Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye'de Etki Ölçümü ve Yönetimi (IMM) alanındaki kurumsal kapasitenin gelişimine ivme kazandırmak amacıyla Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) ve TED Üniversitesi iş birliğiyle 2023 yılında ilk kez düzenlenen Etki Ölçümü ve Yönetimi Zirvesi, alanın teorik çerçevesinin kamu, özel sektör ve sosyal ekonomi aktörleri arasında yaygınlaşmasına öncülük etmişti.

İlk zirvenin ardından bu yıl, Türkiye'de etki yatırımı ekosistemini güçlendirmek, ölçüm ve yönetim alanındaki uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK), TED Üniversitesi ve Impact Hub İstanbul iş birliğiyle Etki Ölçümü ve Yönetimi Zirvesi II: Geleceğe Yatırım 18-19 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleştirildi. 18 Haziran 2025 tarihinde Ankara'da TED Üniversitesi'nde; 19 Haziran 2025 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen zirvede kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademisyenler bir araya gelerek etki odaklı stratejiler, sürdürülebilir finansman yaklaşımları ve raporlama uygulamalarını değerlendirdi.

Açılış Konuşmalarından Başlıklar

Zirve, ev sahibi TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu'nun hoş geldiniz konuşmasıyla katılımcıların karşılanmasının ardından; EYDK Yönetim Kurulu Başkanı ve GSG Impact Mütevelli Heyeti Üyesi Şafak Müderrisgil, TED Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. K. Levend Parnas ve Impact Hub İstanbul Kurucu Ortağı Semih Boyacı tarafından yapılan açılış konuşmalarıyla başladı.

Şafak Müderrisgil, açılış konuşmasında yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: “İlkini 2023 yılında düzenlediğimiz zirvede, etki ölçümü ve yönetiminin teorik temellerini ele almıştık. Bugün ise bu alanın teoriden pratiğe geçtiğini ve farklı sektörlerde somut uygulamalarla hayata geçirildiğini görüyoruz. Etki ölçümü ve yönetimi artık yalnızca gönüllü bir yaklaşım değil; ekonomik sistemlerin, hukuk altyapılarının ve yatırım stratejilerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Türkiye'nin bu alandaki konumu da son derece dikkat çekici: ISSB standartlarını ulusal mevzuatına entegre etmiş ve sürdürülebilir finans alanında küresel dönüşüme yön veren ülkeler arasında yerini almıştır. Bu gelişmeler, yalnızca teknik bir uyumu değil, aynı zamanda Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal şeffaflık konularındaki liderlik vizyonunu da ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, gerçekleştirmekte olduğumuz bu ikinci zirve, etki ölçümünün karar alma süreçlerine entegrasyonu ve uygulamadaki yansımalarının paylaşılması açısından büyük önem taşımaktadır.”

Prof. Dr. K. Levend Parnas, etki ölçümü ve yönetiminin çözümlere katkısını vurgulayarak, “Etki ölçümü ve yönetimi, günümüzün karmaşık sosyal ve çevresel sorunlarına çözüm üretmeye çalışan tüm aktörler için vazgeçilmez bir araç haline gelmiş durumda. Kurumların ve bireylerin yarattıkları etkinin izini sürebilmeleri, bu etkiyi anlamlı şekilde ölçebilmeleri ve bu veriye dayalı kararlar alabilmeleri, yalnızca hesap verebilirlik için değil; aynı zamanda daha adil, sürdürülebilir ve kapsayıcı sistemler inşa edebilmek için de büyük önem taşıyor.” ifadeleriyle etki ölçümü ve yönetiminin sürdürülebilir bir gelecek inşasındaki önemine dikkat çekti.

Semih Boyacı, “Etki yönetimi ve ölçümü alanındaki gelişmeler sayesinde yöneticiler kararlarını olumlu ve olumsuz etkileri bütünsel bir şekilde değerlendirerek alabiliyor. Bu alandaki yöntemlerin yaygınlaşması, kaynakların toplumsal ve çevresel açıdan en çok etki yaratacak şekilde yönlendirilmesi adına çok önemli.” ifadeleriyle karar alma süreçlerine etkinin entegre edilmesinin kaynakların stratejik ve sorumlu biçimde yönlendirilmesinde kilit rol oynadığını vurguladı.

Zirveden Öne Çıkanlar
Etkinliğin ilham veren konuşmalarından ilkini gerçekleştiren Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Etki Direktörü Lorenzo Ciari, bankanın etki ölçümü ve yönetimi yaklaşımını paylaşırken “EBRD olarak etkiyi yalnızca doğrudan bir sonuç olarak değil, aynı zamanda piyasaların dönüşüm yolculuğu olarak olarak görüyoruz. Doğrudan istihdam yaratmayı ya da yoksulluğu azaltmayı hedeflemiyoruz; sistemsel dönüşüm sağlayan projelere öncelik veriyoruz.” ifadeleriyle etkinin, bankanın yatırım stratejisinin merkezinde yer aldığını vurguladı.

EYDK Genel Sekreteri Tuğçe Söğüt'ün moderatörlüğünde gerçekleşen ve UNDP Türkiye Temsilci Yardımcısı Mustafa Ali Yurdupak'ın konuşmacı olduğu özel oturumda, SKA'lara ulaşmak için geliştirilen finansman modelleri ve ortaklık mekanizmaları ele alındı.

Etkiyap Etki'den Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ceyda Özgün ve Sachi Danışmanlık Yönetici Ortağı Senem Tanju tarafından yapılan sunumda, küresel sürdürülebilirlik yaklaşımlarının Türkiye'deki uygulamalara nasıl entegre edildiği tartışıldı.

Ardından, Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) Başkanı Dr. Hasan Özçelik konuşmasında; etki ölçümü ve yönetiminin sadece raporlama yükümlülüğü değil, bütüncül bir dönüşüm aracı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Etkiyi yönetmek, aynı zamanda geleceği şekillendirmektir. Bu doğrultuda biz de hem kurumlarımıza hem piyasaya hem de kamuoyuna karşı şeffaf, bütünsel ve güvenilir bir etki mimarisi inşa etme yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. Denetimden eğitime, raporlamadan gözetim sistemine kadar her adımda, kurumsal sürdürülebilirliğin yalnızca bir hedef değil, aynı zamanda ölçülebilir bir süreç olduğuna inanıyoruz.”.

İlk günün son kısımda KGK Sürdürülebilirlik Standartları Daire Başkanı Gülşah Günay'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) uyumlu ilk raporların hazırlık süreci ve kurumsal stratejilere etkisi değerlendirildi. Panelde, Garanti BBVA Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Yöneticisi Emir Kozikoğlu, AkçanSA Sürdürülebilirlik Müdürü Erhan Çalışkan, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Yönetimi Yöneticisi Fulya Güray Muhtar, Türkiye Sigorta Mali İşler Direktörü Muhammet Can Sarıkaya, TED Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazire Nergiz Dinçer panelist olarak görüşlerini paylaştılar. Panelistler, sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanma sürecine dair kurumsal deneyimlerin yanı sıra sektörel bazda raporların farklılaştıkları alanları katılımcılarla paylaşarak Türkiye'de konu ile ilgili ilk uygulamalara ışık tuttular.

Zirvenin ikinci günü, 19 Haziran'da çevrim içi olarak düzenlenen oturumlarla, etki ölçümü ve yönetimi alanında akademik yaklaşımlar ile uygulama örnekleri bir araya getirildi. Gün boyunca yatırımcı ve girişimcilerin etki odaklı stratejileri, sosyal girişimlerin finansmana erişimini kolaylaştırmaya yönelik araçlar, geçiş sürecindeki şirketler için yeni performans göstergeleri ve etkiyi anlamaya yönelik öğrenme yaklaşımları ele alındı. Sosyal girişimler ve destek kuruluşları için hazırlanan açık erişimli bir rehberin de tanıtıldığı oturumlar, etki ekosisteminin ihtiyaçlarına yanıt veren uygulayıcı odaklı içeriklerle tamamlandı.

Etkiyi birlikte ölçüyor, yönetiyor ve dönüştürüyoruz!
“Etki Ölçümü ve Yönetimi Zirvesi II” yalnızca bilgi paylaşımına değil, aynı zamanda çok paydaşlı etkileşimleri teşvik ederek farklı bakış açıları arasında köprü kurulmasına katkı sundu. Zirvede paylaşılan bilgi, deneyim ve öneriler; Türkiye'de etki yatırımı alanındaki uygulamaların yaygınlaşmasına ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik çözüm odaklı iş birliklerinin gelişmesine ışık tuttu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

QNB Sigorta, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’na özel olarak hazırladığı “TSS Eksikliği” kampanyasıyla, bu yıl 37’ncisi düzenlenen Kristal Elma Ödülleri’nden iki Bronz ödülle döndü.

 

Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en prestijli pazarlama ve reklam ödüllerinden biri olan Kristal Elma’da QNB Sigorta; Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) ürününe özel olarak hazırladığı “TSS Eksikliği” reklam kampanyasıyla “Dijital - Sektörel - Hizmet” ile “Entegre Kampanya - Banka, Sigorta ve Finansal Hizmetler” kategorilerinde ödüle layık görüldü.

 

Reklamcılık ve yaratıcılık alanında Türkiye’nin en saygın organizasyonlarından biri olan Kristal Elma Ödülleri, yaratıcı iletişim projelerini ödüllendirerek sektöre yön veren kampanyaları öne çıkarıyor. Bu yılki organizasyonda QNB Sigorta, TSS ürününe özel hayata geçirdiği “TSS Eksikliği” kampanyasıyla iki farklı kategoride Bronz ödül kazanarak yaratıcı iletişim alanındaki başarısını bir kez daha tescilledi.

 

Köklü sigortacılık tecrübesiyle bireylerin sadece zor zamanlarında değil, hayatın her anında yanlarında olmayı hedefleyen QNB Sigorta, “TSS Eksikliği” kampanyasıyla tamamlayıcı sağlık sigortasının sunduğu avantajlara dikkat çekti. Kampanyada; bireylerin sağlık hizmetlerine erişimde yaşadıkları kaygılar, esprili bir dille senaryolaştırıldı. Yedi eğlenceli video serisinden oluşan kampanyada, TSS sahibi olmayan bireylerin yaşadığı kararsızlıklar ve tedirginlikler “eksiklik” olarak tanımlanırken; çözümün QNB Sigorta’nın Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünü olduğu vurgulandı.

 

Kristal Elma’da elde edilen başarıya dair görüşlerini paylaşan QNB Sigorta Genel Müdürü Pınar Kuriş, “TSS Eksikliği kampanyamızla tamamlayıcı sağlık sigortasına dair farkındalık oluşturmanın yanı sıra sigorta bilincini artırmaya yönelik yaratıcı ve etkili iletişim kurmayı hedefledik. QNB Sigorta olarak, sigortacılığın hayatın her anına dokunan bir alan olduğuna inanıyor, müşteriyle kurduğumuz iletişimi de bu anlayışla şekillendiriyoruz. Kristal Elma’da kazandığımız bu ödüller hem bu vizyonun hem de ekiplerimizin emeğinin karşılık bulduğunu gösteriyor. Emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza ve paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Katılım finans prensiplerine dayalı ürün ve hizmetleriyle dikkat çeken Kuveyt Türk, Global Business Magazine tarafından düzenlenen yarışmada, 2025’te Türkiye’nin En İyi İslami Kartı (Best Islamic Card Türkiye 2025) ödülüne layık görüldü. Ödüle değer bulunan Sağlam Kart, faizsiz çalışma prensibi, geniş kullanıcı kitlesine hitap eden çözümleri ve altın birikimine dayalı ödül sistemi ile öne çıkıyor.

Kuveyt Türk Dijital Bankacılık ve Ödeme Sistemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Okan Acar, ödüle ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Kuveyt Türk olarak, katılım finans ilkelerine uygun dijital çözümler geliştirirken aynı zamanda toplumsal hassasiyetlere duyarlı, yerli altyapılara entegre ürünler sunmaya büyük önem veriyoruz. Bu anlayışla son bir yılda, bir milyona yakın Troy logolu kartı kullanıcılarımıza ulaştırdık ve milli kart sisteminin yaygınlaşmasına katkı sunduk. Türkiye katılım finans perakende kart pazarındaki %70’in üzerinde payımızla lider konumdayız. Sağlam Kart da bu vizyonun en güçlü yansımalarından biri. Faizsiz yapısı, altın puan sistemi ve sosyal duyarlılığıyla Sağlam Kart’ın, Türkiye'nin En İyi İslami Kartı ödülüne layık görülmesi, bu yolculukta ne kadar doğru ilerlediğimizin uluslararası bir teyidi oldu.”

İhtiyaca özel kart çözümleriyle “Herkes İçin Sağlam Kart”
 Adını Kuveyt Türk’ün güven esaslı hizmet anlayışından alan Sağlam Kart, bireysel kullanıcıların yanı sıra KOBİ’lere yönelik Sağlam Business Kart, çiftçilere özel Sağlam Tohum Kart ve öğrencilere yönelik Sağlam Kampüs Kart gibi alternatifleriyle geniş bir yelpazeye hitap ediyor.

Kart, Altın Puan sistemi özelliği ile öne çıkıyor. Bu sistemle farklı sektörlerde ve alanlarda düzenlenen kampanyalardan kazanılan puanlar, müşterilerin altın hesabına aktarılıyor ve ister birikim ister fiziksel altın olarak değerlendirilebiliyor. Ayrıca Sağlam Kart sahipleri, eğitim ve sağlık harcamalarında faizsiz beş taksit avantajından yararlanabiliyor. Kart ile ayrıca QR kodla dijital ödeme, anında sanal kart oluşturma, asistan hizmetleri ve yurt içinde ya da yurt dışında yapılan harcamalardan indirim kazanma gibi pek çok dijital ve fiziksel avantaj da sunuluyor.

 

Kuveyt Türk Hakkında

Kuveyt Türk, 1989 yılında kurulmuştur. Seçkin finansal ürün ve hizmetlerini etkin şekilde tasarruf sahipleri ve yatırımcılarla buluşturan Kuveyt Türk, müşteri odaklı yaklaşımı, teknoloji-inovasyon çalışmaları ve dijital dönüşüm yolunda attığı adımlarla sektöründeki öncü konumunu sürdürmektedir. Altın bankacılığı alanında adım atan ilk katılım finans kuruluşu olan Kuveyt Türk, ayrıca dünyada ve Türkiye’de ilk sürdürülebilir sukuk işlemini gerçekleştirmiştir. Altı yıl üst üste Türkiye’nin En İyi İşvereni ödülüne layık görülen Kuveyt Türk, 2021’de de ilk sırada Avrupa’nın En İyi İşvereni seçildi. Bugün itibarıyla Türkiye genelinde 450 şubesiyle ve dijital kanallarıyla müşterilerine hizmet veren Kuveyt Türk’ün merkezinde yer aldığı Kuveyt Türk Finans Grubu çatısı altında Neova Katılım Sigorta, Architecht, Kuveyt Türk Portföy, Kuveyt Türk Yatırım, Körfez GYO, Katılım Emeklilik ile Almanya’daki KT Bank AG yer alıyor. Operasyonel çalışmalarının yanı sıra toplumsal değerleri temel alarak ve kültürel varlıklara sahip çıkarak önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atan Kuveyt Türk, “Değerlerimizle büyüyoruz” yaklaşımı doğrultusunda birçok restorasyon projesi üstlenmiş, insani yardım kampanyalarına destekte bulunmuş, kitap ve belgesel gibi kalıcı eserler ortaya koymuştur.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bilinçli tüketim konusuna özen gösteren bir çok kişi için nasıl göründüğünün yanı sıra giydiği kıyafetin veya aksesuarın dünya için ne ifade ettiği de büyük anlam taşıyor. Günümüzde tüketiciler yalnızca giysinin etiketine değil, ardındaki hikâyeye de odaklanıyor. Geçmişe göre giderek artan bu bilinç, moda markalarını da bir dönüşüme davet ediyor. Markalar artık koleksiyonlarında hem cilde hem de doğaya iyi gelen ürünleri tercih etmeye dikkat ediyor. Kontrollü ve sertifikalı kaynaklardan[1] elde edilen TENCEL elyafları, bu özelliğiyle bilinçli ve doğaya duyarlı koleksiyonların vazgeçilmez unsuru haline geliyor.

 Hikayenin bir parçası olan TENCEL Elyafları

TENCEL, sürdürülebilir moda alanında çalışan veya bu alanda yeni bir etki yaratma amacında olan yerel ve global markalarla yaptığı iş birlikleriyle, modada hem tasarım hem de anlam arayan tüketicilere güçlü bir alternatif sunuyor. Onlara, koleksiyonlarında sadece bir tarz değil etki yaratma imkânı da tanıyor. Böylece markalara sadece bir elyaf tedarik etmenin ötesinde hikâyenin de parçası oluyor.

TENCEL Modal ve Lyocell elyafları, sürdürülebilir özelliklerinin yanı sıra markaların koleksiyonlarına kattığı hikâye değeriyle de öne çıkıyor. Moda markalarına sadece bir elyaf değil sorumlu bir yaşam tarzı da sunuyor. TENCEL logosu, sorumlu üretimin[2] ve bilinçli tüketimin sembolü olarak kıyafetlerin etkisini artırıyor. TENCEL elyafları; doğal yapısı[3], yumuşak ve pürüzsüz dokunuşunun[4] yanı sıra üstün nem kontrolü[5], bakteri üremesine elverişsiz ortam sunması[6] gibi avantajları sayesinde markalara ve onların tüketicilerine sadece iyi bir his değil, uzun ömürlü konfor sunuyor.

Özgün markaların tercihi

TENCEL geçtiğimiz yıl, özgün moda markası Tiny ve doğa dostu kumaş üreticisi Pazen’in, çıkış noktasını çevreye duyarlı şıklık anlayışından alan “Anyone, anywhere, anytime: Tiny x Pazen by TENCEL" koleksiyonuna imza attı. Ayrıca döngüsel modaya verdiği önemi tüm üretim süreçlerinde, doğayı ve insanı koruma perspektifiyle büyüten Jimmy Key’in 2023/24 Sonbahar-Kış sezonu için hazırladığı Comfy Mood koleksiyonunda da iş birliği yaptı. 2023 yılında Muun markasıyla ikinci kez iş birliğine giderek Joyfull Nature koleksiyonuna da birlikte imza atmıştı. Bunların yanı sıra Türkiye’de; Mavi, Oxxo, Penti gibi markalarla da iş birlikleri yaparak sorumlu hikâyelerin bir parçası olmaya devam ediyor.
 

TENCEL Hakkında

TENCEL, Lenzing Grubu'nun amiral gemisi tekstil elyaf markasıdır. 1992 yılından bu yana TENCEL markası, kaynak verimliliği yüksek üretim süreçleri ve sürekli yenilenen elyaf inovasyonları ile tekstil endüstrisinde olumlu bir değişim için çaba gösteren güçlü bir marka olmuştur. TENCEL markalı Lyocell ve Modal elyafları, sürdürülebilir şekilde yönetilen ağaç kaynaklarından üretilen, kaynak verimliliği yüksek, yüksek konfor sunan malzemelerdir. Her iki elyaf da doğal olarak yumuşak, dokunuşta pürüzsüzdür ve kumaşlarda zengin renkleri destekleyebilir. Etkili nem kontrolü ile her iki elyafın kullanıldığı kumaşlar, doğal bir kuruluk hissi sunar.

Sürdürülebilir tekstil çözümleri olarak TENCEL Lyocell ve Modal elyafları son derece çok yönlüdür ve neredeyse sınırsız çeşitlilikte ürün tasarımları ve işlevler sunmak için geniş bir tekstil elyaf yelpazesiyle birleştirilebilir. Bu elyaflar, hazır giyim, denim, iç giyim, spor giyim, iş kıyafetleri, ayakkabılar ve hatta ev tekstil ürünleri gibi neredeyse her türlü tekstil kategorisinde kullanılabilir.

Doğal ham madde olan ağaçtan üretilen TENCEL Lyocell ve Modal elyafları, ömür döngülerinin9 sonunda çözünüp kompost haline gelebilir Elyaflar ayrıca tüm yaşam döngüleri boyunca yüksek çevresel standartları tanıyan AB Ecolabel (lisans no: AT/016/001) çevre mükemmeliyeti sertifikasına sahiptir.

TENCEL markası hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen https://www.tencel.com/ ziyaret edin. TENCEL markalı elyafların sürdürülebilirlik özellikleri, performansı, teknoloji ve üretim süreçleri hakkında daha fazla ayrıntı için lütfen https://www.tencel.com/claims adresini ziyaret edin.

 

 

Lenzing Grubu Hakkında

 

Lenzing Grubu, selüloz ve geri dönüştürülmüş malzemeye dayalı rejenere selüloz elyafların çevreye duyarlı üretimini desteklemektedir. İnovasyon lideri olan Lenzing, küresel tekstil ve nonwoven kumaş üreticileri ile ortaklıklar kurarak pek çok yeni teknolojik gelişmeyi hayata geçirmektedir. Lenzing Grubunun elyafları; fonksiyonel, rahat ve moda giysilerden, dayanıklı ve sürdürülebilir ev tekstillerine kadar farklı tekstil uygulamalarının ham maddesini oluşturur. LENZING elyaflarının toprak, tatlı su ve deniz ortamında biyolojik olarak parçalanabilirlik, ev ortamı ve endüstriyel tesislerde ise gübreleşebilirlik özellikleri TÜV AVUSTURYA tarafından onaylamıştır.

 

Lenzing Grubu’nun iş modeli, geleneksel bir elyaf üreticisinin çok ötesine geçiyor. Lenzing, müşterileri ve ortaklarıyla birlikte değer zinciri boyunca yenilikçi ürünler geliştirerek tüketiciler için katma değer yaratıyor. Lenzing Grubu, tüm hammaddelerin verimli bir şekilde kullanılması ve işlenmesi için çaba göstermekte ve tekstil endüstrisini mevcut doğrusal ekonomik sistemden döngüsel bir ekonomiye dönüştürmeye yardımcı olacak çözümler sunuyor. Lenzing, küresel ısınmanın hızını azaltarak Paris Anlaşması ve AB Komisyonu'nun "Yeşil Mutabakat" hedeflerini desteklemek amacıyla, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmayı ve 2050 yılına kadar net sıfır hedefine (Kapsam 1, 2 ve 3) ulaşmayı amaçlayan bilime dayalı net bir iklim eylem planı geliştirmiştir.

 

Rakamlarla Lenzing Grubu 2024

Gelir: 2.66 milyar Euro

Nominal kapasite (elyaf): 1,110,000 ton

Çalışanlar (TSE) 7,816

 

TENCEL, LENZING ECOVERO, VEOCEL, LENZING ve REFIBRA Lenzing AG'nin ticari markalarıdır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:



Kişiselleştirilmiş ve kapsayıcı güzellik vizyonuyla çalışmalarını sürdüren tekno-güzellik devi L’Oreal, Paris’teki Le Visionnaire’de düzenlenen ilk Longevity lansmanında, güzelliği uzun ve sağlıklı yaşamın temel bir bileşeni olarak konumlandırdı. Cilt sağlığının uzun ömürlü bir yaşamın ayrılmaz parçası olduğunu ortaya koyan L’Oreal, güzellik sektörünün yalnızca semptomlara yönelik çözümlerle değil, kök nedenlere müdahaleyi hedefleyen bir dönüşüm içinde olduğunu vurguladı. Bu kapsamda tanıtılan L’Oreal Longevity Integrative Science™ yaklaşımı, tüketicilere endişeye yönelik bakımdan koruyucu bakıma geçiş yapma imkânı sunuyor.

Tek işi güzellik olan tekno-güzellik devi L’Oreal’in sunduğu L’Oreal Longevity Integrative Science™, yaşlanmanın belirtilerine odaklanmaktan çok, biyolojik yaşlanmanın kök nedenlerine müdahale etmeyi hedefliyor. Hücresel aktivite, iletişim ve inflamasyonun cilt yaşlanması üzerindeki etkilerini araştıran bu çok boyutlu yaklaşım, cilt hücrelerinin sağlığını uzatmayı mümkün kılıyor.

L’Oreal’in kozmetikte bu dönüşümün öncüsü olma kararlılığını vurgulayan L’Oreal Grup Araştırma, İnovasyon ve Teknolojiden Sorumlu CEO Yardımcısı Barbara Lavernos, “Longevity, bilimsel ve toplumsal bir paradigma değişimidir. L’Oreal olarak güzellik ve uzun yaşamın birbiriyle iç içe olduğu bir gelecek öngörüyoruz. Cilt sağlığı, canlı ve sağlıklı yaş alma yolculuğunun temelini oluşturuyor” dedi.

Biyolojik yaşın, güzellikte yeni referans noktası haline geldiğini ifade eden L’Oreal Grup İnovasyon Direktörü Vania Lacascade ise şunları paylaştı: “Biyolojik yaş artık gerçeğin ta kendisi. Sadece kronolojik yaş değil; biyoloji ve kişisel seçimler güzellik yolculuğunu şekillendiriyor. L’Oreal Longevity Integrative Science™, her yaşta bireysel cilt sağlığı yolculuğunu tasarlamaya, yaşlanmanın izlerini önlemeye, onarmaya ya da kucaklamaya olanak tanıyor.”

Cilt Sağlığında Yeni Bir Dönem: Bilimsel haritalama ve kişiselleştirilmiş yaklaşımlar

L’Oreal Longevity Integrative Science™, 15 yılı aşkın araştırma ve 40’tan fazla bilimsel yayının ışığında geliştirildi. Bu kapsamlı bilimsel birikimin sonucu olarak geliştirilen “Güzellik için Longevity Çarkı”, cilt yaşlanmasını hücresel, moleküler ve dokusal düzeyde ele alıyor. L’Oreal’in tescilli Longevity AI Cloud™ teknolojisiyle desteklenen bu sistem, yaşlanmanın dokuz temel biyolojik belirtecini ortaya koyuyor.

Longevity AI Cloud™, cilt gençliği ve canlılığıyla ilişkili 260’tan fazla biyo-belirteci analiz ederek, gözle görülmeyen mikro düzeydeki değişimleri bile tespit edebiliyor. Bu yaklaşım, güzellik endüstrisinde bir ilk olma özelliği taşıyor ve cilt ile saçın uzun ömürlü sağlığına dair kapsamlı bir biyo-haritalama sunuyor.

Bu bilimsel temelli yaklaşımı, yüksek teknolojiye sahip tanı araçları ve özel içeriklerle destekleyen L’Oreal, tüketicilere kendi cilt sağlığı yolculuklarını kişiselleştirme ve yönlendirme imkânı sunuyor.

Gelişmiş tanı teknolojileri

Cell BioPrint, L’Oreal’in NanoEntek iş birliğiyle geliştirdiği ve çip üstü laboratuvar (lab-on-a-chip) teknolojisini kullanan bir cihaz. Bu sistem, beş dakikadan kısa sürede cilt altındaki longevity biyobelirteçlerini ölçerek, bireylerin yaşlanma süreçlerini anlamalarına ve yönlendirmelerine yardımcı oluyor.
Tru Diagnostic, L’Oreal’in epigenetik alanındaki uzmanlarla yürüttüğü bir iş birliği. Bu çalışma, gen ifadesinde zamanla meydana gelen değişimlerin cilt ve saç sağlığı üzerindeki etkilerini araştırarak, güzellik ile uzun vadeli hücresel sağlık arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlıyor.
Yeni içeriklerle cilt sağlığında sürdürülebilir etki hedefleniyor

Mitopure® (Timeline), hücrelerin enerji üretiminden sorumlu mitokondrileri yenileyen özel bir molekül. İsviçre merkezli biyoteknoloji şirketi Timeline tarafından geliştirilen bu içerik, L’Oreal’in stratejik yatırım fonu BOLD’un 2024 yılında şirkete ortak olmasıyla kozmetik formüllerinde de kullanılmaya başlandı. Timeline ayrıca, dünyanın en prestijli Longevity ödülü olan XPRIZE Healthspan yarışmasında Milestone 1 ödülüne layık görüldü.
Veminsyn iş birliği, L’Oreal’in düşük karbonlu biyoteknolojik üretim yöntemleriyle geliştirilen yeni nesil longevity bioaktifleri ve kozmetik bileşenlere ulaşmasını sağlıyor. Bu stratejik ortaklık, sürdürülebilirlik ve inovasyonu aynı potada birleştiren çözümler sunmayı hedefliyor.
Longevity ekosistemi bilimsel iş birlikleriyle genişliyor

L’Oreal’in Longevity Integrative Science™ yaklaşımı, kurum içi araştırmalarla sınırlı kalmıyor. Şirket, dünyanın önde gelen üniversiteleri ve biyoteknoloji girişimleriyle stratejik ortaklıklar geliştirerek bu alandaki bilimsel derinliğini artırıyor.

Senisca ile Ar-Ge İş Birliği:
 Çok yıllı bir araştırma ortaklığı kapsamında Senisca ile yürütülen çalışma, yaşlanmış ‘senescent’ hücreleri yeniden programlamayı hedefliyor. Bu hücreler, genç ve sağlıklı hücrelere kıyasla farklı işlev gösteriyor ve Longevity alanında kritik bir rol üstleniyor.

Uluslararası Bilimsel İş Birlikleri:

Dr. Andrea Maier (National University of Singapore): Cilt ve iç organlar arasındaki etkileşimi inceliyor.
Prof. Andor Pivarcsi (Uppsala University, İsveç): Epigenetik ve cilt sağlığı üzerine çalışıyor.
Prof. Benjamin Loos (Stellenbosch University, Güney Afrika): Cilt hücrelerinin yaşlanma sürecindeki otofaji mekanizmasını araştırıyor.
Prof. Rob Knight (University of California, San Diego): Cilt yaşlanması ve mikrobiyom ilişkisine odaklanıyor.
Dr. David Luu: Longevity alanında girişimci ve teknoloji uzmanı olarak katkı sağlıyor.
 

L'Oreal Grup Hakkında:

Dünyanın önde gelen güzellik şirketi L’Oreal Grup, 115 yılı aşkın süredir kendisini tek bir amaca adamıştır: dünya çapındaki tüketicilerinin güzellikle ilgili ihtiyaçlarını yerine getirmek. Varoluş amacı olan dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratmak; L’Oreal Grup’un güzelliğe yaklaşımını kapsayıcı, etik, cömert, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğe bağlı olarak tanımlar. L’Oreal Grup, 37 uluslararası markadan oluşan geniş portföyü ve ‘Gelecek için L’Oreal’ programındaki iddialı sürdürülebilirlik taahhütleriyle herkese kalite, etkinlik, güvenlik, samimiyet ve sorumluluk açısından en iyisini sunmak için çalışır. 4.000’den fazla bilim insanı ve 8.000 teknoloji uzmanından oluşan özel bir araştırma ve inovasyon ekibiyle hareket eden L’Oreal Grup, Tekno-Güzellik güç merkezi olmaya odaklanırken, güzelliğin geleceğini yaratmaktadır.

Daha fazla bilgi için https://www.loreal.com/en/mediaroom/

USDJPY paritesi dolar endeksindeki pozitif hareketler ile birlikte yukarı yönlü tepkiler alıyor. Fiyatlamalar şu sıralar 145.86 bölgesinde işlem görürken düşüş trend çizgisine yaklaştı. Bu trendin yukarı yönlü aşılması durumunda yen aleyhine fiyatlamalar güç kazanabilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise 144.76 bölgesi destek oluşturabilir.

Destekler: 144.76 - 143.70 - 141.44

Dirençler: 146.35 - 148.65 - 149.48


 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Haftanın başında İsrail ile İran arasında yükselen jeopolitik gerilimler, petrol fiyatlarını ciddi şekilde yukarı çekti. Bu da kısa vadede enflasyon endişelerini artırınca, ABD tahvil getirileri bir miktar yükseldi. 10 yıllık Hazine getirisi 4,30 seviyesinden 4,44 seviyelerine hızlı bir yükseliş kaydetti. Ama sonra bu gerilimin büyüyüp büyümeyeceği ve ekonomik büyümeyi ne ölçüde etkileyeceği soruları gündeme gelince, güvenli liman talebiyle birlikte getiriler yeniden gerilemeye başladı


 Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

 https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/06/20/eurotahvil-piyasasinda-neler-oluyor-20-06-2025/
 
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 www.isyatirim.com.tr

                           ***
                  Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

EURUSD
Hafta içinde FED kararı sonrasında Powell’ın açıklamalarıyla dolar lehine hareketlerin gündemde olduğu EURUSD paritesinde, yükseliş trendinin aşağı yönlü kırılım denemeleri kalıcı olmadı. Haftanın son işlem gününde 1.1485 desteğinden alınan yukarı yönlü tepkilerle fiyatlamalar yükseliş trendini takip ediyor. Yükseliş trendi aşağı yönlü olarak güçlü bir şekilde kırılmadığı sürece euro lehine görünümün korunmasını bekleyebiliriz.

Destekler: 1.1485 - 1.1390 - 1.1275

Dirençler: 1.1615 - 1.1707 - 1.1909


 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.