Önce Çıkan Haberler

  • İsveç'te Nisan'da TÜFE yıllık +0.1%(Beklenti: +0.1% Önceki: %+0.1)
  • Almanya'da Nisan'da AB uyumlu nihai TÜFE yıllık %+2.2 (Beklenti: %+2.2, önceki: %+2.2)
  • Almanya'da Nisan'da nihai TÜFE aylık +0.4%(Beklenti: +0.4% önceki: +0.4%)
  • Almanya'da Nisan'da nihai TÜFE yıllık +2.1% (Beklenti: +2.1%, önceki: +2.1%)
  • Almanya'da Nisan'da nihai TÜFE aylık +0.4%(Beklenti: +0.4% önceki: +0.4%)
  • Almanya'da Nisan'da AB uyumlu nihai TÜFE yıllık %+2.2 (Beklenti: %+2.2, önceki: %+2.2)
  • İsveç'te Nisan'da TÜFE yıllık +0.1%(Beklenti: +0.1% Önceki: %+0.1)
  • Almanya'da Nisan'da AB uyumlu nihai TÜFE yıllık %+2.2 (Beklenti: %+2.2, önceki: %+2.2)

Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

ürün bulundu.

22 Nisan 2022 • 00:00:00

Matriks anketine göre, üçüncü çeyrekte %2,3, 2024 yılında %3,0 büyüme bekleniyor

26 Kasım 2024 • 14:00:02

Matriks Haber Servisi'nin 2024 yılının üçüncü çeyreği ve yılın tamamına ilişkin GSYH beklenti anketi 14 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.

Ankete göre, ekonomistlerin 2024'ün üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla GSYH beklentilerinin ortalaması %2,3 seviyesinde oluştu. Ankete katılan ekonomistlerin üçüncü çeyrek büyüme tahminleri en düşük %1,5, en yüksek %3,1 olarak gerçekleşti.

Ekonomistlerin, 2024 yılının tamamına ilişkin GSYH beklentilerinin ortalaması ise
 %3,0 oldu. 2024 yılına ilişkin en düşük ve en yüksek büyüme beklentileri sırasıyla %2,7 ve %3,5 olarak ortaya çıktı.

TÜİK, Türkiye ekonomisine ilişkin 3.çeyrek GSYH verilerini 29 Kasım Cuma günü saat 10.00'da açıklayacak.

Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde %5,3 büyürken, ikinci çeyrek büyüme oranı %2,5 olarak gerçekleşmişti.

Renault Group Türkiye, Uluslararası Oyun Planı 2027 kapsamında Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki rolünü pekiştirecek ilk adımı attı

26 Kasım 2024 • 13:20:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  
Bugüne kadar yaklaşık 100 ülkede 1,7 milyonun üzerinde satılan Duster'ın üretimine, Türkiye'nin en büyük binek otomobil üretim kapasitesine sahip olan Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları'nda start verildi. Tüm dünyanın severek kullandığı Duster, Aralık 2023'te İstanbul'da açıklanan "Renault Uluslararası Oyun Planı" çerçevesinde Renault markası altında Bursa'da üretilerek tüm Türkiye'de satışa sunuluyor. Türkiye otomotiv endüstrisi için oldukça önemli olan bu girişim, Renault'nun uzun yıllara dayanan vizyonunun Türk teknolojisiyle birleşmesinin somut bir sonucu olarak öne çıkıyor.
Renault Group ve güçlü ortağı OYAK'ın 55 yıldır Türkiye'de hayata geçirdiği yatırımlar, ülkenin sanayi altyapısını güçlendirirken uluslararası kalite standartlarının sağlanmasına da katkı sunuyor. Oyak Renault'da yapılan modernizasyon ve yenilikler, tesisi Türkiye'nin en ileri üretim merkezlerinden biri haline getiriyor. Bu çalışmalar, Renault'un bölgede kalıcı bir endüstriyel varlık oluşturma hedefini de destekliyor.
Renault Group Türkiye CEO'su Jan Ptacek, "Türkiye, Renault Group için kritik bir merkez olarak önemli bir rol üstleniyor. Bugün Türkiye'deki her 7 otomobilden biri, Renault logosunu taşıyor. Stratejimiz; yerli üretim, yeni ürünler ve elektrifikasyon üzerine odaklanıyor. Hedefimiz, Türkiye'deki pazar liderliğimizi daha da güçlendirmek. Bunun için Bursa fabrikamızın endüstriyel varlığı büyük önem taşıyor. Oyak Renault fabrikası, Türkiye'nin en büyük binek otomobil üretim kapasitesine sahip. Aralık 2023'te açıkladığımız 'Renault Uluslararası Oyun Planı' kapsamında, 2027 yılına kadar Türkiye'de 4 yeni modelin üretimine başlanacağını duyurmuştuk. Bu planın ilk adımını, Oyak Renault'ta Renault Duster üretimine geçerek attık. 2027'ye kadar devreye alacağımız 3 yeni modelle Türkiye pazarındaki liderliğimizi güçlendirmeyi ve Bursa fabrikasını sadece Avrupa için değil, dünya genelindeki diğer ülkeler için de bir ihracat merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, 2025 yılının ilk yarısında yeni nesil hibrit motor üretimine geçmeye hazırlanıyoruz. Tüm bu gelişmelerle birlikte, mühendislik ekiplerimizi güçlendirme çalışmalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz." diye konuştu.
MAİS Genel Müdürü Dr. Berk ÇAĞDAŞ, "Duster, uzun yıllardır dünya genelinde oldukça popüler olan ve severek kullanılan bir model. Böylesine önemli bir modelin Türkiye'de üretiliyor olması, gerek Türkiye otomotiv endüstrisi gerekse Türkiye'deki kullanıcı kitlesi açısından büyük önem arz ediyor. OYAK'ın girişimi ve destekleriyle Türkiye'de hayata geçirdiğimiz 'Renault Uluslararası Oyun Planı' kapsamında, Duster'ın üretimi Renault markası altında Bursa'da bulunan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları'nda gerçekleşiyor. Bu başarıda, OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş Erdem'in vizyonu çok önemli. Bu yalnızca ekonomik ve ticari bakımdan bir başarı değil, aynı zamanda başta Türkiye otomotiv endüstrisi olmak üzere OYAK şirketleri olarak bizim için büyük bir gurur kaynağı. Renault Duster'ın A'dan Z'ye Türkiye'de gerçekleşen üretim süreci ile hem Renault'nun Türkiye'deki başarısını pekiştiriyor hem de ülkemizin sanayisi ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyoruz. Bundan daha büyük bir gurur ve mutluluk olabileceğini düşünmüyorum." dedi.
Renault Duster, Son Teknoloji ile Donatılan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları'nda Üretiliyor
Oyak Renault Fabrikası, Renault Group'un endüstriyel dönüşüm vizyonu kapsamında modernizasyon ve dijitalleşme çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. Endüstriyel Metaverse gibi yenilikçi teknolojilerin entegrasyonu sayesinde, üretim süreçlerinde daha yüksek verimlilik ve kalite sağlanıyor. Ayrıca, yapay zekâ ve kestirimci bakım sistemleriyle fabrika süreçleri daha esnek ve çevik hale gelirken, karbon ayak izi de büyük ölçüde azaltılıyor.
Renault Group'un Endüstri ve Kalite dönüşüm hedefleri doğrultusunda, Bursa'daki üretim süreçleri, global standartlarda bir kalite ve sürdürülebilirlik seviyesiyle şekilleniyor. Türkiye'nin en ileri üretim merkezlerinden biri olan Oyak Renault, Renault Group'un rekabet gücünü artıran bir üretim üssü olmayı sürdürüyor

VİOP Gün Ortası Bülteni (Gedik Yatırım)

26 Kasım 2024 • 13:15:01

BIST - 30 Yakın Vade
 
Güne yatay bir açılışla başlayan Aralık vadeli endeks kontratında son günlerdeki güçlü yükselişlerin ardından bugün dalgalı bir fiyatlama takip ediliyor. Günün ilk yarısında 10.906,50 - 11.004,00 seviyeleri arasında hareket eden sözleşme, 12:50 itibariyle yatay bir seyirle 10.970 seviyelerinden işlem görüyor. Sözleşmede kısa vadede 11.000 - 11.050 aralığı ilk güçlü direnç bölgesi olarak izlenecektir. Psikolojik öneme sahip 11.000 üzerindeki saatlik kapanışlarda alımların gücünü koruyabileceğini değerlendiriyoruz. Bu durumda 11.100 - 11.180 ve 11.250 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Sözleşmede kâr satışlarının gözlenmesi halinde ise 10.900 seviyesi ilk güçlü destek noktasıdır. Bu seviye altında 10.850 - 10.800 bölgesi destek olarak önem kazanacak olup, devamında 10.750 - 10.680 ve 10.600 seviyeleri destek olarak izlenecektir.
 
Dolar/TL Yakın Vade
 
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuşmasında, önümüzdeki dönem nispi olarak şartların daha iyi olacağı bir dönem olarak nitelendirilebileceğini söyledi. Orta vadeli programın özünü yüksek enflasyonu düşürmek oluşturuyor şeklinde konuştu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklamasında, dezenflasyon sürecinin tüm kesimlerde enflasyon beklentilerini olumlu etkilediğini, enflasyonda mayıs ayına göre 12 ay sonrası beklenti hane halkında 12 puan, reel sektörde 8,2 puan ve piyasa katılımcılarında 6 puan iyileştiğini bildirdi. Beklentilerdeki bu iyileşmenin enflasyondaki katılıkların azalmasını desteklediğini vurguladı. SPK Başkanı İbrahim Gönül açıklamasında, açığa satış yasağının kaldırılması için çalışmaların sürdüğünü, kısa sürede kaldıracaklarını söyledi. Günün geri kalanında, ABD verileri takip edilecek. Kasım vadeli Dolar/TL sözleşmesi bugün 34,6757-34,7200TL arasında seyrediyor. Dolar/TL spot kuru saat 12:55 itibariyle 34,64'lü seviyelerde bulunuyor. Dolar endeksi 106,90 puan civarında izleniyor.
 
Günün ilk bölümünde en fazla işlem gören pay vadeli sözleşmeleri: FYKBNK, FISCTR, FAKBNK


  Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.gedik.com

                                     ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

AgeSA 'Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?' araştırması’nın sonuçlarını açıkladı

26 Kasım 2024 • 13:15:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
 
  AgeSA'nın toplumun yaşlanmaya hazırlığına rehber olmak ve toplumda oluşan yaşlılık özelinde negatif algıyı pozitife çevirmek amacıyla 2019 yılında başlattığı "Her Yaşta" Projesi'nin, 5. yılına özel olarak 'Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?' araştırmasının sonuçlarını açıkladı. 35-55 yaş arasındaki orta yaş grubunun yaşlanmaya yönelik bakış açısını, hazırlıklarını ve beklentilerini ele alan araştırmanın sonuçlarına göre;
 
Türkiye'de orta yaş grubu bireyler;
" Yaşlılığa kendini hazır hissetmiyor ve hazırlanmıyorlar.
" Yaşlılığa ilişkin en büyük kaygıları sağlık, hareketlilik ve zihinsel zindelikle ilgili.
" Emekliliğe hazır değiller. Finansal ve sosyal açıdan yeterli hazırlık yapmıyorlar.
" Yaşlılıkla ilgili belirgin bir hayalleri yok. Kendi ebeveynlerinden farklı bir yaşlılık hayal etmiyorlar.
" Yaşlılıkta sakin bir hayat istiyorlar ama büyük şehir olanaklarından da vazgeçmiyorlar.
 
Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider kuruluşlarından AgeSA'nın hayata geçirdiği Türkiye'nin yaşlanma konulu ilk ve tek KSS projesi "Her Yaşta", 5. yılı kapsamında gerçekleştirdiği "Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?" araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Türkiye temsili araştırmada, 35-55 yaş arasındaki orta yaş grubunun yaşlanmaya bakış açısı, yaşlılık dönemine dair hazırlıkları ve gelecekteki yaşlılık deneyimlerinin bugünkü yaşlılara kıyasla nasıl farklılık göstereceği ele alındı.
 
Türkiye Artık Genç Bir Ülke Değil.
"Her Yaşta" Projesi'nin 5. yılı dolayısıyla bir değerlendirme yapan AgeSA Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Fırat Kuruca; "Türkiye, çok uzun yıllar genç nüfusuyla tanınıyordu. Ancak giderek daha hızlı bir şekilde yaşlanan toplumlar arasına katıldık. Türkiye'de yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı 2023'te yüzde 10,2'ye çıkarak BM kriterlerine göre 'yaşlanmakta olan ülke' statüsünde yer almaya başladı. Yaşlanan nüfus için toplumsal ve bireysel ölçekte hazırlık yapmak çok önemli. Ekonomimizin, hukuk ve sosyal güvenlik sistemlerimizin, kentlerimizin ve en önemlisi vatandaşlarımızın yaşlanma sürecine hazırlığı çok önemli. Artan yaşlı nüfus ve yükselen refah beklentileri, ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerinin finansal sürdürülebilirliğini risk altına sokmaya başladı. Tüm bunlar dikkate alındığında ülke tasarruflarının büyümesi açısından BES'in önemi de günden günde artıyor. Biz bir Bireysel Emeklilik ve Hayat Sigortası şirketi olarak, ülke tasarruflarının artması ve bireylerin yaşlılık dönemine finansal hazırlık yapmaları konusunda misyonumuzu yerine getiriyoruz" dedi.
 
Fırat Kuruca, sözlerine şöyle devam etti: "2019 yılında hayata geçirdiğimiz Her Yaşta projemizle de yaşlanmakta olan bir nüfusa hazırlık için harekete geçmeyi teşvik ederken, bu hazırlıkta topluma rehber olmayı amaçlıyoruz. Projemizin başında Türkiye temsili ilk yaşlılık araştırmasını yapmış, sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmıştık. 5. yılın sonunda da yeni bir araştırma ile konuyu tekrar gündeme getirmek ve bu sefer orta yaşın algı ve hazırlığını tespit etmek istedik. Orta yaştan itibaren yaşlılık dönemine maddi ve manevi çok yönlü bir şekilde hazırlanmak kritik önem taşıyor. Yaşlanmakta olan nüfus için topyekûn hazırlık yapmak, daha güçlü ve güvenli bir geleceği birlikte inşa etmek önemli."
 
'Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?' Araştırmasının Sonuçları, 'Her Yaşta'nın Vizyonuyla Birebir Örtüşüyor.
'Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?' araştırmasından elde edilen bulguların 'Her Yaşta'nın çıkış noktası ve uygulamalarıyla birebir örtüştüğünü belirten AgeSA Hayat ve Emeklilik Pazarlama ve Strateji Genel Müdür Yardımcısı Roşan Dilek, araştırma doğrultusunda Her Yaşta projesinin yol haritası için önemli çıktılar edindiklerini ifade etti. Dilek, yaşlanmaya hazırlık konusunda farkındalık ve bilinç oluşturulmasının, sağlıklı, aktif ve mutlu yaşlı rol modellerin görünür kılınmasının, kuşaklar arası diyalogun ve dayanışmanın artırılmasına yönelik platformların oluşturulmasının yanı sıra finansal hazırlık konusunda farkındalık çalışmalarının ve teşviklerin önemini tespit ettiklerini vurguladı. Her Yaşta'nın gelecek vizyonundan da bahseden Roşan Dilek; "Her Yaşta projesi kapsamında 5 yıldan bu yana toplam 38 milyon kişiye eriştiğimiz farkındalık iletişimi çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Yaşlılıkla ilgili kalıplaşmış negatif algıları yıkmaya ve yaşlanmaya hazırlık konusunda rehber olmaya devam edeceğiz. Yaşlı bireylerin bağımsız ve aktif bir yaşam sürme arzularını destekleyerek onlara özgüven ve umut aşılamayı hedefliyoruz. Bu anlamda ilham veren yaşlı bireyleri görünür kılacak ve orta yaş grubunu yaşlanmaya hazırlık konusunda teşvik edeceğiz. 2021 yılında hayata geçirdiğimiz şimdiye dek 12 sivil toplum projesini desteklediğimiz Her Yaşta Fonu ile yaşlanmaya hazırlık ve yaşlı bireylerin desteklenmesine yönelik sivil toplum projelerini hibe desteği sunmaya devam edeceğiz. Bu projelerin sayısının artması, yaygınlaşması ve konularının derinleştirilmesi öncelikli hedeflerimiz arasında. Sektörün lider şirketi olarak 5 yıl önce büyük bir sorumluluk üstlendik ve hiç sahiplenilmemiş bir alanda topluma fayda sunmak için yola çıktık. Bu misyonla hevesle ve umutla yolumuza devam edeceğiz" dedi.
 
Türkiye Nasıl Yaşlanacağını Bilmiyor ve Görmezden Geliyor.
'Türkiye Nasıl Yaşlanıyor?' araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye yaşlanma sürecini görmezden geliyor ve bu durumu doğal akışına bırakıyor. İyi yaşlanma alışkanlıkları ise ya bilinmiyor ya da erteleniyor. TÜİK'in verilerine göre bugün 50 yaşından olan biri için ortalama tahmini yaşam süresi 80.1; kadınlar 82.3, erkekler ise 77.8 yaşına kadar yaşıyor. Kadınlar erkeklerden belirgin düzeyde daha uzun yaşıyor fakat erkekler daha iyimser. Kadınlara kaç yaşına kadar yaşayacaklarını tahmin ettiklerini sorduğumuzda kadınların cevabı 72.4 iken erkeklerde bu cevap 75.4.
 
Yaşlılık Hayalleri Kısıtlı, Çeşitlenemiyor.
Bulgulara göre orta yaş grubundaki bireylerin yaşlılıkla ilgili belirgin bir hayali bulunmuyor. Yaşlılıktan beklentiler var, fakat gerçekleşeceğine dair inanç düşük. Genellikle hayalller emeklilik sonrasına erteleniyor ve ebeveynlerden farklı bir yaşlılık hayal edilmiyor. En çok tercih edilen yaşlılık hayali doğal ve sakin bir yaşam alanına yerleşmek. Bu istek özellikle İzmir ve Antalya gibi şehirlerde yaşamayı içeriyor. Bununla birlikte, hareketlilikten ve sosyallikten vazgeçmek istemeyen bir kesim de bulunuyor. Bu, kırsal hayatın sakinliğini isteyip büyük şehrin olanaklarından da vazgeçmek istemediklerini gösteriyor.
 
Orta Yaş, Emekliliğe Hazır Değil.
Araştırma bulgularına göre emeklilik dönemi için ekonomik kaygılar oldukça güçlü; katılımcıların %45,4'ü emekli maaşlarının düşük olacağını düşünüyor. Emeklilik, çalışma hayatını sonlandırmakla eşleştirilirken, katılımcıların sadece %58'i 65 yaşından önce çalışmayı bırakmayı planlıyor. Araştırma, bütün bu karamsar beklentiler ile birlikte orta yaş grubunun emekliliğe yeterince hazırlıklı olmadığı gerçeğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yalnız %29'u emekliliğe hazır olduğunu belirtirken, yarısından fazlası yaşlılıkla ilgili herhangi bir hazırlık yapmayı bile düşünmemiş durumda. Eğitim düzeyi yüksek olan bireylerin ise emekliliğe yönelik kaygıları daha düşük ve hazırlıkları daha fazla. Bu da, eğitim seviyesinin yaşlılıkla ilgili kaygıları azaltma ve hazırlık yapma konusunda önemli bir etken olduğunu gösteriyor.
 
Şimdiki Yaşlılar İle İlgili Algı Olumsuz.
Katılımcılar, günümüz yaşlılarını genellikle huysuz, sinirli ve sabırsız olarak tanımlıyor ve yaşlılara dair sağlık ve ekonomik sorunların altını çiziyor. Bu olumsuz algı, kuşaklar arası iletişim eksikliğinin ve aktif yaşlı rol modellerinin görünür olmamasının bir sonucu olarak şekilleniyor. Öte yandan, orta yaş grubundaki bireyler, kendi yaşlılıklarını daha olgun, akılcı, sabırlı ve saygın bir şekilde hayal ediyorlar. Ancak, yaşlanma, sadece bir olgunlaşma ve iyileşme süreci olarak değil, aynı zamanda ölüm, hastalık, yalnızlık ve ekonomik yetersizlik gibi ürkütücü ve güvensiz hissettiren yönleriyle de algılanıyor. Bu olumsuz düşünceler, yaşlanmaya dair olumlu bakış açılarını engelliyor ve yaşlılıkla ilgili kaygıları pekiştiriyor.
 
Uzun Yaşamak İsteniyor Fakat Bunun İçin Bir Çaba Gösteren Az.
Araştırma, katılımcıların uzun yaşamak istediğini, ancak %54'ünün bu hedef doğrultusunda herhangi bir çaba göstermediğini gösteriyor. Uzun yaşamın sırrı çoğunlukla refah, sağlık, beslenme ve doğallık ile ilişkilendirilirken, yaşam amacı ve sosyal aktiviteler gibi unsurlar ikinci planda kalıyor.
 
Yaşlılığa Dair En büyük Kaygılar Sağlık, Hareketlilik ve Zihinsel Zindelikle İlgili.
Yaşlılık konusunda geçmişte olduğu gibi bugün de negatif çağrışımlar baskın durumda. Araştırmada yaşlılık; ölüm, hastalık ve yalnızlık gibi olumsuz kavramlarla ilişkilendirilirken, sakinlik ve yalnızlık gibi yeni çağrışımlar da güç kazanmaya devam ediyor. Katılımcıların yaşam memnuniyeti ve geleceğe dair umut düzeyleri düşük seyrederken, kaygı düzeyleri ise ortalama bir seviyede bulunuyor. Yaşlılık, katılımcılar tarafından kolay geçeceği düşünülmeyen bir süreç olarak değerlendiriliyor. Kendi yaşlılıklarının bugünün yaşlılarından çok farklı olmayacağı görüşünü benimsemiş olsa da, genel olarak daha iyimser bir yaklaşım sergiliyor. Katılımcıların en büyük kaygıları sağlık, hareketlilik ve zihinsel zindelikle ilgili. Sağlık sorunlarından endişe edenlerin oranı %54, hareket kısıtlılığından kaygı duyanların oranı ise %51. Ayrıca, zihinsel zindeliğin azalması konusunda endişe duyanların oranı %47.
 
Bağımsızlık Ön Plana Çıkıyor. 'Çocuklar Bize Baksın' beklentisi düşük.
Araştırmaya göre, katılımcıların %55'i bağımsız ve kendine yeterli bir yaşlılık geçirmeyi arzu ederken, yalnızca %8'i ev dışı bakım hizmetini tercih ediyor. Ayrıca, %65'lik bir kesim, çocuklarından bakım beklemek yerine, karşılıklı destek sağlayacakları bir ilişki kurmayı tercih ediyor.
 
Torunlar ise vazgeçilmez.
Araştırma sonuçlarına göre, torun bakımı, yaşlılıkla güçlü bir şekilde ilişkilendiriliyor. Katılımcıların %43'ü torun bakımı konusunda kısmen hevesli, %52'si ise bu konuda daha arzulu olduklarını belirtiyor.
 
'Yaş 35 Yolun Yarısı' Hala Geçerli.
Yaşlılık, katılımcılar tarafından 50 yaşından sonra başlamış olarak algılanıyor. Gençlik yılları, en sevilen dönem olarak öne çıkarken, 30 yaş altı yıllar, sorumlulukların az olduğu, özgürlüğün daha fazla olduğu yıllar olarak hatırlanıyor. Ancak, ömür uzadıkça 35 yaşın "yolun yarısı" olarak kabul edilmesi de devam ediyor.
 
En Sevilen yaş 20.
Araştırma sonuçlarına göre, hayatın en sevilen yaşlarının sorumluğun daha az, özgürlüğün daha fazla olduğu gençlik yıllarına ait olduğu görülüyor. En sevilen yaş 20 olurken, 30 yaş ikinci, 18 yaş ise üçüncü sırada yer alıyor.

Konut Sektörü Beklenti Anketine göre, kredi faizlerinde düşüş gerekliliği ağırlık kazanırken, 1. El konut satışlarındaki yavaşlama eğilimi yerini artış beklentisine bırakıyor

26 Kasım 2024 • 13:05:01

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Konut Sektörü Beklenti Anketine göre, kredi faizlerinde düşüş gerekliliği ağırlık kazanırken, 1. El konut satışlarındaki yavaşlama eğilimi yerini artış beklentisine bırakıyor.
Ekim 2024 konut satış rakamlarına göre son 22 ayın zirvesine gelen konut satışları önümüzdeki dönemde 1. El konut satışlarının artmasına yönelik beklentileri de artırıyor. KONUTDER üyelerinin yarısından fazlası (%63,6) önümüzdeki 6 ay içinde 1. el satış adetlerinde artış yaşanacağı görüşünde birleşiyor.
KONUTDER üyelerine ilk kez yönlendirilen “barınma krizi” sorusuna üyelerin yarısından fazlası (%59,1), ülkede bir barınma krizi olduğunu dair görüş bildiriyor.
Beklenti Anketi genel itibariyle konut üreticilerinde yılın ilk yarısına göre üçüncü çeyrekte çok daha olumlu bir havanın hâkim olduğunu gösteriyor. Konut fiyatlarındaki reel düşüş ile alım fırsatının oluşması neticesinde tüketiciler tasarruflarını konuta yönlendirirken markaların yaptığı kampanya ve finansman modelleri de bu görüşte etken rol oynuyor.
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği - KONUTDER’in NielsenIQ Türkiye ile birlikte yaptığı Sektörel Beklenti Anketleri, markalı konut üreticilerinin görüşleriyle sektörün nabzını tutmaya devam ediyor.

Anketin sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulunan KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova: “Üyelerimizin %73 gibi önemli bir bölümünde kredi faizlerinde düşüş gerekliliği görüşü ağırlık kazanırken, 1. El konut satışlarındaki son dönemdeki artışın devam edeceği öngörülüyor.

Ülkemizin her yıl 700 bin yeni konuta ihtiyacı var ve geçtiğimiz yıl üretim 504 bin seviyesinde gerçekleşirken bu yılsonu tahmini de 482 bin civarında olacağı yönünde. Dolayısıyla sektör konut ihtiyacı bulunduğunun farkında ve elindeki stokları eriterek yeni konut üretimine de kaynak oluşturma çabasında. Bu nedenle de faizlerin çok yüksek seyrettiği bir ortamda taşın altına elini sokarak kendi finansman araçlarını devreye sokarak talebi canlandırdı. Buradan elde ettiği gelirle henüz başlayamadığı beklemede olan projelere kaynak oluşturmak istiyor ancak son dönemdeki satışlardaki artış bu hacmi destekler boyutta değil. Öte yandan ipotekli konut satışları ise hala %12 gibi çok düşük seviyelerde. İdeal piyasa koşullarında sürdürülebilir bir konut piyasasının oluşabilmesi için bu oranın %50’ler seviyesinde olması gerekir. Üreticinin üzerindeki bu finansman yükünün hafiflemesi için de kredi faizlerinin artık düşüş eğilimine girmesi gerekiyor ki anketimizde de bunun somut yansımalarını görüyoruz.” dedi.

KONUTDER tarafından yayınlanan Konut Sektörü Beklenti Anketi Raporu’nda markalı konut üreticilerinin beklenti ve öngörüleri şöyle sıralanıyor:

• 1. El konut satışında artış bekleniyor

KONUTDER üyelerinin yarısından fazlası (%63,6) önümüzdeki 6 ay içinde 1. El satış adetlerinde artış yaşanacağı görüşünde birleşiyor. Geçen dönemde konut satış adetlerinin «azalacağını» belirten üyelerin tamamı görüşünü «artacak» veya «aynı kalacak» olarak değiştirerek artış yönündeki beklentilerini dile getiriyor.

Bir önceki döneme kıyasla 1. El konut satışlarının aynı kalacağını belirtenlerin oranı %59,1’den %36,4’e gerilerken 1. El konut satışlarının azalacağını belirten üye ise bulunmuyor. Ekim 2024 konut satış istatistiklerine göre son 22 ayın zirvesindeki satış grafiği göz önüne alındığında KONUTDER üyeleri arasında 1. El konut satışlarının da artacağına dair görüş hakim olmuş durumda.

• Yabancıya satış adetlerinde umut ışığı

Uzun süredir yabancıya konut satışında ciddi bir gerilemenin yaşandığı konut piyasasında umut ışığı belirmeye başladı. Bir önceki dönem anketinde KONUTDER üyelerinin tamamı 1. El konutlarda yabancıya satış adetlerinin artmayacağı görüşündeyken üyelerin yarısı satışların azalacağını belirtmişti. 2024’ün 3. Çeyrek anketinde bu durumda bazı değişimler gözlemleniyor ve üyelerin %18,2’lik bir bölümü yabancıya satışta artış beklediğinin altını çiziyor.

• Konut fiyatları artacak!

KONUTDER üyeleri arasında konut fiyatlarının artacağına yönelik beklentiler ağırlık kazanıyor. Geçtiğimiz döneme kıyasla fiyatların artacağını söyleyenlerin oranı ciddi bir oranda değişerek %36,4’ten %63,6’a yükselmiş durumda. Aynı kalacak diyenlerin oranı %50’den %31,8’e, azalacak diyenlerin oranı ise %13,6’dan %4,5’e geriliyor.

• Konut üretim maliyetlerinde artış olacak

KONUTDER üyelerinde üretim maliyetlerinin artacağı yönündeki görüşler yeniden artmaya başlıyor. Üyelerin %90,9’unda maliyetlerin artacağında yönelik görüş hakim olurken aynı kalacağını düşünenlerde ise önceki döneme göre %13,6 oranında bir gerileme gözlemleniyor.

• İşçilik ve malzeme maliyetlerindeki artış beklentisi devam ediyor

KONUTDER üyelerinin neredeyse tamamı (%90,9) işçilik maliyetlerinin artacağını düşünüyor. İnsan kaynağındaki sıkıntılar ve asgari ücret zammı göz önüne alındığında bir önceki döneme kıyasla artış bekleyenlerde %18,2’lik oranda bir değişim göze çarpıyor. Öte yandan malzeme maliyetlerinde ise geçen döneme göre değişim olmadığı görülüyor. Üyelerin %68,2’si malzeme fiyatlarının artacağını %31,8’i ise aynı kalacağı yönünde görüş belirtiyor.

• Konut üretiminde kıpırdama olacak

Son 3 aydaki konut satışlarındaki artışın ardından üretim tarafında da bir hareketlilik bekleniyor. KONUTDER üyelerinin %31,8’i önümüzdeki 6 ayda üretimin artacağını belirtirken anketin bir önceki döneminde bu oran %0 idi. Konut üretiminin azalacağı yönündeki beklentilerde de ciddi oranda düşüş göze çarpıyor. Bir önceki dönemde azalacak diyenlerin oranı %63,6’dan %22,7’ye gerilemiş durumda.

• Kentsel dönüşüm ağırlık kazanacak

KONUTDER üyeleri, kentsel dönüşüm alanında da konut üretiminin önümüzdeki 6 ay içinde artacağını öngörüyor. Azalacağı yönündeki görüşler tamamen ortadan kalkarken, kentsel dönüşümdeki üretimin aynı kalacağı yönündeki görüşler de ise bir düşüş gözlemleniyor.

• Konut kredisi faizlerinde “düşüş” beklentisi artıyor

KONUTDER üyelerinde konut kredi faizlerinin düşeceğine yönelik beklentide ciddi oranda artış var. Üyeler beklentiden ziyade faizlerin inmesi gerektiği görüşünde %73 gibi ciddi bir oranda birleşerek önümüzdeki 6 ay içinde faiz indirimi olması gerektiğini düşünüyor. Konut kredisi faiz oranlarının «aynı kalacağına» dair beklenti bu dönemde %63’6’dan %18,2’ye ciddi seviyede geriliyor.

• Kredili konut satışlarındaki artış beklentisi devam ediyor

Bir önceki anketin en belirleyici konu başlığı olan kredili konut satışlarındaki artış beklentisi bu ankette de güncelliğini korumaya devam ediyor. 1 üye hariç hiçbir KONUTDER üyesi kredili konut satışlarının azalacağını beklemezken üyelerin yarısı kredili satışların aynı kalacağını öngörüyor. Üyelerin %45,5’i ise kredili konut satışlarında artış beklentisini koruyor. Bu oran 2023’ün son çeyreği ve 2024’ün ilk çeyreğinde %4,5 gibi oldukça düşük seviyelerindeyken 2024’ün ikinci çeyreğinde kredili konut satışlarındaki artış beklentisi %50 seviyesine sıçramıştı. Bu oran yılın üçüncü çeyrek sonuçlarında da güncelliğini sürdürüyor.

• Kiralarda artış devam edecek

KONUTDER üyelerinin yüzde 77,3 gibi önemli bir bölümü kiraların gelecek 6 ay içinde artacağını düşünüyor.

• KONUTDER üyelerinin yarıdan fazlası “Barınma Krizi” olduğunda hem fikir

Sektörel Beklenti Anketi Raporu’na “Barınma Krizi” yeni bir konu başlığı olarak ilk kez 2024 üçüncü çeyrek anketinde ekleniyor. KONUTDER üyelerine ilk kez yönlendirilen barınma krizi sorusuna üyelerin yarısından fazlası (%59,1), ülkede bir barınma krizi olduğunu dair görüş bildiriyor. Bu üyelerden 11'i, krizin tüm ülke genelinde etkili olduğunu belirtiyor. Ayrıca, barınma krizi olduğunu belirten 13 üyeden 9’u, bu krizin önümüzdeki dönemde derinleşeceğini öngörüyor.

Saat başı belirlenen TCMB döviz kurları ve altın fiyatları - 26 Kasım

26 Kasım 2024 • 13:05:01
2024-11-26 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 10:00)
Döviz Kodu / CinsiBirimDöviz Cinsi / Saflık DerecesiAlış
USD/TRY1USD34,6336
EUR/TRY1EUR36,2822
GBP/TRY1GBP43,453
CHF/TRY1CHF39,0282
Altın/TRY1 gr1000/10002933,85
Altın/TRY1 gr995/10002919,18
2024-11-26 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 11:00)
Döviz Kodu / CinsiBirimDöviz Cinsi / Saflık DerecesiAlış
USD/TRY1USD34,6393
EUR/TRY1EUR36,2812
GBP/TRY1GBP43,4498
CHF/TRY1CHF39,0412
Altın/TRY1 gr1000/10002925,67
Altın/TRY1 gr995/10002911,04
2024-11-26 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 12:00)
Döviz Kodu / CinsiBirimDöviz Cinsi / Saflık DerecesiAlış
USD/TRY1USD34,6395
EUR/TRY1EUR36,342
GBP/TRY1GBP43,4829
CHF/TRY1CHF39,0722
Altın/TRY1 gr1000/10002924,93
Altın/TRY1 gr995/10002910,31
2024-11-26 Günü Belirlenen Merkez Bankası Döviz Kurları ve Altın Fiyatları (Saat 13:00)
Döviz Kodu / CinsiBirimDöviz Cinsi / Saflık DerecesiAlış
USD/TRY1USD34,6393
EUR/TRY1EUR36,3972
GBP/TRY1GBP43,5468
CHF/TRY1CHF39,0985
Altın/TRY1 gr1000/10002939,05
Altın/TRY1 gr995/10002924,35

Teknosa, ‘Uluslararası Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde üç tanesi altın olmak üzere toplamda beş ödülün sahibi oldu

26 Kasım 2024 • 12:50:02

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Türkiye teknoloji perakendeciliğinin ve e-ticaretin öncü markası Teknosa, müşteri deneyimi alanında başarıların değerlendirildiği ‘Uluslararası Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde (ICXA’24) üç tanesi altın olmak üzere toplamda beş ödülün sahibi oldu.

 

Dijital dönüşüm, yapay zeka uygulamaları ve inovatif çözümlerle sektöre yön veren projelere imza atan Teknosa, bu alandaki başarısını bir kez daha uluslararası platformda tescilledi. Markaların müşteri ve çalışan deneyimi, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularında gerçekleştirdikleri örnek çalışmaların değerlendirildiği Uluslararası Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde (ICXA’24) Teknosa, güçlü projeleri ve yenilikçi yaklaşımı sayesinde beş farklı kategoride ödül kazandı.

 

Dijital dönüşüm, yapay zeka ve teknoloji kullanımında en iyisi

 

2009 yılından bu yana dünyanın dört bir yanından şirketleri bir araya getiren, başarılı projeleri ödüllendiren ve Awards International tarafından düzenlenen müşteri deneyimi alanındaki en prestijli ödül programlarından ICXA’24’te, toplamda 26 farklı kategoride başvurular değerlendirildi. Teknosa, inovasyona dayalı projeleriyle ‘En İyi Dijital Dönüşüm’ ‘En İyi Yapay Zeka Kullanımı’ ve ‘En İyi Teknoloji Kullanımı’ kategorilerinde altın ödülün sahibi olurken ‘Müşteri Deneyiminde En İyi İnovasyon’ kategorisinde gümüş ve ‘En İyi Çağrı Merkezi’ kategorisinde bronz olmak üzere toplamda beş ödülü kucakladı.

 

Müşteri memnuniyetini odağına alan Teknosa, dijitalleşme yolculuğunda yapay zeka ve ileri teknoloji kullanımıyla oluşturduğu öncü projelerini hayata geçirmeye devam ediyor.

 

Makro analiz (Sesmir)

26 Kasım 2024 • 12:25:02


Enflasyonda gözlemlenen düşüş baz etkisinin dışına henüz çıkamamıştır. Tahminlere göre, enflasyondaki düşüşün kısa sürede baz etkisinin dışına çıkacağı da beklenmiyor.

Özünde düşmeyen enflasyona rağmen, salt reel sektörün zorlukları azalsın, siyasilerin büyüme arzuları gerçekleşsin diye aceleyle faiz indirilmesi de hem teorik olarak hem de pratik olarak doğru olmayacak, eski klasik yönetim hatalarının tekrarı olacaktır.

Enflasyon yükünü, asgari ücretlilerin üzerinde bırakılmasının yarattığı adaletsizliğin sonlandırılması için, yerel idarelerin ve kamunun satış noktalarına yönelik etkin ve kesintisiz fiziki piyasa denetimleriyle birlikte yüksek zamlı asgari ücret artışlarının yapılmasından çekinilmemelidir.

Yüksek zammın vergi yükü zaten sıfır olsa bile reel sektörün artacak olan yükü, son yıllarda bozulan sınıfsal adaletsizliğin göreceli olarak azaltılması ve enflasyon yükünün bu defa da çalışanlar üzerinden alınıp reel sektör tarafından taşınması sağlanmalıdır. Sonuçta enflasyon reel bir yük veya gerçek bir maliyettir.

 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Hesaba Altın Havale

Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.

Ücretsiz Hızlı Kargo

Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.

Üst Düzey Güvenlik

256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.

Sertifikalı Ürünler

Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.

hand-package-delivery