Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyada 100, Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir, dondurmanın verdiği mutluluğu milyonlarla paylaşan Algida, geçtiğimiz yıl “Mutlu Gezegen” amacı doğrultusunda dağıtım filosunu elektrikli araçlarla yenilemeye başlamasının ardından, İzmir Algida Dağıtım Deposu’nda güneş enerji santralini hizmete açarak sürdürülebilirlik girişimlerine aralıksız devam ediyor.
 
İzmir Kemalpaşa deposu arazisinde yer alan Algida Güneş Enerji Santrali’nin açılışı Unilever Türkiye Ülke Başkanı ve Unilever Türkiye ve Orta Doğu Ev Bakım Lideri Ali Fuat Orhonoğlu, Unilever Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Doğu Tedarik Zinciri ve Müşteri Operasyonları Başkanı Graham Sommer, Unilever Türkiye Dondurma Kategorisinden Sorumlu Satış Lideri Kayhan Zenginoğlu, Unilever Türkiye Açık Dondurma ve Ev Tipi Dondurmadan Sorumlu Pazarlama Lideri Gül Lüş ve Unilever Türkiye Tedarik Zinciri ve Müşteri Operasyonları Direktörü Tuğba Serez'in katılımıyla gerçekleşti.
 
Türkiye’de yüzde 100 elektrikli dondurma araçlarını şehir içi filosuna katan ilk marka Algida, güneş enerji santralini kurarak soğuk hava deposunu ve elektrikli dondurma araçlarını kendi ürettiği enerjiyle şarj eden dünyadaki ilk marka oldu. Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın onayı ve gözetiminde Kasım 2023’te start verilen ve 5 ay gibi kısa bir sürede hayata geçirilen tesis, Nisan 2024 itibarıyla ilk yeşil enerji üretimine başladı. Santral, şu anda markanın İzmir dağıtım deposunun ve araçlarının sarf ettiği yıllık enerji ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılarken, tesisin yıllık toplam enerji tüketiminin tamamına yakınını karşılayacak gelecek projeler üzerinde de çalışmalar devam ediyor.
 
Unilever Türkiye, Orta Doğu ve Güney Asya Dondurma Genel Müdürü Toloy Tanrıdağlı, “Algida olarak dondurmanın mutlulukla güçlü bir bağlantısı olduğuna inanıyoruz. Amacının merkezine mutluluğu yerleştirmiş bir marka olarak elbette içinde yaşadığımız gezegenimizin de mutluluğuna ve sürdürülebilirliğine yönelik sorumluluk taşıyoruz. Algida için dünyanın en büyük 10 pazarı arasında yer alan Türkiye’de bu tesisi hayata geçirerek, sektörümüzde ve dünya genelindeki operasyonlarımızda öncü bir girişimi gerçekleştirmekten gururluyuz. Bugün 2000’den fazla çalışanıyla Türkiye’nin dört bir yanına mutluluk taşıyan Algida ailemiz, yeşil enerjiden aldığı güçle mutluluğu sürdürülebilir biçimde yaygınlaştırmaya devam edecek.” dedi.
Unilever Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Doğu Tedarik Zinciri ve Müşteri Operasyonları Başkanı Graham Sommer ise; “Bağımsız araştırmalarda son iki yıldır Türkiye’nin 1 numaralı perakende tedarikçisi seçilen Unilever Türkiye’nin tedarik zinciri ve müşteri operasyonları başarısının arkasında, teknolojiden ve inovasyondan aldığı güç var. Bu yenilikçiliği ve teknolojik çözümleri yalnızca ticari faaliyetlerimizde değil, sürdürülebilirlik alanında koyduğumuz hedeflerde de başarıya ulaşmak için kullanıyoruz. Algida Türkiye operasyonlarımız için büyük anlam taşıyan bu girişimin başka tesislerimizde de uygulanması ve yaygınlaştırılması için çalışıyoruz.” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mental sağlıktan beslenmeye ve ebeveynlik hizmetlerine kadar uçtan uca bir önleyici sağlık dünyası kurgulayan Salus, isim değişikliğine giderek bütünsel sağlık yaklaşımını daha iyi anlattığına inandığı “Heltia” ismi ile yola devam etme kararı aldı. Kişiselleştirme algoritması sayesinde kullanıcıların ihtiyaçlarına göre yönlendirmeler yaparak sağlıklı bir yaşam sürmelerine katkı yapan platform, yeni özellikleri ve genişleyen hizmet başlıkları ile Türkiye’nin en kapsayıcı dijital sağlık uygulaması olma hedefi yolunda hızla ilerliyor.

Günümüz dünyasının hızla değişen iş ve yaşam dinamiklerine uyum sağlayabilmek adına sürekli çabalayan insan için kişiselleştirilmiş sağlık yönetimi giderek önem kazanıyor. “Önleyici sağlık uygulamaları” da son zamanlarda yükselen bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Önleyici sağlık uygulamaları ile sağlıklı yaşam ve alışkanlık değişimleri hedefleniyor ve bireylerin genel sağlığı korunarak daha uzun, kaliteli bir yaşam sürmelerine katkı sağlanabiliyor.
Globaldeki yükselişine karşın ülkemizde örneklerine az rastladığımız bu yeni nesil sağlık trendi alanında öne çıkan uygulamalardan Salus, kısa süre önce marka kimliğinde bir değişikliğe giderek, bütünsel sağlık yaklaşımını daha iyi ifade eden “Heltia” ismi ile yola devam etme kararı aldı.
2022 yılı Nisan ayında Salus ismi ile kurulan, yeni marka kimliğiyle Heltia uygulaması, arka tarafta çalışan güçlü algoritması ile sunduğu kişiselleştirilmiş hizmetler yanında sade ve kullanılabilir arayüzü ile de dikkat çekiyor. Kullanıcılarını merkeze alarak kapsamlı bir önleyici sağlık dünyası kurgulayan Heltia; mental sağlık, beslenme ve fiziksel sağlık olmak üzere üç alanda hizmet veriyor. Ayrıca annelik ve ebeveynlik üzerine sağladığı hizmetler de mevcut.
“Kullanıcıların etrafında 360 derece önleyici bir sağlık dünyası kuruyoruz”
Heltia Kurucu Ortağı ve CEO’su Alperen Adikti Heltia’nın hizmet modelini şöyle anlatıyor: “Biz tüm kullanıcılarımıza farklı alanlardan uzmanların yer aldığı bir danışman ekip kuruyoruz. Ve bunu kişiselleştirilmiş bir şekilde, dijital ortamda yapıyoruz. Örneğin, kullanıcı bir sabah omuz ağrısı ile uyandığında doğrudan fizyoterapistine yazarak randevu alabiliyor. Mental sağlık-beslenme-fiziksel sağlık üçgeni ile aslında kullanıcıların etrafında 360 derece bir önleyici sağlık dünyası kurmuş oluyoruz. Bu çoğu kişiye erişilemez görünebilir ama Heltia ile aslında oldukça ulaşılabilir bir ayrıcalık. Buna ek olarak sunduğumuz içerik dünyası da bireylerin kendi kendilerini destekleyebilmeleri için oldukça faydalı. Üstelik Heltia içerisindeki binlerce içeriğin tamamı ücretsiz.”
Heltia, çalışanlar için de değerli bir yan hak
Uygulama, kişiselleştirme algoritması sayesinde kullanıcıların nelere ihtiyaç duyduklarını anlıyor ve ona göre yönlendirmeler yapıyor. Kullanıcıların yüzde 90’ı kendileri ile ilk eşleştirilen uzmanlarla Heltia yolculuklarına devam ediyor. Aynı zamanda çok değerli bir çalışan yan hakkı olarak konumlanan Heltia, işverenin çalışana verdiği değeri göstermenin en iyi yollarından biri olarak da öne çıkıyor. İş dünyasındaki bu konumu ile Heltia, işveren ile çalışan arasındaki bağı da güçlendiriyor.
Kurumsal hayatta mental sagˆlık desteğine ihtiyaç giderek artıyor
Heltia’nın kurumsal kullanıcı verilerine göre en c¸ok mental sagˆlık alanında destek alındığı görülüyor. Global araştırmalar da aslında bu veriyi teyit ediyor. Du¨nya Sagˆlık O¨rgu¨tu¨’nu¨n verilerine go¨re Tu¨rkiye’de halkın yaklas¸ık yüzde 38’i klinik psikoloji hizmetine ihtiyac¸ duyuyor ve yüzde 60’ın u¨zerinde bir popu¨lasyon da gu¨nlu¨k yu¨ksek stresten muzdarip. Psikolojik destekten sonra beslenme danıs¸manlıgˆı ikinci sırada, aile ve ebeveynlik danıs¸manlıgˆı ise üçüncü sırada yer alıyor. Sonrasında ise spor ve fiziksel sagˆlık danıs¸manlıkları geliyor.
Binlerce içerikten oluşan zengin bir dünya
Çok geniş ve kaliteli uzman ağı yanında Heltia, her kullanıcı için özel olarak hazırladığı zengin bir içerik dünyası sunuyor. Uzman onaylı meditasyonlar, makaleler, sesli ve görüntülü içerikler Heltia içerisinde mevcut. Tüm bu içerikler kullanıcılara ücretsiz olarak sunuluyor ve kullanıcıların içerik okuma / izleme alışkanlıklarına göre yenileniyor. Heltia Kütüphanesinde günlük öneriler, makaleler, meditasyonlar ve yönlendirmeli egzersizler, videolar,psikoloji egzersizleri ve testleri yer alıyor.
Arka planda bilimin gücü var
Heltia’yı farklı kılan yanlarından bir diğeri platform ile ilgili her konuda bilimsel adımlar atılması. Bu bağlamda algoritma ve uygulama içerisindeki deneyim geliştirilirken klinikte, yüz yüze sistemde yapılan her şey en doğru şekliyle yansıtılıyor. Heltia’da mental sağlık tarafında iki, beslenme ve fiziksel sağlık tarafında bir klinik lideri bulunuyor. Bu klinik liderlerine aynı zamanda Akademik Danışma Kurulu üyeleri destek oluyor. Ayrıca Heltia, danışan gören uzmanlar konusunda da çok titiz davranıyor. Klinik liderler her bir başvuruyu değerlendiriyor, sonrasında titiz bir mülakat sürecine geçiliyor.
“Hedef Türkiye’nin en kapsayıcı dijital sağlık uygulaması olmak”
Kasım 2023’te tohum yatırım turunda aldığı 4,7 milyon dolarlık yatırımı hem B2C hem de B2B taraftaki büyümesini hızlandırmak için kullanan Heltia, bir yandan ürün teknolojisini geliştirmeye devam ediyor. En büyük hedeflerinin Türkiye’nin en kapsayıcı dijital sağlık uygulaması olmak olduğunu altını çizen Alperen Adikti, bu yolculuk için planladıkları adımları şöyle özetliyor: “Yapmaya çalıştığımız şey, her bireyin kendi ihtiyaçlarını anlamak ve ona uygun şekillenen bir destek ağı kurmak. Bu yolda tabii ki en büyük önceliğimiz kullanıcılarımızın iyi oluşlarını destekleyecek adımlar atmak. Kullanıcılarımızın iyi ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olarak, uzun vadeli potansiyel sağlık sorunlarını mümkün olduğunca engellemeyi hedefliyoruz. Bu fikri kurumsal çözümlerle bir araya getirerek de işverenlerle çalışanlar arasında çok daha anlamlı bir bağ kurmayı amaçlıyoruz.”

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Dünya’nın en köklü motor yağı üreticisi Motul, motor sporlarına olan tutkusuyla sporculara destek olmaya devam ediyor. 2024 DTM sezonunda, şampiyon Manthey EMA takımında 90 numaralı Porsche 911 GT3 R ile yarışmaya başlayan milli sporcu Ayhancan Güven, Motul Türkiye’nin sponsorluğuyla destekleniyor. Porsche Motorsport’un başyapıtlarından biri olan GT3 R’ın motor yağı, şanzıman yağı, soğutma sıvısı, fren hidroliği ve diğer tüm bakım prosedürlerinde ise Motul ürünlerine yer veriliyor.
Uluslararası arenada elde ettiği başarılarla herkesin sevgisini kazanan Ayhancan Güven, Motul’ün destekleriyle gücüne güç kattı. 26 yaşındaki milli sporcu, Motul Türkiye sponsorluğunda yarışıyor olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirtirken, “Motorsporlarıyla ve performans tutkusuyla bu denli bağdaşan bir markanın desteğini almaktan çok mutluyum. Her otomobil tutkununun duygusal bağ kurduğu Motul’ün tüm ürün yelpazesini 911 GT3 R yarış otomobilimizde de kullanıyor ve en zorlu şartlarda en yüksek dayanımı bu sayede kazanabiliyoruz.” dedi.
Motul Türkiye Pazarlama Müdürü Özge Bodur Karakaş ise “Milyonların sevgisini kazanan ve başarılarıyla hepimizin gurur duyduğu Ayhancan ile aynı yolda yürümekten Motul Türkiye olarak son derece mutluyuz.Tıpkı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu sezonda da önemli başarılara imza atacağına yürekten inanıyoruz.” açıklamasını yaptı.
Öte yandan bu sezon Ayhancan için yoğun bir sezon olacak. Genç pilot, 90 numaralı GT3 R’ıyla 24-26 Mayıs tarihleri arasında DEKRA Lausitzring’de boy gösterecek. Motorsporları tutkunları için ayrı bir yeri olan DTM’in Nürburgring ayağı ise 16-18 Ağustos tarihleri arasında mücadeleye sahne olacak. 8 farklı ayaktan oluşan ve Dünya’nın en zorlu yarışlarından biri olan DTM, ekim ayında Hockenheimring’te son bulacak. Ayhancan ayrıca GT World Challenge Europe, NLS ve Nürburgring 24 Saat'te şampiyonluk için yarışacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Türkiye Sigorta'nın 2022 yılında lansmanını gerçekleştirdiği ve sigortacılık sektörünün ilk süper uygulaması olan "Türkiye Sigorta Müşteri Platformu" büyümeye devam ediyor. Sadece bir mobil uygulama değil, ortak pazar alanı olarak kurgulanan Müşteri Platformu 2 yılda 4,8 milyon kez indirildi.
Günlük ziyaretçi sayısı 200 binin üzerinde olan mobil uygulamaya kayıt olanların 2,2 milyonu Türkiye Sigorta müşterisi iken 800 bin kişi ise uygulamada sunulan kampanya ve avantajlardan faydalandı.
Türkiye Sigorta Müşteri Platformu'nun kullanım oranı geçen yıla kıyasla yüzde 110 artış gösterdi. Her gün 10 binin üzerinde işlem gerçekleştirilen Müşteri Platformu'nda en çok yapılan işlem bireysel emeklilik ve otomatik katılım sözleşmelerine bağlı fon dağılımı değişikliği olurken, platform üzerinden birikim detaylarını görüntüleme, ara ödeme, hediye BES, katkı payı değişikliği, geçmiş veya gelecek vade ödeme, makbuz görüntüleme, sağlık, araç ve konut poliçe görüntüleme, anlaşmalı servis ve sağlık kuruluşlarına erişim, poliçe kullanımları ve harcama işlemleri, çekici işlemleri, hasar talepleri, mini onarım ve kombi-klima talepleri gibi birçok işlem de yapılıyor.
Müşteri ihtiyaçları ve geri bildirimleri doğrultusunda, düzenli olarak güncellenen platform Android, App Store ve Huawei Store uygulamasından kolaylıkla indirilebiliyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Harikulade bir öğrenme ortamı olan doğanın ritmini anlamak, onunla uyum içinde yaşamayı öğrenmek, gelecek nesillere daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak için Garanti BBVA Yatırım desteğiyle, ÖRAV ve İFSAK bir fotoğraf yarışması düzenliyor. İlk öğretmenimiz olan doğanın bize neler öğrettiğini siz de fotoğrafınızla anlatmak isterseniz: https://www.orav.org.tr/fotografyarismasi
 
 Her inovasyonun temelinde, doğadan alınan ilham ve öğreti vardır. Bilim, matematik, fizik... Her biri doğanın büyüleyici ritmini taklit ederek, keşifler yapılmasını sağlamıştır. Örneğin uçaklar kuşların kanatlarını andırır, müzik doğanın ritimlerinden ortaya çıkmıştır, renkler doğa sayesinde geliştirilmiştir. İnsanlar, yerleşim yerlerini doğanın onlara sunduğu imkanlara göre seçmiştir. Yaşamını devam ettirebilmek için, hangi ürünü nasıl yetiştirmesi gerektiğini yine doğadan öğrenmiştir.

Doğa ile uyum içerisinde yaşanmadığında, alınacak acı dersler de olur. Büyük doğa olayları, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri, seller, sıcaklık artışları, orman yangınları, biyoçeşitlilikte yaşanan azalmalar, kuraklık… Birçok felaketin temelinde insan bulunur. İnsanların doğaya olan bağlılığını ve sorumluluklarını anlayabilmek için de eğitime ihtiyaç vardır.

Doğanın bize neler öğrettiğini fotoğrafınızla anlatın!

ÖRAV ve İFSAK, eğitimin doğayla olan bağını keşfetmek ve güçlendirmek isteyen herkesi bu yıl ikincisi düzenlenen fotoğraf yarışmasına katılmaya davet ediyor. İlk öğretmenimiz olan doğanın bize neler öğrettiğini fotoğrafınızla anlatın!

Bu yarışma sadece bir fotoğraf yarışması değil, aynı zamanda bir çağrı. Daha yaşanılabilir bir dünya için herkesi doğanın derslerini anlamaya davet ediyoruz!
 
Başvuru ve ayrıntılı bilgi için: https://www.orav.org.tr/fotografyarismasi




 Öğretmen Akademisi Vakfı
 Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) öğretmenlerin, geleceğe yön veren kuşakların çağdaş ve sağlıklı bir dünya yaratabilmeleri için yetiştirilmesinde liderlik etmelerine katkı sağlamak amacıyla 2008 yılında Garanti BBVA tarafından kuruldu. Vakıf, aynı zamanda eğitimin en önemli odak noktalarından olan öğretmenliğin; özel bilgi, beceri ve tutum gerektiren bir meslek olarak toplum algısında hak ettiği değere ulaşmasına destek oluyor. 21. yüzyılın gerektirdiği zihinsel, sosyal, duygusal ve dijital becerilere sahip bireylerin yetiştirilmesinde sorumluluk üstlenen öğretmenlerin sürekli gelişimleri için eğitimler tasarlayan ve yaygınlaştıran, atölyeler ve seminerler düzenleyen ÖRAV, bugüne kadar Türkiye’nin 81 ilinde 350.000’den fazla öğretmene ulaştı. ÖRAV’ın devam eden projelerinin yanı sıra, tamamlayıcı bir sürekli eğitim ve bilgi paylaşım platformu olarak kurulan ve bugün tüm eğitimlerin gerçekleştirildiği ‘’eKampüs Uzaktan Eğitim Platformu’’ da düzenli olarak yenilenerek, kullanım kapsamı zenginleştiriliyor. Platformun tüm Türkiye’den 60 binden fazla aktif kullanıcısı bulunuyor.
www.orav.org.tr
https://www.facebook.com/ogretmenakademisivakfi/
https://www.instagram.com/ogretmenakademisivakfi/
https://twitter.com/orav2008

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TSKB, kalkınma ve yatırım bankacılığı alanındaki ilk ve tek işe alım atölyesi olma özelliği taşıyan TSKB Kariyer Atölyesi’ni bu yıl 11’inci kez gerçekleştirdi. TSKB Genel Müdür Yardımcısı Özlem Bağdatlı: “Gelenekselleşen TSKB Kariyer Atölyesi’nde, genç yeteneklerle buluşarak kuşaklar arası deneyim paylaşımında bulunmaya 11 yıldır kesintisiz devam ediyoruz. Sürdürülebilirliği faaliyet gösterdiği her alana uyarlamış bir kurum olarak, uzun soluklu başarımızın arkasında insana yatırım yer alıyor” dedi.
Sürdürülebilir bankacılık modeliyle ayrışan Türkiye’nin ilk kalkınma ve yatırım bankası TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası), 11 yıldır düzenlediği TSKB Kariyer Atölyesi’nde genç yeteneklerle buluşmaya devam ediyor. Bu yıl 27 Nisan tarihinde gerçekleşen TSKB Kariyer Atölyesi’ne, yabancı dilde eğitim veren üniversitelerin işletme, ekonomi, endüstri mühendisliği gibi farklı bölümlerinden 4’üncü sınıf öğrencileriyle, aynı alanlarda yüksek lisans eğitimi alan toplamda 42 öğrenci katılmaya hak kazandı.
‘Farkını Ortaya Koy’ sloganıyla gerçekleşen atölye kapsamında öğrenciler, TSKB’nin alanlarında uzman deneyimli ekiplerinden sürdürülebilir bankacılık modeli, kalkınma yatırımlarının finansmanı, yatırım bankacılığı ve danışmanlık uygulamaları konusunda kapsamlı bilgi edinme şansı buldular. TSKB’nin “Geleceğe Ortak Ol” isimli online eğitim ve gelişim platformu kanalıyla “Etkileyici Sunum Hazırlama Teknikleri”, “Finansçı Olmayanlar İçin Finans” ve “Etkili İletişim” gibi eğitimlere de katılan gençlere atölye boyunca TSKB’li koçlar eşlik etti. İlerleyen süreçte TSKB ekibine katılmaya aday olan katılımcıları objektif bir şekilde değerlendirmek üzere tüm koçlar yetkinlik değerlendirme eğitimleri aldı.
Öğrencilerin finansal analiz araçları ve sektörel bilgileri kullanarak hazırladıkları sunumlar, TSKB yöneticilerinden oluşan özel bir jüri tarafından değerlendirilerek en başarılı grubun üyelerine ödül verildi. Gençlerin ekip çalışmasını ve TSKB’deki iş yaşamını tanımasına yönelik pek çok ilgi çekici aktiviteye de ev sahipliği yapan atölyenin sonunda yeni yeteneklerin en kısa sürede TSKB kariyerlerine başlaması hedefleniyor.
TSKB Genel Müdür Yardımcısı Özlem Bağdatlı: “Şimdiye kadar 400’ün üzerinde öğrenci kalkınma ve yatırım bankacılığı ile tanışma fırsatı buldu”
11’inci TSKB Kariyer Atöyesi’ne ilişkin değerlendirmede bulunan TSKB’nin insan kaynakları faaliyetlerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özlem Bağdatlı: “Gelenekselleşen TSKB Kariyer Atölyesi’nde, genç yeteneklerle buluşarak kuşaklar arası deneyim paylaşımında bulunmaya 11 yıldır kesintisiz devam ediyoruz. Sürdürülebilirliği faaliyet gösterdiği her alana uyarlamış bir kurum olarak, uzun soluklu başarımızın arkasında insana yatırım yer alıyor. TSKB Kariyer Atölyesi’ni de insana yatırım anlayışıyla düzenlemeye devam ediyoruz. Çok sayıda başvuru arasından büyük bir titizlikle seçtiğimiz öğrencilerin katıldığı atölyemizin içeriğini bankamız bünyesinde geleceğe hazırlamak istediğimiz iş kollarındaki MT (Yönetici Adayı) ihtiyacına yönelik bankamızın stratejik hedeflerine göre tasarlıyoruz. Bu atölyeler sayesinde şimdiye kadar 400’ün üzerinde öğrenci kalkınma ve yatırım bankacılığı ile tanışma fırsatı buldu, biz de bu sayede pek çok yetenekli iş arkadaşı kazandık. Bugün TSKB bankacılık kadrolarımızın yüzde 20’si TSKB Kariyer Atölyesi aracılığıyla aramıza katılan arkadaşlarımızdan oluşuyor” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bu yıl 19’uncusu düzenlenen IDEX İstanbul Ağız- Diş Sağlığı, Cihaz ve Ekipmanları Fuarı İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. DİŞSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Uçar, ihracatta hedeflerinin 1 milyar dolar seviyesini aşmak olduğunu söylerken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili Ahmet Güleç, dental sektörün katma değeri yüksek ihracata ciddi katkı sağladığına işaret etti. 160’ı yabancı olmak üzere 600 firmanın katıldığı fuar için 120 ülkeden yaklaşık 30 bin yabancı sektör profesyoneli ve satın almacılar kayıt yaptırdı.

1 milyar dolarlık ekonomik hacme ulaşan ağız sağlığı ve diş malzemeleri sektörünün küresel vitrini olarak nitelendirilen IDEX İstanbul Ağız- Diş Sağlığı, Cihaz ve Ekipmanları Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. Fuarın açılışına Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili Ahmet Güleç, Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Tarık İşmen, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yönetim Kurulu, (TİTCK), İstanbul Ticaret Odası (İTO) temsilcileri ve sektör paydaşları katılım gösterdi. ‘Türkiye’de en fazla yabancı ziyaretçi ağırlanan ihtisas fuarı’ unvanını elinde bulunduran fuarda 160’ı yabancı olmak üzere toplamda 600 firma son teknoloji ürünlerini dünyaya sergileyecek. Dört gün sürecek olan fuar için 120 ülkeden yaklaşık 30 bin yabancı sektör profesyoneli kayıt yaptırdı. Toplamda ise 90 bin ziyaretçinin IDEX İstanbul’u ziyaret etmesi bekleniyor. Hem tedavi sürelerini kısaltan hem de diş hekimlerinin işini kolaylaştıran yapay zeka tabanlı son teknoloji ürünler başta olmak üzere ağız sağlığı ve dental malzemelere ilişkin ‘Made in Turkiye’ etiketli yerli ürünler İstanbul’dan dünyaya lanse ediliyor.

İHRACATTA HEDEF 1 MİLYAR DOLAR

Fuarın açılışında konuşan Diş Malzemeleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİŞSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Uçar, sektördeki yerli üretim oranının son beş yılda yüzde 8'den yüzde 25 seviyesine ulaştığına vurgu yaptı. Uçar,” 2023’ü, bir önceki yıla oranla yüzde 40 artışla 350 milyon dolar ihracatla kapattık. Bu yıl ihracatta yine en az yüzde 40’lık artış hedefliyoruz. 2028’de ise ihracatımızı 1 milyar dolar seviyesine çıkarma gayreti içerisinde olacağız. Sektörümüz yerli üretim yenilikçi ürünlere yatırımlarını sürdürüyor. Bugün implant ürünlerinde yüzde 70, endodonti alanında ise yüzde 50 yerlilik oranına ulaştık. Geçen yıla oranla yüzde 50 büyüyen IDEX İstanbul’da bu yıl en az 400 milyon dolarlık ticaret hacmi yakalamayı hedefliyoruz. Ziyaretçi sayısı ve metrekare baz alındığında Almanya’da iki yılda bir düzenlenen IDS’ten sonra dünyanın en büyük ikinci fuarı olma başarısını yakaladık. Bu başarıda en büyük pay sahibi üretici firmalarımız. Türk ve yabancı hekimler, IDEX’te gerçekleştirecekleri uygulamalı kurslar ve sempozyumlarda yeni tedavi yöntemlerinin ipuçlarını İstanbul’dan verecek. İstanbul, diş tedavilerinin yanı sıra gülüş estetiği ve diş beyazlatmada dünyanın çekim merkezi olmaya aday” ifadelerini kullandı.

TİM Başkanvekili Ahmet Güleç ise, dental sektörün katma değeri yüksek ihracata ciddi katkı sağladığına değinerek şu ifadeleri kullandı: “ Bugün Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı pay yüzde 1,06. Dünyada ayak basmadık ülke bırakmak istemiyoruz. Çatı STK’sı olan bir sektör yenilikçi üretim yapıyor demektir. Bu bağlamda yerli üretim oranını son 5 yılda yüzde 8’den yüzde 25’ler seviyesine çıkarma başarısını gösteren dental sektörümüzü ve DİŞSİAD’ı tebrik ediyorum. Sağlık, eğitim ve gıda insanların temel ihtiyaçları. Bu alanlarda güçlü alt yapı yatırımları yapan ülkeler dünya ticaretinde de söz sahibi oluyor. Yabancı ziyaretçi sayısı yüksek olan fuarlar sayesinde İstanbul’u da tanıtmış oluyoruz.”

ABD İLK KEZ PAVİLYON AÇTI

IDEX İstanbul’a yabancı dental firmalarının ilgisi artarak devam ediyor. İtalya, Kore, Çin, Pakistan gibi ülke pavilyonlarına ek olarak bu yıl ilk kez Amerika Birleşik Devletleri de ülke pavilyonu olarak IDEX’teki yerini aldı. Fuarda dental görüntüleme cihazlarından implant sistemlerine, periodontal ve cerrahi ürünlerinden estetik diş hekimliği ürünlerine, panoromikve sefalometrik görüntüleme sistemlerinden dental ünitelere kadar dental sektörüne dair A'dan Z'ye her detay tek bir platformda yer alıyor.

DİŞ MALZEMELERİNDEN KİNETİK SANAT ESERİ

Sanatçı Bünyamin Bozkuş’un elinden çıkan, küratörlüğüni ise Ağız ve Diş Sağlığı Müzesi Koordinatörü Arkeolog Dilara Delen’in üstlendiği ‘Diş Malzemelerine Kinetik Bir Bakış’ isimli sanat eseri özellikle yabancıların ilgi odağı oldu. Tamamen dental malzemelerden oluşan sanat eseri, diş sağlığı endüstrisinin dünden bugüne geçirdiği evrimi ve dinamik yapısını aktarıyor.


 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) iş birliğinde Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı düzenlendi. Sanayiciler “Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” ile “Ulusal Taksonomi, Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm Finans Araçları” başlığıyla yapılan panellere yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğin açılış konuşmalarını İSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Başkanlığı Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Dairesi Başkanlığı Başkanı Volkan Polat gerçekleştirdi.

 

Dünyanın kaynaklarını daha fazla fütursuzca ve verimsizce kullanarak, devamlılığın söz konusu olamayacağını belirten Sultan Tepe, “Dünya çok hızlı bir şekilde temiz üretime dönmek ve dekarbonizasyon gerçeklerini benimsemek zorunda. Dünyanın artık döngüsellikten, yeşil dönüşümden başka bir şansı yok.” dedi. SKDM ve ETS’de iç içe geçen durumlar söz konusu olduğunu söyleyen Volkan Polat da, “Küresel iklim değişikliğine karşı mücadele, çevresel bir önlem olmakla birlikte finansal ayağı çok detaylı olan ve hepimizin anayasamız gibi bilmesi gereken noktalar içeriyor.” ifadelerini kullandı.

 

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Avrupa Komisyonu ortaklığında düzenlediği ‘AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması: İklim Politikası Çerçevesi ve Türkiye’deki Firmalara Etkileri’ başlıklı etkinliğin ardından, Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Sanayinin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve karbon ayak izi konularındaki detay ve farklar, yükümlülükler ve Ulusal Taksonomi çalışmaları ile finansman kaynakları hakkında bilgi sahibi olması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı ve İSO iş birliğinde düzenlenen toplantının açılış konuşmalarını İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Dairesi Başkanı Volkan Polat yaptı.

 

DÜNYANIN YEŞİL DÖNÜŞÜMDEN BAŞKA ŞANSI YOK

 

Yaklaşık 15 gün önce Dünya Döngüsel Ekonomi Forumu için Brüksel'de olduklarını ifade eden Sultan Tepe, “Bu yıl yaklaşık iki bin kişilik dünya çapında geniş bir katılım vardı. Orada şunu gördük, bütün ülkeler sunumlarını yaparken hepsi çok heyecanlıydı. Şunu anlamışlar, dünyanın artık döngüsellikten, yeşil dönüşümden başka bir şansı yok. Sanayi devrimiyle kirlettiğimiz dünyayı yeniden yaşanabilir hale getirmek için uzun yıllara ihtiyaç var ve üretim metodolojilerinin tamamen değişmesi gerekiyor. Dünyanın kaynaklarını daha fazla bu kadar fütursuzca kullanarak, bu kadar verimsiz kullanarak devamlılığımız söz konusu değil. Sadece kendi yaşamımızı tehlikeye atmıyoruz, bütün ekosistemi, bütün canlıların geleceğini de tehlikeye atmış durumdayız. Dolayısıyla dünya çok hızlı bir şekilde temiz üretime dönmek zorunda ve dekarbonizasyon gerçeklerini benimsemek zorunda.” dedi.

 

Sürdürülebilirlik hedeflerinin sadece gelişmiş ülkelerde değil, dünya genelinde herkesin katılımıyla gerçekleşebileceğine dikkat çeken Sultan Tepe, “Son toplantılarda Asya ve Orta Doğu ülkeleri daha önce dinleyici konumdayken, artık eyleme geçtiklerini, ciddi yatırımlar geçekleştirdiklerini gördük. Bu durum, herkesin pazarını korumak istemesiyle ilgili ve geri kalanların da bu dönüşüm sürecinde geri kalmamak için çaba harcaması gerektiğini vurguluyor.” diye konuştu.

 

ANAYASAMIZ GİBİ BİLMEMİZ GEREKEN NOKTALAR VAR

 

Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) 2005 yılından bu yana faaliyette olduğunu hatırlatan Volkan Polat, “ETS, Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde en önemli azaltım mekanizmalarından bir tanesi. İklim değişikliğiyle olan mücadelede karbon vergilendirmesi gibi birçok yol ve yöntem var. Üretimlerin, bu karbon fiyatlama politikasının olmadığı ülkelere kayma durumu söz konusu. Bu durum da karbon kaçağı olarak adlandırılıyor. SKDM de ETS’den farklı olarak bizi bekleyen ikinci önemli konu. Aslında iç içe geçmiş durumlar söz konusu. SKDM, hepimizin bildiği gibi karbon yoğun endüstrilerdeki ürünlerin ithalatını ilgilendiren bir karbon düzenleme mekanizması. Küresel iklim değişikliğine karşı mücadeleye destek veren çevresel bir önlem olmakla birlikte finansal ayağının çok detaylı olduğu ve hepimizin anayasamız gibi bilmesi gereken noktalar var.” ifadelerini kullandı.

 

ETKİNLİK KAPSAMINDA 2 PANEL DÜZENLENDİ

 

Toplantı kapsamında iki de panel düzenlendi. İlk panel “Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” ismiyle gerçekleştirilirken, panelin moderatörlüğünü İklim Değişikliği Başkanlığı Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Dairesi Başkanlığı Daire Başkanı Volkan Polat üstlendi. Panelin konuşmacıları arasında, Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Başkanlığı Daire Başkanı Gülizar Yavaş, İklim Değişikliği Başkanlığı Karbon Fiyatlandırma Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği Uzmanı Hüseyin Ayaz ve Türk Standartları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün yer aldı.

 

Etkinlikteki ikinci panel ise “Ulusal Taksonomi, Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm Finans Araçları” başlığıyla düzenlendi. Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakatı Dairesi Başkanlığı Daire Başkanı Gülizar Yavaş’ın moderatörlüğündeki panelde Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, İklim Değişikliği Başkanlığı İklim Finansmanı ve Teşvikler Dairesi Başkanlığı İklim Değişikliği Uzmanı Sümeyra Terzi, ÇŞİDB Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Hava Yönetimi Dairesi Başkanlığı Çevre ve Şehircilik Uzmanı Şeyma Uçar Seçgel ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcısı Meral Murathan konuşmacı olarak yer aldı.