Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yenilenebilir enerji kaynakları alanında enerji sektörünün küresel dönüşümünde aktif bir rol oynamayı hedefleyen ve özel dijital çözümler sunan Enerjisa Üretim’in dijital şirketlerinden Senkron.Energy Digital Services, Türkiye’de ve yurt dışında örnek çalışmalara öncülük ediyor. Uluslararası alanda enerji sektörünün dijitalleşmesinde ileri veri analitiği, siber güvenlik ve yenilenebilir santral yönetimi ve operasyonel destek sunarak kritik işlevler üstlenen Senkron Energy Digital Services, enerji sektörünün küresel dönüşümünde öncü rol alıyor.
 
Enerjisa Üretim bünyesinde global odakla Hollanda’nın Amsterdam kentinde kurulan Senkron Energy Digital Services, enerji santrallerinde operasyonel verimliliği maksimum düzeye çıkararak teknoloji entegrasyonuna odaklanırken, sürdürülebilirlik alanında da önemli adımlar atıyor. Senkron Energy Yönetici Direktörü Ali İnal, şirketin misyonu, teknolojiye olan yaklaşımı ve sürdürülebilirlik çalışmaları üzerine açıklamalar yaptı.
 
Enerji sektöründe ihtiyaç duyulan dijital iş kollarını hayata geçiriyor
Ali İnal, Senkron Energy’nin teknoloji kullanımı ve veri bilimi alanındaki uzmanlığıyla, enerji sektöründe ihtiyaç duyulan dijital iş kollarını hayata geçirdiğini vurguladı. Senkron Energy'nin merkezi operasyon odası (ROC) ve siber güvenlik operasyon merkezi (SOC) gibi altyapılarının detaylarına değinen İnal, şirketlerin enerji altyapılarında yaşanan her türlü tehdidi anlık olarak izleyerek, siber güvenlik alanında kritik bir rol üstlendiklerini belirtti. Bu merkezlerde, uzman ekiplerin enerji sektöründeki bilgi birikimiyle birleşen teknoloji odaklı yaklaşımının, hizmet verilen müşterilerin güvenlik ve operasyonel mükemmellik anlayışını güçlendirdiğini ifade etti.
 
Microsoft’la enerji sektörü için yapay zeka odaklı iş birliği: OnePact AI
Ali İnal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapay zeka ve veri bilimiyle entegre çalışan bir yaklaşım benimsiyoruz. Microsoft ile iş birliği yaparak geliştirdiğimiz OnePact AI modülü, enerji altyapılarında yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmanın önemli bir örneği olarak öne çıktı. Bu modül sayesinde, veri akışını hızlı bir şekilde analiz edip, enerji altyapısındaki potansiyel arızaları önceden tespit ederek önlem alıyoruz. ”
 
Senkron Energy'nin OnePact yapay zekası, Türkiye ve uluslararası 30'dan fazla enerji santralinde operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırmak amacıyla 100.000’den fazla veri noktasından operasyonel verilerle birleştirilen ve ilişkilendirilen IoT verilerine erişiyor. Bu verileri analiz etmek için üretken yapay zeka (GenAI) altyapısı sağlayan Microsoft'un Azure OpenAI Hizmeti kullanılıyor. "OnePact AI" ile kullanıcılar, doğrudan bir chat arayüzü üzerinden enerji operasyonları için büyük verilerle doğrudan sohbet edebiliyor ve veri analitiğine dayalı stratejiler geliştiriyor.
 
Santral yönetiminde veri yönetiminin önemine dikkat çeken Senkron Energy Yönetici Direktörü Ali İnal, "Veriyi toplamak bir yere kadar yeterli oluyor. Bir yerden sonra artık o veriden belli iç görüler üretmek gerekiyor. Senkron Energy, sadece veri toplamakla değil, toplanan veriden anlam çıkarmakla da ilgileniyor ve veri analitiğine dayalı stratejilerle hareket ediyor. Bu sonuçlardan yola çıkarak anlık ihtiyaçlara ve krizlere yönelik çözüm hizmetleri sunuyor. Ayrıca Senkron Energy olarak başta hibrit enerji yatırımları olmak üzere, batarya, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji yatırımlarında da, yatırım öncesi ve sonrası fizibilite ve karar destek sistemleri ile yapay zekanın gücünü enerji varlıklarının potansiyelini maximum düzeye çıkarmak için kullanıyoruz” diye konuştu.
 
Enpact platformuyla tüm enerji sektörünün anlık durumu takip edilebiliyor
Senkron Energy'nin sürdürülebilirlik çabalarına da değinen Ali İnal, şirketin SeedPact ve LearnPact gibi platformlar aracılığıyla enerji sektöründe sürdürülebilirliği artırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Ayrıca, sektöre bir hediye olarak nitelendirdiği Enpact adlı platformun enerji sektöründe bilgi ve veri paylaşımını kolaylaştırarak sektörün gelişimine katkı sağladığına dikkat çekti. Enpact ile hangi bölgenin ne kadar yeşil elektrikle beslendiği, üretim kaynaklarının verimlilikleri ve mevcut durumları, enerji sektöründeki bütün haberler ve enerji şirketlerinin o anki ekonomik durumları tek bir çerçeveden takip edilebiliyor.
 
Senkron Energy’nin teknolojiye olan yatırımlarıyla enerji sektöründe öncü rol üstlendiğini belirten İnal, şirketin gelecekte de yenilikçi yaklaşımıyla enerji sektörünün dijital dönüşümüne ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaya devam edeceğinin altını çizdi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Göçmen kuşlara, göç yolculuğunda güvenli bir güzergâh oluşturan TREDAŞ, enerji nakil hatlarında yapılan keşifler doğrultusunda belirlenen en uygun noktalara leylekler için sayıları 700’ü bulan yuva platformları kurdu. Bu yılın sonuna kadar 200 yeni leylek yuvası montajı için çalışmalarına devam eden TREDAŞ, yuvalarının bakım ihtiyaçlarını da dronelar aracılığı ile takip ediyor.
 
Bahar ayları ile göçmen kuşlar, binlerce kilometrelik yolculuklarına çıkarken Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde elektrik dağıtım hizmeti sunan Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ); yavaş yavaş her yıl konakladıkları bölgelere geri dönmeye başlayan leylekleri sayıları 700’ü bulan yeni yuvalarında ağırlıyor.
Kesintisiz ve kaliteli elektrik dağıtım hizmeti sunarken, doğa dostu uygulamalara ağırlık veren TREDAŞ, enerji nakil hatlarından kuşların zarar görmemesi için pek çok çalışma yürütüyor. Bu kapsamda 2021-2023 yılları arasında yaklaşık 5 milyon TL’lik yatırımla 15 bin direkte kuşkonmaz montajı, 6 bin 759 direkte iletken izolasyonu ve 5 bin 450 direkte izolatör izolasyonu yaptıklarını dile getiren TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili, “2016 yılından bu yana şebekemize özel olarak geliştirdiğimiz “Kuş Koruma Planı” ile de göçmen kuşların yanı sıra nesli tükenme tehlikesi altında bulunan akkuyruklu kartal, puhu, alaca baykuş, küçük kerkenez, turna, küçük karabatak, ötücü kuğu ve yalıçapkını gibi türlerin korunmasına destek oluyoruz. Sorumluluk bölgemizdeki İl Tarım ve Orman Müdürlükleri ile koordinasyon sağlanarak belirlenen direklere gerekli mukavemet hesapları yapılarak leylek yuva platformları kuruma yönünde çalışmalar yürütmekteyiz. Enerji nakil hatlarına yapılan keşifler doğrultusunda bugüne en uygun göç güzergâhlarına 700 adet leylek yuvası montajını tamamladık. Bu yıl içerisinde de 200 yeni leylek yuvası için süreci başlattık” dedi.
 
“LEYLEK YUVALARININ BAKIMLARI DRONELAR ARACILIĞI İLE TAKİP EDİLİYOR”
 
Trakya Bölgesi’nde elektrik dağıtım hizmeti sunarken bu bölgede yaşayan canlıları korumaya büyük önem verdiklerini ifade eden Bilgili, “Bu sırada gerek konar vaziyette bölgemizde devamlı ikamet eden, gerekse mevsim geçişlerinde bu güzergahı kullanan göçmen kuşların enerji nakil hatlarından olumsuz etkilenmemesi için birçok proje ve dönemsel çalışmalar yürütmekteyiz. Leylek, turna gibi göçmen kuş türlerinin elektrik hatlarından zarar görmesini önlenmenin yanı sıra nispeten daha küçük ve yerleşik türleri de korumayı amaçlıyoruz” ifadesini kullandı.
TREDAŞ Genel Müdürü Bilgili, ekiplerinin leylek yuvalarının bakım çalışmalarını da teknolojik alt yapı kullanarak ve drone aracılığıyla gerçekleştirdiklerini kaydederek, bozulan veya zarar görmüş yuvaların bakımlarının yapılarak tekrar yerlerine yerleştirildiğini söyledi

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 Ekonominin en önemli aktörlerinden KOBİ'lerin çevre dostu teknolojileri kullanma konusunda bilinçlenmesini sağlamak, enerji maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü artırmak ve karbon ayak izini azaltmak amacıyla KOSGEB, TÜBİTAK ve Dünya Bankası tarafından geliştirilen "Yeşil Sanayi Destek Programı" için başvuru süreci başladı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Destek Patent CEO'su Faruk Yamankaradeniz, programın başta KOBİ'ler olmak üzere sanayi ve ekonominin yeşil dönüşümü için çok ciddi bir fırsat olduğunu, programın iyi değerlendirildiği takdirde başta 'yeşil patent' süreçleri başta olmak üzere ekonomide bir çeşit "katalizör" görevi göreceğini söyledi.
"Daha 'yeşil' bir ekonomiye sahip olabiliriz"
"Bir buluş eğer çevre kirliliğini azaltma, doğal kaynakları koruma ve iklim değişikliğini hafifletmeye yardımcı temelde ortaya konmuşsa, "yeşil patent" olarak sınıflandırabileceğimiz patent tescili ile korumak mümkün diyen Yamankaradeniz, "Yeşil patent ile bu gibi çalışmaların dünya çapında teşvik edilip korunması amaçlanıyor. Bu alanda çalışanlara daha ileri düzey çalışmalar için mali destek de veriliyor. KOSGEB ve TÜBİTAK'ın geliştirdiği bu projeyi de, her ne kadar belli konularda ve sınırlı alanlarda destek söz konusu olsa da bu kulvarda değerlendirebiliriz. Özellikle 'Sanayide Temiz ve Döngüsel Ekonomi' alanında verilecek destekler, ülke sanayisi ve ekonomisinin yeşil dönüşümü ve çevre dostu, sürdürülebilir üretim süreci için bir fırsat, bir çeşit 'katalizör' olarak düşünülebilir. Çünkü bu program başarılı olursa ardından benzeri destek ve teşvik programları gelecektir. Böylece hem sanayimizin hem de genel anlamda ekonomimizin daha üretken, daha güçlü; ama daha çevre dostu, daha sürdürülebilir, nihayetinde daha 'yeşil' bir iklime sahip olmasını sağlayabiliriz." diye konuştu.
"Son 5 yılda tüm dünyada 'iklim değişikliği' temasıyla 3 milyondan fazla patent tescil edildi"
Bu gibi programların Türkiye'deki yeşil patent sayısının artırılması için de bir fırsat olduğunu kaydeden Yamankaradeniz, sözlerini şöyle noktaladı: "Çünkü bu gibi programlar kapsamında geliştirilen projelerin gerek ulusal, gerekse de uluslararası arenada fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması gerekecek. Bu da marka ve patent tescili gibi işlemlerle mümkün. Yeşil dönüşüm, yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik gibi kavramlar son yıllarda çok büyük bir öneme sahip olmaya başladı. Yakın gelecekte bu önemin katlanarak artacağını öngörüyoruz. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında dünyada özellikle son 5 yılda, 'iklim değişikliği' temasıyla 3 milyondan fazla patent tescil edildiğini düşünürsek, konunun nereye varacağını kestirebiliriz. Dolayısıyla bu sürece hizmet eden her fikir, buluş, proje; muhakkak korumaya alınmalı. Bu da ülkemizdeki yeşil patent sayısını artıracaktır. Yeşil patent sayısının artması demek de o ekonominin hem daha doğaya daha saygılı hem de daha kıymetli aktörler kazanması demektir."
Yeşil Sanayi Destek Programında neler var?
Programda firmalara Güneş Enerji Sistemi kapsamında güneş paneli kurdurmak, böylece temiz ve yenilenebilir enerji kullanmak isteyenlere 14 milyon TL'ye kadar; enerji, su ve hammadde verimliliği, sürdürülebilir ve iklime dayanıklı atık geri dönüşümü, endüstriyel simbiyoz ve döngüsel ekonomi alanlarında yatırım yapmak isteyenlere ise 4 milyon TL'ye kadar destek verilmesi öngörülüyor. Bu destek miktarları, kredi formatında, yani geri ödemeli olacak ancak hem ilk 12 ay geri ödeme söz konusu olmayacak hem de geri ödeme süresi 36 ay olacak. Destek oranları, güneş enerjisi projeleri için yüzde 60, sanayide temiz ve döngüsel ekonomi projeleri için ise yüzde 70 olarak belirlenmiş durumda. 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelerde hasar gören firmalar için ise bu oranlar yüzde 90'lara kadar ulaşıyor. Bu arada gerçekleştirilecek projenin süresi de en az 8 en fazla 12 ay olabilecek. Onaylanan proje ayrıca ödemesinin yüzde 50'sini erkenden alabilecek.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 
 Japon kültürünün en önemli felsefelerinden Ikigai ve Kyosei'den ilham alan Canon, markanın zengin mirasının bir kanıtı olarak şirketin; yeniliklerinin, toplumun dokusu ve bireylerin hayatları üzerindeki derin etkisini yansıtan yeni kurumsal filmi "İzin Ver Olsun"un tanıtımını gerçekleştirdi.
Japon kültüründe "varoluş sebebi" anlamına gelen, bireysel anlamda bir yol arayışı sunarak kişilerin benzersiz güçlerini fark etmesine ve bu gücü hayat gayesine, yaptığı işe aktarmasına ışık tutan "Ikigai felsefesi", Canon'un kurumsal felsefesi olan, ortak fayda için birlikte yaşamak ve çalışmayı temsil eden Kyosei ile yankı buluyor. Canon; kolektif refahın her şeyin üstünde olduğu bir dünya için bireysel arzu ile isteklerin ötesine geçerek insanlık ve doğa arasındaki uyumu artırmak üzere çabalıyor. Bu girişimiyle hayatın her alanında var olduğunu gösteren Canon; sahip olduğu felsefe, geniş ürün yelpazesi ve geliştirdiği son teknolojilerle günlük yaşamın her evresinde topluma eşlik ettiğini vurguluyor. Canon özündeki tüm değerleri "İzin Ver Olsun" filmi ile yansıtıyor.
 
Canon, hayatın her alanında!
Canon, en çok bilinen ürünü olan kameraları ile kuşları uçarken takip ederken de gökyüzünde parıldayan yıldızların ve ayın çeşitli evrelerini ve tutulmalarını benzersiz görsel bir şölenle sunarken de hayatın böylesine kaçırılmaz anlarının her zaman baş rolünde oluyor. Gün içerisinde çektiğiniz bir selfieden, düğünlere; uluslararası spor müsabakalarından sanat etkinliklerine kadar tüm özel anlarınıza sadece bir deklanşör kadar uzak olan Canon, bu eşsiz anları ölümsüzleştiriyor.
Kameralar, yazıcılar, medikal görüntüleme sistemleri ve yarı iletken çipler gibi ürünler aracılığıyla Canon, hayattaki önemli anları yakalamaya, yaratıcılığı ifade etmeye hatta bilimsel araştırma ve tıbbi yeniliklere bile ortak olarak pek çok alanda yer alıyor. Canon'un görüntüleme ve baskı teknolojileri, evrenin sürdürülebilirliğine katkı sağlayan mikroskobik keşiflerden sağlık hizmetlerinde hayat kurtaran teşhislere kadar, buluşlar ve keşifler için de önemli bir görev üstlenerek daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir dünyaya giden yolu aydınlatıyor. Canon'un yolculuğu, özünde her yeniliğin Ikigai ve Kyosei felsefeleriyle yoğrulduğu amaç ve etkinin kaynaşmasını barındırıyor. Bu sınırları aşan, hayatları derinden ve kalıcı bir şekilde dönüştüren, insanın yaratıcılığının ve iş birliğinin sonsuz gücünün bir kanıtıdır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Yaratıcılık ve girişimcilik dünyasının önde gelen isimlerinin buluşacağı bir etkinlik olan Yaratıcı Liderlik Zirvesi ve Creative Young Entrepreneur (CYE) Programı, heyecan verici başarı hikayelerine ev sahipliği yapmak üzere 26-28 Nisan tarihleri arasında Palm WingsEphesusResort&Hotel'de gerçekleşecek.Önceki yıllardan örneklerle birlikte CYE' nin geçmiş başarıları da dikkat çekerken; 2022 CYE finali birincisi WASK, yarışmayı kazandıktan sonra 2,4 milyon dolarlık yeni bir yatırım aldı. 2023 yılının birincisi Wereover ise Avrupa birincisi olarak Türkiye'nin gururu oldu. CYE Programı'nın finali 27 Nisan'da Yaratıcı Liderlik Zirve'si kapsamında gerçekleşecek…
CYE Final Jürileri; HABİTAT Başkanı Sezai Hazır, FuturistAlphan Manas, SEDEFED Başkanı Emine Erdem, Uluslararası KonuşmacıJay Johnson, Melek Yatırımcı fonbulucu.comYönetim Kurulu Üyesi-Orhan Mutlu Topal'dan oluşurken yarı final jürileri arasında ise; Civan Sözkesen, Sadık Köseoğlu ve Duygu Eren yer alıyor. Yarışmanın finalisti Avrupa'da da yarışma fırsatı bulurken, galip gelme durumunda dünya genelinde Türkiye'yi temsil edecek.
Etkinlik keynotespeakerı uluslararası konuşmacı Jay Johnson Uluslararası Forbes İş Konseyi'ne davet edilen önemli isimlerden. Johnson aynı zamanda 4 kıtada 30'dan fazla ülkede ekip yönetiyor. NASA gibi dünya devi oluşumlara danışmanlık veren Johnson, Türkiye'deki girişimcilere özel global stratejiler sunacak.
START-UP'LARIN ULUSLARARASI ARENADA YER ALMASINA FIRSAT
JCI Türkiye CYE Direktörü Selen Günaydın ise konuşmasında; "CYE Programı'nın finali, 27 Nisan'da gerçekleşecek ve finale kalan dört girişimci, zirveye katılanlar ve yatırımcılar önünde rekabet ederek önemli bir deneyim yaşayacaklar. Jürinin değerlendirme yapacağı kriterler arasında; işin pazara olacak etkisi, iş fikrindeki yaratıcılık, işin yurtdışında büyüme potansiyeli ve sunumun etkileyiciliği yer alıyor.CYE yarışması, genç girişimcilere ilham vermek ve onları motive etmek amacıyla düzenlenen önemli bir uluslararası program olarak dikkat çekiyor. Bu yarışma, girişimcilere eğitim, mentorluk, yatırım fırsatları ve uluslararası platformlarda girişimlerini tanıtma şansı sunarak yeni işletmelerin ortaya çıkmasını ve mevcut işletmelerin büyümesini teşvik ediyor" ifadelerini kullandı.
JCI İzmir Başkanı Hakan Aktay, JCI İzmir Asbaşkanı ve Zirveden Sorumlu YK Üyesi Yılmaz Seçkiner, yaptıkları açıklamada uzun zamandır bu etkinlik için çok ciddi çalışma süreci geçirdiklerini belirterek; "Bu etkinlik, girişimciler için büyük bir fırsat ve ilham kaynağı olacak. Katılımcılar, dünyaca ünlü konuşmacılar ile networking yapma şansı yakalayacak ve yaratıcılıklarını geliştirme fırsatı bulacaklar" ifadelerini sözlerine ekledi.
"ZİRVE, İÇSEL POTANSİYELİ KEŞFEDEREK YARATICI LİDERLİĞİ ELE ALACAK"
Çisil Türkay, Yaratıcı Liderlik Zirvesi'nin Direktörü olarak organizasyonunun planlama ve yürütme sürecinde önemli bir rol üstleniyor. Türkay,"Bu zirve, sınırları zorlayarak ve içsel potansiyeli keşfederek yaratıcı liderliği ele alacak" diyerek zirvenin temel amacını özetlerken; ülkemizde girişimcilik ekosisteminde önemli işlere imza atmış, Gen Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Yemek Sepeti Kurucusu Nevzat Aydın, TikTak Kurucusu Ersan Öztürk, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, ARYA Kadın Yatırım Platformu Kurucu Ortağı Münteha Adalı eşliğinde yaratıcı liderlik ve kadınların sınırları zorlayan dönüşümü üzerine söyleşi ilham verici olacak.Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve Seri Girişimci ve füturistAlphan Manas, küresel şirketlerin yaratıcı liderlik perspektifini de katılımcılarla paylaşacak.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Dünyanın en büyük havayollarından biri olan Emirates, Neste ile yaptığı yakıt anlaşmasını bu ay Amsterdam Schiphol Havalimanı'nda faaliyete geçirdi. Anlaşma kapsamında, havayolunun Schiphol Havalimanı'ndan kalkan uçuşları için yakıt ikmal sistemine 2024 yılı boyunca 2 milyon galondan fazla harmanlanmış sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) tedarik edilecek.

Emirates, standart endüstri muhasebe metodolojilerini kullanarak SAF'ın yakıt ikmal sistemlerine teslimatını ve çevreye sağladığı faydaları takip edecek. Emirates'in Neste ile geçen yılın sonlarında duyurduğu iş birliği, havayolunun bugüne kadarki en büyük SAF satın alımlarından birini gerçekleştirmesiyle öne çıkmıştı.

Harmanlanmış SAF, Amsterdam Schiphol'ün yakıt ikmal sistemine 700.000 galondan fazla olmak üzere katkısız bir şekilde tedarik edilecek. Emirates ayrıca önümüzdeki birkaç ay içinde Singapur Changi Havalimanı'ndaki yakıt sistemlerine de SAF tedarik etmek için Neste ile birlikte çalışıyor.

Emirates Başkan Yardımcısı ve Operasyon Direktörü Adel Al Redha konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Neste gibi kararlı ortaklarla iş birliği yapmak, emisyonlarımızı azaltmak için attığımız etkili adımlardan biri ve bir havayolu olarak kendi sürdürülebilirlik yolculuğumuzda çok önemli bir dönüm noktası. Özellikle Amsterdam gibi hava taşımacılığının gelişmiş olduğu başlıca merkezlerde bu tarz güçlü iş birlikleri, uçuş ağımız genelinde SAF'a erişimi ve kullanılabilirliği artırmak için ortaklarımız ve havalimanlarıyla nasıl çalışabileceğimizi gösteren bir temel niteliğinde.”
Neste Yenilenebilir Havacılıktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Alexander Kueper ise şunları söyledi: “Emirates’in sürdürülebilirlik yolculuklarına destek vermekten gurur duyuyoruz. SAF, hava yolculuğundan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak için kullanışlı bir çözüm. Emirates'in Amsterdam Schiphol Havalimanı'nda Neste MY Sürdürülebilir Havacılık Yakıtımızı kullanmaya başlamasından heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Bu iş birliği aynı zamanda SAF kullanımını ivmelendirmek için ortaklarımızla birlikte nasıl çalıştığımızı ortaya koyan harika bir örnek de oldu. İş birliğimizin bir sonraki adımlarını sabırsızlıkla bekliyoruz.”
Bu anlaşmanın bir parçası olarak kullanılan SAF, mevcut jet motorlarına ve havalimanı yakıt ikmal altyapısına güvenli bir şekilde eklenebiliyor ve katkısız bir biçimde, geleneksel jet yakıtı kullanımına kıyasla yaşam döngüsü karbon emisyonlarını %80'e kadar* azaltabiliyor.
Emirates'in jet yakıtı ile harmanlanmış SAF destekli ilk uçuşu 2017 yılında Chicago'da gerçekleşti. Havayolu şu anda SAF ile Paris, Lyon ve Oslo'dan uçuşlar gerçekleştiriyor. Geçen yılın Ekim ayında ise Emirates, ortaklarının desteğiyle SAF'ı Dubai Havalimanı yakıt ikmal sistemlerine de entegre ederek SAF'ı, Sidney uçuşu da dahil olmak üzere bir dizi uçuş için tahsis etti.
Bu yılın başlarında Emirates, 2032 yılına kadar faaliyete geçmesi halinde yılda 200.000 tona (200 kt) kadar üretim yapabilecek bir Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) tesisi oluşturma potansiyeline sahip, düşük karbonlu yatırımlara odaklanan Birleşik Krallık'taki bir girişim olan Solent Cluster'a katılan ilk uluslararası havayolu oldu.
Emirates, aynı zamanda bir dizi endüstri ve BAE hükümeti çalışma grubunu destekledi ve SAF'ın üretimi ve tedarikinin ölçeklendirilmesine yardımcı olmak için çeşitli paydaşlarla sürekli görüşmelerde bulunuyor.
Havayolu, BAE GCAA (Genel Sivil Havacılık Otoritesi) ile birlikte, BAE Enerji ve Altyapı Bakanlığı ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından yönlendirilen BAE'nin enerjiden sıvıya (PtL) yakıt yol haritasının geliştirilmesinde aktif olarak rol oynadı. Ayrıca, 2030 yılına kadar 700 milyon litre SAF üretme hedefiyle BAE'yi alternatif havacılık yakıtları için bölgesel bir merkeze dönüştürmeyi amaçlayan BAE'nin Ulusal Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı Yol Haritasına katkıda bulundu. Emirates, endüstri için SAF teknolojilerinin geliştirilmesine, üretilmesine ve ölçeklendirilmesine odaklanan BAE araştırma konsorsiyumu Air-CRAFT'ın kurucu katılımcısı olmasıyla da öne çıkıyor.
*Saf biçimde (harmanlanmamış olarak) kullanıldığında ve CORSIA metodolojisi gibi yerleşik yaşam döngüsü değerlendirmesi (LCA) metodolojileriyle hesaplandığında
Emirates Hakkında:
Emirates, dünyayı global merkezi olan Dubai aracılığıyla birbirine bağlayan, dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden biridir. Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Modern, verimli ve rahat uçaklarıyla 1987 yılından beri Türkiye’deki yolcularını Dubai üzerinden dünyaya bağlıyor. Emirates, ikonik çift katlı süperjumbo Airbus A380 ve Boeing 777 - 300ER uçakları ile İstanbul Havalimanı’ndan haftada toplam 21 sefer gerçekleştiriyor.
Detaylı bilgi için: www.emirates.com.tr