Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), toplumun tüm katmanlarında “Siber Güvenlik Farkındalığı” yaratmak için "Geleceğin Siber Ekosistemi: Güven, Direnç ve İnovasyon” temasıyla 8. Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’ni gerçekleştirdi.

TBD Genel Başkanı Kenan Nurhan Altınsaat’in açılış konuşmasıyla başlayan Zirvede, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da açılışta katılımcılara seslendi.

“Bilişim sektörünün yatırımcıları, girişimcileri ve emektarları yeşil Pasaport Kapsamına Alınmalı”

TBD Genel Başkanı Kenan Nurhan Altınsaat açılış konuşmasında “Dijital egemenliğin zarar görmesini engelleyecek dayanıklılık seviyesine ulaşmalıyız. Siber Güvenlik Başkanlığının kurulmuş olması ve Siber Güvenlik Kanunun yürürlüğe girmesi ülkemiz adına çok önemli gelişmelerdir. Dijital Dönüşüm ve Siber Güvenlik aynı teknoloji üzerinde birbirini tamamlayan iki konu olarak yaşamalı ve biri diğerinin alt kümesi gibi değerlendirilmemelidir” ifadelerini kullandı.

Yeşil Pasaport uygulamasının genişletilmesine yönelik mevzuat çalışmasına değinen TBD Genel Başkanı Altınsaat, “Üretimlerimiz ile yurt dışı pazarlarda kendimize yer ediniyor ve ihracat rakamlarında önemli oranlarda destek sağlıyoruz” sözleriyle bilişim sektörünün yatırımcıları, girişimcileri ve emektarları da bu kapsama dahil edilmesini istedi.

“Siber Güvenlik Bireyselden Çıkmış, Devletin Geleceğini İlgilendiren Bir Konuma Gelmiştir”

TBD Genel Başkanı Kenan Nurhan Altınsaat konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Dijital çağın hızla geliştiği günümüzde, siber güvenliğin yanı sıra dijital egemenlik, bağımsızlık ve dayanıklılık kavramları ulusal güvenliğin ve sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Dünyanın dört bir yanında devletler ve kurumlar, dijital alandaki varlıklarını güçlendirmek ve korumak adına kapsamlı stratejiler geliştirmekte.

Yapay zeka başta olmak üzere yenilikçi teknolojiler geliştikçe saldırı vektörleri daha akıllı ve etkili hale gelmekte. Günümüzde kritik altyapılar, haberleşme sistemleri ve BT ağlarının dijital saldırılara karşı korunması amacıyla devletin siber güvenliğini sağlamalıyız ve dijital egemenliğin zarar görmesini engelleyecek dayanıklılık seviyesine ulaşmalıyız.

Son 15 yıldır, konu ile ilgili çok sayıda adımlar atıldı. 2025 yılının ilk üç ayı ise ülkemizde bu konunun şu ana kadar ki en önemli dönüm noktası oldu. Siber Güvenlik Başkanlığının kurulmuş olması ve Siber Güvenlik Kanunun yürürlüğe girmesi ülkemiz adına çok önemli gelişmelerdir. Bu konuda emeği geçen, irade gösteren ve kararlılıkla bu adımları atan tüm ilgili, görevli, karar verici ve yetkilileri tebrik ediyor, ülkemiz adına şükranlarımızı sunuyorum.

SGB’na “Dijital Dönüşüm” görevinin de verilmiş olmasının çok titizlikle uygulanması, konunun siber güvenlik eko sistemi kadar, dijitalleşme eko sistemini de dikkate alarak ilerlemesi gerekliliği de çok önemlidir. Dijital Dönüşüm ve Siber Güvenlik aynı teknoloji üzerinde birbirini tamamlayan iki konu olarak yaşamalı ve biri, diğerinin alt kümesi gibi değerlendirilmemelidir. ”

Zirveye Yüksek Katılım

Zirvede; “Kritik Altyapılarda Sessiz Savaş: Dijital Saldırılar, Fiziksel Etkiler, Yapay Zekânın Getirdiği Tehditler” ve “Siber Savunmada Yerlileşme: Sorunlar ve Fırsatlar Girişimci, Yatırımcı ve Kamu Perspektifiyle Kritik Bir Yolculuk” oturumları gerçekleşti. TBD Siber Güvenlik Ekosistemine Katkı Ödülleri Töreninde düzenlendiği Zirve’de; Eğitim: Büyük Dil Modellerinin İmkan ve Kabiliyetleri ile Getirdiği Riskler, Eğitim: Mahremiyet Koruyucu Tekniklerin Yapay Zeka Eğitiminde Kullanımı panelleri de gerçekleşti Zirve, TedX konuşmaları ve ödül töreni ile son buldu.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin lider full servis restoran zinciri markası BigChefs*’in, sektörde öncü ve ilham veren marka olma misyonuyla imza attığı eğitim platformu Academy BigChefs, ilk mezunlarını sektöre kazandırdı. Geleceğin mutfak profesyonellerini yetiştirmek amacıyla, BigChefs’in sektördeki 18 yıllık tecrübe ve kalitesiyle kapılarını açan Academy BigChefs, eğitimde fırsat eşitliği ve sürdürülebilir büyüme odaklı bir vizyonla hareket ederek sektörün her alanına değer katacak profesyoneller yetiştirmeyi hedefliyor.

Bünyesinde bulunan NumNum, NumNum Streetfood, Buselik ve Kaicy markalarıyla, Türkiye ve dünyada toplamda 140 şube ve 3500’den fazla çalışana ulaşan BigChefs, sektördeki eğitim ve iş gücü ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, gastronomi eğitimi alanında eşit fırsatlar sunmayı amaçlayan bir eğitim platformu oluşturmuştu. Geçtiğimiz aylarda kapıları açan Academy BigChefs, ilk mezunlarını 16 Nisan - 18 Haziran arasında tamamlanan eğitimle verdi. Geleceğin mutfak profesyonellerine ihtiyaç duydukları teknik beceriler, yaratıcılık, inovasyon ve operasyonel yetkinlikleri kazandırmayı amaçlayan Academy BigChefs, yeme içme sektörünün her alanında görev alabilecek donanımlı personelleri yetiştirmek üzere eğitimlerine başladı. Gençlerin mutfakta kariyer hayallerine giden yolu açan akademi, gastronomi alanında yetenekli ancak maddi imkânları kısıtlı bireyleri profesyonel mutfak dünyası ile buluşturdu.

Academy BigChefs’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Enstitü İstanbul İSMEK (Eİİ) ve Bölgesel İstihdam Ofisi (BİO) iş birliğiyle hayata geçirdiği programda mutfağa adım atmak isteyen genç adaylar, öncelikle BİO ve Eİİ tarafından belirlenip duyuruldu, sonrasında Academy BigChefs tarafından mülakat sürecine alınarak eğitim için uygun adaylar aralarından seçildi.

Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar, doğrudan BigChefs şubelerinde yardımcı şef (commis) pozisyonunda işbaşı yaparak kariyerlerine adım attı. Katılımcılar bu süreçte İŞKUR’un NİYEP Programı teşviğiyle desteklendi.

Unilever, İnoksan, Paşabahçe, Pınar, Robot Coupe, White Uniform, Unox, Cambro, Kapp, Bonna, Lipton, Omake, Rama Krema gibi sektörün önde gelen markalarını Academy BigChefs’in iş ortakları arasında yer alarak programa teknik bilgi, ekipman ve malzeme desteği sağladı.

Tüm eğitim sürecini başarıyla tamamlayan ve değerlendirme sınavından geçerli not alan mezunlar, 19 Haziran’dan itibaren BigChefs şubelerinde görev almaya başlayacaklar.

Academy BigChefs, yıl içerisinde düzenli olarak yeni dönemler açarak bu eğitim modelini sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor. Yeni başvuru tarihleri ve süreci, Enstitü İstanbul İSMEK ve BİO kanallarından duyurulacak. Mutfak sanatlarına ilgi duyan, sektörde kalıcı bir kariyer hedefleyen herkese kapılarını açık tutan akademi, genç yetenekleri mutfağa kazandırmaya devam edecek.

*2022 yılında yayımlanan Deloitte "Türkiye Yemek Hizmeti Pazar Raporu” sonuçlarına göre.

 

BigChefs Hakkında

2007 yılında Ankara’da kurulan BigChefs, ilk günden itibaren misafir memnuniyetine öncelik vererek kısa sürede Türkiye’nin önde gelen restoran zinciri markası haline gelmiştir. Bugün bünyesinde bulunan NumNum, NumNum by Streetfood, Buselik ve Kaicy markalarıyla, 2 Mayıs 2025 itibarıyla Türkiye 30 şehirde 127, yurt dışında 10 ülkede 13 şube ile toplamda 140 şubeye ulaşmıştır. Yerel ürün, yerel lezzet, kadın üretici ve sürdürülebilirlik kavramlarını menüsünde ve hizmet anlayışında yaratıcı şekilde işleyen BigChefs, 2014 yılında ilk yurt dışı şubesini Dubai’de ve ilk Avrupa şubesini 2019’da Frankfurt’ta açarak küresel bir marka olma yolculuğunu başlatmıştır. 2016 yılında Taxim Capital’den sağladığı fon desteğiyle hızla büyüyen BigChefs, 2023 yılında halka arz olmuştur. BigChefs’in şubeleri, menüsü ve yeniliklerine dair bilgi edinmek için www.bigchefs.com.tr’yi ziyaret edebilir ve Instagram’da da @bigchefscafe hesabını takip edebilirsiniz.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nin (OİB) desteklediği ve sektöründe dünyanın en önemli fuarlarından olan Automechanika İstanbul, Türkiye ve dünyadan otomotiv firmaları yeni iş ve proje bağlantıları için buluşturdu.

TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde 12-15 Haziran tarihleri arasında düzenlenen Automechanika İstanbul Fuarı’na yaklaşık 676'sı Türkiye'den olmak üzere 1.500 firma katılıyor.
Çelik: “Tüm tedarik zincirimiz için güçlü iş bağlantıları sunuyor”

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik “Otomotiv satış sonrası değer zincirinin tamamını bir araya getiren ender fuarlardan biri olan Automechanika, sektörümüzdeki en son yenilikleri keşfetmek, yeni iş bağlantıları kurmak, distribütörlük ve bayilik fırsatlarını değerlendirmek ve pazardaki güncel eğilimleri takip etmek için eşsiz bir platform sunuyor. Automechanika’nın bu yıl da üretim, dağıtım, bakım ve onarım da dahil olmak üzere tüm tedarik zincirimiz için güçlü iş bağlantıları ve en güncel teknolojik bilgi alışverişi sağlayacağına inanıyoruz” dedi.



Etkinlik alanlarında en yeni trendler sergilenecek

Automechanika Fuarında parça ve sistemlerden elektronik ve bağlanabilirlik çözümlerine, aksesuar ve özelleştirmeden arıza tespit ve onarıma ve otonom sürüşten mobilite servislerine kadar çok sayıda ürün grubunda en son teknolojik yenilikler sergileniyor. Otomotiv tedarik sanayii, üreticiler, distribütörler, yedek parça satıcıları, tamir atölyeleri, servis istasyonları, filo yöneticileri ve otomotiv tutkunları gibi geniş bir hedef kitleye hitap eden fuarın on binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapması bekleniyor.

Fuarda Automechanika Academy, Innovation 4 Mobility ve Detaling Arena alanlarında dünyanın farklı ülkelerinden gelen katılımcılara Türk otomotiv endüstrisinin satış sonrası endüstrisindeki gücünü yansıtan etkinlikler ve konferanslar düzenlenecek. Bu kapsamda Academy alanında fuar süresi boyunca sektördeki son gelişmeler, trendler ve teknolojilere yönelik bilgi vermek amacıyla çeşitli panel ve konferanslar düzenlenecek. Innovation4 Mobility deneyim alanında elektrikli araçların bakım ve onarımına yönelik son teknolojileri içeren uygulamalar yapılacak. Yine Detailing Arena’da ise araç kaplama ve cam filmi kaplamaları yapılacak ve yarışmalar düzenlenecek. Ayrıca Premium etkinlik alanında da üniversite öğrenci kulüpleri tarafından geliştirilen teknolojiler ve araçlar sergilenecek.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Global TV pazarında aralıksız 19 yıldır lider konumda yer alan Samsung Electronics, yapay zekâ desteğine sahip yeni 2025 model TV serilerini ve kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş bir izleme deneyimi sunan Vision AI stratejisini tanıttı. Samsung Vision AI ile desteklenen Samsung'un yeni TV serisi, bağlantılı ev deneyimini bir adım öteye taşıyor ve ses ve görüntü kalitesini iyileştiren yapay zekâ özellikleriyle kullanıcıların hayatına kolaylık, keyif ve konfor katıyor.

 

Yapay zekâ ile desteklenen yeni Vision AI inovasyonlarını Türkiye’de kullanıcılarla buluşturan Samsung, bu inovasyonlarını OLED NEO QLED ve QLED dahil olmak üzere, şimdiye kadarki en geniş TV yelpazesinde sunuyor. Samsung'un yeni Vision AI yaklaşımını yansıtan yeni 2025 TV serisi; ödüllü Glare Free parlama önleyici teknolojiye sahip üstün görüntü kalitesi, daha kişiselleştirilmiş özellikler ve yeni nesil güncellemelerle maksimum performans sunuyor. Samsung Electronics Türkiye Kıdemli Başkan Yardımcısı Mert Gürsoy, yeni TV serisiyle ilgili şunları söyledi: “Bu yıl TV'lerimizi, her evin kalbinde yer alacak şekilde tasarlanmış, yapay zekâ destekli gerçek bir yol arkadaşına dönüştürüyoruz. Yapay zekayı geleneksel ekran tanımının ötesine geçecek şekilde TV’lerimize entegre ederek ev eğlencesinin sınırlarını zorluyoruz. İster film keyfi yapın ister heyecanlı bir spor müsabakası izleyin ya da arkadaşlarınızla oyun oynayın, yeni TV'lerimiz her deneyime hitap edecek şekilde tasarlandı ve Vision AI ile kullanıcıların yaşam tarzlarına anlamlı bir şekilde katkıda bulunarak TV’de yapay zekâ dönemini başlatıyor”.

 

“Yeni OLED serimizle premium TV’lerde liderliğimizi pekiştirmeyi hedefliyoruz”

Tüketici trendlerinin daha büyük ekranlara, daha iyi görüntü kalitesine ve bir üst modellere doğru eğilim gösterdiğini söyleyen Gürsoy, “Samsung olarak biz de kullanıcıların hızla değişen beklenti ve ihtiyaçlarını göz önüne alıyor, hep en iyi deneyimi sunmak üzere ürünlerimizi geliştiriyoruz. TV kategorisinde 19 yıldır kesintisiz olarak küresel pazarda, 9 yıldır da Türkiye’de lider durumdayız. Öncelikli stratejimiz gelişmiş yeni OLED serilerimizle Türkiye’de de premium segmentindeki liderliğimizi pekiştirerek payımızı daha da büyütmek olacak. OLED televizyonlarımızla sunduğumuz derin kontrast, canlı renkler ve yapay zekâ destekli görüntü kalitesi, kullanıcılardan büyük ilgi görüyor. OLED segmentinde farklı büyüklüklerdeki ürün gamımızı genişletecek ve tüketicilerimize yeni alternatifler sunacağız.”

 

Samsung 2025 TV serisi ile beklentileri aşıyor

Yeni Samsung 2025 serisi, etkileyici ve kişiselleştirilmiş bir eğlence deneyimi sunmak için gelişmiş yapay zekâ teknolojilerini bir araya getiriyor. Samsung Vision AI ile desteklenen Samsung'un en yeni ekran deneyimleri, kişiselleştirme yetenekleri ve heyecan verici yeni özelliklerle kullanıcıların günlük yaşamına keyif katıyor. Yeni seri, Generative Wallpaper, Universal Gestures ve Pet and Family Care özelliklerini kullanıcılarla buluşturuyor. Generative Wallpaper ekranları dinamik ve kişiselleştirilmiş sanat tuvallerine dönüştürüyor, kullanıcıların kendi zevkine veya hissiyatına uyan görüntüler oluşturmasına olanak tanıyor. Universal Gestures bileğinizdeki Galaxy Watch ile sadece doğal el hareketlerini kullanarak televizyonunuzu ve evinizdeki diğer cihazları kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Kumandaya ihtiyaç duymadan, basit el hareketleriyle ses açabiliyor, kanal değiştirilebiliyor veya içerikler durdurulabiliyor. Quick Remote özelliği ile de telefonunuz artık bir kumanda görevi görüyor.

 

Samsung’un yeni TV serisi ile televizyon artık sadece salonun değil akıllı evin de merkezi haline geliyor. Harita görünümü ile evdeki tüm odalar ve akıllı cihazlar televizyon ekranında görünüp yönetilebiliyor. Örneğin, oda çok sıcaksa televizyon klima açmayı önerebiliyor. Pet and Family Care ise hem evcil hayvanların hem de aile üyelerinin olağandışı davranışlarını tespit ederek kullanıcıların sevdiklerine göz kulak oluyor. Çocuk uykuya daldığında ışıkları kısmak gibi oda ayarlarını otomatik olarak yaparak konforu artıran bu özellik, TV'ler aracılığıyla gerçek zamanlı güncellemeler ve kayıtlar sunuyor. Ayrıca, bu yıl The Frame'in sanat deneyimi de genişliyor ve tüm Samsung NEO QLED ve QLED'lere 3.000'den fazla sanat eserinden oluşan dijital bir koleksiyon sunuluyor. Böylece kullanıcılar herhangi bir odayı kişisel galerilerine dönüştürebiliyor.

 

Görüntü kalitesi yapay zekâ özellikleri ile izlenen içeriğe göre geliştirilebiliyor

Bu teknolojilerin ön saflarında yer alan Neo QLED 8K, görüntü kalitesini akıllıca geliştirmek için arka planda çalışan 8K AI Yükseltme Pro, Otomatik HDR Yeniden Düzenleme Pro ve Color Booster Pro gibi yapay zekâ özellikleriyle gelişmiş izleme deneyimi sunuyor. 8K AI Yükseltme Pro özelliğiyle, kullanıcıların en sevdiği programlar ve filmler, 8K ekrana yakın bir değerle eşleşen içeriklere dönüştürülüyor. Bu sayede kullanıcılar geleneksel Samsung 4K TV'lere kıyasla daha detaylı görüntülerin keyfini çıkarabiliyor. AI Hareket Geliştirici Pro, hızlı aksiyon sahnelerini akıcı ve net hale getirerek sporseverlerin hayallerini gerçekleştirirken Gerçek Derinlik Artırıcı Pro ise görüntülere gerçekçi bir derinlik kazandırıyor ve izleyicileri her sahnenin içine çekiyor. Bir arada sunulan tüm bu özellikler büyük ekran deneyimini yeniden tanımlıyor ve sürükleyici görüntülerde yeni standartlar belirliyor.

 

Yeni QLED TV serisi “Gerçek Quantum Dot Ekran” sertifikası aldı

Samsung’un yeni TV serisi kullanıcı ihtiyaçlarını anlayan ve bunlara uyum sağlayan yapay zekâ özelliklerine de sahip. Oynanan oyunlarda devreye giren AI Otomatik Oyun Modu, sürükleyici ve heyecanlı bir oyun deneyimi sunmak için görüntüleri ve sesi optimize ediyor. AI Görüntü Modu ise her sahnenin görüntüsünü kullanıcı tercihine göre ayarlarken, AI Energy Saving görüntü kalitesinden ödün vermeden güç tasarrufu sağlarken evde hangi cihazın ne kadar enerji harcadığını ve yapay zekâ özellikleri ile ne kadar tasarruf ettiğini de takip etme imkanı sunuyor. Samsung Vision AI tarafından desteklenen en yeni Samsung TV'ler, canlı, gerçeğe yakın görseller sunan Quantum Dot teknolojisi ile izleme deneyimini bir sonraki seviyeye taşıyor. Samsung'un Glare Free teknolojisi ise aydınlık odalarda bile derin siyahları ve keskin görüntüleri korurken yansımaları azaltıyor. Glare Free teknolojisi, bu yıl belirli Neo QLED ve OLED modellerine genişletildi.

 

Samsung Electronics’in QD TV'lerinde kullanılan Quantum Dot (QD) katmanının, yapılan SGS testleri sonucunda kadmiyum içermediği ve RoHS standartlarına uygun olduğu onaylandı. Quantum Dot teknolojisi, küresel test kuruluşu Société Générale de Surveillance (SGS) tarafından da kadmiyum içermeyen çevre dostu tasarımı ile takdir edilmişti. İnsan sağlığına ve çevreye zararları bilinen bu toksik metalin kullanılmaması, sürdürülebilirlik açısından da önemli bir fark yaratıyor.

 

Daha sezgisel ve daha bağlantılı bir TV deneyimi

Tüm bu gelişmelerin temelinde, Samsung'un dünya çapında yüz milyonlarca kullanıcıya akıllı bağlantı özellikleri sağlayan akıllı ev platformu SmartThings yer alıyor. SmartThings, eksiksiz bir konfor sunmak için akıllı ev deneyimini kolaylaştıran ve kişiselleştiren en yeni yapay zekâ teknolojilerinden faydalanıyor. SmartThings, evdeki bağlı cihazlar aracılığıyla insan hareketlerini ve ortam seslerini analiz ediyor, kullanıcının çevresini ve durumunu sezgisel olarak algılayabiliyor. Böylece, kullanıcının günlük rutinlerine daha uyumlu çalışan cihazlar akıllı ve daha hatasız yanıtlar veriyor. Etrafını algılayan, kullanıcı tercihlerine uyum sağlayan ve sezgisel özellikler sunma konusunda otonom yeteneklere sahip Samsung Vision AI sayesinde ekranlar da akıllı ev arkadaşlarına dönüşüyor.

 

Güvenlik ve Gizlilik, Samsung'un yeni TV serisinin de merkezinde yer alıyor. Kullanıcı gizliliğini ve güvenliğini korumayı önceliklendiren Samsung, Knox Matrix ile TV’leri özgün blok zinciri (Blockchain) teknolojisiyle koruyor. Kullanıcının evini ve verilerini korumak ve cihazlar arası dijital tehditlerden sakınmak için bağlı cihazlar iş birliği içinde çalışıyor. Samsung One UI arayüzü, birbiriyle bağlı tüm Samsung cihazlarında entegre bir yazılım deneyimi sunarak birlikte çalışabilirliği artırıyor, kullanıcıları yapay zekâ tabanlı özelliklerle güçlendiriyor ve 7 yıla kadar yazılım güncellemeleri sağlıyor.

 

Yeni Soundbar serisi: Üstün ses deneyimine sahip tasarım

Samsung'un yeni Soundbar serisi, yeni TV serisiyle senkronize çalışacak ve sürükleyici bir ses deneyimi yaratacak şekilde tasarlandı. Yeni soundbar’lar Dolby Atmos ve DTS:X desteğiyle üç boyutlu bir surround ses sunarak yeni nesil bir ses deneyimi sunuyor. SpaceFit Sound Pro ile birlikte Q-Symphony gibi yapay zekâ destekli ses optimizasyonu, sesi otomatik olarak optimize etmek üzere odanın akustiğini ve oynatılan içeriği analiz edebiliyor.

 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümünde dünya lideri olan Schneider Electric, kurumsal sürdürülebilirlik performansına odaklanan Kanada merkezli medya ve araştırma şirketi Corporate Knights tarafından “Avrupa'nın En Sürdürülebilir Şirketi” olarak gösterildi.
 
Bu önemli ödül, Schneider Electric’i sürdürülebilirlik alanında 600’ü aşkın halka açık Avrupa şirketinin değerlendirildiği 'Europe 50' sıralamasında zirveye taşıdı. Söz konusu liste, Corporate Knights tarafından kapsamlı sürdürülebilirlik kriterleri doğrultusunda hazırlandı. Schneider Electric, bu başarısıyla Ocak 2025’te yine Corporate Knights tarafından 'Global 100' kapsamında verilen ‘Dünyanın En Sürdürülebilir Şirketi’ unvanını almasından sadece birkaç ay sonra Avrupa çapındaki liderliğini de tescillemiş oldu.
 
Bu ödüller, Schneider Electric’in sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımındaki kararlılığını, farklı sektörler ve coğrafyalarda yarattığı anlamlı değişimi hayata geçirme konusundaki liderliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Schneider Electric CSO’su (Sürdürülebilirlik Sorumlu Yöneticisi) Esther Finidori, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “Schneider Electric olarak sürdürülebilirlik, varlık nedenimizin ve kurumsal misyonumuzun merkezinde yer alan önceliklerimizden biridir. Avrupa’nın “En Sürdürülebilir Şirketi” seçilmek, inovasyon, şeffaflık ve iş birliği ile oluşturduğumuz olumlu etkinin anlamlı bir göstergesidir. Daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir geleceğe katkı sağlama hedefimizi kararlılıkla sürdürüyor, bu dönüşüm yolculuğunda örnek bir rol üstlenmekten gurur duyuyoruz.”
‘Europe 50’ sıralaması, şirketleri karbon verimliliği, temiz gelir, yönetim kurulu çeşitliliği ve sürdürülebilirlikle bağlantılı yatırımlar gibi çok çeşitli ESG performans göstergelerine göre değerlendiren ve Corporate Knights’ın küresel çapta uyguladığı ‘Global 100’ için de kullanılan titizlikle hazırlanmış bir metodolojiye dayanıyor. Bu araştırma, STOXX Europe 600 Endeksi’nde yer alan şirketlerin yanı sıra, merkezi Avrupa’da bulunan ve piyasa değeri en yüksek ilk 100 halka açık şirketi kapsıyor.
 
Hem küresel hem de bölgesel düzeyde elde edilen bu çifte başarı, Schneider Electric’in yarattığı olumlu etkiyi vurgulayarak şirketin yenilikçi teknoloji ve çözümleri ile müşterilerini ve iş ortaklarını çevresel ayak izlerini azaltma, enerji verimliliklerini artırma ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda desteklediğini bir kez daha ortaya koyuyor.
 
 
İlgili Kaynaklar:
• Schneider Electric güncel sürdürülebilirlik performansı raporları
• Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
 

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  KPMG Türkiye ve Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) tarafından düzenlenen "Dijital Finansın Öncüleri" Ödül Programı, 2023 yılından bu yana finans dünyasının geleceğini şekillendiren kurumları ödüllendiriyor. Sektörün dijital dönüşümüne öncülük eden bankaları ve FinTech şirketlerini ödüllendirerek Türk finans sektöründe inovasyonu teşvik eden ve bu yıl üçüncü kez düzenlenen ödül programında Türkiye'nin finansal teknoloji alanındaki lider oyuncularından GTech; Jüri Özel Ödülünün sahibi oldu.
Dijitalleşmenin finans sektöründe yarattığı dönüşümün öncülerinden biri olan ve Türkiye dışında Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Türki Cumhuriyetler'de 300'den fazla kuruma sunduğu çözümlerle fark yaratan GTech, Symphony Ürün Ailesiyle finansal kuruluşların dijitalleşme ihtiyaçlarını tek bir çatı altında bütüncül ve modüler bir yaklaşımla çözüyor.
GTech'in ana bankacılık çözümü Symphony Banking, modern bankacılık ihtiyaçlarını karşılayan esnek, servis tabanlı ve modüler bir mimariye sahip. Bu ürün sayesinde bankalar; yeni ürün geliştirme, entegrasyon ve yerel regülasyonlara uyum süreçlerini hızlı, etkin ve düşük maliyetli bir biçimde tamamlayabiliyor.
Finansal verilerin analizi ve içgörülerin hızlı biçimde karar süreçlerine yansıtılması amacıyla geliştirilen Symphony Analytics, mevduat, kredi ve işlem verilerini gerçek zamanlı analiz ederek bankaların rekabet avantajını artırıyor. Yapay zekâ tabanlı iç görü analizlerinin sağlıklı ve etkin şekilde yapılmasına imkan tanıyor.
Symphony Lending ürünüyle uçtan uca tüketici finansmanı süreçlerini dijitalleştiren GTech, Türkiye'nin lider e-ticaret platformlarından biriyle yürüttüğü projede "Şimdi Al, Sonra Öde" (BNPL) modelini hayata geçirdi. Bu sayede kullanıcılar, uzaktan müşteri edinimi ve anında kredi limitleriyle zahmetsiz bir finansal deneyim yaşarken şirketin işlem hacmi ve müşteri memnuniyetinde ciddi artış sağlandı.
Symphony Labs, açık bankacılık ve API tabanlı entegrasyonların güvenli ve hızlı gerçekleşmesini sağlarken, Magic Reports ise bankaların yasal raporlama süreçlerini basitleştirip arşivli veri modeli ile geriye dönük veri analizlerini mümkün kılarak operasyonel verimliliği artırıyor.
"ÖDÜLÜMÜZ, SEKTÖRE SAĞLADIĞIMIZ DEĞERİN SOMUT BİR GÖSTERGESİ"
GTech Kurucu Ortağı ve CEO'su Mine Taşkaya, alınan ödülün önemini şu sözlerle dile getirdi:
"Finansal teknolojiler alanında öncü olma vizyonuyla hareket ediyoruz. Müşterilerimize sağladığımız çözümlerle finans sektöründe dijital dönüşümün öncü aktörlerinden biri olmaktan gurur duyuyoruz. Dijital Finansın Öncüleri ödül programında aldığımız Jüri Özel Ödülü, yenilikçi yaklaşımımızın ve güçlü teknolojik altyapımızın sektör tarafından takdir edildiğinin somut bir kanıtıdır. Aldığımız bu tür ödüller, hedeflerimize ulaşma yolunda bizi daha da motive ediyor."
GTech, Türkiye'nin Ar-Ge yatırımı en yüksek 10 teknoloji şirketinden biri olarak, sürdürülebilir büyüme ve sürekli inovasyon vizyonuyla finans sektörünün geleceğine öncülük etmeye devam ediyor. Dijital finansın geleceğini bugünden inşa ederek, kurumların operasyonel verimliliğini artırıyor, yenilikçi ürün ve çözümlerle modern bankacılık deneyimini mümkün kılıyor ve müşterilerine rekabet üstünlüğü sağlıyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
 "Epson" markası, dünyanın ilk kompakt dijital yazıcısı olan EP-101'den doğdu. Bu inovasyon; ev, ofis, ticari ve endüstriyel alanlara yayılan ürünlerle perçinlenirken marka, dünya çapındaki müşterilerin güvenini de kazanmayı başardı.
Baskı çözümleri
Epson'un baskı alanındaki tecrübesi, daha sonra bir endüstri standardı olan ESC/P'yi tanıtan MP-80 ile devam etti. 1993'te MJ-500, Micro Piezo teknolojisiyle piyasaya sürüldü ve ardından 1994'te uygun fiyatıyla evlere 720 dpi yüksek çözünürlüklü baskı teknolojisini getiren MJ-700V2C sahneye çıktı. Epson, 2010'da Endonezya'daki müşteri geri bildirimlerine dayanarak yüksek kapasiteli mürekkep tanklı yazıcıları piyasaya sürdü; bugün Epson dünya çapında 170'ten fazla ülkede satılan 100 milyondan fazla adetle 1 numaralı mürekkep tanklı yazıcı markası olarak yer alıyor. *1
Epson'un PrecisionCore teknolojisi, Epson'un yalnızca ev ve ofis için değil, aynı zamanda ticari ve endüstriyel uygulamalar için de geniş bir ürün yelpazesi geliştirme eğilimini yansıtıyor. PrecisionCore teknolojisi yüksek kaliteleriyle bilinirken üçüncü parti yazıcılarda yaygın olarak da kullanılıyor, bu da Epson'u endüstriyel mürekkep püskürtmeli makinelerde kullanılan baskı teknikleri alanında dünyanın önde gelen tedarikçisi yapıyor. Epson'un Monna Lisa 160B gibi profesyonel geniş formatlı yazıcıları ve tekstil çözümleri sürdürülebilir küçük çaplı üretimi desteklerken SurePress serisi de hızlı hareket eden endüstrilerin düşük kapasiteli paketleme ihtiyaçlarını karşılıyor.
Görsel iletişim
Epson'un LCD projektör yolculuğu 1989'da VPJ-700 ile başladı ve ardından 1994'te taşınabilir bir forma sahip olan ELP-3000 piyasaya sürüldü. Epson projektörler, yarı iletken sınıfı üretim teknikleri kullanılarak canlı, yüksek kaliteli görüntüler sağlayan yüksek sıcaklıklı polisilikon (HTPS) panellere sahip. 2016 EB-L25000U, 25.000 lümenle dünyanın en parlak*2 3LCD lazer projektörü olarak dikkat çekiyor. Epson, küresel profesyonel projektör pazarına*3 liderlik ediyor ve toplantılardan Matsumoto Kalesi'ndeki projeksiyon haritalaması gibi kültürel sergilere dek her alanda kendinden söz ettiriyor.
Üretim ve giyilebilir cihazlar
Epson, 1983'te SCARA tipi endüstriyel robotları piyasaya sürdüğünden beri fabrika otomasyonundaki lider konumunu koruyor. Kompakt, hızlı ve hassas robotlar; otomotiv, elektronik ve sağlık hizmetleri gibi sektörlerde esnek üretim tarzlarını destekliyor. Epson, bugün endüstriyel SCARA robot segmentinde satış geliri açısından dünyanın en büyük pazar payına*4 sahip. Görme ve kuvvet algılama teknolojisine sahip olan robotlar artık hassas, insanların yaptığı benzer görevleri üstlenerek üreticilerin üretkenliklerini artırmasına ve iş gücü eksikliklerinin giderilmesine yardımcı oluyor. Bu robotların kullanım alanları fabrikaların ötesine, hassasiyetin kritik olduğu sektörlere doğru genişlemeyi sürdürüyor.
Epson, 1969'da dünyanın ilk kuvars saatini piyasaya sürdü ve TV saati ile otomatik kurmalı kuvars modelleri gibi yenilikleri de tanıttı. 2009'da Orient Watch Company'nin satın alınması, Epson'un mekanik saatlerdeki varlığını genişletti. Diğer yandan; Epson'un geliştirdiği kuvars kristal cihazları, akıllı telefonlarda, dronlarda ve altyapı izlemede kullanılan modern elektronikte de kullanılmaya devam ediyor. Epson, bu bileşenlerde dünyanın en iyi üreticileri arasında yer almayı sürdürüyor*5.
Küresel yaklaşım
Epson'un küresel yolculuğu, 1968'de Singapur'da üretim ve 1975'te ise ABD'de satış operasyonlarıyla başladı. Epson, uzun bir süre boyunca; Çin, Endonezya ve Filipinler'deki önemli üretim tesisleri ve ABD, Avrupa, Singapur ve Çin'deki bölgesel merkezlerle güçlü bir uluslararası ağ geliştirdi. Yerel içgörüler de Endonezya'da piyasaya sürülen mürekkep tanklı yazıcılar gibi yenilikleri yönlendirdi. Epson ayrıca, 2023'te Dubai'deki yeni bir satış şirketi aracılığıyla Orta Doğu ve Afrika'ya genişleyerek gelişmekte olan pazarlardaki desteği güçlendirdi.
Küresel müşteri tabanını genişletti
Epson teknolojileri, evde kullanılan baskı cihazlarından dijital sanata, projeksiyon haritalamadan robotiğe kadar her alanda olmazsa olmaz hale geldi. Epson'un baskı çözümleri profesyonel fotoğrafçılara, tasarımcılara ve eğitimcilere hizmet ederken, markanın projektörleri de hem iş sunumlarında hem de büyük ölçekli etkinliklerde yer aldı. Epson'un geliştirdiği endüstriyel robotlar ve hassas cihazlar çeşitli sektörlerde; tarım, otomasyon ve altyapı dayanıklılığını artırmaya yardımcı oldu. İnovatif cihazların geniş kullanım alanı markanın; güvenilir, yüksek kaliteli ürünlere ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığını ortaya koymayı sürdürüyor.
50 yıldır iş ortaklarının ve müşterilerinin desteğiyle büyümeye devam ettiklerini belirten Epson META-CW Asya Ticari Operasyonlar Başkan Yardımcısı Suat Özsoy, "Epson olarak köklerimize sahip çıkıyor dünyamızın doğal güzelliklerini koruma altına alacak proje ve ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. 2050 yılına kadar karbon negatif olmak ve tükenebilir yeraltı kaynaklarının kullanımını ortadan kaldırmak vizyonumuzun büyük bir parçasını oluşturuyor. Verimli, kompakt ve inovatif ürünler geliştirmeyi sürdürürken yaşamı zenginleştirecek aksiyonlar alacak ve gelecek nesiller için daha iyi bir dünya yaratma hedefiyle üretmeye devam edeceğiz." dedi.
 
Not: Listelenen ürün model adları, o dönemde Japonya'da piyasaya sürülen ürünler için kullanılan adlardır.
*1 Eylül 2024 sonu itibarıyla
*2 Epson araştırmasına göre, halihazırda piyasaya sürülen 3LCD projektör ürünleri için Aralık 2015 itibarıyla,
*3 Ekransız TV ürünleri hariç, 500 lümen veya daha fazla projektörlerin payı, FY2023 Futuresource Consulting Ltd.'ye göre.
*4 "2025 Dünya Çapında Robotla İlgili Pazar Durumu ve Gelecek Beklentileri FA Robotları" (2024'te endüstriyel SCARA robotlarının sevkiyatları gelire göre), Fuji Keizai Co., Ltd.
*5 Epson'un araştırmasına göre QYRESEARCH'ün Küresel Zamanlama Cihazı Pazar Raporu'nun 2023 sayısına dayanmaktadır.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

ICA Events tarafından organize edilen BeautyEurasia, bu yıl 18-20 Haziran 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 20. kez kapılarını açacak. Fuar, 100'den fazla ülkeden 15.000’i aşkın profesyonel ziyaretçi ve 600’ün üzerinde VIP alım heyeti için hazırlıklarını sürdürüyor.



BeautyEurasia, dünyanın dört bir yanındaki üretici ve tedarikçilerin ürün, hizmet ve teknolojilerini bir araya getirerek 3 gün boyunca sektör profesyonellerini ağırlayacak. Bu yıl VIP davetli alım heyeti programı kapsamında; 100'ün üzerinde ülkeden 15.000’den fazla profesyonel ziyaretçi ve 600’ün üzerinde VIP alım heyeti buluşacak. Bu program ile katılımcılar, çok sayıda uluslararası üst düzey alıcı ile birlikte yeni tedarik sağlama, iş geliştirme ve ortaklık kurma imkânı bulacaklar. Çin, Güney Kore, Rusya, Bulgaristan, Mısır, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İtalya, İspanya ve Hindistan gibi ülkeler başta olmak üzere yüzlerce yerli ve yabancı firma BeautyEurasia’ya katılım için gün sayıyor.

BeautyEurasia, Türkiye’nin İhracatına Katkı Sağlamaya Hazırlanıyor

Türkiye'nin kozmetik sektöründeki büyüme ivmesi 2025 yılı ilk çeyreğinde de sürdü. Kozmetik ürünleri ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,7 artışla 679,3 milyon dolara ulaşarak sektörün potansiyelini bir kez daha gösterdi. BeautyEurasia, bu büyümeye katkı sağlamak amacıyla Türkiye’yi uluslararası arenada temsil ediyor. Güçlü bölgesel ağı ve profesyonel iş platformu sayesinde, yerli üreticiler için yeni ihracat fırsatları, stratejik ortaklıklar ve pazar genişletme olanakları sunuyor.

 

BeautyEurasia Fuar Direktörü Filiz Mehmedova, sektörün mevcut durumuna ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "2025 yılının ilk çeyreğinde kozmetik sektörü ihracatta mütevazı bir büyüme, ithalatta ise artış eğilimi gösterdi. Bu dönemde Türkiye'nin kozmetik üretimindeki gücünü koruduğunu, ancak küresel rekabet koşullarının daha dikkatli stratejiler gerektirdiğini görüyoruz. BeautyEurasia olarak, sektörün bu dinamiklerine uygun bir platform sunmayı hedefliyoruz. Fuarda yerli ve yabancı katılımcıları bir araya getirerek, yeni iş birlikleri ve ihracat fırsatları yaratmayı amaçlıyoruz. Özellikle kişisel bakım ve saç bakım ürünlerindeki artan talebin yanı sıra, pazarlardaki değişen eğilimleri de fuar kapsamında ele alacağız. Türkiye'nin kozmetik sektöründeki potansiyelini daha da ileri taşımak için fuarımız, katılımcılar için değerli bir buluşma noktası olacak. Yerli üreticilerin uluslararası pazarlara açılmasına destek olmak ve sektördeki gelişmeleri yansıtan bir etkinlik sunmak önceliklerimiz arasında."