Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Red Dot Tasarım Ödülleri’ne layık görülen Acer modelleri arasında dizüstü bilgisayar, bilgisayar, bağlantı ve diğer çevre dostu ürünlerin yanı sıra yeni SpatialLabs Eyes Stereo Kamera da yer alıyor

 

Bu yıl Acer ve Predator oyun cihazları, dünya genelinde en prestijli tasarım ödüllerinden biri olarak bilinen Red Dot Tasarım Ödülleri’nde bu yıl ürün tasarımındaki yenilikler nedeniyle toplamda 14 ödüle layık görüldü. Acer’ın Predator markasına ait yüksek performanslı oyun dizüstü bilgisayarları, gelişmiş Wi-Fi 7 ve 5G router’lar ve kendin yap (DIY) dostu Predator Orion X masaüstü bilgisayarı Red Dot tarafından ödüllendirildi. Yarışma kapsamında Acer’ın çevre dostu Vero serisi, karbon nötr Aspire Vero 16 dizüstü bilgisayarı, iki monitörü ve cıva içermeyen Vero PL3510ATV akıllı projektörüyle global tasarım uzmanlarını etkilemeye devam ederken, devrim niteliğindeki Acer SpatialLabs™ Eyes Stereo Kamera ve Aspire 3D 15 SpatialLabs Edition dizüstü bilgisayar, 14 ve 16 inç Swift Go dizüstü bilgisayarlar ve Acer Revo Box mini-PC de Red Dot Tasarım Ödülleri’ne layık görüldü.

 

Tasarım kalitesinin en çok arzulanan göstergelerinden biri olan Red Dot Ödülü yarışması, tasarımcıların ve şirketlerin yaratıcılıklarını çalışmalarında ifade ediş biçimlerine odaklanıyor. Acer’ın pek çok prestijli tasarım ödülü kazanmadaki sürekli başarısıyla göz dolduran galibiyet listesi, markanın geniş portföyü boyunca üst düzey tasarım ve performans sunma yeteneğini ortaya koyuyor.

Red Dot Ödülleri 2024 Ürün Tasarımı kategorisinde Acer’ın ödül kazanan modelleri:

Acer Aspire Vero 16
Acer Vero PL3510ATV Akıllı Projektör
Acer Vero CB343CUR D Monitör
Acer Vero BR277 E3 Monitör
Acer SpatialLabs Eyes Stereo Kamera
Acer Aspire 3D 15 SpatialLabs Edition
Acer Swift Go 14
Acer Swift Go 16
Acer Revo Box Mini PC
Predator Helios 18
Predator Helios Neo 16
Predator Orion X
Predator Connect T7 Wi-Fi 7 Mesh Router
Predator Connect X7 5G CPE
 

Acer Hakkında

1976’da kurulan Acer, günümüzde 160’tan fazla ülkede faaliyet gösteren dünyanın en büyük ICT şirketlerinden biridir. Yüzünü geleceğe dönen Acer; donanım, yazılım ve hizmetlerin bir araya gelerek tüketicilere ve işletmelere yeni fırsatlar sunduğu bir dünya oluşturmaya odaklanmıştır. Hizmet tabanlı teknolojilerden Nesnelerin İnterneti, oyunlar ve sanal gerçekliğe kadar birçok alanda Acer; 7000’den fazla çalışanıyla, insanlarla teknoloji arasındaki sınırları kaldıran ürün ve çözümler araştırmaya, tasarlamaya, pazarlamaya, satmaya ve desteklemeye kararlıdır. Daha fazla bilgi için www.acer.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

©2024 Acer Inc. Tüm hakları saklıdır. Acer logosu, Acer Inc’in tescilli ticari markasıdır. Belirtilen veya başka türlü kullanılan diğer ticari markalar, tescilli ticari markalar ve/veya hizmet markaları ilgili sahiplere aittir. Tüm teklifler önceden belirtilmeksizin değiştirilebilir ve tüm satış kanallarında geçerli olmayabilir. Belirtilen fiyatlar üreticinin tavsiye ettiği perakende satış fiyatlarıdır ve bölgeye göre değişebilir. Satış vergileri eklenebilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dijital dönüşüm, dünyanın dört bir yanındaki sağlık hizmeti sağlayıcılarının daha uygun maliyetli hale gelmesine yardımcı olurken hasta bakım standartlarını da iyileştiriyor. Ancak sağlık kayıtlarının dijitalleştirilmesi bazı önemli siber riskleri de beraberinde getiriyor. Verileriniz internet üzerinden erişilebilen sistemlerde kayıt altına alındıktan sonra yanlışlıkla sızdırılabilir veya kötü niyetli üçüncü taraflar ve hatta içeriden kişiler tarafından erişilebilir.

 

Tıbbi veriler, kuruluşlarla paylaştığımız en hassas bilgiler arasındadır. Ancak hiçbir kuruluş yüzde 100 ihlal geçirmez değildir. Olumsuz olabilecek sonuçları en aza indirmek için verilerinizin tehlikeye girmesi durumunda ne yapmanız gerektiğini anlamanızın her zamankinden daha önemli olduğu anlamına geliyor. Dijital güvenlik şirketi ESET, böyle bir durum ile karşılaşıldığında yapılması gerekenleri sıraladı.

 

Sağlık verileri hangi riskleri taşıyor?

Potansiyel olarak risk altında olan tıbbi veriler arasında hangi veriler yer alıyor:

Sağlık sigortası poliçe numaraları veya benzeri bilgiler
Sosyal Güvenlik numarası, ev ve e-posta adresi ve doğum tarihi dahil olmak üzere kişisel olarak tanımlanabilir bilgiler (PII)
Önemli tıbbi, sigorta ve finansal hesapların parolaları
Tedaviler ve reçeteler dahil tıbbi geçmiş
Kredi ve banka kartı ile banka hesap bilgileri dahil olmak üzere fatura ve ödeme bilgileri
Bu bilgiler tehdit aktörleri tarafından kredi kartınızdan fatura tahsil etmek, yeni kredi limitleri açmak, banka hesabınıza erişmek ve hesabınızı boşaltmak ya da pahalı tıbbi hizmetler ve reçeteli ilaçlar almak için sizi taklit etmek için kullanılabilir. Gizli kalmasını istediğiniz tedaviler veya teşhisler hakkında hassas bilgiler varsa kötü niyetli kişiler size şantaj yapmaya bile çalışabilir.

Sağlık verileri ihlalinin ardından atılacak 8 adım

1) Bildirimi kontrol edin

Potansiyel bir dolandırıcılık belirtisi olup olmadığını anlamak için e-postayı dikkatlice okuyun. Bu işaretler arasında yazım ve dil bilgisi hataları ile bilgilerinizi 'onaylamanızı' isteyerek kişisel bilgilerinize yönelik acil talepler yer almaktadır. Ayrıca "kimden" adresinin üzerine geldiğinizde meşru şirketle eşleşmeyen bir gönderen e-posta adresinin yanı sıra, takip etmeniz için teşvik edilen gömülü tıklanabilir bağlantılara veya indirmeniz istenen eklere dikkat edin.

2) Tam olarak ne olduğunu öğrenin

Bir sonraki kritik adım, maruz kaldığınız riski anlamaktır. Tam olarak hangi bilgiler tehlikeye girdi? Olay kazara bir veri sızıntısı mıydı yoksa kötü niyetli üçüncü taraflar verilerinize erişip çaldı mı? Ne tür bilgilere erişilmiş olabilir? Şifrelenmiş miydi? Sağlayıcınız bu soruları yeterince yanıtlamadıysa sonraki adımları atmanız için gereken bilgileri almak üzere onları arayın. Hala net değilse en kötüsü için plan yapın.

3) Hesaplarınızı izleyin

Kötü niyetli kişiler PII ve tıbbi bilgilerinize erişmişlerse bunları dolandırıcılara satabilir veya kendileri kullanmaya çalışabilirler. Her iki durumda da almadığınız bakım için tıbbi faturalar veya sigorta yardım limitinize ulaştığınızı belirten bildirimler gibi şüpheli faaliyetleri izlemek faydalı olacaktır. Finansal bilgileriniz ele geçirilmişse banka hesabı ve kart işlemlerini takip edin. Birçok kuruluş, kredi raporlarınızda dolandırıcılığa işaret edebilecek herhangi bir güncelleme veya değişiklik olduğunda sizi bilgilendiren ücretsiz kredi izleme hizmeti sunmaktadır.

4) Şüpheli faaliyetleri bildirin

Şüpheli faaliyetleri veya faturalandırma hatalarını derhal ilgili sağlayıcıya bildirmeniz gerektiğini söylemeye gerek yok. Bunu yazılı olarak yapmanın yanı sıra sigortacınıza/sağlayıcınıza e-posta/telefon yoluyla bildirmeniz en iyisidir.

5) Kredi kartlarınızı dondurun

Hangi kişisel bilgilerinizin çalındığına bağlı olarak, bir kredi dondurma işlemini etkinleştirmek isteyebilirsiniz. Bu, alacaklıların kredi raporunuza erişemeyeceği ve dolayısıyla adınıza herhangi bir yeni kredi hesabını onaylayamayacağı anlamına gelecektir ve tehdit aktörlerinin sizin adınıza borçlanmasını önleyecektir. Ayrıca yeni banka kartlarını dondurmayı veya çıkarttırmayı da düşünün. Bu genellikle bankacılık uygulamanız üzerinden kolayca yapılabilir.

6) Parolalarınızı değiştirin

Oturum açma bilgileriniz bir ihlalde tehlikeye girdiyse ilgili sağlayıcı bunları otomatik olarak sıfırlamalıdır. Ancak sıfırlanmadıysa içinizin rahat etmesi için bunu yine de manuel olarak yapmanız faydalı olabilir. Bu, hesap ele geçirme girişimlerini önleyecektir, özellikle de iki faktörlü kimlik doğrulama ile güvenliğinizi artırıyorsanız.

7) Tetikte olun

Dolandırıcılar kişisel ve tıbbi bilgilerinizi ele geçirirlerse bunları takip eden kimlik avı saldırılarında kullanmaya çalışabilirler. Bunlar e-posta, metin veya hatta canlı telefon görüşmeleri yoluyla başlatılabilir. Amaç, çalınan bilgileri finansal bilgiler gibi daha fazla kişisel bilgi taleplerine meşruiyet katmak için kullanmaktır. Tetikte olun. Ve eğer bir tehdit aktörü sizi hassas tıbbi bilgilerinizi ifşa etmekle tehdit ederek şantaj yapmaya çalışırsa derhal polise başvurun.

8) Yasal işlem yapmayı düşünün

Verileriniz sağlık hizmeti sağlayıcınızın ihmali nedeniyle tehlikeye atıldıysa bir tür tazminat için sıraya girebilirsiniz. Bu, yargı yetkisine ve ilgili yerel veri koruma ve gizlilik yasalarına bağlı olacaktır ancak bir hukuk uzmanı bireysel veya toplu bir davanın mümkün olup olmadığı konusunda tavsiyede bulunabilmelidir.

 

Detaylı bilgi :

https://antivirus.com.tr/saglik-verileri-mi-calindi-simdi-ne-olacak/

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Lojistik sektörünün lider kuruluşu Eyüp Lojistik, Avrupa ülkelerine yönelik kurye taşımacılığına bambaşka bir boyut kazandıran Yük Taksi uygulamasını başlattı. Hava Kargo’dan daha hızlı olacak şekilde hazırlanan Yük Taksi sayesinde işletmeler, Avrupa’nın herhangi bir şehrine en geç 72 saat içerisinde ürün gönderebilecek. Yükler, minivan ve mikrovan araçlarla 100 kg’dan 1.300 tona kadar ekspres şekilde kapıdan kapıya teslim ediliyor.

 

Gaziantep’in en yüksek hacimli taşımacılık kuruluşlarından biri olan Eyüp Lojistik, firmaların ticaretine hız kazandıracak Yük Taksi uygulamasını hayata geçirdi. Eyüp Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, lojistikteki rekabetin her geçen gün daha da artarken, Eyüp Lojistik olarak işletmelere en aktif ve en yenilikçi çözümleri sunmaya kararlı olduklarını ifade etti.

 

Yük Taksi uygulaması ile Avrupa’ya kargo taşımacılığına çok farklı bir boyut kazandırdıklarını açıklayan Eyüp Bartık “Lojistikte temel felsefemiz, müşteriye çözüm ortağı olmaktır. Dolayısıyla, çalıştığımız her işletmenin lojistik sorununa en hızlı çözümü bulmak bizim asli görevimiz. Bu anlayıştan yola çıkarak başlattığımız Yük Taksi uygulamasıyla, müşterinin kapısından aldığımız ürünü varış noktasına aktarmasız ve aracı kullanmadan 72 saat içerisinde teslim etmeyi taahhüt ediyoruz. Kutu ya da palet fark etmez. Süreyi 3 gün olarak belirledik ancak 24 saat içerisinde teslimat yaptığımız çok ülke var” dedi.

 

Hava Kargo’dan hızlı ve daha ekonomik

Avrupa’daki küçük çaplı kurye taşımacılığında Hava Kargo’yu ya da Tır taşımacılığını tercih eden işletmelere alternatif bir hizmet sunduklarını açıklayan Eyüp Bartık “Yük Taksi, kapıdan kapıya teslim olduğu için Hava Kargo’dan daha hızlı, pratik ve ekonomik, Tır taşımacılığından daha güvenli ve süratli bir model olarak karşımıza çıkmakta. Eskiden bu hizmeti daha büyük araçlarla yapıyorduk ama şimdi küçük araçlarla ve daha hızlı ve özel bir şekilde hizmet veriyoruz” dedi.

 

İşletmelerin bu hizmeti kısa sürede benimsediğini belirten Bartık “Her arz kendi talebini yaratıyor. Biz bu hizmeti başlattıktan sonra, işletmelerin beğendiği bir model ortaya çıkmış oldu. Sonuçta bütün işletmeler bizim çözüm ortağımız. İşletmelere gümrük işlemleri sırasında da ciddi kolaylıklar sağlayabiliyoruz. Bir araçla başladığımız Yük Taksi’de şu an 50 aracımız var. Yılsonuna kadar 100 araç kapasitesine çıkmış olacağız” diye konuştu.

 

Eyüp Bartık, Yük Taksi’nin isim tescili için başvuruda bulunduklarını da hatırlatarak, “Bu uygulamayla taşımacılığın dünyasını değiştirmeye kararlıyız” ifadesini kullandı.

 

 

Eyüp Lojistik hakkında

Eyüp Lojistik’in temelleri 1936 yılında Gaziantep’te Ökkeş Bartık’ın ilk taşıma aracını almasıyla atılır. Ökkeş Bartık, 20 yıl boyunca taşımacılık yaptıktan sonra 1956 yılında bayrağı oğlu Abdulkadir Bartık devralır. 1980’lere kadar Gaziantep - İstanbul arası taşımacılık yapan Abdulkadir Bartık, bu yıllarda ticari araç yedek parça ticareti ve ihracatına başlayarak yeni bir sayfa açar. Yıllar sonra bayrağı devralan üçüncü nesil Özcan Bartık ve Eyüp Bartık, Gaziantep’te yüksek kalitede lojistik hizmetinin eksikliğinin iyiden iyiye hissedildiği 2001 yılında lojistik sektörüne yatırım kararı alır. 2003 yılında lojistik dışındaki tüm ticari faaliyetler tasfiye edilir, ana iş kolu olarak lojistik seçilir. Sektör yatırımlarına devam eden Eyüp Lojistik, taşımacılıkta edindiği yüz yıla yakın tecrübeyi modern teknolojiyle harmanlayarak büyümeyi ve bölge ekonomisini kalkındırmayı sürdürüyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Nora Finansal Yazılımlar AŞ ve Bulutistan, kendi muayenehanesi olan doktorların ve küçük ölçekli kliniklerin hasta deneyimini üst düzeye çıkarmalarına olanak tanıyan Medex Connect ile sağlık sektöründe dijital dönüşümü kolaylaştırıyor.

 

Türkiye’nin en büyük yerli bulut hizmet sağlayıcılarından Bulutistan ile inovatif yazılım şirketi Noratech ve Medrics arasında sağlık alanında dijital dönüşümü kolaylaştıran iş birliği yapıldı. İş birliği, Nora Finansal Yazılımlar AŞ'nin sağlık sektöründeki yenilikçi çözümü Medex Connect’in Bulutistan’ın güçlü bulut alt yapısı üzerinden SaaS (Hizmet Olarak Yazılım) modeliyle sunulmasını kapsıyor. Söz konusu uygulamanın yazılım tedarikçisi ise Medrics olarak duyuruldu. Küçük ölçekli klinikler ve kendi muayenehanesi olan doktorlara yönelik hayata geçirilen uygulama, sağlık hizmeti sunumunu dijitalleştirerek hasta deneyimini iyileştirme ve sağlık hizmetlerinin verimliliğini artırmayı amaçlıyor.

 

Bulutistan Türkiye Genel Müdürü Gökhan Gençtürk iş birliğiyle ilgili şunları söyledi: “Medex Connect platformunun amacı; sağlık hizmeti sağlayıcılarının iş akışlarını basitleştirmek ve hasta ile iletişimi güçlendirmek için kolayca erişilebilir, kullanımı rahat ve entegre bir platform sunmak. Kendi muayenehaneleri olan doktorlar ve küçük ölçekli klinikler IT yatırımı yapmaksızın mevcut HBYS (Elektronik Tıbbi Kayıtlar) sistemleriyle kolayca entegre olabilecek, HBYS’si yoksa uygulamanın bulut üzerinden sunduğu veri tabanını kullanabilecek, hastalarla yüksek seviyede iletişim kurabilecek ve kapsamlı raporlama özelliklerinden faydalanabilecekler.”

 

“Hastalarla Etkileşim Sağlayan Kullanıcı Dostu Platform”

 

Noratech Satış Direktörü Vedat Kafadar ise yenilikçi bir platform olan Medex Connect uygulamasıyla sağlık sektörünün dijitalleşmesine ve hasta deneyiminin üst düzeye çıkarılmasına olanak sağladıklarını ve sağlık sektöründe dijital dönüşümü kolaylaştırdıklarını belirtti. Kafadar şunları kaydetti: “Medex Connect doktor ve klinik bazında özelleştirilebilen ve indirmeye gerek kalmadan kullanılabilen mobil uygulaması ile zaman ve kaynak tasarrufu sağlarken hasta memnuniyetini ve hizmet kalitesini artırma imkanı sunuyor. Medex Connect, sağlık hizmeti sağlayıcılarına hiçbir IT yatırımı yapmadan kullanıcı dostu bir platform üzerinden hastalarla etkileşim ve randevu yönetimi imkanı veriyor. Ayrıca doktorlar ve hastaneler hakkında rapor alımı, eğitim ve bilgilendirme içerikleri sunma gibi hem teknolojik altyapı hem de kullanıcı ihtiyaçlarına özel çözümler sunma konusunda derin bir uzmanlık kazandırıyor.”

 

İki Yıl İçinde 2 Bin Doktorun Kullanması Hedefleniyor

 

Hastaların ister mobil uygulama üzerinden ister bir karekodu okutarak ilgili doktorun uygulamasına erişim sağlayabilmesine olanak tanıyan Medex Connect uygulamasının 2 yıl içinde 2 binden fazla doktor tarafından kullanılması hedefleniyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin en büyük süt ve süt ürünleri kuruluşlarından Teksüt, İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşları (2023) sıralamasında 105 sıra yükselerek 393’üncü sırada yer aldı. Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, doğru yatırım ve pazarlama odaklı stratejinin üretim gücüyle birleştiğinde aşamayacağı engel olmadığını vurguladı.

 

Türkiye’nin en köklü süt ve süt ürünleri kuruluşu Teksüt, İstanbul Avrupa, İstanbul Anadolu, Bursa, İzmir ve Ankara Bölge müdürlükleri ve dağıtım merkezleri ile Türkiye’nin büyük bir kısmına ürünlerini ulaştırıyor. Marketlerin yanı sıra Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarında ürünlerini müşterileri ile buluşturuyor. Türkiye’nin süt ve süt ürünlerini 4 kıtada 43 ülkeye ihraç ediyor. İhracat yaptığı ülkeler 4 kıtada geniş bir coğrafyaya dağılıyor. 2023 verilerine göre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşları sıralamasında 393’üncü sırada yer aldı.

 

İSO verilerini değerlendiren Teksüt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve zorlukları aşmak için yatırım yapmaya öncelik verdiklerini belirterek bu stratejinin başarıyı getirdiğini aktardı. Sadece Türkiye’yi değil dünyadaki gelişmeleri de yakından takip ettiklerini aktararak şunları söyledi: “Teksüt olarak üretim, kalite, satış, pazarlama ihracat ve insan kaynakları da dahil olmak üzere bir bütün olarak hareket ediyor, planlamalar yapıyoruz. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında Teksüt ürünlerinin pazar payını artırabilmek için üretim altyapımızı güçlendiriyoruz, çalışanlarımıza yatırım yapıyoruz”.

 

Dünyayla rekabet ediyor

Cevdet Arınık ayrıca şunları sözlerine ekledi “2023 yılını büyüme ve istikrar yılı olarak değerlendirdik. Sosyal yatırımlara, altyapı çalışmalarına ağırlık verdik. Yurt içinde ve yurt dışında daha geniş bir pazar payı elde etmeye odaklanarak, ürün kalitesini artırmaya ve müşteri tabanımızı genişletmeye yönelik çabalarımız devam edeceğiz. 2024 yılında da önceliklerimiz arasında, Ar-Ge çalışmalarını güçlendirmek, sürdürülebilirlik stratejilerimizi daha da iyileştirmek ve yeni pazarlara açılım yaparak büyümeyi sürdürmek bulunuyor. Rekabet avantajımızı artıracak çalışmalara odaklanıyoruz. Başta operasyon süreçlerimizi geliştirmek üzere teknolojiyi işimize daha çok entegre etmeye önem veriyoruz. 2023 yılının başında ihracatı, ev dışı tüketim kanalını ve perakende bulunabilirliğimizi arttırmayı hedeflemiştik. Yıl boyunca bu hedeflerde güçlü yol aldık. İhracat ağımızdaki ülke sayısını 43’e çıkardık.”

 

68 yıldır süt ürünleri üretiyor

Teksüt, kuruluş tarihi olan 1956 yılı itibarıyla bugün Türkiye’nin en köklü süt ve süt ürünleri firması. Balıkesir’in Gönen ilçesinde kurulan ve ilk kurulduğunda yerel ölçekte beyaz peynir üretimiyle yola çıkan firma, süreç içinde tesislerini ve ürün çeşitlerini genişleterek, bugün yine Gönen’de bulunan 27 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 80 bin metrekare üzerine kurulu modern fabrikasında üretimini sürdürüyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Oyun teknolojileri ve ekipmanlarının önde gelen yenilikçi markası Logitech G, modern tasarıma sahip yeni oyun klavyesini duyurdu. G515 LIGHTSPEED TKL Kablosuz Oyun Klavyesi gelişmiş teknolojisinin yanında yüksek performanslı özellikler sunuyor. Düşük profilli klavye G515, daha estetik bir görünüm sunarken konforlu bir yazma deneyimi de sağlıyor.



Logitech Türkiye Kategori & Pazarlama Lideri Cihan Önal, “Düşük profilli tuşlar, daha ince ve kompakt bir tasarım sunarak kullanıcılarımıza rahat bir yazma deneyimi sunuyor. İkonik G915 Oyun Klavyemiz, üst düzey performansı ve premium tasarım özellikleriyle düşük profilli tuşlara sahip bilinen ilk oyun klavyesi olmuştu. Yeni G515’in tasarımıyla sınırları daha da zorladık. G515 ile şık tasarımı korurken, LIGHTSPEED, LIGHTSYNC ve KEYCONTROL gibi en son teknolojik yeniliklerimizi de ürüne dahil ettik. Böylece oyunculara gelişmiş ve yüksek performanslı bir oyun klavyesi deneyimi vaad ediyoruz.” dedi.



Yüksek Performans ve Konfor İçin Düşük Profil Tasarım

G515 klavyesi, 22 mm yüksekliğiyle oldukça ince ve şık bir tasarıma sahip. Bu düşük profil sayesinde bilek desteğine gerek kalmadan konforlu bir kullanım sunuyor ve uzun oyun anlarını daha keyifli hale getiriyor. Düşük profilli anahtarlarla donatılan G515 klavyede anahtarlar sadece 1.3 mm mesafede harekete geçerken, toplamda ise 3.2 mm hareket mesafesi sunuyor. Bu özellik, geleneksel anahtarlardan daha kısa bir hareket mesafesi anlamına geliyor, bu durum ise oyuncuların tuşlara daha hızlı basmalarını ve dakika başına daha fazla hareket gerçekleştirmelerini sağlıyor, böylece oyun performanslarını artırıyor.



Üstün Donanım Özellikleri ile Pürüzsüz ve Sessiz Deneyim

G515 klavye, ses yalıtım köpüğü katmanı, önceden yağlanmış anahtarlar, entegre sabitleyiciler ve premium PBT tuş başlıkları ile donatıldı. Bu özellikler, yazma ve oyun deneyimini daha pürüzsüz hale getiriyor. Ses yalıtım köpüğü, tuşlara basıldığında çıkan sesi minimuma indiriyor, önceden yağlanmış anahtarlar ise daha az sürtünme ile daha pürüzsüz bir yazma deneyimi sunuyor. Entegre sabitleyiciler, tuşların daha stabil ve düzgün çalışmasını sağlarken, premium PBT tuş başlıkları dayanıklılık ve uzun ömür sağlıyor. Bu donanım özellikleri sayesinde G515, oyunculara daha rafine ve konforlu bir klavye deneyimi sunuyor.



KEYCONTROL ile Benzersiz Bir Kişiselleştirme

G515, Logitech G'nin yeni duyurulan KEYCONTROL teknolojisi sayesinde oyunculara standart bir klavyenin sunduğundan çok daha fazla kişiselleştirme olanağı sunuyor. Bu teknoloji sayesinde her bir tuş, oyuncuların ihtiyaçlarına göre makrolar, sesli ipuçları, aydınlatma efektleri ve daha fazlası ile özelleştirilebiliyor. Bu özellik, oyunculara oyun deneyimlerini tamamen kendi isteklerine göre şekillendirme imkanı veriyor. Ayrıca, KEYCONTROL teknolojisi, G SHIFT gibi katmanlar ve değiştiriciler içeriyor, bu durum da tek bir tuşa basarak tüm tuş düzenlerini değiştirme olanağı sağlıyor. Böylece, oyuncular farklı oyunlar veya görevler için anında ve kolayca geçiş yapabilirken, maksimum verimlilik ve esneklik elde edebiliyorlar. Bu ileri düzey kişiselleştirme özellikleri, G515'i hem performans hem de konfor açısından üstün bir oyun klavyesi haline getiriyor.



G515 LIGHTSPEED TKL Kablosuz Düşük Profilli Oyun Klavyesinin ek özellikleri:

Kullanışlı 2:1 LIGHTSPEED Kablosuz Eşleştirme: Oyuncular, G515 LIGHTSPEED dongle'ı aracılığıyla G502 X PLUS gibi oyun mouselarınıbağlayarak bir USB portunu serbest bırakabilir.

LIGHTSYNC RGB Aydınlatma ile Masa Aydınlatma Seçeneği: Oyuncular, ~16.8M renk seçeneği ile deneyimlerini kişiselleştirebilir ve tüm Logitech G ekipmanlarını G HUB ile bağlayabilir.

Çok Yönlü Üç Modlu Bağlantı: Oyuncuların LIGHTSPEED kablosuz, Bluetooth® ve USB-C kablolu veri modu arasında seçim yapmalarını sağlar.

Kesintisiz Oyun: Klavye, 36 saate kadar kesintisiz, sürekli oyun oynama olanağı sunar.

Siyah ve Beyaz renk seçenekleri bulunan Logitech G515 LIGHTSPEED TKL Kablosuz Oyun Klavyesinin, US layout ve Tactile switch seçeneğiyle önümüzdeki aylarda Türkiye’de satışa sunulması bekleniyor.

Logitech G Hakkında

Logitech G, Logitech International’ın markası olan, PC ve Konsol oyun ekipmanları alanında dünya lideridir. Logitech G, yenilikçi tasarım, gelişmiş teknolojiler ve oyun oynamak için derin bir tutkuyla mümkün olan en üst düzey klavye, mouse, kulaklık, mousepad ürünlerinin yanı sıra direksiyon ve joystick gibi simülasyon ürünleriyle de her seviyedeki oyuncuya hizmet veriyor. 1981 yılında kurulan Logitech International; hisseleri SIX Swiss Exchange (LOGN) ve Nasdaq Global Select Market’te (LOGI) işlem gören halka açık bir İsviçre şirketi. Türkiye’deki distribütörü Penta olan Logitech G’ye; http://www.logitechg.com/ http://blog.logitech.com, @LogitechG ya da @LogitechG.TR üzerinden ulaşılabiliyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Breitling ve maviliklerin ilişkisi, Superocean Automatic 42 ve 36 gökkuşağı kadranlı modellerin lansmanıyla renkli bir dönüşüm geçiriyor. Ayrıca, çok satan 44 mm turkuaz kadranlı versiyonun yeni bir yorumu da tonsürton bir kayışla lanse ediliyor.

Breitling CEO'su Georges Kern, yeni ürünlerin temeline şöyle değiniyor: “Yaz kapıya dayandığında rengarenk yeni Superocean modellerimiz, dalgaların tadını çıkardığınız anlarda veya sahil kenarında akşam yemeği keyfi sırasında en iyi arkadaşlarınız olacak.”

Saatler, 1960 ve 1970'lerde dalış saatini en temel ögelerine indirgeyen efsanevi SuperOcean Slow Motion’dan ilham alıyor. Söz konusu unsurlar arasında; netliği sağlamak için kadran halkası üzerine konumlandırılmış kalın bir dakika ölçeği, su altında okunabilirliği kolaylaştıran çubuk formlu parlak indeksler, "kürek" şekli verilmiş akrep ile yelkovan ve yenilikçi bir şekilde saniye ibresinin yerine geçirilen dakika bazlı kronograf bulunuyor. "Slow Motion" takma adıyla anılan kronografın tam dönüşü tamamlaması bir saat sürüyordu, günümüzün Superocean'ı ise aynı pratiklik ruhunu korurken saniye ibresini yeniden görünür kılıp çağdaş saat kullanıcılarının beğeneceği modern özellikleri entegre ediyor.

Koleksiyon; saat göstergeli eşsiz gökkuşağı kadranlı modelleri ve Super-LumiNova®'nın gündüzleri renkli bir dokunuş katmanın yanı sıra loş ışıkta da parlaklık yayan sarı, yeşil, mavi, indigo, menekşe, kırmızı ve turuncu gibi canlı renk geçişlerine sahip kaplı akrep-yelkovanlarıyla bir kez daha öne çıkıyor. Modellerin; turkuaz, akuamarin, turuncu ve sarı kauçuk kayışlı 42 mm paslanmaz çelik ve beyaz 36 mm paslanmaz çelik ve 18 ayar kırmızı altın kasa alternatifleri mevcut.

Turkuaz kadranlı 44 mm’lik versiyon, renkli temayı daha da ileriye taşıyor. Önceleri siyah kayışın tamamladığı tasarım, şimdi siyah seramik kaplama bezelle çarpıcı bir kontrast yaratan turkuaz bir kauçuk bileziği gözler önüne seriyor. Saatler; mikro ayarlı tokaları, cilalı, çizilmeye karşı dayanıklı seramik bezel eklemeleri ve sportif kauçuk kayışlarıyla aksiyon ve eğlence meraklılarına hitap ediyor.

DAHA DERİN VE DAHA GÜVENLİ BİR DALIŞ: SUPEROCEAN AUTOMATIC 46 SUPER DIVER

Breitling'in son yeniliği Superocean Automatic 46 Super Diver, derin deniz maceralarınızı yeniden tanımlıyor. Derinliklere meydan okumak üzere tasarlanmış bu güçlü model, 1000 metreye kadar su geçirmezlik özelliğiyle dikkat çekiyor. Su içinde ve dışında dikkat çeken yeşil ya da siyah kamuflaj desenli kadran seçenekleri, farklı zevklerin radarına girmeyi hedefliyor. Dalgıç saatini ayrıcalıklı kılan; patentli güvenlik kilidine sahip, iki yöne de dönebilen bezeli. Zekice tasarlanmış bu fonksiyon; her dönüşü sabitlerken istenmeyen ayarlara karşı da koruma sağlıyor, böylece derinliklerin güzelliklerine odaklanırken endişe etmeden hareket etme olanağı veriyor.

Başka bir güvenilirlik katmanı da ekleyen Superocean Automatic 46 Super Diver, saati manyetik parazitlerden korumak için tasarlanmış yumuşak demirden bir iç kasayı içeriyor. İster elektronik aletler ister gizli akımlar olsun, bu saat hiçbir şeyin rotasını değiştirmesine izin vermeden hassas bir şekilde çalışmaya devam ediyor.

Tüy kadar hafif titanyumdan üretilmiş Superocean Automatic 46 Super Diver, renk uyumlu bir kauçuk kayış ve üst düzey işlevselliği denizcilik yeteneğiyle harmanlayan şık bir titanyum bilezikle sunuluyor.

SÖRF KÜLTÜRÜNÜ KUTLAMAK: THE BREITLING BOOK OF SURFING

Wheels and Waves etkinliğinde Breitling, göz alıcı Superocean modellerinin tanıtımının yanı sıra, yeni kitabı The Breitling Book of Surfing ile de büyük bir etki yarattı. 1957'de ilk SuperOcean dalış saatinin piyasaya sürülmesinden bu yana marka, denizcilik topluluğuyla macera ve deniz sevgisi üzerine kurulu özel bağını koruyor.

Rizzoli tarafından yayımlanan sürükleyici eser The Breitling Book of Surfing, İrlanda'nın rüzgarla savrulan kıyılarından Oahu, Hawaii'nin efsanevi dalgalarına kadar, tam altı kıtada sörf kültürleri arasında yolculuk yapıyor. Deneyimli sörf yazarı Ben Mondy’nin kaleme aldığı kitabın ön sözü serbest yüzücü Mikey February’e, giriş bölümü ise sekiz kez dünya şampiyonu ünvanını kazanmış Stephanie Gilmore’a ait.

Birçoğu festivalde hazır bulunan 16 Breitling sörf elçisinin anlattığına göre kitap, dünya çapındaki sörf topluluklarının ruhunu yansıtıyor. Yeni Superocean’ları ve büyüleyici Breitling Book of Surfing ile Breitling, meraklıları hem suda hem de sörfün canlı kültürünü anlatan sayfalar aracılığıyla deniz keşfinin heyecanını deneyimlemeye davet ediyor.

 

 

BREITLING

İsviçreli lider saat üreticisi Breitling, 1884 yılında kuruldu. Yenilikçi şirket, modern kronografı icat etti ve navigasyon görevi gören saati geliştirmenin öncülüğünü üstlendi. Dünyanın dört bir yanında endüstriyel-loft tarzında 240’ı aşkın perakende lokasyonu bulunan Breitling, günlük stile uygun, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir lüks marka olarak hala çığır açıyor. Hava, kara ve deniz üçlüsüne odaklanan tüm koleksiyonları, Breitling’in kendine özgü modern-retro tarzını destekliyor. Her saat mekanizmasının olağanüstü kalitesi COSC sertifikalı kronometre statüsü ile onaylanan marka, kendi mekanizmalarını üreten birkaç bağımsız saat tasarımcısı arasında yer alıyor. Bugün Breitling; daha iyi malzemeler, daha iyi üretim, daha iyi ambalaj ve baştan sona izlenebilirlik ilkesiyle harika ürün ve deneyimler yaratıp daha iyisini başarma misyonunu benimsiyor. Klasik saat yapımını en son ve en sürdürülebilir inovasyonlarla birleştiren Breitling; köklü tarihine sahip çıkarken, bir yandan da bakış açısını zamanının çok ötesine taşıyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

sviçreli lüks saat üreticisi TAG Heuer, dayanıklılık yarışı ruhunu ve teknolojik inovasyonu kutlayan etkileyici zaman ölçeri TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963'yi lanse ediyor. Porsche ile gerçekleştirilen bu özel iş birliği, motor sporları mirasına dayalı benzersiz bir bağı ve mükemmeliyeti simgeliyor.

 

TAG Heuer ve Porsche; zengin bir tarihi, bağımsız, güçlü bir zihniyeti ve işlevsel tasarıma yönelik bir adanmışlığı paylaşıyor. Yaklaşık 70 yıldır, iki markanın yolları pistte ve pist dışında kesişiyor. TAG Heuer ile Porsche arasındaki sağlam ve kalıcı bağ; ortak motor sporları köklerinden, Carrera adlı müşterek değerleriyle geliyor.

 

Aslında saatin doğuşuna, dünyanın en tehlikeli yarışlarından biri olarak kabul edilen efsanevi Carrera Panamericana yarışı yol açıyor. 1954'te Carrera Panamericana yarışında birinci mevki zaferini kazanan Porsche, en güçlü motor varyantlarına Carrera adını verme kararı alıyor. Jack Heuer de 1962'de ünlü ABD pisti Sebring'in kenarında yarışçı Rodriguez kardeşlerden müsabakanın son derece bilindik adını duyduktan sonra, 1963 kronografı için Carrera ismini seçiyor. Elbette, TAG Heuer ve Porsche'yi tarihsel açıdan birbirine bağlayan bir diğer yarış ise Le Mans 24 Saat Yarışı’dır.

 

YARIŞ BAŞLASIN

 

Yıllar içinde kazandığı sayısız zaferle Le Mans tarihinde bir efsane yaratan Porsche, toplam 19 galibiyetle yarışın en başarılı üreticisi haline geldi. LMDh (Le Mans Daytona Hybrid) düzenlemelerine göre yönetilen Porsche 963'ün geliştirilmesi, markanın inovasyona bağlılığını gösteriyor.

Porsche'nin mühendislik uzmanlığının zirvesi niteliğindeki Porsche 963, LMP2 kategorisinden türetilen -Le Mans 24 Saat Yarışı’nda yarışmak üzere geliştirilip tasarlanmış ikinci baskı Le Mans Prototipi- Multimatic* şasiyi esas alıyor. Porsche 918 Spyder otomobili menşeli, yenilenebilir yakıtlarla çalışabilen gelişmiş bir yanmalı motorun kullanıldığı Porsche 963, dünya çapında pek çok ünlü yarış pistinde zaferlere imza atıyor.

 

Dayanıklılık yarışlarının çekiciliğini, tarihini ve ustalığını kutlamak amacıyla TAG Heuer, mükemmeliyetçiliğini temsil eden TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963'ü piyasaya sürüyor.

 

TAG Heuer CEO'su Julien Tornare, konuya dair düşüncelerini şu sözlerle aktarıyor: “Porsche'nin yarışlardaki başarılarını kutlarken, böyle bir saat üzerinde birlikte çalışmaktan büyük gurur duyuyoruz. TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963, tasarım mükemmeliyeti, dayanıklılık ve sınırları aşma gibi değerlerimizi yansıtan olağanüstü bir saat. Bu yıl Porsche'nin performansını özellikle dört gözle bekliyor ve yarış pistlerindeki Porsche takımına en iyi dileklerimizi gönderiyoruz.”

 

TASARIM VE MÜHENDİSLİĞİN MÜKEMMELİĞİ

 

TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963, Porsche 963'ten ilham alan muhteşem bir saat. Arabanın isminden dolayı dünya genelinde sadece 963 adetle sınırlanmış tasarım, hassasiyet ile performansı birleştirerek Porsche’nin yarış mirası ve otoritesine saygı duruşunda bulunuyor ve dayanıklılık yarışlarının heyecanını yakalayan unsurlar içeriyor.

 

Otomotiv mühendisliğini saat yapımıyla harmanlayan alt kadranlar, günümüz efsanesi Porsche 911’in yenilikçi LED ışık tasarımından esinlenmiş dört Super-LumiNova (SLN) bloğunu barındırıyor. Karanlıkta kadran üzerindeki SLN blokları ve SLN kaplamalı tarih göstergesi, Porsche'den ilham alan tasarım ögelerini aydınlatarak saatin görsel çekiciliğini ve kullanışlılığını artırıyor. Bu elementler, sürücülerin gece ve gündüz performans sergileyeceği 24 saatlik yarışların dayanıklılığına göre her koşulda olağanüstü okunabilirlik sunuyor.

 

Kadranda 04:00’ı gösteren kırmızı indekslerin konumu yarışın başlangıcına ilişkin geri sayım heyecanı ve adrenalini simgelerken, saatin tasarım dili rekabetin doğasını çağrıştırıyor. Cesaret ve teknik incelik odağında tasarlanmış model, tıpkı Porsche'nin -motor sporlarına özgü minimalist fakat sağlam yapıyı yansıtan- yarış arabası şasisi gibi boru formlarıyla süslü çarpıcı bir iskelet kadrana sahip. Dövme karbondan yapılmış bezeli, Porsche 963'nin hafif ve yüksek performanslı bileşenlerini sembolize ederek hem estetiği hem de motor sporlarıyla bağlantıyı güçlendiriyor.

 

Saatin TAG Heuer imzalı yüksek zanaatkarlık eseri TH20-00 mekanizması, kişiselleştirilmiş kırmızı kolon çarkıyla bu dikey kavramalı kronograf mekanizmasının teknik ustalığını vurguluyor. TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963'de kronograf mekanizmasının dikey pozisyondaki bağlantısı, arabanın motorun volanıyla transmisyonunu bağlayan sistemlere benzer şekilde, durdurma fonksiyonunun sorunsuz ve "atlamasız" çalışmasını sağlıyor.

 

Saatin kauçuk kayış biçimi; rekortmen Porsche 917'e kadar Porsche yarış arabalarında sıklıkla görülen NACA tarzı düşük sürtünmeli hava girişlerinden ilham alınarak, dayanıklılık yarışlarındaki derin ortak mirasa bir başka incelik katıyor. Saatin renk seçenekleri de Porsche motor sporlarının ikonik yarış renklerini bir araya getiriyor: beyaz, kırmızı ve siyah.

 

 

ÖZGÜN PORSCHE ÖGELERİ

 

TAG Heuer, TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963 tasarımına Porsche hayranlarını sevindirecek birçok özgün Porsche ögesi entegre ediyor. Bezel karanlıkta bile okunabilirlik sağlayan ışıldayan bir Porsche logosunu gururla taşırken, kayış tasarımı Porsche 963 logosunu sergiliyor. Ayrıca saat, salınan kütlede Porsche'nin ikonik direksiyon simidi motifini ve çelik kasanın yan tarafında otomobil üreticisinden esinlenmiş detayların entegrasyonunu vurgulayan 3 boyutlu bir Porsche logosunu içeriyor.

 

Her TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963, bireysel olarak XXX/963 şeklinde numaralandırılıyor ve seyahat çantasıyla zenginleştirilmiş özel bir pakette yer alıyor. Bunun yanı sıra, sınırlı sayıda üretildiğine dair bir ibare de bulunduruyor. TAG Heuer ve Porsche, bir otomobil üreticisi ile saat üreticisinin en özgün ittifaklarından birini örneklendiren partnerliklerini güçlendirmeye devam ederken, TAG Heuer Carrera Chronograph x Porsche 963, Porsche ve TAG Heuer'in paylaştığı dayanıklılık yarışı ruhu ve mükemmellik arayışının mükemmel bir kanıtını ortaya koyuyor.

 

 

YARIŞ HAYRANLARI, MOTORLARINIZI ÇALIŞTIRIN!

 

*Multimatic: otomotiv endüstrisi için bileşen, sistem ve mühendislik hizmetleri tedarikçisi.

 

 

 

TAG HEUER HAKKINDA

 

1860 yılında İsviçre’nin Jura Dağları’nda Edouard Heuer tarafından kurulan TAG Heuer, önde gelen lüks markalar grubu LVMH Moët Hennessy Louis Vuitton SE ("LVMH") şirketine ait bir lüks saat markasıdır. İsviçre’nin La Chaux-de-Fonds kentinde bulunan TAG Heuer, 1.900 çalışanı ve dört üretim tesisiyle toplam 139 ülkede faaliyet göstermektedir. TAG Heuer ürünleri, belirli ülkeler için sadece www.tagheuer.com adresinde, dünya genelinde ise 260 butikte ve 2.300 satış noktasında yer almaktadır. Şirkete, TAG Heuer CEO'su Julien Tornare liderlik etmektedir.

 

164 yıl boyunca TAG Heuer; öncü saat yapımcılığı ruhunu ve 1887’de mekanik kronometrelere yönelik salınımlı pin, 1916’da Mikrograph, 1969’da ilk otomatik kurmalı kronograf mekanizması (Kalibre 11) ve 2015’te ilk lüks akıllı saati de içeren, devrim niteliğinde teknolojilere dayalı inovasyonlara olan bağlılığını göstermiştir.

 

Bugün markanın temel koleksiyonu, Jack Heuer tarafından tasarlanmış üç ikonik aile; TAG Heuer Carrera, Monaco ve Autavia’dan meydana gelmekte ve modern TAG Heuer Link, Aquaracer, Formula 1 ve Connected serileri ile tamamlanmaktadır.

 

Önemli iş ortaklıkları ve marka elçileri, aksiyon ve yüksek performansa yönelik tutkusunu ifade ederek, TAG Heuer’in “Baskı Altında Kırılmama” mottosunu somutlaştırmaktadır.