Önce Çıkan Haberler

  • Trump: Fed Başkanı Powell her zaman geç kalır
  • Trump: BoE faiz indiriyor, Çin faiz indiriyor, herkes faiz indirimi yapıyor ama Powell yapmıyor, Powell ile konuşmak duvarla konuşmak gibi
  • Trump: AB lideriyle görüşmeyi umuyorum
  • Trump: Çin'den Rsya ve Ukrayna'nın anlaşması için destek isteyeceğiz - Bloomberg HT
  • Trump: AB lideriyle görüşmeyi umuyorum
  • Trump: BoE faiz indiriyor, Çin faiz indiriyor, herkes faiz indirimi yapıyor ama Powell yapmıyor, Powell ile konuşmak duvarla konuşmak gibi
  • Trump: Fed Başkanı Powell her zaman geç kalır
  • Trump: BoE faiz indiriyor, Çin faiz indiriyor, herkes faiz indirimi yapıyor ama Powell yapmıyor, Powell ile konuşmak duvarla konuşmak gibi

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

Baharat sektörü Ocak-Şubat döneminde ihracatını 56 milyon dolardan 86 milyon dolara çıkardı

10 Mart 2024 • 14:10:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Kekik ve defnenin üretim ve ihracatında dünya lideri olan Türk baharat ihracatçıları 2024 yılına yüzde 51 artışla başladı. Baharat sektörü Ocak-Şubat döneminde ihracatını 56 milyon dolardan 86 milyon dolara çıkardı. Bu ihracatın 54 milyon dolarlık kısmını ise Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi. Baharat ihracatı miktar bazında da ilk iki ayda yüzde 31 artışla 24 bin tona ulaştı.
 
Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.
 
Baharat ihracatını artırmak için iki Turquality Projesi
 
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, “Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında bilinirliğini ve ihracatını artırmak için Ege İhracatçı Birlikleri tarafından 6 yıldır TURQUALITY Projemizi yürütüyoruz. Bu projenin en önemli ayaklarından birisi Türk baharatlarının tanıtımıydı. Şimdi ise Birliğimiz ve Akdeniz Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ortaklığında yürütülmesi planlanan “Turkish Herbal Tea” adlı Turquality Projemiz Ticaret Bakanlığı tarafından onaylandı. Proje ile 2023-2026 yılları arasında 4 yıllık bir süreçte tanıtım faaliyetleri yürütmeyi, bu faaliyetlerle kekik, adaçayı, defne, biberiye, meyan kökü gibi ürünlerin desteklenen kalemlerle tanıtımlarını yaparak ihracatta büyüme sağlamayı hedeflemekteyiz. ABD ve Almanya öncelikli hedef pazarlar olmak üzere hedef pazarlarda sağlık temalı Türk tıbbi ve aromatik bitkilerinin bitki çayı özelinde tanıtımını yapmayı planlıyoruz.” dedi.
 
Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi
 
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye'de üretilen baharatları, 2023 yılında 153 ülkeye ihraç ettik. 2023 yılında ihracatımızda ilk sırada olan ülkeler; ABD’ye 23 milyon dolarlık, Almanya’ya 21 milyon dolarlık, Çin’e 10 milyon dolarlık, Fransa ve Tayland’a 6 milyon dolarlık, Birleşik Krallık, Hindistan ve Hollanda’ya 4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı olan Foodex Japan Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonun bu yıl 26.’sını yaparak Türk baharatlarını da tanıtıyoruz. Japonya’nın son 5 yılda gıda ithalatı yüzde 17’lik artışla 62 milyar dolardan 73,6 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatı ise; yüzde 72’lik artışla 164 milyon dolardan 282 milyon dolara yükseldi. Japonya pazarında güçlüyüz, verimli bir fuar geçiriyoruz. Günümüzde yıllık 200 milyon dolar ihracat rakamına ulaşan baharat ihracatımızı uzun vadede 1 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
 
Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide çözülmeli
 
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “2023 yılında 51 milyon dolarla kekik, 45 milyon dolarla defne, 17 milyon dolarla kimyon, 14 milyon dolarla toz biber, 7 milyon dolarla sumak ve adaçayı en fazla ihraç ettiğimiz ürünler arasında yer alıyor. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide çözülmeli. Uzun süredir İl Tarım ve Orman Müdürlükleri ile birlikte toplantılar ve eğitimler düzenleyerek yabancı ot kalıntısı nedeniyle ortaya çıkan ürünlerdeki kalite sorununun ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri anlatıyoruz.” diye konuştu.
 
Analiz fiyatları makul ve ihracatı destekler boyutta olmalı
 
Tarakçıoğlu, “Ürünlerdeki kalite sorununun ortadan kaldırılması için Tarım Bakanlığı, ihracatçı ve üretici işbirliği yapmalı. Üretimden paketlemeye kadar tedarik zincirinin komple çözüme kavuşturulması lazım. Analiz masrafları ihracatçıya maliyet oluşturuyor. Piyasa fiyatlarıyla analiz yapılmalı. İhracatın önünü açmak için analiz fiyatları makul ve ihracatı destekler boyutta olmalı. ABD pazarında ihracatımız istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Uzakdoğu ve Avrupa’da defne ihracatında yoğun artış var. Kekik ve adaçayında kalite sorunu var. Düşük kur ihracatçılar için problem yaratıyor. Döviz kurları ihracatı destekler boyutta olmalı. İşçilik ve enerji maliyetleri arttı. Navlun fiyatları hareketlendi ve tekrardan yükselişe geçti. Enflasyonun hareketli olduğu bir ortamda maliyet yapmakta güçlük çekiyoruz.” dedi.

Enflasyonun etkisiyle evlerde stokçuluk başladı

10 Mart 2024 • 14:05:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Arş. Gör. Dr. Berat Dağ, evlerde yapılan stokçuluk konusunu değerlendirdi.
Tüketicilerin geçimini sağlamak için stokçuluğa yöneldiği görülebiliyor
Dr. Berat Dağ, stokçuluk, üreticilerin tedarik ettiği metalar üzerinden daha fazla kar elde etmek için bu metaların gayrı meşru bir biçimde istiflenmesi ve depolanması anlamına geldiğini ifade ederek, “Bu anlam bağlamında düşünüldüğünde üreticilerin stokçuluk yaparak elindeki metaları fahiş fiyatlara satışa sunması sürecinin tüketicileri mağdur ettiği açıktır. Toplumsal güven düzeyinin düşük olduğu toplumlarda yalnız kalan tüketicilerin bu mağduriyete karşı üreticileri taklit eden kısa vadeli çözümler bulmaya çalışması beklenir. Dolayısıyla dünyada ve Türkiye’de neredeyse on-yirmi yılda bir yaşanan çevresel, insani ve toplumsal kriz süreçlerinde tüketicilerin geçimini sağlamak için stokçuluğa yöneldiği görülebilir.” dedi.
Savaşlar, iç çatışmalar, enflasyonist ortamlar ve salgın hastalıklar stokçuluğu tetikliyor!
Savaşlar, iç çatışmalar, enflasyonist ortamlar ve salgın hastalıkların neden olduğu korku ve endişe ortamında, bireylerin ve toplulukların kendi çıkarlarına odaklanarak stokçuluk gibi düşünce ve eylemlere yöneldiğini kaydeden Sosyolog Dr. Berat Dağ, toplumda stokçuluğu tetikleyen enflasyon konusuna ilişkin de şunları söyledi:
“Sürdürülebilir bir kalkınma düzeyine erişmek için alınması gereken tedbirlerden biri, enflasyon sorununun çözülmesiyle ilgilidir. Çünkü fiyatların aşırı hızlı bir biçimde dalgalandığı riskli bir ortamda bireylerin toplumsal çıkarlara yönelik akılcı kararlar alması güçleşmektedir. Diğer bir deyişle bireylerin bugünü ve geleceğinden şüphe ederek salt birikim yapma hedefine saplanması, üretim, dolaşım ve tüketim sürecine katılmasını engelleyecektir.”
Stokçuluğun toplumsal eşitsizliği derinleştirmesi ciddi bir sorun
Oluşan enflasyonist ortamların üretici ve tüketicileri yönelttiği stokçuluğun toplumsal eşitsizliği derinleştirmesinin ciddi bir sorun olduğunu da dile getiren Dr. Berat Dağ, “Bu soruna karşı toplumsal dayanışmanın sürdürülebilmesi için bireyler, topluluklar ve toplumlara güven veren ekonomi, sağlık ve adalet politikaları üzerine düşünmek son derece önemlidir.” dedi.
Stokçuluk toplumsal açıdan yıkıcılığa neden oluyor…
Stokçuluğa yönelen her bir birey ve topluluğun kendi çıkarlarını karşılarken toplumsal açıdan nasıl bir yıkıcılığa neden olduğunun bilincine varmadığını da kaydeden Dr. Berat Dağ, “Üreticilerin haksız bir kazanç elde etmek için stokçuluk yapması, toplumsal yoksulluğun ve çatışmanın yaygınlaşmasına neden olacaktır. Diğer taraftan tüketicilerin kendi geçimini sağlamak için stok yapmak gibi kısa vadeli çözümlere başvurması, ekonomik verimliliğin bir parçası olan üretim ve dağıtım unsurlarının durağanlaşması anlamına geliyor. Bu nedenle bireylerin salt kendi çıkarlarını düşünerek kurnazca veya panikle ekonomik bir eyleme yönelmesi yerine emek ve güven değerine odaklı bir toplumsal etkileşim inşa etmesi son derece önemlidir.” diye konuştu.
Çöp haline getirilen mallar…
Tedarik edicilerin kâr hırsıyla elindeki metaları stokladığı ve hatta çöp haline getirdiğinin bilindiğini kaydeden Dr. Berat Dağ, “Tüketicilerin de oluşan bu ortamda panikle ihtiyacından fazlasına tekabül eden bir biriktirme eğilimine girdiği açıktır. Dolayısıyla bugün ekonomik etkileşimler, bireysel çıkarlara dayalı bir aşırılıkla şekillenmektedir. Bu süreci toplumsal akıl tutulması benzetmesiyle özetlemek gayet uygundur.” ifadelerini kullandı.
Tüketicilerin stokçuluk eğilimi…
Tüketicilerin stokçuluk eğiliminin, oluşan toplumsal etkileşimler göz önüne alınmadan anlaşılamayacağını dile getiren Dr. Berat Dağ, “Bu bağlamda emeğe dayalı bir güven çerçevesinde eşitlikçi, özgürlükçü ve dayanışmacı bir toplumsal yapı inşa edilmediği müddetçe sürekli olarak bu tip bireysel sorunlarla karşılaşılacağını tahmin etmek basittir. Buradan hareketle bireylerin kendisini risk altında hissetmediği bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bireyler, her an açlık çekeceğini, yoksullaşacağını, barınamayacağını, hastalanacağını ve hatta öleceğini düşünmeye başlamışsa bu düşünceye neden olan yapısal krizlerin tahlilini yapmak için artık zaman kaybedilmemelidir.” dedi.

Hollandalı Carver Türkiye'de satışa çıkıyor

10 Mart 2024 • 14:05:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Mikromobilite çözümleri konusunda Avrupa’nın önde gelen markalarından Carver, Türkiye’de GRS Automobility güvencesiyle satışa çıkıyor. Test sürüşleri ve ön sipariş süreci başlayan Hollandalı marka iki farklı model ve iki farklı alt donanım seviyesiyle Nisan ayında yollarla buluşacak. 1+1 oturma düzeni, yüzde yüz elektrikli yapısı ve kompakt boyutlarıyla şehir içindeki mobilite ihtiyaçlarını keyfe çevirecek Carver, Dinamik Araç Kontrol (DVC) sistemi sayesinde tıpkı motosikletlerdeki gibi 45 derece açıda yana yatabiliyor. Carver Cargo ise filolar ve KOBİ sahipleri için üst düzey bir alternatif haline gelecek.

Kayak’taki dönüş tekniği “carving” kelimesinden ilham alarak Hollanda’da 1994 yılında serüvenine başlayan ve geçen sene “En İyi Mikromobilite Elektrikli Aracı” seçilen Carver markası, ülkemizde de trafikte seyir keyfi verecek yeni bir yol arkadaşı olmaya aday olacak gibi görünüyor. Test sürüşleri ve ön sipariş süreci başlayan iki farklı donanım seviyesi ile gelen Carver S+ Carver R+ ve lojistiğe yönelik Carver Cargo modelleri, şehir içinde yolculukları pratik hale getirecek.

Yalnızca 98cm genişliği, 1+1 oturma düzeni, 75 litrelik bagaj hacmiyle eğlenceli, akıllı ve ekonomik seyahat çözümler sunan yüzde yüz elektrikli Carver’ın S+ modeli, 80 km/s son hız, 100 km menzil ve 3 saatte yüzde 80 şarj özellikleriyle öne çıkıyor. Carver R+ modeli ise 45 km/s son hızıyla 130 km menzil ile şehir içi ulaşımda çok ciddi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Tüm modelleri B sınıfını ehliyet ile kullanılabilirken dileyenler Carver R+ modelini B motosiklet ehliyetiyle de kullanabilecekler. Carver’ı rakiplerinden ayıran en büyük unsur ise “Dinamik Araç Kontrol” sistemi sayesinde tıpkı motosikletlerde olduğu gibi virajlarda 40 derece açıda yana yatabilmesi. Böylelikle çok daha güvenli ve stabil bir sürüş deneyimi sağlıyor. Kapalı yapısı ve yüksek dayanımlı şasisi sayesinde motosikletlerden daha güvenli ve konforlu yolculuk vaat eden Carver açılabilir tavan ve müzik sistemi de sunuyor.


Carver Cargo ise 500 litrelik bagaj alanıyla filolar, kargo şirketleri ve KOBİ sahipleri için üst düzey alternatif haline gelecek gibi görünüyor. Her üç model Nisan ayında Türkiye yollarıyla buluşmayı bekliyor. Test sürüşü ve ön sipariş için İstanbul Kâğıthane’deki GRS Automobility Showroomu, 444 77 48 iletişim numarası veya carverturkiye.com web adresi üzerinden erişim sağlanabiliyor.

DOSABSİAD Başkanı Çevikel, Kırgızistan Başbakanı Caparov ile Türk iş dünyasının taleplerini görüştü

10 Mart 2024 • 14:00:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, Kırgısiztan’ın başkenti Bişkek'te gerçekleşen Türkiye-Kırgızistan İş Forumu programına katılarak, Türk yatırımcılar için Orta Asya'nın kapılarını araladı. Türkiye'den Bursa'yı temsil eden tek yetkili olan DOSABSİAD Başkanı Çevikel, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından düzenlenen özel yemekte, Kırgızistan Bakanlar Kurulu Başkanı Akılbek Caparov, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiyev, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadık Doğan ve birçok devlet yetkilisiyle de temaslarda bulundu.
ÇEVİKEL: TÜRK YATIRIMCILARA ÖNEMLİ AVANTAJLAR SUNUYOR
Kırgızistan Serbest Bölgesi'nde faaliyette bulunan fabrikaları ziyaret eden ve program kapsamında düzenlenen B2B görüşmelere katılan Başkan Çevikel, tekstil sektöründe yeni taleplerin yanı sıra bölgenin yatırıma müsait olduğu ve vergi avantajlarının bulunduğu bilgisini paylaştı. Çevikel, "Kırgızistan'da tekstil sektörüne olan taleplerin arttığını gözlemliyoruz. Bu bölgenin yatırıma uygunluğu ve sağladığı vergi avantajları Türk iş insanları için önemli bir fırsat sunuyor. Ayrıca gerçekleştirilen toplantılarda, ülkedeki iş ortamıyla ilgili detaylı bilgiler edindik ve yerel yöneticilerle yakın işbirliği fırsatları hakkında istişarelerde bulunduk. Kırgızistan'ın sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek adına yatırımcılarımıza elimizden gelen desteği sağlamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
AMANGELDİYEV: İŞ BİRLİĞİ İÇİN TÜM DESTEĞİ SAĞLAMAYA HAZIRIZ
Türk iş insanlarına yatırım çağrısında bulunan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Daniyar Amangeldiyev, " Kırgızistan, coğrafi konumu, doğal kaynakları ve genç ve dinamik nüfusuyla önemli bir yatırım merkezi haline gelmektedir. Ülkemiz, son yıllarda yürüttüğü istikrarlı ekonomik politikalar ve yatırımcı dostu reformlarla dikkat çekmektedir. Kırgızistan Hükümeti olarak, yatırımcılarımızı ülkemize davet etmekten ve işbirliği olanaklarına kapılarımızı açmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Türk yatırımcılarının, Kırgızistan'daki potansiyeli keşfetmeleri ve işbirliği fırsatlarını değerlendirmeleri için elimizden gelen tüm desteği sağlamaya hazırız. Ülkemizin istikrarlı ve öngörülebilir iş ortamıyla, başarılı ve karlı bir işbirliği gerçekleştireceğimize inanıyoruz" dedi. Bişkek Büyükelçisi Ahmet Sadik Doğan ise Türk yatırımcısına her zaman destek olmak için hazır

Reeder, kadının sosyal yaşamdaki yerinin sağlamlaşması, istihdamı ve kadınlar için fırsat eşitliğinin sağlanması konusundaki kararlılığı ile Fırsat Eşitliği Modeli sertifikasına layık görüldü

10 Mart 2024 • 14:00:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Reeder, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) iş yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadınların üretkenliğini artırmak için Dünya Bankası teknik desteği ile geliştirdiği Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikasını almaya hak kazandı. Reeder böylece, yapıları, eylemleri ve istihdam olguları ile toplumsal cinsiyet eşitliğine ve istihdamda kadın güçlenmesine duyarlı olduğunu ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde bir kez daha tescil etti.

Toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine katkı sunan politikalar benimseyerek, istihdamda kadın güçlenmesine öncelik veren Reeder, dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi UN Global Compact'in insan hakları, çevre, çalışma standartları ve yolsuzlukla mücadele alanındaki ''On İlke''sine taahhüt vermiş durumda. Aynı zamanda, UN Global Compact ve UN Women iş birliği ile hayata geçirilen Kadının Güçlenmesi Prensipleri'nin (WEPs) de imzacısı.

Reeder Kurucu Ortağı Sezen Sungur Saral, hak kazandıkları ve KAGİDER'in, PricewaterhouseCoopers, EY, Deloitte ve KPMG Türkiye iş birliği ile geliştirdiği FEM sertifikası ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “Reeder'ı 2010 yılında kurarken çıkış noktamız, bilgiyi özgürleştirmek ve erişilebilir kılmaktı. Bununla beraber “Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık” odağımızdan hiç şaşmadık. Şirketimizde çalışan sayısı 1.000’e yaklaşırken, kadın çalışan oranımızı yüzde 60’ın üzerine yükselttik. FEM sertifikası, Reeder’ın kapsayıcılık vizyonunu yansıtan önemli bir göstergedir. 4 yıl yönetim kurulunda görev yaptığım ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farkındalığımı bana kazandıran KAGİDER'e çabamızı takdir ettiği için, tüm reeder kadınları adına teşekkür ederim."
KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi ve Özel Sektörle İlişkiler Komitesi Liderleri Neşecan Çekici ve Özlem Demirci Duyarlar ise törende yaptıkları konuşmada; dernek olarak hayata geçirdikleri projeler ile kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmelerine katkı sağlayarak toplumsal cinsiyet eşitliğine ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirtti ve şöyle konuştu: “Bu doğrultudaki hedeflerimize hizmet edecek şekilde geliştirilen FEM Sertifikası’na ilgi gösteren tüm özel sektör paydaşlarımıza teşekkür ediyor, sürdürülebilir vizyonuyla sertifikayı almaya hak kazanan Reeder’ı tebrik ediyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini iş dünyasında daha da çok yaygınlaştırmak için herkesi güç birliğine davet ediyoruz.”

Chery, Türkiye’de elde ettiği büyük başarıyı, mart ayında çok avantajlı bir kampanya ile taçlandırıyor

10 Mart 2024 • 13:55:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 Mart ayında da cazip fiyatlar ve ödeme koşullarıyla dikkat çeken Chery, 2024 model yeni bir SUV sahibi olmak isteyenlere avantajlı kredi seçenekleri sunuyor. Yenilikçi ve sportif tasarımına ek olarak teknolojik donanımları ile öne çıkan OMODA 5 için, 150 bin TL’ye kadar 12 ay vadeli ve yüzde 0,99 faizli kredi imkânı sağlanıyor. Kısa sürede sınıfının referans modellerinden olan, SUV segmentinde şık görünüm ve sürüş konforuna odaklanan Chery TIGGO 7 PRO modelinde; Comfort, Luxury ve Excellent donanımlarına özel 150 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 0,99 faizli kredi olanakları sunuluyor. Ayrıca Chery’nin tüm SUV modelleri, Chery Türkiye tarafından sunulan 5 yıl veya 150.000 kilometrelik garantiyle de dikkatleri çekiyor.
Türkiye pazarına geçtiğimiz yıl mart ayında giriş yapan otomotiv devi Chery, Türk tüketicisinin en fazla tercih ettiği ve ilgi gösterdiği markalar arasında yerini almayı başardı. Teknolojik donanım ve şık tasarımı birlikte sunan Chery, 2024 model yılı SUV modelleri ve cazip finans kampanyası ile tüketicilerin dikkatini çekmeyi başarıyor. Mart ayı boyunca devam edecek olan kampanya kapsamında; genç, yeni, göz alıcı ve iddialı tasarımına ek olarak teknolojik donanım ekipmanlarıyla öne çıkan OMODA 5 için, 150 bin TL’ye kadar 12 ay vadeli ve yüzde 0,99 faizli kredi imkânı sağlanıyor. Lüks kompakt SUV segmentinde şık görünüm ve sürüş konforuna odaklanan Chery TIGGO 7 PRO modelinde ise; Comfort, Luxury ve Excellent donanımlarına özel 150 bin TL’ye 12 ay vadeli ve yüzde 0,99 faizli kredi olanakları sunuluyor.
SUV segmentinin öncüleri OMODA 5 ve TIGGO 7 PRO!
Tüm dünyadaki müşterilerin beklentilerine uygun olarak tasarlanan ve geliştirilen OMODA 5; kısa zamanda Türkiye’nin en çok tercih edilen SUV modelleri arasında yerini aldı. Comfort, Luxury ve Excellent olmak üzere 3 farklı donanım seviyesinde satışa sunulan 2024 model yılı OMODA 5’in fiyatları 1 milyon 283 bin TL’den başlıyor.
Chery TIGGO 7 PRO ise lüks kompakt SUV segmentinde şık görünüm ve sürüş konforuna odaklanan müşterileri hedefleyerek giriş seviyesini belirliyor. TIGGO 7 PRO, görünüm olarak TIGGO ailesinin tasarım dilini benimsiyor. LED Matrix farlarla

uyumlu “Angel Wing Star” ön ızgara, şık ve dinamik bir görsel şölen sunuyor. Ayrıca çift renkli araç gövdesi ve havada süzülen tavan tasarımıyla da genç kullanıcıların beğenisine hitap ediyor. Comfort, Luxury ve Excellent olmak üzere 3 farklı donanım seviyesinde satışa sunulan 2024 model yılı TIGGO 7 PRO’nun fiyatları 1 milyon 298 bin TL’den başlıyor. Tüm Chery modelleri, 5 yıl veya 150.000 kilometrelik garantiyle de dikkatleri çekiyor.

Chery Türkiye hakkında
Chery International, pazarı daha iyi anlamak ve kullanıcılara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Eylül 2022’de, Türkiye’de %100 iştirak ile Chery Türkiye’yi kurdu. Chery Türkiye, Chery markasına ait tüm model ve yedek parçaların Türkiye’deki lojistiği, satışı ve satış sonrası hizmetlerinden sorumludur. Şirket, tüm ticari satışlardan sorumlu olmak üzere; satış, satış sonrası, bayi ağı geliştirme, iletişim ve diğer departmanlarını kurdu. Faaliyetlerini 7 bölgede toplam 47 yetkili satıcı ile sürdürüyor. Şirket, 21 Mart 2023’te TIGGO 8 PRO, TIGGO 7 PRO ve OMODA 5 olmak üzere üç SUV modelini pazara sundu. Bu üç model, işçilik açısından üst düzey mükemmellik, tasarım açısından şıklık ve en yüksek teknolojik konfigürasyona sahip olmasıyla beğeni topluyor. 7 koltuklu SUV TIGGO 8 PRO, ihtişamı, lüks hissi ve güçlü duruşuyla başarılı iş adamları için en iyi seçim olarak öne çıkıyor ve 4 ay üst üste D-SUV pazarında ilk sırada yer alıyor. TIGGO 7 PRO, konfor ve eğlence açısından aile SUV’ları arasındaki ilk tercih oluyor. OMODA 5 ise; fütüristik, şık ve dinamik tarzıyla genç veya kendini genç hisseden kullanıcılara hitap ediyor.

Chery hakkında
Kantar ve Google, ortaklaşa, 2023 Çin Küresel Marka Oluşturucuları İlk 50 listesini açıkladı. Chery, otomobil alanında “Çin’in En İyi Küresel Marka Oluşturucusu” seçilerek genel listede 14. sırada yer aldı ve markanın gücü önemli bir büyüme kaydetti. Chery, kuruluşundan bu yana bir küreselleşme stratejisi uyguladı ve uluslararası rekabet gücüne ve nüfuza sahip bir otomobil markası oluşturma kurumsal vizyonuyla her zaman teknoloji odaklı gelişime bağlı kaldı. Sürekli teknolojik yenilik yaklaşımıyla hareket eden Chery, küresel pazarlara komple araç, CKD parçaları, motor, üretim teknolojisi ve ekipman ihraç eden ilk Çinli binek otomobil şirketi oldu. Chery, ürün stratejisi, yerelleştirme stratejisi ve yetenek stratejisinin uygulanması yoluyla yerel ve uluslararası pazarları geliştirmeye, küreselleşmeyi sürekli derinleştirmeye ve çevre dostu, teknoloji, aile ve arkadaşlık ilkelerine odaklanıyor. 26 yıllık geliştirme sürecinin ardından Chery’nin satış ve servis ağı, 80’in üzerinde ülke ve bölgeyi kapsarken, dünya genelinde 12 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşılmış durumda. Ayrıca Chery, sürekli çabalarla topluma katkıda bulunarak ve küresel tüketicilere daha iyi ürün ve hizmetler sunarak küresel pazarlarda çevre dostu kalkınma, çevre koruma, sosyal refah, personel eğitimi ve diğer alanları kapsayan çeşitli sosyal katkı faaliyetleri yürütüyor.

Daha detaylı bilgi için Chery web sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.cherytr.com

Otomotiv sektöründe kadın istihdam oranı %2

10 Mart 2024 • 13:50:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden biri olan “5. Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” alanına katkı sunmak amacıyla düzenlenen ve kadınların iş gücündeki varlığının konuşulduğu “5 Gün 5 Sektör Kadın İş Gücü Varlığı Çalıştayı” 4-8 Mart tarihleri arasında İstinye Üniversitesi (İSÜ) Vadi yerleşkesinde gerçekleştirildi. ISUSEM-EPAM iş birliği, ISUGender ISUMED -ISUKök; Girişimci Mühendisler Kulübü, Quantum Dynamic Club, Endüstri Mühendisliği Kulübü, Enerji ve Mühendislik Kulübü, Networking Kulübü ve ISUPA katkılarıyla gerçekleştirilen, sektörel çalıştay serisi olarak planlanan etkinlikte her gün bir sektör ele alındı. Tekstil, otomotiv, enerji, medya, ilaç kimya sektörlerinden uzman kadın konuşmacılar öğrencilerle buluştu. Konuşmacılar arasında yer alan Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi (EPAM) Müdürü Doç. Dr. Ayfer Ustabaş, Subaru Pazarlama Müdürü Selin Şahiniz ile Doğuş Otomotiv Kurumsal İletişim, Marka ve Sürdürülebilirlik Müdürü Ebru Kantoğlu otomotiv sektörü ve bu sektördeki kadın istihdamıyla ilgili bilgiler verdi.
 
Kadın istihdamında en başarılı sektörler eğitim ve bankacılık
Otomotiv sektöründe kadın istihdam oranının sadece yüzde 2 olduğunu ve kadın lider eksikliğinin önemli bir sorun olduğunu belirten Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi (EPAM) Müdürü Doç. Dr. Ayfer Ustabaş, şunları söyledi:
“2023 sonu itibarıyla, sanayi sektörü Türkiye’de gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 22’sini, istihdamın yüzde 20’sini oluşturuyor. Çalışan kadınların yüzde 17’si sanayi sektöründe çalışmayı seçmiş durumda ve sanayi sektöründeki toplam iş gücünün yüzde 23’ünü oluşturmakta. Son 30 yıllık dönemde Türkiye’de kadın iş gücünün tarım sektöründen sanayi ve hizmet sektörlerine çok önemli oranda geçiş yaptığı görülmektedir. Sanayi sektöründe yönetici konumdaki kadın oranı 2012’de yüzde 10.2 iken 2022’de sadece yüzde 15’i çıkmıştır. Kadın istihdamında en başarılı sektörler eğitim ve bankacılıktır. Deloitte’un yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, otomotiv sektörü kadın istihdamında yüzde 2 ile oldukça zayıf bir pozisyonda bulunmakta ve kadın lider eksikliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) kadınların ekonomik katılımı ve fırsatlar başlığı altında ülkeleri değerlendirdiği 2023 raporuna göre; Türkiye 144 ülke arasında 129. sırada yer almaktadır. Kadınların erkeklerden daha az kazanç elde etmesi, cam tavan ve cinsiyet ayrımcılığı gibi tutumların devam etmesi halinde ise bu farkın daha da artması beklenmektedir. Cinsiyetler arası ücret farkı Türkiye’de kadınların aleyhine yüzde 15.6 oranındadır.”
 
“Kadınlar otomotiv dünyasının geleceği için elzem bir güç”
Kadınların otomotiv dünyasının geleceği için elzem bir güç olduğunu ifade eden Subaru Pazarlama Müdürü Selin Şahiniz, şöyle konuştu:
“Kadın istihdamını hem genel anlamda hem de otomotiv sanayi özelinde artırmak zorlu ama mutlaka başarılması gereken bir sorumluluk. Bu sorumluluk sadece Türkiye için önem arz etmiyor, ayrıca Avrupa ve Amerika’da da önemsenen ve otomotiv dünyasında ‘yetenek krizinin’ çözüm yolu olarak da görülen bir konu. Üretimde ve perakende tarafında yetenek krizinin kadın çalışanların istihdamıyla çözülebilmesi mümkün. Kadınların iş gücüne katılım oranının artması Türkiye’nin sosyal ve ekonomik anlamda gelişimi, kadınların toplumdaki statülerinin iyileşmesi ve otomotiv sanayinin geleceğe güçlenerek yürümesi için hayati bir öneme sahip. Otomotiv sanayindeki beyaz yakalılar içinde kadın çalışanlar yüzde 25.2 ile çok önemli bir oran yakalamış durumda. Ancak yönetici sayıları açısından yüzde 18 oranında kalındığı görülüyor. Otomotivde çalışan kadınların yüzde 57’si otomotiv dünyasında olmaktan memnun olduklarını ifade etseler de kadın lider eksikliği önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Çalışma hayatındaki kadınlara birkaç öneri verecek olursam şunları söyleyebilirim:
Cinsiyet eşitliği kültürüne sahip bir şirket seçin. Zihinsel sağlığınızın da desteklenmesini talep edin ve ayrımcılıkla mücadele konusunda kararlı olun. Kadınlara özgü konular hakkında konuşmaktan utanmayın ve bu konunun ciddiye alınması için mücadele edin. Esnek çalışmayı talep edin ve bunu destekleyen bir kültürün oluşmasına katkıda bulunun. Dışlayıcı davranışlara dikkat çekin ve dikkate alınmasını sağlayın.”
 
“2030’a kadar otomotiv sektöründe çalışan kadın oranının yüzde 30’a ulaşması bekleniyor”
Doğuş Otomotiv Kurumsal İletişim, Marka ve Sürdürülebilirlik Müdürü Ebru Kantoğlu, yaptığı konuşmada otomotiv sektöründe kadın çalışan sayısını arttırmak için önerilerde bulunarak şu ifadelere yer verdi:
“Harvard Business Review’nün yaptığı bir araştırmaya göre, dünyada satın alma kararlarının yüzde 80’inde yani yaklaşık 20 trilyon dolarlık bir ticarette kadınların etkin rol oynamasına rağmen, sektörün yalnızca yüzde 33’ü kadınlardan oluşuyor. 2022 OSD Sürdürülebilirlik Raporuna göre, kadın çalışan oranı yüzde 12.5, kadın yönetici oranı yüzde 16.2. Gelecekte sektörde kadın istihdam oranlarına baktığımızda ise 2030 yılına kadar otomotiv sektöründe çalışan kadınların oranının yüzde 30’a ulaşması bekleniyor. Daha fazla liderlik pozisyonu, teknik uzmanlık alanlarında artan katılım, girişimcilikte artış da beklenenler arasında. Otomotiv sektörü için çözüm ve öneriler noktasında şunları sıralayabiliriz:
Otomotiv sektöründe kadınların daha fazla bilinçlenmesi ve eğitilmesi gerekiyor. Şirketler, toplum ve kuruluşlar, kadınları sektördeki kariyer fırsatları hakkında bilgilendirmeli ve farkındalık yaratmalı. UN Women Türkiye gibi oluşumlarla iletişime geçip kadınların sektördeki varlığının ehemmiyetini ve engellenemeyeceğini anlatan şirket içinde ve sektörde çeşitli seminerler de gerçekleştirilebilir. Daha esnek çalışma koşullarının ve rahat çalışma mekanlarının yaratılması, kadınların iş hayatına katılımını arttırabilir. Gerekli kurum ve kuruluşlarla iş birliğine geçerek otomotiv sektöründeki büyükten küçüğe tüm şirketlerde özellikle erkeklerin egemenlikte olduğu departmanlarda zorunlu bir kadın çalışan kontenjanı açılabilir. İşe alım süreçlerinde çeşitliliği vurgulamak ve adil bir seçim oluşturmak, kadınların sektöre daha fazla katılmasını sağlayabilir. Okullarda ve üniversitelerde kadınları otomotiv sektörüne çekmek için bilinçlendirme kampanyaları düzenlenebilir.”
 
 
İstinye Üniversitesi hakkında:
İstinye Üniversitesi, "Liv Hospital", "Medical Park" ve "VM Medical Park" olmak üzere üç ayrı hastane markasını tek çatı altında buluşturan ve sağlık sektöründe 25 yılı aşan bilgi, birikim ve yatırımları olan MLP CARE Grubu'nun desteğiyle 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından 2015 yılında kuruldu. Odak noktasında yapay zekâ ve dijitalleşmenin yer aldığı üniversite, güçlü akademik kadrosuyla, eğitim ve araştırma performansıyla ve her alandaki AR-GE çalışmalarıyla çağımızın bilgisinin üretilmesine katkıda bulunuyor. Öğrencilerini bilimin gücüne güvenen, eleştirel düşünebilen, insani ve etik değerlere sahip bireyler olarak yetiştiren İstinye Üniversitesi, sadece teorik bilgiyi odağına almıyor öğrencilerini bilgilerini pratikte de kullanabilecekleri uygulama alanlarına yönlendiriyor. Bünyesinde dokuz fakülte ve iki meslek yüksekokulu yanında lisansüstü eğitim enstitüsü bulunduran üniversite; edebiyattan sanata, sağlıktan mühendisliğe kadar birçok farklı alanda yetkin bireyler yetiştiriyor. Üniversite eğitim, araştırma, yenilik ve teknoloji geliştirmede mükemmeliyeti hedefleyerek dünyanın öncü üniversitelerinden biri olmayı amaçlıyor. İstinye Üniversite’nin ana hedeflerinden bir tanesi ise yerel ve evrensel sorunlara çözümler geliştirerek toplumun gelişimine katkıda bulunmak.

Türk Telekom, teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştüren kurumsal sosyal sorumluluk projelerini sürdürüyor

10 Mart 2024 • 12:40:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türk Telekom, teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştüren kurumsal sosyal sorumluluk projelerini sürdürüyor. Tablolar Konuşuyor Dijital Resim Sergisi, Sesli Adımlar gibi etkinlik ve uygulamalarla AKM’de erişilebilir yaşamı destekleyen Türk Telekom, “Erişilebilir Tiyatro” ile görme ve işitme engelli sanatseverlere farklı bir sanat deneyimi sunuyor. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu iş birliğiyle hayata geçirilen "Erişilebilir Tiyatro" projesi mart ayında “Seneye Bugün” oyunu ile devam ediyor. Proje kapsamında AKM’deki belirlenen Devlet Tiyatrosu oyunlarında canlı betimleme, sahne turu ve üst yazı uygulamalarıyla engelleri aşan bir sanat deneyimi sunuluyor.
 
Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu; “Türk Telekom olarak “Türkiye’ye Değer” anlayışımız çerçevesinde, teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştürüyor, ana destekçisi olduğumuz AKM’nin erişilebilir olması için tiyatro, sergi gibi etkinlik ve uygulamalarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Erişilebilir Tiyatro projemiz kapsamında yeni oyunumuz Seneye Bugün ile sanatseverlere erişilebilir bir deneyim sunuyoruz” dedi.
 
“Türkiye’ye Değer” anlayışı ile kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını hayata geçiren Türk Telekom, teknolojiyi kültür ve sanatla harmanladığı Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) erişilebilirliği güçlendiriyor.
Türk Telekom’un erişilebilirlik kapsamındaki projelerinden Sesli Adımlar uygulaması; görme ve işitme engelli sanatseverlere AKM’nin açık ve kapalı alanlarında yardıma ihtiyaç duymadan hareket edebilme olanağı sunuyor. Türk Telekom ayrıca teknoloji ve dijital dönüşüm odaklı farklı etkinlikleri de hayata geçiriyor. AKM’de geçtiğimiz Aralık ayında Milli Saraylar Resim Müzesi Koleksiyonu’ndan özel bir seçkiyi Tablolar Konuşuyor Dijital Resim Sergisi ile farklı bir sanat deneyimine dönüştüren Türk Telekom, 2024 yılı itibarıyla da Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu iş birliği ile AKM’de Erişilebilir Tiyatro Projesi’ni başlattı.
 
Erişilebilir Tiyatro projesi kapsamında görme ve işitme engelli sanatseverler engelleri aşan bir sanat deneyimi yaşıyor. Türk tiyatrosunun önemli yazarlarından Oktay Arayıcı’nın kaleme aldığı “Rumuz Goncagül” isimli oyunla başlayan proje, Peter Shaffer'ın gerçek bir olaydan esinlenerek kurgulayıp kaleme aldığı “Seneye Bugün” oyunuyla devam ediyor.
 
“AKM’de herkes için erişilebilir sanat”
Tablolar Konuşuyor Dijital Resim Sergisi ve Erişilebilir Tiyatro gibi projelerle AKM’de herkes için erişilebilir sanat etkinlikleri olduğunu vurgulayan Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu; “AKM’nin kalbinde yer alan Türk Telekom Opera Salonu isim sponsorluğumuzun yanında herkesin kültür sanat aktivitelerine katılım sağlayabildiği bir mekân oluşturmak istedik. Teknolojiyi toplumun ihtiyaçlarına göre kullanarak sanatı herkes için erişilebilir kılmanın mutluluğunu yaşıyoruz. AKM’de hayata geçirdiğimiz Sesli Adımlar uygulamamız ile görme ve işitme engelli ziyaretçilerimiz AKM’nin tüm kapalı ve açık alanlarını kolaylıkla gezebiliyor. Geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Tablolar Konuşuyor Dijital Resim Sergisi ile görme engelli vatandaşlarımızı Milli Saraylar Resim Müzesi Koleksiyonu’ndan tablolarla bir araya getirerek sesli betimlemelerle tabloları tanımalarını sağladık. Şimdi de bu yıl hayata geçirdiğimiz “Erişilebilir Tiyatro” projesi kapsamında görme ve işitme engelli sanatseverlere görsel, işitsel ve fiziksel engelleri aşan bir sanat deneyimi yaşatıyoruz. Türkiye’ye Değer anlayışı ile geliştirdiğimiz teknolojiyi herkesin kullanımına sunmaya devam edeceğiz” dedi.
 
Sanatseverler; sahne turu, canlı betimleme ve üst yazı uygulamalarıyla oyunu deneyimliyor
Erişilebilir Tiyatro projesi kapsamında izleyicisiyle buluşan “Seneye Bugün” oyununda engelli sanatseverler canlı betimleme uygulaması ile mekân, zaman, karakterler ve sessiz gelişen olaylar gibi sesli olmayan görsel öğelerin diyalog aralarında anlık olarak anlatılmasıyla tiyatroyu ayrıntıları kaçırmadan deneyimliyor. Canlı betimlemeye ek olarak oyundan önce düzenlenen sahne turu ile görme engelli sanatseverlerin, uygun olan obje, kostüm ve dekorlara dokunarak sahneyi tanımalarına olanak sağlanıyor. Oyunda kullanılan üst yazı sistemi sayesinde diyalogların üst yazı şeklinde verilmesi yolu ile oyun, işitme engeli sanatseverler için de erişilebilir hale geliyor.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery