Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İnovasyon ve tasarım odaklı yaklaşımıyla fark yaratan Karaca; tamamen Türkiye'de, kendi tasarım ekibi tarafından geliştirilen ve özenle tasarlanan ürünleriyle 8 tasarım ödülüne layık görüldü. Bu başarı, Karaca'nın yerli tasarım ve üretim alanındaki yetkinliğini ortaya koyarken, markanın uluslararası pazardaki konumunu küresel rekabetteki iddiasını pekiştirdi.
Dünyanın en eski ve prestijli tasarım ödüllerinden biri olan Good Design'ın estetik, işlevsellik ve yaratıcı tasarım anlayışını buluşturan ödüllü ürünleri arasında; modern mutfaklara sofistike ve işlevsel bir dokunuş katan Carmen Serisi, doğal dokusuyla zamansız ve sıcak bir estetik sunan Clay Yemek Takımı, gölge geometrisi tasarım yaklaşımından ilham alan Curve Yemek Takımı, minimalist detaylarla lüksü hissettiren Von Çatal-Kaşık-Bıçak Takımı, Sirius yıldızının parlaklığını ve ışıltısını yansıtan Sirius Çatal-Kaşık-Bıçak Takımı, doğadan ilham alan ergonomik ve estetik tasarımıyla Cane Çatal-Kaşık-Bıçak Takımı, minimalizm ve işlevselliği bir araya getiren Braga Çatal-Kaşık-Bıçak Takımı ve Kapadokya'nın tarihi ve coğrafi dokusundan ilham alarak tasarlanan Kapadokya Çatal-Kaşık-Bıçak Takımı bulunuyor.
Karaca'nın tasarım odaklı yenilikçi bakış açısı, her bir ürününde detaylara verilen önemle kendini gösteriyor. Günlük kullanımda yüksek konfor sunan bu özel koleksiyonlar, aynı zamanda estetik açıdan da benzersiz bir deneyim sağlıyor. Bu başarı, Karaca'nın yerli tasarım gücünü uluslararası arenada tescilleyerek, Türk markalarının küresel pazarda ne kadar iddialı olabileceğini bir kez daha kanıtlıyor.
Good Design Awards
Modern tasarımın önemli isimlerinden Charles ve Ray Eames, Russel Wright, George Nelson ve Eero Saarinen gibi öncü isimlerin katkılarıyla temelleri atılan Good Design Awards, 1950 yılından bu yana dünyanın en iyi endüstriyel ve grafik tasarımlarını ödüllendiriyor. The Chicago Athenaeum: Museum of Architecture and Design tarafından düzenlenen bu prestijli ödüller, tasarımda mükemmeliyet, yaratıcılık ve inovasyonu onurlandırarak sektörün en başarılı projelerini taçlandırıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
OPPO, gelişmiş AI fotoğrafçılık özellikleri, güçlü performansı ve şık tasarımıyla dikkat çeken Reno13 Serisini Türkiye’de kullanıcılarla buluşturdu. OPPO Yurtdışı Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Hizmetler Başkanı Billy Zhang’in ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte, Reno13 Pro 5G, Reno13 F 5G ve Reno13 F modelleri tanıtıldı.
Dünyanın önde gelen akıllı telefon markalarından biri olan OPPO, gelişmiş AI fotoğrafçılık özellikleri, güçlü performansı ve şık tasarımıyla dikkat çeken yeni Reno13 Serisini Türkiye’de satışa sundu. Reno13 Pro 5G, Reno13 F 5G ve Reno13 F modellerinden oluşan seri, amiral gemisi seviyesindeki yenilikleri daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaştırarak mobil deneyimi bir üst seviyeye taşıyor. 50MP ana kameralı modeller, IP69 suya ve toza dayanıklılık sertifikaları ile zorlu koşullara uyum sağlıyor.
Etkinlikte OPPO’nun global stratejileri ve Türkiye’deki yolculuğu hakkında bilgi veren OPPO Global Sözcüsü ve Yurtdışı Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Hizmetler Başkanı Billy Zhang, konuşmasına markanın global gücü ve hedefleriyle başladı: “OPPO olarak 70 ülke ve bölgede faaliyet gösteriyor, 40 bin çalışanımızla 80 global operatörle iş birliği yapıyoruz. Dünya çapında 300 bin perakende noktasında güçlü bir varlık gösteriyoruz. Amacımız, akıllı mobil teknolojinin sınırlarını zorlayarak insanları güçlendirmek. Bu doğrultuda, geliştirilmiş yapay zekâ stratejimizi Barselona’da duyurarak OPPO’yu AI deneyimlerinde lider konumuna taşıdık. Her ay yeni yapay zekâ güncellemeleri sunarak, kullanıcı deneyimini sürekli geliştiriyoruz. Hedefimiz, 2025 yılı sonuna kadar OPPO AI’yi 100 milyon kullanıcıya ulaştırmak”
Türkiye hedefimiz: Her 10 Android kullanıcısından 1’ine ulaşmak
Türkiye pazarının teknolojiye ve yapay zekâ çözümlerine olan ilgisine vurgu yapan Zhang, “Türkiye’de yenilikleri hızla benimseyen, teknoloji meraklısı bir kullanıcı kitlesi görüyoruz. Buradaki kullanıcılar, en son gelişmeleri yakından takip ediyor ve yeni teknolojileri hızla deneyimlemek istiyor. Bu dinamik yapı, bizi yapay zekâ odaklı en yeni çözümlerimizi Türkiye pazarına sunma konusunda motive ediyor” dedi.
Konuşmasında OPPO’nun Türkiye’de geldiği noktayı anlatan Zhang şunları söyledi: “Türkiye bizim için kritik bir pazar ve yerel üretim, bu pazara olan bağlılığımızın önemli bir göstergesi. Mıstaçoğlu Holding iştiraki olan iş ortağımız AGM Teknoloji ile birlikte, yıllık 5,5 milyon adet üretim kapasitesine sahip son teknoloji bir üretim tesisimiz bulunuyor. Kendi sınıfında Türkiye’nin ilk IP69 sertifikalı akıllı telefonunu burada üretmiş olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Geçtiğimiz Mayıs ayından bu güne 350 bin cihaz ürettik ve 2025 yılı sonuna kadar 1 milyonu aşmayı ve Türkiye’de her 10 Android kullanıcısından 1’ine OPPO deneyimini yaşatmayı hedefliyoruz”
Billy Zhang’in konuşması sırasında OPPO Global Marka Elçisi Lamine Yamal’ın Türkiye’ye özel video mesajı etkinlikte gösterildi. Genç futbol yıldızı, OPPO ailesinin bir parçası olmaktan duyduğu heyecanı paylaşırken, lansman etkinliğine katılanlara selamlarını iletti.
Billy Zhang’de sonra sahne alan Mıstaçoğlu Holding Grup CEO’su Yücel Kubanç ise şunları söyledi: “Henüz 10 ay dahi tam olarak dolmadan, bir önceki lansmanımızdan bu yana büyük bir yol kat ettik. Tuzla’daki fabrikamızda 10 farklı akıllı telefon modelini pazara sunduk ve şimdi, yaklaşık 55 bin metrekare kapalı alana sahip yeni fabrikamızın yatırım sürecini başlattık. Ülkemizin geleceğine olan güvenimizle, yalnızca Türkiye için değil, global pazarlara da üretim yapmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla, Türkiye’nin akıllı telefon sektöründeki en büyük yerli yatırımcısı konumuna gelmiş olmaktan büyük gurur duyuyoruz.” diye konuştu. Yücel Kubanç’ın ardından AGM Teknoloji CCO’su Eren Arman da Reno13 serisini tanıttı.
OPPO Reno13 Serisi ile Anını Sen Belirle
Reno13 Serisi, AI Livephoto, EIS stabilizasyon ve dinamik kare genişletme teknolojisi ile ultra net görüntüler sunuyor. AI Motion özelliği, durağan fotoğrafları kısa videolara dönüştürerek karelere hayat katıyor. 50MP ana kamera, 32MP ön kamera ve profesyonel düzeyde düzenleme imkanı sunan yapay zeka destekli özellikler, mobil fotoğrafçılığı bir üst seviyeye taşıyor.
IP66, IP68 ve IP69 sertifikalarına sahip Reno13 Serisi, 2 metre derinlikte 30 dakikaya kadar sualtı çekimi yapabilme özelliği ile öne çıkıyor. Özel Sualtı Modu, renk bozulmasını en aza indirirken fiziksel düğme kontrolü ile kolay kullanım sağlıyor.
Reno13 Pro 5G, MediaTek Dimensity 8350 işlemci, 1.5K 120Hz OLED ekran ve 5.800mAh batarya ile üstün performans sunarken, 80W SUPERVOOC™ hızlı şarj desteği uzun süreli kullanım sağlıyor. Reno13 F 5G modeli ise Snapdragon® 6 Gen 1 işlemci ve 45W SUPERVOOC™ hızlı şarj ile günlük kullanıma yüksek verimlilik katıyor.
Kelebek kanatlarından ilham alan zarif tasarımı, tek parça cam arka kapak ve havacılık sınıfı alüminyum çerçeve ile birleştiren Reno13 Serisi, plastik çerçevelere göre %200 daha yüksek dayanıklılık sunuyor. Çok Yönlü Zırh tasarımı, gelişmiş darbe emilimi ve düşme direnci sağlıyor.
Reno13 F 5G, Çift Stereo Hoparlör ve Ultra Ses Modu ile etkileyici bir ses deneyimi sunarken, AI LinkBoost 2.0 teknolojisi ile sinyal kalitesini artırıyor. 360 derece anten tasarımı, zayıf sinyal alanlarda bile kesintisiz bağlantı sağlıyor.
Reno 13 Serisi Eflatun ve Grafit renk seçenekleri ve 18.999 TL tavsiye edilen satış fiyatı ile tüketici ile buluşuyor.
Reno 13 F 4G 8GB / 256GB: 18,999 TL
Reno 13 F 5G 12GB / 256GB: 24,999 TL
Reno 13 Pro 5G 12GB / 512GB: 49,999 TL
Daha fazla bilgi ve kampanya detayları için: https://www.oppo.com/tr/
OPPO Hakkında
Küresel bir akıllı cihaz markası olan OPPO; 2008 yılında piyasaya sunduğu ilk cep telefonu ‘Smiley Face’ lansmanından bugüne estetik, memnuniyet ve inovatif teknolojinin oluşturduğu sinerjinin peşinde koşuyor. Bugün Find ve Reno serilerinin öncülük ettiği geniş bir akıllı cihaz yelpazesi sunan OPPO, cihazların ötesinde kullanıcılarına ColorOS işletim sistemi ve OPPO Cloud ve OPPO+ gibi internet hizmetleri de sunuyor. Yaklaşık 60'tan fazla ülke ve bölgede varlığını gösteren OPPO, 40 binden fazla çalışanıyla dünyanın dört bir yanındaki müşterileri için daha iyi bir yaşam yaratmayı hedefliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Mekanların atmosferini tadilata girmeden, ren k katarak yenilemenin en pratik yolunu Polisan Kansai Boya,‘X1 All’ürünü ile sunuyor. Kullanıcı dostu özelliği ile fark yaratan yenileme boyası X1 All, ön hazırlık ve astarlama gerektirmeden uygulanabiliyor. Isıya, çizilmeye, suya, neme ve kimyasallara dayanıklılığı ile dikkat çeken ürün, temizlenebilir ve yıkanabilir olmasıyla da özellikle çocuklu ailelerin vazgeçilmezi olacak.
Boya sektörünün lider markalarından Polisan Kansai Boya, 250’yi aşkın ürün çeşidiyle sektörün en geniş ürün yelpazesine sahip firmalarından biri olarak, yenilikçi ürün gamına X1 All yenileme boyasını ekledi. Büyük tadilatlara gerek kalmadan, mekanlara renk katarak yepyeni bir atmosfer kazandıran X1 All, kullanıcı dostu yapısıyla yenileme ve değişim ürünleri kategorisinde fark yaratmaya hazırlanıyor. Kullanıcıların tüm yüzeylerde ihtiyaç duyduğu çözümleri tek bir üründe bir araya getiren X1 All, fayanstan seramiğe, mermerden cama, ahşaptan metal ve plastiğe kadar her yüzeyde güvenle kullanılabiliyor. Bu çok yönlü yapısı sayesinde, her yüzey için ayrı ürün alma zorunluluğunu ortadan kaldırarak, mekanlarını tek ürünle yenilemek isteyenlere ekonomik ve pratik bir çözüm sunuyor.
Mutfak Tezgâhlarında 200 Dereceye Kadar Isı Dayanımı, Polisan Kansai ’de
Yenileme ve değişim ürünleri kategorisinde devrim yaratan X1 All, yalnızca yüzeylere yeni bir görünüm kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda yüksek performansıyla güçlü bir koruma sağlar. Suya, ısıya, darbeye, lekeye, neme ve kimyasallara dayanıklı yapısıyla fark yaratan ürün, kolay temizlenebilir olmasıyla özellikle mutfak ve banyo gibi zorlu kullanım alanlarında öne çıkar. X1 All ile yenilenen mutfak tezgahlarında, boya üzerine X1 ALL Vernik uygulandığında 200 dereceye kadar ısı dayanımı sağlanır. Bu sayede sıcak çaydanlık ya da tava doğrudan yüzeye konduğunda dahi dayanıklılığını korur. Banyolarda ise yüzey temizleyiciler, sabun ve sirke gibi kimyasal maddeler yüzeye tutunamaz. Böylece kullanıcılar, eskiyen mutfak dolaplarını veya banyo fayanslarını kırıp dökmeye gerek kalmadan, sadece boyayarak hem yenileyebilir hem de uzun ömürlü bir bakım sağlayabilir.
Ekmekçioğlu: “Üretimde katma değerli ürünlere odaklandık’’
Polisan Kansai Boya CEO’su E. Burak Ekmekçioğlu, üretimde verimliliğe önem verdiklerini belirterek şunları söyledi: ‘’Yükselişi devam eden kendin yap kategorisi için geliştirdiğimiz yeni X1 ALL yenileme boyası ile ahşaptan, metale, seramikten, plastiğe tüm yüzeylerde uzun ömürlü, dayanıklı güvenli uygulama imkânı sağlıyoruz. Mutfak tezgâhından, duşakabine, lavaboya hem ıslak zeminlerde, hem de yüksek trafikli alanlarda rahatlıkla kullanılabilir. Tüketiciler artık yalnızca renk ve fiyat odaklı seçimler yapmak yerine, kalite, sağlık, sürdürülebilirlik ve fonksiyonellik gibi kriterleri ön planda tutuyor. Polisan Kansai Boya olarak üretimde katma değerli ürünlere odaklandık.’’
Kullanıma hazır sunulan X1 All, uygulama kolaylığı ile fark yaratıyor
Kullanıma hazır olarak sunulan X1 All, ön hazırlık ve astarlama gerektirmeyen formülüyle, ilk kez boya yapacakların bile, kolayca yenileme yapmasına imkan tanıyor. Uygulama öncesinde yüzeyin temiz bir bezle silinmesi ve boyanın karıştırılarak doğrudan uygulanması yeterli oluyor. İlk kat uygulandıktan sonra sadece 45 dakika bekleyerek ikinci kat uygulanabiliyor ve yenileme işlemi tamamlanıyor. Core-Shell teknolojisi ile üretilen, su bazlı, kokusuz ve yarı mat yapıya sahip bu dekoratif yenileme boyası, Polisan Kansai Boya’nın geniş renk yelpazesiyle her tarza ve zevke hitap ederek istenen dekoratif görünümü kolayca sağlıyor.
Ev aksesuarlarını ve dolapları bile boyayarak keyifli değişimler yaratılabiliyor!
X1 All, her yüzeye uyum sağlayan yapısıyla, kullanıcılara evlerinde ve mekanlarında yaratıcı ve keyifli değişiklikler yapma imkanı sunuyor. Dolapların rengini değiştirerek mekana modern bir hava katmak, ahşap, metal veya seramikten yapılmış ev aksesuarlarını boyayarak yepyeni bir atmosfer kazandırmak artık çok kolay. Özellikle dekorasyonunu sık sık yenilemeyi sevenler ya da odasına uygun renkte aksesuar bulamayanlar için X1 All, pratik ve ekonomik bir çözüm sunarak, kişisel zevklere göre mekanları özgürce şekillendirme fırsatı veriyor. Oyuncak Güvenliği Standardı’na (EN71-3) uygun olan X1 ALL, çocukların temas ettiği, uygulama yapılması önerilen yüzeylerde güvenle kullanılabiliyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Samsung Electronics, kullanıcı deneyimine daha fazla kişiselleştirme ve kontrol yetenekleri kazandıran cesur ve yeni bir tasarıma sahip One UI 7'nin resmi dağıtımının 7 Nisan'da başlayacağını duyurdu. Yapay zekâya göre geliştirilen yeni arayüzüyle One UI 7, kullanıcıların Galaxy cihazlarıyla girdiği etkileşimi her zamankinden daha doğal hale getirmeye yardımcı olacak. Galaxy S24 serisi, Galaxy Z Fold6 ve Z Flip6 ile başlayacak olan güncellemeler, kademeli olarak daha fazla Galaxy akıllı telefona ve tablete sunulacak.
Yeni cesur tasarımla gelen daha fazla kişiselleştirme
One UI 7, Galaxy kullanıcılarına akıcı ve uyumlu deneyimler sunan basit, etkili ve duygusal bir tasarıma sahip. Sadeleştirilen ana ekran, yeniden tasarlanan One UI widget'ları ve kilit ekranıyla kullanıcılar, cihazlarını sezgisel ve sorunsuz bir şekilde özelleştirebiliyor. Daha rahat kullanıcı deneyimi için Now Bar, istenen bilgileri gerçek zamanlı olarak doğrudan kilit ekranından sağlıyor. Böylece kullanıcılar, telefonlarının kilidini açmadan, basit bir kaydırmayla, sabah koşusu sırasında kaydettikleri gelişmeyi kolayca kontrol edebiliyor ve Galaxy Buds'larında hangi şarkının çaldığını görebiliyor.
Daha akıllı yapay zekâ özellikleriyle daha sezgisel deneyimler
One UI 7, kullanıcıların üretken kalmasına ve yaratıcılıklarını keşfetmesine yardımcı olan yapay zekâ destekli sıradışı deneyimler sunuyor. Galaxy AI ile kullanıcılar, uygulamalar arasında geçiş yapma ihtiyacını en aza indirerek günlük görevleri basitleştirebiliyor. AI Select özelliği, içeriklerdeki bağlamı anlayarak sezgisel önerilerde bulunuyor. Örneğin bir kullanıcı, video izlerken Edge Panelini basitçe kaydırıp videonun bir bölümünü GIF dosyası olarak kaydetmek için "AI Select" simgesine tıklayabiliyor. Writing Assist özelliği ile kullanıcılar, metinlerden seçtikleri içerikleri kolayca özetliyor veya otomatik olarak biçimlendirebiliyor.
One UI 7, kullanıcılara daha fazla yaratıcı kontrol ve özgürlük sağlamak için basit düzenlemelere de imkan tanıyor. Drawing Assist, metin komutları, görüntü ve eskiz kombinasyonları da dahil olmak üzere birden çok girdinin yardımıyla fikirleri hayata geçiriyor. Audio Eraser özelliği ise ses kategorilerini birbirinden izole ediyor ve videolarda yer alan istenmeyen gürültüleri ortadan kaldırarak gelişmiş ses düzenlemesi yapmayı herkes için erişilebilir hale getiriyor.
Daha güçlü Google Gemini entegrasyonuyla kullanıcıların cihazlarını kontrol etmesi, bir arkadaşla konuşmak kadar kolay hale geliyor. Yan düğmeye uzun basıp "Yakınlarda açık havada oturma yeri olan ve evcil hayvan dostu olan İtalyan restoranları bul" denince, Gemini, anında öneriler sunuyor. Doğal konuşma diliyle yapılan aramalar, Ayarlar'a kadar uzanarak istenen tercihlerin ayarlanmasını kolaylaştırıyor. Kullanıcılar yalnızca Ayarlar'a girip "Gözlerim yoruldu" dediği anda parlaklığı ayarlamak veya göz konforu kalkanını açmak gibi önerilen seçenekler ekranda beliriyor.
Dağıtımı 7 Nisan'da başlıyor
Dağıtımı 7 Nisan'da başlayacak olan One UI 7, sonraki haftalarda Galaxy S24 Serisi, Galaxy S24 FE, Galaxy S23 Serisi, Galaxy S23 FE, Galaxy Z Fold6 ve Z Flip6, Galaxy Z Fold5 ve Z Flip5, Galaxy Tab S10 Serisi ve Galaxy Tab S9 Serisi dahil olmak üzere daha fazla Galaxy akıllı telefon ve tablete sunulacak
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Windows 11 Pro İşletim Sistemi ile Satışa Sunulan Casper Nirvana S200’ün Kurumsal Kullanıcılara Sağladığı 10 Fayda
İş dünyasının bilgisayar tercihinde yüksek performans, güvenlik ve dayanıklılık en önemli kriterler arasında yer alıyor. Şimdiye kadarki en güvenli işletim sistemi Windows 11 Pro işletim sistemli Casper Nirvana S200, siber tehditlere karşı veri korumasını üst düzeyde tutarak uçtan uca koruma sağlıyor. Güvenlikten ödün vermeden hızlı ve esnek çalışma imkanı sunan Nirvana S200, kurumsal kullanıcıların ihtiyaçlarına tam uyum sağlıyor.
Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğunda, yüksek performanslı ve güvenli bilgisayarlar her zamankinden daha önemli hale geldi. Hem güçlü hem de şık bir bilgisayar seçeneği arayan profesyoneller için tasarlanan Casper Nirvana S200 dizüstü bilgisayar, şimdiye kadarki en güvenli işletim sistemi Windows 11 Pro ile kullanıcılarına çok daha üstün koruma ve yüksek verimlilik sunuyor. 18,3 mm inceliğe ve 1,8 kg hafifliğe sahip Casper Nirvana S200, Windows 11 Pro ile gelen “Sıfır Güven” (Zero Trust) ilkesi sayesinde de her an her yerde güvenli ve kesintisiz bir çalışma deneyimi sunuyor. Özellikle Ekim 2025 itibarıyla Windows 10’lu cihazlar için desteğin sona ermesiyle, Windows 11 Pro’lu Nirvana S200’e geçmek daha da önem kazanıyor. Yapılan testlere göre şirketlerin kendilerine özel uygulama ve programları ile %99,7 uyumlu çalışan Windows 11 Pro, yeni bir cihaza geçiş yapıldığında şirket uygulamalarının ya da programlarının kullanımı için de pürüzsüz bir süreç sağlıyor.
Türkiye’nin teknoloji markası Casper, şimdiye kadar geliştirilen en güvenli işletim sistemi olan Windows 11 Pro’lu Casper Nirvana S200’ün kuruluşlara sağladığı 10 faydayı paylaşıyor.
1. Üst Düzey Güvenlik: Windows 10’lu bilgisayarlar için güvenlik ve güncelleştirmeleri alma desteği 14 Ekim 2025’te sona eriyor. Bu durum, kurumların risk almamaları ve güvende kalabilmeleri adına yeni bir Windows 11 Pro’lu Casper Nirvana S200’e gecmeleri için kritik bir neden. Windows 11 Pro'nun sunduğu “Sıfır Güven” (Zero Trust) ilkesi, güvenlik doğrulaması yapılana kadar erişimi engelleyen güçlü bir güvenlik modeli sunuyor. Bu sayede siber tehditlere karşı verileri uçtan uca koruyarak kurumsal veri güvenliğini artırıyor. Aynı zamanda parmak izi tanıma teknolojisine sahip Nirvana S200, kişisel ve iş verilerini maksimum güvenlikte saklarken, kullanıcıların saniyeler içinde oturum açmasını sağlıyor.
2. Windows’da Copilot ile Yapay Zeka Tabanlı Kişisel Asistan: Windows 11 Pro ile gelen yapay zeka tabanlı Windows’da Copilot, iş süreçlerini daha verimli hale getiriyor. Seyahat planlama, içerik özetleme ve strateji geliştirme gibi görevlerde çalışanlara destek oluyor. Örneğin, bir iş gezisi için uçak bileti ve otel seçeneklerini sıralarken, günlük programı detaylandırıyor. Uzun bir İngilizce raporu analiz edip en önemli noktaları özetleyerek zaman kazandırıyor. Ayrıca satış ve pazarlama için adım adım stratejik bir plan hazırlayarak profesyonellerin karar alma süreçlerini hızlandırıyor.
3. Ekran Teknolojisi ile Üst Düzey Verimlilik: Casper Nirvana S200, FHD 16” geniş ekranı ve 300 NIT parlaklık seviyesi ile canlı ve net görüntüler sunuyor. İnce çerçeve tasarımı daha geniş bir görüntüleme alanı sunarken, 16:10 ekran oranı çoklu pencere kullanımını kolaylaştırıyor. IPS panel teknolojisi ile desteklenen ekran, yüksek renk doğruluğu ve geniş görüş açısı sunarak grafik tasarım, veri analizi ve içerik düzenleme gibi işlerde detayların daha iyi görülmesine yardımcı oluyor.
4. İnce ve Hafif Tasarımın Sağladığı Özgürlük: 18,3 mm inceliğe ve 1,8 kg hafifliğe sahip Casper Nirvana S200, ofisten toplantıya, kafeden havaalanına kadar her yerde rahat bir kullanım sağlıyor. Alüminyum alaşımlı yüzeyi, çizilmelere ve darbelere karşı ekstra koruma sağlarken, özel hairline çizgileri modern ve zarif bir görünüm sunuyor. Nano protection yüzey kaplaması, parmak izi ve kir oluşumunu engelleyerek cihazın her zaman temiz kalmasını sağlıyor.
5. Esnek ve Konforlu Çalışma Deneyimi: 180° açılabilen ekranı ile farklı çalışma ortamlarına uyum sağlayan Nirvana S200, ekip çalışmaları ve yaratıcı süreçler için ekranın istenilen açıda konumlandırılmasına olanak tanıyor. 3 seviyeli ışıklı klavyesi, gece çalışan profesyoneller için göz konforunu artırıyor ve kesintisiz bir çalışma deneyimi sağlıyor.
6. Yüksek Performans ve Verimlilik: Casper Nirvana S200, 13. Nesil Intel Core i5-13420H ve Core i7-13620H işlemciler ile yüksek işlem gücü sunuyor. Ayrıca, 2025 lansmanı yapılan en güncel Intel Series 2 Core i5-210H, Core i7-240H ve Core i9-270H işlemcilerle geniş performans seçenekleri sağlıyor. Intel Core i9’a kadar işlemci desteği de iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun olarak maksimum güç üretiyor.
7. En Yüksek Bellek Hızı: Casper Nirvana S200, en yeni DDR5 RAM teknolojisi ile çoklu görevlerde yüksek verimlilik sunuyor. Daha yüksek bant genişliği, düşük gecikme süresi ve hızlı veri işleme kabiliyeti ile yoğun iş süreçlerinde performans kaybı yaşanmasını önlüyor. Böylece profesyoneller için daha hızlı ve verimli bir çalışma ortamı oluşturuyor.
8. Kurumsal Kullanıcılar İçin Güçlü Batarya: 54Whr kapasiteli bataryasıyla 8+ saat kullanım süresi sunan Nirvana S200, hareket halindeyken dahi yüksek verimlilik sağlıyor. Yoğun toplantı günlerinde veya uzun iş seyahatlerinde profesyonellerin en büyük destekçisi haline geliyor.
9. Gelişmiş Ses ve Görüntü Teknolojisi: Sinematik bir ses deneyimi için kullanılan 2 adet 2W Dolby ses teknolojisi, her türlü içerikte derinlik ve netlik sunuyor. 1MP HD gürültü engelleyici kamerasıyla arka plan seslerini filtreleyen Nirvana S200, özellikle uzaktan çalışan profesyoneller için video konferanslarda daha profesyonel bir deneyim sunuyor.
10. Geniş Bağlantı Seçenekleri: Casper Nirvana S200, 2 adet USB 3.2 Gen1, 1 adet Type-C 3.0 (full function) ve HDMI portları ile hızlı veri transferi ve görüntü aktarımı sağlıyor. USB 3.2 Gen1 portları, hızlı dosya aktarımını desteklerken, Type-C 3.0 portu veri aktarımı ve şarj işlevini bir arada sunuyor. HDMI portu ise yüksek çözünürlüklü ekranlarla kolay bağlantı kurarak verimli çalışmayı sağlıyor. Nirvana S200’ün farklı cihazlarla kolayca entegre olmasını sağlayan bağlantı seçenekleri, her türlü iş sürecini hızlandırmasına destek oluyor.
Windows 11 Pro işletim sistemi ile gelen Casper Nirvana S200 dizüstü bilgisayar hakkında daha fazla bilgi almak ve online sipariş verebilmek için https://www.casper.com.tr/casper-nirvana-s200-p-189 linkini ziyaret edebilirsiniz.
Casper Hakkında:
Türkiye’nin teknoloji alanında dünyadaki en önemli temsilcilerinden ve Türkiye'de dijital dönüşüme yön veren lider markalarından Casper, 1991 yılında faaliyetlerine başladı. 34.500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden birine sahip olan Casper, bilgisayar ve telefon başta olmak üzere tüm ürünlerinin tasarım ve ARGE süreçlerini kendi mühendisleri ile yürütüyor. Üretim tesisinde yıllık en az 1 milyon bilgisayar ve 500.000 telefon üretim kapasitesi mevcut. Uluslararası beğeni kazanan tasarım, malzeme ve renk seçimlerini tasarım ekibi ile yürüten Casper, Türkiye’de tüketiciye özel üretim yapma becerisi olan tek bilgisayar üreticisi olarak kullanıcılara yüzlerce çeşit konfigürasyon imkânı sunuyor.
Global çapta kalite ve teknolojiye sahip ürünlerini, geniş hizmet ağı ve yerel üretim avantajlarıyla birleştiren Casper; VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla akıllı telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC’lere kadar uzanan geniş ürün gamı, yerli üretim ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyor. Türkiye’nin tek teknoloji tabanlı ödülü olan Tech Brands Turkey’i üst üste 5 kez kazanan Casper, halk jürisi ile belirlenen Türkiye’nin bütünleşik pazarlama ödülü The ONE Awards’da da teknoloji üreticisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün de sahibi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Su kaynaklarının azalması ve iklim değişikliği gibi küresel sorunların etkisiyle 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 40’ının su sorunuyla karşı karşıya kalması öngörülüyor. Mevcut riskler göz önünde bulundurulduğunda, özellikle endüstride tüketilen suyun verimli kullanımı kritik bir hale geliyor. Bu noktada, çevresel etkileri azaltmaya yönelik öncü adımları ile öne çıkan Yorglass, faaliyete geçirdiği kapalı devre sistemiyle üretim tesislerindeki su tüketimini yüzde 20 oranında azaltıyor. Sürdürülebilirlik hedefleri açısından 2025 yılının kritik bir dönem olduğuna işaret eden Yorglass Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülfem Yorgancılar Perçin, yıl içerisinde üç işletmelerinde daha yağmur suyunun geri kazanımını sağlayan sistemleri hayata geçirmek için çalışmalarına devam ettiklerini vurguluyor.
Dünya genelinde su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması artık her zamankinden daha büyük bir önem taşıyor. Bu kapsamda suyun geri dönüşümünü sağlayan sistemlere yapılan yatırımlar üretim süreçlerinin çevre dostu hale getirilmesine büyük katkı sağlarken, su ayak izinin düşürülmesine de önemli ölçüde yardımcı oluyor. Üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği merkeze aldıklarını ifade eden Yorglass Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülfem Yorgancılar Perçin, 22 Mart Dünya Su Günü ve 30 Mart Sıfır Atık Günü kapsamında su tasarrufu ve geri dönüşüm konularının önemine vurgu yaptı. 2030 yılına kadar kapsam 1 ve 2 karbon emisyonlarını yüzde 42 oranında azaltma hedefiyle yola çıktıklarını belirten Gülfem Yorgancılar Perçin, su tüketimini minimize etme ve geri dönüşüm sistemlerini yaygınlaştırma konusunda önemli adımlar attıklarını kaydetti.
Ülkelerin yüzde 34’ü su kriziyle karşı karşıya
Kuruldukları günden bu yana üretim süreçlerinin çevresel etkilerini azaltmak için çalıştıklarını söyleyen Gülfem Yorgancılar Perçin; “Sürdürülebilirlik, bizim için bir tercih değil, bir zorunluluk. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre; 2025 yılının sonunda su stresi yaşayacak ülkelerin oranı yüzde 34’e, su kıtlığı yaşayacak ülkelerin oranı ise yüzde 15'e ulaşabilir. Ayrıca 2050 yılında 9,4 milyara ulaşması öngörülen dünya nüfusunun yüzde 40'ı su sıkıntısı çekebilir. Yakın gelecekte dünyamızı bekleyen su sorunu riskini engellemenin yolu da sürdürülebilirlik çalışmalarından geçiyor. Buradan hareketle bireylerden şirketlere kadar herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması gerekiyor. Sürdürülebilir bir dünya için atılan her adım, yalnızca bugünü değil yarınları da korumak adına büyük bir fark yaratıyor. Bu noktada 2030 yılına kadar kapsam 1 ve 2 karbon emisyonlarımızı yüzde 42 oranında azaltma hedefine ulaşmak için yenilenebilir enerji kullanımını artırıyor, atık yönetimi ve su tüketimini azaltma konularında yenilikçi çözümler geliştiriyoruz. Çünkü su, yaşamın temel kaynağı. Tam da bu noktada Yorglass olarak hayata geçirdiğimiz kapalı devre sistemleriyle tüm üretim süreçlerimizde su tüketim oranımızı yüzde 20 oranında azaltıyoruz. Ayrıca 2025 yılı içerisinde üç işletmemizde daha yağmur suyu geri kazanım sistemini aktif hale getirme hedefimizle, suyun verimli kullanımı adımlarımıza bir yenisini daha eklemeyi planlıyoruz” dedi.
“Plastik kullanımını azaltma taahhüdümüze yüzde 100 uyum sağladık”
Şirket olarak sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda atık yönetimi konusunda da önemli adımlar attıklarını belirten Gülfem Yorgancılar Perçin; “Yorglass olarak, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi anlayışıyla atık yönetimi konusunda önemli adımlar atıyoruz. Lojistik ve tedarik zinciri süreçlerimizde katlanabilir kasa uygulamasını hayata geçirerek plastik ve karton ambalaj kullanımını önemli ölçüde azalttık. Bu sayede atık miktarını düşürerek sürdürülebilir döngüsel ekonomiye katkıda bulunurken, yıllık 500.000 euro maliyet tasarrufu sağladık. Bunun yanı sıra, Plastik Girişimi Taahhüdümüz kapsamında 2024 yılı içinde 37.500 ton plastik azalımı gerçekleştirerek verdiğimiz taahhütlere yüzde 100 uyum sağladık. Ayrıca, tüm tesislerimizde "Sıfır Atık" belgesi alarak üretim süreçlerimizde atık azaltma stratejilerini uyguluyor, çevresel etkilerimizi en aza indirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
“Atık yönetimi uygulamalarımızı daha da ileriye taşıyacağız”
Amaçlarının, sadece üretim süreçlerini değil, tüm operasyonlarını çevreye duyarlı hale getirmek olduğunu söyleyen Gülfem Yorgancılar Perçin “Sürdürülebilirlik alanında küresel ölçekte en saygın değerlendirme platformlarından biri olan CDP (Carbon Disclosure Project) skorlarımızda önemli bir yükseliş kaydederek, iklim değişikliği alanında B’den A-’ye, su güvenliği kategorisinde ise D’den B’ye yükseldik. Aynı zamanda, dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatiflerinden biri olan UN Global Compact’ın sektördeki ilk imzacılarından biriyiz. Ayrıca bir ileri dönüşüm projesi olan YUDA Cam Kaykay ürünümüz ile endüstriyel üretimde fire olan malzemenin değerli ürünler için ham madde olabileceğini açıkça ortaya koyuyoruz. Bu noktada şunun altını çizmek isterim ki geri dönüşümün hem bireysel olarak hem üretim firmalarının yapması gereken bir gereklilik olduğu unutulmamalı. Sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı kalarak ilerleyeceğimiz gelecek yolculuğumuzda, çevresel etkimizi azaltmak, topluma ve paydaşlarımıza katkıda bulunmak için artan bir ivmeyle çalışacağız. Yorglass olarak daha yeşil ve daha adil bir gelecek için attığımız adımları azimle sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Yorglass Hakkında:?
Temelleri 1974’te atılan Yorglass, endüstriyel cam işleme ve düz cam ticareti alanlarındaki tecrübesiyle sektöre öncülük ediyor. Global ve güvenilir tedarikçi olma nedeni doğrultusunda ürettiği zengin ürün çeşitlerini hem iç pazara hem de 6 kıtaya ulaştıran Yorglass, 150'den fazla farklı cam türü ve dünyanın her yerinden 70'in üzerinde tedarikçisi ile geniş bir alana hizmet veriyor. Bugün itibarıyla üretim ve ticari çalışmalarını; Yorglass Ticaret, Yorglass Satina, Yorglass Ticari Soğutucu ve Yorglass Beyaz Eşya iş üniteleri altında Türkiye’nin beş farklı şehrinde kurulu yedi tesisinde gerçekleştiren şirket, ürünlerini 60’a yakın ülkeye ihraç ediyor. Sektördeki 50. yılını kutlayan Yorglass, Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde 30 milyon euro yatırımla hizmete sunduğu Çamaşır Makinesi Kapak Camı İşletmesi ile üretmek ve sürdürülebilir bir değer yaratmak için çalışmalarını sürdürüyor.??
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde evinden gözaltına alınan seçilmiş TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na İstanbulluların emanet ettiği İBB'den açıklama yaptı. Saraçhanedeki İBB ana yerleşkesinden mesajlarını paylaşan Özel, İstanbulluları iftarın ardından 20.30 Saraçhane'ye davet etti. Özel şunları söyledi:
"Günün ilk saatleriyle birlikte 16 milyon İstanbulluya hizmet etmek için İstanbullular tarafından üç kez üst üste her birinde artan oylarla ve en sonuncusunda 1 milyon farkla görevlendirilmiş Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ve 106 arkadaşımız, siyaset arkadaşımız; belediyemizin, belediyelerimizin çalışanları, bürokratları, bilim insanları, iş insanları; çağrıldıklarında gidecekleri bir yere suçlularmış gibi o kötü fotoğrafları vererek çalınan kapıların açılması beklenmeden duvar üstünden atlayarak ve karşılarındaki her şeyi yıkarak ayıplı bir muameleyle İstanbul'un iradesine saldırdılar. Yapılan iş bir darbedir, bir darbe girişimidir."
"Bunu yapmasının sebebi 31 Mart seçimlerinin Recep Tayyip Erdoğan tarafından hazmedilmemiş olmasıdır. Milletin verdiği mesajı almamıştır, yenilmeyi kabullenememiştir. Güya yenilmezdi. Bütün meşru meşrutiyetini sandıktan alıyordu. Her sandık önceden yaptıklarını ibra ediyor, temizliyor; bundan sonra yapacaklarına alan açıyor. 31 Mart'ta partisinin kurulduğu günden beri ilk kez kaybetti, ikinci parti oldu. Ve İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder dediği İstanbul'u, İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanan dediği İstanbul'u üçüncü kez Ekrem İmamoğlu'na kaybetti. Ekrem İmamoğlu onu 4 kez üst üste yendi Beylikdüzü dahil. Ona hiç yenilmedi. Kendini yenilmez gören o gece artık kaybedendi. Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra birinci partiydi. Ve karşısında dörttür yenemediği birisi vardı ve İstanbul'u kazanmıştı. O yüzden her gece kendi sesiyle uyanıyor; 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder'. İstanbul'u kaybeden Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'yi kaybedecekti. İstanbul'u kazanan Ekrem İmamoğlu da Türkiye'yi kazanacaktı."
"İşte bu ruh hali, işte bu psikoloji, işte bu hazımsızlık her şeyi geldiği her makamı, borçlu olduğu milletin kararına hürmetsizliği, saygısızlığı tanımamayı; öyle ya demokrasi treni, işine geldiği yere kadar binmişti, işine gelen istasyonda inecekti. Demokrasi treninden indi, darbecilerin safına o istasyonda katıldı. Tayyip Bey'in indiği istasyonda 15 Temmuz darbecileri vardır. Tayyip Bey'in indiği istasyonda Kenan Evren vardır. Tayyip beyini indiği istasyonda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde darbeye kalkışmış, başarmış, başarmamış herkes vardır. Artık onların ruh ikizidir. Onların yolu arkadaşıdır."
"Bu millet, bu halk devletini sever, saygı duyar, çağırır askere gider, ister vergi verir, evladını şehit verir ama devlet milletin karşısına dikilirse devletle millet yarışırsa millet kazanır. Daha önce Kenan Evren bu millete geç bu kişiyi seç dediğinde parmağıyla işaret ettiğinde sandığın birinde kendi varken onun dediğini değil bir sivil adayı seçen bu milletin feraseti; 15 Temmuz'da demokrasinin karşısındaki o meczuplar ordusuna karşı sandığı ve sandığın seçtiklerini koruyan bu millet; nasıl 31 Mart'ta valiler il başkanı, kaymakamlar ilçe başkanı, Anadolu Ajansı Cumhur İttifakı Ajansı, TRT AK Parti'nin televizyonu olmuşken karşımıza devlet dikilmişken millet kazandıysa, milletin adayı Ekrem İmamoğlu kazandıysa, bu sefer de milletin karşısına devleti diken Erdoğan'a karşı bu millet yine kazanacaktır."
"Diplomayı iptal ederken aslında dün akşam Türkiye Cumhuriyeti'nde hukuk devletini, hukuk güvencesini iptal etti. Bu mantıkla artık kimsenin tapusunun, kimsenin elindeki hisse senedinin, devlet borç senedinin, banka cüzdanının hiçbirinin bir garantisi yoktur. Aynı mantıktır. 35 yıl sonra diploma iptal edenin etme gerekçesi ne? Nedir o gerekçe? Dün bir elde 28 kişinin diploması iptal edildi. Ekrem İmamoğlu benim yoldaşım. Onu ayırıyorum. Diğer 27'sinin günahı ne? 35 yıl önce Türkiye'nin 2025 bilemedin 2026 yılında ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanı'yla aynı sınıfta okumuş olmak. Suçları Ekrem İmamoğlu'nun, Tayyip Bey'in bileğini bükemediği bir siyasetçinin 35 yıl önce sınıf arkadaşı olmak. Böyle suç olur mu devletlerde?"
"Milletin emanetini, milletin emanetine sonuna kadar sahip çıkan bir belediye başkanına, bir belediye meclisine ve İstanbul'un iradesine katkı sağlamak, onlarla birlikte olmak, onlarla mücadele etmek için ben Saraçhane'deyim. Biz Saraçhane'deyiz, nerede olalım diye soranlara 'Buyurun Saraçhane'ye' diyoruz."
"Pazar günü 81 ilde 973 ilçede, ilçelerin mahallelerinde kurulacak sandıklar tek değildir. Oraya bir sandık koyacağız, bir milyon 750 bin üyemizle adayımızı belirleyeceğiz. Ancak yanında bir sandık daha olacak. O sandığın adı dayanışma sandığıdır. O sandığa oy vermeye tüm siyasi partiler her görüş her görüşten ama demokrasiden yana olan herkes davetlidir. Bir sandıkta bir parti bugüne kadarki en demokratik yolla adayını belirleyecek ve arkasına geçecektir. Diğer sandıkta ise cumhuriyete inanan, demokrasiye inanan, sandığa inanan; o sandığın kendisinin, evladının, torununun geleceği, geleceğinin garantisi olduğuna inanan, bu ülkenin Afganistan olmamasına, Suriye olmamasına yönelik teminatın da yıllarca çalışıp, didinip aldığı evin tapusunun teminatının da bankadaki parasının teminatının da demokrasi olduğunu; böyle yamyamların bir gece sırf kendisine rakip olanın diplomasına çöktükleri gibi malına, mülküne, canına kast edilmesin diye demokrasiye ihtiyaç duyan herkesi 23 Mart'ın dayanışma sandığına bekliyoruz. Artık 23 Mart Pazar günü Cumhuriyet Halk Partisi'nin aday belirlemesini kapsayan ama aşan bir demokrasi direnişinin günüdür. Bütün Türkiye'yi dayanışma sandıklarında olmaya davet ediyorum."
SARAÇHANE / İSTANBUL
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ailesine gerçekleştirdiği ziyaretinin ardından İBB'nin Saraçhane'deki ana binasına geldi. Burada parti kurmaylarıyla toplantılar yapan Özel, süreçle ilgili bilgiler alarak gelişmeleri takip etti. Parti yöneticileri, hukuk kurmayları, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ile görüşmeler gerçekleştiren Özel, Saraçhane'den basın yoluyla şu mesajları paylaştı:
"YAPILAN İŞ BİR DARBEDİR"
"Maalesef bugün hoş bir güne, iyi bir güne, barış içinde, sağlık içinde bir güne uyanmayı çok isterdik. Ama bu ülkenin umudunu çalmak isteyenler bu ülkenin geleceğini çalmak isteyenler yargı eliyle uzun süredir başlatmış oldukları, sürdürdükleri tacizlerini bugün en hadsiz evresine getirdiler. Günün ilk saatleriyle birlikte 16 milyon İstanbulluya hizmet etmek için İstanbullular tarafından üç kez üst üste her birinde artan oylarla ve en sonuncusunda 1 milyon farkla görevlendirilmiş Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ve 106 arkadaşımız, siyaset arkadaşımız; belediyemizin, belediyelerimizin çalışanları, bürokratları, bilim insanları, iş insanları; Çağrıldıklarında gidecekleri bir yere suçlularmış gibi o kötü fotoğrafları vererek çalınan kapıların açılması beklenmeden duvar üstünden atlayarak ve karşılarındaki her şeyi yıkarak ayıplı bir muameleyle İstanbul'un iradesine saldırdılar. Yapılan iş bir darbedir, bir darbe girişimidir."
"DÜNYANIN EN MOBİLİZE HAKİMİYDİ"
"Bugünün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı geçmiş dönemde hepinizin bildiği tekrar etmeyeceğim, 20'ye yakın ve tamamı siyasi davalarda, mahkeme mahkeme gezdirilip istenen, dikte ettirilen kararların alınmasının sağlandığı bir adalet giyotini, seyyar giyotin olarak gezmişti. Dünyanın en mobilize hakimiydi. En çok gezdirilen hakimiydi. Sonra ödüllendirildi siyasi bir makama gitti. Erdoğan'ın diliyle eskiden bakanlar siyasi; baş yardımcıları, müsteşarlar, teknikti. Bu yeni sistemde bakanlar teknik; yardımcıları siyasi diyordu. Ve o siyasi kişilik hakimler ve savcılar siyasete girdiklerinde milletvekili aday adayı olduklarında bile artık siyasi görüşleri belli olduğundan göreve dönemezken ülkeyi yöneten kişinin bir partinin genel başkanının siyasi bir makama getirdiği görev verdiği kişiyi İstanbul'da ihtiyacım var diye buraya geri yollamıştı. Geçmişin seyyar giyotini burada Cumhuriyet Başsavcısı oldu."
"MİLLETİN VERDİĞİ MESAJI ALMAMIŞTIR, YENİLMEYİ KABULLENEMEMİŞTİR"
"9 Ekim gününden beri adaleti katletmeye başta partimiz olmak üzere tüm muhalefete saldırmaya, bunları haber yapanları da suçlu görmeye, tweet atanı suçlu görmeye, beğeni yapanı suçlu görmeye, ifadeye çağırmaya, hapse atmaya bizleri yıldırmaya ve bıktırmaya çalışıyor. Bunu yapmasının sebebi 31 Mart seçimlerinin Recep Tayyip Erdoğan tarafından hazmedilmemiş olmasıdır. Milletin verdiği mesajı almamıştır, yenilmeyi kabullenememiştir. Güya yenilmezdi. Bütün meşru meşrutiyetini sandıktan alıyordu. Her sandık önceden yaptıklarını ibra ediyor, temizliyor; bundan sonra yapacaklarına alan açıyor. 31 Mart'ta partisinin kurulduğu günden beri ilk kez kaybetti, ikinci parti oldu. Ve İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder dediği İstanbul'u, İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanan dediği İstanbul'u üçüncü kez Ekrem İmamoğlu'na kaybetti. Ekrem İmamoğlu onu 4 kez üst üste yendi Beylikdüzü dahil. Ona hiç yenilmedi. Kendini yenilmez gören o gece artık kaybedendi. Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra birinci partiydi. Ve karşısında dörttür yenemediği birisi vardı ve İstanbul'u kazanmıştı. O yüzden her gece kendi sesiyle uyanıyor; 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder'. İstanbul'u kaybeden Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'yi kaybedecekti. İstanbul'u kazanan Ekrem İmamoğlu da Türkiye'yi kazanacaktı."
ARTIK DARBECİLERİN RUH İKİZİDİR
"İşte bu ruh hali, işte bu psikoloji, işte bu hazımsızlık her şeyi geldiği her makamı, borçlu olduğu milletin kararına hürmetsizliği, saygısızlığı tanımamayı; öyle ya demokrasi treni, işine geldiği yere kadar binmişti, işine gelen istasyonda inecekti. Demokrasi treninden indi, darbecilerin safına o istasyonda katıldı. Tayyip Bey'in indiği istasyonda 15 Temmuz darbecileri vardır. Tayyip Bey'in indiği istasyonda Kenan Evren vardır. Tayyip beyin indiği istasyonda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde darbeye kalkışmış, başarmış, başarmamış herkes vardır. Artık onların ruh ikizidir. Onların yolu arkadaşıdır."
BU HALK DEVLETİNİ SEVER, ÇAĞIRIR ASKERE GİDER, EVLADINI ŞEHİT VERİR AMA…
"Bu yüzden tercihi bir kez daha milletin karşısına devleti dikmek olmuştur. Bu millet, bu halk devletini sever, saygı duyar, çağırır askere gider, ister vergi verir, evladını şehit verir ama devlet milletin karşısına dikilirse devletle millet yarışırsa millet kazanır. Daha önce Kenan Evren bu millete geç bu kişiyi seç dediğinde parmağıyla işaret ettiğinde sandığın birinde kendi varken onun dediğini değil bir sivil adayı seçen bu milletin feraseti; 15 Temmuz'da demokrasinin karşısındaki o meczuplar ordusuna karşı sandığı ve sandığın seçtiklerini koruyan bu millet; nasıl 31 Mart'ta valiler il başkanı, kaymakamlar ilçe başkanı, Anadolu Ajansı Cumhur İttifakı Ajansı, TRT AK Parti'nin televizyonu olmuşken karşımıza devlet dikilmişken millet kazandıysa, milletin adayı Ekrem İmamoğlu kazandıysa, bu sefer de milletin karşısına devleti diken Erdoğan'a karşı bu millet yine kazanacaktır. Çünkü bu millet bütün kazanımlarını camisinden özgürce okunan ezanın da dalgalanan ay yıldızlı bayrağın da kendisinin tüm özgürlüklerinin de elindeki tapusunun diplomasının da banka hesap cüzdanının da cumhuriyet ve onun var ettiği sandık güvencesinde olduğunu bilir."
"ARTIK KİMSENİN TAPUSUNUN, KİMSENİN ELİNDEKİ HİSSE SENEDİNİN HİÇBİRİNİN BİR GARANTİSİ YOKTUR"
"Siz anayasayı askıya alırsanız, 35 yıl önce ve gazete ilanıyla çağırdığınız, 3 yıl boyunca kendinden önce ve kendinden sonra da olan yüzlerce arkadaşıyla birlikte başvuran birinin evraklarını inceleyip, 2 dersi hariç diğer dersleri baştan aldırtıp, ona diploma düzenleyip verdiyseniz -o üniversite doktor da mezun ediyor- 31 yıldır ameliyata girebilirsin deyip, milletin canının emanet edildiği o diplomayı veren üniversite gelen bir talimatla, hatta iki kez gelen o aparatın iki kez taciziyle 'hadi iptal edin, hadi iptal edin'. Diplomayı iptal ederken aslında dün akşam Türkiye Cumhuriyeti'nde hukuk devletini hukuk güvencesini iptal etti. Bu mantıkla artık kimsenin tapusunun, kimsenin elindeki hisse senedinin, devlet borç senedinin, banka cüzdanının hiçbirinin bir garantisi yoktur. Aynı mantıktır. 35 yıl sonra diploma iptal edenin etme gerekçesi ne? Nedir o gerekçe? Dün bir elde 28 kişinin diploması iptal edildi. Ekrem İmamoğlu benim yoldaşım. Onu ayırıyorum. Diğer 27'sinin günahı ne? 35 yıl önce Türkiye'nin 2025 bilemedin 2026 yılında ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanı'yla aynı sınıfta okumuş olmak. Suçları Ekrem İmamoğlu'nun, Tayyip Bey'in bileğini bükemediği bir siyasetçinin 35 yıl önce sınıf arkadaşı olmak. Böyle suç olur mu devletlerde?"
"BEN SARAÇHANE'DEYİM. BİZ SARAÇHANE'DEYİZ"
"Herkes sinmişken, herkes susmuşken İstiklal Marşı'ndaki 'korkmayla' ayağa kalkıp korkmayıp İstanbul Üniversitesi'nden başlayıp buraya kadar gelen, ne barikat, ne bir başka şey dinleyen gençlere teşekkür ediyor. Elbette örgütümüze bütün siyasi partilerin çok değerli üyelerine teşekkür ediyorum. Ne yapacaksınız? Biz burada Ekrem Başkan hakim karşısına çıkınca yanı başında, yanında, yanında olacağım ana kadar Ekrem Başkan'a emanet edilen ve Ekrem Başkan'ın hepimize emaneti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne burada sahip çıkacağız. Buradayız bir yere ayrılmıyoruz. Sol parti ziyaret etti. Sayın Musavat Dervişoğlu sağ olsun yoldaymış geliyor. Dayanışma ziyaretlerini de burada kabul edeceğiz. Milletin emanetini, milletin emanetine sonuna kadar sahip çıkan bir belediye başkanına, bir belediye meclisine ve İstanbul'un iradesine katkı sağlamak, onlarla birlikte olmak, onlarla mücadele etmek için ben Saraçhane'deyim. Biz Saraçhane'deyiz, nerede olalım diye soranlara 'Buyurun Saraçhane'ye' diyoruz."
"DÖRT GÜN GERİYE GELİP BU PİSLİĞİ BUGÜN BAŞLATTILAR"
"Sürecin tamamının nasıl hızlandığını, nasıl aceleye geldiğini hepiniz biliyorsunuz. Çarşamba günü işletme fakültesi diploma iptal etmeyeceği anlaşılınca birileri karalar bağlarken birileri, bir gün öncesine yetkisiz bir yönetim kurulunu çağırıp diplomayı iptal ettirdiler. Bir yandan da aylardır duyduğumuz iftira ve kumpas davalarından o mu, bu mu, bu mu değil, hepsini birden bu sabah devreye soktular. Bir tane amaç var. Bu millet bir demokrasi devrimine sandıklarından o kadar büyük bir önem verdi ki kısa şubatta 1 milyon 500 bin olan üye 1 milyon 750 bine çıkınca, bu engel tanımaz gençler baba ocağına koşturunca, hangi siyasi görüşten olursa olsun herkes bu mücadeleyi bir demokrasi teminatı olarak görünce ve Ekrem Başkan da çıkıp bütün Türkiye'yi ayağa kaldırınca hesabı şöyle yaptılar; 'Ne gün bunların ön seçimi? Pazar'. 'Kaç gün gözaltı süresi? Dört gün'. Dört gün geriye gelip bu pisliği bugün başlattılar. Güya bizi durduracaklar. Bugün İzmir'i durdurabildiniz mi? Ankara'yı Adana'yı Trabzon'u durdurabildiniz mi? Siz ne bizi ne. Başkanın mücadelesini durduramayacaksınız."
"SAĞLIĞI YERİNDEDİR. MORALİ YERİNDEDİR. KARARLILIĞI YERİNDEDİR"
"Biraz önce avukat arkadaşlarım yanındaydı. Sizlere elleriyle yazdığı bir metni arkadaşlar paylaşmış olmalı. Bana elleriyle yazdığı metin ömrüm boyunca onur nişanımdır, saklayacağım. Ve avukatlar şunu söylüyor. Nezarethanenin morali en yüksek, başı en dik, en inanan, en güvenen, en yüksek morallisi kendisini orada tutanlar ve onunla birlikte olanlar için de yine İstanbul'un muhafızı hepimizin gelecek umutlarını muhafaza Ekrem İmamoğlu'dur. Sağlığı yerindedir. Morali yerindedir. Kararlılığı yerindedir. Umudu ve ümidi yerindedir."
"ARTIK 23 MART PAZAR GÜNÜ CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN ADAY BELİRLEMESİNİ KAPSAYAN AMA AŞAN BİR DEMOKRASİ DİRENİŞİNİN GÜNÜDÜR"
"Kendisiyle 10 gün önce konuştuğumuzda her yerden bu kirli duyumlar gelirken Sayın Genel Başkanım ben o gün nerede olursa olayım o sandıklar kurulacak değil mi dediğinde dedim ki; eğer toprak altında değilsem o sandığın başında olacağım. O sandığın başında olacağım. Ve Son olarak elbette dört gün boyunca örgütümüzle örgütlerimizle bütün Türkiye'de, İstanbul'da olmamız gereken yerde, olmamız gereken duruşta en yüksek kararlılıkla, en büyük dirençte olacağız. Çağrılara uymaya, çağrıldığımız yere koşmaya Ekrem Başkan'a demokrasiye sahip çıkmayı hepinizi davet ediyorum. Ve artık pazar günü 81 ilde 973 ilçede, ilçelerin mahallelerinde kurulacak sandıklar tek değildir. Oraya bir sandık koyacağız, bir milyon 750 bin üyemizle adayımızı belirleyeceğiz. Ancak yanında bir sandık daha olacak. O sandığın adı dayanışma sandığıdır. O sandığa oy vermeye tüm siyasi partiler her görüş her görüşten ama demokrasiden yana olan herkes davetlidir. Bir sandıkta bir parti bugüne kadarki en demokratik yolla adayını belirleyecek ve arkasına geçecektir. Diğer sandıkta ise cumhuriyete inanan, demokrasiye inanan, sandığa inanan; o sandığın kendisinin, evladının, torununun geleceği, geleceğinin garantisi olduğuna inanan, bu ülkenin Afganistan olmamasına, Suriye olmamasına yönelik teminatın da yıllarca çalışıp, didinip aldığı evin tapusunun teminatının da bankadaki parasının teminatının da demokrasi olduğunu; böyle yamyamların bir gece sırf kendisine rakip olanın diplomasına çöktükleri gibi malına, mülküne, canına kast edilmesin diye demokrasiye ihtiyaç duyan herkesi 23 Mart'ın dayanışma sandığına bekliyoruz. Artık 23 Mart Pazar günü Cumhuriyet Halk Partisi'nin aday belirlemesini kapsayan ama aşan bir demokrasi direnişinin günüdür. Bütün Türkiye'yi dayanışma sandıklarında olmaya davet ediyorum."
"BİZİ BU YOLA BU ÜLKENİN KURTARICISI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ÇIKARDI"
"Burada olmaya, mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz. Yol, yol önemlidir. Yolcunun başına neyin geldiği değil o yolun varlığı önemlidir. Biz hepimiz o yolun yolcusuyuz. Bizi bu yola bu ülkenin kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk çıkardı. Ve bu yolda dönenler olur. Bu yolda ölenler olur. Ama bu yolun yolcuları tükenmez. Son Cumhuriyet Halk Partili hapse tıkılana son Cumhuriyet Halk Partili vurulana kadar bu yolun yolcusuyuz, önderimizin gösterdiği yolda yürümeye devam ediyoruz."
"HEPİMİZİN SAĞLIĞI DEVLETE EMANETTİR. O EMANETE BİLE SAHİP ÇIKAMAYACAK BİR ACZİYETLE KARŞIYAYIZ"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sorular ve Özel'in yanıtları şöyle oldu:
- Ekrem Bey'in sabah saat 7.35'te evinden alındıktan sonra yaklaşık saat 9.30'a kadar avukatları ve bazı milletvekillerinin nerede sağlık kontrolünde olduğuna dair herhangi bir bilgiye erişememişlerdi. Sonrasında da sağlık kontrolüne götürülmeden usule uygun olmayacak bir şekilde önce emniyete götürüldüğüne dair bilgi geldi. Gözaltına alınma işleminden hemen sonra sağlık kontrolü süreci nasıl ilerledi? Bilginiz var mı? Detayları aktarabilir misiniz?
"Sizin hakim olduğunuzdan daha fazla detaya hakim değilim. Ekrem Başkan'la görüşme yapan avukat arkadaş belki bu detayı öğrenmiştir ama bana aktardığı bilgiler ve notlar kısmında bu yoktu. Ancak sağlık kontrolünden geçirilmeden ve doktora götürülmek yerine bir doktorun davet edilerek şekil şartın tamamlandığı, oysa ki tam kapasitesi olan bir sağlık ünitesinde, devlet hastanesinde kontrolden geçirilmesi gerekiyordu. Şekil şartın tamamlandığı bir yerdeyiz. Kimsenin güvencesinin kalmadığı bu ortamda artık gözaltına alınanların yani hakim karar verene kadar masumiyetinden hepimizin emin olduğu insanların devlete emanet sağlıkları bile güvence halinde değildir. Hepimizin sağlığı, kendimize, ailemize emanetken özgürlüğümüz kısıtlandığı anda devlete emanettir. O emanete bile sahip çıkamayacak bir acziyetle, bir kötü niyetle karşı karşıyayız."
"EKREM İMAMOĞLU İSTANBUL'A VE TÜRKİYE'YE HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEK"
- Dün akşam bir helalleşme oldu demiştiniz. Aktarabileceğiniz kısımlarını aktarabiliyor musunuz?
"Biz haftalardır bu organize kötülüğün, bu bir kişinin kendi rakibinden kurtulmak için hukuku kendi siyasi hesaplarına alet ettiği organize kötülüğün, bunların hepsini yapabileceğini değerlendiriyorduk. Bununla ilgili partinin seçilmiş heyetleriyle ve daha dar kapsamlı Ekrem Başkan ve bizim dâhil olduğumuz birçok değerlendirmede bulunduk. Her birisi ihtimal dahilindeydi. Dün akşamüstü ve bugün hepsini birden yapmaya kalktılar. Ama bunların gözü döndü. İktidarın değişeceği de buradan belli, kabulümüz var. Biz Ekrem Başkanımızla her ayrılışta, birimiz diğerinin bulunduğu şehirden her ayrılırken, son zamanlarda her günün son telefon konuşmalarında helalleşip, ailelerimizi ve partimizi, davamızı, yürüyüşümüzü birbirine emanet ediyorduk. Dün akşam da böyle bir vedayı yaşadık. Ümit ediyorum; en kısa sürede kavuşacağız. Ve Ekrem İmamoğlu İstanbul'a ve Türkiye'ye hizmet etmeye devam edecek."
"EV SAHİBİMİZ EKREM İMAMOĞLU'NU BURAYI EMANET EDEN İSTANBULLULARDIR"
- Burayı bırakmayacağınızı söylemiştiniz. İBB'den çıkmayacağınızı söylediniz. Bir kayyum atanması ihtimali ve endişeniz mi var? Burada siz nasıl bir taktik belirlediniz? Ne kadar süre, kimlerle birlikte olacaksınız?
"Şunu ifade edeyim; Ekrem Başkan, Vatan Emniyet'te olduğu sürece ben burada olacağım. Ekrem Başkan, Çağlayan Adliyesi'ne geçtiğinde elbette yanında olacağım. Onun dışında hani spekülasyonlara yol açabilecek değerlendirmeler yapmak doğru değil ama şu anda hem Ekrem Başkan'a en yakın yerde ama hem de İstanbulluların Ekrem Başkan'a emanet ettiği bu mekanda olmak doğru. Biz burada bu mekanın misafirleriyiz. Ev sahibimiz Ekrem İmamoğlu'nu burayı emanet eden İstanbullulardır."
"CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN ÜLKE YÖNETİMİNİ DEVRALMAK ÜZERE BİR GERİ SAYIM İÇİNDEYİZ"
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanırsa sizlerin tavrı CHP'nin tavrı ne olacak? Vatandaşı sokağa çıkmaya davet edecek misiniz? Esenyurt'ta da aynısı olmuştu çünkü demokrasi nöbeti başlatmıştınız. Aynı şekilde burada da biz buradayız derken İstanbulluları, partililerinizi buraya mı davet ediyorsunuz?
"İlk değerlendirmeyi yaptık, gayet açık söyledim. Nerede olayım diye soranlara ben buradayım, burada olun diyorum. Bunu daha açık söyleyemem. Onun dışında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başkanına yapılan gözaltının dövize ne yaptığı, borsamıza ne yaptığı, borsamızdaki şirketlere ne yaptığı dünyada ne yankılar uyandırdığı ortada. Bu kötülüğü yapanların daha büyük kötülüklerle bu ülkeye daha ağır bedeller ödetip kendi tarihlerine de ülke tarihine de böylesine bir kara lekeyi çalmaya, cesaretleri, tenezzülleri var mı? Bunu onlara sorun. Biz bu mücadeleyi milletin emanetine sahip çıkma zemininde sürdüreceğiz. Bu artık bir geri sayımdır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ülke yönetimini devralmak üzere bir geri sayım içindeyiz. Bunun kaç gün olduğu, kaç ay olduğu ya da yılı aşıp aşmayacağının bir önemi yok. Yolun kendisi bellidir. Yolcusu bellidir. Yola çıkaran bellidir. Hedef bu ülkeyi kuran iradenin bu ülkeyi bir kez daha kurtarmak üzere iktidara gelmesidir. Bu yolda düşen düşer, ölen ölür ama kalanlar bu yolu yürür. Bu kadar net. Bu kararlılık Ekrem Başkanımın kararlılığıdır. Bu kararlılık bu ülkeyi kuran partinin kararlılığıdır."
CHP lideri basın açıklamasının ardından Saraçhane'ye destek için gelenlere hitap etti. Belediye yerleşkesinin balkonundan kısa bir konuşma yapan Özel, İstanbulluları iftarın ardından 20.30 Saraçhane'ye davet etti.
BMD Araştırma portföyünde BIMAS, PETKM, TCELL, TUPRS, FROTO, AYGAZ, CIMSA, TRGYO, THYAO ve EREGL yer almaktadır. 11-18 Mart 2025 döneminde BMD Araştırma Portföyü %3,0 değer kazanırken SINAİ Endeks %3,8 değer kazandı. Araştırma Portföyünde geçtiğimiz hafta en yüksek getiriyi %12,8 ile TRGYO sağlarken, en düşük getiriyi -%2,0 ile BIMAS elde etmiştir. Yılbaşından bu yana BMD Araştırma Portföyü %6,0 değer kazanmış olup aynı dönemde SINAİ Endeks de %4,8 değer kazanmıştır.
BMD Araştırma
Bizim Menkul Değerler A.Ş.
bmd.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.