Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümüne liderlik eden Schneider Electric, yeni nesil Easy TeSys Serisi motor yol verici ürünlerini sektöre sundu. Easy TeSys Serisi, mevcut EasyPact TVS motor devre kesicilerin, kontaktörlerin, kontrol rölelerinin ve aşırı yük rölelerinin yerini alıyor. Yeni Easy TeSys serisi, Easypact CVS, Easy Altivar, Easy Harmony ve Easy Modicon ile birlikte en üst düzey Easy serisi çözümünü oluşturuyor.
 
Easy TeSys serisi motor yol vericileri, yepyeni ve devrim niteliğindeki yeniliklerle operasyonlara güç katıyor. IE3/IE4 motorlar için IEC60947-4-1 AC-3e ile tam uyumluluk ve HVAC ve elektrikli kapalı alan uygulamaları için IEC60335 standartlarına uyum avantajı sağlıyor. Bu yenilikler, OEM müşterileri, pano üreticileri ve şartname hazırlayıcıları için de geniş bir fayda yelpazesi oluşturuyor.
 
Seri, yalnızca iki bileşen kullanılarak temel motor yol verme çözümü oluşturmak için kolay kurulum imkanı sağlıyor. Kolay seçim, kablolama ve sistem kurulumu ile sade ve etkili çözümler sunuyor. Aynı zamanda üstün güvenilirlik sağlayan yeni Easy TeSys serisi, çok standartlı vidalar sayesinde pratik kablo bağlantısı ve vidanın boşa dönme riskini en aza indirmek için gelişmiş tasarıma sahip. IEC60335 HVAC standardı ile elektrikli kapalı alan uygulamalarına %100 uyumluluk ve PLC ile doğrudan kontrol için geliştirilmiş 24V DC bobin özellikleriyle de operasyonlarda ölçeklenebilirlik yaratıyor. Yüksek verimlilik içinse IE3/IE4 uygulamalarındaki motorlar için AC-3e uyumluluğu ile öne çıkıyor. Ürün takibini sağlayan QR kod sayesinde süreçlerde izlenebilirlik kolaylaşıyor. Easy TeSys serisi, alanında öncü bu özellikleriyle mükemmel fayda ve fiyat avantajı yaratıyor.
 
Yeni ürün grubu içerisinde Easy TeSys Güç - Motor Devre Kesicisi, 2 Kasa (EasyPact TVS GZ1 serisinin yerini alıyor), Easy TeSys Kontrol - Kontaktör & Kontrol Rölesi (EasyPact TVS LC1E/CAE serisinin yerini alıyor) ve Easy TeSys Koruma - Aşırı Yük Rölesi (EasyPact TVS LRE serisinin yerini alıyor) bulunuyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Başta anahtar ve priz tasarımları olmak üzere tüm yaşam alanlarını yenilikçi çözümlerle buluşturan Günsan Elektrik, yeni GG Smart prizini kullanıcılarla buluşturdu. Hem enerji hem de zaman tasarrufu sağlayan GG Smart prize bağlanan tüm cihazlar, istenilen şekilde programlanabiliyor ve akıllı telefonlar ile her yerden açılıp kapatılabiliyor.
Yenilikçi ruhuyla anahtar ve priz sektöründe pratik ve kişiselleştirilebilir birçok yeni seri sunan Günsan Elektrik, kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak yeni ürünler geliştirmeye devam ediyor. Son olarak, uzaktan yönetilebilme özelliği ile ön plana çıkan GG Smart prizi müşterilerinin beğenisine sunan Günsan Elektrik, konforu ve güvenliği bir arada sunuyor. Küçük tasarımı ile estetik bir görünüme sahip olan ve GG Smart uygulaması sayesinde kolayca kurulabilen priz; “Ütüyü prizde mi unuttum, ışık açık mı kaldı” gibi sorularına son veriyor.

Hem güvenli kullanım hem de tasarruf sağlıyor

Hızlı kurulumu ile öne çıkan GG Smart priz, yaşam alanlarında aktif kullanım olmadığı zamanlarda gereksiz enerji kaybı yaşatan cihazların elektrik tüketimini sıfırlamaya yardımcı oluyor. Priz üzerinde yer alan tuş ile kolayca açılıp kapanabilen ürün, Andorid ve iOS destekli GG Smart uygulamasının zamanlayıcı özelliği sayesinde televizyon, ısıtıcı, kahve makinesi gibi ürünleri uzaktan yönetmeye imkan sağlıyor. Örneğin, akıllı TV’nin her gece 24 ile sabah 08 arasında tamamen kapalı olması programlanarak, bu saatler arasındaki elektrik tüketimini sıfırlarken, dışarı çıkarken prizde unutulan ütünün kapatılmasını sağlayarak yangın tehlikesinin önüne geçiyor.
Google Asistan ve Amazon Alexa destekli olan akıllı priz, ses ile de yönetilebiliyor. “akıllı prizi çalıştır”, “ışığı kapat” gibi sesli komutlar ile cihazlar açılıp kapatılabiliyor. Takvim özelliği ise cihazın çektiği akım gücü ve harcanan enerji miktarı verileri sayesinde tasarruf yapmaya destek oluyor. Uygulamadaki aile paylaşımı özelliği de akıllı cihazları birden fazla telefondan kontrol etme imkanı sunuyor.
https://online.gunsanelectric.com/urun/gg-smart-wi-fi-kontrollu-akilli-priz-16a
Günsan Hakkında
 1982’de anahtar priz ve elektrik aksesuarları imalatı yapmak üzere kurulan Günsan, 1995’te halen üretiminin devam ettiği endüstriyel tesisine geçti. Anahtar-priz üretimi ile Türkiye’nin sektöründe öncü şirketlerinden biri olan Günsan, inşaat sektöründe alçak gerilim tesisatı ekipmanları olan elektrik anahtarı, priz, grup priz, şalt malzemesi, kompakt şalter, kaçak akım röleleri, sigorta kutuları ve aksesuarlarından oluşan 17.000 parçalık ürün portföyünü distribütörleri ve bayileri aracılığı ile hem ülke içine hem de dünyada 50’den fazla ülkeye ulaştırıyor

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yeni nesil sendikacılığın ülkemizdeki temsilcisi Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), "Gıda Sanayisinde Kadın Emeği" webinarıyla kadının iş ve yaşam dengesi, iş gücünde ve sendikal hayatta kadının karşılaştığı zorluklar ve beklentiler konusunu ele alacak. 24 Nisan Çarşamba tarihinde Öz-Gıda İş Sendikası Kadın Komitesi Başkanı Tuba Koruç'un konukluğunda gerçekleşecek webinar, ücretsiz olarak takip edilebilecek.
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), gıda sektörü içerisindeki bilgi akışına katkı sağlamak ve bilgi kirliliğinin önüne geçmek hedefiyle 2023 yılında başlattığı webinar serisine hızla devam ediyor. TÜGİS, son olarak Öz-Gıda İş Sendikası Kadın Komitesi Başkanı Tuba Koruç'un konuk olduğu "Gıda Sanayisinde Kadın Emeği" webinarıyla, iş gücünde ve sendikal hayatta kadınların karşılaştığı zorluklara değinecek. Kadınların iş hayatındaki beklentilerinin de ele alınacağı webinar 24 Nisan Çarşamba 11.00-12.00 arasında gerçekleşecek.
 Üreten Kadının Sesi, TÜGİS Webinar'ında
Yaptığı değerlendirmelerde TÜGİS'in çalışma hayatının paydaşlarına kulak vererek diyaloğu önceliklendiren bir rol üstlendiğini belirten TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, webinar serileriyle de bu amaca hizmet ettiklerini belirtti. Kadınların iş gücüne katılımının ülke ekonomilerinin büyümesinde çarpan etkisi yarattığını ifade eden Sidar, "Gıda sanayimiz bugün dünyanın neredeyse her ülkesine ihracat yapabilen bir güce erişmiş ise bu gelişimde üretimde emek veren işçilerimizin rolü çok büyük. Türk gıda sanayimiz, kadın istihdamının yüksek olduğu bir sanayi ve çalışan kadınların emeği takdiri hak ediyor. Bu kapsamda pek çok firmada örgütlü olan ve üye sayısıyla öne çıkan Öz-Gıda Sendikası Kadın Komitesi Başkanı Tuba Koruç'la birlikte kadının iş ve yaşam dengesi, üreten kadının karşılaştığı zorluklar ve beklentiler hakkında konuşacak, her zaman olduğu gibi karşılıklı diyalogla anlayışımızı geliştireceğiz" dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşları arasında olan Petlas, sivil ve askeri havacılık uçakları ve tüm platform lastiklerinin ürün onayını kapsayan "Uluslararası Akredite Merkezi" unvanını almaya hak kazandı. Bu ünvanla Petlas hava aracı lastiklerini akredite edebilen dünyanın dördüncü, Türkiye'nin ise ilk markası oldu.

AKO Grup bünyesinde faaliyet gösteren Petlas, yenilikçi lastikleri, fabrika yatırımları, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik çalışmaları ile sektöründe başarıların öncüsü olmaya devam ediyor. Uçak lastiklerine uluslararası kabuller için gereken bir çok testi yapabilme yeteneğine sahip Lastik Deney Laboratuvarı ile başarılarına bir yenisini ekleyen Petlas, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından Ulusal Akreditasyon Sertifikası'na layık görüldü. Bu sertifikasyonla üretilen uçak ve havacılık sektörüne ait lastiklerin uluslararası uygunluk onayını, Ulusal Akreditasyona sahip Lastik Deney Laboratuvarı'nda sağlayabilecek.
 
Dünya'da dördüncü Türkiye'de ilk
Daha önce Türkiye'deki tek akredite lastik test pistine sahip olan Petlas, bu alandaki yetkinliklerini bir adım daha ileriye taşıyarak milli havacılık lastiklerinin ürün onayını kapsayan Uluslararası Akredite Test Merkezi unvanını kazanan dünyada 4'üncü, Türkiye'de ise ilk marka oldu.

Alınan sertifikaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Petlas Genel Müdürü Hakan Yalnız, "Savunma sistemlerinde yerlilik oranının yüksekliği ve ürünün kritik parçalarına sahip olmak ülkeler açısından büyük önem taşıyor. Bu sertifikasyonla Petlas olarak, sivil ve askeri havacılık lastiklerinin kabul ve onay sürecinde dışa bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz. Bu sertifikasyonla ayrıca yerli olarak geliştirilen KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ, Bayraktar TB2, Akıncı, Atak II, Gökbey gibi hava araçlarının lastiklerinin test süreçlerini dışa bağımlı olmadan kendi bünyemizde tamamlayabileceğiz" ifadelerini kullandı. Yalnız sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu belgeyle; ülkemizin son dönem savunma sanayi havacılık alanında geliştirdiği milli hava araçları projeleri için 15 farklı platformundaki 22 farklı lastiği kendi know-how'ımızla üreterek, kullanımları için gereken sertifikalandırmayı da sağlayabiliyoruz. Böylece hava araçlarının hem lastiklerinde hem de uluslararası onay iradesinde dışa bağımlılıktan kurtuluyoruz. TÜRKAK tarafından layık görüldüğümüz Ulusal Akreditasyon Sertifikası ile Türkiye'de bir ilke imza atmak bizim için çok onur ve gurur verici. Türkiye'nin havacılık ve savunma sanayisindeki başarılarına katkıda bulunmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."
1976'da askeri hava araç lastiklerinde dışa bağımlılığı kırma amaçlı olarak Kamu Özel Teşebbüsü olarak kurulan Petlas, 2005'te AKO Grup tarafından satın alındığı günden bu yana yapılan 900 milyon dolar düzeyindeki yatırımla Türkiye'nin tek çatı altında en fazla ürün çeşitliliğine sahip lastik fabrikası olarak adından söz ettiriyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dijital varlık sektörünün en büyük şirketi Tether ile MENA bölgesinde ve İstanbul'da ofisleri bulunan dijital varlık altyapı sağlayıcısı Fuze, önemli bir iş birliği gerçekleştirdi. Dijital varlık farkındalığının geliştirilmesi kapsamında kurulan iş birliği doğrultusunda Türkiye ve MENA bölgesi özelinde dijital varlık alanında eğitim çalışmaları yapılacak.
 
Tether ve Fuze gerçekleştirdikleri iş birliğiyle birlikte; sınır ötesi ödeme çözümleri, uyumluluk, düzenleyici çerçeve geliştirme ve yerel finans kurumları için eğitim gibi başlıkların yer aldığı, çok yönlü bir program oluşturmayı amaçlıyor. İki şirket ilerleyen dönemde sınır ötesi ödemeleri kolaylaştırmak için Bitcoin, blockchain ve stablecoin’lerin benimsenmesini teşvik eden eğitim kampanyalarını da hayata geçirecek. Bu kampanyalarda ise Türkiye ve MENA bölgesindeki işletmeler ve bireyler için dijital varlıkların faydaları vurgulanacak.
 
Tether ve Fuze ayrıca, bu bölgelerde benzer amacı taşıyan programların ve çalıştayların gelişimini de analiz edecek. Etik ve sorumlu eğitim uygulamalarına bağlılık gösteren eğitim ve çalıştayların teşvik edilmesi için ortak stratejiler tasarlanacak. Bu stratejiler, dijital varlıkların farkındalığını ve benimsenmesini artırarak yatırımcıları ve işletmeleri Bitcoin ve Tether gibi dijital varlıkların günlük işlemlerdeki pratik kullanımı konusunda eğitmeyi hedefleyecek.
 
Banka ve finans kuruluşlarına altyapı desteği sağlanacak
 
Stablecoin ve dijital varlık kullanımı noktasında bankaların ve finans kuruluşlarının müşterilerini de bilgilendirmeyi hedefleyen bu iş birliği programıyla ayrıca, bu finans kuruluşlarının dijital varlıkları etkili bir şekilde kullanabilmesi için gerekli bilgi ve araçlarla donatılmasına da katkı sağlanacak.
 
İş birliğine ve gelecek hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulunan Tether CEO’su Paolo Ardoino, “Fuze ile birlikte dijital varlıkları Türkiye, MENA bölgesindeki insanların erişimine sunan bir iş birliğinin parçası olmaktan heyecan duyuyoruz. İş birliğimizi sadece teknolojik hedeflerle sınırlı tutmuyor, aynı zamanda hızla gelişen bu ekosistemde; bireylerin, işletmelerin ve finans kuruluşlarının sağlıklı bir şekilde ilerlemelerine destek olmayı amaçlıyoruz.” dedi.
 
İş birliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fuze Kurucu Ortağı ve CEO'su Mo Ali Yusuf, "Dijital varlıkların finansın geleceğine güç vereceğine ilişkin vizyonumuzu paylaşan Tether ekibiyle birlikte çalışmak bizim için gurur verici. Tüm paydaşlar ile bir çalışma içerisine girerek dijital varlıkların kullanımını yaygınlaştırabilir ve kurumlardan son tüketicilere kadar herkesin bu ekosistemin sunduğu geniş fırsatlardan güvenli bir şekilde faydalanmasını sağlayabiliriz." dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İklim değişikliğine bağlı risklerin gözle görülür olmasının ardından daha sürdürülebilir ve çevreci tercihler yaparak tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye odaklanan tüketicilerin bu eğilimi, şirketlerin ve kurumların gözünden kaçmadı. Bu dönüşüm, sürdürülebilirlik ve çevre konulu yanıltıcı iddialarda bulunmayı tanımlayan yeşil aklama kavramını gündeme getirdi. Güncel veriler Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki şirketlerin %54’ünün “yeşil aklama” yaptığını gösterirken, doğrulama platformu Teyit, Yeşil Aklama Projesi'ni duyurdu.

Nesnel bir metodolojiyle yeşil aklama vakalarını ortaya çıkarmayı hedefleyen proje hakkında bilgi veren Teyit Proje Geliştirme Sorumlusu Emircan Saç, “Tüketicilerin çevresel sorunlara yönelik tepkileri güçlenirken, piyasa aktörleri ve otoriteler de bu eğilime uygun adımlar atıyor. Ancak bu adımlar bazen yanıltıcı iletişim faaliyetlerinden ibaret oluyor ve bu, hem tüketici hem vatandaş olarak bireyleri yanıltıyor. Yeni projemizle yeşil iddia sahiplerinin çevresel performanslarına dair yanlış ve yanıltıcı bilgileri tespit etmeyi hedefliyoruz” dedi.
2 kişiden biri sürdürülebilirlik iddialarına şüpheyle yaklaşıyor
Konuyla ilgili bir başka araştırmada, sürdürülebilirlik ve çevre konusuna yönelik ilgileri güçlenen iki tüketiciden birinin, şirketlerin sürdürülebilirlik iddialarına şüpheyle yaklaştığı görüldü. Yeşil aklama kavramının, şirket veya otoritelerin faaliyetlerini gerçekten daha yeşil hale getirmek için çabalamaksızın, yalnızca tüketiciler nezdinde daha yeşil bir imaja sahip olmak için yapılan çalışmaları ifade ettiğini belirten Emircan Saç, “Bu konu, bir bilgi düzensizliği olarak, 2016’dan bu yana internetteki şüpheli bilgileri inceleyen, dijital okuryazarlık ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek için eğitim faaliyetleri yürüten Teyit.org’un inceleme alanına giriyor. 16 Nisan’dan itibaren, yeşil iddiaları incelemeye ve yeşil aklama vakalarını ortaya çıkarmaya başladı. Yeşil Aklama Projesi ile farklı sektörlerde ne gibi yöntemlerin uygulandığını belirleyecek, hangi verilerin şeffaflıkla paylaşılmadığının tespit edebileceğiz” diye konuştu.
Uzman görüşüyle nesnel bir metodoloji geliştirildi
Yeşil Aklama Projesi kapsamında şirket ve kurumların sürdürülebilirlik ve çevresel etki iddialarını mümkün olduğunca nesnel bir şekilde incelemek için özgün bir metodoloji geliştirdiklerini ifade eden Teyit.org Proje Geliştirme Sorumlusu Emircan Saç,
“Yeşil aklama hakkındaki bilimsel literatürden faydalanarak hazırladığımız bu metodolojiyi, Türkiye’den ve dünyadan uzmanların geribildirimleriyle zenginleştirdik. Bu metodolojiyi kullanarak bir yandan yeşil aklama şüphesi taşıyan vakaları incelerken diğer yandan da bu tartışmaları beslemek ve toplumsal farkındalığı artırmak için ilgili kavramları tanıtacağımız ‘Yeşil Aklama Sözlüğü’ yazılarını yayımlayacağız. İklim değişikliği alanındaki bilgi düzensizliklerine de daha fazla odaklanarak, iklim dezenformasyonu hakkında öğretici içeriklerle vatandaşların doğru bilgiye ulaşmasına katkıda bulunacağız” ifadelerini kullandı.
“Kuruluşları daha şeffaf ve hesap verebilir olmaya yönlendirecek”
Yanlış bilgi sorununa yönelik sürdürülebilir çözümlerin geliştirilmesine katkıda bulunduklarını hatırlatan Emircan Saç, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Teyit olarak pandemiden savaşlara, seçimlerden siyasetçi demeçlerine, doğru bilgiye erişmenin en gerekli ve güç olduğu dönem ve durumlarda editoryal araçlar, kullanıcı deneyimi, özel sayfa tasarımları ve teknolojiyi, kamuoyu talebine yanıt verebilecek bir biçimde kullanıyoruz. Tüketiciler için her geçen gün daha gri bir alana dönüşen iklim, sürdürülebilirlik ve çevre odaklı yeşil iddiaları inceleyerek, abartılı çevresel etki söylemlerini gerçek sürdürülebilirlik girişimlerinden ayırmaya odaklanacağız. Bu sayede hem tüketicilerin ve toplumun daha bilinçli kararlar almasına destek olmayı hem de kuruluş ve bireyleri daha şeffaf, dürüst ve hesap verebilir olmaya yönlendirebilmeyi amaçlıyoruz.”