Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Tarih (2025) Olay
------------- ----------------------------------------------------------------------
3 Temmuz ECB Başkanı Christine Lagarde, Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile görüşecek
8 Temmuz AB Ekonomik ve Mali İşler Konseyi toplanacak
9 Temmuz Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere'ye resmi bir ziyaret yapacak
9 Temmuz OPEC Uluslarası Semineri gerçeekleştirilecek
11 Temmuuz Fitch, Almanya'nın kredi notunu gözden geçirecek
17 Temmuz G20 maliye bakanları ve merkez bankası yöneticileri toplanacak
9 Eylül Norveç'te parlamento seçimleri yapılacak
28 Eylül Moldova'da parlamento seçimleri yapılacak
31 Ekim Çekya'da parlamento seçimleri yapılacak
11 Kasım Irak'ta genel seçimler yapılacak
16 Kasım Şili'de devlet başkanlığı, parlamento ve senato seçimleri yapılacak
Türkiye ekonomi gundemi/Açıklanması beklenen ekonomik veriler
Saat Veri Dönem Tahmin Önceki
------ ----------------------------------- ----- ------ ------
10:00 Tüketici fiyat endeksi (Aylık) Haziran +1.56% +1.53%
10:00 Tüketici fiyat endeksi (Yıllık) Haziran +35.26% +35.41%
10:00 Yurt İçi üretici fiyat endeksi (Aylık) Haziran +2.48%
10:00 Yurt İçi Üretici fiyat endeksi (Yıllık) Haziran +23.13%
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Gelecek kapıyı çaldı, insan zekâsı mı kazanacak, yapay zekâ mı? Yoksa ikisi birlikte mi dünyayı yeniden kuracak? Yapay zekâ fırtınası her şeyi sürüklerken, en kritik soru "Geleceği insan mı inşa edecek, yoksa yapay zekâ mı yönetecek?" Cevabın, ikisinden birini seçmekte değil; birlikte yeniden tanımlamakta saklı olduğunu belirten Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği (USİKAD) Danışma Kurulu Üyesi Ecehan Ersöz, "Ekonomiler artık kas gücüyle değil, yapay zeka entegrasyonunun gücüyle büyüyor. Yapay zekâ, veri temelli karar alma yeteneği, eşsiz hızı ve bağlamsal yapısıyla üretimi, pazarlamayı, finansı ve hizmet sektörlerini baştan aşağı dönüştürüyor. Ancak asıl oyun değiştirici olan şey, bu dönüşümde insan faktörünün dışlanması değil, tam tersine yeniden tanımlanması. Endüstri 5.0 ile birlikte şirketlerin rekabet gücü sadece teknoloji kullanımıyla değil, insanla teknoloji arasında kurduğu dengeyle ölçülüyor. Yeni ekonomi çağında kazananlar, yapay zekâyı iş süreçlerine entegre ederken aynı zamanda insan zekasını merkeze alanlar olacak. Çünkü geleceğin şirketleri, algoritmalarla çalışan değil; insanın değerlerini teknolojinin dönüştürücü hızına entegre edenler olacak. Üretimden eğitime, istihdamdan aile yapısına kadar toplumsal hayatın her katmanını dönüştüren bu büyük teknolojik kırılma, bizi alışılmış düşünce biçimlerinin dışına çıkmaya zorluyor. Artık mesele sadece teknoloji üretmek değil, insanı merkeze alarak teknolojiyle birlikte daha akıllı, daha duyarlı ve daha sürdürülebilir bir dünya kurmak. Çünkü bu kez mesele bir devrim değil; bir yeniden doğuş." İfadelerini kullandı
Gelişen yapay zekâ teknolojileri, toplumun her alanında köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Ancak bu değişim, sadece teknolojik değil, aynı zamanda insani değerlerle birlikte ele alınması gereken bir dönüşüm. Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği (USİKAD) Danışma Kurulu Üyesi, teknoloji ve iletişim uzmanı Ecehan Ersöz, Türkiye'de yapay zekânın geleceğini iş gücüne, eğitime ve aile yapısına etkilerini kapsamlı şekilde değerlendirdi. Yapay zekânın sadece sektörleri değil, meslek tanımlarını ve iş gücünü de kökten değiştirdiğini kaydeden Ersöz, veriyle düşünme, makinelerle birlikte çalışma, teknoloji ve yapay zekâ okuryazarı olma, analitik ve yaratıcı düşünme yeni çağın anahtarı haline gelirken, milyonlarca iş dönüşüyor, yeni roller doğuyor. Kazananların "insan ve yapay zekâ iş birliğini" doğru kurgulayanlar olacağını ifade etti.
"GELECEK "İNSAN VE YAPAY ZEKÂ" İLE ŞEKİLLENECEK"
Gelecek artık sadece insanın ya da sadece yapay zekânın değil, her ikisinin iş birliğiyle şekilleniyor. Ecehan Ersöz, yapay zekânın insan beyninin işleyişini taklit eden yapay sinir ağlarıyla, muhakeme etme, öğrenme ve anlamlandırma gibi insanlara özgü yetenekleri üstlenebildiğine dikkat çekti. Ancak bu dönüşümün insan katkısı olmadan sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Ersöz, "Yapay zekâyı sadece teknolojik bir devrim olarak değil, insanın merkeze alındığı bir gelişim süreci olarak değerlendirmeliyiz. Bu nedenle geleceği 'insan ve yapay zekâ' birlikte inşa edecek."
Endüstri 4.0'dan Endüstri 5.0'a geçişle birlikte bu sinerjinin önem kazandığını belirten Ersöz, yapay zekânın işlevselliğini artıran yeni yaklaşımlar olan kuantum yapay zekâ, genel yapay zekâ ve ajan/temsilci yapay zekâ gibi alanların ise bu dönüşümde önümüzdeki yıllarda belirleyici olacağını ifade etti.
YENİ İŞ MODELLERİ, YENİ MESLEKLER
Yapay zekânın iş dünyasında köklü bir dönüşüm yarattığına dikkat çeken Ecehan Ersöz, özellikle iş fonksiyonlarında otomasyonla birlikte birçok pozisyonun ya değişeceğini ya da ortadan kalkacağını vurguladı. Ancak bu değişimin sadece iş kaybı değil, aynı zamanda yeni iş fırsatlarını da doğuracağını işaret eden Ersöz, araştırmalara göre "2025-2030 arasında dünyadaki iş gücü dönüşümünün yüzde 22 oranında bir hareketlilik yaratacağı, 170 milyon yeni iş oluşturulacağı tahmin ediliyor. Ancak, bu büyümenin, mevcut işlerin yüzde 8'ine (veya 92 milyon işe) eşdeğer bir yer değiştirme ile dengelenmesi bekleniyor. Sonuç itibariyle de toplam istihdamda net yüzde 7'lik bir büyümeyle 78 milyon yeni iş öngörülmekte. Rapora göre ortalama olarak, çalışanların mevcut beceri setlerinin yüzde 39'unun 2025-2030 arasında dönüşeceği veya geçerliliğini yitireceği tahmin edilmekte. Türkiye özelinde ise beceri setlerinin yüzde 44'ü dönüşüme uğrayacak." dedi. Teknoloji alanında büyük veri uzmanlığı, fintech mühendisliği, yapay zekâ, robotik, biyomedikal ve makine öğrenimi gibi alanların yükselişte olacağını, öte yandan dijital becerilerle donatılmış gençlerin şirketlere sağlayacağı katkının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Ersöz, Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda hayata geçirilen Ulusal Staj Programı gibi yapılarla gençlerin sektöre entegre edilmesinin stratejik önem taşıdığını belirtti
EĞİTİM 5.0: ÖĞRENCİ MERKEZLİ, TEKNOLOJİ DESTEKLİ
Geleneksel eğitim modellerinin hızla değişen bir ortamda öğrencilerin başarılı olmak için gereken becerileri, zihniyeti ve araçları kazanmaları için yeterli olmadığını, eğitim alanında da geleceğin iş dünyasına uyum sağlayacak yapay zekanın entegre edildiği süreçlerin tasarlandığını belirten Ecehan Ersöz, eğitimde yapay zekâ destekli "Eğitim 5.0" yaklaşımının benimsenmesi gerektiğini söyledi. Yapay zekâ, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve oyunlaştırma gibi teknolojilerin eğitimde bireyselleştirilmiş öğrenmeyi destekleyeceğini belirten Ersöz, "Eğitim 5.0, öğrencileri sadece akademik değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal olarak da geliştirmeyi hedefliyor. Problem çözme, yaratıcılık ve eleştirel düşünme gibi beceriler ön planda olacak." dedi. T.C. Millî Eğitim Bakanlığı himayesinde düzenlenen TETZ 2025 Zirvesi'ne de değinen Ersöz, yapay zekânın eğitim politikalarında kritik rol oynayacağına işaret ederek bu tür etkinliklerin vizyoner yaklaşımlar açısından çok kıymetli olduğunu vurguladı.
"İNOVASYON AİLEDE BAŞLAR"
2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesiyle birlikte ailenin teknolojik dönüşüm karşısındaki rolü de yeniden gündeme geldi. Aşırı teknoloji kullanımının aile içi iletişimi zayıflattığını, değer aktarımını sekteye uğrattığını ifade eden Ersöz, "İletişim kopukluğu ve paylaşım eksikliği, çocukların duygusal gelişimini olumsuz etkiliyor. Dijital ebeveynlik ve teknoloji farkındalığı artık her anne babanın gündeminde olmalı."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın dijital okuryazarlık, siber zorbalık, dezenformasyon ve dijital bağımlılıkla ilgili farkındalık projelerini de takdirle anan Ersöz, bu çalışmaları "Milli Teknoloji Hamlesi"ne toplumsal destek olarak değerlendirdi. Ersöz, "İnovasyon ailede başlar. Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan nesiller için duygusal zekâ, empati ve sezgilere sahip bireyler yetiştirmeliyiz. Geleceğin tasarım dünyasında bu becerilere çok ihtiyacımız olacak. İhtiyaç fazlası teknoloji kullanımı bu becerilerin gelişimini engelleyebilir veya var olanı köreltebilir"
GENÇLERE MESLEK SEÇİMİNDE KRİTİK UYARILAR
Üniversite tercih dönemine yaklaşırken öğrencilerin ve ailelerin merak ettiği temel konu: "Hangi meslekleri seçmeli?" Geleceğin mesleği kavramını iki temel kriterle değerlendiren Ecehan Ersöz, "Seçilecek alanın geleceğinin olması ve bireyin bu alana uygunluğu çok önemli. Yapay zekâ sadece yazılım ve mühendislikte değil; tıptan hukuka, lojistikten psikolojiye kadar her alanda rol oynayacak. Bu nedenle öğrenciler ilgi ve yeteneklerine uygun alanları tercih etmeli." Değerlendirmesinde bulundu. Disiplinler arası eğitimin önemine dikkat çeken Ersöz, sadece teknik değil sosyal bilimlerde de teknoloji odaklı müfredatın geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Her öğrencinin yapay zekâ geliştiricisi olmasına gerek yok, önemli olan bu teknolojiyi doğru anlamak, doğru kullanmak ve kendi alanındaki süreçlere entegre edebilmek. Dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta da şu: Yapay zeka, büyük dil modelleri alanında gerçekleşen ivmeyle bugünkü konumuna geldi. Bu durum insan içinde önemli olan sözel yeteneklerin insan-yapay zekâ dengesini korumada, duyguları, düşünceleri ifade etmede dilin, iletişimin önemine dair kritik bir detay. Dolayısıyla teknik ve sayısal bölümlerin yanında sözel bölümlerde önemli. Geleceğin mesleği, sizin doğanıza ve ilgi alanınıza uygun olan meslektir. Kendini doğru tanıyan birey, hangi alanda olursa olsun yapay zekâ ile iş birliği yaparak, yeni iş alanları geliştirerek fark yaratabilir."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Farklı ölçek ve sektörlerden işletmelerin dijital dönüşüm yolculuğuna rehberlik eden Türkiye'nin ilk SAP Gold Partneri Nagarro + MBIS, esnek ve ölçeklenebilir bulut altyapılarıyla yeni nesil iş modellerinin önünü açıyor. Müşteri odaklı operasyon modeliyle öne çıkan şirket, bulut teknolojilerinin sunduğu esneklik ve erişilebilirlikle yapay zeka destekli uygulamaların gücünü birleştirerek sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunuyor.
McKinsey, Goldman Sachs ve Morgan Stanley gibi küresel kuruluşların öngörülerine göre küresel ekonomiye her yıl 2,5 ila 4 trilyon dolar katma değer sağlaması beklenen yapay zekanın iş dünyasındaki dönüştürücü gücü de ivme kazandı. Dijitalleşme ihtiyacının hızla arttığı bu dönemde, rekabet avantajı elde etmek ve pazar payını büyütmek isteyen işletmelerin, bulut ve yapay zeka dönüşümlerine ihtiyaca özel çözümlerle rehberlik eden güvenilir stratejik BT iş ortaklarının önemi arttı. Türkiye'nin ilk SAP Gold Partneri Nagarro + MBIS de kurumsal kimliğini şekillendiren değerlerini; müşteri odaklı (client centric), çevik (agile), sorumlu (responsible), akıllı (intelligent), katılımcı (non-hierarchical) ve küresel (global) olarak tanımladığını duyurdu. Yurt içi ve dışındaki müşterilerini SAP'nin bulut tabanlı ve yapay zeka merkezli çözümleriyle tanıştıran şirket, müşteriyi merkeze alan iş stratejisini bu kelimelerin İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşan CARING kelimesiyle tanımladığını açıkladı.
Etkin geribildirim mekanizmalarıyla müşterilerin nabzını tutuyor
Mart 2023'te, 18 binden fazla çalışanıyla 39 ülkede faaliyet gösteren dijital mühendislik şirketi Nagarro'nun bünyesine katılan Nagarro + MBIS, 25 yılı aşan SAP uzmanlığını müşteri odaklı ve çevik bir yaklaşımla birleştirerek ihtiyaçların ötesine geçen çözümler sunuyor.
Nagarro + MBIS Genel Müdürü Cenk Salihoğlu, "2025'e müşteri ihtiyaçlarını ve geribildirimlerini her şeyin önüne koyan yeni operasyon modelimiz Line of Business (LoB) ile başladık. Her işkolunun güçlü yönlerine odaklanmamızı sağlayan ve iç işleyişimizi daha çevik hale getiren bu yaklaşımla, müşterilerimize özel çözümler sunma yetkinliğimizi daha da ileri taşıdık" dedi.
Cenk Salihoğlu, "Dijital çağa ayak uydurmak için bize güvenen müşterilerimizi; memnuniyet ve nabız anketleri, dijital platformlar ve sosyal medya analizleri, müşteri etkileşimleri ve doğrudan geribildirimler olarak özetleyebileceğimiz üç temel kaynaktan izliyoruz. Bu sayede her müşterimize ölçeğinin ve sektör ihtiyaçlarının gerektirdiği, özelleştirilmiş deneyimler sunabiliyor; iş süreçlerini daha verimli hale getiren nokta atışı çözümler ve esnek hizmet modelleri geliştirebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Public Cloud ve yapay zekanın gücüyle ihtiyaca uygun BT çözümleri
Küresel danışmanlık şirketlerinin tahminlerine göre, üretken yapay zekanın işletmelerin faaliyet kâr marjlarına %2 ila 20 artış getirme potansiyeli olduğuna dikkat çeken Cenk Salihoğlu, "Türkiye'nin ilk SAP Gold Partneri Nagarro + MBIS, SAP ekosistemindeki yetkinliklerini Nagarro'nun küresel gücüyle birleştiriyor. Bugün halihazırda 34 bini aşkın SAP bulut müşterisi SAP Business AI kullanıyor. SAP'nin iş süreçlerinin tam merkezine yerleştirdiği üretken yapay zeka çözümleri, yüzlerce kullanım senaryosunda operasyonu, karar almayı ve modellemeyi kolaylaştırıyor.
Nagarro + MBIS, işletmelerin kurumsal işleyişlerine esneklik ve çeviklik kazandıran SAP Public Cloud'un olanakları ve SAP Business AI çözümleriyle tedarik zincirinden insan kaynaklarına, satıştan finans yönetimine, pek çok alanda müşterilerinin karar alma mekanizmalarını daha hızlı, verimli ve akıllı hâle getiriyor. SAP Business Technology Platform (BTP) üzerinde çalışan çözümlerle yapay zekâyı doğrudan iş uygulamalarına entegre ederek çevikliği ve akıllı süreçleri müşterilerimizin kurumsal kültürlerinin her katmanına yayıyoruz" diye konuştu.
"Yeni iş modelleriyle değer yaratıyoruz"
Büyük teknoloji atılımlarının, o teknolojiyi birinci elden deneyimleyen insan faktörünü odakta tutması gerektiğini hatırlatan Cenk Salihoğlu, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
"Bu durum, müşteri deneyimlerini ve onların dönüşen süreçlere uyum sağlama kapasitelerini derinlemesine anlamayı gerektiriyor. Müşterilerinin mevcut alışkanlık ve ihtiyaçlarını, kendisininmiş gibi sahiplenen stratejik teknoloji iş ortaklarının önemi de bu noktada ortaya çıkıyor. Nagarro + MBIS olarak fark yaratan yaklaşımımız ve kültürel değerlerimizle proaktif müşteri desteğini sürecin her aşamasına yaygınlaştırıyoruz. Adaptasyonu hızlandırarak yapay zeka ve bulut dönüşümü başarısını artıracak rehberliği kesintisiz kılıyoruz. Geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojiler ve ortaya koyduğumuz yeni iş modellerimizle müşterilerimiz için değer yaratıyor, onlarla kurduğumuz güven ilişkisi ve sağladığımız memnuniyeti, başarının anahtarı olarak görüyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2005 yılından bu yana global TV pazarında, 2016 yılından itibaren de Türkiye pazarında zirvede yer alan Samsung Electronics, OLED kategorisinde Türkiye pazarında Mayıs 2025 itibarıyla birinci sıraya yerleşti.
19 yıldır üst üste dünyanın, 9 yıldır üst üste Türkiye'nin en büyük TV markası konumunu koruyan Samsung, OLED TV kategorisinde de Türkiye pazarında birinci sıraya yerleşti. Pazar araştırma şirketi GfK'nın raporuna göre Samsung, 2016 yılından bu yana sürdürdüğü Türkiye TV pazar liderliğini OLED TV kategorisine taşıdı. GfK Mayıs 2025 verilerine göre Samsung, %46,78 ciro payı olmak üzere %48.7 adet payıyla Türkiye OLED TV pazarında lider konumda yer aldı. Bu veriyle birlikte Samsung, yılın ilk beş ayındaki toplam performansıyla da pazar payını yükselterek önemli bir başarıya imza attı. Samsung'un bu başarısı, yapay zekâ destekli 2025 model yeni TV'lerin piyasaya sürülmesiyle de desteklendi.
Globalden Türkiye'ye Uzanan Liderlik Yolculuğu
Samsung, 2025 yılı itibarıyla yalnızca Türkiye'de değil; Kuzey Amerika gibi rekabetin yoğun olduğu pazarlarda da OLED kategorisinde liderliği üstlenmiş durumda. Bu başarı, Samsung'un tüm dünyada premium TV segmentindeki liderlik vizyonunun bir parçası olarak görülüyor. Samsung Türkiye CEO'su Jeff Jo, konuyla ilgili şunları söyledi: "Türkiye'de TV pazarında sürdürdüğümüz liderliği, bu yıl OLED kategorisine de taşıdık. Bu, sadece bir pazar başarısı değil; aynı zamanda tüketicinin yeni nesil görüntüleme teknolojilerine olan güveninin ve ilgisinin bir yansımasıdır. Türkiye'deki bu liderlik, küresel başarımızın yerel yansıması. Samsung olarak OLED TV teknolojisinde uzun vadeli liderliği hedefliyoruz."
"Yeni OLED TV'ler kullanıcıların ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt veriyor"
Global çapta yapılan araştırmalar, kullanıcıların TV tercihlerini etkileyen önceliklerin daha iyi görüntü kalitesi (yüzde 70), daha büyük ekran (yüzde 58) ve daha üst bir model (yüzde 43) olduğunu ortaya koyuyor. Yeni OLED TV'lerde bu beklentileri karşılayacak son teknolojileri kullandıklarını söyleyen Samsung Türkiye CEO'su Jeff Jo, "Yeni Vision AI vizyonumuzla TV'yi ekran olmaktan çıkarıp farklı ihtiyaçlara en iyi şekilde yanıt verecek, diğer cihazlarla bağlantılı bir merkez olarak konumlandırıyoruz. Samsung Vision AI stratejimizle kullanıcı deneyimi odaklı yeni yapay zeka özellikleriyle donattığımız yeni OLED TV'lerimizin dünya çapında kullanıcıların beğenisini kazanması bizim için büyük mutluluk. 9 yıldır Türkiye'de sürdürdüğümüz TV sektörü liderliğini bu sene OLED kategorisine de taşımaktan mutluluk duyuyoruz" dedi.
Oyun deneyiminde yeni bir boyut
NVIDIA G-SYNC uyumluluğu sayesinde Samsung'un S95F modeli, ekran yenileme hızını GPU'nun kare hızıyla senkronize ediyor; ekran yırtılmasını ve takılmaları azaltıp akıcı ve sürükleyici bir oyun deneyimi yaşatıyor. Bu özelliğin 165 Hz'ye kadar yenileme hızlarını destekleyen Samsung'un Motion Xcelerator teknolojisiyle birlikte kullanılmasıyla, oyuncular etkileyici şekilde akıcı görüntülerle ve keskin netlikle hızlı aksiyon sahnelerinin keyfini çıkarabiliyor. 2025 OLED TV'ler AI Auto Game Mode, oyun deneyimini üst düzeye çıkarıyor. Bu özellik, oyun türlerini ve sahne içeriğini gerçek zamanlı olarak akıllı bir şekilde analiz ediyor. Görüntü ve ses ayarlarını otomatik olarak optimize eden özellik sayesinde manuel ayar yapmaya gerek kalmıyor. Oyuncular, açılır arayüz Game Bar sayesinde oyundan çıkmadan önemli ayarlara hızlı erişim imkanından faydalanabiliyor. Seçkin oyun deneyimleri için geliştirilen Samsung OLED TV'ler, aynı zamanda üstün sinema ve bağlantılı ev deneyimleri de sunuyor. Samsung'un Glare Free teknolojisi ise aydınlık odalarda bile derin siyahları ve keskin görüntüleri korurken yansımaları azaltıyor. Glare Free teknolojisi, bu yıl belirli Neo QLED ve OLED modellerine genişletildi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye genelinde on binlerce işletmeye hizmet veren DİA Yazılım, 2025 yılı sonuna kadar İngiltere başta olmak üzere küresel pazarda etkinliğini artırmayı, aynı zamanda yapay zeka ile entegre çözümlerini daha geniş bir kullanıcı kitlesiyle buluşturmayı hedefliyor.
Bulut tabanlı ERP çözümleriyle KOBİ'lerden holdinglere kadar farklı ölçeklerdeki işletmelere hizmet sunan DİA Yazılım, 2025'in ikinci yarısına güçlü hedeflerle girdi. İnsan Kaynakları Yönetimi ürünü ve yapay zeka entegrasyonuna sahip Süreç Yönetimi çözümüyle yenilikçi vizyonunu sürdüren şirket, özellikle turizm sektörüne sunduğu esnek ve entegre sistemleriyle dikkat çekiyor. Hem yerel pazardaki büyümesini sürdüren hem de uluslararası pazarlarda aktifleşen DİA Yazılım, teknolojiyi iş süreçlerine entegre ederek işletmelere rekabet avantajı kazandırmayı amaçlıyor.
Hedefte Global Ölçekli Büyüme ve Yeni Ürünler Var
DİA Yazılım, yılın ilk yarısında İnsan Kaynakları Yönetimi ürününü hayata geçirirken, yapay zeka destekli DİA Süreç Yönetimi modülünde de enterprise seviyede hizmet verecek yeni versiyonunu tamamlamaya hazırlanıyor.
DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Haziran ayı hızla sona ererken, 2025 hedeflerimiz doğrultusunda önemli adımlar attığımızı gururla belirtmek isterim. Başta İngiltere olmak üzere, global ölçekte firmaları DİA ile buluşturmak için kararlılıkla çalışıyoruz. DİA artık KOBİ'lerin ötesinde, holding seviyesindeki firmalara da hizmet verebilen güçlü bir ERP çözümüdür."
Turizm Sektörüne Özel Bulut Tabanlı Çözümler
DİA Yazılım, turizm sektöründe özellikle oteller ve seyahat acentelerine sunduğu rezervasyon yönetimi, ön muhasebe, stok takibi, oda doluluk analizi, satın alma, insan kaynakları ve e-belge işlemlerini tek bir platformda birleştirerek sektöre değer katıyor. Bulut tabanlı yapı sayesinde, tesisler farklı lokasyonlardaki operasyonlarını merkezi şekilde ve anlık olarak yönetebiliyor.
Yapay Zekayla Geleceğe Uyum
Yapay zeka entegrasyonu DİA'nın stratejik öncelikleri arasında yer alıyor. Şirket, geliştirdiği Süreç Yönetimi çözümünü yapay zeka platformlarıyla entegre ederek, turizm başta olmak üzere birçok sektöre daha akıllı çözümler sunmayı hedefliyor.
Yazılım Tercihlerinde Stratejik Yaklaşım Önerisi
DİA Yazılım, turizm tesislerinin yazılım tercihlerinde esneklik, erişilebilirlik, güvenlik ve entegrasyon kabiliyeti gibi kriterleri ön planda tutmalarını öneriyor. Özellikle donanım yatırımı gerektirmeyen bulut tabanlı çözümler, farklı lokasyonlardaki operasyonların merkezi yönetimini mümkün kılıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
IC Holding, IC Nükleer ve Endüstri ile Türkiye'nin nükleer enerjide küresel oyuncu olma vizyonu doğrultusunda yapılanıyor
IC Holding, Türkiye'nin nükleer enerjide mühendislik ihraç eden ve küresel ölçekte rekabet eden bir oyuncu olma vizyonunu desteklemek amacıyla "IC Nükleer ve Endüstri"yi kurdu. 11. Nükleer Santraller Zirvesi ve Fuarı'nda duyurulan IC Nükleer ve Endüstri, yalnızca Türkiye'nin değil, bölgenin ve dünyanın nükleer enerji dönüşümünde aktif bir rol üstlenmeyi hedefliyor.
IC Holding, enerji güvenliği, karbon nötr hedefi ve teknolojik bağımsızlık vizyonuyla önemli bir adım atarak, nükleer alandaki tüm faaliyetlerini 'IC Nükleer ve Endüstri' çatısı altında yürütmeye başladığını duyurdu. Bu yapılanma, IC Holding'in ileri mühendislik gücünü, inşaat tecrübesini ve enerji yönetimi alanındaki birikimini geleneksel nükleer projelerin yanı sıra küçük modüler reaktör (SMR) teknolojilerine de taşıyacak.
Ankara Sanayi Odası ve Nükleer Sanayi Derneği tarafından düzenlenen 11. Nükleer Santraller Fuarı ve Zirvesi (NPPES 2025) İstanbul'da gerçekleştirildi. İstanbul Hilton Bomonti Hotel Kongre Merkezi'nde iki gün boyunca devam eden zirveye prestij sponsor olarak destek veren IC Nükleer ve Endüstri, Türkiye'nin küresel nükleer oyuncu olma yolculuğuna öncülük edecek. IC Nükleer ve Endüstri Genel Müdürü Mehmet Gönenç, "Türkiye'nin sürdürülebilir enerji dönüşümünde nükleer enerji vazgeçilmez bir unsur. Biz de IC Nükleer ve Endüstri olarak, yalnızca Türkiye'de değil, bölge ve küresel pazarda da nükleer projelerin güçlü bir oyuncusu olmayı hedefliyoruz. İnşaattan enerjiye, altyapıdan sanayiye kadar her alanda Türkiye'ye değer katan bir grubun parçası olarak, şimdi bu deneyimimizi nükleer endüstri alanına taşıyoruz." dedi.
TÜRK NÜKLEER MÜHENDİSLİĞİNİN KÜRESEL TEMSİLCİSİ
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi'nde edindikleri tecrübenin IC Nükleer ve Endüstri'ye ciddi bir rekabet avantajı sağladığını belirten Gönenç, şunları kaydetti: "Sahip olduğumuz ileri mühendislik ve proje yönetimi gücüyle Türkiye'nin nükleer vizyonunda liderlik rolü üstlenmeye hazırız. Nükleer sektörün sağlayacağı nitelikli istihdam, ileri mühendislik deneyimi ve teknoloji transferi gibi avantajların ülkemiz için taşıdığı stratejik önemin bilinciyle, Türkiye'nin nükleer teknolojide bir üretim ve mühendislik üssü olmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. IC Nükleer ve Endüstri'yi, Türk nükleer mühendisliğinin dünyadaki temsilcisi olarak konumlandırıyoruz. Sinop ve İğneada başta olmak üzere, ülkemizde planlanan yeni nükleer projelere katkı sağlamayı ve aynı zamanda uluslararası pazarlarda da etkin rol oynamayı amaçlıyoruz. Grubumuzun enerji üretim, işletme ve dağıtım alanında sahip olduğu bilgi birikimi ve deneyimini de, orta ve uzun vadede nükleer enerji endüstrisine entegre etmeyi hedefliyoruz."
SMR İLE GELECEĞİN ENERJİ MODELİNE YATIRIM
IC Nükleer ve Endüstri'nin, vizyonunun bir diğer önemli parçası küçük modüler reaktör (SMR) teknolojileri. Şirket bu amaçla geleneksel büyük ölçekli nükleer santrallerin yanında, daha esnek ve sürdürülebilir enerji çözümleri sunan SMR projelerinde de uluslararası ortaklıklar kurarak küresel ölçekte aktif rol almayı hedefliyor.
Türkiye'nin gelecekteki enerji ihtiyaçlarına cevap verecek SMR teknolojilerine yönelik yol haritasını ve fizibilite çalışmalarını başlatan IC Nükleer ve Endüstri, bu kapsamda uluslararası ortaklıklar için de görüşmelerini sürdürüyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin en büyük ve en kapsamlı rüzgar enerjisi organizasyonu olan Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK), 4-5 Eylül 2025 tarihlerinde İzmir Hyatt Regency İstinyepark'ta düzenlenecek. Bu yıl IV. Azerbaycan Türkiye Enerji Forumu ile birlikte düzenlenecek olan TÜREK, 3 binden fazla ulusal ve uluslararası sektör profesyonelini bir araya getirecek. Son dönemde yaşanan uluslararası gelişmeler doğrultusunda bu yıl İzmir'de eş zamanlı düzenlenecek TÜREK - Azerbaycan Enerji Forumu kapsamında yapılacak görüşmeler daha da önem arz ediyor. Türkiye ve Azerbaycan'ın enerji alanındaki kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından sunumlar ve iş görüşmeleri yapılacak, uluslararası karar vericiler ve sektör profesyonelleri bir araya gelecek…
Bu yıl 14.kez düzenlenecek olan TÜREK kapsamında; sektör istişare toplantıları, teknik geziler, teknik oturumlar, uluslararası temaslar, sergi alanı ve standlar, tedarikçi-yatırımcı B2B görüşmeler yer alacak. Avrupa başta olmak üzere dünyanın rüzgar alanında öne çıkan diğer bölgelerinden de uzmanların, paydaşların, politika yapıcıların ve akademisyenlerin katılımıyla sektördeki mevcut ve gelecekteki gelişmelere ışık tutacak.
Hızla büyüyen rüzgar enerjisi yatırımları ve sanayii ile Avrupa ve dünyada rüzgar enerjisi ekosisteminin önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye, rüzgar enerjisi alanındaki iddiasını ve potansiyelini WindEurope Annual Event 2028 etkinliğine İstanbul'da ev sahipliği yaparak güçlendirmeyi hedefliyor. Bu adaylık, Türkiye'nin rüzgar enerjisi sektöründeki güçlü konumunu uluslararası arenada sergilemek, yenilenebilir enerjiye yönelik inovasyon ve iş birliğini artırmak için önemli bir fırsat. TÜREK, bu adaylık süreci kapsamında ülkemizin potansiyelini göstermek için de önemli bir zemin oluşturuyor.
TÜREK 2025 oturumları, sektörün önde gelen uzmanları ve kanaat önderleri tarafından yönetilecek. Oturumlarda; rüzgar enerjisi sektöründeki son teknolojik gelişmeler, yatırım fırsatları, sürdürülebilirlik konuları ele alınacak. Rüzgar enerjisi sektöründeki en son teknolojik gelişmeler, yenilikçi stratejiler ve gelecek projeksiyonları değerlendirilecek
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.