Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Türkiye ekonomi gundemi/Açıklanması beklenen ekonomik veriler
Saat Veri Dönem Tahmin Önceki
------ ----------------------------------- ----- ------ ------
10:00 Tarımsal girdi fiyat endeksi (Aylık) Ocak +2,62%
10:00 TCMB Finansal Hizmetler Güven Endeksi Mart 151,2
14:00 TCMB Para Politikası Kurulu faiz Kararı Mart 45.0% 45.0%
14:30 TCMB haftalık para ve banka istatistiklerini duyuracak
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İBB'nin Taksim Gezi Parkı'nın mülkiyetinin Sultan Bayezid Vakfı'na devriyle ilgili başlattığı hukuk mücadelesi sonuçlandı. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün vakıf lehine verdiği tescil kararını bozdu. Dava konusu taşınmazların vakıf yoluyla meydana gelmediğine dikkat çeken mahkeme, parkın yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tesciline hükmetti.
NELER YAŞANDI ?
Mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait olan Gezi Parkı, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Vakıflar Kanunu 30.maddesinde sayılan şartların mevcut olduğu iddiasıyla, belediye uhdesinden çıkartıldı. Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı adına 12 Mart 2021 tarihinde tapuda tescil edildi. İBB derhal hukuki yollara başvurdu. Tescil işleminin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla 9 Nisan 2021 tarihinde dava açtı. Dava, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesince görüşüldü.
BİLİRKİŞİ 'VAKIF VARLIĞI YOK' DEDİ
Yargı aşamasında mahkemeye, uzman ve akademisyenlerden oluşan 4 vakıf hukukçusunun bilirkişi raporları sunuldu. Raporlarda; dava konusu taşınmazlarda Sultan Beyazıt Hanı Hazretleri Vakfı'nın mülkiyet hakkının bulunmadığı, vakfiyeden ilgili parsellerin vakıf yoluyla oluşturulmuş kültür varlığı olduğuna dair bir çıkarım yapılamayacağı, taşınmazların vakıf yoluyla vücuda getirilmediği ve taşınmazda vakıf kültür varlığının bulunmadığı görüşleri yer aldı.
VAKIF ADINA TESCİL MÜMKÜN DEĞİL
Vakıflar Genel Müdürlüğü bunun üzerine gezi parkı içerisinde bir tarihte yer alan Topçu Kışlasının kültür varlığı olduğu itirazını mahkemeye sundu. Mahkeme, konunun bir de Topçu Kışlası açısından değerlendirilmesini istedi. Sanat Tarihi ve Arkeoloji Alanında uzman ve akademisyen 4 sanat tarihçisi bu konuda da mahkemeye görüş bildirdi. Sunulan raporda; bugün mevcut olmayan Taksim Topçu Kışlasının da vakıf yoluyla inşa edilmediği, yani vakıf kültür varlığı olmadığı, Taksim Topçu Kışlasının arşiv belgeleri üzerinden inşa sürecine ve tarihsel sürecine bakıldığında da herhangi bir belge veya yayında vakıf malı olduğuna dair ibarenin olmadığı, dava konusu taşınmazların bulunduğu parsellerde bugün herhangi bir kültür varlığının izine de rastlanmadığı; bu itibarla 5737 sayılı Vakıflar Kanunu m.30'da belirtilen şartın gerçekleşmemiş olduğu ve dava konusu taşınmazın vakfı adına tescilinin mümkün olmadığı kanaati dile getirildi.
İBB ADINA TESCİL EDİLDİ
Dosyayı karara bağlayan İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, İBB'yi haklı bularak, Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptaline ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verdi. İstinaf ve Yargıtay aşamaları da İBB lehine sonuçlanırsa, Gezi Parkı yeniden İBB mülkiyetine geçecek
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
OYAK PORTFÖY Yönetimi ve United Payment'ın ortaklığı ile kurulan ve kullanıcılarının farklı finansal ihtiyaçlarına tek bir uygulamadan çözüm sunan dijital cüzdan POCA, Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı ile 'Şort Sponsorluğu' sözleşmesine imza attı. POCA ve Fenerbahçe arasında imzalar, 20 Mart'ta, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu'nda atıldı. Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan, Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı'ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi A. Sertaç Komsuoğlu ile POCA Yönetim Kurulu Üyesi Caner Özer ve POCA Genel Müdürü Cihan Çepni'nin imzaladığı sponsorluk sözleşmesi ile Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı'nın oynayacağı maçlarda oyuncular, POCA logolu şortlarla sahneye çıkacak.
POCA Yönetim Kurulu Üyesi Caner Özer, yaptığı konuşmada, "Topluluğumuz ve grup şirketlerimizle birlikte, sporu desteklemeye ve ülkemizin bu alanda yeni başarılara imza atmasına katkı sunmaya devam ediyoruz. Fenerbahçe ile gerçekleştirdiğimiz bu yeni işbirliğinin takıma şans getirmesini diliyor, sporcularımızın yeni başarılarını birlikte coşkuyla kutlamayı yürekten temenni ediyorum" dedi.
Farklı finansal ihtiyaçları hızlı çözümlerle tek bir uygulamada sunuyor
POCA Genel Müdürü Cihan Çepni ise şunları söyledi: "En yenilikçi dijital cüzdan POCA olarak, kurulduğumuz 2022 yılından bu yana tüketicilerin farklı finansal ihtiyaçlarına hızlı çözümler sunarken, pek çok ilklere de imza atmaya devam ediyoruz. OYAK PORTFÖY Yönetimi ve United Payment'ın değerli ortaklığıyla faaliyet gösteren POCA olarak, kullanıcılarımıza, tek bir uygulama üzerinden para transferi, dijital kart ve yatırım işleri, fatura ödeme, sigorta ve QR işlemlerinde ayrıcalıklı bir dünyanın kapılarını açıyoruz. Finansal teknoloji alanında sürdürdüğümüz bu yolculuğumuzda, Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı'nın 'Şort Sponsorluğu'nu üstlenerek yeni bir başlangıca imza atıyoruz. İşbirliğimizin uzun yıllar boyunca devam etmesini diliyor, tüm Fenerbahçe camiasına bir kez daha teşekkür ediyorum
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Siemens, endüstriyel metaverse çalışmalarını geliştirmek amacıyla NVIDIA ile sürdürdüğü iş birliğinin kapsamını genişletme kararı aldı. Siemens ve NVIDIA, NVIDIA GTC Konferansı'nda üretken yapay zekanın karmaşık verilerin görselleştirilmesinde devrim yaratarak fotogerçekçiliği mümkün kılabileceğini gösterdi ve sürdürülebilir gemi üreticisi HD Hyundai'nin yeni ürünler geliştirmek için bu teknolojiyi nasıl kullanabileceğini gösterdi. Siemens, yeni NVIDIA Omniverse Cloud API'larıyla desteklenen etkileşimli görselleştirmeleri Siemens Xcelerator platformuna entegre ederek yapay zeka odaklı dijital ikiz teknolojisinin daha etkin şekilde kullanılmasını sağlayacak.
Siemens AG Başkanı ve CEO'su Roland Busch: "Ürünlerin ve deneyimlerin tasarlanma, üretilme ve sunulma şekillerinde devrim yaratacağız."
İş birliğine yönelik görüşlerini paylaşan Siemens AG Başkanı ve CEO'su Roland Busch, "Ürünlerin ve deneyimlerin tasarlanma, üretilme ve sunulma şekillerinde devrim yaratacağız. Bu yeni nesil endüstriyel yazılım, endüstriyel metaverse'e giden yolda müşterilerin ürünleri gerçek dünyada olduğu gibi, yani bir bağlam içinde ve çarpıcı bir gerçekçilik seviyesiyle deneyimlemelerini mümkün kılıyor. Gelecekte müşterilerin bu ürünlerle doğal dil girdileri sayesinde etkileşime girmeleri de mümkün olacak. NVIDIA iş birliğimiz sayesinde Siemens Xcelerator portföyüne hızlandırılmış bilgi-işlem, üretken yapay zeka ve Omniverse entegrasyonu kabiliyetleri ekleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
NVIDIA CEO'su Jensen Huang: "Omniverse ve üretken yapay zeka, endüstriyel işletmeler için büyük bir dönüşümü beraberinde getiriyor."
NVIDIA CEO'su Jensen Huang ise "Omniverse ve üretken yapay zeka, endüstriyel işletmeler için büyük bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Siemens, NVIDIA platformlarını müşterileriyle buluşturarak sektör liderlerine her ölçekte yapay zeka destekli dijital ikizlerin yeni neslini oluşturmalarına yönelik fırsatlar sunuyor" dedi.
İki şirket arasındaki iş birliğinin sıradaki aşamasında Siemens, Siemens Xcelerator platformunun bir parçası olan, şirketin sektör lideri bulut tabanlı Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) yazılımı Teamcenter® X için bu yılın sonuna doğru yeni bir ürün çıkarmayı planlıyor. NVIDIA Omniverse teknolojileri tarafından desteklenecek sistem, mühendislik ekiplerine iş akışındaki israf ve hataları ortadan kaldıracak yüksek seviyede sezgisel, fotogerçekçi, gerçek zamanlı ve fiziksel tabanlı dijital ikiz oluşturma olanağı sağlayacak.
Üretken yapay zeka kullanımı sayesinde malzeme tanımları ve aydınlatma ortamları gibi ayrıntıların yanı sıra diğer destekleyici ortam unsurlarının fotogerçekçi görsellerle kurulması ve ayarlanması süreci kayda değer oranda hızlandıracak. Mühendislik verilerinin gerçek dünyada görünecekleri şekilde bağlama oturtulması sayesinde daha önce günler süren işler, saatler içinde tamamlanabilecek. Mühendislik ekiplerinin yanı sıra satış ve pazarlama ekiplerinden karar vericilere ve müşterilere kadar diğer paydaşlar da gerçek dünyadaki ürün görünümüne ilişkin daha derinlemesine içgörü ve kavrayış elde ederek daha bilgiye dayalı ve hızlı karar alabilecek.
HD Hyundai Bilgi İşlem Müdürü ve Dijital Süreçler Baş Sorumlusu Taejin Lee: "Bu süreç hataları azaltacak, müşteri deneyimini iyileştirecek, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacak"
Siemens, NVIDIA iş birliğiyle sürdürülebilir gemi üretiminde pazar lideri HD Hyundai'ye gerçek zamanlı ve fotogerçekçi görselleştirmenin oluşturulması sürecini gösterdi. HD Hyundai, yedi milyondan fazla ayrı parça içerebilen oldukça karmaşık sürece sahip amonyak ve hidrojenle çalışan gemiler geliştiriyor. HD Hyundai, Siemens ve NVIDIA'nın yeni ürününü kullanarak devasa büyüklükte mühendislik verisi kümelerini etkileşimli olarak birleştirebilecek ve görselleştirebilecek.
HD Hyundai Bilgi İşlem Müdürü ve Dijital Süreçler Baş Sorumlusu Taejin Lee, "Uzun zamandır ürün yaşam döngüsü yönetimi için güvendiğimiz Siemens Teamcenter'la çalışıyoruz. Bu güven temelinde ve bu yeni iş birliği sayesinde projelerin daha anlaşılır hale gelmesi için yeni nesnelerin ve HDR arka planlarının oluşturulmasında üretken yapay zekayı kullanarak, gemilerin dijital ikizlerini görselleştirebilecek ve bu dijital ikizlerle etkileşimde bulunabileceğiz. Bu süreç hataları azaltacağı, müşteri deneyimini iyileştireceği ve ayrıca zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacağı için birçok yönden faydalı olacaktır" dedi.
Siemens AG Başkanı ve CEO'su Roland Busch, NVIDIA GTC Konferansı'nda yeni ürünle üretken yapay zeka odaklı, işbirliğine dayalı, gerçek zamanlı ve fiziksel tabanlı görselleştirmenin oluşturulması sürecini gösterdi: https://www.youtube.com/watch?v=LGgccYDyGFk
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşebilmesi için gerekli altyapının oluşturulmasına katkıda bulunmak, bilimsel araştırma ve geliştirme etkinlikleri gerçekleştirmek ve özellikle yeni teknolojilerin sosyal ve ekonomik yaşam üzerine etkilerini inceleyip nitelikli ve saygın paydaşlarla birlikte projeler üretmek ve uygulamalarını sağlamak amacıyla çalışmalar yürüten Türkiye Bilişim Vakfı'nın (TBV) 30'uncu Olağan Genel Kurulu Toplantısı gerçekleşti.
Sözlerine “Bugün 30. genel kurulumuzu yapıyoruz” diyerek başlayan TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, genel kurul konuşmasında, internetin başlangıç yıllarından bu yana yaşanan değişimlere ve teknolojinin getirdiği yeniliklere değindi. Bu 30 yılda İnternetin "ne" olduğunu anlatmakla geçirilen günlerden sosyal medya, kripto paralar, akıllı telefonlar ve özellikle Büyük Dil Modelleri (LLM) gibi dönüşümlere uzanan bir yolculuğu anlattı. Bilgi İletişim Teknolojilerinin öneminin altını çizdi ve dikey ile yatay bilgi üretiminin katlanarak arttığını, bu birleşimin ise "bilinmezlik" kavramını ortaya çıkardığını belirtti.
Eczacıbaşı, endüstri döneminin sona erdiğini ve post-endüstri döneminde olduğumuzu, ancak endüstri sonrası dönemin en önemli unsurlarından biri olan; verinin ekonomide ve hukukta yerinin olmamasının henüz tanımlanmadığını vurguladı. Teknolojik gelişmelerin eski hikayelerin bir parçası haline geldiğini ancak aynı zamanda yeni hikayeler de yarattığını, bu dönüşümün farkında olmayan bir yönetici kuşağının var olduğunu ifade etti.
Türkiye Bilişim Vakfı tarafından yayınlanan Geleceğin Paradigması: Kırılım ve Sürdürülebilirlik Manifestosu'ndan da bahseden Faruk Eczacıbaşı, manifestonun yayınlanma amacının, tüm bu gelişmeleri bir hikâyenin parçası yapmak olduğunu belirtti ve özellikle gençler arasında bilinçlendirme çabalarının artırılması gerektiğinin altını çizdi. Temiz verinin desteklenmesi, yalnızca Türkiye'nin sorunlarına değil, gezegenin ortak sorunlarına çözüm bulma amacının taşınması gerektiğini ve yeni metrikler aramanın önemini anlattı. Son olarak inovasyon, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve dirençlilik gibi geleceğin sağlıklı gezegen metriklerine dayanan modeller üzerinde çalışmanın önemine değinen Faruk Eczacıbaşı, bu yolda yalnız olmadıklarını, benzer düşünenlerle birlikte hareket edeceklerini vurguladı.
TBV Genel Sekreteri Çağdaş Ergin ise vakfın faaliyetlerini anlattı: “Eğitimler konusu ana başlıklarımızdan bir tanesi. Yaklaşık üç yıldır SAS ile birlikte Teknoloji Geliştiriciler Programı'nı sürdürüyoruz. Proje kapsamında üniversitelerde görevli akademisyenlere yönelik Analitik ve Yapay Zekâ Odağında Akademik Eğitimi Zenginleştirme Çalıştayı ve diğer eğitim faaliyetleri gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra raporlar üzerine çalışmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl belki de en çok ses getiren çalışmalarımızdan bir tanesi Beyin Göçünden Beyin Gücüne raporumuzdu. Vakfın çalışmalarından bir diğeri de yeni nesil etki yatırımı fonu Founder One oldu. Maxis ve Türkiye Girişimcilik Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz fon 2023 yılında kapsayıcılık, afet, tarım, eğitim, sağlık, iklim gibi alanlarda proje geliştiren girişimlere 2 milyon 875 bin dolarlık bir yatırım yaptı. Ortalama yatırım büyüklüğü 100 bin dolar civarındaydı. Şu ana kadar 45 yatırımdan 31'ine yatırımlar tamamlandı. Ayrıca eğitim amaçlı oyun üreten girişimlere ve oyun stüdyolarına yönelik Workup Gaming programının ilk dönemi bitti.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezi platformu Multi Türkiye, Dünya Down Sendromu Günü’nde Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) ve Türkiye Down Sendromu Derneği iş birliğiyle anlamlı bir projeye imza atıyor. “Fazlasıyla” mottosuyla, Multi Türkiye’nin 11 ilde yer alan 13 alışveriş merkezinde eş zamanlı olarak hayata geçirilecek proje, Down sendromlu bireylerin sosyal hayata katılmasına ve istihdamına yönelik farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Multi Türkiye Genel Müdürü Ertuğrul Acar, “Down sendromlu bireylerin istihdama ve sosyal yaşama katılımına destek vermenin önemli bir toplumsal sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Multi Türkiye olarak her bireyin eşit haklara ve fırsatlara sahip olmasını savunuyor, kapsayıcı bir toplum için çalışmaya devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.
MULTİ Türkiye, Dünya Down Sendromu Günü’nde çok anlamlı bir projeye daha imza atıyor. Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) ve Türkiye Down Sendromu Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen “Fazlasıyla” isimli iletişim projesiyle, Down sendromlu bireyler ve dezavantajlı gruplar için Mart ayının tamamında alışveriş merkezlerinde sosyal fayda yaratılması hedefleniyor. Proje kapsamında Down sendromlu bireylerin kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlamak, toplumda farkındalık yaratmak ve sosyal yaşamın Down sendromlu bireylerde yaratacağı değişime dikkat çekmek için çekimleri alışveriş merkezinde yapılan iletişim filmleriyle, Multi Türkiye portföyündeki tüm alışveriş merkezlerinin sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılarak milyonlarca kişinin bilgilendirilmesi amaçlanıyor.
“Çeşitlilik ve kapsayıcılık politikamız gereği sorumluluklarımızın farkındayız”
Multi Türkiye Genel Müdürü Ertuğrul Acar, projeyle Down sendromu konusunda farkındalığa yönelik önemli bir adım atılmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Down sendromlu bireylerin sosyal yaşama katılımını desteklemek, Multi olarak üzerimize düşen önemli bir toplumsal sorumluluktur. Çeşitlilik ve kapsayıcılık politikamız, herkes için eşit fırsatlar sağlama vizyonuyla şekillenmiştir. Ayrımcılığa karşı aktif bir duruş sergileyerek, farkındalık yaratmak için kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz.
Kurumsal sosyal sorumluluk raporumuzda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedefleri doğrultusunda attığımız adımları somut olarak taahhüt ediyoruz. Down sendromu ve bu konudaki farkındalığın artırılması hususunda önemli çalışmalara imza atan ZİÇEV ve Türkiye Down Sendromu Derneği ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği de bizlere heyecan ve mutluluk vermiştir. "Fazlasıyla" mottosuyla hayata geçirdiğimiz, Grafis-DDB’nin hazırlık sürecinde destek verdiği projede emeği geçen tüm paydaşlara ve değerli ekip arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Bu birliktelikle, daha kapsayıcı bir geleceğe katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz.”
Proje, Multi Türkiye’nin yönetimindeki İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Kayseri, Denizli, Aydın,
Kapadokya, Erzurum, Gaziantep ve Manisa’da yer alan 13 alışveriş merkezinde eş zamanlı olarak hayata geçecek.
Down sendromlu bireylerin istihdamı destekleniyor
Proje kapsamında Multi Türkiye alışveriş merkezlerinde, ZİÇEV ve Türkiye Down Sendromu Derneği gönüllüleri, Down sendromlu bireyler ve aileleri bir araya gelerek on binlerce kişiyi Down sendromu ve Down sendromlu bireylere yönelik projeleriyle ilgili doğru şekilde bilgilendirme fırsatı yakalayacak.
Down sendromlu bireylere koçluk vererek iş arama ve çalışma hayatlarının devamlılığının sağlanması süreçlerinde destek sağlayan Türkiye Down Sendromu Derneği, Multi Türkiye’nin hayata geçirdiği bu proje ile istihdam alanında yürüttüğü çalışmaları geniş kitlelere aktarabilecek, Down sendromlu bireylerin istihdamına yönelik önemli mesajlarını da alışveriş merkezleri bünyesindeki lider firmalara ulaştırabilecek.
Down sendromlu bireyleri toplumsal hayata ve iş hayatına etkin şekilde dahil etmek, onları daha görünür kılarak bu konuda farkındalık yaratmak için gerçekleşecek proje kapsamında Down sendromunun bir hastalık değil genetik bir farklılık olduğunun da altı çizilmiş oluyor.
Multi Türkiye, Down sendromlu bireylerin vazgeçilmez hakları için mücadele eden ZİÇEV ve Türkiye Down Sendromu Derneği’ni destekliyor, “Bir aradaysak hayat fazlasıyla güzel” diyerek eşitlik ve farkındalık çağrısında bulunuyor.
Multi Türkiye hakkında
Multi, Avrupa ve Türkiye genelinde 80'den fazla alışveriş merkezi projesini başarıyla yöneten öncü bir entegre servis platformudur. Şirket, varlık yönetimi, kiralama, inşaat ve geliştirme, finans ve raporlama, hukuki uyum, satın alma, pazarlama ve kiracı ilişkileri alanlarında üstün ticari ve teknik yönetim becerileri geliştirmiş, bu sayede yönetimi altından bulunan AVM’lerde doluluk oranları ve net kira gelirlerinde üstün performans sergilemektedir. Multi'nin yönetiminde bulunan bu varlıklar, yılda 400 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayarak, 6.000'den fazla mağaza, restoran ve eğlence mekanında yaklaşık 4 milyar Euro'luk bir ekonomik canlılık yaratmaktadır. Şu anda 14 ülkede aktif olan Multi, Türkiye'de yönettiği 13 AVM ile en büyük perakende satış varlığı platformunu oluşturmaktadır. Multi'nin Türkiye portföyündeki AVM'ler arasında Forum Bornova, Forum Mersin, Forum Çamlık, Forum Aydın, Forum Ankara, Forum İstanbul, Forum Kapadokya, Marmara Forum, Forum Kayseri, Forum Gaziantep, Gordion AVM, Forum Erzurum ve Forum Magnesia gibi öncü ve dikkat çekici projeler bulunmaktadır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. hızlı başladığı 2024 yılı teslimatlarına aralıksız devam ediyor. Mevcut MAN araçlarından duyduğu memnuniyetle filosunun tamamını MAN'a dönüştürme kararı alan Niğde merkezli Akmis Süt, bu kapsamda 5 adet TGX 18.520 4X2 BL_SA çekiciyi törenle teslim aldı. Türkiye'nin litre/kapasite bakımından ikinci büyük süt toplama merkezi olan ve lider markalara süt temini yapan firma, ayrıca Mayıs ayı için de 5 adet MAN TGX çekici siparişi daha verdi.
Araç ve hizmet kalitesi ile işletmelerin güvenilir çözüm ortağı olan MAN, çekici teslimatlarına bir yenisini daha ekledi. Türkiye'nin sektöründeki lider firmalarından Akmis Süt, tamamını MAN'a dönüştürme kararı aldığı araç filosunu 5 adet TGX 18.520 4X2 BL_SA çekiciyle güçlendirdi. Firma, filo dönüştürme hedefi doğrultusunda Mayıs ayı için de 5 adet TGX 18.520 4X2 BL_SA siparişi daha verdi. Firma, böylece yılın ilk yarısında 10 adet MAN çekici yatırımı yapmış oldu.
Yeni MAN çekiciler Akmis Süt'ün Niğde'deki tesislerinde firma yetkililerine teslim edildi. Teslimat törenine Akmis Süt Genel Müdürü Lütfü Yılmaz ve MAN Kamyon Otobüs Ticaret A.Ş. Bölge Satış Yöneticisi Nurettin Aktemur katıldı.
"MAN TGX yakıt tasarrufu ve sürüş kalitesi ile tercih sebebimiz oldu"
Türkiye'nin lider markalarına süt temini yaptıklarını belirten Akmis Süt Genel Müdürü Lütfü Yılmaz, şunları söyledi:
"Akmis Süt olarak, 20 yıldan beri sektöre kaliteli süt temini için çalışıyoruz. Toplamda 7 adet süt toplama merkezimiz ile Türkiye'nin litre/kapasite bakımından ikinci büyük süt toplama merkeziyiz. Hayvanlarımızdan temin ettiğimiz sütü, hızlı bir kalite kontrolünün ardından en taze şekilde yerine ulaşmasını sağlıyoruz. Temin ve dağıtım kapasitemizin tamamını kendi lojistik firmamız ile yapıyoruz. Bu yüzden de araç kalitesine özel önem veriyoruz. Geçen yılın ortalarında filomuza kattığımız 2 adet MAN TGX, diğer araçlarımıza kıyasla yüksek yakıt tasarrufu sağlamalarının yanında, ergonomileri ve sürüş kaliteleri ile de bizden ve şoför arkadaşlarımızdan tam not aldı. Ayrıca MAN'ın satış sonrası hizmetlerdeki kalitesi de bizlere büyük kolaylık sağladı. Bu yüzden de filomuzun tamamını MAN'a dönüştürme kararı aldık. Bu kapsamda, bugün teslim aldığımız 5 adet MAN TGX çekicinin ardından, ayrıca Mayıs ayı için de 5 adet daha sipariş verdik. Önümüzdeki süreçte de adım adım bu değişimi tamamlamayı hedefliyoruz."
"Araçlarımız işletmelere ve kullanıcılara büyük avantajlar sunuyor"
MAN Kamyon Otobüs Ticaret A.Ş. Bölge Satış Yöneticisi Nurettin Aktemur ise, şunları kaydetti:
"Arkasından 250 yılı aşkın köklü bir deneyim bulunan MAN araçları, geniş ürün yelpazesi ile her sektöre en ideal çözümleri sunuyor. Araçlarımız, uzun bakım aralıklarından yüksek yakıt tasarrufuna, üstün teknolojiden performansa kadar pek çok noktada hem işletmelere hem de kullanıcılarına büyük avantajlar sağlıyor. Tüm bunların yanında, MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. olarak, müşterilerimize sunduğumuz kesintisiz satış sonrası hizmetimiz ile de operasyonlarına destek oluyoruz. Bu da bizi sektörde tercih sebebi yapıyor. Akmis Süt de araç ve hizmet kalitemizi deneyimleyen ve bundan duyduğu memnuniyetle filosunu MAN'a dönüştürme kararı alan çok değerli iş ortaklarımızdan bir tanesi. Yeni kararlarının ve MAN araçlarının kendilerine hayırlı olmasını diliyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2023 yılında 73 bin adet yeni aracı filosuna katan operasyonel araç kiralama sektöründe toplam araç sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3.7 artarak 254 bine ulaştı. Europcar Mobilite Grup Türkiye CEO'su Fırat Fidan, bu büyümenin kısıtlı olsa da 6 yıl sonra ilk kez yaşandığını kaydetti.
Araç kiralama sektörünün 2024'te gerekli düzenlemeler yapılırsa her yıl yüzde 30-50 arasında büyüme potansiyeli olduğunu belirten Fidan, "Sadece bu sektöre özel kredi desteği ile kiralama sektörünü uçurmak mümkün. Sektörümüze özel olarak 2. el araçlarda KDV düzenlemesi yapılırsa zararlar bertaraf edilebilir. 2024, bunlarla ilgili çalışmaların sonuçlarını görebileceğimiz bir yıl" dedi
Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği'nin (TOKKDER) Mart 2024'te açıkladığı 2023 yılına ait operasyonel araç kiralama sektörü verilerine göre, sektör 2023 yılında 78 milyar 200 milyon TL'lik yeni araç yatırımı yaparak 73 bin adet aracı filosuna kattı. 2023 yılı sonu itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü ise 166 milyar TL olarak gerçekleşti.
Verileri değerlendiren Europcar Mobilite Grup Türkiye CEO'su Fırat Fidan, sektörün toplam araç sayısının 2022 yılı sonuna göre yüzde 3,7 artarak 254 bine ulaşmasının ise 6 yıldan sonra ilk kez büyüme yönünde bir veri olduğuna işaret etti. Fidan, "2018-2023 yılları arasında uzun dönem kiralama parkı her yıl düşüş kaydetti. 2023 yılında çok kısıtlı da olsa 6 yıl sonra ilk defa büyüme geldi ve bir toparlanma sinyali aldık. Bu büyümeye en çok etki eden faktör, yılın ilk yarısında devletin enflasyonun altında kalan fonlama maliyetleri bir diğer deyişle negatif faiz ile piyasayı fonlamış olması ve bu sırada araç alımlarının artması oldu. Yılın ikinci yarısında ise bu tablo tamamen değişti" değerlendirmesini yaptı.
Düzenleme çalışmalarının sonuçlarını bu yıl görebiliriz
Otomotiv sektöründe özellikle finansman maliyetlerindeki hızlı artış, kredi maliyetleri, krediye ulaşmaktaki zorluk ve kısıtlar nedeniyle bu yıl pazarın yüzde 30-35 civarında daralabileceğini öngördüklerini hatırlatan Fidan, "Kiralama sektörünün ise otomotiv pazarı daralsa bile hacmini büyütebilme potansiyeli var. Hatta gerekli düzenlemeler yapılırsa, Türkiye her yıl yüzde 30-50 seviyelerinde sektörünü büyütebilecek potansiyele sahip" diye konuştu. Fidan, şöyle devam etti:
"Sadece bu sektöre özel KGF destekli özel kredi desteği ile kiralama sektörünü uçurmak mümkün. 2. el ticaretinde yapılacak olan KDV düzenlemesi de benzer sonucu verebilir. Burada doğru düzenlemeler ile tüm kiralama sektörünü pozitif etkileyecek bir büyüme ivmesi sağlanabilir. Bunun için yalnızca bizim sektörümüze ya da TOKKDER üyelerine özel olarak 2. el araçlar üzerinde KDV düzenlemesi (giriş-çıkış eşitliği) yapılması durumunda oluşan zararlar bertaraf edileceği için bir büyüme beklenebilir. Bu konular özelinde zaten TOKKDER çalışmalar yapıyor. Sonuçlarını 2024 yılında görebilme şansımız var."
Faizlerin düşmesi ve kredi hacmi, büyüme trendini belirleyecek
Faizlerin düşmesi ve kredi hacmini büyütecek gelişmelerin kiralama sektöründeki büyüme trendini 2024'te belirleyeceğini, operasyonel kiralama sektöründe 2023'te olduğu gibi sınırlı bir büyüme olabileceğini tahmin ettiklerini kaydeden Fidan, "Bu yıl faiz oranlarının yüksek seyretmesi sebebiyle araç kiralama sektörünün büyüme potansiyeline ulaşması zor olabilir. TÜFE oranları yıllık yüzde 50-60 trendinde olursa 2024 yılı araç kiralama sektörü büyümesi yüzde 3-5 olabilir. TÜFE oranları yıllık yüzde 25 ve altına hareket ettiğinde ise araç kiralama sektöründeki büyüme 2024 yılında yüzde 30'lara kadar ulaşabilir" diye konuştu. Fidan, verilere göre operasyonel kiralama sektörünün 2023 yılında araç satın alımı sırasında 42 milyar TL'lik vergi ödediğini, sektörün büyüme potansiyelini yakalaması durumunda bu orana da olumlu yönde katkı verileceğini sözlerine ekledi.
Kullanıcılar daha fazla maliyet odaklı, SUV araçlara ilgi ise yüksek
Kiralama trendlerine de değinen Fidan, kısa dönem kiralamanın her geçen yıl büyümekte olduğunu, ağırlıklı talebin ise benzinli ve otomatik araçlara olduğunu kaydetti. Fidan, geçen yıl alternatif yakıtlı araçların çok büyük bir gelişim göstererek dizel ürünlerin daraldığı yılda önemli bir pazar payı elde ettiğini dile getirdi.
Kullanıcıların daha çok maliyet odaklı davrandıklarını ifade eden Fidan, "2010 yılı öncesindeki piyasa koşullarında kullanıcıların küçük farklar vererek paketleri yükselttikleri bir ortamdan, şu an yaşanan gelir kaybının da etkisiyle daha düşük maliyetli seçenekleri tercih ettikleri bir ortama geçiş yapıldı. Bununla birlikte müşterilerimiz daha çok ekonomik araçları tercih etmelerinin yanı sıra fiyat-fayda oranının çok iyi olması durumunda SUV araçlara yöneldiklerini görüyoruz. Hibrit araçlara karşı da bir eğilim oluştuğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesini yaptı.
Çevre dostu araçların payı yüzde 9.3'e yükseldi
Sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araç payının artmaya devam etmesinin dikkat çekici olduğunu kaydeden Fidan, "Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 41.4'lük bölümünü dizel yakıtlı araçlar oluşturmayı sürdürürken, benzinli araçların payı yüzde 49.2'ye, hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9.3'e yükseldi. Kiralama yöntemi sayesinde her ölçekte işletme, elektrikli araçları, başlangıç maliyeti ve ikinci el fiyat belirsizlik riski olmaksızın, makul aylık kira ödemeleri ile edinme imkanına kavuşuyor" dedi.
İklim değişikliği ile mücadele, çevresel duyarlılığın artması ve enerji tasarrufu konusundaki hassasiyetin hem tüketici davranışları hem de üretici markaların stratejilerine yansıdığını dile getiren Fidan, şöyle devam etti: "Özellikle elektrikli araçların operasyonel kullanım kolaylıklarının artması sonrası pazarda patlama olmasını ve paylaşımlı araç kiralamanın önümüzdeki 10 yıl içerisinde otomotiv piyasasındaki tüm ezberleri bozmasını öngörüyoruz. Ancak bu trende karşı ülkemizde birçok regülatif zorluklar da yaşanıyor. Tüm bu sorunların çözümü ile pazar hızla yatırım almaya başlayacak ve büyüyecektir."
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.