Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türk tekstil sektörü Hollanda’da bu yıl üçüncü kez düzenlenen Circular Textile Days’de (Döngüsel Tekstil Günleri) büyük ilgi gördü. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) katıldığı organizasyonda Türk tekstil sektörünün sürdürülebilirlik vizyonu ve yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bir sunum yapıldı. Yapılan sunumda, Türkiye’nin, sosyal ve çevresel uygulamalarda uluslararası standartları benimsediği ve Türk tekstil endüstrisinin, etik ve çevre dostu tekstil ürünleri tedarik etmek isteyen işletmeler için güvenilir bir ortak olarak ön plana çıktığı vurgulandı.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), Hollanda’da bu yıl üçüncü kez düzenlenen Circular Textile Days (Döngüsel Tekstil Günleri) etkinliğine katıldı. İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Komite Başkanı Sultan Tepe ve İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Besim Özek’in İTHİB’i temsil ettiği organizasyonda Türk tekstil sektörü ve tekstil sektörünün döngüsel yeşil dönüşüm yolculuğu tanıtılırken, gerçekleştirilen sunumlar büyük ilgi gördü. Ticaret Bakanlığı yetkililerinin de yer aldığı organizasyonda İTHİB Yönetim Kurulu üyeleri sunum yaparak, Türk tekstil sektörünün sürdürülebilirlik vizyonunu, eylemlerini ve projelerini anlattı.
TEKSTİL SEKTÖRÜ SIFIR ATIĞA ODAKLANDI
Sürdürülebilirliğin, hükümet politikalarında kilit bir odak noktası olduğuna dikkat çekilen İTHİB sunumlarında, İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Komite Başkanı Sultan Tepe şu konuları vurguladı: “Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sıfır atık politikasına sahip. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın da Sürdürülebilir Finansman Çerçevesi çalışmaları bulunuyor. Aynı zamanda Ticaret Bakanlığı'nın Yeşil Mutabakat Eylem Planı bulunuyor. Türkiye’de elektrik üretimdeki yenilenebilir enerji oranı Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde. Yenilenebilir enerjiden elde edilen enerji oranı her geçen artıyor. Bankacılık sektörümüz yenilenebilir enerji için önemli miktarda finansman sağlıyor. Tüm bunların yanında Türk tekstil firmaları da yenilenebilir enerjiye önemli yatırımlar yaparken, atık azaltımına odaklanmış durumda.” Çevresel etkiyi azaltmak için organik ve doğal elyaf kullanımına öncelik verilmesi gerektiğine dikkat çeken İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, “Türkiye, sosyal ve çevresel uygulamalarda uluslararası standartları benimsedi. Türk tekstil endüstrisi, etik ve çevre dostu tekstil ürünleri tedarik etmek isteyen işletmeler için güvenilir bir ortak olarak ön plana çıkıyor.” dedi.
TÜRKİYE DÖNGÜSEL EKONOMİDE EN İYİ İŞ ORTAĞI OLABİLİR
Döngüsel tekstiller ile marka olmayı hedeflediklerinin altını çizen İTHİB yetkilileri; şunları söyledi: “Türkiye tekstil üretim alt yapısı ve yarattığı katma değer ile rakiplerinden pozitif ayrışan bir ülke. Sürdürülebilir tekstillere yatırımlar ve projelerimiz her geçen gün artıyor. Türk tekstil sektörü; sıfır atık prensibi ve döngüsel ekonomiye uygun üretim yöntemlerine yatırım yapan birçok şirketi ile sürdürülebilir uygulamalara büyük önem veriyor. En büyük ihracat pazarımızın Avrupa Birliği olması, sadece Türkiye için değil; Avrupa Birliği ülkeleri için de büyük bir şans. Çünkü 1,2 milyon istihdam gücü 80 milyar dolar üretim hacmi ile AB normlarına tam entegre üretim yapıyoruz.”
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Fintech uygulamalarındaki yüklemeler, oturumlar ve harcamalar tüm bölgelerde ve alt sektörlerde artıyor, küresel fintech uygulama ekosistemi gelişiyor.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde fintech uygulamalarının popülaritesi, küresel pandeminin de etkisiyle tüketicilerin mali durumlarını dijital olarak yönetmeye adapte olmasıyla birlikte hızla arttı. Hayat pahalılığı krizi ve yaklaşan durgunluk tüm dünyada pek çok kişi için endişe kaynağı olmaya devam ederken, fintech uygulamalarının kullanımında, bu uygulamaların gerçekten ne kadar dayanıklı olduğunu kanıtlayan ve pazarlamacıların önündeki fırsatları vurgulayan bazı ilginç eğilimler görüyoruz.
2022'den çıkarılacak dersler
Geçtiğimiz yıl fintech sektörü için zor bir yıl oldu. Kripto çöküşü ile borsadaki gerilemeye kadar bir dizi önemli darbeyle karşı karşıya kaldı. Daha geniş çaplı ekonomik belirsizlik ve potansiyel bir resesyon korkusundan bahsetmeye gerek bile yok.
Buna rağmen, Adjust'ın en son 2023 Mobil Uygulama Trendleri raporu, 2022'de gördüğümüze benzer şekilde, mobil finansal hizmetlerin dayanıklılığını gösteren bazı olumlu eğilimleri ortaya koydu. Araştırmaya göre, fintech uygulamaları için küresel uygulama indirme oranı 2022'de %2 artarken, en fazla büyüme EMEA (%10) ve LATAM'da (%8) yaşandı. Aslında, bu büyüme 2023'te de devam ediyor - Ocak ayında bir önceki yıla göre %6, 2022 ortalamasına göre ise %13 artış kaydedildi.
Buna ek olarak, tüketicilerin uygulamaları daha fazla kullandığını gördük; küresel oturumlar 2022'de bir önceki yıla göre %19 artarken, bu artış en çok LATAM (%54) ve EMEA'da (%40) gerçekleşti. Açıkça görülüyor ki, anlaşılabilir ekonomik belirsizliğe rağmen, insanlar fonlarını yönetmek için fintech uygulamalarına yöneliyor. Oturumlar 2023'te de şu ana kadar arttı; Ocak ayında 2022 ortalamasına kıyasla %7 ve Ocak 2022'ye kıyasla %15 büyüme görüldü.
Daha da önemlisi, kullanıcılar 2022'de 2021'e kıyasla daha fazla para harcadı. Fintech uygulama içi gelirleri bir önceki yıla göre %44 arttı. Kasım ve Aralık ayları bu etkileyici yükselişi sağlayan ana aylar oldu ve yılın aynı dönemine kıyasla sırasıyla %83 ve %112 artış gösterdi. Aslında, Aralık 2022, Adjust tarafından takip edilen fintech uygulama içi geliri için şimdiye kadarki en yüksek ay oldu.
Fintech uygulamalarındaki yüklemeler, oturumlar ve harcamalar tüm bölgelerde ve alt sektörlerde artarken, küresel fintech uygulama ekosisteminin gelişmekte olduğu açıktır. Genel olarak, fintech uygulamaları 2020 ve 2021 boyunca kazandıkları müşteri akışını korumayı başardı.
2023'te neler görmeyi bekleyebiliriz
Artan hayat pahalılığı tüketicilerin kolay para yönetimine olan ilgisini artırdıkça, bu alanda önümüzdeki yıl da büyümenin devam etmesi bekleniyor. Tüketiciler fintech uygulamalarının faydalarının farkına varmaya ve bunlardan yararlanmaya devam edecekler - basit ödeme süreçleri, fonlara hızlı erişim ve etkili para yönetimi araçları bunlardan birkaçı. 2023'e girerken değerli müşterileri elde tutmak için uygulama büyüme fırsatlarını araştırmak üzere bu büyümeye eğilmek için harika bir zaman.
Bununla birlikte, durgunluktan çekinen ve bu nedenle fazla harcama yapmayan kullanıcılar da olacaktır. Gelire yönelik bu zorluğa karşı koymak için fintech uygulamaları, kullanıcıları için mümkün olan en iyi deneyimi sağlayarak müşterileri çekmeye ve elde tutmaya odaklanmalıdır. Geliştiriciler, kullanıcılar aktif olarak harcama yapmadığında bile sürekli etkileşimi teşvik etmek için uygulamanın temel işlevselliğini tamamlayan özellikler oluşturmalıdır.
Uygulama incelemelerinden, uygulama içi yönlendirmelerden ve e-posta anketlerinden geri bildirim toplamak çok önemli olacak. Uygulama ekipleri daha sonra iyi çalışan şeylerden faydalanabilir ve etkili olmayan şeyler için düzeltmeler üzerinde çalışabilir. Kullanıcı yolculuğunda bağlantının en yüksek olduğu noktaları belirleyin ve bu sorunlu noktaları hafifletin ya da doğrudan kullanıcıların kendilerinden net bilgiler almak için bu anlara istemler ekleyin.
Daha azıyla daha fazlasını yapma ihtiyacının her zamankinden daha kritik olduğu bir dönemde, fintech uygulama geliştiricileri uygulamaları ve pazarlama kampanyalarını optimize etmek için uygulama analizlerinden tam olarak yararlanmalıdır. Performans verilerinin analizi, kullanıcı yolculuğunu daha iyi anlamak ve bilinçli kararlar almak için kullanılır. Uygulama analitiği olmadan, geliştiriciler uygulamalarındaki ve/veya kampanyalarındaki potansiyel sorunları net bir şekilde tespit edemez ve ilgili çözümleri belirleyemezler.
Apple App Store'da 2,2 milyondan fazla mobil uygulamanın ve Google Play Store'da 3,5 milyon uygulamanın bulunduğu rekabetçi bir pazarda, uygulama analitiği yoluyla elde edilen bilgiler, yüksek yaşam boyu değere sahip kullanıcıları dönüştürme, etkileşim kurma ve elde tutma başarısı için kritik bileşenlerdir
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Bir marka kimliği yaratmak uzun ve emek isteyen bir süreç, oluşturulan kimliği yansıtan ürünler tasarlayıp sunmak ise büyük bir meziyet. Bu noktada monogram tasarımlar, markanın kişisel tarzını yansıtmada büyük önem taşıyor. DESA, 51 yıla dayanan marka geçmişini ve çağdaş geleceğini ifade eden benzersiz monogram tasarımlarıyla ürünlerine aidiyet katıyor.
Zarif bir dizayn ile D harfinin içine yerleştirilen DESA yazılı monogram dokunun deri ile birleşimi ürünlere ikonik bir duruş katıyor. DESA, yeni üç boyutlu görünüme sahip modern tasarımlı monogramlar ile klasik kalıplara sahip çanta ve ayakkabı modellerine zamansız ve modern bir dokunuş getiriyor.
El ve omuz çantalarından telefon çantalarına; sneakerlardan babet, sandalet, makyaj çantası ve kalemliklere kadar birçok üründen oluşan geniş ve çarpıcı monogram koleksiyonu, bu sezon DESA mağazalarına farklı bir hava katıyor. Siyah, kırmızı, bej ve mavi tonlarının hâkim olduğu koleksiyon, cesur yaklaşımıyla tarzınızın en çarpıcı detayı olmayı hak ediyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ATA Holding ve Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Z kuşağı hakkında üniversite-sanayi iş birliğine ışık tutacak bir araştırma gerçekleştirdi. Çalışma, Z Kuşağı bireylerinin çalışma yaşamına ilişkin görüş ve beklentilerini anlamak amacıyla hayata geçirildi. Araştırmanın çalışma grubunda Ata Holding Z Kuşağı çalışanları ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde eğitimlerine devam eden Z kuşağı öğrenciler yer aldı. Ocak-Ağustos 2022 tarihleri arasında BAU CO-OP Direktörlüğü koordinasyonunda gerçekleşen akademik çalışmaya, Bahçeşehir Üniversitesi Endüstri Mühendisliği, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik, Bilgisayar Mühendisliği, Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler gibi farklı bölümlerde öğrenim gören öğrenciler katıldı. Bu alanda yapılan çok katılımlı anket tarzı soru cevap yönteminden farklı olarak, her bir katılımcıyla derinlikli röportaj yoluyla ve boylamsal bir çalışma yürütüldü.
Projenin yürütücüleri arasında, Bahçeşehir Üniversitesinden Prof. Dr. Hatice Necla Keleş ve Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP Direktörü Bahri Toper, proje ekibindeyse ATA Holding Koordinatörü Tuncer Köklü, Ata Holding- Milgo İş Geliştirmeden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ecehan Kurdoğlu, Ata Holding İnsan Kaynakları Müdürü Gizem Menderes, CO-OP Kariyer Psikolojik Danışmanları Cansu Mat ve Neyzen Aydın Yanık, CO-OP Uzman Yardımcısı Beril Çağlayan, CO-OP Asistan Öğrencileri Vanesa Yeruşalmi ve Zeynep Yılmaz yer aldı. Tüm kuşakların birbirini daha iyi anlayabilmesine ışık tutacak çalışmada, üniversite mezuniyetinden iş yaşamına geçişte Z kuşağının çalışma hayatından beklentileri incelendi. Araştırma sonucunda şirketlere rehber olacak çeşitli veriler elde edildi.
Araştırma sonucu 6 ana konu başlığı altında toplandı.
Çalışma Yaşamına Bakış Açısı
İdeal Çalışma Düzeni
İdeal Yönetici Tutumu
İdeal Çalışma Ortamı
Geleceğe Yönelik Bulgular
Çalışma Arkadaşlığı
“Gençler slogana değil uygulamaya bakıyor”
Z kuşağı çalışan ve öğrenci grubuna çalışma hayatının tanımı, ideal çalışma ortamı, çalışma arkadaşlığının anlamı, başarılı yöneticilerin özellikleri neler olmalıdır gibi iş hayatına dair görüşleri soruldu. Z kuşağı gençleri, iş hayatında en çok değer görmeyi, fikirlerinin sorulmasını ve saygı beklediklerini söylerken, iş ortamında özellikle yöneticilerinin iletişim dilinin yapıcı olmasını beklediklerini de vurguladı İş ortamındaki paylaşım ve arkadaşlıklara önem verdiklerini, bu nedenle belirli bir profesyonellik içinde kalarak iş sonrası sosyal paylaşımlarının ve birlikteliklerin faydasına inandıklarını da belirtti.
“Monotonluğu tehdit olarak görüyor”
Z kuşağı çalışanları iş yeri ortamının profesyonel ama bir o kadar da eğlenceli olmasını tercih ediyor. Sürekli aynı işi yaparak monotonlaşmayı hayatlarında büyük bir tehdit olarak görürken, kurum içi projeler ve girişimcilikle bunun aşılabileceğine inanıyor. Bir kısmı ise iş deneyiminden sonra kendi girişimiyle ilerlemeyi tercih edeceğini belirtiyor. Hemen hemen tamamı yurt dışı fırsatlarını ve yurt dışında çalışarak yaşamayı en öncelikli idealleri arasında tutarken, tamamına yakını çalışacakları firmanın global firma olmasını ve yurt dışı fırsatı sunmasını tercih ediyor. Staj esnasında verilen işlerin de çalışanlarda olduğu gibi ekibe katkı sağlayacak ve performanslarını yansıtabilecekleri işler olmasını bekliyor. Z kuşağı çalışanlar, performanslarıyla ilgili geri bildirimleri 3 veya 6 aylık dönemlerde almayı ve bu geri bildirimlerin dikkate alınarak iş tanımları dâhil tüm süreçlerinin güncellenmesini bekliyor. Gençler, aynı firmada 10-15 yıl gibi sürelerle çalışmayı da pek anlamlı bulmadıklarını ayrıca ifade ediyor.
“Beklenti sadece maddiyat değil”
Firmaların insan kaynakları arasındaki yetenek savaşlarını genç çalışanların sık iş değiştirmesinde önemli bir etken olarak gördüklerini belirten Z kuşağı çalışanları, özellikle Linkedln’den kolaylıkla verilere ulaşılabildiğini, bu sayede işini seven memnun bir çalışanın bile alacağı daha cazip bir teklifle başka firmaya geçebildiğini söylüyor. Maaşı önemli bulsalar bile sadece ücret için iş değiştirmeyeceklerini özellikle vurguluyor. İşini severek yapmanın ve iş yerinde mutlu olmanın da en az alınan ücret kadar önemli bir etken olduğuna dikkat çekiyor. Z kuşağı, çalışma düzeni olarak hibrit ve esnek çalışma düzenini tercih ederken, tamamen online çalışmayı tercih etmediğini net şekilde belirtiyor.
Çalışma, ülkemizde oldukça önemli bir çoğunluğa sahip Z kuşağının iş hayatında daha iyi anlaşılabilmesi adına hem araştırma sonucu hem de önerileri ile birlikte önemli bir kılavuz niteliği taşıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Kripto para borsası Bitci, haziran boyunca USDT/TRY işlemlerinden komisyon almayacağını duyurdu. Bitci Borsa CEO’su Ahmet Onur Yeygün, ilerleyen dönemde döviz alım satımının büyük çoğunluğunun kripto para borsaları üzerinden gerçekleşeceğini söyledi.
Günümüz dünyasında Amerikan doları en yaygın para birimi olarak karşımıza çıkıyor. Kripto para piyasalarının gelişimiyle birlikte yatırımcılar stablecoinler ile dolar ihtiyaçlarını borsalar üzerinden karşılayabiliyor. Türkiye’nin önde gelen kripto para borsalarından Bitci, kullanıcılarının dolar alım satımlarını kolaylaştırmak amacıyla dolara endeksli en yaygın stabilcoinler’den olan USDT özelinde yeni bir kampanya başlattı. Borsa bu kapsamda Haziran ayı boyunca USDT/TRY alım satımlarından komisyon almayacak. Bitci’nin yaptığı açıklamaya göre 30 Haziran 2023 saat 23.59’a kadar USDT/TRY işlem çiftinde komisyon oranları piyasa yapıcı yüzde 0, piyasa alıcı yüzde 0 olarak uygulanacak.
USDT/TRY işlemlerinden komisyon almamalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Bitci Borsa CEO’su Ahmet Onur Yeygün, “Stablecoinler’in kripto para piyasalarındaki yerinin sağlamlaşmasıyla kripto para borsaları dijital olarak gerçekleştirilen dolar alım satımlarında geleneksel finans kuruluşlarına önemli bir alternatif oluşturuyor. İlerleyen dönemde başta dolara endeksli coinler olmak üzere döviz alım satımının büyük çoğunluğunun borsalar üzerinden gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Biz de Bitci olarak, kullanıcılarımıza USDT alım satımlarını kripto para borsalarından kolayca yapılabileceğini göstermek amacıyla 0 komisyon kampanyamızı başlattık.” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
ICA Gönüllüleri, Doğa Koleji ve Fatih İlköğretim Okulu öğrencileriyle birlikte bu yıl 50'incisi kutlanan Dünya Çevre Günü ve 'Temiz Deniz, Temiz Dünya' temasıyla hayata geçirilen 1-7 Haziran Türkiye Çevre Haftası'nda yaklaşık 200 kilogramlık atık toplayıp ayrıştırarak geri dönüşüme gönderdi. Atık toplama etkinliği, Sarıyer Belediyesi'nin desteğiyle Sarıyer'deki Kısırkaya Plajı'nda gerçekleştirildi.
Dünya Çevre Günü, çevrenin korunması konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'ndan bu yana her yıl 5 Haziran'da kutlanıyor. Türkiye Çevre Haftası da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenen bir temayla 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü içine alan haftayı kapsıyor. Bir hafta boyunca ülke çapında çevreyi korumayı amaçlayan etkinlikler düzenleniyor.
Döngüsel ekonomiye destek olundu
ICA Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi, tüm hizmet ve faaliyetlerinde Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri'ne katkıda bulunmayı taahhüt ediyor. Doğal kaynakları korumayı işinin merkezine koyuyor. Bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre günü ve Türkiye Çevre Haftası'nda düzenlenen etkinlik, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında 13'üncüsü olan İklim Eylemi ve 14'üncü olan Sudaki Yaşam ile örtüşüyor. Kısırkaya Plajı'nda çoğunluğu plastikten oluşan yaklaşık 200 kilogramlık atık, ICA çalışanları ve gönüllü öğrencilerin çabasıyla doğaya zarar vermekten kurtarıldı. Atıklar ayrıştırılıp geri dönüşümü gönderilerek döngüsel ekonomiye destek olundu.
Araştırmalara göre plastik pet şişelerin doğada yok olma süresi 400 yılı buluyor. Plastik atıklar denize karışırsa diğer canlıların oksijen almalarına engel oluyor ve denizin yapısını bozuyor
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Verimli su kullanımına yönelik iddialı hedefleri ile dikkat çeken GROHE, 2030 yılına kadar tüm banyo çözümlerini su geri dönüşümünü sağlamaya hazır hale getirmeyi hedefliyor. Bu ürünler arasında yer alan GROHE Everstream, su kullanımını yüzde 75'e kadar ve enerji kullanımını yüzde 66'ya varan oranlarda azaltarak 10 dakikalık bir duşla dört kişilik bir ailenin yılda 1.300 euro'dan fazla tasarruf etmesini sağlıyor.
Banyo çözümleri ve mutfak armatürlerinde lider marka GROHE, verimli su kullanımını teşvik eden, suyu geri dönüştüren duş sistemleri GROHE Everstream'i görücüye çıkardı. GROHE Everstream, kullanıcıların beklediği duş deneyimini, mümkün olduğunca az taze su ve çok daha az enerji kullanarak sağlamak için tasarlandı. Duş sistemi, suyun dörtte birini ve geleneksel duşların tipik olarak ihtiyaç duyduğu enerjinin üçte birini kullanıyor. Bu da dört kişilik bir hane için, bireysel duş alışkanlıklarına bağlı olarak, yılda yüzde 65'e kadar maliyet tasarrufu ve yüzde 70'e kadar da daha az CO2 emisyonu anlamına geliyor.
GROHE Everstream, 2024 baharından itibaren tüketicilerin beğenisine sunulacak. Halihazırda ilgili duş sisteminin sahadaki testleri devam ederken, 2023 yılının ikinci yarısında da GROHE, tesisat ustalarına yönelik eğitim programına başlayacak. GROHE ayrıca duş çözümlerinin tümünü 2030 yılına kadar su geri dönüşümüne hazır hale getirmeyi hedefliyor.
LIXIL EMENA Lideri Jonas Brennwald konuyla ilgili şunları söyledi: “Geçen yaz Avrupa'da kaydedilen en kurak yazlardan biriydi. Su kıtlığı hepimizi etkiliyor ve bir su teknolojisi sağlayıcısı olarak tüketicilerin fark yaratmasına olanak tanıyan çözümler sunmak bizim sorumluluğumuz. GROHE portföyümüzde su geri dönüşüm teknolojisinin uygulanması, bizi yeni bir sürdürülebilirlik anlayışına doğru yönlendiriyor ve tüm organizasyonumuz için bir kilometre taşı özelliği taşıyor."
GROHE Everstream nasıl çalışıyor?
GROHE Everstream, sahip olduğumuz evimizin, gezegenin kaynakları üzerindeki kişisel etkimizi nasıl aktif ve olumlu bir şekilde şekillendirebileceğini gösteriyor. Duş sürecini üç parçaya bölerek, kullanıcıların atıkları en aza indirdiklerini bilerek, duş deneyiminden keyif almalarını sağlıyor.
1. İlk olarak, kullanıcılar herhangi bir normal duşta olduğu gibi duşa taze su ile başlıyor.
2. Şampuan veya sabun kullanımı bittiğinde kullanıcı modu değiştirebiliyor. Bu mod değişiminden sonra drenajda toplanan su bir devreye pompalanarak istenen sıcaklık korunuyor ve su hijyenik olarak arıtılıyor.
3. Kullanımdan sonra, duşu bir sonraki kullanıcıya hazırlamak için temizlik yapılıyor.
‘Su verimliliğini çekici hale getiriyoruz’
LIXIL International Elektronik ve İnovasyon Ar-Ge Donanımları Lideri David Mainka, konuyla ilgili olarak “Su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve aynı zamanda su için ek çevresel değer yaratılması amacıyla en son teknolojileri sağlamak bizim görevimiz. Döngüsel bir ekonomiye doğru çabalarken, döngüsellik de ürünlerimizde çok daha büyük bir rol oynayabilir. GROHE Everstream, mevcut teknolojimizi bir sonraki seviyeye taşıyor. 2024'te pazara sunulması için ürüne ince ayar yapmak üzere saha testimizin sonuçlarını dört gözle bekliyoruz" diye konuştu.
LIXIL'in güçlü marka portföyünün bir parçası olarak, GROHE'nin sürdürülebilirlik faaliyetleri ve ürün geliştirmeleri, LIXIL'in Sıfır Karbon ve Döngüsel Yaşam çağrısında bulunan Çevresel Vizyonunda yer alıyor. Su sürdürülebilirliği, buradaki odak alanlarından birisi olarak göze çarpıyor. LIXIL, gezegen üzerinde olumlu bir etki yaratmak için küresel ölçekte sürdürülebilir su kullanımını sağlarken, insanların sudan keyif almasına yardımcı olmayı amaçlıyor.
GROHE'nin suyun her damlasına nasıl özen gösterdiğine dair daha fazla bilgi için dijital deneyim platformumuz GROHE X'i ziyaret edebilirsiniz.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.