Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy Metro Hattı’nın 22 Ocak 2023 tarihinden bugüne kadar 15 milyon 687 bin 783 yolcuya hizmet verdiğini kaydetti.

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy Hattı kapsamında Kargo Terminali-Kağıthane arasında 7 istasyonun 22 Ocak 2023 tarihinde hizmete açıldığını anımsattı. Bakan Uraloğlu, hattın 29 Ocak 2024’te hizmete giren Gayrettepe, 19 Mart 2024 tarihinde açılan Arnavutköy Hastane ve Taşoluk istasyonları ile birlikte toplam 10 istasyonla İstanbullulara hizmet verdiğini ifade etti.

 

15,5 Milyon Yolcuya Hizmet Verdi

 

Bakan Uraloğlu, son rekorunu 22 Kasım 2024 tarihinde bir günde 36 bin 389 yolcu taşıyarak kıran hattın 22 Ocak 2023 tarihinden bugüne kadar 15 milyon 687 bin783 kişiye hizmet verdiğini bildirdi. Uraloğlu, “Diğer hatlarla entegre çalışan hattımız her gün binlerce yolcuya hizmet veriyor.” dedi.

 

Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy metro hattının Türkiye’nin en hızlı metrosu olduğuna dikkat çeken Bakan Uraloğlu, kullanılan sinyalizasyon sisteminin yerli ve milli olduğunun ve metro setlerinin Türkiye’de üretildiğinin altını çizdi.

 

47,5 Kilometrelik Dev Proje İstanbul'a Nefes Aldırıyor

 

Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy Hattı’nın 47,5 kilometre uzunluğunda olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Hattımız İstanbul’un ulaşım yükünü azaltarak şehre önemli bir katkı sağlıyor. Gayrettepe, Kağıthane, Kemerburgaz, Göktürk ve İstanbul Havalimanı gibi yoğun yolcu trafiği olan durakları bir araya getirerek her gün hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım imkanı sağlıyor. Toplam yolcu sayısının yaklaşık yüzde 27’si Gayrettepe, yüzde 24’ü ise İstanbul Havalimanı istasyonlarını kullanıyor.” ifadelerini kullandı.

 

Gayrettepe-Halkalı Arasında 15 İstasyon Hizmet Verecek

 

Hattı, Halkalı'ya uzatmak üzere çalışmalara devam ettiklerini kaydeden Uraloğlu, “Arnavutköy Hastane-Halkalı hat kesiminde de İbni Haldun Üniversitesi, Kayaşehir, Olimpiyatköy, Halkalı Stadı ve Halkalı istasyonlarında çalışmalarımız sürüyor. Hattımız tamamen açıldığında 69 kilometreden oluşan Gayrettepe-Halkalı arasında toplam 15 istasyonda hizmet vereceğiz.” dedi.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

QNB ve Türkiye Sigorta, müşterilerin sigorta ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak amacıyla elementer sigorta branşlarında faaliyet gösterecekleri bir iş birliğini hayata geçirdiklerini duyurdu.

QNB, kurumsal ve ticari müşterilerine, Türkiye Sigorta iş birliğiyle yangın, sorumluluk, nakliyat, mühendislik, konut, araç ve sağlık sigortası alanlarında sigortacılık hizmet ve çözümleri sunacak.

QNB Türkiye Bireysel Bankacılık ve İşletme Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Enis Kurtoğlu, iş birliğine ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: “Türkiye Sigorta ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, finans ve sigortacılık alanında yenilikçi bir adım. Müşterilerimize sadece ihtiyaç duydukları sigorta hizmetlerini sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bu hizmetlere kolay ve hızlı erişim sağlayarak yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye Sigorta’nın güçlü uzmanlığını QNB’nin geniş müşteri ağıyla birleştirerek, bu iş birliğinin müşteri deneyiminde fark yaratacağına inanıyorum.”

Türkiye Sigorta’nın tüm branşlarda istikrarlı bir büyüme gösterdiğini ve yenilikçi hizmetlerine hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Türkiye Sigorta Bankasürans Satış Genel Müdür Yardımcısı Eniz Ünal, iş birliğine ilişkin şöyle konuştu: “Bankacılık sektöründe yenilikçi ve vizyoner kimliği ile fark yaratan QNB ile güçlerimizi birleştirmekten memnunuz. Bu iş birliği ile müşteri memnuniyetini öne çıkararak, teknoloji odaklı yeni ürün ve hizmetlerimizle QNB müşterilerini buluşturacağımıza inanıyorum.”

ABD endeks vadelileri karışık bir seyir izliyor.

Dow Jones vadelileri yüzde 0.1 gerilerken, S&P 500 vadelileri yüzde 0.1 ve Nasdaq vadelileri yüzde 0.4 yükselişle seyrediyor.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

EY (Ernst & Young), “EY Jeostratejik Görünüm 2025” raporunu yayımladı.

Rapora göre, jeopolitik gelişmeler küresel dönüşümü etkiliyor ve iş dünyası, bu dönüşüm karşısında geleceği güvenle şekillendirebilmek için doğru stratejilere ihtiyaç duyuyor. EY Jeostratejik Görünüm 2025 raporu, iş liderleri için küresel dönüşümü şekillendiren çeşitli, karmaşık, birbiriyle ilişkili jeopolitik dinamiklerin iş dünyasının gündemindeki teknoloji, sürdürülebilirlik ve makroekonomi gibi diğer etkenlerle nasıl etkileşime girdiğine dair stratejik bir yol gösteriyor.

 

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Jeostratejik Görünüm 2025 raporunu yayımladı. Raporda, küresel jeopolitik risk ortamındaki gündeme ilişkin bir analiz yer alırken, aynı zamanda kamu politikası, strateji, makro eğilimler ve sektör düzeyindeki gelişmelere dair içgörüler de bulunuyor. Küresel gelişmeler ve risklerin; sektörler ve coğrafyalar özelinde şirketlerde ne ölçüde etkili olacağına dikkat çekiliyor.

 

2025'in en önemli jeopolitik gelişmelerine yön verecek 3 temel başlık

Raporda, 2025 yılında en önemli 10 jeopolitik risk ele alınıyor. Bu risklerin doğasını karakterize edecek ve yıl içindeki dönüşüm gündemlerini yeniden şekillendirecek temel konular üç başlıkta öne çıkıyor: Küresel seçimler sonrası politik atmosferdeki değişim, ekonomik rekabet ve egemenlik, jeopolitik çekişmeler.

 

Küresel seçimler sonrası politik atmosferdeki değişim

2024 yılı, birçok ülkenin seçim ortamını deneyimlediği bir yıl olarak geçti ve yeni politika belirleyiciler seçildi. 2025 yılında ise yönetim sürecine geçiş yapılıyor. Yeni politika belirleyicilerin getireceği alternatif stratejilere yönelik olarak iş liderleri popülist etkilere karşı, jeopolitik gelişmelerden kaynaklanabilecek operasyonel ve itibar risklerini azaltmalı, hassas olan siyasi konuları içeride ve dışarıda ele almak için iletişim stratejileri geliştirmelidir. Ayrıca, şirketler hükümetlerin verimli vergi politikası oluşturmasına yardımcı olmak için paydaşlarla iş birliği yapmalıdır. Ek olarak, yeteneğe erişim ve iş gücü çerçeveleri için de politika yapıcılarla etkileşime girmelidir.

 

Ekonomik rekabet ve egemenlik

Hükümetlerin ekonomik egemenlikleri ve rekabet güçleri için 2025’te ekonomik güvenlik önlemlerini artırması ön görülüyor, bunun da ülkeler ve şirketler arasında giderek karmaşıklaşan bir tedarikçi ilişkisine neden olması bekleniyor. İş liderleri, jeopolitik rakiplerin gerisinde kalmamak için yeni pazarlarda şeffaflığa öncelik vermelidir. Dijital teknolojinin stratejik öneminin artması nedeniyle yeni düzenlemelere yönelecek olan hükümetler karşısında ise yapay zekâ algoritmaları ve ağ altyapısı etrafındaki stratejilerle yatırım fırsatlarını değerlendirmelidir. Aynı zamanda, iklim politikalarının da dengeleyici güçler tarafından yönlendirilmesi beklenirken bu durum karşısında da iş liderleri, iklim düzenlemelerinin operasyonel olarak çalışabilirliğini ve uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejilerini nasıl etkileyeceğini belirlemelidir.

 

Jeopolitik çekişmeler

Şirketler, hükümetlerin jeopolitik riskler nedeniyle jeo-enerji dinamiklerini değiştirmeye devam etmesi karşısında; eş zamanlı olarak birden fazla enerji geçişinin hem stratejik hem de uyumluluk açısından etkisini gözetmelidir. Aynı zamanda yatırım kararlarında da yenilenebilir enerjiyi göz önünde bulundurmalıdır. Gelişmekte olan pazarlara dahil olma kısmında da hangi pazarların en güçlü fırsatları sağladığını araştırmalı, pazara giriş veya çıkış kararlarının hangi senaryolarda verilmesi gerektiğini göz önünde bulundurmalıdır. Öte yandan jeopolitik savaşlar karşısında ise şirketler; olası risk senaryolarıyla dayanıklılığı artırmak için bugünden operasyonel değişiklikleri belirleyip uygulamalıdır. Yöneticiler siber güvenliğini ve veri dayanıklılığını da inşa etmeli, araştırma ve geliştirme planlarıyla yatırımlarını yeniden gözden geçirmelidir.

 

Jeopolitik gelişmelerin farklı sektörlere etkileri

Şirketlerin, kendi sektörleri ve coğrafyaları genelinde, jeopolitik gelişmeler karşısında dönüşüme neden olacak geniş etkilerle karşılaşması bekleniyor. Özellikle her bir gelişmenin yakın ve orta vadede, belirli sektörleri daha doğrudan etkilemesi öngörülüyor.

 

Tüketici ürünleri ve sağlık sektöründeki şirketlerin, vergilendirmedeki değişiklikler nedeniyle, kurumsal finansmanları ve büyüme beklentileri etkilenebilir. Vergilendirme belirsizlikleri, gayrimenkul ve inşaat sektörlerinde sermaye akışını etkileyebilir. Sanayi sektöründe ise hidrokarbonlar, metaller ve yeşil teknolojiler stratejik üretim ürünleri olarak görülmeye devam edebilir. Enerji sektöründe, yeni jeo-enerji dinamiklerinin ve iklim politikalarının sektörde pazar taleplerini ve iş modellerini nasıl dönüştürdüğüne bakılmalıdır. Diğer yandan teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektöründe yeni standartlar ve düzenlemeler yaşanırken sektörde şirketler için yeni yatırım fırsatları doğabilir. Özel sermayeler tarafında ise demografik bölünmeler fon yaratma süreçlerini ve sermaye kaynaklarını değiştirebilirken, riskten kaçınmalar yatırım fırsatlarını etkileyebilir. Son olarak, finansal hizmet kuruluşları da küresel stratejilerine ve dönüşüm gündemlerine yönelik riskler karşısında teknolojik gelişmeleri ve yapay zekaya uyum konusundaki aksiyon planlarını gözden geçirmelidir.

 

EY Jeostratejik Görünüm 2025 raporuyla ilgili olarak EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar şu değerlendirmelerde bulundu:

 

“Küresel çaptaki siyasi liderler, 2024’teki seçim sürecinden sonra 2025 yılında yönetime odaklanacak ve bu da dünya çapında politikalarda ve düzenlemelerde değişikliklere yol açacak. Bu doğrultuda EY Jeostratejik Görünüm 2025 raporu, en önemli 10 jeopolitik gelişmenin yaratacağı etkileşime dikkat çekiyor. Popülist politika etkileri, vergilendirme belirsizlikleri, demografik bölünmeler, ekonomik riskleri ve bağımlılıkları azaltma, teknolojiye hakimiyet, iklim politikaları ve rekabet, yeni jeo-enerji dinamikler, gelişmekte olan pazarlarla entegrasyon, politik savaşlar ve çatışmalar, uzay politikası ve ekonomisi alt başlıkları ise iş liderlerinin yol haritası oluyor. Geleceği güvenle şekillendirmek için, bu başlıklarda karşılaşılabilecek risklere göre şirketleri şimdiden hazırlamak ve 2025 yılı içerisinde adımlar atmak gerekiyor. Küresel görünüm dahilinde Türkiye’nin de çeşitli nedenlerle karşı karşıya kaldığı jeopolitik, güvenlik ve istikrarsızlık konularına raporumuzla ışık tutmayı arzu ediyoruz.”


Raporun tamamına EY Web sitesi üzerinden ulaşılabilir.

KOD       :TL002

VERI TIPI :REPO IHALE SONUC DUYURUSU

YAYIMLAYAN:TCMB PIYASALAR GENEL MUDURLUGU - TURK LIRASI PIYASALARI MUDURLUGU

ZAMAN ETIKETI:2025-01-29T12:00:00+03:00



IHALE NO              6,497         

ISLEM TURU            REPO          

VADE                  2025-02-05    

TOPLAM TEKLIF TUTARI  1,000,000,000 

KABUL EDILEN TUTAR    1,000,000,000 

MINIMUM BASIT FAIZ    45            

ORTALAMA BASIT FAIZ   45            

MAKSIMUM BASIT FAIZ   45            

MINIMUM BILESIK FAIZ  56.53         

ORTALAMA BILESIK FAIZ 56.53         

MAKSIMUM BILESIK FAIZ 56.53         

KISMI                               



ACIKLAMA

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye’nin lider dondurulmuş patates üreticisi Atakey, yeni yatırımlarıyla dondurulmuş gıda sektöründe ürün çeşitliliğini artırdı. Afyonkarahisar’daki fabrikasında Kaplamalı Soğan Halkası ve Peynir Çubuğu üretimine başlayan Atakey, yıllık 10.000 ton kapasiteli yeni üretim hattıyla faaliyetlerini güçlendirmeyi sürdürüyor.

İstanbul, 29 Ocak 2025 - TFI TAB Gıda Yatırımları çatısı altında faaliyet gösteren 3.300’den fazla hızlı servis restoranına ürün tedarik eden ve dünyanın en büyük dondurulmuş patates hatlarından birine sahip olan Atakey, sektördeki öncü konumunu korumaya devam ediyor. Grup dışı müşterilere de ürünlerini satan Atakey, “Kaplamalı Soğan Halkası” ve “Peynir Çubuğu” üretimine başladı. Yıllık 10.000 ton üretim kapasitesine sahip yeni üretim hattı ve yenilikçi ürünleriyle faaliyetlerini güçlendiren şirket, dondurulmuş gıda sektöründe iddiasını bir kez daha ortaya koyuyor.

Yeni Yatırımlar ve Artan Üretim Kapasitesiyle Atakey, Sektördeki Gücünü Pekiştiriyor

Atakey, Afyonkarahisar'daki yeni kaplamalı ürünler üretim hattı ve 3.500 ton kapasiteye sahip ham soğan deposu ile tedarik zincirini güçlendiriyor. Yıllık 10.000 ton kaplamalı ürün kapasitesiyle sektöre değer katmaya devam edeceklerini belirten, Atakey İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Özgül: “Atakey olarak, ürün yelpazemizi çeşitlendirmek ve üretim kapasitemizi artırmak için yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Kaplamalı Soğan Halkası ve Peynir Çubuğu üretimine başlamamız, müşterilerimizin beklentilerini aşan yenilikçi lezzetler sunma vizyonumuzun bir yansıması. Bu yeni yatırımımızla, verimlilik, kalite ve çeşitlilik konusunda sektördeki farkımızı bir kez daha ortaya koymayı hedefliyoruz" dedi.

Atakey Hakkında:

Atakey, Türkiye'nin önde gelen patates işleyicilerinden biri olarak, tohumdan tarlaya, tarladan sofraya değer zincirini sürdürülebilir bir şekilde yönetmeye devam etmektedir. Şirket, FSA Sürdürülebilir Tarım, BRCGS gıda güvenliği, TSE Helal Gıda gibi sertifikalarıyla müşterilerine uluslararası gıda güvenliği, kalite ve sürdürülebilirlik standartlarına uygun güvenilir gıdalar sunmaktadır. Atakey, Türkiye ve Çin’de bulunan 3.330’den fazla TFI TAB Gıda Yatırımları restoranlarına ve grup dışı müşterilere sattığı ürünlerin yanı sıra Brezilya, Güney Kore, Bulgaristan, Dubai, Irak, Kuzey Kıbrıs ve Kuzey Makedonya gibi ülkelere ihracat gerçekleştirmiştir. Atakey'in Afyonkarahisar’ın Susuz Belediyesi’nde bulunan üretim tesisi, yılda 90.000 ton kaplamalı dondurulmuş parmak patates ve 10.000 ton kaplamalı soğan halkası ve peynir çubuğu üretim kapasitesine sahiptir. Şirket, %21’lik pazar payı ile (2022 yıl sonu) TFI TAB Gıda Yatırımları bünyesindeki restoranların patates kızartması talebini karşılamakla kalmayıp, grup dışı üçüncü taraflar için de şoklanmış, kızartmalık dondurulmuş patates temin etmektedir. Atakey, üretim faaliyetlerinin gerçekleştiği 168.000 m²’lik arazi içinde 7.500 m² Tohum Depoları, 32.000 m² Ham Madde Depoları, 15.000 m² Soğuk Hava Depoları gibi soğutma ve iklimlendirme üniteleri ile su arıtma ve su deşarj üniteleri gibi altyapıları içeren tesisler bütününden oluşmaktadır. Sezonda yaklaşık 40.000 dönümlük zirai alanda, yaklaşık 200 çiftçi ile 25 farklı şehirde hasat yapılmaktadır. Şirket, patates ürünlerinin kaynağında tutarlılık ve kalite sağlamak amacıyla anlaşmalı çiftçilere tohum ve gübre temin etmektedir.

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Faaliyetlerini Hedef Holding bünyesinde sürdüren Hedef Yatırım Bankası, portföy saklama hizmeti sağlamak adına gerekli izinleri aldığını açıkladı.

 

2024 yılında bankacılık faaliyetlerine başlayan Hedef Yatırım Bankası, aynı yıl içinde sermaye piyasalarında da faaliyet göstermek ve sahip olduğu birikim ve tecrübeyi yatırım hizmetlerinde kullanmak amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu'ndan kapsamlı bir yetki belgesi almıştı. Banka şimdi de portföy saklama alanında da faaliyet gösterebilmek için gerekli prosedürleri tamamlayarak ürün yelpazesini genişletti.

 

Altyapı, yazılım ve personel ihtiyaçlarını karşılayarak Sermaye Piyasası Kurulu'ndan faaliyet izni alan Hedef Yatırım Bankası, herhangi bir bankanın iştiraki olmayan ve bağımsız portföy yönetim şirketlerine hizmet veren bir saklamacı kuruluş olmayı hedefliyor. Son yıllarda sektörde ortaya çıkan önemli bir boşluğu doldurmak amacıyla deneyimli ekibiyle ve Hedef Holding’in sağladığı pozitif sinerjiyle yola çıkan banka, önümüzdeki dönemde portföy yönetim şirketlerine fon saklama hizmetinin yanı sıra fon operasyon hizmeti de sunmayı planlıyor.

 

Kolektif saklama ve fon operasyon hizmetlerinin yanı sıra, portföy yönetim şirketlerinin yönettiği bireysel portföyler için de saklama hizmeti sunacak olan Hedef Yatırım Bankası, API bazlı ana bankacılık sistemiyle uygulama üzerinden uzaktan müşteri edinimi amaçlayan servislerini açarak portföy yönetim şirketlerine entegrasyon imkânı sağlıyor.

 

Tüm bu gelişmelerin, Hedef Yatırım Bankası’nın kârlılık ve mali yapısı üzerinde de pozitif bir etki yaratması bekleniyor. Bankanın sermaye gerektirmeyen faaliyetleri arasında önemli bir yere sahip olan saklama hizmeti, banka için sabit bir gelir kaynağı yaratıyor.