Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’de dijital dönüşümün öncülüğünü üstlenen Türk Telekom’un, Türkiye Futbol Federasyonu ile iş birliği sonucu geçtiğimiz yıl ilk kez düzenlenen Türk Telekom eSüper Lig’de yeni sezon heyecanı başladı. Trendyol Süper Lig’deki 20 kulübün eFutbol takımlarının şampiyonluk mücadelesi vereceği yeni sezonun ilk müsabakaları, 15 Şubat’ta oynandı. Türk Telekom’un aynı zamanda yayıncılığını üstlendiği eSüper Lig’de karşılaşmalar Tivibu Spor aracılığıyla izleyicilerle buluşacak.
Türk Telekom Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Özden, “Spora ve sporcuya verdiğimiz desteği sürdürüyor, teknoloji deneyim ve birikimimizle eSpor ekosisteminin gelişmesine katkı sunuyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu iş birliği ile geçtiğimiz yıl tarihte ilk kez düzenlenen eSüper Lig’in isim sponsoru ve resmi yayıncısı olarak öncü bir adım attık. İsim sponsoru ve yayıncısı olduğumuz Türk Telekom eSüper Lig’de ikinci sezon büyük bir heyecanla başladı. Trendyol Süper Lig’deki 20 kulübün eFutbol takımlarının yer alacağı yeni sezonda tüm ekiplere başarılar diliyorum” diye konuştu.
Türkiye’de dijital dönüşümün öncüsü olan Türk Telekom, teknoloji birikimini ve yenilikçi vizyonunu yaşamın tüm alanlarına aktarmaya devam ediyor. Türkiye’de spora ve sporcuya desteğini sürdüren Türk Telekom, geçtiğimiz yıl Türkiye Futbol Federasyonu ile yaptığı iş birliği sonucu bir ilke imza atarak eSüper Lig’in hayata geçirilmesinde öncü rol oynadı. İlk kez düzenlenen ve Galatasaray’ın şampiyonluğuyla sonuçlanan ilk sezonun ardından Türk Telekom eSüper Lig’de ikinci sezon Trendyol Süper Lig’deki 20 kulübün eFutbol takımlarının katılımıyla gerçekleştiriliyor. Türk Telekom eSüper Lig’in yeni sezon 15 Şubat’ta oynanan heyecan dolu maçlarla başladı. Telekom eSüper Lig’de normal sezonu ilk 8 sırada bitiren takımlar play-off aşamasına katılma hakkı elde edecek. Play-off turunda seriler En İyi 3 (BO3) olarak oynanacak ve sekiz takım arasından dört takım final aşamasına kalacak. Final aşamasına çeyrek finalden başlayan takımlar play-off aşamasından gelecek 4 takımla eşleşip finale ulaşmak için mücadele edecek. Play-off ve final maçlarının Nisan 2024’te gerçekleştirileceği Türk Telekom eSüper Lig karşılaşmaları Tivibu Spor ekranlarından yayınlanacak.
Türk Telekom Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Özden, “Türk Telekom olarak, Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik ederken her alanda olduğu gibi sporda da teknoloji birikimimizle öncü rol oynamayı sürdürüyoruz. Bu kapsamda Türkiye Futbol Federasyonu ile iş birlikleri yürütüyor, futbolu teknoloji ile harmanlıyoruz. Geçtiğimiz yıl ilk kez hayata geçirilen eSüper Lig’in isim sponsoru ve resmi yayıncısı olarak önemli bir kilometre taşının daha altına imzamızı attık. Oyunseverlerin tüm ihtiyaçlarına yanıt veren markamız GAMEON ile bu yıl ilk kez oynanan eTürkiye Kupası’nın hayata geçirilmesine katkı sunduk. eSpor’un en temel gereksinimleri arasında yer alan yüksek hızı sağlayan fiber altyapıyı memleketin her şehrine götürerek, sağladığımız 1000 Mbps’a kadar yüksek hızda internetle sadece dijital dönüşüme değil, dünyada büyük bir endüstri haline gelen oyun sektörünün ülkemizde de eş zamanlı olarak gelişmesine katkı sağlıyoruz. Heyecanla takip ettiğimiz ve resmi yayıncısı olarak ekranlara getirdiğimiz Türk Telekom eSüper Lig, Trendyol Süper Lig’deki 20 kulübün eFutbol takımlarının katılımıyla ikinci sezonunu açtı. Türk Telekom eSüper Lig’in yeni sezonunda mücadele edecek tüm takımlara başarılar diliyorum” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Esas Sosyal Yatırım Programları’nın Kurumsal Destekçileri arasına 9 yeni kurum katıldı. 21 farklı sektörde faaliyet gösteren Türkiye’nin önde gelen 40 şirketi, genç istihdamında fırsat eşitliği için el ele veriyor.
Esas Holding’in sosyal fayda odaklı yatırım birimi Esas Sosyal; 2015 yılından bu yana odağına aldığı gençlik ve istihdam alanında sürdürülebilir ve ölçülebilir etki yaratmak amacıyla “Esas Sosyal Fırsat Eşitliği Sağlar” mottosu ile sosyal yatırım programları hayata geçiriyor.
Esas Sosyal’in geliştirdiği Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat, Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım ve Mezun Programları etrafında sivil toplum kuruluşları, Kurumsal Destekçiler, insan kaynakları profesyonelleri, eğitmenler, mentorlar ve mezunlardan oluşan 4.000 kişiyi aşkın geniş ekosistem, gençleri fırsat eşitliği ile buluşturuyor.
Esas Sosyal’in özgün bir özel sektör ve sivil toplum iş birliği modeli olarak 2019 yılında başlattığı Kurumsal Destek Programı ile ekosisteme katılan kurumlar, “genç istihdamında fırsat eşitliği” misyonu etrafında güçlerini birleştiriyor. Şimdiye kadar yalnızca Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı Kurumsal Destekçiler tarafından desteklenirken bu yıl Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı için de Kurumsal Destek modeli başlatıldı.
Böylelikle Esas Sosyal programlarının etkisi, harekete geçirdiği ekosistemdeki kişi ve kurumların gençlere olan inançları ve destekleri sayesinde daha da güçleniyor. Kurumsal Destekçiler; Esas Holding ile birlikte İlk Fırsat Programı kapsamında STK’larda çalışan yeni mezun gençlerin maaşlarını karşılarken, İngilizce Fırsatım Programı’nda ise üniversite öğrencilerinin İngilizce dil eğitimi bedellerini üstleniyor. Ayrıca Kurumsal Destekçiler yöneticileriyle mentorluk, prova mülakat ve çeşitli etkinliklere destek olarak programlarda yer alan katılımcıların kişisel ağlarını ve vizyonlarını geliştirmelerine de katkı sağlıyor. Sayıları 500’ü aşan gönüllü profesyoneller ise kolektif etkinin gücünü daha da artıyor.
Yeni dönemde Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı’ndaki gençleri Esas Holding ile birlikte özel sektörün öncü firmaları destekliyor. Sürdürülebilir bir şekilde programa destek veren kurumlar arasında Agito, Arçelik, Arzum, BLG Trusted Advisors, DESA, DenizBank, Dimes, Doğan Holding, Esas Gayrimenkul, ETİ, Fiba Holding, FLO, Ford Otosan, Getir, İnfina Yazılım, Insider, Kibar Holding, Korozo Group, Nobel İlaç, Pegasus Hava Yolları, QNB Finansbank, SANKO Holding, TFI TAB Gıda Yatırımları, Tahincioğlu Gayrimenkul, Turcas Petrol, ÜNLÜ & Co, Visiott ve Yataş yer alıyor. Programı destekleyenler arasına bu yıl Ayakkabı Dünyası, Beiza, Osmanlı Yatırım, Sportive, Turkey Mozaik Foundation, Turkish Philanthropy Funds ve Yeşil Kundura gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren yeni kurumlar da katıldı.
Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı’nda ise Bee’o Propolis, Figopara, İş Portföy, OPLOG, Osmanlı Yatırım ve Tacirler Yatırım öğrencilere verilen İngilizce dil eğitimi bedellerini Esas Holding ile birlikte üstlenerek gençlere destek oluyor.
Esas Sosyal; Kurumsal Destek Programı ile işverenlerce daha az tercih edilen devlet üniversitelerinden yeni mezun olan gençlerin; iş hayatına daha öz güvenli, donanımlı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak adım atmalarına katkı sağlarken Kurumsal Destekçileri ile el ele vererek genç istihdamında fırsat eşitliği konusunda farkındalığı artırıyor.
Esas Sosyal, Programları ile bugüne kadar 900 gence okuldan işe geçişte fırsat eşitliği sağlarken, nitelikli genç iş gücü ve kaynak desteği sunduğu sivil toplum kuruluşlarını da güçlendiriyor.
Gençler için yaratılan toplumsal faydanın katlanarak artması için topyekûn hareket etmenin önemini vurgulayan Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı; “Öncelikle gençlere akranları ile aynı fırsatlara kavuşmaları için imkân sağlama yolculuğumuzda yanımızda olan tüm kurumsal destekçilerimize ve ekosistem paydaşlarımıza teşekkür etmek isterim. 2019 yılından bu yana Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı kapsamında kurumsal destekçilerimiz bu yolu bizimle birlikte yürüyor. Bu yıl ise 3 yıl önce hayata geçirdiğimiz Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım Programı için de Kurumsal Destek modeli başlattık. Gençler; istihdama geçerken cesaretlendirilmek ve fark edilmek istiyorlar. Bu yüzden Kurumsal Destek Programı’ndaki amaçlarımızdan biri de işveren tarafında farkındalık oluşturmaktı. Çünkü toplumsal fayda yaratmak için güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Her bir adımımızı sürdürülebilir, ölçülebilir bir sosyal etki yaratma gayesiyle atıyoruz. Bu anlayışla attığımız her adım beraberinde sosyal faydayı getiriyor. Biz Esas Sosyal Ekosistemi’nin katkılarıyla bir fayda mekanizması yaratmayı önemsiyoruz. Bu yaklaşımla, Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programımızın Kurumsal Destekçilerinin bursiyerleri, Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım katılımcısı olarak ekosistemimize dâhil oluyor. Bunun yanı sıra Kurumsal Destekçilerimizin yöneticileri gençlere mentorluk desteği verebiliyor, prova mülakatlara katılabiliyor. Böylece fırsat eşitliği yaratma yolculuğumuzda birçok kurum ve kişiyi bir araya getirdiğimiz ekosistemimiz birbirini besleyerek büyüyor ve gelişiyor. Aramıza bu yıl katılan Kurumsal Destekçilerimize tekrar “Hoş geldiniz” diyor, genç istihdamında fırsat eşitliği sağlama bilincinin tüm kurumların insan kaynakları politikalarında yer almasını diliyorum” dedi.
Esas Sosyal Hakkında:
Türkiye’nin lider yatırım gruplarından Esas Holding'in sosyal yatırım birimi Esas Sosyal, merhum Şevket Sabancı ve ailesinin topluma yatırım yapma vizyonu ile kuruldu. 2015 yılından bu yana genç istihdamında fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık misyonuyla sürdürülebilir ve ölçülebilir sosyal yatırımlar hayata geçiren Esas Sosyal’in liderliğini Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı üstleniyor. İşverenlerce daha az bilinen devlet üniversitelerindeki gençlerin istihdama geçişte karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmaya çalışan Esas Sosyal, eğitimli genç işsizliğine çözüm modeli olan Programları etrafında özel sektör ve sivil toplum kuruluşları, iş insanları, yöneticiler ve gençlerden oluşan 4.000 kişilik güçlü bir ekosistemi harekete geçiriyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ibabanka, 14 Şubat Çarşamba günü, Swissotel The Bosphorus İstanbul’da düzenlediği ‘Fibabanka Özel Bankacılık ile Ekonomi Sohbetleri’ etkinliğinde Özel Bankacılık müşterilerini Ekonomist-Yazar Dr. Mahfi Eğilmez ile bir araya getirdi. Fibabanka Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Mert ve Dr. Mahfi Eğilmez yaptıkları sohbetle dünya ve Türkiye ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu.
Bankacılık lisansına sahip bir teknoloji şirketi olma vizyonuyla faaliyet gösteren, müşteri ve iş ortaklarına değer yaratan finansal çözümler sunan Fibabanka, farklı müşteri ihtiyaçlarına yönelik etkinlikler düzenlemeye de devam ediyor. Bu kapsamda Swissotel The Bosphorus İstanbul’da düzenlediği ‘Fibabanka Özel Bankacılık ile Ekonomi Sohbetleri’ etkinliğinde Özel Bankacılık müşterilerini Dr. Mahfi Eğilmez ile bir araya getirdi.
Dr. Mahfi Eğilmez, 2024’ü hem dünya hem de Türkiye için ‘Belirsizlik Yılı’ olarak değerlendirerek şunları söyledi: “2024 yılında her yerde seçimler var. Seçimler popülizmi etkiliyor. Dünyanın da Türkiye’nin de farklı da olsa sorunları var. Bizim temel problemimiz ekonomi gibi görünse de sosyal ve siyasal sorunlarımız ekonomiyi de belirleyecek kadar büyük ve etkili. İlk yapmamız gereken; sorunlar envanteri çıkararak bunları tek tek çözmeye çalışmak olmalı. Ekonomiye baktığımızda ise; enflasyon, risklerin yüksekliği, piyasaya müdahaleler, faizlerin enflasyonun gerisinde kalması ve enflasyonu durduramaması ön plana çıkıyor. Buna karşılık özel sektörün dinamizmi, yaratıcılığı ve kriz yönetme becerisinin üstünlüğü Türkiye’yi ayakta tutmaya devam ediyor.”
Yirmi birinci yüzyılın, ABD hegemonyasının sonunu getireceğini, Uzak Doğu’nun yeniden yükselişine sahne olacağını, iki veya üç kutuplu dünyaya dönüşün sinyalini verdiğini öngören Eğilmez; bu yüzyılda Türkiye’de hukuku restore etmenin, eğitimi düzeltmenin, demokrasiyi ilerletmenin ve doğru ekonomi politikaları uygulamanın çıkış yolu olacağını ifade etti.
Fibabanka Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Mert; geçtiğimiz yılın uluslararası ilişkilerdeki gerginlikler, ticaret savaşları, bölgesel çatışmalar ve küresel istikrarsızlıklarla öne çıktığını ve bunların etkisini 2024’te sürdüreceğini öngördüğünü belirterek; “Hem dünyada hem Türkiye’de enflasyonist bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla küresel büyümenin yavaşlayacağı bir süreç bizi bekliyor. Diğer yandan, rasyonel ekonomi politikalarının uygulandığına tanık oluyoruz. Bunun olumlu sonuçlarını alacağımıza inanıyorum. Kritik olanın üretimde anlamlı bir yol almak olduğu kanaatindeyim. Çünkü görünen o ki; 2024’te iç piyasalarda da belli seviyelerde daralmalar yaşayacağız. Bu mevcut ekonomik programın da öngördüğü bir şey. Önemli olan mevcut koşulları bilerek bu süreçlere hazırlıklı olmak” dedi.
Fibabanka, ‘Fibabanka Özel Bankacılık ile Ekonomi Sohbetleri’ni düzenli olarak devam ettirerek müşterilerini birbirinden değerli konuklarla bir araya getirecek.
Fibabanka Hakkında:
Fiba Grubu bünyesine 27 Aralık 2010 tarihinde katılan Fibabanka, ‘Anlarız hızla, çözeriz hızla’ yaklaşımı ve müşterilerinin ayağına giden banka anlayışıyla hizmet vermektedir. Fibabanka, müşterilerinin hayatına değer katarak, dijital teknolojilerine yaptığı yatırımlarla, müşteri deneyimini mükemmelleştirmeye odaklanmaktadır. Hızlı ve kolay bankacılık çözümlerini Fibabanka Mobil ve İnternet Bankacılığı kanalları, 444 88 88 Telefon Bankacılığı, fibabanka.com.tr ve şubeleri aracılığıyla ulaştıran Fibabanka, her geçen gün geliştirdiği farklı sektörlerdeki iş ortaklıkları ile de birçok noktada finansal çözümler sunmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TÜBİSAD stratejik ortaklığında, International Data Corporation (IDC) tarafından 15 Şubat'ta Microsoft İstanbul ev sahipliğinde “Her Yerde Yapay Zeka” temasıyla düzenlenen IDC Türkiye Directions 2024'te en son yerel, bölgesel ve küresel BT pazarı tahminleri değerlendirildi. Etkinliğe katılan 200'den fazla BT sektör yöneticisi, içinde bulunduğumuz dijital ekonomi çağına dair deneyimlerini ve öngörülerini paylaştı. Konusunda uzman yerel ve küresel IDC analistleri, küresel trendlerin yerel çevre üzerindeki etkisini değerlendirdi; önemli ülkeler ve endüstrilerdeki en son gelişmeleri ve tahminleri sundu. Etkinlik, katılımcılara gelecekteki büyüme fırsatları hakkında bilgiler ile bulut, güvenlik, yapay zeka, RPA ve IoT gibi kritik teknolojilere ilişkin içgörüler sağladı.
Etkinlikte, teknoloji üreticileri, hizmet sağlayıcılar, kanal ortakları ve düzenleyiciler gibi tüm BT ekosistemi paydaşlarını kritik içgörüler, görünümler ve tahminlerle donatmak için tasarlanan “IDC 2024 Tahminleri” paylaşıldı. Çalışma, teknoloji endüstrisinin gelişen yapay zeka destekli ortamı hakkında temel rehberlik sunmayı amaçlıyor.
IDC'nin Başkan Yardımcısı ve Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çizmecioğulları'nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte IDC Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) Grup Başkan Yardımcısı ve Bölge Genel Müdürü Jyoti Lalchandani, teknoloji pazarının en son küresel trendlerini analiz etti; IDC Türkiye Araştırma Direktör Yardımcısı Eren Eser ise IDC'nin yerel pazara yönelik tahminlerini sundu. IDC'nin META bölgesi araştırma direktör yardımcısı Melih Murat ise iş ortağı ekosistemi ve “Her Yerde Yapay Zeka” teması hakkındaki görüşlerini paylaştı
Teknoloji Sağlayıcılarının Vizyonları ve 2024 Tahminleri paneli
Etkinlikte, Türkiye'nin bilişim sektöründeki etkili liderlerin pazara girmek için en son çözümleri tartışıldı, ortaya çıkan zorluklar ve fırsatlar keşfedildi. “Teknoloji Sağlayıcılarının Vizyonları ve 2024 Tahminleri” başlıklı panelde, küresel teknoloji pazarında rekabetçi ve ölçeklenebilir bir oyuncu olma stratejileri tartışılırken, iş liderleri bakış açılarını sergiledi. Bu oturumun panelistleri arasında BSH Ev Aletleri Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Dijital Platform Hizmetleri Küresel Başkanı Berke Menekli, KoçSistem CEO'su Mehmet Ali Akarca, SAP CEO'su Uğur Candan, Netaş CEO'su Sinan Dumlu, IFS CEO'su Ergin Öztürk, ve Datamarket CEO'su Murat Boyla yer aldı.
Bir diğer panelde ise Türkiye'nin yaygın olarak tanınan bir teknoloji merkezi haline gelmesi için işgücü beklentileri, yasal altyapı ve teşviklere odaklanarak, Türk bilişim sektörünün küresel rekabet gücünü artırmak için yapılması gerekenler ele alındı. Moderatörlüğünü TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak'ın yaptığı oturumda, Yıldız Holding Bilgi İşlem Başkanı ve Yıldız Tech CEO'su Gül Erol, Enerjisa BT ve Dijital İş Yönetimi Başkanı Mehmet Fırat, Doğuş Teknoloji CEO'su Semih İncedayı ve Intertech Genel Müdürü Ömer Uyar konuşmacı olarak bulundu.
IDC 2024 Tahminleri
Verimlilik ve gelir artışının kurumsal önceliklerin ön saflarında yer aldığı bir iş ortamında, üretken yapay zekanın (GenAI) rolü ön plana çıkıyor. IDC, dünya çapındaki işletmelerin yüzde 35'inin 2025 yılına kadar dijital ürün ve hizmetleri birlikte geliştirmek için GenAI'yi kullanmasıyla büyük bir paradigma değişikliğinin gerçekleşeceğini ve rakiplerine kıyasla gelir artışlarını potansiyel olarak iki katına çıkaracağını tahmin ediliyor. Bu benimseme hızlandıkça, IDC, GenAI ve otomasyon tarafından desteklenen beceri geliştirmenin uygulanmasının, kuruluşların 2026 yılına kadar küresel olarak 1 trilyon dolarlık üretkenlik artışı elde etmesini sağlayacağını tahmin ediyor.
Burada ortaya çıkan önemli soru: Müşteriler GenAI yol haritalarını oluştururken neye öncelik verecek? IDC tarafından yakın zamanda gerçekleştirilen küresel bir üst düzey yönetici anketine verilen yanıtlar, önümüzdeki 18-24 ay boyunca odak noktasının çoğunun, özellikle satış, BT ve finans işlevlerinde üretkenlik iyileştirmeleri sağlamaya odaklanacağını gösteriyor. Ankete katılanların yüzde 50'sinden fazlası, tarafından, önümüzdeki 18 ay için hedefledikleri en önemli iş sonucu olarak üretkenlik kazanımları olacağı vurgulandı. IDC, verimlilik kazanımlarına yapılan vurgunun önümüzdeki 3-5 yıl içinde gelir artışı sonuçlarına yol açmasını bekliyor ve satış, BT, finans, operasyonlar ve tedarik zinciri fonksiyonlarının tümü GenAI'den gelir artışı beklentilerini bildiriyor. Sağlayıcılar, GenAI çözüm tekliflerinin müşterilerinin gelişen iş hedefleriyle uyumlu olmaya devam etmesini sağlamak için bu değişimi kilit alıcılarıyla birlikte dikkatle izlemelidir.
2024'te GenAI araçları, üst düzey liderlerin kullanılmayan içgörüleri ve bilgileri ortaya çıkararak yapılandırılmamış verilerin verimli kullanımını ikiye katlamalarını sağlayacak. Ancak IDC Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) Grup Başkan Yardımcısı ve Bölge Genel Müdürü Jyoti Lalchandani, yaptığı konuşmada kuruluşların görüşlerini üretkenliğin ötesine genişlettikçe önceliklerinin de değişmesini beklediğini dile getirdi. Lalchandani, “Çoğu kuruluş için GenAI etrafında yüzlerce üretkenlik kullanım senaryosu geliştirmek kolaydır ancak birçoğu zaten maliyet düşürme konusunda aşırı dönüp dönmediklerini ve GenAI'nin gelirlerini artırmalarına nasıl yardımcı olabileceğine yeterince odaklanmadıklarını sorguluyor. Bugün, bölgedeki hemen hemen her ülke yerel ekonomik değeri artırmaya ve istihdam yaratmaya odaklanmış durumda. Dijitale bu kitlesel geçişin etkisi, temel kamu hizmetlerinin sağlanmasından, dijital platformlarda ürünlerin satın alınmasından ve çevrimiçi öğrenmeye ve çalışmaya geçişten, değer yaratma ve sosyal kalkınmaya odaklanan tutarlı bir dijital ekonomi vizyonunun geliştirilmesine kadar her yerde belirgindir” dedi.
“2024'te dijital ekonomi kavramı daha çok ivme kazanacak”
IDC'nin Başkan Yardımcısı ve Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çizmecioğulları, konuşmasında, Türkiye'nin jeopolitik öneminin, yerel seçimler öncesi ve sonrası enflasyon ve kur dalgalanmalarıyla birlikte, ülkenin dijital ekonomisinin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacağına inandığını belirtti. Çizmecioğulları, “Bu tür düşüncelerin tüm paydaşlar üzerinde devam eden bir etkisi var ve gelecekteki stratejilerin belirlenmesinde önemli bir rol oynayacak. Üretkenlik, dönüşüm, veri, büyüme, otomasyon, inovasyon, dayanıklılık, hız ve güven 2024 CIO gündeminde üst sıralarda yer alırken, ciro ve kârlılığa odaklanmaları, iş verimliliğine ve çevikliğine katkıda bulunmaları ve dijital kanallardan yeni gelir kaynakları yaratmaları bekleniyor. 2024, personel eksikliklerinin üstesinden gelmeye, otomasyon yoluyla iş ve BT verimliliğini artırmaya ve bulut harcamalarını kontrol etmeye çalışan CIO'lar ve teknoloji liderleri ve hizmet verdikleri kuruluşlar için özellikle zorlu bir yıl olacak. Aynı zamanda, değişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamak ve olası bir küresel durgunluk ve zorlaşan ekonomik koşullarla birlikte kaçınılmaz olarak gelecek kaynak kısıtlamalarına uyum sağlamak için yeni yetenekler bulmak zorunda kalacaklar. Dijital ekonomi kavramı daha fazla ivme kazanacak ve kurumların iş modelleri müşterilerin beklentileri doğrultusunda değişecek. Güvenlik, KOBİ'lerin ve orta ölçekli şirketlerin başarısı için çok önemlidir. Güvenlik yazılımı sağlayıcıları, gelişen siber güvenlik ortamını ele almak için çözümlerini sürekli olarak yenilemeli ve uyarlamalıdır. Her şeyden önce, şirketleri siber güvenlik en iyi uygulamaları konusunda eğitmeye, hassas verilerini proaktif olarak korumaları ve potansiyel siber tehditleri azaltmaları için onları güçlendirmeye odaklanmalılar” ifadelerini kullandı.
“Sektörümüz, diğer sektörleri de büyütüyor”
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak ise konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye bilişim sektörünün önemi büyük ölçüde arttı ve ülke ekonomisi için kalıcı olarak vazgeçilmez hale geldi. Gelecek hedeflerimize baktığımızda, kendi sektörümüzün büyümesinin yanı sıra diğer sektörleri de katlanarak büyütme potansiyeline sahip olduğumuzu fark ediyoruz. IDC Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz stratejik iş birliğiyle yerel ve global ölçümleme metodolojilerini kullanarak diğer sektörlerin büyümesini de öncelikli araştırma konularımız arasına dahil etmeyi hedefliyoruz. Bu vizyonla teknolojinin şekillendirdiği bir geleceğe adım atmaya kararlıyız ve diğer sektörlerin de bu dönüşümde önemli rol oynayacağına inanıyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Mercedes-Benz Türk’ün, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi uzun dönem stajı için başvuruları 1 Şubat’ta başladı. MTAL öğrencilerinin 12. sınıfta yapmaları zorunlu olan uzun dönem stajı için başvurular 31 Mart tarihine kadar gerçekleştirilebiliyor.
Türkiye’de 57 yıldır ağır ticari araç sektörünün öncüsü olan Mercedes-Benz Türk, İstanbul Hoşdere Fabrikası’nda şehirlerarası ve şehir içi otobüsler, Aksaray Fabrikası’nda ise kamyon ve çekiciler üreterek faaliyetlerini sürdürüyor. Mercedes-Benz Türk, Türkiye ekonomisi ve kalkınmasına sağladığı katkının yanı sıra eğitim, spor, kültür-sanat ve çevre odaklı birçok kurumsal sosyal fayda programını bir arada yürütüyor. Gençlerin eğitimi ve gelişimine büyük önem veren Mercedes-Benz Türk, bu doğrultuda Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) öğrencilerine yönelik staj imkânı sunuyor. MTAL öğrencilerinin 12. sınıfta yapmaları zorunlu olan uzun dönem stajı için başvurular 1 Şubat’ta başladı.
Başvurular, 31 Mart 2024 tarihine kadar sürecek.
İstanbul Otobüs Fabrikası’nda gerçekleşecek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi uzun dönem stajı için başvurular 31 Mart’a kadar sürecek. Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri her yıl Eylül-Haziran ayları arasında, hafta içi Pazartesi-Salı-Çarşamba veya Çarşamba-Perşembe-Cuma olmak üzere üç gün ve 07.30-17.15 saatleri arasında tam zamanlı olarak Mercedes-Benz Türk’te staj yapabiliyor. Bu sayede öğrenciler, okulda aldıkları teorik eğitimi uygulama şansı yakalayabiliyor. MTAL öğrencileri, Aksaray Kamyon Fabrikası’nda staj yapmak için ise Mayıs ayında başvuru yapabilecek.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ericsson; radyo, taşıma ve anten portföyüne iletişim servis sağlayıcıların (CSP) yüksek performanslı, sürdürülebilir ve açık şebekelerde yararlanabilecekleri 12 yeni donanım ve yazılım çözümü eklediğini duyurdu.
Şirketin Londra’da düzenlediği Mobil Dünya Kongresi 2024 hazırlık etkinliğinde tanıttığı bu çözümler arasında en dikkat çekici olan, amiral gemisi ürünü AIR 3255. Massive MIMO zaman bölmeli çift yönlü (TDD) bir radyo olan AIR 3255, önceki nesil radyoya kıyasla yüzde 25’in üzerinde enerji tasarrufu sağlıyor. Aynı zamanda AIR 3255’in gömülü karbon ayak izi* ise yüzde 20 daha az.
Ericsson’un geliştirdiği yeni radyo, 5G orta bant kullanımını teşvik etmek amacıyla, tüm TDD 6GHz altı frekans bantlarına ölçeklenebilen yeni küçük metal filtre teknolojisi bulunduruyor. AIR 3255, daha yüksek alıcı işlem gücü ve enerji verimliliği sunan yeni nesil Massive MIMO Ericsson Silicon (Çip Üzerinde Sistem) ile donatılan ilk radyo olma özelliği de taşıyor. Ayrıca AIR 3255, üretim tekniği açısından sektörde benzeri olmayan, pasif soğutmaya katkıda bulunan tek baskılı devre kartı kullanıyor.
Ericsson Şebekeler Ürün Alanı Başkanı Mårten Lerner, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Ericsson olarak, 5G ve ötesinin inovasyon potansiyelini en üst düzeye çıkarma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu doğrultuda performans, sürdürülebilirlik ve erişim açılarından en başarılı şebeke ürünlerini yaratarak teknolojinin ön saflarında yer almak bize gurur veriyor. Bugün tanıttığımız yeni çözümler, 5G’nin yaygınlaşma sürecinin bir sonraki aşamasına hız kazandıracak.”
AIR 3255 ve aşağıda yer alan diğer yeni radyo ürünleri, Ericsson’un radyo portföyünü sektörün en kapsamlı ve sürdürülebilir Open RAN’e hazır (paket ön plan tabanlı eCPRI) radyo portföyü haline getiriyor. Bu portföy genişlemesi, Ericsson'un Open RAN'ı endüstriyel standartlara taşıma hedefinin bir parçası olarak tasarlandı.
Daha yüksek 5G performansı
• Üç bantlı Massive MIMO FDD radyo AIR 3284 (32T/32R), 4T/4R’a kıyasla 2 kat daha hızlı aşağı yönlü iletim ve 4 kat daha hızlı yukarı yönlü iletim** kapasitesi sunuyor.
• Radio 4823 (4T/8R), uygulama tercihine bağlı olarak kapsama alanı veya kapasiteyi artırmak üzere kullanılabilen ve yukarı yönlü iletim performansını iki katına çıkaran 2,6 GHz frekans bandında bağımsız elektrikli eğim özelliği bulunduruyor.
• Geniş ölçekli kullanım için yüksek kapasiteli ve yüksek performanslı Sabit Kablosuz Erişim sunan AIR 5343. 1600 MHz’e ulaşan toplam taşıyıcı bant genişliği ve 11 dB daha geniş kapsama alanı sunuyor.
Ultra hafif orta bant TDD radyolar
• Yüzde 50 daha yüksek çıkış gücüne ve yüzde 42 daha düşük gömülü karbon ayak izine sahip Radio 4461HP (yüksek güç) ve standart ile yüksek güç (HP) seçeneklerinde sunulan Radio 8873, portfölyöde yer buluyor.
Ericsson ayrıca üç yeni yazılım özelliğini kullanıma sunuyor:
• Uplink Multi-User Massive MIMO FDD: Yukarı yönlü iletimde girişim reddi birleştirmesi (IRC) tabanlı dörde kadar katmanla kapasite ve hızı artırıyor.
• Uplink-aware Advanced Multi-Layer Coordination: Kullanıcı cihazı (UE) kapasitesini, şebeke yapılandırmasını, hizmet gereksinimlerini ve aşağı yönlü ve yukarı yönlü hücre yükünü dikkate alarak her kullanıcı için en iyi hücre setini belirliyor.
• Automated Energy Saver: CSP tarafından tanımlanan bir amaç yoluyla otomatik bir şekilde maksimum performans ve enerji verimliliği arasında denge kuruyor. Böylece radyo ve enerji kaynaklarını daha verimli kullanırken kullanıcı deneyimini de en üst seviyeye çıkarıyor
Ericsson’un portföy geliştirmelerine yeni nesil taşıma ve anten çözümleri de eşlik ediyor:
• MINI-LINK 6355: Yeni nesil, tümüyle açık alan E-bant düğümüyle daha yüksek E-Bant performansı sunuyor. İki kat fazla çıkış gücü ve 25GE arayüzleri, çoklu taşıyıcı uygulamalarında hop mesafesini ve kapasiteyi artırıyor. Ayrıca E-bant için Radio Deep Sleep enerji tasarrufu özelliği getiriyor.
• Antenna 4206: İki düşük bant, dört orta bant; 2,1m yeni anten yapısı. En yeni yüksek performanslı Ericsson Anten Sistemi çözümü, yüzde 100 termoplastik radom yapısı ve daha hafif tasarımıyla yüzde 85’e varan huzme verimliliği sağlarken, gömülü karbon ayak izini yüzde 49, ağırlığı ise yüzde 24 oranında azaltıyor. Aynı zamanda tümüyle geri dönüştürülebilir olma özelliği de taşıyor.
Entel Luis Uribe, Kurumsal Ağ Yöneticisi: şu değerlendirmede bulundu: “Ericsson’un yeni nesil ultra hafif MIMO AIR 3255 radyosunu büyük bir heyecanla karşıladık. Bu Massive MIMO radyo, sürdürülebilirlik politikalarımız ve şebekemizin enerji verimliliğini ve karbon emisyonlarını azaltma stratejimiz için ideal çözüm olacak.”
Telstra Şebeke ve Altyapı Yöneticisi Iskra Nikolova şunları söyledi: “Telstra ve Ericsson’un uzun yıllara dayanan iş birliği, daha yüksek hız, kapasite ve kapsama alanıyla şebeke performansını artırıp müşterilerimize harika bir 5G deneyimi sunmamızı sağlıyor. Yakın zamanda eklenen ve geniş bant Massive MIMO TDD ile sunulan ilave orta bant spektrumu, aşağı yönlü iletim kapasitesini önemli oranda artırıyor. Ancak bu spektrum, hücreler arasında hareket edilirken karşılaşılan trafik artışına yanıt vererek müşteri deneyimini iyileştirecek güçlü bir yukarı yönlü FDD’ye ihtiyaç duyuyor. AIR 3284 ve Radio 4823’ün Massive MIMO FDD’ye getirdiği yenilikler, kendi Massive MIMO orta bant TDD’mizden en iyi şekilde yararlanmamızı sağlayacak. Müşterilerimizin şebeke deneyimini geliştirme yolculuğumuzda bu yeni radyoları şebekemize eklemek için sabırsızlanıyoruz.”
Mobil Ağ, Mobil Ürünler ve B2B Telco Swisscom Başkanı Mark Düsener şunları söylüyor: “Sürdürülebilirlik ve kullanıcı deneyimi bizim için en önemli hedefimizdir. Otomatik Enerji Tasarrufu işleviyle, kullanıcı deneyimini hem izleme hem de yönetme konusunda benzersiz bir fırsat ve aynı zamanda gelişmiş otomasyon aracılığıyla operasyonel karmaşıklığı azaltarak enerji tasarrufunu artırma olanağına da sahip oluyoruz."
SoftBank Corp. Kıdemli Başkan Yardımcısı ve CNO Tomohiro Sekiwa şunları söylüyor: “Müşterilerimiz için en iyi 5G deneyimini güvence altına almak, Ericsson ile yakın ve uzun vadeli işbirliğimizin temel taşıdır. Uplink farkındalığına sahip Gelişmiş Çok Katmanlı Koordinasyon ile, gelişmiş 5G bağımsız trafik yönlendirme yolculuğunda bir sonraki evrimsel adımı atıyoruz. Bu, maksimum ağ performansını elde etmek amacıyla her kullanıcı için en iyi hücre setini seçmek amacıyla hem aşağı bağlantı hem de yukarı bağlantı hücre yükünü içerir. Bu yazılım yeniliği, fotoğraf ve video yüklemeleri, video etkileşimleri gibi günlük kullanım durumlarının yanı sıra AR ve VR gibi uygulamalar için uplink hızının giderek daha önemli hale geldiği kullanıcı davranışındaki değişikliği ele alıyor. Yeni özellikler tüm bunları sağlarken spektrum kullanımını optimize ediyor ve müşterilerimizi memnun ediyor.”
Omdia Mobil Altyapı Kıdemli Araştırma Müdürü Rémy Pascal, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Yüksek performans ve sürdürülebilirlik, Ericsson ile özdeşleşmiş kavramlar. Tanıtılan bu yeni ürünler, şirketin bu alanlardaki ününü daha da pekiştirirken, servis sağlayıcıların 5G Advanced’e yönelik ilerlemelerine de hız kazandıracak. Ayrıca şirketin bir süre önce AT&T ile yaptığı açıklama, Ericsson’un açıklık konusundaki kararlılığının altını çiziyor. Son olarak otomasyon, bu lansmanın bütünsel hedefini tamamlayan dördüncü unsuru olarak karşımıza çıkıyor.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ExxonMobil çatısı altında faaliyet gösteren, dünyanın önde gelen sentetik motor yağı markası Mobil 1™, 2024 yılı boyunca OEM, motor sporları ve diğer alanlardaki özel etkinliklerle 50 yıllık otomotiv mirasını kutlayacak. Markanın yolculuğunu özetleyen bir kısa film, kilometre taşı değerindeki bu yılda Mobil 1'in kutlamalarına yön veren temel bileşenlerden biri olarak öne çıkacak. Bununla birlikte Mobil 1 markası, 2024 motor sporları sezonu boyunca, özel olarak tasarlanan araç giydirmeleriyle ve yine Mobil 1 markasının kapsamlı yarış geçmişinden öne çıkan diğer önemli noktalarla mirasını kutlayacak. ExxonMobil, bu ikonik markayla motor koruması ve performansının geleceğini şekillendirmeye devam etmenin heyecanını yaşıyor.
Dünyanın en büyük halka açık petrol şirketi ExxonMobil, Mobil 1™ motor yağının küresel pazarlara sunulmasının 50. yıl dönümünü kutluyor. ExxonMobil, 2024 yılında Mobil 1™ markasının 50 yıllık geçmişini ortaklıklar, motor sporları ve sanal gerçeklik alanlarındaki bir dizi girişimle anacak. Etkinliklerin her biri markanın köklü geçmişini vurgulayacak ve geleceğine ışık tutacak.
Tam sentetik otomotiv motor yağı olarak başlayan ve daha sonra Mobil 1 markalı motor yağları serisi ile genişleyen Mobil 1 markası, benzinli ve son dönemde hibrit ve elektrikli otomobiller için motor korumasında benzersiz kalite ve performansa sahip ürünleriyle yarım asırdır sektörün ön saflarında yer alıyor. Bugün gelinen noktada ise Mobil 1™, yenilikçi yaklaşımı, iş birliği ve müşterilerine olan bağlılığıyla dünyanın önde gelen sentetik motor yağı markası olarak başarılarla dolu büyümesine emin adımlarla devam ediyor. ExxonMobil, bu ikonik markayla motor koruması ve performansının geleceğini şekillendirmeye devam etmenin heyecanını yaşıyor.
50 yıldır kalite ve performans konusunda standartları belirledi!
Markanın yolculuğunu özetleyen bir kısa film, kilometre taşı değerindeki bu yılda Mobil 1'in kutlamalarına yön veren temel bileşenlerden biri olarak öne çıkıyor. ExxonMobil, izleyicileri Mobil 1 markasının evrimi, etkileyici iş birlikleri ve teknolojik başarıları konularında sürükleyici bir yolculuğa çıkaracak olan video için eski Formula 1 yarışçısı ve McLaren pilotu David Coulthard ile ortaklık yaptı.
Mobil 1 markası, 2024 motor sporları sezonu boyunca, özel olarak tasarlanan araç giydirmeleriyle ve yine Mobil 1 markasının kapsamlı yarış geçmişinden öne çıkan diğer önemli noktalarla mirasını kutlayacak.
ExxonMobil’in, Mobil 1 markasının devrim niteliğindeki sentetik motor yağı mirasıyla gurur duyduğunu ifade eden Mobil 1 Global l Marka Müdürü Laura Bustard, “Mobil 1 motor yağı, 50 yıldır kalite ve performans konusunda standartları belirledi ve önümüzdeki 50 yıl boyunca gelişmeye ve mükemmelleşmeye devam edecek. Otomotiv veya yarış dünyasındaki herkes bu markanın ne kadar ikonik olduğunu ve gelecekte de olmaya devam edeceğini iyi biliyor.” dedi.
ExxonMobil’in sınırları zorlama yeteneğinin bir parçası
Mobil 1 markasının son 50 yıldaki yolculuğu, ExxonMobil'in sınırları zorlama yeteneğini ve performans ile sürdürülebilirliğe olan bağlılığını gözler önüne seriyor. Mobil 1, dünya genelinde önde gelen otomobil üreticilerinin, profesyonel yarışçıların ve milyonlarca sürücünün güvenilir tercihi haline geldi. Mobil 1 markasının gelişmiş yağ formülü, motor aşınmasına karşı benzersiz koruma sağlayarak motor ömrünü uzatıyor ve tüketicilerin bakım maliyetlerini azaltıyor.
ExxonMobil, Mobil 1 markasının başarısının sadece üstün teknolojiye dayanmadığının, aynı zamanda önde gelen otomobil üreticileri, yarış takımları ve sektör uzmanlarıyla yapılan yakın iş birliğinin bir sonucu olduğunun bilincinde. Bu iş birlikleri Mobil 1'in sürekli olarak gelişmesine ve yeni endüstri standartları belirlemesine olanak tanıyor.
Mobil 1 markasının anlamlı ilişkileri sürdürmeye ve geliştirmeye kendini adamış durumda olduğunu ifade eden Global Sponsorluklar Direktörü Robert Shearer, “Geleceğe doğru ilerledikçe, otomobil üreticileri, yarış takımları ve diğer büyük ortaklarla yaptığımız çalışmalardan kaynaklanan yenilikçi çözüm ve yaklaşımların devam ettiğini görmekten heyecan duyuyoruz. Mobil 1 motor yağında yapılan her iyileştirmeye ‘Pistten Yola’ teknolojisi yansıyor” dedi.
Mobil 1 Hakkında
Dünyanın önde gelen sentetik motor yağı markası Mobil 1, geleneksel motor yağlarının ötesinde performans sağlayan aşınma önleyici teknolojiye sahip. Bu teknoloji Mobil 1 ürünlerinin otomobil üreticilerinin en zorlu standartlarını karşılaşmasını sağlarken, aynı zamanda normal ve hatta en zorlu koşullar altında motor aşınmasına karşı üstün koruma sağlıyor. Mobil 1, kritik motor parçalarını korumak üzere aşırı sıcaklıklarda hızla akıyor ve motor performansını en üst düzeye çıkarmak ve motor ömrünü uzatmaya yardımcı olmak için tasarlanmış durumda. Daha ayrıntılı bilgi için www.mobil1.com adresini ziyaret edebilir ve Facebook, Instagram ve Twitter üzerinden @Mobil1’i takip edebilirsiniz.
ExxonMobil hakkında
Halka açık en büyük uluslararası enerji ve petrokimya şirketlerinden biri olan ExxonMobil, yaşam kalitesini artıran ve toplumun gelişen ihtiyaçlarını karşılayan çözümler üretiyor.Şirketin, Üretim, Ürün Çözümleri ve Düşük Karbon Çözümleri ana faaliyet alanları; enerji, kimyasallar, madeni yağlar ve daha düşük emisyon teknolojileri dahil olmak üzere modern yaşamı mümkün kılan ürünler sunuyor. ExxonMobil, sektörün önde gelen kaynak portföyüne sahip olup dünyanın en büyük entegre yakıt, madeni yağ ve kimya şirketlerinden biri. ExxonMobil aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük CO2 boru hattı ağının da sahibi ve işletmecisi. ExxonMobil, 2021 yılında 2016 seviyelerine kıyasla işletilen varlıklar için 2030 yılına yönelik Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyon azaltma planlarını açıkladı. Şirket; şirket genelindeki sera gazı yoğunluğunda %20-30'luk bir azalma, yukarı yöndeki operasyonların sera gazı yoğunluğunda %40-50 azalma, kurumsal çapta metan yoğunluğunda %70-80 azalma ve şirket genelindeki alevlenme yoğunluğunda %60-70'lik bir azalma hedefliyor.ExxonMobil, teknolojideki gelişmeler ve açık ve tutarlı hükümet politikalarının desteğiyle, 2050 yılına kadar işlettiği varlıklarından net sıfır Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonuna ulaşmayı hedefliyor. Daha ayrıntılı bilgi için exxonmobil.com ve ExxonMobil Gelişmiş İklim Çözümleri linklerini ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin en sevilen zincir kafe-restoranları ve en büyük unlu mamül üreticileri arasında yer alan Aslı’nın Genel Müdürü Caner Bayıralan oldu. Uzun yıllar sektörün önde gelen şirketlerinde yöneticilik yapan Bayıralan, Şubat ayı itibarıyla Genel Müdür olarak yeni görevine başladı.
Eksim Holding’in Gıda Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Aslı’da üst düzey görev değişimi gerçekleşti. Gıda sektörünün önde gelen şirketlerinde başarılı bir yöneticilik kariyerine sahip olan Caner Bayıralan, Şubat ayı itibarıyla Aslı Genel Müdürü olarak yeni görevine başladı.
Kariyer hayatı boyunca Arçelik ve Syngenta gibi markalarda da çalışmış olan Bayıralan, 10 yılı aşkın süre UNO’da iş geliştirme direktörü ve genel müdür olarak görev yaptı. 2021 yılında Simit Sarayı’nın genel müdürlüğü görevini de üstlenen Bayıralan, son olarak 2022 yılından bu yana Koska’da genel müdür koltuğunda başarılı işlere imza attı. Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan ve Koç Üniversitesi’nde yüksek lisans programını tamamlayan yeni Genel Müdür Bayıralan, tecrübesini gıda alanında Türkiye’nin ilk zincir mağazalarından olan Aslı’nın gelecek vizyonu için kullanacak.
Yeni hedeflerle geldi
Yeni görevine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Caner Bayıralan; “Türkiye’de geniş ürün yelpazesiyle 40’ı aşkın şubede hizmet veren Aslı’nın yönetiminde bulunduğum için çok mutluyum. Aslı, 30 yıllık tecrübesi ile uzun yıllar börek denilince ilk akla gelen marka oldu. 2021 yılından bugüne Aslı’daki dönüşümü sektörden biri olarak yakından takip ediyordum. Aslı’nın yeni döneminde logosundan dekoruna, ürün çeşitliliğinden hizmet kalitesine yaptığı tüm değişikliklerin markaya olumlu yansındığı görülüyor. Önümüzdeki dönemde dönüşümün getirdiği bu ivme ile Aslı’nın yurtiçi ağını genişletirken Orta Doğu pazarı başta olmak üzere yurtdışında da Aslı lezzetlerini temsil edecek yeni şubelerimizi hizmete sunmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin en büyük unlu mamul entegre üretim tesislerinden birine sahibiz. Tesislerimizde Türkiye’nin en büyük market zincirlerine yönelik unlu mamul üretiyoruz. Kabiliyetlerimizi en üst düzeye çıkararak hem markalı ürünlerimizle hem de marketler için ürettiğimiz ürünlerle perakende sektöründeki hacmimizi genişletmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca bugüne kadar ürünlerini dünyanın pek çok kıtasına ulaştırmış bir marka olarak ihracat kanalında da odak pazarlara yönelik faaliyetlerimizi arttıracağız. Sunduğumuz garantili lezzetlerin yanında, bayilik açısından da yatırımcılara avantajlı bir iş modeli teklif ediyoruz. ” şeklinde konuştu.
Aslı’da dönüşüm hızla devam ediyor
Kafe-restoran sektörüne tecrübesi ve inovatif yaklaşımı ile yeni bir soluk getiren Aslı, dönüşüm ve şubeleşme serüvenine hızla devam ediyor. 2022'de Göztepe'deki şubesinde başlayıp ilk ve klasikleşmiş şubesi olan Bağlarbaşı şubesinde devam eden bu yenilenme süreci, Dudullu'daki fabrikasında bulunan şubesinin deneyim mağazasına dönüştürülmesiyle daha da büyüdü. Yenilenme süreci; Ankara Ayrancı ve Kadıköy'de kapılarını açan yeni şubelerle daha da genişledi. Dönüşüm ile daha ferah ve sıcak bir yapıya kavuşan şubeleri İstanbul’da Kavacık, İkitelli, Vizyon Park ve Levent şubeleri izledi.
Aslı Hakkında:
2021 yılında Eksim Holding bünyesine katılan Aslı, 1994 yılında gıda mağazacılığına adım attı. 2022'den itibaren yenilenen mağaza ve mutfak tasarımıyla konuklarını ağırlayan Aslı, Avrupa ve Türkiye'deki önemli unlu mamul üretim merkezlerinden biri olan Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 15 bin metrekarelik modern tesisinde üretim yapmaktadır. Aslı, fabrikasında; börekten şerbetli tatlılara, mantıdan zeytinyağlı yemeklere ve sütlü tatlılara kadar 300'den fazla ürün çeşidiyle geleneksel ve dünya mutfaklarının lezzetlerini sunuyor. Aslı, şubelerinin yanı sıra, Türkiye’nin en büyük market zincirlerine ve ihracat kanalı için de ürün geliştirmeyi sürdürüyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.