Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2023 yılında ekonomik iklim, maliyetlerin düşürülmesi ve verimliliğin artırılmasıyla şekillenmeye devam edecek. Bu nedenle şirketler için gelecekte bu konuda kendilerine yardımcı olabilecek yenilikçi teknolojiler büyük önem taşıyor. Cisco da güvenlik, ağ verimliliğinin artırılması, sürdürülebilirlik ve yapay zekânın da aralarında bulunduğu, 2023'te öne çıkacak 7 teknoloji trendini derledi.
Cisco Orta Doğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Reem Asaad bu konuda şunları söylüyor: "Bu trendlerin genelinde hâkim olan tema, teknolojik evrimin ivmesidir. Bu teknoloji trendleri Türkiye'nin dahil olduğu bölgemizde yükselişteler ve iddialı ulusal vizyonlar tarafından yönlendirilen tüm sektörlerde her işletmenin geleceğini şekillendiriyorlar. Bugün, bu tür teknolojilerin sahip olduğu büyük potansiyel ve sağlam güvenlik önlemleriyle hafifletilmesi gereken zorlukların kesiştiği bir noktadayız. Her zamankinden daha fazla tanık olduğumuz en önemli konulardan biri, işletmelerin eylemlerinin sosyal bağlamını göz önünde bulundurmaları gerektiğidir. Bölgede çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularına giderek daha fazla odaklanıldığını görüyoruz. Kesin olan, teknolojinin devletler ve işletmeler için ESG gündemlerini hayata geçirmede kilit rol oynamaya devam ettiği."
Reem Asaad, 2023'te öne çıkacak 7 teknolojik trendi de şöyle sıraladı:
Sürdürülebilirlik ve Yapay Zekâ
1. Sürdürülebilirlik
Daha sürdürülebilir bir gelecek için veri merkezlerini dönüştürmek üzere Ethernet Üzerinden Güç (PoE) tasarımı ve donanımındaki ilerlemelerle birlikte Net Zero, sürdürülebilirlik hedeflerini karşılamak için ortak standartları yönlendirecek. Enerji kullanımını izlemek, takip etmek ve değiştirmek için veri merkezi platform yönetiminde ağ oluşturma ve API'ler daha gelişmiş hale gelecek. BT tedarikçileri ve ekipman ortakları, sürdürülebilirlik süreçlerinde ilerleme kaydetmek için donanımın yeniden kullanımı (döngüsellik) konusunda daha şeffaf olacaklar.
2. Sorumlu Yapay Zekâ
2023 yılında, yapay zekânın etik olmayan ve sosyal açıdan yıkıcı hedeflere ulaşmak için kullanıldığına dair çok sayıda örnek göreceğiz. Sektör, devletler, akademik çevreler ve STK'lar bir araya gelerek, potansiyel zararları azaltmak için yapay zekâyı etik ve sorumlu bir şekilde yönetmeye olanak sağlayacak bir çerçeve oluşturmaya başlayacaklar. Bu çerçeve, Şeffaflık, Adillik, Hesap Verebilirlik, Gizlilik, Güvenlik ve Güvenilirlik gibi ilkelere dayanacak ve nihayetinde yapay zekâ sistemlerinin tanımlayıcı ilkeleri olarak model oluşturmada kullanılacak.
BT Güvenlik Trendleri
3. Kuantum Kriptografi
Anahtarların iletilmesi, daha sonra şifrelerinin çözülebilmesi nedeniyle güvenlik açısından temel bir risktir. Kuantum Anahtar Dağıtımı (QKD) anahtarların güvensiz bir kanal üzerinden dağıtılmasını önlediği için bu noktada özellikle etkili olacak. 2023'te, kuantum sonrası dünyaya hazırlık olarak, veri merkezlerinde, IoT'de, otonom sistemlerde ve 6G'de QKD'nin benimsenmesiyle bir makro trendin ortaya çıktığını göreceğiz.
4. Uygulama ve API Güvenliği
Modern bulut tabanlı uygulamalar iş dünyasının itici güçleri haline geldikçe, temel uygulama ortamının korunması kritik önem taşıyor. 2023'te geliştiriciler, geliştirme döngülerini hızlandıran ve olağanüstü, güvenli dijital deneyimler sunmaya odaklanarak dağıtılmış uygulama mimarilerini yönetmelerine ve güvenli hale getirmelerine olanak tanıyan çeşitli geliştirme araçlarından giderek daha fazla destek alacaklar. Ayrıca, güvenlik uzmanlarının bu sonuçlar üzerinde sorunsuz bir şekilde iş birliği yapmasına olanak tanıyan araçlara yönelik hareketin de devam ettiğini göreceğiz.
İş Sürekliliği ve Direnci
5. Çoklu Bulut Mimarilerini Optimize Etme
Küreselleşme ve veri bağımsızlığı ile ilgili sorunlar arttıkça, önümüzdeki yıl şirketlerin çoklu bulut mimarilerinden yararlanma biçimlerinde dikkate değer bir değişim göreceğiz. İşletmelerin %89'u çeşitli nedenlerle (jeopolitik, teknik) çoklu bulut stratejisini benimserken, bu avantajlar çoklu bulut ortamını bağlama, güvence altına alma ve gözlemleme konusunda ek karmaşıklık getiriyor. Sovereign Clouds, Local Zone Clouds, Zero-Carbon Clouds ve diğer yeni bulut teklifleri gibi yeni çoklu bulut çerçevelerine doğru büyük bir hareket göreceğiz. Bu, yeni bir çoklu bulut işletim modelini başlatan, daha özel ve uç bulut uygulamalarına ve hizmetlerine giden bir yol yaratacak.
6. İş Sonuçlarına Bağlı Tam Yığın Gözlemlenebilirliği
İzleme ile ilgili sorun her zaman, çok az bağlam ve iş korelasyonuna sahip çok fazla veri olmasından kaynaklamıştır. Uygulama izlemenin tam yığın gözlemlenebilirliğine doğru evrimi, iş bağlamına ilişkin bir görünümü giderek daha fazla sağlayacaktır. Sistematik bir şekilde uygulandığında bu, yanıt vermeyi büyük ölçüde hızlandıracak ve iş operasyonlarını gerçek zamanlı olarak optimize edecektir. 2023 yılında iş bağlamı, izleme ve görünürlük sonuçlarının ayrılmaz bir parçası olarak yaygın bir kabul görecek.
7. Nesnelerin İnterneti (IoT), Tedarik Zincirlerini Daha Dirençli Hale Getiriyor
İşletmeler ve lojistik sağlayıcılar 2023'te tedarik zincirlerine tam görünürlük kazandırmak için IoT'yi giderek daha fazla kullanacak. IoT ve diğer teknolojiler tedarik zincirlerine direnç ve verimlilik kazandırmada daha büyük bir rol oynamakla kalmayacak, aynı zamanda siber güvenliği ve IT/OT ağ yönetimini de geliştirecek. Sonuç olarak, işletmeler ve lojistik sağlayıcılar tedarik zincirlerini öngörücü ve kuralcı modeller etrafında yeniden yapılandıracak. Bu da daha sürdürülebilir iş uygulamalarına ve döngüsel tedarik zincirlerine doğru önemli bir dönüşüm anlamına geliyor.
.
ekonomim.com internet sitesinde yayınlanan habere göre; Noterler tarafından düzenlenecek taşınmaz satış sözleşmelerine ilişkin uygulanacak usul ve esaslar belirlendi. Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan yönetmeliğe göre, noterlerin düzenleyeceği taşınmaz satış sözleşmelerinde noterlik ücretleri 500 liradan az, 4 bin liradan fazla olamayacak.
Taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlenmesine ilişkin başvurular sadece e-Devlet üzerinden Türkiye Noterler Birliği’nin e-randevu/başvuru uygulamasından yapılacak.
E-devlet üzerinden yapılan başvuruda, kimlik numaraları, tüzel kişiyi tanımlayıcı bilgiler, taşınmazın emlak vergi değeri ile belirlenen satış bedeli girilecek. Ardından işlemin yapılacağı noterlik seçilecek, noterler gelen başvuru bilgilerini önce Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi üzerinden Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne gönderecek. Hesaplanan tapu harcı elektronik ortamda ödendikten sonra randevu tarih ve saati taraflara bildirilecek.
Noter, taşınmazın satışını kısıtlayıcı veya satışa engel hukuki bir durumun bulunmadığını tespit ettikten sonra sözleşmeyi taraflara imzalatıp TAKBİS'e kaydedecek.
Aracılık ettikleri taşınmaz satış sözleşmelerinde noter ücreti 500 liradan az 4 bin liradan fazla olamayacak. Bu ücret her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak.
https://www.ekonomim.com/ekonomi/tasinmaz-satisinda-noter-ucreti-4-bin-lirayi-asamayacak-haberi-679409
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
KPMG, ABD'nin son yıllardaki en yüksek profilli dolandırıcılık olayı olarak görülen kripto para borsası FTX'i iflasa götüren süreci inceledi. “Kripto sektöründeki hissedarlar için dersler ve çıkarımlar” ana mesajı ile yayımlanan araştırmada, FTX'i çöküşe götüren temel nedenler sekiz başlık altında sıralandı.
2019 yılında kurulan kripto para borsası FTX, aradan sadece iki yıl geçmesine karşın 2021 yılına gelindiğinde token'leri hızlı bir şekilde listelemesi, kullanıcı arayüzü ve yüksek likiditesi (alış ve satış fiyatları arasında düşük makaslar) nedeniyle profesyonel yatırımcılar için en büyük ve en popüler borsalardan biri haline gelmişti. Ancak FTX, geçen yıl likidite sıkıntısı yaşamaya başlamış ve kasım ayında ABD'de iflas sürecine girmişti. Olay sonrası görevinden istifa eden şirketin CEO'su Sam Bankman-Fried kendisine yöneltilen dolandırıcılık iddiaları nedeniyle geçtiğimiz günlerde ABD'de hakim karşısına çıkarken KPMG'den FTX borsasının çöküşünü konu alan çarpıcı bir araştırma geldi.
“Kripto sektöründeki hissedarlar için dersler ve çıkarımlar” ana mesajı ile yayımlanan ve FTX'in kuruluş, yükseliş ve düşüş dönemlerini detaylı bir şekilde mercek altına alan “FTX'in Çöküşü” araştırması bir zamanların en popüler kripto borsalarından olan FTX'i iflasa götüren nedenleri de sıraladı. Araştırmada FTX'i çöküşe götüren temel nedenler şirket ve müşteri fonlarının karıştırılması, çıkar çatışmaları, token'lerin teminat olarak kullanılması, token miktarı ve değerlemesi, kurumsal yönetim yetersizliği, kayıt eksikliği, üçüncü taraf yatırımcıların sınırlı denetimi ve risk yönetimi politikalarının eksikliği olarak sıralandı:
• Şirket ve müşteri fonlarının karıştırılması: FTX'in kardeş şirketi Alameda Research'e milyarlarca dolarlık müşteri fonunu borç olarak verdiği ortaya çıktı. Müşteri fonlarını başkalarına vermek ve izin alınmadan bu fonlar ile işlem yapmak ABD menkul kıymetler yasasına göre yasa dışı olduğu gibi FTX'in kendi hizmet şartlarını da ihlal ediyor.
• Çıkar çatışmaları: Kripto para birimi Terra (Luna) ve stable coin UST'nin 2021 yılının mayıs ayında çöküşü, FTX'in arka planda likidasyon kaynağı olmasından ötürü Alameda'nın girmiş olduğu işlemlerde kayıplar yaşamasının nedeni oldu.
• Token'lerin teminat olarak kullanılması: FTX'in kendi FTT token'i Alameda tarafından kaldıraçlı işlemlerde teminat olarak kullanıldı. Bu nedenle FTT'nin değeri FTX'in varlığını sürdürmesine bağlıydı. FTT'nin fiyatı 22 doların altına düştüğünde Alameda'nın borçlarını geri ödeyemediği için kredileri de likide edildi.
• Token miktarı ve değerlemesi: Bilanço açıklamaları FTX'in özel şirketlere yatırım yapmanın yanı sıra elinde yüksek miktarda varlık (5,4 milyar dolar) bulundurduğunu gösteriyordu. Ancak bu varlıklar düşük miktarda işlem gören ve piyasa değeri seyreltilmiş (FVD) token'lerden oluşuyordu. Bunlar içerisinde likidasyon senaryolarındaki makul değerleri iddia edilen değerlerinin oldukça atlında olan FTT ve Serum da bulunuyordu.
• Kurumsal yönetim yetersizliği: FTX'in yönetim kurulunda üçüncü tarafları temsil eden hiçbir üye yoktu. Kontrol; deneyimsiz, bilgisiz ve potansiyel olarak riskli bireylerden oluşan çok küçük bir gruptaydı.
• Kayıt eksikliği: Finansal raporlama sistemleri ve kurumsal kontroller için yetersiz altyapı, güvenilir finansal bilgilere ulaşılamamasına neden oluyordu. Ödemeler, işe alınan çalışanlar ve satın alınan varlıklara ilişkin kayıtlar eksikti. FTX'in işlevsel bir muhasebe birimi veya CFO'su yoktu.
• Üçüncü taraf yatırımcıların sınırlı denetimi: Kurumsal kontrollerin ve mali bilgilerin eksikliğine ilişkin son açıklamalar göz önüne alındığında, önde gelen yatırımcıların FTX'teki hisseleri, kısıtlı bir araştırma sonucunda satın aldıkları görülüyor. Nitekim tanınmış özel sermaye, risk sermayesi, emeklilik ve devlet varlık fonları bu yatırımları iptal ettiklerini kamuoyuna açıkladı.
• Risk yönetimi politikalarının eksikliği: FTX ve Alameda sağlam aktif-pasif ve likidite risk yönetimi politikalarından yoksundu. Müşteri mevduatlarının likit olmayan yatırımlara yatırılması ve bu yatırımların teminat olarak kullanılması yüksek borçlanma ile sonuçlandı.
“Şirketleri ve yatırımcıları risklere karşı koruma altına alıyoruz”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem Cantürk, kripto para borsalarının çoğunun merkezi finans yaklaşımı ile faaliyet gösteren borsalar olduğuna dikkat çekerek bu şirketlerin adil piyasa fiyatlandırmalarına, mevzuat uyumluluklarına, tüketicileri korumaya dikkat etmeleri gerektiğinin altını çizdi. KPMG'nin merkezi finans hizmetleri kapsamında kurumlara çözüm ve hizmetleri ile yardımcı olduğunu söyleyen Sinem Cantürk, “KPMG olarak kripto piyasasına hakim uzmanlarımızdan oluşan ekiplerimiz ile müşteri varlıklarının saklanması ve ayrılması, piyasa manipülasyonunun önlenmesi ve token durum tespiti gibi temel yasal gerekliliklere uyum konusunda danışmanlık veriyoruz. Kurumsal yönetim açısından dolandırıcılığı azaltma ve müşteri fonlarının kötüye kullanımını önlemeye yönelik kontroller de dâhil olmak üzere potansiyel çıkar çatışmalarına yönelik iş faaliyetlerini gözden geçiriyoruz. Ayrıca operasyon, finans, risk yönetimi, hukuk gibi alanlarda uygulanacak politika ve prosedürleri tasarlıyor; beklenmedik durum, kurtarma ve çözüm planları hazırlıyoruz. Likidite, faiz, piyasa ve kredi risklerine ilişin modellemeler yaparken yatırım öncesi ve sonrası finansal, teknoloji, mevzuata uygunluk, risk yönetimi, vergi, İK ve benzerlerini kapsayan Entegre Durum Tespiti (Due Diligence) hizmetleri sunuyoruz. Tüm bunların yanı sıra teknolojiyi ve dijitalleşmeyi merkezimize yerleştiren bir danışmanlık şirketi olarak siber güvenlik alanında da yaygın güvenlik tehditlerine karşı güvenlik açığı değerlendirmesi, sızma testi ve kaynak kodu incelemesini kapsayan teknik güvenlik değerlendirmelerini yapıyoruz. Bunlar gibi daha birçok alanda sunduğumuz çözüm ve hizmetlerimiz sayesinde danışmanlık yaptığımız şirketleri ve yatırımcıları risklere karşı koruma altına alıyor, adeta bir kalkan görevi görüyoruz.” dedi.
“FTX'in iflası merkezi borsaların tüm zaaflarını tekrar göz önüne serdi”
Ekonomist Erkan Öz ise konuyla ilgili yaptığı yorumunda şunları söyledi: “CoinMarketCap verilerine göre kripto paraların toplam günlük işlem hacmi yaklaşık 27 milyar dolar. Bu hacmin sadece yüzde 7'si merkeziyetsiz De-Fi platformlarında oluşuyor. Bir başka deyişle kripto varlıklarda işlemlerin yüzde 93'ü merkezi kuruluşlarda gerçekleşiyor. Özellikle borsa adı verilen merkezi alım satım platformları, blok zinciri teknolojisinin getirdiği yüksek güvenlik standartlarına sahip değil. Daha da önemlisi merkeziyetsiz kripto varlıklar yazılımda bulunan, değiştirilmesi çok zor kodlarla idare ediliyor. Ancak merkezi kripto para borsaları yöneticilere, onların kanunlara uymasına ve doğru risk değerlendirmesi yapmasına güvenmek zorunda. Son olarak yaşanan FTX'in iflası ise merkezi borsaların tüm bu zaaflarını tekrar göz önüne serdi. Merkeziyetsiz varlıklar etrafında kurulmuş olan bu merkezi yapılar birçok ülkede gerekli kanunlar henüz çıkartılmadığı için denetimsiz bir şekilde faaliyet gösteriyor. FTX'in çöküşü bize merkezi yapıda olan kripto para kuruluşları için acilen regülasyonlar çıkarılmasının ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Elbette yeni kanuni düzenlemeler kripto varlık piyasalarını tamamen yok etmeyi değil özellikle merkezi borsaları denetlemeyi amaçlamalı. Örneğin kanun koyucular, bankacılık alanında olduğu gibi belirli sermaye veya zorunlu karşılık şartları arayabilir ya da siber saldırılara karşı bazı özel teknik yeterliliklerin bulunmasını isteyebilir. Lisanslama bir seçenek olabilir. Sektörün tüm paydaşlarının ilişkilerini düzenleyecek kanuni düzenlemeler de büyük ihtiyaçtır. Öte yandan denetim ve regülasyonlar sadece kamu tarafından da beklenmeyebilir. Klasik finansal piyasalarda bulunan kredi derecelendirme sistemine benzeyen organizasyonların kurulması da tüm sorunları çözmese de riskleri en azından belirli bir düzeye kadar düşürebilir. Merkezi kripto varlık alım satım platformları kendileri bir araya gelerek öz denetim gerçekleştirebilir ya da gerekli şartları sağlayarak özel kurumlardan bu konuda danışmanlık hizmeti de alabilir.”
KPMG'nin “FTX'in Çöküşü” araştırmasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
KPMG Hakkında
KPMG, geçmişi 1867 yılına dayanan, üye firmalar ağı sistemiyle 143 ülkede 265 binin üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteriyor. Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv; endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlıyor. KPMG Türkiye ise İstanbul merkez ofisinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Bursa ofisleriyle, 1982 yılından beri?yaklaşık 1.800 çalışanıyla her sektörden 4 binin üzerinde firmaya sektörler özelinde hizmet veriyor. 2020 yılında küresel ağın Lighthouse lisansını alarak yeni teknolojilerde dünyadaki mükemmeliyet merkezleri arasına giren KPMG Türkiye, müşterilerine değer yaratan çözümler sunuyor. Detaylı bilgi için?www.kpmg.com.tr?adresine başvurabilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2022 yılının tamamlanmasıyla birlikte Laykon Bilişim büyüme oranlarını açıkladı. Siber güvenlik alanındaki profesyonel ürün ve çözümleriyle tüm paydaşlarına satış ve destek hizmeti sunan Laykon Bilişim’in Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, 2022 yılında %175 oranında büyüdüklerini söyleyerek yapacakları yeni yatırımlarla siber güvenlik pazarının büyümesine katkıda bulunmaya devam edeceklerini söyledi.
Bilişim sektöründe uzun yıllardır müşteri sadakati ve bayi kanalı yapılanması çalışmalarını sürdüren Laykon Bilişim, siber güvenlik sektöründeki büyümesini sürdürdü. 2022 yılında hedefledikleri büyüme oranının üzerine çıktıklarını belirten Laykon Bilişim Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, “Rekor bir büyüme kaydederek %175 oranında bir büyüme oranı yakaladık ve bu süreçte çalışan sayımızı da %35 oranında artırdık.” dedi.
838 Çözüm Ortağı ile Çalışıldı
Windows, Mac OSx ve mobil işletim sistemleri için antivirüs, bulut yedekleme, DLP, güvenlik duvarı ve loglama gibi birçok alanda sundukları ödüllü güvenlik çözümleriyle birlikte hem bireysel hem de kurumsal müşteri sayılarında büyük bir artış kaydettiklerini açıklayan Barbaros Akkoyunlu, “Kurumsal ve bireysel çözümlerimizi ulaştırdığımız müşteri sayımız her geçen gün artıyor. 2022 yılında 838 çözüm ortağı ile çalıştık. Bu başarıyı yakalamamızda 2022 yılında %35 oranında artırdığımız çalışan sayımızın payı oldukça büyük. Çalışanlarımıza, sürekli kendilerini geliştirebilmeleri için ilham veren, onları destekleyen ve son derece kapsayıcı bir iş ortamı sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
2023 Yılında da Büyümeye Devam Edeceğiz
Ekonomik olarak hem dünyada hem de Türkiye’de son derece zorlu bir dönemden geçildiğini belirten Laykon Bilişim Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, yabancı para birimlerindeki değişimlere ve kur farklılıklarına rağmen büyüme oranlarını sürdürdüklerini ve pazar paylarını artırdıklarını aktardı. Akkoyunlu, “Dünyada dijitalleşmenin artmasıyla birlikte hem kurumsal hem de bireysel tüketiciler siber güvenlikle alakalı daha çok hizmet talep ediyorlar. Laykon Bilişim olarak tüketicilerin taleplerini gelecek yıl da karşılamayı sürdürerek yeni teknolojiler, dijitalleşme, inovasyon ve sürdürülebilir projelerle birlikte ortaya çıkan başarı hikayelerinin bir parçası olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Laykon Bilişim Hakkında:
Laykon Bilişim Teknolojileri, bilişim güvenliği alanındaki profesyonel ürün ve çözümleri ile çözüm ortaklarına satış ve destek veren bir teknoloji şirketidir. Yenilikçi teknolojinin, tüm sektörlerdeki hizmet sağlayıcılara, telekomünikasyon şirketlerine ve BT tedarikçilerine dağıtımını yapan Laykon Bilişim Teknolojileri, bayi kanalının teknolojiyi benimseme sürecini hızlandırmaktadır. 2016'da 500 milyon kullanıcıyı koruyan Bitdefender’in Türkiye distribütörü olarak hizmet vermeye başlayan Laykon Bilişim Teknolojileri, 2018 yılında lider güvenlik duvarı sağlayıcısı WatchGuard, 2019 yılında felaket kurtarma ve iş sürekliliği alanında faaliyet gösteren Narbulut yedekleme çözümleri ve 2020 yılında veri sızıntısı önleme çözümü CoSoSys DLP ürünlerinin distribütörlüğünü üstlenmiştir. Bilişim sektöründe uzun yıllardır müşteri sadakati ve bayi kanalı yapılanması çalışmalarında bulunmuş uzman kadrosu ile siber güvenlik, iş sürekliliği ve bulut çözümleri alanında kullanıcılarına yeni teknolojiler götürmeye devam eden Laykon Bilişim Teknolojileri, ihtiyaç duyulan hizmetleri, gelişmekte olan teknoloji çözümleri pazarının gerektirdiği çeviklik ve esneklikle sunma konusunda uzmanlaşmıştır.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dijital çözümleriyle şirketlerin ve bayi ağına sahip tüm firmaların nakit akışını düzenleyerek halihazırda 1.000’den fazla satıcı şirkete hizmet veren Octet Türkiye, 2022 yılı Türkiye ödeme verilerini açıkladı. Octet Türkiye Genel Müdürü Derya Ekemen Fidan, “Birlikte çalıştığımız firmalar ve hedef sektörlerimizde ortalama vadeler 2022 yılında 2021 yılına göre yüzde 28 arttı ve buna bağlı olarak özellikle 6 ve üzeri taksitli işlemlerde artış oranı yüzde 23 olarak gerçekleşti. Tek çekime ek olarak 2 ve 3 taksitli işlemlerde ortalama yüzde 32’ye denk gelen azalış bulunurken, bu azalış ağırlıklı olarak 5 ve 6 takside kaydı. 2021 yılında yüzde 35 seviyelerinde seyreden 6 taksit üzeri işlem payı, 2022 yılında yüzde 45 seviyesine çıktı. 12 taksit yani 180-190 gün vade ile çalışan firma oranı ise 2021’deki yüzde 1.70’lik orandan yüzde 6.50’lik bir seviyeye ulaştı” dedi.
“Beş kat büyüme sağladık”
2022 yılında otomotiv ve yan sanayi, kimya ve elektrik/elektronik öncelikli sektörler arasındayken 2023 yılında bu sektörlere hızlı tüketim, lojistik ve tarımın da ekleneceğini belirten Ekemen Fidan, 2022 yılını bir önceki yıla göre 5 kat büyüyerek 6.5 milyar TL ciro ile kapattıklarını açıkladı. Octet Portal üzerinden mevcut 4.500 üye firmaya ödeme ve tahsilat çözümleri sunarak güçlü bir nakit akışı ve likiditeye sahip olmalarını sağladıklarını dile getiren Derya Ekemen Fidan, “Octet Portal üzerinden sunduğumuz tüm ürünler firmaların nakit ihtiyaçlarını ve işletme sermayelerini esnek şekilde yönetmelerine olanak sağlıyor. Gelir rakamlarımızda son 1 yıl içinde dolar bazında 4,5 kat büyüme sağladık. Octet’in penetrasyonunu yüzde 58’den yüzde 73’e çıkardık. Octet Türkiye’de hem ciro hem gelir hem de firma sayısındaki artışlar yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Bizi motive eden bu talepleri değerlendirirken bir taraftan yeni ürünlerimizi sunmak için de hızla çalışıyoruz” dedi.
KOBİ müşterilerinin sayısında geçen yıla göre yüzde 275 oranında artış yaşadıklarını da belirten Ekemen Fidan, şirketler ve bayi ağına sahip firmaların sayısında da geçen yıla oranla yüzde 230 oranında artış yaşandığını dile getirdi.
“2023 yılında en az 3 kat büyüme hedefliyoruz”
Güvenilir tahsilat ve ödeme ürünleri ile hem alıcılar hem de satıcılar için tüm riskleri ortadan kaldırdıklarını ifade eden Ekemen Fidan, “Sahip olduğumuz teknolojik altyapı ve finans alanındaki bilgi ve birikimimizle 2023 yılında da ihtiyaçlara uygun dijital platformda yeni ürünler sunmaya devam edeceğiz. 2023 yılında ciroda, gelirde ve Octet Portal’ı kullanan firma sayısında en az 3 kat büyüme hedefliyoruz.
2023 yılında açık bankacılık hizmetimizi devreye alarak açık bankacılık lisansıyla hem ödeme başlatma hem de hesap görüntüleme hizmetlerini üyelerimize sunmaya başlayacağız. Diğer yandan yasalaşması gerektiğini düşündüğümüz Dijital Çek konusunda da tüm altyapımız hazır. Süreç olumlu sonuçlanırsa bu ödeme aracının da Octet Portal üzerinden kullanılabilecek. Genel olarak Octet Türkiye’nin bu yıl her anlamda büyüyeceği bir yıl olacak” dedi.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından hazırlanan İşsizlik
Sigortası Fonu aylık basın bültenine göre, Aralık ayında önceki dönemde devam
edenler ile birlikte 424 bin k96 işi için toplam 1 milyar 26 milyon 504 bin TL x
işsizlik sigortası ödemesi yapıldı.
Aralık ayında önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte bin 236 kişi
için yapılan kısa çalışma ödeme miktarı 569 bin TL oldu.
Aralık ayında önceki dönemden ödemesi devam edenlerle birlikte bin 31 kişiye
2 milyon 598 bin TL yarım çalışma ödemesi yapıldı.
Aralık ayında; Ücret Garanti Fonu’ndan önceki dönemden ödemesi devam edenlerle
birlikte 445 kişi için toplam 7 miyon 74 bin TL ödeme yapıldı.
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından hazırlanan İşsizlik
Sigortası Fonu aylık basın bültenine göre, Aralık 2022 sonu itibariyle, Fonun
toplam menkul kıymet ve nakit fon varlığı 124 milyar 306.76 milyon TL olarak
gerçekleşti. Fonun bir önceki ay açıklanan varlığı varlığı 120 milyar 489
milyon TL düzeyindeydi.
Aralık 2022 sonu itibariyle toplam fon varlığının; % 83.26’sı tahvil (önceki
ay: % 84.24 ), % 16.74'ü mevduattan (önceki ay: % 15.76) oluşuyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.