Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Güler Yatırım Holding bünyesindeki ASY Yenilenebilir Enerji, sürdürülebilir enerji üretimi için güneş enerjisi yatırımlarına hız verdi. Bu kapsamda Astronergy Türkiye yerli üretim güneş paneli anlaşması yaparak güneş enerjisi santrallerinde Astronergy’nin yerli üretim yüksek verimli N-Type TOPCon 4.0 güneş panellerini kullanacak.

Finans, enerji ve sağlık sektörlerinde önemli yatırımları bulunan Güler Yatırım Holding'in enerji alanındaki şirketlerinden ASY Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş., güneş paneli tedarikinde yeni bir anlaşmaya imza attı. Şirket, tesislerinde kaliteden ödün vermeden Astronergy'nin yerli üretim güneş panellerini kullanma kararı aldı.

ASY Yenilenebilir Enerji, bünyesinde bulunan tesislerin yenileme ve kapasite artırım çalışmalarında Astronergy'nin yerli üretim 16BB N-Type TOPCon 4.0 teknolojisine sahip yerli üretim güneş panellerini kullanacak. Bu iş birliği, yenilenebilir enerji alanında yerli üretimin desteklenmesi ve sürdürülebilir enerji dönüşümü açısından önem taşıyor.

Güler Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Asiye Güler, anlaşmayla ilgili yaptığı açıklamada, "Yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarımızda kalite ve sürdürülebilirlik bizim için her zaman öncelikli olmuştur. Astronergy ile yaptığımız bu iş birliği hem yerli üretimi destekleme stratejimize hem de ileri teknoloji kullanımı hedeflerimize uygun bir adımdır. ASY Yenilenebilir Enerji'nin performansını ve verimliliğini artıracak bu yatırımla, ülkemizin enerji dönüşümüne katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'nin ihracatta en önemli sektörleri arasında yer alan mutfak sektörü, yılın ilk üç ayında 1,31 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, 829 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. İhracattaki kayıpların azalmaya başladığını ve 2025 yılının özellikle ikinci yarısında canlanma beklediklerini ifade eden Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, Avrupa pazarında yaşanacak toparlanma ile birlikte ABD başta olmak üzere Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarları için son derece umutlu olduklarını söyledi. Topuz, son dönemde özel bir önem verdikleri ABD pazarına ilk üç aydaki ihracat artışının yüzde 20'yi aşmasının da son derece dikkat çekici olduğunu ifade etti.

Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD), mutfak sektörünün 2025 yılı Ocak-Mart dönemine yönelik dış ticaret rakamlarını açıkladı. Mutfak sektörünün ilk çeyrekteki ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,6 düşüşle 1,31 milyar dolara gerilerken, ithalatı da yüzde 1,5 düşüşle 481 milyon dolar oldu. Sektör böylece ilk üç ayda 829 milyon dolarlık bir dış ticaret fazlasına imza attı. Bu dönemde ihracat birim fiyatları da yüzde 2,15 artışla 4,25 dolara yükseldi.

ASLAN PAYI 10 ÜLKEDE

Ocak-Mart 2025 dönemindeki ilk 10 ülkenin ihracattaki payı yüzde 48 oldu. Bu ülkeler Birleşik Krallık, Almanya, İtalya, ABD, Fransa, Irak, İspanya, Mısır, Suudi Arabistan ve Romanya olarak sıralandı. Söz konusu ülkeler arasında Irak ve ABD yüzde 20'yi aşan ihracat artış oranları ile dikkat çekti.

Alt ürün gruplarına bakıldığında en fazla ihracat 522,9 milyon dolarla endüstriyel mutfak grubunda gerçekleşirken, onu 279,8 milyon dolarla elektrikli küçük mutfak ve ev aletleri ve 211,1 milyon dolarla metalden mamul sofra ve mutfak eşyaları ihracatı takip etti.

TÜSİD BAŞKANI TOPUZ: KAYIPLAR GİDEREK AZALIYOR, CANLANMA İKİNCİ YARIDA BAŞLAYACAK

Türkiye'nin geçtiğimiz yılı 2,63 milyar dolarlık dış ticaret fazlası ile tamamladığını ve dünya mutfak sektörü ihracatında dokuzuncu sırada olduğunu ifade eden TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, dünyanın hemen hemen her ülkesine ürün gönderebilecek bir kapasitede olduklarını söyledi. Türkiye'nin mutfak sektöründe çok güçlü bir üretici olduğunun altını çizen Topuz, yılın ilk ayındaki yüzde 4,7'lik ihracat düşüşünün üç ayın sonunda yüzde 3,6'ya gerilemesini önemli bir işaret olarak algıladıklarını belirtti.

Türkiye'nin ihracattaki ana pazarı olan Avrupa'da yaşanan düşüşün olumsuz etkilerini gördüklerini ancak bu durgunluğun özellikle yılın ikinci yarısı itibariyle azalmasını beklediklerini kaydeden Topuz, "Avrupa'daki toparlanmanın yanında son dönemde hedef pazarlarımız arasında belirlediğimiz ABD'ye ilk üç aydaki ihracat artışımız dikkat çekici. Ocak-Mart döneminde yüzde 20,3 artışla 64,3 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Önceki ay ABD'de katıldığımız fuarlarda Türk markalarına olan ilgiyi son derece yakından gördük ve satışlara etkisini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz. Amerikan ürünlerine kıyasla kalite standardımızdan ödün vermeden yüzde 50 daha uygun fiyatlarla ürün sunuyoruz. ABD Başkanı Trump'ın getirdiği vergilerden görece en az etkilenen ülkelerden biri olarak bu bölgeye karşı olan umudumuzu koruyoruz. Bunun yanında Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarları için de bu yıl için önemli ihracat artışları öngörüyoruz." dedi.

 

EURUSD

Geçtiğimiz hafta EURUSD paritesinin performansına baktığımızda haftayı yaklaşık yüzde 1 seviyelerinde değer kazanımı ile kapattığı görülüyor. Haftaya 1.14 seviyelerinde başlangıç yapan parite, haftanın ilk işlem gününün ilk saatlerinde yukarı yönlü hareketlenmeler gerçekleştirdi ve sabah saatlerinde 1.1530 seviyelerini test etti. Bununla birlikte paritenin yıllık performansına baktığımızda ise Euro’nun dolar karşısında yüzde 11 dolaylarında değer kazanımı gerçekleştirdiği görülüyor. Özellikle gümrük tarifeleri konusu 2025 yılının an gündem maddelerinden biri ve bu konu fiyatlamalar üzerinde oldukça etkili olabiliyor. Yeni günde Paskalya sebebiyle Avrupa’nın çoğu ülkesinde piyasa kapalı. Ekonomik veri bakımından bu sebeple cılız bir gün piyasaları bekliyor. EURUSD paritesini teknik olarak inceleyecek olursak 1.1614 - 1.1884 - 1.2263 seviyeleri direnç noktaları olarak; 1.1219 - 1.0937 - 1.0666 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.

 

PETROL

Petrol kanadında takip edilen ana gündem maddelerinden biri gümrük tarifeleri olmaya devam ediyor. Ticaret savaşları endişelerinin artması ve bununda ekonomilere darbe vurabileceği korkusu; küresel petrol taleplerine de olumsuz yansıyabilir. Bu da petrol kanadında baskılar yaşanmasına neden olabiliyor. Bu konu halen piyasaların gündeminde. Diğer yandan ABD ile İran arasında nükleer programa dair görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmeler ise piyasalar tarafında bir nebze de olsa olumlu olarak karşılandı. Piyasaların yakından takip ettiği bu görüşmeler sonrasında İran kanadında petrol arzına yönelik belirleyici gelişmeler de yaşanabilir. Diğer yandan yıl içerisinde OPEC+ grubunun beklentilerden hızlı üretimi artırma kararı izlenmişti. Bu da baskılar arasında yer almıştı. Crude ürününü teknik olarak inceleyecek olursak 64.99 - 66.10 - 67.63 seviyeleri direnç noktaları olarak; 62.39 - 60.47 - 58.75 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.

 

Altın

Ons altın adeta her yeni haftada tarihi rekor seviyelerini güncelliyor. Yeni haftaya 3330 dolar seviyelerinde başlayan ons altın, günün ilerleyen saatlerinde kademli yukarı yönlü hareketlenmeler gerçekleştirdi ve bu hareketlenmeler ile sabah saatlerinde 3393 dolar seviyelerini test ederek tarihi rekor seviyesini de tekrar güncellemiş oldu. Ticaret savaşı endişeleri ana gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor ve bu konu da küresel bazda risk iştahını düşürüyor. Böylelikle güvenli liman özelliği ön plana çıkan ons altın değer kazanımları gerçekleştiriyor. Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump faiz oranlarından da memnun değil ve bunu her fırsatta dile getiriyor. Öyle ki Trump; FED Başkanı Powell’ı görevden alıp faiz oranlarının düşürülmesi gerektiği yönünde düşünceleri olduğu piyasalara düşüyor. Bu konuda ons altını destekleyen unsurlar arasında yer alıyor. Yeni haftanın ilk işlem gününde ekonomik veri bakımından cılız bir gün piyasaları bekliyor. XAUUSD grafiğini teknik olarak inceleyecek olursak 3400 ve 3425 seviyeleri psikolojik direnç noktaları olarak; 3370 - 3342 - 3315 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.

NAS100

Endeks yeni haftaya baskılı fiyatlama hareketleri ile başladı. Geçtiğimiz haftayı 18434 seviyelerinde başlangıç yapan nas100 endeksi, yeni haftaya 18251 seviyelerinde başlangıç yaptı ve günün ilerleyen saatlerinde bir miktar baskılı fiyatlamalar daha yaşadı. Ticaret savaşı endişeleri ve ABD Başkanı Trump’ın FED’e yönelik eleştirileri ana gündem maddeleri olarak takip ediliyor. Piyasalar düşen son haber akışlarına göre Trump; FED Başkanı Powell’ı görevden almayı düşünüyor ve FED’in faiz indirmesi gerektiğini düşünüyor. Bu konu da yakından takip ediliyor. Yeni günde ekonomik veri bakımından cılız bir gün piyasaları bekliyor. Nas100 endeksini teknik olarak inceleyecek olursak 18361 - 18787 - 19387 seviyeleri direnç noktaları olarak; 17905 - 17376 - 16770 seviyeleri ise destek noktaları olarak takip edilebilir.
 
 İnfo Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 www.infoyatirim.com

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

EY (Ernst & Young), Geleceğin Tüketicisi Endeksi sonuçlarının güncel versiyonunu açıkladı. Endekse göre, tüketicilerin %88'i marka mesajlarının kendi ihtiyaçları ve değerleriyle örtüşmediğine inanırken, %36’sı satın alma kararı verirken artık marka özelinde tercih yapmadığını belirtiyor. Ayrıca katılımcıların yarısından fazlası artan yaşam maliyetlerinden endişe duyduğunu söylerken, büyük bir çoğunluğu (%81) satın alma kararını verirken ilk sırada fiyat duyarlılığının geldiğini aktarıyor. Buna ek olarak endeks, tüketicilerin özel etiketli (private label) ürünlere mesafeli olan algısının yeniden şekillendiğine ve özel etiketli ürünlerin artık daha fazla tercih edilmeye başlandığına dikkat çekiyor.

 

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Geleceğin Tüketicisi Endeksi araştırmasının 15. versiyonunu yayımladı. Küresel çapta 26 ülkede 20.000'den fazla tüketiciyle yapılan anket çalışması kapsamında elde edilen veriler, tüketicilerin marka seçimlerini gözden geçirdiğini ve markaların rolünü fiyat, değer ve ürüne göre yeniden değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu noktada markaların ise “marka değerini” tüketicilere kanıtlamada zorluk yaşadığı görülüyor. Ankete göre; katılımcıların %88'i, markaların mesajlarının tüketici ihtiyaçları ve değerleriyle örtüşmediğine inanırken, %36’sı da artık satın alma kararı verirken markalara göre tercih yapmadığı belirtiyor.



Aynı zamanda anket verileri, enflasyonun devam ettiği, ticari belirsizliklerin ve makroekonomik ortamın değişken olduğu bu dönemde, tüketicilerin %55’inin yaşam maliyetlerinin artışından endişeli olduğunu ortaya koyuyor. Katılımcıların %81'inin, satın alma değerlendirmesinin başında fiyat duyarlılığı geliyor. Bu sonuç, tüketicilerin değer, güven ve ihtiyaç odaklı beklentilerinin arttığını gösteriyor. Ekonomik belirsizlikler nedeniyle tüketiciler, artık daha düşük fiyatlarla alışveriş yapmayı tercih ediyor. Diğer yandan, katılımcıların %77’sinin fiyat artışları karşısında satın alma davranışlarını aktif olarak değiştirdiği görülüyor.

 

Özel etiketli ürünler dönüm noktası yaşıyor

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi, özel etiketli ürünlerin (private label) her geçen gün daha fazla benimsendiğini, özel etiketli ürünlere karşı tüketici algısının yeniden şekillendiğini ve bu ürünlerin artık daha fazla tercih edilen bir alternatif haline getirdiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların %67'si özel etiketli ürünlerin diğer markalı ürünler kadar ihtiyaçlarını iyi karşıladığını, %36'sı satın alma kararı verirken artık markaları dikkate almadığını söylüyor. Markalar daha fazla değer yaratmak için inovasyona ve marka iyileştirmesine yönelse dahi, katılımcıların %88’i marka mesajlarının kendi ihtiyaç ve değerleriyle örtüşmediğini, %54'ü de markalı ürünleri yalnızca indirimdeyken satın aldığını belirtiyor. Bu durum da tüketicilerin marka sadakatinden ziyade indirimlere öncelik verdiğini gösteriyor. Ayrıca anket verileri, özel etiketli ürünlerin benimsenmesinde etkili olan faktörlerin hem kuşaklara hem de ülkelere göre değişkenlik gösterdiğini ortaya koyuyor.

 

Marka değerini kanıtlamak zorlaşıyor

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi’ne göre; katılımcıların %65'inin markalara hâlâ değer verdiğini belirtmesi, markaların geleceğe yönelik iyimser olması için nedenleri bulunduğunu ortaya koyuyor. Özellikle, katılımcıların %48'i, premium markaların üstün kalite, performans veya lezzet sunması halinde bu ürünleri yeniden almaya istekliyken, %36'sı daha iyi bir değer sunulduğu noktada markaya geri döneceğini, %33’ü de ürün performansını artıran geliştirmeleri beklediğini belirtiyor. En yenilikçi ürün kategorilerinden kabul edilen güzellik (%43), kişisel bakım (%39) ve ev bakımı (%39) alanlarında gerçekleştirilen Ar-Ge yatırımlarının meyvelerinin toplandığı dikkat çekiyor.

 

Öte yandan endeks sonuçları, yapay zekânın (AI) önemli bir alışveriş aracı olarak kabul edilmesi için hâlâ yol kat edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor; katılımcıların %58'inin satın alma kararı verirken AI kullanmamış olması bu durumu destekliyor. AI önerilerinin %50'sinin premium markalar olması ise tüketici ürünleri şirketleri için görünürlüğün de önemli olduğunu gösteriyor.

 

EY Türkiye Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler, ekonomik belirsizlikler ve demografik değişimler tüketici alışkanlıklarında ve satın alma kararlarında önemli faktörler olarak görünüyor. Uzun süreli enflasyon, tedarik zinciri aksaklıkları ve jeopolitik istikrarsızlıklarının tüketici alışkanlıklarını kalıcı olarak yeniden şekillendirdiğine şahit oluyoruz. Perakende sektörü özel etiketli ürünleri güvenle tanıtmaya devam ediyor, raflarda bu ürünlere özel bir yer ayırıyor. Teknoloji ise tüketicilere sınırsız bir seçim ve karşılaştırma imkânı vererek satın alma yaklaşımlarına yeni bir boyut getiriyor. Bu noktada tüketici ürünleri şirketleri, tüketicilerle olan bağlarını güçlendirmek ve değişen beklentilere uyum sağlayarak gündemde kalmak için önemli bir fırsata sahip oluyor. EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi; iyi ve bilinen bir marka olmanın tüketiciler için tek başına yeterli olmadığını gösteriyor. Tüketiciler artık sadece isim değil; değer, kalite, amaç ve performans satın alıyor. Bu dönüşüme adapte olan markalarlar sürekli değişen piyasa koşullarında, tüketicilerle yeni bir marka görünümü elde edebilir ve marka sadakatini güçlendirebilir. Buna ulaşmak için ise mesajlarını ihtiyaç ve değer odaklı olarak netleştirebilen, kitlelerini doğru hedefleyebilen markaların öne çıkabileceğini söyleyebiliriz.

AMB'den beklenen faiz indirimi... AMB, piyasa beklentilerine paralel olarak faiz oranlarını 25 baz
puan düşürdü. İndirim, ECB'nin temel faiz oranı olan mevduat kolaylığı oranını %2,25'e çekti.
Banka karar açıklamasında sıkılaştırma kelimesini kullanmazken, artan ticaret gerilimleri nedeniyle
büyüme görünümünün kötüleştiğini belirtti. Kararın ardından basın toplantısında konuşan Başkan
Lagarde, enflasyonla ilgili birçok göstergenin %2 seviyesine dönüş sinyali verdiğini belirtirken,
büyüme tarafındaki aşağı yönlü risklerin arttığını söyledi. Enflasyon üzerinde tarife etkisinin henüz
görünmediğini söyleyen Lagarde, güvercin bir tutum sergiledi. Fiyatlamalar piyasa beklentisinin bu
yıl üç faiz indirimi daha yapılması yönünde olduğunu gösteriyor.
Haftanın gündemi tarifeler ve öncü PMI'lar... Hafta içerisinde en yoğun gündem tarifelerle ilgili
Trump açıklamaları olmaya devam edecek. Veri akışı çok yoğun olmamakla birlikte Çarşamba
farklı bölgelerden gelecek öncü PMI verileri tarife kararları sonrası küresel büyüme görünümü
açısından oldukça önemli olacak. Saat 10.30'da açıklanacak Almanya öncü imalat PMI’ın 48.3'ten
47.6'ya gerilemesi beklenirken hizmet PMI ile ilgili beklenti endeksin 50.9'dan 50.5'e gerilemesi
yönünde. Euro Bölgesi’nin tamamına ilişkin imalat PMI’ın 48.6'dan 47.9'a düşmesi beklenirken
hizmet PMI’ın ise 51'den 50.5'e gerilemesi bekleniyor. İngiltere'de de öncü imalat ve hizmet PMI
endekslerinin Nisan’da düşüş yönünde hareket etmesi bekleniyor. Öncü imalat PMI ile ilgili
beklenti endeksin 44.9'dan 44.1'e, hizmet PMI ile ilgili beklenti ise endeksin 52.5'ten 51'e düşmesi
yönünde. ABD'de imalat PMI ile ilgili beklenti bulunmazken Mart ayında endeks 50.2 değerini
almıştı. Hizmet PMI’ın ise 54.4'ten 52.9'a düşmesi bekleniyor.


 Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 https://www.oyakyatirim.com.tr/

                                   ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Logo Grup, finansal teknolojiler (fintek) yatırımlarını artırma ve bu alana daha fazla odaklanma hedefiyle yapısında değişikliğe gidiyor. Şirketin fintek alanındaki stratejilerini güçlendirmek ve yeni iş modelleriyle gelir kaynakları yaratmak üzere Finansal Teknolojiler İş Birimi kuruldu.

Türkiye’nin teknolojiye hızlı uyumu, çevik iş yapma kültürü ve güçlü bankacılık altyapısı, fintekler için önemli fırsatlar sunarken finansal inovasyonun da önünü açıyor. Logo Grup bu alandaki inovasyona öncülük etmek ve yenilikçi çalışmalarını daha ileriye taşımak amacıyla fintek faaliyetlerini Finansal Teknolojiler İş Birimi altında konumlandırdı. Böylece, global teknoloji trendleri arasında yer alan fintek alanındaki çalışmaların tek çatı altında toplanması ve bu alanda yeni bir odak oluşturulması hedefleniyor. Logo Grup Finansal Teknolojiler Genel Müdürlüğü’ne, daha önce eLogo Genel Müdürü olarak görev yapan Başak Kural getirildi.

“Gömülü finans alanında liderlik hedefliyoruz”

Finansal Teknolojiler İş Birimi’nin eLogo ile uzun yıllardır fintek alanında edindikleri deneyim üzerine inşa edildiğini söyleyen Başak Kural, “Ekonomik faaliyetlerin çeşitlenmesi, işletmelere yeni iş imkânları ve gelir fırsatları sunarken; finansal ve muhasebesel açıdan ciddi bir operasyonel yükü de beraberinde getiriyor. Logo Finansal Teknolojiler İş Birimi olarak, geliştirdiğimiz fintek platformları ve sektörel entegrasyonlar ile işletmelerdeki finansal ve muhasebesel iş yükünü üstlenerek verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda işletmelerin ihtiyaç duyduğu anda finansal enstrümanlara daha kolay, bilinçli ve avantajlı bir şekilde ulaşmasını sağlayacak geliştirmelere odaklanıyoruz. Bu kapsamda ERP içi gömülü finans çözümlerimizle, muhasebe ve finans ekiplerine ek iş yükü yaratmadan; halihazırda kullandıkları ekranlar üzerinden yenilikçi teknolojilerimizi sunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Küresel çapta yükselen bir trend olan gömülü finans yatırımlarımızı güçlü birikimimizle büyütüyor; işletmelere tüm finansal servisleri tek noktadan sunarak B2B dünyasında bu alanın lideri olmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

30 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; demiryolu hattı, tramvay, monoray, finiküler, metro ve şehir içi raylı ulaşım sistemleri inşaat ve onarım işleri için vergi tevkifat oranlarının %1’e düşürülmesi ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren “9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda anılan iş kolları haricinde olup 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmiş veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından ihalesi yapılmış yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakedişler üzerinden yapılmakta olan Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının da %2 düzeyine indirilmesi sektörümüz için bir ihtiyaçtır.” dedi.

 

İnşaat sektörünün her kesiminden gelen yoğun talep çerçevesinde, yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakedişler üzerinden yapılmakta olan %5 oranındaki Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının %2’ye indirilmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi veren Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren, yayımlanan 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın sektör tarafından olumlu bulunduğunu ifade etti. Sadece belli iş alanlarını kapsayan söz konusu kararın yanı sıra, ciddi sıkıntılar yaşayan sektörün kamu projelerinde vergi tevkifat oranının indirilmesi ihtiyacının bulunduğunu vurgulayan Başkan Eren; “Bilindiği üzere, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinde tevkifat oranı 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak uygulanmakta iken, 04 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3491 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %5’e yükseltilmiştir.

 

Söz konusu %5’lik oran, üstlenilen işlere ilişkin kâr oranının yaklaşık %20 ila %25 olarak varsayıldığı anlamına gelmekle birlikte, girdi maliyetlerinin sürekli arttığı, finansmana erişimin zorlaştığı, kredi faiz oranlarının yüksek olduğu günümüzün ekonomik ortamı ve piyasa şartları karşısında, inşaat sektörü için böyle bir kârlılık oranı öngörülmesi gerçekçi olmamaktadır. Ayrıca, özellikle kamu projelerinde hakediş tahsilatlarında uzun gecikmeler yaşanmakta olup %5 oranında yapılan vergi tevkifatı firmaların nakit akışlarına ciddi olumsuz etkiler yapmaktadır.

 

Bu nedenlerle, bir süredir Birliğimiz tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde yapılan temaslarda, yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakedişler üzerinden yapılmakta olan %5 oranındaki Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının, sektörün sürdürülebilirliği ve firmaların üzerindeki malî yükün bir nebze hafifletilebilmesi açısından, %2’ye indirilmesi talebimiz gündeme getirilmektedir.

 

30 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; demiryolu hattı, tramvay, monoray, finiküler, metro ve şehir içi raylı ulaşım sistemleri inşaat ve onarım işleri için vergi tevkifat oranlarının düşürülmesi, ağır malî sorunlar içerisinde bulunan ilgili firmalarımız için önemli bir destek olmuştur. Bu vesileyle, Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri ve sektörümüz adına Sayın Cumhurbaşkanımıza, Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e ve Bakanlık yetkililerine en içten teşekkürlerimizi sunmak isterim. Ancak bahse konu düzenleme ile yalnızca kısıtlı sayıda inşaat/onarım faaliyeti için vergi tevkifat oranı %1’e indirilmiş, sektörün çok büyük kısmını oluşturan, farklı büyüklüklerdeki firmaları kapsayan genel inşaat ve onarım faaliyetlerine yönelik olarak uygulanan %5’lik vergi tevkifat oranında bir iyileştirme yapılmamıştır.

 

Sektörde yaşanan derin sorunlar, yüksek enflasyon ve kredi faiz oranları dikkate alınarak, müteahhitlik firmalarının üzerindeki bu yüksek vergi yükünün hafifletilmesi adına 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda anılan iş kolları haricinde olup 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmiş veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından ihalesi yapılmış yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakedişler üzerinden yapılmakta olan Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının %2 düzeyine indirilmesi sektörümüz için bir ihtiyaçtır.

 

Yıllardır sektörümüze verdikleri büyük destek ile yolumuza ışık tutan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e bu süreçte kaydedilen ilerleme için bir kez dada teşekkürlerimizi sunuyor, kapsamlı ve nihai çözüm için 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmiş veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından ihalesi yapılmış yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde tevkifat oranının %2’ye indirilmesi hususunda güçlü desteklerini bekliyoruz.“ dedi.

Trump'tan Powell'a Sert Eleştiri: Görevden Alma İması Piyasalarda Deprem Etkisi Yarattı
Merkez Bankası'nın Bağımsızlığına Yönelik Endişelerin Artmasıyla Dolar Değer Kaybetti, Altın 3.385 Dolara Yakın Seviyelerde Fiyatlanıyor
 
ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği ile ticaret tarifeleri konusunda adil bir anlaşma yapılabileceğine inandığını ancak bunun için acele etmediğini söyledi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile görüşen Trump, "Bir ticaret anlaşması olacak ama bu adil olmalı" dedi. Anlaşmaların ne zaman sonuçlanacağına dair net bir tarih vermeyen Trump, diğer ülkelerin bazı tavizlerde bulunması gerektiğini vurguladı. Trump, Avrupa ya da başka ülkelerle anlaşma sürecinde ciddi bir sorun beklemediğini belirtti. Meloni ise Trump'a "yakın zamanda" İtalya'yı ziyaret etmeyi kabul ettiği için teşekkür ederek, onun AB yetkilileriyle doğrudan görüşmesini umduğunu dile getirdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Trump'la ilk kez doğrudan görüşme ihtimali AB açısından önemli görülürken, Meloni'nin bu süreçte ABD-AB ilişkilerinde arabulucu rolü öne çıkabilir. Ticaret anlaşması konusunda iyimser olduğunu belirten Meloni, "Bu anlaşmayı tek başıma Avrupa adına yapamam" dedi. Ayrıca Trump'ın "Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" sloganına gönderme yaparak, "Benim hedefim Batı'yı yeniden büyük yapmak ve bunu birlikte başarabileceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı.
 
Deutsche Bank'a göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın tarife adımları sonrası Çinli yatırımcılar, ABD tahvillerinden çıkarken Avrupa tahvillerine yöneldi. Bankanın küresel piyasa uzmanı Lillian Tao, ABD hazine getirilerinin cazip seviyelere geldiğini ancak belirsizlik nedeniyle Çinli yatırımcıların temkinli davrandığını ifade etti. Tao, Çinli yatırımcıların özellikle Alman, İspanyol ve İtalyan tahvillerine ilgi göstermeye başladığını da belirtti. Tarifeler sonrası dolar bazlı varlıkların güvenli liman niteliği tartışılırken, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, yabancı yatırımcıların tahvil sattığına dair haberleri yalanladı.
 
Çin, ABD'nin Çinli gemilere yönelik vergi planına misilleme yaptı. ABD Ticaret Temsilciliği (USTR), Çin merkezli gemi sahipleri ve Çin yapımı gemilerin işletmecilerine net tonaj veya konteyner sayısına göre ücret alınacağını duyurdu. Bu adımın, Çin'in denizcilik, lojistik ve gemi inşa sektörlerinde haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle yaklaşık bir yıl süren soruşturmanın ardından geldiği belirtildi. Yeni uygulamanın iki aşamalı olacağı, ilk 180 gün boyunca herhangi bir ücret alınmayacağı ifade edildi. Süre sonunda Çinli gemi sahipleri ve işletmecilerinden ABD seferi başına ücret alınacağı, bu ücretlerin zamanla artırılacağı açıklandı. İkinci aşamada ise ABD yapımı LNG gemilerini teşvik etmek amacıyla, yabancı gemilerle LNG taşımacılığına kısıtlamalar getirileceği ve bu kısıtlamaların 22 yıl boyunca kademeli olarak artırılacağı belirtildi.
 
Avrupa Merkez Bankası (AMB) üyesi ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau, enflasyon riskine karşı AMB'nin hızlı hareket edebileceğini belirtti. Enflasyon baskısının azaldığını söyleyen Villeroy, AMB'nin çeşitli senaryolara hazırlıklı olması gerektiğini ve faiz kararının Haziran toplantısında netleşeceğini ifade etti. Euronun güçlenmesi, hammadde fiyatlarının düşmesi ve Çin'den gelen ithalatın etkisiyle enflasyon riskinin azaldığını, hatta daha da azalabileceğini dile getirdi. ABD'nin Euro Bölgesi'ne yönelik tarifelerinin ise enflasyon hedeflerini aşağı çekebileceğini belirterek, "Çok daha dalgalı bir denizdeyiz" dedi. Estonya Merkez Bankası Başkanı Madis Muller ise mevcut faiz oranlarının ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilemediğini vurguladı. Euro Bölgesi ekonomisinin geleceğinin, Avrupa şirketlerinin küresel rekabete nasıl uyum sağlayacağına bağlı olduğunu söyledi. AMB, yüzde 2'lik enflasyon hedefi doğrultusunda mevduat faiz oranını yüzde 2,5'ten 2,25'e çekti.
 
ABD Başkanı Donald Trump, Fed Başkanı Jerome Powell'ı faiz indirimlerinde yeterince hızlı davranmamakla eleştirmesinin ardından, Beyaz Saray Ulusal Ekonomik Konseyi Direktörü Kevin Hassett, Trump'ın Powell'ı görevden almayı değerlendirdiğini açıkladı.
 
XAUUSD - Altın Teknik Analizi
ABD Başkanı Trump, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell'ı eleştirerek, Powell'ın görevden alınması olasılığını gündeme getirdi. Bu durum, merkez bankasının bağımsızlığına yönelik endişeleri artırdı ve yatırımcı güvenini sarstı. ABD dolarının değer kaybetmesine ve güvenli liman olarak görülen altın fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Teknik olarak bakıldığında, bu sabah saatlerinde 3385 dolar seviyelerine yakın işlem gören altında alıcılı seyrin devam etmesi durumunda 3400 ve 3420 dolar seviyeleri direnç noktaları olarak izlenebilir. Geri çekilme hareketlerinin olması halinde ise 3360 ve 3325 dolar seviyeleri destek olarak takip edilebilir.
Dirençler : 3400/ 3420/ 3450
Destekler : 3360/ 3325/ 3285
 
XAGUSD Teknik Analizi
Gümüş fiyatlarında teknik olarak bugün sabah saatlerinde alıcılı bir seyir izleniyor. Kıymetli metalde yukarı yönlü hareketlerin devam etmesi durumunda 33.10 ve 33.30 önemli direnç seviyeleri olarak izlenebilir. Geri çekilme hareketlerinin olması durumunda ise 32.50 ve 32.20 önemli destek seviyeleri olarak takip edilebilir.
Dirençler : 33.10/ 33.30/ 33.60
Destekler : 32.50/ 32.20/ 31.85
 
EUR/USD Teknik Analizi
ABD Başkanı Trump'ın, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell'ı faiz indirimlerinde yavaş davranmakla eleştirmesi ve görevden alınma olasılığını gündeme getirmesi, ekonomik belirsizlik yaratarak doların değer kaybetmesine yol açabilir. Bu belirsizlik, güvenli varlıklara yönelimi artırarak Euro'nun cazibesini güçlendirebilir ve EUR/USD paritesinde yükselişe neden olabilir. Teknik açıdan bakıldığında, bu sabah saatlerinde alıcılı bir seyir izleyen paritede, yukarı yönlü hareketlerin devam etmesi durumunda 1.1550 ve 1.1580 direnç seviyeleri olarak takip edilebilir. Geri çekilme hareketlerinin olması halinde ise 1.1450 ve 1.1420 seviyeleri kritik destek noktaları olarak izlenebilir.
Dirençler : 1.1550/ 1.1580/ 1.1600
Destekler : 1.1450/ 1.1420/ 1.1370
 
NAS100 Teknik Analizi
NASDAQ-100 endeksi, 14 Nisan 2025'ten itibaren 50 günlük hareketli ortalamasının 200 günlük hareketli ortalamanın altına düşerek "ölüm haçı" (death cross) sinyali verdi. Bu durum, kısa vadeli düşüş eğiliminin uzun vadeli trende göre zayıf olduğunu ve piyasalarda olumsuz bir hava olduğunu ve potansiyel daha fazla satış baskısının olabileceğini gösteriyor. ABD Başkanı Trump'ın, Fed Başkanı Jerome Powell'ı faiz indirimlerinde yavaş hareket etmekle eleştirmesi ve görevden alınma olasılığını gündeme getirmesi, ekonomik belirsizliği artırarak güvenli varlıklara yönelimi artırabilir. Bu sabah satıcılı bir seyir izleyen vadeli endeks kontratında, aşağı yönlü hareketlerin devam etmesi durumunda 18065 ve 17915 seviyeleri önemli destek noktaları olarak izlenebilir. Toparlanma hareketlerinin görülmesi halinde 18065 ve 17915 seviyeleri ise kritik direnç noktaları olarak takip edilebilir.
Dirençler : 18375/ 18500/ 18660
Destekler : 18065/ 17915/ 17745
 
UKOIL Teknik Analizi
Petrol fiyatları, ABD'nin ticaret savaşlarının enerji talebine olası olumsuz etkileri nedeniyle gerilemeye başladı. Teknik olarak bakıldığında, bu sabah saatlerinde satıcılı bir seyir izleyen brent petrolde, aşağı yönlü hareketlerin devam etmesi halinde 65.95 ve 64.85 seviyeleri önemli destek noktaları olarak izlenebilir. Toparlanma hareketlerinin olması durumunda ise 68.20 ve 69.20 seviyeleri önemli direnç seviyeleri olarak takip edilebilir.
Dirençler : 68.20/ 69.20/ 70.15
Destekler : 65.95/ 64.85/ 63.80


  Alb Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.albyatirim.com.tr
 

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.