Tüm Alışverişlerinizde Kargo Bedava.
Sepetiniz Boş
Görünüşe göre henüz seçim yapmamışsınAlışverişe Başla
ürün bulundu.
Altın ve Dolara yön veren güncel finans haberlerini kaçırma...
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
TEDÜ, WURI 2025 sıralamasında 1.350 üniversite arasından “Öğrenci Desteği ve Katılımı” kategorisinde dünyada 23. sıraya yükselerek global bir başarıya imza attı. Dr. Hakan Emekci’nin “Üniversite Katılımını Artırmak İçin Devrim Niteliğinde Sohbet Robotu” adlı projesi, bu başarıda önemli bir rol oynadı.
TED Üniversitesi (TEDÜ), yükseköğretim kurumlarının sanayi ve topluma gerçek katkılarını değerlendiren WURI (World University Rankings for Innovation | Dünya Yenilikçi Üniversiteler Sıralaması) kapsamında önemli bir global başarıya imza attı. “Öğrenci Desteği ve Katılımı (Student Support and Engagement)” kategorisinde dünyanın en iyi 23. üniversitesi seçilen TEDÜ, 1.350 üniversite arasında ilk 100’de yer aldı.
TED Üniversitesi’nin başarısında, Öğretim Üyesi Dr. Hakan Emekci’nin “Üniversite Katılımını Artırmak İçin Devrim Niteliğinde Bir Sohbet Robotu (A Revolutionary Chatbot for Enhancing University Engagement)” adlı yenilikçi projesi önemli bir rol oynadı. Proje sayesinde TEDÜ, öğrenci destek sistemleri ve üniversite-öğrenci etkileşimini artırmada global düzeyde örnek gösterildi.
“Yıllardır sürdürdüğümüz kalite odaklı eğitim anlayışını yansıtıyor”
TEDÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, WURI 2025’te elde edilen başarının üniversitenin yenilikçi ve öğrenci odaklı vizyonunun doğal bir sonucu olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Uluslararası alanda böylesine değerli bir sıralamada hem üniversitemizi hem de ülkemizi temsil etmekten büyük gurur duyuyoruz. Bu başarı, yalnızca bir ödül değil, TED Üniversitesi’nin yıllardır sistemli olarak sürdürdüğü kalite odaklı eğitim anlayışının bir yansımasıdır. Nitekim, geçtiğimiz yıllarda Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması (TÜMA) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yürütülen Öğrenci Memnuniyeti Araştırmalarında da ülkemizin en yüksek memnuniyet oranlarına sahip üniversitelerinden biri olduk. Öğrencilerimize pozitif ve destekleyici bir akademik ortam sunmak, onların çok boyutlu gelişimlerini merkeze almak, TEDÜ’nün temel önceliği olmuştur.
Bugün WURI'de ilk 100’e girmemiz ve 'Öğrenci Desteği ve Katılımı' kategorisinde dünyada 23. sırada yer almamız, bu yaklaşımın uluslararası ölçekte de takdir gördüğünün en somut göstergesidir. Başta değerli hocamız Dr. Hakan Emekci olmak üzere, emeği geçen tüm akademisyen ve yöneticilerimize içtenlikle teşekkür ediyorum. TEDÜ’de yakaladığımız bu başarılar, bir şans ya da tesadüf değil, planlı ve kolektif bir çabanın eseridir.”
Öğrenci odaklı en prestijli kategorilerden biri
Üniversitelerin topluma ve öğrencilerine sağladığı gerçek katkıların esas alındığı WURI’nin (World’s Universities with Real Impact | Gerçek Etkiye Sahip Dünya Üniversiteleri) 2025 yılı sonuçları, Filipinler’in Dumaguete City kentinde düzenlenen 5. Hansa Ligi Üniversiteleri Konferansı’nda açıklandı. “Öğrenci Desteği ve Katılımı” kategorisi, üniversitelerin öğrencilerine sunduğu akademik, sosyal ve kişisel destekleri ile öğrencilerin üniversite yaşamına aktif katılımını artırmaya yönelik çalışmaları kapsıyor. Bu kategoride üniversiteler; rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinden öğrenci kulüpleri ve topluluklarına, teknolojik yeniliklerle desteklenen öğrenci deneyimlerinden krize yanıt veren destek mekanizmalarına kadar geniş bir yelpazede öğrenci odaklı uygulamaları açısından değerlendiriliyor. Üniversitelerin yalnızca akademik başarılarını değil, öğrencinin tüm yönleriyle gelişimini ve üniversite deneyimini ne kadar desteklediğini ölçen kategori, uluslararası alanda öğrenci odaklı en prestijli kategorilerden biri olarak dikkat çekiyor.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Hyundai Motor Grubu, J.D. Power tarafından gerçekleştirilen 2025 ABD İlk Kalite Araştırması’nda (IQS) üst üste ikinci kez en üst sırada yer alarak tüm otomotiv grupları arasında ürün kalitesi ve müşteri memnuniyetinde liderliğini bir kez daha kanıtladı. Bu yıl 39’uncusu düzenlenen IQS araştırması, 2025 model yılı araçların ilk 90 günlük kullanım döneminde yaşanan sorunlarını temel alarak kaliteyi ölçüyor. Araştırma kapsamında 92.694 yeni araç sahibiyle görüşüldü ve 100 araç başına yaşanan sorun sayısı esas alındı. Bu araştırmada düşük skor, daha yüksek kalite anlamına geliyor.
Hyundai markası, araştırma sonuçlarına göre genel sıralamada üçüncü olurken, seri üretim markaları arasında da ikinci sırada yer aldı. Hyundai Motor Grubu’nun bu başarısı, uzun vadeli Ar-Ge yatırımlarının ve üretimin her aşamasında sürdürülen yüksek kalite standardının bir sonucu olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, Hyundai Motor Grubu’na ait üç fabrika, üretim kalitesi ve düşük hata oranları açısından üstün başarı gösterdi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yerli raylı sistem aracı olarak kamuoyuna tanıttığı Tram34 projesi, planlandığı şekilde ilerliyor. İlk etapta Topkapı-Mescid-i Selam Tramvay Hattı’nda kullanılmak üzere 34 adet yeni tramvay aracının üretimi devam ediyor.
SÖZLEŞME 2023’TE İMZALANDI, İLK TESLİMAT 2026’DA
Mayıs 2023’te, Sanayi İş Birliği Programı (SİP) kapsamında Metro İstanbul ile imzalanan sözleşmeyle, 34 adet tramvay aracının üretimi için süreç resmen başladı. 2025 Temmuz ayı itibarıyla araç üretimi sürüyor; finansman ilerleme oranı %50 seviyesine yaklaşmış durumda. İlk aracın 2026 yılının ilk çeyreğinde teslim edilmesi ve test süreçlerinin ardından ticari işletmeye alınması hedefleniyor.
YÜZDE 100 YERLİ, KAMU MÜLKİYETİNDE
Tram34, Türkiye’de bugüne kadar daha çok savunma sanayinde uygulama alanı bulan Sanayi İş Birliği Programı kapsamında hayata geçirilen ilk raylı sistem projesi olma özelliğini taşıyor. Aracın tüm tasarım ve mühendislik süreçleri tamamlandı; onayları alındı ve üretim aşamasına geçildi.
Fikri ve sınai mülkiyet hakları tamamen kamuya, yani Metro İstanbul’a ait olan araç; yüzde 100 Türk mühendisler ve teknisyenler tarafından, seri üretime uygun biçimde tasarlandı. Yerli üretim kapasitesini artıran bu proje, Türkiye’nin raylı sistem teknolojilerinde dışa bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
TASARIMIYLA ÖNE ÇIKIYOR
•24 metre uzunluğunda ve 2,65 metre genişliğinde
•Aynı anda 216 yolcu taşıma kapasitesine sahip
•İşletme hızı 40 km/s, maksimum hızı 80 km/s
•Hem tramvay hem de hafif metro hatlarında çalışmaya uygun
•%6 eğimli rampaları tırmanabilme özelliğiyle öne çıkıyor
Yeni nesil İstanbul aracı olarak tasarlanan Tram34, ilk etapta T4 Topkapı-Mescid-i Selam Tramvay Hattı’nda hizmet vermek üzere hatta entegre edilecek. Tasarımı ve teknolojik kabiliyetiyle yerli raylı sistem projeleri arasında önemli bir konuma sahip olan Tram34, 2026 itibarıyla İstanbullularla buluşacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Boyner Büyük Mağazacılık, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda stratejik bir adım daha atıyor. Güneş enerjisi yatırımıyla merkez ofis, stüdyo ve seçili mağazalarının enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefleyen Boyner, karbon ayak izini azaltmayı ve çevresel etkisini en aza indirmeyi amaçlıyor.
Proje "Enerji Performans" modeliyle hayata geçiyor
Boyner'in yenilenebilir enerji dönüşümüne katkı sağlayacak güneş enerji santrali (GES), Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde, yüksek güneşlenme potansiyeline sahip tarım dışı bir arazide hayata geçirilecek. 3.066 kWp kurulu güce sahip santralde, 5.574 adet güneş paneli ile yıllık 4.783.000 kWh elektrik üretilmesi hedefleniyor.
Yatırımı ve belirli bir süreyle işletmesi TRES Enerji tarafından gerçekleştirilecek olan santralden üretilen elektrik, Boyner'in merkez ofis ve stüdyosunun yanı sıra İstanbul, İzmir, Bursa ve Manisa'daki seçili mağazalarının enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayacak.
2025 yılının ikinci yarısı içerisinde inşaat süreci tamamlanacak santralin, yılda 2.995 ton CO? eşdeğeri sera gazı emisyonunu önleyerek çevresel sürdürülebilirliğe önemli bir katkı sağlaması bekleniyor. Bu miktar, 1.594 hanenin yıllık enerji tüketiminden kaynaklanan karbon salımına ve 5.716 ağacın bir yılda doğadan yok edebileceği karbon miktarına eşdeğer.
Yıllık yaklaşık 3 milyon TL'lik enerji tasarrufu sağlanacak
Bugünün elektrik tarifeleri üzerinden, dağıtım bedelleri hariç yapılan hesaplamaya göre, Boyner'in bu projeyle yıllık yaklaşık 3 milyon TL tutarında enerji tasarrufu elde etmesi hedefleniyor. Bu tutar, projenin çevresel kazanımlarının yanı sıra döngüsel ekonomi açısından da önemli bir değer yarattığını ortaya koyuyor.
"İnsan, toplum ve çevre için pozitif etki yaratmaya devam ediyoruz"
Boyner Büyük Mağazacılık CEO'su Eren Çamurdan, projeye dair şu değerlendirmede bulundu: "Boyner'de attığımız her adımda insan, toplum ve çevre için pozitif bir etki yaratmanın sorumluluğunu taşıyoruz. İklim dostu dönüşüm hedeflerimiz doğrultusunda Tres Enerji iş birliğiyle Kırıkkale'de hayata geçirdiğimiz güneş enerjisi santrali, merkez ofis, stüdyo ve seçili mağazalarımızın enerji tüketiminden kaynaklanan karbon ayak izini azaltmamızda önemli bir rol üstlenecek. Sektörümüzde, mağaza operasyonlarında kendi enerjisini üreten ilk markalardan biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Kaynak verimliliği, yenilenebilir enerji ve yeni nesil mağazacılık adımlarımızla doğaya duyarlı, ölçülebilir ve kapsayıcı bir etki yaratmak üzere önümüzdeki dönemde de çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
TRES Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Atay Arpacıoğulları ise iş birliğiyle ilgili olarak şunları belirtti: "Yenilenebilir enerji çözümlerini son kullanıcılar için erişilebilir ve ölçülebilir faydaya dönüştürmeyi önceliğimiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, sürdürülebilirlik vizyonunu somut adımlarla hayata geçiren markalarla iş birliği yapmaya önem veriyoruz. Boyner'in merkez ofis ve seçili mağaza operasyonlarında güneş enerjisi kullanımına geçmesi, perakende sektöründe dönüşümü tetikleyecek güçlü bir adım. Enerji performans modeliyle hayata geçireceğimiz bu proje sayesinde, Boyner ile çevresel etkileri azaltma ve iklim dostu sistemleri yaygınlaştırma sürecinde ortak bir rol üstlendiğimize inanıyoruz."
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, satış sonrası hizmetleriyle kullanıcılarının yanında olmaya devam ediyor. Türkiye otobüs pazarının aralıksız 16 yıldır lideri olan Otokar, ticari araç sahipleri için "Servis Kampanyası"nı başlatıyor. 17 Temmuz-16 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek kampanya kapsamında Otokar otobüs ve kamyon sahipleri özel avantajlardan ve indirimlerden yararlanabilecek.
Müşterilerinin araçlarını uzun süre, en iyi performansla kullanmalarını hedefleyen Otokar, "Servis Kampanyası" süresince yedek parçada yüzde 20, işçilikte ise yüzde 25 indirim sunacak. Kampanya kapsamında ayrıca Sultan otobüsler ve Atlas kamyonlar için avantajlı fiyatlarla bakım hizmetleri verilecek, periyodik bakım yaptıran müşterilere check-up hizmeti ücretsiz olarak sunulacak.
Araç sahiplerinin araçlarını uzun süre sorunsuz bir şekilde kullanmalarını sağlamayı amaçlayan kampanyada, kaporta, madeni yağlar ve sıvılar dışındaki mekanik ve elektrik parçalarda da indirim fırsatı sunulacak. Geniş servis ağıyla müşterilerine düşük bakım giderleri ve uygun parça maliyeti sunan Otokar, bu kampanya ile ticari araç sahiplerinin yükünü hafifletmeyi hedefliyor.
Türkiye genelinde kampanyaya katılan yetkili servislerde geçerli olan avantajlı "Otokar Servis Kampanyası"ndan faydalanmak için sadece randevu almak yeterli olacak. Kullanıcılar en yakın Otokar servislerinin bilgilerine www.otokar.com.tr adresinden ulaşabilecek. Ayrıca Otokar APP'ten randevu alabilirken, 444 6 857 numaralı "Otokar Müşteri Hattı"ndan 7 gün 24 saat detaylı bilgi alabilecek. Android ve iOS telefonlar için geliştirilen Otokar mobil uygulamasıyla müşteriler, kampanya dahil tüm duyurulara anlık erişim sağlayabilecek
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Türkiye, yenilenebilir enerji alanında hızlı bir büyüme gösteriyor ve bu yatırımlar sigorta sektörü tarafından da yakından takip ediliyor. Yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışla dünya sıralamasında basamakları hızla tırmanan Türkiye'nin yenilenebilir enerji kurulu gücü toplam kurulu gücün yüzde 57,2'sine ulaştı. Türkiye'nin toplam elektrik kurulu gücü bu dönemde 110 bin 339 megavat oldu. Toplam kurulu güç içerisinde en yüksek yenilenebilir enerji kapasitesi ile ilk sırada 23 bin 855 megavatla barajlı hidroelektrik santralleri yer alıyor. Bunu 14 bin 994 megavat ile güneş enerjisi santralleri, 12 bin 194 megavat ile rüzgar santralleri takip ediyor. Akarsu santralleri 8 bin 329 megavat, biyokütle 2094 megavat ve jeotermal enerji 1691 megavat kapasite ile kurulu güce katkıda bulunuyor.
En yaygın sigortalanan alanlar arasında
Yenilenebilir enerji sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulunan IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO'su Murat Çiftçi, "Bugün itibarıyla güneş ve rüzgar enerjisi tesisleri, en yaygın biçimde sigortalanan alanlar arasında yer alıyor. Biyokütle ve jeotermal gibi diğer alanlarda da sigortalanabilirlik mümkün olmakla birlikte, projelerin teknik yapısı ve lokasyonuna bağlı olarak detaylı risk analizleri gerekiyor. Sigorta sektörü bu dönüşümün güvence sağlayıcısı konumunda bulunuyor" dedi.
Risk seviyesi, kârlılık ve sürdürülebilirlik belirleyici
Murat Çiftçi, sigorta sektörünün yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik ilgiyi belirleyen üç önemli faktör olduğunu belirterek, "Risk seviyesi, yani projenin teknik yeterliliği, lokasyonu ve çevresel koşulları sigortalılık sürecinde öne çıkıyor. Ayrıca yatırımın uzun vadeli getirisi ve sürdürülebilirliğini gösteren kârlılık potansiyeli ile özellikle global reasürörler nezdinde ciddi bir etki yaratan sürdürülebilirlik politikaları da sigorta sektörü tarafından belirleyici unsurlar arasında yer alıyor. Bugün ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) kriterleri çerçevesinde değerlendirilmeyen projelerin risk iştahı da sınırlı kalıyor. Yenilenebilir enerji tesislerinde en sık karşılaşılan riskler arasında doğal afetler (fırtına, dolu, yıldırım düşmesi), ekipman arızaları, üretim kayıpları, montaj esnasındaki hasarlar ve teknolojik uyumsuzluklar yer alıyor. Ayrıca tesisin uzaktan izleme sistemlerindeki kesintiler veya siber tehditler gibi daha modern riskler de gündemde" diye konuştu.
İklim değişikliği olaylarının etkisi büyük
İklim değişikliğinin sigorta teminatlarında kapsamı doğrudan etkilediğini belirten Murat Çiftçi, "Aşırı sıcaklar, ani dolu yağışları, kuraklık gibi olaylar artık poliçe yazımında özel klozlarla ele alınıyor. Ayrıca, risk mühendisliği süreçleri bu tür olaylara daha proaktif bir şekilde hazırlanmayı gerektiriyor. Bu yatırımlar için özel olarak geliştirilen sigorta ürünleri de bulunuyor. Güneş ve rüzgar enerji santrallerinde sadece maddi hasarları değil, gelir kaybı, üretim düşüşü gibi operasyonel riskler de kapsama dahil ediliyor. Bu süreçlerde risk mühendisliği bu süreçlerin olmazsa olmazı. Kurulum öncesi saha analizi, inşaat aşaması denetimleri ve işletme dönemi boyunca sürdürülebilirlik kriterlerine uygun bakım planları mutlaka entegre ediliyor. Özellikle belirli sıcaklık düzeylerine veya rüzgar hızlarına dayalı, tetikleyici bazlı teminatlar (parametric covers) yenilenebilir enerji sektöründe uygulanabilir durumda. Bu model sayesinde hasar süreci daha hızlı işliyor ve şeffaflık artıyor. Ancak veri kalitesi ve izleme altyapısının güçlü olması bu tür ürünlerin başarısı için kritik" dedi.
İnşaat ve işletme sürecindeki teminatlar farklılık gösteriyor
Murat Çiftçi, inşaat süreci boyunca verilen teminatlar ile işletme sürecindeki teminatlar arasındaki farklarla ilgili de şunları söyledi: "İnşaat sürecinde genellikle 'Montaj Tüm Riskler' poliçeleri tercih ediliyor. Bu dönemde fiziksel hasarlar, iş kazaları ve üçüncü şahıs sorumlulukları ön planda. İşletme döneminde ise 'Tüm Riskler Mülk Sigortası' ile birlikte üretim kaybı ve makine kırılması gibi teminatlar devreye giriyor. Talep yoğunluğu çoğunlukla işletmeye geçiş sürecinde artıyor; çünkü hem yeni sistem devreye giriyor hem de ekipman arızaları bu dönemde daha sık görülüyor. Sigorta şirketleri açısından düzenli bakım kayıtları, teknik yeterlilik belgeleri ve kalite kontrol süreçleri primlerin belirlenmesinde kritik rol oynar. İyi yönetilen bir tesis daha düşük risk profili sunar ve bu da daha avantajlı primlerle sonuçlanıyor."
'Sigorta hem koruyucu hem de dönüştürücü bir güç'
Murat Çiftçi, "Artık sigorta sektörü de yatırımları sadece finansal değil, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik açısından da değerlendiriyor. ESG skoru yüksek projeler, özellikle global reasürörlerden daha güçlü destek görüyor. Bu durum hem kapasite bulmayı kolaylaştırıyor hem de fiyatlandırmada avantaj sağlıyor. Biz IBS olarak, yalnızca riskleri sigortalamakla kalmıyor; aynı zamanda projelerin daha dayanıklı, çevreci ve uzun ömürlü hale gelmesine katkı sağlıyoruz. Risk mühendisliği, çevresel risk danışmanlığı ve yenilikçi sigorta çözümlerimizle sürdürülebilir yatırım vizyonunu destekliyoruz. Sigorta sektörünün bu dönüşümde sadece bir 'koruyucu' değil, aynı zamanda 'dönüştürücü' güç olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Konya’da kent estetiğini ve yaşam kalitesini yükselten projeleriyle tanınan Aydın Yatırım Grup, bölgenin en dikkat çeken yatırım hamlelerinden biriyle yeniden gündemde.
Aydın Yatırım Grup, Loras Holding bünyesindeki Adese Gayrimenkul Yatırım A.Ş. (Adese GYO) ile imzaladığı kat karşılığı protokol kapsamında, Meram ilçesinde yer alan geniş ölçekli karma yaşam projesinin yeni etaplarını hayata geçirmek üzere dev bir anlaşmaya daha imza attı.
Tarihi dokusu ve doğal zenginlikleriyle Konya’nın en değerli bölgelerinden biri olan Meram’da konumlanan proje; kapsamı, fonksiyonu ve hedeflediği yaşam kalitesiyle şehirde dengeleri değiştirecek “yeni bir odak noktası” olmaya hazırlanıyor.
Projenin ikinci ve üçüncü konut etaplarının yanı sıra, sosyal ve ticari alanları kapsayan AVM bölümünün de geliştirme sürecini üstlenen Aydın Yatırım Grup; kente sadece bir yapı değil, bütüncül bir yaşam vizyonu kazandırmayı hedefliyor.
Yeni Bir Dönem Başlıyor
Aydın Yatırım Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cihad Aydın, imzalanan protokolle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Konya, sahip olduğu üretim gücü, sanayi altyapısı ve güvenli yaşam ortamıyla Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri. Bu potansiyele yakışan bir şehirleşme anlayışıyla, bölgeye hem estetik hem işlevsel yeni bir merkez kazandırıyoruz. Yapacağımız her detayda, yaşamı kolaylaştıran, insanı önceleyen, çağın ihtiyaçlarına cevap veren bir anlayış hakim olacak.”
Projenin her detayı, modern mimari anlayışla ve sosyal dokuya uyumlu şekilde yeniden şekillendiriliyor. Yeni etaplar, konut ve ticari alanların yanı sıra yaşamı zenginleştiren sosyal donatılar ve geniş yeşil alanlarla desteklenecek. Aydın, bu yeni sürecin sadece bir inşaat değil, bölge için stratejik bir dönüşüm hamlesi olduğunu vurguluyor.
Yaşam Kalitesini Yükselten Yeni Bir Merkez Olacak.
Meram’ın dokusuna entegre edilecek proje; modern konut birimlerinin yanı sıra alışveriş, ticaret, sosyal yaşam ve doğayla iç içe geniş yeşil alanlardan oluşacak. Bu yönüyle sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda istihdam oluşturan, ticari canlılık sağlayan ve bölgenin yatırım değerini katlayan yeni bir cazibe merkezi olma özelliği taşıyacak.
Yüksek bütçeli bu yatırım; sadece bugünü değil, Konya’nın gelecek 20 yılını planlayan bir dönüşüm adımı olarak konumlanıyor.
Konya’ya Değer Katan Stratejik Bir Hamle
Aydın Yatırım Grup’un güçlü sermaye yapısı, tecrübesi ve bugüne kadar başarıyla tamamladığı projelerle bu büyük ölçekli girişimi üstlenmesi, şehirde büyük bir güven ve heyecanla karşılandı. Proje tamamlandığında, sadece Konya’nın değil, Anadolu’nun yaşam kalitesi en yüksek eserlerinden biri olarak öne çıkacak.
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
Dünyanın en prestijli otomobil etkinliklerinden Goodwood Festival of Speed, 10 - 13 Temmuz 2025 tarihleri arasında hız, tasarım ve mühendislik tutkunlarını İngiltere’de buluşturdu. Otomotiv dünyasının öncü markaları Goodwood’da en yeni modellerini ve özgün konseptlerini sergiledi. Ziyaretçiler ise geçmişten bugüne otomobil tarihine yön veren ikonik araçları bir arada görerek eşsiz bir deneyim yaşadı. Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği Range Rover, Defender, Discovery ve Jaguar markaları, bu özel atmosferde dikkatleri üzerine çekti.
Bu yıl “The Winning Formula - Champions and Challengers” temasıyla gerçekleşen festivalde Defender OCTA Black, Defender 110 Trophy Curation ve Dakar D7X-R prototipi sergilendi. Range Rover SV Black ve Range Rover Sport SV Black modelleri de etkinlikte yer aldı. Jaguar’ın yenilikçi Type 00 konsept aracı ve 50 yıllık XJS modeli otomobil tarihine saygı duruşunda bulundu. Discovery Tempest ise markanın modern tasarım anlayışını farklı bir yorumla yansıttı. Tüm bu modeller, festivalin eşsiz atmosferinde otomobil tutkunlarıyla buluştu.
DEFENDER: Üç Yeni Model ile Macerayı Zirveye Taşıyor
Goodwood Festival of Speed’de üç yeni modelden biri olan Defender OCTA Black, tamamen siyah tasarımı ve 635 beygir gücündeki 4.4 litrelik Twin Turbo V8 motoruyla Goodwood’un ünlü tırmanışında performansını sergiledi.
Defender ailesinin öne çıkan modellerinden Deep Sandglow Yellow Defender 110 Trophy Curation, macera tutkusunu üstün tasarım ve ileri teknolojiyle buluşturarak Defender Trophy yarışının ruhunu taşıyor. Bu özel versiyon, serideki en güncel tasarım detayları, gelişmiş teknoloji ve yenilikçi bilgi-eğlence sistemlerini içinde barındırıyor.
Festivalin bu yıl gerçekleşen “The Winning Formula - Champions and Challengers” temasıyla uyumlu bir şekilde Defender Ralli Takımı da Goodwood’da yerini aldı. Takımın yeni geliştirdiği Dakar D7X-R prototipi, dört Dakar etabı galibi Sara Price ve efsanevi ralli pilotu Stéphane Peterhansel kontrolünde festival boyunca dinamik sürüş gösterileriyle izleyicilerle buluştu. Bu gösteriler, ekibin 2026 Dakar Rallisi ve Dünya Rally Raid Şampiyonası hazırlıklarının önemli bir adımını oluşturdu.
Defender, 22 Ağustos 2025 tarihinde başlayacak Kadınlar Rugby Dünya Kupası 2025’in Resmi Partneri olarak festivalde turnuvaya özel tasarlanan Trophy aracını da sergiledi. Bu özel tasarıma sahip Defender 110 Plug-in Hybrid, turnuvanın resmi kupasını taşımak üzere özel olarak geliştirildi.
RANGE ROVER: SV Black ile Siyahın Zarafeti
Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği Range Rover, bu yıl 55 yıllık mirasını Goodwood Festival of Speed’de özel bir seçki ile kutladı. Markanın en rafine yorumlarından biri olan yeni Range Rover SV Black, festivalde ilk kez ziyaretçilerin karşısına çıktı. 615 beygir gücündeki V8 motoru, Narvik Parlak Siyah gövde rengi ve el işçiliğiyle dikkat çeken SV Black, markanın modern lüks anlayışını en üst seviyeye taşıyor.
Ziyaretçiler, Range Rover dünyasında markanın gelişmiş ses teknolojilerini ve konfora odaklı yeniliklerini keşfederken, dünyada bir ilk olan Sensory Floor sistemi ile ön ve arka Body and Soul koltukları sayesinde müziği ve altı farklı rahatlama programını titreşim yoluyla hissederek benzersiz bir sürüş deneyimi yaşayacak.
Goodwood’un ünlü tırmanışında dikkat çeken bir diğer model ise 635 beygir gücüne sahip Range Rover Sport SV Black oldu. Karbon fiber kaputu, parlak siyah dövme alaşım jantları ve dört çıkışlı egzoz sistemiyle dikkat çeken bu model, müşterilerin kişisel zevklerine göre yapılandırılabilir şekilde sunuluyor.
JAGUAR: Geleceğin Tasarımı Type 00 Goodwood’da
Festivalin ilk günü olan 10 Temmuz 2025’te, Jaguar Genel Müdürü Rawdon Glover ve Goodwood’un ev sahibi Duke of Richmond’un katılımıyla, Jaguar’ın yeni dönemine dair önemli ipuçları veren Type 00 konseptinin özel bir ön gösterimi yapıldı.
Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği Jaguar’ın Type 00 tasarım vizyonu konsepti, Goodwood Festival of Speed’de ve İngiltere’de ilk kez halka açık olarak sergilendi. Tüm dünyada ilgi toplayan yeni konsept tasarım yaklaşımı markanın yeni tasarım dilini yansıtırken Jaguar’ın dönüşümünde de önemli bir adımı simgeliyor.
Jaguar’ın tarihindeki önemli modellerden biri olan Jaguar XJS ise 50. yaşını bu yıl festivalde kutladı. XJS modelleri, Goodwood’un ikonik yokuşunda mirasından ilhamla gelen gücünü ve tarzını ortaya koydu.
DISCOVERY: Tempest, Maceranın Yeni Tanımı
Bugüne kadar üretilen en seçkin Discovery modeli olan Discovery Tempest, mat gövde rengi, Petra Copper detayları ve geniş yedi kişilik iç mekanıyla dikkat çekiyor. Aileye özel maceraları üst seviyede konforla birleştiren Discovery Tempest, markanın işlevsel tasarım anlayışını ustalıkla yansıtmayı başarıyor.
Siparişleriniz sadece "1 saat" içerisinde hesabınızda.
Siparişlerinizin gönderimi, aynı gün içerisinde yapılır.
256-bit şifreleme ve 3D Secure ile güvenli ödeme.
Ürünlerimizin tümü sertifikalı ve orijinaldir.