• ECB/Schnabel: Arz yönlü şoklar kalıcı olabilir ve enflasyon beklentilerinin çapalanmasına yönelik tehdit oluşturabilir, buna uygun şekilde cevap vermek için hazır olmalıyız
  • ECB/Schnabel: Dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor ancak yeni şoklar yeni zorlukları ortaya koyuyor
  • ECB/Schnabel: Euronun değerlenmesi, euronun uluslararası rolünü güçlendirmek için tarihi bir fırsat
  • ECB/Schnabel: AB Sermaye Piyasaları Birliği, inovasyonu teşvik etmek için hayati önem taşıyan risk sermayesine odaklanmalı
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • ECB/Schnabel: Arz yönlü şoklar kalıcı olabilir ve enflasyon beklentilerinin çapalanmasına yönelik tehdit oluşturabilir, buna uygun şekilde cevap vermek için hazır olmalıyız
  • ECB/Schnabel: Dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor ancak yeni şoklar yeni zorlukları ortaya koyuyor
  • ECB/Schnabel: Euronun değerlenmesi, euronun uluslararası rolünü güçlendirmek için tarihi bir fırsat
  • ECB/Schnabel: AB Sermaye Piyasaları Birliği, inovasyonu teşvik etmek için hayati önem taşıyan risk sermayesine odaklanmalı
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.
  • ECB/Schnabel: Arz yönlü şoklar kalıcı olabilir ve enflasyon beklentilerinin çapalanmasına yönelik tehdit oluşturabilir, buna uygun şekilde cevap vermek için hazır olmalıyız
  • ECB/Schnabel: Dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor ancak yeni şoklar yeni zorlukları ortaya koyuyor
  • ECB/Schnabel: Euronun değerlenmesi, euronun uluslararası rolünü güçlendirmek için tarihi bir fırsat
  • ECB/Schnabel: AB Sermaye Piyasaları Birliği, inovasyonu teşvik etmek için hayati önem taşıyan risk sermayesine odaklanmalı
  • Tartışmasız Türkiye'nin en ekonomik altın fiyatlarını bulabileceğiniz site.

Önce Çıkan Haberler

  • ECB/Schnabel: Arz yönlü şoklar kalıcı olabilir ve enflasyon beklentilerinin çapalanmasına yönelik tehdit oluşturabilir, buna uygun şekilde cevap vermek için hazır olmalıyız
  • ECB/Schnabel: Dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor ancak yeni şoklar yeni zorlukları ortaya koyuyor
  • ECB/Schnabel: Euronun değerlenmesi, euronun uluslararası rolünü güçlendirmek için tarihi bir fırsat
  • ECB/Schnabel: AB Sermaye Piyasaları Birliği, inovasyonu teşvik etmek için hayati önem taşıyan risk sermayesine odaklanmalı
  • ECB/Schnabel: Euronun değerlenmesi, euronun uluslararası rolünü güçlendirmek için tarihi bir fırsat
  • ECB/Schnabel: Dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor ancak yeni şoklar yeni zorlukları ortaya koyuyor
  • ECB/Schnabel: Arz yönlü şoklar kalıcı olabilir ve enflasyon beklentilerinin çapalanmasına yönelik tehdit oluşturabilir, buna uygun şekilde cevap vermek için hazır olmalıyız
  • ECB/Schnabel: Dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor ancak yeni şoklar yeni zorlukları ortaya koyuyor

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

Güney Kore, Hawaii'ye orman yangınları için 2 milyon dolar yardım göndermeyi planlıyor

14 Ağustos 2023 • 11:45:01

Güney Kore, ABD'nin Hawaii eyaletinde süren orman yangınlarının neden olduğu hasar nedeniyle bölgeye 2 milyon dolar insani yardım sağlamayı planladığını duyurdu.

Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, Hawaii'de devam eden yangınlara ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, Seul yönetiminin su, yiyecek ve diğer ihtiyaç malzemelerini Hawaii hükümetine ve yerel yardım kuruluşlarına göndereceği belirtildi.

Söz konusu yardımların yanı sıra 2 milyon dolar maddi yardım sağlanmasının planlandığı kaydedilen açıklamada, "Yardımların Hawaii hükümetinin felaketten hızla kurtulmasına, orman yangınlarından etkilenen insanların günlük yaşamlarına dönmesine ve iki ülke arasındaki dostluk bağlarının güçlendirilmesine yardımcı olacağını umuyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Hawaii Valisi Josh Green'in yardımlar için "derin takdirini ilettiği" bildirildi.

- Hawaii'deki orman yangınları

ABD'nin Hawaii eyaletinde devam eden yangınlarında hayatını kaybedenlerin sayısı 93'e yükselmişti ve olay ülkede son 100 yılda en çok can kaybının olduğu orman yangınları olarak kayıtlara geçmişti.

Hawaii Valisi Green, can kaybının artmasını beklediklerini söyleyerek "Bu, Hawaii'nin yaşadığı en büyük felaket. 2 bin 200 civarında yapı yok oldu ve hasarların miktarı 6 milyar doları buldu." açıklamasını yapmıştı.

ABD Başkanı Joe Biden, yangınlardan etkilenenlerin zararlarının tazmin edileceğini belirtmişti.

Biden, Maui Adası'nı yangın dolayısıyla "felaket bölgesi" ilan etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çalışanından emeklisine bu süreçte refah kaybı yaşayan her insanımızın hayat seviyesini eskisinin de üzerine çıkarmak boynumuzun borcudur

14 Ağustos 2023 • 11:40:01

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, onca sınamayı başarıyla geride bırakmış Türkiye'yi gelip geçici gündemler içinde boğmaya, rotasından çıkarmaya, işleyen çarklarını durdurmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirterek, "Mahalli seçim sürecini de vesile ederek her yerde ve her zeminde milletimize bu tabloyu anlatarak bir kez daha oyunları bozacağız." dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı video mesajında, AK Parti'nin milletin bağrından doğan bir siyasi hareket olarak ülkeye hizmet için yola çıkışının 22'inci yıl dönümü olduğunu belirtti.

"Artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözüyle başladıkları bu yolculukta, girdikleri her seçimden birinci çıkarak bugünlere geldiklerini kaydeden Erdoğan, kuruluştan bugüne partinin hangi kademesinde olursa olsun bu kutlu davanın başarısı için çalışan, emek veren, ter döken her bir kardeşine teşekkür etti, dar-ı bekaya irtihal edenlere Allah'tan rahmet diledi.

Erdoğan, yine ilk günden bugüne sandıkta verdiği destekle AK Parti'nin Türkiye'ye hizmet mücadelesinde hep yanında duran aziz milletin her bir ferdine şükranlarını sunarak, şu ifadeleri kullandı:

"Yeri geldiğinde canı pahasına bize siper olan böyle asil bir milletin evladı olmakla ne kadar iftihar etsek azdır. Bu vesileyle 14 Mayıs'ta Meclis, 28 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki gayretleriniz için her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Kendini milli iradenin üstünde görenleri bir kez daha hezimete uğratan bu seçim sürecinin siyasi tarihimizde ayrı bir yeri olacağına inanıyorum. Seçim sonucunu mertçe kabullenmek yerine hala kendileri gibi düşünmeyen herkese hakaret yağdırmakta, depremzedeleri tahkirde ısrarcı olanları hep yaptığımız gibi milletimizin irfanına havale ediyoruz.

Bizim bu muhterislerle kaybedecek tek bir anımız bile yok. Varsın onlar kendi sahte dünyalarında siyasetçilik oynamayı sürdürsün. Bize düşen görev bir yandan milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek, diğer yandan yaklaşan 2024 Mahalli İdareler Seçimlerine hazırlanmak için gece gündüz çalışmaktır."

- "Her insanımızın hayat seviyesini eskisinin de üzerine çıkaracağız"

AK Parti'nin, 22 yıllık tarihinin iktidarda geçen 21 yılı boyunca bu ülkenin her karış toprağını bereketlendirecek eser ve hizmetlere imza attığını, hayatına dokunmadık ve refahını artırmadık tek bir fert bırakmadığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Seçimlerde elde ettiğimiz başarıların gerisindeki en önemli sebep işte bu gerçektir. Küresel krizlerin ülkemize etkilerinden kaynaklanan hayat pahalılığının son dönemde milletimizi bunalttığının farkındayız. Ülkemizin her meselesini çözdüğümüz gibi inşallah bu sıkıntıyı da hal yoluna yine biz koyacağız. Çalışanından emeklisine bu süreçte refah kaybı yaşayan her insanımızın hayat seviyesini eskisinin de üzerine çıkarmak boynumuzun borcudur. Biliyorsunuz eskiden beri gelen kronik sorunlara ilave olarak 6 Şubat depremlerinden etkilenen şehirlerimizin yeniden inşası için 104 milyar dolarlık bir yükle karşı karşıyayız. Bu ağır yükün altından kalkarken kimsenin hakkını ihmal etmeyecek, kimsenin beklentilerini cevapsız bırakmayacağız.

Milletimizle birlikte ilk defa böyle bir imtihandan geçiyor değiliz. Vesayetle boğuşurken karşımızdaki gücün sınır tanımayan ceberutluğunu biliyorduk. Gezi olaylarından sokaklar ateşe verilirken yazılan karanlık senaryoyla ülkenin nerelere götürülmek istendiğini biliyorduk. PKK'sından FETÖ'süne ve DEAŞ'ına kadar tüm terör örgütleri üzerimize salınırken karşımızdaki alçak tuzağın amacını biliyorduk. Ülkemize siyasi olarak diş geçiremeyen, milletimizi birbirine düşüremeyen çevrelerin ekonomimiz üzerinden çevirdikleri oyunları da biliyorduk. Tüm bu imtihanları Allah'ın yardımı ve milletimizin birlik, beraberliği sayesinde alnımızın akıyla geride bıraktık."

- 2024 Mahalli İdareler Seçimi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi yine bir imtihandan geçtiklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir yandan yıkılan şehirleri inşa etmek, diğer yandan hayat pahalılığının üstesinden gelmek ve hedeflerimize doğru kararlılıkla yürümek için çalışıyoruz. Sıkıntılarımız mevcut ama hamdolsun onlardan çok daha büyük imkanlarımız var. Onca sınamayı başarıyla geride bırakmış Türkiye'yi gelip geçici gündemler içinde boğmaya, rotasından çıkarmaya, işleyen çarklarını durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Mahalli Seçim sürecini de vesile ederek her yerde ve her zeminde milletimize bu tabloyu anlatarak bir kez daha oyunları bozacağız. Belediyelerdeki başarısızlıklarını sahte gündemler ve abartılı söylemlerle örtmeye çalışanların gerçek yüzlerini ortaya koyacak, 2024 Mart'ında emaneti beceriksizlerden alıp, ehline vereceğiz.

Yasama ve yürütmede ülkeyi yönetme sorumluluğunu bize tevdi eden milletimizin, belediyelerde de aynı feraseti göstereceğine yürekten inanıyorum. Bunun için şimdiden çalışmaya başlamalı, sahada en küçük bir boşluğa meydan vermemeliyiz. Unutmayınız, bizim bıraktığımız her boşluğu muhalefet, yalan ve iftira seliyle dolduracaktır. Bugün nasıl 22'nci yaşımızı 14-28 Mayıs seçimleri zaferinin kıvancıyla kutluyorsak, inşallah 23'üncü kuruluş yıl dönümümüze de 31 Mart 2024 seçim zaferinin sevinciyle ulaşacağız. Rabb'im, yar ve yardımcımız olsun."

SP500 CFD analizi ( Ikon Menkul )

14 Ağustos 2023 • 11:40:01

SP500 CFD
Yeni haftaya giriş yaparken endekste 4468 desteğine geri çekilmeler oldu. Ancak bu destekten alınan tepkiler ile birlikte 4493.75 seviyesinin üzerine yükselişler yaşandı. Anlık fiyatlamalar bu seviye civarında devam ederken direnç oluşturuyor. 4493.75 seviyesinin tekrar aşılması durumunda 4505 seviyesini direnç olarak takip edeceğiz.

Destekler: 4468 - 4450 - 4430

Dirençler: 4493.75 - 4505 - 4519.75

 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, turizm merkezi olma yolunda ilerliyor

14 Ağustos 2023 • 11:40:01

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, turizm merkezi olma yolunda ilerliyor
 
  
Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin bu yılın ilk yarısında ağırladığı turist sayısı yüzde 31,5, elde ettiği turizm geliri ise yüzde 73,6 arttı. Turizmin hareketlenmesine paralel olarak sosyal tüketim mallarının perakende satışı da büyüyor. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 artarken, bölgenin toplam turizm geliri yüzde 73,6 yükseldi. Bu yıl Xinjiang'da tüketimin artırılmasına ilişkin tedbirlerin hayata geçirilmesiyle birlikte lokantacılık, konuklama, seyahat, alışveriş ve eğlenceye talep ve bölgenin tüketim potansiyeli hızla açığa çıktı.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) da bu yılın ilk yarısında yıllık bazda yüzde 5,1 artışla 854 milyar 200 milyon yuanın (yaklaşık 119 milyar 800 milyon dolar) üzerinde gerçekleşmişti. Bölge İstatistik Bürosu tarafından yapılan açıklamada, bu dönemde bölgenin birincil sanayisinin katma değerinin yıllık yüzde 5,6 artışla 57 milyar 150 milyon yuanı aştığı, ikincil sanayinin katma değerinin ise yıllık yüzde 6,2 artarak 344 milyar 380 milyon yuanın üzerine çıktığını belirtilmişti.
Çin Uluslararası Radyosu





Pakistan'da göreve gelen geçici hükümeti "ağır bir gündem" bekliyor

14 Ağustos 2023 • 11:40:01

Pakistan’da ülkeyi genel seçimlere kadar yönetecek geçici hükümeti "ağır bir gündem" bekliyor.

Ulusal basındaki haberlere göre, görevini bugün yapılacak yemin töreniyle devredecek mevcut Başbakan Şahbaz Şerif ile ana muhalefet lideri Raja Riaz, Belucistan Halk Partisi’nden Senatör Anvarul Hak Kakar’ın geçici hükümet başbakanı olarak atanmasında mutabık kaldı.

Pakistan’ın en düşük nüfuslu eyaleti Belucistan'dan başbakan olarak atanan Kakar, bu yıl yapılması planlanan genel seçimlere kadar görevini sürdürecek.

Bugün yemin töreniyle görevi Şerif’ten devralacak Kakar, hızlı şekilde geçici hükümet bakanlar kurulunu oluşturacak.

- IMF ile varılan anlaşmanın sürdürülmesi öncelikli

Geçici hükümetin en önemli gündem maddelerinin başında, ekonominin istikrarlı seyretmesi ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile varılan anlaşmanın sürdürülmesi yer alıyor.

IMF, Pakistan'da göreve gelecek geçici hükümetten kurtarma programıyla ilgili somut adımlar atmasını talep etti.

Pakistan'da geçici hükümetler, genellikle ülkeyi seçimlere kadar idare etmek ve seçimleri denetlemekle yükümlü. Fakat Kakar'ın kuracağı hükümet, ekonomik konularda politik kararları almasına olanak tanıyan son mevzuat sayesinde "Pakistan tarihindeki en yetkili hükümet" olacak.

Pakistan Demokratik Hareketi (PDM) liderliğindeki eski koalisyon hükümeti, 2017 Seçim Yasası'nda değişiklik yaparak, ekonomi konusunda önemli kararlar alması ve uluslararası kurumlarla ilişki kurması için geçici hükümete ek yetkiler veren düzenlemeyi 26 Temmuz'da Ulusal Mecliste kabul etti.

Bu adımla IMF ile Haziran 2023'te sağlanan 9 aylık süreyle 3 milyar dolarlık kurtarma paketinin güvende tutulması amaçlanıyor.

IMF, Pakistan ile yapılan kurtarma paketi programını belirli tarihlerle 3 defa gözden geçirecek.

Yapılacak program değerlendirme süreçlerinden en az biri geçici hükümetin ülkeyi yönettiği tarihlere denk düşüyor. Şayet seçimler ertelenirse, IMF'nin program değerlendirme süreçlerinin tamamı geçici hükümet dönemi içerisinde gerçekleşebilir.

Şahbaz Şerif hükümeti döneminde, IMF, ilk taksiti Pakistan'a göndermişti. Diğer taksitlerin de geçici hükümet döneminde gelmesi bekleniyor.

IMF ile yapılan anlaşmanın ardından toparlanma sürecine giren Pakistan için ekonomik istikrar, en büyük zorlukların başında geliyor.

- Genel seçimlerin ne zaman yapılacağı belirsiz

Geçici hükümeti bekleyen bir diğer konu ise genel seçimlerin ne zaman yapılacağı meselesi.

Normal şartlarda genel seçimlerin 90 gün içerisinde yapılması gerekiyor. Bu, "en geç Kasım 2023’te genel seçimlerin yapılacağı" anlamına geliyor. Fakat ülkede bu yıl yapılan nüfus sayımı gerekçesiyle yeni seçim bölgelerinin Seçim Komisyonunca belirlenmesi gerekiyor.

Yetkililer, 241 milyon nüfuslu Pakistan’da yüzlerce federal ve eyalet seçim bölgelerinin yeniden hazırlanmasının en az 6 ay sürebileceğine işaret ediyor.

- Genel seçimler için Mart 2024 işaret ediliyor

Bu kapsamda Seçim Komisyonunun yeni seçim bölgelerinin ne kadar sürede hazırlanacağına dair açıklama yapması gerekiyor.

Seçim bölgelerine karşı mahkemede yapılacak itirazları da göz önünde bulundurarak, genel seçimlerin en erken Mart 2024 gibi yapılacağı belirtiliyor.

Eski İçişleri Bakanı Rana Sanaullah, 8 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, yeni nüfus sayımına göre, seçim bölgelerinin yeniden düzenlenmesi halinde Seçim Komisyonunun, genel seçimleri Şubat veya Mart 2024'e erteleyebileceğini söylemişti.

- Siyasi belirsizlik ve ordunun etkisi

Cezaevindeki İmran Han’ın durumu, siyasi belirsizlik ortaya çıkarıyor. Her ne kadar bu ay tutuklanan Han’ın takipçileri, mayısta olduğu gibi sokaklara çıkmamış olsa da eski Başbakan'ın devam eden tutukluluğu seçimlerin güvenilirliği konusunda soru işaretlerine yol açacak.

Pakistan'da ülkeyi onlarca yıl doğrudan yöneten ordunun, yönetim üzerindeki etkisi yadsınamayacak bir gerçek.

Bazı uzmanlar, geçici hükümetin görevde uzun süre kalması halinde silahlı kuvvetlerin yönetim üzerinde gücünü artırabileceğine işaret ediyor.

- Bir sonraki hükümet için 3 güçlü parti

Bir sonraki hükümet için ülkede 3 güçlü parti öne çıkıyor. Bunların arasında eski Başbakan İmran Han’ın Pakistan Adalet Hareketi Partisi (PTI), Şahbaz Şerif’in genel başkanı olduğu Pakistan Müslüman Ligi-Navaz (PML-N) ve Pakistan Halk Partisi (PPP) yer alıyor.

Tutuklu bulunan ve seçimlere girmesi yasaklanan Han'ın, ordu ile devam eden anlaşmazlığın ortasında 2018'deki seçim zaferini yeniden elde etmesi pek mümkün görünmüyor. Mayıstaki şiddetli protestoların ardından birçok güçlü siyasi figürün yollarını ayırdığı parti, seçimlerden ziyade Han'ın cezaevinden çıkarılmasına odaklanmış durumda.

Ülkede üç dönem başbakanlık yapan Navaz Şerif ise görevi sona eren koalisyon hükümetinin en önemli parçalarından biriydi. 2019’dan bu yana Londra’da “sürgünde” bulunan Navaz Şerif, ülkeye geri dönmeyi bekliyor. Ancak hakkındaki yolsuzluk davaları nedeniyle Pakistan’a gelemeyen Navaz Şerif’in yerine kardeşi Şahbaz Şerif’in partiyi seçimlerde temsil etmesi şimdilik daha güçlü görünüyor.

Eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto'nun oğlu, PPP’nin 34 yaşındaki genç Genel Başkanı Bilaval Butto Zerdari de yine genel seçimlerin güçlü adaylarından.

- Son genel seçimler 2018'de yapılmıştı

Pakistan'da son genel seçimler 25 Temmuz 2018'de yapılmış ve İmran Han hükümeti göreve gelmişti.

Pakistan Parlamentosunda, 10 Nisan 2022'de yapılan güven oylamasında, 174 "hayır" oyuyla İmran Han hükümeti düşmüştü.

Ülkede 3 dönem başbakanlık yapan Navaz Şerif'in kardeşi Şahbaz Şerif, 11 Nisan 2022'de Mecliste yapılan oylamada 174 oyla salt çoğunluğun desteğini alarak Başbakan seçilmişti.

Pakistan, Khunjerab kara sınırından Çin'e ihracatını "kirazla" artırmak istiyor

14 Ağustos 2023 • 11:35:01

Pakistan, Çin ile tek kara geçiş noktası Khunjerab Sınır Kapısı'ndan bu ülkeye yönelik ihracatını "kiraz" aracılığıyla artırmak istiyor.

Kovid-19 ve Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'yle ilgili güvenlik endişeleri nedeniyle Kasım 2019'da kapatılan Pakistan-Çin arasındaki Khunjerab Sınır Kapısı, nisanda tekrar faaliyete başladı.

Khunjerab sınırı, Pakistan’ın Gilgit-Baltistan bölgesi ile Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni birbirine bağlıyor.

İki ülke arasındaki tek kara geçiş noktası olan Khunjerab, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru'nun da (CPEC) önemli bir parçası.

Karakurum Geçidi’nin Pakistan’daki başlangıç noktası kabul edilen Khunjerab, 4 bin 714 metre rakımla dünyadaki en yüksek sınır geçiş noktası olma özelliğini de taşıyor.

Karakurum kara yolunun 1978'de resmi olarak açılışından bu yana her iki ülkedeki iş insanları, Çin ile Pakistan arasındaki bu geçiş noktasından faydalandı.

Eskiden, Orta Asya ve Çin'den gelen ticaret kervanları, Khunjerab sınırını da içine alan Pamir bölgesinin çeşitli noktalarından bugünkü Hindistan ve Pakistan topraklarına mal götürüyordu.

Bugün Karakurum kara yolu, büyük oranda tarihi İpek Yolu güzergahını takip ediyor.

Gilgit-Baltistan'daki Khunjerab, Afganistan, Tacikistan, Hindistan ve Çin'in Tibet Özerk Bölgesi ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin kesişme noktasında yer almasıyla önemli bir konuma sahip.

- Kiraz ihracatı hedefleniyor

Başbakan Şahbaz Şerif'in Kasım 2022'de Pekin'e yaptığı ziyaretin ardından Çinli iş insanlarından oluşan 15 kişilik heyet, mayısta Gilgit-Baltistan'a gelerek kiraz ticaretini kolaylaştırmak adına çeşitli anlaşmalar imzaladı.

Pakistan'ın Gilgit-Baltistan bölgesi, ülkedeki kiraz üretiminin büyük bir kısmını tek başına karşılıyor.

Gilgit-Baltistan'da 2001'de 2 bin 678 ton olan kiraz üretimi, son yıllarda ortalama 8 bin tonun üzerinde gerçekleşti.

Pakistanlı yetkililer de bölgenin bu avantajını kullanarak, Çin'e kiraz ihracatı yapmayı hedefliyor.

Gilgit-Baltistan Baş Sekreteri Muhyiddin Vani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kiraz ihracatının kendileri için önemli olduğunu belirterek, "Kısa sürede kiraz dolu konteynerler gönderilecek." dedi.

- Ticaret hacmi 26,5 milyar dolar

Geçen sene, Pakistan ile Çin arasındaki ticaret hacmi 26,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Çin'in Pakistan'a ihracatı 23,9 milyar dolar, Pakistan'ın Çin'e ihracatı da 3,41 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.

İki ülke arasındaki ticaretin büyük bir kısmı deniz yolu aracılığıyla yapılıyor.

- Kara sınırında dış ticaret dengesi yüzde 96 ile Çin lehine

2019’da Khunjerab sınırından yapılan ticaret hacmi, bir önceki yıla göre yüzde 47 artarak 856,3 milyon dolar oldu. Bu miktarın büyük kısmı Çin'in Pakistan’a ihracatı şeklinde gerçekleşti.

2018’de Çin’den Pakistan’a Khunjerab sınırından 1508 konteyner giriş yaparken, buna karşılık Pakistan’dan sadece 61 konteyner gönderildi.

Bu durum, sınırdan yapılan ticaretin yüzde 96’sının Çin’den Pakistan’a ihracat şeklinde gerçekleştiği anlamına geliyor. Pakistan ise ticaret hacminde yüzde 4’lük bir değere sahip.

Khunjerab sınırındaki dış ticaret dengesi neredeyse tamamen Çin'in lehine bir görünüm sunuyor.

- Pakistan, Khunjerab sınırındaki dış ticaret dengesini kendi lehine çevirmek istiyor

Çin’in Pakistan’a gönderdiği ürünlerin yüzde 40’ı sınıra komşu Gilgit-Baltistan’da tüketilirken, Pakistan’ın Çin'e gönderdiği ürünlerin ise Gilgit-Baltistan’a ekonomik olarak çok küçük katkıları oluyor.

Söz konusu kara sınırından Çin, Pakistan'a büyük oranda elektronik cihazlar, ayakkabı, kıyafet ve yedek parçalar gönderiyor.

Pakistan ise bu sınırdan Çin'e kıymetli taş, kuru meyve, şifalı bitkiler ve kifayet ürünleri gönderiyor.

Pakistan, Khujerab sınırı üzerinden Çin'in lehine olan bu ticaret dengesini kendi lehine doğru çevirmek istiyor.

Türkiye-AB ilişkilerinde gündem, olumlu havayı sürdürme kararlılığı

14 Ağustos 2023 • 11:35:01

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin yeni dönemde vizyoner bir yaklaşım ve tam üyelik perspektifiyle yürütülmesini beklerken; ilişkileri güçlendirme isteğini beyan eden AB, mevcut farklılıkların giderilmesine, Kopenhag siyasi konularında ilerleme ve ortak çıkarların artırılmasına odaklanılacağı mesajını veriyor.

AA muhabiri, Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta temmuzda düzenlenen NATO Zirvesi'nin ve Türkiye'yi de içeren konuların görüşüldüğü AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından karşılıklı güvenin uzun süredir düşük olduğu Ankara-Brüksel hattında canlanan gündemi ve Türkiye-AB ajandasında sonbaharda ele alınmak üzere not edilen başlıkları derledi.

AB-Türkiye ilişkileri katılım müzakereleri; yüksek düzeyli diyalog toplantıları, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi, terörle mücadele, güvenlik ve savunma, göç, mali işbirliği, iletişim olmak üzere 9 alanda ele alınıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 14. Büyükelçiler Konferansı'nda, "Türkiye'nin AB üyelik sürecinin akamete uğratılmış olması stratejik körlüktür." sözleriyle özetlediği Türkiye'nin üyelik başvurusunda, 50 yılı aşan AB süreci, uzun süredir karşılıklı güvenin düşük olduğu, stratejik hedefler odağında değil işbirliğinin ihtiyaç halinde kurulduğu bir dinamikle seyrediyordu.

Ukrayna, Moldova gibi ülkelere üyelik kriterlerini karşılamadan Rusya tehdidi gibi bir motivasyonla adaylık statüsü verildiği atmosferde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye'nin AB'de önünü açın" mesajı, ilişkilerde yeni bir sürecin tetikleyicisi oldu.

Türkiye'deki 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin sonuçlanmasının ardından Brüksel'den "Türkiye'yle işbirliğinin önemi"ne ilişkin gelen açıklamalar, son dönemde ilişkilerin devamına yönelik değerlendirme çalışmalarına da evrildi.

AB liderleri, çalışmalara yaz dönemi arası vermeden önce bir araya geldiği son toplantıda, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması konusundaki istekli olduklarını aktararak, Türkiye ile ilişkilerde seçimin sonuçları ışığında değerlendirme yapılmasını istedi.

29-30 Haziran'da düzenlenen söz konusu zirvenin sonuç bildirisinde, "AB Konseyi, Türkiye'de yapılan son seçimlerin ışığında, AB Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonunu, AB Konseyi'nce belirlenen araç ve seçeneklere dayanarak, stratejik ve ileriye dönük şekilde ilerlemek amacıyla AB-Türkiye ilişkilerinin gidişatına ilişkin bir rapor sunmaya davet ediyor." ifadesi yer almıştı.

- Olumlu diplomatik temaslar

11-12 Temmuz'da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen NATO Zirvesi'nde, İsveç’in üyeliği krizinin çözümünün ardından da Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine dair daha iyimser bir hava oluştu.

İsveç'in, Türkiye'nin AB'ye katılımını, Gümrük Birliği'nin güncellenmesini, vize serbestisi sağlanmasını destekleme taahhüdünün yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB Konseyi Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı görüşmeler, olumlu havaya katkı sağladı.

Michel, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, "AB-Türkiye işbirliğini tekrar ön plana almak ve ilişkilerimizi yeniden canlandırmak için önümüzdeki fırsatları konuştuk." diyerek, AB Komisyonu'nun ve AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Türkiye ile ilgili stratejik ve ileriye dönük olacak şekilde rapor hazırlamasını istediğini yineledi.

Von der Leyen de "Türkiye'nin Ukrayna'ya devam eden desteğini Karadeniz Tahıl Girişimi'ni uzatmak için yürüttüğü yorulmak bilmez çabalarını, AB-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesinin kapsamını" ele aldıklarını bildirdi.

Bu gelişmelerin ardından AB ülkelerinin dışişleri bakanları, 20 Temmuz'daki son toplantılarında, Türkiye'yi Mart 2021'den bu yana ilk kez resmi olarak gündemlerine aldı.

AB Yüksek Temsilcisi Borrell, toplantı bitiminde bakanların Türkiye ile görüş alışverişinin hazırlanacak rapora yansıtılacağını aktararak, Türkiye ile AB arasında daha güçlü ilişki geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğunu, özellikle Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı şekilde azaltılması ve Kıbrıs meselesinin çözülmesinin AB'nin Türkiye ile çalışmasında "kilit önem" taşıyacağını vurguladı.

Borrell, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında, AB'nin Türkiye'den beklentilerinin sorulması üzerine şunları söylemişti:

"Mesele; sadece AB'nin Türkiye'den ne beklediği değil mesele, aynı zamanda Türkiye'nin AB'den beklentileri. Bu, çift taraflı bir mesele. Masada birçok konu var. Türkiye, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesini istediğini söyledi. Bir de vize serbestliği var. Bunlar Türkiye'nin yakın gelecekte gündeme getirmek istediği iki önemli konu. Biz, Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı şekilde düşmesini umut ediyoruz. Ayrıca daha önce BM tarafından kabul edilen anlaşmalar uyarınca Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için ciddi çabalar bulunuyor."

- AB'nin 15 Temmuz 2019 kararlarının etkisi devam ediyor

Son aylardaki diplomatik gelişmeler, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğine dair iyimser bir hava oluştursa da AB’nin 15 Temmuz 2019’da aldığı kararlarının olumsuz etkisi sürüyor.

Doğu Akdeniz ve Ege’deki gerilimi takiben AB’nin aldığı söz konusu kararlar, ilişkilerin her alanına kilit vurdu.

Bu kapsamda katılım müzakerelerinin durması, Gümrük Birliği’nin yenilenmesi konusunda çalışma yapılmaması, üst düzey diyalog mekanizmalarının durdurulması, Türkiye'ye yönelik katılım öncesi mali yardım (İPA) fonlarının azaltılması, Avrupa Katılım Bankası kredilerinin dondurulması, kapsamlı havacılık müzakerelerinin durdurulması kararlaştırılmıştı.

2019 öncesi mevcut ulaştırma, ekonomi, enerji, siyasi diyalog ve ortaklık konseyi mekanizmaları toplantıları engellenirken; iklim, sağlık, göç ve güvenlik, tarım, bilim araştırma yenilik ve teknoloji alanlarında yeni üst düzey diyaloglar başlatıldı.

- Yeni dönemden beklentiler

AB açısından Türkiye ile ilişkilerinin kısa ve orta vadedeki gidişatı için AB Konseyi'nin Komisyon ve Yüksek Temsilci Borrell'den istediği raporun değerlendirmeleri önem arz ediyor.

Raporun, yaz dönemi arasının ardından sonbaharda hazırlanması, ekim veya aralıkta yapılacak AB zirvesinde sunulması bekleniyor.

Brüksel'de bir yandan özellikle Ukrayna’daki savaştan sonra Türkiye'nin Avrupa'da en etkili ülkelerden biri olduğu düşüncesi hakim. Diğer yandan da Türkiye'nin Birliğe üyelik için Kopenhag siyasi kriterleri bağlamında ve AB müktesebatına, politika ve açıklamalarına uyum konusunda büyük adımlar atmayacağına dair kanı mevcut.

Bu nedenle söz konusu rapor, ilişkilerin gidişatında rol oynayacak olsa dahi AB'nin Türkiye’nin özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı, Kıbrıs meselesi ve Kopenhag siyasi kriterleri bağlamında atacağı adımları izlemeyi tercih etmesi muhtemel görünüyor.

AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, AA muhabirinin, yeni döneme ilişkin beklentileri hakkındaki sorusuna, "AB dışişleri bakanları, (20 Temmuz'daki toplantılarında) AB'nin Türkiye ile yeniden ilişki kurması ve mevcut farklılıklar arasında köprü kurmaya çalışırken ortak çıkarlar üzerine inşa etmesi gerektiğini ele aldı." yanıtını verdi.

Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de çözüm odaklı gelişmelerin, bölgenin istikrar ve güvenliğine fayda sağlayacağını belirten Stano, "Söz konusu raporla ilgili çalışmalar halen devam etmektedir. Bu rapor, stratejik ve ileriye dönük şekilde belirlenen araçlar ve seçenekler üzerine inşa edilecek ve bu yıl içinde üye ülkelere sunulacaktır." ifadesini kullandı.

Stano, Komisyon'un raporunda, vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konularının yer alıp almayacağına ise cevap vermedi.

- Vize serbestisinde adım beklenmiyor

2015-2016'daki sığınmacı krizi nedeniyle Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, bir süre ivme kazanmış, bu dönem yapılan zirvelerde, "vize serbestisi" de önemli maddelerden biri olarak gündeme gelmişti.

Türkiye, o dönem vize serbestisi için AB'nin koştuğu 72 şarttan 66’sını hayata geçirmişti.

Karşılanmayan 6 kriter, terörle mücadele yasasının ve ceza yasasının gözden geçirilmesi, kişisel verilerin korunması kanunun ve kurumunun AB standartlarına uygun olması, tüm üye ülkelerle adli işbirliği anlaşmasının yapılması, geri kabul anlaşmasından doğan yükümlülüklerin tümüyle yerine getirilmesi, EUROPOL ile operasyonel işbirliği anlaşmasının imzalanması, Avrupa Konseyi’nin GRECO tavsiyelerini yerine getiren yasaların onaylanmasını içeriyor.

Vize serbestisi sağlanması için Türkiye’nin geri kalan 6 kriteri de tamamlaması gerekiyor. Aksi halde AB'den bu yönde bir adım atılması mümkün görünmüyor.

- Gümrük Birliği için Yunanistan ve GKRY ile ilişkiler belirleyici olabilir

AB ile ilişkilerde bir diğer alan 1996'da yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesini kapsıyor.

AB, Türkiye ile sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirleri kaldıran, üçüncü ülkelere ortak gümrük tarifesi uygulanmasını öngören anlaşmayı yenilemekten kaçınıyor.

Gümrük Birliği, iki tarafa da ekonomik faydalarının yanı sıra "dijital ve yeşil dönüşüm" açısından zorunlu hale gelmişken; AB'nin Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nden önce "taviz" olarak algılanmaması nedeniyle anlaşmayı yenilemeye yanaşmadığı tahmin ediliyordu.

Şimdi ise buna yaklaşmasında yine siyasi faktörler, başta Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile ilişkilerin belirleyici olacağı öngörülüyor.

- Yüksek Düzeyli Diyalog toplantılarının canlandırılması muhtemel

Eylül 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri ve AB kurumlarının liderlerinin değişecek olması dolayısıyla ilişkilerde dinamik bir hava oluşması beklentisini düşürüyor.

Bu tablodaki en gerçekçi beklenti olarak Yüksek Düzeyli Diyalog toplantılarının canlandırılmasını ve Avrupa Yatırım Bankasının özellikle deprem mali yardımı ile Türkiye'deki mali çalışmalarına yeniden başlaması şeklinde ortaya çıkıyor.

Zira kasımda, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Tarım Diyaloğu Toplantısı'nın Brüksel'de yapılması planlanıyor.

AB'nin seçime odaklanacağı bahar 2024 dönemi gelmeden göç ve güvenlik yüksek düzeyli toplantısının Brüksel'de yapılması ihtimal dahilinde tutuluyor.

- AB tarafından yürütülen programlara daha fazla katılım beklentisi

Türkiye'nin bir diğer beklentisi de AB tarafından yürütülen Ufuk Avrupa, Avrupa Dayanışma Programı (ESC), Erasmus+gibi programlardan daha fazlasına katılım sağlamak.

Türkiye, 2014-2020 döneminde, AB'nin 8 program ve ajansına katılırken; 2021-2027 döneminde bu sayının 13 olmasını hedefliyor.

Öte yandan İPA fonlarının azaltılması, AB'nin programlarına katılımı zorlaştırdığı için Türkiye, fonların eski düzeyine çekilmesini bekliyor.

- Suriye'ye dönüşlerle ilgili işbirliği çağrısı

Türkiye'nin bir diğer beklentisi de AB'nin 2016'da yapılan 18 Mart Mutabakatı'ndan kaynaklanan yükümlülüklerinden biri olan Suriye'ye dönüşlerle ilgili işbirliği.

Türkiye, yeni dönemde, AB'den Suriye'ye güvenli ve onurlu dönüşlerin sağlanması için kendi çabalarına paralel şekilde çalışmasını bekliyor.

GES ve RES için aday YEKA'ların sektörde yatırımları hareketlendirmesi bekleniyor

14 Ağustos 2023 • 11:35:01

Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin şekilde kullanılması hedefiyle rüzgar ve güneş enerjisi santralleri için belirlenen aday Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları'nın (YEKA) sektörde yatırımları hareketlendirmesi bekleniyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının sitesinde yayımlanan duyurulara göre, güneş enerjisi santralleri (GES) için Çorum ve Şanlıurfa, karasal rüzgar enerjisi santrali (RES) için Kayseri ve Sivas'taki alanlar, deniz üstü RES'te ise Bandırma, Bozcaada, Gelibolu ve Karabiga açıklarındaki bölgeler yeni YEKA projeleri için aday olarak belirlendi.

Türkiye, cari açığın azaltılması, iklim değişikliğiyle mücadele, yerli enerji teknolojisinin geliştirilmesi, temiz enerji sektöründe nitelikli eleman yetiştirilmesi ve elektrik üretiminde temiz enerji kaynaklarının payının artırılması için farklı ölçeklerde ve Türkiye'nin neredeyse tüm şehirlerinde yeni projeleri hayata geçiriyor.

Ülkenin yenilenebilir enerji kurulu gücü 5 Ağustos itibarıyla rüzgarda 11 bin 580 megavat, güneşte 10 bin 352, biyokütlede 2 bin 33, barajlı hidroelektrik santrallerinde 3 bin 282, akarsuda 8 bin 310, jeotermal enerjide 1691 megavata ulaştı.

Bu kapsamda, ağustos başında karasal ve deniz üstü rüzgar ile güneşte YEKA projeleri için aday şehirlerin belirlenmesiyle, enerji sektöründe yatırımların hız kazanması bekleniyor.

- YEKA projeleri meyvelerini veriyor

Kurulum çalışmalarına Ocak 2020'de başlanan, Avrupa'nın en büyük, dünyanın sayılı büyüklükteki güneş santrallerinden Kalyon Karapınar GES, 20 milyon metrekare araziye kuruldu ve elektrik üretimine başladı.

YEKA kapsamında oluşturulan dünyanın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikası Kalyon Fotovoltaik'de üretilen panellerle kurulumu tamamlanan santralde, toplam 3 milyon 256 bin 38 güneş paneli kullanıldı.

YEKA GES-4 yarışmalarında Bor-2 ihalesini kazanan Ecogreen Elektrik Enerji Üretim AŞ de Bor ilçesi Emen köyü yakınlarındaki santralde inşaat ve kurulum çalışmalarına devam ediyor.

Yaklaşık 100 bin panelin yerleştirildiği ve tamamlandığında 244 bin 80 panelden oluşacak santralin, elektrik üretimine bu ayın sonunda başlaması planlanıyor.

Büyük ölçekli YEKA yarışmaları sektöre üretim tesisleri yanında yeni istihdam imkanı da sağlıyor. Ülkede güneş enerjisi sektöründe doğrudan ve dolaylı olarak faaliyet gösteren kişi sayısı 50 bine ulaştı.

Türkiye'de 30'dan fazla güneş paneli üretim fabrikası ile yıllık 12 gigavat kapasitede panel üretimi gerçekleştiriliyor.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery