Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Tarih boyunca barışın ve bereketin simgesi olarak kabul edilen ölmez ağaç olarak nitelendirilen zeytin ağacı binlerce yıldır insanlığa sağlık ve bereket sunuyor.
Kahvaltıların vazgeçilmezi, makarnalardan pizzalara, hamur işlerinden salatalara pek çok yemeğin içeriğini zenginleştiren güçlü bir E vitamini deposu olan sofralık zeytinde Türkiye 200 milyon dolar ihracata koşuyor.
Türkiye, 2023-24 sezonunun 10 aylık döneminde sofralık zeytin ihracatını yüzde 15’lik artışla 152 milyon dolardan 175 milyon dolara çıkardı. Aynı dönemde sofralık zeytin ihracatı miktar bazında ise 84 bin 749 tondan, 65 bin 325 tona geriledi.
Sofralık zeytin ihracatı miktar bazında yüzde 23 azalırken, ortalama ihraç fiyatındaki yüzde 49,5’lik artış sayesinde elde edilen döviz miktarı yüzde 15 fazla oldu. Sofralık zeytinde ortalama ihraç fiyatı 1,80 dolardan 2,69 dolara yükseldi.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Davut Er, sofralık zeytin ihracatında sezonun tamamlanması için kalan 2 aylık süreçte yapacakları ihracatla sezon sonunda 200 milyon doları aşmayı hedeflediklerini dile getirdi.
2024/25 sezonunda 100 bin ton sofralık zeytin ihracatı hedefliyoruz
Zeytinin Anayurdunun Anadolu olduğunu, Türkiye’de 43 ilde 500 bin üreticinin, sayıları 200 milyonu aşan zeytin ağaçlarından 2023/24 sezonunda 443 bin ton sofralık zeytin elde ettiğini paylaşan Er, “Türkiye’de 85 milyon insanımızın ihtiyacını karşıladığımız gibi 116 ülkeye 65 bin 325 ton ihracat yaptık. 2024/25 sezonunda ihracatta 100 bin tona ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Siyah zeytin ihracatı 136,7 milyon dolar oldu
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı M. Kadri Gündeş, 1 Ekim 2023 tarihinde başlayan sofralık zeytin ihracatında 10 aylık dönemde siyah zeytin ihracatının 136 milyon 735 bin dolar olduğunu, yeşil zeytin ihracatından da 39 milyon 59 bin dolar döviz geliri elde edildiğini paylaştı.
Sofralık zeytin ihracatında öne çıkan ülkeler hakkında da bilgi veren Gündeş, “Türkiye’nin zeytin ihracatında Almanya 35,5 milyon doları siyah zeytin, 7,6 milyon doları yeşil zeytin olmak üzere 43,1 milyon dolarlık taleple zirvede yer alırken, Irak, 24,4 milyon doları siyah zeytin ve 4,9 milyon doları yeşil zeytin olmak üzere 29,3 milyon dolarlık Türk zeytini talep etti. Bu ülkeleri 18 milyon dolarlık ihracatla Romanya izledi” şeklinde konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Özgün tasarım anlayışıyla bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen Schafer, yenilikçi ürünleriyle büyümeye devam ediyor. 2 bin 800'e varan ürün çeşidi ve 70 mağazasıyla tüketicilere en iyi ve kaliteli hizmeti sunan Schafer'ın CEO'su Murat Aslan, "2024 yılına, döviz bazında yüzde 10 büyüme hedefiyle başlamıştık. İlk 6 ayı değerlendirdiğimizde satış hedeflerimizi yüzde 92 gibi oranda gerçekleştirdik. Yılın ikinci yarısı, okula geri dönüş ve kampanya dönemleri yıl sonu sonuçlarını etkileyecek. Yani aslında ekim, kasım, aralık birçok perakende firmasının kaderini belirleyecek üç ay. Buradaki yüzde 92'lik gerçekleştirmeyi de son 3 aydaki gidişata göre tamamlayabileceğimizi öngörüyoruz. Bu sene hedeflerimizden vazgeçmedik. Hem mağazalar açıp hem de olanları yenileyerek yatırım yapıyoruz. Çünkü önümüzdeki yıllarda da, 1-2 yıllık bir duraklama süreci olsa bile, bu büyümenin devam edeceğini görüyoruz. Biz de kendimizi hazırlamak için mağaza yatırımlarında hız kesmiyoruz. 2023 yılından 2024'e geçerken e-ticaret ciromuzla birlikte e-ticaretin satışlarımızdaki payı da arttı. Siteleri hariç tutarsak Türkiye'deki e-ticaret oranı en yüksek şirketlerden bir tanesiyiz" dedi.
ABD pazarına ev tekstili ile girmeye karar verdiklerini ifade eden Murat Aslan, "Türkiye inanılmaz dizi film ihraç ediyor. ABD'den sonra dünyada ikinci sıradayız. Bir dizide Türk çayı içiliyor, bir dizide Türkiye'nin sofra kültürü gösteriliyor. Biz bence çok da güzel kültür ihraç ediyoruz. Bu vesileyle de farklı pazarlara açılmamızın aslında önünü açıyor. Biz de Schafer Home ile şu anda Amerikan kültürüne özgün ürünler ürettik ve yakın bir zamanda e-ticaret platformlarının hepsinde de Amerika'da yer alacağız. Tüm dünyada artık Türk ev tekstili bir marka ve bu ilk etapta orada markamızı belli bir konuma getirmek için en büyük avantajımız. Dünyada olduğu gibi Amerika'da da sürekli artan bir Made in Türkiye algısı var. Biz de bundan da faydalanarak Amerika'ya yeni bir ürün koleksiyonuyla giriyoruz. Banyo grubundan tutun da yatak odası grubuna kadar Türk kültürünü yansıtacak ürünler de ekleyeceğiz. Bizim çok büyük bir hamam kültürümüz var. Buna göre peştamallar daha böyle o tonda, o tasarımda havlular biraz daha onu çağrıştıracak bornozlar yaptık. Biz de daha geniş bir ürün seçkisiyle yatak odasından banyoya ve artı bizim kültürümüze yansıyacak ürünlere kadar geniş bir ürün gamıyla ABD'de de e-ticaret ile yer alacağız" diye konuştu.
Türk züccaciye sektörünün saygın ve köklü kurumlarından olan Schafer, 2 bin 800'e varan ürün çeşidi ve geniş mağaza ağıyla yükselen temposunu, 2024 yılında da sürdürüyor. Türkiye geneline yayılmış, 15'i franchise olmak üzere 70 mağazasıyla tüketicilere en iyi ve kaliteli hizmeti sunmaya devam eden Schafer'ın CEO'su Murat Aslan, pandemi sonrası sektörde ve satın alma alışkanlıklarında köklü değişiklikler gözlendiğini kaydetti.
Hedefleri yüzde 92 oranında tutturduk!
Pandemiyle birlikte evde yemek yapma alışkanlığının arttığını fakat kalabalık sofraların ortadan kalkmaya başladığını vurgulayan Murat Aslan, "Artık dışarıda tüketim pahalı hale geldi. Dolayısıyla tüketici evde yemeğe yöneldi. Bu da sektörde pişirme ve elektrikli ev aletleri alanlarında büyüme getirirken sofra kategorilerinde gerileme devam ediyor. Aileler artık küçülmeye başladı. Eskiden 12 kişilik yemek takımları tercih edilirken şimdi 6 kişilik takımlar öne çıkıyor. Tek haneli ev sayısındaki artış tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor" dedi. 2024 yılına, döviz bazında yüzde 10 büyüme hedefiyle başladıklarını hatırlatan Murat Aslan, şöyle devam etti: "İlk 6 ayı değerlendirdiğimizde satış hedeflerimizi yüzde 92 gibi oranda gerçekleştirdik. Yılın ikinci yarısı, okula geri dönüş ve kampanya dönemleri yıl sonu sonuçlarını etkileyecek. Yani aslında ekim, kasım, aralık birçok perakende firmasının kaderini belirleyecek üç ay. Hatta aralık ayının son 20 günü birçok marka hedefin tutup tutmayacağını konuşur, son 20 günde analiz eder. Buradaki yüzde 92'lik gerçekleştirmeyi de son 3 aydaki gidişata göre tamamlayabileceğimizi öngörüyoruz. Bu sene hedeflerimizden vazgeçmedik. 35 tane mağaza açmayı hedefliyorduk, 14 tane mağaza açtık. Aynı şekilde açamadığımız mağaza adedi kadar da kendi mağazalarımızı yenileyerek yatırım yapıyoruz, orada yatırımı asla durdurmuyoruz çünkü önümüzdeki yıllarda da, 1-2 yıllık bir duraklama süreci olsa bile, bu büyümenin devam edeceğini görüyoruz. Biz de kendimizi hazırlamak için mağaza yatırımlarında hız kesmiyoruz."
Schafer satışlarında e-ticaret payını artırıyor!
Şirket olarak e-ticaret alanındaki büyümeye önem verdiklerini vurgulayan Schafer CEO'su Murat Aslan, "2023 yılından 2024'e geçerken tabii ki e-ticaret ciromuz büyüdü. Fakat bizi asıl mutlu eden e-ticaretin satışlardaki payını artırmış olması. Siteleri hariç tutarsak Türkiye'deki e-ticaret oranı en yüksek şirketlerden bir tanesiyiz. Ciromuzun yüzde 27'sini e-ticaretten yapıyoruz. Bunu hem kendi sitemizden hem pazar yerlerinden yapıyoruz hem de e-ihracat var bunun içerisinde. E-ihracat çok hızlı büyüyor. Pazar yerlerini ağırlıklı olarak e-ihracatta kullanıyoruz. Yani Türkiye'deki ciroyu kendi sitemizden ve aplikasyonumuzdan yapmak istiyoruz. Pazar yerleriyle daha fazla e-ihracatta çalışıyoruz ve bence onların da hakkını yememek lazım, e-ihracat çok büyük bir yol açtı. Bizim şu an e-ihracat ciromuz, fiziki ihracat ciromuzun belki 4'te biri kadar oldu ve bu alan diğerinden daha hızlı büyüyor. Nisan ve haziran ayları e-ticaretin en zayıf ayları oluyor ama ekim, kasım, aralık ayları çok güçlü geçer. Şu anki mevcut gerçekleşen de yüzde 27 ama bu ikinci altı aya baktığımızda belki yüzde 55 olacak ve ortalamada yüzde 40'ı tutturmak gibi bir hedefimiz var. Yani oradaki hedefimiz yıl sonu değerlendirmemizde muhtemelen yüzde 40'ı bulacak" dedi.
Amerika'ya yeni bir koleksiyonla giriş yapıyoruz!
Amerika pazarına ev tekstili ile girmeye karar verdiklerini ifade eden Murat Aslan, şunları söyledi: "Türkiye inanılmaz dizi film ihraç ediyor. Amerika'dan sonra dünyada ikinci sıradayız. Açıkçası bu dizi film ihracatları sayesinde de kültürü de ihraç ediyoruz. Ürün ihracat etmenin ötesinde bir kültür ihraç ediliyor. Bir dizide Türk kahvesi içiliyor, bir dizide Türk çayı içiliyor. Bu dizide Türkiye'nin sofra kültürü gösteriliyor. Biz bence çok da güzel kültür ihraç ediyoruz. Bu vesileyle de farklı pazarlara açılmamızın aslında önünü açıyor. Biz de Schafer Home ile şu anda Amerikan kültürüne özgün ürünler ürettik ve yakın bir zamanda e-ticaret platformlarının hepsinde de ABD'de yer alacağız. Ayrıca orada kendi sitemizi de kuracağız ve orada güzel, büyük bir ev tekstili atılımı yapacağız. Türkiye'nin ev tekstili üretimi çok kaliteli ve çok güçlü. Tüm dünyada artık Türk ev tekstili bir marka ve bu ilk etapta orada markamızı belli bir konuma getirmek için en büyük avantajımız. Dünyada olduğu gibi Amerika'da da sürekli artan bir "Made in Türkiye" algısı var. Belki Türkiye ülke olarak Made in Türkiye'yi marka yapmaya çalışıyor ama ev tekstilinde bunu çoktan başarmışız. Yani tüm dünyada artık Made in Türkiye algısı ev tekstili deyince direkt bir araya geliyor. Biz de bundan da faydalanarak Amerika'ya yeni bir ürün koleksiyonuyla giriyoruz. Banyo grubundan tutun da yatak odası grubuna kadar Türk kültürünü yansıtacak ürünler de ekleyeceğiz. Bizim çünkü çok büyük bir hamam kültürümüz var. Buna göre peştamallar daha böyle o tonda, o tasarımda havlular biraz daha onu çağrıştıracak bornozlar yaptık. Bunların bilinçaltında kültürel olarak çok büyük artıları var, biz bunları yaşıyoruz. Mesela bir Türk dizisinde görüldü, dizi oraya ihraç oldu. Biz peşinden oraya peştamal de satabiliriz artık. Yani peştamal bizim kültürümüzün bir parçası ve halihazırda Amerika'da bunu çok güzel yapan Türk markaları da var. Biz de daha geniş bir ürün seçkisiyle yatak odasından banyoya ve artı bizim kültürümüze yansıyacak ürünlere kadar geniş bir ürün gamıyla ABD'de de e-ticaret ile yer alacağız."
SCHAFER Hakkında: Schafer, 1980 yılından bu yana edindiği bilgi birikimiyle züccaciye sektöründe faaliyet gösteriyor. "Rahat ulaşılabilir" bir marka olma amacıyla yola çıkan Schafer yüksek kaliteli ürünlerini kullanıcılarla buluşturmayı ilke ediniyor. Geniş ürün gamıyla yenilikçi bir anlayışa sahip olan Schafer konsept mağazaları, çok katlı mağazalar, online satış mağazası ve uluslararası marketlerde varlık göstererek sektördeki yerini koruyor. İhracat kanadında hatırı sayılır işler yapmaya devam eden Schafer dünya markası olma yolunda emin adımlarla yürümeye devam ediyor.
Türkiye ekonomi gundemi/Açıklanması beklenen ekonomik veriler
Saat Veri Dönem Tahmin Önceki
------ ----------------------------------- ----- ------ ------
10:00 Toplam ciro endeksi (Yıllık) Haziran +66.8%
10:00 Ticaret satış hacim endeksi(Yıllık) Haziran -3.8%
10:00 İşsizlik oranı (MEA) Haziran 8.4%
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yarın açılacak olan Çukurova Uluslararası Havalimanı'nın Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58’inci kapısı olarak tarihe geçeceğini belirtti. 10 Ağustos 2024'te gerçekleştirilecek açılış töreninin ardından, ertesi gün itibarıyla havalimanı, 90 uçuşla operasyonlarına başlayacak. Bölgenin havayolu ihtiyaçlarını karşılayacak olan bu modern havalimanı, hem mimarisi hem de teknolojik donanımıyla büyük ilgi uyandırıyor.
Çukurova Uluslararası Havalimanı, yılda 8 milyon yolcu kapasitesi, 110 bin metrekarelik geniş terminal alanı ve 3 bin 500 metre uzunluğundaki, en geniş gövdeli uçakların iniş yapabileceği pisti ile hizmet verecek. Havalimanının mimari tasarımı, ağaç formunda inşa edilen hava kontrol kulesi ve pamuk motifleriyle süslenmiş yapısı sayesinde, bölgenin tarımsal zenginliği ile teknolojik gelişmişliği harmanlıyor.
Cvsair Türkiye Satış Direktörü Ahmet Albayrak, Çukurova Uluslararası Havalimanı'nda Cvsair’in havalandırma sistemlerinin kullanılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Albayrak, “Bu havalimanı, hem tasarımı hem de teknolojik altyapısıyla bölgenin en önemli projelerinden biri. Cvsair olarak, en ileri teknolojiye sahip havalandırma sistemlerimizi burada kullanarak, yolculara temiz, güvenli ve konforlu bir ortam sunmayı hedefledik.” dedi.
Albayrak ayrıca, "Hem bölge için hem de ülkemiz için büyük bir adım. Cvsair olarak bu projeye katkı sunmaktan gurur duyuyoruz.” şeklinde konuştu.
Bölgenin ekonomik kalkınmasına da büyük katkı sağlayacak olan Çukurova Uluslararası Havalimanı, Türkiye’nin havacılık sektöründe önemli bir adım daha atmasını sağlayacak. Aynı zamanda, Cvsair gibi yerli firmaların teknolojik çözümleriyle desteklenen bu proje, ülkemizin teknoloji ihracatında da güçlü bir örnek oluşturuyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
2014 yılından bu yana kentsel üretimi mümkün kılan tarım uygulamaları geliştiren ve doğa dostu teknolojilerle kurduğu tarım arazileriyle sağlıklı ve besleyici bitkiler yetiştiren Plant Factory, “Tazeliğe ulaşmanın direkt yolu” mottosuyla yoluna devam eden Tazedirekt’le bir iş birliğine imza attı. Tüketiciler Plant Factory’nin en sevilen ürünlerini artık, titizlikle seçilen kaynaklardan elde edilen sertifikalı, organik, pestisit analizleri tam ve mevsiminde yetişen gıdaları pazara sunan online satış platformu Tazedirekt’ten sipariş verebilecek.
Kapalı ve kontrol edilebilir bir ortamın yanı sıra şehrin göbeğinde dikey araziler kuran Plant Factory, teknoloji ve bilimin avantajlarından yararlanarak aromatik bitkilerin verimli üretimi için gereken araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor. Ticari ölçekte, yıl boyunca %95 daha az su tüketimi ve metrekare başına 315 kat daha fazla verimlilikle üretimlerini gerçekleştirirken, ürünlerini tohumdan sofraya kadar takip etmek için yeni standartlar belirlemek için çalışıyor.
Pestisit içermeyen, çok taze ve sağlıklı Plant Factory ürünlerine ise erişim artık kolaylıkla sağlanabilecek. Plant Factory ürünlerine artık, herkesin ne yediğini en ince ayrıntısına kadar bilmeye hakkı olduğuna inanan ve Türkiye’nin en çok tercih edilen online platformlarından Tazedirekt’ten ulaşılabilecek. Plant Factory’nin Lolorosso, Lolobionda, Kale, Renkli Pazı, Fesleğen, Reyhan, Roket Roka, Pak Choi, Mizuna gibi dikey tarım uygulamaları yetiştirdiği ve özel paketleme sistemiyle tazeliğini koruyan ürünleri, temiz ve sürdürülebilir üretimi destekleyen Tazedirekt ile tüketicilerin sofralarına gelecek.
Plant Factory’nin en taze ürünlerinin en taze platformla buluştuğu bu iş birliğinde tüketiciler aynı zamanda ürünleri Tazedirekt’in dönemsel kampanya ve fırsatları sayesinde daha avantajlı fiyatlar üzerinden sipariş verebilecek.
Plant Factory ve dikey tarım tesisleri hakkında daha fazla bilgi almak ve ürünlerini denemek için www.plantfactory.company web sitesini ziyaret edebilir veya @plantfactory.co Instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Tazedirekt’in en taze ürünlerini incelemek ve sipariş vermek için https://www.tazedirekt.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü yeni dönem eğitimi görsellerine
buradan ulaşabilirsiniz.
KOMİLİ ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI ENSTİTÜSÜ’NÜN
KADIN ÇİFTÇİLERE VERDİĞİ EĞİTİMLERİN YENİ DÖNEMİ BAŞLADI
Bunge Gıda Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında gerçekleştirilen iş birliği kapsamında kurulan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün yeni dönem eğitimlerinin ilki 1 Temmuz tarihinde başladı. Kadın zeytin çiftleri yetiştirme, iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerinin paylaşıldığı eğitimlerin yeni dönemine 23 kadın çiftçi katıldı.
Komili’nin ‘Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye’ çatısı altında gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik faaliyetleri kapsamında Bunge Gıda Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğiyle hayata geçen Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün yeni dönem eğitimlerinin ilki 1 Temmuz tarihinde başladı. Kadın zeytin çiftleri yetiştirme, iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerinin paylaşıldığı Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitü’nün Ayvalık Ticaret Odası’nda gerçekleşen yeni dönem eğitimlerine 23 kadın çiftçi katıldı.
Haziran 23’te eğitimlerine başlayan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nde 2023 yılı boyunca 127 kadın zeytin çiftçisi eğitim alarak zeytin yetiştiriciliği sertifikasına sahip olurken proje kapsamında beş yılın sonunda en az 600 kadın çiftçiye eğitim verilmesi hedefleniyor.
Eğitimler kapsamında ‘Zeytincinin Başucu Rehberi’ kitabı hazırlandı
Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitü’nün düzenlediği ‘Kadın zeytinciler için zeytin yetiştiriciliği, zeytinyağı üretimi ve girişimcilik’ eğitim programına katılan kadın zeytin çiftçilerinin eğitimini desteklemesi için ‘Zeytincinin Başucu Rehberi’ kitabı hazırlandı. Balıkesir Üniversitesi, Edremit Zeytincilik Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Tuba Öncül Abacıgil tarafından derlenen ‘başucu rehberinde’ eğitimlerde verilen bilgilerin güncel veriler ve görsellerle yer alması sağlandı.
“Anadolu’nun verimli topraklarını, eğitimli kadın çiftçilerle beslemek istiyoruz”
Zeytinyağı ve yarattığı kültür bu topraklarda ‘Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye’ kurulan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü ile gurur duyduklarını belirten Komili Pazarlama ve Ticari Pazarlama Lideri Dr. Pınar Nokay açıklamasında; “Eğitimlerimize kadın çiftçilerimizin gösterdiği ilgiden çok mutluyuz. Komili olarak Anadolu’nun en bereketli topraklarının bin yıllardır en kadim üyesi zeytin ağaçlarımızın ve meyvesinin şifa kaynağı zeytinyağının değerine inanıyoruz. Bu bakış açısı ile eğitimlerine Haziran 23’te başlayan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü ile Anadolu’nun verimli topraklarını eğitimli kadın çiftçilerle beslemek istiyoruz. Biliyoruz ki zeytin çiftçiliği bu topraklarda bin yıllardır yapılıyor. Enstitü ile bizim arzumuz hedefimiz; iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerini daha fazla kadın zeytin çiftçimize öğretmek onları bu yolda yetiştirmek. Eğitimlerimize ilgi gösteren kadın çiftçilerimiz ile hep yanımızda olan tüm eğitmenlerimiz başta olmak üzere doğayı ve biyoçeşitliliği koruyabilmek adına bize katkı sunan değerli bilim ekiplerimize katkıları için teşekkür ediyorum” dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 13/c bendi hükmü kapsamında 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. Maddesinde değişik yapıldı. Yapılan değişiklikle “23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için özel usulsüzlük cezasının üç katı uygulanacak. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez”. hükmü getirildi.
Kararı değerlendiren PayCO Genel Müdürü Fevzi Utku Kılıç, “Getirilen hüküm ile özellikle ana firma, distribütör, bayi ve alt bayilerinde kullanılan tahsilat sistemleri üzerinde olumsuz etki yaratması hususunda tereddüt oluşmuştur. Bunun üzerine Gelir İdaresi Başkanlığı 06.08.2024 tarihinde duyuruda bulundu. Duyuruda “mükelleflerin bankacılık mevzuatı gereğince, bankalar tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki POS cihazını ve/veya sanal POS’u bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden alt işyerlerine söz konusu mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olarak kullandırmaları söz konusu olabildiğini, buna göre, bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında gerek kendisine tahsis edilen POS cihazını kullandıran gerekse bu cihazlar vasıtasıyla teslim ettikleri mal ve hizmetlere ilişkin tahsilatlarını yapan mükelleflerin, 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartıyla bahse konu mevzuatta öngörüldüğü şekilde hareket edebilmeleri mümkün bulunduğu belirtildi. Yine diğer taraftan, 213 sayılı Kanunda yapılan bahse konu düzenlemeye ilişkin olarak Bakanlık tarafından ticari hayattaki süreçlerin aksamadan devam edebilmesi ve madde ile sağlanmak istenilen kayıt dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi amacına yönelik gerekli görülen idari düzenlemelerin yapılabileceğinin tabii olduğu” belirtildi.
Yapılan açıklamanın bağlayıcılığı konusu göz önünde bulundurularak doğrudan bir koruyuculuğu olmadığı düşünülmekle birlikte, bayilik sistemi içindeki taraflara 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartı getirildiği görünüyor. Olması gereken elbette tarafların kendi yükümlülüklerini yerine getirmesidir. Ancak yapılan açıklama kapsamında POS kullandıran firmanın POS’u kullanan bayinin vergisel yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Özel Usulsüzlük cezasına muhatap olma ihtimali görülmektedir. Bu durum POS’u kullandıran firmaya bir misyon yükleyebilir. Böyle bir noktada POS’u kullandıran ana firma, bayilerinin POS’unu kullanmasına izin vermesi için bayileri üzerinde bu oto kontrolü sağlamak isteyebilir. Bunun sağlanmaması veya operasyonel maliyetin yüksek olması durumunda, ana firmanın kendi POS’unu bayilerine kullandırtmama ihtimali doğabilecek, her bayinin kendi POS’unu almasını isteyebilecektir. Bunların hepsi ihtimal dahilinde olup, Bakanlığın çıkaracağı tebliğ ile sözleşmeyle ispatlanan bayi-alt bayi ağı ile iş yapan şirketlerde POS uygulamalarının nasıl ve hangi şartlarda yapılacağının, söz konusu cezai uygulamanın kapsamının nasıl olacağının daha net bir şekilde belirleneceğini düşünmekteyiz.” şeklinde konuştu.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Madeni yağlar alanında küresel pazar lideri Shell, dünyanın öncü iş makinesi üreticilerinden XCMG ile iş birliğine imza attı. Ankara’da gerçekleştirilen anlaşma ile Shell, XCMG markalı makineler için özel olarak tasarlanmış madeni yağlar geliştirecek ve hem orijinal ürünleri hem de satış sonrası çözümleri sağlayarak, ekipman performansına ve verimliliğine katkı sunacak. Geliştirilen madeni yağlar, Shell’in Akdeniz’deki tek gres ve en büyük madeni yağ üretim tesisi olan ve Türkiye’den 70 ülkeye ihracat gerçekleştirilen Derince tesislerinde üretilecek.
Bu stratejik ortaklığın iki markanın en iyiyi sunma hedefinin bir yansıması olduğunu ifade eden Shell & Turcas Madeni Yağlar Kurumsal Satışlar Direktörü Can Ayvalıoğlu; “Küresel iş makineleri sektörünün lider kurumlarından XCMG ile iş birliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu ortaklık sayesinde Shell’in ileri teknoloji ürünü madeni yağlar portföyünü XCMG’nin yenilikçi mühendislik çözümleriyle buluşturarak kullanıcılara yeni nesil bir deneyim sunmaya hazırlanıyoruz. XCMG makinelerine özel olarak geliştirdiğimiz ürünlerle performansı optimize etmeyi, duruş sürelerini azaltmayı ve operasyonel verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Böylece XCMG makinelerinin ömrünü uzatan ve işletme maliyetlerini düşüren çözümler sunarken, endüstriyel yağlar pazarında da yeni standartları belirliyor olacağız” dedi.
XCMG Avrupa Bölgesi Genel Müdür Yardımcısı Ella Gu ise “Bu ortaklık, mükemmelliğe ve yeniliğe olan ortak bağlılığımızın bir kanıtıdır. Shell’in gelişmiş madeni yağ teknolojisini XCMG’nin öncü mühendislik çözümleriyle birleştirerek müşterilerimize benzersiz performans ve verimlilik sunmaya hazırız. İş birliğimiz sadece üstün ürünler sunmakla ilgili değil, aynı zamanda sektörde yeni ölçütler belirlemekle de ilgilidir. İleriye baktığımızda, bu ortaklık sadece bir iş anlaşmasından daha fazlasını ifade ediyor. İş makineleri sektöründe inovasyonu, sürdürülebilirliği ve büyümeyi teşvik etmek için uzun vadeli bir taahhüdü temsil ediyor” şeklinde konuştu.
Shell ve XCMG arasındaki bu iş birliği, iki şirketin müşterilerine uzun ömürlü ve yüksek performanslı çözümler sunma hedefinin bir parçası olarak öne çıkıyor. Shell’in Derince Madeni Yağ ve Gres Üretim tesisi, yüksek kalite standartlarına sahip üretim kapasitesi ve çevre dostu üretim süreçleriyle bu projenin merkezinde yer alacak.
Kline & Company tarafından 17 kez üst üste küresel pazar lideri olarak seçilen Shell Madeni Yağlar, güçlü Ar-Ge çalışmaları neticesinde üstün bir teknoloji ile ürün geliştiriyor ve üretiyor. Shell’in madeni yağ portföyü, otomotiv sektörüne yönelik Shell Helix ve Shell Rimula motor yağlarının yanı sıra, Shell Tellus, Shell Diala, Shell Morlina, Shell Mysella gibi endüstriyel yağlar ve gres markası Shell Gadus ürünlerinden oluşuyor.
1943 yılından bu yana iş makineleri sektöründe fark yaratan mühendislik çözümleri geliştiren XCMG, vinç makineleri, madencilik makineleri, toprak işleme makineleri, yol makineleri ve beton makineleri gibi geniş bir ürün yelpazesine sahip.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.