Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Mitsubishi Electric Corporation, küresel bilgi hizmetleri şirketi Clarivate Plc tarafından hazırlanan “Clarivate Top 100 Küresel Yenilikçiler 2025” listesinde yer aldığını duyurdu. Şirket, bu prestijli ödüle 13’üncü kez layık görülerek fikri mülkiyet (IP) alanındaki başarısını bir kez daha ortaya koydu. Mitsubishi Electric, bu yıl açıklanan listede, 13’üncü sırada yer aldı.
Fikri mülkiyet, bilim, teknoloji ve inovasyon alanlarında veri analitiği ve bilgi hizmetleri sağlayan küresel bir şirket olan Clarivate tarafından 2012 yılında hayata geçirilen bu ödül, patent verilerine dayanarak verilmektedir. Adaylar, 2000 yılından bu yana en az 500 patent başvurusu yapmış ve 2019-2023 yılları arasında en az 100 buluşu patent olarak tescillenmiş şirketler ve kuruluşlar arasından seçilmektedir. Değerlendirme sürecinde etki, başarı oranı, coğrafi yatırım ve benzersizlik olmak üzere dört kriter esas alınarak dünyanın en yenilikçi 100 şirketi belirlenmektedir.
Mitsubishi Electric, fikri mülkiyeti gelecekteki büyüme ve gelişimi için kritik bir iş kaynağı olarak görüyor ve IP faaliyetlerini iş ve Ar-Ge stratejileriyle titizlikle entegre ediyor. Bu doğrultuda şirket, Ekim 2021’de başlattığı Open Technology Bank® girişimi ile fikri mülkiyet haklarını kullanarak sürdürülebilir bir gelecek için dış iş birliklerini teşvik etmeye yönelik çalışmalarına başlamıştır. Mitsubishi Electric, toplumsal sorunlara çözüm sunan ve sürdürülebilirliği destekleyen yeni değerler yaratma hedefiyle IP faaliyetlerini güçlendirmeye devam edeceğini vurguluyor.
Mitsubishi Electric Kurumsal Fikri Mülkiyet Bölümü Kıdemli Genel Müdürü ve Kurumsal Yönetici Yasushi Sogabe, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Bu yıl bir kez daha bu önemli ödüle layık görülmekten onur duyuyoruz. Mitsubishi Electric olarak, IP faaliyetlerimizi iş ve geliştirme stratejileriyle entegre ederek dünya çapında daha yüksek kaliteli fikri mülkiyet hakları elde etmeye odaklanıyoruz. Ayrıca standardizasyon çalışmalarıyla iş birliklerimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. 2021 mali yılından bu yana IP haklarımızı kullanarak dış iş birlikleri yürütmekteyiz. Önümüzdeki dönemde de modern dünyadaki zorlukların çözümüne katkı sunacak IP faaliyetlerini teşvik etmeye devam edeceğiz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünya çapındaki büyük teknoloji üreticileriyle güçlü stratejik ortaklıklar geliştiren ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamaya odaklı etkin bir ekosistem oluşturan KoçSistem, küresel endüstriyel teknoloji şirketi Honeywell ile “Endüstriyel Siber Güvenlik” alanında yeni bir iş birliğine imza attı. KoçSistem ve Honeywell arasında, İstanbul’da gerçekleştirilen imza törenine, KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca ve Honeywell’in Türkiye ve Orta Asya Bölgesinden Sorumlu Başkanı Uygar Doyuran katıldı.
Yapılan anlaşmaya göre Honeywell’in dünya çapında bilinen, gelişmiş Operasyonel Teknoloji (OT) siber güvenlik çözümleri, KoçSistem tarafından başta Türkiye olmak üzere belirlenen coğrafi pazarlarda müşterilere sunulacak. Operasyonel Teknolojiler, karmaşık endüstriyel tesislerde yaygın olarak bulunan ve tesisin işletilmesi ile otomasyonu için kullanılan kontrol teknolojileri ve diğer sistemlerdir. KoçSistem çözümlerin danışmanlık, kurulum, teknik destek ve bakım sorumluluklarını üstlenecek. Böylece KoçSistem, Honeywell'in derin alan uzmanlığı ve teknik kabiliyetlerinden güç alarak bölge genelinde kapsamlı bir Endüstriyel Siber Güvenlik çözümleri portföyü sunabilecek.
MEHMET ALİ AKARCA: SİBER GÜVENLİK ALANINDA ÖNCÜLÜĞÜMÜZÜ SÜRDÜRÜYORUZ.
KoçSistem’in siber güvenlik çözümleri alanında Türkiye’de “ilk”leri gerçekleştirdiğinin altını çizen KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, endüstriyel siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketi Honeywell ile yaptıkları bu iş birliği ile KoçSistem’in sektörde öncülüğünü sürdürdüğünü belirterek şunları söyledi: “Birçok sektörde kapsamlı siber güvenlik hizmetlerimizle bulutta konforlu ve güvenli bir çalışma ortamı sunuyoruz. Türkiye’nin ilk Siber Güvenlik Operasyon Merkezi olan KoçSistem SOC (Security Operation Center) ile endüstriyel süreçleri siber tehditlere karşı koruyoruz. Şimdi de Operasyonel Teknoloji (OT)güvenliği alanındaki gücümüzü endüstriyel teknolojiler alanında lider bir firma olan Honeywell ile birleştirerek uçtan uca çözümler üretmeyi amaçlıyoruz. Honeywell, endüstriyel otomasyonu konusunda büyük deneyim ve gelişmiş yeteneklere sahip. BT ve OT altyapısı giderek daha fazla entegre hale geldikçe, Honeywell endüstriyel OT yapılarını korumak için güçlü siber güvenlik yetenekleri oluşturdu. Honeywell’in dünya çapındaki çözümlerini ilk etapta Türkiye’deki müşterilerimize sunacağız, daha sonra iş birliğimizi yakın coğrafyaya da taşıma amacımız var. Türkiye’de bu alanda ilk defa yapılan bu stratejik iş birliği sayesinde, özellikle endüstriyel altyapılar, enerji, üretim ve otomasyon gibi OT sistemlerinin kritik olduğu alanlar için etkin sibergüvenlik çözümleri sunabileceğiz” dedi.
UYGAR DOYURAN: BU İŞ BİRLİĞİ, ENDÜSTRİYEL SİBER GÜVENLİK İÇİN ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASI.
"KoçSistem ile bu iş birliği, endüstriyel operasyonlar için siber güvenliği artırma taahhüdümüzde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Honeywell'in kapsamlı siber güvenlik çözüm portföyünü KoçSistem'in teknoloji teklifleri ve yerel uzmanlığıyla birleştirerek, bölgedeki müşteriler için hem BT hem de OT genelinde ilgi çekici bir siber güvenlik çözümü sunmaya hazırız." diyen Honeywell Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı Uygar Doyuran sözlerini şöyle tamamladı:“Endüstriyel kontrol sistemlerinin dijital dönüşüm stratejilerinin bir parçası olarak giderek daha fazla entegre olduğu bir çağda, bu ortamları korumaya yönelik hızla artan bir ihtiyaç var. Bu ortaklık endüstriyel tesisleri siber güvenlik tehditlerinin karmaşık ortamında korumumızı ve aynı zamanda giderek gelişen yönetmeliklere uyumlarını da desteklememizi sağlıyor.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yıllık elektrik ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerji kaynaklardan karşılamak üzere önemli bir adım atan Erbaa Organize Sanayi Bölgesi, çevre dostu üretim anlayışını Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) ile belgelendirdi. CK Enerji Çamlıbel Elektrik aracılığı ile atılan bu adım, bölge sanayisine hem sürdürülebilirlik hem de küresel rekabet gücü kazandırıyor.
Ulusal ve bölgesel ekonomik kalkınmaya katkı sunmak hedefiyle faaliyet gösteren Erbaa Organize Sanayi Bölgesi (OSB), yıllık 900 bin kWh elektrik tüketiminin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayarak önemli bir sürdürülebilirlik adımına imza attı. CK Enerji Çamlıbel Elektrik aracılığıyla Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan Erbaa OSB, çevre dostu üretim yaklaşımını belgelendirmiş oldu.
Tokat iline bağlı Erbaa ilçesinde ağırlıklı olarak tekstil sektöründe faaliyet gösteren 37 işletmeye ev sahipliği yapan Erbaa OSB, sürdürülebilir bir üretim için yeşil enerji ile üretimi tercih etti. Erbaa Kaymakamı ve aynı zamanda Erbaa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsmail Altan Demirayak Erbaa OSB'nin Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül tarafından, Erbaa OSB Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Selçuk Barsbay'a takdim edildi.
"KÜRESEL ÖLÇEKTE REKABET AVANTAJI SAĞLIYOR"
Erbaa OSB'nin bölge sanayinin lokomotiflerinden olduğuna işaret eden CK Enerji Çamlıbel Elektrik Genel Müdürü Muharrem Bülbül, "Sanayinin çevresel etkilerinin minimize edilmesi, günümüzün en önemli sorumluluk alanlarından biri haline geldi. CK Enerji olarak biz de bu sürecin destekleyicisi olmaktan büyük gurur duyuyoruz. I-REC gibi uluslararası geçerliliğe sahip belgeler, işletmelerin yeşil enerjiye geçişini hem görünür kılıyor hem de küresel ölçekte rekabet avantajı sağlıyor. Erbaa OSB'nin yıllık elektrik tüketimini tamamen yenilenebilir kaynaklardan karşılama yönündeki tercihi, çevreye duyarlılığını ve uzun vadeli vizyonunu ortaya koyması açısından çok değerli. Uzun yıllar Erbaa Kaymakamı ve Erbaa OSB'nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Dr. İsmail Altan Demirayak'a bu süreçte gösterdiği kararlılık için teşekkür ediyorum. Halen Erbaa OSB'nin Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet veren Demirayak'a I-REC belgesini takdim ederken, bu adımın bölgemizdeki diğer sanayi kuruluşlarına da örnek olacağına inanıyoruz. Enerjide sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, zorunluluk. Bu farkındalıkla hareket eden tüm kurum ve işletmeleri desteklemeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
YENİLENEBİLİR ENERJİ SERTİFİKASI NEDİR?
Son yıllarda giderek yaygınlaşan I-REC (Uluslararası Yenilebilir Enerjisi Sertifikası), RECs International tarafından geliştirilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası sertifikasyon sistemi. Uluslararası bağımsız bir kuruluş olan IREC Foundation tarafından verilen ve denetlenen bu sistemde, yenilenebilir enerji tesislerinde (güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal ve biokütle) üretilen her 1 MWh elektrik karşılığında bir sertifika oluşturuluyor. Yetkili enerji şirketleri de bu sertifikayı talep eden müşterilerinin elektrik enerjilerini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamasına destek veriyor.
Üretilen her birim elektriğin, kaynağından başlayarak takip edilmesi ve nihai tüketiciye kadar izlenebilmesini sağlayan bu sistem sayesinde tüketiciler bilinçli ve güvenilir bir seçim yapabiliyor. Aynı zamanda yeşil enerji kullanımının karbon salınımının azaltılmasına yönelik olumlu bir adım olması nedeniyle tüketici davranışını yeşil enerji kullanan tesisler için pozitif yönde etkileyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki firmalar, satın aldıkları ürünleri üreten tesislerin yenilenebilir enerji sertifikası almasını şart koşarken buna karşılık çeşitli avantajlar da sağlıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Holiday Inn Resort Bodrum West Beach, IHG'nin Türkiye'deki toplam 20 işletilen ve projelendirilen Holiday Inn markalı otelleri arasına katılacak.
Dünyanın önde gelen otel şirketlerinden biri olan IHG Hotels & Resorts (IHG), Uslu Turizm İnşaat Taşımacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile iş birliği içinde Holiday Inn Resort Bodrum West Beach otelinin imzasını duyurdu. Söz konusu anlaşma, IHG'nin ilk Holiday Inn Resort tesisi olan Holiday Inn Resort Bodrum'un başarısını takip ediyor ve Türkiye'deki 33 açık otelin yanı sıra inşaat aşamasında olan 17 otele eklenerek portföyü büyütüyor.
2026 yılının ortasında açılması planlanan 460 odalı tesis, Bodrum'da tatil amaçlı tasarımıyla yeni bir seçenek sunarak IHG'nin Türkiye tatil pazarındaki konumunu daha da güçlendirecek. Aile dostu misafirperverliğe olan bağlılığını vurgulayan marka, misafirlere büyük bir havuz, kum plaj, spa, bar, toplantı alanı ve daha fazlasını sunacak. Misafirler tüm bunları Ege Denizi'nin etkileyici manzarası eşliğinde deneyimleyecek.
Dünyanın en ünlü turistik destinasyonlarından biri olan Bodrum'da yer alan Holiday Inn Resort Bodrum West Beach, misafirlerini cazibe merkezlerine, plajlara ve bölgenin canlı gece hayatına yakın bir konumda ağırlayacak. Turgutreis Marina'nın yakınında, Ege kıyısında yer alan otel, yatçılık ve deniz gezileri için elverişli bir konum sunarken, Kos gibi yakın Yunan adalarına kolay ulaşım imkânı da sunarak keşif ve dinlenme için mükemmel bir destinasyon haline gelecek.
Dünyanın en bilinen markalarından biri olan Holiday Inn, herkes için sıcak, samimi ve tutarlı bir konaklama deneyiminin yanı sıra kişisel hizmet anlayışıyla gerçek bir misafirperverlik sunuyor.
IHG Hotels & Resorts Avrupa Geliştirme Başkan Yardımcısı Willemijn Geels: "Bodrum'un en çok ilgi gören bölgelerinden biri olan Turgutreis hem yerli hem yabancı tatilciler tarafından tercih ediliyor. Holiday Inn Resort Bodrum West Beach'in stratejik konumu, seyahatçilerin tercih ettiği lokasyonlarla uygun markaları buluşturarak büyüme fırsatlarını değerlendirmemizi sağlıyor.
Türkiye'de markalarımıza yönelik artan taleple birlikte, Holiday Inn marka ailesini pazarda daha da büyütmekten heyecan duyuyoruz. Uslu Turizm ile bu projede ortak olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Onların vizyonu ve güveni, bizim yerel uzmanlığımız, küresel erişimimiz ve güçlü markamızı yüksek performans ve değer sunma kapasitemizle birleşiyor."
Dünyanın en sevilen otel markalarından biri olan Holiday Inn, kurucusu Kemmons Wilson'un kaliteli, tutarlı ve özgün seyahat deneyimi vizyonuyla aile ve iş seyahatlerinin vazgeçilmezi olmuştur. "İnsanların seyahati" fikrinden doğan Holiday Inn, herkesin bir araya gelebileceği, kendini rahat ve güvende hissedebileceği bir yer olmayı hedeflemiştir.
Marka, bu köklü mirasını koruyarak günümüz seyahatçilerinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sürekli evrilmektedir. Bugün Holiday Inn, geçmişten gelen değerlerini modern anlayışla harmanlayarak önümüzdeki on yıla ve ötesine yön vermeye hazırlanmaktadır.
Uslu Turizm İnşaat Taşımacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. sahibi Ersin Uslu ise şunları söyledi: "IHG Hotels & Resorts ile iş birliği yaparak Türkiye'ye söz konusu etkileyici yeni tesisi kazandırmaktan büyük heyecan duyuyoruz. IHG'nin güçlü geçmişi ve Türkiye pazarındaki derin bilgi birikimi, IHG'yi otelimiz için ideal ortak haline getiriyor. Yüksek sezonda her şey dahil, düşük sezonda ise sadece oda seçeneklerini sunabilmeleri gibi yerel dinamiklere hâkim olmaları, güçlü bir getiri sağlayacaklarına olan inancımızı artırıyor.
Holiday Inn Resort Bodrum West Beach'in eşsiz ve etkileyici bir konaklama deneyimi sunacağına, şehrin gelişen turizm sektörüne büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Söz konusu anlaşma, kaliteye olan bağlılığımızı ve bölgenin hem yerli hem yabancı turistler için cazibesini artırma hedefimizi yansıtıyor."
IHG Hotels & Resorts'un Türkiye'de Six Senses, InterContinental, Crowne Plaza, Holiday Inn Express ve Holiday Inn olmak üzere beş markada toplam 33* açık oteli bulunuyor. Holiday Inn Resort Bodrum West Beach, Bodrum'daki ikinci Holiday Inn Resort tesisi olacak ve markanın Türkiye'deki yirmi açık ve planlama aşamasındaki projesine katılacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Gürmen Giyim'in yeni yönetim dönemi, 1 Temmuz 2025'te Four Seasons'da düzenlenen törenle duyuruldu. Türkiye'nin öncü sanayi ve yatırım gruplarından biri olan Gürmen Group'ta, Gürmen Giyim Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini uzun yıllardır üretim ve operasyon süreçlerinde kritik roller üstlenen Yasemin Gür Solmaz devraldı.
Türkiye'nin öncü gruplarından biri olarak hazır giyim perakendesi, enerji, tarım ve teknoloji alanlarındaki yatırımlarıyla 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Gürmen Group'ta, yeni yönetim dönemi, önemli sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen törenle gerçekleşti. Üretim ve Operasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Yasemin Gür Solmaz, Gürmen Giyim Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini grubun kurucularından Remzi Gür'den devraldı.
Hazır giyim perakendesinden enerjiye, tarımdan teknolojiye geniş bir yelpazede yatırımlar gerçekleştiren Gürmen Giyim'in bu yeni yönetim dönemi, sektörün önde gelen temsilcileri, dernek başkanları ve iş dünyasının saygın isimlerinin katılım gösterdiği görkemli bir törenle başladı. Törende, önemli isimlerle bir araya gelinerek yeni vizyon üzerine değerli paylaşımlar gerçekleşti. Bu anlamlı günde, bugüne kadar gösterdiği vizyon, liderlik ve emekleri için Remzi Gür'e, nesilden nesile aktarılan değerleri simgeleyen anlam yüklü bir yüzük hediye takdim edildi.
Gürmen Giyim'in dönüşüm yolculuğuna liderlik edecek olan ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Yasemin Gür Solmaz, çoğunluğu kadınlardan oluşan vizyoner ve enerjik bir yönetim ekibiyle birlikte Gürmen Giyim'in stratejik vizyonunu geleceğin koşullarına uygun şekilde yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Kadın liderliğinin gücünü merkezine alan bu yeni dönem, kapsayıcı, yenilikçi ve sürdürülebilir bir büyüme anlayışını da beraberinde getiriyor. Geleceğin ihtiyaçlarını bugünden gözeten sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı projelerle, Grup dönüşümünü dinamik ve yenilikçi bakış açısıyla şekillendiriyor.
Gürmen Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Gür Solmaz; "Gürmen Giyim'in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmek, benim için yalnızca bir unvan değil; aynı zamanda uzun yıllardır emekle, vizyonla ve değerlerle inşa edilmiş bir yapının sorumluluğunu devralmak anlamına geliyor. Bu yapının içinde büyüyen biri olarak, üretimin, ekip ruhunun ve ortak aklın gücünü her adımda deneyimledim. Kuruluşundan bu yana sadece ürün değil, değer üreten bir kurum olmayı başaran Gürmen'in bu mirasını geleceğe taşımak için büyük bir heyecan ve sorumluluk duyuyorum. Gürmen olarak, bugün uluslararası pazarlarda aktif bir oyuncuyuz. Önümüzdeki dönemde bu konumumuzu daha da güçlendirmek, yeni fırsatları stratejik adımlarla değerlendirmek ve global marka olma hedefimize emin adımlarla ilerlemek en öncelikli gündemimiz olacak.
Kurumsal yönetişim, şeffaflık, hesap verebilirlik, algoritmik düşünce yapısı ve girişimcilik kültürünün şirketlerin sürdürülebilirliğinde temel unsurlar olduğuna inanıyorum. Bu göstergeler, ancak şirketin ve ailenin ortak değerleriyle örtüştüğü ölçüde köklenir ve kalıcı olur. Bu nedenle, aile şirketlerinin uzun ömürlü olması ve sonraki nesillere sağlıklı bir biçimde devredilmesi adına bugünden sağlam bir altyapı oluşturmak, bu vizyonu stratejik planlama ile pekiştirmek Yönetim Kurulu Başkanı olarak benim en önemli sorumluluğum. Bu görevi bir bayrak yarışı olarak görüyor, gelecekteki yöneticilere ve üçüncü nesle sürdürülebilir ve güçlü bir kurum bırakmak için kararlılıkla çalışacağımı içtenlikle ifade etmek istiyorum.
Bir kadın Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu sorumluluğu üstlenmekten büyük bir gurur duyuyorum. Bu adımı sadece kendi kariyer yolculuğum adına değil, aynı zamanda iş dünyasında kadın liderliğini destekleyen, ilham veren kurumsal bir örnek oluşturmak adına da anlamlı buluyorum. Kadınların karar alma mekanizmalarında daha görünür ve etkili olmalarının, sadece şirketler için değil, tüm toplum için dönüştürücü bir güce sahip olduğuna inanıyorum. Vizyoner bakışı, yüksek iş ahlakı ve girişimci ruhuyla sadece bize değil, tüm iş dünyasına ilham veren Sayın Remzi Gür'e bu değerli görevi bana güvenle devrettiği için yürekten teşekkür ediyorum. Birlikte çalıştığımız tüm ekip arkadaşlarımızla bu yolculuğu daha da ileri taşımak için durmaksızın çalışmaya devam edeceğim".
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini devreden Remzi Gür ise konuşmasında şunları söyledi: "Bugün yalnızca bir unvanı değil; uzun yıllardır inşa ettiğimiz bir hayali, bir kültürü ve büyük bir yolculuğu devretmenin heyecanını yaşıyorum. Bu yapının temellerini, emeğe kıymet veren, insana yatırım yapan ve köklerinden kopmadan dünyaya açılan bir marka yaratma hayaliyle attık. Zorluklarla, belirsizliklerle ama daima inanç ve azimle ilerledik. Bugün geldiğimiz noktada, yalnızca iş dünyasında değil, değerleriyle örnek olan bir kurum haline geldiysek, bunu yol arkadaşlarıma ve bu yapıya gönül veren herkese borçluyuz. Gürmen Giyim'in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini, kurumumuzu derinlemesine tanıyan, değerlerini içselleştirmiş, vizyoner ve güçlü bir lider olan Yasemin Gür Solmaz'a devretmekten büyük bir memnuniyet ve içten bir güven duyuyorum. Bu devir teslim, bir veda değil; köklü geçmişimizi geleceğe taşıyacak yeni bir dönemin başlangıcıdır. Gürmen'in hikâyesi, bugün daha da güçlenmiş bir vizyonla, kararlılıkla ve ortak değerlerle yazılmaya devam ediyor"
Lisans ve yüksek lisans eğitimlerini Londra'da alan Yasemin Gür Solmaz, Queen Mary University'de işletme mühendisliği eğitiminin ardından Birkbeck College'da ekonomi alanında yüksek lisans yaptı. İş hayatına 1996 yılında Shell'de başlayan Solmaz, burada kazandığı kurumsal iş tecrübesinin ardından aile şirketine geçerek Gürmen London'da çeşitli pozisyonlarda görev aldı. Aynı zamanda Gürmen Group'un İngiltere'deki mağazacılık yatırımlarının hayata geçmesine de öncülük etti. 2003 yılında Türkiye'de şirketin dış ticaret bölümünde göreve başlayan Solmaz, 10 yıldır yürüttüğü Üretim ve Operasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi görevinin ardından Gürmen Giyim Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
İngiltere'de bulunduğu dönemde sektörel kuruluşlar ve kadın odaklı sivil toplum örgütlerinde aktif görevler üstlenen Solmaz, Türkiye'ye dönüşünün ardından bu alandaki çalışmalarını sürdürmeye devam etti. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, W20 ve IWF Türkiye başta olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşunda görev alan Solmaz, hâlen KALDER Yönetim Kurulu Üyesi, DEİK Türkiye-İngiltere İş Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi, DEİK Türkiye-Kanada İş Konseyi Üyesi olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en büyük havayolu Emirates, 1 Temmuz itibarıyla yeni Airbus A350 uçağını Dubai ve İstanbul arasında resmi olarak hizmete soktu.
Emirates'in en yeni iç mekânlarına sahip, sektörde ilk olan teknolojileri ve yenilikleriyle donatılmış ve uçuşlarında olağanüstü bir konfor seviyesi sunan yeni nesil A350 uçağının İstanbul'da EK 117/118 seferleri ile hizmet vermeye başlaması, havayolunun Türkiye'deki yolcularıyla olan bağını güçlendirecek.
Emirates Türkiye, Bulgaristan ve Romanya Ülke Müdürü Mehmet Gürkaynak konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "A350 uçağımızla İstanbul'a ilk uçuşumuzu başarıyla gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu yeni nesil uçağımızın hem teknolojik özellikleri hem de konfor düzeyi sayesinde yolcularımıza yepyeni bir seyahat deneyimi sunuyoruz. Emirates'e yeni fırsatlar sunan A350, daha fazla rotaya erişim imkânı sağlayacak ve filomuzun verimliliğini ve esnekliğini daha da artıracak. Neredeyse 40 yıldır uçuşlar düzenlediğimiz Türkiye ise Emirates için her zaman stratejik bir öneme sahip oldu. Bu doğrultuda, yolcularımıza daima en yeni ürünlerimizle en iyi hizmeti sunmak için çalışmaya devam edeceğiz."
*Emirates'in EK117 sefer sayılı uçağı, Dubai'den her gün 18:00'te hareket edip 21:35'te İstanbul'a ulaşıyor. Dönüş uçuşu ise EK118 ile İstanbul'dan 23:20'de başlayıp 04:50'de Dubai'ye varıyor.
Üç geniş kabin sınıfıyla dikkat çeken Emirates A350; yatağa dönüştürülebilen 32 yeni nesil Business Class, 21 Premium Ekonomi ve geniş aralıklara sahip 259 Ekonomi Sınıfı koltukları ile toplamda 312 yolcuya hizmet veriyor. En yeni uçak içi ürünler, havayolunun sunduğu hizmet verimliliğini optimize ederken birinci sınıf bir yolcu deneyimi sunma taahhüdünü yansıtıyor. Emirates A350, 2008 yılından bu yana Emirates'in filosuna katılan ilk yeni uçak tipi olma özelliği taşıyor.
Tüm sınıflarda ekstra yüksek tavanları ve daha geniş koridorlarıyla Emirates A350, şık bir tasarımı geniş bir iç mekânla buluşturuyor. Yolcu konforu en önemli öncelik olarak belirlenirken, koltuk düzenlemeleri her yolcuya daha fazla özel alan sunuyor. Emirates A350 Business Class kabininde koltuk düzeni, sol pencere kenarında bir koltuk, ortada iki koltuk ve sağ pencere kenarında bir koltuk şeklinde (1-2-1) tasarlandı. Premium Ekonomi'deki düzen, sol pencere kenarında iki koltuk, ortada üç koltuk ve sağ pencere kenarında iki koltuk (2-3-2) şeklinde dizayn edildi. Ekonomi Sınıfı'nda ise sol pencere kenarında üç, ortada üç ve sağ pencere kenarında üç koltuk (3-3-3) düzeni bulunuyor. Bu tasarım, tüm yolcuların koridora daha kolay erişmesini sağlıyor. İkramların hazırlandığı oldukça geniş bir galley bölümüne sahip olan A350'nin, baş üstü dolapları da ergonomik tasarımıyla daha büyük bir alan sağlıyor.
Emirates'in yeni nesil ürünleri ve ödüllü hizmetinin yanı sıra yolcular, Business Class'ta kablosuz şarj, premium sınıflarda kapatıldığında BAE'nin sembolik ağacı ve Emirates'in adeta imzası niteliğinde bronz ve altın renklerindeki Ghaf ağacı motifi görünen elektrikli pencere perdeleri, ice uçak içi eğlence ekranlarında yeni dokunmatik kabin ekibi çağrı zili düğmeleri, dijital uçak içi menüler, kişisel kulaklıklar için iki Bluetooth bağlantısını eşleştirme özelliğine sahip her koltukta 60 watt USB C şarj imkânı gibi son teknoloji dokunuşlarıyla geliştirilmiş bir uçuş deneyimi yaşıyorlar. Havayolunun ice uçak içi eğlence sisteminin yeni nesil versiyonu, kusursuz navigasyon için ultra duyarlı dokunmatik ekranlarda çarpıcı 4K ve 4K HDR ile sinematik ekranlar ve çok daha fazlasını sunuyor.
Emirates'in yeni nesil uçağı hakkında daha fazla bilgi için Emirates A350 ile ilgili haberlerin yer aldığı sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Akıllı Hibrit Teknolojisi ve üstün arazi yeteneklerine sahip sağlam modelleriyle öne çıkan Suzuki, temmuz ayına S-Cross ve Vitara modelleri için sunduğu 250 bin TL 0 faizli krediye ek olarak nakit alım avantajlarıyla güçlü bir başlangıç yaptı. Suzuki, Yeni Swift’i satın almak isteyenlere yüzde 0 faizli 200 bin TL kredi desteği sunuyor. 4x4 segmentinde öncü Suzuki S-Cross ve Vitara modellerinde ise kullanıcılar temmuz ayı boyunca yüzde 0 faizli 250 bin TL kredi ve ek 50 bin TL nakit alım desteğinden faydalanabilecek. Tüm bu avantajların yanı sıra Suzuki, tüm modellerinde Garantim ON’da programıyla 10 yıla varan garanti imkânı sağlıyor.
Sağlamlığı ve dayanıklılığıyla öne çıkan, üstün yakıt performansını konfor ve güvenlikle birleştiren Japon üretici Suzuki, temmuz ayı boyunca geçerli avantajlı satın alma seçeneklerini devreye aldı. Bu kapsamda, segmentinin üzerinde donanım özellikleri sunan, üst ekipman seviyesi Pulse versiyonu ile tüm dikkatleri üzerine çeken Yeni Swift; Pulse ve Life olmak üzere iki farklı donanım seviyesinde sunuluyor. Düşük yakıt tüketimiyle de öne çıkan Yeni Swift’e, 200.000 TL’ye yüzde 0 faizli kredi desteği ile sahip olma fırsatı sunuluyor.
Güçlü ve iddialı yenilenen yüzüyle, Akıllı Hibrit teknolojisine sahip motor sistemini, yakıt verimliliği, yüksek performans, AllGrip 4x4 çekiş sistemi ve güncellenen güvenlik donanımlarıyla birlikte sunan ikonik Suzuki Vitara ise yüzde 0 faizli 250 bin TL kredi avantajıyla ve 50.000 TL nakit alım desteği fırsatı ile yeni sahiplerine kavuşmayı bekliyor.
AllGrip 4x4 veya 4x2 çekiş seçenekleriyle tercih edilebilen, güncellenen üstün güvenlik donanımlarıyla segmentinde öncü S-Cross, yüzde 0 faizli 250 bin TL kredi ve 50 bin TL nakit alım desteği fırsatıyla SUV severleri bekliyor.
Ayrıca temmuz ayı boyunca geçerli olacak ek takas desteği için de Swift, Vitara ve S-Cross modellerinden herhangi birini satın alacak müşteriler için https://www.suzuki.com.tr/ web sitesinde belirtilen katkılı kredili veya kredisiz alım koşuluna göre değişiklik gösterecek olan takas indirim desteği sağlanıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte milyonlarca kişi yazlık evlerine geçerken, bu yapılarda geçirilen sürenin artması ısı ve su yalıtımının önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Konforlu, sağlıklı ve uzun ömürlü bir yazlık yaşam için doğru yalıtım çözümleri büyük fark yaratıyor.
Yazın başlamasıyla birlikte pek çok kişi yazlık evlerine geçmeye hazırlanıyor. Yaz aylarını daha serin, konforlu ve sağlıklı geçirmek; yapıları yıllarca sağlam bir şekilde korumak için yazlık evlerde ısı ve su yalıtımının ihmal edilmemesi önem taşıyor. Doğru uygulanmış bir ısı yalıtımı, dışarıdaki sıcak havanın içeriye girmesini engelleyerek evin serin kalmasına yardımcı oluyor. Böylece hem enerji tasarrufu sağlanıyor hem de klima kullanımına bağlı yüksek elektrik faturalarının önüne geçiliyor.
Yazlık ev sahipleri için yalıtım, yalnızca yaz aylarında sağladığı serinlik ve konforla değil, aynı zamanda yapının genel ömrünü uzatması, bakım maliyetlerini düşürmesi ve gayrimenkul değerini artırmasıyla da uzun vadeli bir yatırım niteliği taşıyor. Yazlık evlerin önemli bir bölümü denize yakın, nemli bölgelerde konumlanıyor. Bu bölgelerde su yalıtımı ise yapının nemden, rutubetten ve su kaynaklı yapısal zararlardan korunması için kritik önem taşıyor. Özellikle bodrum katlar, teraslar, çatı alanları ve ıslak hacimlerde yapılacak doğru su yalıtımı uygulamaları hem yapının ömrünü uzatıyor hem de sağlıklı bir yaşam ortamı sunuyor.
Doğru yalıtım yaşam kalitesini artırıyor, enerji tüketimini azaltıyor
ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, "Yazlık evlerde ısı yalıtımı sadece kış aylarında düşünülmesi gereken bir konu değil. Yazın da iç mekân konforunu sağlayarak hem yaşam kalitesini artırıyor hem de enerji tüketimini azaltıyor. Yalıtımsız bir yapıya göre yüzde 70'e varan enerji tasarrufu sağlamak mümkün. Su yalıtımı ise sadece görünür hasarları değil, gözle fark edilmeyen ama zamanla yapının dayanıklılığını azaltan sorunları da önlüyor. Yazlık evlerde rutubet ve küf oluşumu yaşam kalitesini düşürüyor. Doğru yalıtım uygulamaları, bu tür sorunların önüne geçerek hem binayı koruyor hem de yaşam alanlarını daha sağlıklı hâle getiriyor" diyor.
Yalıtım, yaz konforunun ötesinde uzun vadeli bir yatırım
Türkiye'deki yazlık yapıların önemli bir kısmında hâlâ yeterli yalıtım uygulanmadığına dikkat çeken Ozan Turan, şunları söylüyor: "Konut sahiplerinin, yazlık evlerini sadece tatil sezonuna değil, dört mevsimlik bir konfor alanına dönüştürmeleri için ısı ve su yalıtımına yatırım yapmaları gerekiyor. Bu, hem bireysel hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir adım."
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.