Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
QNB Finansbank, ‘Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları’ kapsamında reel sektör temsilcileri ile bu kez Konya’da bir araya geldi. Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen, Konya Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Konya Organize Sanayi Bölgesi (KOS) Başkanı Memiş Kütükcü ve QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan ile birlikte kentte faaliyet gösteren reel sektör temsilcilerinin katıldığı etkinlikte şirketlerin yeni nesil finansman ihtiyaçları, dijitalleşme ve yeşil dönüşümün ticaret üzerindeki etkileri ele alındı.
QNB Finansbank, Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları kapsamında Türkiye’nin farklı şehirlerindeki reel sektör temsilcilerini ağırlamayı sürdürüyor. Dijitalleşme, finansman ihtiyacı ve yeşil dönüşüm gibi konuların ticaret ve ekonominin temel dinamikleri üzerindeki etkilerinin ele alındığı Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları’nın bir yenisi daha Konya’da düzenlendi.
Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen, Konya Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Konya Organize Sanayi Bölgesi (KOS) Başkanı Memiş Kütükcü ve QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan ile birlikte kentte faaliyet gösteren reel sektör temsilcilerinin katıldığı etkinlikte özellikle ticaretin dijitalleşmesi mercek altında alındı. Kentte faaliyet gösteren KOBİ'ler ve diğer işletmelerin beklentileri ve gelecek projeksiyonlarının konuşulduğu etkinlikte ayrıca QNB Finansbank'ın dijital ticaret ve yeşil dönüşüm alanındaki çalışmaları, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ile birlikte paylaşıldı.
Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, “21’inci yüzyılda yaşanan teknolojik gelişmeler üretim ve ticaret anlayışında büyük değişimleri beraberinde getirdi. Artık dikkate almamız gereken bir konu daha var, adı yapay zekâ. Yapay zekânın sektörlerimize, iş yapış süreçlerine olan etkilerini ve işletmelerimize ne gibi sonuçlar doğuracağını şimdiden çalışıp, araştırıp öğrenmemiz gerekiyor. Gelecek yıllarda dijitalleşmeye, yapay zekâ uygulamalarına ayak uyduramayan firmaların faaliyetlerine devam etmesi çok zor. Firmalarımız için dijitalleşme ve yapay zekâ konusunda etkinlikler düzenliyoruz, yeni politikalar geliştirmeye devam ediyoruz. Bu vesileyle QNB Finansbank’a Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları kapsamında bugün bizler ile bir araya geldikleri için teşekkür ediyorum. Konya, 2023 yılını 3,3 milyar dolarlık bir ihracat rakamı ile tamamladı. 2024 yılına da güzel bir ihracat artışı ile başladık. Konya olarak 20 yıl önce Türkiye’nin toplam ihracatından binde üç gibi bir pay alıyorduk ama bugün ülkemizin toplam ihracatı içerisinde Konya’nın payı yüzde 1,5’inüstüne çıkmaya başladı. Gelecek yıllarda bu payı yüzde 2-3’ün üzerine çıkaracağımıza inanıyoruz. Bütün ekonomik parametrelerde Türkiye’yi yukarıya taşıyan bir şehir haline geldik. Türkiye’nin daha fazla büyümesini istiyorsak başta Konya olmak üzere Orta Anadolu şehirlerinin önemsenmesi gerektiğine inanıyorum. Sanayi yatırımlarının bu bölgelere doğru kaydırılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükeğen, “Bugün sanayi ve ticarette dijitalleşmeyi konuşuyoruz. Şirketlerimizde işletme süreçleri, pazarlama, muhasebe uygulamaları ve insan kaynağı yönetimi gibi alanlarda dijital teknolojileri kullanıyoruz. Akıllı sensörler, bulut teknolojileri ve yapay zekâ ise üretim hayatımızın önemli birer parçası haline geldi. Bu teknolojiler küresel rekabette belirleyici bir rol oynamaya başladı. Fiyata dayalı rekabet dönemi kapandı. Nitelikli üretim, nitelikli ihracat ve nitelikli insan kaynağının önem kazandığı bir döneme giriyoruz. Açıkça ifade etmem gerekirse sanayi işletmelerinin devletimizin desteği olmadan bu dönüşüm süreçlerini tam olarak başarabilmesi imkânsız. Dijitalleşme ve yeşil dönüşümü kapsayan ikiz dönüşüm süreçleri için daha fazla destek bekliyoruz. Öte yandan yeni nesil destekler için de reformlara ihtiyacımız var. Önümüzdeki 4-5 yıl, yeni reformlar hayata geçirmek için önemli fırsatlar barındırmaktadır. Sanayi sektörünün beklentileri 20 yıl öncekinden artık çok daha farklı. Bugün Konya’nın ve Türk sanayisinin en önemli sorunu nitelikli insan kaynağı. Sanayi alanındaki işletmelerin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmekte zorlanıyoruz ve yetenek açığı giderek büyüyor. Gençlerimizi meslek liselerine daha fazla yönlendirecek ve üretim süreçlerine kazandıracak mesleki eğitim reformunu hayata geçirilmesi gerekiyor. Mesleki eğitim konusunda yapılacak reform, insan kaynağının gelişimi konusunda içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük reformu olacaktır. Ayrıca 20 yıl önce hiç gündemimizde olmayan yeşil dönüşüm gelecek yıllarda iş yapış süreçlerimizi fazlasıyla etkileyecek. Karbon ayak izimizi düşüremezsek, Avrupa Birliği ile olan ticaretimizin sekteye uğrayacağı veya ticari işletmelerimizin yüksek oranda vergilere maruz kalabileceği bir dönem içerisindeyiz. Yeşil dönüşüme uymak zorundayız. Bu çalışmaların yanı sıra KOBİ’lerimizin dijitalleşme kaslarını daha da güçlendirmeye ihtiyacımız var.” diye konuştu.
Dijital Köprü 300 bin kullanıcıya ulaştı
QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, “Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları’nın 12’incisini bugün Konya’da düzenliyoruz. QNB Finansbank olarak bankacılık faaliyetlerinin ihtiyaçları karşılama işi olduğunu düşünüyoruz. İhtiyaçları karşılamanın en iyi yöntemi, müşterilerinizin ihtiyaçlarını anlamaktan geçiyor. Bunun için de müşterilerinizi dinlemek, gerçekten nelere ihtiyaçları olduğunu tespit etmek gerekiyor. Dijital Köprü fikri de yıllar önce müşterilerimizi dinlediğimiz Anadolu Buluşmaları etkinliğinden çıktı. O dönemin ihtiyacının dijitalleşme olduğunu ancak dijitalleşmenin ne olduğu ve nereden başlamak gerektiği konusunda müşterilerimizin kafasında sorular olduğuna tanık olduk. Bu doğrultuda Dijital Köprü’yü kurduk” dedi.
Tan, sözlerine şöyle devam etti: “QNB Finansbank Dijital Köprü bugün 300 bin kullanıcısı ile Türkiye’nin en büyük KOBİ platformu konumunda yer alıyor. Müşterilerimiz bugün bankacılık işlemlerinin yanı sıra gerek e-dönüşüm gerekse dijitalleşme ile ilgili bütün işlemlerinde Dijital Köprü’yü kullanabiliyor. QNB Finansbank Dijital Köprü’yü kullanarak insan kaynakları, ön muhasebe, uluslararası lojistik, e-fatura, e-irsaliye, e-defter, e-müstahsil makbuzu ve e-arşiv dahil işletmeniz için gerekli olan birçok iş ve süreci, dijital dünyaya taşıyarak kolaylaştırabilirsiniz. Geçtiğimiz yılın sonunda dijitalleşmeyi hızlandırmak için başlattığımız kampanya kapsamında QNB Finansbank’ın aktif KOBİ müşterisi olduğunuz sürece Dijital Köprü bünyesindeki e-dönüşüm programlarını ömür boyu ücretsiz bir şekilde kullanabilirsiniz.”
Rekabet avantajı yeşil dönüşümden geçiyor
Sürdürülebilirlik konusunun gelecek 10 yılın en önemli gündemlerinden biri olacağını ifade eden QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, “Geride bıraktığımız 10 yılda dijitalleşme konusunda yarattığımız çözümlere benzer şekilde sürdürülebilirlik konusunda da müşterilerimize destek olmaya devam edeceğiz. Bankacılık denildiği zaman herkesin aklına ilk olarak finansman ihtiyacı geliyor. Bankacılığın temelinde bu var, güven ilişkisi var. Fakat diğer taraftan dijitalleşme ve yeşil dönüşüm konularına da önem veriyoruz. Önümüzdeki yıllarda finansman ihtiyacı, dijitalleşme ve yeşil dönüşümü birbirinden ayırmak mümkün olmayacak. İşlerimizi sürdürülebilmek için dijitalleşmeye ihtiyacımız var çünkü işlerimizi yönetebilmek için hız, maliyet ve rekabet avantajına sahip olmalıyız.. Ancak gelecek yıllarda rekabet avantajını yönetecek konuların başında sürdürülebilirlik / yeşil dönüşüm gelecek. Dolayısıyla yeşil dönüşümün dışında kalan firmaların rekabet avantajını kaybedeceğini düşünüyorum. Yeşil dönüşüm konusunda geride kalan ihracatçı firmalar Avrupa Birliği’ne yapacakları ihracatta pazar kaybedeceklerdir. Çünkü Avrupa Birliği 2050 yılında sıfır karbon taahhüdü verdi. Türkiye de benzer şekilde 2053 yılına kadar sıfır karbon taahhüdü veriyor. 2026 yılı itibariyle AB üyesi ülkelerin sınırlarında karbon düzenleme mekanizması uygulanmaya başlanacak. Buna göre şirketler o tarihe kadar bunun hazırlığını yapamazsa çok ciddi maliyetler ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle finansman ihtiyacı, dijitalleşme ve yeşil dönüşümü hep bir arada düşünmek lazım. QNB Finansbank olarak bu duruma hazırlık yapmak adına şirketlerin karbon ölçümlerini hesaplıyoruz. Dijital Köprü bünyesinde bu uygulamadan da yararlanabiliyorsunuz” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İmalat sektörü, operasyonlarını yapılandırmak ve otomatikleştirmek, üretim hatlarının esnekliğini artırmak, küresel pazarda rekabetçi kalabilmek için verim artırmak gibi birçok güncel zorlukla karşı karşıya. Sahada yazılım, donanım, uzmanlar ve birimler arasında kesintisiz iletişimi sağlayan özel 5G ağları, yeni dünyanın ihtiyaçları karşısında çözüm sağlanmasına destek oluyor.
İmalat sektörü, hızla dönüşen dünyada birçok zorluk ile karşılaşıyor
Üreticiler, küresel dengelerin hassas olduğu bir dönemde hizmet sunarken büyüme ve sürdürülebilirlik nezdinde birçok sorun ile karşılaşıyor. Kalifiye eleman eksikliği; tedarik zincirinde kaynak darboğazları, küresel lojistik gecikmeleri, maliyet baskıları ve siber saldırılarda artış dahil olmak üzere uzun vadeli sorunların yaşanmaya devam ediyor olması; sürdürülebilir üretim ve hizmet anlayışı kapsamında yapılan yatırımlar esnasında kâr dengesini sağlayabilmek bu zorlukların yalnızca birkaçını oluşturuyor.
Fakat sektör birçok sorunla baş ediyor olsa da beklentileri karşılamaya ve daha iyisi için farklı alanlarda yatırım yapmaya devam ediyor. Teknoloji, birçok sektörde rekabet gücünü korumanın önemli bir parçasıyken imalat sektöründe olmazsa olmaz hale geliyor. Fiziki koşullarla kısıtlanan imalat sektörü, verim kazanmak ve rekabet gücünü korumak için yeni teknolojileri ve dijital dönüşümü benimsiyor. Dördüncü Sanayi Devrimi ilkelerini benimseyen kuruluşlar, yenilikçi teknolojilere yatırım yaparak verim ve ürün kalitesinde artış, maliyetlerde düşüş ve operasyon yönetiminde kolaylık sağlıyor.
İmalat sektörü, 5G ağlarına yoğun ilgi gösteriyor
ABI Research'ün araştırması, 2030 yılına kadar imalat sektörünün 49 milyon özel 5G ağını dahilinde bulunduracağını öngörüyor. Buna ek olarak, analist firması Omdia'nın Özel LTE ve 5G Ağlarına ilişkin 2023 raporu, imalat sektöründe özel 5G ağlarına yoğun bir talep olduğunu ve tüm 5G ağlarının yüzde 23'ünü oluşturduğunu açıklıyor.
Bu yoğun talebin nedenleri arasında sahadaki donanımların gerçek zamanlı izleme ve analizinin yapılabilmesi, her yerden komut verilebilmesi ve önleyici bakımın kolaylaştırılması sayesinde verim kazanılması ve olası maliyetlerin düşmesi bulunuyor. 5G'nin düşük gecikme süresi ve dayanıklığı sayesinde üreticiler bütün işlemleri hızlandırabiliyor, çalışan güvenliliğinde artış sağlayabiliyor ve otomasyon hedeflerini karşılayabiliyor.
Son VDC araştırması, üreticilerin mevcut ağları için en önemli sınırlamaların güvenlik, hız, performans ve istikrar olduğunu göstermektedir. 5G özel ağları üretici ihtiyaçları doğrultusunda özelleştirilebilmekle beraber sahaya konumlandırıldığında her insan ve teknolojinin birbirine bağlı kalmasını sağlayarak bütün bu alanlarda gelişme sağlıyor.
5G ile bağlı kalan sahalar, kapsamlı bilgi akışı ve çözüm üretimini mümkün kılıyor
Akıllı üretim süreçlerinin önemli bir parçası, üretim esnasında yaşanan zorlukların hızlıca tespit edilmesi, sorunların oluşmadan önlenmesi ve darboğazların giderilerek verim kazanılması. Fakat yeterince bilgi ve veri üretemeyen sahalarda bu analizlerin yapılması ve sorunların giderilmesi çok daha zor oluyor. Özel 5G ağları, bütün cihazları kesintisiz bağlı tutarak yazılım, donanım, insan ve iş arasında sürekli bir iletişim gerçekleşmesini, veri toplama ve analiziyle saha yönetiminin kolaylaştırılmasına, verim sağlanmasına ve sorunların önlenmesi veya hızlıca çözülmesine destek sağlıyor.
5G altyapısı bunların yanı sıra, sahada farklı güvenlik ve denetimi, otomasyon, artırılmış gerçeklik, eğitim teknolojilerinin entegrasyonu ve kullanımını kolaylaştırarak yatırımlardan daha çok etki sağlanmasına destek oluyor.
Sahayı yakından tanıyan Panasonic, 5G taleplerini en iyi şekilde karşılamak için çalışıyor
Müşterileri ile kurduğu güçlü ilişkiler sayesinde sahanın yaşadığı zorlukları yakından tanıyan Panasonic, günümüzün dijital destekli üretim hatlarını desteklemek için birçok farklı ürün ve çözüm sunuyor. Sahaların zorlu koşullarına dayanıklı ve özel 5G ağlarına kolayca entegre edilebilen Panasonic TOUGHBOOK dayanıklı bilgisayar serisi, saha çalışanlarının kritik anlarda kesintisiz bağlı kalarak güncel bilgiye sahip olmasını, verim kazanmasını ve daha güvenli iş yapmasını sağlıyor.
Güvenliği hem sahada hem kurumsal açıdan olmazsa olmaz olarak gören Panasonic, kuruluşlara özel bir 5G ağının tüm yeteneklerini sunarken müşterilerinin ihtiyaç duyduğu tüm kontrol ve güvenliği sağlayan bir 5G özel ağ mimarisi (5G Kampüs) geliştirdi. Bu altyapı sayesinde cihazlar yalnızca fiziki değil, dijital ortamda da dayanıklılık ve güvence sağlıyor.
Panasonic Group Hakkında
1918 yılında kurulan ve bugün dünya çapında tüketici elektroniği, konut, otomotiv, endüstri, iletişim ve enerji sektörlerindeki geniş kapsamlı uygulamalar için yenilikçi teknolojiler ve çözümler geliştirmede küresel bir lider olan Panasonic Group, 1 Nisan 2022'de bir holding şirketi olarak hizmet veren Panasonic Holdings Corporation ve şemsiyesi altında konumlandırılmış sekiz şirket ile bir işletim şirketi sistemine geçti. Grup, 31 Mart 2023 tarihinde sona eren yıl için 8.378,9 milyar yen (yaklaşık 59,4 milyar Euro) konsolide net satış bildirmiştir. Panasonic Group hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen şu adresi ziyaret edin: https://holdings.panasonic/global/
Panasonic Connect Avrupa Hakkında
Faaliyetlerine 1 Ekim 2021 tarihinde başlayan Panasonic Connect Europe, B2B odaklı ve çevik yeni bir organizasyon oluşturdu.400'den fazla çalışanı olan işletme, geniş iş ürün yelpazesiyle desteklenen "Gemba Process Innovation" adlı yeni B2B çözüm girişimi ile operasyonlara öncülük ediyor.
Panasonic Connect Europe'un merkezi Wiesbaden'dedir ve aşağıdaki iş birimlerinden oluşmaktadır:
• Mobil Çözümler İş Bölümü, mobil çalışanların dayanıklı Toughbook dizüstü bilgisayarları, iş tabletleri ve el tipi cihazlarıyla üretkenliği artırmalarına yardımcı oluyor.
• Yüksek kaliteli ekranların yanı sıra bir dizi yüksek parlaklık ve güvenilir projektör sunan Görsel Sistem Çözümlerini içeren Media Entertainment İş Bölümü; PTZ ve sistem kameraları, video kameralar, Kairos IT/IP platformu, anahtarlayıcılar ve canlı etkinlik çekimi, spor prodüksiyonu, televizyon ve xR stüdyoları için yaygın olarak kullanılan robotik çözümlerden oluşan uçtan uca bir portföyden Akıllı Canlı Prodüksiyon çözümleri sunan Broadcast & ProAV ise Broadcast & ProAV.
• Perakende, Lojistik ve Üretim odaklı özel teknoloji çözümleri sunan İş ve Endüstri Çözümleri. Operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini geliştirmek, işletmelerin her gün en iyi şekilde performans göstermelerine yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
• Panasonic Factory Solutions Europe, elektronik üretim çözümleri, robot ve kaynak sistemleri ve yazılım çözümleri mühendisliği dahil olmak üzere çok çeşitli akıllı fabrika
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TikTok Türkiye ihtiyaç sahiplerine destek olmak amacıyla Kızılay’la işbirliğine gitti, Kızılay Pendik Aş Evi’nde hazırlanan iftarlık yemekler gıdaya erişimi kısıtlı ailelere ulaştırıldı.
TikTok’ta canlı yayınlanan bu özel organizasyon için sosyal medyada 1 milyonun üzerinde takipçisi olan içerik üreticisi ve şef Emir Elidemir Kızılay Pendik Aş Evi’ne geldi; mercimek çorbası, haşlama et, bulgur pilavı ve peynir tatlısından oluşan bir iftar menüsü hazırladı.
Elidemir’e TikTok’un sevilen içerik üreticileri Gökçe Özgül, ‘mamitravolta’ ismiyle tanıdığımız Muhammet Bettaş ve ‘nohutege’ ismiyle tanıdığımız Egemen Doğan da eşlik etti. Hazırlanan bin kişilik yemek, hem Aş Evi’nde ihtiyaç sahiplerine sunuldu hem de Kızılay dağıtım araçları ile Aş Evi’ne gelemeyen yaşlı ve hasta kişilerin evlerine ulaştırıldı.
Kızılay Pendik Aş Evi’nde yemekler gönüllülerin yaptığı bağışlarla hazırlanıyor. Aş Evi’nin sorumlusu Elif Güçlü “Ramazan’da haftanın 7 günü, üç çeşit yemek ve bir tatlıdan oluşan menümüz 16.00’da ihtiyaç sahipleriyle buluşuyor. Kızılay’ın ruhunda yardımlaşma var. TikTok aracılığıyla yardımlaşmaya ve yemeği bölüşmeye bir çağrı daha yapmış olduk” diyor.
Bu yıl TikTok’ta ramazan yayınları şimdiye dek 18 milyon izlenmeye ulaştı. Ramazan ayı boyunca, TikTok kullanıcılarını daha pek çok etkinlik ve sürprizler bekliyor. İyilik yapmanın ve paylaşmanın önemini vurgulayan TikTok Türkiye, sosyal medyanın gücünü pozitif etkiler yaratmak için kullanmanın mümkün olduğunu göstermek istiyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen “Marka Ve Ajansların Perakende Medyaya Bakış Açısı Anketi”, markaların daha fazla yatırım yapma konusunda kararlı olduğunu gösterirken, ajansların bu alanda daha fazla bilgi birikimi elde etmeye ihtiyacı olduğunu da ortaya koyuyor
Küresel yıl sonu raporuna(*) göre, perakende medya, dijital reklam evreninin en küçük segmenti olsa da etkisi giderek artıyor. Rapor, perakende medyanın 2023'te dünya çapında yaklaşık 119 milyar dolar harcamaya ulaştığını, 2024 yılında ise yüzde 8,3 oranında daha büyümesini öngörüyor. Perakendecilerin sahip olduğu e-ticaret sitelerinden elde edilen küresel reklam gelirinin değeri o kadar hızlı artıyor ki, 2028 yılına kadar yüzde 15’e ulaşarak televizyon gelirini geçeceği tahmin ediliyor.
ABD'de uzun süredir birçok perakendeci, pazaryeri ve markanın yatırımları, perakende medya ağlarının (Retail Media Network -RMN) geliştirilmesine öncülük ederken, Avrupalı perakendeciler bu reklam kanalının potansiyelinin son yıllarda farkına varmaya başladı.
Türkiye’de de hem perakende medya altyapıları ve ağlarında gelişim gözlenirken hem de markaların ilgisi gün geçtikçe artıyor. IAB Türkiye tarafından gerçekleştirilen “Marka Ve Ajansların Perakende Medyaya Bakış Açısı Anketi” bu ilgiyi gözler önüne seriyor.
Ankete katılanların tamamı önümüzdeki yıllarda perakende medya yatırımlarını artırmayı düşünüyor. Katılan markaların yüzde 74’ü perakende medya yatırımlarına yeni bütçe ayırdığını ifade ederek, mevcut bütçelerindeki diğer kalemlere yapılan yatırımların azalmasını değil, reklam yatırımlarının toplamına pozitif katkısı olacağını belirtiyor.
KVKK ve Çerezlerin Kaldırılması Perakende Medyayı Öne Çıkarıyor
Pandemi sürecinde tüketicilerin dijital kanalları kullanımının artması, perakende medyasını markalar için daha çekici hale getirdi. Reklamverenler artık reklam harcamalarında, sektörde en çok tercih edilen dijital kanalları çeşitlendirmenin yollarını arıyor.
Bu değişim, büyük internet şirketlerinin kişisel verilerin toplanmasını sınırlamasına yol açan Avrupa Birliği'nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR), Türkiye’deki Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) gibi dijital gizlilik ortamındaki değişikliklerden etkileniyor.
Tüm bu gelişmeler perakendeciler tarafından toplanan birinci taraf verilerinin değerinde artışa neden olurken, perakende medya bir markanın reklamlarını daha iyi hedeflemelerine ve etkinliğini ölçmelerine olanak sağlıyor. Ayrıca markaların artık tarayıcılar üzerinden elde edemeyecekleri çerez bilgileri de ihtiyacı artırıyor. Ankete göre, üçüncü parti çerezlerin kullanımdan kaldırılması sonrasında perakende medyayı çözüm olarak görenlerin oranı yüzde 53’ü buluyor.
Perakende medya yatırımlarının en fazla dikkat çeken bir diğer özelliği de birden fazla kanalda (omni channel) kullanılabilmesi ve tüketiciye hem fiziksel hem de dijital olarak dokunabilmesinden geçiyor.
Ankette de perakende medyayı hem online hem de fiziksel mağaza yatırımları olarak görenlerin oranı yüzde 74’ü buluyor. Bu homojen dağılım perakende medya yatırımlarında en fazla kullanılan formatlara bakıldığında da görülüyor:
? Display (%94)
? Arama reklamları ya da sponsorlu ürün (%73)
? Mağaza içi reklamlar (%53)
“Perakende Medya Sağlayıcıların Planlama Ekiplerine Önemli Bir Görev Düşüyor”
“Türkiye’de, sırasıyla ABD ve Avrupa’dakine benzer bir eğilimle hem perakende medya pazarı hem de markaların ilgisi gün geçtikçe artıyor. Özellikle satın alma verisini elinde tutan, iyi bir sadakat programı ve müşteri ilişkileri yönetim (CRM) sistemi bulunan perakendecilerin sunabildiği medya satın alın alma kabiliyetleri markalar için fark yaratıyor. Önümüzdeki yıllarda rekabet arttıkça satışları takip edebilen veya sadakat programlarını yüksek düzeyde benimseyen perakendecilerin daha iyi performans göstermesini beklemekle birlikte markaların bu alandaki farkındalığının da artması, yeni kanalları daha fazla denemesi gerekiyor. Bu denemeyi yapmak isteyen markalar ve ajanslara ise perakende medya sağlayıcıların planlama ekiplerinin destek olması gerekiyor. Anket sonuçları da bu beklentiyi doğrulayarak kampanya hazırlık aşamasında en fazla desteğin yüzde 84 ile perakende medya sağlayıcılarının planlama ekiplerinden geldiğini gösteriyor. Sektördeki bu doğal akış sebebiyle perakende medya için kurulan ekiplerin, markaları desteklemesi sektörün gelişimi açısından kritik bir önem taşıyor.”
Kına Demirel, Mimeda Managing Director & IAB Perakende Medya Çalışma Grubu Başkanı
Ajansların Yetkinliklerini Artırması Bekleniyor
Perakende medya yatırımlarında henüz tam anlamıyla netleşmeyen alanların başında, bu reklam yatırımlarının hangi ekip tarafından yönetileceği geliyor. Ankete yanıt verenlerin yüzde 69’una göre perakende medya yatırımları marka içindeki medya planlama ya da e-ticaret etkipleri tarafından yürütülüyor. Kampanya hazırlık döneminde yüzde 74 oranında ajanstaki medya ve planlama ekibinden destek alınsa da yalnızca yüzde 5’i ajans tarafından yönetiliyor.
Bu sonuçların ardında markaların bu alanda ajansları yeterli yetkinlikte görmemesi yatıyor. Ankete katılanların yüzde 68’i medya ajansı tarafından beslenmediğini düşünüyor. Bu da ajanslar üzerinden geçen ve yönetilen perakende medya yatırımlarının kısıtlanmasına sebep oluyor. Ankete katılan her dört ajanstan üçü markalarına perakende medya konusunda bilgilenmeleri için yeterli desteği sağlamadığını itiraf ediyor.
Ayrıca ajansların yüzde 84’ü markaların perakende medyaya ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünüyor. Sonuçlar hem markaların hem de ajansların birbirlerini yetersiz bulduklarını ortaya koyuyor.
Bu alanın önemli bir gelişim alanı olduğu gözlemlenirken henüz ajansların yüzde 71’inde ise özel olarak kurulan perakende medya ekibi bulunmuyor. Ancak gelişim alanı göz önünde bulundurulduğunda her iki ajanstan biri ekiplerine perakende medya konusunda eğitim aldırdığını belirtiyor.
Peki ajansları perakende medya alanında neler zorluyor:
? Doğrudan kullanılabilecek arayüz bulunmaması (%65)
? Yeterince rapor alamamak (%61)
? Yeterli teknoloji altyapısının olmaması (%56)
? Perakende şirketlerinde çalışan temsilcilere bağımlılık (%56)
“Ajansları Yatırımları İle Sektör Standardizasyonu Yakalayacak”
“Perakende medya alanındaki yatırımların artışını yakından takip etmekle birlikte sektörümüzdeki ajansların bu aladaki yatırımlarının markaların beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu anket sonuçlarında da rastlıyoruz. Özellikle 2024 yılıyla birlikte birçok markanın perakende medya yatırımlarını ana medya satın alma planları içine aldığını, buna yanıt verebilen ajanslarla birlikte planlama ve satın alma sürecine girdiklerini gözlemliyoruz. Ajansların kendi ekip eğitimlerinden başlayarak markalarını da beslemesi gerektiği açıkça ortaya konuyor.”
Evren Gülyaşar, GroupM Türkiye e-Ticaretten Sorumlu Yönetici Ortak & IAB Perakende Medya Çalışma Grubu Üyesi
Markaların Beklentisi Hedefleme ve Satış Beklentisi Artıyor
Veri kısıtlamalarının yanı sıra ankette çıkan sonuçlarda perakende medyanın en fazla tercih edilmesinde iki konu öne çıkıyor;
? Satışı artırmak
? Promosyon ya da kampanyaları desteklemek.
Bunun sonucunda ise markalar perakende medya kampanyalarının başarısını ölçerken en çok ROAS ve satış artışına dikkat ediyor. Sektörün bu noktada aynı dili konuşabilmesi için kurulan altyapıların ölçümlemede karşılaştırılabilir, benzer metrikleri kullanması gerekiyor.
Markaların zorlandıkları konuların başında yüzde 58 ile istediği ölçümlemeyi gerçekleştirememek geliyor. Ayrıca partnerlik maliyetinin yüzde 42 ile çok yüksek olduğunu dile getirenlerin de oranı bir hayli fazla. Diğer engeller ise şöyle sıralanıyor:
? Diğer platformlar ile yeterince entegre değil (%33)
? Teknolojik olarak yeterli değil (%25)
? İstediğim raporları alamıyorum (%25)
“2024, pazarlama bütçelerinde her bir TL'nin satışa dönüşümünü yakından gözlemlememiz gereken kritik bir yıl olacak. Bu nedenle dijital reklamların kapsamlı bir şekilde ölçümlenmesi geri dönüşün takibi önemli hale gelecek. Bu noktada tüketiciyi satın alma noktasında etkileme üstünlüğü, yapılan yatırımın karşılığını görmek için geliştirilen ölçümleme modelleri ile etkili bir reklam bütçesi yönetimi açısından perakende medyanın öneminin artacağını söylemek mümkün. Müşteri veri ve analizlerinden yola çıkarak daha kesin hedefleme, kişiselleştirilmiş iletişim stratejileri oluşturma imkanı sunulması ve reklam kampanyalarının etkisini sürekli olarak izleme, analiz etmeyi sağlamak için güçlü ölçüm araçlarının kullanılması gerekmekte. Sonuç olarak, perakende medyanın reklam verenler nezdinde daha önemli hale gelmesi için bilgilendirme ve profesyonel yaklaşımların benimsenmesi önem arz ederken tüm paydaşların ortak bilgi seviyesine gelmesi ve süreci birlikte yönetmesi gerekiyor. Bu sayede, perakende medyanın potansiyeli daha fazla fark edilecektir. Perakende medyanın daha etkili ve verimli bir pazarlama aracı haline gelmesi için reklam veren olarak beklentilerimiz; yeni ve yaratıcı yaklaşımların teknolojilerle entegre edilmesidir. “
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dijital güvenlik şirketi ESET, tehdit aktörleri tarafından kötü amaçlı yazılımları gizlemek için kullanılan AceCryptor saldırılarında büyük bir artış kaydetti. En çok etkilenenler ülkeler Polonya, Bulgaristan, Slovakya, İspanya ve Sırbistan oldu. Türkiye saldırı kampanyasının düzenlendiği ülkeler içerisinde yer aldı.
ESET verilerine göre saldırı kampanyalarının arkasındaki tehdit aktörü, spam e-postalar göndermek ve bu e-postaların güvenilir görünmelerini sağlamak için ele geçirilmiş hesapları kötüye kullandı. Spam kampanyalarının amacının, tarayıcılarda veya e-posta istemcilerinde saklanan kimlik bilgilerini elde etmek olduğu belirtiliyor.
2023 yılının ilk ve ikinci yarısı arasında AceCryptor saldırıları ile ilgili ESET tespitleri üç katına çıktı ve bu da dünya çapında 42 bin ESET kullanıcısının korunmasına karşılık geldi. ESET, son aylarda AceCryptor'ın kullanımında önemli bir değişiklik olduğunu, yani Rescoms'u (Remcos olarak da bilinir) yayan saldırganların AceCryptor'ı kullanmaya başladığını, daha önce böyle bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti. Rescoms, tehdit aktörleri tarafından genellikle kötü niyetli amaçlarla kullanılan bir uzaktan erişim aracı(RAT); AceCryptor ise tespit edilmesini engellemek için kötü amaçlı yazılımları gizleyen bir kripto hizmetidir. ESET araştırmacıları, dağıtılan kötü amaçlı yazılımların davranışlarına dayanarak, bu kampanyaların amacının hedeflenen şirketlere karşı daha fazla saldırı için e-posta ve tarayıcı kimlik bilgilerini elde etmek olduğunu varsayıyor. AceCryptor ile paketlenmiş Rescoms RAT örneklerinin büyük çoğunluğu, Orta Avrupa (Polonya, Slovakya), Balkanlar (Bulgaristan, Sırbistan) ve İspanya dahil olmak üzere Avrupa ülkelerini hedef alan çok sayıda spam kampanyasında ilk uzlaşma vektörü olarak kullanıldı.
Şüpheli e-postaları açmayın
Son AceCryptor with Rescoms kampanyasını keşfeden ESET araştırmacısı Jakub Kaloc şu değerlendirmeleri paylaştı. "Bu kampanyalarda AceCryptor, birden fazla Avrupa ülkesini hedef almak ve birden fazla şirketten bilgi almak ya da ilk erişimi sağlamak için kullanıldı. Bu saldırılardaki kötü amaçlı yazılımlar, bazı durumlarda oldukça ikna edici olan spam e-postalarla dağıtıldı; hatta bazen spam e-postalar yasal ancak kötüye kullanılan e-posta hesaplarından gönderildi. Bu tür e-postaların eklerini açmak sizin veya şirketiniz için ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, neyi açtığınızın farkında olmanızı ve bu kötü amaçlı yazılımı tespit edebilen güvenilir bir uç nokta güvenlik yazılımı kullanmanızı tavsiye ediyoruz".
2023'ün ilk yarısında AceCryptor tarafından paketlenen kötü amaçlı yazılımlardan en çok etkilenen ülkeler Peru, Meksika, Mısır ve Türkiye olurken, en fazla saldırı Peru'da gerçekleşti. Rescoms spam kampanyaları yılın ikinci yarısında bu istatistikleri önemli ölçüde değiştirdi. AceCryptor ile dolu kötü amaçlı yazılımlar çoğunlukla Avrupa ülkelerini etkiledi.
2023'ün ikinci yarısında gözlemlenen AceCryptor örnekleri genellikle yük olarak iki kötü amaçlı yazılım ailesi içeriyordu: Rescoms ve SmokeLoader. Ukrayna'da tespit edilen bir artışa SmokeLoader neden oldu. Öte yandan, Polonya, Slovakya, Bulgaristan ve Sırbistan'da artan aktivite, son yük olarak Rescoms içeren AceCryptor'dan kaynaklandı.
Saldırganlar detaylı çalışmış
Polonya'daki işletmeleri hedef alan tüm spam kampanyaları, kurban şirketler için B2B teklifleri hakkında çok benzer konu satırlarına sahip e-postalar içeriyordu. Saldırganlar mümkün olduğunca inandırıcı görünmek için araştırma yapmış ve bu e-postaları imzalarken mevcut Polonyalı şirket isimlerini ve hatta mevcut çalışan ya da şirket sahibi isimlerini ve iletişim bilgilerini kullanmışlardı. Bu, bir kurbanın gönderenin adını Google'da aratması durumunda, aramanın başarılı olması ve kurbanın kötü amaçlı eki açmasına yol açması için yapıldı.
Kimlik bilgilerinin bu saldırıları gerçekleştiren grup için mi toplandığı yoksa çalınan kimlik bilgilerinin daha sonra başka tehdit aktörlerine satılıp satılmayacağı bilinmemekle birlikte, başarılı bir şekilde ele geçirmenin, özellikle fidye yazılımı saldırıları için daha fazla saldırı olasılığını ortaya çıkardığına kesin gözüyle bakılıyor.
ESET telemetrisi Polonya'daki kampanyalara paralel olarak Slovakya, Bulgaristan ve Sırbistan'da da devam eden kampanyalar kaydetti. En önemli fark, spam e-postalarda kullanılan dilin bu belirli ülkeler için yerelleştirilmiş olmasıydı. Daha önce bahsedilen kampanyaların yanı sıra, İspanya'da da son yük olarak Rescoms içeren spam e-postalarda bir artış yaşandı.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hidrojen bazlı yakıt hücresine sahip Mercedes-Benz eCitaro Fuel Cell, İspanyol yayın grubu EDITEC tarafından düzenlenen ve 24 şirketin taşımacılık faaliyetlerinde kullanılan 28 farklı model ticari aracının değerlendirildiği yarışmada; "Yılın Otobüsü" ve "Yılın Çevre Dostu Otobüsü" ödüllerine layık görüldü. Yarışmada ticari araçlar, 817 taşımacılık şirketi yöneticisi ve teknik uzmanlardan oluşan bir jüri tarafından çeşitli kategorilerde değerlendirildi.
Yakıt hücresiyle donatılarak daha uzun bir menzile sahip olan, tamamen elektrikli ve alçak tabanlı bir kabine sahip olan Mercedes-Benz eCitaro, şehir içinde sürdürülebilir ve verimli ulaşım için sıfır emisyonlu bir çözüm sunuyor. İlave yakıt hücresi sayesinde Mercedes-Benz eCitaro, tek şarjda 400 km’ye kadar yol katedebiliyor. Bu da Mercedes-Benz eCitaro Fuel Cell otobüs serisinin, daha önce dizel motorlu araçların hizmet sağladığı neredeyse tüm şehir içi güzergâhlarda kullanılabileceği anlamına geliyor.
Düşük kapasiteli bir ara batarya grubuna sahip olan hidrojen yakıtlı otobüslerin aksine, Mercedes-Benz eCitaro Fuel Cell yakıt hücresini ana güç kaynağı olarak değil sadece menzili uzatmak amacıyla kullanıyor.
Elektrik dağıtım şebekesinden sağlanan elektriğin, hidrojen yakıtına göre nispeten daha düşük maliyetli olması nedeniyle, tamamen elektrikli şehir içi otobüs özellikle ekonomik bir işletime olanak tanıyor.
Mercedes-Benz Türk Hakkında:
Mercedes-Benz Türk, 1967 yılından bu yana Türkiye’de ağır ticari araç endüstrisinin öncüsü olarak faaliyet göstermektedir. Şirket, 2020 yılına kadar kamyon ve otobüs gruplarındaki faaliyetlerine ek olarak Mercedes-Benz marka hafif ticari araçların ve Daimler AG çatısı altındaki tüm otomobil markalarının satışını gerçekleştirmiştir. Daimler AG, 2020 yılında kamyon ve otobüs ile otomobil ve hafif ticari araçlar birimlerini iki ayrı şirket yapısı altında topladı. 01.12.2021 itibarıyla da ayrı bir tüzel kişilik olan “Daimler Truck AG”’ şirketi altında; Mercedes-Benz Türk A.Ş., Daimler Truck’ın 3 büyük kamyon üretim tesisinden biri olan Aksaray Kamyon Fabrikası, Daimler Buses’ın dünyadaki en büyük otobüs üssü olan Hoşdere Otobüs Fabrikası ve bünyesinde bulunan iki AR-GE merkezi ile Kamyon ve Otobüs gruplarından sorumlu olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Yaklaşık 1.4 milyar avro yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. bugün Türkiye’nin en büyük yabancı sermaye yatırımlarından biridir ve 7.000’i aşkın personel istihdam etmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Casper Tech Vision Day etkinliğinde tanıtılan Casper VIA X40, modern tasarımı ve gelişmiş özellikleriyle VIA ailesini bir üst segmente taşıyor. Kullanıcıların günlük yaşamını daha kolay ve eğlenceli bir hale getirmeyi amaçlayan Casper VIA X40, teknolojiyi yakından takip eden ve yenilikçi bir cihaz arayan kullanıcıların tüm beklentilerini karşılıyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, 6.67” FHD+ AMOLED ekrana, yapay zeka destekli 24MP ön kameraya ve 8GB RAM’a ek 8GB VRAM desteğe sahip Casper VIA X40’ın kullanıcılara sağladığı 10 faydayı paylaşıyor.
Türkiye’nin teknoloji markası olarak 33 yıldır sektöre öncülük eden Casper, telefon kullanımında beklentisi yüksek olan kullanıcılar için ürettiği Casper VIA X40’ın üstün özellikleri ve modern tasarımıyla tüm beklentileri karşılıyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, 6.67’’ FHD+ AMOLED ekrana, 5000 mAh yüksek batarya kapasiteye, 256GB hafızaya, yapay zeka destekli 50MP+5MP+2MP arka kameralara, NFC ve hızlı şarj desteğine sahip Casper VIA X40’ın kullanıcılara sağladığı 10 faydayı paylaşıyor.
1. Üst Düzey Geniş Ekran Kalitesi: Video izlerken ya da oyun oynarken daha canlı, daha parlak görüntüler 6.67 inç genişliğindeki FHD+ AMOLED ekran ile mümkün. 120 Hz yenileme hızına ve 500 NIT parlaklığına sahip Casper VIA X40, AMOLED ekran ile renkleri optimize ederek parlaklık, canlılık ve netliği kusursuz bir şekilde harmanlayarak kaliteli bir ekran deneyimi sunuyor.
2. Parmak İzi Bırakmayan 3D Glass Tasarım: Casper’a özel olarak üretilen 3D glass tasarım, Casper VIA X40’a dayanıklılık ve şıklığı bir arada sunuyor. Arka kasa ve kenarlara doğru incelen tasarım, aynı zamanda parmak izi bırakmaz bir özellik kazandırarak kullanıcılara premium bir görüntü sağlıyor.
3. Yapay Zeka Destekli 14 Farklı Çekim Modu: Alanında dünya devi Arcsoft’un yapay zeka destekli kamerasını kullanan Casper VIA X40 ile kullanıcılar, hem fotoğraf hem videoda kullanılabilen güzellik modu, 4 kat yavaş çekim modu, panorama gibi birbirinden özel 14 farklı çekim modu ile kalite standartlarını bir üst boyuta taşıyabiliyor.
4. Yapay Zeka Destekli Ön ve Arka Kamera: Global trend teknolojileri kamerasında da bulunduran Casper VIA X40, 50MP gelişmiş arka kamerası ile yüksek çözünürlüklü ve canlı fotoğraflar çekilebilirken, farklı açılardan görüş imkanı sağlayan 5MP geniş açı kamerası ve 2MP makro kamerasıyla net, derin ve odaklı fotoğraflara olanak tanıyor. Dinamik özçekimleri de mümkün kılan Casper VIA X40, 24MP ön kamerasıyla canlı ve net fotoğraflara olanak sağlıyor.
5. Özel Çekim Modları: Hem fotoğraf hem de video çekiminde kullanılabilen güzellik modu, 4 kat yavaş çekim modu, panorama gibi birbirinden özel 14 farklı çekim modu dünya devi Arcsoft yazılımları ile sunuluyor. Yapay zeka desteğine sahip ‘Ultra Gece Modu’ ise karanlıkta dahi net çekimleri mümkün kılıyor.
6. 256GB Geniş Hafızaya Ek 1 TB Daha Artırılabilir Hafıza: Yüksek performansının yanı sıra 256GB geniş hafızası ile aynı anda birçok uygulamanın kullanılmasına yardımcı olan Casper VIA X40, 84.000 fotoğraf, 26 saat 1080P video kaydı veya 48 saat 720P video saklanmasına olanak tanıyor. Üstelik micro SD özelliği sayesinde de 1TB daha artırılabiliyor.
7. Yüksek Pil Kapasitesi: 5000 mAh batarya kapasitesine sahip Casper VIA X40, uzun soluklu kullanım avantajı sayesinde telefondan maksimum verim alınmasını sağlıyor. Bu sayede kullanıcılar günlük kullanımlarında pil yüzdesini kontrol etmek zorunda kalmıyor.
8. Yüksek Performans Yenilikçi Teknoloji: Kullanıcılar, 2.2Ghz CPU performansına sahip MediaTek G99 chipset ile CPU ve GPU verimliliğinde zirveyi görebiliyor. Casper VIA X40, 6nm olan chipset yapısı sayesinde optimum termal verimlilik sağlayarak maksimum performans sunmayı hedefliyor. Bu sayede kullanıcılar en zorlu uygulamaları dahi takılmadan, sorunsuz bir şekilde çalıştırabiliyor.
9. Her Zevke Hitap Eden Renk Seçenekleri: Zarif tasarımı sadece ekranıyla sınırlamayan Casper VIA X40, her kullanıcının beğenisine hitap edecek Gece Mavisi, Gece Siyahı ve VIA Beyazı olmak üzere 3 farklı renk seçeneğiyle şık ve modern bir tasarım sunuyor.
10. NFC ile Kolay Ödeme Yöntemi: NFC teknolojisine sahip Casper VIA X40 sayesinde kullanıcılar ödeme, veri paylaşımı gibi teknolojik yenilikleri tek bir noktada toplayabiliyor. Dahili QR modu ile para çekme, linke ulaşma işlemleri kolaylıkla yapılıyor. Kullanıcılar Casper VIA X40 sayesinde cüzdan taşımak zorunda olmamanın keyifini sürüyor.
Casper VIA X40 hakkında detaylı bilgiye ulaşmak ve online sipariş verebilmek için https://www.casper.com.tr/telefon/casper-via-x40 linkini ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Samsung Electronics, Dünya Su Günü'nde çevreyi koruma misyonunu güçlendirmek adına sunduğu yeniliklerle sürdürülebilirliği desteklemeye devam ediyor. Beyaz eşyalarda bulunan Yapay Zeka Destekli Enerji Modu ve çamaşır makinelerinde yer alan Less Microfiber™Döngüsü ve harici filtre gibi yenilikçi teknolojiler, su kaynaklarının korunması ve enerji verimliliğinin artırılmasına katkı sağlıyor.
Samsung Electronics Türkiye, 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında su tüketimine ve su kaynaklarının verimli kullanımına dikkat çekiyor. Consumer Council For Water’a göre,[1] bir kişinin ortalama günlük su tüketimi 145 litre civarında. Duş esnasında dakikada 13 litre su kullanılıyorken, her sifonlamada ortalama 5 litre su tüketiliyor. Bir çamaşır makinesi bir döngüde 50 litre su kullanıyor. Safe Drinking Water Foundation'ın raporuna göre,[2] insanların günlük su tüketiminin yüzde 22'si çamaşır makinelerinde harcanıyor. Bu oranı yüzde 17 ile musluk suyu, yüzde 16 ile ise duş takip ediyor. Çamaşır makinelerinin su tüketimi ve bu su tüketimine yönelik adımlar, gezegendeki su miktarı ve su kaynakları açısından büyük önem taşıyor.
Samsung'un Yapay Zeka Destekli Enerji Modu, enerji verimliliğini artırıyor
Samsung'un Yapay Zeka Destekli Enerji Modu (AI Energy Mode) gibi çevre dostu teknolojileriyle donatılmış ürünleri, su tasarrufunu ve enerji verimliliğini destekliyor. AI Enerji Modu, evde enerji tüketimini akıllıca izleyip kontrol ederek, çamaşır makinesinin de dahil olduğu temel ev aletlerinde enerji tasarrufu sağlıyor. Bu sayede, sadece enerji maliyetlerinden tasarruf edilmiyor, aynı zamanda su kaynaklarının korunmasına da katkı sağlanıyor. Ayrıca, Samsung çamaşır makineleri ile kullanılan Less Microfiber™ Filtre, mikroplastiklerin su kaynaklarına karışmasını engelleyerek su kirliliğinin azaltılmasına yardımcı oluyor.
SmartThings platformu ile desteklenen Yapay Zeka Destekli Enerji Modu, evde enerji tüketimini akıllıca izleyip kontrol ederek enerji tasarrufu sağlıyor. Yapay Zeka Destekli Enerji Modu çamaşır makinesinin yıkama işlemi sırasında ısıtma enerjisini azaltarak enerji tasarrufu sağlıyor ve Ecobubble™ teknolojisi sayesinde yıkama performansını koruyor. Bu sayede enerji tüketiminde yüzde 70'e varan tasarruf elde edilebiliyor.[3]
Less Microfiber™ Filtre mikroplastiklerin su kaynaklarına karışması önlüyor
Samsung’un su kaynaklarının korunmasına yönelik bir başka çalışması da Patagonia ile ortak çalışma sonucu geliştirilen teknolojileri kapsıyor. Bu teknolojiler, giysilerdeki mikroplastiklerin çamaşır yıkama sonrasında su kaynaklarında yarattığı kirliliği azaltmayı amaçlıyor. Less Microfiber™ Döngüsü, mikroplastik emisyonunu önemli ölçüde azaltarak su ekosistemlerinin korunmasına katkı sağlıyor.
Benzer şekilde, su ekosistemlerindeki mikroplastik kirliliğini engellemek için önemli bir potansiyele sahip. Bu filtre teknolojisi, çamaşır yıkama esnasında mikroplastiklerin filtrelenerek su kaynaklarına karışmasını engelliyor. Bu gelişmeler, su kirliliğinin azaltılması ve su kaynaklarının korunması yolunda önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Çamaşır yıkama programlarında mikroplastik salınımını azaltabilen harici bir çamaşır makinesi filtresi olan Less Microfiber™ Filtre ile haftada dört kez çamaşır yıkamak, yılda sekiz adet 500 ml’lik plastik şişeye eşdeğer mikroplastik miktarını azaltabiliyor.[4] Dahili Wi-Fi özelliğiyle, kullanıcılar SmartThings uygulaması üzerinden filtrenin durumunu kontrol edebiliyor, filtre temizliği veya değişimi için uyarılar alabiliyor.
Samsung'un çamaşır makinesi teknolojisindeki son inovasyonlar, kullanıcıların çevre konusunda daha bilinçli ve etkili adımlar atmasını sağlıyor. Özellikle, çamaşır makineleri ve buzdolapları için sunulan sınıfında öncü 20 yıl motor ve kompresör garanti süresi,[5] kullanıcıları uzun vadeli düşünmeye teşvik ediyor. Bu uzun garanti süreleri, ev aletlerinin kullanım ömrünü artırarak atık yönetimi konusunda çevre dostu bir yaklaşımı destekliyor. Ayrıca, Bespoke serisi buzdolapları, özelleştirilebilir cam kapak tasarımlarıyla kullanıcıların ev aletlerini kişiselleştirmesine ve uzun yıllar boyunca farklı görünümlerle kullanmasına olanak tanıyor. Bu yenilikçi tasarım ve garanti seçenekleri, kullanıcıların çevreye duyarlılığını artırarak sürdürülebilir bir yaşam tarzını teşvik ediyor.
Samsung'un sürdürülebilir yaklaşımları, teknolojinin sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda daha yeşil bir gelecek için de çözümler sunabileceğinin altını çiziyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.