici ihracatçıya verilecek destekler rekabetçiliğimize ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.” dedi.
“PAZAR HAKİMİYETİ İÇİN DESTEK ŞART”
Sektörde ilk defa 25 firma ile bir Ur-Ge kurulduğunu belirten Turhan, önümüzdeki dönemde yakın ya da uzak demeden girilen pazarın hakimi olmamız lazım. Çin bir satıyorsa biz 5 satmaya çalışalım. Çin’de ihracatçı aldığı destekle istediği pazara kolaylıkla girebiliyor. Bizim birçok ürünümüzün üzerinde gümrük vergisi var. Özellikle Türkiye'de üretilmeyen birçok ham maddemizi yurt dışından almak zorundayız. Buraya vergi uygulamak yerine desteklenmemiz işleri daha da kolaylaştıracaktır.” dedi.
İÇ PAZARDA YAŞANAN DARALMA İHRACATA YÖNLENDİRDİ
Yılın geri kalanındaki aylarda ihracatta yönün yukarı dönmesi, ithalatın ise gerilemeye devam etmesini beklediklerini dile getiren Turhan, “Ana ihracat pazarlarımızdan Avrupa ve Orta-Doğu’da 2024’te büyüme, geçen yılın üzerinde olacak. Nitekim Avrupa ekonomilerinde PMI verileri yavaş yavaş yönünü yukarı çevirmeye başladı. İç pazardaki yavaşlama firmalarımızı daha fazla ihracat yapmaya yönlendiriyor. Ekonomi yönetimi çeşitli vesileler ile yatırım ve ihracata yönelik kredilerin destekleneceğini ifade ediyor. Küresel pazarda yaşanacak toparlanma ile taleplerin artacağını ve ülkemiz ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde gerçekleştirdiği yüzde 5,7 oranındaki büyümeye net 1,6 puan katkı veren ihracatın, verilecek desteklerle katkısının daha da artıracağını düşünüyorum.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olan Egeli tarım ihracatçıları Avrupa Birliği ile işbirliği adımlarını sıklaştırdı.
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Ankara’dan gelen Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile AB uyum çalışmaları kapsamında baharat sektörüne yönelik görüş alışverişinde bulundu.
Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.
Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, EİB olarak AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörleri daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.
“Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı ve toplam ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın 31 Aralık 2025'e kadar devam edecek "Geçiş Süreci"ndeyiz. Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı Avrupa Kıtası toplam ihracatımızdan yüzde 48 pay alıyor ve 109 milyar dolar ihracatımız var. İthalatımızın yaklaşık yüzde 25’ini de AB'den gerçekleştiriyoruz. EİB olarak üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları, ulusal ve uluslararası kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu.”
AB Misyon heyeti sürdürülebilirlik çalışmalarımızı yerinde gördü ve inceledi
Başkan Öztürk, “Organikte dünyada lideriz. Organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti. Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege'nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatı hedefimize ulaşmak için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda Türkiye’nin yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğimiz “Yeşil Dönüşüm” özellikle de AB ile uyumlu bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi, projelerimizi Avrupa Komisyonu yetkilileri ile paylaştık AB Misyon heyetinin ülkemizi ziyareti başta üreticiler, ihracatçılar, üniversiteler, laboratuvarlar, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın yaptıkları çalışmaları yerinde görme ve inceleme fırsatı yarattı.” dedi.
Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 arttı
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 artışla 98 milyon dolar oldu. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatımızın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide ve sahada çözülmeli. Avrupa Komisyonu, Türk ihracatçılarla istişare yapmaya çok önem veriyor. EİB üyelerimizin kaliteli ürün temin ederek ihracatını geliştirmek için tarladan sofraya her aşamada yaptığı çalışmaları misyon heyetine aktardık.” diye konuştu.
Baharat sektörü sürdürülebilirlik çalışmalarına aralıksız devam ediyor
Tarakçıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar ve üreticilerin daha fazla işbirliği yaparak üretimden paketlemeye kadar bütün tedarik zincirini çözüme kavuşturulması gerektiği görüşünde.
“2019 yılından beri Tarım ve Orman Bakanlığı ile koordineli olarak çalışmaktayız. Üniversitelerimiz ve Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerimiz ile birlikte ürünlerimizin analizlerini yaptırıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte Uygulama Kılavuzları hazırladık. Avrupa Baharat Birliği’ne (ESA) ile yakın temas halindeyiz, sunumlar yapıyoruz. 2020 yılından bu yana Üretim Bölgelerinde Çiftçi eğitimleri organize ediyoruz, bilgilendirici broşürler dağıtıyoruz, çiftçilerimizi bilgilendiriyoruz. Bilgilendirici TV programları yapıyoruz. 2022 yılında İhracatçılar ile koordineli çalışmak için teknik komite kuruldu. Çalıştaylar düzenliyoruz. İhracata Yönelik Kontrollü Yetiştiricilikle ilgili projelere katkı sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik üzerine paneller düzenliyoruz. ESA Teknik Komitesi’ne katılımımız olduğundan ürünlerdeki sorunların çözülmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
Avrupa Komisyonu’nun işbirliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Gürel, “Avrupa Komisyonunun işbirliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti. Sektörlerimizin AB Yeşil Mutabakatı’nın regülasyonlarından en az şekilde etkilenmesi için birçok yatırımın hayata geçmesi, teknik kapasitelerinin, altyapılarının geliştirilmesi gerekiyor. AB ile işbirliği içinde bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak İyi Tarım Uygulamalarıyla çiftçilerimizi bilgilendirip ortak sorunlarımızı şeffaf bir şekilde çözümleyeceğiz. Ege Bölgesi sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir bölge. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. Kekik, defne yaprağı, kayısı, kiraz, vişne, incir, fındıkta dünyada birinci üreticiyiz. Çilek, kavun, karpuz, balda dünyada ikinci üreticiyiz. Zeytin, mandalina, domates, üzüm, elma, kestane, biber, mercimek, nohutta ilk 5 üretici içindeyiz.” dedi.
Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak liderliğimizi koruyoruz
Gürel, “Ülkemizde 4 bin 500’den fazla tarım ürünü üretiliyor. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Türkiye 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde yüzde 7 artışla 15 milyar dolarlık tarım ihracatı gerçekleştirdi. EİB’nin tarım ihracatı ise yüzde 3 artışla 3,1 milyar dolara ulaştı. Kalıntısız ve kaliteli üretimle AB başta olmak üzere ihracat pazarlarımızı korumak, yeni pazar olanakları yaratmak için üreticiler, ihracatçılar, üniversitelerimiz, Bakanlıklarımız olarak hep birlikte mücadele ediyoruz. EİB olarak 13 TURQUALITY Projesi, 11 UR-GE Projesi, 13 Fuara Milli Katılım Organizasyonu, dünyanın birçok noktasına gerçekleştirdiğimiz sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri, AB Projeleri, Üniversite-Sanayi iş birlikleriyle uluslararası rekabetçiliğimizi geliştirmek için çalışıyoruz.” diye konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkan Yardımcısı, Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği (GUSAD) Başkanı ve Beşler Un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mesut Çakmak, bu yılki rekolte, son açıklanan buğday taban fiyatları ve un ihracatı ile ilgili önemli öngörülerde bulundu.
Bazı bölgelerde yaşanan yağış azlığının, yıllık buğday rekoltesini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Mehmet Mesut Çakmak, 2024'te buğday rekoltesi tahminlerinin yaklaşık 20 milyon ton, un ihracatında ise yıllık hedefin 1.5 milyar dolar olduğunu söyledi. Buğday hasadına ve un ihracatına yönelik değerlendirmelerde bulunan Çakmak, geçtiğimiz sene son yılların en yüksek buğday rekoltesinin gerçekleştiğini, bu yıl ise özellikle İç Anadolu'da yağışların azaldığını ve buna bağlı olarak rekoltede düşüş yaşanacağını dile getirdi. Çakmak, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden ise üretim beklentilerinin yüksek olduğunu ifade ederek, "Bu sene bölgemizde buğday üretiminde yüzde 10 artış bekliyoruz, yağış ortalaması çok iyiydi. Bölgemizde bu sene ekinin yüzde 65'i makarnalık buğdaydan oluşuyor. Dünyanın en iyi makarnalık buğdayı bölgemizde yetişiyor'' dedi.
“Piyasada buğday stoğu yok”
Çiftçilerin devlet desteklerine daha fazla erişmesi gerektiğini kaydeden Çakmak, “Devlet her sene çiftçiyi desteklemek adına alımlarını artırıyor. Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) geçen yıl 13.5 milyon ton buğday satın aldı. Bu sene alımların artarak devam etmesini bekliyoruz. Piyasada şu an fazla stok yok. Bu sene faizler yüksek olduğu için kimsenin stok şansı yok” dedi.
Türkiye’nin un ihracatında yılın ilk çeyreğinde 1 milyon 23 bin ton ile yüzde 25 ihracat artışı gerçekleştirdiğini söyleyen Çakmak sözlerini, “Ülkemiz un ihracatı nda 15 yıldan beri dünya şampiyonu. 1,5 milyar dolarla seneyi kapatırız diye düşünüyorum” şeklinde tamamladı.
“Buğday üreticisinin her zaman desteklenmesinden yanayız”
Çakmak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın son açıkladığı 2024 yılı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) hububat alım fiyatları ve fark ödemesi destekleri hakkında da şu görüşlere yer verdi:
“Buğday, insanların temel besin maddesi olarak dünya genelinde ekim ve üretim bakımından ilk sırada yer almaktadır. Ülkelerin ve tabii ki Türkiye’nin tarım ve üretiminde de stratejik önem taşımaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 yılı ekmeklik buğday taban fiyatını, fark ödemesi ile beraber ton başına 11.000 TL olarak belirlemesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kararın üreticilerimize önemli bir destek sağlayacağını ve sektörde sürdürülebilirliği artıracağını düşünüyoruz. Buğday üreticisin her zaman desteklenmesinden yanayız.”
EDİTÖRE NOT:
Beşler Makarna Un İrmik Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş Hakkında
Beşler Makarna Un İrmik Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., 1992 yılında Gaziantep 2. Organize Sanayi Bölgesi'nde 24.000 m2'lik alanda buğday unu üretimine başladı. 1993 yılında günlük üretim kapasitesi 250 ton iken, teknolojisini sürekli yenileyerek kapasitesini artıran Beşler Un’un günlük üretim kapasitesi 2.100 tona ulaştı. Beşler Un, günümüzde tek yerleşkede 5 üniteden oluşan 2 fabrika binasıyla Türkiye'nin değil aynı zamanda Ortadoğu ve Balkanlarında en büyük un üretim tesisinden biri olma başarısını elde etti.
Ayrıca, yurt içinde bulunan 50 bayisi aracılığıyla pazarlama ağını genişleterek aranan bir marka olma özelliğini kazanan Beşler Un, yalnızca Türkiye'de değil aynı zamanda Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Sudan, KKTC, Togo, Somali, Etiyopya ve birçok Afrika ülkesiyle birlikte 50 ye yakın ülkede tercih edilen bir marka haline geldi.
Hasat dönemlerinde köylü ve çiftçiden yüksek miktarlarda buğday alımı yaparak bölgenin en büyük buğday alıcısı vizyonuna ulaşan Beşler Un, yurt içinde Toprak Mahsülleri Ofisi'nin (TMO) depolarından, yurt dışında ise Kanada, Rusya, Ukrayna, Litvanya, Almanya gibi AB ülkelerinden alım yaparak yılda yaklaşık 700.000 ton ila 1.000.000 ton arasında buğday ithalatı gerçekleştiriyor.
2000 yılından itibaren Beşler Un, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun yer aldığı “İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” ve ihracat hacimlerinin dikkate alındığı “Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firmaları” listelerine düzenli bir şekilde kesintisiz olarak girdi. Şirket, “İSO İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" listesinde 2022 yılı “Üretimden Satışlar” kategorisinde 399. sırada yer almaktadır. Benzer şekilde Şirket, “Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firmaları” listesinde 2022 yılı “Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamuller” sektör sıralamasında 36. sırada yer almakta olup, genel sıralamada 455. sırada yer almaktadır.
Beşler Un ayrıca, 2016 yılında Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi araştırmasında “Cirosunu En Çok Artıran Şirket” kategorisinde 3. sırada, “İhracatını En çok Artıran Şirket” kategorisinde ise 4. sırada yer aldı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın ve Türkiye’nin en çok tercih ve tavsiye edilen kişisel bakım ve kozmetik markalarından biri olan Avon, çok kanallı satış stratejisi kapsamında gerçekleştirdiği perakende satış noktaları açılışlarıyla tüm Türkiye’de büyümeye devam ediyor. Avon Türkiye Genel Müdürü Hasan Ulutürk, Giresun’daki ilk perakende satış noktasının, müşterileriyle doğrudan buluşma noktasında önemli bir adım olduğunu belirtiyor.
Türkiye’deki 83’üncü perakende satış noktasını Giresun’da hizmete açan Avon, burada da; diğerlerinde olduğu gibi parfüm, makyaj, kişisel bakım, cilt ve saç bakımı kategorilerindeki yüzlerce ürünü tüketicilerle buluşturuyor.
“Her yeni perakende satış noktası, müşterilerimize daha iyi hizmet sunmak için atılmış bir adım”
Giresun’da açılan yeni mağaza Avon’un müşterileriyle buluşma ve ürünlerini doğrudan sunma noktasında büyük bir adım olduğunu belirten Avon Türkiye Genel Müdürü Hasan Ulutürk, “Her yeni perakende satış noktası, Türkiye’deki müşterilerimize daha iyi hizmet sunmak için atılmış bir adımdır. İlk kez girdiğimiz illler, bizim için yeni fırsatlar ve büyüme alanları anlamına geliyor. Ürünlerimizi direkt olarak tüketiciyle buluşturduğumuz satış noktalarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. 2024 yılının sonunda 54 şehirde, 100 perkande satış noktasına ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Avon Türkiye, çoklu kanal stratejisi kapsamında dijital platformlar ve doğrudan satış kanalları ile de müşterilerine ulaşmaya devam ediyor. Avon, yeni girişimcilere sunduğu perakende satış noktaları açma fırsatlarıyla daha çok insana ulaşmayı hedefliyor.
AVON Hakkında:
Avon'da kadınlar için daha iyi bir dünyanın herkes için daha iyi bir dünya olduğuna inanıyoruz. Gücünü kucaklayan, özgüvenini artıran ve potansiyellerini gerçekleştirmeleri için fırsatlar sunan kadınların güzellik markasıyız. Dünya çapında milyonlarca bağımsız satış Temsilcisi, ikonik Avon markalarını sosyal ağları aracılığıyla satıyor ve her satışın %20'den fazlası kadınlar için daha iyi bir gelecek yaratmaya yardımcı oluyor*. Kadınların ilerlemesinden yanayız: Kadınların ihtiyaçlarını dinlemeye, kadınları ilgilendiren her konuda farkındalık yaratmaya ve olumlu değişime inanıyoruz. Avon ve Avon Vakfı aracılığıyla, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve meme kanseriyle mücadeleye odaklanarak 1,1 milyar doların üzerinde bağışta bulunduk. Türkiye’de Doğrudan Satış Derneği’nin (DSD) kurucu üyelerinden biriyiz. YASED (Uluslararası Yatırımcılar Derneği) ve KTSD (Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayicileri Derneği)’nin yanı sıra ÇEVKO Vakfı üyesiyiz. Aynı zamanda Türkiye'de BlindLook'un Sesli Simülasyon (Audio Simulation) teknolojisini internet sitesine entegre eden ilk kozmetik markasıyız. Avon, Natura&Co Group'un bir parçasıdır.
*www.avonworldwide.com adresinden daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul, 4-7 Temmuz 2024 tarihleri arasında Blockchain Expo World 2024’e ev sahipliği yaparak blockchain ve kripto para dünyasının kalbinin attığı yer olacak. Dünya genelinde sektör profesyonelleri ve yenilikçilerin buluşma noktası olan bu etkinlik, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan ilk ve tek blockchain fuarı olma özelliği taşıyor. W2E.MEDIA, bu prestijli etkinlikte Silver Sponsor olarak yer alarak sektördeki konumunu güçlendirecek.
Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı ve W2E.MEDIA CEO’su Şenol Vatansever, Blockchain Expo World 2024’ün şirketleri için büyük bir fırsat olduğunu belirtti ve heyecanını dile getirdi: “W2E.MEDIA olarak blockchain teknolojisini sadece takip etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu teknolojiyi iş süreçlerimize entegre ederek yenilikçi projeler geliştiriyoruz. Blockchain teknolojisinin sunduğu imkanlar sayesinde, medya içeriklerinin yönetiminde ve dağıtımında devrim yaratmayı planlıyoruz. Blockchain Expo World 2024, bu vizyonumuzu paylaşmak ve daha geniş bir kitleye ulaştırmak için mükemmel bir platform sunuyor.”
W2E.MEDIA Token ile Reklam Endüstrisinde Devrim
Şenol Vatansever, W2E.MEDIA Token hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu: “W2E.MEDIA Token, reklam endüstrisinde devrim niteliğinde bir değişim yaratmayı hedefleyen yenilikçi bir projedir. Token sahipleri, izledikleri reklamlarla etkileşime geçerek token'lar, puanlar ve özel indirimler kazanma fırsatı elde ederler. Bu, sadece finansal kazanç sağlamakla kalmaz, aynı zamanda medya sektörünün geleceğinde de söz sahibi olma imkanı tanır.”
W2E.MEDIA Token, anlaşmalı TV kanalları, sosyal medya platformları, açık hava reklamları, metro istasyonları ve daha birçok reklam yayın platformunda uygulanabilir. Kullanıcılar, mobil uygulama üzerinden reklamlarla etkileşime geçerek ödüller kazanacaklar. Kazanılan token'lar, kripto para borsalarında listelendiğinde kolayca satılabilecek ve kullanıcılar, kazançlarını dönüştürme imkanına sahip olacaklar. Bu, reklam izlemeyi daha cazip hale getiren ve kullanıcıların aktif katılımını sağlayan bir modeldir.
Yakında Ön Satış Başlıyor: Yatırımcılar İçin Fırsat
Şenol Vatansever, W2E.MEDIA Token'ın yakında ön satışının başlayacağını da duyurdu: “W2E.MEDIA Token’ın ön satışı yakında başlıyor. Yatırımcılar, bu fırsatı kaçırmamak için web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden gelişmeleri takip edebilirler. Blockchain Expo World 2024'te bu konuda daha fazla bilgi paylaşacağız. Herkesi bu yenilikçi projeye katılmaya davet ediyoruz.”
Basın Mensuplarına Çağrı
W2E.MEDIA CEO’su Şenol Vatansever, basın mensuplarının önerilerine açık olduklarını belirterek, “W2E.MEDIA Token'ın iş modelini geliştirebilecek her türlü öneriye açığız. Basın mensuplarının görüş ve önerileri, projelerimizi daha da ileriye taşıyacaktır. İlgilenen herkesle iş birliği yapmaktan memnuniyet duyarız,” dedi.
İçerik Anlaşmaları ve Stratejik Görüşmeler
Vatansever, konuşmasında ayrıca bakanlıklar, kamu kurumları, üniversiteler, teknoparklar, ve şirketler ile içerik anlaşmaları yapmak üzere görüşmeler yürüttüklerini belirtti. “İçerik ekosistemimizi genişletmek ve medya sektöründe daha güçlü bir konum elde etmek amacıyla stratejik ortaklıklar kuruyoruz. Bu kapsamda, çeşitli bakanlıklar, kamu kurumları, üniversiteler ve teknoparklarla iş birliği görüşmeleri yapıyoruz. Bu adımlar, hem W2E.MEDIA Token’ın değerini artıracak hem de medya sektöründe daha geniş bir etki alanı yaratmamıza yardımcı olacak.”
Blockchain Expo World 2024’te Neler Bekleniyor?
Etkinlik, 12,107 metrekarelik bir alanda düzenlenecek ve Avrupa, Afrika, Körfez ve CIS bölgesindeki en büyük fuar olarak öne çıkacak. Metaverse’de de varlık gösterecek olan fuar, 700’ün üzerinde katılımcı şirket ve 100.000'den fazla ziyaretçiyi ağırlayacak. 40’tan fazla ülkeden sektör profesyonelleri, 150'den fazla sponsor, 360'dan fazla konuşmacı, 31 blockchain kulübü, 20 sivil toplum kuruluşu ve 50'den fazla üniversite katılım sağlayacak.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından onaylanan ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından desteklenen Blockchain Expo World 2024, blockchain ve kripto ekosisteminin yeniliklerle buluştuğu bir platform olarak öne çıkıyor. Etkinlik, hackathonlar, ideathonlar, ticaret alanları, yan etkinlikler, ağ kurma ve iş geliştirme fırsatları sunarak blockchain teknolojisinin tüm spektrumunu kapsayacak.
Blockchain Expo World 2024, sektördeki en son yenilikleri, uygulamaları ve teknolojik ilerlemeleri keşfetmek isteyenler için benzersiz bir fırsat sunuyor. Sektör profesyonelleri, girişimciler, akademisyenler ve teknoloji meraklıları, bu etkinlikte yer alarak geleceğin teknolojilerini ilk elden deneyimleme fırsatını kaçırmamalı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yaz mevsiminin habercisi, uzun yaşam ve ölümsüzlüğün sembolü olarak kabul edilen şeftali ve nektarinde 2024 yılında başarılı bir sezon yaşanıyor.
Türkiye, 1 Ocak - 12 Haziran 2024 tarihleri arasında şeftali ihracatını, 2023 yılının aynı zaman aralığına göre yüzde 33’lük artışla 94 milyon dolardan 125 milyon dolara yükseltti.
2019 yılında 90 milyon dolar şeftali ve nektarin ihracatı gerçekleştiren Türkiye, 2023 yılı sonunda her yıl şeftali ihracatını artırarak 203,5 milyon dolara ulaşmıştı.
Şeftali ve nektarin ihracatımızın miktar bazında 104 bin tondan 134 bin tona çıktığı bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, şeftali ve nektarinin önemli ihraç ürünleri arasında yer aldığının altını çizdi.
Şeftali ve nektarinin tadı ve nefaseti yanında şeftalideki lifin kabızlığı önleyen, sağlıklı sindirimi destekleyen, kan şekerini dengeleyen özelliklerine dikkati çeken Uçak, “Şeftali ve nektarin tüketimi her geçen yıl artıyor. 2024 yılında şeftali ve nektarin ihracatımızın 250 milyon doları aşmasını hedefliyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız, Uzakdoğu ülkeleriyle bitki sağlığı sertifikası anlaşması yapmak üzere müzakerelerini sürdürüyor. Bu görüşmeler olumlu gerçekleştiği takdirde Uzakdoğu pazarınında açılmasıyla birlikte orta vadede şeftali ve nektarin ihracatımız 500 milyon dolara ulaşabilir” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin yıllık 1 milyon 76 bin tonluk şeftali üretimiyle Çin ve İtalya’nın ardından dünya üçüncüsü olduğunu paylaşan Başkan Uçak, şöyle devam etti: “2023 yılı verilerine göre şeftali ve nektarin ihracatında İspanya’nın ardından dünya ikincisiyiz. İzmir şeftali üretiminde önemli merkezlerden biri konumunda. Üreticilerimiz bir yıllık emeklerinin karşılığını alıyorlar. Sabah 04:00’te hasata başlıyorlar. Üreticilerimizin, tüccarlarımızın ve ihracatçıların emeklerinin karşılığını aldığı bir sezon olmasını diliyorum. Tüm üreticilerimizin Kurban Bayramı’nı kutluyorum.”
Rusya, Türk şeftalisine sevgisini bu yılda gösterdi
Türkiye, 1 Ocak - 12 Haziran 2024 tarihleri arasında 59 ülkeye şeftali ve nektarin ihraç ederken Rusya 75 milyon dolarlık taleple Türk şeftalisine ve nektarinine bu yılda sevgisini gösterdi. Şeftali ve nektarin ihracatında en belirgin artış Irak’a oldu. Irak’a 2023 yılında 3,7 milyon dolar olan şeftali ve nektarin ihracatımız yüzde 640’lık rekor artışla 27,4 milyon dolara yükseldi.
Romanya, Türkiye’den 6,2 milyon dolarlık şeftali ve nektarin talebiyle zirvenin üçüncü sırasında yer bulurken, Ukrayna’ya 4,2 milyon dolarlık, Beyaz Rusya’ya ise; 2,3 milyon dolarlık şeftali ve nektarin göndermeyi başardık.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Chery, TIGGO 8 PRO Avantgarde ile Lüks ve Yenilikçi SUV'un Yeni Standartlarını Belirliyor!
Çin'in önde gelen otomotiv üreticisi Chery, TIGGO 8 PRO Avantgarde modeli ile Türkiye SUV pazarında, lüks ve yenilikçi kavramlarının standartlarını belirlemeye devam ediyor. TIGGO 8 PRO Avantgarde, kendine özgü dış görünümü ve lüks iç tasarım konfigürasyonu ile Chery'nin SUV sınıfındaki yenilikçi yönünü ortaya koyuyor. 7 kişilik lüks D-SUV, modern estetiği pratik tasarımla mükemmel bir şekilde harmanlayarak sofistike ve pratik bir görsel sunuyor. Akıllı iç mekan açısından TIGGO 8 PRO Avantgarde, ileri teknoloji ile kullanıcı dostu tasarımı uyumlu bir şekilde birleştirerek konforlu ve rahat bir deneyim sunuyor. Bununla birlikte model, ister kalabalık şehir sokakları ister bol manzaralı şehir dışı yollar olsun benzersiz bir sürüş deneyimi sunuyor. Tüm bu özelliklerle Chery TIGGO 8 PRO Avantgarde, Türkiye pazarında kayda değer bir başarı elde etmeye devam ederken daha fazla kullanıcının üstün bir yaşam tarzı deneyimlemesine olanak sağlamayı hedefliyor.
Çinli otomotiv devi Chery'nin D-SUV segmentindeki iddialı modeli TIGGO 8 PRO Avantgarde, Türkiye SUV pazarında bir kez daha yenilikçi ve lüks kavramlarının standardını belirliyor. Chery'nin yüksek donanımlı üst düzey SUV modeli, kendine özgü dış tasarım ve konfor özelliklerinin yanında ileri teknolojiyi yansıtan bir iç tasarımla benzersiz bir deneyim ortaya koyuyor.
1.17 metrekarelik ultra geniş açılır cam tavan!
Chery TIGGO 8 PRO Avantgarde, modern estetiği pratik işlevsellikle ustalıkla harmanlıyor. Modelin zarif kesim teknikleriyle şekillenen elmas görünümlü ön ızgarası genel lüks algısını daha da güçlendirerek göz kamaştırıcı pırlantayı andırıyor. Izgarayı, yüksek parlaklık ve uzun menzil sunmak üzere tasarlanan şık LED farlar tamamlıyor ve gece sürüşlerinde veya olumsuz hava koşullarında optimum görüş sağlıyor. Gecikmeli far kapatma ve otomatik kısa ve uzun far işlevleri gibi ek özellikler, motor stop edildikten sonra yolu aydınlatarak ve kendini aydınlatma koşullarına otomatik olarak uyarlayarak konforu ve güvenliği artırıyor. Modelin arka cephesi, görünürlüğünü ve sürüş güvenliğini artıran arka aydınlatma grubu ve yüksek konumlandırılan LED stop aydınlatmasıyla dikkat çekiyor. Çift egzoz çıkışı ve köpekbalığı yüzgeci anteni ise lüks SUV modelin kalite algısını ve cazibesini daha da artırıyor. Ayrıca Chery TIGGO 8 PRO Avantgarde'da aracın dengesini artıran ve profilden daha akıcı bir görünüm sağlayan 18 inçlik alaşım jantlar dikkat çekiyor. Diğer taraftan, 1,17 metrelik ultra geniş açılır panoramik cam tavan, yolculara daha fazla görüş açısı ve daha aydınlık bir iç mekan sağlayarak sürüş deneyimini daha konforlu ve keyifli kılıyor.
Ayrıca TIGGO 8 PRO Avantgarde, ileri teknolojinin üstün konforla buluştuğu akıllı kabin tasarımıyla da dikkat çekiyor. Üç ekranlı etkileşimli sistem, merkezi kumanda, 24.6 inçlik ekranla sunulan dijital gösterge paneli ve bilgi-eğlence ekranını mükemmel bir şekilde entegre ederek önemli bilgilere ve eğlence işlevlerine kolay erişim sağlıyor. Havalandırma tarafında ise çift bölgeli otomatik klima, sürücü ve yolcuların klima ayarlarını bağımsız olarak kişiselleştirmesini sağlarken, otomatik buğu giderme işlevi olumsuz hava koşullarında daha net bir görüş sağlıyor.
ADAS ile güvenli ve rahat sürüşler!
TIGGO 8 PRO Avantgarde'da en önemli unsurlardan biri de güvenlik. Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS) sürüşü daha güvenli ve daha rahat kılıyor. Akıllı Hız Sabitleme Sistemi (ACC), Şerit Konumlandırma Asistanı (LDW) ve Kör Nokta Uyarı Sistemi (BSM) gibi özellikler sürücüye üst düzey destek sağlayarak kazaları önlemeye ve genel sürüş deneyimini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Araç, N95 hava filtresi ve PM0.3 ultra verimli klima filtresi ile hava kalitesi yönetimiyle de öne çıkıyor. Bu çözüm havadaki zararlı maddeleri etkili bir şekilde filtreliyor ve yolcular için taze, sağlıklı bir ortam sağlıyor. Lüks SUV, aynı zamanda esnek ve çok yönlü bir alan düzenine sahip. Modelde yer alan 2+3+2 koltuk düzeni, farklı gereksinimleri karşılıyor ve bu da TIGGO 8 PRO Avantgarde'ı aile gezileri veya iş seyahatleri için mükemmel yol arkadaşına dönüştürüyor. 1131 litreye ulaşan ultra geniş bagaj alanı, valizlerden kamp malzemelerine kadar her türlü yük için bolca alan sunuyor.
Chery TIGGO 8 PRO Avantgarde, çekici tasarımı, lüks iç mekanı ve gelişmiş teknolojik özellikleriyle şimdiden Türkiye pazarında sadık bir hayran kitlesi toplamış durumda. Chery TIGGO 8 PRO Avantgarde, akıllı teknolojiyi ferah ve konforlu sürüşle birleştiren üstün bir otomotiv yaşam tarzını temsil ediyor. Lüks SUV model, ister kalabalık şehir sokakları, ister bol manzaralı şehir dışı yollar olsun benzersiz bir sürüş deneyimi sunuyor. Tüm bu özelliklerle Chery TIGGO 8 PRO Avantgarde, Türkiye pazarında kayda değer bir başarı elde etmeye devam ederken, daha fazla kullanıcının üstün bir otomotiv yaşam tarzı deneyimlemesine olanak sağlamayı hedefliyor.
Chery Türkiye hakkında
Chery International, pazarı daha iyi anlamak ve kullanıcılara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Eylül 2022'de, Türkiye'de %100 iştirak ile Chery Türkiye'yi kurdu. Chery Türkiye, Chery markasına ait tüm model ve yedek parçaların Türkiye'deki lojistiği, satışı ve satış sonrası hizmetlerinden sorumludur. Şirket, tüm ticari satışlardan sorumlu olmak üzere; satış, satış sonrası, bayi ağı geliştirme, iletişim ve diğer departmanlarını kurdu. Faaliyetlerini 7 bölgede toplam 47 yetkili satıcı ile sürdürüyor. Şirket, 21 Mart 2023'te TIGGO 8 PRO, TIGGO 7 PRO ve OMODA 5 olmak üzere üç SUV modelini pazara sundu. Bu üç model, işçilik açısından üst düzey mükemmellik, tasarım açısından şıklık ve en yüksek teknolojik konfigürasyona sahip olmasıyla beğeni topluyor. 7 koltuklu SUV TIGGO 8 PRO, ihtişamı, lüks hissi ve güçlü duruşuyla başarılı iş adamları için en iyi seçim olarak öne çıkıyor ve 4 ay üst üste D-SUV pazarında ilk sırada yer alıyor. TIGGO 7 PRO, konfor ve eğlence açısından aile SUV'ları arasındaki ilk tercih oluyor. OMODA 5 ise; fütüristik, şık ve dinamik tarzıyla genç veya kendini genç hisseden kullanıcılara hitap ediyor.
Chery hakkında
Kantar ve Google, ortaklaşa, 2023 Çin Küresel Marka Oluşturucuları İlk 50 listesini açıkladı. Chery, otomobil alanında "Çin'in En İyi Küresel Marka Oluşturucusu" seçilerek genel listede 14. sırada yer aldı ve markanın gücü önemli bir büyüme kaydetti. Chery, kuruluşundan bu yana bir küreselleşme stratejisi uyguladı ve uluslararası rekabet gücüne ve nüfuza sahip bir otomobil markası oluşturma kurumsal vizyonuyla her zaman teknoloji odaklı gelişime bağlı kaldı. Sürekli teknolojik yenilik yaklaşımıyla hareket eden Chery, küresel pazarlara komple araç, CKD parçaları, motor, üretim teknolojisi ve ekipman ihraç eden ilk Çinli binek otomobil şirketi oldu. Chery, ürün stratejisi, yerelleştirme stratejisi ve yetenek stratejisinin uygulanması yoluyla yerel ve uluslararası pazarları geliştirmeye, küreselleşmeyi sürekli derinleştirmeye ve çevre dostu, teknoloji, aile ve arkadaşlık ilkelerine odaklanıyor. 26 yıllık geliştirme sürecinin ardından Chery'nin satış ve servis ağı, 80'in üzerinde ülke ve bölgeyi kapsarken, dünya genelinde 12 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşılmış durumda. Ayrıca Chery, sürekli çabalarla topluma katkıda bulunarak ve küresel tüketicilere daha iyi ürün ve hizmetler sunarak küresel pazarlarda çevre dostu kalkınma, çevre koruma, sosyal refah, personel eğitimi ve diğer alanları kapsayan çeşitli sosyal katkı faaliyetleri yürütüyor.
Daha detaylı bilgi için Chery web sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.cherytr.com
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.