Piyasaya Yön Veren Güncel Finans Haberleri

Euro’da Sert Değer Kaybı
Küresel piyasalar yeni haftaya yoğun haber akışı ve
dalgalı fiyatlamalarla başladı. ABD ile Avrupa Birliği
arasında imzalanan ve otomotiv, yarı iletken gibi
stratejik sektörleri kapsayan ticaret anlaşması
piyasalarda geniş yankı buldu. Anlaşma kapsamında
%15’lik karşılıklı gümrük vergisi uygulanacağı
belirtilirken, bu gelişme olası bir ticaret savaşının
önüne geçilmesi açısından olumlu karşılandı. Ancak
ABD'nin ortalama gümrük vergisi oranının %18,2’ye
çıkarak 1930’lardan bu yana en yüksek seviyeye
ulaşması, küresel ticaret dinamikleri açısından soru
işaretlerini de beraberinde getirdi
 
 Trive Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  https://www.trive.com.tr/

***
                        Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Merkez Bankası'nın (TCMB) yaptığı açıklamaya göre TCMB internet sitesinde "Ticari Kredilerde Erken Kapama Komisyonlarına İlişkin Düzenlemenin Faizlere Etkisi" başlıklı yeni bir Ekonomi Notu yayımlandı:

Bu çalışmada, ticari kredilerde erken kapama komisyon oranlarının bir düzenlemeyle
değiştirilmesinin faiz oranları üzerindeki etkisi incelenmektedir. Farkların farkı analizinden elde
edilen bulgularımız, düzenlemenin en kısa vadeye kıyasla daha uzun vadeli kredi faizlerinde 2-8
yüzde puan arasında faiz düşüşüne neden olduğunu göstermektedir. Sonuçlar, komisyon gibi
faiz dışı maliyet bileşenlerinin ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirilmesinin, genel borçlanma
koşulları ve beklentiler üzerindeki olumlu rolüne vurgu yapmaktadır. Düzenleme, bu anlamda
fiyat katılıklarını gidererek ticari kredi piyasalarının işleyişini iyileştirmekle kalmamış, aynı
zamanda parasal aktarıma katkıda bulunmuştur. Bu bulgular, dezenflasyon sürecinde kredi
kanalının sağlıklı işlemesine katkı sağlayan önemli politika tasarımlarından birini göstermektedir.

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/969df2d9-da24-424e-a819-cefce8d49fc0/en202513.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-969df2d9-da24-424e-a819-cefce8d49fc0-pxlahCk

Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

TÜRKBESD’in verilerine göre, 6 ana ürün grubunda iç satışlar geçen yılın aynı dönemine kıyasla %8 oranında azalırken, ihracat da %5 oranında geriledi. Toplam satışlarda %6’lık düşüş yaşanırken, üretim ise %8 oranında azaldı. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, ihracatta süregelen azalış trendine ek olarak iç satışlardaki düşüşün de belirginleştiğine dikkat çekerek, sektörün mevcut zorluklarla başa çıkabilmesi için rekabet gücünü geliştirecek politika ve uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2025 yılı ilk yarı sonuçlarına dair değerlendirmelerini paylaştı. Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, LG, Miele, Samsung, Versuni (Philips) ve Vestel gibi yerli, uluslararası, ithalatçı ve üretici firmaları bünyesinde barındıran TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre 6 ana ürün grubunda geçen yıla kıyasla ilk 6 ayda iç satışlarda %8 oranında düşüş gerçekleşti. Aynı dönemde ihracat %5 oranında azalırken toplam satışlar %6 düşüş, üretim ise %8 oranında azalma kaydetti.

Türkiye, %7’lik üretim hacmiyle Avrupa’nın birinci, dünyanın ise en büyük ikinci beyaz eşya üretim merkezi konumunda yer alıyor. 32 milyon adetlik üretim ve 22,5 milyon adetlik ihracat kapasitesiyle faaliyet gösteren beyaz eşya sektörü, 60 bin doğrudan, 600 bin dolaylı istihdam alanı sağlıyor. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünya çapında rekabet ettiklerini vurgularken, 2025 yılının ilk yarısına dair değerlendirmelerde bulundu.

İhracat pazarlarındaki kazanımların korunması ana öncelik

Son üç yıldır ihracatta sürekli bir gerileme yaşandığına dikkat çeken Sığın, "Sanayimizin ihracat pazarlarında bugüne kadar büyük emeklerle elde ettiği konumunu korumayı, hatta ileri taşımayı arzu ediyoruz. Üretiminin %70’ini ihraç eden bir sektör olarak dış pazarlarda elde ettiğimiz başarı bizi bugün dünyanın en büyük 2. üreticisi haline getirdi. İhracat pazarlarındaki daralma ve yüksek maliyet baskılarına karşılık; sektörün üretim kapasitesinin, rekabetçilik ve istihdam gücünün korunması için ihracatta rekabet gücünü geliştirecek politika ve uygulamalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor” diye konuştu.

Sığın, Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) etkinliğinin korunmasının ihracat rekabetçiliğinde büyük rol oynadığına işaret ederken, devam eden ticaret politikası soruşturmalarının ise sanayiyi aksi yönde etkilediğini belirtti. Bu başlıkların, Türkiye’nin önemli sanayicilerini doğrudan etkilediğini belirten Sığın, “Burada atılacak doğru adımlar ilgili özellikle kullanıcı ve ihracatçı sektörlerin rekabetçiliğine direkt bir katkı sunacaktır” dedi.

Enerji verimli ürünlerin teşviki ile milli servete katkı

2025 yılında yavaşlayan iç piyasa koşullarına da dikkat çeken Sığın, satış kanallarının canlılığı ve tüketicilerin alım gücünün desteklenmesine değindi. Sığın, yüksek kredi kartı komisyon oranlarının da satış kanallarına ve dolaylı olarak tüketiciye olumsuz yansıdığını; diğer tarafta tüketiciler üzerinde faizin getirdiği yükün azalması ve taksitlendirme imkanlarının artırılmasının iç talebin sürekliliği için önem taşıdığını vurguladı.

Sığın, iç satışların devamlılığı için enerji verimli ürünlerin üretiminin ve tüketiminin desteklenmesinin, sanayinin rekabetçiliğini artıracak önemli bir unsur olduğuna dikkat çekti. Bu ürünlerin kullanımının bireysel enerji tasarrufunun yanında ülke genelinde enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi açısından da kritik bir rol üstlendiğini belirten Sığın, “Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaşması sadece ülkemizin yıllık enerji tasarrufu miktarını artırarak kaynakların verimli kullanımını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektörümüzde de üretime güç katarak ihracat için kaldıraç rolüne işaret ediyor. Bu bağlamda tüketicilerin enerji verimli ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak her türlü teşvikin milli servete katkı sağlayacağına eminiz” dedi.

İhracat rekabetçiliğini destekleyecek uygulamalara ihtiyaç duyuluyor

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı ise, Temmuz ayında yürürlüğe giren İklim Kanunu’nun, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda atılmış çok önemli bir adım olduğuna değindi. Beyaz eşya sektörünün, enerji verimliliği yüksek ürünleriyle bu hedeflere katkı sunduğuna işaret eden Özkadı, “Sektör olarak gelişen teknolojiler ve inovasyonlarla her geçen gün daha fazla enerji tasarrufu sağlayan ürünler üretiyor ve piyasaya sunuyoruz. İklim Kanunu’nun çizdiği yeni çerçeve doğrultusunda, sürdürülebilir üretim ve tüketim anlayışının yaygınlaştırılmasında sektör olarak sorumluluk almaya devam edeceğiz” dedi.

Özkadı ayrıca yakın dönemde yayımlanan analizlerde sanayinin girdi ve ara malı maliyetlerinin, gümrük vergileri, İGV, Anti Damping önlemleri sebebiyle sürekli arttığını aynı zamanda finansal maliyetlerin yükselmesi dolayısıyla sanayinin rekabetçiliğinin zayıfladığını vurguladı. Bu maliyet baskısının önemli unsurlarından biri olan Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) uygulamasının da özellikle iç satışlarda daralma yaşanırken, firmalar üzerinde ilave bir yük oluşturduğuna dikkat çekti. GEKAP birim bedellerinde son yıllarda yaşanan orantısız artışların, sektörün finansal sürdürülebilirliğini zorlaştırdığını ve nakit akışı üzerinde ciddi etkiler yarattığını belirten Özkadı, sistemin gözden geçirilmesi ve geçici de olsa maliyet baskısını azaltacak adımların atılmasının önem taşıdığını ifade etti. Özkadı şöyle devam etti: “Türkiye'nin ihracatçı imalat sanayi sektörlerinde maliyet bazlı rekabet gücünün son yılların en düşük seviyelerine gerilediğini görüyoruz. Özellikle ara malı maliyetlerinin bu gerilemede temel belirleyici olduğu görülüyor. Bu nedenle, sanayi üzerinde baskı oluşturarak üretim maliyetlerini artırabilecek ve enflasyonist etkilere yol açabilecek ticaret politikası önlemlerinden kaçınılması gerektiğini değerlendiriyoruz. Sektör olarak, kamu yararının gözetildiği, sanayi üretimini ve ihracat rekabetçiliğini destekleyecek uygulamaların önceliklendirilmesini bekliyoruz.”

Ticaret politikası soruşturmaları beyaz eşya sektörünü zorluyor

Beyaz eşya gibi kritik imalat sanayi sektörlerinde çeşitli çelik ürünlerinin temel girdi olarak kullanıldığını hatırlatan TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, farklı tipteki yassı çelik ürünlerinin toplam ürün maliyetlerinin yaklaşık %17’sini oluşturduğunu aktardı. Yavuz, son dönemde bu alanda artan ticaret politikası soruşturmalarının beyaz eşya sektörü açısından zorlayıcı hale geldiğini ifade ederken “İlk olarak sıcak haddelenmiş yassı çelikle başlayan anti-damping soruşturmaları, zamanla paslanmaz çelik, galvanizli ve boyalı sac gibi diğer ürünleri de kapsayacak şekilde genişledi. Söz konusu soruşturmalar, sektörün girdi maliyetlerini artırmakta ve uluslararası pazarlardaki rekabetçiliğini de olumsuz etkilemektedir. Mevcut gümrük vergileri üzerine anti-damping soruşturmaları sonucu gelebilecek ek vergiler hem ihracat hem de iç satışlardaki daralmayı daha da derinleştirecek ve artan maliyetler nedeniyle enflasyonu tetikleyecektir. Ayrıca, bu ürünlerin bir bölümü, yerli üretimle karşılanamayacak teknik özellikler taşımakta ve sadece belirli kalite ve ölçülerde ithalat yoluyla temin edilebilmektedir. Bu nedenle, ticaret politikası uygulamalarının sektörün yapısal ihtiyaçları gözetilerek ve ülke ekonomisinin genel çıkarları doğrultusunda kurgulanması büyük önem arz etmektedir” dedi.

Yetkili servisler için markaların web siteleri tercih edilmeli

Beyaz eşya sanayi üretim, satış ve satış sonrası hizmetleri ile büyük bir ekosistem oluştururken sektörün önemli bir bölümünü Türkiye genelinde faaliyet gösteren 3.500'den fazla yetkili servis teşkil ediyor. Sektörün önemli sorunlarından birinin de yetkili servis olmadığı halde bu sıfatı kullanarak tüketicileri mağdur eden kişiler olduğunu belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, yanıltıcı bu kişiler nedeniyle pek çok tüketicinin maddi kayıplara uğradığını ifade etti. Servis hizmetlerine erişim için arama motorları yerine markaların resmi web sitelerini ya da Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı servis.gov.tr adresinin kullanılmasını önemle tavsiye eden Kuseyri bu adımların güvenli ve sorunsuz bir hizmet alımı için büyük önem taşıdığını vurguladı.

 

Fed Beklentileri Altını Baskıladı, Paladyum Öne Çıktı

Altın fiyatları, yatırımcıların bu hafta açıklanacak olan Fed faiz kararı, istihdam ve enflasyon verileri ile küresel ticaret gelişmelerine odaklanmasıyla yatay bir seyir izledi.
Seansı %0,68 düşüşle 3.313 $/ons seviyesinden tamamlayan ons altın, küresel piyasalardaki belirsizlikten etkilenmeye devam etti.
Ticaret cephesinde ise gözler, ABD Başkanı Trump'ın 1 Ağustos'ta devreye almayı planladığı yeni tarifelere çevrilmiş durumda.
Bu gelişmelerin gölgesinde, özellikle Çarşamba günü açıklanacak olan Fed'in faiz kararı ile ABD'den gelecek enflasyon verileri piyasaların ana gündem maddesi olmayı sürdürüyor.

Gümüş günü %0,04'lük sınırlı bir kazançla 38,158 $/ons seviyesinde tamamladı.

Platin ise seansı %0,78 oranında kayıpla 1.389 $/ons seviyesinde kapattı.

Paladyum güçlü alımlarla dikkat çekti ve günü %1,30 yükselişle 1.231 $/ons seviyesinden tamamladı.


 Troy Kıymetlı Maden Tıc. A.Ş
 www.goldtakas.com www.troypm.com

                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

USD/TRY: Küresel piyasalarda ticaret anlaşmaları izlenirken, AB'nin ardından Çin ile yapılacak görüşmelerde de mutabakata varılacağına yönelik işaretler takip ediliyor. AB ile yapılan ticaret anlaşması önce Avrupa tarafında pozitif karşılansa da anlaşmanın ABD lehine birçok detay içermesi Dolar lehine fiyatlamaları destekledi. Öte yandan Fed'in bu hafta yapacağı toplantıda faizleri sabit bırakması bekleniyor. Yurt içinde ise "Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm" sunumunda konuşan TCMB Başkanı Fatih Karahan, dezenflasyon sürecinin sürdüğünü ve sıkı para politikasının kararlılıkla devam edeceğini belirterek önceki açıklamalarıyla paralel bir duruş sergiledi. Faiz adımlarının enflasyon görünümüne göre ihtiyatlı şekilde belirleneceğini, gerektiğinde tüm araçların devreye alınacağını vurguladı. Fiyatlamalar tarafında ABD borsaları ise günü yatay sayılabilecek bir görüntüyle tamamladı. Bu sabah ise vadeli işlemlerde de yataya yakın pozitif bir görüntü hakim. Dün Dolar endeksi (DXY) %1 oranında değer kazanırken, bu sabah da yükseliş eğilimi sürüyor. Veri takvimine bakıldığında ise piyasalar ABD - Çin ticaret görüşmelerinin sonucunu beklerken, yarınki Fed toplantısı ve hafta boyunca açıklanacak önemli makro veriler de yakından izlenecek. Bugün ise ABD'de temmuz ayı Conference Board tüketici güveni endeksi ile haziran ayı JOLTS açık iş sayısı verileri öne çıkıyor. Kur tarafında ise dün 40,55 seviyesinde günü tamamlayan Dolar/TL'de bu sabah da yatay bir görünüm hakim. Günün geri kalanında da bu seviye etrafında hareketler izlenebilir.

 

EUR/USD: ABD ile Avrupa Birliği arasında piyasa beklentilerine paralel şekilde varılan ticaret anlaşması, Avrupa'nın yüksek enerji ithalatı ve düşük gümrük vergileri gibi yükümlülükler üstlenmesi nedeniyle Euro Bölgesi açısından dezavantajlı koşullar barındırdığı yönünde değerlendirildi. Bu gelişmelerin ardından Euro, dolar karşısında %1'i aşan bir düşüş sergiledi. Diğer yandan, ABD Ticaret Bakanı Lutnick'in Çin ile mevcut ticaret ateşkesinin 90 gün süreyle uzatılabileceğini belirtmesi ve Başkan Trump'ın Çin harici ülkelere %15-20 arasında yeni gümrük vergileri getirme ihtimalinden söz etmesi de, Dolar Endeksi'ne (DXY) yönelik talebin artmasına yol açtı. Jeopolitik cephede ise, Başkan Trump, Putin'e Ukrayna ile barış için verilen sürenin kısaltıldığını belirterek, 10-12 gün içinde anlaşma sağlanmazsa Moskova ile ticareti sürdüren ülkelere ek yaptırımlar ve "ikincil gümrük vergileri" uygulanabileceğini duyurdu. Piyasalar, ABD-Çin ticaret görüşmelerinin sonucunu beklerken, yarınki Fed toplantısı ve hafta boyunca açıklanacak kritik makroekonomik veriler de yakından izlenecek. Bugün ABD Conference Board tüketici güven endeksi ile JOLTS açık iş sayısı verileri piyasaların odağında. Teknik olarak, 1,15 seviyesi destek olarak öne çıkarken, 1,16 - 1,1640 seviyeleri direnç konumunda.

 

XAU/USD: Ons Altın, dün de satışlarla karşılaşarak günü %0,7 düşüşle 3.315 seviyesinden tamamladı. 1 Ağustos'ta yürürlüğe girecek gümrük tarifeleri öncesinde anlaşmaların hız kazanması, güvenli liman talebini azaltarak değerli maden üzerinde baskı oluşturdu. ABD ile Avrupa arasında imzalanan ticaret anlaşmasına Fransa'dan tepki gelirken, anlaşmanın ardından Euro, Dolar karşısında %1,3 değer kaybetti. Ayrıca, Güney Kore'nin ABD ile ticaret anlaşması sağlamak amacıyla gemi inşası yatırımlarını da içeren kapsamlı bir iş birliği paketi hazırlığında olması ve Çin ile mevcut anlaşmanın uzatılmasının gündeme gelmesi, değerli madende satış baskısını artırabilecek diğer unsurlar arasında yer alıyor. Öte yandan, Trump'ın Rusya'ya Ukrayna ile ateşkes için tanıdığı süreyi 10-12 güne indireceğini açıklaması ve aksi halde ağır ekonomik yaptırımlar uygulanacağı uyarısı, değerli madende sınırlı da olsa destek sağlayabilir. Bugün veri tarafında, ABD'de Tüketici Güveni ve JOLTS verileri takip edilecek. Teknik tarafta, 3.330 - 3.350 seviyeleri sıralı dirençler olarak takip edilebilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise 3.300 - 3.274 seviyeleri öne çıkıyor.


 Ziraat Yatırım Menkul Değerler
 www.ziraatyatirim.com.tr

                                   ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Ekonomik takvim açısından haftanın ilk işlem günü sakin olsa da gelecek günlerde veri akışı açısından önemli. Hafta sonu ABD-AB arasında gümrük tarifeleri konusunda %15 gümrük tarifesi uygulanmasında anlaşılsa da, AB içindeki ülkelerden tepkiler söz konusu oldu. Almanya’nın otomotiv sektörünü savunmasız bıraktığı, Avrupa’daki şirketleri daha az rekabetçi hale getireceği konusunda uyarılar olurken, tekrardan ABD ile müzakereler yapılması gerektiği savunuldu. Diğer taraftan gümrük tarifelerinde gözler Çin-ABD’ye çevrilmiş durumda. Görüşmelerde 90 günlük sürenin bir kere daha uzatılması bekleniyor. Piyasalar özellikle gümrük tarifelerini yorumlamaktan ziyade, veri akışlarına odaklanmış durumda. Piyasa tahminleri veri akışının ekonomik aktivitenin ikinci çeyrekte toparlandığını göstereceğini öngörüyor. Dolar endeksi, dün gelişmelerin etkisi ile gümrük tarifelerin biraz daha ABD lehine hareket etmesi ile %1,03 kazanç ile 98,65 ile tamamladı. Bunun karşısında tüm G10 para birimleri dolar karşısında kayıplar yaşadı. Özellikle Euro dolar karşısında %1,30 kayıp yaşadı. Gelişmekte ülke para birimlerinde benzer şekilde kayıpların olduğu görüldü.
EURUSD paritesi, ise dün anlaşma haberinin etkisi ile seans başında alımlar olsa da güçlü doların etkisi ile 1,1588 seviyesinde günü tamamladı. Bugün benzer seviyelerden açılış yaparken, 50 günlük hareketli ortalama seviyesinin altında işlem gören parite de 1,15 ve fibonacci seviyesi 1,1437 destek olarak izlenebilir. Yukarı yönlü hareketlerde ise bollinger 20 günlük hareketli ortalama seviyesi 1,1694 direnç olarak izlenebilir.
Ons altın ise ülkeler arası anlaşmaların sağlanması ile ve dolarda yaşanan yükselişle satıcılı görünümü sürdürerek %0,68 düşüş ile $3314 de günü tamamladı. Bugün de benzer seviyelerden açılış yapan altın, teknik olarak $3284 ve 100 günlük hareketli ortalama seviyesi olan $3260 destek olarak izlenebilir.


 Detaylı bilgi almak, İş Yatırım’ın güncel raporlarına ulaşmak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

https://arastirma.isyatirim.com.tr/2025/07/29/fx-teknik-analiz-raporu-29-07-2025/
 
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
 www.isyatirim.com.tr

                           ***
                  Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Merkez Bankası'nın (TCMB) yaptığı açıklamaya göre TCMB internet sitesinde "Krediler ve Dış Ticaret Dengesi" başlıklı yeni bir Ekonomi Notu yayımlandı:

Özet

Bu çalışmada toplam ve tüketici-ticari ayrımında kredi kullanımlarının, altın-enerji hariç dış ticaret
dengesi (çekirdek dış ticaret dengesi) ile altın ve enerji ticaret dengelerine etkileri ayrı ayrı
incelenmektedir. Bulgular, toplam kredi kullanımındaki artışın (azalışın) çekirdek dış ticaret açığını
artırdığına (azalttığına) işaret etmektedir. Kredi alt ayrımlarında incelendiğinde hem tüketici hem
ticari kredilerin çekirdek dış ticaret dengesini etkilediği görülmektedir. Ayrıca, toplam ve tüketiciticari ayrımındaki kredi kullanımlarının altın ticareti açığını da istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde
artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan, enerji ticaret açığı üzerinde toplam ve alt kalem kredi
kullanımının istatistiksel ve iktisadi olarak anlamlı bir etkisi bulunmazken enerji fiyat artışlarının
(azalışlarının) yukarı (aşağı) yönlü etkisi olduğu görülmektedir

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/3d8bbe54-5f3c-46c1-9794-d846929b409b/en202512.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-3d8bbe54-5f3c-46c1-9794-d846929b409b-pxgVE7f