Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracatı şubatta yaklaşık yüzde 4 artışla 2,6 milyar dolar oldu. Türkiye ihracatında yine ilk sırada yer alan otomotivin payı ise yüzde 15,9 olarak gerçekleşti. Endüstrinin bu yıl ocak-şubat dönemi ihracatı da yüzde 12 artışla 5,3 milyar dolar oldu.
 
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik “Otomotiv endüstrisi olarak bir yandan acıları bir nebze de olsa gidermek ve yaralarımızı sarmak için dayanışma halinde yardımlarımıza devam ediyor, diğer yandan ülkemiz ekonomisinin üretim ve ihracata dayalı güçlü büyümesine devam etmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Geçen ay endüstri tarihindeki en iyi ikinci şubat ayı performansına imza atmayı başardık. AB içinde Fransa’ya yüzde 69, Slovenya’ya yüzde 91, Belçika’ya yüzde 62 artış oldu” dedi.
 
 
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracatı şubatta yüzde %3,7 artış ile 2,6 milyar dolar oldu. Türkiye ihracatında yine ilk sırada yer alan otomotivin payı ise %15,9 olarak gerçekleşti. Endüstrinin bu yıl ocak-şubat dönemi ihracatı da yüzde 12 artışla 5,3 milyar dolar oldu.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketi nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifa, ailelere ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Otomotiv endüstrisi olarak bir yandan acıları bir nebze de olsa gidermek ve yaralarımızı sarmak için dayanışma halinde yardımlarımıza devam ediyor, diğer yandan ülkemiz ekonomisinin üretim ve ihracata dayalı güçlü büyümesine devam etmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Geçen ay endüstri tarihindeki en iyi ikinci şubat ayı performansına imza atmayı başardık. Çekiciler ve Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatında yüksek oranlı artışlar kaydettik. Ülkeler bazında ise Fransa’ya %69, Slovenya’ya %91, Belçika’ya %62 artış oldu” diye konuştu.
 
En büyük ürün grubu tedarikte yüzde 2 artış var
Otomotiv sektörünün en büyük ürün grubu olan Tedarik Endüstrisinin ihracatı %2 artışla 1 milyar 150 milyon dolar olurken, Binek Otomobil ihracatı %10,5 azalarak 727 milyon dolar, Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı %3 artarak 417 milyon dolar, Çekiciler ihracatı %77 artarak 176 milyon dolar ve Otobüs-Minibüs-Midibüs ihracatı %94 artarak 131 milyon dolar oldu.
Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya’ya %6 oranında artış görülürken, Rusya’ya %21, Fransa’ya %16, Ukrayna’ya %88 ihracat artışı, ABD’ye %14, İsrail’e %29 ihracat düşüşü görüldü.
Binek otomobillerde önemli pazarlardan Fransa’ya %72, Slovenya’ya %103, Belçika’ya %188, Fas’a %108 ihracat artışı görülürken, Birleşik Krallık’a %41, İspanya’ya %34, Almanya’ya %17, Polonya’ya %25, İsveç’e %62, ABD’ye %98, Mısır’a %100 ihracat düşüşü yaşandı.
Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda ise Birleşik Krallık’a %29, ABD’ye %100 ihracat düşüşü görülürken, İtalya’ya %40, Slovenya’ya %110, Fransa’ya %54, Belçika’ya %26 ve Danimarka’ya %150 ihracat artışı yaşandı.
Otobüs-Minibüs-Midibüs ürün grubunda en fazla ihracat yapılan ülkeler olan İtalya ve Macaristan’a, Çekiciler ürün grubunda ise Fransa ve Belçika’ya üç haneli ihracat artışları yaşandı.
 
Almanya yine en büyük pazar, Fransa’ya artış yüzde 70 oldu
Ocakta sektörün en büyük pazarı olan Almanya’ya 386 milyon dolar ihracat yapıldı. İkinci büyük pazar Fransa’ya yüzde 69 artışla 345 milyon dolar, İtalya’ya %27 artışla 274 milyon dolar oldu. Yine önemli pazarlardan Slovenya’ya %91, Belçika’ya %62, Rusya’ya %14, Romanya’ya %17, Fas’a %20, Hollanda’ya %22 ihracat artışı, Birleşik Krallık’a %25, İspanya’ya %15, Polonya’ya %13, ABD’ye %40, İsveç’e %44, Portekiz’e %52 ihracat düşüşü yaşandı.
 
AB ülkelerine ihracat yüzde 15 arttı
Yüzde 71’lik pay ile otomotiv ihracatının en büyük ülke grubu olan Avrupa Birliği Ülkelerine %15 artışla 1 milyar 873 milyon dolar ihracat yapıldı. Diğer Avrupa Ülkeleri %9 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna ihracat %21,5 azaldı. Bağımsız Devletler Topluluğu’na ise %25 ihracat artışı oldu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Tarım Bakanlığı, Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 02 Mart 2023 tarihinde yayınladığı bir yazı ile deprem bölgesindeki gıda arz güvenliği sağlanması amacıyla bazı tarımsal ürünlerin ihracatına getirilen kısıtlamalar üreticileri memnun etmedi. Aynı yazıda son günlerde piyasalarda domates fiyatlarındaki artış gerekçe gösterilerek, domates ihracatının da 14 Nisan tarihine kadar yasaklandığının belirtilmesi üzerine üretici ve ihracatçılar alınan kararının sektöre zarar vereceği görüşünde.
Kararı değerlendiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, kararın üreticiler, ilgili sektörler ve ihracatçılarla bilgi paylaşılmadan alınmasını doğru bulmadıklarını belirterek, “Acilen bu karardan geri dönülmeli. İhracatın yasaklanması yerine firmaların ihracat kapasitesi oranında ihracat kotası konularak üreticilerimizin ve elde edilmiş olan pazarların korunması sağlanmalı. Aksi halde geri dönüşü olmayan yaralar açılacak” açıklamasını yaptı.
İhracatın yasaklanması üretimden kaçışı hızlandırır
Tek ekim domates üretiminin aşırı yüksek hasat döneminde olduğunu ve mevsimsel olarak havaların da ısınmasıyla domates üretim miktarlarının çoğalacağını söyleyen Yazgan, “Üretimde artan girdi maliyetlerine bağlı olarak 1 kg domates kazançsız yaklaşık 8-10 TL’dir. Bu rakama hasat işçiliği, paketleme, nakliye ve diğer girdiler eklendiğinde üreticilerimizin ürünlerini piyasaya arz edeceği rakamlar ortaya çıkacak. Oluşan bu maliyetler karşısında üreticilerimizi ayakta tutabilecek tek alternatif, üretilen ürünün bir bölümünün ihraç edilmesidir. Bu dönemde ihracatın yasaklanması üretimden kaçışı hızlandıracak, ihracat pazarlarının kaybedilmesine de yol açacaktır. Bu durumun akabinde, Nisan ve Mayıs aylarında mevsim normallerinin altında üretim miktarı olacağı gibi, üreticilerin ağır zararlarının yanı sıra fiyatlarda mevsim şartlarının üstünde olacaktır” dedi.
Elde edilen pazarların bir günde kaybedilmesi söz konusu
Deprem felaketinden ötürü ağır tahribat gören Hatay, Adıyaman bölgesinden gelen ihracat paketleme evlerinde ve seralarda toplama faaliyetlerinde on binlerce işçinin istihdam edildiğini vurgulayan Yazgan, yaralara bir nebze de olsa merhem olunduğunu ifade etti. Alınan karar neticesinde, ihracatçı firmaların işletmelerinden işçilerini çıkarmak zorunda kalacağını ve ağır olan yaraların iyice artacağının altını çizen Yazgan, sözlerine şöyle devam etti:
“Uzun uğraşlarla kazanılan uluslararası pazarlarımızda en önemli beklenti, tedarikçi ülkelerin sürdürülebilir arzının olmasıdır. Bu kararla elde edilen pazarların bir günde kaybedilmesi söz konusu. Kaldı ki, rakibimiz olan başta İspanya, Yunanistan, Fas, Tunus gibi ülkeler bu pazarlarımıza girdiklerinde yerimizi tekrar alabilmemiz mümkün olmayacak. Bu pazarların kaybı bir sonraki senenin üretim planlamasını ciddi etkileyecek. İhracat, 14 Nisan’da açılsa dahi yabancı zincir marketler başka tedarikçi ülkelerle anlaşmalar yaparak taahhüt verecektir ve Türkiye için dönüşü uzun yıllar alacak. Ayrıca, rakip üretici ülkeler özel ve uzun süreli anlaşmalar yapmadan ürünlerini vermeyeceklerdir. Bağlayıcı olmak için durumu fırsata çevireceklerdir.”
Sektör ağır tahribat görecek, tahsilat kaybı olacak
Zincir marketlerin taahhütler altında olan Türkiye’deki ihracatçılara ve üreticilere ağır sorumluluklar yüklediğine dikkat çeken Yazgan, “İzin verildiğinde ihracat yapabilecek maddi güçteki ihracatçı firma sayısı ciddi şekilde azalacak, sektör ağır tahribat görecek. Ayrıca devam etmeyen ticari faaliyetteki ticari alacaklarda ciddi tahsilat kaybı olacak. Hâlihazırda, taahhüt edilmiş ve işletmelerde yabancı marketlere hazırlanmış ürünlerin an itibariyle yasak kapsamına girmesi milyonlarla ifade edilen değerlerin kaybolmasına neden olacak” diye konuştu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı başkanlığında düzenlenen MÜSİAD Yönetim Kurulu Toplantısına katıldı. Programda gündemdeki ekonomik gelişmeler ve MÜSİAD'ın afet bölgesine yönelik çalışmaları ele alındı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Toplantısı, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı başkanlığında, Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
MÜSİAD Genel Merkezinde düzenlenen toplantının ilk bölümünde, MÜSİAD'ın 6 Şubat 2023'te gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerden etkilenen bölgelerdeki çalışmaları ve afet bölgesindeki son durum değerlendirildi.
Toplantının Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun katılımıyla düzenlenen ikinci bölümünde ise, gündemdeki ekonomik gelişmeler kapsamlı şekilde ele alındı. Görüşmede ayrıca, Merkez Bankası'nın 2023 yılı çalışmalarına ilişkin bilgilendirmelerde bulunuldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada TL mevduat/katılım fon hesabı kullanılarak açılan dönüşüm hesaplarının gerçek ve tüzel kişi Türk Lirası payı hesaplamasında dikkate alınmayacağı belirtildi. TL kredi veya Hazine KKM hesaplarından TCMB KKM’ye dönüşümler TL payı sayılmayacak.
TCMB ilave menkul kıymet tesis oranının ve yabancı para mevduat/katılım fonu yükümlülükleri için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarı üzerinden tahsil edilecek komisyon tutarının belirlenmesinde kullanılan TL payı hesaplamasında değişiklik yaptı.

TCMB “Bankalar nezdinden yapılan incelemelerde TL nakdi kredi kullanarak veya Hazine ve Maliye Bakanlığınca yürütülen Mevduat ve Katılım Hesaplarının Kur Artışların karşı desteklenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı kapsamındaki kur korumalı mevduat/katılma hesaplarının kullanılma suretiyle bankamız tebliğleri kapsamında dönüşüm hesapları açıklığı tespit edilmiştir.

Bu çerçevede söz konusu uygulamalar ve TL mevduat/katılım fonu hesabı kullanılarak açılan dönüşüm hesapları gerçek ve tüzel kişi TL payının hesaplamasında dikkate alınmayacaktır” açıklamasını yaptı.

  bloomberght.com internet sitesinde yayınlanan sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.bloomberght.com/tcmb-sozlu-kkm-uyarisini-yaziya-doktu-2326316

Enflasyon (TÜFE) Ocak’ta piyasa medyan piyasa beklentisi olan %3,5’in altında aylık bazda %3,1 oranında artış gösterdi. Yıllık enflasyon baz etkisi sayesinde %57,7’den %55,2’ye gerilemiş oldu. Düşüncemiz, 6 Şubat’ta gerçekleşen üzücü depremler sonrası tüketici güveninde yaşanan düşüş talep kanalı üzerinden çekirdek enflasyonu geçici olarak sınırlamış olabilir. Baz etkilerinin yılın ilk yarısı boyunca etkili olmaya devam etmesini bekliyoruz ancak dezenflasyon süreci beklenildiği kadar uzun ve kalıcı olmayabilir. İlk aşamada yıllık manşet enflasyon Mart’ta %49’a, Haziran ve Temmuz’da ise %43’e gerileyebilir. Öte yandan; siyasi haber akışı ile endeks gün içerisinde dalgalı bir seyir izleyebilir. Daha belirgin aşağı ve yukarı hareketler dolayısıyla volatilite yüksek kalabilir. Endekste yükselen trend desteği 5054 haline geldiğinden bu seviyenin üzerinde kalabilmesi önemli. Olası sert aşağı yönlü hareketlerde ise hisselere kamu desteği de öne çıkabilir. Haftanın ajandasına baktığımızda; yarın ve Çarşamba günü Fed Başkanı Powell’ın komite yarıyıl sunumları bulunuyor. Çarşamba ve Cuma günü ise ABD’de Şubat ayı istihdam verileri takip edilecek. Ocak ayında güçlü gelen tarım dışı istihdam verisi sonrasında Şubat ayı rakamları Fed’e dair beklentilerde etkili olacak.


   5175 desteğinin altına sert yönelim gösteren BIST 100 Endeksi gelen alımlarla yeniden bu seviyenin üzerine yükseldi. Endeksin haftaya yataya yakın bir başlangıç yapmasını bekliyoruz. Endekste 5175 desteği 5300 ve 5352 dirençlerine yönelim için öne çıkıyor. 5054 desteğinin üzeri ise kısa vadeli görünüm açısından önemli; bu seviye mevcut trade pozisyonları için stop loss olarak izlenebilir.


   İçeride tahvil-bono faizleri karışık bir seyir izledi. Gösterge tahvil faizi %10,63’ten %10,49’a gerilerken, 10 yıllık tahvil faizi %10,73’ten %11,56 seviyesine yükseldi. Fed’den faiz artırım beklentileri ile ABD tahvil faizlerinde yüksek seviyeler korunuyor. TR gösterge tahvil faizinde %11 destek, 10 yıllık tahvilde bu seviye direnç olarak takip edilebilir. Hazine ihaleleri izlenecek. Türkiye’nin 5 yıllık CDS risk primi 551 seviyesinde bulunuyor.


   EUR/USD, ECB’den faiz artırımlarının devamına yönelik beklentiler ve bazı üyelerin yaptıkları açıklamalar ile 1,06’nın üzerine yükseliş gösterdi. ABD tahvil faizlerinde geri çekilme yaşandığı takdirde 1,06 desteğinin üzerinde 1,07 direncine doğru yükseliş gösterebilir. Genel görünümü için 1,0530 desteğinin üzerinde kalması önemli. Doların son dönemde güçlenmesi gelişmekte olan ülke para birimlerine olumsuz yansıyor. Dolar kuru ise kademeli olarak yukarı yönlü baskı altında. Kurda 18,90’ın üzerinde 18,93 ilk planda direnç olarak izlenebilir. 18,85 ise destek seviyesi olarak korunuyor.


   Kısa vadeli direnç seviyelerini aşan petrol fiyatlarında görünüm güçlü. Brent petrolde 82,20 dolar destek iken, 86,6 dolar ise direnç seviyesidir. 1848 dolar direncinin üzerine yükselen altın ons fiyatlarında kısa vadeli görünüm güçlü. 1848 dolar desteğinin üzerin yükseliş eğiliminin korunması için izlenebilir. 18,60 ve devamında 1870 dolar hedef dirençler olarak öne çıkıyor. 1830 dolar ise ikincil destek konumunda. Gram altında 1120 TL direncinin üzerine yönelim ile kısa vadeli görünüm güçlü; bu seviyenin üzerinde yönün yukarı olduğunu söyleyebiliriz. 1135 TL ve 1144 TL dirençlerine doğru hareketlilik yaşanabilir.


   BIST 100 Endeksi’nin kısa vadede 5000 desteğinin üzerinde kalması önemli. Ağırlıklı olarak tahvil-bono ile Eurobond yatırımı yaparak belli oranda hisse senedi riski almayı isteyen yatırımcılar ise bu dönemde değişken fonları tercih edebilir.



  QNB Finansinvest
  https://www.qnbfi.com/
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Borsa İstanbul: Haftanın son işlem gününde genel hatlarıyla zayıf bir
eğilim sergileyen Borsa İstanbul’da özellikle İyi Parti Genel Başkanı
Akşener’in açıklamalarının ardından satış baskısının belirgin şekilde
arttığını gördük. Konuşmanın hemen ardından BIST-100 endeksinde
değer kaybı %3,9 seviyesine kadar ulaşırken bu bölgeden gelen
alımlar endeksin günü daha limitli bir kayıpla tamamlamasını
sağladı. Hatırlanacağı gibi Bloomberg’de geçen hafta yer alan
haberde Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) yönetimi altındaki
şirketlerden en az 1 milyar dolar tahsil ederek bu kaynağı borsa
yatırım fonlarında değerlendireceği belirtilmişti. Teknik açıdan
bakıldığında geri çekilmelerin 5000 puanın üzerinde karşılanıyor
olması pozitif olmakla birlikte sıklıkla dile getirdiğimiz gibi anlamlı
bir iyileşme olması için öncelikle 5320 puanın üzerinde arka arkaya
kapanışlar yapılması gerekir. Bu açıdan bakıldığında haftalık
kapanışın söz konusu noktanın altında yapılmış olmasının artan
siyasi hareketliliğe paralel olarak yatırımcıların temkinli kalma
isteğini yansıttığını düşünüyoruz. Bu hafta bilançolar tarafında ise
TCELL ve PGSUS dördüncü çeyrek sonuçlarını açıklayacak.

 ÜNLÜ Menkul
  unlumenkul.com
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Borsada Siyaset Etkisi Başladı
Borsa endeksi geçen haftayı %3.04’lük yükselişle tamamladı. Daha yüksek bir getiri ile tamamlamaya hazırlanırken, piyasalara İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamaları bomba gibi düştü. Endeks Cuma günü %3’e varan düşüş gösterirken, ilerleyen süre içerisinde tekrar tepki alımlarının geldiğini gördük ve günü %0.93 gibi daha sınırlı bir düşüşle kapadı. Seçimler yaklaşırken siyasetin piyasalar üzerinde etkisinin giderek artacağı bekleniyordu. Son gelişmenin ardından ilerleyen günlerde siyasetin piyasalar üzerinde daha fazla gündemde olacağını söylemeye gerek yok.
Hisse senetlerine genel olarak bakıldığında Cuma günkü sürpriz gelişme öncesinde 5350 direncini zorlayan ancak bu seviyeyi geçmekte başarısız olan ve birkaç gündür kar satışları ile gerileme sürecine giren bir endeks vardı dersek yanlış olmaz. Başka deyişle Borsa BIST100 endeksi zaten bir geri çekilme yaşıyordu. Cuma günkü gelişme endeksteki geri çekilmeyi hızlandırdı diyebiliriz. Ancak ardından gelen alımlar piyasanın halen iştahlı olduğunu gösteriyor. Yaşanan kısa süreli düşüş şokunun beklentisi olan şirketlerde alım için fırsat olarak kullanıldığını söylemek bile mümkün.
Büyük resimde Borsa 3 Ocaktaki 5705 zirvesinden itibaren zaten seçim sürecine girmiş bir görüntü vermekteydi. 2022 yılındaki agresif yükseliş sonrasındaki yorgunluk beklenen bir gelişmeydi. Beklenmedik deprem felaketi zaten yıpranmış piyasalarda bir darbe daha vurdu. Açıklanan destekleyici açıklamalar ve önlemler normal şartlarda endeksin çok daha yükseğe gitmesine neden olabilirdi ancak endeks 5350 seviyesini geçmekte zorlandı. Gelecek süreçte endeksin 4600-5500 aralığında yatay ve dalgalı hareket etmesine yönelik beklentim devam ediyor. Bu süreçte açıklanan bilançolar ve şirketlerin verdiği beklentiler piyasada sektör geçişlerine neden olmaya devam edecek.
Borsacı mısın? Yoksa Yatırımcı mısın?
Cuma günü yaşanan sert şok düşüş panik halde hareket edenlerin yine zararlı çıktığını bir kez daha gösterdi. Sakin kalanların ise daha doğru bir hareket yaptığı görüldü. Küçük hesap sahiplerinde maalesef genele yaygın bir düşünce var. O da hisse fiyatı düşüyorsa Şirket batıyor mu psikolojisi. Borsacı olmak ile Yatırımcı olmayı birbirinden ayıran çok fazla özellik var. Bunlardan birisini hep söylüyorum. Borsacılar fiyatları izlerler ve fiyat hareketlerine göre kısa vadeli duruşlarını belirler. Yatırımcılar ise Şirketlerini izler ve kısa vadeli dalgalanmalarla değil, uzun vadedeki beklenti ve hedeflerle ilgilenirler. Bu nedenle yatırımcılar Cuma günkü gibi şok düşüşlerde sakin kalmayı başarabilirler. Sakin kalabilmeyi sağlayan en önemli diğer unsur ise risklerin ölçülü alınmasıdır. Eğer borçla, kredili bir şekilde, birkaç ay sonra ihtiyacınız olan bir parayla Borsada iseniz bu tarz düşüşlerde sakin kalamazsınız. Borsacılar böyle bir yapıları olduğu için Borsada oyun oynarlar. Oysa Borsa bir oyun yeri değildir. Borsa sizin aynanızdır. Piyasalarda herkese yer vardır. Oyun oynamak isteyenler oyun oynarlar, kumar oynamak isteyenler kumar oynar, yatırım yapmak isteyenler yatırım yapar. Önemli olan kişilerin Borsa da neden bir hesap olduğuna karar vermeleridir. Siz bunlardan hangisisiniz? Önemli olan buna karar vermektir.
 
Tuncay Turşucu Araştırma ve Danışmanlık A.Ş.
[email protected]
www.tuncaytursucu.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Geçtiğimiz haftanın en önemli verileri imalat ve hizmet PMI ile ABD dayanıklı mal siparişleri ve Euro Bölgesi öncü enflasyon verileri oldu. İmalat PMI Euro Bölgesi, Amerika, Japonya’da zayıflama gösterirken hizmet PMI verileri Euro Bölgesi, İngiltere, Amerika, Japonya ve Çin’de toparlanma gösterdi. Japonya imalat PMI Şubat’ta 48,9'dan 47,7'ye düşerek 47,4'lük beklentinin üzerinde açıklandı; hizmet PMI ise 52,3’ten 54’e yükseldi. Çin'in imalat PMI'ı 49.2’den 51,6'ya yükselerek 50,2'lik beklentinin üzerine çıktı; hizmet PMI ise 52,9’dan 55.0’e yükseldi. Almanya'da imalat PMI 47,3'ten 46,3'e düşerek 46,5'lik beklentinin de altına indi; hizmet PMI 50,7’den 50,9’a yükseldi; beklenti ise 51,3’ü işaret ediyordu. Euro Bölgesi'nde imalat PMI 48,8'in altına düştü ve 48,5'lik beklentiye paralel açıklandı. Hizmet PMI 50,8’den 52,7’ye yükseldi; beklentiler ise 52.0 olması yönündeydi. İngiltere'de imalat PMI 47.0'den 49,3'e yükseldi ve 49,2'lik beklentileri de aşmış oldu. Hizmet PMI ise 48,7’den 53,5’e yükseldi; beklenti 53,3 yönündeydi. Amerika'da imalat PMI 46,9'dan 47,3'e yükseldi; beklenti ise 47,8 yönündeydi. Hizmet PMI 50,5’lik beklentiyi aşarak 46,8’den 50,6’ya yükseldi.

Dinamik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.

 https://www.dinamikyatirim.com.tr/

***
Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.