Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Bizim Toptan, finansal rapor iletişimi alanında mükemmellik standartlarını belirleyen en saygın kurumlardan olan Amerikan İletişim Profesyonelleri Birliği (LACP) tarafından düzenlenen 2022-2023 Vizyon Ödülleri yarışmasında (Vision Awards), 2022 yılı Faaliyet Raporu ile 3 ödüle birden layık görüldü.

En itibarlı uluslararası halkla ilişkiler platformlarından ve rapor derecelendirme kuruluşlarından biri olarak kabul edilen Amerika merkezli LACP tarafından dünyanın dört bir yanından geniş bir katılımcı kitlesi ile 2002 yılından itibaren düzenlenen Vizyon Ödülleri Yarışması'na bu sene 20'den fazla ülkeden binin üzerinde rapor katıldı.

Yarışmada Bizim Toptan, perakende sektörü raporları arasında hem "yıllık faaliyet raporu" hem de "dijital/online rapor" kategorilerinde sektörün en iyisi seçilerek, en yüksek başarı seviyesi olan "Platin Ödül"ün sahibi oldu. Bizim Toptan'ın "Bizim Hikayemiz" raporu, yarışmadaki tüm şirketleri geride bırakarak, "Most Engaging Report Worldwide - Dünya Çapında En İlgi Çekici Rapor" ödülünü aldı. İlk izlenim, rapor kapağı, hissedarlara mektup, rapor anlatımı, rapor finansalları, yaratıcılık, net mesaj ve bilgi erişimi kriterleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmelerde, Bizim Toptan, jüriden 8 başlığın 7'sinden tam puan alarak 100 üzerinden 99 puan ile Dünya'nın en iyi 100 raporu sıralamasında 24. sırada yer aldı.

Hüseyin Balcı: "Başarılı geçirdiğimiz 2022 yılını Faaliyet Raporumuz ile aldığımız uluslararası ödülle taçlandırdık"
 
Bizim Toptan CEO'su Hüseyin Balcı, 2022 yılı Faaliyet Raporuyla ödül kazanmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Halka açık bir şirket olarak, yatırımcı ilişkileri alanında her zaman şeffaf iletişimi ve dünyanın iyi uygulamalarını takip eden yönetimi benimsedik. İyi bir performans gösterdiğimiz 2022 yılına ait Faaliyet Raporumuz ile çok prestijli uluslararası bir kuruluştan önemli ödüller kazanarak başarımızı taçlandırmış olmaktan gurur duyuyorum. Yaptığımız yatırımlar, her geçen gün geliştirdiğimiz iş modelimiz ve büyüyen ekibimizle ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Bu faaliyetlerimizi anlattığımız raporumuzun kazandığı ödüllerle de işimizi ne kadar profesyonel ve kaliteli şekilde yaptığımızı bir kez daha gösterdik. Başarıda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum."

Işıl Bük: "Klasik rapor formatının dışına çıkmak istedik; Dünya Çapında En İlgi Çekici Rapor ödülü bunu başarılı şekilde uyguladığımızı gösteriyor"
 
Bizim Toptan Yatırımcı İlişkileri Kıdemli Müdürü Işıl Bük, yatırımcı ilişkilerinin en kritik raporlamalarından olan faaliyet raporunda, 2022 yılı için farklı bir konsept denediklerini belirterek şunları söyledi: "Mağaza çalışanı olmak emek gerektiren, özverili bir iş. Bizim Toptan mağazalarımızda gün çok erken saatlerde başlıyor ve geç saatlere kadar sürüyor. Biz de rapor konseptimize "Bizim Hikayemiz" ismini vererek mağazalarımızın bir gününü hikayeleştirdik. Şirketin Üst Yönetim ekibi olarak mağaza çalışanlarımızın formalarını giyerek çekimlerde rol aldık. Konseptteki amaçlarımızdan biri de Bizim Toptan'ın önemli bir değeri olan şirket kültürünü rapora yansıtmaktı. Dijitalleşmeye verdiğimiz önemi rapor içindeki bölümlere QR kod ile eklediğimiz ilgili videolarla yansıttık. Şirket çalışanlarının sıcak, iş birlikçi, kenetlenmiş kültürünü de Üst Yönetim olarak fotoğraflarda ve çekimlerin sahne arkası görüntülerinden oluşan videomuzda yansıtmaya çalıştık. Öncelikle tüm saha ve merkez çalışanlarımıza, sonra da bu farklı konseptte yer alarak destek veren Üst Yönetim ekibimize ve birlikte çalıştığımız reklam ajansımıza teşekkürlerimi sunuyorum."

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’de iç giyim sektörünün yüzde 35’ini yöneten Yeni İnci, zorlu geçen 2023 yılının ardından 2024 yılından da üretime ve yatırıma devam edeceğini açıkladı. Yıllık 7 milyon adet üretim yapan Yeni İnci, Türkiye’nin dört bir yanına yayılmayı planlıyor. Üretiminin yaklaşık yarısını 50’den fazla ülkeye ihraç eden Yeni İnci, sektörün ayağa kalkması için üretimi önceliklendirmenin altını çizdi.
Tüm tekstil sektörü olarak zor bir süreçten geçtiklerini vurgulayan Yeni İnci Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Atakan; ‘Hem küresel hem de yerel ekonomilerin zorlandığı bir dönem yaşıyoruz. Özellikle de ülkemizde tekstil sektörü oldukça kritik bir dönemeçte. Böyle dönemlerde büyümeyi canlı tutmak ve üretime odaklanmak temel politikamız olmalı. Ekonomide atılan kararlı adımların da 2024 yılının sonlarına doğru pozitif etkilerini göreceğimizi öngörüyorum. Özellikle iç giyim sektörü 2024 yılının sonlarına doğru hareketlenebilir.’ diye konuştu.
Üretmekten ve çalışmaktan asla vazgeçmediklerini belirten Furkan Atakan; ‘Biz Yeni İnci olarak 60 yıldır yerli üretim yaparak ayakta kalan bir firmayız. Türkiye ekonomisine ve istihdamına katkı sağlamak için yatırımızlar hız kesmeden devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de hem marka olarak hem de ülke olarak büyümek ve gelişmek için var gücümüzle çalışacağız. Yerli markaların bir bir yok olması beni derinden üzüyor. Markalarımıza sahip çıkarak üretmeli ve mücadele etmeliyiz. Üretmek ve çalışmak krizlerden çıkmanın en etkili yol olduğunu düşünüyorum.’ dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
  
 Birbirinden farklı ölçeklerde ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar ortaklığındaki IGLO Architects, Koç Grubu için kurumun sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda eski bir bakım binasından dönüştürülen bir içerik stüdyosu tasarladı. "Adaptive re-use" olarak da adlandırılan bir yeniden kullanım projesi olan Arçelik Content Studio, grubun reklam giderlerinde önemli bir tasarruf sağlamasının yanı sıra çevreye duyarlı bir uygulama örneği olarak da değer görüyor. Geri dönüşüm ve yeniden kullanım yoluyla yapı üretiminde kaynak tasarrufunun ve atık miktarının azaltılmasının mümkün olabileceğini kanıtlayan proje, kurumlara sürdürülebilirlik ilkelerinin ticari bir ortamda nasıl başarıyla uygulanabileceğini gösteren bir ilham kaynağı niteliği taşıyor.

IGLO Architects, Arçelik Content Studio'nun tasarımında, kampüsün depolarında bulunan atık çelik malzemeleri, kafesleri ve kullanılabilir durumdaki tüm diğer materyalleri tespit ederek stüdyonun ihtiyaçlarına uygun şekilde plan çözümlerine adapte etti. Böylece mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımıyla ana kriter olan sürdürülebilirlik prensibine uygun hareket edilerek örnek bir tasarım ve uygulama gerçekleştirilmiş oldu.
Platolar tasarlanırken; farklı fotoğraf ve video çekimlerine yönelik ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde, 1200 metrekarelik bu yapının çekimler için gelecek yerli/yabancı ekipler, oyuncular ve set kadrolarının ihtiyacı olan ideal alanların oluşturulması ve ofis çalışanlarının firma standartlarına uygun şartlarda çalışabilmeleri önemsendi. Teknik donanımlar ve dekor malzemeleri için ulaşımı kolay depolar, yoğun kullanılacak teknolojik altyapılar için teknik alanlar, araç girişine olanak verecek geniş mekanlar programda yer aldı. Sosyalleşme ve yemek alanları, ıslak hacimler, makyaj odaları ve geçici kullanıcılara çalışabilecekleri ofis şartları sağlanması keyifli çalışılabilecek mekanların elde edilmesine dikkat edildi. Aynı anda üç markanın sabit dekorlarının olabileceği, ayrıca serbest çekimler de yapılabilecek esnek platolar tasarlandı.
IGLO Architects, yapının mevcut çelik makaslarını ve çatısını güçlendirilerek yenilerken, duvarlar ve zeminleri akustik ihtiyaçlara uygun şekilde yeniden tasarladı. Farklı çekim senaryolarına göre uyarlanabilen çok fonksiyonlu ve dönüştürülebilir platolar oluşturuldu. Yapı cephesi; malzeme depoları, teknik alan ve misafir girişlerini dış şartlardan ve binanın önündeki yolun hareketli trafiğinden korunacak şekilde geriye çekilerek davet ederken; dış ünite ve istenmeyen detayların maskelendiği çift yüz kafes çerçeveler kullanıldı.
IGLO Architects tarafından markanın kurumsal kimliğine uygun nitelikte yenilenen cephe tasarımında yine geri dönüştürülmüş malzemelere yer verilirken sanayi yapısına çağdaş bir görünüm kazandırılmış oldu. Kullanılan tüm ses ve aydınlatma sistemlerinin enerji tasarrufu sağlayacak şekilde seçilmeleri yapının karbon ayak izini azaltan uygulamalardan bir diğeri oldu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 Zorunlu trafik sigortalarında 2017 yılından beri yürürlükte olan tavan fiyat uygulaması, son yıllarda sektörün gündemindeki en önemli konulardan biri olmaya devam ediyor.
Magdeburger Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, zorunlu trafik sigortası poliçelerinden çoğu firmanın teknik olarak zarar ettiğini belirterek, serbest tarifeye geçişin önemini vurguladı.
Hancıoğlu "Trafik sigortalarında uzun yıllardır süregelen prim yetersizliği sorunu sektörün üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Serbest tarifeye geçiş bu yükün hafifletilmesi yolunda ciddi bir adım olacaktır. Rekabetin artması, hem sigorta şirketlerinin daha iyi hizmet sunmasına hem de vatandaşların daha uygun fiyatlı trafik sigortalarına erişmesine imkan sağlayacaktır. Serbest tarife ile sigorta şirketleri risk profiline göre fiyatlandırma yapabilecek, bu sayede riskli sürücüler daha yüksek prim öderken, dikkatli ve güvenli sürücüler daha düşük primlerden yararlanabilecektir. Bu da hem sektörün sürdürülebilirliğini sağlayacak hem de vatandaşlara daha adil bir fiyatlandırma imkanı sunacaktır" dedi.
"Serbest tarife ile hedefe ulaşabiliriz"
Hancıoğlu "Vatandaşımıza yönelik zorunlu bir sigorta olduğu için biz sistemi para kazanmaktan ziyade para kaybetmemek üzerine kuruyoruz. Bu yüzden serbest tarife diyoruz. SEDDK'nın da (Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu) serbest tarifeye geçiş konusunda istekli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, yakın gelecekte trafik sigortalarında serbest tarifeye geçileceğine inanıyoruz. Mevzuat koyucunun 1 Mayıs 2024 itibariyle poliçelere uygulayacağı yeni sepet artış sistemi olayı bir matematiğe oturtacak ve bu sektörümüz için çok yararlı olacaktır. Böylece artış oranlarında bir şeffaflık sağlanacak ve artış vatandaşa daha kolay anlatılabilecektir." şeklinde konuştu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Mimsan, merkezi ısıtma için geliştirdiği 'MGS serisi üç geçişli sıvı ve gaz yakıtlı çelik sıcak su kazan' teknolojisi ile birçok avantajı aynı anda sunuyor.
Son teknolojiyle üretilen 'MGS serisi skoç tip sıcak su kazanı', ısıtmada yüzde 95 yanma verimi sağlayarak enerji tüketimini düşürüyor. Böylece atmosfere salınan baca gazı emisyon değerlerini de düşüren MGS kazan, ısıtmada çevreci bir yaklaşım benimsiyor.
Isıtmada yüzde 95 yanma verimi
İklimlendirme sektörünün öncü firmalarından Mimsan, merkezi ısıtma için geliştirdiği 'MGS serisi skoç tip sıcak su kazan' teknolojisi ile binalarda ve endüstrilerde iç ortam havasını ısıtırken yüzde 95 yanma verimi ve böylece minimum enerji tüketimi sağlıyor.
'MGS serisi üç geçişli skoç tip sıcak su kazanlarına' entegre ekonomizerler de akışkanların ön ısıtmasını sağlayarak enerji tüketimini azaltıp, sistem verimini yüzde 10 artırıyor.
Çevreci teknoloji
Merkezi ısıtma sistemleri için özel olarak tasarlanan 'MGS serisi üç geçişli skoç tip sıcak su kazanları', yüksek yanma verimi özelliği ile yakıt tüketiminin yanı sıra atmosfere salınan baca gazı emisyon değerlerini de düşürüyor. Böylece çevre kirliliği konusunda da önemli bir kazanım sunuyor.
İşletme kolaylığı
MGS serisi üç geçişli sıvı ve gaz yakıtlı çelik sıcak su kazanları, sahip oldukları dijital LCD kontrol paneli ve Modbus özelliği ile sisteme uzaktan erişim imkânı sunarak, işletmede kolaylık sağlıyor. Uzaktan yönetilebilen kazanların kazan suyu çıkış sıcaklığı, dış hava sıcaklığına göre ayarlanabiliyor. Böylece cihaz, çalışması istenilen saatlerde konfor şartlarına uygun olarak çalıştırabiliyor, diğer saatlerde ise ekonomi moduna alınarak, tasarruf edilmesi sağlanıyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Türk gıda sektörü son 5 yılda iki kat büyüyerek 2 milyar dolar seviyesinde ihracat yaptığı Amerika Birleşik Devletleri pazarı için 5 milyar dolar hedef koydu. Türk gıda sektörü, 14-16 Mart 2024 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri'nde Californiya-ANAHEİM'da düzenlenecek olan Natural Products Expo West Fuarı'na 8 firmayla katılıyor.
  
Natural Products Expo West Fuarı'nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu Türkiye'nin gıda ve organik ürün ihracatında lider ihracatçı birliği olan Ege İhracatçı Birlikleri gerçekleştiriyor.
 
 
2023 yılında 7,3 milyar dolar tarım ürünleri ihraç eden Egeli ihracatçılar 10 milyar dolar tarım ürünleri ihracatına ABD pazarında büyüyerek ulaşmak için kolları sıvadı.
 
 
Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, ABD'nin dünyanın en büyük gıda ithalatçısı ülkesi olduğunu, ABD'nin yıllık 230 milyar dolara ulaşan gıda ithalatından daha fazla pay almak için Natural Products Expo West Fuarı'nda yerlerini alacaklarını söyledi.
 
 
 
Dünya'nın gıda ambarıyız
 
 
Türk gıda sektörlerinin 2023 yılında 26 milyar dolarlık bir ihracat performansı ortaya koyduğunu aktaran Işık, "Dünya'nın gıda ambarıyız. Kuru meyveler, zeytin, zeytinyağı su ürünleri, meyve sebze mamulleri, baharatlar, bitkisel yağlar, hububat, bakliyat, un, unlu mamuller, taze meyve sebze, hayvansal mamuller başta olmak üzere pek çok gıda ürününde dünyanın en büyük tedarikçileri arasındayız. Organik sektöründe 1 milyar dolarlık ihracat potansiyeline ulaştık. ABD pazarında 2 milyar dolar bandına gelen gıda ürünleri ihracatımızı 5 milyar dolara çıkarmak için ABD pazarına yönelik tanıtım stratejimiz fuarlar, TURQUALITY Projesi ve sektörel ticaret heyetleriyle devam edecek" şeklinde konuştu.
 
 
Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında bilinirliğini artırmak ve ihracatımızı yükseltmek için Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projelerinin 5 yıldır devam ettiğini ve Ticaret Bakanlığı'nca örnek proje olarak nitelendirildiğini ifade eden Işık, şöyle devam etti; "Amerika Birleşik Devletleri'nde Fancy Food, Japonya'da Foodex Japan, Almanya'da Biofach Organik Ürünler, Çin'de Çin İthalat Fuarı'nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonlarını uzun yıllardır başarılı bir şekilde yapıyoruz. Ticaret Bakanlığı'nın Uzak Ülkeler Stratejisiyle uyumlu olarak ABD'deki Natural Products Expo West Fuarı'na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yaparak Milli Katılım yaptığımız gıda fuarları sayısını 5'e çıkarmış olduk."
 
 
Natural Products Expo West Fuarı 1981 yılından beri düzenleniyor, bilinirliği ve katılımın yüksek olduğu bir fuar. Bu yıl 43. Kez ziyaretçilerini ağırlayacak. Yalnızca profesyonel ziyaretçilerin kabul edildiği fuarı, 2023 yılında, 3.000 Şirket, 65.000'den fazla profesyonel ziyaret etti.
 
Fuarın Teması: Sürdürülebilir Bir Gezegen iken, fuarın Konusu: Doğal, Organik Gıdalar, Takviyeler, Doğal Güzellik ve Ev Ürünleri. Fuarın En Önemli Özelliği: Büyük Alıcıların ve Perakendecilerin Fuara Katılması ve Fuarı Takip Etmesi, 2023'de, Kroger, Aldi, 7-Eleven, Sprouts, Whole Foods Market, GNC, Albertson's, Walmart, Costco, Target, Thrive Market, Amazon, Trader Joe's, Bi-Rite Market, Clark's Nutrition, Cambridge Naturals, PCC Markets, Earth Fare, Natural Grocers, Jimbo's, Fresh Thyme, Misfits Market, MOM's Organic Market, Walgreen's, CVS gibi büyük alım grupları ziyaret eden gruplar oldu.
 

Ege İhracatçı Birlikleri'yle ANAHEIM CONVENTION CENTER düzenlenen Natural Products Expo West Fuarı'na katılan firmalar, Anaheim'da düzenlenen, 13 Mart Fresh Organic Ideas, ACC Level 3& North Hall 13-15 Mart ziyaret etme hakkına da sahip olacaklar.
 
 
Natural Products Expo West Fuarı'nda sağlıklı Türk gıda ürünlerinin tanıtımı yapacak ve Türkiye'nin ABD'ye gıda ihracatını artırma çabası içinde olacak olan firmalar; "Timtaş Tarım İlaç ve Mahsulleri Ticaret Anonim Şirketi, Hatti Gıda A.Ş., Osman Akça Tarım Ürünleri Sanayi Ticaret A.Ş., Sanford Gıda Tarım İnş. Tur. San. Tic. A.Ş., Marbil Yağ San. ve Tic. A.Ş., Manavlar Gıda San. ve Tic. A.Ş., Sante Gıda San. Ve Tic. A.Ş. ve Altaş Yağ San. Ve Tic. A.Ş." olacak

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yemek kartı hizmeti sunan Sodexo markasından daha dijital, daha çevreci ve uçtan uca çalışan deneyiminde hizmet sunan bir firmaya dönüşen Pluxee’nin karbon ayak izini azaltma hedefleri, Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onaylandı. Sektörde bir ilk olan bu onayla birlikte Pluxee, 2025 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanımına geçmeyi, karbon emisyonlarını 2030'a kadar yüzde 65 oranında, 2035'e kadar da yüzde 90 oranında azaltmayı taahhüt etti.

Çevre ve topluma fayda sunmaya odaklanan çalışmalarıyla sürdürülebilirlik vizyonunu geliştiren Pluxee kendi sektöründe karbon ayak izini azaltma hedeflerini uluslararası boyutta onaylatan ilk şirket oldu. Yaptığı dijitalleşme çalışmalarıyla aylık ortalama 100 bin kağıt tasarrufuna öncülük eden Pluxee, emisyon azaltma hedefleri kapsamında Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onay alarak 2025 yılında kadar yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanımı taahhüt etti.

Pluxee; iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini önlemek amacıyla firmalara sera gazı emisyonlarını azaltma hedefi belirleme alanında yardımcı olan Bilim Temelli Hedefler Girişimi’nden aldığı onayla birlikte karbon emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 65, 2035’e kadar ise yüzde 90 oranında azaltma garantisi verdi. Uçtan uca dijital bir platform olma vizyonunu benimseyerek hizmetlerini çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal fayda odaklı olarak şekillendiren Pluxee, fiziksel kart yerine mobil uygulamayı tercih eden kullanıcılarının oranını da yüzde 91’e mobil ödeme oranını ise yüzde 85’in üzerine çıkardı.
“Toplumsal yatırım programlarımızı hayata geçirmeye odaklandık”
Pluxee’nin global taahhütlerine katkıda bulunmak adına paydaşlarına sağladıkları ürün ve deneyimlerini sürdürülebilirlik boyutunda geliştirdiklerini söyleyen Pluxee Türkiye CEO’su Eda Uluca Özcan, “Karbon ayak izimizi azaltmaya yönelik çalışmalarımızı ‘Dijital Tohum’ adını verdiğimiz projemiz altında birleştirdik. Bu projeyle dijital yetkinliklerimizi ve sosyal fayda konusunda tecrübelerimizi birleştirerek toplumsal yatırım programlarımızı hayata geçirmeye odaklandık. Bu kapsamda üye iş yerlerimiz yüzde 99 oranında e-faturaya geçti ve bu sayede fatura için kullanılan aylık 100 bin kağıttan tasarruf edildi. Online Sözleşme Platformu’muz sayesinde de zaman ve operasyonel maliyetlerde de verimlilik sağladık. Böylece müşterilerin yüzde 94’ü siparişlerini dijital olarak verirken, plastik yemek kartı kullanımı azaltılarak sürdürülebilirliğe katkı verdi” dedi.
“Sürdürülebilir bir dünya için çalışıyoruz”
Hizmetlerinin merkezine çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal faydayı yerleştirdiklerinin altını çizen Eda Uluca Özcan, “Paydaşlarımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek, Pluxee kültürünün vazgeçilmez bir parçası. Bu kültür üzerine inşa ettiğimiz değerlerle birlikte, gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakma konusunun kritik bir öneme sahip olduğunun farkındayız. Bu kapsamda 2025 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımı taahhüdü ve karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltma hedeflerimiz, çevresel etkimizi minimize etme konusundaki kararlılığımızı pekiştiriyor. Bilim Temelli Hedefler Girişimi’nin, Pluxee hedeflerine onay vermesi, sadece şirketimiz için değil, aynı zamanda sektörümüz ve genel olarak yaşanabilir bir dünya hedefi için de önemli bir adım. Pluxee olarak bütün paydaşlarımıza sağladığımız ürünlerimizi ve deneyimlerimizi sürdürülebilirlik boyutunda geliştirmek üzere çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
CDP, UN Global Compact, WRI ve WWF arasında yapılan iş birliği sonucunda 2015 yılında kurulan Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi - Science Based Targets initiative) firmaların Paris Anlaşması ile uyumlu bir şekilde sera gazı (GHG) emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olmaktadır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İlaç sektörünün önde gelen şirketlerinden olan Servier İlaç, dünyanın en geniş kapsamlı kurum kültürü araştırmasında beşinci kez üst üste çalışanlarının ‘harika iş yeri’ takdirini kazandı.
 
Servier İlaç, dünyanın en geniş kapsamlı kurum kültürü araştırmasını yapan Great Place to Work (GPTW) Enstitüsü’nden, “Great Place to Work Certified” unvanını çalışanlarının memnuniyetiyle almaya hak kazandı. Çalışanlarının verdiği oylar, beşinci kez üst üste şirketi bu sertifikanın sahibi yaptı. Servier İlaç çalışanlarının yüzde 99’u yapılan değerlendirmeye katılırken, yüzde 94’ü şirketin harika bir iş yeri olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Sertifikanın beşinci kez kazanılmasından dolayı büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Servier İlaç Genel Müdürü Guillaume Recorbet, şu açıklamada bulundu: ''Servier İlaç'ın çalışanlarımızın katılımı ve değerlendirmeleri ile Great Place to Work Sertifikası almasından Yönetim Kurulu adına büyük memnuniyet duyuyorum. 5 yıldan bu yana çalışanlarımızın artan katılım oranları ve memnuniyet oranları ile Great Place to Work sertifikalarını alıyoruz. Yeni Servier yılında olmamız ve Türk hastalarına ve Türk ekosistemine getirdiğimiz ekonomik, sosyal ve tıbbi değeri daha da fazla etkilemek için birçok girişim başlatmış olmamız nedeniyle bu yılın farklı ve özel bir tadı var. Bu sonuçlar, kurum kültürünün önemini ve yönetim ekibimizin çalışanlarımızla birlikte yüksek güven kültürüne sahip bir işyeri inşa etmedeki etkisini açıkça göstermektedir. Bu başarıyı tüm çalışanlarımıza ithaf ediyor ve birlikte daha da ileriye gideceğimize inanıyorum."
 
Araştırmaya 90 ülke katılıyor
Great Place to Work® Enstitüsü her yıl 90'dan fazla ülkede farklı büyüklük, sektör, olgunluk ve yapıdaki binlerce kuruluştan 16 milyondan fazla çalışanı dahil ettiği analizleri ile kurum kültürü alanında dünyada gerçekleştirilen en geniş çaplı araştırma olma özelliğini taşıyor. Enstitü aynı zamanda güçlü kurum kültürüne sahip ve çalışanları tarafından en iyi işveren olarak tanımlanan şirketleri ödüllendiriyor ve Great Place to Work® olan şirketleri sertifikalandırarak kamuoyu ile paylaşıyor. Servier İlaç, 5 yıldır çalışanların mevcut kurum kültürü hakkında algılarının ölçümlendiği Trust Index Çalışan Anketine katılarak sertifika almaya hak kazandı.