Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kış aylarında ısıtma için harcadığımız enerjinin 2 katından fazlasını yaz aylarında soğutma için harcamaya devam ediyoruz. Enerji verimliliğinde ısı yalıtımı büyük rol oynuyor. Dalmaçyalı olarak bu konuda tüketicilerimizi bilinçlendirmek amacıyla binalar özelinde ısı kayıplarını termal kamera ile görüntülemek üzere 2020 yılından bu yana Türkiye'yi dolaşıyoruz. Kış aylarında Dalmaçyalı ile 4. etabını gerçekleştirdiğimiz Termal Kamera Roadshow'umuza, yazın da Temmuz ayında kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Isı yalıtımı duvarlardan iç ve dış ortam arasındaki ısı geçişini sınırlandıran bir uygulama olduğu için kışın ısıtılan ortamın soğumasını engellerken, yazın ise klima kullanımı ile oluşan iç ortam serinliğinin daha uzun süre muhafaza edilmesini sağlıyor. Yaz sıcakları bastırmadan binanızın dış cephesine yaptıracağınız doğru bir ısı yalıtım sistemi sayesinde
klimanız daha az çalışsın, elektrik faturalarınız düşsün.
Türkiye'nin öncü dış cephe ısı yalıtım markası Dalmaçyalı, binalardaki ısı kayıplarını termal kamera ile görüntüleyerek bina sakinlerini bilgilendiriyor. 2020 yılından bu yana 50 binin üzerinde binanın termal kamera ile ısı kayıplarını ölçerek raporlamasını yapan Dalmaçyalı Isı Kaybı Ölçüm Ekipleri, enerji verimliliği alanındaki çalışmalara katkıda bulunmak üzere Temmuz ayından itibaren yazlık bölgelerde Türkiye'yi dolaşmaya devam edecek ve uzman teknik kadrosuyla, tüm Türkiye'de ücretsiz olarak sunduğu bu hizmet sayesinde bina sakinlerine binaları özelinde ısı kayıplarını somut bir şekilde gösterecek.
"Sadece soğuk iklimlerde değil, sıcak iklimlerde de ısı yalıtımı bir ihtiyaç"
Isı yalıtımının her iklimde bir ihtiyaç olduğuna değinen Nippon Paint Betek Yalıtım Marka Müdürü Özmert Baysaling "Evlerimizde enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 80'i ısıtma ve soğutma amaçlı ihtiyaçlardan kaynaklanıyor. Sadece soğuk iklimlerde değil, sıcak iklimlerde de ısı yalıtımı bir ihtiyaç. Uzun yıllardır sosyal sorumluluğumuz ve işimizin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz enerji verimliliği bilgilendirme çalışmaları sonucunda tüketiciler ısı yalıtımının gerekliliği konusunda çok daha bilinçli hale geldiler. Doğru ısı yalıtım sistemi ve standartlarda belirtilen şekilde bölgeye uygun levha kalınlığı seçimi bu noktada tüketiciler için büyük önem kazanıyor" dedi.
Tüketicilerin bilinçlenmesi hedefleniyor
"İçinde bulunduğumuz yaz aylarının başında sıcak iklim koşullarında da ısı yalıtımının katkılarını özellikle vurgulamak istiyoruz. Isı yalıtımı iç ortamın ısısını koruduğu için klimalar daha az çalışıyor ve bu da harcanan elektrik enerjisi miktarını düşürüyor" diyen Baysaling, şöyle devam etti: "20 yılı aşkın deneyimimizle ülkemizdeki 81 ildeki iklim koşullarını ve yapı fiziğini çok iyi biliyoruz. Tüketicilerin bilinçlenerek tasarruf etmesi adına sunduğumuz termal kamera raporlarına ilaveten Dalmaçyalı Enerji Tasarrufu Analizi Raporu ile tüketiciler kolaylıkla web sitesinde yer alan formu doldurarak binalarında Dalmaçyalı ile yaptıracakları doğru bir ısı yalıtımı ile ne kadar enerji tasarrufu sağlayabileceklerini ve çevreye olan katkılarını görebiliyorlar. Temmuz ayı itibariyle Termal Kamera Roadshow etkinliğimizin yazlık bölgelerdeki çekimlerine devam ederek tüketicilerimize ısı yalıtımının 4 mevsim kazanç, 4 mevsim termal konfor sunduğunu anlatacağız."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Koç Topluluğu şirketlerinden Setur; Türk vatandaşlarının herhangi bir vize olmadan, evrak toplamadan sadece pasaportları ile seyahat edebilecekleri bölgelere yönelik turlarla tatilin keyfine keyif katıyor, seyahatin önündeki engelleri kaldırmaya ve hayatları zenginleştirmeye devam ediyor. Vizesiz turlarda Kuzey Afrika, Balkanlar ve Uzak Doğu bölgeleri ön plana çıkıyor, turlara talep geçtiğimiz seneye oranla yüzde 100'ün üzerinde artış gösteriyor.
Müşteri memnuniyetinde üst üste 3. kez turizm sektörü birincisi* olan Setur, vize temin sürecinin uzadığı, arzu edilen seyahat planlarının konsolosluklarda yaşanan yoğunluktan dolayı ertelenme riskinin arttığı bu dönemde, Türk vatandaşlarının sadece pasaportlarını alarak seyahate çıkabilecekleri bölgelere yönelik turlar öneriyor.
Vizesiz turlar, farklı rotalar
Setur önerileri arasında bulunan; kumsalları, masmavi denizi ve ünlü dalış noktalarıyla Sharm El Sheikh, su sporları, gece hayatı ve upuzun plajları ile Kızıldeniz'in incisi Hurgada, yaz tatilini deniz, kum, güneşle iç içe geçirmek isteyenlere unutulmayacak bir tatil vaat ediyor. Kendine has mimari dokusu ve doğası ile Balkan turları, tatil dönemini kültürle iç içe geçirmek isteyenleri bekliyor. Bambaşka dünyaların kapısını açan egzotik Uzak Doğu turları ise yine tatil severlerin en çok tercih ettikleri bölgeler olarak dikkat çekiyor. Bangkok-Phuket-Pattaya'yı içeren Tayland turu yanı sıra Singapur, Japonya ve Kore turları en fazla talep gören rotalar olarak ön plana çıkıyor. Geçtiğimiz sene aynı döneme göre tüm vizesiz turlara iki katın üzerinde bir talep görülürken tur fiyatları da her bütçeye hitap ederek 499-5990 euro arasında değişiyor.
Setur'un yakın rotalara yönelik önerileri içerisinde Kıbrıs her zaman olduğu gibi bu dönemde de büyük ilgi topluyor. Setur'un, 4 Temmuz-31 Ekim 2023 tarihleri arasındaki konaklamalara yönelik, 31 Temmuz'a kadar oluşturulacak rezervasyonlar için hayata geçirdiği kampanya Kıbrıs turlarını daha da cazip kılıyor. Kampanya kapsamında tatil severler, seçili Kıbrıs otellerinden yapacakları 15 .000 TL ve üzeri rezervasyonlarına 600 TL, 20.000 TL ve üzeri rezervasyonlara ise 750 TL değerinde indirimden yararlanabiliyor. Kampanyaya setur.com.tr ve Setur Mobil uygulaması, 444 28 22 nolu Çağrı Merkezi, Setur Şube ve Yetkili Satış Acenteleri üzerinden katılım sağlanabiliyor.
Cruise turlarına ilgi her geçen gün artıyor
Son dönemde ön plana çıkan, misafirlerine enfes manzaralar ve keşfedilmeyi bekleyen şehirlere yolculuk imkanı sunan cruise turları da yoğun talep almaya devam ediyor. Akdeniz turları yanı sıra kolay vize imkanı ve uygun fiyatları ile Yunan Adası turları, tatil severlerin en fazla tercih ettikleri cruise turları arasında yer alıyor. Bu sene içerisinde Norveç fiyort turlarına yönelik taleplerde de büyük artış görülüyor. Setur'un cruise önerileri arasında ayrıca Kasım
ayında düzenlenecek Westerdam ile Güneydoğu Asya turu ön plana çıkıyor. 10 Kasım 2023 hareketle 18 gün 17 gece sürecek ve 27 Kasım 2023'te sona erecek turun uğrak noktaları arasında Hong Kong, Manila, Puerto Princesa, Kota Kinabalu/Borneo, Phu My, Bangkok ve Singapur bulunuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yetersiz güvenlik önlemleri sebebiyle siber saldırganların hedef alanına giren üreticilerin, yüksek güvenliğe duyduğu ihtiyacı artıyor. Birçok üreticinin dijital dönüşüm girişimlerini benimsemede geride kaldığını gösteren Deloitte Insights raporu, bu dönüşümü benimsemeyen şirketlerin yüzde 35'inin gelecekteki 10 yıl içinde iflas edeceğini veya önemli ölçüde değişeceğini ortaya koyuyor. Üreticilerin operasyonel süreçlerine dahil etmesi gereken bulut depolama hizmetleri, üreticilerin performansını artırmasına olanak tanıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, bulut depolama uygulamaları ile üretim süreçlerinin iyileştirilmesine dair 4 adımı paylaşıyor.
Dijital sistemlerin ve veri hacminin sürekli artmasıyla üreticiler kritik bilgilerini korumak için güçlü stratejilere ihtiyaç duyuyor. Deloitte Insights raporu, birçok üreticinin dijital dönüşüm girişimlerini benimsemede geride kaldığını gösteriyor. Rapor, bu dönüşümü benimsemeyen şirketlerin yüzde 35'inin gelecekteki 10 yıl içinde iflas edeceğini veya önemli ölçüde değişeceğini ortaya koyuyor. Üretim tesisinin ağında sayısız veri ve cihaz bulunduğundan güvenliğin sağlanması daha güç bir hale geliyor. Bu sebeple üreticiler tüm süreçlerini otomatikleştirme ihtiyacıyla teknolojiye yöneliyor. Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT) ve bulut tabanlı üretim gibi yenilikçi teknolojik uygulamalar daha erişilebilir olduğu takdirde siber güvenlik riskleri minimum seviyeye iniyor. Siber korumaya entegre yaklaşımın bir parçası olarak verileri buluta taşımak; çeviklik, daha düşük maliyet, varlıklara daha fazla erişim ve gelişmiş iş birliği gibi önemli avantajlar sağlıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, bulut depolama uygulamaları ile üretim süreçlerinin iyileştirilmesine dair 4 adımı paylaşıyor.
1. Veri erişilebilirliği ve iş birliği sağlayın. Bulut depolama, her konumdaki yetkili personelin verilere kolayca erişmesine imkan tanıyor. Bu adım üreticilerin ekipler arasında, harici ortaklar ve tedarikçilerle iş birliğini kolaylaştırmasını sağlıyor. Paydaşların verilere güvenli bir şekilde erişip paylaşabilmesi daha verimli karar alma süreçlerini teşvik ederek gerçek zamanlı iş birliğini mümkün kılıyor.
2. Veri analitiği ve içgörüler elde edin. Bulut veri depolama, üreticilerin operasyonel süreçlerinde gelişmiş veri analitiğinden yararlanmalarına olanak tanıyor. Üreticiler, birden fazla kaynaktan gelen verileri entegre ederek ve analitik şekilde uygulayarak üretim süreçleri, kalite kontrol ve tedarik zinciri yönetimi hakkında değerli içgörüler elde ediyor. Bu içgörüler modellerin, anormalliklerin ve iyileştirilecek alanların belirlenmesine yardımcı olarak optimize edilmiş üretim, azaltılmış aksama süreleri ve gelişmiş genel verimliliği sağlıyor.
3. Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (Iıot) Uygulamasını Entegre Edin. IIoT, gerçek zamanlı veri toplamak için üretim ortamı boyunca cihazları, sensörleri ve ekipmanı birbirine bağlamayı içeriyor. Bulut depolama, bu verileri toplamak, depolamak ve analiz etmek için merkezi bir platform sağlayarak üreticilerin ekipman performansını izlemesine, sorunları tespit etmesine ve bakım ihtiyaçlarını tahmin etmesine olanak tanıyor. Bu sayede beklenmeyen arıza sürelerinin önlenmesi, ekipman çalışma süresinin artırılması ve genel operasyonel verimliliğin iyileştirilmesi sağlanıyor.
4. Makine Öğrenimi ve Tahmine Dayalı Analitik Modellerini Uygulayın: Bulut veri depolama ve işleme gücü, makine öğrenimi algoritmaları ve tahmine dayalı analitik modelleri uygulamak isteyen üreticiler için önemli bir rol oynuyor. Üreticiler, bulutta depolanan büyük veri kümeleri üzerinde makine öğrenimi modelleri eğiterek, üretim süreçlerini ve kaynak tahsisini optimize eden kalite kontrol algoritmaları, talep tahmin modelleri ve diğer uygulamaları geliştiriyor. Bu teknolojiler proaktif karar vermeyi mümkün kılarak az maliyetle ürün kalitesini iyileştiriyor ve müşteri memnuniyetini artırıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kripto para piyasalarındaki aktörlerin, yatırımcılara portföy çeşitliliği sağlamak amacıyla oluşturulan ve borsalarda işlem gören yatırım fonlarına (ETF) yönelik başvuruları yakından takip ediliyor. Uzmanlar, söz konusu başvuruların gelecek dönemde olumlu yönde sonuçlanmasıyla birlikte, yatırımcılar için önemli avantajlar sağlanacağını değerlendiriyor. Bu avantajların başında ise ekosistemdeki yatırımcıların kripto varlıklara erişim noktasında elde edeceği kolaylıklar geliyor. Böylesi bir dönemde, ETF'lerin kripto para piyasalarına muhtemel etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan BitMEX CEO'su Stephan Lutz görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.
"Kripto para birimine yönelik ETF uygulamaları bir süredir gündemde ve halihazırda Hong Kong ve Almanya gibi ülkelerdeki belirli yetki alanlarında onaylanmış durumda. Bu kapsamda, BlackRock gibi önde gelen bir varlık yöneticisi tarafından ihraç edilen ve ABD borsasında yer alan bir ETF olasılığı, birçok olumlu çıktıya neden olabilecek daha geniş bir ilgiyi vurguluyor.
"ETF'ler kriptoları daha erişilebilir hale getiriyor"
ETF'ler, kripto para birimlerini doğrudan tutma niyetinde olmayan, ancak fiyat konusunda risk ve volatilite arayanlar için kolay bir araç sağlıyor ve böylece kripto paralarla ilgilenen herkes için daha erişilebilir hale getiriyor. Ancak altında yatan saklama teknolojisini yönetme konusunda ise tamamıyla rahat bir alan sağlamıyor.
Sonuç olarak, ETF risklerini yönetme konusunda rahat olan ve kendilerini varlık sınıfı kripto para biriminin volatilitesine maruz bırakmak isteyen yatırımcıların hızlıca alana yönelmesini beklemeliyiz.
"Piyasalardaki yatırımcı iştahı artabilir"
Bununla birlikte, çeşitliliğin sunduğu geniş yatırım imkânları, kullanıcıların şahsi varlıklarının yönetimini sağlamalarını daha kolay bir hâle getirebilir. Bu durum hem orta hem de uzun vadede piyasalardaki yatırımcı iştahını artıran bir unsur olarak öne çıkabilir.
Özellikle yatırımcı davranışları düşünüldüğünde yatırımcılara sunulan alternatiflerin arttığı bir konjonktürde, daha fazla yatırımcının piyasalara gireceğini söylemek oldukça mümkün.
Tüm bunlar ışığında, ETF'lerin kabulüyle ilgili yetkili merciler tarafından gerekli adımlar atıldığında piyasalardaki varlıklara erişimin daha iyi konuma geleceğini, bununla birlikte yatırımcı sayısında da ciddi artışlar göreceğimizi ifade edebiliriz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Yapılan araştırmalar küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük işletmelere göre siber saldırılara daha çok maruz kaldığını ortaya koyuyor. Siber güvenlik şirketi ESET'in KOBİ Dijital Güvenlik Hassasiyeti Raporu'nda da yer aldığı üzere, KOBİ'lerin yüzde 69'u son 12 ay içinde bir ihlal bildirdi. Verizon Veri İhlali İncelemeleri Raporu'nun 2023 verilerine göre 16 bin 312 olayın 5 bin 199'u veri ihlali olarak tanımlandı. Tüm bu veriler acil önlem alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
Yaygın algının aksine, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) siber saldırıların daha çok hedefi oluyorlar. ABD ve Birleşik Krallık'ta işletmelerin yüzde 99'undan fazlası, özel sektör istihdamının çoğunluğu ve gelirin yaklaşık yarısı bu işletmelerden oluşuyor. Bu rakam diğer ülkeler içinde benzer büyüklükler gösteriyor.
Verizon'a göre, birçok farklılıklarına rağmen, KOBİ'ler ve daha büyük kuruluşlar aslında birbirine benziyor. Bulut tabanlı yazılımlar gibi benzer altyapı ve hizmetleri giderek daha fazla kullanıyorlar, bu da saldırı yüzeylerinin her zamankinden daha fazla ortak noktası olduğu anlamına geliyor. Sisteme izinsiz giriş, sosyal mühendislik ve temel web uygulaması saldırıları günümüzde KOBİ ihlallerinin yüzde 92'sini oluştururken, bu oran 1.000'den fazla çalışanı olan büyük firmalarda biraz daha düşük (%85).
Dış saldırganlar en büyük tehdit : Üçüncü taraf tehdit aktörleri günümüzdeki genel ihlallerin yüzde 83'ünü oluştururken, KOBİ'lere saldırılarda bu oran yüzde 94'e yükseliyor. Bu oran, iç aktörlerin sorumlu olduğu genel ihlallerin yüzde 19'u ile karşılaştırıldığında, KOBİ'lerde yüzde 7'ye düşüyor.
Finansal motivasyon en önemli etken : İhlallerin büyük çoğunluğu (%95) finansal amaçlı, bu oran KOBİ saldırılarında yüzde 98'e çıkıyor. Bu durum ulus devletlerin aksine organize suçun küçük firmalar için en büyük tehdit olduğunun açık bir göstergesidir. Casusluk KOBİ ihlallerinin sadece yüzde 1'ini oluşturuyor.
İnsanlar en zayıf halka: Kurban ağlarına girişin ana yöntemi çalınan kimlik bilgileri (%49), bunu kimlik avı (%12) ve güvenlik açıklarından yararlanma (%5) takip ediyor. Bu da çalışanların güvenlik zincirinde zayıf bir halka olduğunu gösteriyor. İhlallerin yüzde 74'ünde insan etkisi var. Bunun nedeni çalıntı kimlik bilgilerinin kullanılması ve kimlik avı olabileceği gibi, yanlış yapılandırma veya hassas verilerin yanlış teslimatı gibi diğer yöntemler de olabilir.
İş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) iki katına çıktı: Bir önceki rapordan bu yana tüm olaylarda (Verizon'un BEC'e benzediğini söylediği) "bahane uydurma" vakalarının sayısı iki katına çıktı. Bu durum bahaneyi kimlik avından daha büyük bir tehdit haline getirmiştir ancak ikincisi gerçek veri ihlallerinde hala daha yaygındır. BEC'de kurban, saldırganın kontrolündeki bir banka hesabına büyük miktarlar aktarması için kandırılır. Bu dolandırıcılık türü, saldırılarda insan faktörünün ne kadar önemli olduğunun bir başka göstergesidir. Burada KOBİ'lere özgü istatistikler bulunmamakla birlikte, BEC yoluyla çalınan ortalama tutar 50.000 dolara yükselmiştir.
Maliyetler artarken fidye yazılımları en büyük tehdit olmaya devam ediyor: Fidye yazılımları, verilerin şifrelenmeden önce çalınması anlamına gelen çifte gasp taktikleri sayesinde artık ihlallerin dörtte birinin (%24) özelliği haline geldi. Bu oran geçen yıla göre fazla değişmedi ancak Verizon bu tehdidin "her büyüklükteki ve her sektördeki kuruluşlar arasında yaygın olduğu" konusunda uyarıyor. Ortalama maliyetler yıllık olarak iki kattan fazla artarak 26.000 Amerikan Dolarına ulaştı ancak bu tutar çok daha yüksek olabilir.
Sisteme izinsiz girişler saldırı türlerinin başında geliyor: KOBİ ihlalleri için ilk üç saldırı modeli sırasıyla sisteme izinsiz giriş, sosyal mühendislik ve temel web uygulaması saldırılarıdır. Bunlar, ihlallerin yüzde 92'sidir. Sisteme izinsiz giriş, fidye yazılımları da dahil olmak üzere "hedeflerine ulaşmak için kötü amaçlı yazılımlardan ve/veya bilgisayar korsanlığından yararlanan karmaşık saldırıları" ifade eder.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Informa tarafından bu yıl 10 - 14 Ekim tarihlerinde ilk kez gerçekleştirilecek Growmach Traktör, Tarım Makineleri, Ekipmanları & Teknolojileri Fuarı, sektörde yerli ve yabancı güçlü markaları buluşturmaya hazırlanıyor.
Antalya Anfaş Fuar Merkezi'nde düzenlenecek önemli organizasyon için hazırlıkları sürdürdüklerini belirten Fuar Direktörü Engin Er, uluslararası tarım makineleri profesyonellerinin tarımdaki son teknolojileri ve tarımda otomasyon alanındaki yeni ürünleri inceleme fırsatını Growmach'te bulacaklarını söyledi.
Bu yıl ilkini gerçekleştirecekleri ve uluslararası özellik taşıyan Growmach'ın yeni ticari fırsatlar yaratmak için önemli bir platform olacağını vurgulayan Er, "Informa olarak Türkiye'de uluslararası bir fuara daha imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Hem Türk, hem de uluslararası tarım makinaları ve ekipmanları firmalarının Growmach'e yoğun ilgisi var ve alan satışları çok hızlı şekilde devam ediyor. Yerli ve yabancı tüm firmalar yeni pazarlara ulaşacak ve yeni satış bağlantılarına imza atarak cirolarını büyütme fırsatı bulacak. Growmach ile katılımcılarımızı Orta Dog?u, Afrika, Balkanlar, Avrupa, Rusya & BDT u?lkelerinden sekto?r profesyonelleriyle buluşturacağız. Ziyaretçilerimize son teknoloji ve yeni u?ru?nleri tanıtacağız" diye konuştu.
TÜRKİYE DÜNYA SIRALAMASINDA YÜKSELİŞTE
Growmach Fuar Direktörü Engir Er, TARMAKBİR ve MAİB'in yayınladığı verilere göre
ülkemizdeki tarım makineleri üretiminin özellikle son 20 yılda giderek arttığına dikkat çekti.
Engin Er, şu bilgileri verdi: "Tarım makineleri sektöründe 2023 yılı Ocak-Mayıs dönemi ihracatımız, 2022 yılı seviyesine göre değer bazında yüzde 4,6 artmış ve 594 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Bu verilerle sektör, genel makine sektörler sıralamasında 23 sektör arasında 6. sırada yer almıştır. İhracatımızda ülke sıralaması ABD, İtalya, Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Fransa, Irak, Bulgaristan, Avusturalya ve Romanya şeklindedir.
Tarım makineleri sektöründe 2023 yılı Ocak-Nisan dönemi ithalatımız, 2022 yılı seviyesine göre yüzde 84 artmış ve 454 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Bu verilerle sektörümüz Nisan ayı itibarıyla 60 milyon dolar dış ticaret fazlası vermiş olup genel makina sektörler sıralamasında 23 sektör arasında ihracatın ithalatı karşılama oranıyla 7. sırada yer almıştır. Toplam makinede ise 2023 yılı Ocak-Mayıs dönemi ihracatımız, 2022 yılı seviyesine göre yüzde 11,7 artmış ve 10,2 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Kg başına düşen ihracat birim değeri 7,3 dolar olmuştur"
İNOVASYON ÖDÜLLERİ BAŞVURULARI BAŞLADI
Growmach'te önem verdikleri etkinliklerin başında Growmach İnovasyon Ödülleri'nin geldiğini dile getiren Engin Er, İnovasyon Ödüllerinin tarım makineleri sektörü için önemli olduğunu vurguladı.
Ödül başvuru sürecinin devam ettiğini belirten Er, tarım makineleri sektöründe faaliyet gösteren ve yenilikçi ürün yaratan tüm firmaların bu ödüllere başvurabileceklerini sözlerine ekledi.
FUARA YAPAY ZEKA VE OTOMASYON DAMGA VURACAK
Bu yıl Growmach fuarına katılacak tarımda yapay zeka ve otomasyon alanlarında hizmet veren firmalar da son teknolojiye sahip ürünleriyle fuar ziyaretçilerini stantlarında ağırlayacak.
Ankara'da tarımsal ilaçlama droneları üretimi gerçekleştiren Mana Havacılık'ın Pazarlama Uzmanı Şeyda Gül, Growmach fuarında katılımcı olarak yer alarak hem dronelarını ve hizmetlerini tanıtacaklarını, hem de yeni bağlantılar kurmayı hedeflediklerini söyledi.
Sektörel fuarlara önem verdiklerini dile getiren Gül, Growmach fuarında sertifikalı pilotlarla birlikte çiftçiler ve üretici firmalarla bir araya gelerek birebir iletişim kurma imkanı bulacaklarını kaydetti.
Mana Havacılık hakkında bilgi veren Şeyda Gül, şunları söyledi: "Firmamız 30 yıldan fazla havacılık tecrübesi olan bir kurucu ekibe ve 100'den fazla çalışana sahip. Tarımsal ilaçlama droneları üretiyor ve bu dronelarla çiftçilere ilaçlama hizmetleri sunuyoruz. Hem üretim hem de hizmetlerimizde insan odaklı yaklaşımımızla, müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmayı amaçlıyoruz. Mana Havacılık olarak 3 tipte drone üretimi, operasyonel hizmet ve eğitim konusunda hizmetlerimiz bulunuyor. İha 1 ve İha 2 sertifikalı pilotlarımızla isteyen çiftçilerimize dronelar aracılığıyla ilaçlama hizmeti de sunuyoruz. Ayrıca THK Üniversitesi ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü onaylı eğitimlerimizle de İha 1 ve İha 2 konusunda sertifikalı pilotları yetiştirerek sektöre kazandırıyoruz. Dronelarla havadan tarımsal ilaçlama yapmak, hem su hem de ilaç tasarrufu konusunda çiftçilere avantaj sağlıyor. Üstelik belli bir boya gelen ekinlerin traktörle sürüldüğünde yaşayabileceği zedelenmenin de önüne geçiyoruz. Böylece verimliliği de artırmış oluyoruz"
OTOMATİK DÜMENLEME SİSTEMİYLE ÇİFTÇİNİN İŞİ KOLAYLAŞIYOR
Traktörü belli bir rota üzerinde uzaktan kumanda edebilme imkanı sunan 'otomatik dümenleme' sistemi üreten AGV Technic'in Genel Müdürü Oğuzhan Arık da, bu sistem sayesinde ürünlerde verim artışı sağladıklarını ve işletme maliyetlerini düşürdüklerini söyledi.
Arık, "Otomatik du?menleme sistemi, su?ru?cu?nu?n trakto?r ve kendi yu?ru?r tarım aletleriyle (bic?erdo?ver, pancar toplama, pamuk hasat makinesi vb.) is?lenecek arazilerde kullanıcının belirledig?i rota u?zerinde du?zgu?n hatlar olus?turma o?zellig?ine sahip bir sistemdir. AGV Technic otomatik du?menleme sistemi; tarlanızda gerc?ekles?tirdig?iniz is?lemleri olumsuz hava kos?ullarından etkilenmeden konforlu bir s?ekilde tamamlamanızı sag?lar. Daha c?ok ilac?lama gu?breleme ve tohum ekimindeki uygulamalarda hat c?izgilerinin u?st u?ste gelmesini o?nler. Bu sistem sayesinde ilac?, gu?bre ve tohum sarfiyatını engelledig?i ic?in girdi maliyetlerinin de du?s?u?ru?lmesini sag?lar. Çiftçiler bu sisteme çok kolay şekilde adapte olabiliyor. Otomatik dümenleme sistemi yakıt, zaman, iş verimi, gübre ve ilaçlamadan tasarruf sağlıyor. Tüm yapılan işlemlerden yüzde 20 bir verim artışı elde edilebiliyor. Yani 100 dönümlük bir araziden 120 dönümlük ürün elde almanız mümkün oluyor. Minimum hassasiyetle, kolay kurulum, c?oklu c?alıs?ma modları, uzaktan bag?lantı ve 7/24 teknik desteg?imizle c?iftc?imizin yanındayız" diye konuştu.
Bu yıl ilki gerçekleştirilecek Growmach fuarında yerli ve yabancı firmalar ve üreticilerle bir araya geleceklerini dile getiren Oğuzhan Arık, ziyaretçilerin ürünlerini yakından inceleme imkanı bulacaklarını da sözlerine ekledi.
TARIMSAL VERİMLİLİĞİ ÜST SEVİYEYE TAŞIYORUZ
Tarımda yapay zeka ve otomasyon alanında hizmet veren İstanbul merkezli Move On firmasının Kurucusu Ömer Faruk Koç ise, tarım sektöründeki üreticilere hem verimlilik hem de tasarruf konusunda avantajlar sağladıklarını söyledi.
Koç, Move On firması olarak geliştirdikleri patentli yazılımlarla, traktörlere entegre edilen yapay zeka ve kamera sistemleriyle birlikte özellikle ekim sonrasındaki ürün hasadı, ilaçlama gübreleme ve çapalama gibi alanlarda tarımsal verimliliği üst düzeye taşıdıklarını belirtti.
Move On'un çalışmaları hakkında bilgi veren Koç, şunları söyledi: "Firmamız ilk patentini 2018 yılında aldı; Ocak 2020'den itibaren de faaliyete başladık. Şu anda Marmara bölgesi ağırlıklı olmak üzere; Türkiye çapında hizmet veriyoruz. Tarımda yapay zeka ve traktörlerin otonomisi için çalışan dünyadaki 5 firma arasında yer alıyoruz. Tarımdaki verimsizliğin önüne geçerek sektöre ve çiftçilere faydalı olmak istiyoruz. Elleri klavyede ayakları da toprakta olan bir firmayız. Yazılım ve Arge ekiplerimizin geliştirdiği farklı seviyelerdeki yapay zeka yazılımlarıyla birlikte sektördeki büyümemizi sürdürüyoruz. Bitki sayımı, yabani ot ayrımı, tarla verimlilik analizi ve ürün hasadındaki kayıpları minimize etmek için de bu sistem oldukça yararlı sonuçlar veriyor. Yaptığımız araştırmalar sonucunda geleneksel yöntemlerle dönüm başına yüzde 8'lik bir fire oluştuğunu gördük. Move On ile traktörlere tarlada hassas konumlandırma yapılarak ürünler en optimum şekilde hasat ediliyor. Hasat esnasındaki kayıpların da önüne geçilmiş oluyor. Şu anda yurtdışına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Yurtdışından elde ettiğimiz gelirlerle ülkemize katma değer sağlamak istiyoruz"
Ömer Faruk Koç, bu yıl katılacakları Growmach Fuarı ile Antalya bölgesindeki üreticiler ve firmalarla ilk defa buluşmanın heyecanı yaşadıklarını da sözlerine ekledi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Selülozik elyaf üretiminden dünya lideri Lenzing Group, ipliklerde ön işlem ve örme tekniklerini kapsayan, hazır giyim ve örme giysilerde kullanılan geleneksel boyamanın renk açma yöntemini daha az enerji ve su tüketerek yapabilen yeni bir boyama yöntemi geliştirdi. Tekstil endüstrisinde boyama ve son işlem gibi aşamaların yarattığı kirliliğe çözüm arayan yeni yöntem TENCEL™ Lyocell elyaflardan üretilen, ön işlemden geçmiş kumaş ve ipliklerde kullanım için ideal bir çözüm sunuyor. Yeni yöntem ayrıca kumaş fabrikalarının terbiye işlemleri ve üretim süreçlerini tamamlayıcı niteliğiyle, değer zincirindeki iş ortaklarına yeni faydalar da sağlamayı hedefliyor.
Su ve enerji tüketimini önemli ölçüde azaltıyor
Geleneksel boyama işleminde, birden fazla uygulanan ve ciddi miktarda su, enerji, boya ve kimyasal maddenin kullanıldığı yıkama işlemi, belli bir renk tonunun tutturulabilmesi için kullanılıyor. Lenzing tarafından geliştirilen bu yeni yaklaşım ise yalnızca tek bir boyama işlemine ihtiyaç duyarken, su kullanımını %50, enerji kullanımını %40, kimyasal madde kullanımını ise %90 oranında azaltıyor.
Lenzing Elyaf Teknik Pazarlama ve Geliştirme Birimi Başkan Yardımcısı Rex Mok, konuyla ilgili şunları aktardı: "Tüketiciler satın aldıkları giysilerin çevresel ayak iziyle ilgili giderek daha bilinçli hale geliyor. Bu da tasarımcı ve üreticileri, kullanılan malzeme ve üretim süreçlerinin çevresel etkisini azaltmaya, tasarım olanaklarını ise artırmaya karşı yeni arayışlara yönlendiriyor. Geliştirdiğimiz bu yeni yaklaşım sayesinde suyun çok yoğun kullanıldığı ağartma sürecine gerek kalmadan renk açma işlemi estetiğini ya da vintage görünümleri elde etmek mümkün olacak. Geleneksel boyama işleminin kısıtlılıklarını aşan yeni yaklaşımımız, kumaş fabrikaları için de hem sürdürülebilirlik ve hem de daha rekabetçi operasyonel maliyetler ve kaynak verimliliği sunan bir alternatif olacak. Üretici ortaklarımızla bu yeni yaklaşımın yaygın bir biçimde benimsenmesi ve tekstil değer zincirinde yeni uygulama alanlarının keşfedilmesine yönelik iş birliği halinde çalışmaya devam edeceğiz."
Örme ve denim görünümlü giysilerde sınırsız tasarım imkânı
Yeni yaklaşımın TENCEL™ Lyocell elyaflarına veya REFIBRA™ teknolojili TENCEL™ Lyocell'e doğrudan uygulanmasıyla birlikte renk tonları, renk açma veya soldurma efektlerinde farklı seçenekler elde edilebilecek. Bu sayede hazır giyim, örme giyim ve denim görünümlü giysilerin üretiminde ideal bir üretim süreci sağlanacak.
Daha verimli üretim ve maliyetlerden tasarruf sağlayacak
İplik üreticileri ve kumaş fabrikaları tarafından hali hazırda kullanılan normal, organik ya da doğal boyarmaddelerle de yeni yaklaşımla birlikte kullanılmaya devam edilebilecek. Ayrıca işlenen iplik ve kumaşlar makinelerde boyarmadde kalıntısı bırakmadığından, aynı makineler sürekli olarak farklı renklerdeki kumaş veya giysilerin üretiminde de yer alabilecek. Renk partilerinin değiştirilmesi nedeniyle ortaya çıkan makine bekleme süreleri de bu sayede en aza indirileceğinden, üretimde gecikmeler azalacak. Bu sayede iplik üreticilerinin ve kumaş fabrikalarının üretim verimliliği ve sürdürülebilirliği artarken, maliyetlerden tasarruf sağlanacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Samsung 2023 model TV ve monitör serisinde yer alan TÜV Rheinland'dan 'Color Vision Accessibility/Renk Görme Erişilebilirliği' sertifikasına sahip olan SeeColors Modu, renk görme bozukluğuna sahip izleyicilere daha keyifli bir seyir deneyimi yaşatmak için ekranın renk özelliklerini yeniden düzenliyor.
Samsung Electronics, 2023 model TV ve monitör serisine[1] SeeColors modunu ekledi. Yeni erişilebilirlik özelliği, renk görme bozukluğunun[2] derecesine ve türüne göre farklı renk ayarları yapmaya imkan tanıyan gelişmiş bir seyir deneyimi sunuyor.
SeeColors moduyla, kullanıcıların kendilerine içlerinden en uygun olanı seçebileceği dokuz görüntü ön ayarı sunuluyor. Bu özellik, izleyicilerin renk görme bozukluğu derecesine veya türüne bağlı olarak ekrandaki renkleri kolayca ayırt edebilmesini sağlayan kırmızı, yeşil ve mavi renk seviyelerini ayarlıyor.
Renk görme bozukluğuna sahip izleyicilerin, ekrandaki görüntüleri olması gerektiği gibi görerek içeriklerin keyfini çıkarmasına yardımcı olan SeeColors özelliği, ilk kez 2017'de bir uygulama olarak kullanıma sunulmuştu. Artık bu özellik, TV ve monitörlerin erişilebilirlik menülerine entegre edildi ve kullanımı daha kolay hale getirildi. 2023 model ürün satın almış olan tüketicilerin cihazlarındaki erişilebilirlik menüsüne SeeColors özelliği eklemesi için yeni bir yazılım güncellemesi yayınlanacak.
Samsung, renk görme bozukluğu olanların Samsung ekranlarında izlediği içeriklerden daha fazla keyif almasını sağlayan SeeColors modu için TÜV Rheinland'dan[3] 'Color Vision Accessibility/Renk Görme Erişilebilirliği' sertifikası aldı. Bu yetkinlik, Samsung'un 'Screens Everywhere, Screens for All /Her Yerde Herkes İçin Ekran' vizyonu kapsamındaki erişilebilirlik taahhüdünün bir adımını oluşturuyor.
Samsung Electronics Görsel Ekran İş Birimi Başkan Yardımcısı Seokwoo Jason Yong, konuyla ilgili olarak, "Renk körlüğü ya da görme bozukluğu yaşayanlara yardımcı olmak için 2023 model TV ve monitör serimizde, SeeColors ve Relumino Modu da dahil olmak üzere, yeni erişilebilirlik özellikleri sunmaktan heyecan duyuyoruz. 'Her Yerde Herkes İçin Ekran' vizyonu altında inovasyonlar yapmaya ve kapsayıcı teknolojileri tüketicilerimize sunmaya devam edeceğiz" dedi.
Samsung'un sunduğu erişilebilirlik özellikleriyle ilgili daha fazla bilgi için www.samsung.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.