Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

PALLADYUM
Geçtiğimiz hafta ortasında başlayan düşüş serisi Paladyum’da beşinci gününde de devam ediyor. Dün, 975.00 desteğinden gelen tepki alımlarıyla birlikte destek seviyesi üzerinde tutunma çabası gözlemlenirken, günü 977 seviyesinden tamamladı. Yeni günde ise, gün içi işlemlerde destek seviyesi ve Bollinger bandının orta çizgisinin altına sarkan sert bir hareket dikkat çekti.

Şu anda 965 seviyesinde fiyatlanan Paladyum'da, 975.00 seviyesi altında kalıcılık sağlanması durumunda düşüşlerin 933 desteğine kadar derinleşmesi beklenebilir. Olası tepki yükselişlerinde ise ilk direnç 975.00 seviyesinde bulunurken, üzerinde 1.000 seviyesi önemli bir direnç konumundadır.

Destekler: 933 - 900 - 880

Dirençler: 975 - 1000 - 1040


 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

BRENT
Haftaya gapli bir açılışla başlayan Brent petrol, devam eden düşüş hareketiyle birlikte dün 63.40 desteği altı fiyatlamalar gördü. Ancak bu seviyeden gelen tepki alımlarıyla birlikte günü 63.73 seviyesinden tamamladı. Yeni günde ise hafif yukarı yönlü bir fiyat boşluğu ile başlayan Brent, gün genelinde pozitif bir görünüm sergiledi.

65.00 direncine doğru hareketlenen Brent, gün içinde 64.62 seviyesini test ederken, şu sıralarda 64.25 seviyesinde fiyatlanıyor. Yukarı yönlü hareketlerin devamı halinde ilk direnç seviyesi 65.00 olarak öne çıkarken, daha yukarıda 50 günlük hareketli ortalamaya denk gelen 66.50 seviyesi önemli bir direnç konumundadır. Olası düşüşlerde ise ilk destek 63.40, bu seviyenin altında ise 62.00 ve 60.00 destek seviyeleri takip edilmelidir.

Destekler: 63.40 - 62.00 - 60.00

Dirençler: 65.00 - 66.50 - 68.50


 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

ALTIN
Dolar Endeksi’ndeki yükseliş ve piyasalarda artan risk iştahının etkisiyle haftaya 3350 direncinden aşağı yönlü hareketlerle başlayan ons altında, dün 3300 seviyesinden kapanış izlenmişti. Yeni günde satışlar sınırlı kalırken, 3300 desteğinden gelen hafif tepkilerle birlikte 3.391 seviyesine kadar yükselişler görüldü.

Şu an 3.307 seviyesinde işlem gören ons altında, destek bölgesi üzerinde kalıcılıkla birlikte gelebilecek alımlarda ilk direnç 3.350 seviyesidir. Olası düşüşlerde ise 3.300 seviyesinin altına geçiş ve bu seviyenin altında kalıcılık durumunda, ilk destek 3.250 olurken, daha aşağıda yer alan 3.200 seviyesi hem tepki alımları hem de yükseliş trendinin devamı açısından önemli bir destek konumundadır.

Destekler: 3.250 - 3.200 - 3.150

Dirençler: 3.350 - 3.425 - 3.500

 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

USDJPY
Parite üzerinde son dönemde kademeli bir şekilde süren düşüş serisinin ardından, hafta başından bu yana destek bölgesinden başlayan dolar lehine tepki yükselişleri dikkat çekiyor. Yukarı yönlü bu hareketlerle birlikte dün ABD Tüketici Güven Endeksi'nin beklentilerin üzerinde açıklanması, dolar endeksinde yükselişe neden olurken paritede de dolar lehine direnç seviyeleri gündeme geldi.

Gün içerisinde 145.00 direncini test eden paritede, gün genelinde dolar lehine yükseliş eğilimi korunuyor. Şu anda 144.60 seviyesinde işlem gören paritede, yükselişin devamı halinde ilk önemli direnç seviyesi 145.00 olarak öne çıkıyor. Bu seviyenin üzerindeki hareketlerde, dolar lehine ivmenin güçlenme potansiyeli bulunurken; olası geri çekilmelerde ise ilk destek 143.50, daha aşağıda ise 142.40 seviyesi önemli destek konumundadır.

Destekler: 143.50 - 142.40 - 140.90

Dirençler: 145.00 - 146.00 - 147.40


 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

İmalat sanayisinin geleceğini şekillendiren teknolojilerin buluşma noktası olan WIN EURASIA Fuarı 2025’in açılışında konuşan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, artan müşteri beklentileri, enerji verimliliği, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm gibi unsurların firmaları sürekli olarak daha akıllı, daha esnek ve daha sürdürülebilir çözümler üretmeye zorladığını vurguladı. Zekeriya Çoştu, “Bu noktada, güçlü bir Ar-Ge altyapısına sahip olmak; tasarım, malzeme bilimi, yazılım entegrasyonu ve üretim teknolojilerinde yenilikçi adımlar atmak sektörün geleceğini şekillendirmekte” dedi.

 

31 yıldır imalat sanayinin dönüşüm yolculuğuna eşlik eden WIN EURASIA başladı. WIN EURASIA Fuarı’nın açılışı Hannover Fairs Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Annika Klar’ın ev sahipliğinde, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Sayın Zekeriya ÇOŞTU’nun teşrifleri, Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Adnan DALGAKIRAN, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Şekib AVDAGİÇ’in katılımıyla gerçekleşti.

 

Hannover Fairs Turkey Yönetim Kurulu Başkanı Annika Klar, konuşmasında HANNOVER MESSE’nin bölge pazarındaki temsilcisi olan WIN EURASIA olarak bu yıl 31’incisini düzenledikleri fuarın, toplam 55.000 metrekare alanda, 6 salonda gerçekleştirileceğini bildirdi. Elektrik, Elektronik ve Enerji Otomasyonu, Endüstriyel ve Fabrika Otomasyon Sistemleri, Robotik Otomasyon ve Dijital Fabrika Teknolojileri, Kaynak ve Robotik Kaynak Sistemleri, Makine Otomasyonu ve Teknolojilerine yönelik ürünlerin sergileneceği fuarı 4 günde 42 bin kişinin ziyaret etmesini beklediklerini ifade eden Annika Klar, “WIN EURASIA’da bu yıl ilk kez Suudi Arabistan Ülke Pavyonu; Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı (MIM), Suudi Endüstriyel Kalkınma Fonu (SIDF), Ulusal Endüstriyel Kalkınma Merkezi, Suudi İhracat Geliştirme Kurumu ve MODON ile birlikte yer alacak” dedi.

 

“Küresel rekabette Ar-Ge ve inovasyon yetkinliği önemli”

Fuarın resmi açılış töreninde konuşan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, makine sektörünün ülke ekonomisinin kalkınmasında stratejik öneme sahip olduğunu kaydetti. Zekeriya Çoştu, “Otomasyon ve ileri üretim teknolojilerin de katkısıyla son yıllarda istikrarlı bir şekilde büyüyen sektör bugün üç katın üzerinde bir artışla 300 binden fazla çalışana iş imkânı sunuyor. Sektörün 5 milyar dolar civarında olan cirosu ise bugün 50 milyar dolar seviyesine gelmiş durumda. Ayrıca 30 milyar dolara yakın ihracatı biliniyor” dedi. Küresel ölçekte makine imalatı sektörünün teknolojik dönüşümün ve tedarik zinciri dinamiklerindeki değişimlerin etkisiyle yeniden şekillendiğine dikkat çeken Zekeriya Coştu, “Gelişmiş ülkelerde artan iş gücü maliyetleri ve öz yeterliliği önceleyen politikalar, özellikle son dönemde yaşadığımız ticaret savaşları gibi etkenler, makine üretiminde bölgesel çeşitliliği teşvik etmekte; yeni üretim merkezleri ve tedarik rotaları ortaya çıkarmakta. Bu dönemde sektörün sürdürülebilir bir şekilde büyümesi ve küresel rekabet gücü kazanabilmesi, büyük ölçüde Ar-Ge ve inovasyon yetkinliğinin güçlendirilmesine bağlı” şeklinde konuştu.

 

Artan müşteri beklentileri, enerji verimliliği, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm gibi unsurların firmaları sürekli olarak daha akıllı, daha esnek ve daha sürdürülebilir çözümler üretmeye zorladığını vurgulayan Zekeriya Coştu, “Bu noktada, güçlü bir Ar-Ge altyapısına sahip olmak; tasarım, malzeme bilimi, yazılım entegrasyonu ve üretim teknolojilerinde yenilikçi adımlar atmak sektörün geleceğini şekillendirmekte. İnovasyon kültürünün kurumsallaşması ise yalnızca büyük firmalar için değil, tüm ekosistemin verimliliği ve dinamizmi açısından gerekli. Uzun vadede, Ar-Ge ve inovasyona dayanmayan bir büyüme modeli; dışa bağımlılığı artırmakta, düşük katma değerli üretime sıkışmayı beraberinde getirmekte ve uluslararası rekabette kalıcı başarı şansını zayıflatmaktadır. Bu bakımdan, hep birlikte sektörümüzün Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini artırmaya daha fazla odaklanmamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.

 

Fuar, üretimin ve otomasyonun geleceğine ışık tutuyor

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç de açılışta yaptığı konuşmasında, bir iş insanı olarak WIN EURASIA Fuarı’nı neredeyse 30 yıldır takip ettiğini söyledi. Avdagiç, bu fuar, sadece sanayi sektörünün nabzını tutmuyor,aynı zamanda ulusaldan küresele üretimin ve otomasyonun geleceği hakkında da bilgi veriyor, bizi bu alanda alarma geçiriyor. Hem dünya hem de ülkemizdeki sanayi sektörünün dinamik ve sürekli değişen yapısını burada izlememiz mümkün oluyor. Daha da önemlisi, bu fuar bize, üretim teknolojileri ve endüstriyel otomasyonda ’geleceğin üretim tarzına’ nasıl uyum göstereceğimizi de öğretiyor. Bu yüzdendir ki, WIN EURASIA Fuarı, makina ve otonom sektöründe istikamet belirleyen bir fuardır” diye konuştu.

 

Türkiye olarak her yönden avantajlı konumda olduğumuzun altını çizen Şekib Avdagiç, “Peki biz düşük maliyetler sebebiyle tercih edilen bir üretim alanı/ülkesi olarak mı kalacağız? Yoksa az önce saydığım özelliklerini yüksek ve yenilikçi teknolojiyle perçinleyen, geleceğin üretim ve tüketim tarzı olan otomasyonu değişmez bir olgu olarak benimseyen üreten ülke mi olacağız? Eğer tercihimizi birinciden yana yaparsak; sadece, neden yatırımların, maliyetlerin daha düşük olduğu ülkelere kaydığını, bizim de bu maliyetleri düşürmemiz gerektiğini konuşuruz. Ama eğer bizim ’sanayi yön levhamız’, ikincisini gösterirse; işte o zaman gerçek anlamda bir üretim devrimini gerçekleştirmiş oluruz. WIN EURASIA Fuarı’na bakınca benim umudum; Türkiye’nin tercihini ikincisinden yana yaparak, bu eşiği aşacağı yönündedir. Çünkü bu fuarda yer alan firmalarımız ve iş birliği gücümüzle, ‘fabrikanın kurulacağı toprağın sahibi olmanın’ ötesine geçmeyi hedeflediğimizi vurguluyoruz. O hedefimiz de hem fabrikanın hem de o fabrikada kullanılacak teknolojinin sahibi ve üreticisi olmaktır” şeklinde konuştu.

 

Artık bir şey yapmak değil, yaptığını nasıl satacağın önemli

Açılışta konuşan Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ise, “Hayat bir yolculuk ve bu yolculuk sürekli bir değişim içerisinde. Eskiden bir şey yapabiliyorsan satabilirsin’ denirdi. Artık maalesef bir şey yapmanızın pek bir önemi yok. Yapmak işin sadece yüzde 20’lik kısmın oluşturuyor. Bilgi o kadar açık halde ki, bir şey yapmak manasız hale geldi. Önemli olan yaptığınızı satabiliyor musunuz, marka olabiliyor musunuz, fark yaratabiliyor musunuz, pazarlama konusunda ne durumdasınız, iş birlikleri kurabiliyor musunuz, bir organizasyon kabiliyetiniz var mı? Bunlar kıymetli hale geldi.” dedi. Dünyanın artık iki önemli ekonomik kutba ayrıldığını ifade eden Adnan Dalgakıran, “Bir tarafta bilgi toplumunun öncüsü ABD var diğer tarafta ise kim ne yapıyorsa onlardan daha iyi yapabilen, uygun fiyata satabilen bir güce sahip Çin. Peki Türkiye ve Avrupa bu kutbun neresinde? Ne ABD gibi bilgi toplumu olabildik ne de Çin gibi rekabetçi bir yönümüz var. Bu tablo gösteriyor ki; artık Türkiye ve Avrupa iş birliği yapması lazım. Bu konuda birlikte kafa yormalıyız” dedi.

 

Suudi Arabistan ülke pavilyonu ilk kez WIN EURASIA’da!

Suudi Arabistan, bu yıl ilk kez ülke pavilyonuyla WIN EURASIA’ya katılıyor. Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı (MIM), Sanayi Kentleri ve Teknoloji Bölgeleri Kurumu (MODON), Suudi Sanayi Kalkınma Fonu (SIDF), Ulusal Sanayi Geliştirme Merkezi, Suudi İhracat Geliştirme Otoritesi, Jubail ve Yanbu Kraliyet Komisyonu gibi önemli kurumlarıyla fuarda yer alıyor. Bu katılım sayesinde, otomotiv, havacılık, yenilenebilir enerji ve gıda üretimi gibi sektörlerde Suudi Arabistan’ın hızlı sanayi dönüşümüne dair kapsamlı bilgiler ziyaretçilerle paylaşılıyor. Uluslararası ticaret için güçlü fırsatlar sunan fuar, 200’ün üzerinde potansiyel alıcıyı Sırbistan, Romanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Cezayir, Mısır, Tunus, Fas, İran, Irak, Kosova, Libya, Ürdün, Kazakistan ve Kongo gibi ülkelerden ağırlıyor.

 

WIN EURASIA bu yıl yenilikçi teknolojilerin sanatla kesişimini de ön plana çıkarıyor

WIN EURASIA bu yıl, endüstriyel dönüşümün kalbindeki yenilikçi teknolojileri ve sanatla kesişimi de ön plana çıkarıyor. Hidrojen ve Yakıt Hücreleri Özel Alanı’nda firmalar, kamu ve akademi temsilcileriyle birlikte sürdürülebilir enerji çözümlerini tanıtırken; güç aktarım sektörü de güncel uygulamalarla değerlendiriliyor. Kaynak teknolojilerine ayrılan özel alanda canlı uygulamalar, paneller ve Atölye20’nin gerçekleştirdiği kaynak show ile endüstri ve sanat etkileyici bir şekilde buluşuyor. Türk Telekom ve Nokia iş birliğiyle kurulan Endüstriyel Yapay Zekâ ve 5G Arena’da ise 5G'li drone’lar, GPT-4 uygulamaları ve dijital ikiz teknolojileri gibi ileri çözümler deneyimleniyor. Endüstriyel Yapay Zekâ Özel Alanı ve 5G Arena ile ziyaretçiler, endüstriyel yapay zeka alanında insansı robotların yapay zekâ ile çalışmalarını, karar alabilme mekanizmalarını ve imalatta kullanım senaryolarını yerinde görebiliyor. “Endüstride Sanat” teması çerçevesinde Sunay Akın’ın anlatımları, Bager Akbay’ın resim yapan robot kolu ve Atölye20’nin metal heykel sergisi ziyaretçilere ilham veriyor.

EURUSD
Parite üzerindeki yükselişlerin ardından dün 1.1380 direncinden baskı görürken, ABD Tüketici Güven Endeksi'nin beklentilerin üzerinde gelmesi dolar endeksinde yükselişi beraberinde getirdi. Bu durum, parite üzerinde de düşüşlerin devam etmesine neden oldu. Dünkü kayıplarla birlikte 1.1324 seviyesinden günü tamamlayan paritede, yeni günde de dolar endeksindeki yükselişin etkisiyle aşağı yönlü baskılar sürüyor.

Gün genelinde dolar lehine satışların etkisini koruduğu parite, şu sıralarda 1.1300 seviyesinde işlem görüyor. Düşüşlerin devamı halinde ilk önemli destek, 22 günlük hareketli ortalamanın da bulunduğu 1.1280 seviyesidir. Bu seviyenin altına inilmesi durumunda, 50 günlük hareketli ortalamaya yakın olan 1.1200 seviyesi destek olarak tepki alımları açısından izlenebilir.
Olası tepki yükselişlerinde ise Euro lehine hareketin devamı için 1.1380 üzeri geçiş ve bu seviyenin üzerinde kalıcılık aranmalıdır.
Destekler: 1.1280 - 1.1200 - 1.1080

Dirençler: 1.1380 - 1.1500 - 1.1600

 Ikon Menkul
 ikonmenkul.com.tr

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Global Piyasalarda Gündem
• ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa Birliği’ne uygulayacağı gümrük tarifelerinin başlangıç gününü 1 Haziran’dan 9 Temmuz’a ertelemesiyle dün ABD borsaları yaklaşık %2 değer kazandı. Bugün, seans sonrasında açıklanacak olan NVIDIA bilançosu öncesinde yatırımcıların temkinli bir yaklaşım belirlemesiyle vadeli endeksler yatay seyrediyor. Yatırımcılar, Nvidia’nın 1. çeyrek finansal sonuçlarında cironun %66 artmasını bekliyor. Ancak Nvidia’nın geçen sene Çin pazarından elde eden gelir cironun %13’ünü oluşturmuş olup, ABD hükümetinin Çin’e yönelik çip ihracatı kısıtlamalarıyla şirket, 15 milyar$ büyüklüğünde satıştan vazgeçmek zorunda kaldıklarını ve kısıtlamaların 5,5 milyar$ zarara neden olacağını belirtti. Yatırımcılar, bu akşam açıklanacak olan finansal sonuçlarında ve yatırımcı toplantısında Çin tarafına yoğunlaşarak, şirketin söz konusu kaybı telafi edip edemeyeceğini değerlendirecektir.
• Cuma günü açıklanacak olan Nisan ayına ait ABD kişisel tüketim harcamaları (PCE) fiyat endeksi öncesinde New York Fed Başkanı John Williams, enflasyonun hedeften sapmaya başladığı anda merkez bankasının hızlı ve etkili bir şekilde aksiyon alması gerektiğini açıkladı. Son makroekonomik veriler, enflasyonun yeniden canlandığını göstermedi, ancak henüz gümrük tarifelerinin etkisini yansıtan veriler açıklanmadı. Nisan ayı PCE verisi de, her ne kadar gümrük vergilerinin etkisini bir miktar içerecek olsa da henüz gümrük vergilerinin etkilerini tamamen yansıtmayacaktır. Ayrıca, Fed üyelerinin yönlendirmelerine göre merkez bankası, Trump’ın ticari politikasının netleşene kadar faizi sabit tutmayı tercih ediyor.
• Dün Japonya Maliye Bakanlığı’nın uzun vadeli tahvillerin ihracını azaltıp kısa vadeli tahvil ihracını artırma planını açıklamasıyla Japon 30 yıllık tahvil faizi 20 baz puan düşerken ABD 30 yıllık tahvil faizi ise 8 baz puan geriledi. Hatırlanacağı üzere, Trump’ın vergi indirim tasarısı ve gümrük tarifelerinin uzun vadede enflasyonu yükselteceğine yönelik piyasa beklentileri, yatırımcıların daha yüksek getiri istemesine neden olmuştu. Japonya Maliye Bakanlığı’nın açıklaması, arz talep dengesindeki değişikliğe karşı devletin esnekliğini yansıyarak küresel hazine tahvillerinin yükselişinin yavaşlamasına yol açtı. Öte yandan bugün gerçekleşen Japon 40 yıllık tahvil ihalesi, düşük taleple birlikte %3,14’lük faiz seviyesinde tamamladı. Dünkü sert düşüşün ardından, bugün ABD tahvil faizleri yatay seyrederken dolar endeksi de yatay seyrediyor.
• Cuma günü yayınlanan Reuters haberine göre, Nippon Steel'in US Steel’i satın alma planı kapsamında, ABD hükümetinin şirkette bir miktar hisseyi elinde tutabileceği iddia edildi. Bu plan, ABD’nin milli güvenlik endişelerini gidermek amacıyla gündeme geldi. Plan kapsamında ABD hükümeti, ABD Steel ile ilgili önemli kararlar üzerinde veto yetkisine sahip olacak. Henüz resmi olarak doğrulanmamış olan bu yaklaşım, Nippon Steel’in US Steel’i 14,9 milyar$ karşılığında devralma sürecinde, ABD’li yetkililerle yapılan görüşmelerin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Hisse başı 55$ olarak tamamlanması beklenen devrolmanın Cuma günü Trump’tan onay alması ile U.S. Steel hisseleri (NYSE: X) Cuma günü %21 ve dün %2 değer kazandı.

 

Haziran Vadeli S&P 500 Sözleşmesi

Ticari gerilimin hafiflemesi ile 200 günlük üssel ortalamasının (5.775) üzerinde kalıcılık sağlayan S&P sözleşmesi, alçalan tepelerin belirlediği 5.940 direncini aşmaya çalışıyor.

Sözleşme 5.940 üzerinde kapanış gerçekleştirirse, 5.870 altında zarar kes çalıştırarak 6.205 yatay trendini hedefleyen uzun pozisyon alınmasını öneriyoruz.

Sözleşme 5.775 altında kapanış gerçekleştirirse, 5.850 üzerinde zarar kes çalıştırarak 5.550 hedefli kısa pozisyon alınmasını öneriyoruz.

 

Haziran Vadeli Russell 2000 Sözleşmesi

Alçalan tepelerin belirlediği 2.100 seviyesini test eden Russell sözleşmesi, ABD’deki yüksek borçlanma maliyetlerinden baskılanıp diğer endekslerin gerisinde kaldı.

Sözleşme 2.100 üzerinde kapanış gerçekleştirirse, 2.075 altında zarar kes çalıştırarak 200 günlük üssel ortalamasının belirlediği 2.150 hedefli uzun pozisyon alınmasını öneriyoruz.

Sözleşme 21 günlük üssel ortalamasının belirlediği 2.050 altında kapanış gerçekleştirirse, 2.075 üzerinde zarar kes çalıştırarak 2.000 hedefli kısa pozisyon alınmasını öneriyoruz.

 



 PhillipCapital Menkul Değerler A.Ş.
  
 https://www.phillipcapital.com.tr/
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bahçıvan: “Sanayiciler olarak enflasyonla mücadeleye katkımızı fazlasıyla yapıyoruz ama görüyoruz ki en büyük ve hak etmediğimiz bir bedeli de bizler ödüyoruz. Bugün imalat sektöründen kaynaklanan enflasyon yüzde 20 iken kullandığı kredi faizinin yüzde 60’ları bulması bu bedelin en somut göstergesidir. Maalesef ileriki süreçte buna bağlı olarak imalat sanayinin üretim gücünün, üretim kabiliyetinin azalmasının, mal arzının kesilmesi riskini doğurmasından endişe ediyoruz.”

 

 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin mayıs ayı olağan toplantısı İSO 500 Büyük 2024 verileri ışığında Sanayimizi; Yapısal Sorunları, Rekabetçi Özellikleri ve Değişim Açısından Değerlendirmek” ana gündemi ile Fazıl Zobu Meclis Salonunda gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, Nasıl Bir Ekonomi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ moderatörlüğünde; Quanta Danışmanlık Kurucu Ortağı Dr. İbrahim M. Turhan, EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları ve TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay’ın katıldığı bir panel de düzenlendi.

İSO 500 Büyük 2024 yılı araştırması verilerinin sanayinin bugün içinde bulunduğu ve yaşamakta olduğu ağır faaliyet koşullarını açıkça gösterdiğini vurguladı. “Görüyoruz ki oluşan enflasyonu çözmek ve onu tekrar düzene koymak ancak çok ağır bedellerle olabiliyor. Ve bu ağır bedellerin en büyüğünü de maalesef sanayi sektörü ödüyor” diyen Bahçıvan, sanayicilerin kendinden kaynaklanmayan sorunun çözümü için halen sabrı ve desteği göstermeye devam ettiğini, bu desteklerden en önemlisinin de hiç kuşkusuz OVP başladığından bu yan enflasyonla mücadeleye verdikleri destek olduğunu hatırlattı. Bahçıvan şöyle konuştu: “OVP’nin 2023 yılının Ağustos-Eylül aylarında sanayinin en önemli enflasyon endeksi olarak kabul edilen temel mallar enflasyonu yüzde 58’ler civarındaydı. Ve o günden bugüne geçen neredeyse 20 ay boyunca bu temel mallar enflasyonu şu anda yüzde 20'ye gelmiş vaziyette. Yani sanayi kendisine ait olan enflasyonu düşürme, enflasyonu aşağı indirme sorumluluğunu fazlasıyla yeni getirmiş durumda. Fakat o gün yaklaşık yüzde 88’ler, 89’lar mertebesinde olan hizmetler enflasyonu şu anda gele gele 58’e gelmiş vaziyette. Ve enflasyon endeksinde hizmet enflasyonu başta olmak üzere diğer tüm faktörlerin birleşenleri olan TÜFE şu anda yüzde 37’ler seviyesinde. Şimdi bu enflasyon üzerinden oluşan bir finansal göstergeler, faizler var. Bu enflasyon ve bu enflasyonla mücadele adına atılan adımlar, ticari kredi faizlerini yüzde 55’lere, 60’lara kadar çıkarmış durumda. Bugün Türk sanayisi, işletmeden yatırıma ve stok tutmaya kadar finansmana en çok ihtiyaç duyan sektör konumundadır. Fakat gelin görün ki kendisine ait olmayan bir enflasyonun, kendisinden kaynaklanmayan bir enflasyon oranının oluşturduğu bu aşırı faiz yükünü üstlenmiş bulunmaktadır” dedi.

 

Sanayiciler hak etmedikleri bedeli ödüyor

Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz sanayiciler olarak enflasyon noktasındaki hassasiyetimizi ve enflasyona dönük katkımızı fazlasıyla yapıyoruz. Bu büyük katkıyı verirken görüyoruz ki en büyük ve hak etmediğimiz bir bedeli de bizler ödüyoruz. İleriki süreçte buna bağlı olarak imalat sanayinin üretim gücünün, üretim kabiliyetinin azalmasının, mal arzının kesilmesi riskini doğurmasından endişe ediyoruz. Böyle olması durumunda sanayicinin enflasyonla olumlu anlamda sürmekte olan mücadelesinin tersine dönme riski olduğunu hatırlatmak istiyorum. Çünkü eğer önlem almazsak, bir süre düşen üretim, kapanan tesisler, Türkiye'nin üretim kabiliyetinin düşmesi imalat endeksinde de tekrar bir artıya bizi döndürebilir.”

 

Üretimden net satışlar üç yıldır reel olarak geriliyor

İSO 500’ün 2024 yılı sonuçlarına göre üç temel veride tarihi olumsuz sonuçlarla karşı karşıya olduğumuzu vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi: “Birincisi, İSO 500’ün üretimden net satışları üç yıldır üst üste reel olarak geriliyor. İkincisi; sanayicinin elde ettiği karın önemli bir kısmını finansman giderlerine ayırmak zorunda olduğu gerçeği, bu yıl çok daha ağır bir noktaya gelmiş durumda. Son yıllarda ilk kez sanayiciler kazandıkları paranın neredeyse tamamını finansman giderlerine ayırmak zorunda kaldılar. Üçüncü olarak 2024’te karlılık rasyolarının son 10 yıl ortalamasının çok altında kaldığını gösteren iki veriye daha dikkat çekerek devam etmek istiyorum. İSO 500’ün faaliyet karlılığı 2014-2023 döneminde yüzde 10,4 düzeyinde iken, 2024’te yüzde 6,2’ya gerilemiş durumda. Benzer şekilde satış karlılığının da geçtiğimiz 10 yılda ortalama yüzde 7,1 düzeyinde iken, 2024’te yüzde 2,6’ye gerilemesi de bize göre geçtiğimiz yılın dikkatle değerlendirilmesi gereken verileri arasında öne çıkıyor. İSO 500 verileri ülkemizin üretimden uzaklaşan bir döngünün içine girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerçeğini bize net bir şekilde gösteriyor. Bunu kırmak, tersine çevirmek elimizde. Bu görev ise sadece sanayicilerin değil herkesin görevi olmalı. Çünkü sanayi sektörü ve üretim, küresel gerilimlerin ve korumacılığın alabildiğine yükseldiği bu dönemde ülkemiz için hayati önemdedir.”