Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dijital Türkiye'nin Yerli Bulutu DT Cloud, ürün portföyüne bir yenisini daha ekledi. Database Platform (DBP) adı verilen bu yeni çözüm, Türkiye'de geliştirilen ilk PaaS (Platform as a Service) temelli veritabanı platformu olma özelliğini taşıyor.
 
2018 yılında Türkiye'nin ilk yerli self servis bulut platformunu hayata geçiren DT Cloud, bu alandaki öncülüğünü DBP ile bir adım daha ileri taşıyor. Yeni ürün; teknik bilgiye ihtiyaç duymadan dakikalar içinde kurulabilen yapısı, trafiğe göre otomatik ölçeklendirme özelliği ve kontör bazlı ödeme sistemiyle öne çıkıyor. Platform, start-up'lar, yazılım firmaları ve e-ticaret şirketleri olmak üzere küçük ve orta ölçekli işletmeler için veritabanı yönetimini basitleştirirken, aynı zamanda operasyonel esneklik sunuyor.
 
DBP, kullanıcıların sadece ihtiyaç duydukları kaynak kadar ödeme yapmasını sağlayan kullandıkça öde modeli ile çalışıyor. Bu sayede veritabanı altyapılarında en sık karşılaşılan sorunlardan biri olan kontrolsüz maliyetlerin önüne geçiliyor. Ayrıca veriler, Türkiye'deki yüksek güvenlikli veri merkezlerinde barındırılıyor ve yerel regülasyonlara tam uyum sağlanıyor.
 
Yeni ürün; yazılım geliştirme ekiplerinin geliştirme, test ve canlı ortamlarını kolaylıkla kurup yönetebilmelerine de olanak tanıyor.
 
DT Cloud Genel Müdürü Serdar Yokuş, yeni ürünle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "DT Cloud'un DBP platformu, self-servis yönetim paneli sayesinde kullanıcıların ihtiyaç duydukları veritabanı sistemlerini dakikalar içinde kolayca oluşturup yapılandırmasına olanak tanıyor. Gelişmiş uzaktan erişim, güvenli bağlantı, yedekleme ve saklama gibi yeteneklerin yanı sıra, kullanım başına ödeme modeliyle kurumsal müşterilere önemli avantajlar sunuyor.
 
DBP ile yalnızca teknolojik bir ürün geliştirmedik; aynı zamanda Türkiye'nin dijital bağımsızlık hedeflerine katkı sağlayacak yerli ve stratejik bir çözüm ortaya koyduk. Yerli yazılım mühendisliğiyle geliştirilen bu platform, güvenli, esnek ve erişilebilir yapısıyla kamu kurumlarından özel sektöre kadar geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor."

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TÜSED’in TOBB ev sahipliğindeki çalıştayında 2025-2026 dönemine dair eğitim müfredatı, yapay zekâ uygulamaları ve etik ilkeler masaya yatırıldı. 27 Haziran 2025 tarihinde, TOBB İstanbul Hizmet Binası’nda düzenlenen “Sigorta Eksperleri Çalıştayı”, sektör temsilcilerini bir araya getirerek mesleğin geleceğine yön verecek stratejik konuları gündeme taşıdı. TOBB Sigortacılık Müdürlüğü koordinasyonunda ve Sigorta Eksperleri İcra Komitesi (SEİK) ev sahipliğinde gerçekleşen çalıştay; eğitim, dijitalleşme, etik kurallar ve kurumsal iş birliklerinin ön plana çıktığı yüksek katılımlı bir buluşma oldu.

Eğitimde dönüşüm hamlesi
Çalıştayın ana gündemini, 2025-2026 döneminde uygulanacak olan yeni sigorta eksperliği eğitim müfredatı oluşturdu. Puanlama esaslı sistemden, yapay zekâ entegrasyonuna kadar birçok yeniliği barındıran programda şu başlıklar öne çıktı:
• Mevzuat ve Yasal Düzenlemelere İlişkin Güncellemeler
• Branşa Özel Teknik Eğitim İçerikleri
• Dijitalleşme ve Yapay Zekâ Uygulamaları
• Meslek Etik Kuralları
• Afet ve Kriz Yönetimi Eğitimleri
• Sınav, Değerlendirme ve Sertifikasyon Süreçleri
• Etkili İletişim ve Raporlama Becerileri
Tüm başlıklar; eğitim süresi, içerik yapısı ve sınav düzenlemeleri bakımından detaylı olarak ele alındı.

Geniş katılım, ortak vizyon
Çalıştaya; TOBB SEİK Başkanı Ahmet Nedim Erdem ve İcra Komitesi Üyeleri başta olmak üzere, TÜSED, SEDEV, ESED, AKSED, ASED ve ODSED gibi mesleki STK başkanları, TOBB Sigortacılık Müdürü Mevlüt Söylemez, TOBB ETÜ SEM Direktörü Prof. Dr. Ramazan Aktaş ve birçok uzman isim katıldı. Eğitim Çalışma Grubu üyelerinin de aktif katkı sunduğu çalıştay, yalnızca teorik sunumlarla sınırlı kalmayarak katılımcıların öneri ve katkılarını içeren yapıcı bir istişare zemini sundu.
Eylem planları ve kurumsal eşgüdüm
Etkinlikte SEİK’in eylem planı ve STK’ların 2025-2026 çalışma planları da karşılıklı olarak değerlendirildi. Bu kapsamda:
• Kurumlar Arası Koordinasyonun Güçlendirilmesi
• Ortak Projelerde İş Birliği
• Mesleğin Ortak Değerleri ve Standartları Üzerinden Bütünleşme
başlıklarında mutabakat sağlandı. Böylece çalıştay, eğitimin ötesinde, mesleki birlikteliğin ve dayanışmanın da kurumsal temele oturtulduğu bir platform niteliği kazandı.
Uygulanabilir ve sürdürülebilir sonuçlar hedefleniyor
Çalıştay sonunda alınan kararların yalnızca teorik düzeyde kalmaması, uygulanabilir ve sürdürülebilir sonuçlar doğurması için izleme ve uygulama mekanizmalarının da devreye alınacağı vurgulandı. Mesleki gelişim, toplumsal saygınlık ve kurumsallaşma açısından güçlü bir adım olan bu çalıştayla birlikte, sigorta eksperliği mesleğinde yeni bir dönem resmen başlamış oldu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İklim kriziyle iş dünyasında kartlar yeniden dağıtılıyor, bu sefer dönüşen turizm sektörü oluyor. Araştırmalar, yeşil sürdürülebilir turizm pazarının, yıllık bileşik %23,60'lık büyüme oranıyla 2034 yılında 14,40 milyar dolara ulaşacağını ortaya koyuyor. Enerji verimliliği alanında uluslararası standartlara uyum sağlayan İstanbul'un kalbindeki Sofitel İstanbul Taksim de, enerji tüketiminin planlı, sürdürülebilir ve sürekli iyileştirme ilkelerine göre yönettiğini ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi sertifikası ile belgeledi.
"Sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline getirdik"
Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek, konuya dair şu açıklamada bulundu: "Enerji verimliliğini artırmak ve çevresel etkilerimizi azaltmak adına çıktığımız bu yolda, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi sertifikasını almaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu sertifika, yalnızca enerji tüketimimizi kontrol altına almakla kalmadığımızı, aynı zamanda sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün parçası haline getirdiğimizi de gösteriyor. Sofitel Istanbul Taksim olarak, misafirlerimize en yüksek düzeyde konfor sunarken aynı zamanda doğaya saygılı, sorumlu bir işletme olmayı önemsiyoruz. Bünyesinde faaliyet gösterdiğimiz Accor Grubu'nun sürdürülebilirlik vizyonuyla tamamen uyumlu şekilde hareket ederek, İstanbul'un sürdürülebilir turizm hedefini desteklemeye devam edeceğiz. Bu sürece katkıda bulunan tüm ekip arkadaşlarıma ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum."
İstanbul'un tarihi ve kültürel merkezlerinden biri olan Taksim Meydanı'nda konumlanan Sofitel Istanbul Taksim, 2024'te başlayan sertifikasyon sürecini başarıyla tamamladı. Böylece, enerji tüketiminin planlı, sürdürülebilir ve sürekli iyileştirme ilkelerine göre yönetildiğini kanıtladı. Otel enerji performansını iyileştirmek amacıyla, süreç boyunca ayrıntılı enerji analizleri yaptı. Isıtma ve havalandırmadan aydınlatma ve mutfak ekipmanlarına kadar, enerji tüketen tüm sistemlerini optimize etti. Dijital izleme sistemleri kurarak gerçek zamanlı enerji takibine geçti. Tüm çalışanlarını enerji farkındalığı konusunda eğitti. Tüm bu adımlar Bureau Veritas akredite bir bağımsız denetçi kuruluş tarafından denetlendi ve sertifikayla belgelendirildi.
"Lüks hizmet anlayışımızla çevresel duyarlılığımızı dengeli şekilde yürütüyoruz"
Söz konusu sertifika sürecini enerji maliyetlerini düşürmek, karbon ayak izini azaltmak, sürdürülebilirlik taahhütlerini hayata geçirmek ve misafirlere çevreye duyarlı lüks konaklama sunmak için başlattıklarını aktaran Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek,
"ISO 50001 sertifikası almamız, enerji tüketimini bilinçli ve sistematik bir şekilde yönettiğimizin ve enerji verimliliği konusunda uluslararası standartlara uyduğumuzun bir göstergesi. Bu başarı, otelimizin sürdürülebilirlik alanındaki liderliğini ve çevresel sorumluluğunu ortaya koyuyor. Misafir deneyimini bozmadan karbon ayak izini azaltılmamız lüks hizmet anlayışımızla çevresel duyarlılığımızı dengeli şekilde yürüttüğümüzü gösteriyor. Konuklarımıza hem kaliteli hizmet hem de çevre dostu bir deneyim sunduğumuzu ortaya koyuyor" dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi verilerine göre Haziran 2025 itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 35'e geriledi. Gıda, ulaştırma gibi temel harcama kalemlerinde fiyat artışları yavaşlarken, konut tarafındaki artış yüzde 65'in üzerinde seyrediyor. Verileri değerlendiren Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Hartavi, "Konut artık sadece barınma ihtiyacını karşılayan bir kalem olmaktan çıktı, hızla yatırım aracına dönüşüyor." dedi.
 
Enflasyondaki düşüş devam ederken konut fiyatlarındaki artış, TÜFE içindeki en yüksek fiyat artışını gösteren kalem olma özelliğini korudu. "Konut artık sadece barınma ihtiyacını karşılayan bir kalem olmaktan çıktı; hızla yatırım aracına dönüşüyor." diyerek sözlerine başlayan Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Hartavi, "TÜFE'de konut kalemi, kira ve kullanım maliyetlerini baz alırken, Konut Fiyat Endeksi (KFE) satış fiyatlarını ölçüyor. Tabloya baktığımızda, kiralardaki hızlı artışın KFE'ye henüz tam olarak yansımadığı, bunun zamanla gerçekleşeceği anlaşılıyor." ifadelerini kullandı.
 
Ay Yıllık TÜFE Yıllık Konut Kalemi (Kira ve Kullanım Maliyetleri) Konutun TÜFE'ye Katkısı 12 Aylık KFE Artışı
Nisan %37,86 %74,07 +%9,98 %32,9
Mayıs %35,41 %67,43 +%9,34 %32,3
Haziran %35,05 %65,54 +%9,22 -
 
Kirada Yüzde 25 Sınırı Kira Artışını Sınırlamıştı
11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2024 tarihleri arasında kira artışlarına uygulanan yüzde 25'lik sınır hatırlatan Mehmet Ali Hartavi, "Kira artış oranlarının yüzde 25'i geçemeyeceğini belirten kira sözleşmesi yenileme kararı, piyasadaki kira artışlarının enflasyonun üzerinde seyretmesine rağmen bu artışları sınırlayan önemli bir etken oldu. Bu karar, kira piyasasında bir süreliğine yumuşama sağlasa da sonrasında artan talep ve yatırımcı beklentileri nedeniyle kira fiyatları hızla yükselmeye devam etti." dedi.
Konut Kredi Faizleri Düşerse Kira Yükü Hafifler
Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) ve Portföy Yönetim Şirketleri (PGYF) gibi kurumsal yatırımcıların konutu stratejik bir enstrüman olarak değerlendirmesine yönelik konuşan Hartavi, bu durumun konut fiyatları ve kiralardaki artışı destekleyen diğer önemli bir faktör olduğunu hatırlattı. Hartavi, "Faiz indirimi uygulandığında ise konut kredileri cazip hale geliyor. Bu da kira piyasasındaki baskının azalmasını sağlayabilir. Haneler konut kredisiyle ev sahibi olmayı tercih ederek kira ödemelerindeki yükü hafifletebilir. Sonuç olarak hem hane bütçeleri rahatlar hem de kira artışları yavaşlayabilir."
Konut Artık Ekonomik Büyüklük ve Yatırım Aracıdır
Sözlerinin sonunda kira artışları ve enflasyon ilişkisini ele alan Hartavi, "Özetle kiralardaki yüksek artış, enflasyonun yapışkan kısmını oluşturuyor ve ekonomik dengeler üzerinde belirgin bir baskı yaratıyor. Konut artık sadece barınma değil, aynı zamanda ekonomik büyüklük ve yatırım aracıdır." dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türk ve dünya mutfağından benzersiz lezzetleri İGA İstanbul Havalimanı'nda ziyaretçileri ile buluşturan TUM ve TRU; havalimanı yiyecek-içecek sektörü ile havaalanı perakendesinde yaratıcı mükemmelliği ödüllendiren prestijli FAB Awards 2025'te iki önemli ödüle birden layık görüldü.
Dünyanın yeme-içme ve havalimanı perakendeciliği alanındaki en itibarlı yayınlarından The Moodie Davitt Report tarafından düzenlenen ve sektörün Oscar'ı olarak anılan organizasyonda; TUM, sosyal sorumluluk projesi Cafe Yanımda ile "Yılın Havalimanı Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık İnisiyatifi" kategorisinde küresel birincilik elde ederken; TRU markası da "Yılın Havalimanı Lounge Yeme-İçme Deneyimi" kategorisinde Avrupa'nın en iyisi seçildi.
 
Cafe Yanımda'da Kutlama Gerçekleştirildi
İstanbul Havalimanı'nda farklılıklara saygı ve kapsayıcılığı esas alan çalışma anlayışının simge projelerinden biri olan Cafe Yanımda, ödüllerin ardından anlamlı bir kutlamaya ev sahipliği yaptı. TUM ve İGA iş birliğiyle hayata geçirilen bu özel mekânda görev alan tüm ekip üyeleri, bu uluslararası başarının sevincini birlikte kutladı. Cafe Yanımda ve TUM&TRU ekibi, yalnızca ödüller için değil; kapsayıcı, duyarlı ve ilham verici bir çalışma kültürünün yarattığı değere de ortak olmanın gururunu da yaşadı.
 
"Bu ödüller, insan odağımızın takdiridir."
TUM & TRU CEO'su Sadettin Cesur ise elde edilen başarılarla ilgili şöyle konuştu: "İstanbul Havalimanı'nda sunduğumuz her ürün, her hizmet; farklı ihtiyaçlara, kültürlere ve hassasiyetlere saygı duyan bir anlayışla tasarlanıyor. FAB gibi itibarlı bir uluslararası platformdan iki ödülle dönmek, kapsayıcılığı ve kaliteyi odağına alan bu yaklaşımımızın global ölçekte de takdir edildiğini gösteriyor. Bu ödüller, insanı odağına alan, çalışana ve misafire değer veren bir kültürün başarısıdır. Başta bizi bu ödüle layık gören değerli juri üyeleri olmak üzere, bu başarıda emeği geçen misafirlerimize, paydaşlarımıza ve çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ederiz."
 
"Bu ödüller yalnızca operasyonel başarılarımızın değil, İGA İstanbul Havalimanı'nın vizyonunun bir yansımasıdır."
 
Cesur ayrıca "İstanbul Havalimanı'nın her noktasında yolcu deneyimini sahiplenen, kapsayıcılığı önceliklendiren ve erişilebilirliği temel alan bir yaklaşım hâkim. TUM ve TRU olarak biz de bu vizyonun güçlü bir parçasıyız. FAB jürisinin özellikle Cafe Yanımda'yı 'sosyal dönüşüme ilham veren bir örnek' olarak tanımlaması, bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Çünkü burada ödüllendirilen sadece iyi bir hizmet değil; topluma, farklılıklara ve birlikte üretmeye duyduğumuz bağlılıktır" şeklinde konuştu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

JAECOO "Jurassic World: Yeniden Doğuş" filmi için Universal Pictures ve Amblin Entertainment ile iş birliği açıkladı. Dünya genelinde gişe rekorları kıran film serisinin Temmuz 2025'te vizyona girmesi planlanan aksiyon dolu yeni bölümünde gerçekleştirilen iş birliği, sadece araçlar ve bir film fikri arasındaki bir iş birliği değil, aynı zamanda keşif ruhunun ve vahşi gücün tutkulu bir yansıması. Filmdeki sahneler, JAECOO'nun off-road teknolojilerini sergilemek için mükemmel bir ortam sağlıyor. Oldukça iddialı 600 mm su geçiş becerisi ve yedi kişiselleştirilebilir sürüş senaryosuyla akıllı tüm yollar sürüş sistemi (ARDIS), onu kum ve sudan geçme gibi karmaşık arazilerde hayatta kalma yardımcısı haline getiriyor.
Premium off-road SUV markası JAECOO, kullanıcılarına hayatın her alanında dokunmaya devam ediyor. Bu kapsamda JAECOO, son olarak, dünya genelinde gişe rekorları kıran film serisinin Temmuz 2025'te vizyona girmesi planlanan aksiyon dolu yeni bölümü "Jurassic World: Yeniden Doğuş" için Universal Pictures ve Amblin Entertainment ile iş birliği açıkladı. "Sınırları Zorla" ruhuyla bir araya gelen ortaklık, tüketicileri en tehlikeli yerlerdeki en devasa dinozorları keşfetme yolculuğuna çıkarıyor. Serinin yeni filmi, 4 Temmuz'da sinemalarda gösterime girecek.
Zaman ve mekanda sinerjiyi yakalamak!
JAECOO off-road araçları, yeni film Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta var olma amacını yansıtıyor. Yeni şehir elitlerine yönelik yeni off-road markası JAECOO, adını Almanca "Jäger" ve İngilizce "Cool" kelimelerinin birleşiminden alıyor ve hem off-road hem de kentsel kullanım özelliklerini, tarzını ve kaliteyi bünyesinde barındırıyor. Avcı DNA'sı, keşfetmenin yılmaz ruhuna dayanıyor ve hem vahşi doğanın fethini hem de yeni kentli elitlerin korkusuz meydan okuyucu ruhunu sembolize ediyor. Filmin umutsuz koşullar karşısında gösterdiği korkusuzca hayatta kalma ruhu, JAECOO'nun cesur keşifler marka felsefesiyle örtüşüyor. İkisi arasındaki iş birliği manevi bir rezonans. Aşırılıkların peşinde koşmanın, sadece canlılar için zorlu doğa ortamında bir hayatta kalma kuralı olmadığını, aynı zamanda sürekli kendini ve sınırları zorlama ruhunu da yansıttığını ifade ediyor.
JAECOO teknolojisi yeni bir hayal gücüne olanak tanıyor!
Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta ana karakterler dinozor DNA'sı toplamak için yasak bir adayı geçmek zorunda. Filmdeki sahneler, JAECOO'nun off-road teknolojilerini sergilemek için mükemmel bir ortam sağlıyor. Oldukça iddialı 600 mm su geçiş becerisi ve yedi kişiselleştirilebilir sürüş senaryosuyla ARDIS- Tüm Zeminlerde Akıllı Sürüş Sistemi, JAECOO 7'yi kum ve sudan geçme gibi karmaşık arazilerde hayatta kalma yardımcısı haline getiriyor. Ayrıca model, farklı yol koşullarına gerçek zamanlı olarak yanıt vermek üzere 540 derece görüş gibi akıllı kabin teknolojisiyle donatılmış durumda. Gelişmiş teknoloji ve vahşi doğanın çarpışmasında JAECOO 7, sınırları bilgelik ve cesaretle aşan keşif ruhunu yorumluyor. Bu ortaklık sayesinde her iki taraf da birçok açıdan yenilikçi atılımlara imza attı. JAECOO, amiral gemisi showroomlarda, filmdeki dinozorların ve JAECOO'nun görüntülerinin bir arada olduğu, vahşi doğanın modern teknolojiyle çarpıştığı sürükleyici bir sahne yaratmayı planlıyor. JAECOO, ayrıca çevrimiçi olarak iş birliği daha fazla duyurmayı ve JAECOO ile sınırları cesurca keşfeden ve aşan ortaklarının marka cazibesini dünyaya yaymayı planlıyor.
JAECOO'nun Jurassic World: Yeniden Doğuş ile olan iş birliği, sadece araçlar ve bir film fikri arasındaki bir iş birliği değil, aynı zamanda keşif ruhunun ve vahşi gücün tutkulu bir yansıması. JAECOO, markanın bilinmeyeni keşfetme odağındaki off-road ruhunu yansıtan yenilikçi senaryolar ve sürükleyici deneyimlerle tüketicilere yeni bir duyu şöleni sunacak. Gelişmiş arazi teknolojisi tarih öncesi yaşamın harikalarıyla bir araya geldiğinde, arazi kültürü ile sinema sanatının derin entegrasyonu birçok kıvılcım ateşliyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

MediaMarkt Türkiye, "İhtiyaçlar Sizde, Teknolojileri MediaMarkt'ta" kampanyası ile hayatı kolaylaştıran binlerce teknoloji ürününü müşterileriyle buluşturuyor. 7 Temmuz'a dek sürecek kampanya, tüm MediaMarkt mağazaları, mediamarkt.com.tr ve MediaMarkt mobil uygulamasında geçerli olacak.
 
Geniş ürün yelpazesiyle tüketicilere konforlu alışveriş keyfi sunan MediaMarkt Türkiye, "İhtiyaçlar Sizde, Teknolojiler MediaMarkt'ta" kampanyasıyla akıllı telefondan tablet kalemine, kablosuz mouse'dan blender setine binlerce teknoloji ürününü müşterilerine sunuyor.
 
7 Temmuz'a kadar geçerli olacak kampanya kapsamında;
" APPLE MYQW3TU/A 1.Nesil Tablet Kalemi - 3.999 TL,
" LOGITECH MX Master 3S Performans 8.000 DPI Optik Sensörlü Sessiz Kablosuz Mouse - 3.499 TL,
" SAMSUNG Galaxy S24FE 8/256GB Akıllı Telefon - 26.499 TL,
" TEFAL Express Protect SV9201 7.5 Bar Buhar Kazanlı Ütü - 9.299 TL,
" ARZUM AR1142 Blanco Multi Blender Seti - 2.399 TL 'den satışa sunuluyor.
 
"İhtiyaçlar Sizde Teknolojiler MediaMarkt'ta" Kampanyası, MediaMarkt'ın Türkiye genelindeki 102 mağazasında, mobil uygulamasında ve online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr'de geçerli olacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Allianz Commercial'ın "Yükselen Risk Trendleri 2025" (Emerging Risk Trend Talk) raporu, şiddeti ve sıklığı artan orman yangınlarını küresel olarak yükselen yeni bir risk faktörü olarak değerlendiriyor ve şirketlerin varlıklarını ve operasyonlarını korumak için bu riske karşı farkındalıklarını artırması gerektiğinin altını çiziyor. Rapora göre orman yangınlarının maliyeti 10 yılda 6 kat arttı.
 
Allianz Commercial'ın "Yükselen Risk Trendleri 2025" raporuna göre, orman yangınlarının sıklığı, şiddeti ve coğrafi dağılımı son yıllarda iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve değişen arazi kullanım modelleri nedeniyle önemli ölçüde arttı. Hızlı yayılımları ise dünya genelinde çeşitli sektörlerde ve bölgelerde büyük riskler oluşturuyor. Ocak 2025'teki yıkıcı Los Angeles orman yangınlarının örnek olarak gösterildiği rapora göre, Batı ABD, Batı Kanada, Güney ve Doğu Avustralya ve Güney Avrupa, orman yangınlarına en çok maruz kalan coğrafi bölgeler. Ancak, bu tür yangınlar artık Kanada'nın kuzey bölgeleri, İskandinavya ve Rusya'daki ormanlar da dahil olmak üzere daha önce riskli görülmeyen yerlerde de meydana geliyor.
 
Küresel sigorta kayıpları 10 katta 6 kattan fazla maliyete yol açtı
İklim krizi; yakıt yüklerini artırarak, yakıtları kurutarak, rüzgarları güçlendirerek, şimşek aktivitesini artırarak ve istilacı yanıcı türleri teşvik ederek riskleri yükseltiyor. Son 10 yıllık dönem 1850'den bu yana en sıcak 10 yıl (2015-2024) olarak kayıtlara geçerken, 2024 en sıcak yıl olarak rekor kırdı. Orman yangınlarından etkilenen insan ve mülk sayısı da artıyor. Orman yangınlarından kaynaklanan küresel sigortalı kayıplar 2000'lerde 8,7 milyar dolardan 2010'larda 56,3 milyar dolara yükselerek 6 kattan fazla maliyete yol açtı. Raporda, orman yangınlarında hasar ve iş kesintisi açısından en önemli risklerle karşı karşıya kalan sektörler; kamu hizmetleri, enerji, gayrimenkul, inşaat, tarım ve ulaşım olarak belirtiliyor. Raporda ayrıca, orman yangını sorumluluklarıyla ilgili yeni düzenleme ihtiyaçları ve davaların da artış gösterdiği ve bu nedenle etkin risk yönetimi stratejileri ve orman yangını yönetim planları geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.
 
Bu stratejiler arasında savunulabilir alanlar oluşturmak, bitki örtüsünü yönetmek ve yanmayan yapı malzemeleri kullanmak yer alıyor. Yangın söndürme ve koruma stratejileri de gelişiyor ve şirketlerin bunlara adapte olması gerekiyor. Etkili bir orman yangını hazırlık ve iş sürekliliği programının geliştirilip uygulanması, ayrıca bunun düzenli olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi öneriliyor.
 
Raporda, yangın riskini modellemek ve azaltmak için kullanılabilecek gelişmiş teknik araçlar ve yenilikler de bulunduğu belirtiliyor. Örnekler arasında mevsimlik tahminler, drone araştırmaları, coğrafi bilgi sistemi (CBS) haritalaması, termal görüntüleme, bitki örtüsü yönetim sistemleri ve yapay zekâ kameraları yer alıyor.
 
Öktem Örkün: "İlk adım risk meydana gelmeden önlem alabilmek"
Raporu değerlendiren Allianz Türkiye Elementer Ticari Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Öktem Örkün, ülkemizde de son günlerde pek çok bölgede çıkan ve hala söndürme çalışmaları devam eden orman yangınlarına işaret ederek, "Son günlerde en sıcak gündemimiz olan orman yangınları canımızı, doğada yaşayan pek çok canlı türünü, ağaçlarımızı, maddi-manevi en kıymetli varlıklarımızı tehdit ediyor. Orman Genel Müdürlüğünün açıklamalarına göre, 2023 yılında 2 bin 520 orman yangınında 15 bin 520 hektar orman alanı zarar görürken, 2024 yılında ülkemizde toplamda 3 bin 800 orman yangını çıktı ve 27 bin hektar orman alanı maalesef zarar gördü. Bu da sadece bir yılda yangın sayısının ve verdiği hasarın yaklaşık yüzde 50 oranında arttığını gösteriyor. Raporda da ifade edildiği gibi yangınların şiddeti ve sıklığı her geçen yıl artarken, sadece ülkemizde değil, küresel çapta yükselen bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
 
"Hem bireysel hem kurumsal farkındalık artmalı"
Risk temelli bir sektör olarak henüz gerçekleşmeden riskleri tespit etmenin ve önlem alabilmenin önemini vurgulayan Örkün, "Ülkemizin karşı karşıya olduğu ilk üç risk arasında yer alan deprem ve yangın konusunda atılabilecek en önemli adım, risk meydana gelmeden önlem alabilmek. Bunu başarmanın yolu da hem bireysel hem de kurumsal farkındalığı artırmaktan geçiyor. Allianz Grubu'nun desteği ile kurduğumuz, Türkiye'nin ilk ve tek akredite deprem ve yangın test ve eğitim merkezi Allianz Teknik'te bu farkındalığı artırma hedefiyle önemli çalışmalar yürütüyoruz. Uluslararası standartlara uygun yangın ve deprem testlerini tek bir merkezde toplayan ilk laboratuvar olma özelliğine sahip merkezimizde yangın riskleri konusunda firmalara özel eğitimler de düzenliyoruz. Bu eğitimlerin yanı sıra akredite bir kuruluş olarak, kullandığı malzemelerin yangına tepkisini belgelemek isteyen işletmelerin de faydalandığı bir merkeziz" dedi.
 
Sonuç olarak, orman yangını riski şirketlerin yangın güvenliği ile ilgili tüm yasalara ve düzenlemelere uyması dahil olmak üzere çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor. Daha geniş anlamda ise orman yangınına hazırlanmak, sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarını, değişen çevre koşullarına uyum sağlanmasını ve etkili orman yangını yönetim stratejilerinin uygulanmasını gerektiriyor. Rapor, orman yangınlarını azaltmanın, değişen iklim karşısında riskleri en aza indirmek ve dayanıklılık oluşturmak için yerel, ulusal ve küresel çapta iş birliği gerektiren karmaşık ve acil bir konu olduğu sonucuna varıyor