Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Denizcilik sektörünün elektrifikasyon dönüşümünde itici güç olmayı hedefleyen TEMSA, Türkiye’nin önde gelen yat üreticilerinden YUKA YAT’ın OPENBOW Classic elektrikli teknesine, 102 kWh kapasitedeki batarya paketi ile elektrik dönüşümü desteği sağladı. Bosphorus Boat Show Kara Fuarı 2025’te tanıtılan ve çevre dostu teknolojisiyle dikkat çeken model, denizcilikte sürdürülebilirliğe önemli bir katkı sunmayı hedefliyor.
Türk ticari araç sektörüne öncülük eden TEMSA, elektrifikasyon ve batarya yönetimi alanındaki uzmanlığını denizcilik sektörüne de taşıyor. Mobilitenin elektrifikasyonu hedefiyle çalışmalarını sürdüren TEMSA, marine araçlarının elektrifikasyonundaki tecrübesi ile, iş birliği yaptığı ve Türkiye’nin önde gelen yat üreticilerinden olan YUKA YAT’ın OPENBOW Classic teknesine elektrikli batarya desteği sağladı.
Bosphorus Boat Show Kara Fuarı 2025’te tanıtılan ve TEMSA tarafından geliştirilen 102 kWh kapasitedeki batarya paketine sahip YUKA YAT’ın OPENBOW Classic Teknesi, 20 knot hızla yaklaşık 1,5 saatlik menzil sunuyor. Yaklaşık 30 deniz mili mesafe kat edebilen tekneyi tüm marinalardaki sigorta panellerinden ortalama 6 saatte şarj etmek mümkün olabiliyor. Hızlı şarj ünitesi kullanıldığında ise %0’dan %80’e sadece 30 dakikada ulaşabiliyor. Batarya paketinin sağladığı sessiz seyir, deniz ekosistemine zarar vermeden konforlu bir yolculuk imkânı sunuyor.
Deniz taşımacılığına yönelik yenilikçi çözümler geliştirmeyi sürdüren TEMSA, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle 2022 yılında hayata geçirdiği deniz taksilerin elektrifikasyonu projesiyle de sektörde sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor.
Sektördeki dönüşümün hızlanmasıyla, elektrikli teknelerin yaygınlaşması ve denizcilikte çevre dostu çözümlerin daha fazla benimsenmesi bekleniyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin ihracatta önemli sektörleri arasında yer alan ev ve mutfak eşyaları sektörü bu yıl öncelikli olarak yakın pazarlara odaklanarak büyümeyi planlıyor. Dünyada bölgesel ittifaklar dönemine girildiğini ve ana pazarımız Avrupa ile birlikte Orta Doğu ve yakın Afrika'nın Türkiye için öneminin giderek arttığına işaret eden Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkan Yardımcısı ve Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, Avrupa Birliği'nin son yıllarda hiç olmadığı kadar Türkiye'ye, Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne ihtiyacı olduğunu kaydetti. Nisan ayında yapılacak Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanlığı için de adaylığını açıklayan Önder, "Sivil toplum örgütlerinin artık günceli gündem yapan değil de gerçekten orta- uzun vadeli stratejileri de belirleyebilen bir yapıda olması lazım. Duygularla değil akılcılıkla yönetilen yapılar kurmamız gerekiyor. Sorunların en doğru şekilde anlatılabilmesi ve çözüm yolu bulunabilmesi gerekiyor. Ben de bu koordinasyonu en iyi şekilde sağlayabileceğime ve yeni yol haritaları ortaya koyabileceğime inandığım için ekibimin desteği ile ZÜCDER başkanlığına aday olma kararı aldım." dedi.
Ev ve mutfak eşyaları sektörünün geçtiğimiz yılı ihracatta yüzde 1,3 düşüşle 3,16 milyar dolarla tamamladığını belirten PAGEV Başkan Yardımcısı ve Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, emtia fiyatlarındaki düşüşe karşın kilogram başı ihracat değerinin 3,81 dolardan 3,84 dolara yükselmesinin gelecek için umut verdiğini söyledi. 2025 için özellikle yakın pazarlara daha fazla odaklanacaklarının altını çizen Önder, "Kesin bir tahmin vermek kolay değil ancak dünyanın globalleşme söyleminden biraz daha bölgesel iş birliklerine ve bölgesel ittifaklara doğru kaydığını görüyoruz. Avrupa'nın geçen yıl toplam ithalatı yüzde 5 azalmasına karşın biz bu bölgeye yaptığımız ihracatı yüzde 8 artırdık. Kendi içinde siyasi ve ekonomik çeşitli problemler yaşayan Avrupa Birliği'nin son yıllarda hiç olmadığı kadar Türkiye'ye, Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne ihtiyacı var. Özellikle askeri, ekonomik ve siyasi alanlarda birbirimize yakınlaşıyoruz. Türkiye dış politikası da buna paralel seyrediyor." dedi.
Yine yakın bölgelerden Ortadoğu'da hep Türkiye ile ilgili bir pozitif haber akışı olduğunu kaydeden Önder, Sahra Üstü Afrika'nın da bu yıl öne çıkabilecek bir diğer bölge olduğuna işaret etti. Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika'da Türkiye'nin en önemli rakibinin Çin olduğunu vurgulayan Önder, Çin'in ABD'ye kısıtlanan ihracatı nedeniyle elinde biriken kapasite fazlası ile bu bölgelere yöneldiğini kaydetti. İhracatın sadece şirketlere bırakılmaması gerektiğini ve ihracat konusunun tüm unsurları ile ele alınması gereken bir konu olduğunun altını çizen Önder, şöyle devam etti:
'FİNANSMAN DESTEĞİ OLMADAN YATIRIM ÇOK ZOR'
"Türkiye'nin ihracatını artırabilmesi için iş dünyasının, özel sektörün ve kamunun yapması gerekenler var. Türkiye'deki kurun seviyesi kısa vadede bizim rekabetçiliğimiz açısından ciddi bir dezavantaj yaratıyor. Bunun yanında rekabetçiliğimizi artırabilmek için özel sektörün üzerine düşen en önemli görevlerden birisi dönüşüm. Türk ev ve mutfak eşyaları sektörünün sanayideki dönüşüme, dijital dönüşüme ve yeşil dönüşüme bir an önce adapte olması gerekiyor. Ancak dönüşüm dediğiniz şey finansman olmadan olmaz. Faizlerin yüzde 50'lere yakın olduğu bir ortamda insanların bu tip yatırımlara girişmesi çok gerçekçi değil. Türkiye'nin son 12 aylık ithalatına baktığınız zaman 11 ayında yatırım malı ithalatı azalmış. Bu hiç iyi bir gösterge değil. Bu nedenle devletten yatırım karşılığı bir finansman desteği bekliyoruz. Sadece yatırıma odaklı Eximbank benzeri bir yapı kurulmalı ve teknolojik dönüşüme, dijital dönüşüme, sanayi dönüşümüne katkıda bulunmalı. Dünyadaki örneklerine benzer şekilde kamunun bu değişim ve dönüşüme destek vermesini bekliyoruz. Türkiye olarak orta gelir tuzağından çıkmak istiyorsak yılda ortalama yüzde 7 civarında büyümemiz lazım. Bu da ancak yatırımla olabilir."
'STK'LAR DUYGULARLA DEĞİL AKILCILIKLA YÖNETİLMELİ'
Burada iş dünyası sivil toplum örgütlerine de çok önemli bir görev düştüğünü belirten Önder, "Rekabetçi olamayan sektörler ve rekabetçi olamayan firmalar elenecek. O yüzden rekabetçiliği öne çıkarmak lazım ve rekabetçilik de bir ekosistem işi. İçinde verimlilikten lojistiğe çok fazla faktör var. İşte burada sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor. Dünyada yaşanan dönüşümde geç kalmamamız ve yerimizi almamız gerekiyor. Bunlarla ilgili kamuoyu yaratmak, sorunları en net şekilde ortaya koymak ve kamuya çözüm önerileri sunmak en önemli görevlerimiz arasında. Kamuyla, iş dünyasıyla, özel sektörle ve üniversitelerle çok iyi iş birlikleri yapıp uzun vadeli planlar geliştirmeliyiz. Sivil toplum örgütlerinin artık günceli gündem yapan değil de gerçekten orta uzun vadeli stratejileri de belirleyebilen bir yapıda olması lazım. Duygularla değil akılcılıkla yönetilen yapılar kurmamız gerekiyor. Ben de bu koordinasyonu en şekilde sağlayabileceğime ve yeni yol haritaları ortaya koyabileceğime inandığım için ekibimin desteği ile ZÜCDER başkanlığına aday olma kararı aldım." dedi.
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) kurucu başkanı olduğunu, bunun yanında bir dönem İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'nde (İKMİB) yönetim kurulu üyeliği, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nde Yurt Dışı Projelerden Sorumlu Başkan Danışmanlığı ve Genç TİM Başkan Vekilliği yaptığını hatırlatan Önder, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı'nda (PAGEV) başkan yardımcılığı görevine ise halen devam ettiğini belirtti. Sivil toplum kuruluşlarında ciddi bir tecrübe kazandığını ve sektörde de ZÜCDER başkanlığına aday olması yönünde bir ilgi oluştuğunu ifade eden Önder, "Bu teklif geldiği zaman sektörde bir nabız ölçmem gerektiğini söyledim. Ondan sonra sektördeki duayen büyüklerimizi ziyaret ettim, onların olurlarını aldım. Ardından diğer sivil toplum örgütü başkanlarımızı ziyaret edip bilgilendirdim ve iyi destekler aldım. Sonra da sektörde firmalar bazında ziyaretler yapıp bu yola çıkma kararı aldım." dedi.
'ÜÇLÜ DÖNÜŞÜM İÇİN GÜNDEM OLUŞTURACAĞIZ, ZÜCDER'DE HOMOJEN BİR YAPI KURACAĞIZ'
Sivil toplum kuruluşlarında genel olarak 'mış gibi' yapmaktan öteye geçen projeler üretilmediğini ve manşeti büyük kendisi küçük stratejiler geliştirildiğini kaydeden Önder, şunları anlattı:
"Çoğu sivil toplum kuruluşu hem içinde bulunduğu sektör hem de toplum için istenen değeri üretemiyor. Biz bu değeri oluşturmak ve herkesin kazanabileceği bir gündem oluşturmak için buraya adayız. Örneğin hep altını çizdiğimiz üçlü dönüşüm; dijital dönüşüm, sanayi dönüşümü ve yeşil dönüşüm. Bunlarla ilgili gündem oluşturacağız, firmaların dikkatini çekeceğiz ve bilgi üreteceğiz. Konuyla ilgili sadece ulusal değil uluslararası kongreler yapacağız. Hem içeride hem dışarıda bilgi, kavram, değer üreten, sektörel gelişmeleri değerlendiren ve üyelerle paylaşan bir sivil toplum örgütü olmayı hedefliyoruz. Yine küreselde yaşanan bütün gelişmeleri içine alan ve Türkiye'nin eksik yanlarının üzerine düşüneceğimiz kongreler yapacağız. Verimlilik bizim için çok öncelikli bir konu. Şirketlerde verimliliği gündem haline getireceğiz. Firmalarımızın dijital kaslarını güçlendirmek için projelerimiz olacak. Kobileri ihracata hazırlayacağız ve destekleyeceğiz. Bütün alt sektörleri ve şehirleri içine alan bir yapımız olacak. Çünkü Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değil, Kahramanmaraşı, Kayserisi, Kütahyası, farklı şehirleri de içine alan homojen bir yapı kurguluyoruz. İkinci ve üçüncü kuşakların sektörde işlerine devam etmesi için gençlik komitesi kuracağız. Fuarımızı nasıl dünyada daha etkili hale getirebiliriz? Bununla ilgili çalışmalarımız olacak. Ayrıca sektörde ve sivil toplum örgütlerinde bir bölünmüşlük var. Bu noktada elimizdeki kaynakları daha verimli kullanıp daha uyguna yurtdışı organizasyonları yapacağız. İş dünyası sivil toplum örgütlerinin 'cebe dokunan' yani yaptığı projelerle üyelerine katkıda bulunan işler yapması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda üyelerimizin yararına önemli çalışmalarımız olacak."
İSTOÇ RE-EXPORT MERKEZİ OLABİLİR
Plastik ve züccaciye sektörünün kalbinin attığı yer olan İSTOÇ'un çok önemli bir merkez olduğunun altını çizen Önder, burayı aynı zamanda bir re-export merkezi haline getirmek için de çalışacaklarını kaydetti. Önder, "67 ülkeye 4 saat uçuş mesafesindeyiz ve lojistik olarak çok avantajlı bir konumdayız. İSTOÇ bölgenin de en önemli merkezleri arasında yer alıyor ve oradan dünyanın birçok bölgesine direk ihracatın yanında re-export yapabiliriz. Bununla ilgili çok ciddi projelerimiz olacak." diye konuştu.
Editöre Not:
GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM KURULU ADAY LİSTESİ
Burak Önder - Qlux İdeas - PAGEV Başkan Vekili - İstanbul
Ahmet Acar - Acar Mutfak - İSTOÇ İş İnsanları Derneği YK Başkanı - İstanbul
Senur Biçer - Arnica - KESİD YK Başkanı - İstanbul
Levent Güven - Lav - Kütahya
Beyazıt Konuklu - Paşabahçe - İstanbul
Fatih Dinçer - Hascevher Metal - KMTSO YK Üyesi - Kahramanmaraş
Kısmet Şener - Şener Mutfak Eşyaları - İSTOÇ İş İnsanları Derneği YK Üyesi - İstanbul
Mustafa Tetiker - Milenyum Metal - AKİB Denetim Kurulu Üyesi - Kayseri
Murat Tabak - Avşar Emaye - AFSİAD YK Üyesi - Afyon
İsmail Yılmaz - Cooker - İSTOÇ İş İnsanları Derneği YK Üyesi - İstanbul
Turgut Doğan - Favorim Grup - Ankara
Celalettin Çakıcı - CKC Cam - İstanbul
Eyyüp Memur - Hermes Porselen - İstanbul
Muharrem Görgel - Görgel Metal - Kahramanmaraş
Musa Yıldırım - Yıldırım Züccaciye - İstanbul
Nedim Alemdar - Alemdar Züccaciye - İstanbul
M. Hakan Birbilen - Nehir Mutfak - EVSİD YK Üyesi - İstanbul
Ömer Faruk Kır - Dünya Plastik - İstanbul
Hasan Malkoç - Erkoç Plastik - İstanbul
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye'nin ihracatta önemli sektörleri arasında yer alan ev ve mutfak eşyaları sektörü bu yıl öncelikli olarak yakın pazarlara odaklanarak büyümeyi planlıyor. Dünyada bölgesel ittifaklar dönemine girildiğini ve ana pazarımız Avrupa ile birlikte Orta Doğu ve yakın Afrika'nın Türkiye için öneminin giderek arttığına işaret eden Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkan Yardımcısı ve Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, Avrupa Birliği'nin son yıllarda hiç olmadığı kadar Türkiye'ye, Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne ihtiyacı olduğunu kaydetti. Nisan ayında yapılacak Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanlığı için de adaylığını açıklayan Önder, "Sivil toplum örgütlerinin artık günceli gündem yapan değil de gerçekten orta- uzun vadeli stratejileri de belirleyebilen bir yapıda olması lazım. Duygularla değil akılcılıkla yönetilen yapılar kurmamız gerekiyor. Sorunların en doğru şekilde anlatılabilmesi ve çözüm yolu bulunabilmesi gerekiyor. Ben de bu koordinasyonu en iyi şekilde sağlayabileceğime ve yeni yol haritaları ortaya koyabileceğime inandığım için ekibimin desteği ile ZÜCDER başkanlığına aday olma kararı aldım." dedi.
Ev ve mutfak eşyaları sektörünün geçtiğimiz yılı ihracatta yüzde 1,3 düşüşle 3,16 milyar dolarla tamamladığını belirten PAGEV Başkan Yardımcısı ve Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, emtia fiyatlarındaki düşüşe karşın kilogram başı ihracat değerinin 3,81 dolardan 3,84 dolara yükselmesinin gelecek için umut verdiğini söyledi. 2025 için özellikle yakın pazarlara daha fazla odaklanacaklarının altını çizen Önder, "Kesin bir tahmin vermek kolay değil ancak dünyanın globalleşme söyleminden biraz daha bölgesel iş birliklerine ve bölgesel ittifaklara doğru kaydığını görüyoruz. Avrupa'nın geçen yıl toplam ithalatı yüzde 5 azalmasına karşın biz bu bölgeye yaptığımız ihracatı yüzde 8 artırdık. Kendi içinde siyasi ve ekonomik çeşitli problemler yaşayan Avrupa Birliği'nin son yıllarda hiç olmadığı kadar Türkiye'ye, Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne ihtiyacı var. Özellikle askeri, ekonomik ve siyasi alanlarda birbirimize yakınlaşıyoruz. Türkiye dış politikası da buna paralel seyrediyor." dedi.
Yine yakın bölgelerden Ortadoğu'da hep Türkiye ile ilgili bir pozitif haber akışı olduğunu kaydeden Önder, Sahra Üstü Afrika'nın da bu yıl öne çıkabilecek bir diğer bölge olduğuna işaret etti. Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’da Türkiye'nin en önemli rakibinin Çin olduğunu vurgulayan Önder, Çin'in ABD'ye kısıtlanan ihracatı nedeniyle elinde biriken kapasite fazlası ile bu bölgelere yöneldiğini kaydetti. İhracatın sadece şirketlere bırakılmaması gerektiğini ve ihracat konusunun tüm unsurları ile ele alınması gereken bir konu olduğunun altını çizen Önder, şöyle devam etti:
‘FİNANSMAN DESTEĞİ OLMADAN YATIRIM ÇOK ZOR’
"Türkiye'nin ihracatını artırabilmesi için iş dünyasının, özel sektörün ve kamunun yapması gerekenler var. Türkiye'deki kurun seviyesi kısa vadede bizim rekabetçiliğimiz açısından ciddi bir dezavantaj yaratıyor. Bunun yanında rekabetçiliğimizi artırabilmek için özel sektörün üzerine düşen en önemli görevlerden birisi dönüşüm. Türk ev ve mutfak eşyaları sektörünün sanayideki dönüşüme, dijital dönüşüme ve yeşil dönüşüme bir an önce adapte olması gerekiyor. Ancak dönüşüm dediğiniz şey finansman olmadan olmaz. Faizlerin yüzde 50'lere yakın olduğu bir ortamda insanların bu tip yatırımlara girişmesi çok gerçekçi değil. Türkiye'nin son 12 aylık ithalatına baktığınız zaman 11 ayında yatırım malı ithalatı azalmış. Bu hiç iyi bir gösterge değil. Bu nedenle devletten yatırım karşılığı bir finansman desteği bekliyoruz. Sadece yatırıma odaklı Eximbank benzeri bir yapı kurulmalı ve teknolojik dönüşüme, dijital dönüşüme, sanayi dönüşümüne katkıda bulunmalı. Dünyadaki örneklerine benzer şekilde kamunun bu değişim ve dönüşüme destek vermesini bekliyoruz. Türkiye olarak orta gelir tuzağından çıkmak istiyorsak yılda ortalama yüzde 7 civarında büyümemiz lazım. Bu da ancak yatırımla olabilir."
‘STK’LAR DUYGULARLA DEĞİL AKILCILIKLA YÖNETİLMELİ’
Burada iş dünyası sivil toplum örgütlerine de çok önemli bir görev düştüğünü belirten Önder, "Rekabetçi olamayan sektörler ve rekabetçi olamayan firmalar elenecek. O yüzden rekabetçiliği öne çıkarmak lazım ve rekabetçilik de bir ekosistem işi. İçinde verimlilikten lojistiğe çok fazla faktör var. İşte burada sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor. Dünyada yaşanan dönüşümde geç kalmamamız ve yerimizi almamız gerekiyor. Bunlarla ilgili kamuoyu yaratmak, sorunları en net şekilde ortaya koymak ve kamuya çözüm önerileri sunmak en önemli görevlerimiz arasında. Kamuyla, iş dünyasıyla, özel sektörle ve üniversitelerle çok iyi iş birlikleri yapıp uzun vadeli planlar geliştirmeliyiz. Sivil toplum örgütlerinin artık günceli gündem yapan değil de gerçekten orta uzun vadeli stratejileri de belirleyebilen bir yapıda olması lazım. Duygularla değil akılcılıkla yönetilen yapılar kurmamız gerekiyor. Ben de bu koordinasyonu en şekilde sağlayabileceğime ve yeni yol haritaları ortaya koyabileceğime inandığım için ekibimin desteği ile ZÜCDER başkanlığına aday olma kararı aldım." dedi.
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) kurucu başkanı olduğunu, bunun yanında bir dönem İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nde (İKMİB) yönetim kurulu üyeliği, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde Yurt Dışı Projelerden Sorumlu Başkan Danışmanlığı ve Genç TİM Başkan Vekilliği yaptığını hatırlatan Önder, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nda (PAGEV) başkan yardımcılığı görevine ise halen devam ettiğini belirtti. Sivil toplum kuruluşlarında ciddi bir tecrübe kazandığını ve sektörde de ZÜCDER başkanlığına aday olması yönünde bir ilgi oluştuğunu ifade eden Önder, "Bu teklif geldiği zaman sektörde bir nabız ölçmem gerektiğini söyledim. Ondan sonra sektördeki duayen büyüklerimizi ziyaret ettim, onların olurlarını aldım. Ardından diğer sivil toplum örgütü başkanlarımızı ziyaret edip bilgilendirdim ve iyi destekler aldım. Sonra da sektörde firmalar bazında ziyaretler yapıp bu yola çıkma kararı aldım." dedi.
‘ÜÇLÜ DÖNÜŞÜM İÇİN GÜNDEM OLUŞTURACAĞIZ, ZÜCDER’DE HOMOJEN BİR YAPI KURACAĞIZ’
Sivil toplum kuruluşlarında genel olarak 'mış gibi' yapmaktan öteye geçen projeler üretilmediğini ve manşeti büyük kendisi küçük stratejiler geliştirildiğini kaydeden Önder, şunları anlattı:
"Çoğu sivil toplum kuruluşu hem içinde bulunduğu sektör hem de toplum için istenen değeri üretemiyor. Biz bu değeri oluşturmak ve herkesin kazanabileceği bir gündem oluşturmak için buraya adayız. Örneğin hep altını çizdiğimiz üçlü dönüşüm; dijital dönüşüm, sanayi dönüşümü ve yeşil dönüşüm. Bunlarla ilgili gündem oluşturacağız, firmaların dikkatini çekeceğiz ve bilgi üreteceğiz. Konuyla ilgili sadece ulusal değil uluslararası kongreler yapacağız. Hem içeride hem dışarıda bilgi, kavram, değer üreten, sektörel gelişmeleri değerlendiren ve üyelerle paylaşan bir sivil toplum örgütü olmayı hedefliyoruz. Yine küreselde yaşanan bütün gelişmeleri içine alan ve Türkiye'nin eksik yanlarının üzerine düşüneceğimiz kongreler yapacağız. Verimlilik bizim için çok öncelikli bir konu. Şirketlerde verimliliği gündem haline getireceğiz. Firmalarımızın dijital kaslarını güçlendirmek için projelerimiz olacak. Kobileri ihracata hazırlayacağız ve destekleyeceğiz. Bütün alt sektörleri ve şehirleri içine alan bir yapımız olacak. Çünkü Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değil, Kahramanmaraşı, Kayserisi, Kütahyası, farklı şehirleri de içine alan homojen bir yapı kurguluyoruz. İkinci ve üçüncü kuşakların sektörde işlerine devam etmesi için gençlik komitesi kuracağız. Fuarımızı nasıl dünyada daha etkili hale getirebiliriz? Bununla ilgili çalışmalarımız olacak. Ayrıca sektörde ve sivil toplum örgütlerinde bir bölünmüşlük var. Bu noktada elimizdeki kaynakları daha verimli kullanıp daha uyguna yurtdışı organizasyonları yapacağız. İş dünyası sivil toplum örgütlerinin ‘cebe dokunan’ yani yaptığı projelerle üyelerine katkıda bulunan işler yapması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda üyelerimizin yararına önemli çalışmalarımız olacak.”
İSTOÇ RE-EXPORT MERKEZİ OLABİLİR
Plastik ve züccaciye sektörünün kalbinin attığı yer olan İSTOÇ'un çok önemli bir merkez olduğunun altını çizen Önder, burayı aynı zamanda bir re-export merkezi haline getirmek için de çalışacaklarını kaydetti. Önder, “67 ülkeye 4 saat uçuş mesafesindeyiz ve lojistik olarak çok avantajlı bir konumdayız. İSTOÇ bölgenin de en önemli merkezleri arasında yer alıyor ve oradan dünyanın birçok bölgesine direk ihracatın yanında re-export yapabiliriz. Bununla ilgili çok ciddi projelerimiz olacak." diye konuştu.
GENİŞLETİLMİŞ YÖNETİM KURULU ADAY LİSTESİ
Burak Önder - Qlux İdeas - PAGEV Başkan Vekili - İstanbul
Ahmet Acar - Acar Mutfak - İSTOÇ İş İnsanları Derneği YK Başkanı - İstanbul
Senur Biçer - Arnica - KESİD YK Başkanı - İstanbul
Levent Güven - Lav - Kütahya
Beyazıt Konuklu - Paşabahçe - İstanbul
Fatih Dinçer - Hascevher Metal - KMTSO YK Üyesi - Kahramanmaraş
Kısmet Şener - Şener Mutfak Eşyaları - İSTOÇ İş İnsanları Derneği YK Üyesi - İstanbul
Mustafa Tetiker - Milenyum Metal - AKİB Denetim Kurulu Üyesi - Kayseri
Murat Tabak - Avşar Emaye - AFSİAD YK Üyesi - Afyon
İsmail Yılmaz - Cooker - İSTOÇ İş İnsanları Derneği YK Üyesi - İstanbul
Turgut Doğan - Favorim Grup - Ankara
Celalettin Çakıcı - CKC Cam - İstanbul
Eyyüp Memur - Hermes Porselen - İstanbul
Muharrem Görgel - Görgel Metal - Kahramanmaraş
Musa Yıldırım - Yıldırım Züccaciye - İstanbul
Nedim Alemdar - Alemdar Züccaciye - İstanbul
M. Hakan Birbilen - Nehir Mutfak - EVSİD YK Üyesi - İstanbul
Ömer Faruk Kır - Dünya Plastik - İstanbul
Hasan Malkoç - Erkoç Plastik - İstanbul
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA) tarafından düzenlenen PRİDA İletişim Ödülleri, sektörde fark yaratan projeleri ödüllendirerek başarılı iletişim kampanyalarını öne çıkardı. "İyi uyku deneyimini geliştirmeye yönelik uçtan uca çözümler ve deneyimler sunan "Uyku dünyası markası" olarak Yataş Bedding, sağlıklı uyku bilincini artıran ve toplumda farkındalık yaratan projeleriyle Prida Ödülleri'nde bu yılın öne çıkan markalarından biri oldu.
Uykunun önemi konusunda toplumda farkındalık yaratmak amacıyla her biri alanında uzman doktor ve danışmanlardan oluşan Yataş Uyku Kurulu projesi "Kanaat Önderi İşbirlikleri" kategorisinde PRİDA Ödülü'nü aldı. Sokak hayvanlarının sağlıklı ve iyi yaşamını destekleyen ve bu kapsamda Mutlu Patiler Derneği ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği projesi ile de Belirli Gün İletişimi kategorisinde Başarı Ödülü'nün sahibi oldu.
"Uyku sağlığına ve toplumsal farkındalığa katkı sağlamaya devam ediyoruz"
Ödüle ilişkin açıklama yapan Yataş Bedding Pazarlama Direktörü Selmin Gündoğdu şunları söyledi:
"Yataş Bedding olarak, yalnızca uyku konforunu artırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun bilinçlenmesine yönelik projeler hayata geçiriyoruz. 'Yataş Uyku Kurulu' projemizle sağlıklı uyku alışkanlıkları konusunda uzmanlarla işbirliği yaparak kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Öte yandan, 'Mutlu Patiler' projemizle de sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmek için sosyal sorumluluk çalışmalarına katkı sunuyoruz. PRİDA İletişim Ödülleri'nde bu çabalarımızın ödüllendirilmesi bizler için büyük bir motivasyon kaynağı."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin global moda markası Colin’s, sürdürülebilir moda alanındaki öncü projelerinden biri olan Denim Fikrim Tasarım Yarışması ile İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA) tarafından düzenlenen PRİDA İletişim Ödüllerinde “Lansman/Relansman/Konumlandırma” kategorisinde Başarı Ödülüne layık görüldü. Colin’s Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Ahmet Eroğlu sürdürülebilir modanın yalnızca bir trend değil, geleceğin zorunluluğu olduğuna inandıklarını belirterek “Vizyonumuz doğrultusunda hayata geçirdiğimiz projemizin böyle prestijli bir ödül ile taçlandırılmasından gurur duyuyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz, hep birlikte daha yaşanabilir bir dünya inşa etmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Colin’s’in 2024 yılında gerçekleştirdiği Gala Gecesi ile PRİDA ödülü kazanan yarışma, bu yıl Denim Hero temasıyla düzenlenerek 3 Mart 2025 tarihine kadar başvuruları kabul edecek. Üniversiteli tasarımcıların yaratıcılıklarını sürdürülebilir moda anlayışıyla buluşturmalarını teşvik eden yarışmada, finale kalan 10 öğrenciye, yalnızca atık denim kumaşlar ve sürdürülebilir materyallerle tasarım yapma, alanında uzman isimlerden eğitim ve mentorluk desteği alma fırsatı sunuluyor. İlk üç sıraya girenler, Haziran’da gerçekleştirilecek ödül töreninde açıklanacak ve toplam 450 bin TL ödülün sahibi olacak. Bunun yanı sıra, ödül töreninde finale kalan diğer yarışmacılara da hediye çekleri verilecek ve genç tasarımcılar çalışmalarını sergileme şansı yakalayacak.
Uzman Jüri Değerlendiriyor
Denim Hero teması çerçevesinde düzenlenen yarışmada, tasarımlar uzman bir jüri kadrosu tarafından değerlendirilecek. Jüri üyeleri arasında moda tasarımında öncü isimler Hatice Gökçe, Mehtap Elaidi, Nur Bilen Yavuzer ve Moda Tasarımcısı & Mimar Niyazi Erdoğan yer alıyor. Sürdürülebilir moda ve tekstil konularında dünyadaki sayılı uzmanlar arasında bulunan, pek çok ünlü moda ve tasarım okulunda dersler veren, Bluesign Technologies Ağ Marka Hizmetleri Direktörü Kutay Sarıtosun’un yanı sıra Colin’s İcra Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Colin’s Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Ahmet Eroğlu, Colin’s Global Pazarlama Grup Müdürü Sevra Erhan, Colin’s Global Denim Kategori Grup Müdürü Gülendam Bal, Colin’s Global Kreatif Direktörü Meera Saxena, DNM Denim Genel Müdürü Gökhan Ünsal ve Bossa Genel Müdürü Onur Duru jüri üyeleri olarak genç tasarımcılara ilham verecek.
Colin’s, PRİDA İletişim Ödülü ile taçlandırılan Denim Fikrim Tasarım Yarışması ile sürdürülebilir moda alanındaki öncü duruşunu pekiştirirken, genç yeteneklere de moda dünyasında fark yaratma fırsatı sunmaya devam ediyor. Yarışmayla ilgili detaylı bilgiye https://denimfikrim.com adresinden ulaşılabilir.
Colin’s Hakkında
Gençlerin ve kendini genç hissedenlerin markası Colin’s, tüketicilerine sadece hazır giyim ürünleri değil, kendilerini daha iyi hissettirecek bir deneyim sunmak için çalışıyor. Jean odaklı moda ürünleriyle herkesin tarzını yansıtabileceği ve gençliğin enerjisini her an hissedebileceği koleksiyonlar sunan marka; son teknolojileri kullanarak, kalite anlayışı doğrultusunda koleksiyonunda rengi, kumaşı, dikişi, dayanıklılığı ve duruşuyla sürdürülebilir ürünlere yer veriyor. Dünyanın 23 ülkesinde 600’ü aşkın mağazasıyla günün 24 saati hizmet veren Colin’s, modadaki hızlı değişimleri yakından takip ederek, tüketicinin her dönem ve günün her anı tercih edeceği ürünlere imza atıyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Chery’nin 7 kişilik lüks SUV modeli TIGGO 8 Pro Max, Türk kullanıcılar tarafından yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Sınıfının en iyi özellikleri ile donatılan model, geniş yaşam/yükleme alanları, akıllı teknolojileri ve üstün güvenlik performansıyla kullanıcıların lüks SUV dünyasına ilişkin beklentilerini iyi bir şekilde karşılıyor. Chery’nin bizzat geliştirdiği, verimlilik ve performansı aynı noktada birleştiren 1.6 TGDI motor ile donatılan TIGGO 8 Pro Max, bu motorla 108 kW maksimum güç ve 275 Nm maksimum tork sağlıyor. Chery ayrıca daha fazla Türk tüketicisinin TIGGO 8 Pro Max deneyiminden yararlanmasını sağlamak üzere cazip satın alım imkanları da sunuyor. Şubat ayı boyunca bireysel müşteriler, TIGGO 8 Pro Max’in Exceptional versiyonunda 295 bin TL’lik nakit indirimden yararlanabiliyor veya 250 bin TL için yıllık yüzde 1,99 faiz oranıyla 12 ay vadeli düşük faizli krediyi tercih edebiliyor. Ticari müşteriler ise 1 milyon TL için 6 ay vadeli ve sıfır faizli kredi imkanından yararlanabiliyor.
Chery’nin küreselleşme stratejisinin temel modeli olarak öne çıkan TIGGO 8 Pro Max, Türkiye pazarında hızla yükselerek en çok satan lüks SUV modellerden biri haline geldi. Bu model, Chery’nin üst düzey ürün gamındaki boşluğu doldururken aynı zamanda sınıfının en iyi özelliklerini, akıllı teknoloji ve üstün güvenlik performansıyla kullanıcıların lüks SUV dünyasına ilişkin beklentilerini de yeniden tanımlıyor. Chery’nin 27 yıllık otomotiv uzmanlığından yararlanan TIGGO 8 Pro Max, Türkiye'deki aile tipi kullanıcıları akıllı ve lüks seyahatte yeni bir döneme taşıyor.
Üstün konfor ve geniş yaşam/yükleme alanı sunuyor!
Chery’nin güçlü T1X platformu üzerinde yükselen TIGGO 8 Pro Max, TIGGO ailesinin üst seviye amiral gemisi modeli olarak öne çıkıyor. 4720 mm uzunluğunda ve 1860 mm genişliğindeki gövdesiyle "mobil üç bölümlü" geniş ve lüks bir kabin sunuyor. TIGGO 8 Pro Max, yüzde 66,1'lik alan kullanım oranı ve 1930 litreye varan genişletilebilir bagaj hacmi ile aile tipi kullanıcıların esnek ihtiyaçlarına sorunsuzca uyum sağlıyor. Araç, iç mekan kalitesi ve tarzıyla da öne çıkıyor ve detaylara gösterilen özeni gözler önüne seriyor. Havalandırma ve ısıtma işlevlerine sahip olan koltuklar, tasarımıyla vücudu başarılı bir şekilde kavrıyor. Ayrıca N95 seviyesinde hava filtrelemesi sağlayan C-PURE net cube green kokpit sayesinde Türkiye'deki ailelere sağlıklı bir ortam sağlıyor.
Chery TIGGO 8 Pro Max, bünyesinde barındırdığı akıllı teknoloji çözümleriyle öne çıkıyor. Model, kullanımı daha sezgisel ve rahat hale getirirken akıllı bir deneyim sunan Türkçe sesli komut ile donatılmış durumda. N03-50W kablosuz hızlı şarj ise sürücülerin akıllı cihazlarını her zaman tam şarj ile kullanmalarını sağlayarak iletişimi ve eğlenceyi kesintisiz kılıyor.
Modelde yer alan göz hizası ekranı (HUD) teknolojisi sadece sürüş güvenliğini artırırken aynı zamanda araca ek bir teknoloji duygusu da katıyor. TIGGO 8 Pro Max ayrıca, aracın çevresini gerçek zamanlı olarak izleyen, olası tehlikeleri öngören ve gerektiğinde otomatik düzeltici eylemler de uygulayan ADAS (Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri) çözümleriyle ek sürüş güvenliği de sağlıyor.
Verimli, performanslı ve güvenli bir sürüş sağlıyor
TIGGO 8 Pro Max, Chery’nin bizzat geliştirdiği 1.6 TGDI motor ile donatılıyor. Bu motor 108 kW maksimum güç ve 275 Nm maksimum tork sağlıyor ve gücünü 7 ileri ıslak çift kavramalı şanzımanla yola aktarıyor. Bu kombinasyon, şehir içi sürüş koşullarında 7,5 lt/100 km'lik bir yakıt tüketimi sağlarken, yüksek hızlı sürüşlerde yüksek çekiş gücü ve gelişmiş bir performans sunuyor. Bununla birlikte aracın şasisi GSR II ile yükseltilerek NVH performansı yüzde 30 artırıldı. Continental marka 19 inçlik düşük yuvarlanma direncine sahip lastiklerle donatılan TIGGO 8 Pro Max, Türkiye'nin farklı yol koşullarında son derece sessiz ve dengeli bir sürüş deneyimi sunuyor. Kısacası, Chery TIGGO 8 Pro Max, üstün yaşam/yükleme alanı tasarımı, yüksek seviyedeki konforu, akıllı teknolojik özellikleri ve üstün performansı ile aile kullanımına yönelik yeni standartlar belirliyor.
Chery, cazip şubat ayı fırsatları ile TIGGO 8 Pro Max sahibi olmayı kolaylaştırıyor!
Chery ayrıca daha fazla Türk tüketicisinin TIGGO 8 Pro Max deneyiminden yararlanmasını sağlamak üzere cazip satın alım imkanları da sunuyor. Şubat ayı boyunca bireysel müşteriler, TIGGO 8 Pro Max’in Exceptional versiyonunda 295 bin TL’lik nakit indirimden yararlanabiliyor veya 250 bin TL için yıllık yüzde 1,99 faiz oranıyla 12 ay vadeli düşük faizli krediyi tercih edebiliyor. Ticari müşteriler ise 1 milyon TL için 6 ay vadeli ve sıfır faizli kredi imkanından yararlanabiliyor. Böylece TIGGO 8 Pro Max’e sahip olmak isteyen kullanıcılar şubat ayında da Chery yetkili satıcılarına uğrayıp hayallerindeki lüks SUV modeline rahatlıkla sahip olabiliyor.
Chery Türkiye hakkında
Chery International, pazarı daha iyi anlamak ve kullanıcılara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, Eylül 2022’de, Türkiye’de %100 iştirak ile Chery Türkiye’yi kurdu. Chery Türkiye, Chery markasına ait tüm model ve yedek parçaların Türkiye’deki lojistiği, satışı ve satış sonrası hizmetlerinden sorumludur. Şirket, tüm ticari satışlardan sorumlu olmak üzere; satış, satış sonrası, bayi ağı geliştirme, iletişim ve diğer departmanlarını kurdu. Faaliyetlerini 7 bölgede toplam 50 yetkili satıcı ile sürdürüyor. Şirket, 21 Mart 2023’te TIGGO 8 PRO, TIGGO 7 PRO ve OMODA 5 olmak üzere üç SUV modelini pazara sundu. Bu üç model, kalite açısından üst düzey mükemmellik, tasarım açısından şıklık ve en yüksek teknolojik konfigürasyona sahip olmasıyla beğeni topluyor. 7 koltuklu SUV TIGGO 8 Pro Max, ihtişamı, lüks hissi ve güçlü duruşuyla en üst segment otomobil olarak öne çıkıyor ve D-SUV pazarında ilk sırada yer alıyor. TIGGO 7 Pro Max, konfor ve verimlilik açısından aile SUV’ları arasındaki ilk tercih oluyor. OMODA 5 ise; fütüristik tasarımı ve artan kalitesiyle geniş kullanıcı kitlelerine hitap ediyor.
Chery hakkında
Kantar ve Google, ortaklaşa, 2024 Çin Küresel Marka Oluşturucuları İlk 50 listesini açıkladı. Chery, otomobil alanında “Çin’in En İyi Küresel Marka Oluşturucusu” seçilerek genel listede 14. sırada yer aldı ve markanın gücü önemli bir büyüme kaydetti. Chery, kuruluşundan bu yana bir küreselleşme stratejisi uyguladı ve uluslararası rekabet gücüne ve nüfuza sahip bir otomobil markası oluşturma kurumsal vizyonuyla her zaman teknoloji odaklı gelişime bağlı kaldı. Sürekli teknolojik yenilik yaklaşımıyla hareket eden Chery, küresel pazarlara komple araç, CKD parçaları, motor, üretim teknolojisi ve ekipman ihraç eden ilk Çinli binek otomobil şirketi oldu. Chery, ürün stratejisi, yerelleştirme stratejisi ve yetenek stratejisinin uygulanması yoluyla yerel ve uluslararası pazarları geliştirmeye, küreselleşmeyi sürekli derinleştirmeye ve çevre dostu, teknoloji, aile ve arkadaşlık ilkelerine odaklanıyor. 27 yıllık geliştirme sürecinin ardından Chery’nin satış ve servis ağı, 80’in üzerinde ülke ve bölgeyi kapsarken, dünya genelinde 14 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaşılmış durumda. Ayrıca Chery, sürekli çabalarla topluma katkıda bulunarak ve küresel tüketicilere daha iyi ürün ve hizmetler sunarak küresel pazarlarda çevre dostu kalkınma, çevre koruma, sosyal refah, personel eğitimi ve diğer alanları kapsayan çeşitli sosyal katkı faaliyetleri yürütüyor.
Daha detaylı bilgi için Chery web sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.cherytr.com
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hisar Okulları, küresel sorunlara çözüm odaklı bakış açıları geliştiren öğrencileri bir araya getirerek dünyanın geleceğine katkı sağlamaya devam ediyor. 2006 yılından bu yana düzenlediği ve uluslararası bir platforma taşıdığı Junior Model United Nations (JMUN) konferansı, bu yıl da geniş çaplı bir katılımla gerçekleşti. Demokrasi, kutuplaşma ve aşırıcılık gibi günümüzün en önemli meselelerine odaklanan konferans, gençleri yapıcı ve çözüm odaklı tartışmaların merkezine yerleştirdi.
Konferans demokrasi, kutuplaşma ve aşırıcılık meselelerine odaklandı
7-9 Şubat 2025 tarihlerinde düzenlenen 19. Hisar JMUN Konferansı, "Protecting Democracy in an Age of Severe Political Polarization and Extremism by Promoting Constructive Discourse" (Ağır Politik Kutuplaşma ve Aşırıcılık Çağında Demokrasiyi Korumak: Yapıcı Diyaloğu Teşvik Etmek) teması etrafında şekillendi. Bu önemli organizasyona Türkiye'nin yanı sıra Almanya, Lüksemburg, Hollanda, Suudi Arabistan, Gana ve Yunanistan’ın da içinde olduğu 10 farklı ülkeden 700'ü aşkın öğrenci katıldı. Model Birleşmiş Milletler (MUN) alanında deneyimli lise öğrencilerinin organizasyonu ve rehberliğinde yürütülen konferans, tüm dünyadan genç liderleri bir araya getirerek diplomasi ve uluslararası ilişkiler konusunda farkındalıklarını artırmayı hedefledi. Konferans, teknoloji politikaları alanında uzman olan Tal Garih’in "AI and Sustainable Transformation" (Yapay Zekâ ve Sürdürülebilir Dönüşüm) başlıklı açılış konuşmasıyla başladı. Yapay zekânın küresel politika üzerindeki etkilerini ele alan konuşma, katılımcılara teknoloji ve siyaset ilişkisini anlama noktasında ilham verdi.
JMUN 2025’te lise öğrencileri uluslararası krizlere çözüm aradı
Hisar JMUN 2025’te, toplamda 19 komite oluşturularak, öğrenciler temsil ettikleri ülkeler adına uluslararası krizleri tartıştı ve çözüm önerileri sundu. BM’nin simülasyonu niteliğinde olan bu platformda, öğrenciler diplomasi, eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirirken, aynı zamanda küresel perspektif kazandılar. Hisar Okulları, öğrencilerinin yalnızca akademik başarıyla değil, aynı zamanda araştırmacı, sorgulayan, özgüvenli, etik değerlere sahip ve farkındalık düzeyi yüksek bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor. JMUN gibi organizasyonlar, öğrencilerin toplumsal sorumluluk bilincini artırarak onları daha bilinçli dünya vatandaşları olmaya teşvik ediyor.
Hisar Okulları’nın eğitim modeli bilim, mühendislik, sanat ve tasarım alanlarını kapsıyor
Hisar Okulları kurulduğu ilk günden bu yana, dünyada değer bulan öğrenciler yetiştirmek üzere; bilim, mühendislik, sanat, tasarım gibi farklı alanların ilişkilendirildiği bir eğitim modeli ve akademik program sunuyor. Okul; en küçük yaşlarından başlayarak, her düzeydeki öğrenciler için ilgi alanları doğrultusunda deney ve gözlem odaklı bilgi ve beceri edinme fırsatları yaratıyor. Bu becerilerle donanmış öğrenciler yaşam yolculuklarına, sorun belirleme, çözüm üretme ve bu çözümleri sebatla uygulamaya koyma tecrübesiyle başlıyorlar. 1667 öğrencisi olan okulun mezunları, Türkiye ve dünyanın önde gelen eğitim kurumları ve kuruluşlarında eğitim ve çalışma hayatlarına devam ederken, içinde bulunduğu toplumun ilerlemesine de katkı veriyor.
https://www.hisarschool.k12.tr/
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye’nin lider uyku markası Yataş Bedding, iletişim ve halkla ilişkiler alanında prestijli ödüllerden biri olan PRİDA İletişim Ödülleri’nde iki ödüle birden layık görüldü. Yataş Bedding, "Yataş Uyku Kurulu" projesi ile Kanaat Önderi İşbirlikleri kategorisinde PRİDA Ödülü’nü kazanırken, "Mutlu Patiler" projesi ile Belirli Gün İletişimi kategorisinde Başarı Ödülü’nün sahibi oldu.
İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA) tarafından düzenlenen PRİDA İletişim Ödülleri, sektörde fark yaratan projeleri ödüllendirerek başarılı iletişim kampanyalarını öne çıkardı. “İyi uyku deneyimini geliştirmeye yönelik uçtan uca çözümler ve deneyimler sunan “Uyku dünyası markası” olarak Yataş Bedding, sağlıklı uyku bilincini artıran ve toplumda farkındalık yaratan projeleriyle Prida Ödülleri’nde bu yılın öne çıkan markalarından biri oldu.
Uykunun önemi konusunda toplumda farkındalık yaratmak amacıyla her biri alanında uzman doktor ve danışmanlardan oluşan Yataş Uyku Kurulu projesi “Kanaat Önderi İşbirlikleri” kategorisinde PRİDA Ödülü’nü aldı. Sokak hayvanlarının sağlıklı ve iyi yaşamını destekleyen ve bu kapsamda Mutlu Patiler Derneği ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği projesi ile de Belirli Gün İletişimi kategorisinde Başarı Ödülü’nün sahibi oldu.
“Uyku sağlığına ve toplumsal farkındalığa katkı sağlamaya devam ediyoruz”
Ödüle ilişkin açıklama yapan Yataş Bedding Pazarlama Direktörü Selmin Gündoğdu şunları söyledi:
“Yataş Bedding olarak, yalnızca uyku konforunu artırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun bilinçlenmesine yönelik projeler hayata geçiriyoruz. ‘Yataş Uyku Kurulu’ projemizle sağlıklı uyku alışkanlıkları konusunda uzmanlarla işbirliği yaparak kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Öte yandan, ‘Mutlu Patiler’ projemizle de sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmek için sosyal sorumluluk çalışmalarına katkı sunuyoruz. PRİDA İletişim Ödülleri’nde bu çabalarımızın ödüllendirilmesi bizler için büyük bir motivasyon kaynağı.”
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.