Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global merkezi Paris’te olan ve 160’dan fazla ülkede faaliyeti bulunan Fransız alkollü içki devi Pernod Ricard Türkiye Ofisi’nde iki önemli atama gerçekleştirildi.
HÜLYA AKKAN SEYHUN, PERNOD RICARD GRUP'A AFRİKA-ORTA DOĞU İNSAN KAYNAKLARI DİREKTÖRÜ OLARAK ATANDI
Pernod Ricard, Afrika-Orta Doğu bölgesinden sorumlu İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine Hülya Akkan Seyhun’u getirdi. Ocak 2024 tarihinde göreve başlayan Hülya Akkan Seyhun, geniş deneyimi ve liderlik vasıflarıyla şirketin stratejik insan kaynakları gündemini yönlendirecek ve yeni görevinde Pernod Ricard Afrika-Orta Doğu organizasyonunun stratejik insan kaynakları alanındaki tüm faaliyetlerinden sorumlu olacak. Akkan Seyhun aynı zamanda iş stratejisinin etkin bir şekilde desteklenmesi ve uyumlu işe alım süreçlerinde öncü yetenek stratejileri geliştirmek adına liderlik ederken organizasyon gelişim projelerini yöneterek yetenek yönetimi, gelişim planları ve performans yönetimi alanlarında koordinasyon sağlayacak. Hülya Akkan Seyhun, şirket kültürünün sürdürülebilirliği, liderlik geliştirme programları, ücret ve yan haklar gibi önemli alanlara odaklanarak Pernod Ricard'ın insan kaynakları alanındaki çeşitlilik ve mükemmeliyetine katkı sağlayacak.
ENİS YALIM PERNOD RICARD EMEA & LATAM HQ GLOBAL LOJİSTİK DİREKTÖRÜ OLARAK ATANDI
Pernod Ricard Türkiye bünyesinde 2016 yılından bugüne başarılı bir şekilde Orta Doğu Kuzey Afrika Tedarik Zinciri Direktörü görevini yürüten Enis Yalım, 1 Şubat 2024 tarihi itibarıyla Pernod Ricard EMEA & LATAM HQ Global Lojistik Direktörü görevini üstlenecek. Yalım yeni rolünde yerel ticari ekiplerle iş birliği içinde özel dağıtım yolları pazarlama stratejilerinin oluşturulmasında ekiplere rutin destek sağlayacak, liderlik edecek ve yüksek hizmet seviyesini destekleyen stratejileri belirleyecek. Ayrıca Yalım bu rolü Pernod Ricard Grubu için değer yaratma amacıyla Global Lojistik ve Taşıma Tedarik Stratejisi geliştirmek üzere global satın alma ekibiyle yakın iş birliği içinde yürütecek. Bu kapsamda Enis Yalım, küresel pazarda şirketin lojistik etkinliğini artırmak ve rekabet avantajı sağlamak amacıyla gerekli stratejik adımları atıyor olacak.
*Pernod Ricard Türkiye Hakkında: Pernod Ricard Türkiye, dünya çapında 160'dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve Absolut, Ballantines, Beefeater, Chivas, Jameson, Martell, Mumm, Olmeca, Havana Club, Malibu gibi uluslararası markaların sahibi olan Fransa merkezli Pernod Ricard şirketinin %100 iştirakidir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
OKX Web3 Cüzdan’a SRC-20 entegrasyonu sayesinde OKX kullanıcıları, 5 Şubat’ta bu inscription standartlarını görüntüleyebilecek ve transfer edebilecekler. Şubat ayı sonunda da DRC-20, ARC-20 ve Runes standartlarının önümüzdeki haftalarda gerçekleşecek OKX Pazar Yeri entegrasyonu ile birlikte ise OKX, milyonlarca kullanıcısına DRC-20, ARC-20 ve Runes inscription’larını hiçbir ücret ödemeden alıp satma imkânı sağlayacak.
OKX Web3 Cüzdan’ın inscription aracı şu anda Bitcoin, Dogecoin, Ethereum, Polygon, BNB Chain, Avalanche-C ve Arbitrum da dâhil olmak üzere 23 ağda inscription mint etme işlevini destekliyor.
Bu geliştirmeler sayesinde genişleyen token standartları yelpazesi ile OKX Pazar Yeri, ücretsiz al-sat imkânı sunan sektörün en büyük inscription pazar yeri hâline gelecek.
Sektörün en gelişmiş ürünlerinden biri olan OKX’in inscription aracı, hex hata kontrolü, birden fazla inscription standardında likidite, toplu inscription kapasitesi ve otomatik hata tespiti özellikleri ile öne çıkıyor. OKX, bu zincirler arası ücretsiz al-sat deneyimini sunarak, büyük blok zincirlerindeki kullanıcılara inscription’ın gücünden yararlanma imkânı sağlıyor ve böylelikle Web3’ün daha fazla benimsenmesine ve gelişimine ivme kazandırmayı amaçlıyor.
Bu önemli entegrasyonu değerlendiren OKX’in Baş İnovasyon Direktörü Jason Lau yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “OKX olarak, Web3’ün önde gelen teknolojilerinin yaygın olarak benimsenmesini sağlamak için çalışıyoruz. Yeni ekosistemimiz de bu misyona olan bağlılığımızın bir kanıtıdır. OKX kullanıcılarının inscription’ların potansiyelini keşfedebilmeleri ve bu potansiyelden faydalanabilmeleri için, tek bir platform üzerinde önde gelen token standartlarını ücretsiz ve kolay bir şekilde satın almalarını, satmalarını, oluşturmalarını ve bu standartlarla al-sat yapmalarını mümkün kılıyoruz, böylece erişimlerini daha da kolaylaştırıyor ve engelleri ortadan kaldırıyoruz.”
Inscription mint etme, satın alma ve satma hakkında daha fazla bilgi edinmek için https://www.okx.com/landingpage/inscription-roadmap adresini ziyaret edebilirsiniz.
OKX Hakkında
OKX, sektörde öncü rol oynayan bir küresel kripto borsası ve yenilikçi bir Web3 teknoloji şirketidir. Küresel çapta 50 milyonu aşkın kullanıcının güvenle işlem yaptığı OKX, dünyanın dört bir yanındaki traderlar tarafından en hızlı ve en güvenilir kripto al-sat uygulamalarından biri olarak kabul ediliyor.
İngiltere Premier Ligi şampiyonu Manchester City FC, McLaren Formula 1, olimpiyat madalyalı Scotty James ve F1 pilotu Daniel Ricciardo gibi üst düzey ortaklıklara sahip olan OKX, taraftar odaklı yeni iş birliği fırsatlarıyla taraftar deneyimini üst düzeye çıkarmayı amaçlıyor. Aynı zamanda daha fazla içerik oluşturucuyu Web3’e çekmeyi hedefleyen bir girişimde yer alan OKX, Tribeca Festivali’nin de ana ortağıdır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin dört bir yanındaki kamyon şoförlerine sağlık ve bakım hizmeti götüren Sağlık Bakım Tırı, 2023’te 3.600 kişiye ulaştı. 7 bölge ve 10 şehirde, 14 etkinliğe imza atan proje; Cumhuriyet’in 100. yılı ve şoförler gününü de kutlayarak 2023’e damgasını vurdu.
Mercedes-Benz Kamyon, Türkiye genelinde kamyon şoförlerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hayata geçirdiği Sağlık Bakım Tırı projesiyle, 2023’te de adından söz ettirdi. Özel olarak tasarlanan dorsesiyle Actros L 1851 LS model Sağlık Bakım Tırı, yıl boyunca İstanbul, Aksaray, Düzce, Bursa, Amasya, Erzincan, Adana, Mersin, Manisa ve Gaziantep olmak üzere Türkiye’nin 7 farklı bölgesindeki illeri ziyaret etti.
“Hislere Tercüman Şarkılar” ödülleri topladı
Yıl boyu etkinliklerini sürdüren Sağlık Bakım Tırı, pazarlama ve reklam kategorilerinde önemli ödüllerin sahibi oldu. 2023’te hayata geçirilen “Hislere Tercüman Şarkılar” uygulaması, 1 Felis, 3 Başarı Ödülü ve 2 Gümüş Elma olmak üzere toplam 6 ödül alarak seneye damgasını vurdu. “Hislere Tercüman Şarkılar” projesi kapsamında, kamyon şoförlerinin yolda en fazla dinledikleri şarkılar tespit edilerek bu şarkılara özel albüm kapakları tasarlandı. Verilen psikolog hizmetiyle paralel olarak tasarlanan projede, albüm kapağına tıklandığında şoförleri, psikologların şarkıyla bağlantılı söylemleri karşıladı. Proje, bilinen şarkılarla dikkat çekerek şoförleri, Sağlık Bakım Tırı etkinliklerine davet etmeyi amaçlıyor.
Yılın son durağı Gaziantep’te rekor katılım
Yıl boyunca Türkiye'nin 7 bölgesinde 10 farklı şehirde gerçekleştirilen projenin final durağı Gaziantep oldu. 14 ayrı etkinlikle kamyon şoförlerini bir araya getiren proje, Gaziantep etkinliğinde rekor düzeyde bir katılım ve coşku ile yılı tamamladı.
Mercedes-Benz Türk Kamyon & Otobüs Pazarlama İletişimi ve Müşteri Yönetimi Grup Müdürü Serra Yeşilyurt, “Sağlık Bakım Tırı projemiz her sene olduğu gibi bu sene de büyük ilgi ve takdir gördü. Binlerce şoförümüzün ihtiyaçlarını dinlediğimiz ve onlara hizmet sunduğumuz projemiz, reklam ve pazarlama dünyasında büyük yankı uyandırırken kazandığımız ödüller de bizi gururlandırdı. Mercedes-Benz Kamyon olarak yolların kahramanları uzun yol şoförlerimiz için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Veri Koruma ve Fidye Yazılımı Kurtarma alanında pazar payıyla 1 numaralı lider Veeam Yazılım, bu yıl beşincisi hazırlanan Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu'nun sonuçlarını açıkladı. Şirketler siber saldırıları savuşturmak için daha fazla harcama yapacaklarını söylerken, araştırma BT liderlerinin kendilerini daha az korunmuş hissettiklerini ve iş kritik verileri kurtarma ve geri yükleme becerileri konusunda daha fazla endişe duyduklarını ortaya koydu. Katılımcılar siber saldırıların kesintilerin en önemli nedeni olmaya devam ettiğini ve kuruluşların büyük kurtarmalar için bulut kullanımına daha fazla önem vermelerine rağmen sadece küçük bir yüzdesinin küçük bir krizden bile bir haftadan kısa bir sürede kurtulabileceklerine inandıklarını paylaştılar.
Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2024'te öne çıkanlar şöyle:
" Kesintilerin 1 Numaralı Nedeni Siber Saldırılar: Siber saldırılar, üst üste dördüncü kez, kuruluşlar genelinde iş kesintilerinin en yaygın ve en etkili nedeni oldu. Diğer kesinti türlerinin (altyapı/ağ, depolama donanımı, uygulama yazılımı, genel bulut kaynakları ve sunucu donanımı) hemen arkasından gelmesi, modernize edilmiş yedekleme stratejilerine duyulan ihtiyacın arttığını göstermektedir.
" Fidye Yazılımı bir 'Eğer' değil 'Ne Zaman' meselesi olmaya devam ediyor: Kuruluşların %76'sı son 12 ay içinde en az bir kez saldırıya uğradı. Bu sayı 2023'teki %85'lik orana göre azalmış olsa da, %26'sı geçtiğimiz yıl en az dört kez saldırıya uğradığını bildirdi. Yani rapora göre, hiç saldırıya uğramadığını düşünenlerden daha fazla kuruluş üç ayda bir saldırıya uğradı. Kurtarma hala büyük bir endişe kaynağı, çünkü yalnızca %13'ü bir DR durumu sırasında kurtarmayı başarılı bir şekilde düzenleyebildiklerini söyledi.
" Dijital Dönüşüm Siber Saldırılar Tarafından Engelleniyor: Anket, BT modernizasyonu ve dijital dönüşüm girişimlerinin önündeki en büyük engeller olarak siber tehditlere karşı korunmayı ve çevresel, sosyal ve resmi hedefleri ele almayı sıraladı. Bu faktörler, dijital dönüşüm veya BT modernizasyon yatırımlarından saptırılan çaba ve kaynak miktarı nedeniyle beceriler, ekonomik kaygılar ve organizasyonel sorunlarla ilgili olağan mücadelelerden daha yüksek puan aldı.
" Kuruluşların yalnızca %32'si küçük bir saldırı, kriz veya kesintiden bir hafta içinde kurtulabileceklerine inanıyor: Çoğu kuruluş siber dayanıklılığı daha geniş kapsamlı iş sürekliliği veya felaket kurtarma (BC/DR) stratejilerinin temel bir unsuru olarak görse de, BC/DR hazırlığı henüz çoğu SLA beklentisini "geçemiyor". BT'nin 50 sunucuyu kurtarmak için ne kadar süreye ihtiyaç duyacağı sorulduğunda, yalnızca %32'si BT personelinin sunucuları beş iş günü içinde kurtarabileceğine inanıyor. Diğer istatistikler de veri koruma iş birimlerinin beklentileri ile BT hizmetlerinin sunabilecekleri arasındaki uçurumun giderek büyüdüğünü gösteriyor. En son gerçekleştirdikleri büyük ölçekli siber/felaket testi sorulduğunda, 5 sunucudan 3'ünden azının (%58) beklentiler dahilinde kurtarılabildiği ortaya çıktı.
" Veri Koruma Bütçesi Artışları Hızlanıyor: Veri koruma bütçelerinin 2024 yılında %6,6 oranında büyümesi bekleniyor. Bu, anketin veri koruma harcamalarındaki büyümenin BT harcamalarındaki büyümeyi geride bırakacağını ortaya koyduğu üst üste ikinci yıl. Genel olarak, kuruluşların %92'si, siber saldırılara ve veri korumaya farklı yaklaşımlar gerektiren değişen üretim ortamına karşı hazırlanmaya devam etmek için 2024 yılında veri korumaya daha fazla harcama yapmayı bekliyor.
" Veri Koruma ve BT Güvenliği daha entegre hale geliyor: Anket katılımcıları, üst üste ikinci kez, modern bir veri koruma çözümünün en yaygın ve en önemli özelliğinin siber güvenlik araçlarıyla entegre olan bir çözüm olduğunu düşünüyor. Her beş kişiden ikisi (%41) bulut senaryolarında mobilitenin bazı yönlerini modern bir çözümün en önemli özelliği olarak görüyor; bu özellikler arasında bir iş yükünü bir buluttan diğerine taşıyabilme ve şirket içi iş yükleri ile IaaS/SaaS arasında korumanın standartlaştırılması yer alıyor.
"Fidye yazılımlar iş sürekliliğine yönelik en büyük tehdit olmaya devam ediyor." diyen Veeam Kurumsal Strateji Başkan Yardımcısı Dave Russell sözlerine şöyle devam etti "Günümüzde kesintilerin bir numaralı nedeni ve buna karşı korunmak dijital dönüşüm çabalarını engelliyor. Dahası, şirketler koruma için yaptıkları harcamaları artırsalar da şirketlerin üçte birinden azı küçük bir saldırıdan hızlı bir şekilde kurtulabileceklerine inanıyor. Bu yılki Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu'nda yer alan bulgular, siber uyanıklığın devam etmesi gerektiğinin ve her kurumun doğru koruma ve kurtarma yetkinliklerine sahip olmasının öneminin altını çiziyor. İşte bu yüzden Veeam'in 2024'teki misyonu işletmelerin çalışmaya devam etmesini sağlamak."
Raporda öne çıkan diğer bulgular şöyle:
" Çoğu Kuruluş Konteyner Kullanıyor Ancak Hepsini Yedeklemiyor: Konteyner kullanımı artmaya devam ediyor; kurumların %59'u konteynerleri üretimde kullanıyor ve %37'si ise bunları ilk kez kullanmaya başlıyor ya da kullanmayı planlıyor. Ne yazık ki, kurumların yalnızca %25'i konteynerler için özel olarak tasarlanmış bir yedekleme çözümü kullanırken, geri kalanı yalnızca temel bileşenlerin bazılarını (örneğin, depolama havuzları veya veritabanı içerikleri) yedekliyor. Her iki taktik de uygulamaların ve hizmetlerin bir kriz sonrasında ya da geri alınması gereken basit bir içe aktarma/konfigürasyon hatası sonrasında bile devam ettirilebilir olmasını sağlamıyor.
" 2024 Yılında Kurum Dışında Önemli İş Değişiklikleri Yaşanacak: Ankete katılanların %47'sinin önümüzdeki on iki ay içinde mevcut kurumlarının dışında yeni bir iş arama niyetini ifade etmesi, veri koruma girişimleri için hem bir zorluk hem de bir fırsat teşkil ediyor. Değerli veri koruma yeteneklerini kaybetmek, krizler kaçınılmaz olarak ortaya çıktığında kurumları önemli bir dezavantaja sokarken, pazar değişimi Microsoft 365, Kubernetes konteynerleri veya diğer IaaS/PaaS dağıtımları gibi bulutlarda bulunan modern üretim iş yüklerini korumak için bilgi ekleme fırsatı sunuyor.
" Hibrit Üretim Mimarileri 'Yedekleme'nin Yeniden Değerlendirilmesini Zorunlu Kılıyor: Üst üste ikinci yıl, "kurumsal yedekleme" çözümleri için en önemli iki husus güvenilirlik ve bulutta barındırılan iş yüklerinin (IaaS ve SaaS) korunması oldu. Bu durum, eski veri merkezi merkezli veri koruma çözümlerine güvenen kuruluşlar için sorun teşkil ediyor. Kuruluşlar iş yüklerini bir platformdan veya buluttan diğerine taşıdıkça, bulutta barındırılan iş yükleri için eşit koruma sunmayan eski yedekleme çözümlerine güvenen BT ekipleri, özellikle Microsoft 365/Salesforce (SaaS) veya konteynerler gibi buluta özgü teklifleri benimseyenler SLA'ları sürdürmekte zorlanacak.
Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2024'ün tamamını bu linten indirebilirsiniz https://vee.am/DPR24. Daha fazla bilgi için https://www.veeam.com adresini ziyaret edin.
Fort Lauderdale, Florida'daki Diplomat Resort'ta 3 Haziran - 5 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenecek 10. yıllık VeeamON etkinliği için kayıtlar başladı. Sınırlı süreli 10. yıl dönümü fiyatı için hemen kaydolun: https://www.veeam.com/veeamon.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kaspersky'nin yakın zamanda yaptığı global bir araştırmaya göre, Türkiye'deki şirketlerin %29'u son iki yıl içinde kötü amaçlı yazılım saldırıları nedeniyle siber olaylar yaşadı. Siber olayların çoğu, çalışanların kötü amaçlı yazılımları indirmesi neticesinde finans kuruluşları, telekomünikasyon şirketleri, enerji, petrol ve gaz gibi kritik altyapılarda meydana geldi.
SE Labs'ın kötü amaçlı yazılımdan koruma testinde Kaspersky Small Office Security ve Kaspersky Endpoint Security for Business sırasıyla "küçük işletme" ve "kurumsal" kategorilerinde test edilirken, Kaspersky Plus "ev" segmentinde değerlendirildi. Bu incelemedeki test senaryoları gerçek dünyadaki siber saldırıları taklit ederek ürün sağlayıcıların algılama, önleme ve azaltma açısından uç nokta güvenlik çözümlerinin etkinliğini göstermesine olanak tanıdı.
Değerlendirmeye katılan Kaspersky ürünleri, tüm tehditleri tespit edip engelledikleri ve sistemi tehlikeye atmalarına izin vermedikleri için "Koruma Doğruluğu Derecelendirmesinde" en yüksek 400 puanı aldı. Ayrıca ürünler yasal uygulamaları ve URL'leri doğru şekilde sınıflandırdığı için "Meşru Doğruluk Derecelendirmelerinde" maksimum 736 puan kazandı. Toplamda Kaspersky anti-malware korumasının %100 etkinliğini gösteren genel "Toplam Doğruluk Derecelendirmesi" sonucu, mümkün olan maksimum puan olan 1136 puan oldu. Böylece Kaspersky ürünleri "AAA" derecesiyle ödüllendirilerek kendi kategorilerinde ilk sırada yer aldı.
Kaspersky, SE Labs Testlerinde %100 Kötü Amaçlı Yazılım Savunma Kapasitesini Kanıtladı!
Kaspersky Tehdit Araştırmaları Başkanı Alexander Liskin, şunları söyledi: "Kötü amaçlı yazılımlar dünyadaki en yaygın saldırı türlerinden biri ve sayıları artmaya devam ediyor. Siber güvenlik çözümlerinin gelişmesiyle birlikte bu tehditlerin yaratıcıları güvenlik sistemlerini atlatmanın yeni yollarını arıyor. İyi haber şu ki, güvenlik sağlayıcılarının kendileri de zayıflıkları bulmak ve proaktif karşı teknolojilerini buna uygun olarak geliştirmek ve yükseltmek için sistemler ve çözümler üzerinde araştırmalar yapıyorlar. SE Labs tarafından yapılan testlere yıllardır katılıyoruz ve ürünlerimizi geliştirmek ve etkinliklerini kanıtlamak için her türlü çabayı gösteriyoruz. Sonuçların da gösterdiği üzere, bu görevin üstesinden oldukça iyi bir şekilde geliyoruz. En yeni tehdit türleriyle mücadele ederek etkinliğimizi kanıtlamamıza yardımcı olduğu için SE Labs'a gerçekten minnettarız."
SE Labs Kurucusu ve CEO'su Simon Edwards da şunları ekledi: "Önemli yeni tehdit türleri kaydettiğimiz anda yaptığımız testlerdeki saldırı senaryolarını güncelliyoruz. Böylece siber güvenlik ürünlerinin güncel ve mevcut tehdit ortamında etkili olup olmadığını kontrol ediyoruz. Testlerimiz, satıcıların ürünlerini geliştirmelerine ve müşterilerin iş ve ev cihazlarını korumak için en güçlü ürünleri seçmelerine yardımcı oluyor. Kaspersky, iş ve ev kullanıcı testlerimizde ürünlerinin kötü amaçlı yazılımlara karşı %100 savunma kapasitesini kanıtlayarak 2023'ü yine mükemmel bir sonuçla tamamladı. Kaspersky'nin testlerimize katılımını takdir ediyor, aldıkları sonuçlardan dolayı tebrik ediyoruz."
Kaspersky, SE Labs üç aylık testine düzenli olarak katılıyor. 2023 yılında Kaspersky Endpoint Security for Business ve Kaspersky Small Office Security, SE Labs'ın 1., 3. ve 4. çeyrek değerlendirmelerinde Toplam Doğruluk Derecelendirmesinde en yüksek puanları aldı ve 2. çeyrekte derecelendirmenin en yüksek ikinci değerine ulaştı. Kaspersky Plus, yılın dört testinde de Toplam Doğruluk Derecelendirmesinde TOP1 sonuçlarına ulaştı. Her üç ürün de %100 zararlı yazılımlara karşı kararlılıkla koruma göstermeye devam ediyor ve en yüksek "AAA" derecesiyle ödüllendiriliyor.
Zararlı yazılımlara karşı korumada maksimum verimlilik gösteren Kaspersky ürünleri hakkında daha fazla bilgi için Kaspersky Endpoint Security for Business, Kaspersky Small Office Security ve Kaspersky Plus sayfalarını ziyaret edin.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), kuruluşunun 63. yıldönümünde gıda sanayiinin gelişimine destek vermeye ve sektöre katkı sunmaya devam ediyor. Sendikacılığı endüstriyel ilişkiler ekseniyle sınırlı olmaktan çıkararak; dinleyen, çözüm üreten ve sosyal duyarlılığı yüksek bir kurum olarak çalışan TÜGİS, gıda sanayiinde ve gıda sektöründe olan bilgi kirliliğinin önüne geçmeye yönelik çalışmalarını sürdürüyor. TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar; “Türkiye’de yeni nesil, aktif işveren sendikacılığı dönemini başlatan bir kurum olarak; 63. yılımızda da adil, güvenli ve sürdürülebilir bir iş ortamının oluşmasına destek olacağız. 2023 yılında gerçekleştirdiğimiz toplumsal gıda bilincini arttırmaya yönelik çalışmalarımıza, bu yıl yenilerini ekleyeceğiz” açıklamalarında bulundu.
Ülkemizin ilk işveren sendikalarından Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), kuruluşunun 63. yıldönümünü kutluyor. 2023 yılında gıdanın sürdürülebilirliğine katkı sağlayan etkinlikleri, Türk gıda sanayisinin ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırmaya yönelik gayretleri ve gıdada bilgi kirliliğinin önüne geçmek için yaptığı toplumsal çalışmalarla yeni nesil aktif işveren sendikacılığı döneminin öncüsü oldu.
Sektörün gelişimine çok yönlü katkı
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, “10 Kasım 2013’de tüzüğümüzde yaptığımız değişiklikle, işveren sendikacılığının yanı sıra hem gıda sektörünün gelişimine katkıda bulunan bir STK gibi çalışan hem de işçi ve işveren arasındaki diyaloğun daha da kolaylaştığı bir TÜGİS doğdu. Yenilikçi vizyonumuzla Türk gıda sanayinin rekabet gücünü artırmasında ve çalışma hayatıyla ilgili ülke çıkarlarının ön planda olmasında yapıcı bir rol alıyoruz.” dedi. İşçi, işveren, üye ve sendika arasındaki diyaloğun daha fazla önem kazandığı bir dönemde olduklarını dile getiren Sidar; “Bu kapsamda 2023 yılında sektörümüzde iyi bir iletişim ortamını sağlamaya ve çalışma barışına katkı sunduk. İK yönetimi stratejilerinden müzakere yöntemlerine kadar, sektörümüze ışık tutan bir webinar serisini hayata geçirdik. Öte yandan halk sağlığını tehdit eden, sektörü de olumsuz etkileyen gıda odaklı yanlış bilgilerin önüne geçecek çalışmalara imza attık. TÜGİS Bilim Kurulu’nun bilimsel verilere dayanan görüşlerini kamuoyu ile paylaştık.” dedi.
“Dinleyen ve çözüm üreten bir işveren sendikasıyız”
Gıda sektöründe dinleyen ve çözüm üreten yeni nesil işveren sendikası olarak; daha kapsayıcı ve sürdürülebilirlik politikalarıyla şekillenen çalışmaları yeni dönemde hayata geçirmeye başladıklarını belirten Sidar, “Cumhuriyetimiz bir asrı geride bırakmışken bu süreçte ülkemizde endüstriyel ilişkiler kavramının doğmasında ve geliştirilmesinde rol almış olmak en büyük sevinç kaynağımızdır. Türkiye’de yeni nesil, aktif işveren sendikacılığı dönemini başlatan bir kurum olarak; 63. yılımızda da adil, güvenli ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı için katkı sunmaya devam edeceğiz. 2023 yılında gerçekleştirdiğimiz toplumsal gıda bilincini arttırmaya yönelik çalışmalarımıza bu yıl yenilerini ekleyeceğiz. Gıdada bilgi kirliliğinin önüne geçmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Gıda sanayiinin gelişim sürecine şahitlik etti
TÜGİS’in tarihi, aynı zamanda Türkiye’deki gıda sanayisinin gelişimini de anlatıyor. Cumhuriyet kurulduğunda nüfusun acil beslenme ihtiyacı, temel ihtiyaç maddelerinde sanayileşmeyi zorunlu kıldı. 1950’li yıllarda devlet destekli sanayileşme hamlesi içinde gıda sanayi de gelişme ortamı buldu. Gıda Sanayinin gelişmesiyle birlikte artan istihdam, işçi-işveren ilişkilerinde bir yasal düzenlemeye de ihtiyacı artırdı. Yürürlüğe giren 1961 Anayasası sonrası, 24 Ocak 1961 tarihinde Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) kuruldu.
İstanbul’da Tekstil, Gıda, Sanayi, Cam, Tahta, Madeni Eşya olmak üzere kurulan ülkemizin ilk beş işveren sendikasından biri olan TÜGİS, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK’in de kurucularından. Günümüz Türk gıda sanayisi ise ülkenin en önemli, gelişme açık, ihracatçı, modern teknolojiyle üretim yapan ve Ar-Ge’ye değer veren sektörlerinin başında yer alıyor.
TÜGİS Hakkında
Ülkemizin ilk işveren sendikalarından TÜGİS, aynı zamanda Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) kurucu üyesidir. Üyeleri arasında ülkemizin önde gelen gıda üreticilerinin yer aldığı TÜGİS, yarım asrı aşkın süredir Türk gıda sanayiinin gelişmesi ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılması adına öncü çalışmalara imza atmaktadır. TÜGİS, faaliyetlerine başladığı 1961 yılından bu yana sosyal diyaloğa, çalışma barışına ve gıda sanayiinin gelişimine kesintisiz katkıda bulunan yenilikçi bir sivil toplum örgütüdür.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR), Almanya'nın Köln şehrinde düzenlenen ISM 2024 Şekerleme ve Atıştırmalık Ürünler Fuarı'na katıldı. 28-31 Ocak tarihleri arasında düzenlenen ve bu yıl 30 şirketin katıldığı organizasyona Türkiye, 23'üncü kez katılım gösterdi. İşlenmiş gıda ürünleri özelinde dünyada her geçen gün 'Made in Türkiye' algısının yükseldiğini belirten İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, "Bugün, işlenmiş gıda ürünlerinde Avrupa'daki birçok markadan ve büyük firmalardan daha moderniz. Ağırlıklı olarak yarı mamul ihraç ediyoruz ancak, her geçen gün kendi markalarımızla satış trendimiz artıyor. Geçmişte 'Made in Türkiye' ibaresini bile görmek istemiyorlardı. Şimdi, artık Türkiye'deki üretim tercih edilir hale geldi. Çünkü, kaliteli üretim gerçekleştiriyoruz, fiyatlarımız uygun ve coğrafi avantajımız var. Bazen üyelerimizle konuştuğumuzda fuarın çok verimli geçtiğini söylüyorlar ancak, ihracatta önemli mesafeler alamadıklarını görüyoruz. Bazen de istenildiği gibi geçmediği düşünülen fuarlarda önemli ticari bağlantılar yapıldığını izliyoruz. Bu, tamamıyla takibe bağlı. Bu yüzden elde edilen kontakların gece gündüz kovalanması lazım. İhracatçılarımızın kapıdan kovulsa pencereden, pencereden kovulsa bacadan ısrarlı bir şekilde iletişim kurmaları gerekiyor." dedi.
AVRUPA KIZILDENİZ ETKİSİYLE ROTASINI TÜRKİYE'YE ÇEVİRİYOR
Kızıldeniz'deki krize de değinen ve süreçle ilgili hem avantajlı hem de dezavantajlı bir durumun olduğunu söyleyen Taycı, şu değerlendirmeyi yaptı: "Kızıldeniz'de yakından takip ettiğimiz sürecin artıları ve eksileri var. Ham maddemizi ağırlıklı olarak hala Uzak Doğu'dan ithal ediyoruz. Eksi yanı, bu ürünlerin bize ulaşım süreleri uzadı ve navlun fiyatları arttı. Bu ürünlerimizde biraz daha yüksek stoklu çalışmaya başlayacağız. Ham maddeyi Uzak Doğu'dan ithal ediyoruz ancak, ağırlıklı olarak dünyaya bitmiş ürünü satıyoruz. Dolayısıyla ülkemizin coğrafi konumundan dolayı birçok ülkeye hem deniz hem de karayoluyla ulaşabilme imkanı var. Şimdi, Avrupa rotasını yavaş yavaş bize çevirmeye başladı ve bu ilerleyen süreçte daha da artacak.
FUARDA ARTIK 'İSTEDİĞİNİZ YERİ SEÇEBİLİRSİNİZ' DİYORLAR
İhracatçılar için vize sorununun nispeten azalsa da devam ettiğini vurgulayan Kazım Taycı, "Vize sorunu geçtiğimiz yıl yüzde 50 oranında önemliyse bu yıl, yüzde 35'lere düştü ama tamamen ortadan kalmış değil." diye konuştu. Türkiye'nin Tahıl Koridoru'yla dünyaya 32 buçuk milyon tonluk hububat temin ettiğini hatırlatan Taycı, "Eğer, bu adımı atmasaydık küresel hububat fiyatları artacak ve ürün tedariki çok zorlaşacaktı. Pandemi döneminde bir diğer önemli konu da fuarlardı. ISM gibi fuarlara uluslararası milli katılım sağlayan ülkeler, pandemi döneminde bir anda ayaklarını kestiler. Ama sanayicilerimizle birlikte bütün zorluklara, vize problemlerine rağmen buralara geldik ve o esnada birçok ülke üzerinde farklı bir güven ilişkisi geliştirdik. Çünkü, diğer birçok ülke anlaşmaları ve sözleşmeleri varken bunları bozdular. Biz, imzaları atmamış olmamıza rağmen pazarlarımızı bırakmadık. Bu yüzden ISM Fuarı'nda yetkililer Türkiye'den gelen şirketlere, 'Bundan sonra yerinizi siz seçin; bütün stantlar üzerinde istediğiniz yeri seçebilirsiniz' dediler. Bahsettiğimiz yerleri aşağı yukarı 20 yıldır bir türlü alamıyorduk." açıklamasını yaptı.
RESESYONA RAĞMEN İHRACATIMIZ HIZ KESMEYECEK
Sektör için en önemli ihracat pazarlarının Afrika, Avrupa Birliği ülkeleri, Orta Doğu ve Orta Asya olduğunu belirten Kazım Taycı, "Hedefimiz, dünyadaki resesyon gündemine rağmen işlenmiş gıda ve tarım ürünlerinde ihracatımızın hız kesmemesi. Fakat, gerçekçi olmamız lazım. Biz, hala kendi markamızla ağırlıklı olarak ikinci ve üçüncü dünya ülkelerinde ya da birinci dünya ülkelerindeki etnik marketlerin raflarında yer alıyoruz." dedi. "Daha önce yüzde 7 ile 13 aralığında oluşan maliyetler içindeki işçilik ve personel maliyetleri bugün itibarıyla yüzde 25'e ulaştı." diyen Taycı, "Bu denklemde, bugün asgari ücretli bir çalışanımızın bize olan maliyeti yaklaşık 850 ile 1100 dolar aralığında değişiyor. Emek yoğun sektörlerimizde, dolar kuru mevcut şartlarda olduğu sürece rekabet etme şansı ortadan kalkıyor. 219 ülkede elde ettiğimiz rafları kaybetmememiz; rekabetçi olmamız lazım. Bu yüzden üreticiler olarak, ihracatçıya yönelik Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan minimum yüzde 10 daha fazla desteklenen özel kur istiyoruz. İş veren payımızda, SGK primlerimizde, enerji kullanımımızda ihracatımızla orantılı bazı teşviklerin uygulanmasını istiyoruz. Geçen yıl 10 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiysek hem üretici hem ihracatçı olarak örneğin bir yıl içinde kullanılan elektrik ya da doğalgaz için sübvansiyon verilmesini talep ediyoruz." yorumunu yaptı.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.