Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Beş büyük ölçekli fabrika, 30'un üzerinde marka ve geniş bayi ağı ile Türkiye'nin önde gelen sanayi gruplarından AKO Grup, 2024 yılında lastik, jant, akü ve ömrünü tamamlamış lastik segmentlerindeki üretimleriyle 18,3 milyar TL ciroya ulaştı. Başarılı Ar-Ge ve sürdürülebilirlik projelerine de imza atan şirket, 2025 yılında büyüme ivmesini sürdürmeyi hedefliyor. Avrupa'nın en büyük entegre Ömrünü Tamamlamış Lastik (ÖTL) Geri Dönüşüm Tesisine sahip olan AKO Grup, yıllık 75 bin ton lastik atığı geri dönüştürerek ekonomiye kazandırıyor. Ayrıca tesiste geçtiğimiz yıl devreye alınan 270 kW AC gücündeki Güneş Enerjisi Santrali (GES) ile de tesisin elektrik tüketiminin yüzde 40'ını yenilebilir enerjiden karşılıyor.
"Tüm fabrikalarımızda GES projelerimizi tamamladık"
Bu yılki hedeflerine dair bilgi veren AKO Grup Pazarlama Müdürü Esra Ertuğrul Boran "2025 yılında yüzde 15 oranında büyüme gerçekleştirerek 21 milyar TL tutarında ciroya ulaşacağımızı öngörüyoruz. Bu noktada, gereken altyapımızı da oluşturduk. Tüm fabrikalarımızda GES projelerimizi tamamladık. Petlas fabrikamızda yürüttüğümüz VAP (Verimlilik Artırıcı Projeleri) çalışmalarımızda da büyük ölçüde sona yaklaştık. AKO Jant markamızdaki kalite ve verimlilik artırıcı yatırımlarımızı da yakın zamanda sonuçlandıracağız. Önümüzdeki dönemde ise su arıtma alanına dair yeni yatırımlar planlıyoruz" dedi.
Yeni dönemde büyümeye etki edecek alt ürün gruplarına dair konuşan Boran, "2024 yılı, lastik sektöründe ekonomik segment alt markaların pazar paylarını büyüttüğü bir yıl oldu. 2025 yılında da enflasyon karşıtı önlemler doğrultusunda benzer bir trendin devamını öngörüyoruz. Ayrıca, SUV araç satışlarındaki artışa paralel olarak, SUV lastiklerinde de pazar payı artışının bu yıl da sürmesini bekliyoruz. Öte yandan, yeni geliştirdiğimiz Coach otobüs lastiklerimizin, TBR segmentindeki büyümemize katkı sağlamasını hedefliyoruz. Bununla birlikte, bu yaz piyasaya sunacağımız yeni nesil ultra yüksek performans (UHP) sınıfı lastikler ile pazardaki konumumuzu daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz" diye konuştu
Rekabet Kurumu (RK) internet sitesinde yayınlanan açıklama aşağıda bulunuyor:
Troma Maschinenbau Beteiligungs-Gesellschaft Mit Beschränkter Haftung tarafından SC Otomasyon Makine Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin kontrolünün devralınması işlemi
S&P 500 CFD endeksinde 5950 seviyesi yakın destek olarak karşımıza çıkıyor. Hafta içerisinde bu seviyenin aşağısını test eden endeks, gün sonu kapanışlarını bu seviye üzerinde yapmayı başardı. Endekste 5950 seviyesinin üzerindeki kalıcılığın devam etmesi halinde yukarı yönde oluşabilecek tepki yükselişlerinde 50 günlük hareketli ortalamanın bulunduğu 6039 seviyesini direnç olarak takip edeceğiz. 5950 desteğinin altında gün sonu kapanışları gelmesi halinde ise endekste 5860 seviyesine kadar geri çekilme devam edebilir.
İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.integralmenkul.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
BIST30 Yakın Vade
Güne hafif satıcılı bir açılışla başlayan sözleşmede gün içerisinde tepki çabasıyla
birlikte dalgalı bir fiyatlama takip ediliyor. Günün ilk yarısında 10.701,00 -
10.791,00 seviyeleri arasında dar bir bantta hareket eden sözleşme, 12:55
itibariyle %0,20 oranında bir yükselişle 10.785 seviyelerinden işlem görüyor.
Sözleşmede toparlanma çabasında 10.800 - 10.830 aralığı kısa vadeli ilk direnç
bölgesi olup, 10.830 üzerinde tutunma sağlanabilirse 10.875 - 10.950 ve 11.000
seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Sözleşmede toparlanma çabasının
gücünü koruyabilmesi için ilk olarak 10.830 ve devamında 11.000 üzerinde
kapanışlara ihtiyaç olduğu aksi halde dalgalı/görece zayıf görünümün devam
edebileceği kanısındayız. Sözleşmede yeniden satışların gözlenmesi halinde ise
10.750 - 10.700 aralığı kısa vadeli destek bölgesi olup, devamında 10.655 -
10.620 ve 10.560 seviyelerine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir.
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.gedik.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
2025-2-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00) | |||
---|---|---|---|
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,4487 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 38,1673 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 46,155 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 40,6703 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3406,04 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3389,01 |
2025-2-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,4403 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 38,1748 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 46,1589 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 40,6518 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3404,86 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3387,84 |
2025-2-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 12:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,4387 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 38,1822 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 46,1732 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 40,6183 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3385,58 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3368,65 |
2025-2-27 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 13:00) | |||
Döviz Kodu / Cinsi | Birim | Döviz Cinsi / Saflık Derecesi | Alış |
USD/TRY | 1 | USD | 36,4204 |
EUR/TRY | 1 | EUR | 38,185 |
GBP/TRY | 1 | GBP | 46,1775 |
CHF/TRY | 1 | CHF | 40,5821 |
Altın/TRY | 1 gr | 1000/1000 | 3397,28 |
Altın/TRY | 1 gr | 995/1000 | 3380,29 |
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin hazırladığı ‘SKDM ve Türkiye: Sektörel Etkileşimler, Fayda ve Maliyetler Raporu’ yayınlandı.
Çalışmada, AB tarafından uygulanan ve Türkiye’de 2026’da devreye girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) nicel ve nitel etkileri inceleniyor. Demir-çelik, çimento, alüminyum ve gübre sektörlerinin incelendiği raporda karbon fiyatlandırması/vergisi olmadan da SKDM sektörleri için ihracatın toplam maliyetinin, toplam faydasını aştığı ortaya konuldu.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, SKDM uygulamasının Türkiye açısından ek karbon maliyeti getirmesinin yanı sıra üretim ve ihracatın yapısında var olan ama çoğu zaman hesaplanmayan veya doğrudan fiyatlandırılmayan bazı maliyetleri daha belirgin hale getirdiğini söyledi. Bu nedenle enerji dönüşümünün daha önemli hale geldiğini vurgulayan Güllü, “Türkiye’nin, SKDM için 2035-2040 arasına odaklanması gerekiyor. Uluslararası rekabet koşulları ve AB SKDM’ye baktığımızda hem AB’de hem de diğer bölgelerde gelişen politikalar göz önüne alındığında Türkiye’nin rekabet gücünü koruyabilmesi için sürece erken uyum sağlamalı” dedi. Güllü, enerji dönüşümüyle birlikte sanayi dönüşümünü desteklemek için uluslararası iş birliği ve finansman fırsatlarının değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek iklim diplomasisi ve SKDM’den etkilenen diğer ihracatçı ülkelerle iş birliğinin maliyetlerin adil paylaşımı açısından önemli olduğunu belirtti.
Güllü, karbon fiyatlandırmasının da Türkiye için orta-uzun vadeli kritik başlıklardan biri olduğunu vurgulayarak şunları sözlerine ekledi: “SKDM’nin uygulamaya geçmiş olması en büyük ticari partnerimiz AB ile yürütülen ticaretin korunması ve geliştirilmesi açısından çok önemli. Öte yandan Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi perspektifinden özel olarak SKDM’yi, genel olarak ise ekonomisinin bütününü kapsayan bir karbon fiyatlandırması politika setine ihtiyacı var.”
Türkiye’yi Kritik 10 Yıl Bekliyor
‘SKDM ve Türkiye: Sektörel Etkileşimler, Fayda ve Maliyetler’ raporunda fayda ve maliyetler, ‘Olağan Durum’ (‘Business-As-Usual’-BAU) ve ‘Sanayi Dönüşümü’ senaryosu ile ele alındı. ‘Olağan Durum’ senaryosunda mevcut sanayi ve ticaret politikalarının süreceği, bu kapsamda ele alınan sektörlerde her tür ihracat potansiyelinin değerlendirilmesine öncelik verileceği, ürün kompozisyonunda katma değer artışı, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm perspektiflerinden kayda değer bir dönüşümün gerçekleşmeyeceği varsayılıyor. ‘Sanayi Dönüşümü’ senaryosunda ise sanayi ve ticaret politikası değişikliği dikkate alınarak, dört sektörün iç talep yapısı ve ihtiyaçları, katma değerli ihracat, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm başlıklarında ele alınıyor.
Rapora göre, BAU senaryosunda100 €/ton sınırda karbon fiyatlandırması/vergisi uygulanması halinde Türkiye’nin SKDM ürünlerinde hem dünyaya hem de AB’ye yaptığı ihracatta toplam maliyetin toplam faydanın üzerinde olacağı görülüyor. İncelenen dört sektörde mevcut halleriyle ihracatlarından sağlanan ekonomik faydadan daha fazla maliyet ortaya çıkıyor. Söz konusu maliyette karbon fiyatlandırması/vergisi varsayımı önemli bir kalem olmakla birlikte maliyetin yarıdan fazlası, dış ticaret açığı ve ulaştırma maliyetleri başta olmak üzere diğer kalemlerden kaynaklanıyor.
Dönüşüm senaryosunda ise yine 100 €/ton karbon vergisi uygulandığında dünya ticareti için biraz daha sınırlı, AB için ise yüksek fayda elde ediliyor. Toplam faydanın toplam maliyeti aşmasında hem karbon maliyetlerindeki azalma hem de özellikle bağlantılı sektörlerdeki katma değer artışları önemli bir rol oynuyor. Dönüşüm senaryosunda dünya için toplam faydaya en yüksek katkı demir-çelik sektöründen gelirken ardından alüminyum ve çimento sektörü geliyor. Gübre sektöründe ise toplam maliyet, toplam faydayı geçiyor. AB için ise tüm sektörlerden katkı gelirken, sıralama çimento, demir-çelik, alüminyum ve gübre şeklinde gerçekleşiyor. Dönüşüm senaryosunda Türkiye’nin İngiltere ve ABD başta olmak üzere tüm önemli ticaret partnerlerinin karbon fiyatlandırması/vergisi uygulaması ve karbon fiyatının 120 €/ton’un üzerinde şekillenmesi durumunda ek önlemler alınması gerekecek.
AB SKDM eksenli düşünüldüğünde Türkiye’nin dönüşüm senaryosu kapsamındaki varsayımları destekleyecek önlemlere, özellikle 2035 vadesine odaklanılmasına ihtiyaç var. AB için ihracatta fayda ile maliyeti eşitleyen 230 €/ton başa baş noktası yüksek görünmesine rağmen tüm rakiplerin de AB SKDM’ye uyum kapsamında önemli bir dönüşüm sürecine girmesi rekabeti artıracak. Türkiye’nin de önünde ekonomik maliyetleri azaltmaya ve üretim verimliliğini artırmaya yönelik sanayi, ticaret ve karbonsuzlaşma eylemlerini hayata geçirmek için kritik bir 10 yılı olduğu vurgulanıyor.
SKDM İçin Yapısal Dönüşüm Zorunlu
Raporda, SKDM sektörleri açısından karbon fiyatlandırması/vergisi uygulanmadan da ihracatın toplam maliyetinin toplam faydasından yüksek olduğu vurgulanırken yüksek maliyetlerin yapısal dönüşümle düşürülmesi tavsiye ediliyor. Yapısal dönüşümde teknoloji ve iş modeli değişiklikleri kadar yeşil dönüşüm boyutuna da dikkat çekiliyor. Dönüşüm süreci için her sektörde ihtiyaçların belirlenmesi ve özellikle destek mekanizmalarının tasarlanması tavsiye ediliyor.
Sektörlerin tek başına değil, diğer sektörlerle arasındaki ilişki, etkileşim ve öncelikleri dikkate alınarak yol haritaları oluşturulması gerekiyor. Demir-çelik ve alüminyum, diğer imalat sanayi sektörlerine sağladıkları girdilerle; çimento, inşaat sektörü etkisiyle; gübre ise tarım girdisi olarak temel ve stratejik sektörler olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle ölçek farklarına, değişik dinamiklere sahip olmalarına rağmen hem yapıları hem de diğer özellikleriyle güçlü dolaylı etkileri var.
SKDM sektörleri, sadece üretim proseslerinin karbon yoğun olması değil, tedarik ve dağıtım süreçlerinde yüksek hacimli taşımalara konu olmaları nedeniyle ulaştırma kaynaklı karbon yoğunluğu yüksek sektörler. Lojistik, etkileşimde olduğu sektörlerden sadece biri. Bu nedenle etki analizleri ve politika önerileri aynı zamanda önem taşıyan bir dizi sektöre ilişkin strateji tartışmalarını da tetikleyecek.
Çalışmada, 2050 yılına kadar projeksiyonlar yapılmış olsa da özellikle uluslararası rekabet gücü bağlamında dönüşümün 2035-2040 yılları arasına odaklanmasının önem taşıdığı belirtiliyor. AB tarafından uygulanan SKDM ve hem AB’de hem diğer bölgelerde gelişen benzer politikalar, uluslararası rekabetin bu eksende artacağını gösteriyor. Türkiye’nin rakibi olan ülkelerin daha erken aksiyon alma olasılığının yanı sıra yeni rakiplerin ortaya çıkması da mümkün. Bu durumda Türkiye’nin rekabet gücünü koruyabilmesi için gerekli eylemlerin hızlıca hayata geçirmesi önemli. 2035 ya da 2040 dönüşüm stratejilerinin oluşturulması ana hedef olabilir. Bu bağlamda Türkiye’nin COP 29’da paylaşılan Türkiye Uzun Dönem İklim Stratejisi ve SKDM sektörlerini kapsayan Türkiye Sektörel Düşük Karbonlu Yol Haritaları çerçevesindeki yatırım ve eylemlerinin ele alınması gerekiyor.
Katma Değeri Yüksek, Karbon Yoğunluğu Az Üretenler Öne Çıkacak
Raporda, Türkiye’nin rekabet gücünü artırarak uluslararası değer zincirlerine daha ileri düzeyde bütünleşmesine olanak sağlayan, katma değeri artırırken karbon yoğunluğunu azaltan sektör ve ürünlere öncelik verilmesi öneriliyor. Böylelikle SKDM sektörleri başta olmak üzere karbonsuzlaşması zor olan tüm sektörlerde hidrojen, karbon yakalama gibi yüksek maliyetli yatırımlara ihtiyaç büyük ölçüde azaltılabilecek. Ayrıca daha köklü bir yaklaşım ise emisyon azaltım stratejileri ile eş zamanlı döngüsel ekonomi pratiklerinin yerleştirilmesi, kaynak ve proses verimliliğini artırmaya çalışarak emisyon azaltımının yakalanması olacak.
Çalışmada, SKDM’den kaynaklı doğrudan maliyetleri azaltmak için ek önlemlere ihtiyaç duyulabileceği belirtilerek şunlar tavsiye edildi:
- Türkiye’nin karbon fiyatlaması ve ETS uygulamasına geçmesi,
- Yerel karbon vergisi gelirlerinin dönüşümün finansmanında kullanılması,
- Uluslararası iş birliği ve finansman.
Uzun dönemde mevcut üretimin karbon maliyetlerini düşürmenin yeterli olmayacağı, enerji verimliliği ve karbon yoğun alanlarda düşük karbonlu üretim proseslerine geçişin rekabette belirleyici olacağının altı çiziliyor. Türkiye’nin SKDM’yi yalnız ilk etapta etkilenen sektörler kapsamında değil, bu sektörlerin bağlantılı olduğu diğer alanlarla birlikte değerlendirmesi ve kapsamlı bir sanayi dönüşümünü gündeme alması gerektiği özellikle vurgulanıyor.
Editöre Not:
SKDM Nedir: AB tarafından uygulamaya alınan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) emisyon yoğun ürünlerin ithalatında karbon fiyatlandırması uygulamasıyla hem ithal hem yerli ürünlerin aynı vergilendirmeye maruz kalmasını, böylece karbon yoğun ürünlerin yurt dışında üretilerek karbon salımının vergiden kaçınarak yer değiştirmesini, yani karbon kaçağının önlenmesini amaçlamaktadır. SKDM’nin ilk aşaması demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojeni kapsayacak ve 2026’dan itibaren vergilendirme başlayacak.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından hazırlanan raporlara https://shura.org.tr/raporlar/ adresinden ulaşabilirsiniz.
https://shura.org.tr/veritabani adresinden enerji sektörüne dair güncel verilere ulaşabilirsiniz.
https://shura.org.tr/powerflow adresinde Türkiye elektrik sisteminin basitleştirilmiş interaktif simülasyonunu kullanabilirsiniz.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi yenilikçi bir enerji dönüşümü platformu olarak, karbonsuzlaşmaya katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. SHURA, Türkiye enerji sektörünün politik, teknolojik ve ekonomik açılarının tartışıldığı, sürdürülebilir ve geniş kabul gören bir platform ihtiyacını karşılamak için kurulmuştur. SHURA’nın amacı, Türkiye’nin enerji sisteminin geleceği konusundaki çalışmalara tarafsız ve veri bazlı analizlerle katkıda bulunarak, çıktılarından sektörün tüm paydaşlarının yararlandığı bir düşünce platformu oluşturmaktır. Bu bağlamda kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından çok sayıda paydaşın yaklaşımları değerlendirilerek, Türkiye’nin enerji sisteminin düşük karbonlu bir geleceğe dönüşümünün ekonomik potansiyelinin, teknik fizibilitesinin ve politika araçlarının daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi European Climate Foundation, Agora Energiewende ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortaklığıyla kurulmuştur.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
QNB Türkiye, dış ticarete özel çözümler sunmak amacıyla “QNB Global Trade” markasını duyurdu. Finansmandan dijital çözümlere, danışmanlıktan eğitimlere kadar geniş bir destek paketi sunan QNB Global Trade, başta KOBİ’ler olmak üzere, dış ticaret yapan tüm firmaların küresel pazarda daha güçlü ve rekabetçi olmalarını sağlıyor.
Dış ticaret müşterilerine yönelik çözümlerini bir üst seviyeye taşıyan QNB Türkiye, müşteri deneyimini odağına alarak geliştirdiği yeni markası QNB Global Trade’i hayata geçirerek, küresel ölçekteki güçlü varlığını pekiştiriyor. Dış ticaret firmalarına finansal destekten danışmanlığa, dijital çözümlerden eğitimlere kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunan QNB Global Trade, Türkiye’deki firmaların dış ticaret potansiyelini artırmayı ve küresel pazarda daha etkin olmalarını sağlamayı hedefliyor.
QNB Türkiye OBİ ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Engin Turhan, yeni marka ile ilgili şu açıklamada bulundu: “Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan KOBİ’ler başta olmak üzere, tüm firmalarımızın büyümesini desteklemek bizim önceliğimiz. Uluslararası ticarette rekabet gücünün artırılması, nakit akışı ve likiditenin kolay yönetilebilmesi hedefiyle dış ticaret yapan firmalar için uçtan uca bir çözüm platformu oluşturduk. Bu sayede, dijital ve hızlı çözümlerle firmalarımızın operasyonel süreçlerini kolaylaştırırken; aynı zamanda, kampanyalarımız ve ücretsiz danışmanlık hizmetlerimizle stratejik çözümler sunuyoruz. Böylece, ülkemizin ekonomik kalkınması ve küresel refahın artırılmasında çok önemli bir role sahip olan ihracatçılarımızı tüm gücümüzle destekliyoruz.”
İhracatçılara özel finansman çözümleri
QNB Global Trade kapsamında sunulan finansman çözümleri arasında dikkat çeken yeniliklerden biri “İhracatınla Öde Kredisi”. Döviz geliri olan firmaların ithalat ödemelerinde kullanabilecekleri bu kredi, avantajlı fiyatlarla alternatif finansman imkânı sunuyor.
Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi'ne uyum sağlamak isteyen firmalar için geliştirilen “Yeşili Arttıkça Faizi Düşen Kredi” ile karbon ayak izini azaltan yatırımlara finansman desteği sağlanıyor. Ayrıca, Türk Eximbank kaynaklı Kadın Girişimci İhracat Destek Kredisi ile kadın girişimcilerin global pazarlardaki rekabet gücünün artması hedefleniyor.
Danışmanlık desteği ile KOBİ’lere güçlü rehberlik
Dış ticaret yapan firmalara sadece finansman değil, danışmanlık desteği de sunan QNB Türkiye, "Adım Adım İhracat Danışma Hattı" ile tüm firmalara dış ticaret mevzuatı, Eximbank destekleri gibi konularda danışmanlık sağlıyor. Turhan, “Finansmana erişim, nakit akışını yönetmek, yeni pazarlara açılarak sürdürülebilir bir büyüme hikayesi yazmak, özellikle KOBİ’ler için çok kritik önem taşıyor. QNB Global Trade ile, yüksek ihracat potansiyeli taşıyan KOBİ’lerimizin dış ticaret yolculuğuna rehberlik ediyoruz" diyerek, bankanın uluslararası ticarete verdiği stratejik desteği vurguluyor.
QNB Global Trade, dijital çözümlerle müşterilerine hız sunuyor
Dış ticaret yapan firmalar için döviz dalgalanmalarına karşı koruma sağlayan QNB Global Trade Dijital Hazine, rekabetçi fiyatlarla döviz alım-satım işlemlerini gerçekleştirmenin yanı sıra, uluslararası para transferlerinde hızlı çözümler sunuyor. Aynı zamanda, ithalat akreditiflerinin Dijital Köprü İnternet Bankacılığı üzerinden şubeye gitmeye gerek kalmadan oluşturulabilmesi, zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor.
Turhan, “Rekabetin yoğun olduğu günümüz dünyasında, müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştirirken, yalnızca finansal destek sağlamanın yeterli olmadığını düşünüyor; aynı zamanda onlara, hızlı ve sorunsuz bir deneyim sunmayı hedefliyoruz.”, diyerek müşteri deneyiminin önemini vurguluyor.
İhracata katkı ve gelecek vizyonu
QNB Türkiye, dış ticaret yapan firmaların finansal sürdürülebilirliğini desteklerken, yeni pazarlara açılmasına rehberlik ediyor ve yenilikçi çözümlerle rekabet avantajlarını güçlendirmelerine yardımcı oluyor. Önümüzdeki dönemde de Türkiye ekonomisinin büyüme hedeflerine paralel olarak dış ticaret yapan firmaları desteklemeye devam edeceğini belirten QNB Türkiye, küresel pazarlardaki firmaların, özellikle KOBİ’lerin, konumunu güçlendirmek için yeni finansal çözümler geliştirmeye devam edecek.
Ekonomik takvim açısından dün sakin bir gün yaşanırken, politik söylemler açısından yoğun bir gündü. Trump, ilk kabine toplantısını gerçekleştirirken, Kanada ve Meksika’ya uygulanacak %25’lik gümrük tarifelerinin 3 Mart yerine 2 Nisan’a ertelendiği açıklandı. Bu erteleme, piyasalarda çelişkili bir hava yaratarak etkili oldu. Trump’ın, ülkelerle müzakere etmek için bu yolu tercih ettiği düşünülüyor. Ayrıca, Avrupa Birliği’ne %25 gümrük tarifesi uygulanacağı açıklaması, piyasalarda belirsizliği de sürdürdü. Bugün ise Rus ve ABD’li yetkililerin İstanbul’da bir araya gelmesi bekleniyor. Heyetlerin gündeminde herhangi bir siyasi konu veya güvenlik meselesi, özellikle Ukrayna konusu yer almadığı bildirildi. Ekonomik takvimde ise ABD’de GSYİH ve haftalık işsizlik başvuruları açıklanacak. Dolar endeksi, gümrük tarifeleri açıklamasının ardından %0,2 yükselerek 106,70 seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor. Alımların bir kısmı geri verilse de, pozitif görünüm devam etmekte.
EURUSD paritesi 1,0485 seviyesinde başladığı günde satıcılı seyir izleyerek yaklaşık %0,25 düşüşle 1,0459 seviyesine kadar geri çekildi. Alımlar olsa da negatif görünümü devam ediyor. Teknik olarak 1,0468 fibonacci seviyesinde aşağı yönlü hareketlerde bollinger 20 günlük hareketli ortalama seviyesi 1,0423 ikinci destek olarak takip edilebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise 1,05 ve 100 günlük hareketli ortalama 1,0523 direnç olarak izlenebilir.
Ons altın, doların desteklemesi ile satıcılı izleyerek $2900 ana desteğinin altında işlem görmeye devam ediyor. Açılıştan itibaren yaklaşık %1,93 düşüş ile $2881 seviyesinde işlem görüyor. Teknik olarak bollinger 20 günlük hareketli ortalamanın da altında işlem gören altın bollinger alt bandı $2810 destek olarak takip edilebilir.
Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.
https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/02/27/fx-teknik-analiz-raporu-27-02-2025/
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.isyatirim.com.tr
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.