Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
50'den fazla ülkeye yapay zekâ tabanlı görüntü tanıma teknolojileri ve perakende analitiği hizmetleri sunan REM People, yapay zekâ temelli bir perakende teknoloji merkezi olma hedefiyle büyüyor.
REM People, bu hedefle geleneksel satış kanallarına (küçük-orta market, tekel bayi, kuruyemişçi, büfe, kantin ve ev dışı tüketim) yönelik ürün tedarik hizmetleri sağlayan e-ticaret uygulaması Hoopla'ya yatırım yaptı. 1.35 milyon dolar olarak tamamlanan tohum yatırım turuna 1 milyon dolar değerindeki katkısıyla REM People liderlik etti. REM People ile birlikte 2 ayrı melek yatırımcı da bu yatırım turunda yer aldı.
12 milyon dolar yatırım almıştı
2015'te perakende ve teknoloji tecrübesine sahip tekno-girişimciler tarafından kurulan REM People, yıllar içinde gelişerek yapay zekâ destekli omni-kanal perakende analitiği ve 6 adımda satış verimliliği çözümleri sunan yeni nesil perakende analitiği şirketi hâline geldi. Tamamen Türk mühendislerin geliştirdiği yazılımla alanında lider markalara hizmet veren REM People, global bir lider olmak için hedef büyüttü. REM People, ABD merkezli yatırım şirketi Ethos Asset Management'tan bu yılın başında aldığı 12 milyon dolarlık yatırımdan sonra girişim ekosistemini destekleyecek bir planı hayata geçirmeye başladı. Bu yıl yapay zekâ temelli bir perakende teknoloji merkezi olmayı hedefleyen REM People, birlikte çalışabileceği 5 teknoloji girişimine 4.5 milyon dolar yatırım yapmak üzere fon ayırmıştı.
Geleneksel kanal ve ev dışı tüketimin tedariği dijital dünyaya taşındı
Bu hedefin ilk adımı, geleneksel satış kanallarına yönelik ürün tedarik hizmeti sağlayan e-ticaret uygulaması Hoopla ile gerçekleşti. Onur Pekşen ve Aydın Emek tarafından kurulan ve 2021'de faaliyetlerine başlayan Hoopla, hızlı tüketim ürünleri alanında geleneksel kanal işleyişini, sağladığı hizmet ve teknoloji altyapısıyla dönüştürmeyi amaçlıyor. Üye noktaların ihtiyacı olan tüm ürünleri, bir distribütöre veya toptancıya bağlı kalmadan diledikleri zamanda, ihtiyaçları kadar ve diledikleri güne sipariş vermelerine dijital bir ortam üzerinden imkân sağlayan Hoopla, küçük ve orta ölçekli perakendecilerin envanter, nakit ve kârlılık yönetimlerine doğrudan etki ediyor. Hoopla yalnızca geleneksel satış noktalarına hizmet vermekle kalmıyor; üretici, tedarikçi ve dağıtıcı firmaların ürünlerinin dağıtım ve bulunurluklarını daha düşük operasyonel maliyetlerle artırmalarına da yardımcı oluyor.
Hizmet ağı Türkiye'ye yayılacak
Procter&Gamble, Upfield, Lipton, Kotex, Savola Yudum, Kellogg's, Beypazarı Maden Suları, Unilever, Doğadan ve Ace gibi 40'tan fazla ulusal ve uluslararası tedarikçiyle iş birliği yapan Hoopla, tedarikçi ve perakendeci sayısını her geçen gün arttırıyor. Sağladığı teknolojik çözümlerle küçük ve orta ölçekli perakendecilerin işlerini daha verimli şekilde yürütmelerine yardımcı olurken, tedarikçi firmalara da sağladığı satış analizleri ile işlerini bu kanallarda daha iyi yönetmelerine katkı yapıyor.
Yatırım turuna liderlik eden REM People CEO'su Bülent Peker, "İlk startup yatırımımızı Hoopla'ya yaptığımız için çok mutluyuz. Gerek sektörün büyüme potansiyeli gerekse kurucuların ticarete dair bilgi, birikim ve tecrübesi açısından son derece stratejik bir yatırıma imza attığımıza inanıyoruz. Hoopla'nın, yakın gelecekte adını sıkça duyacağımız ve ülkemizin gurur duyacağı başarılı girişimlerinden biri olacağından eminiz" diyor.
'Siparişler aynı gün rafta'
Hoopla Kurucu Ortağı ve CEO'su Onur Pekşen ise girişimlerini şu şekilde ifade ediyor: "Türkiye'de 350.000'in üzerinde küçük-orta ölçekli market ve ev dışı tüketim noktası bulunuyor. Bu noktaların yaşadığı en büyük problem, ihtiyaçları olan ürünleri diledikleri zamanda diledikleri miktarda rekabetçi fiyatlarla tedarik edememek. Hoopla olarak bu işletmelerin ihtiyacı olan 1.500'den fazla ürünün siparişini dijital ortamda alıyor, aynı gün veya ertesi gün raflarla buluşturuyoruz. Müşterilerimizin nakit akışını, envanter yönetimini ve kârlılıklarını olumlu yönde etkiliyoruz."
Aldıkları bu yatırımın, iş modellerine ve Hoopla'ya olan güvenin en önemli göstergelerinden biri olduğunu söyleyen Hoopla Kurucu Ortağı ve CFO'su Aydın Emek ise "Bu başarılı yatırım turu sayesinde elde ettiğimiz yatırımı öncelikli olarak operasyon, lojistik ve tanıtım ekiplerinin büyütülmesi, kapasite artırımlarının gerçekleşmesi ve müşteri odaklı teknolojilerin daha da ileriye götürülmesi alanlarında kullanacağız" diyerek hızlı büyüyeceklerinin sinyalini veriyor.
İki kurucu ortak Ankara'da büyümeye odaklanan yakın dönem stratejilerini gerçekleştirdikten sonra sağlayacakları ilave yatırımlarla yurtiçinde büyüme planlarını hızla hayata geçireceklerini ifade ediyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
WSOT, şimdiye kadar 100.000'den fazla hevesli katılımcıyı çekti ve tüm beklentileri aşarak bir önceki seneye göre %46,5'lik bir büyüme kaydetti. Yarışmaya olan ilgideki bu artış, Bybit'in canlı ve ilgili bir alım-satım topluluğunu teşvik etmeye olan bağlılığını bir kez daha kanıtladı.
Şu anda başa baş bir rekabet içinde olan 857 civarında takım, en yüksek takım kâr ve zarar (K/Z) dengesine ulaşmak için yoğun bir mücadelede işlem becerilerini sergiliyor. Bu yılın takım katılımı oranı bir önceki seneye göre %85,5'lik bir artış göstererek neredeyse ikiye katlandı.
WSOT yarışmasının görkemi, kazananları bekleyen 8 milyon $'lık ödül havuzu ile daha da arttı. 24 Ağustos'ta canlı yayında bir Lamborghini ve Rolex'i hediye edileceği büyük final öncesinde yarışmaya katılmak ve işlemlere başlamak için hâlâ vakit var.
Bybit'in kurucu ortağı ve CEO'su Ben Zhou şöyle konuştu: "Bu yılki WSOT'un şu ana kadarki başarısından çok mutluyuz. Katılan yeni ve deneyimli yatırımcıların sayısındaki bu inanılmaz artış, kullanıcılarımızın bağlılığını ve etkinliğin yarattığı coşkuyu gösteriyor. Yatırımcılar için avantajlar sağlamanın yanı sıra küresel toplulukla iş birliğine girebilecekleri, öğrenebilecekleri ve işlem yapabilecekleri bir alan da yaratan bir platform olmaktan büyük gurur duyuyoruz."
WSOT, yatırımcıların ve kripto tutkunlarının hayal gücünü tetiklemeye devam ederken, Bybit olarak kripto alım-satım deneyimini üst düzeye çıkarma ve sağlam bir yenilik, samimiyet ve beceri ekosistemini destekleme misyonumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor
LG Electronics (LG), "Hayat Sevgiden Daha Fazlasını Hissetiğinde Güzel" isimli yeni bir kısa video kampanyası başlattı. Kampanya, LG ürün ailesini tüketicilerin günlük yaşamına daha fazla dahil ediyor ve evde yaşanan, bazen fark edilmeyen, her gün yaşanan sevgi dolu anları sergiliyor.
Aileler nasıl birbirini önemsiyor ve birbirine güveniyorsa, LG de müşterilerini önemsiyor. LG, büyükanne büyükbaba, ebeveyn ve çocukların da dahil olduğu geniş aile üyeleri arasındaki sürekli güçlenen bağı desteklemeyi ve kolaylaştırmayı amaçlıyor; çünkü LG "Hayat Sevgiden Daha Fazlasını Hissetiğinde Güzel" mottosuna inanıyor.
LG Electronics Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge CEO'su IL HWAN LEE yeni kampanya ile ilgili, "LG, nesilleri ve bölgeleri aşan bir marka. Yenilikçi ürünlerimiz yalnızca rahatlık ve teknoloji liderliği pozisyonumuz gereği değil, aynı zamanda 'Hayat Güzel'i vurgulamak ve tüketicilerin birbirini önemsemesine, paylaşmasına ve desteklemesine yardımcı olmak için yaratıldı. Yeni marka stratejimizin bir parçası olarak, Hayat Sevgiden Daha Fazlasını Hissetiğinde Güzel adlı bu yeni kampanya kapsamında tüketicilerimiz, LG ürünlerinin en küçük etkileşimleri bile sevgi dolu bir şeye dönüştürebildiğini görecek ve kampanyamızın anlamı ve etkisi daha da derinleşecek" şeklinde konuştu.
Modern bir sitcom tarzında 10 kısa filmin yer aldığı web dizisi, Temmuz ayında teaser videosu ile başladı. Her bölüm eğlenceden rahatlığa hijyene kadar farklı konseptlerde hizmet sunan bir LG ürünü içeriyor. Videoların odak noktası ise; aile ve görünüşte zararsız günlük durumların ev halkına sevgi dolu bir jest yapma fırsatını nasıl doğurabileceği… Her 15-20 saniyelik video, günlük gerilim noktasında başlayacak ve gece yarısı bir buzdolabı yağmacısının nasıl yakalandığı, kardeşlerin neden en iyi suç ortağı olduğu ve bazen gerçek aşkın sahte bir gülümseme anlamına geldiği gibi saptamalar sunacak. Her videoda "Hayat Güzeldir" felsefesi ile önlenebilecek gergin süreçlere yer verilecek.
Kampanya, aile hayatıyla sorunsuz bir şekilde bütünleşen farklı LG ürünlerine ışık tutacak ve aynı zamanda tüketicilere LG ev merkezini video aracılığıyla sanal olarak keşfetme fırsatı vererek, markaya daha fazla canlılık katacak. Tüketiciler, herkesin ortak deneyimlerine gönderme yapan her kısa bölüm için kendi sonlarını da seçebilecekler.
"Hayat Sevgiden Daha Fazlasını Hissetiğinde Güzel" kampanyası, LG'nin kısa süre önce duyurduğu, daha dinamik ve genç bir görünüm sunan ve aynı zamanda markanın "Koşulsuz Müşteri Deneyimi", "İnsan Odaklı İnovasyon", "Bir Gülümsemeye Güç Vermek" ve "Sıcaklık" temel değerlerini koruyan ve yineleyen yeni marka yönü ve görsel kimliğiyle zahmetsizce birleşiyor. İkonik olma yolunda ilerleyen LG'nin kısa videoları, markanın küçük aşk jestlerini mümkün kılan bir unsur olduğunu öne çıkarıyor ve tüm bölgeye yayılan bir aile kutlaması yaratıyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı’nın, gelecek yıllara dair %9,66'lık etkileyici bir Bileşik Yıllık Büyüme Oranı (CAGR) ile 2030 yılına kadar 1,454,59 milyar ABD Doları seviyesine ulaşması bekleniyor. Günümüzdeki mevcut durumda pazar büyüklüğü ise 695,22 milyar ABD Dolar olarak tahmin ediliyor.
Dünya genelinde lojistik sektörü küresel ticaretin dinamikleriyle birlikte sürekli olarak dönüşüyor. Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı da bu dönüşümden etkilenerek, sektörün geleceğini belirlemede hayati bir rol oynuyor. Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı, gelecek yıllara dair oldukça heyecan verici bir büyüme öngörüsüne sahip. Araştırma ve Pazar Analizi uzmanlarına göre, 2030 yılına kadar %9,66'luk etkileyici bir Bileşik Yıllık Büyüme Oranı (CAGR) ile 1.454,59 milyar ABD Doları seviyelerine ulaşması bekleniyor. Şu anki mevcut durumda ise pazar büyüklüğü 695,22 milyar ABD Doları olarak tahmin ediliyor.
Bu büyüme trendi, önemli faktörlerden etkilenebiliyor. Research and Markets’in son araştırma raporu COVID-19 pandemisinin, Rusya-Ukrayna çatışmasının ve özellikle yüksek enflasyonun Pazar üzerindeki kümülatif etkisini detaylı bir şekilde ele alıyor diyerek Üçüncü Parti Lojistik (3PL) sektöründeki değişim hakkında değerlendirmelerde bulunan Navlungo Kurucu Ortağı ve CMO’su Ceren Tuna “Pazarın 2023 yılında 761,67 milyar ABD Doları seviyelerine ulaşması bekleniyor. Biz Navlungo olarak, bu dinamik ve değişken koşullar içerisinde en iyi hizmeti misyonumuzu, esneklik, hızlı adaptasyon ve güçlü tedarik zincir yönetimi ile sürdürüyoruz” dedi.
Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı'nın geleceği, ekonomik durumun ticaret hacmiyle ilişkisi, teknolojik gelişmelerin verimliliği artırması, sürdürülebilirlik vurgusunun yeşil lojistiği desteklemesi gibi temel faktörlerle şekilleniyor. Bunun yanı sıra, yükselen e-ticaretin hızlı dağıtım talebini artırması, jeopolitik durumun lojistik ağları etkilemesi ve müşteri beklentilerinin özelleştirilmiş çözümler talep etmesi de pazarın yönünü belirliyor.
Lojistik şirketlerinin iş ve maliyet optimizasyonu için Üçüncü Parti Lojistik yani 3PL diye isimlendirdiği ve acenteleri tek bir tedarik zincirinde birleştiren sektör, küresel sosyoekonomik gelişmeler, savaşlar, salgınlar ve enflasyon gibi finansal değişikliklerden etkileniyor. Bu etkiler bazı temel değişikliklerle ihracat sektörünü etkiliyor. Bunlar sırasıyla;
• Tedarik zinciri kesintileri
• Talep değişiklikleri
• Tedarik zinciri yapılarının yeniden şekillenmesi
• Hız-güvenlik önceliklerinin artması
• E-ticaret ve dijitalleşmenin yükselmesi
• Sürdürülebilirlik vurgusunun güçlenmesi
• Düzenlemelerin değişmesi
• Finansal faktörlerin değişmesi
Lojistik firmaların bu karmaşık faktörleri yöneterek esnek stratejiler geliştirme ve değişen koşullara uyum sağlama becerisi bu noktada devreye giriyor diyen Tuna, sektörün son 3 yılda yaşadığı dönüşümün temel faktörlerini şöyle açıkladı:
3PL Sektöründe Öne Çıkan Son 3 Yılda Yaşanan 3 Önemli Gelişme
COVID-19: COVID-19 pandemisi, Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı'nı tedarik zinciri aksamaları, depolama zorlukları, taşımacılık engelleri, hızlanan e-ticaret, dijital dönüşüm, fiyat baskıları, esneklik vurgusu ve inovasyon çağrısı gibi çeşitli şekillerde etkiledi. Üçüncü Parti Lojistik hizmet sağlayıcıları, talep dalgalanmalarına uyum sağlama, dijital çözümleri benimseme ve hızla değişen koşullara adapte olma yeteneklerini geliştirmek zorunda kaldı.
Rusya-Ukrayna Çatışması: Rusya-Ukrayna çatışması, Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı'nda belirli bölgelerde taşıma güzergahlarını etkilemiş, uluslararası ticareti sınırlayarak taşıma maliyetlerini artırmış ve güvenlik önlemlerini sıkılaştırmıştır. Operasyonel planlamalar ve iş hacimleri gözden geçirilmiş, siyasi gerginliğin neden olduğu riskler yönetilmeye çalışılmıştır.
Yüksek Enflasyon: Yüksek enflasyon, Küresel Üçüncü Parti Lojistik Pazarı'nda maliyetlerin artmasına ve operasyonların karmaşıklaşmasına yol açarak üçüncü parti lojistik sağlayıcılarının marjlarını zorluyor. Tedarik zinciri yönetimi, stok tahmini ve planlama gibi alanlarda zorluklar da ortaya çıktı. Bu durum, operasyonel esneklik ve maliyet yönetimi stratejilerini önemli hale getirdi.
Genel Bilgi;
Uluslararası dijital lojistik platformu Navlungo, kuruluşunun ikinci yılında ParkPalet’i bünyesine katarken, kargolamaya ek olarak müşterilerinin tüm lojistik ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlamıştı. ParkPalet; İngiltere, Almanya, ABD, Çekya, Polonya, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri gibi 9 farklı ülkede bulunan 300’e yakın deposu ile dinamik depolama ve fulfillment hizmet sunuyor. Bu sayede Navlungo müşterileri büyüyen operasyonları için hem farklı ülkelerde stok bulundurabiliyor hem de depolama ve fulfillment hizmetleri ile işlerini geliştirebiliyor.
ParkPalet by Navlungo
Müşterilerine lojistik ve kargolama hizmeti sunan Navlungo, kuruluşunun ikinci yılında kargolamaya ek olarak müşterilerinin tüm lojistik ihtiyaçlarına cevap olabilmek amacıyla ParkPalet’i kendi bünyesine katmıştır. İngiltere, Almanya, ABD, Çekya, Polonya, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri gibi 9 farklı ülkede bulunan 300’e yakın deposu ile dinamik depolama ve fulfillment hizmeti sunan ParkPalet, Navlungo müşterilerinin büyüyen operasyonları için farklı ülkelerde stok bulundurabilmesine, depolama ve fulfillment desteği ile işlerini büyütmelerine imkan verir.
ParkPalet; e-ticaret depolama, ara depo, fulfillment ve sınır ötesi e-ticaret lojistiği hizmetlerini tüm satış kanallarına entegre şekilde uçtan uca sunan bir lojistik depolama teknoloji platformudur. ParkPalet, OMS (Order Management System) yazılımı sayesinde işletmelerin depolama, paketleme, kargolama, stok ve iade yönetimi gibi bütün ihtiyaçlarını tek panel üzerinden hem Türkiye hem de tüm ihracat pazarlarındaki satışları için yönetme etme imkanı sunar. ParkPalet, ağındaki 9 ülkede 300’den fazla depo ile internet üzerinden satış yapan kurumsal firmaların, KOBİ’lerin, e-ihracatçıların, her türlü depolama ihtiyacı olan e-ticaret satıcılarının depolama ve fulfillment ihtiyaçlarına cevap vermektedir.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yirmi yıldan uzun süredir, şirketler kısmen bulutun CapEx özelliğinden ve kullandıkça öde finans modellerinin sunduğu maliyet tasarruflarından yararlanmak için buluta akın etti. Çoğu bundan fayda da elde etti. Ancak değişimi öngören ve beklentilerini karşılayan güçlü bir bulut ekonomik modeli geliştirmeden ilerleyen bazı şirketler kendilerini daha yüksek faturalar öderken ve iş stratejilerini yeniden düzenlemek için çabalarken buldu.
Veeam Kurumsal Stratejilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı David Russell ve Veeam Ürün Stratejilerinden Sorumlu Kıdemli Direktör Rick Vanover, hatalı bulut ekonomik modellerinin en büyük sonucu "fatura şoku" olarak karşımıza çıktığını ifade ediyor. Her yıl, teknoloji liderlerinin şirketin bütçelediğinden %25 ila %50 daha yüksek aylık hizmet faturalarıyla karşılaştığına dair hikayeler duyduklarını aktaran David Russel ve Rick Vanover şunları aktarıyor:
"Bu vakalar genellikle özensiz bulut uygulamalarından kaynaklanıyor: sanal makineleri geceleri ve hafta sonları açık bırakmak, departmanların kısa vadeli bir proje için oluşturduğu "zombi sanal makineleri" iptal etmeyi unutmak veya bakım maliyetleri için yeterince bütçe ayırmamak gibi. Ancak bu sadece problemin başlangıcını oluşturuyor. Günümüzün hibrit bilişim stratejilerinin vazgeçilmez bir parçası olarak bulutun ortaya çıkmasından uzun bir süre sonra, çok sayıda kuruluş değer ürettiklerinden emin olmak için bulut ekonomik modelleri geliştirmiyor ve bunları takip etmiyor. Oysa şu üç şeyi yapmaları gerekiyor: bulut hedeflerini iş ölçütleriyle uyumlu hale getirmek, harcamaları belirli verilerin değerine göre önceliklendirmek ve fidye yazılımı saldırıları gibi yıkıcı olaylara yanıt verebilmeleri için yeterli esnekliğe sahip bir uygulamanın başlangıcında bulut ekonomik modellerine güvenlik eklemek."
İş metriklerine uyum sağlayın
"Buluta geçiş genellikle enerji ve soğutma maliyetlerinde hızlı tasarruf sağlasa da, bulut ekonomik modelleri bir sağlayıcıya ödenen aylık faturalardan daha fazla faktörü dikkate almalıdır." diyen David Russel ve Rick Vanover konuyla ilgili şu uyarılarda bulundu:
Bulut kullanımıyla ilişkili uzun bir maliyet listesi vardır. Uygulamaların kaldırılması ve değiştirilmesi ya da tamamen yeniden düzenlenmesi gerekir. İnsanların yeni görevleri olan yeni programlar konusunda eğitilmesi gerekir. Başarısız geçişler, dikkati günlük görevlerden başka yöne çekebilir ve işletme için gerekli olan proje uygulamalarını geciktirebilir. Kuruluşların gizli maliyetleri planlamaları ve bunları modellerine entegre etmeleri gerekir.
Ayrıca ekonominin beklentilerini karşıladığından da emin olmaları gerekir. Buluta girmeden ve uzun vadeli maliyet tasarrufları öngörmeden önce, "taşınmanın arkasındaki nedeni" yani bulutun işletmeye neden fayda sağlayacağını ve şirketin teknolojiye yönelik uzun vadeli planlarına neden fayda sağlayacağını anlamaları gerekir. Teknolojinin işlevsellik, esneklik ve kullanılabilirlik gereksinimlerini karşılayacağından emin olmaları gerekir.
Son olarak, kuruluşların ölçütler belirlemesi ve modellerinin gerektiğinde buluttan geri çekilebilecek kadar esnek olduğundan emin olması gerekir. Başka bir deyişle, buluta geçmeden önce buluttan çıkış stratejisi düşünülmelidir. Belki de başka bir sağlayıcı daha iyi bir fiyat sunacak ya da bölgenizde sizin için daha uygun bir veri merkezi açacaktır. Bu durum, tıpkı bir itfaiyeci ya da polis memurunun potansiyel olarak tehlikeli bir duruma gireceklerinde ilk olarak ihtiyaç halinde oradan nasıl çıkabileceklerini düşünmeleri gibi temel öneme sahiptir.
Veri Yaşam Döngünüzü Dikkate Alın
Bulutla ilişkili en büyük masraflardan bazıları verilerin depolanması ve taşınmasıdır. Bu, dikkate alınması gereken önemli faktörlerden biridir. Birçok kuruluşun buluta geçerken karşılaştığı en büyük tuzak, tüm verileri eşit olarak ele almak ve verilerinin yaşam döngüsünü kategorize etmemektir.
Bulut sağlayıcıları verilerinizin anlık görüntülerini almanıza izin verecektir. Bu, her gün kullanılan veya uyumluluk nedenleriyle uzun süre tutulması gereken görev açısından kritik veriler için kilitli koruma elde etmenize yardımcı olacaktır. Ancak veri kullanımları gelişir ve şirketlerin bulut depolama uygulamalarını düzenli olarak kategorize etmesi ve yeniden sınıflandırması gerekir. Eğer bir yaşam döngüsü üzerinden giderseniz, en yakın zaman için daha yüksek performanslı depolamaya sahip olabilir, ardından veri yüklerini çok daha ucuz nesne depolamaya kaydırabilir ve daha sonra stratejik görevler için artık ihtiyaç duyulmadığında arşiv depolamaya geçebilirsiniz.
Erken dönemde güvenliği sağlayın
Kuruluşlar yıllardır bulutta çalışırken karşılaştıkları en büyük zorluğun güvenlik olduğunu düşünüyordu. Artık öyle değil. Flexera'nın 2023 Bulutun Durumu Raporu'ndaki anket katılımcıları, son on yılda ilk kez bulut harcamalarını yönetmeye (%82) güvenlikten (%79) çok daha fazla önem verdiklerini ifade ettiler. Bu yaklaşım, bazı kuruluşların şirket içi hizmetlere geri dönmesine ve diğerlerinin bulut maliyetlerini düşürmesine neden oluyor.
Kuruluşlar bulut modellerine güvenliği baştan dahil ederlerse, bunun bir değiş tokuş olarak görülmesi gerekmez. Karşılaştığımız durumlardan biri, ya işletmeyi devam ettirmek için yeni hizmetler sunulması ya da daha fazla güvenlik için bulut projelerinin genişletilmesinin durdurulması gerektiğine dair bir inanış. İleriye dönük olarak güvenlik, ekonomi ve kurtarma konularını göz önünde bulundurarak daha bütünsel bir şekilde tasarım yapan kuruluşlar, bir şeyler ters gittiğinde stratejilerini değiştirmek zorunda kalmaktan kaçınabilirler.
Kuruluşların bulut uygulamalarına fidye yazılımı esnekliğini yüksek bir öncelik olarak görerek ve güvenlik hizmetlerini stratejilerine entegre ederek girmeleri gerekir. Bulutta güvenlik, tıpkı hastanedeki bir bebeğe yapılan birkaç iğne ve verilen bir battaniye gibi, daha ilk adımda tasarlanmalıdır.
Sonuç
Bulut, kısmen getirdiği ekonomik avantajlar nedeniyle popülerlik kazandı. Ancak kuruluşların gizli maliyetlerle karşılaşmamak için bulut uygulamalarına stratejik olarak yaklaşmaları gerekir. Başlangıçta güvenlik sağlamaya yardımcı olan ve iş öncelikleriyle uyumlu ayrıntılı modeller geliştirerek, bulutu kârlılıklarına fayda sağlayan uzun vadeli bir farklılaştırıcıya dönüştürebilirler
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yeni nesil sigortacılık anlayışıyla ürün ve hizmetlerini geliştiren Aksigorta, müşterilerine özel kampanyalar sunmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Honda araç sahipleri Aksigorta’dan yaptıracakları Honda marka kasko poliçelerinde %15 indirimin sahibi olacak.
Sürekli gelişen ürün ve hizmetleriyle müşteri odaklı yaklaşımlarını sürdüren Aksigorta, Honda ile devam eden iş birliğini müşterilerine sunduğu avantajlı fiyatlar ile güçlendirdi. Hayata geçen uygulama ile Honda araç sahipleri ‘0’ km araçlarını 31 Ağustos’a kadar Aksigorta’dan Honda Kasko ile kaskoladıklarında %15 indirim fırsatı elde edecekler.
Kasko poliçelerinde geniş anlaşmalı servis ağı, 7/24 yardım merkezi, seçenekli yedek araç hizmeti, sıfır araç koruması, mini onarım hizmeti ve sınırsız sorumluluk teminatı gibi sayısız teminat seçeneği sunan Aksigorta, trafikte yaşanacak her durumu göz önünde bulundurarak, sürücüyü ve aracı koruma altına alıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın enerji uzmanı İnci Akü, müşteri odaklı yaklaşımı ile sürücülerin ihtiyaçlarını karşılayacak uygulamalar sunmaya ve geliştirmeye devam ediyor. İnci Akü’nün binek ve hafif ticari araç sürücülerinin akü ihtiyaçlarını gidererek yola güvenle devam etmelerini sağlayan hizmeti Akümgelsin, artık ağır vasıta araçlar için 7 gün, 24 saat hizmet vermeye başladı.
Akümgelsin hizmetinden şimdi ağır vasıta araçları için 7/24 yararlanabilecek sürücüler, çağrı merkezi üzerinden, araçlarına uygun olan aküyü öğrenerek güvenilir IVR ödeme yöntemiyle telefondan satın alabiliyor. 444 5 258 (AKÜ) hattıyla ve www.akumgelsin.com.tr üzerinden kolayca ulaşılan Akümgelsin’den tüm binek, hafif ticari ve ağır vasıta araç sürücüleri yararlanabiliyor. Ayrıca yerinde montaj imkânı sunan Akümgelsin sayesinde hem zamandan tasarruf ediyor hem de İnci Akü teknolojisiyle yoluna güvenle devam edebiliyor.
İnci Akü, Akümgelsin uygulamasını daha fazla ağır vasıta sürücüsüne ulaştırmak için fenomen tır şoförü, YouTube ve sosyal medya içerik üreticisi Tanju Akdoğan ile bir iş birliğine de imza attı. Tanju Akdoğan’ın Akümgelsin ağır vasıta hizmetini deneyimlediği anlar, İnci Akü YouTube sayfasından da izlenebilecek.
Akümgelsin ile 7 gün / 24 saat boyunca ağır vasıta ve filo müşterilerinin her türlü acil akü sorununda yanında olduklarını belirten İnci GS Yuasa Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Gökçe Yılancıoğlu Tellici “Dünyanın enerji uzmanı İnci Akü olarak, müşterilerimizin her an her yerde yanlarında olma misyonuyla hareket etmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda, 2 yıl önce Türkiye'nin neresinde olursa olsun, acil akü ihtiyacı olan ya da aküsünü değiştirmek isteyen binek ve hafif ticari araç kullanıcılarına yerinde hizmet verecek şekilde Akümgelsin 444 5 258 (AKÜ) hizmetimizi devreye almıştık. Kullanıcılarımızın yoğun talep gösterdiği bu hizmetimizin kapsamını şimdi ağır vasıta araçları da kapsayacak şekilde genişletmekten memnuniyet duyuyoruz. Böylece, 7/24 yollarda olan ağır vasıta sürücülerinin de akü değişim ihtiyacı anında yanlarında olacağız. Uzun yolda hem iş gücü kaybının önüne geçen hem de zamandan tasarruf etme fırsatı sunan bu hizmetimizi tüm ağır vasıta araç sürücülerinin denemesini öneriyorum.” diye konuştu.
İnci GS Yuasa Hakkında
Akü sektöründe üretim ve satış faaliyetleri yürüten İnci GS Yuasa, İnci Holding ve GS Yuasa iştirakidir. Manisa’daki üç fabrikası ve 1.000 çalışanı ile Türkiye’nin en büyük akü üreticisi konumundadır. Tüm süreçlerinde mükemmelliği ilke edinen İnci GS Yuasa, tüketici odaklı yaklaşımı ve geliştirdiği yeni teknolojilerle 6 kıtada 80’in üzerinde ülkede ürün ve hizmetlerini tüketicilere ulaştırmaktadır. İnci GS Yuasa, yurt içinde 110 ana bayi, 150 enerji uzmanı, 260 yetkilendirilmiş servisi ve 4 bin 400 perakende satış noktası ile faaliyet göstermektedir. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından hazırlanan “Türkiye’nin En Değerli Markaları 2022” listesinde de İnci Akü en değerli akü markası seçilmiştir. Sektörün ilk Ar-Ge merkezini kuran İnci GS Yuasa, yenilikçi bakış açısı ve teknolojik ürünleriyle sektöre ve paydaşlarına değer katar, sürdürülebilir çevre yaklaşımı ile en güvenilen enerji depolama şirketi olma vizyonuyla çalışır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan, Türkiye'nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, çeşitli avantaj ve hizmetler sunduğu sadakat programı CLUB üyelerine özel kampanya başlattı. 24 Ağustos'a kadar devam edecek kampanya kapsamında birbirinden çeşitli ürünlerin yer aldığı sepetlerde tüketicilere 2.500 TL'ye varan indirimler sunulacak.
MediaMarkt'ın CLUB üyelerine özel uygulayacağı kampanyada;
" 5.000 TL ve üzeri alışverişlerde 200 TL,
" 10.000 TL ve üzeri alışverişlerde 500 TL
" 20.000 TL ve üzeri alışverişlerde 1.500 TL,
" 35.000 TL ve üzeri alışverişlerde ise 2.500 TL indirim sağlanacak.
Kampanya, MediaMarkt mağazalarında, mediamarkt.com.tr ya da MediaMarkt mobil uygulamasından 22-24 Ağustos 2023 tarihleri arasında yapılan alışverişlerde geçerli olacak.
MediaMarkt CLUB'a üye olmak çok kolay
Avantajlarla dolu yepyeni bir dünyanın kapılarını açan MediaMarkt CLUB'a üye olmak ise oldukça kolay. Teknolojiseverler MediaMarkt CLUB'a tüm MediaMarkt mağazalarından veya mediamarkt.com.tr/CLUBuyelik'e tıklayarak hızlıca üye olabilirler
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.